Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23ARALIK1994CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Günlerden bir gün
MELIH CEVDET ANDAY
Z
aman birimlerinin çoğulu
doğaya, tekili bize ilişkin-
dir, bizim yasamış oldu-
ğumuzu gösterir. "Binfcr-
ceyıP sözii masaJdır. "bir
gün" ise gerçek.
Sabahleyin, her günkü gibi saat
7.30'da kaiktım, yıkandım, iki bardak
çay içtim, birkaç cıgara tellendirdim,
pencereden dışan baktım, kar yağıyor-
du. Yaşadığımı kimse yadsıyamaz.
Jorçe Luis Borges, "Yedi Gece" adlı
kitabında yeralan "BinbirGeceMasaJ-
tan" adlı İconuşmasında şöyle diyor:
"Peki, neden önce bin masal vardı da,
ionra bin bir masal oldu? Sanınm, bu-
nun iki nedeni \ar: Birincisi. o zaman-
Ur çift sa> ılann uğu rsuzluk getirdiği yo-
lunda bir boşinanç söz konusuydu. Bu
yüzden tek sayı aradılar ve çok şükiir ki
binc bir eklediler. Kazara dokuz yüz
doksan dokuz yapsalardı bir gecenin ek-
sik kaldığı duygusuna kapılabilirdik.
Oysa bin bir geceoltınca. bize sonsuz bir
jey verikiiği, bir armağan, bir gece da-
ha sunulduğu duygusuna kapılıyoruz."
Yazar. sonra da, Ingilizcede "Forever
mnd a day" diye bir söz bulunduğunu
belirtir. Bir gün, sadece bir gün yaşıyo-
ruz ve bu "birgün" sonsuzdur, değeri-
ni bilelim.
İki aydırevden çıkmıyorum. Bu ara-
da üç İcez doktora gitmek için çıktım.
Önce Sayın Türkân Saylan'a, sonra Sa-
yın Dr. Oryal'e, daha sonra da eski dos-
tum Sayın Dr. Ozcan Köknel'e. Dr. Or-
yal kalbimi çok iyi buldu; yalnız tartı-
da seksenin üsrüne çıktığımı görünce,
- Size söz veriyorum, dedim, bir ay
içinde üç dört kilo veririm, ama yaşımı
seksenden aşağı indirmek elimde değil.
Dr. Oryal.
- Onu da biz indireceğiz, yaşınızı yet-
mişe getireceğiz, dedi.
Hazırpazarlığagirmişkenaltmışı is-
teseydim oimaz mıydı? Ama terbiyeli
adamımdır, açgözlülük etmedim.
Dr. Köknel ise, depresyon geçirdiği-
mi söyledi. Bu kaçıncı? Oysa ben ru-
hum yok sanırdım. Meğer bu hastalık
beyin salgılanndan birinin azalması so-
nucu ortaya çıkarmış. Şimdiye dek bi-
lınebilen altı salgı varmış. Bunlan de-
netlemek elimizde değil elbette. Nasıl
başedeceğiz?
•
Öğleye doğru, TRT üçüncü progra-
mında Şostakoviç'in piyano sonatını
dinledim. Çok sevdim. Stalin,bu büyük
besteciyi paylamıştı, neden Çaykovski
gibi yazmıyor diye. Çaykovskı gelmiş
geçmiş. yapacağını yapmış. Onu yine-
lemeğe ne gerek var? Müzik. orada dur-
sun mu?
Yıllarönce, ünlü bir yazanmız bana.
- Neden şiır yazıyorsunuz? Nâzun
Hikmet gelmiş, ondan sonra şiir yazı-
lamaz, demişti.
•
Hava kirliliği gözle görülecek duru-
ma gelmiş. Pencereden bakıyorum. ha-
va karanlık. Akşam karanlığı değil bu,
zehirin rengi.
"Doğayla Sözleşme" adlı kitabında
(Yapı Kredi Yayınlan.Çeviren: Turhan
İlgaz) Michel Serres şöyle diyor:
"Geiişen sanayimizin, atmosfere bin-
lerce \e binlerce ton karbonmonoksit ve
daha başka zehirli atıklar boşaltan fa-
aliyetleri ve teknik kapasitemiz yüzün-
den iklimin bütünündeacaba hangi top-
yekûn değışimi bekJemek gerekiyor, bü-
miyoruz."
Sonra şu ılginç rümceyi ekliyor:
"Özellikle geçen zanıan ile (le temps
qui passe) ile hava (le temps qu'il fait)
arasındaki ilişkileri düşünmesini de
bilmiyoruz."
Bilindiği gibi. Fransızcada "letemps
passe" zaman geçıyor anlamına ve "il
fait beau temps" hava güzel anlamına
gelir.
Fransızlann hava ile zamanı aynı
sözcükle, temps sözcügü ile anlatmala-
rı ne düşündürücüdür.
Hava kırlenince zamanımız da kirle-
niyor.
Şöyle de diyemez mıyız?
Zaman kirlendıkçe hava da kirleni-
yor.
•
Gazeteleri gözden geçırdim. bir ya-
nılgının süregittıginı aördüm: Biz. Bos-
nalılann Türk olduklarını sanıyoruz.
"Boşnak" Bosnalı demektir Boşnaklar,
Müslüman olmuş Sırplardır. Bunlann
yaşama biçimlerı \e genel olarak kül-
türleri. Yugoslav>a'dakı öteki Slavlar-
dan ayn oldugu için Titoburayau
Mûs-
liiman Bosna Cumhuriyeti" adını ver-
mişti. Bu cumhunvet, birdın dev letı de
değıldir.
Sarajevo'da bırdünya şıır toplantısı-
na katılmıştım. orada on beş gün kal-
dım, dostlar edindım. Bunlann başın-
da Izet (Izzet değil) Sarayliç gelır. ünlü
şaır.
Sarayliç şimdi orada mı, nasıldır. bıl-
miyorum, çok merak ediyorum.
•
Öğle yemeğınden sonra ön odada
uzandım ve Abdiilkadir Budak'ın İm-
zalı Giil adlı şiır kitabını -kaçıncı kez-
açtım.
Budak'ın şıirlerı bana sev inç venyor.
tyi şiir sev ınç \enr.
' •
Öğleden sonra eşım beni sinemaya
götürdü. nicedırgıtmıvordum.
Ogün KiesJovski'nın w
Mavi"adlı fil-
mini gördük? Unutamayacağım filmler
ARADABIR
UMRAN SOLEZ TAN
Çocuk Mah. Yargıcı
Yeni Yıl Gelirken•••
Geçen yıl bu zamanlar Isviçre'deydim. Yılbaşının 'pati
ayaklan 'yla yaklaştığı şu günlerde Fribourg'da iki ayn inan-
cın hazırlıklarına tanık oldum. Bu bizde yeni yıl eğlencesi-
nin bir Hıristiyan bayramı olup olmadığının tartışıldığı gün-
lerdi. Kimimizce yılbaşı gecesinin Noel'le kanştırıldığı gün-
ler!..
Oysa, Hıristiyan dünyasında tam altı 'yortu' vardı. Bun-
lardan Noel Yortusu, Isa'nın doğuş günü olan 24 aralıkta
son bulurken, tanrının Mesih'in kimliğinde görünmesi inan-
cına dayandırılan Epifanya Yortusu 6 ocak günlüydü. 31
aralığı 1 ocağa bağlayan yılbaşı gecesinin bu en yak/n gün-
lü iki yortudan Noel Yortusu ile karıştınlması ve yılbaşı ge-
cesi eğlencelerine yer veren televizyon kanallarımızda 'No-
e/'den söz edilmesi de neyin nesiydi?..
Kasım ortalarıydı. Kentin satımevlerinin kapıları özel fir-
malarca süslendi. 24 aralıktan dört pazar önce başlayan
bu Noel Yortusu'nun öngünlerinde kent sokaklarında No-
el Baba (St. Nikolaus), siyah giysili, siyah kukuletalı iki ada-
mıyla dolaşmaya çıktı. Siyah giysili, siyah kukuletalı adam-
lardan bin yaramaz çocukları korkutmak için uzun saplı bir
çalı süpürgesi taşıyor, öbürü sırtında taşıdığı küfesinden
Noel Baba törenine ilişkin çağn ile Noel Baba biçimli ku-
rabiyeler dağrtıyordu.
Ağaç almayanlar çam dallan edinip süstediler. Dallara iliş-
tirdikleri mumların sayılarmı günden güne arttırdılar. 24 ara-
lıkta sunmak için sevdiklerine armaganlar aldılar. Çam dal-
lan ölümsüzlüğü, günden güne arttırılan mumlar da Isa'nın
doğuşunun yaklaştığını simgeliyordu. Noel Baba, Fribo-
urg'a eşeğiyle geldi. Eşeği üstünde yanındakilerle kentin
sokaklarında dolaşırken o ve yanındakiler çocuklara kura-
biyeler, şekerler, fıstıklar attı. O gün kentin orta yerinde iğ-
ne atsan yere düşmez bir kalabalık vardı. Her şey çocuk-
ların omuzlarda taşındığı bir bayram görüntüsündeydi.
Göstericilerdönülerini, yapımı 300 yıl kadar süren kent ka-
tedralinde (St. Nikolaus Kilisesi) bitirdi. Noel Baba kated-
ral balkonundan kentlilere "Keniimı, kentinizi koruyun" di-
ye sesleniyordu. Bir Noel kutlamasında da kentlerin insan-
la yaşanırlılığı öncelik alınca 1157 yılından kalma bu ken-
tin bugünlere gelebilme gizini de çözmüş oluyordum.
Bundan sonraki gecelerde, çocuklar aileleriyle biriikte
okullardan sağlanan çağrılarla bızim köy 'kına geceleri'rim
yapıldığı bahçeleri anımsatan ışıklı iç bahçelerde Noel Ba-
ba'y bekliyorlar. (Bu kalabalıkta, bu coşkuda günümüzde
pek de ilgi görmeyen gelenek ve göreneklerimiz gibi köy
kına gecelerimizin sıcaklığını nerede, ne zaman, nasıl yitir-
diğimizi düşünmeden edemiyorum.) Noel Baba trompetli
ve meşaJeli olarak bu kez eşeği yanında bir atın çektiği kı-
zakla geldiği bahçede çocuklara küçük çuvallar içinde ar-
maganlar dağıttı. Gözlemlerimde yer almayan kilise tören-
leri ve sözünü ettiğim çocuklara yönelik tüm bu kutlama-
lar 24 aralıkta son buldu.
Dört hafta boyunca ışıklandırdıkları çamlarını kaldıran
dindariar, yılbaşını kutlamaya hazırlananları dine uzak, yıl-
başı eğlencesini de dinleri öncesi Romalılardan kalma bir
geleneğin devamı sayıyorlardı. Yılbaşı gecesinde Noel'den
söz etmek ise oldukça yabansıydı!.. Dindarlara göre yılba-
şı eğlenceleri Roma'dan önce kuzey ülkelerine; oradan da
Amerika'ya geçmişti. Daha sonra Orta Avrupa ülkelerine
gelmiş bir din öncesi görenekti...
TEŞEKKUR
Sevgili büyügümüz, Salihat-ı Nisvan'dan
HATİCE BEDİA
BAYER
Yüce Tann'nın rahmetine kavuşmuştur.
Hali hayatında kendisine son hizmetleri ifa eden,
tedavisinde emeği geçen,
cenaze ve defin işlemlerine yardımcı olan
ve sonsuz acımızı paylaşan tüm dostlanmıza
aleni teşekkürlerimizi sunanz.
Kızı: Gülgün Denizhan
Damadı: Eşref Denizhan
Torunlan: Yağmur Denizhan,
Taluy Denizhan
KADIKÖY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
1994 421 vesayet
Küçükbakkalköy, Ecevıt Mah. Karaman Çıftlik Sok. Bila
noda ikâmet eden Rıza kızı 1955 D.'lu Fadime Ölmez'e
rahatsızlığı nede nıyle Merdıvenköy, Batman Sok. No. 49
Kadıköy adresinde ikâmet edfn Zöhre Ölmez vası tayin edil-
miştir.
Ilanolunur. Basın: 14341
GALERÎ • ArÖiYE
arasına koyu>oaım bu filmi. Büyüleyi-
ci idi. hayranlık içinde kaldım.
Kieslovskı, sanki büyük bir şaır. bü-
yük birromancı gibi etkiledi beni... Yö-
netmenliğin ne demek olduğunu bir da-
ha anladim.
Başrolde oynayan Juliette Binoche'u
hiç görmemiştım. Ne büyük artistmiş!
Başarısı olağanüstüydü. Bundan sonra
onun hiçbir oyununu kaçırmam
•
Akşam telev ızyonda tıyatro üzerıne
bir konuşma vardı. Genç ve başarılı
Mustafa Alabora, "Tijatro nedir?" so-
rusunu. "Thatro eğlendirerek diişün-
diirmektir" diye yanıtladı.
Epey yaygın olduğunu sandığım bu
düşünceye ben katılamıyorum. Tıyatro
eglendırıcı değıldir ve düşündürmez.
Biz tıyatroda bütün yerleşık inançları-
mızdan, önyargılanmızdan kurtuluruz,
kafamız boşalmıştır. Birtürmeditation
durumudur bu. Her şeye açığızdır. bo-
şuzdur. Budacı bir olgunluğa ermişiz-
dırsankı.
İşte o zaman uykuyu öldürmek saç-
ma olmaktan çıkar -çünkü bu, tiyatro
dışında mantığaaykındır-. .Macbethuv-
kuyu öldürdü sözünden ürpererek bü-
vülenıriz.
Bu olgunluğu, bu enmişliği, bize yal-
nız tıyatro venr.
•
Işteböyle bir gün.
293 89 78 (3HAT)
U U l GALEAJSJ
MEHMET
PESEN
Resim Sergisi
10-30 Aralık 1994
Başak Sanat Galerisi
İskeleCad. Selın Sok. No: 11/21
Caddebostan Tel : (0216) 369 07 02
Galenmız Pa/ar üünlerı de 14.00-17.00 arası acıktır.
ADNAN COKERMinimaller ve Varyasyonlar
Sergı 21 OCAK 1995 tarıhıne kadar uzatılmışlır
GALERİB
tfe/evGeredeCad Fır-nSok No 2 1Teşrtı>e Istanbul Tel 0ı212l
HUSEYIN OZDEMIR KARMA
AHMET NE|AT
ORHAN AKKAPLAN RESİM
HALUK ESİRKUS
E K Q Q 0 iANAT GALERİSİ SERGİSİ
Ablde-i Hûrrlyrt Cd. H«SJI Sok. No: 22/t İltll-İit. T«l : 2)0 SS 40
ISMET DOGAN
O ü z e n l e m e
9-31 Aralık 1994
SANAT GALERILERİ
Abdi İpekçi Cad. No: 18 Nı>anta?ı Tel : 241 21 83
GALERİ
ODA
AYTEN
YETİŞ DOĞU
R e s ı m S e rg ı s ı
9-30 Aralık 1994
T£M SAM4T
HÜSEYİN
ERTUNÇResim Sergisi
(Son 2 Gün)
Valıkonağı Cad Prof Dr Orna^
Ersek Sok 44.2 Nışantaşı 80200
Te) (212)247 08 99
OH;inaIlif! sertlfikafı
FİKRET MUALLA
tablolan koleksıyon sahibı tarafından
dırekt olarak satılıktır.
25 - 31 aralık arası.
Telefon: 0-216 338 46 19
Ocak'95'ten ıtıbaren
Pans 33-1-458 865 86
N^ÜMÎTYAŞAR
) SANAT GALERİSİ
SANJtTOUA-S]
JULIDEResim Sergisi
3 Aralık-28 Aralık 1994
T S m T
General Necmeltin Oklem Sok
No 13 1 Erertkdy
Tel . (0216)355 35 87
ALIYE
BERGER
"Güneşin Doğuşu"
20 Aralık '94 - 7 Ocak '95
1C •ooo*a«ı««»
Ej'anCd 3' A Maçka'Tarüı,
'-' 2J35323F3J 23İKİ'
M"AÇKA SAHAT GALERİSİ
Galeri
Atölye
ılanlarınız ıçın
293 89 78
(3 hat) ^
Galeri Atölye
ilanlarınız için
293 89 78(3 hat)
•95
U Aralık -"? Ocak
yeni ytlınız kutlu olsun
fahr el nisa zeid
bedri rahmi eyüboğlu
zühtü muridoğlu
orhan peker
burhan uygur
kadir akorak
avni arbaş
nijad devrim
ergin inan
komet
utku varlık
yunus tonkuş
julide
resiın, heykel ve
özgün baskı sergisi
ABTİSAN
Şakayık Soh 54 1 Nışantaşı
Tel 0212 247 90 81
RAMUŞ
İPEK
Resim Sergisi
16 Aralık 94 -4 Ocak 95
İ5t.kbl CtxJ Terkos Otmozı Yapc Kuf
rion 1 feyoclu Tel C212 '293 94 33
GULDEN
KUT
16 Aralık 94-7 Ocok 95
Hergün 11.00-24.00 orosı
[TOBAV SANAT GALERİSİ |
Sıraselviler No: 47 Taksim
Oevut Tıyatroltn Taksim
SahneU Ustü TH: 212-249 01 92
IDA
SANAT GALERİSİ
JackieArdittyRes/Ti Sergtsı
24 Aralık 94-15 Ocak 95 '
Tunel Sofyalı Sk 16 2 Beyoglu
Tel 244 24 31 244 01 19
ÇUKOBİRLİK
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İHALEİLANI
Birliğimizce yaptınlacak olan 1994 yılı Bayındırlık Bakanlıgı birim fiatı ile 3.774.667.332-
TL keşif bedel li "Sağkaya Koop. idari bınası, kütlü deposu. kitar. şangın ha\uzu. bekçı kulü-
besi. saha betonu ve çevre du\an inşaatı"' işı 13.0I.l995 günü Bırlık Yönetım Kurulu huzu-
runda saat 14.00'te ihalesı yapılacaktır.
Iştirakçilerin; ihale dosyasını Çukobirlik Genel Müdürlüğü "Teknik Müdürlükte"
6.01.1995 günü sa at 17.00'ye kadar şarrname ve eklerini inceleyerek son müracaatlannı >ap-
malan gerekmektedir.
A- "İHALEYE KAT1LMA BELGESİ" ALMAK İÇİN GEREKLİ BELGELER:
1) En az işin keşif bedeli kadar "B" Grubu Müteahhıthk Karnesi fAslını ıbraz etmek sure-
tiyle noter tas diklı örneğini vermesi).
2) Ticaret Odası Belgesi (1995 yılı tasdıkli),
3) Mali durum bildirgesi \e ekleri,
4) Taahhüt durum bildirgesi \e ekleri.
5) Teknik personel taahhütnamesı ve ekleri,
6) Yapı araçlan bildirgesi ve ekleri.
7) Ikametgâh ilmühaberi \e yergörme belgesi,
8) Son beş yıla (1988-1992) ait Gelır ve Kurumlar Vergisi borcu bulunmadığının belgelen-
dirilmesi.
9) Dosyada mevcut sözleşme tasansı. kapalı teklif ıhale şartnamesı ve Ba> ındırlık İşlen Ge-
nel Şartname sinde ön görülen diğer belgeler ile birlıkte. Çukobirlik Genel Müdürlüğü "'Tek-
nik Müdürlüğe" ihaleye ka tılma belgesi (yeterlik belgesi) almak için 6.01.1995 günü saat
17.00'ye kadar son müracaat yapılacaktır.
10) ihaleye katılma belgelen (yeterlik belgesi) 1 1 ! 1995 çarşamba günü saat 14.00"ten ıtı-
baren Teknik Müdürlük"ten ahnabilır.
B- İSTEKLİLERİN İHALEYE GİREBİLMELERİİÇİN;
1- Teklif mektubu.
2- İhaleye katılma belgesi (yeterlik belgesi),
3- Çukobirlik Genel Müdürlüğü adına alınmış. 113.241.000.- TL geçıcı temınat mektubu
veya birlik \ez nesine nakıt olarak yatınlmış vezne alındı makbuzu.
4- Ticaret ve Sanayı Odası belgesi.
5- Noter tasdikli imza sirküleri,
Istekliler, teklif mektuplanna 13 Ocak 1995 günü en geç saat 14.00'e kadar Bırlık Yönetım
Kurulu Baş kanlığı'na vereceklerdir.
Bırlığımız, 2886 sayılı yasaya tabı olmayıp. yeterlik verip vermemekte. ihaleyı >apıp >ap-
mamakta, ertele mekte ya da dılediğıne yapmakta serbest olup. nedenlerinı açıklamak zorun-
da değildir.
Insanın yılbaşında
rahat edeceği tek yer
evr
1
"yazarlara, sanatçılara ve
dünyaya onlann gözüyle
bakan herkese açıktır."
Rez:261 25 58/59
Teşvıkiye (Karakol) bostan
sok. 13/A(EskiKeçi Bar)
ÇATI'dan yineyenilik.
Yılbaşı (23-31 12arasında)
bir hafta kutlanıyor.
Süper menü. zengin
program. kari>erli sanatçılar,
oriantal, Rembetiko grubu.
Çatı sevenler acele edin.
CHTIRestaurant
Cafe - Bar
Tel.: 2510000
Fa\:2527580
PENCERE
Yardım Paralarının
Ardındaki?..
Refah Partisi, "Bosna'ya Yardım" adı altında Avrupa
ve Anadolu'daki Müslümanlardan para topluyor; ama,
bu para yerli yerine gidiyor mu?..
Gündemdeki soru budur.
Bizim Kurtuluş tarihimizde benzeri bir olay yaşandı,
Hindistan'daki Müslümanlar, Anadolu Kurtuluş Savaşı'-
na, aralarında topladıkları paralarla destek verdiler;
ama, olayın değişik yönleri vardı.
Geçmişi öğrenmek, bugünü değerlendirmek için ge-
rekli olduğundan konuya eğilmekte yarar var.
•
Bizim Milli Kurtuluş Savaşımız'ın parasal kaynakları
çok kıttı; halk yemedi içmedi, kimi zaman gönüllü, kimi
zaman ister istemez, savaşın faturasını üstlendi.
1920'lerde Anadolu kıyamet günlerini yaşıyordu; eşkı-
ya çeteleri bir yana, Kuvayi Milliye adına halka zulüm
yapan yoksulun elindekini avucundakini zorla alan başı-
boş gruplar türemişti. Büyük Millet Meclisi Hükümeti
kurulunca, bu kargaşaya son vermek için gerekli düzen-
lemeleryapıldı; Istiklal Mahkemeleri buyoldaçokyarar-
lı oldu.
Kurtuluş Savaşı bütün dünya Müslümanları arasında
büyük yankılar yaratmıştı. Çünkü Osmanlı Imparatorlu-
ğu, 20'nci yüzyılın başında, tek egemen Müslüman dev-
letiydi; çeşitlı soydan, ırktan, ulustan Müslümanlar
Osmanlı yönetimindeyaşarken, geri kalanlarçoğunluk-
la İngiliz ve Fransız sömürgelerine dağılıyordu. Tüm
Müslümanlann lideri sayılan halife, istanbul'daydı. Ingi-
lizler istanbul'u işgal edince, Hindistan'daki Müslüman-
lar -ki bunlar sonradan Pakistan ve Bangladeş devletle-
rini kurdular- aralarında para toplayıp Anadolu'ya
göndermeye başladılar.
Ne var kı Hindistan Müslümanlarından toplanan para-
lann yüzde kaçının Ankara'ya ulaştığı, tartışılan bir ko-
nudur. Hint Müslümanlarının lideri Mevlânâ Mehmet All
Han'ın kurduğu yardım komitesi para toplarken, Ingilte-
re bu fırsattan yararlanarak casusluk tezgâhını kurdu. 1
Kasım 1920günü MehmetAliHan. paraların Anadolu'ya
ulaştırılmak üzere Dr. Frew'a verildiğini açıklamıştı. Bu
Dr. Frew'ın ingiltere yararına casusluk yaptığı sonradan
belirlendı Londra bununla da yetınmedi, Mustafa Sagir
adında bir casus, Hint Müslümanlarının yardımları ko-
nusunda özel elçi olduğunu bildirerek Ankara'ya geldi.
Türk Gizli Teşkilâtı, Mustafa Sagir'den kuşkulanmıştı.
Kendisini 'HintHilafetKomitesi'nin temsilcisi gibi göste-
ren Sagir'in, istanbul üzerinden Hindistan'a yazdığı
mektupların gerçekte gizli mürekkeple ingiliz casusluk
örgütüne haber ulaştırdığı anlaşılınca, iş değışti. Musta-
fa Sagir yakalandı; yargılanması sırasında Mustafa
Kemal Paşa'yı öldürmekle görevlendirildiğini itiraf etti,
idam cezasına çarptırıldı.
Olayın bıryüzü bu..
•
Ya öteki yüzü?..
Merkezi Bombay'da bulunan 'Hindistan Hilafet Komi-
tesi'nin topladığı paralardan 125 bin ingiliz lirası An-
kara'ya ulaştı. Mustafa Kemal. bu parayı özel bir hesap-
ta tuttu. Kurtuluş Savaşı'nda çekilen büyük sıkıntılara
göğüs gererek bu paraya ilişmedi; ancak Büyük Taarruz
öncesinde ve sonrasında paranın çok küçük bir bölümü
harcanmışsa da Maliye Vekâleti hesabı hemen tamam-
lamıştır. • ' - . . . ^
Mustafa Kemaf ne düşürrüyordö?!
fc
s ~ '
Hint Müslümanları bu yardımı hil'afetin kurtarılması
için yapmışlardı. Oysa Türkiye'de cumhuriyet yönetimi
kurulacaktı. 29 Ekim 1923'te Hindistan'daki hilafetçiler
düş kırıklığına uğradılar, milliyetçiler sevindiler; halifeli-
ğin kaldırılması, olayı biraz daha aydınlattı; Atatürk'ün
ne yaptığı ve ne yapmak istediği anlaşıldı; Hindistan
Müslümanlarının yolladığı para, daha sonra İş Bankası-
nı kurmak için kullanıldı.
•
Refah Partisi Müslümanlann Boşnaklara yardımı için
aracılık mı yapıyor?..
Ne düşünüyor?.. Paralar yerli yerine gidiyor mu?..
Yoksa başka hesaplar mı var?..
Yarın bu konuya yine değineceğiz.
^AJL.
Yakup 2
7
de yılbaşı
D ?İ133 İ S U Ü
^ f ü J^ I A j
w € » « g 1 1
j
j i) JJ UJ 3 t II JJ
t'i \
<$ MLttpBIİ
Hukuksuz
Demokrasi
Ş
Hukuk insanlor içindir;
hukuk adamı da çağdaş
insanlık için savaşımda
onurlanan kişidir. Halit
Çelenk'in yazılan, hem
diiniin hukuk anlaytşını
eleştirmekte, hem yannın
Türkiyesi'nde
benimsenecek hukuk
anlayışına ışık
tutmaktadır.
İLHAN SELÇUK
Fiyatı: 100.000 Lira
Cumhunyet Kitap Kulübü
Çağ Pazarlama A.Ş.
Türkocağı Cad. 39/41
Cağaloğlu-İstanbul