05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'4KASIM1994CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kozakçıoğlu - Erdoğan îartışması • ANKARA (AA)-CHP Istanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep . Tayyip Erdoğan arasındaki tartışmayı bir soru önergesi ile TBMM gündemıne getirdi. Sevigen. önergesinde şu sorulara yer verdi: "Yetkilen aşma söz konusu mudur? Beldenin ortak ihtiyaçlannı karşılamakla yükümlü olan belediye başkanı hangi . yetkiyle valiyle siyasi ' tartışmaya girmektedir. Aynı ' şekilde hangi yetkiyle 'valinin camiye ' gelmemesini" tartışmaya açmaktadır? Şayet yetki ve görev dışına çıkma söz • konusu değılse valinin müdahalelerinin gerekçesi nedir°" Yargıçve savcılar kura çekti IANKARA (Cumhuriyet ; Bürosu) - Adalet Bakanı ; Mehmet Moğultay.yargı ; bagımsızlığı ile ilgili i sduntılann temelinde; ' demokratik hukuk devleti anlayışına ters düşen ; anayasal ve yasal ; düzenlemelerilebunlara ; dayalı u>gulamalann • yattığını söyledi. Yürütme, ', yasama ve yargı organlan I arasında bulunması gereken ; dengenin bozulduğunu ; kaydeden Moğultay, "herö j kişiden birinin davalı ya da ' davacı" olduğunu belirtti. 2. i ANAPiktidandöneminde i açılan sınavı kazanan ve 2 ; yıllık staj süresini başan ile ; tamamlayan 130 adli savcı ve • yargıcının görev yerleri.dün '• çekilen kura ile belirlendi. FevriKartalDYP Vanadayı ; • ANKARA (Cumhuriyet • Bürosu) - Teşkilattan i sorumlu DYPGenel Başkan ! Yarduncısı Rıfat Serdaroğlu, ; ara seçimlere Van'da, halen | yurtdışında bulunan 1 kapatılan Demokrasi Partisi j (DEP) Milletvekili Rezmi ! ICartaFın kardeşi Fevzi ; Kartal'lagireceklerini ; açıkladı. Kartal'ın ; adaylığının kesinleştirilmesi, ; gözleri aday konusunda ' genel merkezyönetimiyle ' ters düşen DYP'nindiğer ' bölge milletvekili Mustafa , Kaçmaz'açevirdi. Kaçmaz, daha önce yakın çevresıne, Kartal'ın aday gösterilmesi > durumunda istifa 'debileceğini söylemişti. tvleri gündemde• • ANKARA (Cumhuriyet rBürosu) - tnsan Haklanndan Sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde düzenlenen operasyonlar sırasında evi yanan köylülere yardımda bulunulması için yöntem " arandığını belirterek, "Köylülere bir yıl süreyle asgari ücret üzerinden ödeme yapılabilir. Sayın Karayalçın da bu öneriye sıcak baktı" 'dedi. İHO'den kınama • ANKARA (Cumhuriyet v Bürosu) - İnsan Haklan Derneği (İHD). gazetemiz , yazan Oral Çahşlar ile derneğin eski Balıkesir Şube Başkanı Avukat Mahmut ' Karakurt'un, düşüncelerini açıkJadıklan için hapis cazasına çarptınlmalannı kınadı. İHD Başkanı Akın Birdal, dün konuyla ilgili yapüğı yazılı açıklamasında ' siyasilerin "demokratikleşme süreci" söylemlerine karşın gerçeği söyleyen, halkın haber alma ve bilgilendirme özgürlüğünü kullanmasını sağlayan kişilerin mahkum edildiğine dikkat çekti. SHP lideri Murat Karayalçın Cumhuriyet'e açıkladı: Toprak reformu geliyorTOprak RefOPmU İdaPeSİ SHP Genel Başkanı Karayalçın KlU*UI11 8Pfflî VereCek SHP lideri projenın serbest piyasa Toprak Reformu ldaresi adıyla kurulacak bir kurumun Toplu ekonomisi içinde toprak reformunun nasıl yapılacağı sorusunu Konut ldaresi gibi çalışacağını ve satın alma, kamulaştırma, yanıtlayacağını belirterek "Ister kooperatif kurulsun, istenirse Hazine arazilerini dağıtma yöntemlerini kullanarak toprak ayn ayn başvuru yapılsın bu idare arazi verecek. Tanmsal dağıtımmı gerçekleştireceğini söyledi. donanımla ilgili kredi de verecek" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Murat Karayalçın, Güneydoğu Anadolu Projesı'nin (GAP) bölge tanmı- na kazandıracağı su ve teknolojiden ya- rarlanılarak, yenı bir "Toprak Refor- mu"projesınin başlatılacağını açıkladı. "Toprak Reformu ldaresi"adıy la oluştu- rulacak kurumun, Toplu Konut tdaresi gibi çalışıp. "satın alma. kamulaşürma veya Hazine arazilerini dağıtma" yönte- mini izleyerek toprak dağıtımı yapacağı- nı belirten Karayalçın, "Ister kooperatif kurulsun, istenirse ayn ayn başvunı ya- püsın, bu idare arazi verecek. Tanmsal donanımla ilgili kredi de verilecek. Toprak reformunu, bundan 20-30 yıl öncesinin kalıplanyla savunmuyoruz, yeni bir çer- çeveye oturtuyoruz" dedi. Karayalçın, toprak refoımuyla Güneydoğu Anado- lu'da istıhdamın artınlacağını vurgular- ken. "Bu proje, serbest piyasa ekonomisi içinde toprak reformunun nasıl yapılaca- ğı sorusunu yanıtlayacak"görüşünü dile getirdi. Toprak reformunun ideolojik gerekçelerle talep edilmesinin altında yatan neden, feodal ya da yan feodal bir yapının bozulmasıdır, çözülmesidir. ' SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Karayalçın'ın, Cumhuriyet'ın konuya ilişkin sorulanna verdiği yanıtlar şöyle: - Cünedoğu Anadolu Projesi, Urfa tü- nelleriy le bir adım daha üerlerken. bölge- de yürürtüğe koymayı düşündfiğünüz ek projeler var mı? - Türkiye tanmında çok önemlı deği- şikükler oluyor, konuya öyle yaklaşmak gerekır. Türkiye tarımı bugüne kadar yoksun olduğu iki ögeyi kazanmakta. Bi- risi su, ötekisi de teknoloji. Su konusuna bizim bakışımızla sağ partilerin bakışı arasında bir cıddi farklılık var. O konuya dikkatinizi çekmek isterim. Sağ partiler için su, bir üretim girdisidir. Ama sosyal demokrat bir parti olarak bizim için su. tarımda toprak-insan ilişkilerinin değiş- mesıne neden olacak bir ögedir aynı za- manda. Şimdi su birsonraki aşamadan ta- nmsal üretim deseniyle ilişkılendirilme- li. Suyla birlıkte Güneydoğu'da yeni bir tanmsal üretim deseni ortaya çıkacaktır. Özellikle sebze üretimi bu arada orada alışılmış geleneksel üretim dallannın ya- nında ön plana çıkacaktır. Bunun anlamı Güneydoğu'da istidam olanaklannın yay- gınlaştınlması ve gelirdüzeyinin yüksel- tilmesi olarak görülmelidir. Şimdi biz bu- nunla birlikte bir yeni toprak reformu pro- jesi üzennde duruyoruz. En önemlisi bu- dur. Çünkü su ve teknoloji kullanımı ta- nmda toprak-insan ilişkilerinde yepyeni bir düzenlemeyi gerekli kılıyor. Toprak reformunu bundan 20-30 yıl öncesinin kalıtlanyla savunmuyoruz. Toprak refor- Karayalçın: Güneydoğu Anadolu'da istihdamı arrtıracak toprak reformunu 30 yıl öncesinin kalıpİanyla savunmuyoru/. Vepyeni bir çerçeveye oturtuyoruz. mu anlayışını yeni bir çerçeveye oturtu- yoruz. Şu anda onun üzerinde çalışmalar yapıyoruz. - Amaç, topraksız kö\lü\e toprak ver- mek mi, yoksa >eni toprak alanlan yarat- makmı? - Türkiye gerçekten çok yeni bir aşama- ya geliyor. Hükümet olarak 49 ve 50. hü- kümetlerde Bayındırlık Bakanlığı'nı üst- lenmiş bir partinin genel başkanı olarak söylüyorum, çok büyük bir atılım yaptık. Bu yıl daha önceki yıllarda ve başka yer- lerde yaptığımız sulama faaliyetlerinin yanı sıra, bu yıl Harrancia bu sulamayla birlikte 30 bin hektara su taşıyacağız. Harran 150 bin hektarlık bir alandır. Biz 95 yılında Harran'ın yansına ulaşmış ola- cağız. 75 bin hektara çıkacağız. Aynca Baziki, Suruç ovalannda ve Bozova'da da yeni sulama kapasiteleri yaraüyoniz. Bu o bölgede tarihin kaydettiği en büyük atı- lımlardan birisidir. - K«nu> u, en son Bülent Ecevit 70'li yıl- larda düe gerirmişri... - Evet, o kavram kullanıldı, ama 78-79 yıllanııda o dogrultuda hiçbir uygulama yapılmadı. Şimdi biz bu kavramı yeni- den getirmeye hazırlanıyoruz. Toprak re- formu kavramını ve bunu sulama ve tek- noloji kullanımıyla ilişkili bir biçimde ele alıyoruz. Yani sulamayı izleyen teknolo- ji kullammını izleyen bir toprak reformu stratejisi üzerinde duruyoruz. Deyim ye- rindeyse serbest piyasa ekonomisi içinde toprak reformu nasıl yapılır sorusunu ya- nıtlayan bir proje olacak. - Geç kaundığı yolundaki görûşlere ka- ülıyor musunuz? - Yani çok geç kalındı. 50 yıllık bir ge- cikme olduğu kanısındayım. Toprak re- formunun iki boyutu var. Ben buna katıl- mıyorum. Toprak reformunu biz ideolo- jik gerekçelerle istedik, bir de gelir dağı- lımının iyileştirilmesi gerekçesini kullan- dık. Toprak reformunun ideolojik gerek- çelerle talep edilmesinin altında yatan ne- den, feodal ya da yan feodal bir yapının bozulmasıdır. çözülmesidir. Aslında Tür- kiye'de kentleşme, feodal ve yan feodal bir yapının getirmiş olduğu denetim sis- temini çok büyük ölçüde çözmüştür. O nedenle feodal ya da yan feodal üretim yapısının zorunlu kıldığı toprak reformu ya da o gerekçelerden hareketle yapılacak toprak reformu belki bugün için anlamı- nı yitirmiştir. Ama konuya kırsal alanda gelir dağılımının iyileştirilmesi açısından baktığımızda, toprak reformuna olan ih- tiyaç hala büyük ölçüde devam etmekte- dir. Bizim düşüncemiz şu; Toplu Konut Idaresi'nin bir benzenni toprak reformu için kuralım istiyoruz. Şimdi Toplu Ko- nut idaresi ne yapıyor, konutu olmayan yurttaşlanmıza konut veriyor, konut kre- disi veriyor, nasıl yapıyor bunu? Önce ar- sa buluyor, arsayı ya hazineden, ya satın alıyor, ya kamulaştınyor ve o arsayı kişı- Türkiye gerçekten çok yeni bir aşamaya geliyor. Çok büyük bir atılım yaptık; bu yıl Harran'ı da sulamaya açarak 30 bin hektara su taşıyacağız. 9 lere ya da kooperatiflere tahsis ediyor ve belli büyüklüklerde ev yapacak olan yurt- taşlanmıza bunun için kredi veriyor. Şim- di bizim bu yapıya benzer bir yapıda top- rak reformu için oluşturmayı düşündü- ğümüz kuruluş da kırsal alanda aynı işle- vi yapacak. Ister kooperatif kuralım. is- ter ayn ayn başvuru yapalım, toprak reformu idaresi, bize arazi verecek. O arazi üzerinde bize tanmsal donanımla ilgili de kredi verecek. Gerekirse orada çiftlık yapmak istiyorsak, çiftlik evi için de kredi verecek. Peki bu araziyi nereden bulacak? Tıpkı Toplu Konut Idaresi'nin yaptığı gibi ya satın alacak. ya hazine arazilerini verecek ya da kamulaştıracak. Peki bu nerede nasıl olacak? tşte biz tek- noloji kullammını ve sulamayı izlemek istiyoruz derken, kastettiğim buydu. Sulamayla birlikte biz bunu yapacağız. - Ne kadar toprağı böyle dağıtmayı planlıyorsunuz? - Kuramsal olarak bunun üzennde çalışıyoruz. Tabii o büyüklükler falan daha sonra gelecek gündeme. - DYP ile bu konuda temasuuzoldu mu? - Çeşitli temaslar var. Ama tabii hükümet projesi mı olacak, partinin pro- jesi mi olacak, yoksa parti bu projeyi hükümetle de tartışarak bir hükümetin or- tak projesi haline mi dönüştürülür. o bi- raz zaman alacak \e konuşulacak. - Mevcut toprak reformu idaresinden yararlanacak mısınz? - Türkiye'nin işleyişini bildiği bir yapıyı düşünüyorum. Onun için Toplu Konut Idaresi'nin örneğini verdim. Siîrt'te siyaset4 şeyhlere' emanet Ara seçim öncesinde partilerin, yörenin güçlü ailelerinden aday gösterme yanşına girmeleri sonucu, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde siyaset aşiretlere ve şeyhlere emanet edildi KEMALYURTERİ ANKARA -Ara seçimler ön- cesinde partilerin. yörenin güçlü ailelerinden aday gösterme yan- şına girmeleri sonucu Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerin- de siyaset "şeyhlere ve aşiretlere emanet" edildi. Partilerin bu eği- limleri nedeniyle, DYP'nin mil- letvekili adayı Ihsan Aydın ile RP adayı Ahmet Aydın'ın "TUlo", SHP adayı KeıimuUah Ceylan Kurtalanın "Kadiri". ANAP adayı Nizamettin Sevgili'nın de "Zorke"şeyhlerinden olduğu Sı- irt'te ilginç birdunım ortaya çık- tı. Hepsi "şeyh" kökenli olan adaylar, diğerinin kazanma ola- sılığının az olduğunu belirtirken, DYP'nin adayı thsan Aydın, ken- disi ile aynı aileden gelen "Tillo seyhterinden" RP'nin adayı Ah- met Aydın'a hiç şans tanımıyor. Ihsan Aydın, "şeyh sülatesi" ye- rine "aile" deyimini kullanmaya özen gösterirken, ailenin lideri- nin kendisi olduğunu söylüyor. Aydın. "Basın beni Tillo Aşire- ti'nden göstermiş. ama bizim bu- rada aşiret yoktur. Bize 'Tillo Şeyhleri' derler. Biz kalabalık bir aüedeniz. Ancak, hepimiz bir \e- re dağılnıış. Ailenin zaten bura- da fazla o\ u yok. İstanbtıTda biz- den 700 hane var. Ankara'da 470 hane var. Van'da 600'e yakın ha- ne var Diyarbakır'da var, Bat- man 'da var. Akraba olarak btıra- da 10-15 hane kaunış" diye ko- nuştu. Aydın, kendisi ile aynı "afle- den'geten" RP adayı için de. "Po- litikada bir aileden iki kişi olabi- Br. Herkesin fikri ayndır. Sanıyo- rum onu, beni etkiler diye gön- derdiler, ama beni etkileyeceğini tahmin etmiyorum. RP burada 3. parti durumuna düşmüş du- rumda" yommunu yaptı. RP adayı olan akrabası Ahmet ODTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. llhan Tekeli: Hükümetler, ağalardan çeldniyor IŞKKANSU bstiktt UÇn'm jiıeB§İM yaHY*- * Ştrkttlere, greplsra; kws««is sn et»iy««ği Mr ertoafa j«ct |Miz (yMMÜ, ycaeksh) gtdcr. İETT pasomu kaybetüm. Hükümsüzdür. YILDIR1MÖZCAN A^fKARA - ODTÜ Mımarhk Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. tlhan Tekeli. toplumsal boyutu tartışılmadan, GAP'ta is- tenilen sonuçlan almanın olanaksızlığina değinerek, "Hükümetler, büyük toprak sa- hipüğine dayanan toplumsal yapıyı karşıla- nna almak istemiyorlar" dedi. GAP'ta çözülecek temel sorunun; bölge- deki potansiyeli, yahnmlarla harekete geçir- mek ve orada doğan yeni artıdeğerlerin böl- geye yatmasını sağlamak olduğunu dile ge- tiren Tekeli, küçük üreticiliğe dayanarak, emek-yoğun üretim yapılarak, üç misli ar- tıdeğer yaratmanın ve Güneydoğu'nun iş- sizlikten kınlan halkının bu sorununu çöz- menin önemine dikkat çekti. ĞAP'ın topiumsal boyutu Prof. Dr. Tekeli, Atatürk Barajı'ndan, tü- nellerle 9 kasımdan başlayarak, Güneydo- ğu'ya akacak su sonrasında nasıl bir politi- ka izlenmesi gerektiğine ilişkin Cumhuri- yet'in sorulannı yanıtlarken, GAP'm, hep bir mühendislik tasanm olarak ele alındığı- nı, sosyal ve ekonomik boyutlann perde ar- kasında kaldığını ifade etti. Hükümetlerin, büyük toprak sahipliğine dayanan toplum- sal yapıyı karşılanna almak istememesinin yanısıra, bölgede yaşanan sıcak çatışmala- nn, tasanmın toplumsal boyunun ciddi bi- çimde gündeme gelmemesi sonucunu do- ğurduğuna dikkat çeken Tekeli, şu görüşle- re yer verdi "Toplumsal bo\utu tartışılmadan. GAP projesinde istenilen sonuçlan almak olanak- lı değU. Türkiye'nin ister merkezi hüküme- tinden transferierle olsun. ister dış borçlan kuUararak olsun, oraya aktaracağı ka>Tiak- lar, -ki, GAP projesi, Türkiye'nin şimdiye kadar bir projeye >anrdığı en büyük yannm- dır- esas olarak bölgenin kalkmması için ge- rekli yatınma göre çok küçük bir rakamdır. Bölgenin kalkınmasını sağlayacak esas so- run. oradaki potansi>eli bu >atınmlarla ha- rekete geçirmek ve orada doğan \eni artıde- ğerierin Güneydoğu'ya yatmasını sağlamak- tır. Orada değer yaratılmaiı, değerler orada tasarruf edilip, yine orada yatırıma dönme- 1L GAP'ta çözüİecek temel sorun, orada na- sıl bir ekonomik faaüyet yaratmah ki, yarat- tığı katma değer yahut artı üriin yükiek ol- sun ve o artı ürün. Batı'\a transfer ohnasın, orada yatınma dönsündür." Tekeli, sulamadan sonraki toprak düzeni için çalışma yapmak gerektiğine işaret ede- rek, Türkiye'nin GAP için bir Japon firma- sına yaptırdığı master planında, burada ne tür ürünler yetiştirileceği incelenirken, na- sıl bir üretim düzeni kullanılacağına ilişkin düşünceye yer verilmediğıni söyledi. Kü- çük üreticiliğe geçiş için reform yaparak toprak dağıtıjabileceğini dile getiren Teke- li, Türkiye'deki siyasal güçlerinin bunu pek başaramayacağının, geçmiş deneylerle ka- nıtlandığını aktardı. Mülkiyet sorunu Tekeli, küçük üreticilerin, piyasa meka- nizması içinde toprağı satın alarak, üretime geçebileceklerini belirterek, şöyle devam etti: "Buradaki büyük toprak sahipleri, mal- lannı gerek sosyal nedenler, gerek anarşi ne- deniyle, kapitaİini başka türlü değertendir- mek için Baü'ya transfer etmek istiyorsa, za- ten satmaya ol'dukça hazırdır. Yani, mülkiyet deseni değişmeye çok açık bir noktada bu- lunuyoruz." llhan Tekeli, sulama ile birlikte, kimi köy- lerin topraklannın suya kavuşacağını. ki- minin ise sulanamayacağını bildirdi ve "Verieşme deseninde bir kısmının sulanıp, bir kısmının sulanmamasından gelen dinamikler ortayaçıkacak. Küçük üreticiliğe geçmek, bu dinamikleri de kolay laştıracak. Çünkü,aynı topraklarda çok sayıda nüfus is- tihdanı etme olanağı doğacaktu*. Halbuki, alanlar, büyük çiftlik olarak açıldığı zaman, aynı toprakta az nüfus istihdam edilecektir. Büyük toprak sahibi,o niimsla uğraşmak is- temeyecektir" dedi. Aydın'ın Siirt ile bir ilgisi bulun- madığını savunan Aydın, ailenin öndennin kendisi olduğunu sa- vunuyor ve bunu halkın isteği so- nucu kabul ettiğini anlatıyor. Ay- dın'ın ailenin önden oluşunu ve seçımı şöyle değerlendıriyor: "\allahi. benim ailem şeyhtir. ama ben şeyhlik yapmadım. Ge- nel cerrahun ben. Şeyh kelime- sinden bir şey anlamıyorum. Ai- lenin başında ben vanm. Bu aile- nin başında olmak kolay olma- mıştır. Halka hizmetle bura\a ge- linmiştir. Bizi buraya getiren halktır. Ben kesinlikle buraya kendim geunedim, yani halkın is- teği>le olmuştur. Ben politikacı olarak bir hizmete talip oldum. Halkın vereceği karara demok- rasinin gereği olarak sa>gımız sonsuzdur. Bu bir görev dir. İste- nir, halk isterse verir, isterse ver- mez." Aydın, Siirt il Sağlık Müdür- lüğü görevini yürütürken, bir sü- re sonra DYP Siirt İl Başkanlığı görevine seçildi. RP adayı Ahmet Aydın'a se- çim işleriyle uğraştığı için ulaş- mak mümkün olmazken, Ay- dın'ın kardeşi, asıl Ihsan Ay- dın'ın hiç şansının olmadığını savundu ve halkın. yaklaşık 10 yıl Siırt'e hizmet eden Siirt Dev- let Hastanesi Başhekimi Mah- mut Aydın'ı görevden aldırdığı için onu cezalandıracağını ilen sürdü. ANAP'ın adayı Nizamettin Sevgili ise Kurtalan ilçesi Kaya- bağlı bölgesindeki Zorke şeyhle- rinden geliyor. Adalet Partisi ku- ruculan arasında yer alırken ANAP'ın kuruculan arasına ge- çen Sevgili. daha önceki seçim- lerde birkaç kez aday olmasına rağmen kazanamamış. SHP'nin adayı Kasım Kerimullah Ceylan da yörede ağırlık sahibi başka bir şeyh ailesinden, Kadiri şeyh- lerinden geliyor. POLITIKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA . . .Cumhuriyet Düşmanları ikiyüzlülüğün böylesi de olmaz doğrusu... Takkeli liboş televizyonda demokrasi yanlısı, insan hak- lannın savunucusu, laik demokratik Türkiye'nin yılmaz bek- çisi gözüküyor; takma adıyla döktürdüğü "dedikodu" ya- zılannda ise sapla samanı birbirine karıştırıp Kemalistleri hedef gösteriyor... Sanırım onu yakından tanıyorsunuz... Atatürk posteri veren bir mağazadan alışveriş yaptıkla- rını öğrenince okurlarına şöyle seslenmişti: "Paralarımız kurşun olarak bize dönüyor, sakın oradan alışveriş yapmayın..." Tarih bilgisinden yoksun takkeli liboş son günlerde "Is- tiklal Mahkemeleri"ne taktı. Kulaktan dolma bilgilerle sö- züm ona okurlarını aydınlatıyor. Bu arada Emin Çölaşan, Işık Kansu ve Mahmut Tali Öngören'i "kimi çevrelere" hedef gösteriyor. Diyor ki: "... Istiklal Mahkemesi üyesi deyip geçmeyin, onlann ço- cukları, torunlan bugün de çevremizde yaşıyorlar..." Ne yapacaklardı yani, bir başka ülkeye mi sığınacaklar- dı? Devam ediyor takkeli liboş: "Refik Şevket Ince Hürriyet'ten Emin Çölaşan'ın de- desi, Mazhar Müfit Kansu Cumhuriyet'ten Işık Kan- su'nun dedesı, Ibrahim Tali Öngören yine Cumhuri- yet'ten Mahmut Tali Öngören'in babasıdır... Kılıç M'nin Altemur Kılıç'ın babası olduğunu da unutmayın... Farkın- da olmadığımız daha ne akrabalık ilişkilen söz konusu- dur..." Takkeli liboş dedikodu yapmayı ve kulaktan duyma her şeyi yazmayı sever. Biraz sıkışınca, üzerine gidilince ise bir köşeye siner. Sorarsınız: "Söyle bakalım sen Fethullahçı mısın?" Kıvırtmaya başlar: "Hayır degilim. Şimdi sırası mı bunlann?.." Nur kamplarında "ağabeyilik" yapmıştır, gizler. Çünkü o yıllar Istanbul'da olduğunu iddia eder. Akevler Kooperati- fi'nde olup bıtenleri bilmediğini anlatır. Ama kayınpederi Süleyman Karagülle ile gazetesinde tam sayfa söyleşi ya- par. Bugünlerde Falih Rıfkı Atay'ı okuyor takkesiz liboş, ar- kadaşlan gibi. Imam-hatıp dıplomasıyla "tarih bilimci" ola- rak karşınıza çıkıp ders veriyor. Önceki gün de yandaşla- rına Emin Çölaşan, Işık Kansu, Mahmut Tali Öngören ve Altemur Kılıç'ı "bunlann babası, dedesi can aldı" diyerek ihbar ediyor. Bir gazeteci, olayı araştırarak yazar. Kulaktan dolma yaz- maz. Işık Kansu'nun dedesı Mazhar Müfit Kansu degil Na- fi Atıf Kansu'dur. Mazhar Müfit ile Nafi Atıf kardeş çocuk- larıdır. Işık'ın dedesi Nafi Bey, Kurtuluş Savaşı'na katılmış, daha sonraki yıllarda gazetecilik ve egıtimcilik yapmıştır. Ayrıca CHP Genel Sekreterliği yapmış ve milletvekillik gö- revinde bulunmuştur. Ibrahim Tali Bey ise Mahmut Tali Ön- gören'in babası değıl amcasıdır. Mahmut Tali'nin babası Kars Milletvekili Baha Tali Öngören'dir. Gazeteci sapla samanı kanştırırsa adama gülerler. Bu iş- ler Anadolu üniversitelerinde tarikatçı örgütlenmeye de benzemez. • • • Takkeli liboşun gazetesi son günlerde yine Sütçü Imam Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Osman Tekinel'i hedef gös- termeye başlamıştı. Rektdr adaylarının seçiminde "tarikat odaklarını" destekleyen gazete, bakalım Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in tarikatçı rektörieri veto etmesine ne dıyecek? Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. YÖK Genel Kuru- lu'na da iyi bir ders verdi. Örnegın Celal Bayar Üniversite- si eski Rektörü Prof. Dr. Ümit Doğan Arınç'ı, Niğde Üni- versitesi Rektörü Prof. Dr. Oktay Yazgan'ı onaylamadı. Bugün Anadolu üniversiteleri laik, demokratik cumhuri- yetin düşmanları tarafından kuşatılmıştır. Kocaeli Üniyer- sitesi'nden Celal Bayar Üniversitesi'ne, Dumlupınar Üni- versitesi'nden Harran Üniversitesi'ne dek hemen hemen tüm bilim yuvaları şeriatçıların denetimi altındadır. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e çok sayıda öğre- tim üyesi mektupla başvurarak Anadolu üniversitelerinin içinde bulunduğu "tehlikeli durumu" anlatmıştır. ••• Istiklal Mahkemeteri'ni bahane edip yalan yanlış ve ku- laktan dolma bilgilerle ortalığı karıştıranların yakınlannın, 15 Mayıs 1919daYunanlılarınIzmir'iişgalinde,onlarlaiş- birliği yaptıkları öne sürülürse kaçacak delik arayacaklar- dır. Kurduklan kooperatifin "Israil modeii "olduğunu açık seçik söyleyip Amerika'daki bir tarikatla ticari ilişkiler ku- ranların listesi açıklandığında yine bu kişiler sanırız pek or- talıkta dolaşamayacaklardır. Belki yanılıyoruz. Öyle bir yüz var ki onlarda, hiç sıkılma- dan, utanmadan televizyon ekranlanna çıkarlar laik cum- huriyeti" savunurlar. Çünkü çıkarlar önemlidir onlar için. Anadolu üniversitelerindeki kendi yandaşlarına ayda 100-200 milyon ödeyen, dini ticarete alet eden, kendi çı- karları için kullanan bu kişilerin ne zaman ne yapacağı hiç belli olmaz. Bugün sıze onlardan birisini anlattım. Kulaktan dolma bil- gilerle sapla samanı nasıl kanştırdığını kanıtladım... 1923ten günümüze girişimler Toprak reformları amacma ulaşamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Cumhuriye- ti'nin kurulmasının ardından kü- çük çapta toprak reformu dene- meleri yapıldı. Çiftçiyi Toprak- landırma Yasası. Bataklıklann Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Yasa, lskan Yasası, Orman Yasa- sı, afetler nedeniyle çıkanlan ya- salar, Teknik Ziraat ve Bahçıvan- lık Okullan Yasası v e Tapulaşma Yasası "nın bazı hükümleri bude- nemelerden bazılannı oluşturu- yor. 1961 Anayasası, toprak re- formunu tarım reformuyla bir- likte kabul ederek, öncelikle top- rağın verimlı olarak ışletilmesi amacıyla topraksız veya yetersiz toprağı olan çitçiye, toprak veril- mesi görevini devlete vermişti. Toprak refonnu konusunda en önemli sorunun, ziraat arazisinin tanımlanması ve çeşitli etkenler göz önünde tutularak hangi oran- larda fazla arazinin kişilerden kamulaştınlacağı olduğu kabul edilerek, 19 Temmuz 1972 tari- hınde 1617 sayılı Toprak ve Ta- nm Reformu Ön Tedbirleri Ya- sası çıkarıldı. Bu yasaya göre zi- raat arazisi; üzerinde ekim, dı- kim. bakım, yetiştirme yapılabi- len veya orman dışında doğru- dan doğruya tabiattan yararlan- mak veya ıslah yoluyla üretime, bıtki ve hayvan yetiştirrnek üze- re elverişli duruma getirilen yer olarak tanımlandı. On Tedbirler Yasası, 7 Şubat 1972 tarihinden itibaren ziraat arazisi üstündeki "ifraz ve aynen taksün" işlemle- rini de yine toprak reformu uy- gulaması açısından geçersiz say- dı. Çiftçiyi Topraklandırma Ya- sası ile Teknik Ziraat ve Bahçı- vanlık Okullan Yasası'na daya- nılarak dağıtılan ziraat arazisinin devri, Toprak ve Tanm Reformu Yasası yürürlüğe girinceye kadar yasaklanmış, çiftçiyi topraklan- dırma mevzuatı uyannca yapı- lan toprak dağıtımı durdurul- muştu. Ön Tedbirler Yasası, ziraat ara- zilerinin sahipleri veya malik sı- fatıyla zilyetlerini, Bakanlar Ku- rulu'nun tespit ve ilan edeceği bölgelerde 6 ay içinde bildirim vermekle yükümlü kıldı. Çalış- malannı yürütmek amacıyla baş- bakana bağlı Toprak ve Tanm Refonnu Müsteşarlığı kuruldu. Reform gırişimleri, toprak sa- hiplennın muhalefeti ve hükü- metlerin karşı çıkışlan göğüsle- meyi göze almaması nedeniyle amacına ulaşamadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle