Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 ARALIK 1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
23. yılında Çağdaş Bale Topluluğu'nun yeni sezonu
Var ohnaktan asla vazgeçmedilerN.RANAEVCİM
Yıl 1972, yıllann emeğı, uğraşı
ıle bın bır yokluk ıçınde ınşa edı-
len, o zamankı adıyla Kultür Sara-
yı yanalı ıkı yıl olmuş Çıçeğı bur-
'nunda lstanbul Devlet Opera ve
Balesı sanatçılannın hevesı kursa-
ğında kalmış Istanbullular uz-
'-'gûn Maksım Tıyatrosu açıkta
kalan genç sanatçılar ıçın son ça-
re olarak bır sığinak gorevını ust-
lenmış Bu sıkıntılar ıçınde kendı-
lennı bır boşlukta bulan genç ls-
tanbul Devlet Balesı elemanların-
dan bır kısmı ıçın yaz tatılı zaten
boşaltamadıklan enerjılennın ıyı-
ce bınkmesı bakımından hıç de çe-
kıcı bır duşunce değıldı Işte bu sa-
natçılardan Cem Ertekin ve Nil-
dan Atsız, Kadıkoy Halk Egıtım
Merkezı"nde gonullerınce çalış-
mak ıçın kullanabıleceklen bır
mekân buldular 'Çağdaş Bale
Topluluğu 1972-1992' kıtabında
Nıldan Atsızolayı ^oyleanlatıvor
"... Sabah 9'dan akşam 5'e kadar
dışanda hangi mevsimin yaşandı-
ğını bile unutarak. kâh guluşerek
kâh kavga ederekortaya çıkardığı-
mu temsil. o gunku müthış bale
otoriteleri tarafından kuçumsen-
miş de olsa, buyuk bır başanydı.
Bu başaru profesvonel bir toplulu-
ğun her tüıiu koreografivi dans
edebılecek mükemmel dansçılan
ve her furlu teknık ımkâna \ahip
bir sahne duzenıvle sunduğu gos-
terilerin başansıyla karşüaşhnla-
mazdı elbette. Bızım başanmız,
amator ruhun ne olduğunu tat-
taıak. sadece bale sevgisiyle ortava
konulan bir eserin ınsanın ufkunu
nasıl genişlettiğini ögrenmek o4-
du_"
Yıne aynı kıtapta Cem Erte-
kin'ın şu sözlerı de sanatımızın
güncel sorunlanna ılgınç paralel-
lıklerortayaçıkanvor ".-Heryer-
de herkesin elinc ayağına takjlan
bu topluluk. her koşulda perdele-
rini açtı. değışik adlar altındada ol-
sa daıma bir şekılde \ ar oldu. Emi-
nim var olacak da. \e seksenli yıl-
lann başında o donemin »Halk
Eğitim Muduru'nun karateoyun-
lanyla salonlanndan soküp atrıgı
dansçılar. bu uğraştan \azge\nler
ne de seksenlı vıllann sonunda do-
nemin konservatuvar mudurunun
saygın bir solfej oğretmenınin. us-
teİik de başanlı bir ilk gosten gece-
sinin tam ertesi gunu topluluğun
adını ve amacını ortadan bir çırpı-
da kaldımermesiyle koreografı ve
gönûl veren oğretmenleri, dansçı-
lan inançlannı yitirdikr." Evet
Şdkran Kurdakul'un ısun babasi
olduğu Çağdaş BaleTbpiftlıtgü heT
şeyden once, her mevsımde her
koşulda ve bırakın ekonomık sı-
kıntılan, polıtık baskılara rağmen
varlığını korumuş bır topluluk ol-
duğu ıçın onunde şapka çıkarılma-
yı hak etmektedırBu sanatçıların
yıldınlamayan madı ve ıstıkran sa-
vesınde Utanbul, Mımar Sınan
ÎJnıv ersıtesı 'ne bağlı Bale Ana Sa-
nat Dalı Bolumu'nun yanı sıra unı-
versıte statusunde ıkıncı bır kon-
servatuvarakavuş.muştur lstanbul
Unıversıtesı Devlet Konservatuva-
n Bale Bolumu
lstanbul Bogazı'nın ıkı yakasın-
• 1972 yılında yoktan
var olmayı göze alan,
asla vazgeçmeyen
Cem Ertekin ve
arkadaşlan, 12 aralık
pazartesi günü yıllar
sonra yeniden
kucaklaştığı
Kadıköy Halk
Eğitim Merkezi'nde
yeni programını
sergiliyor.
da dırençle egıttmını surduren bu
kurumlar, lstanbul Devlet Bale-
sı'nın her geçen gun daha kalıtelı
bır duzey ı yakalayan genç eleman-
larını yetıştınrler Bugun tstanbul
Devlet Balesı'nde solıst sanatçı
olarak aorev yapan \vfer Zeren,
Çiğdem ltacür, Punda Bilbaşar,
\y lin Ozalpman gıbı sanatçı lar. ı Ik
sahne deneyımlennı, sanatçılık
terbıyesını, özvenyle çalışma ru-
hunu Çagdaş Bale Topluluğu bun-
yeMndekazanmışlardır l>tebuba
kımdan 22 faalıyet yılını umam-
layarak bu vıl 23 sezonunu açan
bu topluluğun çalışmalan lstan-
bul Devlet Balesı'ne geletek yenı
nesılden neler bekleyebıleceğımı-
ze ıştk tutuyor
Çağdaş Bale Topluluğu'nun bu
yılkı gosterılennın en çarpıcı ozel-
lıgı. duzgun fızıklen ve cıddiyet-
lenyle dıkkat çeken erkek dan^çı-
Iıkte goturen lalar Margarosyan
da gençlenn arasında deneyımlı
bır profesyonel olarak dıkkat çekı-
yor Ozlem Ozeen, Pınar Ayar,
Candaş Baş ve lİdem Kocakuş da
bu toplulukla kazandıkları dene-
yımlerın yakın gelecektekı profes-
yonel yaşamlarınaonemlı katkılar
iaglayacagını hıssettırıyorlar Bu
umudun sağlıklı bır şekılde ger-
çekles.mesı ıçın onkoşul, dansçıla-
çatma salonlarda. sağlık koşulları-
nın sureklı gozardı edıldığı ortam-
larda kışın yetersız ısıtılmı^ ve ha-
va kırlılığınde yazın havalandır-
masız çaîı^maya mahkum edflen
bu gençlenn aldığı eğitim gerçek-
ten çok ozel bır programı gerektır-
mektedır Sağlıklı bır beslenme
ahi)kanlığı edınmek bu ortamda
ancak bır fantezıyse ayak bılekle-
n yeni yeni guçlenen genç bale-
lar Murat Ozdemir, tenı Indere,
Bahadır Ovacıklı \e Selım Borak
lstanbul Devlet Balesı nın sayıla-
rı vetersız kalan kalıtelı erkek
dansçılarının gelecek yıllarda da-
ha çogdlacağmı gostenyor sevın-
dınyorlar K.ızoğrencılerdcn Bamı
Kortart ,se\gıyle ve ınançla dans
ederek bu sanatta her ı>eyın beden-
sel avantajlarla bıtnıedığını çok
guzel ortıeklıyor Genç ogretmen
ve 'aWa' nıtelıklennı ba^arıy la bır-
nacakları konusunda cıddı bır egı-
tınile bıhnçlendınlmelerı
Ozellıkle genç delıkanlılann
enerjılennı en zor dızgınledıklen
bu çaglarda, oğretılen ve uygula-
nanaıasındakıkuçuktutarsızlıklar
bıle bu sanat ıçm çok gereklı olan
ıç dısıplınm gelışmesıne engel
olur t>te bu tehlıkelı durum gen-
cecık yeteneklerın parlamadan
sonmesıne neden olabılır Derme
rınlu 1,0pt atılmabi gereken 'po-
ınt'lerle çalışmak zorundaysa, her-
>ev bır yana toplumun bazı otorı-
telen onlann sanatına dıl uzatıyor-
sa bu çocuklann aldıklan teknık
eğıtımın yanı sıra bırçok soru sor-
may ı ve bunlara cevaparamay ı oğ-
renmesı gerekmektedır Bu ger-
çekleşmezse. seçtıklerı yaşam bı-
çımının maceraperest bır sırk
kumpanyasındakınden neden ve
nasıt farklı olduğunu bılmelen ger-
çekten zor. çunku koşullar ınanıl-
maz benzerlıkler taşıyor Aynı şe-
kılde, bır pop muzık sanatçısının
arkasında bırkaç ılgınç fıgurattır-
makla dans sanatından ornekler
sergılemek arasındakı farkın da
açıkça tartışılması ve duşunulme-
sı gerekıyor Yoksa yakın bır gele-
cekte bu korpecık yeteneklen hıç
ummadığımız ortamlarda, baleyı
pek tanımayan bazı mılletvekılle-
nnın baleden daha lyı tanıdıgı yer-
lerdebulabıhnz
Topluluğun bu yılkı repertuvan
ozellıkle 'Esintilerlll' adlı bolum-
de populer sanat ıle 'BatılıMarın
'yuksek sanat' dedıgı sanat btçım-
len arasındakı farkın kaybolmava
başladıgıni duşundurüyor 1994 ls-
tanbul sanatçısının ve bu sanatın
seyırcısının varoluş bıçımınde
'yûksek' bır nıtelık var mı'* Varsa
veya yoksa neden'' Bunlar. gunü-
müzde butün sanatçılann kendile-
rını yorarak duşunmesı gereken
sorular Çem Ertekın'ın ıse denn
denn duşunmek yenne bu genç ve
görunuşe gore tasasız nesılden et-
kılenerek bıraz hafıflemek ıstedı-
gını duşunebılınz Belkı de artık
gençlerden özven beklemenın be-
delının bu olduğunu duşünüyor
Her şeye rağmen. bu ışıl ışıl bakan
enerjı dolu gozlerde kolayca yatıs,-
tırılamayacak bır arayışı yakala-
mak hıç de zor degıl Onlar, 'bu-
>ük'l
lennın yetersız kaldığı nokta-
larda butün koşullan zorlayacak-
lar, belkı çok yanıldıklan gunler
de olacak, ama kuşkusuz, çağın ve
koşullann gebe oldugu sorular
aşılması gereken karabırduvar gı-
bı hepyaşamlannın ıçınde olacak.
ısteseler de ıstemeseler de onlan
dui>unmeye ve aramaya zorlaya-
cak Belkı deParisNeşesi'ndekı gı-
bı dans etmekten aldıklan enerjıy-
le ya>ama dırenmeyı ba^aracaklar
ama oyle anlar olacak kı, bu dıren-
me bıçımını alışkanlıktan degıl
du^unerek yapacaklar Andan-
te'dekı 'pasdedeux'nun teknığının
yanı sıra anlatılan ınsan ılışkısını.
Esıntıler'de çok ıstedıklerı halde
neden bır turlü seksı olamadıkla-
rını sorgulavacaklar l^ıksızlıktan
sahnesızlıge, kostumsuzlukten za-
mansızlıga kadar butun yoklukla-
rın anlam kazanması ve yaratıcı
sanatçı kı^ılıklı gençlere kavu^ul-
ması ı^te o zaman gerçekleşmı^
olacak. tıpkı 1972 yılında yoktan
var olmayı goze alan, asla vazgeç-
meyen Çem Ertekin ve arkada^la-
rının yaptıgı gıbı Bu sezon ılk
gostensını UkasımdaÇağdas. Ya-
şamı Destekleme Derneğı Kadı-
köy Şubesı yaranna gerçekleştıren
Çagdaş Bat'e Jopluluğu. 12 aralık
pazartesi gunû yıllar sonra yeniden
kucaklaştığı Kadıkoy Halk Eğitim
Vierkezı nde yeni programını ser-
gılıyor
Önyûz
"Asya'dan
Anadolu'ya
înen Rüzgâr"
Kültur Senisi - Yapı Kredı sıkke kolek-
sıyonu sergılennın üçüncü bölumunu oluş-
turan ve Beylıkler dönemı sıkkelennı ıçe-
ren "Asya'dan Anadolu'ya tnen Rüzgâr"
başlıklı sergı süruyor Yapı Kredı Kültur
Merkezı Vedat Nedım Tor Muzesf nde dü-
zenlenen sergı ıçın yazdıgı yazıda Enıs Ba-
tur şoyle dıvor
" Bey likler doneminin sikkelen yan y ana
durduklannda 36 kısını teknıilı birden bü-
r yükbır heyecantefnkasıçıkıvorortava: Si-
yasal tarih kadar toplumsal tanh de. grift
bir tablo çızıvor ışık saçan alrının içinden.
Bir de kuraüan belirienmemiş bır estetik
hareket doğuyor tabi: Bakıyor. goruvoruz
- ama elimizden sıvışıp gidiyor o an."
"Osmanlı impara-
torluğunun yekvu-
cut bır guç ve or-
taçağ sonrasımn
en buvuk erk
kaynağT olma-
sını saglayan
beylıklerın kul-
turel aynşımını,
sıkkelerden yola çı-
karak yapmayı
doğru bulduğunu
belırten Batur, o zamandan günumüze ula-
şan sikkelen, "deHl, tanık, iz'' olarak nıte-
lıyor
Enıs Batur şu şekılde surduruyor vazı-
sını u
Nasılolmuşturda\sya'danbambaş-
ka inanç.gorgü ve değerlerle buyuk goçy o-
luna duşmuş bir topluluk \nadolu toprak-
lanna yerleşip hukumraniığııu duvurdu-
ğunda, kestirdiği sikkenin bir yuzune Rum
alfabesiyle Rum diyannın hukumdan-
nı.bir yûzuneyse \rap alfabesiyle kendi
düsturunu vurabılmişîir'' Beylikkr dönc-
mini vansıtan kapsamîı bırsıkke kok-ksıvo-
nunun en denn gızı bu sonıvu durmadan
çeşMeyerek onumuze geurmesı, zıhnimız-
de hıda dolaşnrmasıdır. (...) Bır hireşim-
den soz etmek de guçtur. Daha çok. Bor-
ges'in öykulerinde rastladığımız turden çıl-
^gHi bir sonsuzluk fikri bebnr^ikkeden sik-
keye gectikçe; Anadolu'ya inen Asva ruz-
garukcndi yeıieşik du-
zenıni k'urana dek
geçen o gerçekten
uzun sure içinde
bin bir çehreye
bürunmuşturr
Yapı Kredı
koleksıyonunda
Beylıkler ödenı-
mınde Anadolu'nun
çeşıtlı bölgelennde
egemenlık kurmuş,
sıkke kestirmış, küçuklü büyûklü 18 bey-
lığın yaklaşık 1500 sıkkesı bulunuyor ve
sergıde bunlar arasından seçılmış 101 sık-
ke sergılenıyor Artuklu, Danışmentlı ve
Karamanoğlu sikkelen guzellıklen ve ya-
zıtlanvla ılgı çekerken, Alaıye'de basılmış
paralarla, Eşrefoğullan adına basılmış sık-
keler bılımsel açıdan koleksıyonun önem-
li parçalannı oluşturuyor
Tiyatrokare, Francis Weber'in hoş bir komedisini sunuyor: Salaklar Sofrası
^AptaDıklarıın' fark edemeyenlere...
NİLGÜN TOPTAŞ
Türkıye'nın. Turk kültur ve sanat or-
tamının ve Turk tıyatrosunun uzennde
kara bulutlann dolaştığı şu gunlerde Ti-
yatrokare. bu bulutlan kendınce dagıt-
mak ıçın hoş bır komedı sunuyor lstan-
bullu tıyatroseverlere Salaklar Sofra-
sı Francis VVeber'ın yazdığı şu sıralar
Pans'te de sahnelenen ve buvuk ılgı go-
ren ovunun kadrosu da oldukça ılgınç
Yonetmenlığını Turk tıyatrosunun
onemlı sanatçılanndan Vluşfik Keo-
ter'ın ustlendıgı o\unda Bakırkoy Be-
ledıye Tıyatrosu'ndan Pekcan Koşar ve
Şehır Tıyatroları'ndan Köksal Engur
de rol alıyor Tiyatrokare nın kurucusu
Nedim Saban ıse bu oyunla çocuk tıyat-
rosu 'Bcş Kafadarlar'dan sonrakı ılk
cıddı oyunculuk deneyımını yaşıyor
Oyunda çevresındekı en salak kışıyı
yemeğe davet ederek onunla eğlenen
bır adamla bu amaçla seçılen bır sala-
ğın arasında gelışen komık olaylar an-
latılıyor Fakat oyunun yonetmenı ve
oyunculannın da dedığı gıbı, salaklık-
la akıllılığın bırbınnden pek de uzak
olmadıgı ortaya çıkıyor salakla eğlen-
meye kalkışan 'akılh'nın salaklıklannı
ızlıyoruz oyun boyunca
Oyunun 'salak' kahramanı M. Pig-
Don u oynayan Nedım Saban, şaşırtıcı
bır performans sergiliyor Bugune dek
Tiyatrokare de yonetmen olarak gorev
yapan Saban, oyunculuğa bıraz "itildi-
ğini' belırterek bu seruvenı şoyle akta-
nyor "Bu rol için adam anyoruz. In-
sanlara anlatOm nasıl bir rol olduğunu;
dedüer ki. 'Bu salak rolu tam sana go-
re' Önce Ali Poyrazoğlu söyledi; Bu
adam bızı batırmak mı ıstıyor" diyedu-
şıindum. Sonra baktım, çok sıcak bir
rol. En buyük salaklık da Türkiye'dc
özel tiyatro vapmak zaten. Oyuncu ola-
rak çok bu\ük iddıalanm falan yok, ye-
ter ki sahnenin kokusunu alabiley im, in-
sanlan duyabileyim."
Nedım Saban'ın 'Beş Kafadarlar"
çocuk tıy atrosuyla başlayan ovunculuk
macerası Amenka ya gıttığınde bıtı-
vermış Sahnedekı oyuncuya bakan yo-
netmen "Sen sahneden in. V onetnîen
oPdemış Buoyunda 'uygunbirkalıp'
sergılemek ivi flkır dive duşundük. Bu
oy unu Paris'le gordum. çok duzey li bul-
dum."
- Bu oy un. sadece repertuvar obun
diye mi seçildi?
Havır. tıcan kaygılar da far Çünkıi
Tiyatrokare. çok zor ıkı yıl geçırdı. sa-
londan salona kovuldu Nışantaşı Kız
Lısesı nde ınanılmaz buvuk baskılar
gorduk 600 mılvon yatınm vaptığımız
halde. dev let o salonu elimizden almak
ıçın ınanılmaz oyunlar oynadı Okulda
buyuk bır fanatık kıtle vardı. bızı çok
rahatsız ettıler Geçen yıl oynadığımız
ovunlar da bır numara buvuktü, onun
• 'Salak' kahramanı Nedım Saban'ın, 'salak a\cısf nı
Pekcan Koşar'ın canlandırdığı oyunu Muşfık Kenter
yonetıyor. Kenter, 'Herkes herkesı aptal görür, ama hepımızın
bırçok aptal taraflan vardır. însanlar aptallarla alay ederken
kendı aptallıklannın farkına varmıyorlar. Bunu hoş bir
komedı şeklınde sunmuşlar' dıyor.
bulunduğu ıçın sahneye çıkıyor Nedım
Saban. fakat yonetmenı Muşfık Kenter
sayesınde zorlanmadığını soyluyor
"Miişfik Kenter bir rejisör olarak,
oyuncuyahiçbirsey yapmamayıöğrert-
yor, bu çok önemli. \e kadar az soyta-
rilık yaparsan o kadar kutsabın."
Nedım Saban. oyunu nıçın seçtığını
de şoyle açıklıyor "BizTiyatrokare'de
repertuvar tiyatrosu yapıyıoruz. yani en
polirJk oy undan en drama. mclodrama.
oradan avangart bir oyuna, klasiklere
uzanan bir yelpazemiz var. Bir komedi
ıçın bu yıl daha tıcan olarak ış yapabı-
lecek bırovun seçıvoruz Bu da en do-
ğal hakkımız, yoksa \ aşay amay acağız
-Gonül Ulkü-GazanferÖzcan Tiyat-
rosu, Turkiye'de bir donemin onemli ti-
yatrolanndan, fakat kapandı. Burayı
tekrar kazandınyorsunuz. Bu nasıl ge-
lişti?
O ustadımıza çok saygımız v ar, onun
ıçın de tıvatronun adını değıştırmedık
zaten Fakat şu çok acıklı Bu ıkı sanat-
çı. dunyanın neresınde olursa olsun bı-
rer v ırtuozdurler. fakat Turkıye'de sahıp
Arkayüz
çıkılmadı Tansu Çiller'ın yuzunden
belkı de Tıyatrolarını kapattıiar, çünku
odeneklendurduruldu Tasarrufdenın-
ce once kulturden tasarruf yaptı Ben
aslında Nışantaşt Kız Lısesı'nde sonu-
na kadar dırenecektım. fakat birden bu-
ranın bır sınema olabıleceğını duşun-
dum Bır tıyatro salonunun daha yıkıl-
masına kalbımız dayanmayacaktı Ay-
nca burada yıllardır komedı geleneğı
var o açıdan bır komedıyle açmak çok
lyı Fakat bız değışık oyunlar da oyna-
yacağız Yanı însanlar buraya sadece
gulmek ıçın gelmeyecek
- Bu oyunda da her oyunumızda ol-
duğu gibi ilginç isimler var. IVlüşfik Ken-
ter, Pekcan Koşar. Köksal Engür-
Bızım ılketnız. her oyuna farklı oyun-
cular almaktır Repertuv ar tıyatrosu ol-
duğumuz ıçın. seyırcı her oyunda o ro-
le en uygun oyuncuyu gormek ıstıyor
Pekcan Koşar'ı BBT'nın ıznıyle aldık
Butun oy uncular bomboş duruyor. ode-
neklı tıyatrolarda bıze ızın venlmedı
Oyunda, kendı deyımıyle 'salak av-
cısı'nı oynayan Pekcan Koşar ıçın, ola-
yın farklı bır boyutu da var Gazanfer
Ozcan-Gonul UlkuTıyatTosu'nu22yıl
once Pekcan Koşar kurmuş Bır yıl bo-
yunca da kendı tıyatrosuyla oynamış
Ovunu 'çok hoş bir komedi' olarak nı-
teleyen Koşar, şoyle devam edıyor
"Burvar komedisi tarzında yazılmış,
ama alışılagelmiş bulvar komedilerin-
den biraz farklı bence. Çunku bulvar
komedileri şampanya kopuğu gibidir,
satonda gulersiniz, çıkttğınız zaman bi-
ter, hiçbir şey kalmaz. Bunun kendine
has bir mesajı da var. En azından
evini/e gidene kadar ya da evini-
ze gittiğinizde kafanızı oyun hak-
kında yorabileceğiniz ufak bir
mesajı da var."
Oyunun yonetmenı Muşfık
Kenter ıse Nedım Saban'dan oyu-
nu yonetmesı ıçın çağn aldığın-
da "tiyatrolar arası dayamşmaya
inandığı için'' teklıfı kabul ettığı-
nı belırtıyor Gençlerle çalışma-
nın hoş olduğunu da ıfade eden
Kenter, oyunu şoy le vorumluyor
"Herkes herkesi aptal görür,
ama hepimizin bir çok aptal ta-
raflan vardır. İnsanlar aptallarla
alay ederken kendı aptallıklan-
nın farkına varmıyorlar. Bunu
hoş bir komedi şeklinde sunmuş-
lar."
3 aralıkta Gazanfer Ozcan -
Gonul Ulku Tıyatrosu'nda 'per-
de' dıyen topluluk, 5 aralıkta
Bursa, 6 aralıkta Balıkesırturne-
sını gerçekleştırdı 8 aralık per-
şembe gunu gala yapacak olan
topluluk 9-10 aralıkta Alman-
ya'ya gidecek ve daha sonra tek-
rar Istanbullu tıyatroseverlenn
karşısına çıkacak
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Bip Bütçenin
Düşündürdükleri...
1995 yılı butçesının, Meclıs Butçe Komısyonu'nda go-
ruşulmesı sırasında Devlet Opera ve Balesı 'nın produksı-
yon gıderierı ıçın ongorulen paranın başka bır kaleme ak-
tarılması, boylece de onumuzdekı yıl ıçın bu kurumun per-
delerını açmamasına karar venlmesı, çeşıtlı tepkılere yol
açtı
Bu tepkıler, her zaman olduğu gıbı bu kez de nedenle-
re zamanında ve yureklılıkle eğılmek yenne, kaçınılmaz
sonuçlara yakınma alışkanlığını surdurmekten oteye bır an-
lam taşımadı "Boyle bır şey nasıl o\uf>" ya da "olabı-
lır?"sonısu, yıne her zaman olduğu gıbı bu kez de başka
sorulardan kopanlarak ortaya atıldı, boylece bır butunu,
butunluğu ıçensınde değerlendırme gıbı bır eylem, bu kez
de gerçekleştırılemedı "Sanatın ıçıne tukuren" ve baleyı
"belden aşağı" bulan bır anlayışın buyukkent yonetımle-
rının bıle başına geçebıldığı ulke, sankı Turkıye değılmış-
çesıne, bu anlayışı temsil edenlere, onyıllar boyunca bu-
gun sonuçlardan yakınan kımı çevrelerce de sankı hıç da-
vetıye çıkanlmamışçasına "Nasıl olur?" dıye dovunmek,
ancak bızım aydınlarımızın çoğu gıbı, tanh bılıncı kavra-
mını yalnızca bayramdan bayrama -bunun yenne "darbe-
den darbeye" de dıyebılınz- kullanan aydınlara ozgu bır
tutumdur Gerçekte ıse yapılması gereken, dehşet çığlık-
larını atmazdan once başka sorulara da eşzamanh olarak
yanıtlar aramaktır Çunku bu başka sorulara verılecek ya-
nıtlar, şımdı uzerınde durduğumuz sorunun, ayrıca sorul-
masını buyuk bır olasılıkla gereksız kılacaktır
Şımdı meraklıları ıçın bazı "başka" soru orneklen verı-
yoruz
Çeşıtlı ıl ve ılçelerımızdekı kıtaplıkların sureklı okur orta-
laması ne kadardır^
Bu kıtaplıklara butçede ayrılan yıllık pay ne kadardır"?
Turkıye'dekı konservatuvarlara ayrılan yıllık butçe ne ka-
dardır''
Ozellıkle ortaoğretımde oğrencılere, evrensel muzığın
ayrılmaz bır parçası olarak klasık muzığı tanıtma ve sev-
dırme bağlamında ne gıbı duzenlı çahşmalara yer venlmek-
tedır?
Ulkenın en buyuk ve en kozmopolıt kentı olan Istan-
bul'da, opera ve bale temsıllennın gerçekleştırılebıleceğı
tek mekânın onarılması ışını, kışa yanı "sezona" bırakan
bır anlayışla, o kurumda sanatsal etkınhklerın gerçekleş-
tınlmesını olanaklı kılacak tahsısatı başka kalemlere aktar-
ma eylemı arasında tam bır uyum yok mudur'?
Muzık alanında ulkemızde yayımlanan zaten az sayıda-
kı kıtaplar kaç satmakta, kımler tarafından, kımlere surek-
lı ve ıçtenlıkle onerılmektedır'
7
Okumadan, okuma eylemını gunluk yaşamının onsuz
olunamaz bır parçası kılmadan, oylece yaşayıp gıden boy-
le bır yaşam bıçımı ıçın neredeyse eğıtılen bır toplumun
opera ve bale ızlemeden de yaşayabıleceğı duşuncesı çok
mu tutarsızdır"?
istanbul'un tek konser salonundan kâr bekleme peşıne
duşen, salonu amaç dışı kullanımlara açabılmek ıçın yo-
netmenını gorevden alan bır sosyal demokrat beledıye
başkanıyla aynı davranışları sergıleyen Refah Partılı bır be-
ledıye başkanının tutumları arasında ayrım gudecek ka-
dar nesnel bakabılme yeteneğını yıtırmış bır aydın tavrı,
opera ve balenın produksıyon butçesıne el konmasına
hangj yuzle karşı çıkabılır?
Bunlar, yukanda da belırtmeye çalıştığımız gıbı ya'nızca
omek nıtelığınde seçılmış ve ıstendığınde çoğaltılab''ecek
sorular önemli olan ıse bu konulan bır butunluk çerçeve-
sınde ele almaksızın, tek tek sonuçlar karşısında tepkı
gostermenın kuru gurultunun otesıne geçemeyecegı ger-
çeğı
Çunku Atatürk'un Devlet Operası'nı kurdurmasıyla baş-
latılan gınşım, cumhurıyetın kuruluşundan 71 yıl sonra bu
kuruma butçede yer verılmemesı noktasma vardınlmışsa
o zaman ortada sorgulanması gereken çok daha genış bır
yelpaze var demektır Gelgelelım ulkemızde genış sorgu-
lamalar ve kapsamîı nesnel değerlendırmeler yerını, epey
uzun bır zamandan bu yana neredeyse ancak moda ya da
esıntı dıye adlandırılabılecek heyecan belırtılerıne, sonup
gıdıveren anlık tepkılere, kısır ozentılere bırakmıştır
Belkı de asıl ortaya atılması gereken soru, boyle ortam-
ların opera ve bale gıbı yuce sanat dallarına layık olup ol-
madığıdır .
Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nun özerkliği için
imza kampanyası (13)
Mımar Sınan Unıversıtesı
Fen Edebıyat Fakultesı Oğre-
tım Uyelerı F. Nermin Sine-
moğlu. Necla Arslan. Şeyma
Ozkoçak Coşkun. Gulgun Ko-
roğlu. S.Sezer Se\inç, Handan
Incı Aylin Dikmen. Çağlayan
Kovanlıkaya. Semra Germa-
ner. Ahmet Baltacı FatmaŞen-
yiıcel, Esın Kuntay. Ayşe Du-
rakbaşa Tarhan. Muzeyyen
Guler, Güliz Erginsoy Belgın
Mazlumoğlu, Talat Tuncer,
Guzın Aktulga. Meriç Bakiler.
Levend Duransoy
Ferheng Bahçelen. Samı Oz-
top, Ecevit Tunalı, Iffet Tunalı,
Serdar Kayın. Bekır Mahye.
Fevziye Vazman. Sadı Baruh.
Atflla AkseL Mesut Çmar. Nihal
Demirhan. Serap Demırel
Tomris Uğur. Okan Şamıl, Ay~
şegiılGiray Kalden. Nurgul Ak-
taş, Gulten Çapan. Alışan Ça-
pan. Perran Akpınarlı. Hulya
Ozalaşar, Metin Oztan, Uğur-
tan Aksel. Nazım Acar. Rengm
Ulker, Osman Akkuş Murat
Toksay, Doğa Dağdeviren, Al-
kım Gurul, Yusuf Kırnar. Yal-
ç_ın Gorgun. Sinan Gungören,
Ozgur Santaş, Tank Korkmaz,
Şınası Ozdenoğlu, Ercan Çay-
toşar Sabahattın Tunama, Edip
Kuş, Abdurrahım Soğan. Meh-
met Başaran, Osman Şahin,
Behzat Ay Huseyın Atabaş.
Asu Bodur. Hakan Çankaya,
S.Kutluay, Nılufer Kutluay
O.Seven, Zubeyde Yılmaz.
Bahriye Yılmaz. Neslıhan De-
mırdağ, Ergun Turhan, Yıldız
Sertıl Alper Altug. Umıt Kal-
paklı. Çelik Aktaş. Ersın Çelık.
Mustafa Seven, Suat Selen,
Mehmet Yavuz Yüksel, Alı Tu-
tuş, Ataner Gfirkan Şahin.
Enıs Halıcı. Samim Karkın.
Ufuk Turhan Recep Akdem.
Fahnye Moral, Isrnail Ekman,
ÇaferGanseven. Necla Işdc Şu-
le Ateş. Reşit Arslan. Tunç
Gunbay Biilent Varar Vlum-
taz Sevınç Hidayet Erdinç.
Gengız Daner, Sevinç Yıldız.
Edıbe Akçakaya. Soner \kça-
kaya, R Bahar, Ne\a Rişvanoğ-
lu. Bulyan Gunaysu. Gülay II-
kor. Muammer Esı, E.Zoga.
Gansen Zoga, Nurhayat Ber-
ker.Oyalncı Metin Eren Şuk-
ru Yılmaz, Murat Çilek. Akıf
Çılek. Baskın Oran. Hıfzı To-
puz. Süan Bener. Erdal Doğan.
Nilüfer Konuk. Emre Kına>. Sı-
dıka Özhan. Kıy met Ant. Çag-
daş Kavruk. Berıvan Akbay.
Hivda Akbay, Nedret Selçuker.
SelmaSelçuker Bırsen Eltutar,
HabirAkaroğlu HaşmetAltuğ
Çağlar. LfukÇomez, Samı Sa-
rı. Çağatay Akın. Alı kayacan.
Cumali Sankaya. Alı Ustun-
dağ, Recep Anar. M Kemal
Ozkan. İnci Ertem, Suna Turk
\rcıl. Julietta Brener. Rozet
Yafet. RagıpAkbal SaıtAssen.
Vicdan Şahin Huseyın Don-
mez, Kasım Uçkan. Arıf Da-
mar Zihni Anadol Kemal Ana-
dol. Hasan Demir, Rahmı Ku-
maş, HakJun Berkin. Şeref Şe-
nok, Feyzi Amaç Muazzez ll-
ter. Muharrem Zeki İlter. Ner-
gız Topar. Gıineş Kaya. Çeyda
Kayaş, Inci Bilge. Şafak Tan-
kurt Faruk Kesebir. Mehmet
Aşçı Kereır l zunoğju, Monık
Ipekel. Reyhan Gıilman, Alı
Tozan. Mehmet Okanşar. Mus-
tafa Suder. Mehmet Orton
Mujgan Harmankaya, Yasemin
ÇetikoZ; Esen Arslandoğan.
GürselÖTer, Alev Layık,lnci
Aslay. Alpaslan Onay. Ahmet
Demir Örtün. Sevım Refığ.
Ayşe Demirtaş Fırdevs Kara-
goz. Harika Yaşaroğlu Bılge
Koloğlu Avşeİktu
SÜRECEK