03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 1994 ÇARŞAMBA 14 KIILTUR Emmy ödülleri sahiplerini buldu NEVV VORK (AA) - ABD Televizyon ve Sanat Bilımleri Akademısi tarafından her yıl en başarılı televiz>on programları içın verilen Emmy ödüllerinin bu yılki sahıpleri belli oldu. Nevv York'ta düzenlenen tören- de ödüllerin büyük bölümü Ingi- liz yapımlanna gitti. Ingiltere'nin altın rezervlerinin çahnmasıyla ılgilı komedı-gerı- lim türü "The Bullion Boys", dra- ma ödülünü alırken. üç kışinin Antartika kıtasına yaptığı seferi anlatan "Ufe in the Freeser: The Big Freeze" adlı BBC dizisı de en iyi belgesel ödülünü elde etti. "Peter and the Wolf masalı- nın, ünlü rock şarkıcısı Stingtara- fından anlatılan kuklalı versiyonu da sahne sanatlan ödülünü aldı. Popüler sanat dalındaki ödüller ıse. yine lngiliz bilim kurgu dizı- si "Red Dwarf 6: Gummen of the Apocalypse" ve İngılız komedı dizisı "Absoluteh Fabulous"a ve- rildı. Avusturya televizyonunun "Po- sitive Aı*t" isimli sanat dizisi en iyi sanat belgeseli ödülünü alır- ken. ınsan ve doğayı konu edinen Fransız yapımı "Insektors" ço- cuk ve gençlik ödülüne layık gö- rüldü. Manhattan'da lüks bir otelde düzenlenen ödül törenınde sunu- culugu ünlü sanatçı Peter Ustinov yaptı. Her yıl düzenlenen Emmy ödüllerinde toplam 281 televiz- yon programından her kategoride üçer finalist seçıliyor. Şecaettin Tanyerli için kampanya Kültür Servisi- Yapı Kredı Bankası. Alzheimer hastalığına yakalanan "tango ustası" Şecaet- tin Tanyerli'ye destek olmak amacıyla 100 mılyonluk bır he- sap açarak kampanya başlattı. Türk tangosunun en önemli ses- lennden Şecaettin Tanyerli ve eşi Kamuran Tanyerli adına düzenle- nen kampanyaya katılmak iste- Krcdi Me ycıııcr rapT ıs.ıc ^ 5879057 nolu hesaba para yatıra- bilirkr ^ = ^ 74 yaşındaki Şecaettin Tanyerli lise sıralannda Beyoğlu Halke- vı ride TconrçaTı|maTânnâ~kânîa^ rak, Goldenberg'den şan dersleri alarak müziğe adım attı. 1948'de ilk plağı yayımlanan sanatçı, bir yıl sonra Istanbul Radyosu'nda Necdet Koyutürk ve Fehmi Ege orkestralanyla tango söjlemeye başladı. 43 yıl boyunca kesintisiz TRT'de tango seslendirerek bu türün sevilmesine yardımcı olan Tanyerli. son vıllarda sağlık so- runlan nedeniyle müziâe ara ver- di. Sayılan otuzu aşan taş plak, iki uzunçalar ve eski yapıtlarının toplandığı CD'si olan Tanyer- li'nın piyasada iki de kaseti satılıyor.- Tiyatro sanatçısı Asuman Korad'ı yitirdik Kültür Senisi - Türk tivatrosu- nun öncü sanatçılanndan Asu- man Korad, dün Ankara'da öldü. Türk tiyatrosunda uzun yıllar oyuncu, rejisör ve başrejisör ola- rak görev yapan Korad için bu- gün Büyük Tiyatro'da bir tören düzenlenecek". Asuman Korad"ın cenazesi Kocatepe Camisi'nde öğleyin kıhnacak namazdan son- ra Karşıyaka Mezarlığı'nda top- rağa verilecek. Sanatçmın ölümü. sanat çevrelerinde üzüntüyle kar- şılandı. Bu arada Kültür Bakaıu Ti- murçin Savaş, Korad'ın ölümün- den dolayı, Devlet Tiyatrolan Genel Müdür Vekili Tamer Le- vent'e ve Asuman Korad'ın ailesi- ne birer başsağlığı mesajı gönder- dı. 1924'te İstanbul'da doğan Asu- man Korad, 1949"da Devlet Kon- servatuvan Tiyatro Yüksek Bö- lümü'nü bitirdi ve aynı yıl Devlet Tiyatrolan'nda sanatçı olarak gö- reve başladı. Yurtdışında ve için- de yabancı rejisörlerle çahşmalar yapan sanatçı, birçok yurtdışı tur- nesine katıldı. Hacettepe Üniver- sitesi Devlet Konservatuvan'nda sahne dersleri veren Korau, 200'e yakın oyunda yönetmen olarak çalıştı. Yapımcılığmı Sabahattin Çetin'in üstlendiği 'Sekizinci Saat'i Cemal Gözütok yönetiyor Yeni ismılerle Hddiah' bir fihnKültür Servisi - Yönetmenlığıni Cemal Gözütok"un yaptığı "Seki- zinci Saat" adlı filmin çekimıne bu- gün başlanıyor. Oyuncu kadrosu da yönetmeni gibi tanınmamış isimler- den oluşan filmin yapımcısı Saba- hatin Çetin ise "Sekizinci Saaf'ko- nusunda oldukça ıddıalı. Filmin "star" olaca|ını söyleyen Çetin. "Film star olacağı için oyuncular da starolacak" dıyor. Dün, filmin mekanlarından bırı olarak kullanılacak olan Trıbunal Bar'da düzenlenen toplantıyla fil- min kadrosu basına tanıtıldı. konu- su hakkında bilgi venldi. Yönetmen Cemal Gözütok. baş oyuncular Osman VV'öber, Zühal Gencer ve Özlem Savaşıle o>uncu- lar \1ah>a Taşdöven, Devrim Atma- ca, Parkan Y'avuzve Turgut Yasa- lar'ın katıldığı toplantıda konuşan Sabahattin Çetin. seyircinin gele- neksel sistemi reddettiğini ve star sısteminin artık cazibesini yıtırdıği- nı belırterek şöyle devam etti: "Türk sinemasının yarahcılık ve si- nema dili de ciddi değişime uğramış, çağın hızlı dinamiğine uydurarak, anlatımda aksivon ve devinim aravı- şına girmiştir." Bugüne dek sinemaya destek sağ- layan devletin 5 nisanda iflas ertiğı- ni böylece sinemanın kendi kendisı yaşatma zorunluluğunu gündeme geldiğinı ıfade eden Çetin sinema- nın yeni kabuğunu oluşturmava başladığını biidirdı. Belge Filmcilik olarak ilk fılmle- nni yapan yönetmenlere ve star sis- Cemal Gözütok teminin dışında kalmış yeni oyun- culara fırsat sagladıklannı anlatan Sabahattin Çetin. filmin bu anlayış- la çekileceğini ve başarılı olması için prodüksiyon olarak elinden ge- Özlem Savaş Cemal Gözütok da en az yapımcısı kadar iddialı konuşuyor. Filmin id- dialı olduğunu çünkü senaryosu- nun, konusunun ve vermek istediğı temanın iddialı olduğunu belirten Sabahattin Çetin avantaj olduğunu ifade eden Cemal Gözütok "Ya iyi film vardır, ya da körü film. Ben iyi fihn yapmak isti- yonım"dıyor. Gözütok'un daha ön- ce çektıği ve sadece televizyonda • Sabahattin Çetin, seyircinin geleneksel sistemi reddettiğini ve star sısteminin artık cazibesini yitirdiğini belırterek,'Türk sinemasının yaratıcılık ve sinema dili de ciddi değişime uğramış, çağın hızlı dinamiğine uydurarak, anlatımda aksiyon ve devinim arayışına girmiştir' dedi. leni yapacağını söyledi. Filmin yö- netmenine. konusuna ve tüm ekibe güvendiğini belirten Çetin seyirci olark Amerikan filmlerine gıden kıtleyı hedeflediklerinı de sözîerine eklıvor. Filmin aynı zamanda senaryosu- nu da yazan ve bununla Kültür Ba- kanlığı ödülünü kazanan yönetmen Gözütok. Türk seyircisinin artık oyuncu adı için değil, "iyi film" için sinemaya gittiğine dikkat çekerek "Artık Türkiye'de yönetmen sine- ması var. Ya bu işi \apanz ya da bı- rakır başka iş yapanz" diyor. Fil- min 30 kışılık oyuncu kadrosunun tiyatro kökenli kişilerden oluştuğu- nu ve bunun kendisi için büyük gösterilen "Adada Son Gece"adlı bır uzun metrajlı filmi daha bulunu- yor. İki kadm ile bır erkek arasındaki tutkulu ilışkiyi konu alan "Sekizinci Saat" trajik ve duygulu bir aşk hı- kayesini anlatıyor. Finalinde bir "penis kesme" olayının yaşandığı öyküyü Cemal Gözütok 1992'de, yani Amerika'da yaşanan ve dünya kamuoyunu günlece işgal eden pe- nis kesme olayından önce kaleme almıs. Filmin baş erkek kahramınını canlandıran Osman Wöber tıyatro kökenli. Bugüne dek 6 tiyatro oyununu sahneleyen VVöber'in yönetti- ği"Müthiş İkili*1 halen Dormen Ti- yatrosu tarafından sahneleniyor. Baş kadın oyunculardan Zühal Gencer önce tiyatro oyunculuğuyla adını duyurup daha sonra TV dızi- lerinde rol almış. Gencer Zeki De- mirkubuz'un "C Btok" adlı filmin- de de eleştirmenlerin beğenisini toplamıştı. Özlem Savaş ise daha çok TV su- nuculuğuyla tanınıyor ancak onun da geçmışinde tiyatro oyunculuğu var. Savaş. Tunç Başaran"ın filmi "Uçurtmayı Vurmasınlar'! 'da da rol almıştı. Filmin görüntü yönetmenliğini üstlenen Erhan Canan "Ajaşlı ve Kiracılan"adlı dizideki çalışmasıy- la ödül almış Sanat yönetmenliğini yine yeni bir isim. Funda Arkurüstleniyor. Müzık dikertörü Volkan Gücer ise dana önce Şerif Gören'ın "Ameri- kalı" adlı filminin müziklerinı yap- mıştı. 4 milyar 500 milyon lıraya malo- lacağı belirtilen filmin üç ayda ta- mamlanması hedeflenıyor. Beş si- nemada birden gösterime gırecek olan filmin işletmesini de Özen Film üstleniyor. Avrupa Kültür Haftalan, kültür alanında ortak çalışmaları yoğunlaştırmayı amaçlıyor Kültür Servisi - Avrupa Birli- ği"ne üye devletler ıle üyeliği bekle- nen devletler. 21 kasım-11 aralık ta- nhleri arasında Avrupa Kültür Haf- talan adıyla ortak bır etkinlık dü- zenledi. Bu etkınliklerin amacı Av- rupa Birlığı ülkelerinın kültür ala- nındakı ortak çalışmalarını yoğun- laştırmak. Italya. Almanya. Isveç. Avustur- ya, Hollanda. Belçika ve Norveç N- tanbuFa çeşitli kültürel etkınlıklerle konuk oluyorlar. Avrupa Kültür Haftalan çatısı altında birleşen dev- letler. kültürel etkınlıklerini ilk kez ortak bir amblem kullanarak sunu- yorlar. Avrupa Kültür Haftalan etkinliği- ni tanıtmak amacıyla önceki gün Alman Başkonsolosluğu'nda bır ba- Değişik kültürler bir aradasın toplantısı düzenlendı. Toplantı- va katılan Alman Başkonsolosu Christine Gisslerkup. Alman Kültür Ate^esı Jens-Kraus-Mosse. Isveç Başkonsolosu Bongt Falkmann. Ankara"dan etkinlıkler için tstan- bul'a gelen Avrupa Birlığı Birinci Sekreteri Michael Re>n. Italyan Kültür Merkezı Müdürü Adeiia Ris- poli, lngiliz Kültür Heyetı Sanat Iş- İeri Sorumlusu Leyla Tonguç ve Hollanda Başkonsolosluğu kültür görevlisi Semra Ulusoy katıldı ve etkinlikler hakkında bilgi verdi. Alman Başkonsolosu Gisslerkup. Türk-Avrupa ilışkılennden söz edil- diğinde akla ilk olarak Brüksel'de yapılan pazarlıklar \e gümrük birli- ğinin geldiğini. bunların zamanla halledileceğini söyledi ve kültürel ilişkilerin önemıni vurguladı. Türki- ye'nin kültürel olarak çoktan Avru- pa Birliği'ne dahil olduğuna dikkat çeken Başkonsolos, külrürdc tek bir çözüm gerekmedığini. Avrupa ülke- lerinın birbirlerinden farklı olarak kültürel özelliklerını koruduğunu söyledi. Başkonsolos bu çerçevede etkinliklerin ilgiyle karşılanacağını vurguladı ve Isveç gibi Avrupa Bir- iiği'ne üye olmaya yaklaşan bir ül- kenın de bu etkinliğe katılmasının sevindirici olduğuna dikkat çekti. Isveç Başkonsolosu Bongt Falk- mann bir bölgenin kimlığinın ko- nınmasına önem verilmesi gerekti- ğıni. gelecek yıl Avrupa Birliği'ne girdiklerinde de bır Avrupa kalesi içine kapanmayacaklannı. bunu di- ğer Avrupa ülkeleriyle ilışkîleri zenginleştirmek doğrultusunda kul- lanmak ıstediklerıni belirtti. Falk- mann, bu etkinlıklere ülkesinın. 'İs- veç endüstri tasanmı'hakkında Mı- mar Sınan Ünıversıtesi'nde 29 ka- sımda Kerstin VVickmann'ın vere- ceği 'Insan Boyutlan-Endüsrri Çizi- minde İsvcç Kavramr başlıklı kon- feransla katılacağını söyledi. Avrupa Birliğı'ni temsil eden bir- liğin Birinci Sekreteri Michael Reyn "Bu etkinlikleri Türkhe'de ne kadar çok gerçekleştirirsek o kadar iyi olur. Çünkü biz politik >e ekono- mik cephelerde iyi ilişkiler kurmaya çalışırken kültürel ilişkileri de aynı yoğunlukta sürdürmeliviz. Maast- richt Anlaşmasfnda kültür alanını kapsayan bir madde var. BövlelikJe Avrupa Birtiği içinde kültürel sorun- lar anlaşma çerçevesine oturtulmuş oluvor. Bu haftaların amacı sanat- sal etkinlikleri A\rupa Birliği'nin de ekonomik olarak desteklemesi. Maastricht Anlaşması'nın bir maddesi de İ'çüncü Dünva ülke- leri ile olan ilişkilerin zenginleşti- rilmesidir" dedi. Nâzım'la 1940'lannTürkiyepanoraması Şehir Tiyatrolan, Nâzım Hikmet'in Bursa Cezaevi'ndeki yaşamını, şiirlerinden ve mektuplanndan yola çıkarak sahneliyor ASU MARO Yıl 1940. Yer, Bursa Cezaevi. Ve buraya ıkinci kez giren bir adam: Nâzım Hikmet Dört duvar arasında geçen on yıl... Bir yanda içlerinde yazar Orhan Kemal'in. ressam Ba- ları. bır yanda IstanbuTdaki karısı Pirayp... Istanhııl Relprliyes Tiyatrolan"nın Macit Koper tarafın- dan yazılıp sahneye konan o>unu "Astolan Hayattır", Nâz-tm met'in yaşamındaki bu on yıllık sü- reci konu alıyor. Koper'in "Nâzım Hikmet'in bire- bir karşılığı değil, bizim şairi nasıl anladığımızı iletmeye çalışan bir oyun" diye tanımladığı "Aslolan Hayattır"da. Nâzım'ı Mustafa Ala- bora canlandırıyor. Diğer rolleri Berrin Koper, Avni Yalçın, Cengiz Keskinkılıç, Arif Akkava. Burteçin Zoga. Uğurtan Atakan. Arslan Ka- car, Yavuz Şeker, Mustafa Arslan. Fahri Kıncır ve Hüsevin H.Kar- şuı'ın paylaştığı oyunun dramaturjı çalışması HJLafer Şahin tarafından gerçekleştirilmiş. Sahne ve giysi ta- sanmı Ozhan Ozdil'e. müzikler ise Arif Erkin'e ait. Macit Koper, bu oyunu Dostlar Tiyatrosu'nda sahnelemek üzere 1981 "de yazmış: "Nâzım Hikmet üstüne bir oyun kotarmak söz konu- su olmuşru, görev bana kaldı. Oyu- nu tasariadım. sahneye kovma göre- vi de benimdi. Ama prmalar sıra- sında askıda kaldı, dönemin kuşku- lanndan dolavı. l zun zaman sonra. 13 yıl oldu, buraya nasipmiş. Bura- da yeniden gündeme gerirdik." Öyun, Nâzım Hikmet'in 1940'ta Bursa Cezaevi'ne gelişiyle başlıyor: "Nâam'ın kendi şiirierinden, o dö- nemdeki Kemal fahir'le, kansı Pi- raye ile mektuplaşmalanndan çıka- rılmış, kotanlmış bir oyun bu. Bir belgesel değil. Sahnedeki tiplerimiz de o zamanki karakterleriyle birebir çakışan, belgesellik içeren karakter- ler değil. Onlardan uçucu öğeler ta- şıyan. ancak bu şiirierden, bu mek- tüplaşmalardan olabildiği kadanyla kendi sanatçı duvarlığımızla çıkara- bikiigimiz ve iletmek istediğimiz şey- ler."cfl Oyunda Nâzım Hikmet'in şiiri yoluyla, cezaevi insanlanndan yola çıkıp Türkiye'ye, Türkiye insanına bakışı anlatılıyor. Dramarurg Hilmı Zafer Şahin, oyunun Nâzım Hikmet gibi yıllarca görmemezlikten gelin- miş bir ozanı bir başyapıtıyla. "Memleketimden İnsan Manzarala- n"yla tanıttığını belirtiyor: "Oyu- nun temel kurgusuna oturan şiirler de Memleketimden Insan Manzara- lan'ndan alınma. Nâzım Hikmet ve onun memleketi ilişkisinin yanı sıra memleketin ona etkisi gösteriliyor. yorum. Ben de insanları çok seve- rim, toplumcu bir adannm. birkaç sene hapishanede vattını, ben de ça- buk sinirlenip sonra karşımdakini kırdığım için hemen özür dilerim. O noktalarda benzeşiyormuşuz gibi geliyor, işime de geliyor, daha doğal bir yere orurttuğumu hissediyorum âzım ı. Daha vaşayan, oanlı. Insan halini etiyle, kemiğivle ortava çıka- ımyoı uıt*. Ama^ok~ Çünkü ülkenin her siyasal gelişmesi, Nâzım'ın sanatuu, cezaevindeki du- rumunu, özgürlüğünü, tutuklanışı- nı, sıkıntılannı. Uişkilerini belirliyor. Oyunumuz bir çesit 1940'larm Tür- kiye panoraması.- Mustafa Alabora'nın fizik olarak Nâzım Hikmet'e benzemedığinı be- lirten Macit Koper, zamanla kendi- liğinden bir benzerlik oluştuğunu söylüyor: "Oyunda "Boyu ne kadar uzun'gibi sözkr var, onlan yadsıma- yalım diye ve bu işi becerebileceğine inandığımız bir arkadaşı seçtik. O da kendiliğinden Nâzım 'ın fıziğini andıran bir kişi oldu. Ama amact- mız Nâzıın'a benzeyen birisini seç- mek değildi." Bu dönemde Şehir Tiyatrola- n'nda Nâzım Hikmet üzerine bir oyun oynanmasını çok önemsediği- ni dile getiren Koper. ızleyıcinin de bu önemi kavrayacağına inanıyor. Mustafa Alabora, Nâzım'ı oyna- manın zor olduğunu dile getiriyor: "Herkesin kafasında bir imaj var Nâzım için. Ayrıca dünyanın en bü- yük şairİerinden biri, belki de birin- cisi. Günahsız yere, düşüncelerinden dolavı hapse atılmış, on beş seneye •Aslolan Hay atür', Nâam Hikmet'in İ940'ta Bursa Cezaevi'ne gelişiv le başlıyor. Nâzım'ın kendi şiirlerinden, o dönemdeki Kemal Tahir'le, kansı Piraye ile mektuplaşmalanndan çıkanlmış, kotanlmış bir oyun bu. Bir belgesel değil. Temel kurgusuna oturan şiirier 'Memleketimden Insan Manzaralan'ndan alınma. yakın hapislerde kalmış. gerçekten insanın vüreğini ahp götürecek şe- kilde acı çekmiş bir insan Nâzım. " Macit Koper gibi Alabora da Nâ- zım'a birebir benzeme kaygısı güt- mediklerini belirtiyor: "Onun mek- tuplanndan. şiirlerinden çıkardığı- nıız insan tarafını, acılaruiı, sevinçlc- rini ve tabii ki toplumculuğunu ön plana kovmaya çalışıyoıum oyuncu o!ar>k." " -v oora. Nâzım'ı \o mlarken kendınden yola çıkmış: "kendimle o deşleştirmeye çalıştım. Galiba ben ı biraz vapı olarak Nâzım" benzi- heyecaniıyım. Hiç bir oyuna hazırla- nırken bu kadar hcvecanlandığımı hatıriamıyorum." Nâzım'ın hemen hemen bütün ki- taplannı okumuş olan Alabora. on- lan tekrar ele almaktan kaçınmış: "Çünkü ben Nâzım'ın karakterini araştırmaya çalışmıyorum. Cezaevi- ne düşen, halkını seven bir aydının, büyük bir şairin neter hissedebilece- ğini yakalamaya çalışıyorum. Ken- dime gore bir Nâzım karakteri çiz- dim." Oyunda Balaban'ı oynayan Bur- teçin Zoga da Balaban gibi yürüyüp konuşmak yerine onun kimliğinde bir mahpusun yaşadıklarını aktar- maya çalışmış: "Onun kişiliği ile il- gili detaylara girmektense şairte ya- şadıklarındaki duvguyu ortaya çı- kartmak adına Balabanla da soh- bet ettim ve tabii ki faydalı oldu. Çünkü anlattığı, yazdığı şeyler var yaşadıklanndan." Oyunda, yeni yeni resim yapma- ya başlayan Balaban'ın Nâzım 'la ilişkisi alınıyor: "Resmi çok seviyor, şair hapishaneye geldiği zaman onunla görüşmek istiyor ve sonunda şair kabul ediyor. Balaban ondan sonra başlıyor resme. Belki bir şey- ler çiziyor, ama çizdikleri şaiıie ta- nıştıktan sonra şekil değiştiriyor. Daha toplumsal bir takını şt> leri ya- kalamaya başhyor." "Aslolan Hayattır"ın dekoru bir dokuma tezgâhı ve bu tezgahın is- keletinden oluşuyor. Oyunu sahne ve giysi tasarımını gerçekl ştiren Özhan Özdil. Macit Koper kendisi- ne nasıl bir sahne istediğinı anlattı- ğında önce kendini sınırlandınlmış hissetmiş: "Yaşamın şiire ve şiirin yaşama dönüştüğü bu oyunda anla- tımın belirleyici özelliği şiirin valınlı- ğı. düşlem ve dönüşüm gücüydü. Çalışmamız başladığında yönetmen I" ıden tek şey istedi: Bir dokuma <. Liâhı. Ancak oyunun tüm sahne uii/eni bu 'te! . ^ "den yola çıkılarak çö/ümlenmelı> di ?ir tasanmcı ola- rak kendimi çok . mdınlmış his- settiğimden önct- bira/ canım sıkıldı. Yönetmen önüme sert bir ceviz koy- muş, içindeki mev~veyi istiyordu. Ce- vizin kabuğunu kırıp parçalarını kendisine geri verdim. O, bu parça- larla samrım düşlemindeki oyunu kunl'i. Cevizin meyvesine gelince o hc '/indir." Nevvton, çıplak model görüntülemekten vazgeçti • LONDRA (AA) - Düny amn en usta fotoğrafçılanndan Helmut Nevvton. Londra'da hayranlanyla buluştu ve çıplak model görüntülemekten vazgeçtiğini açıkladı. 75 yaşını kutlamaya hazırlanan ve 1960'lardan beri çığır açan çıplaklanyla tanınan fotoğrafçı, artık moda çekimlerine yöneleceğıni söyledi. Nevvton, "Marifet güzelliğı giyinik modelde yakalamakta, çıplak güzeli herkes çeker" dedi. Yaklaşık 5 yıldır konferans vermeyen Nevvton, Sothebys müzayede şirketinin düzenlediği toplantıda sanatına değindi ve bazı çalışmalannı diapozitiflerle sergiledi. Nevvion. anılannı anlattığı konuşmasmda "Genç fotoğrafçılara öğüdüm, çok fotoğraf çekin. Kopya ya da estnlenme. genç yaşlar için olagandır. Sürekli hale gelirse, tehlıkelidır" dedi Avrupa Basın Fotoğraf Ödülleri • Kültür Senisi - Vakkorama ve Fujı Film işbırliği ile gerçekleştinlecek olan 1993 Avrupa Basın Fotoğraf Ödülleri Sergisi yanndan itibaren 3 aralığa kadar Vakkorama Rumeli'de izlenebilecek. 1993 yılında ikinci kez gerçekleştirilen Profesyonel Fotoğrafçılık Yanşması. 16 ülkenin katılımıyla gerçekleştirildi. Yanşmada Fransa'dan Richard Martin birinciliğe, Wim Van Capellen ikinciliğe ve Yunanistan'dan Nikos Panagiotopoulos üçüncülüğe değer görüldü. Insanlann düşünmeleri. hissetmeleri ve kendilerini dünya olaylanndan sorumlu tutmalarını vurgulamak amacına yönelik olarak sonuçlandınlan yanşmanın ürünleri yıl içinde Avrupa'da pek çok büyük sergı merkezinde sergilenecek. 1994 yılının yanşması ıse 1995 yılı başında yapılacak. Kültür Bakanlığı 1995te 40ı aşkın anıt yaptıracak • Kültür Servisi - Kültür Bakanlığı 1995 yılı içinde 4O'ı aşkın anıt yaptıracak. Anıtj yaptınlacak kışıler arasında şu isimler bulunuyor: III. Selim, Ibrahım Mütefernka, Mimar Kemalettin. Mustafa Necati. Akif Hikmet Koyuroğlu. Haldun Taner, Ahmet Kutsi Tecer. Halide Edip Adıvar. Fuzuli, Ömer Seyfettin, Mehmet Akif Ersoy, Evliya Çelebi. Dadaloğlu. Fuat Köprülü, Sedat Hakkı Eldem. Cemal Nadir, Kemal Tahir, Falih Rıfkı Atay, Nef'i. Reşat Nuri Güntekın. Cahit Sıtkı Tarancı ve' 4 Dede Efendi. Kültür Bakanlığı, 1995'te Atatürk heykeli ile hoşgörü anıtı yaptırmayı da programına aldı Ş Hayaf' konulu soruşturma • Kültür Senisi - İki ayda bir çıkan Atıka dergısinın son sayısı çıktı. Edebiyat dergisi olarak yayımlanmaya başlayan ve gıderek bir şiir dergisi niteliğine bürünen derginin bu sayısmda Metın Cengiz'in 'Kültür ve Şiır 2', Feridun Andaç'ın 'Söz Burcunun Yıldızı' başlıklı yazılanyla. Ahmet Oktay, Mehmet H. Doğan. Mustafa Öneş, Gültekin Emre. Tuğrul Tanyol. Metin Cengiz, Feridun Andaç, Andan Özer, Metin Celâl, Ayten Mutlu, Sezai Sanoğlu ve Evren Erem'in görüşlerinin yet aldığı "Şiir ve Hayat" konulu bir soruşturma yer alıyor. Dergide ayrıca Gültekin Emre, Ahmet Ada. Metin Cengiz. Hasan Öztoprak. Ya\w Özdem, Mustafa Köz. Nuh Ömer Çetinay. Osman Çakmakçı, Radovan Pavlovski,' • Christopher Read, Berdan ' Karagöz. Sezai Sanoğlu, Fikret Tuncer, John Ashbery. e. e. cummings. Suca Dündar, Yüksel Andız. Cüne>t Uzunlar. Adnan Günay ve Zühtü Bayar'ın şiirleri yer alıyor İzlek dergismm kasım sayısı çıktı •Kültür SenİN . ^k dergisi kasım sayısıyK. ınci yılında 14. sayısına ulaştı. i/jrginin son sayısında Hayatı Bakı'nin 'Şair, tnsan, Sanat ve Yanılsama', Ali Burak'ın "Sözün Öte Yanı', Ismail Serin'ın 'Werther'in 12 Ağustos Tarihli Mektubu: Ölümün Dili', Nizamettin Uğur'un "Benzetme", Gültekin Emre'nin 'Berlin Güncesi', Erhan Kuzhan'ın 'Şiır Nedir? Sorusuna Bir Yanıt' başlıklı yazılan, Bahar Aslan'ın öyküsü, Kaan tnce, Ahmet Ada, Özer Aykut, Banu Balar, Şükrü Erbaş, Fergun Özelli, Yusuf Eradam, Ergül Çetin, Hüseyin Kıran. Küçük Iskender ve H. Özgür Gören'in şiirleri, Gökhan Tok'un metınleri yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle