Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
îmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yav ın Yönetmenr Orhan Erinç#
Genel Yavın Koordınatörü. Hikmtt
Cetinkava# Yazıışlerı Müdurlerı.
Ibrahim \ ıldız Dinç Tavanç(Sorumlu).
# Haber Nferkezı Müdüfü Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Diş Habcrlcr. Ergun Balcı# Lstıhbarat YalçınÇakır
• Ekonomı. Biilent Kızanlık • Radvo-TV Uygar
Eremektar • Kuiiur Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Vücelman • Yurt Habcrler Mehmet
Saraç • Makalclcr Sami Karaören • Çc\ırı
Sevfettin Turhan 0 Duzeltmc Abdullah Vazıcı
V a v ı n K u r u l u l l h a n S e l ç u k
(Başkan). Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke. Özgen Acar. Hikmet
Çetinkaya, Şiikran Soner, Ergun
Balcı. Dinç Tavanç. İbrahim V ıldız.
Orhan Bursalı. Mustafa Balba>.
Ankara Tcmsılcısı Mustafa Balba> • Habcr Muduru Doğan
Akın Atatürk BuKan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel
4195020(7hatl.Teleks 42344. Faks 4195027 # IzmırTemsilciM
SerdarKızık.H.Zı>aBK. I352S 2 3Tel 4411220 Teleks 52359.
Fak.s 44191 l"7
• Adana Temsılcısı Çetin Viğenoğlu, Inönü Cd
1I9S Nol Kat.i. Tel: 3522550. Tclcks 62155. Faks-3522570
Müessese Müdüriı: Erol Erkut#Koordinatör
Ahmet konıkan • Muhasebe Bülenl Yener
0 Idare Hüsoin Gürer • Işletme Önder
Çelik • Bılgı-Jşlem Nail tnal • Bılgısa>ar
Sıstem Mürüvet Çiler • Reklam: Reha
Işıfman • Halkla llışkıler Murîen Berksoy
V g ı ı n b ı ı n >ı BaBan: Yenı Gun H a b e r \\am,ı. Basm ve Yavmcıhk <\ Ş
Tûrkocaâıcad 39-1 Cagaloglu 34 334-lst PK 246 Istanbul Tel 10 212) 512 05 05 (M hatl Teleks 22246. Faks (0 212ı 513 85 15
I3KASIM 1994 Imsak: 5.14 Güneb:6.41 Öğle: 11.53 Ikındi: 14.30 Akşam: 16.55 Yatsı.18.17
Demirel: Tarihe
safıip çıkalım
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, tarih ve
kültüreiyi sahipçıkılmasa
halinde, varlığı tehdit eden
her şeyin aşılacağını söyledi.
Ispartahlar Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakfı'nca
(ISVAK)düzenlenen,
"Göller Bölgesi Tarih,
Kültür ve Arkeoloji
Sempozyumu"na katılan
Cumhurbaşkam Demirel,
toplantının. Atatürk'ün 56.
ölüm yıldönümûyle aynı
günlerdedüzenlenmesini bir
rastlantı saymadığını belirtti.
İstanbul'a bayan
sağlık müdürü
• İstanbui Haber Servisi -
İstanbul'un tarihınde ilk kez
bir bayan yönetıci îl Sağlı k
Müdürlüğü görevine
getirildi. Yaklaşık iki yıldır
Bakırköy Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon Merkezi
Başhekimliği görevini
başanyla yürüten Dr.
Hürrivet Yılmaz. lstanbul tl
Sağlık Müdürlüğü'ne atandı.
1983 yılında lstanbul
Üniversitesi Tıp
Fakültesi'nden mezun olan
Dr. Yilmaz, aynızamanda
Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi'ndefiziktedavi ve
rehabilitasyon alanında
ihtisasyaptı.
Okullara Atatürk
maskı
• ADANA (Cumhuriyet) -
Yüreğir llçe Beledıyesı,
Atatürk Haftası nedenıyle
ılçedekı bütiin okullara
Atatürk maskı dagıtmaya
basladı. Yüreğir Belediye
Meclısi toplantı salonunda
bir araya gelen ılçedekı
okullann müdürlenne.
Atatürk'ün önemı anlatıldı.
Belediye Başkan Yardımcısı
Mehmet Alı Dağtaş.
"Yüreğır'de hıçbırokulu
masksız bırakmadık" dedi.
Küreselleşme
konferansı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Küresel topluma
geçiş sürecinde izlenecek yol
ve yöntemler. Türk Bahai
topluluğunca Ankara'da
düzenlenen bir konferansta
elealındı.TÜBİTAK
Salonu'nda yapılan
konferansa konuşmacı
olarak kaülan Avrupa Bahai
Ekonomik Forum üyesi Dr.
Guiseppe Robıati. ulusal
sorunlann artık günümüzde
sınırlannı aşarak uluslararası
bir kimlik kazandığına
dıkkatçekti.
J"Kanalıük I
Uygulanan kaynak ve ücret politikalanyla özel üniversitelere ve özelleştirmeye zemin hazırlanıyor
• • •
Uıüversilede KTT yöntemiHükümetin özelleştirmeye ça-
lıştığı KÎT'ler. alabildiğine za-
yıflatıldı. Çoğu borç ve hacız
kıskacında. Bir çoğu da y ine ve-
rimsizleştirildi, üretimsizleştiril-
di. Devletin sırtında kambur gi-
bi gösterilen KlT'ler için "Özel-
teştirflsedekurtulsak"'diyenlenn
sayısı arttı.
Şımdi. "Üıüversite" başlığı al-
tındakı bir yazıda KlT'lerin,
özelleştirmenin ne işi var. dene-
bilir.
Gün geçtikçe daha da güçsüz-
leştirilen. ekonomik sorunlarla
baş başa bırakılan, ücretlerin ye-
tersizliğinden ötürü çoğu üniver-
site öğretim elemanının araştır-
ma, bilimsel çalışma yapmak ye-
rine "ekiş" yaptığı, kimısının de
üniversiteyı bırakarak holding-
lerde işe başladığı, öğrencilerin
zor koşullar, baskı ve yokluk
içınde ders gördüğü devlet üni-
versitelerınin "özelleştirilmeye
mi çahşıldığı" sorusu. artık daha
çok kişı tarafından sorulmaya
başlandı.
12 Eylül'ün ardından. devlet
Devletin uyguladığı politikalarla
günden güne daha da güçsüzleştirilen,
ekonomik sorunlarla baş başa
bırakılan üniversitelerin durumu
KlT'leri çağnştınyor. Kaynak
yokluğundan yapılamayan bilimsel
çalışmalar, ücretlerin yetersizliğinden
ötürü 'ek iş' yapmak durumunda
kalan ya da üniversiteden aynlan
öğretim elemanlan, baskı ve yokluk
içinde ders görmeye çalışan
NEREYE GİDİYOR?
Benzrit Şahîn, Figen Âtolay,
Emine Kaplan, Azmİ Karaveli
öğrencilere karşın devletin ilgisizliğine bakınca, akla
ister istemez, "Üniversiteler de mi özelleştirilmeye
çalışılıyor" sorusu geliyor.
12 Eylül'ün ardından, devlet
üniversiteleri geleceğin "özel
üniversite patronu" Ihsan
Doğramacı'nın eline teslim edildi.
Devlet üniversitelerinin en yetkilisi
Doğramacı, bir yandan Bilkent'ine
kaynak aktanp korurken, bir yandan da
anayasa değişikliğini sağlamaya çalıştı
ve sonuçta başanlı da oldu. 12 Eylül
"hukuku"nun gazabına uğrayan
1402'Iiklerden Prof. Dr. Hüseyin
Hatemi'ye göre, YÖK'ün kurulmasının asıl amaçlanndan
biri özel üniversitelerin, başta da Bilkent'in kurulmasına
olanak tanımaktı.
üniversitelerı geleceğın "özel
üniversite patronu" Ihsan Doğra-
macı'nın eline teslim edildi.
Doğramacı, bir taraftan devlet
ünıversıtelennın en yetkılısıydi,
bir taraftan bu yetkisinden de ya-
rarlanıp Bılkent'e kaynak aktar-
mava ve onu korumak için ana-
yasa değişıkliği sağlamaya çalış-
tı. Böylece. Doğramacı'nın da
katkılarıyla 1961 Anayasa-
sı'ndaki "Üniversiteler, ancak
devlet eliyle kurulur" hükmü or-
tadan kaldırıldı. Buna karşı çı-
kanlar ya da karşı çıkması olası
kişilerin çoğudazaten 1402'lık-
ti. 12 Eylül "hukuku"nun gaza-
bına uğrayan 1402'Iiklerden
Prof Dr Hüseyin Hatemi,
YÖK'ün kurulmasının asıl
amaçlanndan birinin özel üni-
versitelerin. başta da Bilkent'in
kurulmasına olanak tanımak ol-
duğunu söylüyor. Hatemi. öğre-
tim elemanlannın maaşlannın
erimesine göz yumulmasının da
"özelleştirilmiş ünKersite" planı-
nın bir parjası olabilecegını öne
sürüyor. "Ovlezannediy-onımki,
KlT'lerde olduğu gibi bir gizli
plan var bu konuda da. Benim
içime şu şeytanı sokmaya çalışı-
yor. Ben de 'Defol şeytan' diyo-
rum. ama herkes diyemeyebilir.
Yani,'Bakın işte. devlet size \er-
se verse. bırin dördünde de olsan,
ayda 19 mılyon 500 bın lıra ve-
nyor. bu da bir şeye yaramıyor.
Çocuğun bırkaç taneyse, ev ın kı-
radaysa hiçbir şeye yaramıyor. O
Akademik özgürlüğün temeli, özerklik
Akademık özgürlüğün gerçek-
leşmesinin en temel koşullann-
dan biri. özerklik. Dünya Üni-
versiteler Birliği, özerkliğin öl-
çütlen olarak üniversıtenin se-
çim ve atamalannı yapma. öğ-
rencilerin seçimini yapma, eğı-
tım programını hazırlama, araş-
tırma programını düzenleme ve
bütçesini dilediği gıbi kullanma
ışlevlerini göstermektedir. 1980
sonrası YÖK'ün merkeziyetçılık
kıskacına giren ünıversıtelerde
özerklik kavramı da tartışılrnaya
başlandı.
KAMOY'UP 1990 yılında
yaptığı araştırmaya göre öğretim
üyelennın yüzde 95'i üniversite-
lerin özerk olmadığı görüşünü
savunuyor. Oysa ki 1933 yılına
kadar Darülfünun adını taşımaya
devam eden üniv ersıtenin bir kat-
ma bütçesı ve idari açıdan özerk-
liği vardı.
Darülfünun'un cumhuriyet
devrimlerıne karşı tepkı göster-
mesı üzenne yapılan 1933 refor-
mundan sonra üniversite,
MEB'ye bağlı bir kuruluş olarak
varlığını sürdürdü.
Bilimsel ve idari özerklik
1946 yılında 4936 sayılı ka-
nunla üniversitelere "bflimsd ve
idari özerklik" verildı. Yenı yasa
üniversitelere tekrar tüzelkışilık
ATT^
cak yönetim özerkliği tam değil-
di. \ctcrli bulunmayan bu kanTO-
da 1954 yılında yapılan bir deği-
şiklik MEB'e senatolann görüş-
Terini ögrendikten öğretim üyele-
rinı sonra bakanlık emnne alma
yetkısini tanıyınca, ünıversitenin
özerkliği yenıden cıddı bir şekıl-
de tartışma konusu oldu. De-
mokrat Partı dönemınde Anka-
ra'da kurulan ODTÜ ile Erzu-
rum'da kurulan Atatürk Üniver-
sitesi genel yasaya bağlı olma-
yan özerklikten yoksun kuruluş-
lardı.
Eski üniversitelerin de yöne-
timsel özerkliklerin olmamasın-
dan kaynaklanan sorunlar bu dö-
nemde ortaya çıktı. Turhan Fey-
zioğlu ve Nail Kubalı gibi bazı
profesörler. siyasi düşüncelerin-
den dolayı bakanlık emrine alı-
narak görevlerinden uzaklaştınl-
dı.
1960'ta Milli Birlik Komıte-
si'nce kabul edilen 115sayılıka-
halde iyısi mi sız bu alanda da
özelleştirmeye razı olun. Bıraka-
lım, dev let ünıversıtelen özelleş-
tirmeyi kabule hazır hale gelsin-
ler'. Ozelleştirmeden önce de hiç
değilse belki yüzde doksanı yok-
sulluk baskısı altında şunu kabul
etmeve hazır hale gelmeli. Vani,
'Şu Sabancı, bıze keşke şeref
verse de danışma kurulu başkan-
lığımızı kabul etse de, arada ge-
lip fakültemızde bize başkanlık
etse'. Yahut,'Aradaarabaylabil-
gisayar masrafmı karşılasa. Oda
tabii işadamıdır, o da tabii ken-
disine eleman yetiştırmek ıste-
yecek, ucuza ış kotarmak isteye-
cek. ama zaran yok. Zaten dün-
ya ahşveriş dünyasıdır. Hem bi-
zim biraz cebimiz para görür
hem de onlann işi görülür". Ama
ondan sonra da işte doktor yap-
tığımız işadamlan artık üniversi-
tenin her işine daha mütevelli ol-
madan. fahri doktor olarak kan-
şıyorlar. Macka kanıpusunun ve-
rilmemesi mücadelesi vaptığı-
mızda Üzeyır Garih. şövlebirb»-
yanat v^rmişti İTÜ fahri dokt
ruolarak: 'tşadamlannın ihtiya-
cı olanlar dışında bütün üniver-
sitelerin şehirdışına çıkanlması
tararrarıvım.'
Maajsivaseti
Şimdi bir taraftan maaş mese-
lesinde bir siyaset var;' Bunlann
canı burnuna gelsın de mütevel-
li sıstemıne. ış çevrelenne ba-
ğımlılık ve tamamen özelleştir-
meye tepki göstermesinler' Bu
gizli siyaset var. Ama bu bilinçte
olarak buna karşı çıkmalıviz.
Yoksa veniçeri ulufe ister gibi
"Llufe versinler de ne olursa ol-
sun' dive karşı çıkmakta ben bir
anlam görmüyorum.
Nasıl bir zamanlar medrese-
ler metruk bırakılıp 'Ne halın
varsa gör' denmişse arkadan
devlet liseleri
l
60'tan sonra bil-
hassa gitgide medreseleştirilip
'Siz yıkılın ki. özel kolejler ve
yabancı okullar rağbet görsün"
gizli sivaseti v^rsa şimdi de dev-
let üniversitelerine sıra gekli. Tür-
khc ünKcrsitelerinde biUnç sevi-
yesi yükselip de ciddi bir tepki
gösterilmezse, bunun arkasın-
dan. nasıl Tanzimat'ta başlayan
bu ikilik bilinci Tevhidi Tedrisat
Kanunu'yla son bulduvsa, yani
medreseler bir tekmeyle vıkıla-
cak hale düştükten sonra bir tek-
me> le v ıkıJdn sa, dev let ünhersi-
telerini berbat edip bir tekmeyle
yıkacaklardır ve tam anlamıyla
ortalık özel ve iş çevTeleriyle dtşa
bağımlı üniversitelere kalacak.
N'akıfünKersitelerine de soo ver-
mek lazım. Bunlann devky üni-
versitelerine bağlanmalan gere-
Tesisleri müze
Ücrederi enflasyon karşısında günden güne eriyen üniversite öğretim görevlilerine. bir anlamda 'Şu üniversiteler özelleşse de kurtıılsak" dedirrilmek isteniyor.
olabfflp"
• k AYSFRİ (C umhuriyet)-
- Sanayı ve Tıcaret Bakanı
Mehmet Dönen.
özelleştırmede en çok
tartışma konusu olan
Karabük Tesıslen ıle ılgili
olarak yaptığı açıklamada,
"Burayı ya müze yaparsınız.
Ya da zaranna çalıştınrsınız.
Ancak bir de olayın sosyal
yönü var" dedi. Kısa adı
TAKSAN olan Takım
Tezgahlan Fabrikası'nı
gezen Bakan Mehmet
Dönen, "TAKSAN'ı
teknoloji üreten bir merkez
halıne getınp değer
kazandıracağız" dedi.
VVHO'dan içki
uyarısı
• CENE\T*E (ANKA) -
Dünya Sağlık Örgütü
(WHO) tarafından yapılan
açıklama. son yıllarda az
miktarda içkınin kalp-damar
hastalıklanna karşı
koruduğuna ilişkin
iddıalann yoğunlaşması
üzerine uyanda bulundu.
WH0 "Kalp damar
hastalıklannın riskini
azaltmak ıstivorsanız, biraz
ıçki almak yenne. sigara
içmeyın. egzersiz yapın.
yağlı besinlerden uzak
durun" dedi.
Kayıp dağcılar
• NİĞDE (AA) - Niğde'nın
Ulukışla ilçesinden 5 kasım
cumartesı günü sabahı
Bolkar Dağının Medetsiz
tepesine tırmanırken
kaybolan iki genç dağcıyı
arama çalışmalanna devam
edilıyor. Öncekı gün özel bir
şırkete aıt helıkopterle
yapılan. ancak sonuç
alınamayan havadan arama
çalışmalan. dün bin
Jandarma Genel
Komutanlığf na ait, diğeri
ise kayıp dağcılann aileleri
tarafından kıralanan iki
helikopter tarafından
sürdürülüyor.
nun. bakanlara tanınan yetkjyj-
kaldırdı. 1961 Anayasası ise üni-
versiteleri anayasal güvence altı-
na atdı. 27 EJcim t960'ta çıkan-
lan 115 sayılı yasa 4936 sayılı
"Ünivıersiteler Kanunu"nda bazı
değişıklikleryaparak bilimsel ve
yönetimsel özerklik getirdi.
120. maddede yapılan
20 Eylül 1971 günü kabul edi-
len 1488 sayılı kanunla 1961
Anayasası'nın üniversiteleri dü-
zenleyen 120 maddesınde deği-
şiklik yapıldı. Değişiklik sonun-
da madde ^u şekli aldı.
"Üniversiteler ancak devlet
eliyle ve kanunla kurulur. Üni-
versiteler özerkliğe sahip kamu
tüzelkişileridir. Üniversiteorgan-
lan öğretim üyeleri ve yardımeı-
lan, üniversite dışındaki yardım-
cılan. üniversite dışındaki ma-
kamlarca, her ne suretle olursa
lamazlar."
12 Mart darbesinden sonra yü-
rürlüğe giren kanun. esas olaratc
özerklik kav ramını soyut bir düz-
lemde ele alıyordu. 12 Mart ön-
cesinde üniversitelerin son dere-
ce etkin bir konumu olduğundan
hareketle yeni bir düzenleme ge-
tinlmışti.
1971 yılının özellikle ılk ayla-
nnda üniversite senatolan siyasi
iktidarayöneliksertkararlarala-
biliyordu. 1969 yılından beri ye-
nı bir üniversite reformu üzerin-
de çalışan öğretim üyelerınin bu
hareketliliğı de getınlen yenı dü-
zenlemeyle bir anlamda kınlmış
oiuyordu. Ancak yasa çeşitliaçı-
lardan eleştinldi. 7 Temmuz
1973 yılında yürürlüğe giren
1750 sayılı "Üniversiteİer Kanu-
nu" da benzer eleştinlere hedef
oldu. Kanunla, Bakanlar Kuru-
lu'na elkoyma. görevden uzak-
üzakjajtuv lajtırma yetkıleri tte yeni ojgaa—^asayktidariarafindan_atanmıs-
ların söz sahıbı olduğu Yükse-
köğretim Kurulu ile Üniversite-
ferarası Kurut. tüm ytikseküğre-
timi düzenlemeye ve yükseköğ-
retim kurumlannın faaliyetlenne
yönvermeyebaşladı. Üniversite-
lerin sahıp olduğu "bilimsel
özerklik'
1
ise akademik organla-
nn YÖK tarafından kendilerine
bırakılan konularda karar alabıl-
meleriyle sınırlı kaldı.
12 Eylül asken darbesinin te-
mel karaktennı oluşturan emır-
komuta zincirindeki sıkı hiyerar-
şı. \'ÖK sistemının de temel ta-
şını oluşturdu. Yasaya göre bir
bölüm başkanı. bölümün geçmiş
ve gelecek vıldakı faalivetlerıni
bildıren bir raporu dekana. de-
kan. rektöre. rektör de gereklı
tedbirleri alarak yetersızlıkle ıl-
gili kararlannı S'ÖK'e bildır-
meklevükümlüdür. Herkademe
bir üstüne karşı sorumluyken
lann kuruluş bıçimlen ve denet-
lenmesi yetkileri venldı. Yasanın
bazı maddefernfciyrf sonra Ana-
yasa Mahkemesi tarafından iptal
edildi.
Bu dönemde ağırlık verilen
yüksekokul ve akademi sıstemi
ile açılan okullar geniş bıröğren-
ci kitlesine eğitim olanağı sağ-
larken yönetsel ve bilimsel
özerkükten yoksundular.
\ OK Kanunu yürürlüğe
giriyor
12 Eylül askeri darbesinın ar-
dından daha dev letın teme! yapı-
sı hazırlanmadan YÖK Kanunu
yürürlüğe gırdı Suçlu bulun-
muştu ve hemen denetim altına
alınması gerekiyordu.
YÖK sistemının temelını alt
birimler ile üst kuruluşlararasın-
daki emır-komuta zinciri oluştu-
ruyordu. Doğrudan doğruya si-
yfjjcf görünüste sorumsuzdu
Ancak üniversıtenin denetim al-
tına alınması uygulamada
YÖK'im MGK-'ye bağh ofması-
nı de beraberinde getirdi.
Özerklık bugün de yoğun bir
şekılde tartışılıyor. YÖK Genel
Kurulu'nun rektörlerin belırlen-
mesınde öğretim üyelerinın se-
çimlerine dıkkat etmeyerek alt
sıralardakı adaylan cumhurbaş-
kanına sunması. özerkliğin tek-
rardan sorgulanmasını da bera-
bennde getirdi. Kocaeli Ünıver-
sitesı Rektörlük seçimlerinde 73
oy alan Prof. Atıf Uraladay gös-
terilmezken bırerov alan aday la-
nn aday olarak gösterilmesi bu
konuda en çarpıcı örnektı. Gerçi
dığeradaylann istifası\la YÖK.
sonunda Ural'ı aday göstermek
zorunda kaldı ve Ural rektör ola-
rak atandı. ancak YÖK'ün keyfi
merkezıyetçılığı. kadroculuğu
bir kez daha ortaya çıkardı.
'Devlet küçülsün'
çİDâtan
1983'te YÖK yasasında yapılan değişiklikle vakıf üniversitelerine yol açıldı
12 Eyliil'ün özel üniversiteleri
12 Eylül'ün ardından YÖK'ün kurulma-
sıyla birlikte devlet üniversiteleri bilimsel
ve akademik niteliğınden uzaklaştınlırken
vakıf üniversiteleri adı altında özel üniver-
sitelerin kurulmasına olanak tanındı.
YÖK, anayasanın 130. maddesinden yo-
la çıkarak 19 Ağustos 1983 tarihinde 2547
sayılı YÖK Yasasf nda bir değişiklik yap-
tı ve vakıf ünıversitelerinin kurulması yo-
lu açıldı.
Yasadaki değişiklik
Ilgili değişiklik uyannca. yasanın ek 2.
maddesinde. *Vakıflar, kazanç amacına yö-
nelik olmamak sartıyla. mali ve idari husus-
lar dışında akademik çalışmalar, öğretim
elemanlannın sağlanması ve güvenlik v ön-
lerinden bu kanunda gösterilen usul vç esas-
lara uymak kavdıvla. vükseköğretim ku-
rumlan veya bunlara bağlı birimlerden bi-
rini veya birden fazlasını kurabilirier" den-
dı.Yasada değişiklik yapılmasının hemen
ardından zamanın YÖK Başkanı İhsan
Doğramacı. 12 Aralık 1984 tanhınde Bıl-
kent Üniversitesf ni kurdu. Hacettepe Tıp
Merkezi Vakfı. Hacettepe Çocuk Sağlığı
Zamanın YÖK Başkanı
Ihsan Doğramacı, 12 Aralık
1984 tarihinde Bilkent
Üniversitesi'ni kurdu. 7 Mart
1992 yılında Koç Vakfi'nca
Koç Üniversitesi, 15 Ocak
1994'teOrganNaklive
Kanser Araştırma Vakfı'nca
Başkent Üniversitesi
oluşturuldu. 6 Haziran 1994
yılında Fransa ortaklıgıyla
Galatasaray Üniversitesi
kuruldu. Sabancı Vakfı da
üniversite kurmaya
hazırlanıyor.
Enstitüsü Vakfı ve Hacettepe Üniversitesi
Vakfr'nca kurulan Bilkent Ünıversitesı.
Hacettepe Ünıversitesı Beytepe Kampusu
arazilerinin de bir kısmını alarak bugünün
önde gelen üniversıtelerinden bin durumu-
na geldi. Bilkent Üniversitesi. vakıf üni-
versiteciliğınde tek olma unvanını Süley-
man Demirel hükümetinın kurulması ve
Ihsan Doğramacı'nın görevden alınmasına
kadar sürdürebildi.
Koç Vakfı'ndan üniversite
7 Mart 1992 yılında Koç Vakffnca Koç
Üniversitesi kuruldu. Bu ünıversiteden
sonra peşpeşedığer vakıf üniversiteleri ku-
rulmaya başlandı. 15 Ocak 1994 tarihinde
başkanlığını Mehmet Haberalın yürüttü-
ğü Organ Nakli ve Kanser Araştırma Vak-
ffnca Başkent Üniversitesi oluşturuldu.
Hemen ardından 6 Haziran 1994 yılında da
Fransa ortaklığıy la Galatasaray Ünıversite-
sı kuruldu.
Halen ülke genelinde 4 vakıf üniversite-
si yer alırken Sabancı Vakfı da üniversite
kurmaya hazırlanıyor. Sabancı Vakfı'nın
bir süre önce lstanbul'da "Vaksa Ünhersi-
tesi" adı altında yenı bir üniversite kurul-
masına yönelık başvurusuna YÖK olumlu
yanıt verdı. Beşıncı vakıf ünıversıtesının
kuruluş yasasının önümüzdekı günlerde
Mılli Eğitim Komısyonu'ndagörüşülmesi
beklenıvor.
Marmara Üniversitesi Iktisadi
ve İdari Biltmler Fakıittest Ikti- -
sat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ta-
mer tşgüden de dev let üniversi-
telerinin "Devlet küçülsün" slo-
ganından pay ını alarak yaşam sa-
vaşı verdiğinı söylüyor "1970'te
genel bir kapitalizm bunahmı ya-
şanmaya başlandı. Buna ek ola-
rak dünya. SSCB'nin dağılma-
sıvla tek merkezli bir gücün
(ÂBD) etki alanına girdi. Buna-
lımla birlikte kapitalist pazarla-
nn dünya genelinde yavılması.
yeıieşmesi ve kunımlaşması gün-
deme geldi. Bu sürec hem eski
SSCB'nin hem de bizim gibi ge-
lişmekte olan ülkelerin dünya ile
engelsiz eklemleşmesi polifikala-
nnı gündeme getirdi. \'ani glo-
baüeşme ya da küreselleşme ge-
nel sloganı altında devlet küçül-
meli, pazar egemenliği genişlenıe-
li. sürece engel olabilecek yapılar
da zavıflatılmahvdı. Bu engeller
devlettir. bürokrasidir. Devlet
üniversiteleri de bu 'Devlet kü-
çülsün' sloganından payv ala-
rak bir yaşam savaşı verurfkte-
dir" dıyor.
Y ıldız Teknik Üniversitesi öğ-
retim üyesı Prof. Dr. Ayhan Al-
kış ise vakıf üniversitelerinin
yaygınlaştınlmasından yana. Al-
kış.
u
Devletin denetimi ve göze-
rimi altında vakıf üniversiteleri-
nin yaygınlaştınlması, önemli öl-
çüde rahatlıkgetirecektir. Bu üni-
versitelerde akreditasyon sağlan-
malı ve fakir öğrenciİer ücretsiz
okuma hakkından vararlanabil-
melidir.. Eğirimin özelleştirilme-
si anlamında özel üniversitelerin
kurulması ise ülkemizdeki v ükse-
köğretimin temel beklentilerinin
gerçeklesmesi. eğitimin metaya
dönüşmemesi ve altvapının olma-
ması nedeniyle uygulanması ka-
nımızca sakıncalidır" diye konu-
şuvor.
İÜ Malıye Bölümü öğretim
üyesi Prof. Dr. Nihat Fa}i»>
T
ise
"valaf" adı altında da ols ., üni-
versitelerin özelleşmesine karşı.
Vakıf üniversite harcamalannın
önemli bir kısmmın devlet tara-
fından karsılandığını. arazisinin
verildiğıni belirten Falay, oysa
malıyetin tamamının öğrenciye
fatura edildiğini kaydediyor.