25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 1994 PAZAR HABERLER Karataş'n avukatına dava • ANKARA (AA) - Ankara 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), Fransa'da bir süre önce yakalanan yasadışı Dev-Sol örgütünün lideri Dursun Karataş'ın savunmasını hazırladıklan, örgüt üyesi olduklan ve kuryelik yaptıklan gerekçesiyle, aralannda Karataş'ın avukatı Murat Demir'inde bulundugu, 3'ü avukat 5 sanık hakkında dava açtı. Sanıklar hakkında, 15 yıldan 23'er yıla kadar ağır hapis cezalan isteniyor. Ankara DGM savcılanndan Nuh Mete Yüksel tarafından hazırlanan dava iddianamesinde, sanık avukatlar Murat Demir, Ahmet Düzgün Yüksel, Zeki Rüzgar ile diğer sanıklar tbrahim Çuhadar ve Fatma Yaman'ın anayasal düzeni yikmak amacıyla kurulmuş silahlı çete mensubu olduklan ve bu doğrultuda faaliyette bulunduklan belırtildi. SHP konvoyunda kaza • tstanbul Haber Servisi - SHP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın'ın konvoyunda eskort görevi yapan polis otosu. dun sabah saat 07.45 sıralannda Ataköy'de yolun kaygan olması nedeniyle takla attı. Kazada, yaralanan polis memurlanndan Kadir Demir ve Ismail Kırco International Hospital'a kaldınlarak tedaviye alındı. Durumuağırolan polislerden Demir, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesı Plastik Cerrahi Servisi'nesevk edildi. Murat Karayalçın ise Adıyaman'a gitmek üzere Adana'ya hareketetti. Prof. Saylan: Atatürk'ü anlamamız gerek • TARSUS (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, Osmanlı döneminden bu yana ülkemiz iizerinde I oyunlar oynandığını I belirterek I "Her sıkıntımızda | Mustafa Kemal'i iyi I anlamamız gerekir. 1 Çünkü onun dönemi şu andaki dönemimizden çok daha zordu" dedı. ÇYDD Tarsus Subesı ile Kütüph, Ecevit, RP'nin kaybetmesi halinde, kuşkulu servetinin Hazine'ye devredilmemesini istedi: Para, Bosna'ya verilsiıı •DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, davanın RP aleyhine sonuçlanması halinde, bu paranm Bosna-Hersekli Müslümanlara verilmesi için çaba göstermeyi insanlık borcu olarak gördüğünü söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit, RP'nin "kaynagı da kullanılış amacı da kuşkulu olan" servetı ile ılgili soruşturmanın parti aleyhine sonuçlanması du- rumunda, paranın Hazine'ye de- ğil, Bosna-Hersekli Müslüman- lara \erılmesıni istedi. Ecevit, "Bunun için çaba göstermeyi in- sanlık borcu sayıyonnn" dedi. DSP Genel"Başkanı Bülent Ecevit. dün düzcnlediğı basın toplantısında. RP veya bu parti- ye bağlı kuruluş ve kişilenn Bos- na için toplanan paralan yenne ulaştırmadıklan yönündeki kuş- kulann ciddi boyutlara ulaştığı- nı vurguladı. RP'nin "akıl almaz boyutlara ulaşan ve ka>nağı da kullanıhş amacı da kuşkulu bulunan" ser- vetiyle ılgili soruşturmanın. par- ti aleyhine sonuçlanması duru- munda paranın Hazine'ye dev- redileceğini anımsatan Ecevit. "Bu paralann büyük bölümü Bosnâlı Müslümanlanndır ve Bosna'ya yardım için kuiianıima- udır" dedı. Bayan Erbakan kocasını savundu Refah Partisi Cenel Başkanı Necmettin Erbakan'ın eşi Nermin Erbakan, RP've iiişkin yolsuzluk iddialannın gerçek dışı olduğunu savunarak kocasına destek verdi. RP lstanbul İl Hanım Komisyonu tarafından Lsküdar'da bir düğiin salonunda düzenlenen salon toplantısında konuşan ve basında yer alan iddialann "yalan" olduğunu öne süren Nermin Erbakan, partili kadınlardan yazılanlara inanmamalannı istedi. Toplantıda, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Erbakan'ın kızı Elif Erbakan ve lstanbul 4. Böige Milktvekili adayı Recai Kutan da birer konuşma >aptılar. (Fotograf: YASEMİN KOYUTÜRK) Bosna'daki son geüşmeler DSP lideri, yargı organlannın da parti aleyhine karar almalan durumunda hazırlanacak yasal düzenlemenin destekleneceğın- denkuşkusuolmadığını söyledi. "Bunun için çaba gostermeyi in- sanlık borcu sayıyorum" diyen Ecevit. parlamentodaki "yolsuz- lukdengesinin" kınlması. soruş- turmanın hızla ve ciddiyetle yü- rütülmesı gerektiğini vurguladı. Ecevit, Bosna'daki son geliş- melere değinirken de şunları söyledi: "Böylesi bir kahramanhğm ta- rihte çok az örneği vardır. Yitir- dikleri topraklan kurtarmak için Boşnaklar şimdi yeni bir atılıma geçmişlerdir. Fakat Birleşmiş Milletler ambargosunu pervasız- Rizeli başkan, Arena'yı 'faşist mahkeme'ye benzetti: Dündar sözlerimi çarpıttı İstanbul Haber Servisi - RP'li Rize Beledi- ye Başkanı Şevki Yılmaz. Uğur Dündar" ı, mak- satlı haber yayımladığı ve kendisıne ait görün- tüleri montaj yapıp kamuoyunu yanılttığı için canlı yayında tartışmaya çagirarak, televizyon- culuğu bırakmaya çağırdı. Şevki Yılmaz dün, RP lstanbul İl Merkezi'nde yaptığı basın toplantısında. HBB televizyonun- da canlı olarak yayımlanan programda, San- yer'den tekfonla soru soran Süleyman Bay adlı kişiye verdiği yanıtlann çarpıtıldığını söyleye- rek, "O vatandaşuı benim söylediğimi kidia ede- rek bana yönelttiği sö/Jerin herhangi bir şekilde benim ağ/ınıdan çıktığının ispat edümesi halin- de RP'den ve belediye başkanlığı görevimden is- tifa edeceğimi beyan etmiştim" dedi. Türkıye'nın tek -İaşist mahkemesTnin Shovv TV'nin Arena mahkemesi olduğunu da öne sü- ren Yılmaz. "l'ğur Dündar, bana soru yönelten kişinin sorusunu vermeyerek konuyu aslından uzaklaştırmış, başka anlanılar ifadecdecek şe- kilde Bektaşi misali takdim etmiştir"dedi. Sözünde herzaman duracağını da belirten Ri- ze Belediye Başkanı Yılmaz, şöyle konuştu: "HBB'nin progranunda vatandaşımızın bana isnatettiği "RP'ye oy vermeyen kişilcrin hacılı- gı kabul olmaz' şeklindeki sö/lcrin bana ait ol- duğunu,benim bulunduğunı bir canlı yay ın prog- ramında Uğur Dündar'ı ispat etmeye davet edi- yorum. İster kendi programında,ister başka her- hangi birtetevizyon programında Uğur Dündar'ı halkın önünde açık tartışmaya çağırıyorum." Şevki yılmaz, Uğur Dündar'a perşembe gününe kadar da süre tanıdı. Köy yakma Meclis Tunceli'ye gidemiyor •İnsan Haklan Komisyonu'nun oluşturduğu ait komisyon, ANAP ve DYP'nin engellemesi nedeniyle Tunceli'ye gidemiyor. Hava koşuilarının ağırlaşması nedeniyle incelemenin olanaksızlaştığı belirtiliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - T BM M 1nsan Haklannı lnceleme Komisyonu'nun oluşturduğu ait komısyonun Tunceli'de yakılan kövlerde inceleme yapması, ANAP ve DYP engeline takıldı. ANAP ve DYP'li üyelerin çağrıya uymaması nedeniyle komisyon Tunceli'ye gidemezken, Olağanüstü Hal Bölge Valiliğı'nin de komisyonun incelemesıne karşı çıİctığı öğrenildi. Halk bilgi verdi ca deten ve büyük silah gücüne sahip olan işgalci ve saldırgan Sırplar karşısında Boşnaklar çok güç durumdadırlar. Ambargonun asıl kurbanı on- lardır. Türkiye bile yülardır Ad- riyatik'teki çokuluslu deniz gü- cüne katkısını. Boşnaklara uygu- lanan ambargoya alet ettniştir. Ancak son günlerde. o da ancak ABD'nin Boşnaklara daha anla- yışh davranmaya başlanıası üze- rine, Türkiye bu bağışlanmaz tu- tumunu degiştirme karannı ver- miştir." Kış aylannın gelmesiyle savaş koşullannın agırlaştığını ve Bos- na-Hersek'in acil yjyecek, gıye- cek. yakıt gereksinimı bulundu- guna dikkat çeken Ecevit. "Eğer Türkiye, Bosna'nuı bu gibi ge- reksinmelerini karşılamava da- ha ileri ölçüde katkıda bulun- mazsa, Türkiye'nin bıraktığı boş- luğu birtakım sakıncalı unsuıia- ruı doldurması tehlikesi büs- bütün artacaktır" diye konuştu. Leyla Zana'nın PKK'nin Bekaa kampında eğitim gördüğünü ileri sürmüştü DEP davası tanığı-polis işbirliği •Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve Ankara DGM'nin talimatla ifadesinin alınmasını istediği DEP davasının itirafçı tanıklarından Halit Arslan'ın, güvenlik güçlerine yardımcı olmak için dışanda bulunduğu belirlendi. milletvekilleri aleyhindekı ifadeleri, hukuki yönden tartılışırken Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM), itirafçı tanık Halit Arslan'la ilgili olarak Ankara DGM'ye gönderdiği yazıda, bu. tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Diyarbakır DGM, Ankara DGM'nin talimatla ifadesinin alınmasını istedıti dolayı, bugünkü duruşmay a çıkamayacakür." Dıyarbakır DGM de Ankara DGM'ye gönderdiği yazıda, cezaev inden gelen bu tutanak üzerine Halit Arslan'ın ifadesinin alınamadığını bildirdi. DEP davası avukatlanndan Yusuf Alataş. Diyarbakır DGM'den gönderilen bu TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un, ziyaretıne gelen yurttaşlardan aldığı bilgıleri komisyona ıletmesı üzerine insan Haklannı lnceleme Komisyonu, 25 ekim tarihli toplantısında 5 kişilik bir ait komisyonun yerinde inceleme yapmasını kararlaştırmıştı. Bu sırada devreye giren Içişleri Bakanı Nahit Menteşe, bölgede operasyonlann sürdüğünü bildirmiş ve "Birlikler operasyonlan tamamlayarak sabit noktalanna intikal ettikten sonra inceleme yapılması daha yarariı olur" demişti. Menteşe'nin bu girişimi üzerine DYP ile ANAP, ait komisyona üye ismı bıldirmeyi geciktirmişlerdi. Hava trafiği yoğun Komisyon Başkanı Sabri Yavuz'un ısran üzenne ANAP Mahmut Orhonu. DYP de İsmail Amasyab'yı ait komisyon üyesı olarak bildirmişti. SHP'den Ali İbrahim Tutu. RP'den Mukadder Başeğmez ve MHP'den de Tuncay Şekercioglu'nun adlan daha önce komisyona iletilmişti. Ait komisyon oluşturulmasına karşın geçen hafta "asker sevkıyatı' nedeniyle uçakta yer bulunamadığı için ait komisyon Tunceli'ye aidememişti. Yakılan köy lerin ardmdan MIKRO DİNÇ TAYANÇ Şu Anayasa Olmasa... On dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinden bu yana bir anayasa tartışmasıdır sürüp gidiyor. Çöküşünü hasta ya- tağından izleyen Osmanlı, Birinci Meşrutiyet'le birlikte 1876 Anayasası ile tanışıyor. Pek uzun ömürlü olamıyor bu ana- yasa deneyımi ve Sultan ikinci Abdülhamit tarafından "kaldınlıveriyor!" O gün bu gündür Abdülhamit'i "Ulu Hakan" sayıp koya- cak yer bulamayan gericiler, "Baktı ki Meclis-i Mebusan 'da okuyup yazmasını bilenler salt azınlıklardtr, Devlet-i Aliy- ye-i Osmani'yi gavureline terk etmemek için kapattı mec- lisi ve de 'mülga eyledi' anayasayı" diye savunuyorlar "han "larını... Ve, o gün bu gündür Abdülhamit'i "Kızıl Sultan" diye ni- teleyip kovacak yer bulamayan ilericiler de buna karşılık "Baktı ki Meclis-i Mebusan falan derken iktidar-ı mutlak elden gidiyor, bir punduna getırip anayasayı kalk gidelim eyledi ve daldı koyu pan-lslamizmin içine" suçlamasını dillerinden düşürmüyoriar. Sonunda İkinci Meşrutiyet, ardmdan da 31 Mart Vaka- sı, Abdülhamit'i önce "hal" edip, ardmdan da tarihin yar- gısına gömüyor ve başlıyor 1908 Anayasası dönemi. O gün bu gündür İkinci Meşrutiyet'in güçlü iktidarı Itti- had-ı Terakki'yı karalamak isteyen Abdülhamit artıkları "Anayasaya dayanarak yaptılar her ne kötülük yaptılarsa. Trablusgarp, Balkan derken Birinci Dünya Savaşı'nın için- de bulduk kendimizi. Çıktığımızda ne imparatohuk kal- mıştı, ne de anayasayı anımsayıp umursayan" suçlaması- nı yineliyorlar. Ve, o gün bu gündür Ittihatçılıkla "ilericiliği" özdeşleşti- renler de "Saray entrikalan anayasayı ezmese, Düvel-i Mu- azzama Hürriyet ve Itilaf Fırkası'na onca arka çıkmasay- dı..." savunmasına sığınıyorlar. Geliyoruz yepyeni, dipdiri Türkiye Cumhuriyeti'nin 1924 Anayasası'na... Geliyoruz datartışmaların, suçlama vesa- vunmaların ardı arkası kesilmiyor. Atatürk Cumhuriyeti'ni benimseyip özümsemek bir ya- na; yıkmak için fırsat kollayıp yaratan Osmanlı artıklan "Bu anayasa, tekadam - tek parti anayasasıdır. Bu anayasa ile tek adam - tek parti egemenliğıne dayalı devlet, bireyi ez- mektedir" feryadını dillerinden eksik etmiyorlar; ta ki aynı anayasayla sağlanan hakları kullanıp 1950'de iktidan ele geçirene dek. Ve. Atatürk ilke ve devrimlerini benimseyip özümseyen ve de savunmaya kararlı olan Kalpaksızlar ise bu anaya- sayla toplumsal ve ekonomik atılımlann yapılıp yapılandı- ğını, din ve devlet işlerinin ayrılıp şeriartan laikliğe geçildi- ğini dillerinden düşürmüyoriar. 1960 devriminin ardmdan geliyor 1961 Anayasası ve dü- şünce özgürlüğüne, işçi haklarına, daha güçlü laikliğe atı- lan adımlar. Hemen ardmdan da "devr-i sabık"ç\\ar başlı- yorlar geçmışe özlemlerini dile getirip, anayasayı karala- maya... "Bu anayasa, devleti, cumhuriyeti sosyalistleştirmek, komünistleştirmek isteyenlerin anayasasıdır" savını işliyor 1960'lann "muhafazakârlan". Aynı dönemin ilerici ve "dev- rimcilen" ise, aynı anayasayı Meclis'te, meydanlarda veso- kaklarda savunuyorlar; oyları, sözleri ve eylemleriyle... Sonunda "anayasa tağyir, tebdil ve de ilga edilmek is-. tenmektedir" gerekçesiyle geliyor 1971 darbesi... "Bu ana- yasa Türk milletıne lükstür" diyor bir akl-ı evvel ve darbe- ci desteğindeki(l) demokratik mecüs<!) eliyle, kendi istedi- ği doğrultuda "tağyir, tebdil ve ilga" ediveriyor 1961 Ana- yasası'nı!.. Çok geçmeden "tağyir, tebdil ve ilga" bir darbeye daha "gereksınim" doğuruyor.(l) Geliyor 1980 darbesi ve de 1982 Anayasası. Hem de ne geliş, "Bu anayasaya ben ke- fılim" diyen darbecıye halkın gösterdiği yüzde 92'yı aşkın "teveccühle(!)". Ve... O gün bu gündür, bizler 1982 Anayasası'nı tartışıp suçluyor ya da savunuyoruz... Bu anayasaya dayanıp "icazet" alan, o icazetle devlet- ü ikbale konan bir başka akl-ı evvel çıkıp "Birkere delmek- le ne çıkar?" buyuruyor; ulusça boynumuzu büküp "Bir şeycikler çıkmaz efendim" diyoruz... Biz bunu der demez, anayasa delik deşik ediliveriyor. Hem de yapılmasını, kabul edılmesini ve de değiştirilme- mesıni en "sıkı" savunanlarca... Müdürlügü'nün ortaklaşa dûzcnledigi "Cumhuriyetin- Kısa Öyküsü" konulu jıanelde yaklaşık 400 kişiye ^eslenen Prof. Dr. 'l"ûfRan Saylan. "Ugur Mumcu'nun dedigi gibi 'Bilgi sahibi olamazsak, fikir sahibi olamavız.' Her gelen bizı bir yöne dogru götürür. Büyük önder Atatürk bu ülkeyi gençlere emanet etti. Ancak biz toplum olarak hazıra konduğumuz için tembellik ettik. Oysa çok çalışkan bir toplum olmamız gerekiyordu" dedi "TBMM'ye'Ne Mutlu Türküm Diyene' yazılsın" • tST ANBüL (AA)-Ulusal Birlik ve Dayamşma Derneği Genel Başkanı Doğudan Bayülgen, Atatürk'ün "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözününTBMM Genel Kurulu Salonu'ndaki "Bağımsızlık Kayıtsız Şartsız Milletindir" sözünün altına yazılması gerektiğini bildirdi. Bayülgen. Pera Palas Oteli'nde düzenlediği basın toplantısında "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünün son günlerde iddia cdildığı gibi "ırkçıhk" olmadığını belirterek " Bu söz ırk aynmcılığımtleğil, Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşının saygın bir birey olduğunu ifade eder" dedi. Özgûr Gelecek'e toplatma • lstanbul Haber Servisi - Haftahk "Özgür Gelecek" gazetesinin 39. sayısı. daha önce yayımlanan çeşitli sayılannda "devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedefleyen propaganda yapıldığı" ve "örgüt propagandasına yer yerildiği" gerekçeleriyle İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından toplaüldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski DEPMiltetvekili L«yfa» Zana nm; PKK'nin Bekaa'dakı kampında egitim gördûgûnû ileri süren ve Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu buTunan itirafçı Halit Arslan'ın, güvenlik güçlerine yardımcı olmak için dışan çıktığı belirlendi. DEP davası avukatlanndan Yusuf Alataş, olayı 'skandal'olarak nıteleyerek "Bu kişiler, güvenlik güçlerinin kuklası durumundadır. Bunlann ifadeierinin hukuki değeri olduğunu kimse ileri süremez" dedı. PKK'li itirafçılann, eski DEP Birdal: Ekimdel8 faili belli cinayet işlendi ANKARA (ANKA) - İnsan Haklan Derneği (İHD) Genel Başkanı Akın Birdal,devletin ci- nayet işlediğıni ima ederek "Bir ayda 18 faili belli cinayet işlenmis- tir" dedı İnsan Haklan Derneği Genel Başkanı Akın Birdal. dernegin 1994 Ocağf ndan ıtıbaren düzen- li olarak yayımladığı. aylık In- .san Haklan Raporu'nu açıkladı. Birdal, İHD ekım raporuna göre 18 faili belli cinayet işlendigini bildirdi. Birdal 18 cinayeti dev- letin işlediğinı ima ederek "Fa- ali meçhul değildir. Faili beUidir. Ekim ayında 18 faili belli cinayet işlenmiştir" dedi. Birdal, ekim ayı ıçerisinde 129 kişınin tutuk- landıgını. 33 kışinin gözaltında kayboldugunu açıkladı. Birdal şöyle konuştu: -Çatışmalarda 426 kişi öldii. sivillereyönelik eylemlerde 14 ki- şi öldü, 54 kişi v aralandu 100 köy boşatüdı ve yakıldı. Cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci-yazar milletvekili sayısı 117'ye ulaştı. Gözaltında yargısız infaz ve iş- kence sonucu 55 kişi öldürüldü. 13 kişiye işkence edildi. 7 yer bombalandı, 6 sendika, dernek, yayın orgam basıldı. 52 yay ın top- İatüdL" güçlerine y-ardımcı olmak amacıyla thşanda buhtttmaM'' ıtedeniyle f d alınamadıgını bildirdi. Diyarbakır DGM, Arslan'ın dışanda bulunduğuna iiişkin cezaevi infaz koruma memurlârincâ düzenlenen tutanagı da Ankara'ya gönderdi. Diyarbakır Cezaevi infaz koruma memurları M. Ali Meşe, Cemal Ergin ve Münir ,\lk tarafından düzenlenen tutanakta. şöyle dendi: "22.09.1994 tarihinde 2 No'lu DGM'de duruşması olan Fvyüp oğlu 1966 doğumlu Halit Arslan, güvenlik güçlerine yardımcı olmak amacıyla dışanda buiunduğundan yazının itirafçı tanıklann ıtadelennın hukuki değerini ortaya koyduğunu soytedı. Atataş. "Bo kışüer giivenHk güçlerinin kuklası durumundadır. Onlann isteğinin dı^ına (îkma şansları yoktur. •kayıp insanlar kenti'halıne gelen Tuncelı'de. köylennin Böyle birine istediğiniz ifadeyi imzalatırsınız. Bunlann ifadeleri, gayri ahlaki yollardan alınmıştir ve ifadeierinin hukuki değeri olduğunu kimse ileri süremez'" dedi. "Güvenlik güçlerine yardımcı olmanın suıın nedir, bunu denetleyen biri var mıdır" sorulannı yönelten Alataş, Güneydogu'daki faili meçhul cinayetlere dikkat çekti. vakıldığını beTîrfen muhtartar ve yurttaşlar kaçınlarak öktüriilurken, Olagartüstû Hal— Bölge Valisi Ünal Erkan'ın "Operasyonlar sürüyor. Hava şartlan ağırlaştı. Bu aşamada inceieme olanaksız" dedigi öğrenildi. Erkan'ın bu uyansıyla oluşan, DYP ve ANAP'lı üyelerin gönülsüzlügü nedeniyle komisyonun inceleme yapmasının olanaksızlaştığı belırtildi. —1876. 1994... Taııı 118 yıl ve ufak lefeK UegişikliKleı i ıJış- ta tutulursa, altı anayasa... (Ingilizler 1295'ten bu yana -Magfta Kaf ta'yla, henı de ycmtroarfflş otmas<nakarşı^na«- sıl idare etmişler, insanın aklı almıyor...) Nedendir bilmem, bütün bunları düşündükten sonra ak- lıma takılıveriyor. "Suç anayasalarda mı, yoksa bunlan oku- yup anlayacak, özümseyip kurumlannı çalıştıracak bece- riyi gösteremeyen yöneticilerde mi?" diye... Ana fikir: Anayasalar, iktidariann değil, devletlerin temel yasasıdır ve de zırt pırt "delinemezler." Ana fikrin ana fikri: Delinecek nesne gözüyle bakılan anayasalar, anayasa değil, olsa olsa "babayasa "dır. Büyükşehir Belediyesi, bazı kitap standlannı kaldınrken, dinci yayınlar satan standlara dokunmadı. Belediye RP'li kitapçılan yıkmadı AYKUT KÜÇÜKKAYA İSTANBUL - lstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyazıt Meydanf nda bulunan seyyar kitap standlannın bir bölü- münü, dozerli-greyderli geceyansı operasyonuyla kaldır- dı. Meydanın dini kitaplann satıldığı standlann bulundu- ğu bölümüne ise hiç dokunmadı. Çoğunlukla dar gelirli kitap okurlannın ve üniversite öğ- rencilerinin ilgi gösterdiği seyyar kitap standlannın Türk Vakıf Hat Sanatlan Miizesı Müdürlüğü yanında yer alan bölümü. geçen salı gecesi Büyükşehir Belediyesi zabıta ekiplerince toplandı. Seyyar standlar Beyazıt Meydanı'ndan dozerlerle kaldı- nlırken. meydana getirilen bir TIR'a yüklenerek Zabıta Müdürlüğü'ne götürüldü. Genelde sol görüşe yakın kitaplann satıldığı standlann kaldınlmasına, satışın kanuni olmadığı ve hemen yanı ba- ştnda bulunan tarihi müzeye zarar verebileceği gerekçe gösterildi. Beyazıt Camii yanında yer alan ve dinı kitapla- nn yer aldığı seyyar standlar ise kaldınlmadı. Vakıf yağması kararnamesine Genel Müdür'den savunma: İşgal edilmesin diye Diyanet'e tahsis ettik ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Vakıflar Genel Müdürü Fadıl Ünver, gazetemizde "Dev- let efiylevakıfyağması" başlığıy- la yayınlanan haber üzerine bir açıklama yaptı. Ünver açıklamasında, Genel müdürlüğe ait pek çok tarihi bi- nanın "işgak" uğrama ihtimali nedeniyle Diyanet Işleri Başkan- lığı'na tahsis edıldiğini bildirdi. Genel Müdür Ünver, Vakıflar Genel Müdürlügü'nün bugüne kadar, 4 bin 946 sı cami ve mes- cit, 273'ü medrese, 410'u ker- vansaray, 307"si imaret, tekke ve 7aviye. 607'si hamam.bin 164'ü türbe, 299'u sübyan mektebi ve tabhane olmak üzere toplam 7 bin 733 vakıf eserini restore et- tirdiğini kaydetti. Ünver, bugüne kadar bu binalardan 225'inin tahsis işlemine konu olduğunu vurguladı. Ünver açıklamasında şu bilgilere yer verdi: Tahsis gerekçesi "Bugüne kadar yapılan 225 tahsis işlemindcn, 62 adedi kü- tüphane, müze. güzel sanatlar gaierisi ve diğer külrürel hizmet- lerde kullamlmak üzere Kültür veya Turizm Bakanlığı'na, 82 adedi valilik, belediye gibi çeşitli kamu kuruluşlanna, 81 adedi ise Kur'an kursu, kütüphane ve kül- türel hizmetlerde kullamlmak üzere Diyanet İşleri Başkanu- ğı'na yapılnııştırr Ünver. Diyanet İşleri Başkan- lığı'na yapılan tahsislerin gerek- çesini anlatırken de. "Vakrflara ait bu binalann büyük bir ktsmı camilerie çok yakın veya içiçe ol- ması sebebiy le başka bir işjev ve- rilemediğinden, boş ve harap va- ziyete gelmesi ve her an "işgale' maruz kalabileceğinden Diyanet İşleri Başkanlığı'na tahsis edil- mektedir" görüşünü dile getirdi. 'Yeni tahsis yok' Ünver. gazetemizde yayımla- nan habere konu olan^Bakanlar Kurulu kararnamesi ile ilgili ola- rak da, sözkonusu kuruluşlara yeni tahsis yapılmasının sözko- nusu olmadığını, yürütülen ça- lışmanın "tahsislerin uzatdmast- na" yönelik olduğunu kaydetti. Ünver açıklamasında, lstanbul Sultan Mehmet Türbesi'nin 1986'dan beri Türk Ocagı tstan- bul şubesi, lstanbul Cevheri Kal- fa tlkokulu'nun 1984'ten beri Türk Edebiyat Vakfı, Koca- eli'ndeki binanın 1988 yılından bu yana İmam Hatip Lisesi ola- rak Milli Eğitim Bakanlığı, ls- tanbul Nevşehirli Damat ıbra- him Paşa Medresesi'nin 1989'dan beri Doğu Türkistan Vakfı, lstanbul Haseki Külliye- si'nin de 1974 yılından beri Di- yanet işleri Başkanlığı tarafın- dan kullanıldığını bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle