25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA ÇUMHURİYET 14 ARAUK 1994 ÇARŞAMB* HABERLERIN DEVAMI PENCERE • Baştarafı 2. Sayfada Arkadaşımız Hikmet Çetinkaya bu konuya ilişkin çeşit- li yazılar yazdı; Fethullah Gülen de avukatı aracılığıyla her yazının ardından bir tekzip' yolladı. Cumhuriyet'e yollanan bir 'tekzip'ten satırlar: "Fethullah Gülen, şahsına yapılan tarikat, örgüt, grup gibi (iddiaları) mahkemeler vasıtasıyla yalanlatmış ve sayısı kırklan aşan mahkeme kararlarıyla Fethullahçılık diye bir grubun olmadığını (...) her fırsatta anlatagelmiş- tir." (Şeriat A.Ş. Sayfa 144) Ne var ki devlet belgelerinde sürekli biçimde 'Fethul- lahçı örgütten adıyla sanıyla söz açılıyor, basında Fet- hullahçıların adı sık sık gazete başlıklarmı süslüyor. Yine de Fethullançılar inat ediyorlar: Bu ad altında bir örgüt, grup, tarikat yoktur... "Var'diyemezler... Ama, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tansu Çiller de bir "yok" ile konuşamaz... Fethullahçılık; gazetesiyle, televizyonuyla, vakıflarıy- la, holdmgleriyle, şirketleriyle, okullarıyla, kurslarıyla Başbakanlık Konutu'na girdi, politika masasında Çiller'- le pazarlığa oturdu. Kutlarız!.. • Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, işçi sendikalarıy- la ya da meslek odalarıyla pazarlığa girişecek değil ya! Fethullah'la masaya oturuyor. Sonuçta 'gizli buluşma' yararlı oldu; Fethullah Gü- len'e ilişkin maske düştü, Fethullahçılığın siyasal kimliği kamuoyunun gözünde kabak çiçeği gibi açıldı. Ozelleştirme Yüksek Kurulu oluşturuldu ANKARA (Cumhuriyet Büro- SH) - Ozelleştirme Yasası'nın 22 kasımda TBMM'de onaylanma- sından 20 gün sonra Ozelleştir- me Yüksek Kurulu (ÖYK) oluş- turulabıldi. Kurulda, Başbakan Tansu Çiller'in yanı sıra ekono- minin koordinasyonundan so- rumlu Devlet Bakanı Aykon Do- ğan. Devlet bakanı Ali Şevki Erek. Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Dönen ve Maliye Baka- nı lsmet Attila bulunuyor. ÖYK, özelleştinlecek kamu iktisadi kuruluşlannın (KfT) seçiminden stratejik hısseye sahip olacak iş- letmelerin belirlenmesine ve Ozelleştirme Fonu'nun yönetı- mine kadartüm ozelleştirme uy- gulamalannda lek karar organı olacak ve kararlar oybirliği ile alınacak. Ozelleştirme Yasası'na göre Başbakan, Sanayi ve Ticaret Ba- kanı, Maliye Bakanı ve 2 Devlel Bakanı'ndan oluşacak kurulda, Dışişleri Bakanı olduktan sonra Devlet Bakanlığf ndan istifa et- mek zorunda kaldığı için SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Murat Karayalçın yer alamadı. Kulislerde de kurulda koalisyonun SHP kanadını tek başına temsil edecek olan Sana- yi ve Ticaret Bakanı Dönen'in, özelleştirmeye ilişkin görûşleri- nin DYP'den farklı olmadığına dikkat çekıldı. Akmayan suya zam • Baştarafı 1. Sayfada le tefeci faiz uygulamakla suçla- yarak " Halkımız, Tansu Çiller ve Tayyip Erdoğan'ın zam bombar- dnnanı altındaezflmektedir" de- di. DSP'Ii lstanbul ilçe başkari-' lannın da katıldiğı protesto gös- terisinde vatandaşlar, "Adil dö- zen bsssladT, "Hani faiz haram- dı, yûzde 200 zam helal mi?". "Akmayan suya zam yapdmaz" ve "Temizlık imandan gelir, su oimayan adil düzen de geünez" yazılı döviz ve pankartlar taşıdı- lar. DSP Istanbul tl Başkanı Erdo- ğan Toprak yaptığı konuşmada. suya yapılan zammın belediye meclisindeki görüşmeleri sıra- sında partilerinin tüm itirazlan- na karşın diğer partilerin deste- ğiyle onaylandığını belirterek "Halkımtnn ekmek parası but- makta büe zoriandığı böyle bir dönemde, bu zammın olması korkunç bir şeydir. Bu zam neye dayanarak, hangi mantıkla çıka- nlmıştır? Faizciliğe karşı olan RP'liler, bö\lesine yüksek zam- laria tefeci faiz uygulamaktadır- lar ve bu faizler, halkı mah vetme- ye yöneliktir. Ne