Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 1994 CUMA
14 KULTUR
Nesrin ates altında:
'Her
cepheden
eleştiri
geliyor'
SLSANNE PAGOLD
(fsveçli gazeteci)
PARİS - Ölüm tehdidı altında
yaşayan Bangladeşli yazar Tesli-
me Nesrin'in tıcan başarılan art-
tıkça. kıskançlık da artıyor; özel-
likle buraya, Pans"e geçenlerde
yaptığı gezi sırasında... Devlet
başkanları gibi karşılandı, 1200
potıs tarafından korundu ve akla
gclen her politikacıyla birlikte
resmı çekildi.
Nesrın'in çevresindeki bu an-
lamsız polis ve medya isterisi. gi-
derek artan derecede şaka konusu
oldu Bazıları, "Yakında TV'de
Ncsrin'den söz etmek için kurşun
geçirmek yelek giymek gereke-
cek" dedi. Aynca, daha önce yal-
nızca Salman Rüşdü'ye verilmış
olan "fetva ödülü", "Prix Fat-
wa"nın ona da uygun görüleceği
söylentisı dolaştı.
Ne var ki arahğın başından beri
Nesrin'ın yazarlığının nıteliği ve
ülkesindekı durumu anlatış şeklı,
küçük bır grup -çoğu erkek- yazar
tarafından (Le Figaro ve Le Mon-
de'da) sorgulandı. TV'de de "ki-
taplannın gerçekten onun tarafın-
dan yazılıp yazılmadıgı" soruldu,
perşembe günü Avrupa Parlamen-
tosu tarafından "Sakarov Ödü-
lü'"ne layık görülmesi eleştinldı.
Bunların arasında, eskiden hafta-
lık dergi L'ldiot Internationale'ı
(Budala Enternasyonelı) çıkaran
sansasyon yazan Jean-Edern Hal-
lierde vardı.
Le Monde'dan Raphaelie Reol-
le'e göre Teslime Nesnn bir ıftıra
kampanyasına hedef tutuluyor.
Liberation'da olay, "Aklı evvelle-
rin işbirliği"olarak tanımlanıyor
ve iftira kampanyasımn boyutlan-
nın. medvanın aşırı ilgisiyle eş
oranlı olduğu yer alıyor. Bu konu-
nun en dikkat çeken yazısı, tanın-
mış Faslı yazar Tahar Ben Jeüoun
imzalı ve Fas haftalık dergisi La
YTe Economique'de çıkıp burada
alıntılanan yazı. 2 aralık tarihli
yazının bir bölümü şöyle:
"Lafı hiç dolaştırmadan, Tes-
lime Nesrin'in beni sinirlendir-
diğini söyleyeyim. Bu kadına
dayanamıyorum; anlattıklarına
inanmayı başaramıyorum; hat-
ta kendisinin, böyle bir skanda-
lın kariyerine yararlı olacağını
düşünen ya da ona dar gelen ül-
kesinden çıkmasını sağlayacağı-
na inanan bir provokatör oldu-
ğuna inanıyorum. Peşine takı-
lındığı, hatta tehdit edildiği ve
risk göze aldığı doğru. Ancak,
her şeyi doğru ölçiide değerlen-
dirmek, bu doktoru 'Kadın Rüş-
du' haiine getiren akıma kapılma-
mak gerek."
'îçgüdülerle
keşfedilen
yaşam'
Kültiir Servisi- Metin ÜnsaTın
resımleri, 5 ocağa dek Teşviki-
ye'de Cumalı Sanat Galerisi'nde
sergileniyor. ilk sergisini 1980yı-
lında açan sanatçı, Boğaziçı Ünı-
versitesı'nde mühendislık öğrenı-
mi gördükten sonra 1977-80 yıl-
ları arasında temel sanat eğıtimi
aıdı. Çalışmalannı yurtiçi ve yurt-
dışında sürdüren sanatçı, 1980 yı-
lında Hobi Sanat Galerisi'nde;
1989. 90. 92 ve 93 yıllannda Cu-
malı Sanat Galerisi'nde kişisel
sereiler açtı. Karma sergilere ve
1992 yılında lstanbul Sanat Fu-
an'na katıldı.
Kaya Özsezgin. Metin Ünsal'ın
resimlenni değerlendiren yazısın-
da onun resim evreninden şöyle
söz ediyor. "Metin Ünsal'ın re-
simleriyle ilk kez Aydın Cuma-
lı'nın galerisinde kişisel bir sergisi
nedeniyle ve bir rastlantı sonucu
karşılaştığımda, önce sanatçı sez-
gisi dikkatimi çekmişti. Kalıpla ve
moda biçimlere fazlasıyla koşul-
ianmış gelişmeler ortamında, sa-
natı; yaşamın -kendi yaşamının-
bir uzantısı olarak göriiyordu Me-
tin Ünsal. Ortaköy ve çevresinin,
çok da fazla geriye gitmeyen anüa-
n geziniyordu resimlerinde. Ama
sıradan bir anekdot ressamı ola-
rak gibi davranmıyordu. Resimle-
rine ko>duğu notlar, daha çok da
genç bir kadın imgesi etrafında bi-
çimleniyordu.
Ortaköy'deki atölyesinde gör-
düğüm yeni resimlerinde, bu imge
biraz daha belirginleşiyor, nere-
deyse bütün kompozisyonlann or-
tasında, nicedir unuttuğumuz bir
duyguyu bize anımsatmak ya da
yeniden yaşatmak istiyor gibidir.
Ete \e kemiğe bürünmüş bir il-
ham perisi karşısında bulunduğu-
nuz izlenimiıre kapılıyorsunuz.
Metin Ünsal gibi, duyumlara ve
içgüdülere resimlerinde başköşeyi
ayıran sanatçılar için öncmini hiç-
bir zaman yitirmemiş olduğuna
inandığım böyle bir ilham perisi,
söz konusu resimlerin duyumsal
mesajında, bir nostalji iletkeni ola-
rak çıkıyor karşunıza."
Nerede o 'OscarTık fîhnler?CUMHUR CANBAZOĞLU
Sinema tanhinın en prestijli ödü-
lü kabul edılen Oscar'ın adaylan 14
şubatta açıklanıyor. Batı basınında
ödülle ılgili çıkan yorumlar büyük
bir kalitesizlığin yaşanacağı yönün-
de. Bu yıl The Piano ya da Günden
Kalanlar gibi bır film yok listeler-
de. 14 şubata dek çıkacağına da
kimse ihtimal vermiyor. Çünkü
Hollyvvood kurallarına göre Oscar-
lık filmlerin yüzde 80'i eylül ayın-
da gösterime sokuluyor.
Forrest Gump en güçlü aday
Fılmlerdeki kahtesızlik adaylann
belırlenmesınde de bir belirsizlik
yaratıyor. Şu anda adaylıgına kesin
gözüyle bakılan tek film Forrest
Gump. Walt Disney, Güzel ve Çir-
kın'in adaylığından sonra yenı çizgi
filmi Kral Aslan'ı adaylar arasına
sokabilmek ıçın yoğun bir kulis
içinde. Robert Redford'un,
ABD'deki TV yanşmalannın perde
arkasmı anlattığı Quiz Show da hey-
kelcik içın şanslı filmlerden birı.
Redford'un bu filmle en iyi yönet-
men adayı seçilmesi sürpriz olma-
yacak. Ayrıca Cannes galibı Pulp
Fiction (Quentin Tarantino) ve ilk
yönetmenlik denemesinı gerçekleş-
tiren Frank Darabund'un The
Shavvshank Redemption adlı filmle-
nn de adaylık şansı var.
Jodie Foster bir adım önde
Kadınlar kategorisinde her yıl ol-
duğu gibi aday adayı sayısı hayli
fazla. Tennessee ormanlannda bü-
yüyen Nell rolüyle Jodie Foster bir
adım önde gıdiyor. Susan Saran-
don, rehin tutulan Amerikalı bır de-
niz piyadesınin annesini canlandır-
dığı Safe Passage'la ya da ıkinci fil-
mi Küçük Kadınlar'la (Lıttle Wo-
men) aday gösterilebılir. Bu filmle
VVinona Ryder'ın da Akademi'nin
ılgisinı çekmesı beklenıyor.
Anjelica Huston. Kübalı göçmen
Ankedere göre Meryl Streep Oscar yanşında bir adım önde. Tom Hanks de Forrest Gump'la kldalı. (üste)
anketlere göre Meryl Streep (The Sigourney Weaver(Death and the
River Wild), Miranda Richardson Maiden) ve Virna Lisi (Kraliçe
(Tom and Viv), Kath> Bates (Dolo- Margot) 14 şubatta açıklanacak lis-
res Claiborne), Diane VViest ve Jen-
nifer Tillv (Bullets O\er Broadway),
kadını canlandırdığı The Perez Fa-
mih/ ya da Sean Penn'in yönettiği
The Crossing Guard'la listelerde.
Diğer aday adaylarına gelince,
Akademı üyeleri arasında yapılan
tede yer alabilirler
Erkekler kategorisinde devler
karşı karşıya geliyor. Al Pacino, 70
yaşındaki dedeyi canlandırdığı Two
Bits'le akla gelen ilk aday. Mary
Sheüeys Frankenstein'da 20 dakika
gözükse de Ro-
bert De Niro'nun
adı geçiyor ku-
lislerde. Filmın
yönetmeni ve
başrol oyuncusu
Kenneth Bra-
nagh'ı da hayli
tutuyor Akade-
mi. Suratı tanın-
mayacak hale gi-
ren Tom Cruise
(Intenvie* With
The Vampire)
dokuz kez aday
olan Jack Nic-
holson (The
Crossing Guard),
Anthony Hop-
kins (The Road
to NVellville), Pa-
ul Newman (No-
body's Fool) ve
lom Hanksı Forrest Gump) Oscar
öncesı ön plana çıkan isimler.
Kevin Costner, The War'la yar-
dımcı oyuncu adaylığı beklerken
Woody Allen, Bullets Over Broad-
way'le Akademi'nin gündemine ge-
lebilir.
Yabancı filmde 45 aday adayı
tngılızce dilınin dışında çekilen
ve yabancı film Oscan diye adlan-
dınlan kategoride bu yıl tam bir ilgi
patlaması yaşanıyor Orhan
Oğuz'un Manisa Tarzanı ıle aday
adayı olduğu kategorinin favorısi
daha şımdiden bellı• ltalyanların
Lamerikano'su (Yön.. Gianni Ame-
lio). Bu arada lsviçre adına Kırmı-
zı'yla Oscar'a aday adayı olmak is-
teyen Kieslowski'nin başvurusunu
geri çevırdi Amerikan Sinema Aka-
demisi. Gerekçe Polonyalı yönet-
menle Fransız oyuncuların fsvıçre
sinemasını yansıtamayacağıydı.
Francis Coppola, Robert De Niro ve Kenneth Branagh 'Frankenstein'da buluştu
Frankenstein bir kez daha yaraüldı
Kültiir Servisi - Başrolünü Ro-
bert De Niro'nun, yapımcılığını
Francis Ford Coppola'nın üstlendi-
ği, 40 milyon dolarlık bir bütçeyle
çekilen 'Frankenstein' filminin yö-
netmeni Kenneth Branagh, "Buntı
yaptığıma inanamıyorum" diyor.
Branagh, bugünlerde zaman zaman
bundan sonra başka bır film yap-
manın bir anlamı olmadığını düşü-
nüyor.
Branagh'ın yaptığı filmlerin eleş-
tirmenlerin beğenisini kazanması-
nın yanı sıra elde ettıkleri ticari ba-
şan da, 33 yaşındaki oyuncu-yönet-
menın eline 40 milyon dolar tutuş-
turup, Mary Shelley'nin kitabından
uyarlanan filmde Robert De Niro
gibi bir aktörü yönetme fırsatının
verilmesinde etkili oldu.
Yapımcılık, yönetmenlik ve
oyunculuğu bir arada sürdürdüğün-
den 'tek kişilik film makinesi' ola-
rak nitelenen Branagh Empire der-
gisinin aralık sayısında yer alan
söyleşisinde 'Frankenstein'ın çekim
öyküsünü anlattı:
- Çok fazla şiddet içerdiği gerek-
çesiyle 'Frankenstein"ın olumsuz
tepkiler aldığı doğru mu?
Bazı kişiler filmi biraz kanlı bul-
dular. Ben buna katılmıyorum. Bu
bir korku filmi, bir şeyleri birleşti-
rip dikerek yeni bir adam oluçturan
bir insanla ilgili. Ama ben çok kanlı
olmadığını biliyorum. Belki de kal-
kıp şunu sormalıyım."Son birkaç
yıİda çekilen fılmleri gözönünde bu-
îundurup bana bu filnıin diğerierin-
den daha fazla şiddet içerdiğini söy-
leyebUir misiniz?".
'- Filmle Mary Shelly'nin kitabı
arasındaki belli başlı ayrımlarne-
ler?
Büyûk degişıkliklerden biri, film-
de Helena Bonham Carter'ın can-
landırdığı Elizabeth karakteri. Kı-
tapta oldukça zayıf, gölge gibi bir
karakter. Aynca filmde Victor Fran-
kenstein'ın sabit fikrinin, başka de-
yişle o büyük aile yaşamının peşın-
den gıderken riske attıklannın açık
Ingiliz yönetmen Alan Parker yeni filmi 'Doktor Kellogg' ile komediyi denedi
Giildiîrerek tedavi eden Dr. KeUog
Kültür Servisi- Alan Parker bu
kez komediyi denemeye karar ver-
di. "The VVall, Geceyansı Ekspresi"
filmlerinin usta îngiliz yönetmeni
19. yüzyılın sonlannda bir dokto-
run ilginç maceralarından oluşan
"Doktor Kellogg'un EKyte" fılmine
imzasını attı. Filmin başroloyuncu-
su Anthony Hopkins, nazik pünten
bir çift olan Matthew Broderick ve
Bridget Fonda'ya acı çektiren bir
karakteri canlandınyor. Parker. ko-
mediye geçiş nedenlerini Fran-
sa'nın Le Figaro gazetesıne anlattı:
- Bir komedi filmi çekmek nere-
den aklınıza geldi?
Yalnızca cıddi şeylerden kaçmak
ve hakarete varacak şekilde komık
olan bir film çevirmek ısteğinden
kaynaklandı.T.C. Boyle'un el yaz-
ması "The Road to NVehille" ısimli
elyazması bir kıtabinı buldum. Ki-
tap hemen ilgımi çektı ve Ameri-
ka'da filmi çekmeye karar verdim.
- Size ^ire doktor Kellogg'un 19.
yüzyılın sonlanna doğru ııvguladıgı
terapilerle günümüz arasında ben-
zeşmeler var mı?
Evet. çok var. Film vejetaryen
beslenme, alkol ve tütün. fızik eg-
zersizleri ve genel anlamda sağlık-
tan sözeden ilk film olma özelliği
taşıyor. Doktor Kellogg'un dini bir
inanca bağlı olarak kesın yargılan
vardı. Bu yargılan da müştenlerine
satmaya çalışıyordu.
- Kendisi bir şariatan mı?
Amerikan tarzında çok iyi satıcı.
Şarlatandan çok, tutku dolu bir sağ-
lık fanatiği. Sürekli ünlü kişilerle
ilişkiye geçen olağanüstü bir kişi-
lik. Güçlü olmasının en önemli ya-
nı hiçkimsenin sözünü dinlememe-
sinden kaynaklanıyor.
- Biraz medyatik ve teorilerinde
uzlaşılmaz bir adam_
Et yok, seks yok...Vejetaryan ol-
mayan bizler için biraz aptalca şey-
ler bunlar. Doktor Kellogg için ve-
Vejeteryanlann ilk öncüsü sayüabflecek Dr.Keüog'u Hopkins oynuyor.
jeteryanlann ilk öncüsü denılebılir.
O dönemde söylediklerinin bazılan
çok doğruydu. Örneğin et günü-
müzdekı kadar temiz ve sağlıklı de-
ğildi. Seks konusunda oldukça pü-
riten bir yaklaşımı vardı. Seksi in-
san ilışkileri açısından oldukça teh-
likeli görüyordu ve o dönemde
ABD'de oldukça yandaş buldu.
- Anthony Hopkins'i bu filmde
oynaması için oldukça uğraştığuıız
anlaşüıyor.
Evet kendisini ikna etmekte ol-
dukça zorlandım. En sonunda Los
Angeles'ta bir yemek sırasında ıs-
rarlanma dayanamayarak "Tamam
tamam filmini yapacağun ama ka-
pa çeneni"dedi.
- Film dışı konulardan söz etmek
gerekirse sinema konusundaki
GATT görüşmelerini nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
Kotalardan sözedildıği zaman
kendimi hep rahatsız hıssetmişim-
dir. Bunu geçenlerde Almanlara
söyledim ve hiç hoş karşılanma-
dım. Ben de bunun üzerine "Mer-
cedes ve BMVV'ye Beverly Hills'te
kota uygulanmıyor.Öyleyse neden
Amerikan filmlerüıe kota uygulan-
masını istiyorsunuz" yanıtını ver-
dim.
- Geleceğe yönelik projeleriniz ne-
lerdlr? \'eni bir müzikal örneğin?
Evet çok iyi olurdu ama televız-
yonda yapılan video-kliplerden
daha iyi bir şey yapmak gerekiyor.
seçik görülmesi gerekiyor.
- Bu filmi çekerken uykusuz gece-
ler geçirdiniz mi?
Evet. Haftasonlan berbattı. Pazar
geceleri gözümü kırpmıyordum.
Şimdı zaman zaman artik başka bir
film yapmanın anlamı olmadığını
düşünüyorum. Sanınm bu bir sanat-
çuıın içinde bulunduğu durumla ıl-
gili bir şey. Tiyatroda oynarken de
kendimi aynı ölçüde umarsız hisset-
miştım. Ama Frankensteın'ı çeker-
ken, yüksek bir bütçenin ve filmle
ilgili beklentilerin baskısını hıssedi-
yordum üzerimde.
- 40 milyon dolar bütçeli bir film-
de Robert De Niro'yla birlikte çah-
şacağmız hiç aklınıza gelmiş miydi?
Dürüstçe konuşmak gerekirse,
bunu yaptığıma inanmıyorum. Ro-
bert De Niro ve Francis Coppola ile
çalışmak garip ve delice geliyor.
Filmin destansı rüteliği
- İşe nereden başladuıız?
Romanı okuduğum zaman, bana
doğal bır sinema filmi olabilir gibi
geldi. Yüzyılın sonunda, bu filmi
daha kişisel bir biçimde. 'daha ger-
çek' yapabıleceğımızı bıliyordum.
Bunun yerine insana çok hayali ge-
len bir İconunun çok gerçek olabile-
ceğını göstererek filmin destansı ni-
teliğini geliştirdik.
-Coppola ve DeNiro'yla nasıl iliş-
ki kurdunuz?
Coppola'nın şirketi 'American
Zoetrope, projeyi kısmen geliştir-
mişti. Ben o zaman işin içine gir-
dim. Yaratık rolünde De Niro'yu is-
tediğime karar verdiğim zaman,
New York'a giderek önce Francis'le
görüştüm. O beni De Niro'ya götür-
dü. Böylece ilk toplantımızı yaptık.
Doğrusu, aynı gün ikisiyle birden
görüşmek benım içın çok fazlaydı.
Bir gece önce sahnede 'Hamlet'i
oynamış, ertesi sabah uçağa binmiş-
tim ki bu benim ıçın başlı başına
çok korku veren bir olaydı. Ama
her şey fazlasıyla yolunda gitti
Artık sözctiklere yer yok
-Ortaya çıkan sonuçtan memnun
musunuz?
Yapabileceğimin en iyisini yaptı-
ğım için mutluyum. Oyunculann
performanslanyla gurur duyuyo-
rum.
'Frankenstein', 'Dracula', 'Inter-
view With The Vampire' gibi filmle-
rin yeniden moda olmasını neye
bağhyorsunuz?
Yüzyılın sonuna geldik. Karma-
karışık. yaşamımızı bugünkünden
daha sıradışı kılacak bir devnm içın
olasılıklarla dolu bır dünyada anlam
konusunda endişe duyuyoruz. Ne-
redeyiz biz? Ne yapıyoruz? Artık
sözcüklere yer yok. Bugün önemli
konulara, evrenin durumu yüzün-
den umarsızlığa kapılan karakterle-
re ilişkin filmlere insanlar burun kı-
vınyorlar.
Geri dönüp bu öykülere bakacak
olursanız, yaşam, ölüm ve doğum
hakkında aynı derin tartışmalan gö-
rürsünüz. Frankenstein türü öykü-
lerde ise, doğaüstü bağlamda, des-
tansı olaylan içeren çok fazla söz
var. Bunları ifade ederken ken-
dimizi güvende hissediyoruz. Çün-
kü kimsenin bıze gülmeyeceğini
biliyoruz.
Doğa ve çocuk
• Kültür Servisi - DEMYON
Şırketler Grubu, Ahşap Ltd
tarafından insanlan "çocuk "'-
haklanna ve doğa katliamına"
duyarlı olmaya çağıran bir prestij
takvimi hazırladı. Çekimlerinde
tek bir ağaç kesilmeyen, tüm
dekorun mesajı doğru
iletebilmek için yapay
malzemelerden oluşturulduğu ve
tema olarak çocuk-doğa
birlikteliğinin vurgulandığı
takvımın sanat yönetmenliğini ve
resimlenni Mete Özgencil,
fotoğraf çekimlerini ise UTOPIA
gerçekleştırdi. Grafik tasanm
Savaş Çekiç'e ait. Özel
koleksiyon olarak hazırlanan ve
bin adet basılan 1995 takviminde
"Çocuklanmızı plastik bir
doğaya mahkûm etmeyelim"
mesajını vermeyi amaçlayan
şirket yetkilileri, bu takvimle
birlikte bir şirket geleneğinin
başlatıldığını ve her yıl
toplumsal ve çevre ile ilgili bir
mesaj içeren özel Demyön
takviminın hazırlanacağını
belirttı.
Adıyaman Müzesi
açılamıyor
• Kültür Servisi - Onanm ve
tadilat yapılmak üzere dört yıl
önce kapatılan Adıyaman
Müzesi, ödenek yokluğu
yüzünden yeniden açılamıyor.
Her yıl, "Dünyanın 8. Harikası
Nemrud"un varlığına da bağlı
olarak on binlerce yerlı ve
yabancı turist tarafından zıyaret
edilen Arkeoloji Müzesi. dört
yıldır kapalı tutuluyor. Müzede
çoğunluğu bölgedeki kazılardan
elde edilen 12 bin 500 değerli
yapıt bulunuyor.
'Yengeç Sepetr
yeniden gösterimde
• İSTANBUL (AA) - Yavvız
Özkan'ın Antalya Altın Portakal
Film Festivali'nde 7 dalda 8 ödül
kazanan filmi "Yengeç Sepeti",
lstanbul'da yeniden gösterime
ginyor. lstanbul"daki 6 sinema
salonunda 4 haftada 41 bin
kişinin izledıği ve geçen hafta
Anadolu dağıtımına başlanan
"Yengeç Sepeti", yoğun ıstek
üzerine bır hafta aradan sonra
bugünden ıtibaren Beyoğlu
Alkazar Sıneması'nda gösterime
girecek. Görüntü yönetmenliğini
Ertunç Şenkay'ın yaptığı filmde,
Sadn Alışık, Macıde Tanır,
Mehmet Aslantuğ, Ege Aydan,
Derya Alabora, Şahika Tekand,
Oktay Kaynarca, Sedef Ecer ve 0
Berna Tunalı rol alıyor. J
Prof. Dr. Pars
Tuğlacı'nın yeni
• Kültür Servisi - Ingiltere
Kraliçesı 11. Elizabeth"den,
majestelerine takdim ettiği
lngılizce bir yapıtından dolayı
teşekkür mektubu alan tarih
araştırmacısı Pars Tuğlacı, ABD
Dünya Başan Enstıtüsü'nün
resmi temsılciliğine, ABD
Uluslararası Bıografi
Derneğı'nın ömür boyu
üyeliğine, tngiltere'nin Dünya
Edebıyat Akademisf nin ömür
boyu üyeliğine. lngiltere'de
kurulan Uluslararası Dostluk
Derneği'nin kurucu üyeliğine
atandı. Bununla Birlikte
ABD'deki Amerikan Biografi
Enstıtüsü'nce 1994 yılın adamı
seçilerek "Altın Toplumsal
Hizmet ve Mesleki Başan
Madalyası" ile ödüllendirildi.
Buna ek olarak Tuğlacı'ya
Cambridge Uluslararası Biografi
Merkezı'nce Uluslararası
Mezıyet Nişanı verildi.
Tiirkiye Yardım
Sevenlep
Derneği'nin konseri
• ANK,4RA (AA) - Türkıye
Yardım Sevenler Derneği,
geleneksel yıl sonu konserini
bugün düzenliyor. Türkiye
Yardım Sevenler Derneği'nden
yapılan açıklamaya göre, Ankara
Devlet Resım ve Heykel Müzesi
Konser Salonu'nda düzenlenecek
konserde. şef Özer Altın
yönetimindeki Kültür Bakanhğı
Devlet Klasik Türk Müziği
Korosu, müzikseverlerle birlikte
olacak. Konsere Türk sanat
müziği sanatçısı Samıme Sanay
da solist olarak katılacak.
Konserin geliri, fakır ve çahşkan
üniversite öğrencilerinin
ihtiyaçlannın karşılanmasmda
kullanılacak
AşıkVeyseMOO
yaşında'
• Kültür Servisi - PEN Yazarlar
Derneği, ünlü halk ozanı Aşık
Veysel'in 100. doğum yılını
kutlamak üzere tstanbul Küçük
Sahne'de bır anma toplantısı
düzenleyecek. Salı günü saat
19.00'da başlayacak olan
toplantıda Aşık Veysel'le ilgili
konuşmalar yapılacak, anılar
anlatılacak. halk müziğt ve pop
müzık sanatçılan tarafından
dınletiler sunulacak. Aynca, Aşık
Veysel'in şiirleri kendi sesinden
ve günümüz ozanlan tarafından
sunulacak. Kültür Bakanı
Timurçin Savaş'ın da katılacağı
anma toplantısı ücretsız