Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11KASIM1994CUMA
10 DIZIYAZI
Ticaniliderin aykırı merakıŞenatçılığın tartişildıgı ortam-
larda unutulmaması gereken bir-
kaç temel kural var. Bunlardan il-
kı "Şeriatçı, Tann'nın kendisine
yapmamasını emrtttigi şe> leri yap-
mayan değil, yapürmayan kişidir"
sözlenyle formüle edilebilir.
Bu nasıl yorumlanmalıdır? Şu-
nu söyleyebilinz' Insanlıgın evri-
mi açısından baktığımızda, hiç de
yeni birtanım değıldir. Insanlık ta-
rihinin hemen her döneminde ge-
çerli bir kuraldırbu. Yani. hukuk.
ahlak, din her zaman yoksullar ve
yönetilenler içındir; güçlüler ve
yönetenler için değil...
Güçlüler ve yönetenler içın te-
mel kural ise daha çok ve süreklı
güçtür. Güç; siyasal, askerı ve mali unsurlardan olu-
şur.
Gücün korunması için ise hukuk, ahlak ve dın ku-
rumlan oluşturulur. Bu kurallar, güç sahiplenni suç.
ayıp ve günah kavramlanmn arkasına gizleyerek ko-
rurlar.
İzmır'de bir 'ilginç' operasyon
lzmir Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu telefon-
da. Polisin lzmır'de yaptığı bir operasyon sırasında
Islami Hareket Örgütü olarak tanıtılan örgûtün beş
kişilik bir ekibi yakalanmış.
Ekipte, Hızbullah'ın kurucusu Irfan Çağıncı'nın
kardeşi Rjdvan Çağıncı \e örgütün Bingöl sorumlu-
sunun eşı Sevgi Engin'ın de bulunmaları. olayı daha
da önemlı kılıyor.
Evde yapılan aramalarda, sılahlann yanı sıra Bah-
riye Üçok'a gönderilen "kitabın içine yerleştirilmiş
bombanın" aynısının bulunması da ılgı çekıct.
Bu nedenle. Yazıcıoğlu'yla görüşme gereksınımı
duyuyoruz. Konuyla ılgili konuşurken Yazıcıoğ-
lu'nun bir sözü dikkatimizi çekiyor:
- Evde ele geçenler arasında erotik video nim ka-
setleri de var.
- Nasıl yani?
- Basbayağı. Erotik filmler. Bunlan sevrediyorlar-
mış.
- Kemal Bey. bir yanlışlık olmasm. Bunlann ör-
gütünün adı Islami Hareket.
- Yanlışlık falan yok. Basbayağı erotik kasttler.
Yanhşlık bu adamlarda. Bunlar Müslüman falan de-
ğil. Adam kaçırmanın. Tıdye istemenin Müslüman-
bkla ne kadar alakası varsa bunlann da o kadar var.
Bu konu basına yansıyorelbette. Üstelik, yine !s-
lamcı bır günlük gazete, yakalananların Islamcı ol-
madığının kanıtı olarak evde bulunan video kasetle-
re gönderme yapıyor. Bunun üzerine Islamcı Vakit
gazetesı, haberi yazan Zaman gazetesıne. "Bacımı-
an şerefivle oynadın" diye saldınyor.
Erotik film kasetleri mi'.\. Onlar lzmir DGM'si-
nin adlı emanetınde...
Müridin sırtından kazamlanlar
Kemal Pilavoğlu, 1952 yılında Ankara'da kitapçı-
lık yaparken laikliğe aykın hareket. bıldiri dağıt-
mak. Atatürkbüstü kırdırmak ve tarikatçılık yapmak
ŞERİATÇININ
KARANLIK YÜZÜ
H A L İ L N E B İ L E R
suçlarıy la yargılanmış; mahkeme tarafından yedi ytl
hapis, beş yıl sürgün. beş yıl da polis gözetimı ceza-
sını tamamladıktan sonra Bozcaada'ya gelmiş. Mü-
ritlerı de şeyhlerinin peşinden gelmışler Bozca-
ada'ya. Elliden fazla miirit. boğaz tokluğuna Pila-
voğlu için çalışmaya başlamışlar.
Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi'nde Kemal Pi-
lavoğlu hakkında açılan 1975 181 sayılı davada ifa-
de veren Pilavoglu'nun müritleri. şeyhin çiftliklerin-
de. fınnlannda ve diğer işyerlerinde çalışarak din yo-
lunda efendiye hizmet ettıklerini hâkim huzurunda
söylüyorlar. Şeyh-mürit ılişkısinin sonundaTicani lı-
deri Pilavoglu'nun kazancını. 26 Eylül 1975 tarihın-
de Bozcaada Tapu . . . . . ı . •
Muntlennın
sırtından
büvük servet
Sicil Muhafızlı-
ğı'nın. Bozcaada
Cumhurıyet Savcı-
lıgı'na yazdığı bır
yazıda görebiliyo-
ruz. Yazıda şu bil-
gi\e yer verılıyor:
"flgi müzekkere-
nizle ilçemiz Cum-
huriyet mahalksin-
den Ahmet oğlu
1323 doğumlu Ke-
mal Pilavoğlu adına
kavıtiı(172)vüzyet-
miş iki parça gavri-
nıenkul kaydı sici-
linden aynen \uka-
nya eıkanlmışrırr
1960-1975 yıllan arasında efendi-mürit ilişkisinin
Ticani lıderıne kazandırdığı varlığın sadece bir bö-
lümü olduğu bılinen 172 parça gayri menkul: Tarla-
lar. arsalar. baglar, bahçeler. mandıralar. ev ler. bın-
lerce dönüm toprak.. yüzlerce. binlerce küçük ve
büyükbas. ve kümes hayvanı.
Pılavoglu bır yandan mal-mülk edinirken bır yan-
dan da başka dünyevi zevklerle uğraşıyor. Ehli na-
mus. dındar Pilavoglu'nun diğer dünyevi zevklere
olan düşkünlüğü. Çanakkale Agır Ceza Mahkeme-
si'nin 1975 181 esas sayılı dosyasının sayfalan ara-
sinda bütün çıplaklıgı ile duruyor. İki yıl daha dura-
cak ve sonra dosya, zaman aşımı süresinınin dolma-
sı nedenıyle 1996 yılında imha edılecek.
yapan ve
birçok çocuğun
ırzına geçen
ticani lideri
Kemal
Pilavoglu'nun
tutuklandığı
gün
gazetelerde
çıkan fotoğrafi
c\~s ocuk şunlan söylüyor: "Sanık
Kemal Pilavoğlu beni yanına
kâtip olarak aldı. Yazıhanesinde bana, 'Benim
dediklerimi yapacaksın, seni ben cennete
koyacağım, Resulullah'ın yolundan doğru
gideceksin' diye sözlerde bulundu ve
yazıhanesinin penceresinin perdelerini örttü.
Yazıhanenin aşağı ve yukan kapılannı
kapattı. Benim ırzıma geçti.
Ve bu durum müteaddit kereler devam etti."
Davanın 6 Mayıs 1976 tarihli duruşmasında, A.U..
magdur, yani fiilden zarar gören sıfatıyla duruşma
salonuna. yargı heyetinin önüne alınıyor. Duruşma
tutanaklanndan izliyoruz:
'Hediyeler vererek kandırdı'
"Duruşmamn belli verinde ve saatinde ohırum
açıldı. Mağdur A.l. gelmekk huzura alındı. açık du-
ruşmaya başlandı. Mağdur: A.L.: Mustafa oğlu 1952
doğumlu. Altındağ Venidoğan asfaltı üzeri, _. numa-
rada orurur. Sıhhiye Zafer Meydanı, ... numarada ba-
bası M. yarunda kalır olduğunu sövledi... Mağdurdan
soruldu: Okunan ifadem doğrudur. Ben tarihini ha-
tırlamıvorum. O
zaman küçüktüm.
Daha doğrusu 14-
15\aşlanndaidim.
Babam beni Ke-
mal Pilavoglu'nun
Bozcaada'da bulu-
nan vazıhanesinde
kâtip olarak çalış-
mam için sanığın
yanına bıraktı.
Pilavoğlu bana,
"Resulullah'ın yo-
lundan gideceksin.
Dediklerimi va-
parsan ben de seni
cennete koyanm"
diyerek perdeleri
kapatıyor >e ırzı-
ma geçiyordu. Yaşımın küf üklüğünü de fırsat bilip
çeşitii hediyeler vererek beni kandınvor ve \aziha-
nenin aşağıdaki >e yukandaki kapılannı kilitleverek
yanında kaldığım üç-dört sene zarfinda müteaddit
kereler anüsten taci/Jerini sürdürdü.
Bana aynca tehditte bulunmadı. Yalnız vukanda
beürttiğim gibi elbise. saat gibi hediveler vererek, ço-
cukluğumdan da istifadeetmek suretiyle kandırdı. \e
bu suretle ırzıma geçti. Ir/jma geçerken bir tehditte
bulunmadı. ancak her defasında kimseve sövleme-
mem gerektiğini bildirdi. Ben onun vanından askere
girmek iizere aynldım. \e kimseye de şikâvet etme-
dim.
Ancak; benden sonra yanına aldığı katiplerede ay-
VEFAT
Baromuzun 5923 sicil sayısında kayıttı
AVUKAT
RIFAT SERDAROĞLU
vefatetmiştir
Aziz meslektaşımıan cenazesi cuma günü (bugün) Bebek Camii'nde
kılınacak öğle namazını müteakipebedi istirahatgâhma defnedılecektır.
Merhuma Tann'dan rahmet, kederü ailesine ve meslektaşlanmıza
başsağlığı dıleriz
İSTANBL L BAROSU BAŞKAMJĞI
GALERI • ATÖLYE
nı şeyi yapmış ve suç ortaya çıkın-
ca her nasılsa bana yaptiklan da
meydana çıkmış. Ben de sanık
hakkında şimdi şikâyetçiv im. ceza-
landınlmasını isterim. dedi.."
Ne olacak şimdi? Bir baba,
(muhtemelen o da müridi) oglunu
din ve Allah yolunda çalışması
için lidere gönderiyor. Dini lider.
yani tarikat şeyhi -ki olayımızda
bu kişi Ticani tarikatının lideri Ke-
mal Pilavoglu'dur- çocuğu boğaz
tokluğuna çalıştınp artı emegine
el koyuyor. Bunu da dın ugruna
değıl, mal mülk edinme uğruna
yapıyor. Üstelik bu kadarla da kal-
mıyor ve çevresıne, namusu, ha-
ramdan sakınmay ı. kadının örtün-
mesını cmrederken dinı egitim vermesi gereken genç
erkek çocuguna tecavüz ediyor.
Bır başka magdura geçiyoruz. Pilavoğlu mağdur-
larından A.A., hocaefendi hazretlerinin yanına 15
yaşında gidiyor, Çanakkale Ağır Ceza Mahkeme-
si'ne gönderilmek üzere Ankara Ağır Çeza Mahke-
mesı'nde 13 Ekım 1975günütalimatlaalınanifade-
sınde. efendı hazretlerinin yantnda geçirdiği günle-
n şöyleanlatıyor:
"Ben Kemal Pilavoğtu'nun yanına 1963 yılında ça-
Iışmaya0ttim. Bozcaada'yagittim vekâtipolarak ça-
lışmaya başladım. Bir gün beni sovdu. Bende bcl so-
ğukluğu var, bunu tedavi edecegim dedi ve ben de ha-
kiki olarak sandım. Kendisi bel kuşağı saralım dedi
ve sonra bilahare beni yine sovdu.
Ben sizin babanı/ım dive bizi öperve hertarafımı-
a oksardı. Fakat benim ırzıma geçmedi. Sanldı veok-
şadı. Bunlardan zevk alırdı. Bir gün benim ıroma
geçmek istedi. Ben müsaade etmedim ve benim ırzı-
ma geçmiş degildir."
Ortaya çıkan manzara bır dın adamının, bir tari-
kat lıderının portresınden çok. erkek çocuklarına
düşkün bır zamparanın portresi oluyor... Çocukları
kimi zaman saatle, elbıseyle. kımi zaman kurnazbır
çapkın gibi hastalıgın tedavısi bahanesiyle kandıran
bır kart zampara.
Bir babanın dramı
Dava dosyasının sayfaları arasında dolaşmayı sür-
dürüyoruz. Bu kez bir baba. M.A.B.. müşteki sıfa-
tıyla sorgu hâkımlığine 28 Ağustos 1974 tarihinde
şu kısa ifadeyı verıyor:
"Benim oğtum A.B.. sanığın yanına çalışmak üze-
re gelmişti. Sanık orada çocuğumun ırzına geçmiştir.
Ben kendim gözümle görmedim. Durumu bana og-
lum A.B. anlattı. Kendisini muavene ettirdim ve ırzı-
na geçildiği anlaşıldı. Sanık benim oğlumun ırzına
geçmiştir dedi."
Bır baba için ne büyük acı. Muhtemelen kendİM-
nin de mürıdı olduğu o kutsal adam. o tarikat lideri.
oğluna tecavüz ediyor. Oğlunu doktora götürüp mu-
ayene ettırıyor ve olayın doğru olduğunu anlıyor.
Yıkılan ınançlarına mı üzülsün yoksa tecavüz edı-
len oğluna mı?
Sürecek
293 89 78 (3HAT)
YUKSEK
KAZAN
Ekonomi konusunda uzrrunUşmış scckin bir yayının
ibone scrvisindc prim sistcmi ile çalışnnlmak üzere
prezantabl,
emekli vcya öğrenci elenianlar alınacaktir.
llgilenenler,
(0212) 212 27 97 numanlı telefon'dan
Canan Sumer'i arayarak randevu alabilirlcr.
LOKANTA*BAR »Htf
1
..,
. III 1 I I I
293 89 78 (3HAT)
Jt'MEİS
E^ CAFE-BAR
ÖĞRENCİ
GÜNÜ
Bu Pazar ve Her Pazar
14.00-19.00^
Yeni Çar>ı Cod. No: 88/1
Galatasaray 293 05 98
I T 3 W RESTAURANT
ISPTden
«/ SEVERLERE SÜRPRİZ...
Sizlere alt kalımızda
bir jazz club hazırladık.
Türkiye'nin bir numaralı
jazz sanatçılan;
NEŞET RUACAN
NÜKET RUACAN
MJOYTEK PUIÇUN
CEM AKSEL
NİLÜFER RUACAN
Sizlere unutulmaz
jazz geceleri yaşatacak.
Gom bılşı ve rez 2552384-2351499Taıttrç
ISM. liaıial Suuı ve Tunoi Edanlıkkn A Ş bruhışufa
(Sode.ro yemek karlı geçerlidır)
BİRİYANTİIİLER
PEMBE ETEKLİLER
ROCK'N ROLL
PARTİ
11 KASIM CUMA GECESİ
DE
GRUP TWIUGHT
TİBET AĞIRTAN SOLIST
T.VSJL' ERJEN GİTAR
YAVUZ ÇETİN-GrTAR
LEVENT YÜCEL - BAS
DENİZ GÜNGÖR - DAVUL
Canlı Müzik Ccreti 100.000 TL
Taksim'den Sıraselvilere
girince Alman Hastanesi'ne
gelmeden soldaki sokak yanı
Aslan Yatağı sokak.
249 48 39
BAR »LOKANTA
ILANLARINIZ İÇİN
293 89 78 (3 HAT)
Sahibinden S A T I L I K
Acıbadem Basın Sitesi'nde 80 m
2
,
merkezı sistem doğalgaz kaloriferlı, hidroforlu daire
Tel: 339 5643-
19.30'dan sonra 325 42 32
Cafe-Restaurant-Galeri
REMZi İREN
Resim Sergisi
9 Kasım-31 Aralık 94
Büyûkdere Cd. No : 57 1 Uaslak
Tel: 285 15 68
\X/ÜMİTYAŞAR
• SANATGALERİSt
HÜSEYİN
BİÜŞİK
Resım Sergısı
4-23Kasım
liftHİd Lod Terkm Çıttm» fap Kur
Honlfte>ogk-Tel02'2/293 9* 33
mehmet güleryüz
4 kasım - 3 aralık
sergî + kitap
galeri nev
231 67 63
Aralık ayında yapacağımız
müzayedesi için
eski/yeni
yerli/yabancı
TABLOLAR ARANIYOR
Mür.Tel : 227 75 93
(0.212) 227 75 94
227 75 95
ABHUM
SUNGUR SANAT ETÎ
Hüsrev Gerede Cd 98-100/2 Ipeker Apt. Teşvikiye
ORHAN TAYLAN
Resim Sergisi
2-29 Kasım 1994
VAKKO BEYOĞLU SANAT GALERİSİ
İîtiklalCd. 123 125 Beyoğlıı Tel: 251 40 92
Galeri
Atölye
ilanlarınız için:
293 89 78
(3 hat)
ADNAN ÇOKER
Minimaller ve Varyasyonlar
25Ekim- 10 Aralık 1994
Hüsrev Gerede Cad. Fırın Sok. No: 2 /"ITeşvikiye/ istanbul Tel: 0-{212) 227 03 63
Pazar-Pazartesi hariç hergün 11.00-19.00 arası açıklır.
piraye şengel
gölgesiz bir kadın
roman
IntıbariuyL
t :c!~.icn ınrcınayetm ıkı ınscın
tarafından surulen îzi, avcının av olduğu bir
ortamda yaşamm üzerine düşen ölümün
gölgesi... "Gölgesiz Bir Kadın", çağdas
Tûrk romamnda yepyetıi bir soluk.
Y A P K İ T A P F U A R I
TASARRUF SAHİPLERİNE
DUYURU
Bankalar Birinci Ortak Menkul KıymetlerYatırım Fonu
(Ortakfon) içtüzüğü yeniden düzenlenmiş ve onay tale-
biyle Sermaye Piyasası Kurulu'na başvurulmuştur.
içtüzük değişikliğiyle birlikte;
a) Fon A tipine dönüştürülecek,
b) Fon portföyünden ihtiyat fonu ayrılmasına olanak
sağlanacak,
c) Katılma belgelermin fona iadesinde asgari 2 işgünü
önceden satış itibar formu düzenlenmesi gerekecek,
d) Portföyde yer alan hisse senetleri borsanın ilan etti-
ği ikinci seans ağırlıklı ortalama fiyatlarıyla değerlene-
cek.
e) Katılma belgeleri iş günlerinde saat 9.00 ile 10.00
arasında alınıp satılacak,
f) Fon varlıkları İMKB Takas ve Saklama A.Ş. nezdin-
de saklanacaktır.
ACELE
3 yaşındaki oğluma bakacak, üniversiteye haarlanan veya
açıköğretim öğrencisi bayan anyorum.
Tel: 5120505-488453
10. İSTANBUL FOTOGRAF GUNLERI'NDE BUGUN
Sergi: Adem SÖNMEZ
"Doğu Anadolu'da Zaman"
J- Fransız Küttür Merkezi / Taksim 1 1 - 2 5 Kasım 1994
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Dağları da, Çağları da...
Yazıma başlarken GAP'tan haberler yayımlanıyor
TV'de. Geçmiş yıllardan anılar, çağrışımlarla izliyorum.
Harran Ovası'nın öyküsünü Ismail Hakkı Birier'den din-
ledim önce. Coşkusunu belli etmez, ama Ceylanpınar'ı
anlatırken gözleri parlıyordu. Mezopotamya'nın üretken-
liğini yaşayacağımızı söylüyordu. Yaşar Kemal de Anka-
ra'da o günlerde. Bir sabahkahvesine geldi bana, Dev-
let Balesi'nin güzel yıldızı Me'riç Sümen de var, Yaşar Ke-
mal anlattı, biz dinledik, Ceylanpınar'a ğittik, yüzlerce
ceylan kucakladık bir solukta. Ceylan bakışlarını yüreği-
mizde hissettik, Meriç ceylanlarla dans etti, Yaşar Ke-
mal'in tüm kitaplannı okudu o coşkuyla.
ismail Hakkı Birler ilk Ecevit hükümetinin devlet baka-
nı, yıl 1974, toprak reformuyla ilgili birim de onun devlet
bakanlığına bağlı, ama reform çalışmalarında gelişme ol-
madı hiç. Nedeni belli, toprak reformunu değil, toprak
ağalığını yeğleyen politikacılar ağır basıyor parlamento-
da, hükümet programlarında da dışlanıyor reform! Rah-
metli llhan Öztrak ile konuşmalarımız çınlıyor kulağım-
da. Toprak reformu için az uğraşmadı. GAP'ın reformla
boyutlanacağını söylerdi her zaman. Bakanlığı dönemin-
de hayli çaba gösterdi, ama o da başarıya ulaşamadı, ya-
rım kalan bir düş, bir özlemle ayrıldı dünyamızdan.
1980'lerden 90'lara geldik, toprak reformu gündemde
değil hâlâ! Derken Güneydoğu illerinde bir geziyi anımsı-
yorum.
Dışişleri Bakanhğı'nın yabancı diplomatlar için düzen-
lediği birgezi. Atatürk Barajı'nı, Urfatünelini gözlerim par-
layarak seyrettim, tümüyle Türk mühendislerinin geliştir-
diği bir proje, teknolojik düzeyimizi de kanıtlıyor, insanı
onurlandırıyor. O gezi boyunca proje bitince neler olaca-
ğını dinledik görevlilerden, geleceğimizi parlatan sayılar
hayal gücünü de aşacak düzeyde, ama bir de gerçek var.
Gezinin bir günü de Nemrut yolunda geçti, dağa çıkar-
ken minibüslere bindik, ben şoförün yanına oturdum, ar-
kadaşlar uyardı, "Sakın konuşma, yanıt vermezler" dedi,
ama ben konuştum şoför arkadaşla. Güzel bir söyleşiye
daldık, GAP'tan söz ettik, gelecek günlerden, gülüşü ha-
la acıtır yüreğimi. Toprak reformuyla ilgili sorularıma an-
cak güldü şoför arkadaş. "Bize toprak vermezler, ağalar
bırakmaz" dedi. Mercimek ağalarından, pirinç ağaların-
dan, kent ağalarından sıra gelmeyeceğini düşünüyordu
besbelli. Aradan yılar geçti, toprak reformu yaşama gir-
medi henüz, partilerin üst yapısını hâlâ ağalar oluşturu-
yor, tüm reformlar sözlerde, kâğıtlarda.
TV'de Ibrahim Tatlıses şarkı söylüyor, ben de Nem-
rut Dağı'na tırmanırken söylediğimiz türküleri anımsıyo-
aım, kimi Güneydoğu türkülerini söyleyince şoför arka-
daş şaşırdı. Dağa vannca adresimi istedi benden. "Sana
bir teneke yağ bastırayım, güz olunca yine gel, yağını al,
yöre çok güzelleşir o zaman, seni gezdirir, konuşur, söy-
leşiriz" dedi. Arabaya binerken şoförle konuşmamamı
öğütleyen arkadaşlar hayli şaşırdı sanırım. Ben şaşırma-
dım, sevgiyle yaklaşınca sıcak bir iletişim kaçınılmaz; do-
ğu, batı, güney, kuzey bütünleşir sonunda. Sevgi olma-
yınca da her şey soğur, herkes yabancılaşır birbirine...
GAP düğününü izlerken düşünüyorum şimdi, o iletişim
uzun süre gerçekleşmedi ülkemizde, GAP bir umuttu,
ama hayli gecikmeyle gerçekleşiyor. Bu gecikmenin tu-
tarı da hayli acı değil mi? GAP'ı yaşamında hissetmeden ,
o topraklardan göçüp gidenler var. Bu gecikme nedeniy-;
le yaşadığımız olayları iyi saptamak gerekir bence. Bu ge-
cikmeden ötürü neler yaşandı, neler yaşanamadı, belir-
lemek gerekir. Bölgeyi yeşertecek politikalann da gecik-
meden üretilmesi gerekir. O yeşermeyi, halkın yaşamın-
da hissedeceği biçimde uygulamalar gerekir.
GAP'tan yayınlar süresince Atatürk de göründü ekran-
da. GAP'a emek veren mühendislere, işçilere gülümsü-
yordu bence. GAP, çağdaş teknolojiyi kanıtlayan bir olay,
ama bir toplumun düzeyini yalnız teknoloji kanıtlamıyor,
çağdaşhk bir yaşam biçimi her şeyden önce, bir toplu-
mun yaşamı da demokratik gelişmeyle çağdaşlaşır her
şeyden önce. Fırat'ın suyu Harran'a yol alıyor ekranda,
"Dağlan da, çağları da aşacağız" yazıyor tepelerde, ay-
yıldızlı bayrağımız dalgalanıyor, Atatürk bakıyor tepelerin
ardından, tüm yaşamda çağdaşlaşmak amacını anımsa-
tır gibi. Sayın Demirel de mutlu bir tepede bugün, mü-
hpnrlislirjini kııtlııynr, gnnıil vfirriigi hir projenin gerçegini
kutluyor. Güneydoğu'nun yaşamında yeni birdönemi kut-
4
Fırat'ın sulannı ekranda değil, avuçlarımda hissettim
ben de. Toprağın özlemini dindirmek ister gibi hızla akı-
yor sular. Bölge hatkının özlemini de dindirmesi umuduy-
la. Düğün başka bir şenliğe dönüşür o zaman. GAP dü-
ğününe katılan ya da katılmayan tüm politikacıların, ku-
rum ve kuruluşların, artık bu gerçeğin bilincine varmış ol-
duklarını umut ediyorum.
Dağları da, çağları da o umutla aşacağız.
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Halkın beğenisine uy-
gun, halk tarafından tu-
tulan. 2/ Türkıye'nin ilk
deniz araştırma gemisi-
nin adı... Kısa ve kestir-
me yol. 3/ Ressamlann
boyalan üzerine dizerek
fırça ile kanştırdıklan
levha... Alevi-Bektaşi tö-
renlerine verilen ad. 4/
Avnıpa Topluluğu'nu
simgeleyen harfler...
Gösterge. 5/ Uğur, iyi ta-
lih... Kirpik boyası. 6/
Bezekçilikte kullanılan yeşil ve
pembe dalgah bir çeşit sedef... Çıp-
lak vücut resmi. 7/ Peygamber. 8/
Toplu halde el ele tutularak oyna-
nan bir halk oyunu... Torun sahibi
kadın. 9/ Havva'nın Batı dillerin-
deki adı... Bir resmin, bir tablonun
egemen rengi.
YLKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Tropikal bölgelerde yaygın bi-
çimde yetiştirilen bir meyve ağa-
a... EJerviş selamı. 2/ En büyük
temsilcisi Handel olan dinsel müzik formu. 3/ Bir cins güver-
cin... Dalgah panlülar verilmiş olan bir tür kumaş. 4/ Faiz...
Rus, Leh, Sırp, Hırvat. Bulgar ve Çek halklanna diUerindeki
yakınlık nedeniyle verilen ortak ad. 5/ Bir maddeden elde edilen
bir başka madde. 6/ tlave... Briçte. bir oyuncunun elinde bir
renkten hiç kâğıt olrnaması. 7/ Taşa tutarak öldürme cezası...
Pamuktan dokunmuş basma. 8/ Konut kapılannda menteşe ve
kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça... Japon lirik dra-
mı. 9/ Zaman, çağ... Işık akısı birimi.
ENVERTOPALOĞLU
'YAKAMOZVETEBESSÜM
1
adlışiirkitabını
bugün imzalıyor
AnahtarKitaplar'da
TÜYAP Kitap Fuan