23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 KAStM 1994 PA2AR 8 PAZAR KONUĞU Gecekonduya alternatifkonut: - Büyük kentlerdeki toplu konut uygulamalarını, bu kez Güneydoğu 'ya kaydırdınız. Çalışmalar ne aşamada? GÜLÖKSÜZ - Toplu Konut ldaresi olarak, "Güneydoğu Anadolu Konutlan" projesi için 1.5 yıldır çalışıyoruz. Şu anda Hakkari'de 410, Şırnak'ta 450 ve Diyarbakır'da 2 bin 50 ol- mak üzere toplam 2 bin 910 konut inşa halindedir. Yapı tekno- lojisi, standartlan, çevre kalitesiyle Batı'da ne yapıyorsak, Gü- neydoğu'da da aynısım yapıyoruz. Ödeme koşullan, 80 metre- karelik konutlarda 100 milyon TL peşin ve 2.5 milyon TL ay- lık taksitler halindedir. 100 metrekarelik konutlarda ise peşinat 145 milyon TL ve taksitler 3.2 milyon TL'dir. Peşinat da üç parça halinde alınmaktadır. Önümüzdeki aylar içinde Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Batman, Tunceli, Bismil ve Yüksekova'da yeni projeleri uygulamaya hazırlanıyoruz. Arsa ve projeler açısından sorun yok. Diyarbakır'daki konutlann yapım süresi 15 aydır. 1995 aralık ayında konutlan teslim ede- ceğiz. Şırnak'taki projenin inşaat süresi 22, Hakkari'dekinin ise 24 aydır. - Konut yatmmlan, bölge- ye önemli bir istihdam ola- nağı sağlıyor mu? GÜLÖKSÜZ - Konut sek- törü, özellikle vasıfsız işçi istihdamı açısından önemli. Bir konutun 2.5-3 kişiye bir tam yıl istihdam sağladığı hesaplanmıştır. Diyarba- kır'da 2 bin 50 konut yapımında aşağı yukan 5-6 bin kişiye iş sağlanıyor. Bunlar, doğrudan doğruya inşaarta çalışan işçiler. Aynca kum taşıyan, tuğla yükleyen, imalatta çalışanlar var. Bir öncü sektör. Alışverişin büyük kısmı, oradaki çarşılardan yapılı- yor. Hiç olmazsa bayi kârlan kalıyor. Diyarbakır'da 2 bin 50 konut, bir o kadar buzdolabı, beyaz eşya. perde demek. Yaklaşık 200-250 kadar alt sektöru canlı rutuyor. Aynca, Diyarbakır Valiliği ile birlikte eğitim programı yürütüyoruz. Duvar ustası, tesisat- çı, elektrikçi, betoncu, demircilik gibi işlerde genç- lerin eğitimi yapılıyor, şantiyelerimizde. - Güneydoğu 'ya yönelik olarak 'gecekonduya al- ternatif konut' tasarımı üzerinde çalışıyorsunuz. Bu kçnuda bifgi verebilir misiniz? GÜLÖKSÜZ - Son zamanlarda kırsal alandan, köy ve mezralardan çeşitli nedenlerle şehre gelen- lerin ödeme imkanlan çok sınırlı. O nedenle, "ge- cekonduya alternatif konufdiyebileceğimiz ikinci tür bir konut programını da hazırladık. 150 metre- karelik parseller içinde 50'şer metrekarelik nüve ko- nutlar tasarlıyoruz. Daha sonra, ailenin ihtiyacı ve im- kanı arttığı zaman, ikinci kat inşa edilerek, toplam kapalı alan 100 metrekareye çıkar- tılabilir. Böylece, zaman içinde 100 metrekare bahçesi olan, 2 katlı, 100 metrekarelik konuta sahip olunacaktır. Ama baş- langıçta. asgari ihtiyaçlan karşılayan 50 metrekarelik bir ze- min kat inşa etmek, daha alt gelir gruplanna ulaşabilmek için iyi bir yöntem. Kaldı ki 50 metrekarelik bir daire, çok katlı yapılarda küçük görülse bile, zeminde daha büyük bir daire- dir. Çünkü, yılın büyük bir bölümü evin bahçesi, işlerin ya- pıldığı, misafirlerin kabul edildiği, çocuklann oynadığı bü- yük bir salon gibi kullanılır. - Bu tasarımda, ödeme planlan nasü olacak? GÜLÖKSÜZ - Düşündüğümüz: 1994 fiyatlanyla. 50-60 milyon dolaylannda peşinat ve 1.5 milyon liralık aylık taksıt- tir. Bu, Eryaman türü dediğimiz konutlann yansıdır. Şu anda, bunlan ihale etmediğimiz için tam hesap çıkaramıyoruz. Çok uzun, 15 yıl vadeli ve 1.5 milyon lira aylık taksitle, 6 ayda bir memur artış oranı düzeyinde artan bir sistem düşünüyoruz. Dünya Bankası ile projeyi müzakere ettik. 100 milyon dolar- lık projenin, 50 milyon dolannın Dünya Bankası'ndan kredi olarak alınabileceğıni sanıyorum. Adana. Gaziantep, Diyar- bakır, Şanlıurfa ve Mardin'de 8 bin. 2 bını de çalışma sırasın- Hq hj7irn hfljrleyecegimiz yerlerde olmak üzere, toplam 10 bin konutluk bir proje olacak. Projenin et'ektıf hale gelebıl- mesi, gelecek sene sonunu bulabılir Dünya Bankası'nın 50 milyon dolarîık kredisinin bu proje3e kuIlamTabîlrnesîr" " hükümetinin 1995 yılı içinde bu projeye para ayırmasına bafhdtr Şehirleriı» gecekondularla büyümesinLönleyjçiJ?ir proje. lstanbul, Ankara, tzmir gibi veya birçok Anadolu şehri gibi, gecekondu sorunuyla karşı karşıya olan kentler için de çok iyi bir başlangıç olacak. Tabii, şehırden şehire farklılıklar olacaktır. Birtakım yapı özellikleriyle. bu projenin Türki- ye'nin birçok yerinde tekrarlanacağı kanısındayım. tnsaıüara güven gerekli - Sizce bu konuda bir güven bunalımı olabilir mi? Yani, insanlar, bu konutların yapımı için para yatırıp, uzunca bir süre bekiemeyi göze alabilirler mi? GÜLÖKSÜZ - Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da bu gü- vensizliği anlamak gerekir. Çünkü oraya ilişkin birçok proje açıklanmış, ancak gerçekleşmemiş. De\let yapılan. yıllarca sürmüş. O yüzden insanlar, mesafeli duruyorlar. Bunu çöz- menin tek yolu var. Çok nitelikli ve sağlam yapılan hızla yapmak ve bunu herkese göstermek. Örneğin, 1000 konutluk paket proje için inşaatçılardan aldığımız süre 4 ay. Teknoloji- ye bağlı olarak süre değişebilir. Öngördüğümüz aylık taksit- SUNUŞ Toplu Konut tdaresi Başkanı Yiğit Gülöksüz, Güneydoğu 'daki konut yatmmlan ve küçük tarım işletmeleri üzerine düşüncelerini anlatırken, adeta zor bir sınavı atlatmış bir öğrenci heyecanını yaşıyor. Güneydoğu 'da yapılan konutların, binlerce işçinin istihdamını sağladığını, 200-250 alt sektörü canlandtrdığını aktarıyor. Yine aynı bölge için düşündükleri, gecekonduya alternatif konutların taksitlerinin, bir günlük sîgara fiyatından daha ucuz olacağını vurguluyor. En büyük düşü de Güneydoğu 'da küçük tarım işletmeleri tasarımmın yaşama geçmesi Bu tasarımın amacının, bu bb'lgede yaşayan ve çiftçilik yapmak isteyen insanlan, yine bu bö'lgede çiftçi olarak tutmak ve onlann gelirini arttırmak, tek bildiği işi değerlendirerek, istihdam sorununu çözmek olduğunu söylüyor. "Kaldı ki" diyor, "Özellikle Güneydoğu 'da küçük, geçimlik bir toprağa sahip olmak, sadece bir ekonomik varttğa. bir üretim aracına sahip olmak da değildir. Dahafazla bir şeydir. Biraz ö'zgüıiüğe, biraz tırnak içinde bir beyliğe sahip olmaktır." 100 ailelik bir yerleşim merkezinin, tüm altyaptsıyla 250 milyar liraya kurulabileceğini belirterek "Ashnda biz, burada toprak reformu ile birçok kişinin amaçladığını, piyasa sistemi içinde gerçekleştirmeye çalışıyoruz " diye açıkltyor hedeflerinl Konuğumuz Yiğit Gülöksüz ile sizleri basbaşa bırakıyoruz IŞIKKANSU Günlük sigara fiyatına taksitle üretım aracına sahip • "Güneydoğu'da küçük tanm işletmeleri ile amacımız, burada yıllarca yaşayan ve çiftçilik yapmak isteyen insanlan, yine bu bölgede çiftçi olarak tutmak ve onlann gelirini arttırmak, tek bildiği işi değerlendirerek istihdam sorununu çözmektir." • "Özellikle Güneydoğu'da küçük, geçimlik bir toprağa sahip olmak, sa< fazla bir şeydir. Biraz özgürlüğe, biraz tırnak içinde bir beyliğe sahip olmaktır." • "100 ailelik bir yerleşim merkezi, 250 milyar liraya kurulabilir. Herşeyi dahil, arsalan. konutlan. altyapısı. Bu büyük bir para değildir. 4 tane yapsak bir trilyon ediyor. Bu para birden bire harcanmıyor." PORTRE YIG1T GULOKSIIZ bölge planlama uzmanı Ankara'nın Ayaş ilçesınde I936yılındadoğdu. 1961 yılında lstanbul Teknik Üniversitesi Mımarlık Fakültesi'ni bitirdi. Amerika'da M1T ve CUA ünıversitelennde şehir ve bölge plancılığı konusunda masteryaptı. 1974-1978 yıllan arasında kalkınmada likli vuıeleı konusunda DPT müşavirliğı görevini arasında Ecevit hükümeti döneminde Köyişleri ve Kooperatîfler BâkânîTğT — Müsteşan oldu. 1978-1983 arasında da ODTÜ Şehir ve Bölge Plancılığı Bölümü'nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. Türkiye Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Vakfi kurucusu ve Genel Sekreteri olan Gülöksüz. Tarih Vakfi'nın da yönetim kurulunda görev yapıyor. Çeşitli uluslararası görevlerde de bulunan Gülöksüz. aynı zamanda SODEP ve SHP kurucu üyelerinden. aılesinin belirli bir alan üzerinde intansif tanma geçmesidir. Sebze, meyve, ciçek; dünyada ve iç piyasada çok para edi- yor. Bunlarla ilgili ileri tanm teknolojilerine ve dış pazarlara ulaşmak için kooperatifler, şirketler ve devletin katkısı gerek- li. Bu bölgede, yaklaşık 1 milyon nüfus, topraksız. 150-200 bin aile tam topraksız. 150-200 bin ailenin de kendini yeterin- ce geçindirecek kadar toprağı yok Bu insanlann tek yaptıkla- n iş. çiftçilik ve tanm işçiliği. Amaç burada yaşayan ve çiftçi- lik yapmak isteyen insanlan, yine bu bölgede çiftçi olarak tut- mak ve onlann gelinni arttırmak. tek bildiği işi değerlendire- rek istihdam sorununu çözmektir. Kaldı ki; Güneydoğu'da kü- çük, geçimlik bir toprağa sahip olmak, sadece bir ekonomik varlığa, üretim aracına sahip olmak da değildir. Daha fazla bir şeydir. Biraz özgürlüğe, biraz tırnak içinde beyliğe sahip ol- maktır. Çünkü, toprak, ancak onlann sahip olduğu bir şeydir. Dolayısıyla toprağa sahip olmak, oradaki insanın özgürlüğü ile ilgili bir konudur. - Bir anlamda toprak sahipliğinin, giderek bölge insanını yaşama ve geleceğe bağla- yacağını mı söylemek isti- yorsunuz? GÜLÖKSÜZ - Gayet ta- bıi Temel üretim aracıdır. Bunun üzerinde çiftçilik ya- pacak. hayvan besleyecek, çocuktan yaşlıya kadar bütün aile çalışacak. Insan- lan, bildiği konuda istihdam etmek çok önemlidir. Hem istihdam sorununu çözen, hem yerleşme dü- zenini gelişmeye uygun bir ekonomik mekan hali- ne getiren bir sistem bu. Buna özgü bir altyapı. su- lama politikası gerekiyor. Bu da zor değildir. As- lında, toprak reformu ile birçok kişının amaçladığı- nı, piyasa sistemi içinde gerçekleştirmeye çalışıyo- ruz. Bunun kolay olmadıgını bih\orum, ama bunu mümkün görüyorum. Onun ıçın bir an önce başla- mak gerekir. Potitik bir proje - Sorunları çözecek, akla daha yakın ve adaletli bir başka sistem vok galiba. GÜLÖKSÜZ - Buradakı senaryo, bölgedeki in- sanlan, bölgede yapmakta olduklan işi daha iyi ya- par hale getirerek. onlann gelır düzeyini arttırmak. Diğer senaryolardan binsi. Latin Amerika'da uygu- lanan plantasyonlar senaryosudur. Gözalabildiğine büyük çiftliklenn içinde 8-10 kişı çalışır. Her şey makıne ile vapılır. ama yine pamuk \e buğday ekilir. Bu para da bölge içinde yatın- ma dönmez. Çünkü bunlar. uluslararası şirketlere de açık büyük organizasyonlar- dır. Dünya pazarı için çalı- şırlar. Bir diğeri. Çukurova senaryosudur. Suyu topla. arazisını al, su>u saiıver. gerisınde hiçbir şey yapma. Çukuro\a"nın şu anda ne olduğunu görüyo- ruz. Bütün problemleriyle birlikte. Adana gibi bir ikinci met- ropol yaratmıştır. lnsanlannın birçoğu me\sımlık ışç\ olarak çaiışmaktadır. Yine büyük alanlar. yine pamuk \e buğday. GAP bölgesı, Çukurova'da sulanan alanın beş katı kadar. Bu- rada, Adana'dan başlayan; Gaziantep. Di\arbakır. L'rfa, Mar- din gibi bir gelişme yolu üzerinde metropoller gelı^ebilır. Böl- gesine servis yolu olabilir. Kırsal alanda \aşayan \e yıllardır toprak, su bekleyen insanlara bunlan verelım. Bu senaryo tam gerçekleşebilse, bölgeye dışardan işçi gelır. Hıç olmazsa. böl- geden daha önce gitmiş olanlan gerı çeker En fazla sayıda in- san istihdamını sağlayan sistem olarak, açıkça diğer senaryo- lardan üstündür. Kaba bir hesaplamamıza göre, 100 aılelik böyle bir yerleşim için 250 milyar lira lazım. Her şeyı dahil; arsalan, konutlan, altyapısı, şusu busu. Bütün bunlar için 250 milyar lira lazım. Bu da büyük bir para değildir Bundan 4 ta- ne yapsanız, bir trilyondur. Bu, bir trilyon da bırdenbire har- canmıyor. Zaman içinde harcanıyor. Güneydoğu'da zaten tril" yonlar kullanılıyor. Sanıyorum. en iyi kullanım alanlarından birisi, projemiz olabilir. Şimdı başlasak. bir sene sonra insan- lar çiftliklerine yerleşir \e çahşmaya başlarlar. Gûney Amerika örneği tht ler, günde bir paket sigaradan ucuzdur. Bu projeye büyük talep olacaktır. ama in- sanlann konutlann yapıldığını görmeleri lazım. Gördükten sonra. büyük talep ola- caktır. GAP'ta tarım çifüikleri - Sizin gündeme getirdiğiniz, yine Gü- neydoğu'ya özellikle GAP bölgesine yö-' nelik olarak, yörede küçük tarım işletme- leri kurulmasına ilişkin bir tasarım var. Tasarımın içeriği nedir? GÜLÖKSÜZ - Güneydoğu insanlanna bütün kalkınma planlan ve hükümet programlan, toprak ve su vaat edilmiştir. "Barajlar yapılıyor, sular toplanıyor, tü- neller tamamlanıyor, bu ovalar sulanacak, bölge halkı kendi toprağında çiftçilikle kalkınacak" denilmiştir. Şimdi, sular ar- tık ovaya iniyor. GAP bölgesi ile ilgili bir gelecek tasanmı, bir tanmsal işletme mo- deli için daha fazla bekleyemeyiz. Ama şu anda Güneydoğu'nun geleceği ile 'ilgi- li herhangi bir tasanm yok. Yani, nasıl bir tanm yapılacak, tarım işletmeleri nasıl olacak, ne büyüklükte olacak? Gelecekle ilgili bir işletme tipi tasarımı olmadığı için, doğru dürüst nasıl bir sulama yapıla- cağı bilinmiyor. Haydi, bakahm bu suyu kullanabilecek miyiz? İnşallah kullanınz. Ondan tam emin değilim. Sulama altya- pısını yaparken de işletme tipinin ve ge- lecekteki ekonomik ve sosyal tasanmın bilinmesi gerekir. Bu tasanm olmadan nasıl yapacaksın? Tasanmsız yaparsan. bugünkü yapıyı aynen devam ettirmiş olursun. Bugünkü yapıyı aynen devam et- tirmeyi kabul ediyorsan ne âlâ. Ama bun- dan memnun olan kimse olduğunu zan- netmiyorum. - Artık bekJenmemesi gerektiğini söy- lüyorsunuz, GÜLÖKSÜZ - Evet. Beklemek. bölge- de herkesin yakındığı eşitsizliklerin dev- let yatmmlan ile daha fazla büyümesi, toprak dağılımından kaynaklanan sorun- lann su payiaşımı ile geometrik olarak artması demektir. Oysa, suyun gelmesi ve tanm teknolojilerindeki gelişmeler, bir zamanlar çözümsüz gibi görünen sorun- lann çözümü için büyük fırsatlar da ya- ratmaktadır. Sulu tanma geçilen birçok bölgede. dünyada ve Türkiye'de, serbest piyasa içinde de yapılabilecek düzenle- meler olduğu biliniyor. Ülkemizde, Ege ve Akdeniz bölgelerinde küçük aile çıft- likleri. büyük toprakların yerini alıyor. Pazara göre üretim yapan, verimliliği yüksek, çeşitli tür örgütlenmeler yardı- mıyla ileri teknolojilere ulaşan, ailede tam istihdam sağlayan küçük tanm işlet- melerinin kendiliğinden geliştiğini görii- yoruz. Bu süreç, GAP bölgesinin bazı yörelerinde de başlamış bulunuyor. Zaten yürümekte olan böyle bir gelişmeyi, de\- letin dikkatli. planlı ve sürekli bir müda- halesi ile serbest piyasa ekonomisi içinde de hızlandırmak ve yaygınlaştırmak ım- kanı olabilir. Çiftçilik yapmak isteyen, topraksız ta- rım işçilerini yörelennde toprak sahibi yapacak -tıpkı toplu konut projelerinde evsizleri ev sahibi yapar gibi- bir kredi- lendırme sistemi, "pilot projeter" ile baş- layabilir. Tanmsal arazı satın alan, plan- layan, sulama sistemini ve yapılannı iha- le eden ve işler haldeki küçük çiftlikleri. çiftçilik yapmak isteyen topraksız köylü- ye uzun vadeli kredi ile satan bir fon yö- netimi düşünülebilir. Zaten var olan kont- rollü tanmsal krediler, hayvancılık kredi- leri, işletme kredıleri gibi imkanlarla bu 30-40 dönümlük küçük çiftlik işletmeleri desteklenebilir. 700 merkez - Bu tasanmdan kaç aile yararlanabi- lir? Bu çiftlikfer nerede kurulabilir? GÜLÖKSÜZ - Proje için Diyarbakır'da ve Şanlıurfa'da ikişer yer bulduk. Hem suluda, hem kuruda elimizde birer proje olmalı. Çünkü, bunlann bir aileyı geçin- direcek toprak büyüklüğü farklı. Diyar- bakır'da sulu alan olarak Devegeçidi Ba- rajı yöresi var. Urfa'nm kuru ve sulusun- da birer tane olabilir. Aynca hazinenin ve özel kişilerin elinde bulunan araziler var. Ikisinde de olmalı. Bir tanesinde fiyatlara bakabilir, maliyetleri hesaplayabilirsiniz. Ama öbürü de başlangıç olarak, projeyi hızla uygulayabilmek için kolaylık sağlar. Biz böyle bir tipleme yoluna gittik. Bu tipler için 4 yer belirledik. Buralarda 100 ailelik gruplar olabilir. Yöredeki ortala- ma aile büyüklüğü 6 ile 7 arasında. 100 aile demek. 600-700'lük yerleşme mer- kezleri demek. - Bölgede, mezra ve köylerin çok dağı- nık, kent ve ilçe merkezlerinden uzak ol- ması da hizmetin ulaşması açısından ya- kınmalara neden oluyordu. Sizin tasarı- mınız, bir toplulaştırmayı da mı berabe- rinde getiriyor? GÜLÖKSÜZ - Ashnda buna, toplulaş- tırma projesi gibi bakmamak gerekiyor. Ülkedeki yerleşme merkezlerinin bir hı- yerarşik organizasyonu vardır. Belirli sayıda köy, bir üst merkeze bağhdır. Orayla ticari \e hizmet alma- verme ilişkileri vardır. Ürünlerini götü- rürler, bir pazar vardır. 1. kademe dersek köylere, 2. kademe merkezler vardır. 3. kademe merkezler. genellikle ılçelerdir. O ilçelerden oluşan bir 4. kademe merkez vardır. Bunlar, genellikle il merkezlendir. 5. kademede bölgesel merkezler vardır. Gaziantep. Erzurum. Samsun gibi. 6. ka- deme merkezler. ulusal merkezlerdir. An- kara, lzmir, Adana gibi. 7. kademe, ulus- lararası merkezlerdir. Örneğin, İstanbul. Bunlann büyüklük- leri. birbirleriyle ilişkileri tesadüfı değil- dir. Ashnda, Türkiye'nin gelişmiş alanla- nnda, birinci kademe merkeze kadar bu hiyerarşi yürüyor. Fakat Güneydoğu'da en alt merkez izole kalmıştır. Bazen 50 tane köy veya mezraya. bir tane ikinci kademe merkez tarafından servis verilmektedir. Burada da 5-6 tane dükkan vardır. Bu izolasyon geri kalmışlığın çok temel ne- denidir. Vücutta kan dağılımında tıkanma var, bir taraf beslenemiyor, Türkiye'deki gelişmeden orası nasibini almıyor. Tıkanıklığı aşmak, mekansal olarak böyle bir organizasyonu gelişmeye daha elverişli hale getirmek mümkün. Bu da gerçekten 2. kademe güçlü merkezler oluşturmak ve diğer yerleşmelerin, bun- larla ilişkilerıni çok iyi kurmakla olur. Ülkenin batısında, bu mesele büyük ölçü- de çözülmüştür. Ama Güneydoğu'da so- run devam ediyor. Buradaki mezralar, esas itibariyle. biraz işçi yatakhaneleri gi- bidir. Yani, tarlaya yakın yerler. çalışacak adamın banndığı yerlerdir. Buradaki tan- mın yapılış biçimi, mülktyet düzeniyle il- gili sorunlarda önemli değişmeler olma- dan, bunlann işlevi de ortadan kaldınla- mıyor. Örneğin; hayvancılık yaptığı me- rada, bannacağı 8-10 ev \ ar. Orada kalmak zorunda. çünkü, başka bir geçim kaynağı yok. Onun için, Gü- neydoğu'daki bu yerleşme deseniyle ilgili meseleleri: buradaki ekonomiyle, tanmın yapılış biçimi, tanm işletmeleriyle ilişki- lendirmek gerekir. Yapmak ıstediğimiz de budur. Burada küçük çiftliklere dayalı bir iktisadi örgütlenme sonucu, bölgeyle ilgili bir gelecek tasanmı geliştirirsek. su ve yeni teknolojilerin kullanılabilir hale gelmesiyle birlikte, yeni yerleşme deseni oluşur. Kendiliğinden de hız kazanır. Za- ten bu, bölgede olmaktadır. Örneğin; Diyarbakır'da Devegeçidi'nın suladığı alanda, büyük toprak sahipleri- nin arazilerini, orada çiftçilik yapmak is- teyen insanlar almaktadır, küçük çiftlik- ler, işletmeler kurmaktadır. Hatta, sulu ta- nmı öğrenmek için Batı Anadolu'dan in- sanlar getirmektedirler. Burada yapacağı- mız. kendiliğinden 20-30 senede olacak işi, hızlandırmak için dikkatli devlet mü- dahalesi yapmak. Orada toprak olduğu ve toprak sahiple- ri ashnda fiilen üzerinde çiftçilik yapma- dıklan sürece, burası buğday ve pamuk tanmına mahkumdur. Bu ürünlerin dünya fıyatlan belli. her tarafta üretiliyor. Bura- da yapılmak istenen, fiilen çiftçilik yapa- cak, tam aile istihdamı ile çalışacak çiftçi giderilmesine ve terörün kaynağmın kurumasına neden ola- cağına inanıvor musunuz? GÜLÖKSÜZ ^Herkes^TiüTieydöğTiyakT iıısaıılaıın hayatım- etkileyebılecek. onlann ekonomik özgürlüğünü sağlayabıle- cek imkanlann sağlanması görüşünde bırleşıyor. Türkiye'nin bütün ekilebilır arazilerinin beşte biri orada \e şimdi sulanı- yor. Sadece yüzeysel bir ekonomik hesapla şu kadar ton buğ- day, şu kadar ton pamuk diye hesaplamak yerıne, buradaki ekonomik hamle, bölgenin sorununu çözer hale gelmelidir. Herhangi bir üretim değeriyie ölçülmemelı proje. Hem bölge- nin, hem Türkiye'nin sorununu çözebilecek bir yaklaşımdır. Sadece entegre bir proje değil, sosyal \e politik içeriği olan bir proje olacaktır. - Biraz önce örneğini verdiğiniz, Güney Amerika'daki bü- yük çiftlikler benzeri bir uygulamaya gidilirse, istenilen ama- ca ulaşılamayacağı kaygısını taşıyor musunuz? GÜLÖKSÜZ - Bu senaryo. burada uygulanmaz gibi geliyor bana. Bölgedeki birçok toprak sahibınin, topraklannı satıp, al- ternatif kullanım alanlanna kaydıracaklannı sanıyorum. Ara- ziyi sattıktan sonra parayı menkul değer- lerle. başka alanlara kaydınyorlar. Ba- tı'da yatınma götürüyor. ticaret yapıyor- lar. Orada büyük çiftlik işletse. işçiyle uğ- raşacak: sadece buğday ekip geçse. geliri fazla olmuyor. Büyük toprak sahiplerinin topraklannı satmalan, bugün gerçekleş- mekte olan bir olaydır. Bölgede yaşayan ve çiftçilik yapmak isteyenler var. Çiftçi- lik yapmak isteyene. bu imkanı sağlamak bizim görevimiz. Bir zamanlar "Dağıtüa- cak toprak yoktur" deniyordu. Suyun gelmesiyle toprağın fiziksel ölçüsü de- ğişmiyor, ama ekonomik ölçüsü değişi- yor. 150 dönümlük bir arazide zor bela bir aile geçinirken, şimdi 30 dönümle çok d^ha iyi bir hayat kurabilir. Işledik- çe, çalıştıkça \e öğrenikçe, ınsanlan da- ha refaha götüren bir sistem olabilir. Örneğin Fransa'da bir idare var. Ne ya- pıyor? Büyük topraklan alıyor. belirli bir geometriye, plana oturtuyor. Sulama alt- yapısı sistemi kuruyor, ondan sonra kü- çük çiftlikler halinde satıyor. Çok iyi çalışıyor. Fransız çiftçi ailele- rini düşünün. Çok büyük olmayan top- raklar üzerinde, gayet iyi tarım ve hay- vancılık yapan. orta sınıfı oluşturan büyük bir kitledir. Bızım gündeme getir- diğimiz de buna benziyor. Dünyanın bir- çok ülkesinde yapılmıştır. Ama en iyi ör* nekleri Fransa ve Israil'dedir. Dünya deneyiminden de yararlanarak, dikkatle uygulamak gerekir. Birdenbire değıl, yavaş yavaş olur. Uygulamayı, başanlarını göstere göstere götürmek gerekir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle