Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA 20 KASIM 1994 PAZAR
DIZI-YAZI
8O'lı yıllarda sosyaldemokrat partilerin (solparrilerin) al-
dıldan oylar hemen her verde sürekli düştii. Liberai kapita-
r.İ3t\ ritgdrlan eserken "sol"partiler karşı politikalar geliş-
tarmehe gittikçe zorlandılar ve çareyi karşıûarma benzemeye
Fjaşlamakta buldular
Ancak "sosyaldemokrasinin krizi"derinleşmeve devam
etti vegünlük vaşamımızın bir parçası oldıı, "sosyalist hül-
ya "nın ve "tarihin sonu " iddialarıyla birlikte... "Liberai de-
mokrasi ""sosyal demokrasiye ", piyasa ekonomisiplanlama-
cılığa ve devletçilige, bireycilik tophımculuğa karşı galip gel-
mışti.. 1989'da, vani Fransız İhtilali 'nin 200. yıldönümünde
Beriin Duvart 'nın çökmesi ve "sosyalizmin "yıkılması sade-
ce sürvcin sembolik olarak tamamlanması değil, aym zaman-
da tanhin de bir ironisiydi adeta. Işte, bir zamandır muhafa-
zakâr partileftn ve basının sözcülerinin çtdikleri manzara bu.
\iedya. ekonomik krizin alttnda mleyen genij kitlelere "Bo-
şuna ümide kaptldınız bugüne kadar. İçinde bulunduğu-
nuzkoşullan kabuletmekten ve kendinizipiyasa ekonomisinin,
liberai kapitalizmin insafına bırakmaktan baska çarenizyok "di-
vor. Dını akımlar ise, insan aklmın kendi kendiniyönetme iddiaları-
nın bugüne kadar hep boş çıktığını ileri siirerek. "kurtuluşun ", bir
vüce aklın ürünü olarak "gönderilmiş" prensiplere uymakta vattı-
ğını söyleyerek ekonomik, polıtik ve kişilik krtlerı altında mleyen
"büyük çoğunluğa " kendi projelerini sunuyorlar.
Diğer taraftan, İtalyan Sosyalist Partisi'nın lideri Bettino Cra-
xi, yolsuzluk ıddialarından kurtulabümek içın sürgüne gidiyor. İs-
panyol Sosyalist Partisi, mali skandallar altında dağılmamak için
büyük bir çaba sarfediyor. Fransız Sosyalist Partisi, Paris teki bi-
nasır.ı satışa çıkardı. Sosyalistler daha küçük bir binaya taşmıyor-
lar Ve Fransız sosvalistlerinin başkanlık seçimleri için aday olarak
ileri sürmeyeçalıştıkları. ama "ya kaybedersem "korkusu ıle bir tiir-
lü karar veremeyen Jack Delors, "Sosyalizm özgürlük, dayanıs-
ma ve sorumluluktur " dıyerek, 1789 Fransız Devrimi 'nın ideal-
lerini ijade eden "özgürlük, eşitlik vedayanışma "sloganında, eşit-
likka\rammm vennesorumluluk kavnımını ikâme edereksosvalist-
Solan
gülün
öyküsülerin (sosyal demokmtların) Frunsa da bu gün, 1789 dan daha geri
bir çtgive düştüklerini ortaya koyuyordu. Sosyal demokrat hareke-
tin en eskipartisi SPD, Almanya 'da 4. kez seçimleri kaybediyordu.
Bir zamanlar kapitalizmi aşarak sınıfsız sömürüsüz ve doğntdan
üretıcilerin demokratik birliği ile yönetilecek bir toplum kurmayı
amaçlayan, sermaye sınıfimn riiyalanm kaçıran, birçok Avrupa ül-
kesinde zaman zaman en büyük siyasi parti haline gelen, hükümet
olan bu siyasi harekete ne oİdu?
Tam da bu noktada Cumhuriyet okuyııcusunun huzursttzlanmaya
başladığınıgöriirgibioluyorum: "Daha dünlsveç 'tesosyal demok-
ratlar tarihlerinin en yüksek oyu ile hükümet olmadılar mı? İn-
giliz Işçi Partisi 1979 'dan bu yana ilk defa ciddi bir şekilde seçim-
leri kazanma şansına sahip değil mi? Doğu Avrupa ülkelerinde
yeni sosval demokrat partilerkurulmadı mı? Hatta Almanya 'nın
doğusunda yeni bir sosyal demokrat parti göze çarpacak kadar
güçlenirkenMacaristan 'da eski komünistlerden oluşan sosyalist
parti 'piyasa ekonomisiyanlıst 'reformist'partiyi devirerek hükü-
met olmadı mı?. Tüm bunlar, senin söyledikİerinin aksine sos-
val demokrat harekette bir canlanmanın bir toparlanma-
nın yasandığını, belki de krizinin sona erdiğini göstermi-
yor mu?"Lütfen bınız sabır. Bu konıılara ilerdegeri dönecek
ve tatmııı edici bir cevap vermeye çalısacağım. Ama burada
şimdilik kaydı ile bir iki tespityapabilirim sanıyorum.
İsveç 'te Sosyal Demokrat Parti herhangi bir reform vaadi
ile değil, varolanı korumak, daha doğnısu daha yavaşyıkmak
vaadi ile seçimleri kazandı İngiltere 'de İşçi Partisi, yeni re-
form önenleri ıle toplumsal desteğini arttırarak seçim kazan-
nıaktan zıyade, ümidini, muhafazakârların seçimleri kaybet-
mesıne bağlamış dunımda. Doğu Avrupa 'daki "sosyal de-
mokratlara "gelince, bunlara tam ııvgıtn dîisen birözdeyiş bi-
livorum: "Kırk vıtlık kâni, olur mıı yanı." Ağırlıklı olarak,
1989'da çöken bürokratik devlet kapitalizjninin "devletten
sorumlu " smıfını oluşturan kadrolardan oluşan bu partilerin
gündeminde reformyok.
Tek sattıkları mal, merkezi kumanda ekonomisinden pazar
ekonomisine daha yavaş geçiş. Yani kendi sınıjlarının bu süreçten
veterince favdalanmasını sağlamak içın zaman kazanmak.
Pazar ekonomisine geçişin küçük memurlar ve işçilerüzerinde ya-
rattığı tahribata yönelik olarak oluşan tepkıyi toplayan bu partile-
rin, ilerde göstermeye çalısacağım gibi sosyal demokrat parti olgu-
su ile bir ilgileri vok.
"Sosyal demokrat harekete vepartilere ne oldu " sorusuna kar-
şıltk benim bu yazı dtisı boyunca ileri süreceğim ve incelemeye ça-
lısacağım bir ceıap şu olacak: Sosyal demokrasi. hükümet olabil-
mek için önce bir işçi partisi olmaktan çıkıp, halkm partisi olmaya
başladı, sonra "kapitalizmi reformlar aracdığı ile aşarak sosya-
lizme geçmek " olarak kusaca özetlenebilecek olan reformist gele-
neğini terk etti ve kapitalist toplumunyönetilmesı ve sermaye biriki-
minin düzer.lenmesi görevini üstlenmeye kalktı. Sermaye birikıminı
düzenlemek için attığı her adımda işçi emekçi taham daha da istik-
rarsızlaştı.
Sosyal demokrat parti, bu süreç içinde giderek siyasi. tarihsel-si-
yasi kişiliğini ve anlamını vitirdi.
Sağakayışın acı faturası
B
ir zamandır, sosyal de-
mokrasi (\e sosyal de-
mokrat partinin-SDP) ile
diğer liberai ve muhafa-
zakâr partilerle arasında
esasa ilişkin bir farkın
olup olmadığı ve eğer varsa bunun ne
olduğu konusunda herkesin üzerinde
anlaşabileceğı bir cevap aramak boşu-
na bir çaba halıne geldi.Bugün sosyal
demokrasinin programı muhafazakâr
partilerden ne kadar farkbdır?.. SDP
hangi sınıf ve tabakalardan oy alır?. Bu
ikisi arasında yapısal ya da mantıksal
bir bağ var mıdır? Bu sorulan çoğalt-
mak, partinin üyelenne. mali kaynak-
lanna, yöneticilennin sosyal kökenle-
rine ilişkin konulara kadar genişletmek
mümkündür Ancak bu sorulara bellı
açık cevaplar bulmay a çalışmak boş bir
çaba olacaktır. Halbukı bundan lOOyıl
önce. bu yukardakı sorulann hepsine
ilişkin kesin ve belirgın cevaplar bul-
mak mümkündü.
Sosyal demokrat parti, kapitalizmin
akıl dışı ve adaletsiz bir toplumsal dii-
zenolduğunu düşünen ve ondan kurtul-
manın, onu aşmanın yollarını arayan
bir partıydi. Sosyal demokrat partinin
ilk hedefi seçimlerle hükümet olmak.
ikı temet politıkası ıse devletleştirmeve
planlama idi. Devtetleştirme, sömüru-
nün kaynağı olan özel mülkiyete, plan-
lama da kapitalist pazann ve üretımin
anarşik karaktenne son verecek, üreti-
mi vedolaşımı ınsanlann ihtiyacınagö-
re akılcı ve demokratik bir şekilde ye-
nıden düzenleyecek, giderek kapitaliz-
min yerine sosyalızmi geçirecektı. Sos-
yal demokrasi hemen hemen rümü ile
işçilerden ov alan, sendikalarla organik
(mali-kurumsal-politik) bağları olan,
sık sık genel grev tehditleri sav uran, çok
ender ve korkarak da olsa bu sılahı kul-
laııabılen lııı iy;i ünıfı partisiydi.Yone
Ergin Yıldızoğlu
>osyal demokrasi, hükümet
olabilmek için önce bir işçi partisi
olmaktan çıkıp, halkın partisi
olmaya başladı, sonra
"kapitalizmi reformlar aracılığı ile
aşarak sosyalizme geçmek" olarak
kısaca özetlenebilecek olan
reformist geleneğini terk etti ve
süreç içinde giderek tarihsel-siyasi
kişiliğini ve anlamını yitirdi.
Mitterrand- Fransa'da 1981'de bü-
y ük ümitterle iktidara gelen sosyalist-
ler, günümüzde büyük sıkıntı yaşıyor.
verdi. Sharping. dış politika konulann-
da. kendisi ile Kohl arasında hiçbirfark
olmadığını her fırsatta vurguluyor.
SDP'nın ekonomi politıkalanna gelin-
ee, bunlan muhafazakârlarınkınden
Alman sosyal demokratlannın lideri
Rudolf SharpingMn en önemli özelli-
ği Kohl'e benzemek.
di). Ve SDP seçimleri v ıne kaybettı. Şu
sırada SDP içinde bir ABD özdeyişi
çokça tekrar edilıyor: "Bir muhafaza-
kâr ile diğeri vanşhğında. seçmen. her
k mııhafa/akâra o\ \erir.^
ticılen ve kadrolan ve üyelen ağırlıklı
-olarak işçi ve emekçi sınıflann çocuk-
larından oluşuyordu. Bu partiler işçi sı-
nıfının yaşamında. dayanışmadan eğ-
"lenceye ve sağîık tTizrneTterfne kadar
çok önemli bir rol oynuyorlardı. Bugün
SD partiler için bunlan söylemek çok
zor.
Sosyal demokrasinin büyüyüpgeliş-
tiği belli başlı topraklar olan Almanya
veîsveç"temuhafazakâr partiler ile SD
partiler arasındaki en temel aynlık. bu-
gün, vergi ve bütçe kesintilerinin ken-
disi değil. sadece miktarlan üzerine
oluşuyor. Bun'a karşılık her iki tür par-
tinın de serbest piyasa ekonomisinin fa-
ziletleri. özelleştirmenin gereği. refah
devletinin ufaltılması ve emek pazan-
nın esnekleştırilmesı. Avrupa Birli-
ğı'ne. ABD'ye ve NATO'ya karşı tu-
tum gibi konularda en temel noktalar-
da anlaşıyorlar. "Avrupa'nuı çoğu, sol
partileri benimsemek için artık betirgin
bir şekilde farklı politika konuları bula-
mıvorlar" (The Economist 11 06 94).
Sürekli sağa kayış ortak özeKk
Sosyal demokrat partilerle muhafa-
zakâr ve liberai partiler arasında fark-
lar, sosyal demokrat partılenn gelenek-
sel politikalannı bırakıp giderek daha
fazla sag politikalan benimsemesi ile
iyiceazaldı.
Almanya da sosyal demokratiar'ın lı-
den Rudolf Sharping"in en önemli
özellıği Hınstiyan Demokratiar'ın li-
deri Kohre benzemek, adeta onun
genç bir versiyonu olmak. Sharping'in
parti içindeki lakabı Rotkohl(Kohl"ün
kırmızısı -aynı zamanda kırmızı laha-
na- da demek.) Alman SDP'nin politi-
kalan da Hıristıyan Demokratlannkıle-
re çok benziyor. Iltica yasasının sıkılaş-
tırılmasını kabul eden SDP, Alman-
ya'nın deniz aşın ülkelere asker gön-
dermesine izin veren yasa değişikliği-
ne Hınstiyan Demokratlar'labirlikteov
ayırt etmek içın "çok... çok dikkatli ol-
makgerekiyor" Her ikijarti deAlmi
İngili/ İşçi Partisi'nin genç lideriTony
Blair partideki sağa kayış sürecini
daha da ileri götürmek çabası içinde.
1983'ten itibaren de piyasa mekaniz-
masına öncelik veren Thatcher-Reagan
politikalan giderek hâkım oldu Sosya-
îıstler. her yeni seçimde. bıraz daha oy
kaybertıler
sanınm.
Sosyal demokrasinin en uzun zaman
ıktidarda kalabildiği İskandinav iilkele-
ri 1970'lerde giderek global ekonomik
durgunluğun etkisi altına gırdıler
1970'lenn ıkincı yansında knzın etkı-
sı giderek arttı. Gerçek ücretler ve kâr-
larazalıyordu. !980"den itibaren, refah
devletinin kurumlanna bağlı kalmakla
birlikte piyasa ekonomisinin kurallan.
bu ülkelerde ücretlerde ve kamu harca-
malarında kesıntıler, serbestleştirme ve
özelieştirmelerle vb. ile giderek daha
fazla eeemen olnıava başladı. İsveç'te
Sosal Demokratlar 1991'de, 1938den
bu yana, ilk defa seçimleri kaybederek
hükiimetten düştüler.
İngilizJepin tarihsel çelişkisi
Isveçın aksine İngiliz İşçi Partisi (İP),
1980'leri muhalefette ve peş peşe seçım
kaybederek geçırdı 1979'da seçimleri
kaybettıkten sonra IP önce. kısa bir sü-
re içın sola sav ruldu. Thatcher hüküme-
tinin başlattığı reformlara dırenmeye
çalışırken, aynı zamanda hükümete gel-
digınde bunlan gen çevıreceğini \ urgu-
ladı.
1985 kongresi hem toplumsal mülki-
yetin. hem de demokratik planlamanın
belli başlı sektörlere de yaygınlaştınl-
ması, hem de özelleştırilenlerın geri
alınması yolunda bir karar geçirdi. An-
cak hava değışmeye, 1983'te seçilen
Neil Kinnock lıderligınde parti hızla
Thatcherizm'in yarattığı havanın etkı-
sine gırmeye başlamıştı bile. Önce
Falkland Malvınas savaşına verilen
mılliyetçi-emperyalist destek, sonra
parti içindeki solculara karşı başlatılan
ayıklamakampanyasıderken.. 1984-85
madencilergrevinde madencıler yenne
fiılen polise destek veren tutum. 1987
seçimlerine doğru bu sağa kayış hız-
landı. Parti lıderlığı giderek daha fazla
ya'da vergileri arttırmak gerektiği ko-
nusunda anlaşıyorlar. Farklan... Kohl
yüzde 7.5 arttrracak, Sharping yüzde
10. Kohl refah devletinde (sosyal har-
camalar vb.) kesinti yapmaktan yana;
Fransa'da sönen umırüap
Fransa'da sosyalistler 1981 Mayı-
sfnda büyük umutlarla iktidar oldular.
Sosyalist Parti'nin lideri Mitterraad,
dev İet başkanı oldu. Sosyalistler, bir se-
ri radikal Keynesgil uygulamalara gi-
1990'lann başında sosyalistler, mali
skandallarla çalkalanan partinin başka-
ıği yapmakt
nı veBaşbakan Beıvj»ovayJ
TTnnnhan tte
sarsıldı. Bu sene Mıtterrand'ın yenne
en güçlü aday olarak görünen Rocard
aday olmayacağını açıklavınca, SP ve-
ni bir başkan adavı bulmakta güçîük
ekonomisinin öneminden bahsetmeye
başladı.
ANKARANOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Şeriat Nasıl Önlenebilir? (3)
Gericiliğin İlacı:
Bilim, Sanat...Uzabilim yükseköğretmeni (tarih profesörü) Sina Akşin'i bil-
mem hiç dinlediniz mi? Oyle bir anlatı biçimi, Sadun Aren'de
devar içten, sıcak bir biçem (üslûp).
Geçen hafta pazar günü TÜBITAK'ta, "Üniversitelerarası
Ataturkçu Dusunce Topluluğu'nun düzenlediği açıkoturumda,
Şahin Yenişehirtioğlu, Gürbüz Tüfekçi ile birlikte konuşuyor-
lar. Salon kalabalık ama, gönlüm bu konuşmaların 70-80 kişide
kalmasından yana değil. Bu konuşmaları yuzbinler dinleme-
lıydi. Bunun içm yazıyorum. Toplantıyı SBF'li Mehmet Ali Kök-
sal yönetiyor. Sina Akşin anlatıyor. Sürdürüyor kortuşmasını:
' Şerıatçılar, En ağır sanayileri kuracağız . Tankdayapaca-
ğız.. Top da yapacağız!' filan gibi büyük iddialar taşıyorlar.
Mümkun değil. Bir ulke ki, kadmlarını eve kapatsın ve adam
olsun, bu mumkun değil! Şimdi yeniden kültür sorununa geli-
yorum:
Atatürk'un kalkınma modeli, diyelim bu model, bütünsel,
topyekün bir kalkınma modelidir; dolayısıyla burada yollar,
fabhkalar, konservatuvarlann, kadın haklannın, yeni yazının,
operanın, ne bileyim ne düşünüyorsanız; ünıversitelerın, bilı-
min, aynı onemde, hatta daha da önemli olarak yeri vardır.
Biliyorsunuz, 1930da Ataturk, çokpartilı bıryaşam deneme-
sine girişti. Arkadaşı Fethi Okyar'a, Serbest Fırka'y/ kurdur-
du. Fakat o Iırkaya bütün gericiler, tutucular toplandılar. Ve
büyük bir olay oldu, karşı devrim adeta şahlandı o partide. Ta-
biibunda, bu sırada dünya bunalımının Türkiye'yeyansıması-
nın da önemli etkisi var. Çünkü buğday fiyatlan acayip şekilde
düşmüştü, seialet kol geziyordu. Bu ortamda, böyle bir dene-
meye girişmek çok sakıncalıydı. Nitekim, hemen durum belli
oldu. Serbest Fırka kapatıldıktan sonra da 'Menemen Olayı1
oldu biliyorsunuz. Derviş Mehmet, Kubilay'/n başını testere
ile kesıp bayrak direğinin üstunde gezdirdı. Bunun Atatürk
üzerinde nasıl bir şok uyandırdığını tahmin etmek zor değil.
Nitekim Ataturk, Menemen Olayı'nın hemen ardından uç ay
suren yurt gezilerine başlıyor ve her gittiğı yerde ınsanlarla
konuşuyor. Muhakkak ki kafa patlatıyor:
- Nasıl oldu bu iş? Nasıl oldu da, 1930da böyle bir olay oldu?
Yani Serbest Frka bu şekle büründü? Bir Kubilay, bir Mene-
men Olayı olabildi?
Bunun için herhalde kafa patlatıyordu ve o geziden sonra
yaptığı en önemli iş, Ataturk ün bu guç soruya bulduğu yanıtı
göstenyor. Arkadaşlar, Ataturk Halkevleri'n/ kurdu! Ve ondan
sonra, Turkıye'de adım adım bütun büyuk merkezlerde hal-
kevlerıyapıldı. 4300den fazla Köy Odası'kuruldu.Buhalkev-
lerınde ne yapılıyordu? Halkevlerinde tıyatro oynanıyordu;
halkevlerinde kitaplıklar vardı, ınsan orada kitap okuyabiliyor-
du Kitap ödunç alınabiliyordu. Burada müzik yapılıyordu.
Burada kurslar vardı, burada sınema vardı. Bilimsel çalışma-
lar, köy çalışmalan, geceler vs. bunlar kültür merkezleriydi.
Minyatur merkezleri koy odaları ıdi.
Başkan - Toparlayın efendinV
- Hay hay! Gorüyorsunuz, bunun ılacı, Atatürk'un kafasında-
ki o buyük sorunun yanıtı şu: Gericiliğin ilacı kültür, edebiyat,
sanat, bilim Ama, öyle kuru bilim değil. iki kere iki dört bilimi
değil! (Süleyman Bey, dikkatli okuyor musunuz? Halkevlerın-
den, Koy Enstıtülerınden hıç soz etmıyorsunuz. neden?) Sos-
yal bılgilen de kapsayan bilim. Kultur, sanat, edebiyat; bu,
gericiliğin ılacı bu! Teşekkur ederım!"
Prof. Sina Akşin, sorular bölümunde yöneltilen kimi sorula-
ra karşılıklar verdi. Şöyle:
- Ikincı Cumhuriyet7e anlatıImak istenen. Atatürk devriminin
tam yerleşememesı mı, yoksa değışen dunya değerleri içinde
şu anda kurulu olan sistemin yeterli gelmemesı mi?
- Hayır' Ikinci Cumhuriyet, Atatürk aleyhtarı bir hareket Bi-
rinci Cumhurıyet'i Atatürk kurduğuna göre, bu farklı bir Cum-
huriyet olacak Besbelli ikincı Cumhuriyetçilerin niyeti, farktı
bir "Cum/)i/nyef" kurmak ve sanıyorum, burada Turgutözal a
bir "ikınci Atatürk" rolü verilmek ıstenıyordu ve bu gerçekten
Atatürk'ün reddi anlamına geliyordu Çünkü. Atatürk zaten
var Burada farklı bir şey. farklı bir kuruluş ve en önemli mese-
lededönüpdolaşıpgaliba "emperyalizm'egeliyor Yanı.Tür-
kiye sınırlarını aşsın, örneğin birtakım sözler anımsatayım
size, bunlan bileceksiniz, çok kısa bir dönem önce söylenmiş
sözlerdir:
- 70 milyon olunca ümüğünü sıkacağız! sözü; "Adriyatik De-
nizi'nden Çin Seddi'ne'' edebiyatı1
(Bu, Süleyman Bey'in miy-
di?) "Bir koyup yirmi alacağız" sözleri, "Sınırlar tesadüfidir"
sözü; dışarıda butün sınırlar tesadüfidir tabii ki; "Bombalar. ha
bu tarafa düşmuş. ha o tarafa duşmuş" gibi sözlerle, bir de
anımsarsanız, "Yeni Osmanlılık"sözleri çıkmıştı, bunlar "Ikin-
ci Cumhuriyet" ile neler anlatılmak istendiğıni gösteren ışaret-
ler. Ihtimal özal ölmeseydı, bu belki daha belirgin biçimde
ortaya konacaktı. Bir baska soru kâğıdında da, dinleyici dört
gnrııyıı arrlı arriına snrmaktaydı B|nnci SOru ŞUVdU.
'osyal
demokrasi
hemen hemen
tümü ile
işçilerden oy
alan,
sendikalarla
organik
bağlan olan
bir işçi sınıfı
partisiydi.
Bugün SD
partiler için
bunlan
söylemek çok
zor. Avrupa'daki sol partiler benimse\ecek politika bulamıyor
Sharping, bu kesintilerin ve "serbestieş-
tirmenin Alman geleneklerine uymadı-
ğmı" söylüvor. Ama refah devletinin
kurumlannı nasıl konıyabileceğineda-
ir de ağzından bir laf almak mümkün
değil. Ancak devlet harcamalannı enf-
lasyonun altında tutmaya (vani fiılen
kısmaya) da söz veriyor Alman SDP.
tşsizlık ve ücretlersöz konusu olduğun-
da Sharping. yavaş ücret artışlanndan
ve daha uzun çalışma zamanından ya-
na (geçen aralıkta, işçilerin ücretli tatil
günlerinden bir gün kesilmesi konusun-
da muhafazakârlarla kolayca anlaşı ver-
riştiler. Belli başlı büyük sanayi kuru-
luşları. bazı bankalar, haberleşme ve
kimya sanayii de dahil olmak üzere
devletleştirildıler. Genişlemeci bıreko-
nomı politikası uygulanmaya kondu.
Işsizlik azaldı ücretleryükseldı. Ancak
1982"de bütçe ve ödemeler dengesi açı-
ğı artmaya başlar başlamaz. sosyalist-
ler hemen klasik istikrar politikalannı
uygulamaya başladılar: devalüasjon,
ücret-fiyat kontrolü. ücretlerin enflas-
yona endekslenmesi, kamu harcamala-
nnda kesinti. kurumlar vergisinde azal-
ma. 1983'te sosyal yardımlarkesildi ve
çeker hale geldi. Bugün rakiplennin sa-
dece yüzde 58'lik bir desteğe sahıp ol-
malan ıle avunan SP, mali olarak da if-
las etmiş durumda. Borçlarını ödemek
için Paris'teki merkez binasını satışa çı-
kardı Fransız Sosyalist Partisi. Bugün
Fransa'daki muhafazakâr hükümetın,
ekonomi politikası alanında. kendınden
önceki sosyalist parti hükümetinin po-
litikalannı hemen hiçbırdeğişiklik ge-
reği duv madan benimseyerek sosyalist-
lerin bıraktığı yerden devam edebilıyor
olması. sosvalıstlerın son 15 yılda kat
ettiği mesafe hakkında bir fikır verir
İP liderliği, muhafazakâr partinin
uygulamaya soktuğu sendikalann gü-
cürrü kTrmayı amaçtayatrkanunlan dc- -1
ğiştirmekten yana olmadığını bellı et-
meye başladı. Nihayet 1987 konferan-
sında özelleştırilen işletmelerin geri
alınmasına yönelik karar taslağı redde-
dildi. Tüm sağa kaymasına rağmen İP
1987 seçimlerini de kaybetti. Seçimler-
den sonra parti giderek daha fazla ser-
best piyasa/ özel teşebbüs v anlısı bir tu-
tum içine gırdi ve liderlik önüne sendı-
kalar ile parti arasındaki ilişkıvi değış-
tirme görevini koydu. İP'nin mali kav-
naklan esas olarak sendikalardan geli-
yordu. Buna rağmen İP lıderlığı sendi-
kalann gönderdiğı delegelerin. sendı-
kalannın blok oyunu kullanmak yerine
bir tek oy sahıbı olmalannı, demokra-
tıkleşme adı ile dayatmaya başladı. Fi-
nancial Times İP lideri ıçın Thatche-
rizm'ın "insaniyüzü* ifadesinı kullana-
caktı.
Bu değişiklik 1993'te Kinnock se-
çimlen kaybettikten. sonra yenne gelen
John Smi'th liderliğinde 1993'te ger-
çekleşti. John Smith. beklenmedik bir
şekilde öldükten sonra yerine geçen ye-
ni lıder Tony Blair bu sağa kayış süre-
cini daha da ileri götürmek çabası için-
de. Sosyalizm fikrinın öldüğü. dinin ve
ahlakı değerlerin toplumda önemli bir
yen olduğunu. ceza yasasının değışerek
tutuklulann konuşmama hakkının kalk-
masını sav unan Tony Blaıraynı zaman-
da polıs teşkılatının da güçlendırilme-
sinden yana. Tony Blair'in bir diğer
özelliği de siyasi yaşamının önemli bir
kısmında sendikalann gücünü kınnaya
yönelik yasalann savunulmasını yap-
mış olmak yatıyor.
Yarın: Sosyal demokrasinin
tarihsel önemi
• Imam-hatıp hselerındekı artış, Ataturk un laiklık ılkesıne
_karşLbir tehdit midir? Neler yapılabilir?
A J A N S P E R A
• En az uç yıl ajans deneyımlı,
• Guzel Sanatlar Akademısı mezunu,
Grafikerleraramaktadır
llgılenenlenn 293 89 78 no 'lu telefondan Nurşen Demır'ı arayarak
randevu alması nca otunur
Act'es IstıklalCad Meşelık S* DunyaHan No 18/20 Kat 3 Beyoğh Istanbul
ANTALYA ASLİYE1. HUKUK
MAHKEMESİ
DosyaNo: 1994 271 • •
Davacı Emine Şahin tarafından davalılar Mehmet İhsan Oğuz
vs. alev hine açılan tazmınat davasmın yapılan >argılamasında verilen
ara karan gereğınce;
Davalı Mehmet İhsan Oğuz'a tebligat yapılamadığından. adresı-
nin tespıti de mümkün olmadığından, davalının HUMK.nın 213 ve
377. maddelen gereğince duruşma günü olan 17.1.1995 tarihinde
saat:8 40'ta mahkeme salonunda hazır bulunması ve>a kendisıni bir
vekille temsil ettirmesı. hazır bulunmadığı veya kendisıni bir vekille
temsil ettirmedığı takdırde dava dilekçesinin kendısine teblığ edilmiş
savılarak > argılama> a > okluğunda devam olunacağı v e sonuçlandın-
lacağı ilanen teblıs olunur. 9.11 1994 Basın. 52628
TARSUS ASLİYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı:1994 98
Davacı Orman Genel Müdürlüğü'nün izafeten Orman İşletme
Müdürlüğü vekıh Av. Emel Ay tarafından davahlar Maliye Haanesı
ve Katibe aleyhine açılan kadâstro tespitıne itiraz davasının yapılan
açık duruşması sırasında verilen ara karan gereğince:
Tarsus ilçesi Yeşıltepe kasabası (Çatalkuyu) sırurlan içinde kalan
eskı 9 ada. 1 parsel; >enı 109 ada. I parselin yemlenen kadastro tespi-
tine vakı ıtıraz üzenne venlen ara karan gereğince. yukanda davalı
durumunda bulunan Süleyman kızı Katibe'nin tebligata yarar açık
adresınin tüm aramalara rağmen tespit edilemediginden davalı adına
duruşma günü olan 01.02.1995 saat 08.30'a bırakıldığı ilan olunur.
27 09.1994 Basın: 52555
- Evet tmam-hatip Tîseîerlncteki artıs tabir KI, Ataturkl
umatK:
~
lik ilkesine bir tehdittir. imam-hatip lisesı mezunlanna bir diye-
ceğim yok. onlar hasbelkader orda okumuşjardır^ ama siste^
min kendisi mutlaka kaldırılması gereken bir sisterrvdtr
Çünkü, imam-hatip liseleri meslek lisesi diye kurulmak istert-
mişti; baska bir deyişle, imam ve hatip yetıştirmek üzere kurul-
muştu. Öysa, şimdi alternatif bir eğitim sistemi haline geldi.
Yani, bir normal Cumhuriyet'in laik okulları var bir tarafta, öbür
tarafta da imam-hatip okulları' Biliyorsunuz sayıları gittikçe ar-
tıyor. Türkiye'deki imam-hatip gereksinimiyle hiçbir ilışkisi
olmadan böyle çoğalıyorlar ve bu son derece tehlikeli bir du-
rum Türkiye'de şizofrenık durum yaratıyor. Yani, bir kişilik
bolünmesi yaratıyor Ve açıkçası bir iç savaşın tohumlarını da
ekmekte .. Durum budur!
• • •
Mimar mühendislerin Ankara'da Tandoğan alanındaki top-
lantıları görkemli oldu. Bınlerce mımar-mühendıs, Türkıye'nın
dört bir yanından yağmur, çamur demeden gelip yürüyüşe ka-
tıldılar "Onurlu işe onurlu ücret" diye bağırdılar Baktım, ço-
ğunun ayakkabıları su alıyordu, tabanı incecikti. Yürekten kut-
luyorum mühendisleri, mimarları..
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Hastahklann nedenle-
rini araştıran bilim dalı.
2/ Tiyatroda sahne...
Cennette aktığına inanı-
lan dört sudan biri. 3/
Oylumlu... Banndırma.
4/ Boru sesi... Pirinç ve
şekerkamışından elde
edilen bir tür rakı. 5/
Elektrik ve elektrigin
kimyasal etkileri alanla-
nnda birçok buluşun sa-
hibi olan ünlü İngiliz fızik
ve kimya bilgini. 6/ Eski
Türkîerde yağmur yağdınp yel es-
tirdiğine inanılan büyü taşı... Mı-
sır'ın plaka işareti. 7/ Pamuklu bir
dokuma çeşidi... Güreşte bir oyun.
8/ Serbest bırakma... Aşk. 9/ Irız-
va da denılen ve Güney Anadolu'-
da yaşayan Türkmenler arasında
yayon olan telli çalgı.
YTJKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Müsavı... Bir iş karşılığı verilen
şey. 2/ Bir şeyin. bir yerin, bir kım-
senin temel özelUklerini aynntıla-
nyla anlatma... Üye. 3/ Küçük erkek kardeş... Ayırı etkisiyle
huyunun değiştiği sanılan kimse. 4/ "Hayır" anlamında kulla-
nılan söz... Çarşılarda aynı işi yapan esnafın bulunduğu bölüm.
5/ Bir işi yapıp yapmamaya karar verme gücü. 6/ Efetek de de-
nilen ve yapraklan sebze olarak kullanılan bitki... Asker. 7/
Japonya'da bir kent... Defa. kere. 8/ Tepkili uçak... Flurya da
denilen güzel ötüşlü bir kuş. 9/ Bir bağlaç... Çayın etkin madde-
si.