yani, yağmurla- n getiren bulutlar zam mı yapû da suya zam yapıldı. Recep Tay- yip Erdoğan'ın, bu karan geri al- ması gerekmektedir. Biz parti olarak gerekirse mahkemeterede başvuruda bulunacağız" dedi. RP'li yönetimin adil dûzen id- dialanyla işbaşına gekftkten son- ra toplutaşıma ücretleıine ve su- ya akıl almaz zamlar yaptığını da söyleyen Toprak. "Istan- bul'un yüzde 70'ten fazlasının su kullanımına yapılan zamdan başka, belediyeye aktarıiacak başka gelir kaynağı bulunamadı mı? Gecikme faiz oranlan da yüzde 144 gibi tefeci faiz düzeyi- ne çıkanlmtştır. Belediye >öneti- mi 1995 yıh için ISKİ bütçesine gecikme faizleriyle 53 milyar Kra gettröngörmüştür. Bu para, 1995 yılında Istanbul halkının cebin- den çıkacak faizin miktandır. Halkına böyle tefeci faiz uygula- yan bir yöıietime karşı koymak görevimizdir'Vklınde konuştu. Sık sık "Su zammına hayır". "Faizci Erdoğan", "Türldyelaik- tir, laik kalacak". "Mollalar Iran'a" şeklinde sloganlar atan vatandaşlar, daha sonra zamlann geri alınması için başlatılan kam- panya metinlenne imza atarak dağıldıiar. Imza kampanyalan, DSP'nin ilçe binalannda 10 gün süreyle devam edecek. Zaııı yağmııru sürecek • Baştarafı 1. Sayfada kalmasının ardından, 6 aydır tu- tulan KİT ürünlerinin fiyatlan art arda arttınlıyor. Edinilen bilgiye göre, zam ha- zırlığı yapan sektörler şunlar SEKA: Kurumun, gelecek ay- dan geçerli olmak üzere kâğıt fi- yatlanna yüzde 30 oranında zam yapma hazırlığında olduğu öğ- renildi. PETKİM: llaç sektörü, boya sanayii ve kimyevi üretim için girdi üretimi yapan PETKlM'in, gelecek aydan itibaren ürünleri- ne yüzde 20'ye ulaşan oranlarda zam yapacağı bildinldi. PTT: Kurumun, posta ve tele- fon hizmetlerinin fiyatlannda yüzde 30-50 arasında zam yapa- cağı öğrenildi. 1300 lira olan te- lefon kontur ücretleri ocak ayın- da 1950 liraya çıkanlacak. Posta ücretleri vüzde 30 oranında art- tınlacak. Türk Diş Hekimleri Birliği dün bir açıklama yaparak, özel muayenehanelerde diş tedavi üc- retlerinin fıyatlannın 1 ocaktan geçerli olmak üzere arttınldığı- nı bildirdi. Diş tedavi fiyatlan, kalkınmada öncelıklı yöreler sı- ralamasına göre her kentte fark- lı olacak. Açıklamaya göre; An- kara-lstanbul gibi büyük kentler- de bir diş çekiminin fiyatı 540 bin liraya, protezin fiyatı 6 mil- yon 300 bin liraya, diş dolgusu- nun fiyatı da 720 bin liraya yük- seltildi. Demirçetik yan iirünleri: Demirçelik yan ürünlerine dün akşam yüzde 8 ile 10 arasında zam yapıldı. Buna göre demir pik ürün fıyatlanna yüzde 8, kok ve diğer yan ürün fiyatlanna ise yüzde 10 zam yapıldı. TMYT bunahmı çözülemiyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- SB)- Terörle Mücadele Yasası'- nda düşünce özgürlüğüne ilişkin değişikükler getiren yasa tasansı (TMYT), koalisyon ortaklan arasında bunahma yol açarken sorunun çözümü liderlere kaldı. DYP ve SHP temsiicilerinin dün yaptığı toplantıda. değişikükler konusunda uzlaşma sağlanama- dı. SHP Grup Başkanvekili Er- can Karakaş, "Hükûmet tasansı- na sahip çıkVnah, yoksa ciddi bir krizdoğar"dedi. TMYT bunalımını çözmek üzere dün Devlet Bakanı Bekir Sami Dace ile DYP'li Coşkun Kırca, Tunç Bilget, Yaşar Topçu ve Grup Başkanvekili Şerif Ercan ile Adalet Bakanı Mehmet Mo- ğultay ve SHP Grup Başkanveki- li Ercan Karakaş, TBMM Adalet Komisyonu'nda bir araya geldi- ler. Toplantıya DYP'li Adalet Komisyonu Başkanı Ali Yalçın Öğütcan'ın katıîmaması dikkati' çekerken, bu gelişme kulislerde Öğütcan'ın hükümetin tasanya sahip çıkmaması ve Başbakan Tansu ÇUler'in tarikat liderleriyle görüşmeler yapmasına tepki gös- terdiği yorumlanna yol açtı. Toplantıda, kesin karann ve- rilmesi için, yann yeniden bir ara- ya gelinmesi kararlaştınldı. SHP Grup Başkanvekili Ercan Karakaş. topantıdan sonra, "Bu iş artık Başbakan ile Başbakan YardımcLsı'nın göriişerek bir uz- laşma noktasına gelinip gelinıne- yeceği konusunda bir karar ver- mesi Qe çözülür" dedi. m w G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada bir protesto metni hazırlayıp halkı "telgraf çekmeye" çağınyordu. Bu kez yapmadılar. Bu eksikliğin gide- rilmesi için Clinton'a gönderilmek üzere bir telgraf metni hazırladım. Isteyen çekebilir: "Heey Kılintın, Senin kafa tın tın. Bizden sana Vakko kravat, Senden bize demeçli nasihat. Ne demek bu, what? Biz o kravatı boynuna dolar gere- keni yapanz, Tepemizi attırma, ABD'deki villa- lanmızı satanz. Yılbaşında Hillary bacımıza eşarp yollayacakîık, vazgeçtik. Omuzumuzu okşayıp belimizden tutana kadar Kılintın'la konuşmaya- cağız, ant içtik." fkiyüzlü ABD'ye ancak böyle bir telgrafla karşılık verir, ulusal onuru- muzu koruruz. Diğer ikiyüzlülüklere geçelim. Cem Boyner, Kürt sorununu en iyi kendisinin çözeceğine inanıyor. O kadar emin ki, şimdiden Güney- doğu'da terör birtikten sonra orada görevli askerlerin tedavisinin nasıl yapılacağını düşünüyor. "O askeher Vietnam 'daki ABD askerleri gibi. Ruhsal yapılarının düzeltilmesi la- zım. Biz bunlara kafa yoruyomz" di- yor. Boyner devleti de yıkıp vatan- daşın eline veriyor. Sonuç; salonlar- Ikiyüzlülükler... da alkışlar, televizyonlarda prog- ramlar. İşçi Partısi Genel Başkanı Doğu Perinçek de Güneydoğu'da kan dökülmesinden kaygılı. "Bu kan durmalı. Kardeş kanına yazık olu- yor. Anadolu insanı bunu hak etmi- yor. Bu rejim, Fırat'ı sınır haline ge- tirmiştir" diyor. Sonuç; DGM ve üç yıl hapis. Biz Türkiye'yi tartarken, terazinin demokrasi ve insan haklan kefesine hangisini koyacağız? Boyner'e iktidarın kolları, Perin- çek'e cezaevinin yollan. Gelelim, Çiller'in tarikat liderleriy- le görüşmesine. Başbakanımız ge- lenek olduğu üzere, Budapeşte'ye, AGİK toplantısına giderken, uçakta ve yine ayaklan 7-8 bin metre hava- da bir demeç verdi; - Refah'ı kapatabiliriz. Elimizde bazı belgeler var. Bunları Mec- lis'e getireceğiz. RP, her şeye karşın Türkiye Cum- huriyeti'nin yasalarına göre kurul- muş, adil düzen deyip genel başka- nına çuval dolusu altın kazandıran, dini bütün bir parti. Üstelik, Çiller'in elinde (Allah'tan) parti kapatma yet- kisi yok. Ama kendileri, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin bu ilkesinin zede- lenmesinden rahatsız. Sonradan anlaşılıyor ki aynı Çiller, bu demeci vermeden 4 gün önce Fethullah Gülen'le görüşmüş. Biraz daha araştınnca, diğer tarikatlann liderle- riyle de görüştüğü ortaya çıkıyor. Sabah gazetesinden Metin Işık'ın haberine göre Çiller, görüşmede Gülen'i övmüş, Orta Asya'daki ça- lışmalannı takdirie karşıladığını söy- lemiş. Kendisinden Terörle Müca- dele Yasa Tasansı aleyhine yürütü- len kampanyayı durdurmasını iste- miş. Çiller aradan üç gün geçmesi- ne karşın bu konuda herhangi bir açıklama yapmadı. Başbakan'ın çevresindeki akıl hocalan, tarikatlar- la görüşmesi için aracılık etmişler. Bazılarıyla da Ozer Çiller görüş- müş. (Acaba tutanaklan kim tuttu?) Çiller'in hangi yüzü gerçek yüzü? Başbakan, RP'yi asıl malvariığın- daki kuşkulu durumlardan ötürü ka- patacağız diyebilir. O zaman, ABD'de Clinton'la yaptığı görüşme- de, "Aman ha, biz gidersek Refah gelir. Laiklik elden gider" demecine ne demeli? Kadın yüzü Tabii, koskoca Başbakan'a "iki- yüzlü" diyemeyiz. Buna hakkımız yok. Hazır söz bu konudan açılmış- ken Macar yazar Geza Gar- dony'nin bir sözünü anımsatmak istiyorum: "Kadın yüzü, gökyûzün- den daha çok değişiklik gösterir." Lütfen kadınlarımız alınmasınlar. Eğer olursa da sözün sahibi ben değilim. Gardony, Macarların top- lumsal ve tarihi romanlanyla ünlen- miş bir yazan. Madem ki daldan dala konuyo- ruz. Bir de Selim Edes-Engin Ci- van davasına değinelim. Efendim, Edeszade Selim Bey, Prens Civan'a, ayıptır söylemesi 3.5 mil- yon dolar rüşvet vermiş. Bir kör kur- şunun ortaya çıkardığı bu olay giderek genişledi. 'Köşemra Sul- tan'a, arfcasından çok ittikleri halde büyüklük göstererek siyasete atılıp başbakan olmamakta direnen Ah- met Bey'e, babasına bak kızını al- ma dedirten Dündar Kılıç'a kadar uzandı. Ama mahkeme aşamasında olay değişti. Meğer, Selim Bey, Civanıma 3.5 milyon doları borç olarak vermiş. Hay Allah. Selim Bey, rüşvet değil de borç verdiğini aylar sonra anımsadı. Yoksa iş âlemınde bu bir gelenek mi? Insanlar hep borçla rüşveti birbirine mi karış- tırıyor? Selim Edes'e de "ikiyüzlü biri" denmez ki; adam, "Iki yüz bin dolar mı dedin?" der. Nüfus sayımı ya- pılırken, her insan bir kişi olarak değil de değiştirdiği yüzlerte sayılsa, nüfusumuz kaç yüz milyon olur der- siniz? Yeni hukukçulann gündemi, insan haklan Hukuk Fakültesi 1991 -1992,1992-1993 \e 1993-1994 dönem mezunlanna diplomalan. Ha> darpaşa Kam- pusu'nda duzenlenen bir törenle verildi. Törende konuşan hukukçular. son günlerde gündemde olan in- san haklannın önemine dikkat çektücr. Ünrversite Rektörü Prof. Dr. Ömer Faruk Baörri, \apfıgı konuş- mada genç hukukçulardan "hukuk düzenine ve insan haklanna" sahip çıkmalannı tstedi. Kakültc De- kanı Prof. Dr. Fehim [ çışık da törende >apOğı konuşmada, "Batılı ülkelerin temsilcileri, Türkiye've in- san haklannısorgulammadegü,ancaköğrenmeyegelebiHr''dedi.(Fotoğraf: YASEMtN KOYUTURK) Topuz'dan solda birlık çagnsı IŞIKKANSU ANKARA - CHP Genel _Baş- kan Yardımcısı AliTopu^^Ülke- mizde Ataturkçüiüge, taikliğe inanmış olanlan, ulusal bütünlü- ğü savunanlan bir araya gelerek birleşmeye çağınyoruz" dedi. Topuz, parti merkezinde dün düzenlediği basın toplantısında, ülkenin iyi yönetilmediği ve so- runlan çözmek yerine yeni so- runlann yaratıldığını ileri süre- rek, siyasal alanda ülkenin bü- tünlüğü ile laik ve demokratik düzeni korumak ve evrensel in- san haklanna dayalı demokratik- leşmeyi gerçekleştırmenin en te- mel, en yaşamsal sorun olacağı- nı söyledi. Topuz, bu üç temel konu üzerinde, DYP ve Başba- kan Çiller'in yeterli sayılabile- cek sorumluluk ve ciddiyet için- de bulunmadığını savundu. Sağcı partilenn kendi aralann- da zaman zaman yanşmakla be- raber, sıkıştıklan zaman bir ara- ya gelerek "cephe" de oluştukla- nnı ifade eden Topuz, "Son 20 yıkür ülkeyi yöneten milliyetçi cephe parti ve liderteri askeri yö- netimin dedesteği ile demokrasi- mizi veekononûmizi bugünkü o- kanıküğa sürüklemiştir" diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcı- sı Ali Topuz, sol partilerin, kur- tancı lidere dayalı bir tnekaniz- madan kurtulması gerektiğini sa- vundu. SHP-CHP bütünleşmesi sonucu oluşacak partinin lideri- nin Deniz Baykal da Murat Ka- rayalçuı da blamayacağı yolun- daki savlarda haklılık payı bu- lundufuna değinen Topuz, "Eğer bunlardan daha çok ka- bul görebilecck başkalan ortaya çıkabiüvorsa mesele yok. Ancak yenidir diye ne yapacağı beüi ol- mayan birisinin peşine takılmak, yagmurdan kaçarken doluya >a- kalanmamıza neden olabUir" de- dı. Imzalanan protokol üzerinde, iki kurultayın da madde değiştir- me hakkı bulunmadığını savu- nan Topuz, "Bütünleşmenin ça- tısıCHP olmah. CHP'de yazılı ol- mayan gelenekler nedeniyle. be- lediyelerde ve hükümette meyda- na gelen sorumsuzluklar, o kadar kolay ortaya çıkamaz" görüşünü dıle getırdı. SHP-CHP bütünleşmesi süre- ci ile ilgili Cumhuriyet'in soru- lannı yanıtlayan Ali Topuz, bü- tünleşmenin genel amacının, sosyal demokrat, demokratik sol çizgide siyaset yapanlan, bu si- yasete destek verenleri bir araya getirerek güçlü, yeni bir siyasai hareket başlatmak olduğunu kaydetti. Topuz, bütünleşme ger- çekleştirilirken kendilerini bir özeleştiriden geçirmeleri gerek- tiğini anımsatarak öncelikle üye yapılanmasının sağlıklı hale ge- tirilmesini istedi. CHP'nin, üye- nin kaydı sırasında seçmen kütü- ğünde yazılı olduğu yerden üye olma koşulu getirdiğini belirten Ali Topuz. şöyle konuştu: "Si>iasi partilerdeki üye yapı- lanmasının en temel aksayan noktası; eş, dost, ahbap, ideolöjik olarak partinin yanında olsun ol- masın. hemşeri veya mezhep da- >anışması içerisinde bir mahal- leden 100-200 kişinin üye edilme- skür. Oradan delege elde ediliyor, o delegelerte partinin yönetimine ağıriık konuyor." Parti yönetimine gelmede, bır- talcım başanlara dayalı bir iç me- kanizma oluşmalı. Partinin ka- rar alma sürecinde, hem aşağı- dan yukanya, hem yukandan aşağıya iletişim sürekli korun- malı. Sorumluluklar çerçevesin- de. bellı kademelerde belirlenen sistem içinde üyenin karara katı- Iımı saglanmalıdır. Yukanda ka- rar oluşturulup aşağıdakilere em- poze edilir veya aşağıdakiler yu- kanya karar tasansı gönderip, yukansı da bunu onaylamak zo- runda kalırsa. yanlış olur. Yeni sosyal demokrat partinin merkez organizasyonunda, tek- nolojik olanaklardan yararlana- rak araştırma, veri toplama, po- litika oluşturmada dânışmanlık yapabilecek profesyonel kadro- lann sürekliliğini sağiamak gere- kiyor." LJderiik sorunu Partinin tepe noktasındaki yö- netimin, ortak sorumluluk pay- laşmasının zorunluluğuna deği- nen Topuz, bir kurtancı lidere dayalı, o ne yaparsa 'evet' denen mekanizmadan sol partilerin kurtulması gerektiğine işaret et- ti. Topuz. parti üst yönetimine ilişkin önerilerini şöyle açıkladı: "Kolektif yönetim dediğimiz, herkesin yeteneğini, bir başkası- nın eksiğini kapatmak üzere or- taya ko>abileceği bir modeL Za- man içerisinde, partinin ideolog- lan çıkabilir, partinin liderieri ÇK kar. Farkh bir statüye gelirler. Onlar, taşıdıklan sıfatla veya oturduklan koltukla değil, yap- tıkları ve yapacakları katkıyla müstesna bir yere, tartışılmayan kişi konumuna gelebilirjer. O, si- yasi sürecin içinde olabilecek bir şe>-. Bizde,' tyi konuşur, çalışkan, girgın, sevimlı' gibi sübjektif öl- çülerle lider aranıyor. Ya da biri- si çıkıyor, 'Ben liderım' diyor. Herkes, arkasında diziliyor. So- lun hedefi, bu anlayışı aşmak ol- malı. Bütünleşme hareketinin böyle hedefleri olabilir. Deniyor ki, 'Şu andaki genel başkanlarla olmaz. Değişsin bu. Yeni hare- ket, yeni adamla olur' Tamam, bunlann hepsi doğrudur. Ama o yeni adamın kendisinin ortaya çıkması, yeni kadrolann kendi- lerini kanıtlamış olması lazım. Sırf 'yenidir' diye, ne yapacağı belli oimayan birisinin peşine ta- kümak, yağmurdan kaçarken doluya yakalanmamıza neden olabilir." Karayalçın'a deştiri Çok yeni olduğu halde, Tansu Çiller ile Murat Karayalçın'ın kendilerini. partilerini. Türki- ye'yi nereye getirdıklerinin çok açık görüldüğünü savunan To- puz, şöyle devam etti: "Demek ki, yeni olması iyidir, ama her yeni iyi degUdir. Herkes diyor ki' Baykal'la da olmaz. Ka- rayalçın'la de olmaz.' Tamam, bir an için böyle bir iddiayı kabul edelim. Bunun haklılık payı da vardır. O zaman kiminle olur? Eğer bunlardan daha çok kabul görebilecek başkalan ortaya ÇH kabiliyorsa, mesele yok. Benim aklunda, henüz böyle bir isim yok. Bir kere bütünleşme konu- sunda, shasi irade tam olarak ko- nulmadı. Belki iki genel başkan, protokolü imzaladu ama bu pro- tokolün siyasi yaptınmı yok. Bu protokolün yaşama geçmesi için, 24 arakktaki her iki kurultayın bu protokolü onaylaması lazım. Protokol onaylandıktan sonra protokol süreci, bütünleşme süre- ci işleyecek. 28 ocaktaki kurultay- lara kadar bu arayışlan hepimiz yapacağE." Ali Topuz, bütünleşme süreci- nin durup durmayacağına ilişkin bir soruyu yanıtlarken CHP açı- sından böyle bir durumun söz konusu olmadığını belirtti ve "Bütünleşmenin, SHP kurulta- yuıdan yeterli desteği alıp alma- ması, Murat Karayalçın'ın tavn- na bağk Parti örgütünün, hükü- met beklentüerinden ka\gıya ka- pılarak ne gibi bir karar alacagı- nı bilemeyiz. Eğer SHP kurulta- \ı,'Protokoldebazı değişiklikler yapılsın da onayla>alım' derse, işte o zaman, o noktada bu süreç biter. Çünkü, o protokol üzerin- de madde değiştirnıe hakkı, iki kurultayın da yok'" dedi. CHP çateı olmah Bugün sosyal demokrat diye ortada görünen herkesin, CHP'nin kapatılmış olmasından sonra onun boşluğunu doldur- mak için ortaya atıldığına dikkat çeken Topuz, "Hepimizin şimdi, boşluğunu doldurduğumuz iddi- asında olduğumuz partiye sahip çıkmamız gerekiyor" diye ko- nuştu. Topuz, tarihi boyunca çok yenileşme hareketleri yapan CHP'nin, bugünün de gerektirdi- ği yenilikleri gerçekleştirebile- ceğini söyledi. Topuz. "SHPye ya da başka bir partide belediye- lerde veya hükümette ortaya çı- kan sorumsuzluklar, CHP'de o kadar kolay ortaya çıkamaz. Çünkü CHP'lilik, bazı konular- da insanlan frenler. Dürüstiük, moral ve etik değerler açısından yazılı olmayan bir geleneği var- dır" görüşünü savundu. Beyazıt ve LalelTde bomba patladı: 1 ölü • Baştarafı I. Sayfada de meydana geldi. Patlama so- nucu otomobilın içinde bulunan Nunıllah Guzel (28) ölürken Ce- mal Yokru adlı bir kişi de elierin- den hafif şekilde yaralandı. Oto- mobilde yapılan incelemede çok sayıda dini yayın ve kaset bulun- duğu bildinldi. Cemal Yolcu, te- davisi yapıldıktan sonra gözaltı- na alınarak Terörle Mücadele Şubesi'negötürüldü. Olay yerin- de yapılan aramalarda, toprağa gömülü olarak patlamaya hazır bir bomba daha bulundu. Istanbul Emniyet Müdürlü- ğü'nden yapılan acıklamada bombalann, Çevik Kuvvet polis- lerinın kullandığı otobüslerin park ettıği alana yerleştirilmek istenmesine dikkat çekilerek sal- dınnın polislere yönelik olduğu bildinldi Nunıllah Güzel'in, patlayıcıyı yerleştirmek isterken bombanın elinde patlaması so- nucu yaşamını yitirdiği ve olay- da kullanılan otomobilin sahibi arkadaşı Cemal Yolcu'yla birlik- te PKK örgütü üyesi olduklan ilen sürüldü. Olayda kullanılan patlayıcılann da el yapımı, par- ça tesirli ve zaman ayarlı bomba- lar olduğu bildirildi. Dün sabah olay yerine gelerek incelemeler- de bulunan Istanbul Cumhuriyet Savcısı Ayhan Yüksel, "Bomba, patlamada yaşamını yitiren No- rullah Güzel'üı elinde patlamış" açıklamasını yaptı. Saldmyı gerçekleştırmek is- terken ölen Nunıllah Güzel'in cesedi Adü Tıp Kurumu Mor- gu'na kaldmlırken olayda kulla- nılan otomobil de bir çekiciyle götürüldü. Otomobilin içinde bulunduğu belirtilen ve patlama- dan sonra etrafa dağılan dini ya- yınlar da polisler tarafından top- landı. Terörle Mücadele Şube- si'nde gözaltında tutulan Cemal Yolcu'nun ise sorgusuna devam edildiği öğrenildi. Bu olaydan yaklaşık 6 saat sonra O.OOsıralannda Laleli'de, parfümeri ve oyuncak satan bir dükkanın önünde ikınci patlama meydana geldi. Fethi Paşa Cad- desi üzerindeki 19 numaralı Er- doğan Parfümeri önüne poşet içinde yerleştirilen parça tesirli ve zaman ayarlı bombanın patla- ması sonucu, dördü Rumen uy- ruklu sekiz kişi yaralandı. Yara- lılardan üç Rumenın durumunun ağır olduğu öğrenildi. Yetkililer, patlamanın meyda- na geldiği parfümeri dükkanınm önünde, bavul licareti yapan Do- ğu Avrupalı turistlere ait paket ve poşetler bulunduğu için bir poşet içinde bırakıldığı sanılan bombanın dikkat çekmediğıni belirttiler. Patlama sonucu, Bü- lentÇiftçi. lrfan Karaoğlu. Meh- met Demir ve Galip Yıklınm ad- lı vatandaşiarla Fegaenmehak Cepteri, Opesane Oliane. Sergei Fegennahlk ve Handu Ban adlı Rumen uyruklu kışıler yaralan- dı. Haseki Hastanesi'ne kaldın- larak tedavi altına alınan yaralı- lardan Fegaenmehak Cepteri dışındaki Rumenlerin durumu- nun ağır olduğu bildirildi. Dünya Dosüan'nın gündemi barış ASUMAN ABAC1OĞLU İZMİR- Dünya Dostlan Der- neği kitleselleşiyor. Dünya Dost- ian Derneği Danışma Kuru- lu'nun Side'de yapılan toplantı- sında, derneğin yalnızca gönül- lü kuruluşlann değil, bireylerin de üye olabileceği bir yapıya ka- vuştunılmasına karar verildi. Toplantıda aynca derneğin 1995 yılı eylem takvimı de belırlendi. Eylem gündemini yine Akkuyu Nükleer Santralı ve banş etkin- likleri oluşturdu. Kuruluşu geçen yıl yapılan Nükleer Karşıtı Kongre ve Gö- nüllü Kuruluşlar Kurultayı'na dayanan ve Türkiye'deki tüm gö- nüllü kuruluşlan bir çatı altında toplamayı amaçlayan Dünya Dostlan Derneği, çatısını oluş- turan kuruluş ve gönüllülerin ka- tıhmıyla 26-27 Kasım 1994 ta- rihlerinde Side'de toplandı. Tür- kiyenin çeşitli yörelerinden ku- ruluşlannı temsilen gelen 50'ye yakın ğönüllü, iki gün süresince Dünya Dostlan Derneği "nin ya- pılanma biçimini. geleceğini ve 1995 yılı etkinliklerini tartıştılar. Toplantıya, kapatılan Yeşiller Partisi'nin bazı üyeleri de katıl- dı. Toplantıda katılımcılar. Dün- ya Dostlan Demeği'nin, kunılu- şunda kararlaştınldığı gibi yal- nızca gönüllü kuruluşlann üye olabileceği bir yapıdan çıkartı- larak, bireylerin de üye olabile- ceklen bir yapıya kavuşturulma- sına karar verdi ler. Bu amaçla derneğin tanıtım etkinliklerine hız verilmesi ve demeğe Türki- ye'nin her yöresinden yeni üye- ler kazandınlması yönünde gö- rüş birliğine varan katılımcılar. kamuoyunun aydınlatılmasını sağiamak amacıyla da 1995 yı- lında "Karabatak" adlı aylık bir gazete çıkanlmasını kararlaştır- dılar. Toplantının ikinci günü ise 1995 yılı etkinliklerini tartışan katılımcılar, ağırlıklı olarak Ak- kuyu'da nükleer santral yapımı- na ilişkin hükümet karanna kar- şı yapılacak etkinliklerin yanı sı- ra termik santrallar, hidroelektrik santrallar gibi Türkiye'nin var olan enerji politikalan, Kelebek V'adisi, Burdur Gölü gibi yöresel sorunlar, çimenîo fabrikalan gi- bi çok yönlü ve çok yaygın so- runlan da ele aldılar. Bisiklet yollan. ormanlar, eko-çiftlik pro- jeleri, petrokok, Çanakkale'de yapımı düşünülen termik santral konusu da tartışmalar arasında yeraldı. Bu tartışmalar sırasında bazı ilke kararlan da alan Dünya Dostlan. yöresel sorunlann yö- resel inisiyatifler aracılığıyla çö- zümlenmesinin esas olduğunu. gerektiğinde Türkiye çapında kampanyalar da açılabileceğini, ancak bazı yörelerdebilgilendir- me çalışmalannın yapılmasının gerekli olduğu görüşlerini be- nimsediler. Akkuyu'ya nükleer santral ya- pımına ilişkin hükümet çalışma- lannın hızlandınlması veön iha- lenin sonucunun yılbaşında açık- lanacağının bildirilmesi gibi ge- lişmeler üzerinde durulan top- lantıda, katılımcılar nükleer kar- şıtı etkinliklerin Doğu Akdeniz yöresinden başlayarak Türki- ye'nin hemen heryerinde hızlan- dınlarak sürdürülmesi karanna vardılar. Olası yapimcı fırmanın ve TAEK'in. TEK ile işbirliği içerisinde önümüzdeki günlerde yoğun bir propagandaya geçme- sinin beklendiğini belirten katı- lımcılar, nükleer karşıtı propa- gandanın aynı ölçüde güçlü ol- ması için çalışmalara girişilme- sini önerdiler. Toplantı gündeminde yer alan banş etkinlikleri konusunda da katılımcılar, geçen yıl başlatılan "Banş Kampanyası"nın sürdü- rülmesini ve 1995 yılında bu ko- nuda da etkilı çalışmalar yapıl- masını istediler. OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK I Baştarafı 1. Sayfada f Halkın tepkileri de zayıfla- mıştır. Ekonomiyi düzeltme^ nin olanaksızlığı, bir yazgı gibi toplumun alnına yazıl-, mıştır. Enflasyonu durdur^j mak, üretimi yükseltmek, gelir dağılımını adalete ka- vuşturmak gibi temel sorun- lar, siyasetin gündeminderv düşmüştür. '. Başbakanlar ve bakanlar,' bir yandan halkın sırtına ağırj zamları yüklerken öte yan-; dan güleryüzle televizyona çıkıp övüngeç bir tutumla konuşmalar yapabilmekte-' dirler. Eskiden olsa, enflasJ yonu yüzde 130'a çıkararr bir başbakan, halkın yüzüne bakamaz, içine giremez, so- kağa çıkamazdı. Türkiye vaktiyle Latin Amerika'da yaşanan faturası çok ağır bir sürecin kaygan zemininde. sürüklenmektedir. t DYP'nin ara seçimi ertete-, mekte gösterdiği çabalar ve parlamento çoğunluğunun. bu yolda oy vermesinin hikJ meti, bir an önce ağır zamla-' rı yürürlüğe koyabilmek kay- gısından kaynaklanıyordu. : Herkes biliyor ki, eğer 25 aralıkta ara seçim kararr Meclis'ten çıksaydı, gazete- lerin iki günden beri yazdığr zamlar yapılmayacak, erte-] lenecekti. Türkiye işte böyle yönetili- yor. ' ••** Namus j • Baştarafı 1. Sayfada . satıcılık yapan sanık Uluğ, ya-; kalandıktan sonra çıkanldığr mahkemede, kiracısı F.G.'ninl eve akşam saatlerinde erkek ar- kadaşlannı getirdiğini, en son: ikazında ise kendisini tahrik et-ı tiğini ifade ederek bu yüzdcn. onu öldürdüğünü iddia etti. Sa-" nık Uluğ tutuklanarak cezaevine konuldu. ' Kars'ta günün konusu olan ci-' nayetten sonra çeşitli iddialar da' ortaya atıldı. Kars'ın merkezc bağlı Akbaba köyünden öğreni- 1 mini tamamlamak için kcntege-i len FG.'nin komşulan, genç kı^ zm parayla aşk yapfiğmı.aynea 1 ev sahibi Uluf'la da ilişkisi oldu-' ğunu iddia etti. ' Bu arada Cumhuriyet Lisesi- yetkilileri, son sınıf öğrencisi' F.G.'nin "çalışkan ve terbiyeH" bir insan olduğunu belirttiler. ' öte yandan Devlet Hastanesi' yetkilileri, F.G.'nin yapılan otop- 1 sisinde bakire olmadıgının anla-- şıldığını belirttiler. ' Cezaevi'nde; I Baştarafı 1. Sayfada ğuşlara giren görev hTere sakbn yapıhyor. SaMın sırasında 3 er yaralanıyor. Görevliler koğuşlar- dan dışan çekiüyor. Şu anda kim- senin canının yanmasuu Bteml- yoruz; ama yine de aramaya izin; vermezler, isyanı sürdüriirierse bir operasyon düzenleyip mfidaJ hak edeceğiz. Gerekli" her türHI önlem alınmış dunımda. Onlar eDerinde5 yarab olduğunu söyhV; yorlar ve yaralılan tesihn etmk yorlar. Başsavcımız Alp Şan- j ver'in denetiminde dunım de-. geriendiriliyor." '. Bursa Valisi Rıdvan Yenişen,' Dev-Sol hükümlülerinin sözcü» leriyle yaptığı görüşmede, direj nişçilerin bayraklannın asılı kal- masını, koğıîşlar arasında rahat- ça dolaşma izninin venlmesini, istedikleri kıyafetleri giyebilme- lerini ve duvarlan istedikleri gi- bi boyayabilmelerini istedikleri- ni belirtti. Hükümlüler saat 16.00'da di- renişten vazgeçtiler. Direnişin sona ermesinin ardından bir açıklama yapan Vali Rıdvan Ye- nişen, "Ödün vermeden, sabırta bekledik. Konuşma istekJeri ol- du. Konuştuk, kendilerini ikıu ettik" dedi. Vali Yenişen, üç ayn koğuşta isyan eden hükümlülerin ayn ko- ğuşlara yerleştirileceğini söyle- di. tsyanda yaralanan hükümlü- lerin durumlannm iyi olduğunu ve cezaevinin revirinde tedavi edildiklerini belirten Yenişen, yasalara göre gerekenlerin yapı-^ lacağını söyledi. Büyükşehir bütçesi onaylandı Istanbul Haber Servisi- tstan- bul Büyükşehir Belediyesi'nin 1995 yıb bütçesi 37 trilyon 60 milyar olarak onaylandı. Bü- yükşehir Belediye Meclisi'nin dünkü oturumunda görüşülen bütçenin giderler kaleminin ya- tınm harcamalan bölümüne 11 trilyon. cari harcamalar için de 5.5 trilyon lira aynldı. Bütçenin 23.8 trilyonu hükü- metten gelecek genel vergilerle oluşturulacak. Bu arada, IETT Genel Müdürlüğü'nün 1995 yı- h bütçesi de 11.9 trilyon lira ola- rak belirlendi. J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle