14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 1994 CUMA HABERLERIN DEVAMI Fırat Nehri, Harran Ovasıile buluştu MEHMET FARAÇ ŞANLIURFA - Mezopotam- ya'nın bereketli toprağı Harran derinbıruykuyadalmıştı... Yüz- y\Hardır Fırat'ı beklemenin yor- gunluğunu, bıkkınlığını taşıyor- du... Umudu tükenmemişti. ama sabn da kalmamıştı... Dile kola> Moğol istilasının onu kuraklığa terk ettiği günden bu yana tam 700 yıl geçmişti... 3 kasım gecesi saat 01.00 sıra- lannda Harran, yine yüzlerce yıl- lık sevdalısı Fırat'ın düşleriyle uykuyadaldı. Yanı başındaki tat- li telaşı duymuyordu bile... Ko- şuşturmalar, bağnşmalar, kalp- lerin heyecanlı atışının tüm çaba- lan aslında onu sevdalısıyla bu- luşturacağı ilk anın çabalanydı... 9 kasımda görkemli bir törenle birbirine kavuşturulacak olan Fı- rat Nehri ile Harran Ovası'nın deneme niteliğindeki ilk buluş- ması nihayet 3 kasım gecesi saat 01.00 sıralannda gerçekleşti. Telsizlerden hep aynı konu geçi- yordu: "Su, az sonra bırakıla- cak~" Anonslar sürdükçe Urfa tünelleri çıkış ağzının misafirle- ri de artıyordu. Vali Zjyaettin Ak- bulut, Şanlıurfa Tugay Komuta- nı Çetin Erman, DSI ve müteah- hitlik firmasının üstdüzey yetki- lileri, işçiler ve bir grup gazete- ci, yüzyıllardır beklenen bu tari- hi kavuşmanm ilk anının tanıkla- n oimak için bekliyorlardı. Ge- ce ayazı meraklılan engelleye- miyordu. Az sonra "Ezeli rüya gerçek olacakû_" Urfa tünellerinin te- mellerini atarken Süleyman De- mirel'in, "Dağlan da deliyoruz. çağlan da" sözünün ilk bölümü hayata gececekti. Daglar delin- miş, Urfa tüneli bitmiş, sıra ilk işareti vermeye gelmişti. Heyecanh bekleyiş DSİ yetkililerinin talimatıyla "by-pass" borulannı tutan kapak yavaş yavaş açıldı... Fırat kendi- sini kanaletlere ulaştıracak 328 metre uzunluğundaki çelik by- pass borulanndan utanarak, sıkı- larak süzülüyordu: içinde gerde- ğe geç bırakılmış damadın tela- şıyla... By-pass borulannın çevresin- de gecenin karanlığında titreve- rek bekleyen 100 kadar insan, davulcu. zurnacı borulardan ka- naletlere düşecek ilk damla>i gözlüyordu... Kimseden çıt çık- mıyordu... Kimi, hastane kondorlannda eşinin doğumunu bekleyen. ba- ba: kimı, ilk çocuğunu evlendi- ren ananın heyecanındaydı... Sa- at tam 01.10 sıralarında ıncecik bir su borulardan kanaletlere sü- züldü... Işte yüzlerce yıldır bek- lenen su. bu suydu. Cılız su az sonra tazyikle kanaletlere bos,a- lırken, Harran hala uyuyordu... Suya hasret kurumuş. çatlamış Harran toprağı ilk damlalan his- setmedi bile... Ta ki davul zurna- nın, halayın, zılgıtın tıtreşimleri ovaya yayılana değin... Urfa tünellerinin çıkış ağzın- daki yüz kadar insan bu tarihi olayın tanıklığının coşkusuyla birbirine sanlıyordu.. Suyun ilk damlalarıyla duy- gulannı yansıtmaya çalışan Şan- lıurfa Valisi Ziyaettin Akbulut, "Bu, Türkhe Cumhurheti'nin büyük başansıdır. Tarihimizin sayfalannda bu ola\ geniş yer ala- calcgurur ka> nakİarınıı/dan bi- ri olacaktır. Fırat, Harran'a uğuıiu olsun, çok mutluyıu" dı- yordu... Fırat iki saat boyunca Harran"a aktı... Yüzyıllarcayıl sonra olan- ca coşkusuyla Harran'ın kucağı- na attı kendisini... Yüzyıllann iki sevdalısı buluşmuştu artık. Su gecenin karanlığına aydınlık ge- tirmişti. Bereketi de müjdeliyor- du. Urfalılar sabahm ilk ışıklany- la duydular Harran'la Fırat'ın ka- vuştuğunu. Urfa'nın tüm radyo- lan aynı türküyü çalıyordu çün- kü: "Ftrat'ı gelin getirdik Har- ran Harran le Harraney / Urfa başa taç olacak Harran ben siye kurbano™" G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bayram 9 kasımda. Urfa Tüneli'nin Harran'a akıtacağı suyla ilk aşamada 30 bin hektarlık alan sulanabilecek. Bu rakamın 1995 yılında 90 bin hektara çıkması planlanıyor. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Dicle ve Fırat üzerinde inşa edilecek hidroelektrik santralları, barajlar, sulama tesisleri ve bunlara bağlı projeleri içeriyor. Şanlıurfa, Mardin, Dıyarbakır, Adı- yaman, Gaziantep, Şırnak, Siirt ve Batman illerini kapsayan projenin toplam alanı 74 bin kilometrekare. Yani Türkiye'nin onda birine yakın. Bölgede halen kuru tarım yapılı- yor. Sulanabilir arazi miktarı yüzde 4-5'i geçmiyor. Bu rakamın bir çırpıda yüzde 10- 20'lere, sonra 30-40'lara çıkması gerçekten heyecan verici. Hidro- elektrik santrallarının tamamlanma- sıyla da yılda 27 milyar kilovatsaat elektrik üretilecek. Bunlar olayın pembe yüzü. Bir de "bölge gerçeği" var. GAP kapsamındaki illerde yaşayan in- sanların yüzde 45'inin hiç toprağı yok. Yüzde 40 kadarı da çok az toprağa sahip. Yani Harran'a akan sudan ancak yüzde 10-15'lik bir kesim gerçek anlamda yararlana- cak. İlk tasanmları 1930'lara dayanan GAP projesi bu yanıyla bir işletmeyi bilgisayar ve diğer modern araçlar- la donatıp, işletmeye sadece dakti- lo bilen insanları almak gibi bir şey. Bir Umut Daha Bütün donanım tamamlandıktan sonra proje sahiplerinin aklına geü- yor: - Ya, bunu kullanacak olanlan eğittik mi? GAP'ta da zaman zaman günde- me gelmesine karşın olayın bu yö- nü ne yazık ki ihmal edildi ya da et- tirildi. Bölgedeki büyük toprak sa- hiplerinin, SHP'den RP'ye, DYP'den ANAP'a kadar bütün par- tilerin içinde milletvekili olduklan ya da üst düzey görevler aldıklan he- saba katıhrsa ikinci olasılık ön plana çıkıyor. SHP lideri Murat Karayalçın'la dün bu konuyu konuştum. Karayal- çın yepyeni bir girişimden söz etti. Yeni bir toprak reformu çalışması yapılıyor. Buna göre bölge insanı ya tek tek ya da gruplar oluşturarak topraklaştırılacak. Bunun için Toplu Konut Idaresi benzeri bir kurum oluşturulacak. Karayalçın, proje üretmeyi seven bir lider. Tabii, bir de bu projeler ya- şama geçse daha güzel olacak! SHP liderinin, bu alanda deneyimli bir kadro ile biıiikte başlattığı çalış- manın sonuç vermesini dileriz. Çünkü geçmişe baktığımızda top- rak reformuyla ilgili pek çok girişim var. Ama ne yazık ki tümü sonuç- suz kaldı. 15. yüzyılda Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedrettin'in Karaburun ve • •• Delionman yöresinde, "Insanlar do- ğuştan eşittir. Bazılarının variıklı ol- ması, çoğunluğun ise ekmeğe dahi muhtaç olması tannsal amaca aykı- rıdır" diyerek başlattığı ve bedelini canıyla ödediği "toprak dağıtma" girişiminden bu yana Anadolu'da pek çok kez, "yoksulluğa isyan" yaşandı. Ama hiçbiri bugün de var- lığını sürdüren feodal yapının sona ermesini sağlayamadı. Cumhuriyet döneminde ise 1 Kasım 1937 yılında Atatürk Meclis kürsüsünden şu tümceyi kullandı: "Büyük çiftlik sahiplerinin kulla- nacağı arazi sınııiandınlmalı ve top- raksız köylüye toprak dağıtmalıdır." Ertesi yıl Atatürk, yaşamını yitirdi. Ardından İkinci Dünya Savaşı. 1950'li yıllarda konu yeniden gün- deme geldi. Çiftçiyi Topraklandırma Yasası çıktı ve 5 bin dekann üzerin- deki arazilerin kamulaştınlıp dağıtıl- ması kararlaştırıldı. Ne yazık ki bu yasa, devlet arazilerinin bazı kişilere dağıtılmasından başka bir işe yara- madı. Ecevit'in 1973'te çıkan Top- rak ve Tarım Reformu Yasası'nı uy- gulamaya girişmesi bin dolayında köylüyle sınırtı kaldı. Bunun pek çok nedeni vardı ama ana etken, büyük toprak sahiplerinin Ankara'daki et- kinliğiydi. Bugün ne yapılabilir? Uzmanların görüşü, gerçek bir ta- rım ve toprak reformu yapmadan GAP'ın işlevini yerine getiremeye- ceği. 1950'li yıllardan beri Türki- ye'deki toprak ve kooperatifçilik so- runlarını araştıran, yazan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesı'nden Prof. Dr. Ziya Gökalp Müiayim'e göre toprak reformu yapılmaması durumunda GAP, büyük bir umut- tan büyük bir soruna dönüşecek ve içinden çıkılmaz bir hale gelecek. GAP adım adım bitiyor, Harran suya kavuşuyor ama, hâlâ bölgede nasıl bir üretim politikası uygulana- cağı kesinleşmiş değil. GAP Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Ahmet Özer başkanlığında bir heyet geçen aylarda israıl'e gitti. Buradaki "kibutz" ve "moşav" tıpi arazi kullanma biçimlerini araştırdı. Bu kooperatifler, 5 milyon nüfuslu Israil'in gereksiniminı karşıladığı gibi ihracat da yapıyor. Bugünlerde, bütün meyvelerin vitaminini tek bir meyvede top- layacak bir "gen mühendisliği" çalışması içindeler. Hükümet ise israil modellerinin yanı sıra Italya ve Fransa model- lerini de düşünüyor. Mısır'da da Nil üzerinde kurulan Asuan Barajı, "büyük bir umut" olarak çiftçiye sunulmuş, bilınçsiz ve aşırı su kullanımı nedenıyle bin- lerce dekar arazi çoraklaşmıştı. Dünyada yaşanan örnekler, GAP'ın bereketini beklerken felaketi de yaşatabileceğini gösteriyor. Harran suya kavuşurken sel attın- da kalmasın... Aziz Nesin - Teslime Nesrin buhışması GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Aziz Nesin, daha önce de yakınmıştı. Yurtdı- şında nereye gitse, oradakı Türk- ler bırbiriyle bozuşuyor, onu pay- laşamıyor diye. Üstelik, olumlu işler yapmak isteyenleri de engel- leyenler çoktu. Burada da Göte- borg'daki kitap fuannda Aziz Ne- sin'in konuşmasında, basın top- Dünyayı fotoğraf karesine sığdırmak tstanbul Haber Scrvisi- Tarihi, içinde yaşar- ken, tüm olaylardaki a an"lan yakaİayıp,"dondn- r«r«k'',tüm olaylan hem günümüzde yaşayan in- sanlığın gözleri önüne sermek. hem de gelecek kuşaklariçin "görselbel^ r bırakmak işlevini ta- şıyan basın fotoğrafçılannın en geniş kapsamlı yanştıklan ve bu yıl 37'ncısi gerçekleştinlen "liusbrarası Dünya Basın Fotoğraftan Yanşma- M" sonuçlandı. Yanşmada dereceye giren eserle- rin yeraldığı sergi ise, dünakşam GazetecilerCe- miyeti'ne ait, Çemberlita^'taki Basın Müzesi'nde açıldı. Uluslararası Basın Fotoğrafçılığı Vakfınca düzenlenen yanşmadaki eserler, "dün\«yı küçük bir fotoğraf karesine sığdınnayı başarmak" açı- sından da önem taşıyor. 16 kasım tarihine kadar açık kalacak sergide. Fransız fotografçı Antoine Gyori'nin Sygma Ajansı adma çektiği "A Sara- jc\o Orphan" adlı eseri de yer alıyor. lantısında bulunmayanlar, elınde TV'de program yapma olanağı varken zahmet edip oraya gelme- yenler, ustamız Stockholm'dey- ken ortalığa çıkıverdiler. "Gurbet yağdanlıklan v 'ndan oluşan bu çemberi, serbest gazeteci ve rad- yo/TV yapıtncısı Abdullah Gür- gün kırdı. Isveç'in en büyük sa- bah gazetesi Dagens Nybeter'in kültür redaksiyonu dincilere kar- şı ortaya yaşamlannı koyarak sa- vaşan bin genç, biri yaşlı iki ya- zan bir araya getirdiği yemekte, kendi olanaklanyla kiraladığı TV ekibiyle bulundu. Teslime Nesrin ile Aziz Nesın'ı, yemekten önce bir araya getirterek ıçten bir söy- leşi yaptı. Abdullah Gürgün. yakında Türkiye'de yayımlanacak olan söyieşısı konusunda Cumhuri- yet"e şu bilgileri verdi: "Teslime Nesrin, yeraltında saklandığı 60günün kitabını yazj- yor. Aziz Nesin, onun yapıriannı yayımlamaya. bu kitapla başla- mak istediğini söyledi. Bcngla- deş'in de bir Atatürk'e gereksin- mesi oldugunu. Cumhuriyefe söylediği gibi bana da y ineledi. Üs- telik, dış basına da bu konuda ay- nı şeyi söylüyor. Aziz Nesin'e sa>- gısı büyük; onun ülkesinde kala- rak uğraşını sürdürmesini takdir- k karşılıy or. Burada bir araya gel- diği icin çok mutlu oldugunu da özellikle beiirtti. Teslime Nesrin, ülkesinde hapse girvrsc polisler ya da kiralık katiller tarafından öl- dürüleceğinden emin olduğu için yurt dışına çıktığını da dil getirdi. Sürnıekte olan da\asından aklan- dığı takdirdc derhal ülkesine dö- neceğini de kararlı bir şekilde söy- ledi.' Aziz Nesin. Stockholm'deyken açıklanan "HiroşimaOzgürlûkve Banş Odülü"nün tatlı bir sürpriz olduğunu söyleyerek "Verilen p*- ra 30 bin dolar dc«iL 300 bin do- lar da olsa, hepsini çocuklantna harcardıtn"^eklinde konuştu. Dagens Nyheter'in yemeğınde, Aziz Nesin ve Teslime Nesrin'e, ev sahipleri dışında. Danimarka- lı ünlü yazar Suzanne Brogger de eşlık ederek tatlı bir sürpriz yap- tı. Nesin'e övgü Yemekte ayrıca, 31 ekimde Aziz Nesin'in konuşmasını yap- tığı gece biröyküsünü başanlı bir şekilde takdim eden tiyatro sanat- çısı Etienne Glazer de bulundu. Öte yandan. isveç Radyo- su'nun haber ve kültür agırlıklı bi- rinci kanahnda her cumartesı ya- pılan "Öykü Saati" programında. Aziz Nesin'm "Çok basanh bir yazar" adlı öyküsü okundu. Öy- küyü Isveççeye. Ulla Lundström kazandırdı. Ulla Lundström. daha önce de Orhan Veli ve diger ozan- lanmızdan çe\ iriler yapmıştı. Hiroşima Vakfı'nın özgürlük ödülünün Aziz Nesin'e \erilme- sı, İsveç kamuoyunda olumlu kar- şılandı. Ülkenin her ıkı büyük ga- zetesinde bu haber yer alırken Aziz Nesın"in uluslararası konfe- rans önensine de yer \enldi. Hi- roşima Vakfı'nın yönetim kurulu üyesi, araştırmacı Gertrud Gid- lund, Cumhuriyefe şu açıklama- yı yaptı: "Bütün dünyayı Lrfemek bizim temel göre\imiz. Ne var ki .\ziz Nesin gibi duyarlu özserili bir in- sanı tanımak. bizleri çok sevindir- di. Banş, hoşgörü \e laiklik için verdiği çabaya hay ranız. Ne var ki ben, kişisel olarak onun \akfına. çocuklanna gösterdiği olağanüstü özveriyi de çok değerli göriiyo- rum. Dilerim bu odül. onun se> di- ği çocuklanyla biriiktc olmasına katkıda bulunur. İlk yönetim ku- rulu toplantımızda. 22 ocaktaki ödül töreninin, Stockholm'de mi yoksa Paris'te mi olacagına karar vereceğiz." OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada başkanı olarak muhalefete geçince "ağa ve şeyh" dü- zenini korumak, oy sandı- ğında bu düzene dayanarak siyaset yapmak zorunda kalmıştır. 1940'larda başlayan top- rak reformu serüveni, 1960'ları da aşarak günü- müze kadar sarkmıştır. Bu- gün de Anadolu'nun Güney- doğusu'nda ağalar, şeyhler ve aşiret reisleri düzeni sürü- yor. Elbette eskisine oranla toplumsal yapı ve toprak ılişkileri bir oranda değişmiş- tir; ama, Türkiye vaktiyle toprak reformunu yapama- dıgı için treni kaçırmış sayı- labilır; Güneydoğu sorunu, çağdışı koşullarıyla 21 'inci yüzyıla aktarılıyor. Bu sorunu GAP çözebile- cek midir? Kökenı 1930'lara kadar inen GAP'ın bölgeyi her bo- yutuyla etkileyeceği açıktır. GAP, sulama ve enerji açı- stndan bölgeye hayat sağla- yacaktır. Bununla birlikte yü- rütülecek bir toprak reformu, ülkeye çok şey kazandıra- cak ve bölge insanını kurta- rabilecektır. SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın konuyu yeniden gündeme getiriyor. Kağıt üzerindeki tasanmlar bu kez bir engele çarpmadan ger- çekleşebilirse Türkiye yitik yıllarını kazanamayacak, ama yapılması gerek olanı yerine getirecektir. 1940'larda ve 1960'larda toprak reformu isteyenler komtınıstlikle suçlanırlardı. Bugün ortam değişti. Türkiye, yarım yüzyıl önce yapması gerekeni yapmadı- gı için büyük bir çıkmazın çukuruna düşmüş görünü- yor; GAP, ülkeyi bu çıkmaz- dan kurtarabilecek bir yatı- rım değerini taşıyor. Ancak o yatırımla birlikte gerekli toplumsal koşulların yaratılmasıyla girişim başari- ya ulaşabilir. • • • KÜLTÜR • SANAT 2 9 3 8 9 7 8 (3HAT) ALKAZAR AVRÜPA SINEMASI 245 73 83 • GÜZELLİKLER EVİ OYUNCULARIAnd The Band Played On VE ORKESTRA. DURMADA ÇALIYORD YÖK Soger Spottisnroode ırc.A% 'U Jîjî M.ıtlhcw AnjıcltCJ Uıfhjrd Plııt M, VC M(xiını.- Musîon C^TL (ot!ın> Mjnın Scanslan : 12.00-15.00-18.00-71.00 11 Kasım'dan itibaren *BUIUŞMA- Yazan Müzıkh Seyirlık Oyun Yoneten Haşmet Zeybek Çofş 20.30/Per* 15.30 20 30/C<ım20.20 Uesi 15 30 20 30/ hıar 15 30 J» 30 EVRENSEL PEZEVENK PARAOlympia Gccc Klübü: Acara Sok No 2 Beyojlu Rez 293 94 56 KEINT OYUNCULARI 2 * 6 3 5 8 9 D.L. COBURN Komedt 2 Bölüro "31 Ekım 9 Kasım" TiKkçesi: Seçlıin Selvi Dckoı : IW* Eren YILDIZ KENTER»»vMÜSFİK KENTER Pazar 15 30-18 00 Ptesı 21 15 Salı 21 15 Çarşamba 15 30 İKADIKÖYHALKEĞİTİM MERKEZİ Tel: 418 61 86 H. HILMI BULUNMAZTüyap Kıtap Fuarı'nda Kttaplarını ımzalıyor 5-13 KM«V1 1.00-20.00 STAND B.15O/A JULIETTE BINOCHEUN YENİDEN DOCUSU I Bizim Tiyatro Altunizade CAPITOL ttst Kat) T e l : 3 9 1 ' 6 5 3 8 ' C . t e s i - P a z a r 1 5 . 0 0 AVNİ DİULIGIL TİVATRO ÖDÜLÜ I 9. yıl / Zafer Diper olağanüstü / övgü'nün çok ötesinde - öykü denli "şaşırtan" bir oyunculuk • Nefis tiyatro metnini ve vırtüöz oyunculuk gösterisini kaçırmaym ; BASIN ÜÇ RENK: MAVI Gdnümüz Sinemasırun 1 Numaralı Yaratıcısı K. KIESLOWSKrnin bütün bü>-ük festivaUeri silip süpüren başyapıtı 1993 Veneclik Feslivali Kn İyi l-ilnı Kuyuk Odıılıı En İyi Kadın Oyuncıı Ödulü (Julictlc liınoclıci \'u daha 20 ulusbırartiM otlul B E Y O Ğ L U AUKAZAR Tel: 245 73 83 12.15-14.30-16.45-19.0O-21.15 4. HAFT» "Bu tilm Eunmages katkılanyla gösterilmektedir." İFA Başladı... Hyatt Regency Cu 14«ı19-ooCt 14-oo 16ao 19 oo 22 30 Pa 16 JO19DO 225 7000 Chantal Thomass Marithe & François Girbaud Jean Charles de Castelbajac \Y A R G IGELECEK OYUN: MILENA'DAN KAFKA'YA MEKTUPLAR | ÇOCUKURDAN ÇOCUKLARA OYUN "İNSANLAR BAHÇESİ" 'az Yon H Hıtmı BULUNMAZ 5 12 Kas.m C te» 15 00 ^&İG3&^ ÇOCUGA MUAMMER ^sSStS&r OYUN ThTiTROCU ^ < « S P ^ İ H İ R L İ S A N D I K IITAI HVOV^sCy^fZll&r Ya2 Vön H Hıltnı BULUNMA2 Her Salı Pers t i OO.Pa2ar 15 00 MUAMMER KARACA TİYATROSU ' Her Pazaf 12 00 ALTUNİZADE KÜLTÜR MERKEZİ VE ORKESTRA DURMADAN ÇALIYORDU... \ And The Band Played on. + Gazeteci Randy Shılt'ın ünlü kıtabından derlenen bu fılmde k Steve Martın. Anjelıca Huston, Phıl Collıns ve Rıchard Gere gibi ünlüler * başrolde AIDS konulu bu fılm baştan sona bir ders nıtelıgınde Başarılı bir 1 > grup doktor HIV vırüsünu bulmaya çalışırken ışın ıçıne polrtık baskılar gırer 1 • Tabı bu etkenle savaşmak hastalığın kendısıyie savaşmaktan çok daha zordur * • Iztenmesı ve ders alınması gereken bu fılmı oyuncu kadrosunun güçlülüğü * • daha da >zlenır kılıyor Beyoğlu Alkazar'da Kaçırmayın % ESIN AFŞAR KONSERLERİ "Yunus Emre ve Sevgi Şarkılan" III 4 Kasım 1994 Cutna Saat: 18.30 AKSASAT. Istıklal Caddesi 80080 Beyoğlu-lstanbul Tel. (0212) 252 35 00-01-02 AKBANK "Sanatın •»anatçının yanında" Kültür Sanat ılanlarınız için 293 89 78 (3 hat) Yön. H.Bulunmaz Pazar 18.00 ozSANATAHAYIR İDOSTLAR TİYATROSU KARACA TİYATROSU NDA Tel : 252 59 35 17 Kasımdan başlayarak Nazım Hikmet-Genco Erkal Per. 18.30 Cuma 21.00 C.tesi 15.00 DEffeK 700. OYUN C.tesi 18.30 A ÇOK Gi)Z£L\ YAZAN ANTON ÇEHOV YONETE^! KAMA GİNKAS OYNAYANLAR Yasemin ALKAYA, Celaj PERK, Bahar IŞIK, Nalân ÖZÜBEK 4 Kasım'dan itibaren Her Cuma 20 30 - C tesı, Pazar 16 30 YAZAN M.ANTONIO DE LA PARRA YÖNETEN ÖZKAN SCHULZE OYNAYANLAR Arif AKKAYA, Engin ALKAN 7 Kasım'dan itibaren Her Pazartesı 20.30 ISTANBUL SANAT MERKEZİ Sakızağacı Cd. Eski Çeşme Sk. No:12 Tarlabaşı Bul.Taksim-İST. Tel: 256 37 51 - 23514 99 ISTIKUL CtD, HO: 140 TtL: » 1 \% 65-66 FU: K4 43 V 9 KASİM'DAN BASUYARAK Ferhan Şensoy'un SEYIRCILISEYIR DEFTERICuma-C'jmartesı 21 00 Cuma r tesı-Pazar 15 30, Pazar 18 30 FERHANGİ SEYLER Ferhan Şensoy'un FerhanŞensoy ŞU GOGOL DELİSİ K»WH^I Derya Baykal Şensoy Çarşamba 21 00 Perşembe 21 00 Bilet Satts Yerleri: SES-18B5 Ortaoyunlar Tel: 25118 65 VAKKORAMA TaksinvRumeli.ÇARSI Maslak-Bakırkoy. Capitol Magazaları HARB1YE MUHSIN ERTUGRUL SAHNESI (240 77 201 M E L I S A G U R P I N A R t : . HAKAN ALTINER (2 1-4-5 6 Kasım) KADIKOY HALDUN TANER SAHNESI (349 04 63) M E M E T B A Y D U R TENSING E'J ÇETİN IPEKKATA (2-3-4 5-6 KK USKUOAR MUSAHIPZADE CELAL SAHNESI (33Î 03 971: L O L E H B E L L O N 6 Y L E B İ R S E V G İ K İ -, ENGİN GUBMEN - »<çt3, MUALLA GENEZ I2-3-4-S-6 K«ım) FATİH REŞAT NURI SAHNESI (526 53 80) MOLIEÜE TARTUFFE rONETE'j JEANLOUIS MARTIN BARBA2 '-rH3 ORHAN VELİ K (2-3 4-5-6 K«.m) GAZIOSMANPAŞA SAHNESI (578 60 67) L Y L E K E S S L E R ÇIKMAZ SOKAK ÇOCUKLAHT YONETEN CENCAT CURUN 'jR<ÇES AU NEYZİ (2-3-4-5-6 Kjsım) Oyun Gunt*-: Ç*r IS 00 JO 13 P^r 20 M) Cum 10 JO Ct IS Û0 10 ÎÛ Pa BİLETIE»! ŞEMtfl TirATROLAHJ CISEtEHt İLE VAKKORAMA TAKSII NUHEU MAĞAZALAKt KADİKOY HALDUN TANEM (MEftKEZ VE CAPITOL OE SATILMAKTAOIR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle