Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13HVASIM 1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Greenpeace: Sonıına dek eylem
Ankara daki eylemle kamuoyıınun dikkatini nüldeer santrallara çekmeyi amaçladıklarını bildiren Greenpeace
üyeleri, 'Akkuyu Nükleer Santralı 'na karşı kampanyamız, yapımından vazgeçilinceye kadar sürecek' dediler
ASUV1AN ABACIOĞLU
İZVIİR - Greenpeace örgütünün lz-
mirdeki Rainbow Warrior adlı gemisi-
ain kaptanı Joel Stewart Ankara'daki
nrotesto eylermni Türk kamuoyuna
lükleer santrallann ne kadar tehlikeli
îlduğıınu göstermek içındüzenledıkle-
ini belirterek, "Bu eylemeyönelik tep-
dler kötü olsa bile, en azından toplu-
nun dikkatinin nükleer santraDarkonu-
Hina çekilmesi için eylemin yarariı ve
»nemfi olduğuna inanjvorum. Akkuyu
Vükleer Santralına karşı kampanya-
nız, santral yapımından vazgeçiünceye
kadar sürecektir** dedı
Greenpeace üyelennın ve Türk veşıl-
ferinin Ankara'da, Akkuyu Nükleer
Santralı"nakarşı düzenledikleri protes-
D eyiemi büyük bir gizlilik içinde plan-
landı. Izmir'e 9 kasım çarşamba günü
gelen Greenpeace örgiitünün Rainbow
VVarrior adlı gemisı. basın mensuplan-
nın ve çevrecilenn ilgı odağıydı. Ancak
gemide bulunan Greenpeace yetkilile-
ri, basın mensuplannın Izmir'e niye gel-
diklerine ılişkın sorulannı yanıtsız bı-
raktı. 10 kasım perşembe günü ıse ge-
mi, ziyarete kapalıydı lzmirlı yeşiller-
den gelen telefonlar, 11 kasım cuma gü-
nü yapılacak eylemle ilgili sinyallerve-
nyor, ancak nerede ve nasıl bir eylem
olacagına ılışkin bılgı içermiyordu
Ankara'ya gizli yolculuk
Perşembe gecesi, Rainbovv Warnor
gemisindeki hareketlilik kimsenin dik-
katini çekmedi. Gece geç saatlerde ge-
miye yanaşan bir kamyon, ertesi sabah
yapılacak eylem ıle ilgili malzemeleri
taşımak üzere yükleniyor ve yine gizli-
lik içinde Ankara'ya dogru yola koyu-
luyordu. Cuma günü Ankara'da eyle-
min sona ermesinden sonra Rainbovv
NVarnor gemisindeki Greenpeace üye-
leri, gözaltına alınan eylemci arkadaş-
larının geleceğınden endişeliydiler.
Türk polisinın eyleme vönelik tepkisi-
ni, "sert ve şjddetli" bulan Greenpeace
üyeleri, polisin camlan kırdığını ve tüm
eylemcileri "zorkullanarak" gözaltına
aldığını bildirdiler.
Rainbovv Warriors adlı geminin kap-
tanı Joel Stevvart, Greenpeace olarak
Türk hükümetinden, ekonomik açıdan
felaket getirecek, eski ve tehlikeli bir
teknolojiye bağlanmak yerine Türki-
ye'nin kendi enerji gereksinimlerine
ilişkin bir degerlendirme yaparak, yeni-
lenebilırenerjı kaynaklanna yönelik ya-
tınma girişmesini istediklerini söyledi.
Stevvart, Ankara"da yaptıklan eyleme
yönelik hükümetın tutumunu eleştire-
rek, "Nükleer santnıla Uişkin tepkimiz
ve duvarlılığımı/. saldırganlık ile karş»-
laştı" diye konuştu.
Akkuyu'da yapımı planlanan nükle-
er santraldan vazgeçilinceye kadar. yak-
laşık iki yıl önce başlayan kampanyala-
nnı sürdüreceklerini belirten Stevvart,
şu değerlendırmeyi yaptr
"Ankara'daki eylemimize yönelik ge-
rek toplumdan gerekse basından kötü
tepkiler alabUiriz. Ancak yine de toplu-
mun gündemine nükieer santrallann
gelmesi ve dikkatlerin bu konuya çekil-
mesi açısından eylemin vararlı ve önem-
li olduğuna inanıyorum. Amacımız,
Türkiye'de yasavan herkese nükleer
santrallann ne kadar tehlikeli olduğunu
göstermekti."
Gözaltinda ayncalık
Eyleme katılan bir bölümü yabancı
35 kişinın gözaltına alındıklan gün ser-
best bırakılmasıyla ilgili görüşlerini be-
lirten Türk yeşiller de. "Eyleme katı-
lanlann hepsi Türklerden oluşsaydı, he-
men serbest bırakılııiar mıjdı" dıye so-
rarak, çok satan gazetelenn tek sütun-
luk küçücük haberler ile protesto eyle-
minegösterdikleriduvarsızlığıdakına-
dıklanm söylediler.
Ankara Büromuzun haberine göre
emniyet güçleri, nükleer santrala karşı
eylem yapan Greenpeace üyelerine gö-
zaltı sırasında "ayncalık" tanıdı. Green-
peace üyesi 6 yabancı eylemci 4 saat
gözaltinda tutulurken, Türk katıhmcılar.
5.5 saat gözaltinda kaldı.
Tunceli
Yakılan köyleri
ziyarete
valilik engeli
tstanbul Haber Servisi - Tun-
celi ile Sıvas'ın bazı yörelerinde
meydana gelen orman ve köy
yakma iddialannı araştırmak
amacıyla bölgeye gıden tstanbul
Demokratik Kitle Orgütleri Plat-
formu Inceleme Araştırma He-
yeti, Olağanüsrü Hal Bölge Va-
liliginin izın vermemesı üzenne
geri döndü.
Gezıye katılan heyet üyelen
dün, Istanbul Tabip Odasında
bir basın açtklaması yaparak,
bölgeye girmelerine ızın veril-
memesini eleştırdiler. Çagdaş
Hukukçular Dernegı (ÇHD) ls-
tanbul Şube Baş.kanı Mehmet Ali
Kırdök, heyet adına yaptıgı açık-
lamada, Olağanûstü Hal Bölge
Valilıği'nin karanyla Tunceli'ye
sokulmadıklannı söyledi.
'Hukuksuziuk örneğp
Valiliğın karannı "keyfi" ola-
rak nıteleyen Kırdök. "Heyeti-
mlz, Tlınceli've giremedigi icin
köylerde gözlem yapamamıştır.
YaşadıklanmiA Kürtlerin vogun
olarak bulundugu bölgelerdeki
hukuksuziuk vezorbalığın somut
bir örneğidir "dedı.
Tunceli ve yöresinin, devlet
güvenlik güçleri tarafından ab-
luka altına almarak dünya ile ilış-
kisinin kesildıgini öne süren Kır-
dök, bölgede yaşayan insanlann
hiçbir hukuksal güvencesinın
bulunmadığını ıddia eni Tunce-
li halkının anayasal temel hak ve
özgürlüklerinin devlet tarafından
engellendiğinı de ileri süren Kır-
dök, heyete ızın verilmemesını
"bölgedekJ insan haklan ihlalle-
rinin gizlenmeye çalışılmasr ola-
rak degerlendirdi
Tendeki
ipeksi
estetik
...Ve Tann kadını yarattı. Adını
Hav va koydu. Dünyaya, tüm
doğallıgıyla, "nü" bıçimde
"merhaba" dıyen Havva
gıyınme ıhtıyacı hıssettiğinde,
incir yapragıyla yetinmek
zorundaydı. Aradan yüzyıllar
geçti. Başta kadınlar olmak
üzere. ınsanoglunun giyinme
ıhtıyacı modayı yarattı. Moda
ıse. kımi zaman çılgınlık
ölçüsüne varan yaratıcılığın \e
estetığin sınırlannı zorlayan
modacılan yarattı. Bu nedenle
günümüzdeki kadınlar,
Ha\\a'dan daha şanslı. Çünkü
ıncır yapragıyla yetinmek
zorunda kalmadıklan gibi,
sayısız alternatıf gi>sıler
arasında hangisını giyeceklen
konusunda oldukça
zorlanıyorlar. Modanın
başkenti Parıs'ten, Türkiye'de
açacağı butik ıçin ön tanıtım
yapmak üzere tstanbul'a gelen.
Fransa'nın dünyaca ünlü
modaevı Leonard'ın
başdesinatörü ve Yönetım
Kurulu Başkanı Daniel
TriboluiUard'm imzasını
taşıyan, 1995 ilkbahar'yaz
koleksiyonundaki ipeksi
gıysiler ise giyimine özen
gösteren çağdaş Türk
kadınlarını epey zorlayacağa
benziyor. Öncekı gece Conrad
Istanbul Otelı'nde
gerçekleştirilen özel defilede
Fransız ve Türk mankenler
tarafından sunulan gıysiler.
yumuşak tendeki ipeksi estetığı
yansıtıyordu.
(Fotoğraflar.MUHARREM
AYDIN)
Zonguldak'tan
mıtmg karan^ıktt
dele etmesı gerektiğıydi.
Temsılciler Kurulu Başkanı
ve Zonguldak Belediye Başkanı
hrıln"ımptın rlcmir-
GÜNNURİLHAN
ZONGULDAK-Özelleştirme
ve kapatma kararlanna karşı Ka-
rabük'te hayatı durduran eylem-
den sonra Zonguldak-Bartın
Temsılciler Kurulu dün bir ku-
rultay toplayarak 23 kasımda
"protesto mitingi'' düzenleme
karan aldı. Türk-lş Genel Sekre-
teri ve Genel Maden-lş Sendika-
sı Genel Başkanı Şemsi Denizer
"Hükümet bu yanlış ekonomik
karaıian geri âlmazsa Zongul-
dak halkı ZonguMak'ın geleceği-
ni korumak için Ankara'ya gi-
der. Bu kez ekmegjni alarak geri
döner" dedı.
Zonguldak ve Bartın ıllennde-
ki sendika, siyasi parti, belediye
vönetimlen, demokratik kitle ör-
gütlennden oluşan Temsılciler
Kurulu. Zonguldak'» G*nel
Maden-lş Sendıkası Konferans
Salonu'nda bir kunıltay topladı
lşçi, memur v e esnafın katıldığı.
muhtarlann ise yoğunluktaoldu-
ğu kurultayda, kurumlann tem-
silcilen yaptıklan konuşmalarla
hükümetin ekonomik uygulama-
lannı, ocaklann \e Karabük'ün
kapatılması, Erdemir'in ise blok
satışına ilişkin kararlannı eleş-
tirdiler. Konuşmacılar. 5 Nisan
ekonomik paketiyle gündeme
gelen kararların hükümet tara-
fından geri alınmasını ıstedıler.
Tüm konuşmalardakı ortak
vurgu ise Zonguldak ve Bartın
halkının hiçbir kişisel \e siyasal
çıkan olmadan Zonguldak" ın or-
tak çıkarlan içın birlikte müca-
çelık fabrikalan ve kömürocak-
lanna ilişkin verdiği karan geri
~aTmasıni7sted7. Kömufocaklan^
nın kapatılması, demir-çelik fab-
TTKâTCTtıffIftOZCnCŞlrrHTifCS1 Vu Ua
kapatılması kararlannın geri çe-
kilmesi yönünde hükümeti son
bir kez uyardıklannı söyleyen
Genel Maden-lş Sendikası Ge-
nel Başkanı Denizer de "Zon-
guldak halkı her şeye hazır; ör-
gütlenmiş, kenetlenmiş, bu ka-
rarlann doğru obnadıgını söylü-
yor" dedi
Kurultayın sonunda, konuş-
malar sırasında sunulan 100 im-
zalı önerge oylandı. Oybirliğiy-
le kabul edilen önergeyle 23 ka-
sımda Zonguldak'ta bir protesto
mitingi gerçekleştirme karanna
vanldı. Kurultayda tartışılmamış
olmasına karşın kulislerde Zon-
guldak mitinginin Karabük ey-
leminedönüşecegi konuşuluyor.
Toktamış Ateş
İmza günü...
Gebzeli işçisinden
JSabancı! yaprotesta
venlmesını protesto eden 112 iş-
çinin iş akdı de öncekı gün fes-
hedildi. Gebze'de 87. Izmir'de
25 ıççinin ış akdini fesheden 13-
verenin. işyerinde sahte belge-
lerle 54 kişiyi fazladan çalıştır-
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA - Sakıp Saban-
cı'nın sahibi olduğu Olmuksa
Mukavva Sanayi ve Ticaret
AŞ'de (OLMUKSA) örgütlü
olan Selüloz-lş Sendikası'nın
toplusözleşme mücadelesi, 112
işçinin işten çıkanlmasıyla so-
nuçlandı. Çoğunluğu sağlaya-
madıği için toplusözleşme yet-
kisini yitiren sendika, işverenin
"işcilere baskı yaparak sendika-
dan istifaya zoriadığını ve sahte
belgeyle işci sayısını oldugundan
fazla göstererek sendikanın yet-
Id almasını engellediguıi" ileri
sürdü.
Selüloz-lş Sendikası, işveren
ile Çalışma Bakanlığı hakkında.
"yetkisizlik tespitinin iptalPis-
temıyle dava açtı. Selüloz-lş
Sendtkası Genef Başkam Afk=r
hat San, "Kendüerini 21. yüzyv
h yakalayan holdingolarak tanıt-
maya çalışan ve Türkive'nin en
büyük ilk iki holdinginden biri
olan Sabancı Holding'in Olmuk-
sa işyerlerinde sendikasızlaştir-
ma girişimleru bütün yoğunluğu
ilesüriîyor" dedı.
San, Sabancı Holding'ın Ol-
muksa'nın Adana. lzmir. Edirne
ve Gebze'de sendika üyesi işçi-
lere baskı vaparak sendikadan
istifaya zorladıgını, ıstıfa etme-
yenlerin işten çıkanldıgını kay-
detti.
Olmuksa'nın Gebze Fabrika-
sı'nda toplusözleşme yetkısi
düşmeden önce işyeri temsilci-
si olan Hüseyin Ünal'ın işineson
dıgı ilen sürüldü. Sendikanın
avukatı Nezaket Yüksel Ozveri.
işyerterinde 405 peTsonetTn ^ö-
rev yaptığını, bunlardan 226'sı-
nın sendikaya üye işçiler oldu-
gunun mahkeme aracılıgıyla
tespıt edildigini ifade etti.
Sendıka'nın bakanlık ve işve-
ren hakkında, yetkisizlık işlemi-
nin ıptali için açtıgı davada. ba-
kanlık. "üye sayısını eksik gös-
termek". "işveren vekilleri ve
özel güvenlik görev lilerini yetki-
yeesassayıdan düşmemek", "iş-
yerlerinde çalışan toplam işci sa-
yısını fazlagöstermekn
le suçlan-
dı. Dava dilekçesinde, işverenin
yetkı almak için yaptıgı başvu-
ru tarihinden sonra işe aldığı iş-
çılen. "başvuru tarihinde işye-
rinde çalışıyor gösterdjği" ilen
sürüldü.
13 Kasım 1994 Pazar
Saat: 13.00-16.30/İmza
13.Tüyap Kitap Fuarı, alt kat Çınar Yaymları standı.
Saat: 17.30 / "Demokrasi Onur Ödülü" Töreni
13.Tüyap Kitap Fuarı, üst kat B Salonu.
Çankaya, ağjaıııaduvarı.•.
Hükümet uygulamalanndan yakınanlar sıkıntılannı Demirel'e aktanyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Sülevman IXmirel.
özelleştirmenin. özellikle özelleştirme
kapsamına alındıgı ıçin yatınm
yapılma\an KlT'ler açısından kaçınılmaz
olduğunu. ancak uygulamanın belli
kurallar çerçevesınde gerçekleştirilmesi
gerektiğıni vurguladı.
"Devletin tesisleri hiç kimseye peşkeş
çekifcmez'" dıyen Cumhurbaşkanı,
çalışanlann. özelleştirmeden "kesinlikle"
zarar görmemesi gerektiğıni kaydetti.
Demirel. 1995 yılı bütçe yasa tasansında.
işçı ve memur ücretlennin düşük
tutulduğuna ilişkin eleştırilere karşılık
verirken de hükümeti "işciyi ve memuru
enflasyona ezdirmemeleri" konusunda
uyardı. Karabük halkının, devlet güçleriyle
karşı karşıya getınlmemesını isteyen
Demirel. sendika yöneticilenne "Halkı
tahrik etmeyin, hükümet ediyorsa kusurlu
olan o olur, siz tahrik etmeyin'' dedi.
Çankaya Köşkü, hükümet
uygulamalanndan şıkayetçi kesımler içın
adeta "ağlama duvanna" döndü.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmazın
ardından. Hak-İş Konfederasvonu
Başkanlık Divanı da hükümeti
Cumhurbaşkanı Demirel'e şikayet etti.
Hak-Jş Konfederasyonu Başkanı Necati
Çelik başkanlıgındaki heyeti kabul eden
Cumhurbaşkanı Demirel. konuşması
sırasında, hem hükümeti hem de
sendikalan uyardı. Konfederasyon
Başkanı Çelık. konuşmasına Türkiye'dekı
işçi sınıfının, sendikal faaliyetler açısından
• ANAP Genel Başkanı
Yılmaz'ın ardından, Hak-îş
Konfederasyonu da hükümeti
Demiref'e şikâyet etti.
Cumhurbaşkanı Demirel, "Halkı
tahrik etmeyin, hükümet ediyorsa
kusurlu olan o olur, siz tahrik
etmeyin. Halkla devleti karşı
karşıya getirmeyin" dedi.
"en sıkıntılı" dönemı vaşadığına dikkat
çekerek bunun bir nedeninin. anayasa \ e
yasalardan 12 Eylül ihtılalınin ızlennın
silinememesi olduğunu anlattı.
Çelik, en önemli nedeni ise çalışma
hayatını "dayatmalarla ve
emrivakilerie"yönetme anlayışına sahip
hükümet olarak gösterdi. Çelık. sendika
olarak özelleştirmeye karşı olmadıklannı,
ancak uygulamanın daha fazla
sürüncemede bırakılmamasını istediklerini
kaydetti.
Çelik'in eleştinlerine yanıt verirken.
"Sorunlannızı anlamamak mümkün
degir diyen Cumhurbaşkanı Demirel.
"Ancak, bir geçiş dönemini yaşıyoruz. Bu
tür geçiş dönemlerinde de birtakım
sıkıntılar yaşanabilir" görüşünü dile
getirdi.
Oz Çelik-İş Sendikası Başkanı IMetin
Türker de yaptıgı konuşmada, hükümetin
Karabük işletmelerine yönelik tavnnı
eleştirdi. "Karabük 5 yıldıröiümü
bekliyor"1
dıven Türker. Başbakan Tansu
Çiller'ın. yüksek fınnlann çökmemesi ıçin
akredite açılacağı yolunda 3 ay önce
verdigi sözü tutmamasından da yakındı.
Demirel. Türker'in bu sözleri üzerine
araya gırerek sendikacılara "sagduyulu"
davranmalan uyansında bulundu ve
"Haklar kargaşavla alınmaz. Biz
haklannızı koruruz. Mümkün olduğu
kadar halkı tahrik edecek ola> lara fırsat
vermeyin. Aksi takdirdc, devlet otoritesini
kullanır. Halkla devleti karşı karşıya
getirmememek la/ını. Haklannızı.
hakiılığınızj tahrip edecek şekilde
kullanmayın" dedı.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Yankılar... Esintiler...
Mutsuzluğun sonucu olan bir mutluluğu yaşıyorum bu-
günlerde.
Annemizi yitirdiğimızin ertesi sabahıydı. Uyuyamamış-
tım. Birkaç saat sonra O'nu toprağa verecektik... Sonsu-
za dek sürecek bir aynlığın eşiğindeydım.
Duygularımı yazmadan kendimı alamadım.
"Bir Annenin Öyküsü"nü köşeme alıp almamakta ken-
di kendimle çekişiyordum. Öykü acaba sadece benım an-
nemin mıydi? Yoksa çok saygıdeğer bir kuşağın mı?
Ikinci düşünce sonunda ağır bastı.
Ve inanılmaz bir duyarlılığın ürünleri günlerdir masam-
dan eksilmiyor... Kimi tanıdık kimı ise hiç tanımadık
"dosf"lardan. Kiminin altında isim var, kiminin altında isim
bile yok.
İmza: "Meslektaş biranne (86) ve oğlu..."
Meğer o, inandığı ülkü uğruna yorulmadan savaşan,
yaşlansa da ınançlarıyla genç kalan kuşağa hepimiz ne ka-
dar saygı duyuyormuşuz.
O kuşak meğer ne kadar da "bız"denmiş...
• • •
Bir öğretmen... Bir anne... Atatürk'ün bir çocuğu... Bu
dünyaya veda ederken harekete geçırdiği duyarlılığın bel-
gelerini görebilse, kımbilir ne kadar mutlu olurdu.
O insanların içinde ılık ılık bir şeylerın akmasına neden
olan duyarlılığa köşemı son bir kez açmaktan kaçınamaz-
dım... Bu fazla bir bencillik olurdu.
Ailemiz için çok büyük değer taşıyan dosyadan iki yap-
rak çektim... Birisi tanıdık birisi tanımadık iki dosttan... Bi-
risi uzunca, birisi sadece üç tümce...
llkı Mete Akyol'dandı:
"Cumhuhyet'te sabahın bu erken saatinde okuduğum
yazın, bir 'oğul'un, annesini sonsuzluğa uğuriarken düşün-
dükleri d&ğildır sadece. Annenin portresini çizdiğin satır-
lannda ben de kendı annemı gördüm. Benim gibi kimbi-
lir kaç yüzlerce, kaç binlerce kışi de, hiç kuşkum yok, ay-
nı satırtarda bugün, kendi annelerini, kendi babalannı gör-
düler.
Onlar, birer 'Atatürk Devrimlerı Erleri1
ıdiler. 'Kurtuluş
Savaşı Gazileri'nden sonra şimdı de, onlardan bugüne de-
ğin kalabilenlerin sonunculan göçüyoriar, tek tek.
Türkiye Cumhuriyeti en mutlu dönemini, bu 'er'lerinin
Atatürk Devrimleri'ne olan içtenhkli inancı ve içtenlikli say-
gısıyla yaşadı. Bizim kuşağımız ise, bu 'er'ler tarafından
yetiştinlmiş olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyor.
Biz, bir anne ve babadan beklenen doğal 'aıle terbiye-
si' yanı sıra, onların oluşturdukları 'Atatürk Devrimleri Ter-
biyesi' iklıminın de egemen olduğu evlerde yetiştirildik.
Onlar bizi sadece dünyaya getirmekle kalmadılar, dünya-
nın yaşamakta olduğu çağa da ulaştırdılar.
Annenin ölümüyle, zamanla alışabıleceğın, fakat şımdi
çok zor olan bir acıyı tadıyorsun. Sana o nedenle sabıriar
diliyorum.
Son 'Atatürk erlen'nden birinın daha ölümüyle, bizim ku-
şağımız ise, çağdaş vartığını borçlu olduğu bir 'anne'sinı,
bir 'öğretmenVn/', bir 'terbıyeci'sini yitirmenin, alışılamaz
acısını bir kez daha yaşıyor.
Sana bireysel olarak diledığım sabırlara ek olarak, bu ne-
denle, tüm kuşağımıza da bir kez daha sabırlar diliyorum.
Çünkü her 'Atatürk eri' annenin, babanın ölümüyle, bi-
zim kuşağımız kendini bir kez daha sabır gereksinimi için-
de buluyor..."
• • •
Yüzlercesinin arasından ıkinci mektup, "Emekli öğret-
men Mediha Sönmez" imzasını taşıyordu... Sadece üç
tümce ile "Aıerçey/"anlatıyordu... 71 yılı vegeldiğimiznok-
tayı:
"Bir Annenin öyküsü yazınızı okuyunca gözyaşlarımı
tutamadım. Bu ülke başta Atatürk olmak üzere, arkadaş-
ları ve annenız gibi yurtseverlerın özverili çalışmalanyla
buraya geldi. Ancak nereye gıdıyor?"
Annem, o günden güne kabarmayı sürdüren dosyanın
yapraklannı bir çevirebilseydı... Ve görebilseydı, hâlâ bu
toplumda bir şeylerin çok sağlam kalabıldığını...
Hem de, kendi kuşağına karşı ışlenmiş tüm Vrtaneriere
karşın!..
Hapis cezası kesinleşti
ğ
SO'fgün yatacaktstanbul Haber Servisi - Akde-
niz'ın uluslararası sulannda ger-
çekleştirilen bir operasyon so-
nucu uyuşturucu kaçakçılığı sıı-
çundan ötürü yakalanan ve v ar-
gılanması tutuksuz olarak sür-
dürülen Derva Ayanoglu'nun
hakkında istenilen 5 vıl 10 av
hapis cezası kesinleş-
ti. Narkotik Şube Mü-
dürlügü'nce dün gö-
zaltına alınan Ayanog-
lu. lstanbul Devlet
Güvenlik Mahkemesı
Nöbetçı Savcılı-
ğı'ndaki ışlemlerinin
tamamlanmasından
sonra ise Bayrampaşa
Cezaevi'ne nakledildi. Derya
Ayanoğlu. Infaz Yasası'nagöre.
I vıl 4 ay 19 gün daha cezaevın-
de yatacak.
Derya Ayanoğlu. 13 Aralık
1992 günü, Pakıstan'ın Ajman
Limam'ndan yükledıği 3 I ton
uv uşturuc'u ıle Akdenız'in ulus-
lararası sularında seyrederken.
Türk güvenlik botlannın kendı-
sıni takip etmesı üzerine. ele ge-
çırilmemesi için mürettebatı ta-
rafından batınlan "KBmetim-1""
gemısi ıle ilgili açılan davada. 5
yıl 10 av hapis cezasına çarptı-
nlmıştı Yargılandığı
sırada vaklaşık 11 ay
tutuklu kalan Derya
Ayanoğlu. 7 Ocak
1993 tarihinde gözal-
tına alınmış. 21 Aralık
1993tanhındeısetah-
liyeedilmıştı lstanbul
Devlet Güvenlik
M a h k e m e s ı ' n i n .
"Kısmetim-Pdavası içın Derya
Ayanoglu'nun da aralannda bu-
lunduğu 6 kışı hakkında istedi-
ği 5 yıl 10 ay hapis cezası Yar-
gıtay'ca onaylanmıştı. Avanoğ-
lu'nun cezasını çekeceğı cezaev i
ise vann belirlenecek.
Turan Dursun İnceleme
ve Araştırma Ödülü
belli oldu
Aydınlık dergisinin düzenlediği
TURAN DURSUN İnceleme ve
Araştırma Yarışmasrnın
3'üncüsü sonuçlanmıştır.
ÖDÜL TÖRENİ
14 Kasım 1994 (yarın)- saat 18.00'de,
lstanbul Tabip Odası Konferans
Salonu'nda (Türkocağı Cad. No:19
istanbul Erkek Lisesi karşısı) yapılacaktır.