27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 20 KASIM 1994 PAZAR DIZI-YAZI 8O'lı yıllarda sosyaldemokrat partilerin (solparrilerin) al- dıldan oylar hemen her verde sürekli düştii. Liberai kapita- r.İ3t\ ritgdrlan eserken "sol"partiler karşı politikalar geliş- tarmehe gittikçe zorlandılar ve çareyi karşıûarma benzemeye Fjaşlamakta buldular Ancak "sosyaldemokrasinin krizi"derinleşmeve devam etti vegünlük vaşamımızın bir parçası oldıı, "sosyalist hül- ya "nın ve "tarihin sonu " iddialarıyla birlikte... "Liberai de- mokrasi ""sosyal demokrasiye ", piyasa ekonomisiplanlama- cılığa ve devletçilige, bireycilik tophımculuğa karşı galip gel- mışti.. 1989'da, vani Fransız İhtilali 'nin 200. yıldönümünde Beriin Duvart 'nın çökmesi ve "sosyalizmin "yıkılması sade- ce sürvcin sembolik olarak tamamlanması değil, aym zaman- da tanhin de bir ironisiydi adeta. Işte, bir zamandır muhafa- zakâr partileftn ve basının sözcülerinin çtdikleri manzara bu. \iedya. ekonomik krizin alttnda mleyen genij kitlelere "Bo- şuna ümide kaptldınız bugüne kadar. İçinde bulunduğu- nuzkoşullan kabuletmekten ve kendinizipiyasa ekonomisinin, liberai kapitalizmin insafına bırakmaktan baska çarenizyok "di- vor. Dını akımlar ise, insan aklmın kendi kendiniyönetme iddiaları- nın bugüne kadar hep boş çıktığını ileri siirerek. "kurtuluşun ", bir vüce aklın ürünü olarak "gönderilmiş" prensiplere uymakta vattı- ğını söyleyerek ekonomik, polıtik ve kişilik krtlerı altında mleyen "büyük çoğunluğa " kendi projelerini sunuyorlar. Diğer taraftan, İtalyan Sosyalist Partisi'nın lideri Bettino Cra- xi, yolsuzluk ıddialarından kurtulabümek içın sürgüne gidiyor. İs- panyol Sosyalist Partisi, mali skandallar altında dağılmamak için büyük bir çaba sarfediyor. Fransız Sosyalist Partisi, Paris teki bi- nasır.ı satışa çıkardı. Sosyalistler daha küçük bir binaya taşmıyor- lar Ve Fransız sosvalistlerinin başkanlık seçimleri için aday olarak ileri sürmeyeçalıştıkları. ama "ya kaybedersem "korkusu ıle bir tiir- lü karar veremeyen Jack Delors, "Sosyalizm özgürlük, dayanıs- ma ve sorumluluktur " dıyerek, 1789 Fransız Devrimi 'nın ideal- lerini ijade eden "özgürlük, eşitlik vedayanışma "sloganında, eşit- likka\rammm vennesorumluluk kavnımını ikâme edereksosvalist- Solan gülün öyküsülerin (sosyal demokmtların) Frunsa da bu gün, 1789 dan daha geri bir çtgive düştüklerini ortaya koyuyordu. Sosyal demokrat hareke- tin en eskipartisi SPD, Almanya 'da 4. kez seçimleri kaybediyordu. Bir zamanlar kapitalizmi aşarak sınıfsız sömürüsüz ve doğntdan üretıcilerin demokratik birliği ile yönetilecek bir toplum kurmayı amaçlayan, sermaye sınıfimn riiyalanm kaçıran, birçok Avrupa ül- kesinde zaman zaman en büyük siyasi parti haline gelen, hükümet olan bu siyasi harekete ne oİdu? Tam da bu noktada Cumhuriyet okuyııcusunun huzursttzlanmaya başladığınıgöriirgibioluyorum: "Daha dünlsveç 'tesosyal demok- ratlar tarihlerinin en yüksek oyu ile hükümet olmadılar mı? İn- giliz Işçi Partisi 1979 'dan bu yana ilk defa ciddi bir şekilde seçim- leri kazanma şansına sahip değil mi? Doğu Avrupa ülkelerinde yeni sosval demokrat partilerkurulmadı mı? Hatta