Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 KASIM 1994 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Yer yer dayanılmaz lezzette, Meksika yapımı, afrodizyak bir film: Acı Çikolata
Nefis bir görsel ziyafet!Yıl 1895. Meksika'nın, Tek-
sas sınınndaki Rio Grande böl-
gesi. Gelenek-göreneklerin kıs-
kacında, kocasını genç yaşta yi-
tirmiş ve (belki bu nedenle) yıl-
lardır öteki aile bireylerini ezen
bir baskı kurmuş, otoriter, siniri
hep tepesinde bir anne (Regina
Torne),çekip çevirdigi çiftligin-
de üç kızını yetiştirmeye çabalı-
yor.
Varlıklı anneyle kızlan ve yan-
lannda çalışanlann alıştlmış ya-
şamlannı sürdürdükleri çiftligin
dışındaysa 19. yüzyıl sonu - 20.
yüzyıl başı Meksikasf nda, Pan-
ço VTUa'yla devrimci yoldaşlan-
nın halk iktidan uğruna kelleyi
göze alıp düzenle ve yönetici sı-
nıfla kıyasıya mücadeleye giriş-
tikleri bir karmaşa ve savaş dö-
neminin tozu dumanı tütüyor.
Mutfak masasında, yemek koku-
lan arasında vaktinden önce dün-
yaya gelmiş ve yaşamının büyük
bölümünü. dünyaya karşı tinsel-
tensel iletişimini, uzun uzadıya
hazırlayıp pişirdiği son derece le-
ziz yemekler aracılığıyla kurdu-
gu mutfakta geçirmeye yazgılı,
en küçük kız Tita (Lumi Cavs-
zos), iiç kardeşin en tatlısı. ama
en bahtsızı aynı zamanda. Kök-
lü aile geleneğine göre en küçük
kıza aşk ve evlilik yasak, çünkü
son nefesini verinceye dek anne-
sine bakmak, ablalannın değil de
hüzünlü Titacıgın görevi.
Üstelık onu isteyen, ölçüsüz
bir aşkla sevdigi erkeğin. Tita'ya
kara sevdalı Pedro'nun (Marco
Leonardi), despot annesinin da-
yatmasıyla ablası huysuz Rosa-.
ura'yla (Yarefi Arizmendi)e\ len-
dirilmesini de sineye çekmek zo-
runda kalıyor. Tita'nınkine ben-
zerbiralınyazısını paylaşmış. hıç
evlenmemiş ve doğurmamış, yıl-
lardıraileden biri gibi olmuş, ca-
hil ama yemek sanatının bilgesi,
ahçı kadından mutfaga, yemek
yapmaya ilişkin her şeyi ögren-
miş genç kız kahramanımız. gi-
derek annesinden daha yakın ol-
dugu ahçı kadından kaptığı pi-
şirme sırlan ve olağanüstü bece-
risi sayesinde, yemeklerle eşsız
bir bağ oluşturacak ve mutfağı
adeta bir sanat atölyesine çevire-
rek yemek yapmayı, "mesajlar
taştyan bir sanata" dönüştürecek-
tir...
Çeşitli dillere çevrilip Meksi-
ka ve ABD başta olmak üzere.
yayımlandığı ülkelerde satış re-
korlan kıran, Türkçesi de Mü-
keırem Akdeniz'in çevirisiyle
Can Yayınlan arasından çıkan
Meksika!ı kadın yazar Laura Es-
quivel'in, 'içinde yemek tarifleri.
SUNGU ÇAPAN
Laura F.squKel"in romanırtdan uyarianan filmde Lumi Cavazos, gelenekkr zoruyla aşk ve evliliğin yasaklandığL, aşçilığa ve mut-
fağa taJim eden genç kıa. başanyİa oynuvor.
aşk öyküleri ve kocakan Uaçlan
bulunan tefrika rouıanı'ndan
(Acı Çikolata - Agua Para Cho-
colate - Like Water For Choco-
late) uyarianan, Meksika yapı-
mı, adeta her karesinden ye-
me(k) zevki fışkıran bu incelik-
li ve sevimli filmin bütün sine-
maseverleri sık sık yutkunmala-
ra gark ederek acıktınp fena hal-
de iştahlandıracagı kuşkusuz.
Özellikle tat uzmanlannın na-
bıza göre şerbet veren, düğün
pastasından gül yapraklı bıldırcı-
na, kuzey sucugundan ceviz sos-
la biber dolmasına dek çeşitli ye-
mek tariflerini de içeren Laura
Esquivel'in büy'ülü gerçekçılik
çizgisini sürdüren nefts roma-
nından. Meksika sinemasının ta-
nınmış isimlerinden Alfonso
Arau eliyle sınemaya uyarlan-
mış Acı Çikolata, Ispanyol kültü-
riinün azımsanmayacak boyut-
lardaagırçektigi ABD'deen çok
ACI ÇI(O(ata (Como Agua Para Chocolate) /
Yönetmen: Alfonso Arau ' Senaryo: Laura
Esquivel, kendi romanından / Kamera: Emmanuel
Lubezki, Steve Bernstain / Müzik: Leo Bnroer /
Oyuncular: Lumi Cavazos, Marco Leonardi,
Regina Torne, Ada Carrasco, Claudette Maille,
Mario Ivan Martinez, Yareli Arizmendi / 1992
Meksika (Film Pop) Beyoğlu Beyoğlu Sinemasf nda.
ilgi toplayan yabancı film oluşu-
nun yanı sıra. ödül rekortmeni
bir film aynca. "Büyülevici fan-
terinin asıl anası-babası, sadece
gerçekçiliktir'" diyen. 'faltaşı gi-
bi açılmış gözieriyle gündelik ya-
şamabakıp' ilbam penlerini ha-
rekete geçirerek romanlannı ya-
zan, Latin Amerika edebıyatının
ustası Gabriel Garcia \larqu-
ez'in izinden gıden Laura Esqu-
jvel'in kendı rpmanından senar-
yolaştırdıgı Acı Çikolata,
1900'lerin de\rinıçalkantılanna
boğulmuş. karmaşık Meksika-
sfna 'erkek terminolojisiyle an-
cak duyariı bir kadın gözüyle" ta-
nıklık ederken, kadını geri plana
iterek alabildigıne horlayıp sö-
müren geleneklerin kolunu ka-
nadını bagladıgı, alınyazısını de-
ğiştirmeye çabalayan, annesinin
zulmettiği Tita'nın kimlik soru-
nunu ve var olma savaşımını da
ele alıp işliyor; sıcacık, hoş, za-
rif ve ironik bir sinema diliyle.
Gelenek baskısıyla zorbaca
mahrum edıldigi tensel aşka ku-
cak açarak sevgisiz, anlaşmalı
evlilikler çarkıni kıran, çiftliğin
dışında süregelenden nerdeyse
'daha zorlu birdevrimi" gerçek-
leştiren, ömürboyu buyurgan ve
fesat annesine bakmaya ve habi-
re yemek pişirmeye yargılı, yap-
tıgı yemeklere kimi zaman ruhu-
nu ve tüm yaşama sevgisini de
koyan Tita, sevdigiyle evlenmiş
ablasını dogurtuyor ve besin tan-
nçası gibi emzirip annelik ettigi
küçük yegeni Esperanza'nın ka-
derini de değiştiriyor. Anaerkil
aile baskısından çınlçıplak ka-
çarak içindeki ateşi söndürecek
erkek(leri) ararken devrimcilerin
arasına kansan. bir süreligine fa-
hişelik de yapan, cesur ve özgür
ortanca kızkardeş Gertrudis'le
(Claudette Maille) dayanışma
içindeki Tita'nın, aşk, arzu, şeh-
vet, utanç ve sevecenlikten dev-
rim, kargaşa, delilik, ölüm ve do-
gumlara kadar açılan bir yelpa-
zede seyreden yaşamına, Ped-
ro'nun aşkı bunalım ve azap ve-
rirken, kızı deliligin eşiğinden
döndüren Amerikalı dul aile
doktorunun sevgisi. huzur ve gü-
ven veriyor.
Son derece başanlı çevre-me-
kan düzenlemesı, epey titizlenil-
miş ışıklandırma-aydınlatmayla
çiçek gibi açmış, harika görüntü
ve müzik çaltşması ve oyuncula-
nnın da katkısıyla biraz da aşkın
yolunun mideden geçtigine iliş-
kin bu sevimli, komik ve roman-
tik bin birgece masalı çeşitleme-
sinde, tabak-çanagın siiip süpü-
rüldügü, görkemli sofra sahne-
lerinden geçilmiyor.
Şahane sofralar
Ceviz ya da nar ayıklanan, pat-
hcan-biber közlenen, havanda
sarmısak dövülen ya da börek
açılan aile mutfagında, şafagın
alacasından gurubun kızıllıgına
kadar sürekli çalışıp bir tek kuş
sütünün eksık oldugu şahane
sofralar düzen, mükemmeliyetçi
ve otoriter annesinin hayaletiyle
hep başı belada, hassas ve hari-
ka aşçı Tita'nın, mum ışıgı altın-
da, pirinç karyoladakı büyük aş-
kı Pedro'yla bu kez zalim anne-
sinin gözetleyen bakışlan ol-
maksızın ölüme yol açan büyük
birorgazma baglanarak yıllarca
süren degişimini hikaye eden fil-
mi, Tita'nın yegeni Esperan-
za'nın agzından dinleyip seyre-
diyoruz.
Sam Peckinpah'ın Vahşi Bel-
de, John Landis'ın Üç Kabada-
vı, Robert Zemeckh'in NiPde
Ölüni gibi filmlerinde rol almış,
Alejandro Jodorovvsky'nin ünlü
yapıtı EITopo'da başrolü üstlen-
miş, deneyımli oyuncu, yapımcı
ve yönetmen Alfonso Arau'nun
Laura EsquKe!"m bir solukta
okunan ilgınç romanından başa-
nlı biruyarlamayı gerçekleştire-
rek ımzaladığı, humorla dramı
zevkli bir biçımde kaynaştıran
An Çikolata'sı, kuşkusuz hafta-
nın filmi bizce. Birinci sınıfgör-
sel düzeyi, göriintüleri, oyuncu-
lan ve içerigiyle bir süreligine
zihne nakşolunan. biraz domes-
tik ancak zevkli, seçkin bir *sen-
tez ve vizyon'un ürünü olan bu
usta işi Meksika filmıni kaçır-
mayın deriz!
YEMİ
Mûşteri: Jod Schumacher'ın
yönetmenlığinı üstlendigı fılmın
başrollerinı Susan Sarandon ve
Tommy LeeJonesv e Brad Renf
1
ro payiaşıyor.
John Grisham'ın bir ayda 2
mılyon adet basılan aynı adlı kı-
tabından sınemaya uyarianan
filmde, her şey 11 yaşındakı
Mark Svvay'in (Brad Renfro)
kardeşiyle bırlikte sıgara içmek
ıçin ortnana gıtmesıyle başlıyor.
Ormanda bir avukatın egzos bo-
rusuna hortum takıp dığer ucu-
nu da arabanın ıçıne koyup gaz-
la ıntihara kalktşmasına tanık
oîur. Avukat, onun kendısinı
kurtarma çabasını öfkeyle karşı-
lar. Mark, avukatla konuşması
sırasında katıller ve kayıp bir se-
natör hakkında çok şey ögrenır.
Mark'ın kardeşı, avukatın intı-
hannı görünce şok geçınp ko-
maya girer.
Bunlann sonucunda, mafya
Mark'ı susturmak ıçın. kanun-
lara son derece ınançlı, saygın
ve hırslı savcı Roy Foltngg
(Tommy Lee Jones) isebıldıkle-
nnı ögremek ıçin peşine düşer.
Mark kendıne hırslı ve ışını
bilen bir avukat olan Reggie Lo-
ve'ı (Susan Sarandon)bulur. Ha-
yatlannı tehlikeye atarak mafya
ve FBI ıle mücadele eden bu ıkı-
li, birbırlenne karşı sevgı ve say-
gı duymaya başlarlar.
SizedeÇıkabflir. AndrevıBerg-
man'ın yönetüği fılmin başlıca
rollerinde Nicholas Cage, Brid-
get Fonda ve Rosie Perez var.
Charlıe Lang'ın (Nicholas
Cage) hayattan beklediği bırkaç
basit şey vardır. lyi bir polis ve
yardımsever bir komşu olmak.
Kansını sevmek ve bir aile kur-
mak. Kansı Murrel Lang'ın
(Rosie Perez) ise istekleri bütü-
nüyle paraya dayalıdır. Qu-
eens'tan Manhattan'ataşınmak,
Charlıe ıle yaşadığı hayattan
kurtulmak istemektedir. Yvon-
ne Biasi (Bndget Fonda) ıse ko-
casının kendisine yaptığı kötü-
lükler yüzünden iflas etmıştir ve
TriBeCa adlı küçük bir cafede
çalışmaktadır
Mahkemenın iflası Yvonne'a
bildirdiği gün, Charlie öğlen ye-
meğı yemek ıçin cafeye gitmış-
tir. Yvonne'un mutsuzluğunu
fark edip onu neşelendırmeye
çahşır. Hesabı çekle ödedigınde
bahşiş bırakmak ıçin hıç nakıt
parası olmadığını fark eder. Bu-
nun üzenne karısı ıçın aldığı pi-
yango bıletını göstererek ödül
çıktığı takdırde yan yanya pay-
laşacağına, çıkmadıgı takdirde
geri gelip bahşiş bırakacağına
dair söz verir.
Arnie'nin James Bond'luğa soyunduğu, 'action-komedi' katan İstanbul'da...
Gündüz bilgisayar sabcısı^ geceyse gizJi ajan 007
• Gerçek Yalanlar (True
Lies) Yönetmen: James
Cameron / Senarvo:
J.Cameron, Randall
Frakes, Claude Zidi -
Simon Michael - Dider
Kaminka'dan / Kamera:
Russel Carpentir /
Müzik: Brad Fıedel /
Oyuncular: Arnold
Schvvarzenegger, Jamie
Le Curtis, Tom Arnold,
Bill Paxton, Art Malik,
Tia Carrere, Eliza
Dushku/ 1994 ABD
(UIP) Beyoğlu Atlas,
Kadıköy Süreyya,
Çemberlitaş Şafak,
Osmanbey Gazi,
Bakırköy Avşar,
Maslak Mövenpick,
Aksaray Yıldız,
Altunizade Capitol
sinemalannda.
Önceleri C harfiyle başlayan
filmlere (Conan'lar, Comman-
do, vb.) merak sandınp son dö-
nemdeyse T'den gıden (Termi-
nator'lar, Tnins, Total Recall ve
şimdı de True Lies) Hollyvvo-
od'un en çok para kazandıran
megastan 'Koca Arnie' yine kar-
şımızda son filmiyle: Gerçek Ya-
lanlar - True Lies. 1968'debir vü-
cut geliştirme yanştırmasına ka-
tılmak için ABD'ye yollanarak
canlı bir Mikelanj heykeli gibi or-
taiarda boy gösterip tam bu fir-
satlar ülkesine özgü, tipik vt ko-
canıan bir başan öyküsünü ger-
çekleştiren ve kaslanndan sonra
kafasını da geliştirerek zirveye de-
mir atan Schvvarzenegger'i ge-
çen yıl Jurassk Park'ın Dıno'la-
rından esaslı bir kötek yiyerek
tam bir gişe fiyaskosuna dönü-
şüp, Last Action Zero ya da Lost
Action Herogibi alaycı nıteleme-
lerle etiketlenerek rafa kaldın-
lan, action-adventure parodisi
Son Muhteşem Kahraman üstün
yapımında seyretmiştik en son.
Arnie'nin Amerikan
riiyası
Barbar Conan, Terminatör
filmleriyleküpünüdoldurduktan
sonra Kennedy ailesine damat
olacak kadar saksıyı çalıştıran bu
uyanık kas yıgını, Avusturya
Gerçek Yalanlar'da Arnold Schvvarzenegger bu kez James Bond ve kıskanç koca olmuş.
göçmenini, çeyrek asırdır hala
yetkinleştiremediği, Alman ak-
sanlı Ingilizcesine karşın, günün
birinde ABD başkanı olarak da
görebilirizbelkıgelecekte. Böy-
lesi, Arnie'nin Amerikan Rüya-
sı'na da cuk oruımaz mı zaten?
Hazret artık alışıldıgı üzere
Hollywood'un en yeni dijital tek-
nolojisinın emrine koşuldugu,
bütün sinema tarihinin en paha-
lı üstün yapımı oldugu ileri sürü-
len (filmin bütçesinin 100-120
milyon Amerikan dolanna çıktı-
ğı rivayet ediliyor) bu son filmin-
de, şimdıye dek komple bir 'sa-
vaş makinesi'ne dönüştürdügü
yenilmez kahraman imajını ar-
tık komedi türüyle yumuşatıp,
çocuklanyla birlikte cümbür ce-
maat sinemaya giden bütün
Cösterimdeki f iimlerin değerlendirilmesi
•••
• •
•
•
•••
•
••••
•
Acı Çikolata/Como Agua Para Chocolate/Alfonso Arau
Çılgın Sahtekârlar/City Slickers 2/Paul VVeiland
Dört Nikah Bir Cenaze/Four VVeddigns And A Funeral
Gerçek Yalanlar/True Lies/James Cameron
HızTuzağı/Speed/Jan De Bont
Kraliçe Margot/Patrice Chereau
Kurt/Wolf/MikeNichols
Üç Renk: Mavi/Trois Couleurs Bleu/K. Kieslovvski
Taş Devri/The Flintstones/Brian Levant
Ve Orkestra Durmadan Çalıyordu/And The Band Played On/R.
Spottisvvoode
' Geçen hatla yanlışlık sonucu değerlendirmemiz karmakarışık bir şekilde yayınlanrmfbr, 6zûr düerlz.
Amerikalı anne-babalan eğlen-
dirmeyi ve patlamış mısır tüke-
timini arttırmayı amaçlıyor
1990'larda iyiden iyiye. Action
türünün başı çeken ustası James
Cameron'un yönetiminde bu kez
entelektüel ve işinin uzmanı
olan. uluslararası terorizme, nük-
ler füze ve silahlara karşı müca-
dele eden, yeni bir James Bond
gibi adeta üstat.
Güvenlik nedeniyle gizli ajan-
lıgını kansı Jamie Lee Curtis'ten
bile saklayan Schvvarzenegger,
onu bilgisayar satıcısı zanneden
ve ev kadınlıgından fena halde
sıkılmışa benzeyen kansıyla
meslegi arasında kalacak, kıs-
kançlıgi ve düşmanlan olmak
üzere iki cephede birden çarpışa-
caktır! Tabii bu arada komedi bi-
çiminde yansıtılan şiddetin dozu
da bir ölçüde hafifletilip mizah-
komedi ögesi bayagı öne çıkan-
lacak ve cilalı, bol atraksiyonlu
bir 'yüksek teknotoji gösterisi'nc
dönüştürülecektir bütün hikaye.
Amerikan eğlenceliği
Gerçek Yalanlar'da. Ram-
bo'ya rahmet okutan süper bir
gizli ajan kimligindeki kahrama-
nımızın adrenalin yükselten (!)
heyecanlı maceralan, film göste-
rime girer girmez bütün Müslü-
man Arap ülkelerinin de tepkisi-
ni çekti, öyküdeki kötü kişilerin
birOrtadogu ülkesinden kaynak-
lanan ve ABD'yi tehdit eden. gö-
zü kara teröristler olarak göste-
rilmesinden ötürü.
Dolby ses sistemi sayesinde
kulagınızın hemen yanıbaşında
patlayan uçak, helikopter, top, tü-
fek şamatası biryandan, anlatılan
öykünün pek yenilir, yutulur, çe-
kilir olamayışı öte yandan, dört
koldan seyircinin üstüne üstüne
gelen bu 'komedi' artı aksiyon
kokteyli, dogrusu, yorucu, yavan
ve sevimsiz bir 'dijital varye-
te'düzeyınden pek öteye geçemi-
yor sonuçta.
Görememış oldugumuz Fran-
sız Claude ZJdi'nin LaTotale ad-
lı komedisinin de, Hollyvvood
usulü yenıden çevrimi niteligin-
deki Gerçek Yalanlar, aldatıldı-
gını zanneden koca-Arnie'nin
kıskançlıgı üstüne gelişen gırgır
yanlarıyla harmanlanmış bayat
bircasusluk serüvenı vesürükle-
yıci aksiyon özellikleriyle çekici
kılınmış. dijital bır yepyenı
Amerikan eglencelıgı.
YEDtRENK
UGUR KOKDEN
Kitabın Duğunu
Bugün, kitabın iki hafta sürecek yeni düğünü başlıyor.
Her yıl güz mevsimi, yapraklar kızanrken, kitabın da altın
mevsimi başlar. Okurun, yayınevinin ve ürünün (kitap) bir-
liktelik şöleni. "Beraber olmak bir mucizedir"demişx\ Ara-
gon; gerçekten şaire hak verdiren bir mucize gerçekleş-
miş oluyor böylece. Yılda bir kez.
Mucizeyi gerçekleştiren TÜYAP Istanbul Kitap Fuan, bu
yıl on üç yaşına basıyor. Bir bakıma on üç yaş, insanlar için
ergenliğin bekleme odası sayılır. Eşiği. Ama bu kurum, on
yç yılda kendini, işlevinin gerekliliğini ve sağladığı yaran
dosta/düşmana kanıtladı.
Yazım haklarının değil, doğrudan tüketimin fuan olan bu
canlı sergileme ve okurla kitabın arasında doğan bu dina-
mik karşılaşma, yöneticilerinin diliyle Avrupa'nın en büyük
kitap fuarını oluşturmakta. Öyle ya, yalnız geçen yılın zi-
yaretçi sayısı çeyrek milyona ulaşmamış mıydı?^
Dahası, bir adım ötede TÜYAP Kitap Fuan gerçekliğinin
bundan böyle artık kurumlaşmaya doğru gidiyor olması.
Istanbul'dan sonra önümüzdeki beş yıl içinde başka dört
ile de sıçrama yapma hazırlığı içinde. Ayrıca, Istanbul Fu-
arı da son sınınna ulaşmış bulunuyor -yetkili açıklamalara
bakılırsa. Yani, katılan toplam yayınevi sayısı 237. Türkiye
toplamı, yaklaşık dört yüz. Demek ki, aradaki farkı temsil
eden yayınevleri için fuar çerçevesi içinde yer bulma ola-
sılığı yok görünüyor var olan koşullarda.
• • •
Her yıl yinelenen, büyüyen ve gelişen bu şenliğe karşı-
lık, 'kitap' için özgüriük gerçekleşti mi? Bu soruya, henüz
'Evet!' demekten uzağız. Şu anda bile, kentin duvarlarını
kaplayan siyah kağıtlarda, "Önce kitapları yaktılar; sonra
insanlan yaktılar; şimdi de köyleri yakıyoriar; ya sonra " so-
rusu sorulabiliyor.
Yırminci yüzyılın bitimine, tek elin parmaklan kadar bir
zaman kalmışken, böylesi bir utanç sorusuna kolayca "Ha-
yır!" karşılığını veremiyoruz.
1989-94 yılları arasında, Istanbul anakent ve ilçe yerel
yönetimleri kitabın üstüne dikkati çekmek, kitap çevresin-
de bir ilgi ve çekim odağı oluşturmak amacıyla pek çok
etkinliklerde bulundular. Özel toplantılar, haflalar, "kitap
şenlikleri", kültürfestivallen düzenlediler. Öyle ki, bu etkin-
likler sırasında kitabı yüceltici kimi bez afış metinleri so-
ruşturmaya bile uğradı.
Bu arada, Şişli Belediyesi, Osmanbey'in araç ulaşımına
kapalı bir sokağında (Tayyareci Fehmi Sok.), yarışma ka-
zanmış bir projeye bağlı kalarak özel mimarili kitap satış
birimleriyle yardımcı birimler inşa etti; böylece, yayalara
açık kültür ağırlıklı bir sokak düzenlemesi gerçekleştirdi.
Anayasayı değiştiren, kişi hak ve özgürlüklerini kısıtla-
yan 12 Eylül askeri darbesinden bu yana, ilk kez söz ko-
nusu 1989-94 döneminde, resmi düzlemde kitaba sahip
çıkılmış olunuyordu. Böyle bir yaklaşım, anlamı ve etkisi
açısından, ülkenin demokratikleşme çabaları açısından, yi-
ne de başlıbaşına önemli bir adım sayılmalı.
Bununla birlikte kitap yeterince özgür mü? Kuşkusuz,
hayır! Yazarlarımızın alnını -şu anda bile- defne dallanndan
bir taç değil, cezaevlerinin dikenli tellerinden haleler süs-
lüyor.
Dolayısıyla kitaba karşı sergilediğimiz davranışlar bütü-
nünde gerçekçi bir içtenlikten söz etmek zor. Kitabı ne öl-
çüde benimsiyoruz, onu ne ölçüde sever görünüyoruz?
Nerdeyse hiç! Sözlü ve yazılı basının hızla tekelleştiği bir
sırada, kaç gazete ya da TV kanalında kitap için yer ayrıl-
makta.
• • •
1994 TÜYAP istanbul Kitap Fuan'nın tartışmaya açtığı
konu, Türkiye'de Tîyatro ve Tıyatro Edebiyatı. Bu konuya,
TÜYAP'ın geride bıraktığı yıllara da uygun olarak, bu yıl,
"onuryazan" Adalet Ağaoğlu seçilmiş. Bu tür etkinlikler
de ayrıca, fuan dar sınıriarın ötesine taşıyor ki, okur ve ül-
ke için kıvandıncı bir girişim.
Gönül, "Keşke kitabın düğünü her yıl iki bahar gerçek-
leşse... "diyor.
İsmetKûntay rıyatro Ödûlleri
sahiplerine venliyop
• Kültür Servisi - Daha önce açıklanan 1993-94 dönemi tsmet
Küntay Tiyatro Ödûlleri, 5 Kasım 1994 Cumartesi günü saat
20.00'de "Yeşil Papağan LTD.ŞTİ." oyununun galasında
verilecek. Biündiği gibi en iyi oyun ödülü, Antalya Devlet
Tiyatrosu'nda sahnelenen Murathan Mungan'ın yazdıp
"Mezopotamya Üçlemesi'nin son oyunu "Geyikler
Lanetler"e, en iyi yönetmen ödülü "Mezopotamya
Üçlemesf'nin yönetmeni Mustafa Avkıran'a. en İyi kadın ve
erkek oyuncu ödûlleri de Şehir Tiyatrolan'nda sahnelenen
Melisa Gürpınar'ın "Istanbul'un Gözleri Mahmur" adlı
oyundaki rolüyle Ayla Algan'a ve İstanbul Devlet
Tiyatrosu'nda sunulan Turhan Selçuk-Kenan Işık'ın
yazdıklan "Abdülcanbaz"daki rolüyle Atilla Olgaç'a
verilmişti.
Kumdan Kaleler topluhığu
• Kültür Servisi - Çahşmalannı üç yıldan bu yana sürdüren
"Kumdan Kaleler" adlı topluluk 8 kasımdan itibaren her sah
Jazz Stop'da çalacak. Bilinen rock çalgılannın yanı sıra. ut ve
flüt gibi enstrümanlara da ağırlık vererek yaptıklan
çalışmalarda geçmişten gelen müzik değerlerimizle bugünün
beğenileri arasında dürüst, içten ve derinlikli bir köprii
kurmanın yollannı arayan topluluk, yedi müzisyenden
oluşuyor.
'Osmanlı ve Tûrk Müziği Rûzgan'
• Kültür ServBİ - İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kültür
etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Yerebatan Konserleri"
sürüyor. 5 kasım cumartesi günü Türk klasik müziği sanatçısı
Gönül Paçacı'nın da aralannda bulunduğu profesyonel 6
müzisyenden oluşan "Yeni Alaturka Grubu", "Sarnıç'ta
Osmanh ve Türk Müziği Rüzgan" başlığı altında bir konser
verecek. Doğan Dikmen'in solist olarak katılacağı programda.
az sayıda otantik saz ve sesle. hem klasik repertuvardan hem
de bugün üretilen klasik üslupta eserlerden ömekler
sunulacak. Saat 16.00'da başlayacak konseri Sarnıç'a giriş için
bilet alan herkes izleyebilecek.
Alrnıet Kaya'nın Kıbns konseri
• LEFKOŞA (Cumhuriyet) - Ünlü Türk sanatcılannm
Yavruvatan Kıbns çıkarmasına Ahmet Kaya da kaülıyor.
Sanatçı, iki konser için orkestrası ile birlikte 700 milyon lira
alacak. Ahmet Kaya'nın ilk konseri 5 kasım cumartesi günü
Lefkoşa'ya bağlı Gönyeli Köyü'nün "Ali Naci Karacan"
Stadyumu'nda gerçekleşecek. İkinci konser ise 6 kasım pazar
günü Gazi Magosa Salamis harabelerinde yer alacak. Her iki
konser için giriş ücretinin 200 bin lira oldugu açıklandı.
Katmandu fotoğpaflan
• Kültür Servisi - Türkıye'nın önde gelen fotoğraf
derneklerinden AFSAD'ın kurucuları arasında yer alan Özcan
Yurdalan'ın Katmandu'da yaptığı fotoğraf çalışmalan cumartesi
gününden itibaren Fotografevi'nde sergileniyor. Sanatçı, sergi
açılışında "Nepal'den Görsel Notlar" başlıklı birdia gösterisi
de gerçekleştirecek. 1975'te fotoğraf çekmeye başlayan
Yurdalan, çok sayıda konulu grup sergileri ve karma sergilere
katıldı. dia gösterileri yaptı. Fotoğraflan, foto-röportajlan ve
fotoğraf yazılan, gazete ve dergilerde yayımlanıyor. "Doğrudan
fotograf" anlayışını savunurken fotoğraf, insan bedeni, gölge ve
müzikle gerçekleştirilen deneysel çalışmalara katılıyor.
Sanatçının, 2 aralığa dek sürecek sergisinde, Nepal'in başkenti
Katmandu'da çekilen fotoğraflar yer alacak.