Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SsAYrA CUMHURİYET
KÜLTÜR
8 ARALIK 1994 PERŞEMBE
14
AhmetGörgün'ün 'The Nev* Yor-
ker' dergisinde yayımJanan bir il-
lüstrasyonu.
Ahmet
Görgün'ün
illüstrasyonlan
New Yorker'da
Kültür Servisi - Türk sanatçısı
Ahmet Görgün, 1980 yılından ben
Nevv York'ta ıllüstrasyon ve resım
çalışmalarını sürdürüyor. Gör-
gün'ün 'The New Yorker', 'The
Nevv Vbrk Times\ 'The Los Angetes
Tımes', Rolling Stones'. 'LS\ 'Vü-
lage V'oice' gıbı gazete ve dergılerde
illüstrasyonlan yayımlanıyor.
1955 yılında doğan Görgün,
De\let Ta'tbıkı Güzel Sanatlar Yük-
sek Okulu Grafık Sanatlar Bölü-
mü'nden 1979 yılında mezun oldu.
Öğrencıyken çeşıtlı afış yanşmala-
rında ödüller alan Görgün, New
York'da Pratt Instıtute'de resım üze-
nne master yaptı. Bılgısayar grafığı
üzerıne çalışan, kıtap, broşür. afiş
dızaynları yapan Görgün, 1990 yı-
lından berı kendı atölyesınde resım
ve ıllüstrasyon çalışmalannı sürdü-
rüyor. Resımlerı Türkıye'de ve
Amerıka'da özel kolleksıyonlarda
bulunan sanatçının, son olarak se-
kız resmı 'The New Ybrker' dergısı-
nın resım koleksıyonu ıçın satın
ahndı. Görgün'ün çalışmaları Nevv
York'ta Galen 112'de süreklı olarak
sergılenıyor.
Aksanafta
'Porgy and
Bess' operası
Kültür Servisi - Aksanat'ta, üc-
retsız kültürel etkınlıkler sürüyor.
Bugün saat 12.30*da; ekranda Dvo-
rak'ın "Senfoni no. 8"i şef Karajan
yönetımınde, "Serenat Op. 44"ü
ise şef Prevın yönetimınde laser-
disc'ten büyük ekranda dinlenebi-
lir. Bugün aynca saat 19.00'da Prof.
Dr. Metın And ile Söyleşılerkapsa-
mında "tllüzyon Sanatı" tartışıla-
cak
Aksanat'ta yann Gershvvin'in
"Porgy and Bss" operası saat
12.30'da laser-disc'ten büyük ekran-
da göstenlecek. Amenkalı besteci
George Grshvvin'in bu başyapıtında
bilınen biröykünündramı, şiırselli-
ğı ve güzelliği ortaya konuyor. Bu
operadan sonra saat 18.00'de. şef
Bruggen yönetimınde seslendinlen
Beethoven'in "Senfoni No. 3"ü la-
ser-disc'ten büyük ekranda dinlene-
bılir. Aksanat'ta cumartesı günü sa-
at 15.00'de Rossını'nin "Sevil Ber-
beri" adlı operası laser-disc'ten bü-
yük ekranda göstenlecek.
.Tangolan çocuklan gibi severdiNEDİMERAĞAN
tnsanı ınsan yapan bazı temel un-
surlar vardır. Tıpkı bir binayı sağ-
lam kılan temeller gibi. Bunlar iyı
yaşanmış bir geçmiş, anılacak güzel
günler ve günleri unutulmayacak
anılara dönüştüren şarkılar. Nedir
bu şarkılar? Insan yaşamında bu ka-
dar neden önemi vardır?
Insanın bünyesınde en geç yaşla-
nan, sestır. Fiziksel olarak ne kadar
yaşlansanız, saçlannız ne kadar be-
yazlaşsa. yüzünüz ne kadar kınşsa,
sesiniz her zaman kendinı korumuş
olacaktır.
Yaşamınızda sizi etkileyen, sıze
sevgi veren, sızi geçmişe bağlayan
gene bu sesler olacaktır, yanı şarkı-
lar veya tangolardır belkı de bunlar.
1949 yılını anımsıyorum. Istan-
bul Radyosu'nun deneme yayını
yaptığı eylül aylan. sonra 1950 yılı-
nın başları, o dönemde radyodan
yayımlanan 78 devırli taş plaklar..
Neler neler anlatırdı bize, o 18 yaşı-
mın heyecanlan, se\gi denen şeyi
yavaş yavaş bıze aşılayan, dinledık-
çe daha çok sevdığımiz tangolar..
"Papatya gibisin beyaz ve ince..."
sonra aynı plağın arka vüzü "Yü-
zündeki o bahar rüzgâr gibi gectL."
Sıze yakınlık göstermeye söylenen
bir hıncın anlatım sözcüğü gibi ge-
lirdi, yaşlanmış, güzelliği bitmiş bir
kişi oluverirdı karşınızda o sevgili,
tangolarla.
Zaman ne kadar da çabuk geçi-
yor. 1921 yılında, tstanbul'da Be-
şiktaş'da doğan Secaattin Tanyerii,
ortaokulu ve lıseyı lstanbul Erkek
Lisesi'nde okumuş. müziğe yakınlı-
ğı öğrencılık yıllarında başlamış.
tangoyu da hse son sınıfta sevmiş
ve söylemeye başlamıştı.
1942 yılında profesyonel olarak
sahneye çıkmış, ılk plağı Necdet
Koyutürk'ün unutulmaz tangosu
"Papatya" ve "Rüzgâr Gibi Geç-
tTyi 1948 yılında plağa kayıt etmiş
ve o günlerden 1993 yılında TRT
lstanbul Radyosu Tango Orkestrası
Secaattin Tanyerli
solıstlığinden emeklı oluncaya ka-
dar ülkemızde en uzun süre, bıze
sesiyle tangolan sevdiren bir solist
olmuştu.
Belleğinde ıki binden fazla tango
olduğunu kendısi söylemiştı.
Tango söylediğı 52 yıl boyunca
hıç tango bestelememiştı. Ama onu
besteleyen Fehmi Ege'nın, Necdet
Koyutürk'ün. Necip Celal'in ve nice
bestecilenn tangolanna ses venniş,
hayat veTmış ve bestecilerini de
ölümsüz kılmıştı.
Söyledıği bu tangolar arasında bir
ayınm yapmıyordu, hepsini ayn ay-
n seviyordu, çocuklan gibi, "Peki
en çok sevdiğiniz tangolar hangisP
dediğimde, "Bir a>ırun yapamaya-
cağun, ama Fehmi Ege'nin 'Aynlık.
Sensiz Kaldığım Geceler' Necdet
Koyutürk'ün 'Papatya' ve 'Rüzgâr
Gibi Geçti'si" dıyordu. Kırktan faz-
la tango plağı yaptı (tabıı 78 devirli
plaklardı bunlar), gene ünlü Türkçe
tangolardan oluşan ikı de LP kayıt
etti.
"Neden tango" diye sorduğumda,
"Tangoja ayn bir sevgim ve sempa-
rim vardı.
O zamanlar ülkemizin ilk erkek
tango solisti İbrahim Ozgür beni et-
kikdû dışandan da bir tango akımı
vardı, onun da etkisinde kaldım,
tango sesime de uygun geldi, onun
içüı tangoyu secttm1
" diyordu Seca-
attin Tanyerli, 1982 yılının bir nisan
günü kayıt ettiğim bantta. Bu bantta
konuşmayı da ısrarla kendısi ıstedi.
Bız radyoculann, daha doğrusu
yayıncılann bir inanışı vardır, kımle
konuşur ve onun sesini yaşamöykü-
sünü banda kayıt edersenız. o kışi
bir süre sonra ebedi âleme göç
ederdı. Biraz huzursuz olmuştum, o
bandın kaydını yaparken, bunu
açıklıkla söylemek istiyorum bu-
gün, aradan tam on iki yıl geçtı bu
söyleşımizin üzerinden.
Secaattin Tanyerlı'nin konuşması
arşivımdeki bantta, seslendirdıği
tangolar ise hâlâ yaşıyor ve yaşaya-
cak da; bizler o tangolarla yaşadık-
ça, anılanmız hep dipdiri kalacak
bütün güzelliği ile. Bize bu güzel-
likleri ve güzel duygulan veren bes-
tecileri ve sesleri hep anacağız. yıl-
lar boyu msanlara güzellıkler ver-
meye devam edecek, bu ölümsüz
insanlann besteleri. Hepsini saygıy-
la anıyorum.
MEHMETBAS13TÇI]
PARtS - Sahne sanatlannda
müzik, neden hep yardımcı öğe ol-
makla yetinsin kt9
Işte, günün bi-
rinde. öncii bir Fransız tiyatro ada-
mı alıp müziği sahneye çıkanr...
Alışkanlıklar altüst olmuş, müzık
metnin ve dramatik yoğunluğun
emrine verileceğine, başrole çıkı-
vermiştir.
Bildik ezgiler özgün diyaloglam
değil, oyuncuların fısıldarcasına
yorumladıklan metinler müzige eş-
lik etmektedir. Adına mızansen de-
Sisli bir tül perdenin ardında...riiöimı- vnrntırı rnlmmn çn?rüklt>- •*• kıslnmnkinthrlnr tükenmekip nlan vün.r
ılımız cnktardiğimız yanıtıcı çalışma sözcükle-
rin tekelinden kurtulmuş. müziği
kucakladığı gibi dans etmektedir..
Kabuk degiştiren mızansen sanki
bir tür "mizanses " olmuş, farklı
bir büyü dogmuştur.
Bu büyünün başanlı mirnan, de-
neysel tiyatroyagönül veren Fransız
yönetmen François Tanguy'dırBas-
tille tiyatmsunu basamaklanna dek
doldumn izleyiciler, 'Choral' fkoro)
adlı bu vepyeni oyunu uzun uzun al-
kışlamaktadırlar
"Chorul" da müzıgın hemen ar-
dından gelen başoyuncu ışıktır. Ön-
den, yandan, tepeden gelen ya da
yeri belirsız bir kaynaktan yayılan
ışık, duymakta, ayırdına varmakta
güçlük çektıgimt metrıın alttnı, çi-
zer; anlamını \erir..
Sıslı bir tül perdenin ardında de-
vinen oyuncular, ortaçağ tınılarına
mı eşlik etmektedirler? Yoksa, ileti-
şimsizlıgin pençesinde ktvranarak
tükenmekte olan yüzyıhmız çoktan
yitip gitmiş midir^ Önemi yoktur bu
sorulann.
Çünkü zamanı. müzik ve izleyici-
nin bakışlan beliıiemektedir. Kos-
tümler, bıçim degiştiren dekor, be-
yaz kanatlı melekler, kara giysili
adamlar, gelınlikleri ıçinde cıvıl a-
vı/ kadınlar, sesstce hoplayıpzıpla-
yan sirk sanatçılan.
Her jev. hepsı, müzige eşlik et-
mektedirler. Zaman akıp gitmekte-
dir... Oyuncular, degısikdillerdeya-
zılmış metinlerifıstldariar Dıyalog-
lar belli belirsizbıryumuşaklık ıçın-
de zamana eşlik etmektedir...
Sahnedekı oyuncunun agzından
çıkan on sözcükten yalnız birinin se-
yircinin kulagına anlasılır bıçımde
ulaşması. o oyuncunun sesini dup-
duru bırahs içinde açıkseçik duyur-
mayı başarmasından herhalde çok
dahazordur... Müzige gelınce... Mü-
zik kusursuzdur
François Tanguy, müziği gözlerle
dinlemenin de mümkiin oldugumı
kanıtlamıştır.
4
Oaşılmaz ve fettan' efsanenin 'giz'leri saüldı
Kültür Servisi- Efsanevi yıldız
Greta Garbo'nun yakın dostu, sırdaşı,
eskı televızyon yapımcısı Raymond
Daum ile 1960-İ970 yıllan arasında
yaptığı telefon konuşmalannın bandı
Los Angeles'ta "Butterfıeld & But-
terfield" müzayede salonu tarafından
düzenlenen açık arttırmada 43 bın
125 dolara alıcı buldu. lsveç asıllı
aktrısın en gızlı düşüncelennı, gele-
cekle ılgılı düşlenni, ölümsüzlüğe
duydugu özlemî dıle getırdığı bu ko-
nuşmalann bandı toplam yedı saatı
buluyor.
Garbo bu yedı saat boyunca neler-
den mı söz edıyor? Işte bırkaç örnek:
"Kahve? Kahveye bayılınm... Güzel
kahve vapmavı "becerebilir misiniz?
Ya. gerçekten mi? Ben kahveyi bir
tencerenin içine koyanm. Sonra suyu
kaynatıp üzerine dökerim. Kapağını
kapabr birkaç dakika beklenrim..."
"Bugün yalnız başıma köprüdeki
bir cankurtaran kayığının içinde
yemek yedim. Bana küçük bir tep-
side yemek getirdiler. Yemek salo-
nuna hiç gitmedim, Ama sadece
ben yaptım bunu, başkaları gitti-
ler..." "Siz tiyatroya gidiyorsunuz,
va da New York'un insana sunabi-
İeceği diğer şevleri yapıvorsunuz.
Ben vapmam. Bugünkü vaşamımın
aynısını herhangi bir yerde de yaşa-
yabilirdim. Dışarı çıkmıyorum.
Kimseleri görmüyorum. Hiç bir şey
yapmıvorum. Demek ki Nevv
York'ta olmamalıyım aslında. Oh!
Hiç bir şey söylememeliyim ben.
Bir şey söylediğim ya da sözverdi-
ğim anda o şey hiç gerçekleşmi-
yor..." Günlük yaşamda hepımizın
küllandığı sjradan. yavan sözler bu-
nlar. Satışa çıkarmak ıçın bırkaç aydır
bunlann arasından elemeler yapılıyor.
1993 yılının hazıranında da ünlü
yıldızın arkadaşı senarist Süka Vertel
ile yazışmalan ortaya çıkmıştı. 1935
yılında şöyle yazmıştı Garbo: "Sevgi-
lim yok. ama buna karşılık daha az
sorunum olduğu da söylenemez. Bu-
nun sebebi herhalde zavalb bedenimin
çektiği acılar otea gerek".
Florıda'dan bir hayranı onun bu
gızh ıtıraflanna talip olmuş, bunlar
ıçın 1.5 mılyar lırayı gözünü kırpma-
dan vermıştı. Ulaşılmaz. uzak. fettan
bir kadın efsanesı.. Kınlmış, başan-
sızlığa uğramış, ama yıne de hayran-
larının rüyalarını süslemış... Yaşamı
boyunca onu kımsenın dinlemedıği-
ne, dınlemek ıstemedığıne ınanmış...
Oysa kı stüdyolardan aynldıktan son-
ra kendisıne yenı bir yaşama anlamı
bulamayan bu çocuk-kadının hiçbır
önemi olmayan, öylesıne sarfettıgı
gündelık sözler bıle hala mılyarlara
bedel.
Aynı açık arttırmada, Beatles'ın
elemanı John Lennon'm aynı grubun
bir dığer elemanı Paul McCartney ve
eşı linda'ya yazdığı mektup da tam
92 bın dolara sarıldı.
Gramer hatalanyla dolu olduğu be-
lırtilen mektubunda Lennon, özellikle
Linda'ya saldırıyor, onu Beatles'ın
çalışmalarına karışmakla, PaulMc
Cartney'ı de bu durum karşısında ses-
sız kalmakla suçluyor. Lennon,
McCartney'e "Kanna sahip ol!" der-
ken. Linda'ya da "Bana bak, ben sa-
na sus dediğimde kapa çeneni!.. Çek
arabanı!" gıbı ıfadeler kullanıyor.
Bolşoy Balesi çalışanlan
Boris Yeltsin'e karşı
Insan lıakian ve yaşam alanlarınnz
Kültür Servisi - Insan Haklan Haf-
tası dolayısıyla. Insan Haklan Vakfı,
Toplumsal Araştırmalar Vakfı ve Tür-
kıye Smema Emekçılen Sendıkası, 5-
11 aralık tarıhlerı arasında, Taksım
Küçük Sahne'de söyleşıler, film göste-
nlen ve bir de çocuk şenlıği içeren bir
dızı etkınlık düzenlıyor.
'tnsan Haklan ve Yaşam Alanlan-
nuz' başlığı altında düzenlenen panel-
ler dizisinde. insan lıakian. bir haklar
ve sorumluluklar malzemesi olarak
yurttaşhk meselesi ele alımyor.
Etkınlıkler kapsamında, bugün
12.00 ve 16.30'da 'Selam Bombay',
14.15'de 'Yeşü Kanncalann Dûş Gör-
düğü Yer' ve 19.00'da 'Baider Main-
hoff Yargılanrvor" adlı filmler izknebi-
iecek.
Yann saat 19.00'da Toplumsal Araş-
tırmalar Vakfı tarafından düzenlenen.
Ayşe Kavhan, Hüseyin Kuzu, Fatih
Ozgüvenve Lev«nt Saçılanateş'ın katıl-
dığı 'Sanatta CinseUik ve tnsan Hakla-
n' başlıklı panel ızlenebılir. Cumartesı
günü ise yıne Toplumsal Araştırmalar
Vakfı'nca düzenlenen, Asu Aksoy. A.
Rıza Dizdar. Ayşe Durakbaşa, Korhan
Gümüş, Kemal Gökhan Gürses ve
Christoph K. Neunıan'ın katıldığı
'Kent ve Kültürel Farkulaşma' konulu
bir panel gerçekleştınlecek.
MOSKOVA (AFP) - Bolşoy Balesi
çalışanlan, Rusya Dev let Başkanı
Boris Yeltsin'ın çıkardıgı bir
kararnameye, dışandan yönetıme
müdahale ettığı gerekçesıyle tepki
gösterdiler. Bale ve opera
sanatçılan, geçen perşembe günü
'Giselle' balesının sergılenmesınden
birkaç saat önce grev karan alma
tehdıtinde bulundular.
Sanatçılann en son 1989 yılında
gerçekleştirdıklen grev, o zamanki
lider Mikhail Gorbaçov'un da
izleyeceği bır başka
balenin geç
başlamasına neden
olmuştu.
Moskova
Tiyatrosu'nun ıçinde,
yıllardır bir rekabet
yaşanıyor. Yeltsin, iki
ay önce Bolşoy'un 15
kişıden oluşan bir
ekip tarafından
yönetilmesıni
emrederek işleri iyice
kanştırdı. Yeltsin'in
çıkardıgı kararnameye göre bu
ekipte Kültür Bakam'nın yanı sıra
tıyatronun genel müdürü ve Rus
sanat dünyasının önde gelen
isimleri de yer alacak.
Sanat ve müzik yönetmenleri,
başdekorcu da bu ekip tarafından
atanacak.
Yansı Bolşoy personeli olmak üzere
yaklaşık bın sanatçı, geçen hafta ikı
gün boyunca bu konuyu tartıştı.
Bolşoy sözcüsü Gennady
Kolesnikov, kavram olarak bu tür bir
yönetime karşı olduklannı
belirterek "tki bin iki yüz başkanlık
kararnamesinden yalnızca yirmi
tanesi uygulanıyor. Bizi Ugilendiren
kararname, gerçeklerle çelişiyor. Bu
yüzden uygulanamaz" dedi.
Kültür Bakanlığı sözcüsü Natalia
Uvarova ise pek çok sanatçının
tiyatronun toplu yönetimının
•Moskova
Tiyatrosu'nun içinde.
yıllardır bir rekabet
yaşanıyor. Yeltsin, iki
ay önce Bolşoy'un 15
kişiden oluşan bir ekip
tarafından
yönetilmesini
emrederek işleri iyice
kanştırdı.
verimsizlığınin farkında olmasına
karşın, Sovyet dönemınde de son
derece yaygın olan bu sistemın
benimsendiğıni söyledı. Bolşoy
Balesi'nin önde gelen
dansçılanndan Madimir
Vasiliyev'ın, otuz yıldır koreograf
Yuri Ğrigoroviç tarafından
yürütülen sanat yönetmenlıgı
görevini kabul etmesı, durumu daha
da karmaşık bır hale getırdi.
Bolşoy sözcüsü Kolesnikov,
sanatçılann GrigoroNİç'in yönetimi
altında çalışmak
konusunda fıkir
birliği içinde
olduklannı.
Grigorovıç'e karşı
olanlann sayısının on
kışıyi geçmeyeceğıni
söyledi.
Kırov Balesi'nin eskı
dansçılanndan 67
yaşındaki Gngorovıç,
bırkaç yıldır
katılığından ve
Bolşoy u otonter bir
biçimde yönetmesınden rahatsızlık
duyan bazı dansçılann eleştinlerine
hedef oluyor. Çünkü VTadimir
Vasiliyev'le balenn Yekaterine
Maximova'nın 80'li yıllann
sonunda aynlmalannın ardından
Bolşoy'da kötü bır atmosfer hüküm
sürmeye başladı. Son yıllarda.
sanatçı gruplan arasında yaşanan
kavramsal ve kişisel farklılıklar
yüzünden anlaşmazlıklar yaşanıyor
Lenin'in yaklaşık kırk konuşma
yaptığı klasik tarzdaki tıyatro
binasının da baştan başa onanlması
gerekiyor.
Bınanın restorasyonuna ılişkin
planlar, 1824 yılına kadar uzanıyor.
On yıl önce yenıden ele alınan bu
planVar, daha yeni kabul edıldi.
Restorasyon için 200-370 milyon
dolar arasında bır para gerektiği
belirtiliyor.
Aralık:
"Anti-Nükleer Ay"
• Kültür Servisi - Çalışmalannı
Beyoğlu Mis Sokakta sürdüren
Amika, aralık ayını "anti-
nükleer ay" olarak saptayıp
lstanbul Antı-Nükleer Grup'un
desteğıyle "Nükleer Enerjı:
Sonun Başlangıcı" başlığı
altında bır dizı etkınlık
düzenleyecek. Bu kapsamda
belgesel film gösterimleri. dia
göstenlen ve söyleşiler
düzenlenıp antı-nükleer standlar
açılacak. Söyleşilere konuk
olarak katılacak Tımur Danış,
geçen günlerde yaptığı yürüyüşü
anlatacak ve Avrupa'ya
yapacağı yürüyüşle ılgılı yenı
projesi hakkında btlgı vererek
yenı bır kampanya başlatacak.
Etkınlıkler ücretsiz olarak
takip edılebilır.
Aynntılı bılgı için 245 15 93 -
245 29 76.
Bursa'da kültür-
sanat etkinlikleri
• BURSA (AA) - Bursa'da
kültür-sanat etkınlıklen
yoğunlaşarak devam ediyor.
Bursa Dcvlet Tiyatrosu'nda
sezonun ilk oyunu olarak
sahneye konulan Turgut
Özakman'ın "Resimli Osmanlı
Tarihı" adlı müzikli komedisı,
önümüzdekı hafta boyunca,
Ahmet Vefık Paşa Sahnesi'nde •
sergılenecek. Bursa DT
sanatçılan, Oda Tiyatrosu
Sahnesi'nde ise 8-10 aralık
tanhleri arasında, Athol
Fugard'ın esennden Yucel
Erten'ınçevırdığı "Ada" adlı
oyunu sahneleyecek. "Sız Ne
Dersınız?" adlı çocuk oyunu da
pazar gunlen AVP sahnesinde
ızlenebılecek.
John Donne'm
seçilmiş şiirleri
• Kültür Servisi - John
Donne'ın seçilmiş şıırlen Yapı
Kredı Yayınlan'nda çıktı. 16.
yüzyılın sonu ile 17. yüzyılın
başı arasında yaşayan John
Donne. Ingılız şıınnde
"Metafızık Şıir" adı verılen
akımın en önemii adıydı Bu
akım ıçinde yer alan şaırlerin '
şiırlen, dönemin genel şıır
beğenısının dışında olduklan
için yazıldıklan yıllarda yapay
ve zorlama bulunmuş, cıddiye
alınmamışlardı. Bu yaklaşım 18.
ve 19. yüzyıllarda da egemen
oldu.
PBI Yazarlar .,£
Derneği öykü
yarışması
• Külfiir Servisi - PEN Yazarlar
Derneği' nce öykü yanşması
düzenlendı. Dernekten yapılan
yazılı açıklamaya göre konu
sınırlaması olmayan yanşmaya,
isteyenler. her bin beş sayfayı
geçmeyen üç öykü ile
katılabılecekler.
Katılanlar öykülerine beş
rakamlı bır rumuz yazacaklar
Kimlikler ise üzerine aynı
rumuzun yazıldıgı kapalı bir
zarf ıçensinde verilecek.
Yanşma ıçm belırlenen
seçicıler kurulunda Feridun
Andaç. Feyza Hepçilingirler,
Suat Karantay, Adnan
Özyalçıner ve Bekir Yıldız
bulunuyor. Önümüzdekı yıl
nısan ayında sonuçlanacak
yanşmanın ödül yönetmelığınm,
PEN Yazarlar Derneği'nin
General Yazgan Sokak - Tünel
adresinden sağlanabileceği
bıldınldı. PEN Yazarlar
Derneği. 1991 yılında
"Düşünce suçu ve Türkıye'de
düşünce suçlan". 1992'de
"Deneme", 1993'te
ise "Düşünce özgürlüğü ve
laıklık" konulu yanşmalar
düzenlemiştı"
Tan olayının 49.
yılında 'Basın ve
Demokrasi'
• Kühür Senisi - Türkıye
Ekonomık ve Toplumsal Tarih
Vakff nca, Tan olayının 49.
yılında bugün "Basın ve
Demokrasi" başlıklı bir panel
düzenleniyor. Türkıye
Gazeteciler Cemiyetı Başkanı
Nail Güreh'nın yöneteceği
panele konuşmacı olarak TGS
Başkanı Orhan Ennç, Dr. Hıfzı
Topuz, Dr. Orhan Koloğlu ve
Aitan Öymen katılıyor. Tank
Zafer Tunaya Kültür
Merkezı'ndekı panel 17.00-
19.30 saatlen arasında
'Bir Halk Düşmam'na
doktorlardan
destek
• ANKARA (AA) - Ankara
Sanat Tiyatrosu tarafından
sahnelenen ve eleştinlere hedef
olan "Bır Halk Düşmanı" adlı
oyuna doktorlardan destek geldı.
Oyun. bu akşam Gazi
Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde
görev yapan doktorlan ve
öğrencilen ağırlayacak.
Doktorlann beyaz önlükleriyle
ızleyecekleri özel seans sonunda
geniş olarak tartışılacak olan
oyunda. yoğun eleştınler alan
Dr. Stockmann rolünü Rutkay
Azız oynuyor.