Almanya 'nın doğusunda yeni bir sosyal demokrat parti göze çarpacak kadar güçlenirkenMacaristan 'da eski komünistlerden oluşan sosyalist parti 'piyasa ekonomisiyanlıst 'reformist'partiyi devirerek hükü- met olmadı mı?. Tüm bunlar, senin söyledikİerinin aksine sos- val demokrat harekette bir canlanmanın bir toparlanma- nın yasandığını, belki de krizinin sona erdiğini göstermi- yor mu?"Lütfen bınız sabır. Bu konıılara ilerdegeri dönecek ve tatmııı edici bir cevap vermeye çalısacağım. Ama burada şimdilik kaydı ile bir iki tespityapabilirim sanıyorum. İsveç 'te Sosyal Demokrat Parti herhangi bir reform vaadi ile değil, varolanı korumak, daha doğnısu daha yavaşyıkmak vaadi ile seçimleri kazandı İngiltere 'de İşçi Partisi, yeni re- form önenleri ıle toplumsal desteğini arttırarak seçim kazan- nıaktan zıyade, ümidini, muhafazakârların seçimleri kaybet- mesıne bağlamış dunımda. Doğu Avrupa 'daki "sosyal de- mokratlara "gelince, bunlara tam ııvgıtn dîisen birözdeyiş bi- livorum: "Kırk vıtlık kâni, olur mıı yanı." Ağırlıklı olarak, 1989'da çöken bürokratik devlet kapitalizjninin "devletten sorumlu " smıfını oluşturan kadrolardan oluşan bu partilerin gündeminde reformyok. Tek sattıkları mal, merkezi kumanda ekonomisinden pazar ekonomisine daha yavaş geçiş. Yani kendi sınıjlarının bu süreçten veterince favdalanmasını sağlamak içın zaman kazanmak. Pazar ekonomisine geçişin küçük memurlar ve işçilerüzerinde ya- rattığı tahribata yönelik olarak oluşan tepkıyi toplayan bu partile- rin, ilerde göstermeye çalısacağım gibi sosyal demokrat parti olgu- su ile bir ilgileri vok. "Sosyal demokrat harekete vepartilere ne oldu " sorusuna kar- şıltk benim bu yazı dtisı boyunca ileri süreceğim ve incelemeye ça- lısacağım bir ceıap şu olacak: Sosyal demokrasi. hükümet olabil- mek için önce bir işçi partisi olmaktan çıkıp, halkm partisi olmaya başladı, sonra "kapitalizmi reformlar aracdığı ile aşarak sosya- lizme geçmek " olarak kusaca özetlenebilecek olan reformist gele- neğini terk etti ve kapitalist toplumunyönetilmesı ve sermaye biriki- minin düzer.lenmesi görevini üstlenmeye kalktı. Sermaye birikıminı düzenlemek için attığı her adımda işçi emekçi taham daha da istik- rarsızlaştı. Sosyal demokrat parti, bu süreç içinde giderek siyasi. tarihsel-si- yasi kişiliğini ve anlamını vitirdi. Sağakayışın acı faturası B ir zamandır, sosyal de- mokrasi (\e sosyal de- mokrat partinin-SDP) ile diğer liberai ve muhafa- zakâr partilerle arasında esasa ilişkin bir farkın olup olmadığı ve eğer varsa bunun ne olduğu konusunda herkesin üzerinde anlaşabileceğı bir cevap aramak boşu- na bir çaba halıne geldi.Bugün sosyal demokrasinin programı muhafazakâr partilerden ne kadar farkbdır?.. SDP hangi sınıf ve tabakalardan oy alır?. Bu ikisi arasında yapısal ya da mantıksal bir bağ var mıdır? Bu sorulan çoğalt- mak, partinin üyelenne. mali kaynak- lanna, yöneticilennin sosyal kökenle- rine ilişkin konulara kadar genişletmek mümkündür Ancak bu sorulara bellı açık cevaplar bulmay a çalışmak boş bir çaba olacaktır. Halbukı bundan lOOyıl önce. bu yukardakı sorulann hepsine ilişkin kesin ve belirgın cevaplar bul- mak mümkündü. Sosyal demokrat parti, kapitalizmin akıl dışı ve adaletsiz bir toplumsal dii- zenolduğunu düşünen ve ondan kurtul- manın, onu aşmanın yollarını arayan bir partıydi. Sosyal demokrat partinin ilk hedefi seçimlerle hükümet olmak. ikı temet politıkası ıse devletleştirmeve planlama idi. Devtetleştirme, sömüru- nün kaynağı olan özel mülkiyete, plan- lama da kapitalist pazann ve üretımin anarşik karaktenne son verecek, üreti- mi vedolaşımı ınsanlann ihtiyacınagö- re akılcı ve demokratik bir şekilde ye- nıden düzenleyecek, giderek kapitaliz- min yerine sosyalızmi geçirecektı. Sos- yal demokrasi hemen hemen rümü ile işçilerden ov alan, sendikalarla organik (mali-kurumsal-politik) bağları olan, sık sık genel grev tehditleri sav uran, çok ender ve korkarak da olsa bu sılahı kul- laııabılen lııı iy;i ünıfı partisiydi.Yone Ergin Yıldızoğlu >osyal demokrasi, hükümet olabilmek için önce bir işçi partisi olmaktan çıkıp, halkın partisi olmaya başladı, sonra "kapitalizmi reformlar aracılığı ile aşarak sosyalizme geçmek" olarak kısaca özetlenebilecek olan reformist geleneğini terk etti ve süreç içinde giderek tarihsel-siyasi kişiliğini ve anlamını yitirdi. Mitterrand- Fransa'da 1981'de bü- y ük ümitterle iktidara gelen sosyalist- ler, günümüzde büyük sıkıntı yaşıyor. verdi. Sharping. dış politika konulann- da. kendisi ile Kohl arasında hiçbirfark olmadığını her fırsatta vurguluyor. SDP'nın ekonomi politıkalanna gelin- ee, bunlan muhafazakârlarınkınden Alman sosyal demokratlannın lideri Rudolf SharpingMn en önemli özelli- ği Kohl'e benzemek. di). Ve SDP seçimleri v ıne kaybettı. Şu sırada SDP içinde bir ABD özdeyişi çokça tekrar edilıyor: "Bir muhafaza- kâr ile diğeri vanşhğında. seçmen. her k mııhafa/akâra o\ \erir.^ ticılen ve kadrolan ve üyelen ağırlıklı -olarak işçi ve emekçi sınıflann çocuk- larından oluşuyordu. Bu partiler işçi sı- nıfının yaşamında. dayanışmadan eğ- "lenceye ve sağîık tTizrneTterfne kadar çok önemli bir rol oynuyorlardı. Bugün SD partiler için bunlan söylemek çok zor. Sosyal demokrasinin büyüyüpgeliş- tiği belli başlı topraklar olan Almanya veîsveç"temuhafazakâr partiler ile SD partiler arasındaki en temel aynlık. bu- gün, vergi ve bütçe kesintilerinin ken- disi değil. sadece miktarlan üzerine oluşuyor. Bun'a karşılık her iki tür par- tinın de serbest piyasa ekonomisinin fa- ziletleri. özelleştirmenin gereği. refah devletinin ufaltılması ve emek pazan- nın esnekleştırilmesı. Avrupa Birli- ğı'ne. ABD'ye ve NATO'ya karşı tu- tum gibi konularda en temel noktalar- da anlaşıyorlar. "Avrupa'nuı çoğu, sol partileri benimsemek için artık betirgin bir şekilde farklı politika konuları bula- mıvorlar" (The Economist 11 06 94). Sürekli sağa kayış ortak özeKk Sosyal demokrat partilerle muhafa- zakâr ve liberai partiler arasında fark- lar, sosyal demokrat partılenn gelenek- sel politikalannı bırakıp giderek daha fazla sag politikalan benimsemesi ile iyiceazaldı. Almanya da sosyal demokratiar'ın lı- den Rudolf Sharping"in en önemli özellıği Hınstiyan Demokratiar'ın li- deri Kohre benzemek, adeta onun genç bir versiyonu olmak. Sharping'in parti içindeki lakabı Rotkohl(Kohl"ün kırmızısı -aynı zamanda kırmızı laha- na- da demek.) Alman SDP'nin politi- kalan da Hıristıyan Demokratlannkıle- re çok benziyor. Iltica yasasının sıkılaş- tırılmasını kabul eden SDP, Alman- ya'nın deniz aşın ülkelere asker gön- dermesine izin veren yasa değişikliği- ne Hınstiyan Demokratlar'labirlikteov ayırt etmek içın "çok... çok dikkatli ol- makgerekiyor" Her ikijarti deAlmi İngili/ İşçi Partisi'nin genç lideriTony Blair partideki sağa kayış sürecini daha da ileri götürmek çabası içinde. 1983'ten itibaren de piyasa mekaniz- masına öncelik veren Thatcher-Reagan politikalan giderek hâkım oldu Sosya- îıstler. her yeni seçimde. bıraz daha oy kaybertıler sanınm. Sosyal demokrasinin en uzun zaman ıktidarda kalabildiği İskandinav iilkele- ri 1970'lerde giderek global ekonomik durgunluğun etkisi altına gırdıler 1970'lenn ıkincı yansında knzın etkı- sı giderek arttı. Gerçek ücretler ve kâr- larazalıyordu. !980"den itibaren, refah devletinin kurumlanna bağlı kalmakla birlikte piyasa ekonomisinin kurallan. bu ülkelerde ücretlerde ve kamu harca- malarında kesıntıler, serbestleştirme ve özelieştirmelerle vb. ile giderek daha fazla eeemen olnıava başladı. İsveç'te Sosal Demokratlar 1991'de, 1938den bu yana, ilk defa seçimleri kaybederek hükiimetten düştüler. İngilizJepin tarihsel çelişkisi Isveçın aksine İngiliz İşçi Partisi (İP), 1980'leri muhalefette ve peş peşe seçım kaybederek geçırdı 1979'da seçimleri kaybettıkten sonra IP önce. kısa bir sü- re içın sola sav ruldu. Thatcher hüküme- tinin başlattığı reformlara dırenmeye çalışırken, aynı zamanda hükümete gel- digınde bunlan gen çevıreceğini \ urgu- ladı. 1985 kongresi hem toplumsal mülki- yetin. hem de demokratik planlamanın belli başlı sektörlere de yaygınlaştınl- ması, hem de özelleştırilenlerın geri alınması yolunda bir karar geçirdi. An- cak hava değışmeye, 1983'te seçilen Neil Kinnock lıderligınde parti hızla Thatcherizm'in yarattığı havanın etkı- sine gırmeye başlamıştı bile. Önce Falkland Malvınas savaşına verilen mılliyetçi-emperyalist destek, sonra parti içindeki solculara karşı başlatılan ayıklamakampanyasıderken.. 1984-85 madencilergrevinde madencıler yenne fiılen polise destek veren tutum. 1987 seçimlerine doğru bu sağa kayış hız- landı. Parti lıderlığı giderek daha fazla ya'da vergileri arttırmak gerektiği ko- nusunda anlaşıyorlar. Farklan... Kohl yüzde 7.5 arttrracak, Sharping yüzde 10. Kohl refah devletinde (sosyal har- camalar vb.) kesinti yapmaktan yana; Fransa'da sönen umırüap Fransa'da sosyalistler 1981 Mayı- sfnda büyük umutlarla iktidar oldular. Sosyalist Parti'nin lideri Mitterraad, dev İet başkanı oldu. Sosyalistler, bir se- ri radikal Keynesgil uygulamalara gi- 1990'lann başında sosyalistler, mali skandallarla çalkalanan partinin başka- ıği yapmakt nı veBaşbakan Beıvj»ovayJ TTnnnhan tte sarsıldı. Bu sene Mıtterrand'ın yenne en güçlü aday olarak görünen Rocard aday olmayacağını açıklavınca, SP ve- ni bir başkan adavı bulmakta güçîük ekonomisinin öneminden bahsetmeye başladı. ANKARANOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Şeriat Nasıl Önlenebilir? (3) Gericiliğin İlacı: Bilim, Sanat...Uzabilim yükseköğretmeni (tarih profesörü) Sina Akşin'i bil- mem hiç dinlediniz mi? Oyle bir anlatı biçimi, Sadun Aren'de devar içten, sıcak bir biçem (üslûp). Geçen hafta pazar günü TÜBITAK'ta, "Üniversitelerarası Ataturkçu Dusunce Topluluğu'nun düzenlediği açıkoturumda, Şahin Yenişehirtioğlu, Gürbüz Tüfekçi ile birlikte konuşuyor- lar. Salon kalabalık ama, gönlüm bu konuşmaların 70-80 kişide kalmasından yana değil. Bu konuşmaları yuzbinler dinleme- lıydi. Bunun içm yazıyorum. Toplantıyı SBF'li Mehmet Ali Kök- sal yönetiyor. Sina Akşin anlatıyor. Sürdürüyor kortuşmasını: ' Şerıatçılar, En ağır sanayileri kuracağız . Tankdayapaca- ğız.. Top da yapacağız!' filan gibi büyük iddialar taşıyorlar. Mümkun değil. Bir ulke ki, kadmlarını eve kapatsın ve adam olsun, bu mumkun değil! Şimdi yeniden kültür sorununa geli- yorum: Atatürk'un kalkınma modeli, diyelim bu model, bütünsel, topyekün bir kalkınma modelidir; dolayısıyla burada yollar, fabhkalar, konservatuvarlann, kadın haklannın, yeni yazının, operanın, ne bileyim ne düşünüyorsanız; ünıversitelerın, bilı- min, aynı onemde, hatta daha da önemli olarak yeri vardır. Biliyorsunuz, 1930da Ataturk, çokpartilı bıryaşam deneme- sine girişti. Arkadaşı Fethi Okyar'a, Serbest Fırka'y/ kurdur- du. Fakat o Iırkaya bütün gericiler, tutucular toplandılar. Ve büyük bir olay oldu, karşı devrim adeta şahlandı o partide. Ta- biibunda, bu sırada dünya bunalımının Türkiye'yeyansıması- nın da önemli etkisi var. Çünkü buğday fiyatlan acayip şekilde düşmüştü, seialet kol geziyordu. Bu ortamda, böyle bir dene- meye girişmek çok sakıncalıydı. Nitekim, hemen durum belli oldu. Serbest Fırka kapatıldıktan sonra da 'Menemen Olayı1 oldu biliyorsunuz. Derviş Mehmet, Kubilay'/n başını testere ile kesıp bayrak direğinin üstunde gezdirdı. Bunun Atatürk üzerinde nasıl bir şok uyandırdığını tahmin etmek zor değil. Nitekim Ataturk, Menemen Olayı'nın hemen ardından uç ay suren yurt gezilerine başlıyor ve her gittiğı yerde ınsanlarla konuşuyor. Muhakkak ki kafa patlatıyor: - Nasıl oldu bu iş? Nasıl oldu da, 1930da böyle bir olay oldu? Yani Serbest Frka bu şekle büründü? Bir Kubilay, bir Mene- men Olayı olabildi? Bunun için herhalde kafa patlatıyordu ve o geziden sonra yaptığı en önemli iş, Ataturk ün bu guç soruya bulduğu yanıtı göstenyor. Arkadaşlar, Ataturk Halkevleri'n/ kurdu! Ve ondan sonra, Turkıye'de adım adım bütun büyuk merkezlerde hal- kevlerıyapıldı. 4300den fazla Köy Odası'kuruldu.Buhalkev- lerınde ne yapılıyordu? Halkevlerinde tıyatro oynanıyordu; halkevlerinde kitaplıklar vardı, ınsan orada kitap okuyabiliyor- du Kitap ödunç alınabiliyordu. Burada müzik yapılıyordu. Burada kurslar vardı, burada sınema vardı. Bilimsel çalışma- lar, köy çalışmalan, geceler vs. bunlar kültür merkezleriydi. Minyatur merkezleri koy odaları ıdi. Başkan - Toparlayın efendinV - Hay hay! Gorüyorsunuz, bunun ılacı, Atatürk'un kafasında- ki o buyük sorunun yanıtı şu: Gericiliğin ilacı kültür, edebiyat, sanat, bilim Ama, öyle kuru bilim değil. iki kere iki dört bilimi değil! (Süleyman Bey, dikkatli okuyor musunuz? Halkevlerın- den, Koy Enstıtülerınden hıç soz etmıyorsunuz. neden?) Sos- yal bılgilen de kapsayan bilim. Kultur, sanat, edebiyat; bu, gericiliğin ılacı bu! Teşekkur ederım!" Prof. Sina Akşin, sorular bölümunde yöneltilen kimi sorula- ra karşılıklar verdi. Şöyle: - Ikincı Cumhuriyet7e anlatıImak istenen. Atatürk devriminin tam yerleşememesı mı, yoksa değışen dunya değerleri içinde şu anda kurulu olan sistemin yeterli gelmemesı mi? - Hayır' Ikinci Cumhuriyet, Atatürk aleyhtarı bir hareket Bi- rinci Cumhurıyet'i Atatürk kurduğuna göre, bu farklı bir Cum- huriyet olacak Besbelli ikincı Cumhuriyetçilerin niyeti, farktı bir "Cum/)i/nyef" kurmak ve sanıyorum, burada Turgutözal a bir "ikınci Atatürk" rolü verilmek ıstenıyordu ve bu gerçekten Atatürk'ün reddi anlamına geliyordu Çünkü. Atatürk zaten var Burada farklı bir şey. farklı bir kuruluş ve en önemli mese- lededönüpdolaşıpgaliba "emperyalizm'egeliyor Yanı.Tür- kiye sınırlarını aşsın, örneğin birtakım sözler anımsatayım size, bunlan bileceksiniz, çok kısa bir dönem önce söylenmiş sözlerdir: - 70 milyon olunca ümüğünü sıkacağız! sözü; "Adriyatik De- nizi'nden Çin Seddi'ne'' edebiyatı1 (Bu, Süleyman Bey'in miy- di?) "Bir koyup yirmi alacağız" sözleri, "Sınırlar tesadüfidir" sözü; dışarıda butün sınırlar tesadüfidir tabii ki; "Bombalar. ha bu tarafa düşmuş. ha o tarafa duşmuş" gibi sözlerle, bir de anımsarsanız, "Yeni Osmanlılık"sözleri çıkmıştı, bunlar "Ikin- ci Cumhuriyet" ile neler anlatılmak istendiğıni gösteren ışaret- ler. Ihtimal özal ölmeseydı, bu belki daha belirgin biçimde ortaya konacaktı. Bir baska soru kâğıdında da, dinleyici dört gnrııyıı arrlı arriına snrmaktaydı B|nnci SOru ŞUVdU. 'osyal demokrasi hemen hemen tümü ile işçilerden oy alan, sendikalarla organik bağlan olan bir işçi sınıfı partisiydi. Bugün SD partiler için bunlan söylemek çok zor. Avrupa'daki sol partiler benimse\ecek politika bulamıyor Sharping, bu kesintilerin ve "serbestieş- tirmenin Alman geleneklerine uymadı- ğmı" söylüvor. Ama refah devletinin kurumlannı nasıl konıyabileceğineda- ir de ağzından bir laf almak mümkün değil. Ancak devlet harcamalannı enf- lasyonun altında tutmaya (vani fiılen kısmaya) da söz veriyor Alman SDP. tşsizlık ve ücretlersöz konusu olduğun- da Sharping. yavaş ücret artışlanndan ve daha uzun çalışma zamanından ya- na (geçen aralıkta, işçilerin ücretli tatil günlerinden bir gün kesilmesi konusun- da muhafazakârlarla kolayca anlaşı ver- riştiler. Belli başlı büyük sanayi kuru- luşları. bazı bankalar, haberleşme ve kimya sanayii de dahil olmak üzere devletleştirildıler. Genişlemeci bıreko- nomı politikası uygulanmaya kondu. Işsizlik azaldı ücretleryükseldı. Ancak 1982"de bütçe ve ödemeler dengesi açı- ğı artmaya başlar başlamaz. sosyalist- ler hemen klasik istikrar politikalannı uygulamaya başladılar: devalüasjon, ücret-fiyat kontrolü. ücretlerin enflas- yona endekslenmesi, kamu harcamala- nnda kesinti. kurumlar vergisinde azal- ma. 1983'te sosyal yardımlarkesildi ve çeker hale geldi. Bugün rakiplennin sa- dece yüzde 58'lik bir desteğe sahıp ol- malan ıle avunan SP, mali olarak da if- las etmiş durumda. Borçlarını ödemek için Paris'teki merkez binasını satışa çı- kardı Fransız Sosyalist Partisi. Bugün Fransa'daki muhafazakâr hükümetın, ekonomi politikası alanında. kendınden önceki sosyalist parti hükümetinin po- litikalannı hemen hiçbırdeğişiklik ge- reği duv madan benimseyerek sosyalist- lerin bıraktığı yerden devam edebilıyor olması. sosvalıstlerın son 15 yılda kat ettiği mesafe hakkında bir fikır verir İP liderliği, muhafazakâr partinin uygulamaya soktuğu sendikalann gü- cürrü kTrmayı amaçtayatrkanunlan dc- -1 ğiştirmekten yana olmadığını bellı et- meye başladı. Nihayet 1987 konferan- sında özelleştırilen işletmelerin geri alınmasına yönelik karar taslağı redde- dildi. Tüm sağa kaymasına rağmen İP 1987 seçimlerini de kaybetti. Seçimler- den sonra parti giderek daha fazla ser- best piyasa/ özel teşebbüs v anlısı bir tu- tum içine gırdi ve liderlik önüne sendı- kalar ile parti arasındaki ilişkıvi değış- tirme görevini koydu. İP'nin mali kav- naklan esas olarak sendikalardan geli- yordu. Buna rağmen İP lıderlığı sendi- kalann gönderdiğı delegelerin. sendı- kalannın blok oyunu kullanmak yerine bir tek oy sahıbı olmalannı, demokra- tıkleşme adı ile dayatmaya başladı. Fi- nancial Times İP lideri ıçın Thatche- rizm'ın "insaniyüzü* ifadesinı kullana- caktı. Bu değişiklik 1993'te Kinnock se- çimlen kaybettikten. sonra yenne gelen John Smi'th liderliğinde 1993'te ger- çekleşti. John Smith. beklenmedik bir şekilde öldükten sonra yerine geçen ye- ni lıder Tony Blair bu sağa kayış süre- cini daha da ileri götürmek çabası için- de. Sosyalizm fikrinın öldüğü. dinin ve ahlakı değerlerin toplumda önemli bir yen olduğunu. ceza yasasının değışerek tutuklulann konuşmama hakkının kalk- masını sav unan Tony Blaıraynı zaman- da polıs teşkılatının da güçlendırilme- sinden yana. Tony Blair'in bir diğer özelliği de siyasi yaşamının önemli bir kısmında sendikalann gücünü kınnaya yönelik yasalann savunulmasını yap- mış olmak yatıyor. Yarın: Sosyal demokrasinin tarihsel önemi • Imam-hatıp hselerındekı artış, Ataturk un laiklık ılkesıne _karşLbir tehdit midir? Neler yapılabilir? A J A N S P E R A • En az uç yıl ajans deneyımlı, • Guzel Sanatlar Akademısı mezunu, Grafikerleraramaktadır llgılenenlenn 293 89 78 no 'lu telefondan Nurşen Demır'ı arayarak randevu alması nca otunur Act'es IstıklalCad Meşelık S* DunyaHan No 18/20 Kat 3 Beyoğh Istanbul ANTALYA ASLİYE1. HUKUK MAHKEMESİ DosyaNo: 1994 271 • • Davacı Emine Şahin tarafından davalılar Mehmet İhsan Oğuz vs. alev hine açılan tazmınat davasmın yapılan >argılamasında verilen ara karan gereğınce; Davalı Mehmet İhsan Oğuz'a tebligat yapılamadığından. adresı- nin tespıti de mümkün olmadığından, davalının HUMK.nın 213 ve 377. maddelen gereğince duruşma günü olan 17.1.1995 tarihinde saat:8 40'ta mahkeme salonunda hazır bulunması ve>a kendisıni bir vekille temsil ettirmesı. hazır bulunmadığı veya kendisıni bir vekille temsil ettirmedığı takdırde dava dilekçesinin kendısine teblığ edilmiş savılarak > argılama> a > okluğunda devam olunacağı v e sonuçlandın- lacağı ilanen teblıs olunur. 9.11 1994 Basın. 52628 TARSUS ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı:1994 98 Davacı Orman Genel Müdürlüğü'nün izafeten Orman İşletme Müdürlüğü vekıh Av. Emel Ay tarafından davahlar Maliye Haanesı ve Katibe aleyhine açılan kadâstro tespitıne itiraz davasının yapılan açık duruşması sırasında verilen ara karan gereğince: Tarsus ilçesi Yeşıltepe kasabası (Çatalkuyu) sırurlan içinde kalan eskı 9 ada. 1 parsel; >enı 109 ada. I parselin yemlenen kadastro tespi- tine vakı ıtıraz üzenne venlen ara karan gereğince. yukanda davalı durumunda bulunan Süleyman kızı Katibe'nin tebligata yarar açık adresınin tüm aramalara rağmen tespit edilemediginden davalı adına duruşma günü olan 01.02.1995 saat 08.30'a bırakıldığı ilan olunur. 27 09.1994 Basın: 52555 - Evet tmam-hatip Tîseîerlncteki artıs tabir KI, Ataturkl umatK: ~ lik ilkesine bir tehdittir. imam-hatip lisesı mezunlanna bir diye- ceğim yok. onlar hasbelkader orda okumuşjardır^ ama siste^ min kendisi mutlaka kaldırılması gereken bir sisterrvdtr Çünkü, imam-hatip liseleri meslek lisesi diye kurulmak istert- mişti; baska bir deyişle, imam ve hatip yetıştirmek üzere kurul- muştu. Öysa, şimdi alternatif bir eğitim sistemi haline geldi. Yani, bir normal Cumhuriyet'in laik okulları var bir tarafta, öbür tarafta da imam-hatip okulları' Biliyorsunuz sayıları gittikçe ar- tıyor. Türkiye'deki imam-hatip gereksinimiyle hiçbir ilışkisi olmadan böyle çoğalıyorlar ve bu son derece tehlikeli bir du- rum Türkiye'de şizofrenık durum yaratıyor. Yani, bir kişilik bolünmesi yaratıyor Ve açıkçası bir iç savaşın tohumlarını da ekmekte .. Durum budur! • • • Mimar mühendislerin Ankara'da Tandoğan alanındaki top- lantıları görkemli oldu. Bınlerce mımar-mühendıs, Türkıye'nın dört bir yanından yağmur, çamur demeden gelip yürüyüşe ka- tıldılar "Onurlu işe onurlu ücret" diye bağırdılar Baktım, ço- ğunun ayakkabıları su alıyordu, tabanı incecikti. Yürekten kut- luyorum mühendisleri, mimarları.. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Hastahklann nedenle- rini araştıran bilim dalı. 2/ Tiyatroda sahne... Cennette aktığına inanı- lan dört sudan biri. 3/ Oylumlu... Banndırma. 4/ Boru sesi... Pirinç ve şekerkamışından elde edilen bir tür rakı. 5/ Elektrik ve elektrigin kimyasal etkileri alanla- nnda birçok buluşun sa- hibi olan ünlü İngiliz fızik ve kimya bilgini. 6/ Eski Türkîerde yağmur yağdınp yel es- tirdiğine inanılan büyü taşı... Mı- sır'ın plaka işareti. 7/ Pamuklu bir dokuma çeşidi... Güreşte bir oyun. 8/ Serbest bırakma... Aşk. 9/ Irız- va da denılen ve Güney Anadolu'- da yaşayan Türkmenler arasında yayon olan telli çalgı. YTJKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Müsavı... Bir iş karşılığı verilen şey. 2/ Bir şeyin. bir yerin, bir kım- senin temel özelUklerini aynntıla- nyla anlatma... Üye. 3/ Küçük erkek kardeş... Ayırı etkisiyle huyunun değiştiği sanılan kimse. 4/ "Hayır" anlamında kulla- nılan söz... Çarşılarda aynı işi yapan esnafın bulunduğu bölüm. 5/ Bir işi yapıp yapmamaya karar verme gücü. 6/ Efetek de de- nilen ve yapraklan sebze olarak kullanılan bitki... Asker. 7/ Japonya'da bir kent... Defa. kere. 8/ Tepkili uçak... Flurya da denilen güzel ötüşlü bir kuş. 9/ Bir bağlaç... Çayın etkin madde- si.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle