Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 KASIM 1994 PAZAR
12 DIZIYAZI
FIRAT'INA
KAVUSAN
. _röylenceye göre çağdaş dünyanın bugünkü
GAP'ını, sulama düzeyinde ele alınırsa, ilk kez
Asur Kralı Nemrut tasarlamıştı. Kral Nemrut
zalimliği kadar üretkendi de. Bazı söylencelere
göre o çağlarda 10 bin köleyi Fırat'ın yatağını
Harran Ovası'na çevirmek için çalıştırmıştı.
Kaynaklar bu tasansını günümüze aktarmıyor
ama, o yıllarda Harran susuz da değildi.
Yetmişyülık sevda...
Günümüz dünyasmın içinde bulunduğu
ve ülkemızin de önemli omnda etkHendiği
ekonomikbunahmdan kurtulmamızda, he-
nit tam olarakyaraıianamadığımız tanm-
sal potansiyelimiz önemli bir güvencedir.
Ulkemiz, turizmden sonra tanma büyük
umutlarbağlamıstır. Nitekim bu umutlann
önemli dayanaklanndanbiride 1960 'lıyıl-
lardan bu vana Türkiye Cumhuriyeti'ni
meşgul eden, bütçesinin önemli bir bölü-
münii kemiren GAP 'tır.
Türkiye tanmsal üretimi arttııvcak, atıl
durumdaki bereketli topraklam can vere-
cek olan GAP 'ın kalbi konumundaki Ata-
türk Bamjı 'ndan elektrik enerjisi üretme-
ye başlamıştır. Ancak GAP 'ın en önemli
islevlerinden biri de Atatürk Bamjı 'ndan
alınacak suyla basta Harran olmak itere,
bir yanda Basra KÖrfezi, bir yanda Nil
Nehri ninAkdeniz 'lebirleştigideltanm be-
reketli topraklan arasmda kalan Mezopo-
tamya topraklannı sulamasıdır.
Fırat ve Dicle havzasmdaki 13 sulama
projesinin en önemlisi konumundaki Urfa
sulamalan tarihin 9 binyılöncesinden gü-
nümüze ulaşan ve "Bereketli Hilal "olarak
adlandırılan topraklarm yeniden diriliş
kavgasıdır. L'vgıın tanmsal teknikler ııy-
gulanması duntmunda bir dekardan 625
kilogram kütlüpamuk, 9 bin 500 kilognım
domates ya da bıığdayda 600 kilogram
ürün elde edilebilecek Harran Ovası ve
çevresindeki bu topmklar bugünlerde bir
sevdanın mutlu sonunu beklemektedir.
Bu sevdanın kahramanlan Türkiye 'nin
en önemli su kaynaklarından Fırat Nehrı
ıle dünyanın en verimli topraklan olarak
bilinen Harran Ovasıdır. tnsanlıkyüzyıllar-
dır bu iki sevdalıyı kavusturmakİa bereke-
te ulasacağmı bilmekteydi. Bu iki se\'dalı
buyüzdea insanoğlununyüzyıllardır bere-
ket kavgası olmaktan kurtulamadı.
Yakın tarihimizde ileriyigören 1924 le-
rin Urfa Valisi Fuat Baturuy bu iki sevda-
lıyı kavusturmakİa ülkenin kaderinin degi-
şeceğinin farkına varan Cumhuriyet tari-
hindeki ilk insandır. Günümüz siyasetçile-
rinin neyazık ki, politik çıkarlar uğruna gö-
zardı ettiği bu insanın 1924 'te Fırat 'ı Har-
ran 'a ahtmayı planlanan ilk girisiminden
buyanageçen 70 yıllık süre, buikisevda-
lının kavuşma çabalannın mücadelesidir.
Çağdaş "Ferhat ile Şirin "olarak da ni-
telenen Fırat 'la Harran 'ın ilk çağlardaki
çeşitli medeniyetlerden, Cumhuriyet tari-
himizin 70 yıllık sürecindeki mücadelesi
aslında, kalhnma çabalarımızla birliktesi-
vaset tarihimizden kesitleri de içermekte-
dir.
10 yıldır tanıklık ettigimiz GAP'm Fı-
rat 'la Harran 'ı kavuşturmayı içeren bölü-
münü yansıtırken, halkın verdiği mücade-
le içinde siyasetçilerin kavgalannı da 70
yıl süren bir sevdanın içinde irdelemeye
çalıstık.
Inceleme, Cumhuriyet tarihinin en büyük
projesi olduğu gibi en büyük "Siyasi mal-
zemesi" olan GAP'm "gerçek sahiplerini
de " gözler önüne sermektedir.
GAPfikriValiBaturay'ın-1-
Harran ve Fırat... Çağlardır birbirine
kavuşmavı bekleyen çağdaş Ferhat ile
Şirin... fnsanoğlunun toprağa umut
bağladığı ilk çağlardan günümüze ula-
şan bereketin unsurlan. Yeryüzünde ku-
rulan ilk 7 şehirden bin olan Harran ve
onu 40 kılometre uzaktan ağlayarak iz-
leyen Fırat...
tnsanoğlu bu iki unsuru belki de ken-
di gelecekleri için deli birer sevdalıya
dönüştürdüler. Yukan Mezopotam-
ya'nın göbeğindekı uçsuz bucaksız
ovalarda milyonlarca insan yuzyıllar
boyu bu iki bereket unsurunun düğünü-
nü bekledı. Bereketli Hilal Mezopo-
tamya'nın göbeğınde yuzyıllar boyu
onların davullan çalındı, onlann halay-
lan çekildi...
Hazreti tsa'nın mendilını attığı Kızıl
KJlıse'nın görkemli kulesi, Hazreti Mu-
sa'nın Çobanlık yaptığı Tektek Dağla-
rı yüzyıllarca bu düğünü bekledı...
Krallıklaryıkıldı.imparatorluklarçök-
tü ve 700 yıldır tüm medeniyetlenn mil-
yonlarca çocuğu biribirine sevdalı, bir-
birine mahkum Fırat'la Harran'ın dü-
ğününü göremedi... 2 bin 800 kilomet-
re uzunluğundaki Fırat, Doğu Anado-
lu dağlanndan Basra Körfezı'ne döku-
lene değin Harran'ı görmek için azgın-
laştı, kabardı... Ama bir Ferhat bulama-
dı dağlan delecek, bir ışık göremedi
sevdiğine ulaşacak...
| Harran'la Fırat'ın baş-göz kavgası
I dünya tanhı kadar eski, insanlık tarihı
kadar mücadeleci geçti.
GAfnatası Nemrut mu?
tÖ 850 yıllannda GAP kelımesı he-
nüz teleffuz edilemiyordu ama, döne-
min hükümdarlarının aklında Harran'la
Fırat'ı kavuşturmak da yok değildi.
Söylenceye göre çağdaş dünyanın bu-
günkü GAP'ını, sulama düzeyınde ele
alınırsa, ilk kez Asur Krah Nemrut ta-
sarlamıştı. Kral Nemrut zalimliği kadar
üretkendi de. Bazı söylencelere göre o
çağlarda 10 bin köleyi Fırat'ın yatağı-
nı Harran Ovası'na çevırmek için çalış-
tırmıştı.
Kaynaklar bu tasansını gûnümüze
1200'lerin sonunda yaşanan 8 yıUık kuraklık sonrası halk bir zamanlar Mezopotamya'ıun en önemli tanm ve tkaret
merkezi olan Harran'ı terkederek kendi kaderhle baş başa bırakü. Aradan 700'ü aşkın yıl geçti. Harran'ın yeniden
diriltilmesi için 700 >ıi bovunca bölgeden geçen küçük dereler, su kavnaklan kulianıldıysa da Harran'ın bereketli
topraklanna can vermek mümkün olmadı. Ancak artık yazgı değişiyor.
Moğollarla Memluklar arasındakı sa-
vaşlardan sonra burada zıraat öldü dı-
ye bereketin felakete dönüştüğünü yan-
sıtırken, Seyyah lbn Cubaır'in gözlem-
leri daha ürkütücüydü:
"Harran gölgelik ve ağaçlıktı. Sebze-
lerin ve meyvelerin lezzeti çeşit çeşitti.
Sulan boldu \e devamlı akardı. Şehrin
den tanh ve uygarlık sahnesıne bır va-
lının sürüklemeye çalıştığın kanıtlıyor
Ülke sulanndan yararlanma çabala-
n Vali Baturay'ın 192O'lı yıllardakı "ilk
tetkikindeıT sonra 1930'lu yıllara da-
yanıyor. Cumhuriyet'in kuruluşunun
10. yılındakı değişım çabalan sırasın-
da özellıkle elektrik enerjisi gereksini-
mi ortaya çıkınca, ülkenin boşa akan su
servetinden elektrik enerjisi elde edil-
mesi düşünülüyor. Büyük Atatürk'ün
emn ile 1936"dakurulan Elektnk Etüd
ldaresi, 1938'de Keban Boğazı'nda
etütlere başlıyor. Bu çalışmalar 1950-
196O'lı yıllarda Fırat ve Dıcle uzennde
sondaj çatışmalanna dönüşüyor.
1954 yılında DSİ Genel Müdürlü-
ğü'nün kurulması GAP'a adım adım
yaklaşılmasmayol açıyor. DSİ 1961 'de
Diyarbakır'da kurduğu Fırat Planlama
Amirliğı'ne 1964'te Fırat Havzası Istik-
şafraporunu", 1966'dada"AşağıFırat
projesi istikşaf raporumT hazırlatıyor.
GAP'ın temellen sayılabilecek bu ça-
Iışmalardan elde edılen sonuçlar 1970
yılında önce, "Aşagı Fırat Projesi Fizi-
btlite Raporu'na", 1977 yılında da GAP
adına dönüşüyor.
Fırat'ı Harran'a akıtmayı ilk olarak
1924'lerin Urfa Valisi Fuat Baturay'ın
düşündüğü belgelerde geçmesine kar-
şın, GAP adının anılmaya başlandiğı
1977'den bu yana çok sayıda siyasetçi
"GAP'm babası", "GAP'ın münarT,
"GAP'uı gerçek babası" sıfatlanna sa-
hipçıkarak, bu dev projeyı en büyük si-
yasi malzeme olarak polıtık tarihımize
yerleştırdıler.
GAP'm sahfbi çok
Herkes bu nıkahın şahıtlığını yap-
mak istiyordu. Sevdiğınden uzak ade-
ta ağlayarak akıp giden Fırat'la, bakır
bir kız gibı utangaç, çekingen ve de sa-
bırsızca eşinı bekleyen Harran'ı kavuş-
turmak kalkınmayı, medenıyeti, bera-
berinde getireceğınden bu iki bereket
unsurunun düğününü herkes üstlenmek
istiyordu.
Urfa'nın eski Belediye Başkanların-
dan Cemil Hacıkamiloğlu da "GAP'ın
gerçek sahiplerinden." Dahası "GAP
meydan muharebesini" başlatan kişi.
Süleyman Demirel'in "GAP'ın babası
benim" sloganına. ıktidar olduğu dö-
nemde "GAP'a parayı ben bul-
dum"sözleriyle yanıt veren Özal'ın
1988 yılında GAP'a yaptığı bir gezi
"GAP'ın gerçek babası kun~ sorusunu
yinegündemegetirdi. Özal,TVkame-
ralanna elindeki bir kitabı göstererek
hem muhalefetteki DYP ve SHP lider-
lerine, hem de Adalet Partısi ıle Ismet
tnönü'nün geçmişlerine dayanarak
GAP'ı sahiplenmelennı eleştiriyordu.
Özal'ı bu eleştirilere yönelten, Cemil
Hacıkamiloğlu'nun "GAP anılannı"
. k.tant, Özal'm "tştc
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Ne Ekersen, Onu Biçersin!
8 kasım salı günü, Istanbul'da Cumhuriyet'in yazarlar
toplantısı vardı; bir gün önceden pazartesi akşamı gittım.
Nazım Hıkmet Vakfı Yazmanı Kıymet Coşkun:
- Pazartesi akşamı, Baro Han'ın üst katında "Çatı"da,
Nazım Hikmet Vakfı 'nın Eva Siao onuruna yemeği var, ka-
tılabilirsen seviniriz demişti.
Nazım Hikmet'in ölümsüzleştirdiği Siao'nun 83 yaşın-
daki eşı Eva'yı görmeyı çok istiyordum. Yemek, Çatı'da..
yedinci katta. Asansör de çalışmıyor muymuş? Peki, 83
yaşındaki Eva nasıl çıkacak yedi katı? Ohhhooo, o çoktan
çıkmış bile. Çin'de 13. katta oturuyormuş; her gün inip çı-
kıyormuş merdivenleri. Çatı'nın kapısında, Hasan Ozen'ı
görüverdim. Hasan Özen, Çatı'nın işleticisi.
- Abi, ben sana yardım edeyım dedı, çantamı küçük tor-
bamı aldı. Müzehher Va-Nu getmedı, belkı de yedi katı gö-
ze alamadı.
Semih Balcıoğlu ile eşi Emel Hanım oturuyorlar. Bir ara
birkaç sandalye ötede oturan Isa Çelik'e gittim:
- Isacığım dedim, al şu defterı, yemekte kimler var, bak,
tümünün adlannı yaz!
Az sonra Isa'aan şu not geldi:
"Ben Isa Çelık, eşim Aysın, Mustafa Ekmekçi, Semih
Balcıoğlu ve eşi ve öteki arkadaşlar, öteki dostlar, kem küm,
hık mık."
Atıl Ant'la eşi Füsurt Ant, Eva Siao'nun yanındalar. Si-
ao'ya çevirmenliği Füsun Ant yapıyor. Bir ara yanıma gel-
di Füsun Ant:
- Şimdi, dedi, eve gidince kaynanama hava atacağım,
u
Ben Mustafa Ekmekçi'yle tanıştım" diyeceğim, deli ola-
cak kıskanacak!
Füsun'un kaynanasının adı Sabahat Arrt'mış. Ona se-
lam yolladım. Şişindim de! Yemekte büyük ölçüde, Nazım
Hikmet Vakfı yöneticileri, Başkan Aydın Aybay, eşı Bur-
çin Aybay, Tank Akan, Ali Ozgentürk, Arif Keskiner, Yu-
suf Kurçenli, Dilek Çevik, Nevzat Şenol, Nedim Gür-
sel, Deniz Kavukçuoğlu, Neşe Tuncay, Atilla Birkiye,
Koray Düzgören, Vera Feonova, Larissa Lefeodeva,
Ayşe Yaltınm (Nazım'ın yeğenı), Gülbin Akyavaş, Ah-
met Sevindik, Ergin Cinmen, Bülent Ünal, (TUYAP yö-
neticisi), Ferhan Şenay vardılar...
Tank Akan, Eva Siao'yla konuşuyor, konuşma video ban-
dına alınıyor. Eva Siao'nun: "Çin: Hayallerim, Haya-
f;m"adında bir kitabı "Afa Yayınlan "nda çıkmış. LemanÇa-
lışkan çevirmış. Kitabı, TÜYAP Kitap Şenliğı'nden aldım,
daha okumadım. Ankara'ya dönüşte, Çin Basın Ataşesi
Xu-Mei' ın (Şu Mey okunuyor) kokteyline gitmiştik. Xu-Mei
ile eşi Türkiye'den ayrılıyorlar. Xu-Mei:
- Benım, Eva Siao ile yapılmış röportajım var dedi.
Atilla Coşkun sayrıydı, yemeğe gelememıştı. Gece, on-
larda kaldım. Sabahleyın Kıymet Coşkun'la TÜYAP Kitap
Şenlıği'ne gittık. Oraya Izmıt'ten Oralp Basım da geldi.
Oralp söz verdı; tembellik etmeyip senaryoyu yazacak ar-
tık, Türkiye'de domuz yetiştiriciligi ile ilgili.
Kitap Şenliği'nde, kitap sergilerinin bulunduğu sokakla-
rı gösteren planı inceliyordum. Biri yaklaştı:
- Abı, kaybolduysanız götüreyim sızi, nereye gıtmek is-
tiyorsanız demez mi? Bir utandım, hemen planı cebime
koydum. İlk iki gün yüz binden çok kişı gezmiş kitap şen-
liğinı. Ne guzel. Kutlarım şenliği düzenleyenleri, onur ödü-
lü alan Adalet Ağaoğlu'nu da. Şenlıkte Payel Yayınları'na
Şemsa Yeğin'e, Çınar Yayınları'na Aydın llgaz'a, Cum-
huriyet Kitap Kulübü ile Nazım Hikmet Sergısı'ne de uğra-
dık Oralp'la. "Nazım" imzalı kalemler, anahtariıklar kapış
kapış gidıyordu.
Oralp'la şöyle bir oturup dinlenelim, dedığımızde, Vedat
Türkali'nin eski eşi Merih Hanım'la, Ismail Hakkı Gün-
gör'ün eşini görüverdim. Sevgi Özd de bir başka masa-
daydı bir arkadaşıyla. Oturup soyleştik... Ankara'ya Yakup
Kepenek'le döndük.
• • •
10 Kasım Perşembe sabahı Anıtgömüt'te olanlara hiç şa-
şırmadım. Böyle olacağı, olayların Anıtgömüt'e dek tırma-
nacağı belliydi. Buna yalnız kafalarını kuma gömenler şa-
şırmış görünürler. Süleyman Bey, atv'nin muhabiri Tayfun
Talipoğlu nun sorusunu istemeye istemeyeyanıtladı. Doğ-
rusu, yanıtlamak zorunda kaldı. Süleyman Bey, Anıtgö-
müt'tekı saldınyı gerçekleştıren Mahmut Kaçar için "mec-
zup" dedi. "Meczup" sözcüğü ıçın Mustafa Nihat
Özön'ün "Osmanlıca 7ürfcçeSöz/ü/("ünebaktım. Şöyle di-
yor:
"Meczub, A. (Arapça), S. (sıfat) (Cezb'den) Kendine
doğru ç&kilmiş, birtarafına çekilmiş; Tann sevgisine tutul-
muş, bu yüzden kendinden geçmiş; divane, aptal. 'O sa-
mimıyetle meczup olarak toplanıyor.' - Fikret."
aktarmıyor ama, o yıllarda Harran su-
: da d?£iH' ^ fiftO'İpn» ilişkin hazı
kaynaklar ise Harran'ın Islam egemen-
liği altında bulunduğu dönemi yansı-
tırken. "Bereketli topraklann verimti
hale getirilmesi için kanailar açüdı" di-
ye söz ediyor.
Milattan sonrakı 744-750 yıllannda
Harran'ın Emevi devletıne başkentlik
yaptığı dönemde hükümdar 2. Mer-
van'ın on bin dırhem harcayarak yap-
tırdığı ımar çalışmalan, tarımı gelişti-
recek olan su kanallannı da kapsıyor-
du
Bin yri önce pamuk
Özellikle Milattan sonra ilk yıllardan
itıbaren önemli bir tıcaret merkezi olan
Harran'ın çok sayıda medeniyete be-
şiklik etmesine su ve tanmın büyük et-
kisi oldu. tS 980'li yıllardan söz eden
tarihçi El Mukaddesi su kanallan yeri-
ne kuyutardan söz ederek şöyle diyor:
"Şehrin ekinleri kuyulardan temin
- edilen sularla sulanır. Harran'ın pa-
muklan makbuldür." Aynı dönemlerde
esenni yazan tanhçı İbn Havkel, Har-
ran'ın tanmsal alandaki bitışınin baş-
langıcına şu gözlemiyle dikkat çekiyor:
"El Cezire bölgesinin en mamur kent-
lerinden olan Harran, Islam-Bizans
mücadelesine sahne olunca halk fakir-
leşti. Harran Diyar-ı Mudar şehirleri
arasmda suyu ve ağacı az bir yerdir. Zi-
raati gerüemiştir. Bizanshlar ovadaki
köyleri işgal ettiler. Sonra Benu Ukayi
ve Benii Nümeyr Araplan şehrin üzeri-
ne çöktüler. Harran'ın hiçbir şeyi kal-
madL Ovalannın bah, kaymağı yok ol-
du-'
Harran gMerek yok ohıyor
Mezopotamya'nın bereketli toprak-
lannda kurulu Harran, savaşlar, baskın-
lar ve istilalarla mimari açıdan harap
olurken, tanm ve ticarette de giderek et-
kinliğini yitiriyordu. Eyyubiler döne-
mindeki Harran'ı 18-20 Haziran 1184
tarihinde ziyaret eden ünlü gezgin fbn
Cubair bunu şu satırlarla doğruluyor,
"Orada ne bir gölge bulabilirsin, ne ra-
hat nefes alabilirsin. Çıplak bir ova>'a
kurulmuş, bozkınn ortasına konmuş...
Yeşttlik elbisesinden soyunmuş..r
Harran'da artık GAP'ı günümüzde
gerekli kılan kavga başlıyordu. 1272
Moğol istilasıyla iyıce harap olan Har-
ran'da ardmdan gelen 8 yıllık kuraklık
Yukan Mezopotamya'nın en bereketli
topraklan olan Harran Ovası'nı yok-
sulluğa, çoraklığa terketti. Tarihçiler,
Her evin ku>usu vardı. Ku-
rakük oldu ve bu 8 >ıl sürdü,
Ve Harran harap oldu.'
tS1272'dekıson Moğol is-
tilasıyta Harran rtk çağtardan^
bu yana artan tanmsal ve ti-
cari önemini giderek yitirdı
tnsanlar bu bereketli toprak-
lan terkettiler. Kenne bir za-
manlar sulama ıçın hüküm-
darlara 170 bin. tarlalann dü-
zenlenmesi ıçın de yılda 100
bin dırhem vergı veren halk,
kuraklıkla birlikte başka böl-
gelere göç ederek Harran'ı
kendi kaderiyle baş başa bı-
raktı.
Aradan 700'ü aşkın yıl
geçti. Mezopotamya'nın kül-
tür, medenıyet, tanm ve tica-
ret merkezi Harran'ın yeni-
den diriltilmesi için 700 yıl
boyunca bölgeden geçen kü-
çük dereler, su kaynaklan
kulianıldıysa da Harran'ın
bereketli topraklanna can
vermek mümkün olmadı
Ifte GAP'm babası
Harran'la Fırat'ın kavuştu-
rulması Asur kralı Nem-
rut'tan günümüze yansıyan
bir düştü. Bu düşü Cumhuri-
yet tarihinde bir vali uygula-
maya sokmaya kalkıştı. Gü-
nümüzde bu dev projenin
"Akıl babası olduğunu'" iddia
eden çok sayıda dev let yöne-
tıcisinin aksine, Harran'ı Fı-
ratla kavuşturma düşünün ilk
miman, Urfa'da 1924-1928
yıllan arasmda valilik yapan
Fuat Baturay'dı.
GAP'ı son 30 yıldır politik
malzeme yapmayı sürdüren
devlet yöneticilerinin gör-
mezlikten geldıği bu valinin
1927 yılında yayımladığı
Salname (Urfa yıllığı) bir
gerçeği şu satırlarla yansıtı-
yor:
"Harran Chası'nı ıska (su-
lama) için Fırat Nehri'nden
kanal açtırmak uzeretetkikat
yaptınlmıştır™"
Urfa Valiliği'nin yayımla-
dığı yıllıkta yer alan bu satır-
lar "GAP'uı miman kim" so-
rusuna açıklık getinrken, Yu-
kan Mezopotamya'yı yeni-
GAP'uı gerçek babası" dıye
lan ettigi CemilJj|cjkamH_
Tlyatro Caddtsı No 25 • Beya2>t 34490 IsttrtMi - TURKEY
Tetephone (90)212 SI6 69 80 (20 ln«s)
Tetefaı (90)212-5166999 Trte« 22993TPH1
TÜRKÇE HABERLERİ
LONDRA'DAN CANU
07.00 - 07.30
12.00-12.15
18.00-19.00
953
FINANS
IMKB, Serbesl dönz,
Dünyo piynsdon, Alhn, Gümü>,
BanlcaJor arau pıyasolar
HER GÜN
09.15-17.45
ARASI
HER YARIM SAATTE BİR
;RADVD 953
HABERLER
ANA HABER HER GÜN
08.00,13.00
20.00, 23.00
ARA HABER HER GÜN
07.00 - 23.00 ARASI
HER YARIM SAATTE BİR
loğlu. ÖzaTT sevındiren kıta-
bında hem "GAP'ı ilk kendi-
smtndüşündâfünü" Uan edi-
yor, hem de bu projeye sürek-
li sahip çıkan Süleyman De-
mirel'i de "GAP'a karşı çık-
makla" suçluyordu
Bakanm akbna yaüyor
Cumhuriyet'in kurulma-
sından sonra Vali Fuat Batu-
ray'ın ilk ginşiminı gözardı
ederek bu dev projeye akıl ba-
balığı yaptığını öne süren Ce-
mil Hacıkamiloğlu, "Ur-
fa'nın kurtuluşu ve GAP pro-
jesi'' adlı kitabında Fırat'ı
Harran'a akıtmak için ilk gı-
rişımini şöyle anlatıyor:
"1944 senelerinde Ticaret
Odası'nda üye idim. Birkaç
arkadaşla valiye gittik. Har-
ran'ın Fırat'la sulanmasıyla
40 milyon insanın rahat >aşa-
yacağını sö> ledim. Vali'Tekli-
"fınıze çok memnun oldum'
dedi. VaK o zaman Cumhur-
başkanı İsmet İnönü'yeyazdı.
Gelen cevapta Fırat Nehri'nin
Harran Ovası seviyesinden
200 metre aşağıda olduğu için
sulamanın unkansız olduğu-
nu söv ledi."
Cemil Hacıkamiloğlu
1950'li yıllardaki girişımlerı-
ni anlatmayı sürdürüyor:
"Dönemin Ziraat Bakanı Ur-
fa'ya geHnce eşrafa sorar, İs-
tediklenniz nedır
0
" Kimi bez
fabrikası, kimi şeker fabrika-
sı istedL Ben de Fu^t'ın Har-
ran'a akıtılması gerektiğini
söyledim. Bakan, eşrafa 'Bu
isteklerıniz Hacıkamiloğ-
lu'nun isteklennin içındedir.
Ama siz kabul etmiyorsunuz.
Şeker fabnkası için şeker
pancan, bez fabnkası için pa-
muk lazım. Bunlar olmazsa
fabrika kurulmaz' dedi".Ha-
cıkamiloğlu'nun anlatmaya
çalıştığı, bakanın hammadde
kaygısıydı. Ona göre Har-
ran'ın Fırat'la sulanması ba-
kanın aklına yatmıştı.
Ne'diyor Mahmut Kaçar ifaüesınde? "Insanlan, Allah
yoluna davet etmeyı görev edındım" diyor. Kendini Tann
=yokına adarrnş, Süteyman Bey'tn deyımiyte "cezöeye ö^-
tulmuş" bir zavallı. Yarın bir de "sayrı" raporu verıldi mi bi-
ter bu iş burada. Van'da oruç tutmadığı gerekçesiyle, bir
genç öldürülmedl mi? Onu öldürenterde "cezöeye°tutul-
muş olmalıydılar. Onlan, bu duruma getiren politikacılar, yö-
netıciler kimlerdi? Hangı başbakan cami avlusunda ilk kez
takke giydi? Said-i Nursi, nerede sürgündü? Etkıledikle-
ri kimlerdi? Nurcular, yıllar yılı kime, nereye oy verirlerdi?
Saıd-i Nursi'nin DP döneminde, kimler elini öperdı? Yargı-
tay Başkanı Imran Öktem'ın cenaze namazı, kimin baş-
bakanlığında kılınmadı? Genel kurullarda "Müslüman Baş-
bakan", "Mıllıyetçi Başbakan" dıye delegeler kıme bağı-
nrlardı? Ismet Paşa'nın "Bir ayağı Konya müftüsünde"
dediğı kimdi? "Bana sağcılarsuç işliyor dedirtemezsiniz"
diyen kimdi acaba? Namazını kim, nerede kılarsa kılar, be-
ni ilgılendırmez. Ama bunlan, sıyasal çıkar için yaptığını se-
zersem, ona soylemeyeceğım yoktur. Hem sağlığında,
hem ölümünde. Süleyman Bey. çok şaşırmış görünüyor-
du. Nıye şaşınyor? Ne ekersen, onu biçersin!
BULMACA
Yann: Demirel,projeyi
nasıl karşıladı?
SOLDAN SAĞA:
1/ Çekmecelerine çama-
şır konan dolap. 2/ Eski-
den hattatlann kâğıt cila-
lamakta kullandıklan
bileşim... Rehin. 3/ Atın
yavrusu... Birçok efsane-
ye konu olmuş ünJü Frig-
ya kralı. 4/ Bir çalgı...
"Sicilya kızlan üryan
omuzlannda — Ahnla-
nnda da çepçevre gülden
efserler" (Yahya Kemal).
5/ Tifo gibi bazı hastalık-
lara eşhk eden kas zayıflı-
ğı. 6/ "Kadd-i dildâra kimi — dedi
kimi elif , Herkesin maksudu bir
amma rivayet muhtelif' (Kanuni
Sultan Süleyman)... Rubidyum
elementinin simgesi. 7/ Otuz iki
kâğıtla oynanan bir iskambil oyu-
nu... Zeybek. 8/ Süt ve yoğurt çal-
kalamaya yarar küçük kayık...
llgeç. 9/ Gerçeklerle olan ilişkile-
rin büyük ölçüde azalmasıyla beli-
ren bir ruh hastalığı.
YüKARIDAN AŞAĞrYA:
1/ Düz dam, taraça... Bir topluluğu yöneten kimse. 2/ Sarma,
kuşatma... Anadolu'da kurulmuş eski uygarlık. 3/ Yer çatlagı...
Iç kulaktaki kemik dolambaan orta bÖlümü. 4/ Müstahkc
yer... Akdeniz havzasında görülen çok sıcak bir rüzgâr. 5/ İs-
lamlıktan önce Kâbe'de duran üç puttan biri. 6/ Saygınlık...
Rütbesiz asker. 7/ Bir içişte yutulacak miktar... Büyük erkek
kardeş. 8/ Yunan abecesinde bir harf... Gerçeğe ulaştına güçlü
sezgi. 9/ Ruleti ve salatası ünlüdür... Resim ve heykel sanatla-
nnda varhklann biçimi.