28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ARALJK 1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP'li Çay: Kuran kurslannda, 'yaşamlannı MustafaKemaldinsizliğiilesavaşıma adamak' için ant içiriliyor MîIKEğitimBakanlığıbötçegörüşmeterisırasuKİalVmaetvekillatbaşörtüsünü) kılmasuu isterken Meclis'in localan riirbanh bayanlarla doldu. (Fotoğraf: RIZA EZER) MecBs'te Hürban şov'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bosna-Hersek için toplanan yardım pa- nüannın akıbetini gündeme getiren SHP Errincan Milfctvekili Mustafa Kul'a saldırarak TBMM Genel Kuru- lu'nu birbirine katan RP milletvekille- ri, dün de "türban şovu" yaptılar. RP milletvekilleri, Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerin bütçelerinin görüşül- düğü Meclis Genel Kurulu'nda ortaöğ- retim ve üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasmı isterlerlcen TBMM'nin, izleyici locasımn da tür- banlı bayanlarca doldunılduğu dikkat çekti. RP milletvekilleri, Hemşirelik Yüksekokulu'nda türban yasağı olduğu gerekçesiyle Istanbul Ünıversitesi'nın bütçe oylamasını, "karar yeter sayısr ısteyerek engellemeye çalıştılar. Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin gö- rüşüldüğü TBMM, dün türbanlı bayan- lar ve çember sakallı RP'lilerin akınına • RP'liler, türbanla derse girilmesine izin verilmeyen Î.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu'nu protesto etmek için bütçe oylamasını engellemek istedi. Milli Eğitim Bakanı Ayaz, imam-hatip liseleri hakkında aynntıh bilgi vermekten kaçındı. CHP'li Fuat Çay ise Ayaz'a, şeriat andımn okunduğu Kuran kurslannın araştınhp araştırılmadığını sordu. uğradı. Kulislerde, türbanlı izleyicile- rin RP tarafindan getirildiği öne sürülür- ken bütçe üzerine söz alan RP milletve- kıllerinin de. "türban yasağı'' konusu- nu gündeme getınnelen dikkat çekti. Üniversitelerin bütçesinin oylarıması- na geçildiğinde RP'liler, türbanla derse girilmesine ızin verilmeyen lstanbul Universitesi Hemşirelik Yüksekoku- lu'nu protesto etmek için bütçe oylama- sını engellemeye çahştılar. Oylama sı- rasında karar yeter sayısı bulunamayın- ca oturumu yöneten TBMM Başkanve- kili Vefa Tanır birleşime 10 dakika ara verdı. Daha sonra yapılan oylamada DYP, SHP, CHP ve DSP milletvekilleri genel kurula katılarak toplantı yeter sa- yısının bulunmasını sağladılarve lstan- bul Universitesi bütçesi kabul edildi. Ayaz, aynnüh konuşmadı Bakanlığımn bütçesi üzerine söz alan Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz, ola- ğanüstü hal uygulaması kapsamındaki illerde görev yapan öğretmenlerin can güvenliğinı sağlamak için birdızi önlem almaya hazırlandıklannı söyledi. Ayaz, bu önlemlerin neler olduğu konusuna açıklık getirmedi. Ayaz, bakanlık olarak mesleki ve tek- nik eğitime ağırlık verdiklerini belirtir- ken imam-hatip liselerinin durumuna ılişkin de bilgı verdi. Ayaz, 1993-94 öğ- retim yılında imam-hatip liselen bünye- sinde 30 Anadolu imam-hatip lısesı şu- besi açıldıgını bildırdi. 1994-95 öğretım yılında da Istanbul'da 2 yeni imam-ha- tip lisesi açıldığını belirten Ayaz, bu li- selerde parasız yatılı öğrenci kontenja- nının 29 binden 30 bine çıkanldığını söyledi. Ayaz'ın, "şube" adı altında açılan 51 imam-hatip lisesi konusuna girmemeye özen göstermesi dikkat çek- ti. CHP Hatay Milletvekilı Fuat Çay. Kuran kurslannda öğrencilere, "yaşam- lannı Mustafa Kemal dinsizliği iîe sava- şıma adamak" ıçın ant ıçırildığını söy- ledi. Çay, Nevzat Ayaz'a bu andın okun- duğu kurslann araştınlıp araştınlmadı- ğını sordu. Çay, şeriat andı metninin Ge- nelkurmay Başkanlığı arşivlerinde de bulunduğunu açıkladı. Çay'ın TBMM Genel Kurulu'nda okuduğu metin şöy- le: u Ben Muhammet Mösiüman iim- metindenim. Türkiye, dinsiz laik bir memleket haline gelmiştir. Hayatımı Mustafa Kemal dinsizliği ile savasmaya adayacağıma. Türkhe'yi bir din ve şeri- at devleti haline getirmek için mücade- le edeceğime, Kemal Paşa zamanında çıkartılan dinsiz kanunlann tatbikarını önleyeceğune, kısa zamanda ümmet esa- sına dayanan şeriat de> letinin kurulma- sı için devlet idaresinde söz sahibi olacak mevkilere gelmek için çalışacağuna di- nim, Allahım ve bütün mukaddesadm üzerine yemin ve kassem ederim." Ayaz ise sorulara yanıt vermekten kaçınarak kurslann bakanlığına bağk olmadığını belirtmekle yetindi. Sıvas Cumhuriyet neJ Bassavcısı Oktay İrdem: Sıvaskatliamı planlıERGÜNAKSOV ANKARA-Sıvas'ta 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylardan fconra, TBMM tarafindan oluş- turulan "Sıvas CMaylannı Araş- brmaKomisvonu'"nun sorulan- nı yanıtlayan dönemin Sıvas Cumhuriyet Bassavcısı Oktay tr- dem 'in, olaylann önceden tasar- landığını açıkladığı ortaya çıktı. Komısyon tutanaklanna geçen konuşmada İrdem, "Organize bir durum var, önceden tasarian- mış ve kararlaş.tınlmış,'' görüşü- nü savundu. Sıvas Tabıp Odası Başkanı Dr. Hüseyin Polat da tu- gay komutanının, Ataturk anıtı- na yapılan saldınyı Sıvas Ordu- evi'nin bahçesinden izlediğinı öne sürdü. Sıvas'ta 2 Temmuz'da 37 kışinın ölümüyle sonuçlanan olaylann ardından kentte incele- melerde bulunan TBMM Araş- tırma Komisyonu'nun, Sıvas Emniyet Müdürü, Tabıp Odası Başkanı ve Cumhuriyet Bassav- cısı ıle yapılan konuşmalarda, "otayların organize bir şekilde ge- Uştiğt" tutanaklara kaydedildı. TBMM Araştırma Komisyo- nu ile Sıvas Emniyet Müdürü Doğukan Öner, Tabıp Odası Başkanı Hüseyin Polat ve Cum- huriyet Bassavcısı Oktay İrdem arasında soru-yanıt şeklınde ge- çen konuşmalar, aynen şöyle: TBMM Araştuma Komisyo- nu: Vali görevden alındı, beledi- ye başkanı alındı. Dolayısıyla suçlular bulundu. 10 kışi mah- kemeye çıktı, hapsedıldı ve iş bıt- • 2 Temmuz'da 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylann ardından inceleme yapan TBMM Araştırma Komisyonu'nun, Sıvas Emniyet Müdürü, Tabip Odası Başkanı ve Cumhuriyet Bassavcısı ile yapılan konuşmalarda, 'olaylann organize bir şekilde geliştiği' tutanaklara kaydedildi. ti anlamında değil. Tam tersine herhangi bir konuşma, tahrik - - - - - - - • • edici konuşma olmuş mu, o araş- tınlıyor. Camilerde tahrik edici bir konuşma yok deniliyor. De- mek ki, bir organize durum var. önceden tasarîanmış, kararlaştı- Oktay İrdem (Dönemin Sıvas Cumhuriyet Bassavcısı): Bunla- nn biraz organize olduğu anlaşı- lıyor. Çünkü, bir gün önce dağı- tılan bir bildiri var. Cuma nama- zından çıktıktan sonra bir grup hemen toplanıyor. Camilerde biz dedektif degıliz, siyasetçiyiz. Meselenin sosyal ve sıyasal bo- yutlannı ortaya çıkanp, TBMM'ye götürmek zorundâ- nlmış bir şey var. TBMM Arasünna Komisyo- nu: Duyduklannızı, bildiklerini- zi ve gördüklerinizi anlatır mısı- nız? Hüseyin Polat (Sıvas Tabip Odası Başkanı): Oncelikle bu saldın devlete karşı yapıldı. La- ik cumhuriyete yapıldı. Bu bir Alevi-Sünni meselesi değil. An- cak, buna çekilmek istendi. Bu yönde gayretler sarfedildi. Bu gayrete, siyasi partilerde cenaze törenine katılmayarak destek vermişlerdir. Saldırıya, belediye başkanı, önce "Gazaruz müba- rek olsun" diyerek destek ver- miştir. Meslektaşlanm, belediye başkanınınbu sözlerini duymus- tur. Otelin yanışını, çok üzülerek izledik. Atatürk anıtına saldın ol- du. Atatürk anıtı parçalandığı za- man, tugay komutanı da orduevi- nin bahçesinde olayı izlemiştir. TBMM Araştırma Komisyo- nu: Emniyet müdürü olarak göz- lemlennızi anlatır mısınız? Doğukan Öner (Dönemin Sı- vas Emniyet Müdürü): Pir Sultan Abdal şenlikleri ilimizde ilk de- fayapıhyordu. Bundan önce hep Banaz'da yapıhrdı. Geçen yıl da buradaydım. Bu yıl gibi olmaz- sa bile, geçen yıl da bir gerginlik yaşandı. Ben şunu söylemek is- tiyorum. Olay, Nesin'e yönelik olan bir hadise değildi. TBMM Araştırma Komteyo- nu: Size göre olay nasıl gelişti, nasıl boyutlandı? SirerDoğan: (Sıvas Hürdoğan Gazetesi Genel Yayın Yönetme- ni): Bizim beklentimiz, cuma gü- nü olarak değildi. Yani, Sıvas'ta bir olayın çıkacağı iki aydan be- ri beklenen bir olaydı. Işin ger- çekçesi bu. Ancak Pır Sultan Ab- dal şenliklen bu olaylann çık- masına bahaneydi. Soğuk hava can aldı Kütahya'nın Simav ilçesi Koyunoba köyünden yola çıkan Fadime Sargın tipiye yakalanarak öldü Trabzon'un Of İlçesine bağh Taflancık köyünde öğrenciler yakacaklannı kendileri tayyor. Istan- bul'da da kar yağtsı nedeniyk bazı araçlar yolda kaldı. (Fotoğraflar: AA) Haber Merkezi - Marmara Bölgesi'nde birkaç gündür etkisini sürdüren soğuk hava dalgası dün kar yağışına dönüşürken Istanbul'da özellikle sa- bah saatlerinde buzlanma nedeniyle trafik felç ol- du. Marmara'nın doğusu karla kanşık yağmur ve kar yagışlı geçerken hava sıcakhğı 5 derece dolay- lannda gerçekleşri. Elverişsiz hava koşullan yurdun büyük bir ke- siminde de etkisini sürdürüyor. Doğu Anadolu Bölgesi'nde önceki gün aksam saatlerinde başla- yan kar yağışı Erzurum, Erzincan, Ağn, Kars, Muş, Bingöl, Tunceli, Ardahan illeri ile civannda yer yer devam ediyor. Kar kalınlığı şehir merkez- lerinde 80 santimetre, yüksek kesimlerde ise iki metreyi buldu. Kar yağışı yüzünden 2 bine yakın köy yolu ulaşıma kapandı. Kar yağışı ve tipi yüzünden Erzurum-Ağn ka- rayolu, Tahir, Erzurum-Bayburt yolu, Kop, Erzu- rum-Trabzon yolu da Zigana geçitlerinde önceki gece geç saatlerde trafığe kapandı. Erzincan-Sı- vas karayolunun da Sakalrutan geçidinde ulaşıma kapandığı, bölgede çok sayıda ilçe yolunun da şe- hir merkezleriyle olan bağlantısınm kesildiği be- lirtildi. Elverişsiz hava koşullan nedeniyle Kon- ya'nın Seydişehir ve Alaşehir ilçelerinde ilk ve or- ta dereceli okullar iki gün süreyle tatil edildi. Kayseri'de dün sabaha kadar etkili olan kar ya- ğışı ve tipi nedeniyle 300 köy yolu ulaşıma ka- pandı. Adana'da ise 100 dolayında köy yolunun ulaşıma kapandığı bildirildi. Meteoroloji yetkili- lennden alınan bilgiye göre önümüzdeki günler- de hava durumu mevsim normallerinde seyrede- cek. Kütahya'nın Simav ilçesine bağh Koyunoba kö- yünde tipiye yakalanan bir kadın donarak öldü. Koyunoba'dan 3 kilometre uzaklıktaki Güney bel- desindeki yakınının yanına gitmek üzere yola çı- kan Fadime Sargın'm cesedi dün sabah bulundu. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER K1ŞLALI ABD'den Atatürk'e ve Boyner'e.. Parçalan bir araya getirerek bir tabtoyu ortaya çıkarmak, sadece çocuklann sevdiği bir oyun mudur? Sanmam... Çünkü ben de seviyorum. Ve önümde biriken birçok parça var. ABD'den Özal'a, 12 Eylül'e, numaracı cumhuriyetçile- re, hatta Atatürk'e kadar uzanan parçalar bunlar... llginç bir biçimde, yann partisini "resmen" fcuracak olan Sayın Boyner'le birteşiyortar. Gelin parçalan birtikte yapıştırahm... ••• önce ABD ile "doğrudan" ilgili parçalar. Bir... CIA ile ilgili ünlü bazı isimler, çeşrtli topiantılarda şu dü- şünceyi "sistemli" bir biçimde savunuyoriar "Türkler ta- rihleri ile banşmalıdır... Tabu/an tartışmaktan korkmama- lıdır... Türk demokrasisi Islamla uzlaşmalıdır... Güneydo- ğu için federasyon çözümü tartışmaya açılmalıdır..." İki... Albay Preston Bughes, "Atatûrkçülük devrim tarihi ki- taplanndan çıkanlmalıdııi" buyuruyor... Amerikalı Albay, bu sözleri bir "bilimsel" toplantıda ederken, Türk Genelkur- mayı nezdindeki NATO "irtibat sı/öay/"dır. Üç... Amerikalılar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne "telif ücretsiz"yayımlanması için bir kitap öneriyoıiar... Ki- tap Atatürk üzerinedir. Ve de Atatürk'ün, kendinden önce- ki birikimi uygulamaya koymaktan öte bir şey yapmadığı- nı savunmaktadır. Dört... Bazı Amerikan kuruluşları, bazı Türk kitle örgütlerine "para yardımı" öneriyorlar... Ve de "parasız" bazı "fikirl&r veriyorian "Kemalizmi ve Atatürk'ü bırakın!.. Sizin izleme- niz gereken asıl önder özal'dır!.." • • • Tablonun "yerli" parçalan da çok renkli. Bir... ABD destekli 12 Eylül yönetimi, "Türk-lslam sentezi'n "resmi ideoloji" yapıyor. Kültür ve eğitim yaşamının köşe başlanna "sentezciler" getiriliyor... "Zorunlu" din dersleri -dünyadaki tek ömek olarak- anayasaya konuyor... "Ra- bıta" devlet eliyle Türkiye'ye sokuluyor. Ve partisinden TTK ve TDK'ye kadar, Atatüri<'ün oluş- turduğu tüm "bağımsız" kurumlar devletleştiriliyor... İki... 12 Eylül gidip (!) özal geliyor... "Vızyon" sahibi büyük devlet adamı, başlıyor savunmaya: "Atatürk de hatalar yapmıştır... Federatif çözüm tartışılmalıdır... Islamla ban- şılmalıdır... Başkanlık sistemi ve 2. Cumhuriyet kurulma- lıdır..." Ve "devletin temel düzenini din kurallanna dayandır- mak amacıyla gösterılecek etkinliklen" yasaklayan, TCK'nin "ünlü" 163. maddesi kaldınlıyor... Üç... ABD, rahmetli Özal'ın yanm kalmış "m/syon"unu ta- mamlayacak bir "isim" arayışı içine giriyor... Bu ismin Çil- ler olamayacağı ise, çok çabuk anlaşılıyor. Mustafa Bal- bay'ın deyişi ile "özal'ın sanşın ve güzel olanı" tutmayın- ca, sıra geliyor, genç, yakışıklı ve "daha a/c////"olanına... • • • Belki başka bazı parçalar daha eklenebilir, ama "mart- I zara'ortada. Time dergisi, Sayın Boyner'i, "Türkiye'nin gelecek vâat eden siyasetadamı"olarakseçti bile. En Amerikanyalı bi- lim adamımız Sayın Şerif Mardin de hemen yanıbaşında yerini aldı. (Kottuğunun altında, Atatürk ve laiklik düşma- nı Said Nursi'yi "aydınlanmanın öncüsü" ilan eden son kitabıyla biıiikte...) Eski komünistler... Yeni dinciler... Numaracı cumhuriyet- çiler... Şeyh Said'in torunlan, yeni Kürtçüler... "müseccel" Atatürk düşmanlan... "Milli" uzlaşma sağlanmış, bir tek Mezarcı eksik. Ve "yeni" ağızlarda eski nakarat: "Sistem çürümüştür... Herşey özelleştirilmeli ve devlet küçültülmelidir... Tam bağımsızlık diye bir kavram artık çağdışıdır... Kemalist devrim abartılmamalı ve Atatürk'ün aslında bir fikiradamı olmadığı ve bazı hatalaryaptığı unu- tulmamalıdır... Devletin Kürt politikasına son verilmeli- dir..." özal -12 Eylül sayesinde- boşaltılmış bir meydanda işe başlamıştı. Ne siyasal muhalefet vardı ortada ne de toplumsal mu- halefet... Terör bile yoktu... Kitleler ise siyasetten uzaklaş- tınlmıştı... Ideolojilerin sonunun geldiğine -bir avuç aydın dışında- herkes inanmıştı... Ozal "dörteğilim"\ birieştirip, ABD'nin çizdiği yolda "ka- rahılıkla" yürüdü. Ama bugün artık ne dünya o günün dünyası, ne de Tür- kiye o günün Türkiyesi... özal öldü, yaşasın Boyner! Doğru isim, yanlış zaman... Tarihi isimler değil, "za- man "lar belirleri. Bütçe görüşmesinde 'kabadayı' tartışması MecBs'te ikiııei kavga büyümeden öıdendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kuru- lu'nda Bayındırlık ve Iskân Ba- kanlığı bütçesi görüşmeleri sı- rasında MHP Karaman Millet- vekili Seyit Osman Sevimli, TBMM Başkanvekili Mustafa Kalemli ile sert tartışmalara gir- dı. Tartışmaya ılişkin olarak tutanaklarda geçen bölümler şöyle: Sevimli: Bu nasıl adalet? Kalemli: Evvelki gün böyle demıyordunuz ama.. Alkışlı- yordunuz. Oradan, bana "Ada- letinize kurbamz" diye sürekli tebrik yazılan geliyordu. Lüt- fen oturun yerinize.. Sevimli: Adaletmiş, neyin adaleti? Sizin adaletiniz mi? Al- lah korusun... Kalemli: Lütfen oturun yeri- nize... Sevimli: Siz oturtamazsınız beni, ne kanşıyorsunuz, bir sü- rü gezen var. Sayın Korkmaz- can da ayakta, o niye orurmu- yor?.. Kalemli: Sayın Sevimli, ben şu anda bu Meclıs'e riyaset eden başkanım, sız benden mü- saade almadan konuşamazsı- nız. Burası kabadayılılık yapıla- cak yer değil. Sevimli: Siz yapıyorsunuz ka- badayılığı. Kalemli: TBMM'nin usulle- rine uygun olarak söz istersiniz ve konuşursunuz. Şimdi, lütfen yerinize oturun. Sevimli: Oturmuyorum baş- kanım. Kalemli: Oturmuyorsanız dı- şan çıkın. SevimH: Çıkmıyorum başka- nım. Çıkann bakalım. Kalemli: Sayın idare amirle- ri. lütfen, bu üyeyi dışan çıka- nn. Sevimli: Çıkarsınlar. Haydi çıkann. Kalemli: Siz, TBMM'yi teh- dit mi ediyorsunuz? Sevimli: Hayır, kimseyi tehdit etmiyorum. Kalemli: Size . önce bir uya- n cezası veriyorum, tekran ha- linde içtüzüğün hükümlerini iş- letirim. Sevimli: tstediğiniz maddeyi uygulayın. Kalemli: Sizin bu kabadayı lık tavırlannız bu Meclis içerisinde sökmez. Yerinize oturunuz. Sevnnli: Oturmuyorum. Kalemli: Oturun yerinize, ön- ce milletvekili olarak davran- masını öğreneceksinız. Sevimli: (Kendisini tutmaya çalışanlan iterek) Bırakın ca- nım. Yeter artık be. Dayıymı- şım, sensin dayı burada.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle