Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'4KASIM1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kozakçıoğlu -
Erdoğan
îartışması
• ANKARA (AA)-CHP
Istanbul Milletvekili
Mehmet Sevigen, İstanbul
Valisi Hayri Kozakçıoğlu ile
İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep
. Tayyip Erdoğan arasındaki
tartışmayı bir soru önergesi
ile TBMM gündemıne
getirdi. Sevigen.
önergesinde şu sorulara yer
verdi: "Yetkilen aşma söz
konusu mudur? Beldenin
ortak ihtiyaçlannı
karşılamakla yükümlü olan
belediye başkanı hangi
. yetkiyle valiyle siyasi
' tartışmaya girmektedir. Aynı
' şekilde hangi yetkiyle
'valinin camiye
' gelmemesini" tartışmaya
açmaktadır? Şayet yetki ve
görev dışına çıkma söz
• konusu değılse valinin
müdahalelerinin gerekçesi
nedir°"
Yargıçve
savcılar kura
çekti
IANKARA (Cumhuriyet
; Bürosu) - Adalet Bakanı
; Mehmet Moğultay.yargı
; bagımsızlığı ile ilgili
i sduntılann temelinde;
' demokratik hukuk devleti
anlayışına ters düşen
; anayasal ve yasal
; düzenlemelerilebunlara
; dayalı u>gulamalann
• yattığını söyledi. Yürütme,
', yasama ve yargı organlan
I arasında bulunması gereken
; dengenin bozulduğunu
; kaydeden Moğultay, "herö
j kişiden birinin davalı ya da
' davacı" olduğunu belirtti. 2.
i ANAPiktidandöneminde
i açılan sınavı kazanan ve 2
; yıllık staj süresini başan ile
; tamamlayan 130 adli savcı ve
• yargıcının görev yerleri.dün
'• çekilen kura ile belirlendi.
FevriKartalDYP
Vanadayı
; • ANKARA (Cumhuriyet
• Bürosu) - Teşkilattan
i sorumlu DYPGenel Başkan
! Yarduncısı Rıfat Serdaroğlu,
; ara seçimlere Van'da, halen
| yurtdışında bulunan
1
kapatılan Demokrasi Partisi
j (DEP) Milletvekili Rezmi
! ICartaFın kardeşi Fevzi
; Kartal'lagireceklerini
; açıkladı. Kartal'ın
; adaylığının kesinleştirilmesi,
; gözleri aday konusunda
' genel merkezyönetimiyle
' ters düşen DYP'nindiğer
' bölge milletvekili Mustafa
, Kaçmaz'açevirdi. Kaçmaz,
daha önce yakın çevresıne,
Kartal'ın aday gösterilmesi
> durumunda istifa
'debileceğini söylemişti.
tvleri
gündemde• • ANKARA (Cumhuriyet
rBürosu) - tnsan Haklanndan
Sorumlu Devlet Bakanı
Azimet Köylüoğlu. Doğu ve
Güneydoğu Anadolu
bölgelerinde düzenlenen
operasyonlar sırasında evi
yanan köylülere yardımda
bulunulması için yöntem
" arandığını belirterek,
"Köylülere bir yıl süreyle
asgari ücret üzerinden ödeme
yapılabilir. Sayın Karayalçın
da bu öneriye sıcak baktı"
'dedi.
İHO'den kınama
• ANKARA (Cumhuriyet
v
Bürosu) - İnsan Haklan
Derneği (İHD). gazetemiz
, yazan Oral Çahşlar ile
derneğin eski Balıkesir Şube
Başkanı Avukat Mahmut
' Karakurt'un, düşüncelerini
açıkJadıklan için hapis
cazasına çarptınlmalannı
kınadı. İHD Başkanı Akın
Birdal, dün konuyla ilgili
yapüğı yazılı açıklamasında
' siyasilerin "demokratikleşme
süreci" söylemlerine karşın
gerçeği söyleyen, halkın
haber alma ve bilgilendirme
özgürlüğünü kullanmasını
sağlayan kişilerin mahkum
edildiğine dikkat çekti.
SHP lideri Murat Karayalçın Cumhuriyet'e açıkladı:
Toprak reformu geliyorTOprak RefOPmU İdaPeSİ SHP Genel Başkanı Karayalçın KlU*UI11 8Pfflî VereCek SHP lideri projenın serbest piyasa
Toprak Reformu ldaresi adıyla kurulacak bir kurumun Toplu ekonomisi içinde toprak reformunun nasıl yapılacağı sorusunu
Konut ldaresi gibi çalışacağını ve satın alma, kamulaştırma, yanıtlayacağını belirterek "Ister kooperatif kurulsun, istenirse
Hazine arazilerini dağıtma yöntemlerini kullanarak toprak ayn ayn başvuru yapılsın bu idare arazi verecek. Tanmsal
dağıtımmı gerçekleştireceğini söyledi. donanımla ilgili kredi de verecek" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Murat Karayalçın, Güneydoğu
Anadolu Projesı'nin (GAP) bölge tanmı-
na kazandıracağı su ve teknolojiden ya-
rarlanılarak, yenı bir "Toprak Refor-
mu"projesınin başlatılacağını açıkladı.
"Toprak Reformu ldaresi"adıy la oluştu-
rulacak kurumun, Toplu Konut tdaresi
gibi çalışıp. "satın alma. kamulaşürma
veya Hazine arazilerini dağıtma" yönte-
mini izleyerek toprak dağıtımı yapacağı-
nı belirten Karayalçın, "Ister kooperatif
kurulsun, istenirse ayn ayn başvunı ya-
püsın, bu idare arazi verecek. Tanmsal
donanımla ilgili kredi de verilecek. Toprak
reformunu, bundan 20-30 yıl öncesinin
kalıplanyla savunmuyoruz, yeni bir çer-
çeveye oturtuyoruz" dedi. Karayalçın,
toprak refoımuyla Güneydoğu Anado-
lu'da istıhdamın artınlacağını vurgular-
ken. "Bu proje, serbest piyasa ekonomisi
içinde toprak reformunun nasıl yapılaca-
ğı sorusunu yanıtlayacak"görüşünü dile
getirdi.
Toprak reformunun
ideolojik gerekçelerle talep
edilmesinin altında yatan
neden, feodal ya da yan
feodal bir yapının
bozulmasıdır,
çözülmesidir. '
SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Karayalçın'ın, Cumhuriyet'ın
konuya ilişkin sorulanna verdiği yanıtlar
şöyle:
- Cünedoğu Anadolu Projesi, Urfa tü-
nelleriy le bir adım daha üerlerken. bölge-
de yürürtüğe koymayı düşündfiğünüz ek
projeler var mı?
- Türkiye tanmında çok önemlı deği-
şikükler oluyor, konuya öyle yaklaşmak
gerekır. Türkiye tarımı bugüne kadar
yoksun olduğu iki ögeyi kazanmakta. Bi-
risi su, ötekisi de teknoloji. Su konusuna
bizim bakışımızla sağ partilerin bakışı
arasında bir cıddi farklılık var. O konuya
dikkatinizi çekmek isterim. Sağ partiler
için su, bir üretim girdisidir. Ama sosyal
demokrat bir parti olarak bizim için su.
tarımda toprak-insan ilişkilerinin değiş-
mesıne neden olacak bir ögedir aynı za-
manda. Şimdi su birsonraki aşamadan ta-
nmsal üretim deseniyle ilişkılendirilme-
li. Suyla birlıkte Güneydoğu'da yeni bir
tanmsal üretim deseni ortaya çıkacaktır.
Özellikle sebze üretimi bu arada orada
alışılmış geleneksel üretim dallannın ya-
nında ön plana çıkacaktır. Bunun anlamı
Güneydoğu'da istidam olanaklannın yay-
gınlaştınlması ve gelirdüzeyinin yüksel-
tilmesi olarak görülmelidir. Şimdi biz bu-
nunla birlikte bir yeni toprak reformu pro-
jesi üzennde duruyoruz. En önemlisi bu-
dur. Çünkü su ve teknoloji kullanımı ta-
nmda toprak-insan ilişkilerinde yepyeni
bir düzenlemeyi gerekli kılıyor. Toprak
reformunu bundan 20-30 yıl öncesinin
kalıtlanyla savunmuyoruz. Toprak refor-
Karayalçın: Güneydoğu Anadolu'da istihdamı arrtıracak toprak reformunu 30
yıl öncesinin kalıpİanyla savunmuyoru/. Vepyeni bir çerçeveye oturtuyoruz.
mu anlayışını yeni bir çerçeveye oturtu-
yoruz. Şu anda onun üzerinde çalışmalar
yapıyoruz.
- Amaç, topraksız kö\lü\e toprak ver-
mek mi, yoksa >eni toprak alanlan yarat-
makmı?
- Türkiye gerçekten çok yeni bir aşama-
ya geliyor. Hükümet olarak 49 ve 50. hü-
kümetlerde Bayındırlık Bakanlığı'nı üst-
lenmiş bir partinin genel başkanı olarak
söylüyorum, çok büyük bir atılım yaptık.
Bu yıl daha önceki yıllarda ve başka yer-
lerde yaptığımız sulama faaliyetlerinin
yanı sıra, bu yıl Harrancia bu sulamayla
birlikte 30 bin hektara su taşıyacağız.
Harran 150 bin hektarlık bir alandır. Biz
95 yılında Harran'ın yansına ulaşmış ola-
cağız. 75 bin hektara çıkacağız. Aynca
Baziki, Suruç ovalannda ve Bozova'da da
yeni sulama kapasiteleri yaraüyoniz. Bu
o bölgede tarihin kaydettiği en büyük atı-
lımlardan birisidir.
- K«nu> u, en son Bülent Ecevit 70'li yıl-
larda düe gerirmişri...
- Evet, o kavram kullanıldı, ama 78-79
yıllanııda o dogrultuda hiçbir uygulama
yapılmadı. Şimdi biz bu kavramı yeni-
den getirmeye hazırlanıyoruz. Toprak re-
formu kavramını ve bunu sulama ve tek-
noloji kullanımıyla ilişkili bir biçimde ele
alıyoruz. Yani sulamayı izleyen teknolo-
ji kullammını izleyen bir toprak reformu
stratejisi üzerinde duruyoruz. Deyim ye-
rindeyse serbest piyasa ekonomisi içinde
toprak reformu nasıl yapılır sorusunu ya-
nıtlayan bir proje olacak.
- Geç kaundığı yolundaki görûşlere ka-
ülıyor musunuz?
- Yani çok geç kalındı. 50 yıllık bir ge-
cikme olduğu kanısındayım. Toprak re-
formunun iki boyutu var. Ben buna katıl-
mıyorum. Toprak reformunu biz ideolo-
jik gerekçelerle istedik, bir de gelir dağı-
lımının iyileştirilmesi gerekçesini kullan-
dık. Toprak reformunun ideolojik gerek-
çelerle talep edilmesinin altında yatan ne-
den, feodal ya da yan feodal bir yapının
bozulmasıdır. çözülmesidir. Aslında Tür-
kiye'de kentleşme, feodal ve yan feodal
bir yapının getirmiş olduğu denetim sis-
temini çok büyük ölçüde çözmüştür. O
nedenle feodal ya da yan feodal üretim
yapısının zorunlu kıldığı toprak reformu
ya da o gerekçelerden hareketle yapılacak
toprak reformu belki bugün için anlamı-
nı yitirmiştir. Ama konuya kırsal alanda
gelir dağılımının iyileştirilmesi açısından
baktığımızda, toprak reformuna olan ih-
tiyaç hala büyük ölçüde devam etmekte-
dir. Bizim düşüncemiz şu; Toplu Konut
Idaresi'nin bir benzenni toprak reformu
için kuralım istiyoruz. Şimdi Toplu Ko-
nut idaresi ne yapıyor, konutu olmayan
yurttaşlanmıza konut veriyor, konut kre-
disi veriyor, nasıl yapıyor bunu? Önce ar-
sa buluyor, arsayı ya hazineden, ya satın
alıyor, ya kamulaştınyor ve o arsayı kişı-
Türkiye gerçekten
çok yeni bir aşamaya
geliyor. Çok büyük bir
atılım yaptık; bu yıl
Harran'ı da sulamaya
açarak 30 bin hektara su
taşıyacağız. 9
lere ya da kooperatiflere tahsis ediyor ve
belli büyüklüklerde ev yapacak olan yurt-
taşlanmıza bunun için kredi veriyor. Şim-
di bizim bu yapıya benzer bir yapıda top-
rak reformu için oluşturmayı düşündü-
ğümüz kuruluş da kırsal alanda aynı işle-
vi yapacak. Ister kooperatif kuralım. is-
ter ayn ayn başvuru yapalım, toprak
reformu idaresi, bize arazi verecek. O
arazi üzerinde bize tanmsal donanımla
ilgili de kredi verecek. Gerekirse orada
çiftlık yapmak istiyorsak, çiftlik evi için
de kredi verecek. Peki bu araziyi nereden
bulacak? Tıpkı Toplu Konut Idaresi'nin
yaptığı gibi ya satın alacak. ya hazine
arazilerini verecek ya da kamulaştıracak.
Peki bu nerede nasıl olacak? tşte biz tek-
noloji kullammını ve sulamayı izlemek
istiyoruz derken, kastettiğim buydu.
Sulamayla birlikte biz bunu yapacağız.
- Ne kadar toprağı böyle dağıtmayı
planlıyorsunuz?
- Kuramsal olarak bunun üzennde
çalışıyoruz. Tabii o büyüklükler falan
daha sonra gelecek gündeme.
- DYP ile bu konuda temasuuzoldu mu?
- Çeşitli temaslar var. Ama tabii
hükümet projesi mı olacak, partinin pro-
jesi mi olacak, yoksa parti bu projeyi
hükümetle de tartışarak bir hükümetin or-
tak projesi haline mi dönüştürülür. o bi-
raz zaman alacak \e konuşulacak.
- Mevcut toprak reformu idaresinden
yararlanacak mısınz?
- Türkiye'nin işleyişini bildiği bir
yapıyı düşünüyorum. Onun için Toplu
Konut Idaresi'nin örneğini verdim.
Siîrt'te siyaset4
şeyhlere' emanet
Ara seçim öncesinde partilerin, yörenin güçlü ailelerinden aday gösterme yanşına girmeleri
sonucu, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde siyaset aşiretlere ve şeyhlere emanet edildi
KEMALYURTERİ
ANKARA -Ara seçimler ön-
cesinde partilerin. yörenin güçlü
ailelerinden aday gösterme yan-
şına girmeleri sonucu Doğu ve
Güneydoğu Anadolu bölgelerin-
de siyaset "şeyhlere ve aşiretlere
emanet" edildi. Partilerin bu eği-
limleri nedeniyle, DYP'nin mil-
letvekili adayı Ihsan Aydın ile RP
adayı Ahmet Aydın'ın "TUlo",
SHP adayı KeıimuUah Ceylan
Kurtalanın "Kadiri". ANAP
adayı Nizamettin Sevgili'nın de
"Zorke"şeyhlerinden olduğu Sı-
irt'te ilginç birdunım ortaya çık-
tı.
Hepsi "şeyh" kökenli olan
adaylar, diğerinin kazanma ola-
sılığının az olduğunu belirtirken,
DYP'nin adayı thsan Aydın, ken-
disi ile aynı aileden gelen "Tillo
seyhterinden" RP'nin adayı Ah-
met Aydın'a hiç şans tanımıyor.
Ihsan Aydın, "şeyh sülatesi" ye-
rine "aile" deyimini kullanmaya
özen gösterirken, ailenin lideri-
nin kendisi olduğunu söylüyor.
Aydın. "Basın beni Tillo Aşire-
ti'nden göstermiş. ama bizim bu-
rada aşiret yoktur. Bize 'Tillo
Şeyhleri' derler. Biz kalabalık bir
aüedeniz. Ancak, hepimiz bir \e-
re dağılnıış. Ailenin zaten bura-
da fazla o\ u yok. İstanbtıTda biz-
den 700 hane var. Ankara'da 470
hane var. Van'da 600'e yakın ha-
ne var Diyarbakır'da var, Bat-
man 'da var. Akraba olarak btıra-
da 10-15 hane kaunış" diye ko-
nuştu.
Aydın, kendisi ile aynı "afle-
den'geten" RP adayı için de. "Po-
litikada bir aileden iki kişi olabi-
Br. Herkesin fikri ayndır. Sanıyo-
rum onu, beni etkiler diye gön-
derdiler, ama beni etkileyeceğini
tahmin etmiyorum. RP burada
3. parti durumuna düşmüş du-
rumda" yommunu yaptı.
RP adayı olan akrabası Ahmet
ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. llhan Tekeli:
Hükümetler, ağalardan çeldniyor
IŞKKANSU
bstiktt UÇn'm jiıeB§İM yaHY*-
* Ştrkttlere, greplsra; kws««is
sn et»iy««ği Mr ertoafa j«ct
|Miz (yMMÜ, ycaeksh) gtdcr.
İETT pasomu kaybetüm.
Hükümsüzdür.
YILDIR1MÖZCAN
A^fKARA - ODTÜ Mımarhk Fakültesi
öğretim üyelerinden Prof. Dr. tlhan Tekeli.
toplumsal boyutu tartışılmadan, GAP'ta is-
tenilen sonuçlan almanın olanaksızlığina
değinerek, "Hükümetler, büyük toprak sa-
hipüğine dayanan toplumsal yapıyı karşıla-
nna almak istemiyorlar" dedi.
GAP'ta çözülecek temel sorunun; bölge-
deki potansiyeli, yahnmlarla harekete geçir-
mek ve orada doğan yeni artıdeğerlerin böl-
geye yatmasını sağlamak olduğunu dile ge-
tiren Tekeli, küçük üreticiliğe dayanarak,
emek-yoğun üretim yapılarak, üç misli ar-
tıdeğer yaratmanın ve Güneydoğu'nun iş-
sizlikten kınlan halkının bu sorununu çöz-
menin önemine dikkat çekti.
ĞAP'ın topiumsal boyutu
Prof. Dr. Tekeli, Atatürk Barajı'ndan, tü-
nellerle 9 kasımdan başlayarak, Güneydo-
ğu'ya akacak su sonrasında nasıl bir politi-
ka izlenmesi gerektiğine ilişkin Cumhuri-
yet'in sorulannı yanıtlarken, GAP'm, hep
bir mühendislik tasanm olarak ele alındığı-
nı, sosyal ve ekonomik boyutlann perde ar-
kasında kaldığını ifade etti. Hükümetlerin,
büyük toprak sahipliğine dayanan toplum-
sal yapıyı karşılanna almak istememesinin
yanısıra, bölgede yaşanan sıcak çatışmala-
nn, tasanmın toplumsal boyunun ciddi bi-
çimde gündeme gelmemesi sonucunu do-
ğurduğuna dikkat çeken Tekeli, şu görüşle-
re yer verdi
"Toplumsal bo\utu tartışılmadan. GAP
projesinde istenilen sonuçlan almak olanak-
lı değU. Türkiye'nin ister merkezi hüküme-
tinden transferierle olsun. ister dış borçlan
kuUararak olsun, oraya aktaracağı ka>Tiak-
lar, -ki, GAP projesi, Türkiye'nin şimdiye
kadar bir projeye >anrdığı en büyük yannm-
dır- esas olarak bölgenin kalkmması için ge-
rekli yatınma göre çok küçük bir rakamdır.
Bölgenin kalkınmasını sağlayacak esas so-
run. oradaki potansi>eli bu >atınmlarla ha-
rekete geçirmek ve orada doğan \eni artıde-
ğerierin Güneydoğu'ya yatmasını sağlamak-
tır. Orada değer yaratılmaiı, değerler orada
tasarruf edilip, yine orada yatırıma dönme-
1L GAP'ta çözüİecek temel sorun, orada na-
sıl bir ekonomik faaüyet yaratmah ki, yarat-
tığı katma değer yahut artı üriin yükiek ol-
sun ve o artı ürün. Batı'\a transfer ohnasın,
orada yatınma dönsündür."
Tekeli, sulamadan sonraki toprak düzeni
için çalışma yapmak gerektiğine işaret ede-
rek, Türkiye'nin GAP için bir Japon firma-
sına yaptırdığı master planında, burada ne
tür ürünler yetiştirileceği incelenirken, na-
sıl bir üretim düzeni kullanılacağına ilişkin
düşünceye yer verilmediğıni söyledi. Kü-
çük üreticiliğe geçiş için reform yaparak
toprak dağıtıjabileceğini dile getiren Teke-
li, Türkiye'deki siyasal güçlerinin bunu pek
başaramayacağının, geçmiş deneylerle ka-
nıtlandığını aktardı.
Mülkiyet sorunu
Tekeli, küçük üreticilerin, piyasa meka-
nizması içinde toprağı satın alarak, üretime
geçebileceklerini belirterek, şöyle devam
etti:
"Buradaki büyük toprak sahipleri, mal-
lannı gerek sosyal nedenler, gerek anarşi ne-
deniyle, kapitaİini başka türlü değertendir-
mek için Baü'ya transfer etmek istiyorsa, za-
ten satmaya ol'dukça hazırdır. Yani, mülkiyet
deseni değişmeye çok açık bir noktada bu-
lunuyoruz."
llhan Tekeli, sulama ile birlikte, kimi köy-
lerin topraklannın suya kavuşacağını. ki-
minin ise sulanamayacağını bildirdi ve
"Verieşme deseninde bir kısmının sulanıp,
bir kısmının sulanmamasından gelen
dinamikler ortayaçıkacak. Küçük üreticiliğe
geçmek, bu dinamikleri de kolay laştıracak.
Çünkü,aynı topraklarda çok sayıda nüfus is-
tihdanı etme olanağı doğacaktu*. Halbuki,
alanlar, büyük çiftlik olarak açıldığı zaman,
aynı toprakta az nüfus istihdam edilecektir.
Büyük toprak sahibi,o niimsla uğraşmak is-
temeyecektir" dedi.
Aydın'ın Siirt ile bir ilgisi bulun-
madığını savunan Aydın, ailenin
öndennin kendisi olduğunu sa-
vunuyor ve bunu halkın isteği so-
nucu kabul ettiğini anlatıyor. Ay-
dın'ın ailenin önden oluşunu ve
seçımı şöyle değerlendıriyor:
"\allahi. benim ailem şeyhtir.
ama ben şeyhlik yapmadım. Ge-
nel cerrahun ben. Şeyh kelime-
sinden bir şey anlamıyorum. Ai-
lenin başında ben vanm. Bu aile-
nin başında olmak kolay olma-
mıştır. Halka hizmetle bura\a ge-
linmiştir. Bizi buraya getiren
halktır. Ben kesinlikle buraya
kendim geunedim, yani halkın is-
teği>le olmuştur. Ben politikacı
olarak bir hizmete talip oldum.
Halkın vereceği karara demok-
rasinin gereği olarak sa>gımız
sonsuzdur. Bu bir görev dir. İste-
nir, halk isterse verir, isterse ver-
mez."
Aydın, Siirt il Sağlık Müdür-
lüğü görevini yürütürken, bir sü-
re sonra DYP Siirt İl Başkanlığı
görevine seçildi.
RP adayı Ahmet Aydın'a se-
çim işleriyle uğraştığı için ulaş-
mak mümkün olmazken, Ay-
dın'ın kardeşi, asıl Ihsan Ay-
dın'ın hiç şansının olmadığını
savundu ve halkın. yaklaşık 10
yıl Siırt'e hizmet eden Siirt Dev-
let Hastanesi Başhekimi Mah-
mut Aydın'ı görevden aldırdığı
için onu cezalandıracağını ilen
sürdü.
ANAP'ın adayı Nizamettin
Sevgili ise Kurtalan ilçesi Kaya-
bağlı bölgesindeki Zorke şeyhle-
rinden geliyor. Adalet Partisi ku-
ruculan arasında yer alırken
ANAP'ın kuruculan arasına ge-
çen Sevgili. daha önceki seçim-
lerde birkaç kez aday olmasına
rağmen kazanamamış. SHP'nin
adayı Kasım Kerimullah Ceylan
da yörede ağırlık sahibi başka bir
şeyh ailesinden, Kadiri şeyh-
lerinden geliyor.
POLITIKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
. . .Cumhuriyet Düşmanları
ikiyüzlülüğün böylesi de olmaz doğrusu...
Takkeli liboş televizyonda demokrasi yanlısı, insan hak-
lannın savunucusu, laik demokratik Türkiye'nin yılmaz bek-
çisi gözüküyor; takma adıyla döktürdüğü "dedikodu" ya-
zılannda ise sapla samanı birbirine karıştırıp Kemalistleri
hedef gösteriyor...
Sanırım onu yakından tanıyorsunuz...
Atatürk posteri veren bir mağazadan alışveriş yaptıkla-
rını öğrenince okurlarına şöyle seslenmişti:
"Paralarımız kurşun olarak bize dönüyor, sakın oradan
alışveriş yapmayın..."
Tarih bilgisinden yoksun takkeli liboş son günlerde "Is-
tiklal Mahkemeleri"ne taktı. Kulaktan dolma bilgilerle sö-
züm ona okurlarını aydınlatıyor. Bu arada Emin Çölaşan,
Işık Kansu ve Mahmut Tali Öngören'i "kimi çevrelere"
hedef gösteriyor.
Diyor ki:
"... Istiklal Mahkemesi üyesi deyip geçmeyin, onlann ço-
cukları, torunlan bugün de çevremizde yaşıyorlar..."
Ne yapacaklardı yani, bir başka ülkeye mi sığınacaklar-
dı?
Devam ediyor takkeli liboş:
"Refik Şevket Ince Hürriyet'ten Emin Çölaşan'ın de-
desi, Mazhar Müfit Kansu Cumhuriyet'ten Işık Kan-
su'nun dedesı, Ibrahim Tali Öngören yine Cumhuri-
yet'ten Mahmut Tali Öngören'in babasıdır... Kılıç M'nin
Altemur Kılıç'ın babası olduğunu da unutmayın... Farkın-
da olmadığımız daha ne akrabalık ilişkilen söz konusu-
dur..."
Takkeli liboş dedikodu yapmayı ve kulaktan duyma her
şeyi yazmayı sever. Biraz sıkışınca, üzerine gidilince ise bir
köşeye siner.
Sorarsınız:
"Söyle bakalım sen Fethullahçı mısın?"
Kıvırtmaya başlar:
"Hayır degilim. Şimdi sırası mı bunlann?.."
Nur kamplarında "ağabeyilik" yapmıştır, gizler. Çünkü o
yıllar Istanbul'da olduğunu iddia eder. Akevler Kooperati-
fi'nde olup bıtenleri bilmediğini anlatır. Ama kayınpederi
Süleyman Karagülle ile gazetesinde tam sayfa söyleşi ya-
par.
Bugünlerde Falih Rıfkı Atay'ı okuyor takkesiz liboş, ar-
kadaşlan gibi. Imam-hatıp dıplomasıyla "tarih bilimci" ola-
rak karşınıza çıkıp ders veriyor. Önceki gün de yandaşla-
rına Emin Çölaşan, Işık Kansu, Mahmut Tali Öngören ve
Altemur Kılıç'ı "bunlann babası, dedesi can aldı" diyerek
ihbar ediyor.
Bir gazeteci, olayı araştırarak yazar. Kulaktan dolma yaz-
maz. Işık Kansu'nun dedesı Mazhar Müfit Kansu degil Na-
fi Atıf Kansu'dur. Mazhar Müfit ile Nafi Atıf kardeş çocuk-
larıdır. Işık'ın dedesi Nafi Bey, Kurtuluş Savaşı'na katılmış,
daha sonraki yıllarda gazetecilik ve egıtimcilik yapmıştır.
Ayrıca CHP Genel Sekreterliği yapmış ve milletvekillik gö-
revinde bulunmuştur. Ibrahim Tali Bey ise Mahmut Tali Ön-
gören'in babası değıl amcasıdır. Mahmut Tali'nin babası
Kars Milletvekili Baha Tali Öngören'dir.
Gazeteci sapla samanı kanştırırsa adama gülerler. Bu iş-
ler Anadolu üniversitelerinde tarikatçı örgütlenmeye de
benzemez.
• • •
Takkeli liboşun gazetesi son günlerde yine Sütçü Imam
Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Osman Tekinel'i hedef gös-
termeye başlamıştı. Rektdr adaylarının seçiminde "tarikat
odaklarını" destekleyen gazete, bakalım Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in tarikatçı rektörieri veto etmesine
ne dıyecek?
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. YÖK Genel Kuru-
lu'na da iyi bir ders verdi. Örnegın Celal Bayar Üniversite-
si eski Rektörü Prof. Dr. Ümit Doğan Arınç'ı, Niğde Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Oktay Yazgan'ı onaylamadı.
Bugün Anadolu üniversiteleri laik, demokratik cumhuri-
yetin düşmanları tarafından kuşatılmıştır. Kocaeli Üniyer-
sitesi'nden Celal Bayar Üniversitesi'ne, Dumlupınar Üni-
versitesi'nden Harran Üniversitesi'ne dek hemen hemen
tüm bilim yuvaları şeriatçıların denetimi altındadır.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e çok sayıda öğre-
tim üyesi mektupla başvurarak Anadolu üniversitelerinin
içinde bulunduğu "tehlikeli durumu" anlatmıştır.
•••
Istiklal Mahkemeteri'ni bahane edip yalan yanlış ve ku-
laktan dolma bilgilerle ortalığı karıştıranların yakınlannın,
15 Mayıs 1919daYunanlılarınIzmir'iişgalinde,onlarlaiş-
birliği yaptıkları öne sürülürse kaçacak delik arayacaklar-
dır. Kurduklan kooperatifin "Israil modeii "olduğunu açık
seçik söyleyip Amerika'daki bir tarikatla ticari ilişkiler ku-
ranların listesi açıklandığında yine bu kişiler sanırız pek or-
talıkta dolaşamayacaklardır.
Belki yanılıyoruz. Öyle bir yüz var ki onlarda, hiç sıkılma-
dan, utanmadan televizyon ekranlanna çıkarlar laik cum-
huriyeti" savunurlar. Çünkü çıkarlar önemlidir onlar için.
Anadolu üniversitelerindeki kendi yandaşlarına ayda
100-200 milyon ödeyen, dini ticarete alet eden, kendi çı-
karları için kullanan bu kişilerin ne zaman ne yapacağı hiç
belli olmaz.
Bugün sıze onlardan birisini anlattım. Kulaktan dolma bil-
gilerle sapla samanı nasıl kanştırdığını kanıtladım...
1923ten günümüze girişimler
Toprak reformları
amacma ulaşamadı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Cumhuriye-
ti'nin kurulmasının ardından kü-
çük çapta toprak reformu dene-
meleri yapıldı. Çiftçiyi Toprak-
landırma Yasası. Bataklıklann
Kurutulması ve Bundan Elde
Edilecek Topraklar Hakkında
Yasa, lskan Yasası, Orman Yasa-
sı, afetler nedeniyle çıkanlan ya-
salar, Teknik Ziraat ve Bahçıvan-
lık Okullan Yasası v e Tapulaşma
Yasası "nın bazı hükümleri bude-
nemelerden bazılannı oluşturu-
yor. 1961 Anayasası, toprak re-
formunu tarım reformuyla bir-
likte kabul ederek, öncelikle top-
rağın verimlı olarak ışletilmesi
amacıyla topraksız veya yetersiz
toprağı olan çitçiye, toprak veril-
mesi görevini devlete vermişti.
Toprak refonnu konusunda en
önemli sorunun, ziraat arazisinin
tanımlanması ve çeşitli etkenler
göz önünde tutularak hangi oran-
larda fazla arazinin kişilerden
kamulaştınlacağı olduğu kabul
edilerek, 19 Temmuz 1972 tari-
hınde 1617 sayılı Toprak ve Ta-
nm Reformu Ön Tedbirleri Ya-
sası çıkarıldı. Bu yasaya göre zi-
raat arazisi; üzerinde ekim, dı-
kim. bakım, yetiştirme yapılabi-
len veya orman dışında doğru-
dan doğruya tabiattan yararlan-
mak veya ıslah yoluyla üretime,
bıtki ve hayvan yetiştirrnek üze-
re elverişli duruma getirilen yer
olarak tanımlandı. On Tedbirler
Yasası, 7 Şubat 1972 tarihinden
itibaren ziraat arazisi üstündeki
"ifraz ve aynen taksün" işlemle-
rini de yine toprak reformu uy-
gulaması açısından geçersiz say-
dı. Çiftçiyi Topraklandırma Ya-
sası ile Teknik Ziraat ve Bahçı-
vanlık Okullan Yasası'na daya-
nılarak dağıtılan ziraat arazisinin
devri, Toprak ve Tanm Reformu
Yasası yürürlüğe girinceye kadar
yasaklanmış, çiftçiyi topraklan-
dırma mevzuatı uyannca yapı-
lan toprak dağıtımı durdurul-
muştu.
Ön Tedbirler Yasası, ziraat ara-
zilerinin sahipleri veya malik sı-
fatıyla zilyetlerini, Bakanlar Ku-
rulu'nun tespit ve ilan edeceği
bölgelerde 6 ay içinde bildirim
vermekle yükümlü kıldı. Çalış-
malannı yürütmek amacıyla baş-
bakana bağlı Toprak ve Tanm
Refonnu Müsteşarlığı kuruldu.
Reform gırişimleri, toprak sa-
hiplennın muhalefeti ve hükü-
metlerin karşı çıkışlan göğüsle-
meyi göze almaması nedeniyle
amacına ulaşamadı.