05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23ARALJK1994CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER KtT'lerden çıkanlacak işçilere, 3-8 ay süresince ayda en az 2 milyon 759 bin 429 lira ödenecek Işçiye semboHksus payıİş kaybı tazminatının aylık hesabı ve kesintiler loplamı PrtmveM.R» SSKprtni (Yüzde 14) Tas.T«fFonu Kas. (Yûzde2IW8*Tti.) VetgifliuaRyee KeântServevergi fnuafiyetı toptamı Vergi maüalıi VefgffCûzde25) Pul pam veya Damgavwg. (YÜ7deO4.8) Kessnöeftoptenı f 4.173,750 TL 584.3» TL 83,475 TL 600.000 TL 1.267.800 TL 2.905.950 TL 726.487 TL 20.034 TL 1.414521 TL 2.759.429 TL VERÎLER ÇELÎŞtYOR Komisyonun soyledığını bakanlık yalanlıyor GÜNEŞGÜRSON ANKARA-örgütlenme, toplusözleşme ve grev haklannı fıili güçle kullanan kamu çalışanlannın karşısına, önce anayasa engelini çıkaran hûkûmet, son olarak "Amerika'da toplusözleşme hakkuun kullanılmadığmı'" ileri sürdü. Anayasa Komisyo- nu raporunda yer alan "Başta ABD olmak üzere, bazı devletlerin toplusörieşme imzalanuı hakkmı memuriara tanımadığT ıddıasının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileriyle çeliştiği be- lirlendı. Bakanlık venlennde, ABD'de "Federal düzeyde toptu pazarhk hakkı oJduğu" ortaya kon- du. Bütçe görüşmelennin ardından Adalet Komis- yonu'nun gündeminde ele alınacak olan, memur sendikalan yasa tasansıyla ilgili Anayasa Komis- yonu raporunda, DYP milletvekillerinin, "sadece haklann suurb kuDaıuldığı'' ülkeleri örnek göster- mesi dikkat çekti. Anayasa Komisyonu sözcüsü ve DYP tstanbul Milletvekilı Coskun Kırca, raporda, Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korun- masına ve tstihdam Koşullannın Belırlenmesi Yöntemlerine Ilişkin 151 sayılı Uluslararası Çalış- ma Örgütü (ILO) Sözleşmesi'nin, Türkiye'ye ka- mu çalışanlanna örgütlenme hakkı verilmesi yü- kümlülüğü getirmediğıni savundu. Kırca, "151 s«yın Çahşma Söztesmesi de me- mur ve sair kamu göroifle- ri için böyk bir yüküm (top- lusözlesme akdetme hakkı) getirmemektedir. Ba flkeye dayanarak, başta ABD ol- mak üzere, bazı devletJer bu hakkı memurlara ve sair ka- mu göreviüerine tanmanus- lanhr. Tasan, bu noktadan da anayasaya aykındır'' de- di. Kırca'nın iddiasının aksi- ne, Çahşma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı'nın "sen- dikalaşma, topiu görüşme- pazartık ve grev haklanna" ilişkin 19 ülkenin uygula- malan konusunda yaptığı incelemede, 19 ülkeden Avusturya ve Isviçre'nin dışında, bu hakkın sınır- lı-sınırsız olarak kullanıldığı belirlendi. Bakanlık kayıtlanna göre, ABD'de sendikalaşma hakkı "sı- mrsaoiarak" kullanılıyor ve "özd yasa>1a" düzen- leniyor. Federal düzeyde toplu pazarlık hakkının bulunduğu Amerika'da, "pazarhk kapsamına ab- nan sorunlar" sınırlama kapsamında. Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Fin- landiya, Fransa, Hollanda, Ingiltere, Ispanya, Is- veç, Isviçre, lrianda, Italya, Kanada, G.Kıbns, Lük- semburg, Norveç, Yunanistan ve Amerika'yı kap- sayan incelemeye göre, toplu pazarlık hakkı, 8 ül- kede bu hak sınırh olarak, 9 ülkede ise sınırsız ola- rak kullanılıyor Bir ülkenin sınırsız olarak kullan- dığı sendikalaşma hakkını, 7 ülke sınırh olarak uy- guluyor. Almanya, Hollanda ve tsviçre'de kamu ça- lışanlannm grev hakkı yok, ancak uyuşmazlıklar- da hakem ve uzlaştırma mekanizmalan işletiliyor. Sendikalaşma hakkı, Almanya, Avusturya, Da- nimarka, Finlandiya, Ingiltere, Ispanya, Isveç, Ka- nada, Lüksemburg, Norveç, Yunanistan ve ABD'de sınırsız olarakkullanılıyor, bu hakkın kul- lanımı, bazı ülkelerde genel, bazılannda da özel ya- salarla düzenleniyor. Avusturya ve Îsviçre dışında- ki diğer 17 ülkede kamu çalışanlan toplu pazarlık hakkını kullanabiliyor. 1995, zor yıl olacak lışma ve Sosyal Güvenlik Bakam'nın 19 ülkeyi kapsayan araştırmasın da, Anayasa Komisyonu raponmun aksine ABD'de toplu pazarlık nakkıyer ahyor. Hükümet, sefaleti dağıtaeak su) -Turk-lş, kamu sektöründe çalışan 146 bin 881 işçi adma hükümetle pazarlık etmek için kollan sıvarketı, hükümet de toplu- sözleşmelerde izle- yeceği tavn belirle- di. 1995 'te "ezflmeyi adü dağrtma" ilkesini y#aşa- ma geçirmeyi planlayan hükümetin, işyerinin'ma- li durumunu dikkate alan ve kademeli ücret artış- lannı içeren, 5 seçenekli bir öneri paketi hazırla- dığı ögrenildi. Devlet Bakanı BeJdrSami Daçe. "Dengeferi adS noktaya getirmeihtiyaaıu görenbir toplusözfeşme süreci yaşanacaknr" dedi. Kamuda sözleşme ye- nileyecek olan Türk-tş'e bağh sendikalar, pazar- lık masasındaki stratejilerini oluşturmak üzere, bugün Türk-Iş Genel Merkezi'nde toplanacak. Türk-lş Kamu Koordinasyon Kurulu'nda yer alan sendikacılar, 730 kamu işyerinde çalışan 146 bin 881 işçinin sözleşmesinin hangı koşullarda ba- ğıttanacağını belirleyeceker. Özel sektötde ise, 617 işyerinde 28 bin 760 işçi adına sözleşme im- zalanacak. Hükümetin, sözleşmelere ilişkin poli- tikasını oluştururken, "Her kunıhışuıı kendi ko- şulunu dikkate abna/Genel şabion uygulaması ve seyyanen ücretbettrtemesinin sözkonusu obnama- st/GeçmtşenfljHyoıuaMkkstiartışofanaınası" ıl- kelerinden hareket edeceği belirlendi. Hfm DIİı 7.315.020 TL 1.024.102 TL 146.300 TL 600.000 TL 1.770.402 TL 5544.618 TL 1.386.154 TL 35.112 TL 2.591.668 TL 4.723.352 TL. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Özelleştirilecek KİT'lerden çıkanlacak işçilere, 3-8 ay süresince. ayda en az 2 milyon 759 bin 429, en çok 4 milyon 723 bin 352 lira ödenecek. Işten çıkanlacak işçilerin alacaklan toplam iş kaybı tazminatı da, en az 8 miİyon 278 bin 287, en çok 37 milyon 786 bin 816 lira olacak. Özelleştirme Yasası, özelleştirilecek olan işletmelerden çıkanlacak işçilere, kıdem tazminatı ve dığer haklann yanı sıra 'iş kaybı tazminatı' ödenmesini öngörüyor. SSK'de prim ödemeye esas ücretleri •îşten çıkanlacak işçilerin alacaklan toplam iş kaybı tazminatı en az 8 milyon 278 bin 287, en çok 37 milyon 786 bin 816 lira olacak. göz önüne alınarak hesaplanacak iş kaybı tazminatı, sigortalılığı 550 günden beri devam edene 3 ay, 2 bin 200 günden beri devam edene de 8 ay süreyle ödenecek. Şu anda uygulanmakta olan memur katsayısına göre yapılan hesaplamalar uyannca, özelleşme sonucu işinden olacak işçinin eline, SSK primi, vergi gibi kesintiler yapıldıktan sonra, ayda en az 2 milyon 759 bin 429 lira, en çok da 4 milyon 723 bin 352 lira geçecek. Kendisine 3 ay süreyle iş kaybı tazminatı ödenecek olan işçilerin toplam alacaklan en az 8 milyon 278 bin 287 lira, en çok 14 milyon 170 bin 56 lira dûzeyinde olacak. 8 aylık süreye giren işten çıkanlacak işçilerin toplam iş kaybı tazminatı da, en az 22 milyon 75 bin 432, en çok 37 bin 786 bin 816 liraya ulaşacak. Buğulu sesin usta yorumcusu, gençlerle coştu Ne masal nerüya, işteNilüfer tstanbul Haber Servisi - Uzun yıllardan beri, buğulu sesiyle yorumladığı romantik parçalarla, Türk pop müziğine imzasını atan Nilüfer, önceki gece Abdi tpekçi Spor Salonu'nda verdiği konserde hay ranlarıyla yeniden buluştu. Nilüfer, Coca Cola ile Ahmet San'ın organizasyonuyla gerçekleştirilen konserinde, eski ve yenilerden oluşan. toplam 24 parçasını seslendirdi. Konserine, "Göreceksin" adlı "hit" parçasıyla başlayan Nilüfer, duygulannı ise "Uzun bir aradan sonra sizlerle yine birlikteyim. Bu konser benim için çok önemli ve anlamlı" sözleriyle ifade etti. Piyasaya çıkan her yeni kasetinde "imaj yenilemeyi" tercih eden Nilüfer, son olarak piyasa sürülen "Ne masal ne rüya" adını taşıyan kasetinde ise hem "yolun yansını geçmiş" hayranlanndan kopmamaya, hem de genç kuşak pop müzikseverierin duygulannı yakalaraaya çalışıyor. Sanatçl, çağdaş dans gösterileriyle süslenen konserinde hayranlanna, "Ne masal, ne rüya, işte gerçek Nilüfer" dedirtti. (Fotoğraflar: AHMET Ş1K) Yetki anlaşmazlığı siirüyor ZU DU1 tstanbul Haber S ? ^ T °P' U '« sözleşmesi görüş- meleri önümüzdeki günlerde başlaya- ca k °'an yaklaşık yirmi bin fınn işçi- - .g sini de kapsayan gı- V l t l l U 1 1 1 V . I U . lü ve üç büyük işçi konfederasyonuna bağh Tek Gıda-tş, Gıda-lş ve Öz Gıda-lş sendika- lan arasında bir süre önce ortaya çıkan yetki an- laşmazlığı belirsizliğini koruyor. DlSK'e bağlı Gıda îş Sendikası ile Türk-lş'e bağh Tek-Gıda tş Sendikası'nın, aynı işkolunda örgütlü Hak-lş Konfederasyonu'na bağlı Öz Gıda- lş Sendikası'nın Çahşma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanlığı'ndan aldığı yetki tespit belgelerine itiraz- lan ile başlayan anlaşmazhk sürüyor. Itirazlar üze- rine toplusözleşme görüşmelerine ilişkin prosedü- rün tıkandığını belirten Özgıda-lş Sendikası Mar- mara Bölge Başkanı Halil Akcay, yaptığı yazılı açıklamada, yetki belgelerine yapılan itirazlann işçilere değil ekmek ışverenlerine yarar sağladığı- nı öne sürdü. öte yandan Hak-lş'e bağlı Hizmet-lş Sendika- sı yetkililerince, çift seri nolu sahte makbuz bas- tırdığı suçlamasıyla yargılandığı davadan beraat eden Tüm Belediye ve Konut lşçileri Sendikası (EMEK-İŞ) Genel Başkanı MuzafTer Ünlü. Hiz- met-lş Sendikası yetkililen hakkında 500 milyon lira tutannda tazminat davası açacagını bildırdı. DYP ve SHP'nin oylarıyla Anamuhalefetin memura zam önerisine ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Ge- nel Kurulu'nda bütçe yasa tasansı görüşülürken ANAP'lılann verdiği memur maaşlanna yılın ilk altı ayında yüzde 40 oranında zam yapılmasına ilişkin değişiklik önergesi, DYP ve SHP milletve- killerinin oylanyla reddedildi. ANAP'lılar bunun üzerine "Memur düşmanlan" diye bağırarak Ge- nel Kurul salonunu terk ettiler. Genel Kurul'da bütçe yasa tasansının 1995 yıh- nın ilk altı ayında memur maaş artışına ilişkin maddesi görüşülürken ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık ile arkadaşlan bütcenin bazı kalemle- nnden yüzde 5.5 kesinti yapılarak memurlara 1995 yıh içinde yüzde 40 oranında zam yapılması- na ilişkin bir degişiklik önergesi verdiler. Görüş- meler sırasında ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık "Şu anda memur maaşlannın reel değeri, as- keri dönemdeki maaşların altuıa düştü. Başbakan Çiller çauşan kesûne umut dağıtma\a de>am edi- yor, 'Tünelin ucunda ışık göründü' diyor. O tüne- İin ucundaki ışık üzerinîze geien trenin fariandır" dedi. Hükümet istifa RP Sakarya Milletvekıli Cevat Ayhan da hükü- meti istifaya çağırdı. Ayhan. "Bu hükümet istifa etmezse miilet istifa ettirecek. İstifa etmezseniz 199yte gideceksiniz" dedi. DYP grubu adına söz alan Aksaray Milletvekıli Halil Demir de ANAP hükümetleri döneminde artan dış borç ve yanlış politikalar nedeniyle sıkmtı içinde kalındığını sa- vundu. Hükümet de önergenin gider arttına oldu- ğundan anayasaya aykın olduğunu bildirdi. Muhalefet partilerinin desteklediğf önerge, DYP ve Genel Kurul'a katılan çok az sayıdaki SHP mil- letvekilinin oylanyla reddedildi. önergenin reddedilmesi üzerine ANAP Grup Başkanvekili Eyüp Aşık "Bundan sonra parlamen- to calışıtıalanna ortak olmuyoruz. terk ediyonu" dedi ve ANAP mılletvekillen. "Memur düşmanla- n" diye bağırarak Genel Kurul salonunu terk etti. SHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Gazakı ise hükümetin memur eylemleri nedeniyle başlattıği soruştur- maya tepİci gösterdi. Dace. Kanunlar yok sayıldı Eyleme soruşturma ANKAR.4 (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe, 20 aralık pazartesi gü- nü yapılan memur eylemlerinde "yasadışıuk" be- lirlenmesi durumunda soruşturma açılması ge- rektiğini vurgulayarak, "Bir hukuk devletinde, bir kanun devletinde, kanunlan yok say^rak, o du- varlan aşarak hak ararsak, bu devlet hayatı ol- maz, aşiret hayatı olur" dedi. Genel hoşgörülü bir bakışın hakim olacağı yo- lundaki beklentileri olumlu karşılayan Daçe, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, eylemin "ses- siz, sakin ve fazla tahripkâr" olmaması nedeniy- le soruşturmalann büyütülmemesi düşüncesinde olunduğunu bildirdi. Bu hoşgörünün bir alışkanlığa neden olmama- sı gerektiğine dikkat çeken Daçe, 20 aralık pa- zartesi günü yapılan kamu çalışanlannın eylemi- nin "Türkiye'deki 60 milyon insanın hakkı olan huzuru, htzmeti ya da ihtiyaa yok sayar mryız?" düşüncesiyle yapıldığını belirterek. "Kanunlar yok sayriarak yapılan hak arayışmı kabul etmek mümkün degiPdedi. ANMA HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Denetçiyi Kim Deneöeyecek?! Bir Latin özdeyişidir "Denetçiyi kim denetleyecek?!" Iki anlam içerir... önce bir kısır döngüyü... Sonra da her şeyi denetçilerden beklemenin anlamsızlığını. Demokratik yönetimlerde, birbirine koşut iki ayrı dene- tim süreci vardır. Bazılan denetimi "yasalann gereği" olarak yapar... De- netim onlann "yasal" görevidir. Bazılan ise denetimi "yurttaşlığın gereği" olarak yapar. Onlar, yasalann gereğini yerine getirmek durumunda olan- lan denetlerier... Bunu yaparken de basın arkalarındadır. Yanlanndadır. Hatta bazen de önlerindedir. Eğer yurttaşlığın gereğini yerine getirenler, bunu örgüt- lü bir biçimde yapıyorlarsa; "sivil toplum" doğmuş olur. Yurttaşın denetimi olmadan da ne hukuk devleti işler ne de demokrasi! • • • Atatürk'e -ağza alınmayacak- küfürler... Cumhuı-başka- nı Sayın Demirei'e "Ebter Salamon"... Başbakan Sayın Çiller'e "Şeytanın Dölü... sidi.li"... Türkiye Cumhuriyeti'ne "Açıkhava Kerhanesi"... Kemalistlere "Selanik piçi, ay- yaşlarsürüsü"...AAev\\ere "Hain"... Demokratik kitle örgüt- lerine "Pislikyuvası"... Dernek başkanı kadınlara "Vesika- sızfahişeler..." Bir baskı yönetiminde, bu tür yazılar basılıp dağıtılabiiir mi? Hayır! Demokratik bir yönetimde, bu türyayınlaryapılabilir mi? Yapılsa da cezasız kalabilir mi? Hayır! Peki Türkiye'de -acaba- ne tür bir yönetim var? Soruyu başkaları da soruyorlar: "Tüm saldınlara, hakaretlere, hükümetin veyargı organ- lannın hiçbir tepki göstermeyerek sessiz kalışını, demok- ratik kitle örgütleh olarak büyük birhayret ve dehşetle kar- şılıyor ve bu durumu şiddetle kınıyonız. Basım yerteri, ya- yıncılan, adresleri açıkça belirtildiği ve en çağdaş gaze- teleri dağıtan kuruluştarca dağıtımı yapıldığı halde, bu şid- det ve teröryanlısı yayınlann, basın savcılanmız tarafın- dan gözardı edilmesini anlamamız olanaksızdır. Kendile- rinden farklı düşünce ve inançta olanlan yakarak öldür- mek ya da 'kıvnla kıvnla gebertmek 1 isteyenlerin, karşıla- nnda banş içinde yaşamak ısteyen sağduyulu halkımızı bulacaklanna eminiz." Ve 35 önemli demokratik kitle örgütünün ortak bildirisi şöyle noktalanıyor: "Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmayı ve yurtsever insanlan teröristlere hedef göstererek anarşiye yol açmayı amaç- layan bu türyayınlara karşı, cumhuriyet savcılannın, dev- let yetkililerinin bir an önce harekete geçmelerini ve ge- reken yasal önlemlen almalannı istiyoruz." Tarih 3 Aralık 1994. • • • Benzer tepkileri -çaresiz kalarak- doğrudan Cumhur- başkanı'na yöneltenler de var: "Ozellikle 10 Nisan 1994 günü ülke çapında bir 'Şeriat darbesi denemesi' yapılması ve ardından RP Genel Baş- kanı'nın 'Adil Düzen'e kanlı ya da tatlı geçileceği'aç/Wa- ması üzerine, bu ülkenin sıradan bir vatandaşı kimliğime dayanarak bana da bir görev düştüğü kanısı ile çalışma- ya başladım. Beş ay süresince derlediğim belgeleri, ha- beheri ve yorumlan 'Erbakancılık ve Erbakan' adıyla bir kitap halinde yayımlamanın yanında, yasal işlem yapılma- sı için 26£kim 1394 tarihli dilekçeme kitabımı da ekleye- rek Cumhuriyet Başsavcılığı 'na göndehp suç duyurusun- da bulundum." Cumhurbaşkanı'na yollanan mektubun altında Turhan Dilligil'in ımzası var. Dilekçesine hiçbir yanıt almayan Sayın Dilligil, kendisi- ni ve siyasal çizgisini yıllardır savunduğu Sayın Demirei'e, ilgili anayasa ve yasa hükümlerini anımsatıyor. Sonra da soruyor: "Sözü edilen anayasa ve ötekiyasalaryürühükte midir? Yürürlükte ise yüz kızartıcı suç oluşturan iddialar neden kovuşturulmuyorya da kovuşturma neden beş-on yıl sü- rüncemede kalıyor? Ve en önemlisi, yetkililerin içinde bu- lunduklan gaflet ve dalalet halinin devlete ve millete ne büyük zarartar verdiğini Çankaya 'daki Devlet Başkanımız görüyorsa, anayasal haklannı gereken duyarlılıkla kullan- makta neden gecikiyor?" 1 Aralık 1994 tarihli mektuba da yanıt gelmeyince; Sa- yın Dilligil, mektubun bir kopyasını da bana yollamaktan başka çare görememiş. • • • Insanlarımız teker teker "yurttaş olarak", ya da bir ara- ya gelip "sivil toplum örgütlen" olarak.. denetleme göre- vini yerine getiriyortarsa; bu olumludur! Ama bir "gizli e/"in her geçen gün köşelerine daha çok "numaracı cumhuriyetçi" yerteştirdiği basın.. tüm bu ça- balara sırt çevirebiliyorsa; bu çok olumsuzdur! Ne 35 kitle örgütü ne de Sayın Dilligil, yargıdan bir yanıt alabiliyorsa... "Son çare" olarak başvurulan Cumhurbaş- kanı bile -haftalardır- sessiz kalabiliyorsa; bu olumsuzdur! Bazı valiler, kaymakamlar, savcılar, emniyet müdürleri ni- çin görevlerini yapmıyorlar? Çünkü kafalannın içinde "sank" taşıyorlar! Devleti yönetenler niçin görevlerini yapmıyorlar? Çünkü diğerterini o görevtere getirmiş olanlar bizzat ken- dileri! Peki -Cumhuriyet'i ve "büyük" basında çırpınışlar için- deki birkaç köşe yazannı dışarda tutarsanız- basın niçin görevini yapmıyor? Bu cumhuriyet yıkılırsa, "adil düzen "in değil de "2. Cum- huriyet"\n geleceğine inanıyor da ondan herhalde!.. M. SELAHATTIN TARAN 1918 - 1986 Vefatının sekizinci yılında rahmetle anıyoruz. AİLESİ - ÖGRENCİLERİ - ARKADAŞLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle