Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 1994 CUMA
HABERLER
Ingiliz
milletvekiline
prosedör engeli
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürostı)- Parlamentolararası
Birlik İnsan Hakları
Komitesi ocak ayında
Türkive'yi zivaret edecek.
TBMM Başkanlık
Divanı'nda. Avrupa
Parlamentosu üyesı ve İngiliz
İşçi Partisi Mılletvekili
Richard Balfe'nin Türkiye'ye
daveti "'prosedürengeline"
takıldı. Türkiye'ye gelmek
isteyen Balfehakkında
Dışişleri BakanhğYndan
görüş ıstenmesi
kararlaştınldı. TBMM
Türkıye-AT K.arma
Parlamento Komisyonu
BaşkanıTunç Bilgct'inde
davetettiğı Balfe'nın
davetine ilişkın öneri
Dışişleri Bakanhğı'ndan
görüş alınmadığı için
ertelendi.
Tetjkçi Yıldız:
Tehditaltıııdayıın
• tSTANBl L(AA)- Emlak
Bankası eskı Genel Müdürü
Engjn Civan'ın \ urulması
olayında "taammüden
öldürme>e lam teşebbüs"
suçundan tutuklu bulunan
"tetikçi" Dav ut Yıldız.
büyük baskı ve ölüm tehdidi
altında bulunduğunu öne
sürdü. Yıldız. Bayrampaşa
Cezaevi'nden, yaralama
olayına ilişkin davanın
görüldüğü İstanbul 2. Ağır
Ceza Mahkemesi'ne bir
dilekçe göndererek gerek
duruşmalara gelirken
gerekse adli>edecan
gü\enliğinın sağlanmasını
istedi. Dündar Kılıç'ın
yurtdışına kaçmasının
önlenmesini isteyen Yıldız
aynca. önemli
şeyler açıklayacağını dile
getirdi.
Ecevit; memuru,
sendikayı savundu
• ANKARA (AA)-DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit,
"Hangi hükümet ışbaşına
gelirse gelsin, kamu
görevlileri böylesine sıkıntı
içerisinde ıken hükümet
devleti doğru dürüst yönetme
olanağını elde edemeyecektir"
dedi. DSP Genel Başkanı
Ecevit, Kamu Sendıkalan
Koa/çderasyonu Başkanı Ali
İşıklar ve yönetım kurulu
üyelerini parlameritbdaki
ocJasmda kabul etti. Ecevit,
1960 yıllarında, kendısinın de
Çalışma Bakanı olduğu
dönemde, kamu çalışanlanna
toplu sözleşme ve grev hakkı
verilmesi yolunda çabalan
olduğunu, ancak bu konuda
başan sağlayamadığınt anlattı.
Armada Otel'de
cazgeceleri
• İstanbul Haber Servisi-
Fransızcazşarkıcısı La
Baronne, önceki akşamdan
itibaren, Sultanahmet
Sahilyolu'ndaki Armada
Otel Barbaros Bar'da
sahneyeçıkmayabaşladı. İlk
gecesi. ManPR'm medya
dünyasına "yeni yıl
annağaru" olarak aynlan La
Baronne'un repertuvannda
Hendrix'ten Brell'e.
Gershwinden Edit Piafa
kadar çok sayıda sanatçının
parçalan yer alıyor. Cazın
yanı sıra blues. rock ve şiir
çalışmalanyla da dikkat
çeken La Baronne. aralık ayı
sonuna kadar Armada Otel
Barbaros Bar'da sahneye
çıkacak.
Gözaltındaki
işçiler senbest
• İstanbul Haber Servisi-
Tuzla Organıze Sana\ i
Bölgesindeki Cıhangir
Dericilik Fabrikası'ndan 8
aralık günü işten çıkartılan
vefabnkaönünde
kurduklan çadırda direniş
yapan 50 işçinin. fabrika
yönetimini protesto etmek
amacıyla önceki gün
gerçekleştirdıği gösteride
jandarma tarafından
gözaltına alınan 3 işçi dün
sabah serbest bırakıldı.
Bütünleşme kurultayına doğru
Birhk için ük kurııltay yarnıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
SHP-CHP bütünleşme protokolünün tar-
tışmaya açılacağı yannki kurultaylar ön-
cesi, protokole yönelik püriizlerin gideril-
mesi çabalan sürüyor. SHP Genel Başka-
nı ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçm.
il başkanlan ile bir dizi toplantı yaparak
görüşlerini almaya devam etti.
SHP'lilerin, protokolde yer alan ve 28
ocakta düzenlenecek bütünleşme kurul-
tayında delegelenn eşıtlenmesi konusun-
dakı eleştınlen. önceki gün SHP \e CHP
genel merkez yöneticılerinın yaptıklan
toplantıda ele alındı. Görüşmede, CHP
delegelennin, SHP delegelerınden 70 da-
ha az olduğu göz önüne alınarak bu 70
Karayalçm değişüdik istiyor SHP-CHP ş
protokolünün onayTcurultayı öncesi pürüzleri giderilmeye
çalışılıyor. Karayalçm, il başkanlan ile görüşmeler yapıyor. SHP
lideri, altına imza koyduğu protokolü, değiştirmeye hazırlanıyor.
delegenin tamamlanması konusundaki
yöntemin SHP ve CHP genel sekreterle-
rinin belirlemesi kararlaştınldı.
Aynca toplantıda, 28 ocak kurultayın-
da öncelikle partinin kimliği, daha sonra
da genel başkanlık için oylama yapılma-
sı kabul gördü. Birden fazla genel başkan
adayı çıkması halinde, seçimin iki rurlu
olması. ıkıncı turda en çok oyu alan ada-
yın genel başkan seçilmesi öngörüldü.
CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin,
püriizlerin hemen hemen tümünün gide-
rildiğini ifadeederken SHP Genel Sekre-
teri MustafaTimisi de sorunlara ortak çö-
züm bulunacağını dıle getırdı ve şunlan
söyledi:
"Birleşmenin önündeki tüm engelleri
aşma kararlılığındayu. Birleşme. bürün
toplumun genel talebidir. Bunu gözardı
edemeyiz. BiçimseU kuramsal vaklaşımla-
nn bir engel olarak görülmemesi gerekir.
Engelier aşılır."
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın,
önceki gece ve dün il başkanlan ile bir
araya gelerek kurultaya ılişkin görüşleri-
ni aldı. Karayalçm, önceki gece, millet-
vekilleri Sinan Yerlikaya, Mehmet Alp,
Celal Kürkoğlu, Mustafa Kul ile Ural
Köklü ile de bir araya geldi.
SHP lidennın temaslannda. SHP Ge-
nel Merkez yönetimınden isımlerin yer
almadığı dikkat çekti. Karayalçın'a ya-
kın çevreler, CHP nin delegelennin ata-
ma yöntemiyle SHP delegeleriyle eşit-
lenmesi yöntemine karşı çıktıklannı yine-
leyerek " Biz bütünleşme kurultayının ya-
sal delegelerle \apılmasını öneriyoruz"
görüijünde ısrar ettıklennı bildırdıler.
NE DEDÎLER?
Medya SHP'yi hedef seçti
YÜKSELÇENGEL
Eski SHP milletvekili
Bugün SHP'nin ıçinde bulunduğu
kaosu, ülkenin içinde bulunduğu kaosla
birlıkte değerlendirmeliyiz.
Ülkemiz, tarihınin en bunalımlı
dönemini yaşamaktadtr. Genelde
bakıldığında sorun sadece SHP değil,
merkez sağ \e merkez sol da aynı
bunalımda \e aynı çıkmazdadır.
Kuşkusuz böyle olmakla birlikte,
SHP'yi büyüteç altına almak; çok yönlü
ve aynntılı bir irdelemeyi gerektiriyor.
Bazı başlıklarla özetlemek istiyorum.
Özellikle son beş yılda SHP, medyadaki
bilinçli odaklann ağır baskı ve
saldınlanna maruz kalmıştır. Bunun da
ötesinde, örgüt ıçındeki çatışmalan
körüklemiş ve hatta bazılanna özel
misyon biçmiş ve yönlendırmıştır. Bu
yönlendirmelerin altında yatan çok
önemil amaçlan birkaç kalemde
saymakta yarar var.
1) SHP'nin milli mücadele geleneğinin
(Laiklik. çağdaşlık. ulusallık vs.)
çözülmesı hedeflenmıştır.
2) SHP. Kürt sorununun çözümü
karşısında engel gibi gösterilmiştir.
Oysa, Kürt realitesini ve Kürt
sorunlannı ilk kez parti programına
alarak, özel çalışma raporlan
hazırlayarak ve Kürt temsilcilerin
parlamentoya taşınmasına rağmen,
bürün bunlar olmamış gibi, bugünkü
kaosun sorumlusu olarak gösterilmeye
çalışılmıştır.
3) Ülkenin gerçekten hayati önemde
sayılan sorunlannın çözümü için,
gerekli gözüken iki geleneksel siyasi
hareketin iktidar kaolisyonunun
ışlemesinde ortaya çıkan aksaklıklarda.
SHP sürekli sorumlu tutularak kitleler
karşısında güven bunalımına
sürüklenmiştir.
Bu üç nedeni ortaya koyarken. elbette
SHP yönetimlerinin ve yöneticilerinin
eksıkliklerini, yanlışlıklannı ve hatta
basıretsizliklerini görmüyor değiliz.
Bugün geldiğimiz noktada, SHP
yönetim kadrolan haklı \eya haksız
doğru ya da yanlış yıpranmışlardır. Bu
yıpranmanın gerekçeleri arasında
sayabileceğimiz hususlar şunlardır.
1) Parti kadrolannın büyük bölümü,
uzun süre yönetimlerde kaldı.
2) Siyaset üretkenligi sıfır noktasına
kadar geriledi.
3) Parti, medya kirlenmiş olarak
kitlelere sunulurken neredeyse seyirci
kalındı ve parti üzerinde iç ve dış
mihraklann oynadığı oyunlar
görülemedi ve etkin tedbirler alınamadı.
4) Uzun süre sürdürülen genel
başkanlık yanşlan, kişisel ıhtiraslar
uğruna örgütte kamplaşmalar, ideolojik
içerigi olmayan kavgalar, belediye
başkanlıklan ve milletvekili
adaylıklannın tespitinde siyasi
değerlendirmeler yerine 'adamcı'1
ilkesiz tercihler, çıkar ilişkileri ile
ilintili yöresel örgütlenmeler.
Geldiğimiz bu noktada ıte yapmalı?
1) Parti kendi örgütünü tepeden tırnağa
nitelikli kadrolarla yeniden
yapılandırmalı.
2) Ülkede uiusal uzlaşmalann ve
banşın öncüsü olacak biçimde ve
yeniden hedef kitlelenni belırlemeli ve
onlarla bütünleşmeli.
3) Bizi en çok yıpratan üç buçuk yıllık
koalisyon ortaklığı sürecinin tarihsel
sorumluluklannı. eksikliklerinı,
doğrulannı kitlelere açıkça çekinmeden
anlatmalı ve yazmalıdır.
Solda bütünleşmeye DSP de katılmalıOsman Demir (Batman SHP İl
Başkanı):
SHP yıprandı. Yeni bir politika
izlemesi gerekir. Savunduğu
ilkeleri anlatamıyor.
Kamuoyuna ilkelerini
yansıtamadığındam hem
kiliseden hem camiden oluyor
Kısacası. yaptıklarını
anlatamıyor. Partinin yetkili
organlannın halkın seviyesine
ınmeleri gerekir. Kökleşmiş bir
partinin bu halde olmaması
gerekir. Parti içi muhalefetten
etkileniyor. Sayın Karayalçın'ın
her şeyden önce kararlı olması
gerekli.
SHP'ye hep gol atıhyor. SHP
büyük bir özveride bulundu.
Bugüne kadar koalisyon
bekleneni veremedi. Büyük
ümitlerle kurulan bu hükümet
hedeflerine ulaşamadı. tki
partinin birbirlerine gol
atmaması gerekirdi, ama
maalesef SHP'ye hep gol atıldı.
ŞiikrüCömert(Adıyaman SHP
llçe Başkanı):
Partimiz CHP'yle
birleşmesiyle daha da
güçlenecektir. Karayalçın'tn
tutumu bize göre iyi İki
partinin bir parti olması bızim
için önemlidir. Birleşmeleri
durumunda yapılacak bir
genelde seçim tek parti olarak
gireceğiz. Bu da
güçlülüğümüzü gösterecektir.
Sük-yman Bahtiyaroğlu (SHP
Tuncelı II Başkanı):
Günümüzde artık sol partilerin
birleşmesi kaçınılmaz
olrnuştur. ÖzellıkJe
önümüzdeki 24 aralıkta
yapıIacakSHPveCHP
kurultaylannda mutlaka
birleşme kararı alınmalıdır. Biz
isterdik ki Demokratik Sol
Parti de bu bütünleşme içinde
yer alsın, ancak DSP bu
birleşmede yer almayacağını
açıkladı, biz Tunceli örgütü
olarak üç sol partinin
birleşmesinden yanayız. Ancak
bürün bunlara rağmen SHP ve
CHP mutlaka birleşmeli ve
Türkiye'yi bu durumdan
kurtarmak için yeni çareler
aramalıdırlar. Türkiye'de solun
toparlanması için birleşme çok
önemlidir. Şu anda olabilecek
olumsuz şeyleri güçlü bir
sosyaldemokrat güçler önler ve
Türkiye'ye demokrasiyi ve
insan haklannı berabennde
getirir. Biz Tunceli örgütü
olarak mutkala birleşmeden
yanayız, ancak bu birleşme
olunca da her iki partinin
yönetıcılen bırleşmeyi
engelleyecek tavırlardan
kaçınmalı \ e büyük bir
özvenyle bu birleşme için
çalışmalıdırlar.
MümtazArslan(SHP'li
Belediye Başkanı):
Günümüz Türkıyesi'nde
iktidarda olan mevcut sağ
partiyle koalisyon
yapmamızdan dolayı biz de
yan iktidar ortağı sayılınz.
Ancak gerek yerel
yönetımlerde olsun gerek
iktidarda olsun uzun bir
dönemdir sağ partiler
ıktidardalar. Türkiye bu zaman
zarfı içinde hiçbir konuda
büvük bir ılerleme
sağlayamadı, özellikle insan
haklan ve demokratikleşme
konulannda Türkiye hep
Batı'nın gerisinde kaldı bu da
Türkiye'nin büyük bir ayıbıdır.
Şu anda mevcut sağ zihniyetle
Türkiye'ye demokrasinin ve
insan haklannın gelmesi
mümkün görünmüyor. Bu
nedenlerden dolayı Türkiye'yi
bu sorunlardan kurtaracak tek
çare güçlü bir soldur. Bu da
mevcut şartlarda bugünkü
durumla mümkün değil, çünkü
sol şu anda darmadağın bu
şartlarla iktidara gelmesi
mümkün değil. Bu nedenle üç
sol partinin yöneticileri acilen
bir araya gelip nasıl
bütünleşebiliriz konusunda acil
bir anlaşma sağlamalan
gerekiyor.
Paris
Büyükelçi
Bleda DEP
karannı
savundu
MİŞEL PERLMAN
PARİS- Fransa'nın önde gelen
günlük gazetelerinden Le Figaro,
dünkü sayısında, Türkiye'nin
Pans Büyükelçisi Tanşuğ Ble-
da'nın. feshedilmiş DEP partisi-
nin çeşitli hapis cezalanna mah-
kum edilmiş eski milletvekilleri-
nın DGM'dekı davasıyla ilgili bir
yazısını yayımladı.
Konuyla ilgili olarak polemik-
lerin sürdüğünü kaydeden Ble-
da. "bilinçli olarak veya bilme-
den.DEPdavasınınistismaredil-
diğini" ıfade ederek bunun
"Türkhe'nin karşısında bulun-
duğu durumun gerçek niteliğini
gizlediğini" vurguladı.
Türkiye'dekı yargı sisteminin
özetlendığı yazıda. "Şunu unut-
mamak gerekir ki, mahkeme,
mahkum edilmiş milletvekilleriy-
le terörist bir örgüt olan PKK Ûe
kesin organik ilişkileri bulundu-
ğunu açıkça saptamıştır" denili-
yor. Aynı zamanda, PKK'nin
"sadece Türkiye'de çok sayıda ci-
nayet işlemekle >etinmediğini,
özellikle Fransa'da ve çeşitli Av-
rupa ülkelerinde, uyuşturucu ka-
çakçılığı dahil olmak üzere, çeşit-
li yasadışı faaliyetlerde bulundu-
ğu" ıfade edilen yazıda. mahkum
edilmiş eski DEP mılletvekille-
rinin. karan temyiz mahkemesi-
ne veya Avrupa tnsan Haklan
Mahkemesi'ne kişisel olarak
başvurabılecekleri de izah edil-
mekte.
Yargı organının bağımsızlığı-
na örnek gösteren Bleda. savcı-
nın isteğine rağmen, "kanıt ye-
tersizliğinden"' eski milletvekil-
lerinin 125. maddeye tabi tutul-
madıklanna dikkat çekiyor Ay-
nı zamanda. söz konusu eski mil-
lervekilennın. "terör örgütü
PKK ile işbirliği ve ona des-
tek"gerekçesıyle mahkum edil-
diklerine de işaret ediyor.
Sinema emekçilerinin, Tunceli'nin Ovacık ilçesinde evleri yıkılanlar için topladık-
ları yardıma birhaftasonra izin verildi. (Fotoğraf: K.AAN SAĞANAK)
Sinemacılann, köyleri yakılanlara yardım savaşımı
Ovacık'a yardım sorun olduHaber Merkezi - DlSK'e bağlı Türkiye
Sinema Emekçileri Sendikası'nın (Sine -
Sen), Tunceli'nın Ovacık ilçesinde
yaşama savaşı veren. evleri yakılan
köylülere gönderilmek üzere topladığı
yardım "sorun
r
'oldu. Sinema
emekçilennın kampanyası sonucu
toplanan yardımlann gönderilmesine bir
hafta sonra "sözlö izin" verildi.
Toplanan yardımlann yola çıkmadan
önce bunu İstanbul Vaîiliği'ne
bildirilmesi aksi halde
Tunceli Valilığı'ni aşıp köylülerın elıne
ulaşamaması haberi. Sine-Sen
yöneticilennı şaşırttı. Sendıkada üstüste
"izin" bekleyen kolileri, içindeki
battaniyelerl giysileri \e Ovacık'ta kıl
çadırlann içinde, birbirine sanlıp
insanlan düşündükçe kızgınlıklan iyice
artıyor sinema emekçilerinin. En
sonunda bir basın toplantısı yapmaya
karar veriyorlar. Sine-Sen ilgili kurum ve
kişilerle birçok yazışmasından sonra dün
basın toplantısı vapmay a karar verdiler.
Ancak basın toplanrısına gazetecilerden
önce gelenler, güvenlik şubesinden üç
polis memurunun gelişi, sinemacılan
daha da şaşırttı.
Sine Sen Genel Başkanı Nizamettin
Çobanoğlu basın toplantısında. "Niye
Istanbul'dakiler Ovacık'a yardım
gönderirken engellenirler. Bosna'da
yaşanan insanlık dramına yardım etmek
kadar dogal değil mi" sorusunu
yöneltirken diğer sinema emekçileri de
bu çifte standarta öfkelendiler. Sine-Sen
Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Çetin'
de açılan kampanya sonucu toplanan
yardımlann gönderilememesini şöyle
değerlendirdi:
"Insanlar orada aç ve sefıl. Bun insanlar
bizim insanlanmız. Biz onlara
topladığımız yardımlan gönderemiyoruz,
engeUeniyoruz. Bu yardımlar Bosna için
toplansaydı. Trakya'daki bir yere Refah
Partisi tarafından gönderiliyor olsaydı,
böyle engellenecek miydi? Âma yardım
yapüan yer Doğu'da Güneydoğuda
olduğu için engeUeniyoruz."
Tam basın toplantısı bitmek üzereyken
telefonla arayan İstanbul Vali Yardımcısı
Kemal Eren, Sine-Sen'in topladığı
yardımlann Ovacık'a gönderilmesine
"sözlü izin" vermesi herkesi hayrete
düşürdü.
"tstanburda izni bir haftada çıkan
yardım, acaba kaç günde ulaşır
Chacık'a? Yoksa hiç mi ulaşmaz?"
Toplantıya Banş lnisiyatifi adına katılan
avukat Ali Rıza Dizdar ise bir ilginç
yardım öyküsünü. "Milletvekilleri bile
gidemedi. Bakalım bu yardımlar nasıl
gjdecek" şeklinde değerlendirdi.
Toplantıya aynca sinema sanatçılan
Menderes Samancılar. Orhan Avdın da
katıldı.
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Suyu Bulandırmak...
Bir toplumda, yurdun ve çağın gerçeklerine dönük, dört
dörtlük laik bir çerçevede bir eğitim sistemi kurar ve genç-
lerinizi ona göre eğitirsenız; bununla da yetinmez, iktisadi
ve sosyal kalkınmayı ciddi bir planlamanın akla uygun di-
siplinine sokarsanız, toplumu bulunduğu noktadan alıp
ileri menzillerden birine ulaştırmış olursunuz. Kapitalist bir
zeminde de yürüseniz, olumlu sonuçları elde etme şansı-
nız vardır.
inandığım doğruların başında gelir bu!
Ve Türkiye, her şeyden önce işte bu ilkelere sırtını çevir-
diği içindir ki, bugün içinde bulunduğu geri noktalara doğ-
ru savrulmuştur: Demokrat Parti'nin mirasyedi savurgan-
lığını, Adalet Partisi'nin "plan mı pilav mı" ciddiyetsizliği
izlemiş ve arkalanndan gelen 12 Eylül'ün Özal'lı ve ANAP'lı
yağmacılığı, tuz-biber ekmiştir olan-bitene.
Bir niteliği de bu iktidartarın, eğitime olan kötülükleridir:
Üniversite özerkliğine düşmanlık, lisenin lise olmaktan çı-
karılışı; dahası, eğitimin laik temellerinden kaydınlışı, laik-
şeriatçı diye "iki başlı" ucubenin doğuşu onlann dönemin-
dedir.
Şimdi, çırpınıp duruyoruz.
Türkiye, bütün bu sapma ve savrulmalaria bugünlere
gelmiştir; ama onu, dengeli ve çağdaş düzeyde bir top-
lum halıne getirmenin yollannı aradığınızda, başta iki şeyi
yapmanız gerekecek yine: Eğitimi, çağın gereklerine göre
yeniden laik temeller üzerine oturtmak; iktisadi ve sosyal
kalkınmayı da, bugünkü çapaçulluktan kurtanp ciddi bir
planlamanın emrine vermek.
Yani eğitimi ve kalkınmayı, aklın ve bilimin disiplinine
sokmak!
Sayısı 60 milyonu aşmış ve çoğu köyden göçüp büyük
kentlerin varoşlarını kuşatmış büyük yığınların kafasını ay-
dınlığa açmanın, yaşamlarını da insanca bir düzeye getir-
menin başka çaresı yoktur.
Gelin de anlatın ama! Alınız bir örnek!
Gazetelerde, boy boy habeıier, köşe yazıları:
"Çiller, Imam-Hatıp Şampıyonu!.."
Okuyucular, durmadan yazıldığı için, ezbere bilirler:
1950'lerin başlarında, camilere, alaylısının yerine okumuş
imam yetıştirmek amacıyla, "meslek okulu" olarak kuru-
lan imam-hatipler, bir süre sonra "lise" diye adlandırılır. Is-
lam dininde kadından imam olmazsa da, kızlar da alınır bu
okullara. Ve 12 Eylül rejiminin başlarında, bu okuldan çı-
kanlara, tıptan mühendisliğe kadar tüm yükseköğretim
kapıları açılır. Harp okulları, bunun dışındadır: Çünkü,
imam-hatipler şeriatçı, yetiştirdiği için yüksek rütbelileri-
miz, orduyu uzak tutmak isterler bu salgından...
Gazeteler, son on yılda çığ gibi büyüyen bu okullara
omuz veren hükümetlerin katkılarını belirtiyorlar: Özal, Me-
sut Yılmaz ve Demirel var, bu hayır sahipleri içinde. DYP-
SHP Koalısyonu ıse, son 10 yılın hükümetleri arasında, en
çok imam-hatip lisesi açarak rekor kırmış durumda. Çil-
ler'in, başbakan olarak sorumlu olduğu son bir buçuk yıl-
da açılan 38 imam-hatip hsesinin altında imzası bulunu-
yor.
Şu rakamları da bilmenız yararlıdır: İmam-hatip okulla-
rında 1990'da okuyan toplam öğrenci sayısı 749 bin iken,
aynı sayı 893 bine yükselmış bulunuyor bugün. Diyanet Iş-
leri Başkanlığı'nın elindeki imam-hatip kadrosu ise, 80 bin!
Bu yollara dökülen insan, sonra kalkıp Refah Partisi'ni
kapattırmadan söz ediyor, edebiliyor.
Neymiş, Refah Partisi şeriatçıymış!
Refah Partisi olmayacak, ama siz aynı metafizlğln zehi-
rini bu yoksul halkın çocuklannın beynine akıtmayı sürdü-
rüp duracaksınız, öyle mi? Yeter ki, ortağı olduğunuz be-
zirgân saltanatı ayakta kalsın.
Bırakın bu ayak oyunlarını!
Refah Partisi'nin genciliğı, buzdağının deniz üstündeki
bölümü kadardır; asıl kallavi parça ise, deniz yüzeyinin al-
tında bulunuyor: DYP'dedir, ANAP'tadır başta o!
Vetıpkı Refah Partisi gibi, parlamentoda çöreklenmiş du-
rumdadır.
Türkiye'de ilerici ve demokrat güçlerin asıl hedefi, onlar
olmalıdır başta.
Suyu bulandırıp şaşırtmacaya kalkmayın lütfen!
Prof. Bakır Çağlar:
Başbakan Çiller
yeni avukat anyor
•Türkiye'nin Avrupa'daki savunmasmdan çekilen Çağlar,
Dışişleri'ni duyarsız olmakla suçlayarak, Türkiye'nin, bu
kadar çok davada tek kişiyle savunulamayacağını söyledi.
Çağlar, "Demokratikleşme paketi, Avrupa hukukuna
uyumda yetersiz" dedi.
ECETEMELKURAN
ANKARA - Türkiye'yi tem-
sil ettiği Strasbourg'daki Avru-
pa İnsan Haklan Komısyo-
nu'ndan çekilen Prof. Dr. Ba-
kır Çağlar. Dışişleri Bakanlı-
ğı'nı 'duyarsızlık'lasuçladı. Ba-
kanlığı, yeni bir avukat bulana
dek yalnız bırakmayacağını
açıklavan Çağlar, "Bu kadar
çok dava bir tek kişiyle değil, bir
uzmaıuar grubuv la yürütülür"
dedi.Çağlar, Başbakan Tansu
Çiller'in. Türkiye'yi savunacak
avukat aradığını açıkladı.
Avrupa İnsan Haklan Mah-
kemesi'ndeki Türkiye'yi sa-
vunma görevinden çekildiğini
önceki gün duyuran Prof. Çağ-
lar, Türkiye'ye karşı açılan
56O'ı aşkın davanın tek bir avu-
katla yürütülemeyeceğinı vur-
guladı.
Dışişleri Bakanlığfnın bu
konuda duyarsız olduğunu sa-
vunan Çağlar, Cumhuriyet'e
yaptığı değerlendirmede. "Bu
kadar çeşitli ve çok davaya bir
tek ben, 'orkestra adam' olarak
Türkiye'yi savunamam. Bir uz-
manlar grubu oluşturulma-
h"dedi.
'Eski külotlan sınırda
bırakalun'
Türkiye'nin insan haklan ala-
nındaki eksiklerini hızla gıder-
mesı gerektiğini belirten Çag-
lar, "Hukuk devleti Strasbo-
urg'da aranıyor; oysa, hukuk
devleti iç hukuk mekanizmasın-
da aranmalı" diye konuştu.
Çağlar, Avrupa hukukuyla
uyum sağlanırken eski alışkan-
lıklardan kurtulmak gerektiği-
ni söyleyerek "Eski külotlan-
mızı sınırda bırakıp Avrupa'ya
yeni insanlarolarak girmeliyiz"
dedi.
Avrupa'da tnsan Haklan Ko-
misyonu ve Mahkemesi karar-
lan çerçevesinde yeni bir Avru-
pa düzeni ve anayayası kuruldu-
ğuna dikkat çeken Çağlar, Tür-
kiye'nin bu yeni hukuk anlayı-
şına 'süratle' ayak uydurması
gerektiğini belirtti.
'Türkiye değişmeB'
DEP'in kapatılmasına ilişkin
dava hakkında Avrupa İnsan
Haklan Mahkemesi'ne yapılan
başvunıda Türkiye'nin görüş-
lerini içeren dosyayı hazırlayan
Çağlar, konuya ilişkin olarak
şunlan söyledi:
"İtiraf edevim dosyayı ben ha-
zuiadun. Ancak DEP davası da
Türkiye Birleşik Komünist Par-
tisi ve Sosvalist Parti'nin kapa-
tılması ile a>Tiı özelh'ğe sahip. Bu
da tek yapılı, tek değer sistemli
Türkiye geleneğidir. Bunun de-
ğiştirilmesi benün işim değil. Bu-
nun için siyasi bir irade gerekir.
Türkiye'nin çoğunluğu farklı
düşünüyorsa,bu değişikligin ya-
pılması gereklidir."
Avrupa İnsan Haklan Mah-
kemesi'nde Türkiye aleyhine
açılan davalann sayısının yük-
selmesinin Türkiye'nin demok-
ratikleşmesinde itici güç oluştu-
rabıleceğini de söyleyen Çağ-
lar, şunlan söyledi:
"Türkiye'yi ancak konulara
göre uzmanlardan kurulnıuş
bir grup savunabilir. Dışişleri
Bakalığı'nı ortada bırakmak is-
temem. Zaten Başbakan Tansu
Çiller de yeni bir avukat anyor.
Yeni biri bulunana dek savunma
görevine devam edecegun."