06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11KASIM1994CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 SİZe d e ÇlkObİIİr (It Could Happen To You) Yönetmen: AdrewBergman/Senaryo: Jane Anderson/ Kamera: Caleb Deschanel, Müzik: Carter Bunvell/Oyuncular: Nicolas Cage, Bridget Fonda, Rosie Perez, Seymour Cassel, Isaac Hayes, Stanley Tucci/1994 ABD (WB). Beyoğlu Fitaş, Şişli Kent, Kadıköy Kadıköy, B.Avşar, Aksaray Yıldız, E. Apollon, Etiler Akmerkez, Altunizade Capitol, Maslak Mövenpick sinemalannda. 'Tutulansözlere, ödüllendirilendürüstlüklere, uçuranmutluluklara'ciair romantik birgüldürü SUNGU ÇAPAN G_ I enellikle "Hayatta bana piyango vurmaz" söylemıyle hem yerinen hem de şişinen, hat- ta bu konudaki sado-mazo tavrr- lanru daha da ileri götürerek "Gökyüzünden para yağsa benfan başuna taş dûşerî" diyenîere sıkça rastlamaz mıyız çevremizde? İşte şans-kader-kısmet şeytan üçge- njnden havalanarak talih dağı- tan, masallardan fırlama, zümrü- düanka kuşunun semtlerine hiç uğramadığı, o ararruzdaki ara- beskimsi bahtsızlann çokluğuna karşın. genelde yıllardan ben "Umut fakirin ekmeği, ye memet ye!" afyonuna şartlandınlmış bızler için Hollyvvood sine- masının ürettiği romantik masal- lann en yenisini seyrettik bu haf- ta: Size de Çıkabilir. Son dönemde mucızemsi rast- lantıiara dayanan birtakım aşk ö>külerini allayıp-pullayarak önümüze süren, mendil ıslatan sevda çeşitlemeleriyle gişe patla- masına yol açan Hollyvvood yapımı. mutlu sonlu romantik komedılenn. Vegasta Balayi ya da Setginin BağladıkJan çızgisin- dekı yenı ve sevimli bır örneği ni- teliğındekı Size de Çıkabilir, hoş bir masalın güzel duygulannı uyandınyor. Oteden beri çoğun- luğunu zaman zaman bilıncimızi dumura uğratan o şiddet-seks- heyecan serüvenlerinin oluştur- duğu filmleri imal ederek dünya- ya hayal, düş ve imaj pazarlayan Hollyvvood'un. son dönemde ro- mantızmı yeniden keşfettığini söyleyebılinz. Erkek egemenlı- ğindeki sinemanın. özellikle kadı- na göz kırpan demirbaş malze- romantizm ve onsuz edile- Piyangodançıkan aşk New York'ta geçen çağdaş peri masahnn aşricbn Nicolas CageTe Bridget Fonda. Hoilywood'tın ketleştirip ruh hastasına çevirdiği Nicolas Cage hanka oynuyor (altta). meyen romantik öğe, yeniden "Hollywo- od'un ortak zeka"sında çokça yer işgal ediyor arlık. Bahşiş niyetine verilen bir Leto bileti- nin bir araya getirdiği aşıklar ya da pi- yangodan çıkan aşk gibisinden, yanm yüzyıl öncesının geçerli motiflerine yeni- den başvuran senarist Jane Anderson'un kaleminden damlayan yoğun duygu- sallıkla yer yer yer göz pınarlannı doldu- ran Size de Çıkabilir. Tbe Freshman-Akıl Hocası, ve Honeymoon in Vegas-Vegas'- ta Balayı gibi düzeyli, duyarlıkb çahşma- lanyla tanıdığımız yazar-yönetmen And- rew Bergman'ın son filmi. Adeta bir NewYork azizi Bronx'ta yetişmiş, herkese yardımcı 'olan, kanaatkar, iyi yürekJi, dürüst ah- laklı bır New York polisi Charlıe (Nico- las Cage), fılmin merkez kahramanı. Öykü geliştikçe, birtakım yükselen de- ğerlerin çekim alanına gjrmiş modern yaşamın. gjttikçe yabancılaşarak ner- deyse ıskartaya çikardığı bazı ahlaki ni- telikleri benliğinde toplamış, inanılmaz derecede iyi, dürüst, uyumlu, alcakgö- nüllü, sevecen ve cömert bir masal polisi olduğuna tanıklık edeceğimiz Charlie. zenci arkadaşıyla her devriyeye çıkışında kendini kaşif gibi hisseden, mahallenin .çocuklanna kol kanat gererek beyzbol öğreten. sözünün eri, otobüstekı doğu- ma ebeiık yapacak kadar müşfik, yattığı ilk kıza kapılıp evlenecek kadar sadık \ ı masum biri. İyilik timsali, mekanı cennet bır INCVV York azızı adeta. Zengınlı şindeki, bütün değer sistemi paraya da- dırdırcı ve rnrslr kansı olmakla ve öyle de kalmakla kategorize edilen kahramanımız Charlie'nin tıpkı kendi gibi iyi yürekli. yardımsever oldu- ğunu farkettiği, yanlış bir evliliğin fatu- rasını ödeyerek feleğin aamasız silleleri- ni göğüslemeye çabalayan. artizlik ha- yalleriyle New York'a düşmüş, saf ve güzel taşralı cafe garsonu Yvone'a (Brid- get Fonda) bozukluğu çıkışmayınca, bahşiş olarak evlilik yıldönümü için aldığı Loto biletinin yansını verirse (ve de piyango o bilete çıkarsa!) görün sey- reyleyin neler olur? Bir anda medyanın ilgi odağına dönü- şen, namuslu, sözüne sadık, eli açık poli- sin peri masalından farksız öyküsünü. masalcı zenci dedc Isaac Hayes'ın ağzı- ndan hıkaye eden filmimizin bundan sonrası. tabiı ki hala paravla ölçülmeye- cek b;i7i dcğerlerc sahıbı? ya da mutlu- luk için ille de maddıyat gerekmeyebilir gıbısındcn kimı olumlu mesajlara açılan, masalsı bır mutlu sona bağlanıyor. Vencı olmanın. armağan dağıtmanın. iyilik yapmanın güzellığine ilişkin tatlı duygular uvandınp insancıllığına ve ner- deyse tedavülden kaldınlacak bazı ahla- ki kavramlara övgü düzen Andrew Bergman'ın bu sevimli. naif. peri masalı çeşıtlcmesi. perdede ızlediğı mucizevi aşka ve melek gıbı güzel kahramanlanna (özellikle Nıcalos Cage'e ve oyunculuğu- nu hayli geliştirmış Bndget Fonda'ya) il- gisiz kalamayan sevırcivı hoşnut bı- rakan. hoş bir cğlendırme terapisı uygu- luyor. gerçekten. Piyangonun artık birbirleriyle konuş- ma konusu bile bulamayacak kadar so- ğuklaştırdığı, biri CNN seyrederken öte- kinin alışveriş kanalını izledığı çiftle, ak- tör gecinen asalak kocasından ipleri ko- parmış garson kızın. zenginlik ve ünle alabildiğıne değışen yaşamlannı kesişti- rcn filnı. "Holywood romantizminin da- \anıimaz büvûsü"nü yeniden kurmaya sıvanarak bir masal ve rüya alemine daldınyor seyircisini birbuçuk saatli- ğıne. Filmin masalsı duygusal cümbüşüne katılmadan edemivorsunuz sonuçta. Zengin olur olmaz kürkler. mücevherler (Rosie Perez) tarafindan işçi sınıfından alıp lükse gark olan. göğüslerine silikon taktıran ve medyanın önünde Altın Kalpli Kadın'ı oynayan (oysa tam ma- saldaki kötü kalpli kralıçedir Muriel). "beyaz atlı prens" polisimizin görmemiş. paragöz ve şirret kansına (Korkusuzla Oscar'a aday gösterilen Rosie Perez, Muriel rolüyle bu yılın en iyi yardımcı kadın Oscan'na aday ve sahip olursa da doğrusu pek şaşırmam) lanetler yağdın- rken Charlie'yle Yvorne"un arasındakı kıvılcımın aşka dönüşmesıne destek ve- rip kaçınılmaz mutlu sona alkış tutuyor- sunuzisteristemez. Mutiuluk aşılayan bir masal Sonunda bütün parasını mali danı- şmanı Seymour Cassel'e kaptıran Mu- riel'in tekrar manıkürcülüğe talim edişi- ne kıs kıs gülerken. tüm New York halkının verdiği yüklü "bahşiş"le ihya olan pıyangozede. masal kahramanı aşı- klanmızın, samanlığın seyran olduğu fi- naline (kerevetine) de için için gıpta ede- rek çıkıyoruz. Entrika ve çıkar ilişkileriyle örülü Hollyvvood yaşantısının gıttıkçe "keDeş- tirip ruh hastasına çevirdiği" Coppola'nın yeğeni Nicolas Cage'ın harika oyununa ayak uydurmuş, Fonda Klan'ının genç kuşak temsilcisi Bridget Fonda'nın da hayli göz doldurduğu. yönetmen And- revv Bergman'ın da eski klişelere çagdaş bir ceşni katan, dokunaklı ve düzeyh bir nlatım tutturduğu Size âc. Çıkahilir mutiuluk aşılayan, tozpembe bir eğlen- ^lik.^)ncelıkle meraklısımn gönüj telle- İTnPturetebileceY tath bir romantîzm, aşk, komedi bulamaa. Listebaşı yazar John Grisham uyarlamalannın en dişe dokunuru gösterimde Yıllar sonra veni bir 'Sahidin GözlerT...Breh breh breh! Sadece ABD hasılatı. şimdilik küçük çapta devlet bütçesine denk bir miktan. bizim paramızla üç trilyonu çoktan aşmış bulu- nan Müşteri'nin biz de mecburen müşterisi ol- duk bu hafta. Mecburen diyorum. çünkü doğ- rusu bu albenisi yerinde, gösterişli VVarner Bros yapımmın yaalı ve görüntülü tanıtırruna vakıf olunca. yıllar sonra yeni bir Küçük Şahit va- kasıyla karşı karşıya kalmaktan öteye pek an- lam ve önem ifade etmeyecek bir heyecan ve ge- rilim çeşitlemesini daha sindireceğiz kanısına va- rarak burun kıvırdığımı itiraf edeyim. Do- layısıyla biraz da görev gereği, gittik seyrettik Müşteri'yi. Ancak sonuç, beklediğim kadar olumsuz çıkmadı. Belli bir ustalığın eseri Geçen mevshnde. ABD'deki gündelik yaşam- da süregelen şiddete ilişkin hatın sayılır ve ilginç Faüing Down - Sonun Baştangıcı fılrniyle dikkate değer bir çıkış yapmasmdan bu yana pek sesi- soluğu çıkmayan işine titiz, iddialı senarist- yönetmen Joel Schumacher'in imzasını taşıyan Müşteri, Şirket ya da Pelikan Dosyası gibi eski John Grisham uyarlamalannın yavanlığından, hantallığmdan uzak, iyi çekilmiş ve oynanmış, belli bir ustalığın eseri sayılabilir. Tam bir başan olmasa da bir oturuşta okunan, süriikleyici bir 'best-seller'ın peş peşe sayfalannı çevirircesine tüketilen, kolay, oyalayıa. oyunculanndan da destek alan, eli-yüzü düzgün bir fılm kotarmış Schumacher, bir süredir çok satan kitaplar liste- lerine demir atmış, heyecan, gerilim, macera üstüne iş tutan ve her yazdığı kapış kapış giden Amerikalı yazar John Grisham'ın dihmize de çevrilmiş (Bakınız: Altın Kitaplar) romanından uyarladığı Müşteri'yle. Yabani ve ürkmiiş küçük şahit MÜSterl (The Client) Yönetmen: Joel Schumacher/ Senaryo: Akiva Goldsman, Robert Getchell, John Grisham'ın romanından/ Kamera: Tony Pierce-Roberts, Müzik: Howard Shore/ Oyuncular: Susan Sarandon, Tommy Lee Jones. Brad Renfro. Anthony LaPaglia. Mary-Louise Parker, Ossie Davis, Anthony Edvvards, 1994 ABD (WB) Beyoğlu Emek, Şişli Kent, Maslak Mövenpick, Etiler Akmerkez, Bakırköy 74. Ataköy G. Prestij, Kadıköy Ocak, Çemberlitaş Şafak, Altunizade Capitol, Erenköy Apollon, Fenerbahçe Pyramid, Pendik Oscar sinemalannda. Schumacher eliyle sinemaya uyarlanan Müşteri, karikatürümsü kaçmış mafva tipleri dışında. sağlam çızılmiş karakterleri üstüne boca edil- miş. 'azKik action ve heyecan, çokça da tartışma ve çekişme' formülüyle kuşkusuz Şirket'ten de Pelikan Dosyası'ndan da daha doyurucu bir John Grisham adaptasyonu olmuş. 30 yıl öncesinin sisli-puslu anılanna tıkıştırdığımız, yabani ve ürkmüş küçük şahit Hayley Mills'in yerine (meraklısı İngiliz aktör John MiUs'in sanşın, çillı kızını üne kavuşturan. J. Lee Thompson'un Tiger Bay - Şahidin Gözleri klasiğini hatırlayacaktır). bu kez maf>a par- mağının kanştığı bir intihara-cinavete isteme- den tanık olarak birtakım ölümcül bilgileri du- yup öğrenen. 11 yaşındaki Amerikalı, çok bilmiş zamane veledi Mark (Brad Renfro) var Müşte- ri'de. Gerçek yaşamında Megadeth hayranı, Tennessee li, cin gibi birçocuk olan Brad Renf- ro. kamera karşısında. yıllanmış oyunculann deneyimine sahip doğrusu, bayağı rol kesiyor profesyonellerin arasında. Mafyadan rüşvet yemiş, ama istenileni yerine getirmeyince. 'baba' amcasınca zar-zor zapte- dilen. çılgın genç mafya reisi. altın dişli Muldano (Anthony LaPaglia) tarafindan öldürülmüş bir senatörün kayıp cesedine dair. ağzına silah sıkan, şişman avııkattan öğrendikleri yüzünden hayatı tehlikeye girmiş küçük tanık Mark'ın pe- şindedir herkes. Hem uzun süredir kıstırmaya çalıştığı Mul- dano'yu tutuklayarak mafyaya darbe vurup eyalet valiliği yolunda öne çıkmak isteyen, du- ruşmalarda Incil'den pasajlar okuyup taşı Cösterimdeki filmlerin değerlendirilmesi Son dönemde Hollyvvood'un can simidi gibi sanldığı best-seller uyarlamalan furyasırun en çok rağbet gören yazarlanndan John Grisham'- da yeni bir senaryo madeni keşfeden büyük stüdyolann, (geçen mevsim seyretmek bahtsızlığına uğradığımız Pelikan Dosyası ve büyük hayal kınklıgı yaratan Şirket gibi fıyas- kolara karşın) Grisham'da ısran sonucunda. ••• •• • • ••• • • • • • • •• •• Acı Çikolata/Corno Agua Para Chocolate/Alfonso Arau Dört Nikah Bir Cenaze/Four VVeddigns And A Funeral/Mike Nevvell Gerçek Yalanlar/True Lies/James Cameron HizTuzağı/Speed/Jan De Bont Kraliçe Margot/La Reine Margot/Patrice Chereau Kurt/Wolf/MikeNichols Üç Renk: Mavi/Trois Couleurs) Bleu/K. Kieslovvski Müşteri/TheClient/Joel Schumacher Size De Çıkabilir: It Could Happen To You/Andrew Bergman Ve Orkestra Durmadan Çalıyordu/And The Band Played On/Roger Spottisvvoode gediğine oturtmasıyla ünlü, kendini beğenmiş, hırsb sava Roy Foltrigg (Tommy Lee Jones) hem de küçük tanığı ortadan kaldırmayı kafaya takrruş mafya tarafindan kovalanıyor Mark'cık. Ağabeyi Mark'la birlikte mafya avukatının ölü- müne tanık olunca şoka girip yemeden içmeden kesilen, dili tutulan küçük kardeşini hastaneye kaldıran. alkoiik kocasının iki çocukla bırakıp gittiği Mark'ın yoksul ve şaşkın annesiyse ev niyetine yaşadıklan gecekondu-karavanlan da kundaklanınca üzüntüden kahroluyor iyice. Başı belaya sannca canını kurtarmak için küçük kahramanımızın gelip sığındığı kadın avukatın da tıpkı ailesini terk etmiş gamsız ba- bası gibi sorunlan vardır. Alkole. haplara abone olduğu bunalımlı dönemini geride bırakıp yeni- den çalışmaya koyulmuş, boşandığı kocasının çocuğunu da elinden aldığı becerikli kadın avu- kat Reggic Love'ın (Susan Sarandon) müşterisi oluyor küçük Mark. Mendil ıslatan etkileyici bir final... Ve yeraltı dünyası, adalet mekanizması, polis sarmalında köşekapmaca oynanan fılmde, küçük müşterisiyle sevgi, şefkat ve anlayışla örü- lü. dokunaklı bir ilişkiyi koyultuyor gjttikçe avukat Susan Sarandon. Filmin cinayet, inti- kam, mafya ilişkilerinden bütünlenen gerilim ve heyecan öğesine, hayatlan pahasına mafya ve FBI ile mücadele eden çocukla avukatın, Led Zeppelin muhabbetiyle başlayan yakınlıklan da ekleniyor gjderek. Duygusal bir anne-oğul ilişki- sini çağnştırarak gittikçe anlatılan öykünün odak noktasını oluşturan bu duygusal boyut, mendil ıslatan, etkileyici bir finale vanyor sonra- dan. Cinsellikten yana hiç nasibini almamış. ama duygusal dozajı gittikçe yükselen bu beylik maf- ya gerilimi, öncelikle yıllan devirdikçe çağdaş bir Bette Davis olmaya yönelen Susan Saran- don'la her zaman usta aktörlüğünü sergilemiş, çopur Tommy Lee Jones'un performanslannın hatınna rahatlıkla seyrediliyor. Öyküye hakim, becerikli Schumacher'in özenli yönetiminde parlak oyunculuklarla bezenmiş Müşteri, aynca belirgin bır best-seller tadı içermesiyle de bu türün gediklisi sinemase- verlere davetiye çıkanyor. YEDIRE1NK UĞURKÖKDEN 'OnurYazapT Geçen cuma açılan 13. TÜYAP Kitap Fuarı'nda, Adalet Ağaoğlu "onur yazarı" seçilmiş bulunuyor. Bu seçimi bütünleyen iki etkinlik de kitap yüklü haftayı bir katdaha zenginleştirdi. Biri, Yapı Kredi Bankası SermetÇifter Ki- taplığı'nda açılan ve süren "Adalet Ağaoğlu Arşivi"; öbürü de, salı gecesi Küçük Sahne'de başarıyla gerçek- leştirilmiş bulunan "Ağaoğlu Gecesi". Bu sonuncuya bir yandan istanbul Devlet Tiyatrosu sanatçıları belirli bir dramatik kurguyla katkıda bulundu; öbür yandan da Tür- kiye Pen Kulübü'nün işbirliği, geceyi, söz konusu yaza- rın tüm yaşam ve verimini beklenmedik, alışılmamış bir biçimde anlamla yükledi. Ağaoğlu'nun onur yazarı seçilmesi, TÜYAP'ın bu yılı "Türkiye'de Tiyatro ve Tiyatro Edebiyatı "naayırmasıyla da yakından ilgili kuşkusuz. Çünkü, Ağaoğlu'nun yazar- lığı da, radyo skeçleri, oyunlarla başlıyor. Şiir alanındaki ilk denemelerini saymazsak eğer. Değirmen'den akan ilk sulara, onun söylediği en güzel şarkıya gözümüzü kapatırsak... Şimdi, yıllar ve yıllar sonra, yazarın yeniden "ilkaşk"a döndüğünü söylemek belki olası. Son yazdığı Çok Uzak Fazla Yakın'ı dikkate alarak. Ama, gerçekten öyle mi? Evcilik Oyunu'nun yazanyla şimdiki Adalet Ağaoğlu ay- nı insan mı? Ya da, Aşk Şarkısı'run yazıldığı günleri bir kez daha yaşamayı -bedeline katlansak bile- hayal ede- bilir miyiz? Ağaoğlu'nun yazınsal ilgi alanı, bir bakıma, üç kanatlı eski resimlere benziyor. Hem birbirinden bağımsız, hem birbiriyle ilgili üç tablo. Biri oyun yazarlığıysa, öbü- rü romancılığı, bir üçüncüsü de öykü yazarlığı. Ama, Ağaoğlu deyince, okur, daha çok romanları ve öyküle- riyle geniş kanatlarını edebiyat ufkuna yaymış bir yazarı düşünüyor. Üstelik o, kendi değerlendirişiyle genel akı- şın tersine, romandan öyküye geçmiş bir kalem. Bunun- la birlikte ilk romanıyla (Ölmeye Yatmak), ilk öyküsü (Yüksek Gerilim) eşzamanlı sayılabilir. Ancak, asıl Ağa- oğlu, bu üç kanatlı altın çerçeveli değerli tablonun öte- sinde, denemelerinde ve anılarında kendini gösteriyor. Sanırım, Doğan Hızlan'ın ta Tokyo'dan gönderdiği küçük, sıcak ve anlamlı notun yansıttığı gerçek de bu ol- malı. Çünkü, her yazarın karakterine, anlatım özelliğine denk düşen bir yazın türü var. Kabul etsek de etmesek de. Ağaoğlu, derin duyarlığına karşın kendini saklayan, kapalı bir yazar. Sözü sınırlı ve örtülü. Dolayısıyla, böyle bir yazara en çok, anılarını dile getirirken yakın oiabilir okur. izlenimci bir kalem Ağaoğlu. Kaldı ki o bir anılar avcısı. Yaşamak sanki Ağaoğlu için anılar üretmekle, biriktirmekle eşanlamh bir bakı- ma. Anılarını fGöç Temizliği, Geçerken, Karşılaşmalar) yazıyor; yazdıkça, yazılanlar da anıya dönüşüyor. Din- mez ırmaklardan suyunu alan değirmen, asıl burada. Sonra o taze anıları da yazıya çeviriyor, her şey tıpkı ya- şam gibi, sürekli anılaşılıyor. Bu yüzden yalnız "anlar"\n değil, anıların da "uzun solukluyazarı". Sermet Çifter Kitaplığı'ndaki sergi, Adalet Ağaoğlu'na giden asıl yolun işaret levhalarıyla dolu. Her insanı, ne çok ve karmaşık ilişkiler örgüsü yaşama bağlıyor? Bağ- lıyor, üstelik hiç kimse bundan haberli de olamıyor. "7e- reke" ya da "cesaretle ortaya dökülmüş iç çamaşırlar": Bilgiler, belgeler, nesneler. kağıtlar, resimler, arma- ğanlar, fotoğraflar. nişanlar. el altında sürekli tuttuğu- muz küçük eşya, tükettiklerimiz -attıklarımız. atmadıkla- rımız-sonra "geceyi sabırla. dikkatlekaydedenkâtipler" yabancı iklimlerden taşınan anılar, imzalanmış kitaplar, esin perisi kurutulmuş mavi kelebek, ilk gençlik notları ve defterleri, elyazmaları, aile çevresi, yitirdikJerimiz, uzaklaşanlar, unuttuklarımız... Ağaoğlu'nun yaşam arşivini gezerken izleyici, rahat- lıkla hırsızlık yaptığı inancına kapılabilir. Kendimizin bir çeşit anılar hırsızı olduğumuzu sanabiliriz. Acaba bütün bunları görmeye hakkımız var mı? Ama, yazarın verimi de tüm bu istasyonlardan geçince saydamlaşıyor an- cak. Bilincin oluşmasına, biçimlenişine, etkileşimine, kuşaklararası ilişkilerin sorgulanmasına, irdelenmesi- ne bu yolla tanık oluyoruz. Ama öncelikle fotoğraflar... Ağaoğlu'nun ne çok çehresi, ne kadar değişik gülüm- sevişi, yaşamını oluşturmuş sayılamaz ölçüdeki "an"\ yansıtan ne zengin bir durum mozaiği var! Binlerce an- Jam taşıyan_,^biljnmeyen insanjortaya koymayı dene- yen binlerce bakış. Sanki her resim, bir başka Adalet" Ağaoğlu ya da Adalet Sümer. Her çehre, bir başka yapı- tın yazarını temsi) ediyor. Bunların çatışması, kimi kez uyumu, kısaca birlikteliği, insan-Ağaoğlu'nu oluşturan doku. Bölünmez biçimde sonluyla sonsuzdan, bedenle bilinçtenörülmüş "ölümlüinsan'ınfotoğrafı bu Yazarın "aşkım ve başkaldınm" diyerek tanımladığı Ankara'nın yerine kolayca Cumhuriyetl koyabiliriz. Gerçekten Ağaoğlu, Cumhuriyet döneminin ürünü her açıdan. Onunla yaşıt, onunla değer kazanmış, gene onu zenginleştiriyor. Her sitemi, eleştirisi de yine ona yöne- lik. Bir konuşmasında "Özgürlüklerin de, eşitliğin de aydın olmanın da bir bedeli var" diyen o. Ağaoğlu bu bedeli tanımladığı gibi, önüne konan faturayı da durak- samasız ve ödünsüz ödemekte. Ona göre "silinmeyi göze almalı yazar, hem İsa'ya hem Musa'ya yaranmak olamaz''. 12 Eylül Anayasası'na açıkça "Hayır!" diyen, oyunu "Hayır" doğrultusunda kullanacağını açıklayan çok az gür sesten biriydi o. "Tutuklanmanın yalnız demir par- maklıklar arkasında olduğunu düşünmüyorum. Hepimiz gözle görülmeyen çeşitli hücrelere tıkıldık " diyen de ge- ne Adalet Ağaoğlu oldu. Bir bakıma sözcüğün geniş anlamıyla TÜYAP'ın bu yılki konuğu. Ağaoğlu'nun kişiliğinde Cumhuriyet'in kendisi, bir adım ötede de Türk yazını sayılabilir. Zaten cumhuriyetin temeli de adalet değil mi? Öteki etkinliklere gelince, onlar da okura, nesneden özneye geçişi kanıtlıyor bir bakıma. 13. TÜYAP İSTANBUL KİTAP FUARTNDABUGÜN: • ASalonu: 14.30-17.30 "Ölürisetenölür., Canlarölesideğir' Haldun Taner ve Hatıralar Düzenleyen: İstanbul Belediyesı ŞehirTiyatrolan 18.00-19.30 Söyleşi: Orhan Pamuk/ Düzenleyen: İktişim Vayınlan • B Satonu: 12.00-13.30 Söyleşi: "hetişün Çatışmaları ve Empati" Üstün Dikmen Düzenleyen: Sistem Yayıncılık. 14.00-15.45 Panel: "Günümüz Tiyatrosunda Mekan Kullanımı" Yöneten: Kerem Kurdoğlu/ Naz Erayda, Aykut Köksal, Emre Koyuncuoğlu, Nihal Geyran Koldaş, Beklan Algan 16.00-18.00 Panel: "Türk Edebiyatı Klasiklerine Sahip Sıkalım" Yöneten: Faruk Şüyun, Ahmet Oktay, Atılla zkınmlı, Hılmi Yavuz, Konur Ertop. Tahsin Yücel' Düzenleyen: Dünya Kitap Dergisi 1830-19.30 Dia Gösterisi ve Söyleşi: "Sokak Çocuklan'7 Konuşmacı: Yusuf Ahmet Kulca- gazeteci. p>edagog Düzenleyen: Sokak Çocuklan Derneği • İmza: TYS Standı: Nevra Bucak, Ömer Nida. Serhat Kestel, Güngör Gençay, İsmet Kemal Karadayı, Salah Birsel, Erbil Tuşalp, Burhan Günel. • Pen Yazarlar Derneği: İnci Aral, Gülten Dayoğlu • Edebiy atçılar Derneği: Rahmi Kumaş, Metin Turan, Hüseyın Atabaş • Remzi Kitabevi: Buket Uzuner Gerçek Sanat Yayınlan: Muazzez Menemencioğlu, Mehmed Kemal, Metin İlkin, Yılmaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle