25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 1994 CUMA HABERLER Ingiliz milletvekiline prosedör engeli • ANKARA (Cumhuriyet Bürostı)- Parlamentolararası Birlik İnsan Hakları Komitesi ocak ayında Türkive'yi zivaret edecek. TBMM Başkanlık Divanı'nda. Avrupa Parlamentosu üyesı ve İngiliz İşçi Partisi Mılletvekili Richard Balfe'nin Türkiye'ye daveti "'prosedürengeline" takıldı. Türkiye'ye gelmek isteyen Balfehakkında Dışişleri BakanhğYndan görüş ıstenmesi kararlaştınldı. TBMM Türkıye-AT K.arma Parlamento Komisyonu BaşkanıTunç Bilgct'inde davetettiğı Balfe'nın davetine ilişkın öneri Dışişleri Bakanhğı'ndan görüş alınmadığı için ertelendi. Tetjkçi Yıldız: Tehditaltıııdayıın • tSTANBl L(AA)- Emlak Bankası eskı Genel Müdürü Engjn Civan'ın \ urulması olayında "taammüden öldürme>e lam teşebbüs" suçundan tutuklu bulunan "tetikçi" Dav ut Yıldız. büyük baskı ve ölüm tehdidi altında bulunduğunu öne sürdü. Yıldız. Bayrampaşa Cezaevi'nden, yaralama olayına ilişkin davanın görüldüğü İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir dilekçe göndererek gerek duruşmalara gelirken gerekse adli>edecan gü\enliğinın sağlanmasını istedi. Dündar Kılıç'ın yurtdışına kaçmasının önlenmesini isteyen Yıldız aynca. önemli şeyler açıklayacağını dile getirdi. Ecevit; memuru, sendikayı savundu • ANKARA (AA)-DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, "Hangi hükümet ışbaşına gelirse gelsin, kamu görevlileri böylesine sıkıntı içerisinde ıken hükümet devleti doğru dürüst yönetme olanağını elde edemeyecektir" dedi. DSP Genel Başkanı Ecevit, Kamu Sendıkalan Koa/çderasyonu Başkanı Ali İşıklar ve yönetım kurulu üyelerini parlameritbdaki ocJasmda kabul etti. Ecevit, 1960 yıllarında, kendısinın de Çalışma Bakanı olduğu dönemde, kamu çalışanlanna toplu sözleşme ve grev hakkı verilmesi yolunda çabalan olduğunu, ancak bu konuda başan sağlayamadığınt anlattı. Armada Otel'de cazgeceleri • İstanbul Haber Servisi- Fransızcazşarkıcısı La Baronne, önceki akşamdan itibaren, Sultanahmet Sahilyolu'ndaki Armada Otel Barbaros Bar'da sahneyeçıkmayabaşladı. İlk gecesi. ManPR'm medya dünyasına "yeni yıl annağaru" olarak aynlan La Baronne'un repertuvannda Hendrix'ten Brell'e. Gershwinden Edit Piafa kadar çok sayıda sanatçının parçalan yer alıyor. Cazın yanı sıra blues. rock ve şiir çalışmalanyla da dikkat çeken La Baronne. aralık ayı sonuna kadar Armada Otel Barbaros Bar'da sahneye çıkacak. Gözaltındaki işçiler senbest • İstanbul Haber Servisi- Tuzla Organıze Sana\ i Bölgesindeki Cıhangir Dericilik Fabrikası'ndan 8 aralık günü işten çıkartılan vefabnkaönünde kurduklan çadırda direniş yapan 50 işçinin. fabrika yönetimini protesto etmek amacıyla önceki gün gerçekleştirdıği gösteride jandarma tarafından gözaltına alınan 3 işçi dün sabah serbest bırakıldı. Bütünleşme kurultayına doğru Birhk için ük kurııltay yarnıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP-CHP bütünleşme protokolünün tar- tışmaya açılacağı yannki kurultaylar ön- cesi, protokole yönelik püriizlerin gideril- mesi çabalan sürüyor. SHP Genel Başka- nı ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçm. il başkanlan ile bir dizi toplantı yaparak görüşlerini almaya devam etti. SHP'lilerin, protokolde yer alan ve 28 ocakta düzenlenecek bütünleşme kurul- tayında delegelenn eşıtlenmesi konusun- dakı eleştınlen. önceki gün SHP \e CHP genel merkez yöneticılerinın yaptıklan toplantıda ele alındı. Görüşmede, CHP delegelennin, SHP delegelerınden 70 da- ha az olduğu göz önüne alınarak bu 70 Karayalçm değişüdik istiyor SHP-CHP ş protokolünün onayTcurultayı öncesi pürüzleri giderilmeye çalışılıyor. Karayalçm, il başkanlan ile görüşmeler yapıyor. SHP lideri, altına imza koyduğu protokolü, değiştirmeye hazırlanıyor. delegenin tamamlanması konusundaki yöntemin SHP ve CHP genel sekreterle- rinin belirlemesi kararlaştınldı. Aynca toplantıda, 28 ocak kurultayın- da öncelikle partinin kimliği, daha sonra da genel başkanlık için oylama yapılma- sı kabul gördü. Birden fazla genel başkan adayı çıkması halinde, seçimin iki rurlu olması. ıkıncı turda en çok oyu alan ada- yın genel başkan seçilmesi öngörüldü. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, püriizlerin hemen hemen tümünün gide- rildiğini ifadeederken SHP Genel Sekre- teri MustafaTimisi de sorunlara ortak çö- züm bulunacağını dıle getırdı ve şunlan söyledi: "Birleşmenin önündeki tüm engelleri aşma kararlılığındayu. Birleşme. bürün toplumun genel talebidir. Bunu gözardı edemeyiz. BiçimseU kuramsal vaklaşımla- nn bir engel olarak görülmemesi gerekir. Engelier aşılır." SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, önceki gece ve dün il başkanlan ile bir araya gelerek kurultaya ılişkin görüşleri- ni aldı. Karayalçm, önceki gece, millet- vekilleri Sinan Yerlikaya, Mehmet Alp, Celal Kürkoğlu, Mustafa Kul ile Ural Köklü ile de bir araya geldi. SHP lidennın temaslannda. SHP Ge- nel Merkez yönetimınden isımlerin yer almadığı dikkat çekti. Karayalçın'a ya- kın çevreler, CHP nin delegelennin ata- ma yöntemiyle SHP delegeleriyle eşit- lenmesi yöntemine karşı çıktıklannı yine- leyerek " Biz bütünleşme kurultayının ya- sal delegelerle \apılmasını öneriyoruz" görüijünde ısrar ettıklennı bildırdıler. NE DEDÎLER? Medya SHP'yi hedef seçti YÜKSELÇENGEL Eski SHP milletvekili Bugün SHP'nin ıçinde bulunduğu kaosu, ülkenin içinde bulunduğu kaosla birlıkte değerlendirmeliyiz. Ülkemiz, tarihınin en bunalımlı dönemini yaşamaktadtr. Genelde bakıldığında sorun sadece SHP değil, merkez sağ \e merkez sol da aynı bunalımda \e aynı çıkmazdadır. Kuşkusuz böyle olmakla birlikte, SHP'yi büyüteç altına almak; çok yönlü ve aynntılı bir irdelemeyi gerektiriyor. Bazı başlıklarla özetlemek istiyorum. Özellikle son beş yılda SHP, medyadaki bilinçli odaklann ağır baskı ve saldınlanna maruz kalmıştır. Bunun da ötesinde, örgüt ıçındeki çatışmalan körüklemiş ve hatta bazılanna özel misyon biçmiş ve yönlendırmıştır. Bu yönlendirmelerin altında yatan çok önemil amaçlan birkaç kalemde saymakta yarar var. 1) SHP'nin milli mücadele geleneğinin (Laiklik. çağdaşlık. ulusallık vs.) çözülmesı hedeflenmıştır. 2) SHP. Kürt sorununun çözümü karşısında engel gibi gösterilmiştir. Oysa, Kürt realitesini ve Kürt sorunlannı ilk kez parti programına alarak, özel çalışma raporlan hazırlayarak ve Kürt temsilcilerin parlamentoya taşınmasına rağmen, bürün bunlar olmamış gibi, bugünkü kaosun sorumlusu olarak gösterilmeye çalışılmıştır. 3) Ülkenin gerçekten hayati önemde sayılan sorunlannın çözümü için, gerekli gözüken iki geleneksel siyasi hareketin iktidar kaolisyonunun ışlemesinde ortaya çıkan aksaklıklarda. SHP sürekli sorumlu tutularak kitleler karşısında güven bunalımına sürüklenmiştir. Bu üç nedeni ortaya koyarken. elbette SHP yönetimlerinin ve yöneticilerinin eksıkliklerini, yanlışlıklannı ve hatta basıretsizliklerini görmüyor değiliz. Bugün geldiğimiz noktada, SHP yönetim kadrolan haklı \eya haksız doğru ya da yanlış yıpranmışlardır. Bu yıpranmanın gerekçeleri arasında sayabileceğimiz hususlar şunlardır. 1) Parti kadrolannın büyük bölümü, uzun süre yönetimlerde kaldı. 2) Siyaset üretkenligi sıfır noktasına kadar geriledi. 3) Parti, medya kirlenmiş olarak kitlelere sunulurken neredeyse seyirci kalındı ve parti üzerinde iç ve dış mihraklann oynadığı oyunlar görülemedi ve etkin tedbirler alınamadı. 4) Uzun süre sürdürülen genel başkanlık yanşlan, kişisel ıhtiraslar uğruna örgütte kamplaşmalar, ideolojik içerigi olmayan kavgalar, belediye başkanlıklan ve milletvekili adaylıklannın tespitinde siyasi değerlendirmeler yerine 'adamcı'1 ilkesiz tercihler, çıkar ilişkileri ile ilintili yöresel örgütlenmeler. Geldiğimiz bu noktada ıte yapmalı? 1) Parti kendi örgütünü tepeden tırnağa nitelikli kadrolarla yeniden yapılandırmalı. 2) Ülkede uiusal uzlaşmalann ve banşın öncüsü olacak biçimde ve yeniden hedef kitlelenni belırlemeli ve onlarla bütünleşmeli. 3) Bizi en çok yıpratan üç buçuk yıllık koalisyon ortaklığı sürecinin tarihsel sorumluluklannı. eksikliklerinı, doğrulannı kitlelere açıkça çekinmeden anlatmalı ve yazmalıdır. Solda bütünleşmeye DSP de katılmalıOsman Demir (Batman SHP İl Başkanı): SHP yıprandı. Yeni bir politika izlemesi gerekir. Savunduğu ilkeleri anlatamıyor. Kamuoyuna ilkelerini yansıtamadığındam hem kiliseden hem camiden oluyor Kısacası. yaptıklarını anlatamıyor. Partinin yetkili organlannın halkın seviyesine ınmeleri gerekir. Kökleşmiş bir partinin bu halde olmaması gerekir. Parti içi muhalefetten etkileniyor. Sayın Karayalçın'ın her şeyden önce kararlı olması gerekli. SHP'ye hep gol atıhyor. SHP büyük bir özveride bulundu. Bugüne kadar koalisyon bekleneni veremedi. Büyük ümitlerle kurulan bu hükümet hedeflerine ulaşamadı. tki partinin birbirlerine gol atmaması gerekirdi, ama maalesef SHP'ye hep gol atıldı. ŞiikrüCömert(Adıyaman SHP llçe Başkanı): Partimiz CHP'yle birleşmesiyle daha da güçlenecektir. Karayalçın'tn tutumu bize göre iyi İki partinin bir parti olması bızim için önemlidir. Birleşmeleri durumunda yapılacak bir genelde seçim tek parti olarak gireceğiz. Bu da güçlülüğümüzü gösterecektir. Sük-yman Bahtiyaroğlu (SHP Tuncelı II Başkanı): Günümüzde artık sol partilerin birleşmesi kaçınılmaz olrnuştur. ÖzellıkJe önümüzdeki 24 aralıkta yapıIacakSHPveCHP kurultaylannda mutlaka birleşme kararı alınmalıdır. Biz isterdik ki Demokratik Sol Parti de bu bütünleşme içinde yer alsın, ancak DSP bu birleşmede yer almayacağını açıkladı, biz Tunceli örgütü olarak üç sol partinin birleşmesinden yanayız. Ancak bürün bunlara rağmen SHP ve CHP mutlaka birleşmeli ve Türkiye'yi bu durumdan kurtarmak için yeni çareler aramalıdırlar. Türkiye'de solun toparlanması için birleşme çok önemlidir. Şu anda olabilecek olumsuz şeyleri güçlü bir sosyaldemokrat güçler önler ve Türkiye'ye demokrasiyi ve insan haklannı berabennde getirir. Biz Tunceli örgütü olarak mutkala birleşmeden yanayız, ancak bu birleşme olunca da her iki partinin yönetıcılen bırleşmeyi engelleyecek tavırlardan kaçınmalı \ e büyük bir özvenyle bu birleşme için çalışmalıdırlar. MümtazArslan(SHP'li Belediye Başkanı): Günümüz Türkıyesi'nde iktidarda olan mevcut sağ partiyle koalisyon yapmamızdan dolayı biz de yan iktidar ortağı sayılınz. Ancak gerek yerel yönetımlerde olsun gerek iktidarda olsun uzun bir dönemdir sağ partiler ıktidardalar. Türkiye bu zaman zarfı içinde hiçbir konuda büvük bir ılerleme sağlayamadı, özellikle insan haklan ve demokratikleşme konulannda Türkiye hep Batı'nın gerisinde kaldı bu da Türkiye'nin büyük bir ayıbıdır. Şu anda mevcut sağ zihniyetle Türkiye'ye demokrasinin ve insan haklannın gelmesi mümkün görünmüyor. Bu nedenlerden dolayı Türkiye'yi bu sorunlardan kurtaracak tek çare güçlü bir soldur. Bu da mevcut şartlarda bugünkü durumla mümkün değil, çünkü sol şu anda darmadağın bu şartlarla iktidara gelmesi mümkün değil. Bu nedenle üç sol partinin yöneticileri acilen bir araya gelip nasıl bütünleşebiliriz konusunda acil bir anlaşma sağlamalan gerekiyor. Paris Büyükelçi Bleda DEP karannı savundu MİŞEL PERLMAN PARİS- Fransa'nın önde gelen günlük gazetelerinden Le Figaro, dünkü sayısında, Türkiye'nin Pans Büyükelçisi Tanşuğ Ble- da'nın. feshedilmiş DEP partisi- nin çeşitli hapis cezalanna mah- kum edilmiş eski milletvekilleri- nın DGM'dekı davasıyla ilgili bir yazısını yayımladı. Konuyla ilgili olarak polemik- lerin sürdüğünü kaydeden Ble- da. "bilinçli olarak veya bilme- den.DEPdavasınınistismaredil- diğini" ıfade ederek bunun "Türkhe'nin karşısında bulun- duğu durumun gerçek niteliğini gizlediğini" vurguladı. Türkiye'dekı yargı sisteminin özetlendığı yazıda. "Şunu unut- mamak gerekir ki, mahkeme, mahkum edilmiş milletvekilleriy- le terörist bir örgüt olan PKK Ûe kesin organik ilişkileri bulundu- ğunu açıkça saptamıştır" denili- yor. Aynı zamanda, PKK'nin "sadece Türkiye'de çok sayıda ci- nayet işlemekle >etinmediğini, özellikle Fransa'da ve çeşitli Av- rupa ülkelerinde, uyuşturucu ka- çakçılığı dahil olmak üzere, çeşit- li yasadışı faaliyetlerde bulundu- ğu" ıfade edilen yazıda. mahkum edilmiş eski DEP mılletvekille- rinin. karan temyiz mahkemesi- ne veya Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'ne kişisel olarak başvurabılecekleri de izah edil- mekte. Yargı organının bağımsızlığı- na örnek gösteren Bleda. savcı- nın isteğine rağmen, "kanıt ye- tersizliğinden"' eski milletvekil- lerinin 125. maddeye tabi tutul- madıklanna dikkat çekiyor Ay- nı zamanda. söz konusu eski mil- lervekilennın. "terör örgütü PKK ile işbirliği ve ona des- tek"gerekçesıyle mahkum edil- diklerine de işaret ediyor. Sinema emekçilerinin, Tunceli'nin Ovacık ilçesinde evleri yıkılanlar için topladık- ları yardıma birhaftasonra izin verildi. (Fotoğraf: K.AAN SAĞANAK) Sinemacılann, köyleri yakılanlara yardım savaşımı Ovacık'a yardım sorun olduHaber Merkezi - DlSK'e bağlı Türkiye Sinema Emekçileri Sendikası'nın (Sine - Sen), Tunceli'nın Ovacık ilçesinde yaşama savaşı veren. evleri yakılan köylülere gönderilmek üzere topladığı yardım "sorun r 'oldu. Sinema emekçilennın kampanyası sonucu toplanan yardımlann gönderilmesine bir hafta sonra "sözlö izin" verildi. Toplanan yardımlann yola çıkmadan önce bunu İstanbul Vaîiliği'ne bildirilmesi aksi halde Tunceli Valilığı'ni aşıp köylülerın elıne ulaşamaması haberi. Sine-Sen yöneticilennı şaşırttı. Sendıkada üstüste "izin" bekleyen kolileri, içindeki battaniyelerl giysileri \e Ovacık'ta kıl çadırlann içinde, birbirine sanlıp insanlan düşündükçe kızgınlıklan iyice artıyor sinema emekçilerinin. En sonunda bir basın toplantısı yapmaya karar veriyorlar. Sine-Sen ilgili kurum ve kişilerle birçok yazışmasından sonra dün basın toplantısı vapmay a karar verdiler. Ancak basın toplanrısına gazetecilerden önce gelenler, güvenlik şubesinden üç polis memurunun gelişi, sinemacılan daha da şaşırttı. Sine Sen Genel Başkanı Nizamettin Çobanoğlu basın toplantısında. "Niye Istanbul'dakiler Ovacık'a yardım gönderirken engellenirler. Bosna'da yaşanan insanlık dramına yardım etmek kadar dogal değil mi" sorusunu yöneltirken diğer sinema emekçileri de bu çifte standarta öfkelendiler. Sine-Sen Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Çetin' de açılan kampanya sonucu toplanan yardımlann gönderilememesini şöyle değerlendirdi: "Insanlar orada aç ve sefıl. Bun insanlar bizim insanlanmız. Biz onlara topladığımız yardımlan gönderemiyoruz, engeUeniyoruz. Bu yardımlar Bosna için toplansaydı. Trakya'daki bir yere Refah Partisi tarafından gönderiliyor olsaydı, böyle engellenecek miydi? Âma yardım yapüan yer Doğu'da Güneydoğuda olduğu için engeUeniyoruz." Tam basın toplantısı bitmek üzereyken telefonla arayan İstanbul Vali Yardımcısı Kemal Eren, Sine-Sen'in topladığı yardımlann Ovacık'a gönderilmesine "sözlü izin" vermesi herkesi hayrete düşürdü. "tstanburda izni bir haftada çıkan yardım, acaba kaç günde ulaşır Chacık'a? Yoksa hiç mi ulaşmaz?" Toplantıya Banş lnisiyatifi adına katılan avukat Ali Rıza Dizdar ise bir ilginç yardım öyküsünü. "Milletvekilleri bile gidemedi. Bakalım bu yardımlar nasıl gjdecek" şeklinde değerlendirdi. Toplantıya aynca sinema sanatçılan Menderes Samancılar. Orhan Avdın da katıldı. BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Suyu Bulandırmak... Bir toplumda, yurdun ve çağın gerçeklerine dönük, dört dörtlük laik bir çerçevede bir eğitim sistemi kurar ve genç- lerinizi ona göre eğitirsenız; bununla da yetinmez, iktisadi ve sosyal kalkınmayı ciddi bir planlamanın akla uygun di- siplinine sokarsanız, toplumu bulunduğu noktadan alıp ileri menzillerden birine ulaştırmış olursunuz. Kapitalist bir zeminde de yürüseniz, olumlu sonuçları elde etme şansı- nız vardır. inandığım doğruların başında gelir bu! Ve Türkiye, her şeyden önce işte bu ilkelere sırtını çevir- diği içindir ki, bugün içinde bulunduğu geri noktalara doğ- ru savrulmuştur: Demokrat Parti'nin mirasyedi savurgan- lığını, Adalet Partisi'nin "plan mı pilav mı" ciddiyetsizliği izlemiş ve arkalanndan gelen 12 Eylül'ün Özal'lı ve ANAP'lı yağmacılığı, tuz-biber ekmiştir olan-bitene. Bir niteliği de bu iktidartarın, eğitime olan kötülükleridir: Üniversite özerkliğine düşmanlık, lisenin lise olmaktan çı- karılışı; dahası, eğitimin laik temellerinden kaydınlışı, laik- şeriatçı diye "iki başlı" ucubenin doğuşu onlann dönemin- dedir. Şimdi, çırpınıp duruyoruz. Türkiye, bütün bu sapma ve savrulmalaria bugünlere gelmiştir; ama onu, dengeli ve çağdaş düzeyde bir top- lum halıne getirmenin yollannı aradığınızda, başta iki şeyi yapmanız gerekecek yine: Eğitimi, çağın gereklerine göre yeniden laik temeller üzerine oturtmak; iktisadi ve sosyal kalkınmayı da, bugünkü çapaçulluktan kurtanp ciddi bir planlamanın emrine vermek. Yani eğitimi ve kalkınmayı, aklın ve bilimin disiplinine sokmak! Sayısı 60 milyonu aşmış ve çoğu köyden göçüp büyük kentlerin varoşlarını kuşatmış büyük yığınların kafasını ay- dınlığa açmanın, yaşamlarını da insanca bir düzeye getir- menin başka çaresı yoktur. Gelin de anlatın ama! Alınız bir örnek! Gazetelerde, boy boy habeıier, köşe yazıları: "Çiller, Imam-Hatıp Şampıyonu!.." Okuyucular, durmadan yazıldığı için, ezbere bilirler: 1950'lerin başlarında, camilere, alaylısının yerine okumuş imam yetıştirmek amacıyla, "meslek okulu" olarak kuru- lan imam-hatipler, bir süre sonra "lise" diye adlandırılır. Is- lam dininde kadından imam olmazsa da, kızlar da alınır bu okullara. Ve 12 Eylül rejiminin başlarında, bu okuldan çı- kanlara, tıptan mühendisliğe kadar tüm yükseköğretim kapıları açılır. Harp okulları, bunun dışındadır: Çünkü, imam-hatipler şeriatçı, yetiştirdiği için yüksek rütbelileri- miz, orduyu uzak tutmak isterler bu salgından... Gazeteler, son on yılda çığ gibi büyüyen bu okullara omuz veren hükümetlerin katkılarını belirtiyorlar: Özal, Me- sut Yılmaz ve Demirel var, bu hayır sahipleri içinde. DYP- SHP Koalısyonu ıse, son 10 yılın hükümetleri arasında, en çok imam-hatip lisesi açarak rekor kırmış durumda. Çil- ler'in, başbakan olarak sorumlu olduğu son bir buçuk yıl- da açılan 38 imam-hatip hsesinin altında imzası bulunu- yor. Şu rakamları da bilmenız yararlıdır: İmam-hatip okulla- rında 1990'da okuyan toplam öğrenci sayısı 749 bin iken, aynı sayı 893 bine yükselmış bulunuyor bugün. Diyanet Iş- leri Başkanlığı'nın elindeki imam-hatip kadrosu ise, 80 bin! Bu yollara dökülen insan, sonra kalkıp Refah Partisi'ni kapattırmadan söz ediyor, edebiliyor. Neymiş, Refah Partisi şeriatçıymış! Refah Partisi olmayacak, ama siz aynı metafizlğln zehi- rini bu yoksul halkın çocuklannın beynine akıtmayı sürdü- rüp duracaksınız, öyle mi? Yeter ki, ortağı olduğunuz be- zirgân saltanatı ayakta kalsın. Bırakın bu ayak oyunlarını! Refah Partisi'nin genciliğı, buzdağının deniz üstündeki bölümü kadardır; asıl kallavi parça ise, deniz yüzeyinin al- tında bulunuyor: DYP'dedir, ANAP'tadır başta o! Vetıpkı Refah Partisi gibi, parlamentoda çöreklenmiş du- rumdadır. Türkiye'de ilerici ve demokrat güçlerin asıl hedefi, onlar olmalıdır başta. Suyu bulandırıp şaşırtmacaya kalkmayın lütfen! Prof. Bakır Çağlar: Başbakan Çiller yeni avukat anyor •Türkiye'nin Avrupa'daki savunmasmdan çekilen Çağlar, Dışişleri'ni duyarsız olmakla suçlayarak, Türkiye'nin, bu kadar çok davada tek kişiyle savunulamayacağını söyledi. Çağlar, "Demokratikleşme paketi, Avrupa hukukuna uyumda yetersiz" dedi. ECETEMELKURAN ANKARA - Türkiye'yi tem- sil ettiği Strasbourg'daki Avru- pa İnsan Haklan Komısyo- nu'ndan çekilen Prof. Dr. Ba- kır Çağlar. Dışişleri Bakanlı- ğı'nı 'duyarsızlık'lasuçladı. Ba- kanlığı, yeni bir avukat bulana dek yalnız bırakmayacağını açıklavan Çağlar, "Bu kadar çok dava bir tek kişiyle değil, bir uzmaıuar grubuv la yürütülür" dedi.Çağlar, Başbakan Tansu Çiller'in. Türkiye'yi savunacak avukat aradığını açıkladı. Avrupa İnsan Haklan Mah- kemesi'ndeki Türkiye'yi sa- vunma görevinden çekildiğini önceki gün duyuran Prof. Çağ- lar, Türkiye'ye karşı açılan 56O'ı aşkın davanın tek bir avu- katla yürütülemeyeceğinı vur- guladı. Dışişleri Bakanlığfnın bu konuda duyarsız olduğunu sa- vunan Çağlar, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede. "Bu kadar çeşitli ve çok davaya bir tek ben, 'orkestra adam' olarak Türkiye'yi savunamam. Bir uz- manlar grubu oluşturulma- h"dedi. 'Eski külotlan sınırda bırakalun' Türkiye'nin insan haklan ala- nındaki eksiklerini hızla gıder- mesı gerektiğini belirten Çag- lar, "Hukuk devleti Strasbo- urg'da aranıyor; oysa, hukuk devleti iç hukuk mekanizmasın- da aranmalı" diye konuştu. Çağlar, Avrupa hukukuyla uyum sağlanırken eski alışkan- lıklardan kurtulmak gerektiği- ni söyleyerek "Eski külotlan- mızı sınırda bırakıp Avrupa'ya yeni insanlarolarak girmeliyiz" dedi. Avrupa'da tnsan Haklan Ko- misyonu ve Mahkemesi karar- lan çerçevesinde yeni bir Avru- pa düzeni ve anayayası kuruldu- ğuna dikkat çeken Çağlar, Tür- kiye'nin bu yeni hukuk anlayı- şına 'süratle' ayak uydurması gerektiğini belirtti. 'Türkiye değişmeB' DEP'in kapatılmasına ilişkin dava hakkında Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne yapılan başvunıda Türkiye'nin görüş- lerini içeren dosyayı hazırlayan Çağlar, konuya ilişkin olarak şunlan söyledi: "İtiraf edevim dosyayı ben ha- zuiadun. Ancak DEP davası da Türkiye Birleşik Komünist Par- tisi ve Sosvalist Parti'nin kapa- tılması ile a>Tiı özelh'ğe sahip. Bu da tek yapılı, tek değer sistemli Türkiye geleneğidir. Bunun de- ğiştirilmesi benün işim değil. Bu- nun için siyasi bir irade gerekir. Türkiye'nin çoğunluğu farklı düşünüyorsa,bu değişikligin ya- pılması gereklidir." Avrupa İnsan Haklan Mah- kemesi'nde Türkiye aleyhine açılan davalann sayısının yük- selmesinin Türkiye'nin demok- ratikleşmesinde itici güç oluştu- rabıleceğini de söyleyen Çağ- lar, şunlan söyledi: "Türkiye'yi ancak konulara göre uzmanlardan kurulnıuş bir grup savunabilir. Dışişleri Bakalığı'nı ortada bırakmak is- temem. Zaten Başbakan Tansu Çiller de yeni bir avukat anyor. Yeni biri bulunana dek savunma görevine devam edecegun."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle