Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23ARALJK1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
KtT'lerden çıkanlacak işçilere, 3-8 ay süresince ayda en az 2 milyon 759 bin 429 lira ödenecek
Işçiye semboHksus payıİş kaybı tazminatının aylık hesabı ve kesintiler loplamı
PrtmveM.R»
SSKprtni (Yüzde 14)
Tas.T«fFonu Kas.
(Yûzde2IW8*Tti.)
VetgifliuaRyee
KeântServevergi
fnuafiyetı toptamı
Vergi maüalıi
VefgffCûzde25)
Pul pam veya Damgavwg.
(YÜ7deO4.8)
Kessnöeftoptenı
f
4.173,750 TL
584.3» TL
83,475 TL
600.000 TL
1.267.800 TL
2.905.950 TL
726.487 TL
20.034 TL
1.414521 TL
2.759.429 TL
VERÎLER ÇELÎŞtYOR
Komisyonun
soyledığını
bakanlık
yalanlıyor
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA-örgütlenme, toplusözleşme ve grev
haklannı fıili güçle kullanan kamu çalışanlannın
karşısına, önce anayasa engelini çıkaran hûkûmet,
son olarak "Amerika'da toplusözleşme hakkuun
kullanılmadığmı'" ileri sürdü. Anayasa Komisyo-
nu raporunda yer alan "Başta ABD olmak üzere,
bazı devletlerin toplusörieşme imzalanuı hakkmı
memuriara tanımadığT ıddıasının, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı verileriyle çeliştiği be-
lirlendı. Bakanlık venlennde, ABD'de "Federal
düzeyde toptu pazarhk hakkı oJduğu" ortaya kon-
du.
Bütçe görüşmelennin ardından Adalet Komis-
yonu'nun gündeminde ele alınacak olan, memur
sendikalan yasa tasansıyla ilgili Anayasa Komis-
yonu raporunda, DYP milletvekillerinin, "sadece
haklann suurb kuDaıuldığı'' ülkeleri örnek göster-
mesi dikkat çekti. Anayasa Komisyonu sözcüsü ve
DYP tstanbul Milletvekilı Coskun Kırca, raporda,
Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korun-
masına ve tstihdam Koşullannın Belırlenmesi
Yöntemlerine Ilişkin 151 sayılı Uluslararası Çalış-
ma Örgütü (ILO) Sözleşmesi'nin, Türkiye'ye ka-
mu çalışanlanna örgütlenme hakkı verilmesi yü-
kümlülüğü getirmediğıni
savundu. Kırca, "151 s«yın
Çahşma Söztesmesi de me-
mur ve sair kamu göroifle-
ri için böyk bir yüküm (top-
lusözlesme akdetme hakkı)
getirmemektedir. Ba flkeye
dayanarak, başta ABD ol-
mak üzere, bazı devletJer bu
hakkı memurlara ve sair ka-
mu göreviüerine tanmanus-
lanhr. Tasan, bu noktadan
da anayasaya aykındır'' de-
di.
Kırca'nın iddiasının aksi-
ne, Çahşma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı'nın "sen-
dikalaşma, topiu görüşme-
pazartık ve grev haklanna"
ilişkin 19 ülkenin uygula-
malan konusunda yaptığı
incelemede, 19 ülkeden
Avusturya ve Isviçre'nin dışında, bu hakkın sınır-
lı-sınırsız olarak kullanıldığı belirlendi. Bakanlık
kayıtlanna göre, ABD'de sendikalaşma hakkı "sı-
mrsaoiarak" kullanılıyor ve "özd yasa>1a" düzen-
leniyor. Federal düzeyde toplu pazarlık hakkının
bulunduğu Amerika'da, "pazarhk kapsamına ab-
nan sorunlar" sınırlama kapsamında.
Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Fin-
landiya, Fransa, Hollanda, Ingiltere, Ispanya, Is-
veç, Isviçre, lrianda, Italya, Kanada, G.Kıbns, Lük-
semburg, Norveç, Yunanistan ve Amerika'yı kap-
sayan incelemeye göre, toplu pazarlık hakkı, 8 ül-
kede bu hak sınırh olarak, 9 ülkede ise sınırsız ola-
rak kullanılıyor Bir ülkenin sınırsız olarak kullan-
dığı sendikalaşma hakkını, 7 ülke sınırh olarak uy-
guluyor. Almanya, Hollanda ve tsviçre'de kamu ça-
lışanlannm grev hakkı yok, ancak uyuşmazlıklar-
da hakem ve uzlaştırma mekanizmalan işletiliyor.
Sendikalaşma hakkı, Almanya, Avusturya, Da-
nimarka, Finlandiya, Ingiltere, Ispanya, Isveç, Ka-
nada, Lüksemburg, Norveç, Yunanistan ve
ABD'de sınırsız olarakkullanılıyor, bu hakkın kul-
lanımı, bazı ülkelerde genel, bazılannda da özel ya-
salarla düzenleniyor. Avusturya ve Îsviçre dışında-
ki diğer 17 ülkede kamu çalışanlan toplu pazarlık
hakkını kullanabiliyor.
1995, zor yıl olacak
lışma ve
Sosyal
Güvenlik
Bakam'nın
19 ülkeyi
kapsayan
araştırmasın
da, Anayasa
Komisyonu
raponmun
aksine
ABD'de
toplu
pazarlık
nakkıyer
ahyor.
Hükümet,
sefaleti
dağıtaeak
su) -Turk-lş, kamu
sektöründe çalışan
146 bin 881 işçi
adma hükümetle
pazarlık etmek için
kollan sıvarketı,
hükümet de toplu-
sözleşmelerde izle-
yeceği tavn belirle-
di. 1995 'te "ezflmeyi adü dağrtma" ilkesini y#aşa-
ma geçirmeyi planlayan hükümetin, işyerinin'ma-
li durumunu dikkate alan ve kademeli ücret artış-
lannı içeren, 5 seçenekli bir öneri paketi hazırla-
dığı ögrenildi.
Devlet Bakanı BeJdrSami Daçe. "Dengeferi adS
noktaya getirmeihtiyaaıu görenbir toplusözfeşme
süreci yaşanacaknr" dedi. Kamuda sözleşme ye-
nileyecek olan Türk-tş'e bağh sendikalar, pazar-
lık masasındaki stratejilerini oluşturmak üzere,
bugün Türk-Iş Genel Merkezi'nde toplanacak.
Türk-lş Kamu Koordinasyon Kurulu'nda yer
alan sendikacılar, 730 kamu işyerinde çalışan 146
bin 881 işçinin sözleşmesinin hangı koşullarda ba-
ğıttanacağını belirleyeceker. Özel sektötde ise,
617 işyerinde 28 bin 760 işçi adına sözleşme im-
zalanacak. Hükümetin, sözleşmelere ilişkin poli-
tikasını oluştururken, "Her kunıhışuıı kendi ko-
şulunu dikkate abna/Genel şabion uygulaması ve
seyyanen ücretbettrtemesinin sözkonusu obnama-
st/GeçmtşenfljHyoıuaMkkstiartışofanaınası" ıl-
kelerinden hareket edeceği belirlendi.
Hfm DIİı
7.315.020 TL
1.024.102 TL
146.300 TL
600.000 TL
1.770.402 TL
5544.618 TL
1.386.154 TL
35.112 TL
2.591.668 TL
4.723.352 TL.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Özelleştirilecek KİT'lerden çıkanlacak
işçilere, 3-8 ay süresince. ayda en az 2
milyon 759 bin 429, en çok 4 milyon
723 bin 352 lira ödenecek. Işten
çıkanlacak işçilerin alacaklan toplam
iş kaybı tazminatı da, en az 8 miİyon
278 bin 287, en çok 37 milyon 786 bin
816 lira olacak.
Özelleştirme Yasası,
özelleştirilecek olan işletmelerden
çıkanlacak işçilere, kıdem tazminatı ve
dığer haklann yanı sıra 'iş kaybı
tazminatı' ödenmesini
öngörüyor.
SSK'de prim ödemeye esas ücretleri
•îşten çıkanlacak işçilerin
alacaklan toplam iş kaybı
tazminatı en az 8 milyon
278 bin 287, en çok 37
milyon 786 bin 816 lira
olacak.
göz önüne alınarak hesaplanacak iş
kaybı tazminatı, sigortalılığı 550
günden beri devam edene 3 ay, 2 bin
200 günden beri devam edene de 8 ay
süreyle ödenecek.
Şu anda uygulanmakta olan memur
katsayısına göre yapılan hesaplamalar
uyannca, özelleşme
sonucu işinden olacak işçinin eline,
SSK primi, vergi gibi kesintiler
yapıldıktan sonra, ayda en az 2 milyon
759 bin 429 lira, en çok da 4 milyon
723 bin 352 lira geçecek.
Kendisine 3 ay süreyle iş kaybı
tazminatı ödenecek olan işçilerin
toplam alacaklan en az
8 milyon 278 bin 287 lira, en çok 14
milyon 170 bin 56 lira
dûzeyinde olacak.
8 aylık süreye giren işten çıkanlacak
işçilerin toplam iş kaybı tazminatı da,
en az 22 milyon 75 bin 432, en çok 37
bin 786 bin 816 liraya ulaşacak.
Buğulu sesin usta
yorumcusu,
gençlerle coştu
Ne masal
nerüya,
işteNilüfer
tstanbul Haber Servisi - Uzun
yıllardan beri, buğulu sesiyle
yorumladığı romantik
parçalarla, Türk pop müziğine
imzasını atan Nilüfer, önceki
gece Abdi tpekçi Spor
Salonu'nda verdiği konserde
hay ranlarıyla yeniden buluştu.
Nilüfer, Coca Cola ile Ahmet
San'ın organizasyonuyla
gerçekleştirilen konserinde, eski
ve yenilerden oluşan. toplam 24
parçasını seslendirdi. Konserine,
"Göreceksin" adlı "hit"
parçasıyla başlayan Nilüfer,
duygulannı ise "Uzun bir
aradan sonra sizlerle yine
birlikteyim. Bu konser benim
için çok önemli ve anlamlı"
sözleriyle ifade etti. Piyasaya
çıkan her yeni kasetinde "imaj
yenilemeyi" tercih eden Nilüfer,
son olarak piyasa sürülen "Ne
masal ne rüya" adını taşıyan
kasetinde ise hem "yolun yansını
geçmiş" hayranlanndan
kopmamaya, hem de genç kuşak
pop müzikseverierin duygulannı
yakalaraaya çalışıyor. Sanatçl,
çağdaş dans gösterileriyle
süslenen konserinde
hayranlanna, "Ne masal, ne
rüya, işte gerçek Nilüfer"
dedirtti.
(Fotoğraflar: AHMET Ş1K)
Yetki anlaşmazlığı siirüyor
ZU DU1
tstanbul Haber
S ? ^
T
°P'
U
'«
sözleşmesi görüş-
meleri önümüzdeki
günlerde başlaya-
ca
k °'an
yaklaşık
yirmi bin fınn işçi-
- .g sini de kapsayan gı-
V l t l l U 1 1 1 V . I U . lü ve üç büyük işçi
konfederasyonuna
bağh Tek Gıda-tş, Gıda-lş ve Öz Gıda-lş sendika-
lan arasında bir süre önce ortaya çıkan yetki an-
laşmazlığı belirsizliğini koruyor.
DlSK'e bağlı Gıda îş Sendikası ile Türk-lş'e
bağh Tek-Gıda tş Sendikası'nın, aynı işkolunda
örgütlü Hak-lş Konfederasyonu'na bağlı Öz Gıda-
lş Sendikası'nın Çahşma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanlığı'ndan aldığı yetki tespit belgelerine itiraz-
lan ile başlayan anlaşmazhk sürüyor. Itirazlar üze-
rine toplusözleşme görüşmelerine ilişkin prosedü-
rün tıkandığını belirten Özgıda-lş Sendikası Mar-
mara Bölge Başkanı Halil Akcay, yaptığı yazılı
açıklamada, yetki belgelerine yapılan itirazlann
işçilere değil ekmek ışverenlerine yarar sağladığı-
nı öne sürdü.
öte yandan Hak-lş'e bağlı Hizmet-lş Sendika-
sı yetkililerince, çift seri nolu sahte makbuz bas-
tırdığı suçlamasıyla yargılandığı davadan beraat
eden Tüm Belediye ve Konut lşçileri Sendikası
(EMEK-İŞ) Genel Başkanı MuzafTer Ünlü. Hiz-
met-lş Sendikası yetkililen hakkında 500 milyon
lira tutannda tazminat davası açacagını bildırdı.
DYP ve SHP'nin oylarıyla
Anamuhalefetin
memura zam
önerisine ret
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Ge-
nel Kurulu'nda bütçe yasa tasansı görüşülürken
ANAP'lılann verdiği memur maaşlanna yılın ilk
altı ayında yüzde 40 oranında zam yapılmasına
ilişkin değişiklik önergesi, DYP ve SHP milletve-
killerinin oylanyla reddedildi. ANAP'lılar bunun
üzerine "Memur düşmanlan" diye bağırarak Ge-
nel Kurul salonunu terk ettiler.
Genel Kurul'da bütçe yasa tasansının 1995 yıh-
nın ilk altı ayında memur maaş artışına ilişkin
maddesi görüşülürken ANAP Grup Başkanvekili
Eyüp Aşık ile arkadaşlan bütcenin bazı kalemle-
nnden yüzde 5.5 kesinti yapılarak memurlara
1995 yıh içinde yüzde 40 oranında zam yapılması-
na ilişkin bir degişiklik önergesi verdiler. Görüş-
meler sırasında ANAP Grup Başkanvekili Eyüp
Aşık "Şu anda memur maaşlannın reel değeri, as-
keri dönemdeki maaşların altuıa düştü. Başbakan
Çiller çauşan kesûne umut dağıtma\a de>am edi-
yor, 'Tünelin ucunda ışık göründü' diyor. O tüne-
İin ucundaki ışık üzerinîze geien trenin fariandır"
dedi.
Hükümet istifa
RP Sakarya Milletvekıli Cevat Ayhan da hükü-
meti istifaya çağırdı. Ayhan. "Bu hükümet istifa
etmezse miilet istifa ettirecek. İstifa etmezseniz
199yte gideceksiniz" dedi. DYP grubu adına söz
alan Aksaray Milletvekıli Halil Demir de ANAP
hükümetleri döneminde artan dış borç ve yanlış
politikalar nedeniyle sıkmtı içinde kalındığını sa-
vundu. Hükümet de önergenin gider arttına oldu-
ğundan anayasaya aykın olduğunu bildirdi.
Muhalefet partilerinin desteklediğf önerge, DYP
ve Genel Kurul'a katılan çok az sayıdaki SHP mil-
letvekilinin oylanyla reddedildi.
önergenin reddedilmesi üzerine ANAP Grup
Başkanvekili Eyüp Aşık "Bundan sonra parlamen-
to calışıtıalanna ortak olmuyoruz. terk ediyonu"
dedi ve ANAP mılletvekillen. "Memur düşmanla-
n" diye bağırarak Genel Kurul salonunu terk etti.
SHP Genel Sekreter Yardımcısı ve Eğit-Der
Genel Başkanı Mustafa Gazakı ise hükümetin
memur eylemleri nedeniyle başlattıği soruştur-
maya tepİci gösterdi.
Dace. Kanunlar yok sayıldı
Eyleme
soruşturma
ANKAR.4 (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet
Bakanı Bekir Sami Daçe, 20 aralık pazartesi gü-
nü yapılan memur eylemlerinde "yasadışıuk" be-
lirlenmesi durumunda soruşturma açılması ge-
rektiğini vurgulayarak, "Bir hukuk devletinde,
bir kanun devletinde, kanunlan yok say^rak, o du-
varlan aşarak hak ararsak, bu devlet hayatı ol-
maz, aşiret hayatı olur" dedi.
Genel hoşgörülü bir bakışın hakim olacağı yo-
lundaki beklentileri olumlu karşılayan Daçe,
Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, eylemin "ses-
siz, sakin ve fazla tahripkâr" olmaması nedeniy-
le soruşturmalann büyütülmemesi düşüncesinde
olunduğunu bildirdi.
Bu hoşgörünün bir alışkanlığa neden olmama-
sı gerektiğine dikkat çeken Daçe, 20 aralık pa-
zartesi günü yapılan kamu çalışanlannın eylemi-
nin "Türkiye'deki 60 milyon insanın hakkı olan
huzuru, htzmeti ya da ihtiyaa yok sayar mryız?"
düşüncesiyle yapıldığını belirterek. "Kanunlar
yok sayriarak yapılan hak arayışmı kabul etmek
mümkün degiPdedi.
ANMA
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Denetçiyi Kim Deneöeyecek?!
Bir Latin özdeyişidir "Denetçiyi kim denetleyecek?!"
Iki anlam içerir... önce bir kısır döngüyü... Sonra da her
şeyi denetçilerden beklemenin anlamsızlığını.
Demokratik yönetimlerde, birbirine koşut iki ayrı dene-
tim süreci vardır.
Bazılan denetimi "yasalann gereği" olarak yapar... De-
netim onlann "yasal" görevidir.
Bazılan ise denetimi "yurttaşlığın gereği" olarak yapar.
Onlar, yasalann gereğini yerine getirmek durumunda olan-
lan denetlerier... Bunu yaparken de basın arkalarındadır.
Yanlanndadır. Hatta bazen de önlerindedir.
Eğer yurttaşlığın gereğini yerine getirenler, bunu örgüt-
lü bir biçimde yapıyorlarsa; "sivil toplum" doğmuş olur.
Yurttaşın denetimi olmadan da ne hukuk devleti işler ne
de demokrasi!
• • •
Atatürk'e -ağza alınmayacak- küfürler... Cumhuı-başka-
nı Sayın Demirei'e "Ebter Salamon"... Başbakan Sayın
Çiller'e "Şeytanın Dölü... sidi.li"... Türkiye Cumhuriyeti'ne
"Açıkhava Kerhanesi"... Kemalistlere "Selanik piçi, ay-
yaşlarsürüsü"...AAev\\ere "Hain"... Demokratik kitle örgüt-
lerine "Pislikyuvası"... Dernek başkanı kadınlara "Vesika-
sızfahişeler..."
Bir baskı yönetiminde, bu tür yazılar basılıp dağıtılabiiir
mi?
Hayır!
Demokratik bir yönetimde, bu türyayınlaryapılabilir mi?
Yapılsa da cezasız kalabilir mi?
Hayır!
Peki Türkiye'de -acaba- ne tür bir yönetim var?
Soruyu başkaları da soruyorlar:
"Tüm saldınlara, hakaretlere, hükümetin veyargı organ-
lannın hiçbir tepki göstermeyerek sessiz kalışını, demok-
ratik kitle örgütleh olarak büyük birhayret ve dehşetle kar-
şılıyor ve bu durumu şiddetle kınıyonız. Basım yerteri, ya-
yıncılan, adresleri açıkça belirtildiği ve en çağdaş gaze-
teleri dağıtan kuruluştarca dağıtımı yapıldığı halde, bu şid-
det ve teröryanlısı yayınlann, basın savcılanmız tarafın-
dan gözardı edilmesini anlamamız olanaksızdır. Kendile-
rinden farklı düşünce ve inançta olanlan yakarak öldür-
mek ya da 'kıvnla kıvnla gebertmek
1
isteyenlerin, karşıla-
nnda banş içinde yaşamak ısteyen sağduyulu halkımızı
bulacaklanna eminiz."
Ve 35 önemli demokratik kitle örgütünün ortak bildirisi
şöyle noktalanıyor:
"Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmayı ve yurtsever insanlan
teröristlere hedef göstererek anarşiye yol açmayı amaç-
layan bu türyayınlara karşı, cumhuriyet savcılannın, dev-
let yetkililerinin bir an önce harekete geçmelerini ve ge-
reken yasal önlemlen almalannı istiyoruz."
Tarih 3 Aralık 1994.
• • •
Benzer tepkileri -çaresiz kalarak- doğrudan Cumhur-
başkanı'na yöneltenler de var:
"Ozellikle 10 Nisan 1994 günü ülke çapında bir 'Şeriat
darbesi denemesi' yapılması ve ardından RP Genel Baş-
kanı'nın 'Adil Düzen'e kanlı ya da tatlı geçileceği'aç/Wa-
ması üzerine, bu ülkenin sıradan bir vatandaşı kimliğime
dayanarak bana da bir görev düştüğü kanısı ile çalışma-
ya başladım. Beş ay süresince derlediğim belgeleri, ha-
beheri ve yorumlan 'Erbakancılık ve Erbakan' adıyla bir
kitap halinde yayımlamanın yanında, yasal işlem yapılma-
sı için 26£kim 1394 tarihli dilekçeme kitabımı da ekleye-
rek Cumhuriyet Başsavcılığı 'na göndehp suç duyurusun-
da bulundum."
Cumhurbaşkanı'na yollanan mektubun altında Turhan
Dilligil'in ımzası var.
Dilekçesine hiçbir yanıt almayan Sayın Dilligil, kendisi-
ni ve siyasal çizgisini yıllardır savunduğu Sayın Demirei'e,
ilgili anayasa ve yasa hükümlerini anımsatıyor. Sonra da
soruyor:
"Sözü edilen anayasa ve ötekiyasalaryürühükte midir?
Yürürlükte ise yüz kızartıcı suç oluşturan iddialar neden
kovuşturulmuyorya da kovuşturma neden beş-on yıl sü-
rüncemede kalıyor? Ve en önemlisi, yetkililerin içinde bu-
lunduklan gaflet ve dalalet halinin devlete ve millete ne
büyük zarartar verdiğini Çankaya 'daki Devlet Başkanımız
görüyorsa, anayasal haklannı gereken duyarlılıkla kullan-
makta neden gecikiyor?"
1 Aralık 1994 tarihli mektuba da yanıt gelmeyince; Sa-
yın Dilligil, mektubun bir kopyasını da bana yollamaktan
başka çare görememiş.
• • •
Insanlarımız teker teker "yurttaş olarak", ya da bir ara-
ya gelip "sivil toplum örgütlen" olarak.. denetleme göre-
vini yerine getiriyortarsa; bu olumludur!
Ama bir "gizli e/"in her geçen gün köşelerine daha çok
"numaracı cumhuriyetçi" yerteştirdiği basın.. tüm bu ça-
balara sırt çevirebiliyorsa; bu çok olumsuzdur!
Ne 35 kitle örgütü ne de Sayın Dilligil, yargıdan bir yanıt
alabiliyorsa... "Son çare" olarak başvurulan Cumhurbaş-
kanı bile -haftalardır- sessiz kalabiliyorsa; bu olumsuzdur!
Bazı valiler, kaymakamlar, savcılar, emniyet müdürleri ni-
çin görevlerini yapmıyorlar?
Çünkü kafalannın içinde "sank" taşıyorlar!
Devleti yönetenler niçin görevlerini yapmıyorlar?
Çünkü diğerterini o görevtere getirmiş olanlar bizzat ken-
dileri!
Peki -Cumhuriyet'i ve "büyük" basında çırpınışlar için-
deki birkaç köşe yazannı dışarda tutarsanız- basın niçin
görevini yapmıyor?
Bu cumhuriyet yıkılırsa, "adil düzen "in değil de "2. Cum-
huriyet"\n geleceğine inanıyor da ondan herhalde!..
M. SELAHATTIN TARAN
1918 - 1986
Vefatının sekizinci yılında rahmetle anıyoruz.
AİLESİ - ÖGRENCİLERİ - ARKADAŞLARI