25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 1994 CUMA HABERLER Mumcu kampanyası büyükilgi görüyorur Mumcu cinayeti katillerinin ortaya çıkanlmasını istemek üzere bir milyon imzayı hedefleyen ve 1 aralık perşembe günü başlatılan imza kampanyasını, Uğur Mumcu'nun bir simgesi halıne geldiği özgürlük, demokrasi ve laiklik yanlısı büyük bir kitle, coşkuyla karşıladı. Aslında sessiz kalmayı içlerine sindiremeyen, bir başlangıç noktası arayışı içinde bulunan her kesimden, her meslekten sayısız yurttaş, imza vermek için yanşıyor. Başlangıçta numarasj verilen tek faks cihazı, tek bir saniye durmaksızın çalıştı. Daha sonra, daha fazla katkıda bulunmaktan gurur duyan diğer iki duyarlı kişinin hizmete sunduğu faks cihazlan da durmadan çalışıyor. Dilekçeler, postayla, APS, özel kargo ve diğer ulaştırma araçlanyla Payel Yaymevi'yle Cumhuriyet gazetesi merkezine ve diğer kentlerde bulunan Cumhuriyet irtibat bürolanna ulaştınhyor. Insanlar, APS, kargo gibi oldukça büyük bir harcama gerektirecek yollara başvurmaktan sakınmıyor.MektupIann genellikle laahhütlü' gönderildiği görülüyor, postacının defterine, sayfalarca 'alındı'ımzası atılıyor. Istanbullu imza sahipleri, dilekçelerini bizzat getirmeyi yeğliyor. Bir küçük dilekçeyle başlayan imza kampanyası, kısa sürede bütün yurda, hatta bütün dünyaya yayılmış durumda. Anadolu'nun çeşitli illerindeki yerel radyolar dinleyicilerini imzaya çağınrken, belli başlı kitabevleri ve yayınevleri, bulundukları yöreierde merkezler oluşrurarak imza topluyorlar. Üç faks gece gundüz çakfiyor Hedeflenen bir milyon ımzanın çok kısa sürede tamamlanacağı ve kampanyanın birkaç milyon imzaya ulaşacağı, durmayacağı tahmm ediliyor. Zaten, kampanyayı başlatanlar. başlangıçta sekiz-on faks numarası verebilseydi, belki şimdiye dek çoktan bir milyon imza gelmiş olacaktı. Şu anda üç tane faks gece gündüz işliyor; bir cihaz, günde ancak on bin imza okuyabiliyor. Kampanyayı düzenleyenler, imza sahiplerini mesleklerine ve bulunduklan yörelere göre gruplandırmak üzere bir gönüllüler birimi oluşturdular. Herkes, "Daha fazla ne yapabUiriz"sorusunu soruyor. Payel Yayınevi bürolannda çalışanlar, sürekli telefonlara, bizzat gelenlere yanıt vermekie meşgul. Cihazlar, pazar dışında her gün 24 saat açık tutuluyor. Yakında diğer kentlerde de imza kabul edebilecek faks numaralannın açıklanması bekleniyor. Kampanyaya katılanlar arasmda, belediye başkanlan, çeşitli partilerin ilçe başkanlan, sanatçılar, savcılar, avukatlar, esnaflar, işverenler, emeklı polis komiserleri, işçiler, işsizler, köylüler dikkat çekiyor. Şimdılik imza sahiplerinin büyük bir kesiminin kadın olduğu söylenebilir. tnsanlar bir şeyler yapmak istfyor Gönderdikleri faksın alındığından emin olmak üzere telefon eden seslerde, ölümünün üzerinden bunca zaman geçmiş Uğur Mumcu için dökülen gözyaşlan hissediliyor. Ama insanlar, gözyaşlannın yetmeyeceğinin bilincinde, gazeteden kestikleri dilekçeleri imzalatma yanşına girmişler. Bu imzalann, sahiplerini bekledikleri sonuca ulaştıracaklan duygusu bile uyanıyor insanın içinde... Bu duyguyu yeşertmek için telefonlann, fakslann geldiği bürolarda bir gün geçirmek yeterli. Insanlar, gerçekten kararlı. Bir şeyler yapmak istiyorlar. Ve yapıyorlar... Bu kampanyanın en güzel tarafı, belli bir kurum, örgüt ya da merkez tarafından değil, ülkeyi karanlık güçlerin ellerine bırakmak istemeyen büyük bir demokrat kitlenin itımiyle harekete geçen duyarlı kişiler tarafından başlatılmış olması... Telefon edenlere de söylendiği üzere, dilekçeyi gazeteden kesen herkes, birer merkez oluşturuyor. Merkezler artıyor, kampanya hızla büyüyor. Bu merkezlerin, dilekçeleri postayla göndermesi, böylece faks çekmeyi daha elverişli bulanlara firsat vermesi öneriliyor. Kampanyadan izlenimlerTT"V u imza kampanyasında verilen ilk t 3 faks numarası Ahmet adına kayıtlıydı. ğ "\ Daha sonra fakslannı kampanyanın JmmJ hızmetine sunan diğer iki kişinin adı da Ahmet... Malatya'dan telefon eden bir yerel radyo sorumlusu, "5000 imza topladık, daha da toplayacağız, bu kadaruu hemen gönderetim mi" diye soruyordu? Hastanelerden hastalar telefon ediyor, nasıl imza gönderebileceklerini soruyorlardı. lzmir'den telefon eden bir yaşlı hanım, ilkokul çocuklannın. ellerinde dilekçe ömekleriyle kapılan birer birer çalarak, "Teyze, Uğur Amca için bir imza verir misiniz?" dediklerinı söylüyor; imza verdiğini, daha ne yapabileceğini soruyordu. Zonguldak'tan gelen bir telefon, kadınlann imza toplamayı iş edindiklerini, ev ev dolaştıklannı, bütün maden işçilerinin imzalannı alacaklannı, çalınmadık kapı bırakmayacaklannı haber veriyordu. Tekirdağ Pehlivanköy'den telefon edenler. DYP'li belediye başkanına da imzalattıklan dilekçede, 150 imza bulunduğunu 3000 nüfuslu beldelerinden 1500 imza toplayabileceklerini söylüyorlardı. Ancak polis, imza toplamanın izne tabi olduğunu söyleyerek onlan engellemiş. Bizden yardım istiyorlardı Yasalan anlattık, devam etmelerini söyledik. Aynı kişiler, Pehlivanköy'de bir 'Uğur Mumcu Parkı' açılması için girişimde bulunduklannı belirtiyor, açılışa bizi de davet ediyorlardı. Otobüslerle geleceğimizi söyledik... 80 yaşında olduğunu söyleyen, gerçekten yaşlı bir emekli öğretmen, Payel Yayınevi bürolanna gelerek genç bir heyecanla "Mutlaka elimle teslim etmek istedim. Uğur Mumcu'ya layık olmak için, faks çok kolay bir yol r dedi. Sandalyeye adeta yıgılan bu değerli öğretmen, kutsal bir mekanı incelercesine raflardaki kitaplara baktı, çay içti, görevini yapmış insanlann rahatlığıyla aynldı. Istanbul Şişli'den telefon eden bir ses şöyle diyordu: "Biz pazar esnafiyız. Elimde 200 imza var abi! Bizde faks falan yok, ne yapayun?" Bir arkadaşımız, yanına giderek kendisinden imzalı dilekçeleri aldı, yeni dilekçe örnekJerini verdi. Istanbul Avcılar'dan bir fabnka işçisi, "çok sevdiği Uğur abisinin imzalannın toplandtğı yeri görnıek için"geldi. Arkadaşlan, "Git, gör orayı" demiş. Aynca daha imza toplamak için boş dilekçeleri aldı ve gitti. 2 lise öğrencisi. sırtlannda çanta, altı adet tam dolu (yirmişer imzalı) dilekçe getirdı, 10 boş dilekçe alıp sevinçle gittiler. Sanatçılann 4 aralık pazar günü AK.M önünde yaptığı gösteride, bütün sanatçılardan imza toplayan bayan ressam. "Size gelen dilekçeler arasında en agın benimkin diyordu. "Çok imza mı topladınız" diye sordugumuzda. "Hayır" dedı. "sadece 200 imza, ama Istanbul'daki bütün opera v« bale sanatçılarının imzalan var bu kâğıtlarda, aynca iki subayla iki polise de imzalattık— Ağır, değil mi?-" tsvıçre'den gelen işçi kız, bir hafta sonra döneceğini, dünyanın her yanından gelen işçilerden imza toplayacağını söylüyordu. Ancak imzalann kabul edilip edilmeveceği konusunda kaygı duyuyordu. "Tabii kabul ediür" yanıtı, onu çocuİdar gibi sevindirdi. "Size binlerce imza îstanbul Şişli'den telefon eden bir ses şöyle diyordu: "Biz pazar esnafıyız. Elimde 200 imza var abi! Bizde faks falan yok, ne yapayım?" Bir arkadaşımız, yanına giderek kendisinden imzalı dilekçeleri aldı, yeni dilekçe örneklerini verdi. gönderebilim!" diye haykmyordu.lspanya'da öğretim görevlisi olan Türk profesör, üniversite öğrencilerinden, öğretim üyelennden en az 3000 imza gönderebileceğini söyledi. Avustralya'dan telefon eden Sıvaslı bir işçi, Sıvas katliamında Madımak Oteli'nde bulunduğunu ve yakılmaktan kıl payı kurtulduğunu, dünyanın bu uzak köşesinden yüzlerce imza göndereceğini söylüyordu. "Ülkeyi; kitaplan ve insanlan yakan çetelere bırakmayız" diye ekliyordu. Bir imza sahibi de büroya sık sık telefon ediyor, "Benim imzam gazetede ne zaman çıkacak" diye soruyordu, "acaba öne alamaz mısınız?" Eskişehir'den telefon eden bir kişi, Turkuaz Kitabevi'ne imzaya gelen Aziz NesuTe ilk imzayı attırmıştı. "Başta Aziz Nesin'in ünzası bulunan dilekçe benimdir, tamam mı?" diyordu. Turkuaz Uğur Mumcu'nun katillerinin yakalanabilmesi için îmza verenler 10051- Aynur Aktaş, 10052- Arzu Demirsoy, 10053- AIı Ok. 10054- Arzu Duraan, 10055- Aliye Duman, 10056- Ali Gökhan. 10057- Ahmet Turan, 1005»- Ay- can Mutlu, 10059- Alı Sezeın. 10060- Ali Hınk, 10061 - Ahmet Çöllü, 10062- Ali Ihsan Yalvaç, 10063- Ayla Şimşek, 10064- Akan Çağlar, 10065- Ayfer Dınçkurt. 10066- Ayş« Ağuoğlu, 10067- Ali Günal. 10068- A. Menan, 10069- Ahçik Günal. 10070- Aliekber Akdağ, 10071-Alı Karaçeper. 10072-Ali Tatü, 10073-AlıTat- h, 10074- Ali Rıza Tükek, 10075- Ahmet Gözübüyük. 10076- Aptula Erbaş, 10077- Ahmet Küçıik, 10078- Atilla Ünal, 10079- Aşur Armutlu. 10080- Ali Özcan. 10081- Adile Sakallı. 10082- Abdullah Kökez, 10083- Abdullah Kökez. 10084- Ahmet Kale, 10085- Alı Kar- tal, 10086- Aysel Kırşen, 10087- Aynur Türk, 10088- Abdullah Özgûr, 10089- Aytaç Ada. 10090- Ali Kemal- çelik, 10091- Avtıı Güzel, 10092- Ali Osman, 10093- Ali Ağaç, 10094- Ahmet Kartal, 10095- Alı Özener. 10096- Adnan Gülhan, 10097- Alı Kartal, 10098- Ali Gözü Açık, 10099- Alper Kurtuluş, 10100- AtaGüven. 10101-AtıllaGökgül. 10102-AygölÇavtiî, 10103-Ay- sal Krataş, 10104- Adnan Açıkbaş, 10105-Arzu Gezer. 10106- Ali Kıl, 10107- Ahmet Kıroglu, 10108- Abdul- lah Kocabaş, 10109-Aynur Onsal, 10110- Aydın Dog- rn, 10111-Ahmet Gezer, 10112-Ahmet Kaya, 10113- Ali Fuat Nesimıoğlu. 10114- Ali Sönmez, 10115- Ad- nan Erdoğdu. 10116- AzizCoşkan, 10117- Ayhan Mus- luk, 10118- Alişan Yıldız, 10119- Ali Kılıç. 10120- Ah- met Şilfeler, 10121- Aslı Sefa Çeşme. 10122- Binnaz Bal, 10123- Berrin Saydam. 10124- Burhanettin Kıv- nk, 10125- Bahattın Aytmen. 10126- Beser Eren, 10127- Bayram Serkan, 10128- Bün\amin Dağen, 10129- Bûnyamin Özer, 10130- BülentE. Nesihioğlu, 10131- Bersan Yorgancılar. 10132- Bektaş Koca, 10133- Bugra Yalvaç. 10134- Bülent Yılmaz, 10135- Berna Doyduk. 10136- Banu Gezen, 10137- Birsen Ös- türk, 10138- Birol Güneri, 10139- Batıhan Baştaş, 10140- BülentÖzaşan,10I4I-Bınali Karaçeper. 10142- Burcu Sayman, 10143- Bayram Doğu, 10144- Bülent Sayman, "10145- Bahar Gülseven, 10146- Burcn Yal- vaç, 10147- Betül Şimsek, 10148- Beran Ariı, 10149- Bertan Bûyükçmgıl, 10150- Bülent Güneş, 10151- Bü- lent Apaydm, 10152- Bektaş Uysal, 10153- Bedn Em- re. 10154- Bedreddin Kaya, 10155- BılgeGenç, 10156- BirolMert, 10157- Bülent Alkan. 10158- Bülent Can- polat. 10159- Bilgc Özcan. 10160- Banu Baç, 10161- Bekır Yavuz. 10162- Cumali Erçel, 10163- Cevat Ata- lay, 10164- Candan Ramazanoğlu, 10165- Cûneyt Er- gün. 10166- Cenan Duna, 10167- Cumhur Sönmez. 10168-Cemil Yüksel. 10169-CevdetÇetinkaya, 10170- Cihan Duman, 10171 - Cüneyt Kalkan. 10172- Cilo Ay, 10173-CemılÇıçek, 10174-Cengiz Bakır, 10175-Ce- mal Yıldız, 10176- Canan Özcan, 10177- Cevdet Yıl- maz. 10178- Cemal Yeşilkaya, 10179- Cihan Işlekıer, 10180- CemalA>dın, 10181-Cevdet Çetınkaya, 10182- Cengiz Karaçeper, 10183- Cenk Tunç. 10184- Cemal Özsaygı, 10185- Cıhan Bal. 10186- Cemal Çağlavan. 10187-Cahit Erta*. 10188- Cemal Kıl, 10189- Cengiz Bal. lan Üner, 10816- Sati BalUcı, I08I7- Semra Yıl- Uğur Mumcu Cinayeti Faillerinin Ortaya Çıkarılması İcin Dilekçe Haksızlığa, adaletsizliğe, eşitsizliğe korşı yılmoz ve eşsiz savajç'. ' a 'k düzenin ve Cumhuriyetin yılmaz savunucusu, benzerı bir daha belki de gelmeyecek olan değerli gazelecı ve yazar Uğur Mumcu'nun, savaşhğı yolda kalleşce şehit edilmesinin üzerinden iki yıla yakın bir zaman geçtiği halae, bir ucu kuşkusuz bütün Türkiye ınsanlarının yürekierine teker teker saplanan hançeri tutan eller hâlâ bulunomadı. Uğur Mumcu hayatta olsaydı, bu cinayetin faillerinin yakalanması yolunda savaşır ve mutfaka bir sonuca ulaşıraı. Ne yazık ki, ulaşhğı başka sonuçlar, onun şahsıncia, yeryüzünün en haksız, en hain, en kalleş cinayefinin işlenmesine yol açfı. Cinayetin aydınlanocağı yolunda namus sözü verenlerden umudumuzu kestik. Ama adaletten ve Uğur Mumcu'nun hunharca parçalanmış bedeni ardından yürüyen onbinlerden umudu kesmedik Yazarımızın değerli eşi Güldal Mumcu'nun yaptığı, Uğur Mumcu'nun devlet tarafından ortadan kaldırıldığının kendisıne söylendiği yolundakı son oçıklama, camlerin ortaya çıkarılmasındakı basansızJığın nedenlerinı açıklıyor olabilir Ancak neden ne olurso olsun, Uğur Mumcu Cinayeti, faili meçhul cinayetler rafında tozlandırılmayocaktır 'Igiji ve yetkili Iturumları, bir kez daha goreve çağırıyoruz. ADI SOYADI MESLEGI İMZA 2) 3) 4) 5) dız. 10818- Sabri Topal, 10819- Semıh Kurtoğlu. 10820- Sibel Dinçer, 10821 - Sezgın Özben. 10822- Su- na Erbaş, 10823- Şercan Şahın, 10824- Şavaş Erdem- li, 10825-Se\ılay Özcan. 10826-Sevda Özcan, 10827- Serdar Yeşılyurt,' 10828- Selahattin Çağlar, 10829- Sü- leyman Arslan, 10830- Serdar Noyao, 10831- Songü) Aygül. 10832-SalimGüner, 10833- Sezaı Yığıt. 10834- Songül Demir, 10835- Sanem Çağışlar, 10836- Salha Günal, 10837- Sevda Bektaş. 10838- Sunullah Ta» ar, 10839- Sülevman Taşdemır. 10840- Sajdar Güzel, 10841- Songül Karahan, 10842- Sati Günel. 10843-Sa- lih Yaşar, 10844- Semra Kılıç. 10845- Sacide Gürol. 10846- Safıya Yılmaz. 10847- Saim Duymaz. 10848- Semıha Canpolat. 10849- Semi Arslan, 10850- Sultan Bayram. 10851- Sevim Doğu, 10852- Seçil Özerdoğan. 10853-SevgiSo>sal, 10854- SakıneAygül. 10855-Ser- dar Akdağ, 10856-Sunay Gülhan. 10857- SinanKork- maz. 10858- Selma Bulut. 10859- Sabri Deniz. 10860- Sinem Yıldız. 10861- Saadet Dikici, 10862- Sevgı Ala- göz, 10863-SaliçKa>a. 10864-Serdal Yerlı. 10865- Se- vil Karataş. 10866- Sınan Denız. 10867- Sebahattin Çağlar, 10868- Seyfenin Armagan. 10869- Se\gi Deli- baj, 10870- Sıbel Turhan. 10871-SabriyeÇelik, 10872- SemıhaTura. 10873-SerpUŞahin, IO874-Sa\aşÖzkan. I087S- Serkan Efil, 10876- Serkan Cubuk. 10877- Se- da Temuz, 10878- Seda Temuz. 10879- Sevgi Uslu, 10880- Selahattin Kal. 10881-Sahire Bekel, 10882- Se- vınçNasuhbeyoglu. 10883-Semra Duman, 10884-Sel- ma Takin, 1088Ş- Sevgi Erdem, 10886- Sultan Yılmaz. 10887- Selçuk Özcan, 10888- Salıha Mutlu. 10889- Sa- mi Dilber, 10890- Sahire Mutlu. 10891- Serhan Gök- demir, 10892- Suat Orak. 10893- Salih Kayış, 10894- Sev ınç Ka.sa. 10895- Songül Cumali, 10896- Ser\ er Er- solmaz, 10897- Semavi Yorgancılar, 10898- Seval Ate>. 10899-Serpil Mutlu, 10900-SanıyeOzcan. 10901-Sıt- kı Özavdın, 10902- Selahattın Özcan. 10903- Sevim Can. I09O4- Scrtan Ak^u. 10905- Sinan Şanin, 10906- Serap Güraksm. 10907- Servet Değer, 10908- S Suat Açıkba*. 10909- Servet Ka>a, 10910- Serhan Önlûkuş. 10911- Seza Aşkan, 10912"- Sabahattın Turan. 10913- Süleyman Kıncı, 10914-Selçuk Başaran. 10915-Se\il Demirel, 10916- Sükran Karayaz. 10917-Şefika Bilgin, 10918- Şengül Ekıcı. 10919- Şahin Bal, 10920- Şengul Müntav 10921- Şükran Çoloğlu, 10922- Se\kı Akde- mır, 10923- Şahap Meydan, 10924- Şahıne Kujoglu, 10925- Şükrü Karaçeper, 10926- Şükrü Karaçeper. Kitabevi, yerel gazete ve radyolara ilan vererek halkı imzaya çağınyordu. Bir telefondan şu sözlen dinledik ve yanıtiadık: "Komşunun mevlidinden geliyorum, ev kadını\ım. gazete okudugumda imza toplandığını ögrenince çok st?\indinı. size şunlan sö>lemek için anyorum: Çok imza toplavacagım, dindar olmak, şeriatçı olma>ı gerektirmez.'* Kampanyanın ilk haftasında venlen telefon numaralannın gazetelerde doğru yayımlanmaması aranıp da bulunamayacak bir büyük yanlışa neden oldu. Verilen yanlış numaralardan biri Zaman gazetesıne, diğeriyse Cağaloğlu'nda bir kahve ocağına aitti. Kahveci. "Ben cevap veriyorum abla" diyordu, u ünzala>in, getirin diyonım." Bu kahveci, daha sonra verdığı hızmetın karşılığı olacak bir ücret talep etmek üzere Payel bürolanna sık sık telefon etti. Zaman gazetesınden hiç şikayet gelmedi. Çünkü onlar, başvuru sahiplerine. "Kampam'a bitti kardeşün, çok teşekkür ederiz" \ anıtını veriyorlardı. Ellerindekı yüzlerce imzayı yırtanlar, gerçeği ögrendikten sonra büyük bir öfke içinde yeniden imza toplamaya başladılar. Ancak Zaman gazetesi, telefon edenlere başka şeyler de söylemiş olsa gerekti. 9 aralık günü önce telefonla (sert, hatta ürkütücü bir ses tonuyla) adres tespiti yapan kişiler, nereye ayak bastıklannı bilmeyenlerin kaygı ve kuşkusuyla, ama gözdağı verir bir hava içinde l'ayel bürolannı adeta bastılar. Çalışanlan sorguya çektiler. Bu kampanyanın neden yapıldığını sordular. Yanıtlar karşısında şaşıran bu kişiler, "Ama kardeşim, bu telefondan şeriat propagandası yapıiıyor" deyince, durum anlaşıldı. Zaman gazetesi zaman kaybetmek niyetinde olmasa gerek, kâr kârdır düşüncesıyle telefonla bile çalışıyordu. Yayınevi çalışanlanna 'esrarengiz'görünen bu kişiler, güven duyduktan sonra, ellerindekı çantayı sevinçle açarak bir tomar imzalı dilekçeyi masanın üzerine yığdılar. Zaman gazetesi açısından, aranıp da bulunamayacak bir dizgi yaniışı olmuştu. Mumcu'nun katili olduğunu söyleyen biri, yüzünü, fiziğini aynntılanyla anlatarak, "Beni Ankaralılar tanır, buradayun, neden yakalamı>orlar?" diyordu. Lise öğretmeni olduğunu söyleyen biri, adını ve telefon numarasını vererek, katili bildiğini, yabancı basın önünde açıklayacağını. ancak karşıhgında on milyar lira istediğini söylüyordu. 10927- Şükrü Serin, 10928- Şöhret Doğu. 10929- Şük- rü Erdoğan. 10930- Şenal Füruz, 10931- Şennaz Bal, 10932- Şe\ ket Tal, 10933- Şirin Köse, 10934- Şadı Tam- dogan, 10935- Şeref Özaydın, 10936- Şeyket Türkyıl- maz, 10937- Şule Şenol,' 10938- Şeyda Özil. 10939- Şabhanım Yeşiltaş. 10940- Şinn Kalkan. 10941- Şefik Çağlarer, 10942- Teoman Enş. 10943- Tuba Kılınç, 10944- Turan Topuz. 10945- T. Alemdaroğlu, 10946- Turgut Alagöz. 10947-Turan Çınar, 10948-Tekın Pe- kın. 10949- Tuncer Alagöz, 10950- Turan Sen. 10951- Tamer Tütüncü, 10952- Tanık Dede. 10953- Teslime Kaya, 10954- Turan Kalfa. 10955- Tarkan Bulmuş, 10956- Turgav Sevdık. 10957- Taner Kınk. 10958- Tu- naGüraksın. İ0959-Tunce> Kuray. 10960-Tülay Say- man. 10961- Tolga Alkan, 10962-Turgut Kale. 10963- Türkan Serkan. 10964-TayinÇeşit, 10965-TemelBil- gi Kuyruklu. 10966- Tülay Bulut. 10967-Tülin Polat, 10968'-Türkan Aygül. 10969-Tuncav Turhan, 10970- Tayfun Kaya. 10971- Tarkan Kurtaran, 10972- Tekin Açıkalın, 10973-Turgav Duman. 10974- Telat Bulut. 10975- Turan Çınar, 10976- Turan Karakuş. 10977- Turgay Çakıcı, 10978- Tugrul Mayadag. 10979;- Tür- kan Günal, 10980- Turan Kaya. 10981- Turan Özcan, 10982- Ugur Temuz. 10983- L'fukÖztürk, 10984- Uy- gar Guneşer. 10985- Uğur Taşdemir, 10986- UKıye Yalçınkaya. 10987- l fukGüleç. 10988- Umut Doğan. 10989- Uğur Özcan, 10990- Ünsal Tunalı. 10991- Un- salTuran. 10992-Ü Çolak. 10993-VeliGünal, 10994- Vıldan Alkış. 10995- Vecdet Salgın. 10996- Veyis Ar- mutlu. 10997- Veysel Acaran, 10998- Vedal Macı. 10999- Vedal Gülicat, 11(XX)- Vılı Akkaya. 11001- As- lı Kıra. 11002- Alive Özba>, 11003- Alper Çalışbaş, 11004- Ayşen Tan, 11005- Atilla Koçum, 11006- Adil Cömert. 11007- Ali Karaman, 11008- A)şe Karasu, 11009- Ay^c Çevık. 11010- Ali Cemal Mutlu, 11011- Ayhn Altîındag. 11012- Arif Özer, 11013- Arzu Ekşı. 11014-AvşeDal, 11015-Aziz Dogruyol. 11016-Ayşe- gül Çaycı, 11017- Alaanın Çaglayan. 11018- Ayşegül Ancan", 11019- Alı Osman Erdem. 11020- AsheTecir- li. 11021-Alı Akpınar, 11022-Alper Yurtsever, 11023- Arzu Gunad. 11024- Ayfer Can, 11025- Ahmet Söre- han. 11026- Abdurrahman Tugay, 11027- Akın Ku- maç. 11028- Ahmet lşle\en, 11Ö29- Ayşenil Erkut. 11030-A>nurOğan, 11031- AlıCcyhan Yılmaz. 11032- AhmettScimen. 11033-AyşegülBodur. 11034-A. Ko- ray llalan, 11035- Arzu Şen. 11036- Ali Havdar Ay- ka'nat, 1 1037- Ay!,enur Yener. 11038- Ayhân Çetin, 11039- Aydan Tok. 11040- Avni Erman, 11041- Ali Smgınçli. 11042- Ali Ö/çelik, 11043- Adnan Yalkın. 11044-Ali Çetin Alkan. 11045- Ayşcgül Özgür. 11046- Ahmet Akyüz, 11(W- Alı Çelebı. 11048- Atilla Şakul, I 1049-ArdaAkdoâan. 11050- Ali Bülbül. 11051-Ay- ^c Pakoglu, 11052-~Arife Altındaş, 11053- Ahmet Ko- cabıçak, 11054- Aydın Yumru, 11055- Ahmel (,'elık. 11056- Abdullah S ılmaz, 11057- Aydın Asan. 11058- A>gül Yıldırım, 11059- Ahmet Süreyya Çerkezoğlu. 11060- Ayşin Cömert, 11061- Alı Atara. 11062- Adem Bayrak, 11063- Ayten Köseoglu. 11064- Arzu Berktaş, SÜRECEK Sıvas katliamında yaşamını yitirenlerin ailelerinden çağn: 26 aralıkta DGM önünde buluşabm ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Sıvas katliamında yaşa- mını yitirenlerin yakınlan, •*planluprogramlıvcörgütlü"bır eylem olarak niteledikleri katli- ama karşı, Ankara Devlet Gü- venlik Mahkemesi'nde yapıla- cak olan kararduruşması için ka- muoyundan destek istedıler. Aileler, "Türkiye'nin vedün- yanın gözleri önünde gerçekleşti- rilen şeriatçı katliamın kanıu- oyundan gizlenmesi ve unuttu- rulması amacına yönelik olarak, mahkeme heyetinin tarafından duruşmalara koyulan gizlilik ka- ran ile adalete olan güven duy gu- lanmız onanlamaz biçimdeyara aimışOr" dedıler. Sıvas katliamında yaşamını yıtirenlenn yakınlan adına Ne- bahat Altıok, Mehmet Türk ve Mehmet Gündüz tarafından ya- pılan açıklamada, Sıvas katlı- amının planlı, programlı ve ör- gütlü bir eylem olduğu öne sürül- dü. Aileler. Sıvas katlıamı ıle il- gili olarak, bügüne kadar yaşa- nan gelişmeieri şöyle sıraladılar: - Yakınlarımı/ın Madımak Oteli'nc sığınmalarından, otelin yakılmasına kadar geçen sekiz saatlik süre içinde, olay ycrinde bulunan polis, asker, güvenlik güçleri ile Srvas Belediye Baska- nı Temel fCaramoilaoğlu, Tugav Komutanu Sıvas V'alisi, Emniyet Müdürü, Başbakan Tansu Çil- ler, Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü, dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Gazıoğlu ve Cumhur- başkanı Sülevman Demirel'in yakınianmızın can ve mal gmen- iiklerini, \asalarda sabit olduğu hakle. koruvama\arak katliamın gerçekJeşmesine manen katkıda bulunduklanna inanıyonız. - Yakın tanhimızın bu en cıd- dı, örgütlü şeriatçı ayaklanması- na, 3 Temmuz 1993 günü verdik- leri demeçlerle, neredeyse arka çıkarak. katledilen canlanmızın, yakınlanmızın dolayısıyla bizle- rinyurttaşlıkhaklanmızıçığnet- tiklennı, çignedıklennı düşünü- yoruz. Saldıran, kıran, dağıtan, yıkıp yakan şeriatçı göstericileri dağıtmayarak, dağıttırmayarak, bulundukları yer itibanyla gö* revlerini yapmadıklan için, yasa- lar karşısında suçlu olmalan ge- rektığine inanıyoruz. -Türkiye'nin veçağdaş dünya- nın gözleri önünde gerçekJeştiri- len, hepimizin izlediği \ideo film- lerinde her şe> apaçık ortaday- ken, katliamın boytlannı küçült- meye >önelik çabalann, katli- amın faili ya da failleri meçhul ot- madığı için bunu kaygıv la izliyo- ruz. Trajediyaşadık' -Sıvas katlıamının yargi aşa- masında davanın görülmeye baş- ladığı 21 Ekım 1993 günü ve da- ha sonraki aylarda, her duruşma sırasında Ankara DGM'nin önünde itilıp-kalkıldığımızı, coplandığımızı, avukatlanmızın tartaklandığını ve adına yargı di- yemedığimiz bir trajediyi yaşa- dık. Yine yargı aşamasında, ilgili mahkeme heyeti tarafından Sı- vas katliamı davasının mağdurla- n olarak kabul edilmediğimizi, yasalann bize verdıği müdahil sıfatımızın hiçbir zaman göz önüne alınmadıgına tanık olduk. - Madımak Oteli'nde eşlerimiz, oğuUanmız, kızlanmızve kardes- leruniz katledildi. Özdde biz yan- mış olsak da, bu da\anın kökten- dincilerie bi/im Lan davamız ol- madığının bilincinde olduğumu- zu, Snas'ta düşünce ve inanç öz- gürlüğünün.vaşam hakkı ile çağ- daş yaşamın kısaca demokrasi- nin katledildiğini açıklıkia görü- yoruz. Bu örgütlü şeriatçı ayak- İanma sonrasında demokratik kitle örgütleri, yazılı ve görsel ba- sın, düşün ve sanat çevreieri, kı- saca aydınlar tarafından yalnız bırakılmanın da acısını vaşıyo- ruz. Aileler, açıklamalannın son bölümünde. düşünce ve inanç özgürlügüne ve demokrasiye inanan herkesı 26 aralıkta yapı- lacak olan duruşmaya çağırarak, "26 Aralık 1994 günü saat 09. 30'da. demokrasiye inanan her- kesi DGM önünde bize destek vermeye çağmyoruz" dedıler. j Süzer'în Cumhurîyet'e açtığı dava reddedildi MEHMET DEMİRKAYA Dolmabahçe sırtlanna "Gök- kafes" adıyla bir gökdelen dikil- mesine engel olduklan gerekçe- siyle. Mimarlar Odası Istanbul Büyükkent Şubesi ve Cumhuri- yet gazetesi aleyhine açılan iki milyar liralık tazminat davası Yargıtay tarafından da reddedil- di. Yargıtay4. Hukuk Dairesi'nin karan üzerine bir açıklama ya- pan Mimarlar Odası ıstanbul Bü- yükkent Şubesi, Gökkafes'in sa- hibi Mustafa Süzer ve firması- nın, Mimarlar Odası ve Cumhu- riyet gazetesi üzerinde kurmak istediği iki milyar liralık "tazmi- nat baskısrnın hukuken sona er- digi vurguladı. Yargıtay. Süzer ve şirketinin. "Gökkafes"i eleştiren ve inşa- atın bir an önce durdurulması için kampanya düzenleyen Mi- marlar Odası ile kampanya hak- kında haberler yayınlayan Cum- huriyet gazetesi aleyhine açtığı iki milyar liralık tazminat dava- sını reddeden tstanbul Asliye 3. Hukuk Mahkemesi'nin karannı onayladı. Istanbul Asliye 3. Hu- kuk Mahkemesi'nin verdiği ka- rann bozulması için, Gökka- fes'in yapımcı fîrması Dolma- bahçe Turizm A.Ş. adına Yargı- tay'a başvurulmuştu. Asliye 3. Hukuk Mahkeme- si'nin ret gerekçesinde şöyle de- nilmişti: u Söz konusu inşaat, tstanbul Gümüşsuyu'nda ITÜ ile İnönü Stadyumu arasında sade da\alı gazete (Cumhuriyet) değil, diğer basın organlannda da yayunla- nan rüm İstanbuUulann bikliği ve kamuyu ilgflendiren yüksek ir- tifalı olacağı. çevıieyi, görüntüyü bozacağı hususunda yayguı sö>- lenti olan bir inşaattır. Türkiye'nin tarihi, coğrafi, turistik öneme haiz doğal ve fi- zikj güzellikleri kapsayan ve dünyada da büyük ve güzel şe- hirlerin ilk sıralarında gelen İsfanbul'un doğal ve fiziki ya- pısının ve görünümünün daha fazla bozulmaması, yeşil alan- ların azalmaması, yeterince sı- kıntı yaratan alt yapı hizmetle- rinin daha da kötüye gitmeme- si gayesi ile davalı Mimarlar Odası'nın bu bina nedeniyle yaptığı çalışma basına ve ilgili resmi mercilere başvuru ve be- yanatları yasadan kaynakla- nan hakkın, kamu yararı nede- ni ile icrasında ibaret görülüp kasıt ve haksız fiil unsuru gö- rülmediğinden. a.vrıca davalı- ların sahip ve mensubu olduk- lan gazetedeki neşriyatında Anayasa ve yasalardan kay- naklanan güncel ve kamuyu yakından ilgilendiren haber mahiyetinde olup manevi taz- minatın yasal unsurlarından hiçbiri gerçekleşmediği gibi, davacı tanıklarının yeterli gö- rülmeyen ifadelerinden başka maddi zarar oluştuğu ispatla- namadığından, bin an için bu neşriy at nedeni ile inşaatın ya- vaşlaması ya da durması hatta yüksekiiğinin resmi mercilerce azaltılması hususlarının ger- çekleştiği düşünülse bile, bu eylemlerin kasten davacıya za- rar vermek gayesi ile değil, mesleki ve yasal görev icabı ka- mu yararına yönelik olması karşısında dava yerinde görül- memiştir." Bilindiği üzere. daha önceleri yeşil alan olarak belirlenmiş olan Dolmabahçe sırtlannda 1980'li >ı 1larda "ayncalıklı imar izni" \erilerek yükselmeye başlayan "Gökkafes" adlı gökdelen inşa- atıyla ilgili olarak Mimarlar Odası'nca sürdürülen kampanya etkili olmuş ve binanın ilk sekiz katı dışındaki yükselme hakkı daha sonra iptal edilerek, "İstan- bul'un bağnna saplanan han- çer" olması önlenebılmişti. Mimarlar Odası Istanbul Bü- yükkent Şubesi, Süzer ve firma- sının, tazminat taleplerinin yerel mahkeme tarafından reddedil- mesıne karşın davadan vazgeç- meyerek bir üst mahkemede temyiz yolunu seçmesini, "Böy- lece'Gökkafes'eyakışır' rurum- lannı sürdürmeyi yeğleyen ya- pımcılar, son hukuk dcrsini de \argitay karanylaalmışoldular" şeklinde değerlendirdi. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi'nin karan şöyle: "Taraflar arasuıdaki tazminat davası üzerine yapılan \Brgilama sonunda, ilamda yazılı nedenler- den dolayı davanm reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edtt- mesi üzerine, tetkik fıâkimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelen- di gereği konuşuldu. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlen- dirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan "bütün temyiz itırazlannın reddiyle' usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene y ükJetilmesine oybiriiği ile karar verildi."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle