23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ARALIK 1994 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 ATYARISLARI FÎKRIT DAGLÎOĞLU 1. KOŞU: F: Tumbuloğlu (5), P: Alşan (6), PP: K.ahya (2), S: Yavrutorun (1). 2. KOŞU: F Paşam 1 (2), P: Marbella 1 (4), PP: Zemzem (1). 3. KOŞU: F: Flinger (3), P: Sand Strom (6), PP: Sorry (13), S: Nurdoğan(5). 4. KOŞU: F: Safir (13). P: Maaçağa (4), PP: Ecenur (9). S: Kayabatur (3). 5. KOŞU: F: Ersin (7), P: Mary Land (4), PP: Lara 1 (5), S: Julıet (3). 6. KOŞU: F: Lodos 1 (10), P: Esentay (5), PP: Lila (12), S: Gökoğuz (7), SS: Şahsenem (14). 7. KOŞU: F. Berdan (6), P. Kılıçalı (4), PP. Cankut (1), S. Baba 1 (8). Günün tkilisi: 3 Koşu: 3/6 TabelaBahis: 10 5. 12. 7. 14. ALTIL! GANYAN 13 4 10 5 12 7 6 4 1 8 OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ Hilmi Soysai M. Özkavaz Faruk Acar Gunay Akmcı 2-4 2 2 2-4 3-6 3-6 3-6-13 6-3-13 13-4-9 13-9-4-7 2-3-4-7 13-3-2-9 7-4 7 3-4-5-7 7-5-4 10-12-5-7 12-10-5-7 10-12-7-5 5-10-12 6-4-1 6-8-4-1 6 6 Cinsiyet seçimi nasıl gerçekleştiriliyor ANKARA (Cumhurijet Bü- rosu)- Kadın ve erkek spermle- rindekı kromozomları analız ederek. ana rahmındekı canlımn bazı hastalıklannı saptayan bı- lim, "döllenmeden önce ve\a döllenmeden sonra"kromo- zom aynmlanyla cinsiyetı belır- leme noktasına ulaştı. Edinılen bılgiye göre. Türkı- ye'de yaygınlaştınlmaya çalışı- lan, "döllenmeden önce sperm ayrımıvla cinsiyet belirleme" uygulamasındakı süreç kaba hatlarıyla şöyle: "Kadın ve erkek yumurta- sındaki 23'er kromozomdan, 1 'er kromozom cinsiyeti belir- liyor. Kadın kromozomundaki spermler "XX\ erkek kromo- zomundakiler ise 'XV genle- rinden oluşuyor. Döllcnme sı- rasında, erkek ve kadının bi- rer genlerinden oluşacak bir- leşmenin ardından, kız veya erkek çocuk doğma olasılığı yiizde 50 olarak gerçekleşiyor. Döllenmede, erkekten X geni gelirse çocuk kız, Y geni gelir- se erkek oluyor. Erkeklerin spermleri, bir yerden başka bir yere kaydırılırken ayırt edilirken. kadın genlerinde bu ayrım gerçekleştirilemiyor. Döllenmeden önce, erkek gen- ler. tamamen fiziksel bir iş- lcmle hızlarına göre ayrılarak, erkek veya kız çocuk istemi gerçekleştiriliyor." Bu teknolojinin tıbbi kullanı- m\nın az olduğunu belırten uz- manlar, böylesıne riskli bir iş- lemde başan olasılığının da yüz- de 70 ile "çok düşük" düzeyde görüldüğünü belırttıler Sperm ayrımının, özellikle boğa neslı- nindevamııçınhay\anlardakul- lanıldığını vurgulayan uzmanlar, bazı durumlarda, hastalık taşı- yan kromozomlann da bu yön- temle saptanarak. bertaraf edil- digini belirttiler G U N D E M MUSTAFA BALBAY B Baştarafı 1. Sayfada mış parçaları koparabilir. Ama "ada"sapasağlam. Uğur Mumcu'yu anmak, gazete- ciliğin itkelerinden mjlim ödün ver- memek. Uğur Mumcu'yu anmak, geçmiş- le bağı koparmadan 21. yüzyıla uzanmak. Uğur Mumcu'yu anmak, küresel- leşme sisini yarıp, insani değerlerin evrenselliğini unutmadan, tam ba- ğımsızlık ruhunu yaşatmak. Uğur Mumcu'yu anmak, "ideolo- jiler öldü, tam bağımsızlık hayal" di- yenlerin yüzüne, "yeni mandacı- lar"d\ye haykırmak. Uğur Mumcu'yu anmak, bu de- ğerleri savunan Cumhuriyet'i daha güçlü kılmak. Uğur Mumcu'yu anmak, katilleri- nin bulunması için bıkmadan usan- madan iz sürmek, bu yolda görevi- ni yapmayanları kamuoyuna teşhir etmek. Devlet, en genel tanımıyla ortak bir yönetime ve ortak yasalara bağlı ulus ya da uluslar topluluğu. Temel işlevi insanların bir arada ya- şamasının ortamını oluşturmak. Bu işlevini yerine getirmesinin koşulu da öncelikle insanların yaşama hakkını gözetmek. Her haksızlığın karşısına çıkmayı görev bilen bir yazarını, aydınlarını, bılim adamlarını koruyamayan bir devletin bu işlevleri yerine getirdiği söylenebilir mi? _ Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Uğur Mum- cu... Katilleri aramızda dolaşıyor. Bu cinayetleri aydınlatmaktan sorumlu kişilerin, bir sonuç alama- Uğur Mumcu'yu Anmak salar bile, ciddi çabalar harcadığı- nı, büyük özverilerle en küçük ipu- cunu değerlendirdiğini düşünmek istiyoruz. Ne var ki gelişmeler iyim- ser olmamızı güçleştiriyor. Uğur Mumcu olayında, güvenlik güçleri, "Hiçbir şey yapamıyoruz. Katiller kayıp, elde ipucu da yok. Dosyayı mecburen kapatıyoruz" deselerdi, bugünkü durumdan daha güven verici olurlardı. Soruşturmada öyle- sine çelişkiler yaşanıyor, öylesine akıl almaz "ihmaller" ortaya çıkıyor ki... Şimdi de arkadaşlarımız, Islami Hareket Örgütü üyesi olduğu ve Mumcu cinayetine karıştığı savıyla aranan, yakalandığı halde, bilgi ek- sikliği nedeniyle serbest bırakılan Şefik Polat'ın arama kayıtlarında çelişki olduğunu ortaya çıkardılar. Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu kasım ayında Adalet Ba- kanlığı'na bir başvuruda bulundu. Eski DGM Savcısı Ülkü Coş- kun'un cınayetten sonra kendisıne, "Bu işi devlet yapmıştır. Siyasi ikti- dar isterse bu iş çözülür" dediğıne dikkat çekti ve soruşturmanın so- nuçlandırılmasını istedi. Aradan geçen bir aya karşın bu iddia ile ilgili herhangi bir gırişim ya da resmi açıklama yapılmadı. TBMM Faili Meçhul Cinayetler Ko- misyonu Başkanı Sadık Avunduk- luoğlu, bu iddianın hazırlayacakları raporda yer alacağını vurguladı. Bir hukuk devletinde failı meçhul cina- yetlerle ilgili komisyonun olması bi- le insani ürkütüyor. Devlet, başara- madığı işlerin neler olduğunu sap- tamak üzere komisyon kuruyor! Ankara, sadece Türkiye Cumhu- riyeti'nın başkenti değil, aynı za- manda faili meçhul siyasi cinayet- lerin de başkenti olmaya aday. Mustafa Deniz, Yusuf Ziya Ekin- ci, Cem Ersever, Mecit Baskın ve son olarak Faik Candan'ın katilleri bulunamadı. Hepsi benzer yön- temlerle, Ankara'nın 30-40 kilo- metre dışına çıkarılıyor, kurşunla- narak öldürülüyor ve cesedi birkaç gün sonra bulunuyor. Böylesi vahşi olaylara artık Latin Amerika'da bile rastlanmıyor. Devletin sorumluluğunu yerine getiremediği olaylar zincirinin ba- şında Sıvas olayı geliyor. 37 aydı- nın katledildiği Sıvas olayının bazı zanlıları yakalandı. 2 Temmuz 1993 günü saatlerce olaya sonuç alıcı müdahalede bulunamayan sorum- lular, aynı "sorumluluğu "zanlıları yakalamada da gösterdiler. Davanın Ankara DGM'de görül- meye başlandığı 21 Ekim 1993 gü- nünden bu yana devlet organları- nın takındığı tavır dikkat çekici. Olayın "örgütlü" olmadığını, devle- tin bir sorumluluğunun bulunmadı- ğını kanıtlamaya çalışıyorlar. Amaç, katilleri cezalandırmaktan çok, devletı temize çıkarmak. Asım Bezirci'nin, Metin Altı- ok'un, Behçet Aysan'ın eşi, Has- ret Gültekin'in, Asaf Koçak'ın, Uğur Kaynar'ın arkadaşları, Ko- ray-Menekşe Kaya, Handan-Sait Metin, Asuman-Yasemin Sivri, Nurcan-Özlem Şahin kardeşleri, anne-babaları kan güdücü değiller. Kanın kanla yıkanmayacağının bi- lincindeler. Ama, öncelikle yeni Sı- vasların yaşanmaması için olayın tüm boyutlanyla ortaya çıkarılması- nı istiyorlar. Müdahil avukatlar da aynı bilinç- le, olayda örgüt bağlantısının araş- tırılmamasından, Islami örgütlerin Sıvas'taki faaliyetleri üzerinde ye- terince durulmamasından ve Vali Karabilgin'in dinlenmemesinden yakınıyortar. Dönemin Sıvas Cumhuriyet Sav- cısı Oktay Irdem'in de tutanaklara geçen açıklamasında şu tümce yer ahyor: "Organize bir durum var, önce- den tasartanmış ve kararlaştınlmış." Katliamda yakınlarını kaybeden- ler, bugüne kadar olduğu gibı 26 aralık pazartesi günkü son duruş- mada da hazır bulunacaklar. Ancak Madımak Oteli'nin dumanı hâlâ yü- reklerinde tütenler, o gün yalnız ol- mak istemiyorlar. Demokrasiye ina- nan, insana saygı duyan herkesi, kitle örgütlerını, sendika temsilcile- rini 26 aralık pazartesi günü saat 09.30'da DGM salonunda görmek istiyorlar... Onceki akşam eve 'Va/c/f//ce"git- tim... "Zapping" kitaplarını yanıma aldım... Edip Akbayram'ın "Türkü- ler Yanmaz" kasetinı sete koydum: "Şu Stvas'ın elinde sazım ça/ın- maz/Güllerim yandı yüreğim da- yanmazl Kararmış yüreğin hiç ışığı olmaz/Bilmez mısın ki türküler yan- maz/Günü gelir, sanma hesap sorulmaz/ Dayanır kapına Pir Sul- tanö/mez." OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada leri yönünden de değerlen- dirmek gerekiyor. Çünkü sonuçta tek parti konumu- na geçileceği için başta li- derler olmak üzere çeşitli örgüt düzeyindeki görevli- lerden bir bölümü de yerle- rini bırakma aşamasına ge- lecekler. Kendilerinden bü- yük özveri isteniyor. Parti üst yönetimlerinde ve delegeler ıçinde kendi partilerinin daha ağırlıklı olarak söz sahibi kılınmasını isteyenlerin çıkması doğal- dır. özellikle parti içi muha- lefetın, yönetimi eleştırmesi de olağan karşılanmalıdır. Bütün bunlar, solda birli- ğin daha sağlıkh ve tutarlı bir biçımde gerçekleştırıl- mesi amacıyla yapıldığı sü- rece hoşgörü ile değerlen- dırilmelidir. Parti ıçı çekiş- meler adına gündeme geti- rilecek tepkılenn hem partı- lere hem de solda bırleşe- rek güçlenme gırışımıne za- rar vereceğı açıktır. Olağanüstü kurultaylar- dan güçlü bir bırliktelikle çıkmanın öncelikle özvenye dayalı olduğu yadsınamaz. Türk solunun beklentılerı de bu yoldadır. • •• Cînsiyet özgürlüğüne önlem arayışı SAYILIGÜNLER MuzafTer Buyrukçu 50.000(KDV ıçinde) Çuğdaş Ya\mları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İstanbul ödemeli gönderilmez BÜLENT SARIOĞLU ANKARA - Uluslararası pek çok top- lantıda reddedılen "doğumdan önce cin- siyet belirleme"u>gulamasına karşı, Türkiye de önlem arayışlanna gırdı. Sağ- lık Bakanlıgı Ana-Çocuk Sağlığı \e Aıle Planlaması (AÇSAP) Genel Müdürlüğü, Yüksek Sağlık Şurasfnm. "tıp ahlakına uvmadıgı. maddi istismar >aratacağı \e cinsivet a\rımcılığını körükleyece- ği" gerekçelerıyle karşı çıktığı uygula- ma>a. hazırlanmakta olan "Tüp Bebek Yönetmeliği"nde düzenleme getırılme- sı \e yasal sınırlamalara gıdılmesı yönün- de çalışmalar başlattı. Sağlık Bakanlıgı uzmanlarından Dok- tor Çagrı Kalaça tarafından hazırlanan ve Yüksek Sağlık Şurasf nın dünkü top- lantısına sunulan rapora göre, doğumdan önce cinsiyet beiirlenme u> gulaması ıçın bazı uluslararası örgütlerde saptanan gö- rüşler \e bazı ülkelerdekı gelişmeler şöy- le: Kahire Konferansı: 283 ülkenin katı- lımıylatoplanan Kahire Uluslararası Nü- fus ve Kalkınma Konferansı'nın sonuç metnınde belırlenen 15 ılkeden 4'ü cin- siyet ayrımcılığı ve kadının toplumsal ko- numunun güçlendırılmcsıne ayrıldı. Bu ılkelerde. "Kadının sivil. kültürcl,eko- nomik. politik ve toplumsal >a$ama. ül- ke, bölge ve uluslararası düzeylerde tam >e eşit katılması ve cinsivet a>rım- cılığının her tiirlüsüniin ortadan kaldı- rılması. uluslararası topluluğun birin- cil öncelikli amaçlarıdır" dendı. Aynı toplantıda, cinsiyet ayrımcılıgının yaşa- mın ılk dönemlerınde başladığı belırtıle- rek, hükümetlenn dogum öncesi cinsiyet seçımı konusunda önlem alması ıstendı. Avrupa Konse\i Parlamenterler Asamblesi: Asambİenın 38. toplantısın- da kabul ettığı 1046 sa>\l\ tavsiye karan- na göre. üye ülke hükümetlerının, tedav ı amacı dışında cinsiyet terhıcı yapılan gı- nşımlerı \asaklaması gerekiyor Aynı bel- gede ınsanlarda yapay döllenme teknık- lerının, bir cinsiyete bağlı olarak geçış gösterdığı bilınen bir hastalıktan korun- ma amacı dışında, cinsiyet tercıhı yap- mak çın kullanılmaması gereğı ıfade edıl- dı. Avrupa Biyoetik Anlaşması:Avrupa Konseyı'nce 1994 temmuz ayında yayım- lanan ve ımzalanığında tüm üye ülkelerı bağlayacak olan anlaşmanın, genetık has- talıkların öntanısı için uygulanan testle- re yönelık 17. maddesı, bu tür testlerın yalnızca sağlığa yönelık amaçlarla kulla- nılabıleceğını hükme bağlıyor. Dünya Sağlık Örgütü: Orgütün, 1988 yılında Bangkok'ta "Aile Planlamasın- da Etik ve Insan Değerleri" adıyla dü- zenledıgı uluslararası konferansta. ılgılı çalışma grubu raporunda tıp dışı neden- lerle cinsiyet seçimınin av nmcılık anla- mına geldiğı ve etığe uygun olmadığı gö- rüşükaydedıldı. ABD: Amenkan Tabıplerı Bırlıgı, 1993 yılında hazırladığı raporda, tıbbı ne- denlere dayanmayan her türlü cinsiyet se- çimını "cinsiyet aynmcılıgı" olarak de- gerlendirdi. Aynı raporda. cinsiyet seçı- mının, keyfi ve etığe uygun olmayan gü- dülenmelerle gerçekleştırıldığı ve kadının statüsü üzerıne olumsuz sonuçlar doğu- racağı ıçın "tehlikeli bir uygulama" ol- duğu saptandı. Ancak ABD'de, halen yaklaşık 70 kadar sperm kliniğinde. sperm avrımı yöntemının uvgulandıgı bildırılıyor. Ingiltere: Kısırlık tedavılcn ve emb- nvo üzerinde araştırma konularıyla ılgılı bıryasa, 1990vılındaparlamentodan geç- tı. Bu yasa ile konuyla ılgılı merkezlere lısans vermek. gereklı düzenlemelcrı getırmek üzere yetkılı bir kuruluş oluş- turuldu. Human Fertılızatıon and Embr- yology Authorıty adlı kuruluş, 1993 v ılın- da. cinsiyet seçimi konusunu kamuoyun- da tartışmava açtı. 22 Ocak 1993 tanhı ıtıbarvyla Ingiltere"de. yalnızca bir has- tanede. aılesınde cinsiyete baglı geçış gösteren hastalıklar arasında "Duchen- ne" tıpt kas hastalıgı olan sıftlere yöne- lık cinsiyet seçımı olanagı bulunuyor \n- ne babaların tıp dışı nedenlerle ıstedığı cinsiyet seçımıne yönelık herhangi bir uy - gulama bildınlmedı. YILBAŞI GECESI KANAL D'DESINIZ... KANAL D
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle