Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 ARAUK 1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
VJÜNÜN PILMLERÎ
TELEVIZYON 17
09.30
Kanal 6 _
GULDURU
10.50
Interstar
,DRAM
77.00
KanalD o
11.10
aiy
GULDURU
12.00 f
. .
ShowTV
DUYGUSAL
12.45
Kanal6
DRAM
13.10
TRT-INT
DUGUSAL
13.10
Kanal D
DUYGUSAL
13.10
TRT1
MELODRAM
©
14.00
Interstar
DUYGUSAL
14.00 , . .
Show TV \
GÛLDÜRÖ
14.10
atv
DRAM
74.30
TGRT O
15.20
Kanal 6
FANTASTİK
75.30
ShovvTV
DRAM
75.30
TRT2
POLİSİYE
77.70
atv
MACERA
77.45 f._,
ShovvTV
DUYGUSAL
79.30
aty „
GULDURU
20.00
interstar
MACERA
20.20
HBB
MACERA
20.35
ShovvTV
GÜLDÜRÜ
22.00
TRT3
FANTASTİK
22.30
Kanal 6
GULDÜRÜ
22.30
KanalD
POLİSİYE
Viır Patlasın Çal Oynasın
Semih Evin'in yönetmenliğini üstlendığı keyifli bir
güldürü ekranda. Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan çif-
ti ise filmin başrol oyunculan.
Buzdan Saray
(Ice Palace) - Savaştan dönen adam, ortağınm bütün
işleri ele geçirdiğini anlar. Yön: Vincent Sherman.
Oyn: Richard Burton, Carolyn Jones.
Teresa'nın Dövmesi
(Teresa's Tatoo) - Kanal D'nin, yönetmenini belirt-
mediği Fılmı kaynaklarda göremedik. Ne çıkarsa bah-
tınıza...
Talihli Amele
Atıf Yılmaz'ın güldürüsünde köyden kente göç işle-
niyör. tlyas Salman ve Hümeyra başrollerde (1980).
(atv, 11.10) Güldürü, iyi.
Yuvana Dön Baba
Evlı bir trompetçinin yasak aşkını konu alanfilminyö-
netmeni Aram Gülyüz. Oyn: Zeynep Değirmencioğ-
lu, FihzAkın(1968).
Kalbimi Kıramazsın
(Wild Hearts Can't be Broken) - Bir kız, şansını At-
lantic City'de denemek ister. Yön: S. Miner. Oyn: G.
Anvvar, M. Schoefflıng (1991, 85 dk).
Kara Diken ^
Köyün güzeli ile evlenmek için yanşan erkekleri ko-
nu alan filmin yönetmeni Y. Yalınlcılıç. Oyn: Belkıs
Akkale ve Ünsal Emre.
Çilekes
Gecekondu mahallesınde yaşayan iki sevgilinin öykü-
sü. Yön: Osman F. Seden. Oyn: Orhan Gencebay ve
PenhanSavaş(1978).
Charies ve Diana
(Charles and Diana) - Prens Charles ve Lady Di'nin
mutsuzevliliğinı konu edinen bir TV filmi. Yön: John
Power. Oyn: R. Rees,C. Oxenberg, B. Taylor(1992).
Yasak Dişki
Orhan Elmas m yönettiği duygusal bir film. AhuTuğ-
ba ve Cüneyt Arkın rol alıyor. Film, daha önce de bir-
kaç kez aynı kanalda yayımlanmıştı.
EskiDostlar
(Queens Logic) - Bır düğün 'eski dostlar'ı bir araya
getırir. Yön: Steve Rash. Oyn: K. Bacon, L. Fiorenti-
no, J. Malkovich, J. Mantegna, J.. Lee Curtis (1991).
Günahsız Kadın (Beddua)
Kötü yola düşürülen kaaının öyküsü konu ediliyor.
Yönetmenliğini Çetin Inanç'ın yaptığı fılmde Tugay
Toksöz v e Arzu Okay başrolde oynuyor.
İki Kafadar
(His Name is Holyghost) - Kaynaklarda geçmeyen bir
film. Sılah kaçakçısı iki adamın öyküsü.
Yön: Ferdinando Baldi. Oyn: M. Coby. Paul Smith.
Kayıp Efsane Bebeğj
(Baby... Secret of the Lost Legend) -Spielberg'in
"Jurassic Park" filminin karikatürü gibi bir yapım.
Yön: D.B.L. Norton. Oyn: W. Katt, S. Young(1985
Tann Misafiri
Aşkta hayal kınklığına uğrayan sakat bir yazann öy-
küsü. Yön: Mehmet Dinler. Oyn: Ediz Hun ve Hülya
Koçyiğıt(1972).
Işığı Gören Cinayet
(Murder Sees the Light) - Kanada TV filmi. Bir de-
dektif. dizi cınayetleri çözmeye çalışır. Yön: Harvey
Hart. Oyn: Kate Lynch, Saul Rubinek.
Fırtına
Uçak kazasından râstlanfl sonucu kurtulan kızla ada-
da karşılaştığı gencin aşkı. Yön: Nejat Saydam. Oyn:
Kadır Inanır ve Harika Değirmencioğlu (1977).
Gülünıse Biraz
Arkadaşının kız arkadaşıyla ilişkiye giren bir mühen-
disin öyküsü. lbrahim Tatlıses'in yönetip rol aldığı
fılmde Ahu Tuğba da var (1986).
Polis Akademisi 2
(Police Academy 2: Their First Assigment) - ilk bö-
lümdeki acemi polisler artık usta olmuştur... Yön: Jer-
ry Paris. Oyn. Steve Guttenberg, Bubba Smith (1985).
Süper Çocuk 2
(Magic Kıd 2) - Kötü adamlar, yetenekli çocuk Ke-
vın'ın peşındedir. Yön: Stephen Furst. Oyn: Ted Jan
Roberts, Dana Baron, Jennifer Savidge.
Doğu Los Angeles Savaşçılan
(East L. A. VVarriors) - Uyuşturucu çetelen arasın-
da uzayıp giden çatışmalar... Yön: Addison Randall.
Oyn: T. Bravo, K. Reyes, W. Smith (1989, 85 dk).
TarzanRıfkı
Mafyanın kullanmaya çalıştığı yoksul adamın öykü-
sü. Yön: Natuk Baytan. Oyn: Kemal Sunal ve Suna
Yıldızoğlu(1986).
Sevsili Vampirim
(My Lovely Monster) - Bır sessiz film vampiri, per-
deden gerçek yaşama geçer... Yön: Michel Bergman.
Oyn: Silvio Francesco, Forrest Ackerman.
O Yalan Bu Yalan
(La Totale) - Claude Zıdi'nin kaynaklarda göremedi-
ğimiz filmi, bir ajanın gülünç öyküsünü anlatıyor. lz-
lemeye değebilir. Oyn: T. Lhermitte, Miou-Miou.
Snapdragon
(Snapdragon) - ABD polisi, Uzakdoğu kökenli fahi-
şelerin ölümünü aydınlatmaya çalışır. Yön: Wort Ke-
eter. Oyn: Chelsa Field, Steve Bauer.
2150 / TRT 2 / İki Film Birden Aynntıh bilgiyanda
Gece Yansı Koşusu
(Midnight Run) - Bır ödül avcısı, üçkâğıtçı bir mu-
hasebeciyi mafya ve polisten kaçırmaya çalışır. Yön:
Martin Brest. Oyn: Robert de Niro, C. Grodin (1988).
23.10 / Show TV / Nefes Nefese Aynntıh bilgiyanda
00.15
HBB
MACERA
00.75
TGRT O
00.20
TRT1
MACERA
00.45
Kanal 6
MACERA
07.70
Kanal D
DRAM
Komandolar
(Commandos) - Ikinci Dünya Savaşı sırasında, Afri-
ka'da geçen, basmakalıp bir film. Yön: A. Crispino.
Oyn: Lee van Cleef (1968, 88 dk).
Kobra Gücü
(Cobra Force) - TGRT'den yine kaynaklarda geçme-
yen bir film. Yönetmen: Joe Tomatore. Oynayanlar:
Mike Lane, Richard Slattery (1987).
Çöl Savaşçısı
(Tuareg-II Guerriero del Deserto) - Gururlu birTu-
areg 'küstah' Batılılara hadlerinı bildirir. Yön: E. G.
Castellari. Oyn: Mark Harmon (1984, 95 dk).
Aşkm Pençesinde
(The Horseplayer) - Bir ressam ve kızkardeşi, tuhaf
bir adama komşu olur... Yön: Kurt Voos. Oyn: Brad
Dourif, Sammi Davis, M. K. Harris (1990,89 dk).
KatilinKızı
Cinayetle suçlanan baba ile küçük kızının dramı.
Yönetmen: Zafer Davutoğlu. Oynayanlar: Ayhan Işık
ve Hülya Koçyiğit. (1964)
.© Yerlifılmler Yabana fılmler
l izleyin lOrta Halli /Degmez
TRT 2 22.5o\ 'İki Film Birden' kuşağında bu akşam Fransız yapımlan ekrana gelecek
Sevgi ve 4
ait olma' özlemi
Une Chambre En Ville / Yönetmen- Senaryo:
Jacques Demy / Görüntü: Jean Penzer / Müzik:
Michel Colombier / Oyuncular: Danielle Darrieux,
Richard Berry, Dominique Sanda, Michel Piccoli,
Fabienne Guyon /1992 Fransa, 92 dk.
TV Servisi- Vecdi Sayar,
"iki Film Birden "kuşağın-
da, bu gece Fransız yapımla-
n sunuyor. Önce Jacques
Demy'nin "Şehirde Bir
Oda", ardından Costa-Gav-
ras'ın "Küçük Kıyamet"
adlı yapıtlan ekrana gelecek.
"Şehirde Bir Oda", bu
kuşakta yayımlanan en ılginç
fılmlerden bın ve sinemase-
verler içm unutulmaz bir de-
neyim olacak. Çünkü, bütün
konuşmalar şarkılardan olu-
şuyor. Fransa, Nantes, 1955.
Tersane ışçileri grevde. Gös-
tericıler ve polis çatışmaya
gırmek üzere. Kolluk güçlen
tarafından bıri eline megafo-
nu alıyor ve şöyle bir şarkı
söylüyor: "Dağıiın, evinize
gidin! Kavga istemiyoruz!"
Göstericıler, koro halinde
şu şarkıyla karşılık veriyor:
"Hiç bir yere gitmiyoruz!
Haklarımızı savunmak için
buradayız". Böyle. şarkılı
başlangıçla açılan film, aynı
şekilde süriiyor. Bütün kişile-
rin, temalann ve durumlann
kendi melodisi var. "Şehir-
de Bir Oda". aslında, bir
melodram yapısına taşıyor.
Genç tersane işçisi François
Gilbaud, yaşlı ve yoksullaş-
mış bir dul baronesin evinde
kıracıdır.
Görüldüğü gibi, filmin sı-
radan, hatta kitscn bir konu-
su var. Ama, Jacques Demy,
büyük bir yönetmen ustalı-
ğıyla, özgün bir film dûnyası
kunıyor. Yapıtının, çözümle-
yici bir siyasal toplum eleşti-
risi getirdiğini söylemek zor.
Daha çok, sevgi ve 'ait olma'
özlemi ıçindeki kışilerin öy-
küsünü anlatıyor. Buradaki
umut, düşkınklığı, nefret ve
kıskançlık duygulan, top-
lumsal yaşama kadar uzant-
yor ve belli bir kolektiflik ka-
zanıyor.
Demy, 1961'deçektiği ilk
uzun filmi "Lola" ile bıran-
da ünlenmişti. Daha sonra
"La Baie des Anges" ve
"Cherbourg Şemsiyeleri"
adlı yapıtlanyla Fransız sine-
masındaki yerini pekiştirdi.
Yapıtlan çok değişik yorum-
lanan Demy'nin tartışılma-
yan tek özelliği, sinema dili-
ne egemenlığidir.
Kuçük Kıyametler
'İki Film Birden'in ikinci filmi, Costa- Gavras'ın 'Küçük Kıyametler'i olacak.
TV Servisi- Costa-Gavras'ın, Paris'e yer-
leşmiş Polonyalı bir yazann sıkıntılann an-
lattığı bu yapıtını, kaynaklanmızda bulama-
dığımız için, TRT 2 bültenindeki bilgileri su-
nuyoruz:
"Paris'e göçmen olarak gelmiş Polon-
yalı bir vazar, yeniden evlenen eski karısı-
nın evinde yaşamaya başlar. Evde verilen
bir yemekte, davetlilerin ilgi odağı olur.
Siyasi sığınmacı olup olmadığı, komünist
rejimle ilişkisi, umutlarını yitirmiş, yapıt-
larını yayımlamayan bir yazar olması,
Fransızlann ilgisini çeker. V azan intihar-
dan kurtarmak için planlar yaparlar. En
iyisi, yazann, televizyon kameraları önün-
La Petite Apocalypse / Yönetmen:
Costa-Cavras / Oyuncular: Jiri
Menzel, Andre Dussolier, Pierre
Arditi, Anna Romanttonska /1993
Fransa Yapımı
dekendisini vakmasıdır. Tıpkı ünlü yazar
Tadeusz Konvicki'nin "Küçük Kıyamet"
adlı kitabındaki gibi. Böylece büyük bir
yazar olarak tarihe geçme şansına sahip
olacaktır.'
atv 22.30
'Siyaset Meydanı'
C
G. Doğu
sorunu'
TV Servisi- "Siyaset
Meydanı" 1994'ün son
programında "Güneydoğu
sorunu"nu tartışmaya açıyor. Yıl
içinde yapılan çeşitli
programlarda pek çok sorunun
çözümü Güneydoğu sorununa
dayandığı için Ali Kırca, konuyu
geniş bır katılımla tartışmaya
karar verdi. SiyaserMeydanı'nı
hazırlayanlar bu bölümünün
amacına ulaşmasmın Türkiye'de
banş ve uzlaşma yönünde bir
adım atılmasına yardımcı
olacağına inanıyorlar. Kırca da
program için "1995'e daha
mutlu ve gönlümüz rahat
girmek istiyoruz. Türkiye'ye
barış ve kardeşlik yolunda bir
katkımız olsun" dıyor.
Programa ANAP, DYP, SHP,
Refah, MHP ve DSP'nin
temsilcileri katılıyor. Yeni
Demokrasi Hareketi lideri Cem
Boyner de Güneydoğu sorunuyla
ilgili önerileriyle dikkat çekecek.
Programa Abdülmelik Fırat,
Mahmut Alınak, Sırrı Sakık,
Şerafettin Elçi. Cengiz Çandar,
Koray Düzgören, Altan Tan.
Prof. Mehmet Ali Kılıçbay, Sina
Akşin, Prof. Selahaddin Erhan
katılıyor. Aynca İKV Başkanı
Sedat Aloğlu, tTO Başkanı
Atalay Şahinoğlu, eski askerler,
sanatçılar ve sorunla ilgili değişik
kesimlerden temsilciler de yer
alıyor.
ShowTV 23.ıo\ 'Serseri Aşıklar'ın ABD versiyonu ekranda
Şiddet dünyasında sevgi
Richard Gere ve Valerie Kapriskv 'Nefes Nefese'de başrolde oynuyorlar.
TV Servisi - Jean-Luc Godard'ın François
I rufîaut'nun bir tasansından yola çıkarak çekti-
iı"Serseri Aşıklar" (A bout de souffle, 1959),
ı eni Dalga akımının ilkfilmlerindenbiriydi. Ta-
>ıdığı doğalhk, tazelik ve anlatımındaki yenilikler-
lc gerçekten de bir Yeni Dalga ürünüydü. Godard,
kahramanı Michel Poiccard'yu (Jean-Paul Bel-
mondo'yu yıldız yapan rol) ile zamanın tedirgın-
liğini, sevgiye ve sorumluluğa yabancılaşmış bir
gençliğin ruh halini yansıtmak istemişti.
"Nefes Nefese", bu kült filmin ABD versiyo-
nu. Daha 1978'te Godard'dan bu yapıtın haklan-
nı satın alan Jim McBride' ve L. M. Kit Carson.
1983'te işe koyulmuş ve olanaksız gibi görünen bir
ışı başarmışlardı. Onlannfilmi,sıradan ya da özen-
lı bir ikinci çevirim olmaktan çok, eğlenceli, geri-
limli, erotik, neredeyse özgün bir yapıttı.
Küçük soygunlarla geçınen Jesse Lujack, Las
Vegas'ta bir otomobil çalar ve Nevada çölünden
geçerken 'kazayla' bir polisi öldürür. Los Ange-
les'ta saklanacak bir yer ararken Fransız üniversi-
te öğrencisi Monica Poiccard (!) ile tanışır ve ara-
larında bır gönül ilişkisi başlar...
Breathless > Yönetmen: Jim McBride /
Senaryo: L. M. Kit Carson, Jim McBride /
Görüntü: Richard H. Kline / Müzik: Jack
Nitzche / Oyuncular: Richard Gere,
Valerie Kapriskv, Art Metrano, John P.
Ryan, VVilliam Tepp«r, Robert Dunn /
1983 ABD yapımı, 100 dakika.
Film, başroldeki Richard Gere'in inanılmaz
enerjik oyunundan büyük güç alıyor. Jesse'nin ya-
şadığı şiddet dolu dünyada, gerçek sevgi olanak-
sjzdır, Anva o, yine de 'nefes nefese' bir deneme-
de bulunmaktan kendini alamaz.
JimMcBride'ınçalışmasınaderinlikkazandıran
unsurlardan biri de pop kültürü, yani rock'n-roll
şarkılan veçizgi roman. "Serseri Aşıklar"da Bel-
mondo, Bogart'ın hayranıydı. Jesse'nin ıdolüyse
bir çizgi roman kahramanı.
TRTI 22.ıo\ 'Kuzeyde Bir Yer'de farklı kültürlerin uyumu
6
Insanca
9
yaşamdan kesitler
TV Servisi- Çağımızda farklı kültür-
lerden insanlann dostça bir araya gel-
mesi giderek zorlaşırken bireyler ara-
sındakı görünmeyen duvarlar da kalın-
laşıyor. Belki de bu paylaşamamazlık-
tan, yan yana gelememezlikten dolayı
dünyayı tehdit eden tehlikelere karş\ or-
tak çözümler için birleşemiyoruz.
TRT 1 'de yayımlanan 'Kuzeyde Bir
Yer' adlı dizi ise aynı zaman diliminde
soluklanmamıza karşın yaşamla ve di-
ğer insanlarla kavgalannı tamamlamış
birgrup insanın 'uyum' içinde yaşaya-
bileceklerine örnek olup insanca bir ya-
şam için umut veriyor.
Bu sevimli dizi Cicely adlı bir kasa-
bada doğadan, birbirlerinden ve artık
unutulan insansı değerlerden kopmadan
yaşayan insanlann yaşamlanndan ke-
sitler sunuyor. Fakat yayın saati ne ya-
zık ki dizinin gözden kaçmasına neden
oluyor. Cumartesi akşamlan atv'de 'Si-
yaset Meydanı'nın yayına girdiği sa-
atlerde ekrana gelen 'Kuzeyde Bir
Yer'in daha erken saatlerde yer alması
geniş bır kesıme ulaşmasını saglayacak.
Aynca TRT, yakında sona erecek dizi-
yi -eğer yeni bölümleri satın alınmadıy-
sa- tekrar yayımlayabilirse önemli bir
hizmeti yerine gerirmiş olacak.
Yönetmenliğini Nick Marck'ın yap-
tığı, başlıca rollerıni Rob Morrow,
Barry Corbin ve Janine Turner'ın
paylaştığı 'Kuzeyde Bir Yer'in bu bö-
lümünün konusu ise kısaca şöyle: "Ma-
urice, kasaba halkına büyük bir ziya-
fet verecektir. Bu amaçla Avru-
pa'dan en güzel yemekleri ve en pa-
halı şarapları getirtir." 'Kuzeyde Bir Yer'de, Janine Turner da aykırı ama uyumlu.
EKRANSEPETI
'Refah şovu'nun figüranları ekrandaydı
EMİN ÖZCAN
Salı gecesi, Flash TV'de bır tartışma vardı.
Tartışmanın ana konusu geçen hafta HBB'de
yayımlanan danışıkh Refah şovunun figüran-
lan olan gazetecilenn durumuydu. Hatırlana-
cağı gibi, sözde Mercümek'ın açıklamalarda
buîunacağı ilan edilen program, sonuçta Refah
şovuna dönüşmüş ve buna çanak tutan gazete-
cilere medyadan sert eleştiri gelmişti.
Danışıkh şov'ungazetecileri llnurÇevikve
Fatih Karaca ile, olayı en sert biçimde gün-
deme getirenlerden Emin Çölaşan ve Cumhu-
riyet Ankara Temsılcisi Mustafa Balbay'ın
konuk olduklan 06 Ankara programında işte bu
şov ve medyanın durumu tartışıldı. Biz bura-
da, Mercümek şovununfigüranıdurumuna dü-
şen gazetecilenn çıkar ilişkileri konusunu ele
almayacağız. Yalnızca tartışma programında
söylenenlen ırdelemekle yetineceğiz.
Tartışmanın ilk konuşmacısı Çölaşan, kısa-
ca olayı özetledi ve "şike" ile gazeteciliğin
bağdaşmadığını açıkça dile getirdi. Çölaşan'm
konuşmasında yadırganabilecek tek yan öğren-
cisini azarlayan öğretmen tavnydı, ancak söy-
ledikleri son derece netti. Üstelik HBB'de ya-
yınlanan Refah şovunun sunucusu Hulki Cevi-
zoğlu, Emin Çölaşan'a durumu itiraf etmiş ve
bunu yalnızca "ratingini yükseltmek" için
yaptığını açıklamıştı.
Durum böyle olunca da Çevik ve Karaca'ya
"durumu kurtarma" çabasmdan başka ya-
pacak şey kalmıyordu. Ancak durumu kurtar-
mak o kadar kolay değildi. llnur Çevik, savun-
masına "hoşgörü"yle başladı. Çevik'e göre
Türkiye hızla bir kamplaşmaya gidiyordu ve bu
ortamda kendisi "hoşgörü"den yanaydı.
HBB'deki programa da "hoşgörü ortamına
katkıda bulunmak" amacıyla katılmıştı.
Sayın Çevik'in "hoşgörü ortamına katkı"
çabalanna büyük saygımız var, hoşgörü güzel
bir erdem, ancak bir şey unutuluyor. Hoşgörü,
karşı düşünceye, karşı görüşte olanlara saygı
duymak, onlara da söz hakkı vermek anlamı ta-
şır. Hoşgörü, yolsuzluğa, arsızhğa, hırsızhğa
prim vermek anlamına gelmez. Zaten günü-
müzün hoşgörüsüz ortamında bunlara yeterin-
ce prim veriliyor. Sen o programa tartışmacı
gazeteci olarak çağnhsın ve tartışılan konu
Bosna yardımı paralannın nereye gittiği. Re-
fah düşüncesine hoşgörüyle bakmak ayn şey,
Refahlılann Bosna paralannı nasıl "imama
havale ettiklerini" tartışmak ayn şey.
mamıştı, pekı gece saat 4'te salona alınan di-
ğer gazetecilere ne demeliydi?
tyi gazetecilik reklamlan
Tartışmanın ikinci bölümünde konu genel
olarak medya ve çıkar ilişkileriydi. Sayın Çe-
vik bu bölümde zılgıt yemiş öğrenci ezikliğin-
den kurtularak biraz olsun durumu kurtarma
gayretine girdi ve salvolara başladı. Ancak kaş
yapayım derken çıkardığı gözün haddi hesabı
yoktu.
Tartışma boyunca dikkat çeken bir başka yan
da Refah şovununfigüranıiki gazeteci'nin, Çe-
vik ve Karaca'nın sık sık topu taca atarak za-
mandan çalma ve konuyu değiştinne çabalany-
dı. Bu arada bolca kendilerini ve çalıştıklan
kuruluşu reklam etmeyi de unutmadılar.
Evet, Çevik ve Karaca o programa katılmış-
lardı, ama keşke katılmamış olsaydılar. Çünkiü
herkesin izlediği gibi koşullarson derece uy-
gunsuzdu. Danışıklı şovu hazırlayan HBB idi.
Onlar ellerinden geldiğince görevlerini yap-
mışlardı. Kaldı ki madem onlar görevini yap-
Sayın Çevik'in yıllardır çıkardığı "Turkish
Daily News" Türiuye'ye hizmet için her şeyi
yapıyordu ve Çevik ülkesi için her şeyi yapma-
ya hazırdı. Bütün dünyada Türkiye ile ilgili ra-
porlarda kendi gazetesinin verileri vardı... Çe-
vik bugüne dek hiç kimse ile çıkar ilişkisine gir-
memişti... Manevi Babası Demirel'in danış-
manlığı dışında kendisi son derece başanlı bir
gazeteciydi... Üstelik bıliniyor muydu kı, gü-
nümüzde diplomasi golf sahalannda fılan ya-
pılıyordu ve kendisi Türkiye'de görev yapan
bütün diplomatlarla iyi ilişkıleriçındeydi... Bu-
nu da gazetecilik aşkı ve Türkiye için yapıyor-
du...
Bu noktada Gumhuriyet temsilcisi Balbay,
Çevik'e kibarca ve net bir anımsatma yaptı:
"Diplomasi diplomatların işidir ve bu ülke-
de bunu yapacak yüzlerce diplomat vardır,
sen gazetecisin" demeye getirdi ama*Çevik
pekoralı olmadı...
Sayın Çevik'in bir başka kurnazlığı da Cum-
huriyet gazetesine yağdırdığı övgülerden, ken-
di gazetesine de pay çıkarma çabasıydı: Çe-
vik'e göre Cumhuriyet gazetesinin ödünsüz
tavnndan ötürü. bu gazetede kamu bankalan-
nın ilanına rastlanmazdı... llginçtir kendi gaze-
tesinde de bu türden ilanlar yoktu... Demek ki
kendisi de ödünsüz gazetecilik yapıyordu. Çe-
vik, aklınca usta bir manevrayla Çumhuriyet'in
saygınlığından kendi gazetesine de pay çıkan-
yordu. Ancak unuttuğu bir nokta vardı. "Tur-
kish Daily News"u tanıyanlar, bu gazetenin
Sayın Çevik'in "Manevi Babası" Demirel'e
nasıl hizmet ettiği ve onun dümen suyundan na-
sıl gittiğini çok iyi bilıyorlardı...
Programm sunucu konuğu Fatih Karaca da
konuşmasında bol miktarda kendi reklamını ve
firsat bu fırsat diyerek Flash TV'nin reklamı-
nı yaptı... Bu yüzden konuşması üzerinde faz-
la durmaya değmez. Tartışmaya telefonla ka-
tılan gazeteci Bilgin'ın gece saat 04.00'te top-
lantıya alınan gazeteciler konusundaki haklı
savunması ve HBB program yapımcısı Sadı-
koğlu'nun aklınca Çölaşan'ı köşeye kıstınnak
üzere Erol Aksoy'un Mercümek le ilişkilerini
gündeme getirirİcen, Refah şovunun danışıkh
olduğunu itiraftan öteye gidememesi de genel
akış içinde aynntı olarak kaldı.
Ancak program sonunda cevapsız kalan bir
soru vardı ki bu dikkat çekiciydi. O da Musta-
fa Balbay'ın şu sözleriydi: Cumhuriyet aylar-
dır Çiller ailesinin serveti, kaçırdığı vergiler,
yurtdışma transferler konusunu ele alıyordu...
Üstelik bu haberlere birkaç açıklama dışında
birtektekzip bile gelmemişti... Peki yazılısıy-
la, görüntülüsüyle, sözlüsüyle medya bunu ne-
den görmüyordu?
Evet tartışılması gereken de bu "körlük"
değil miydi?