Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyettmtivaz Sahibi;: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç •
Genel Y'ayın Koordınatörü: Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlerı Müdürlerı
Ibrahim Yıldız, Dinç Tavanç (Sorumlu)
0 Haber Merkezı Müdurir Hakan Kara
0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Dı> Habcrlcr Ergun Balcı # Istıhbarat \ alçın Çakır
• Ekonomı Bülent Kızanlık # Radvo-TV Uygar
Eremektar • Kuhür Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Yurt Haberler Mehmet
Saraç 0 Makalelcr Sami Karaören 0 Çevın
Se\fettin Turhan 0 Duzoltmc Abdullah Yazıcı
Yayın Kurulu tlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç. Okta>
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinka\a, Şükran Soner, Ergun
Balcı, Dinç Tavanç. İbrahim Yıldız.
Orhan Bursalı, Mustafa Balbav.
Ankara Tcmsilcısı Mustafa Balbav 0 Habcr Miidürü Doğan
Akın Atatürk Bukan \o 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel
4195020rha!).Tcleks 42344. Faks 4195027 0lzmırTem.sılcısı
SerdarKızık,H Zıya Blv. 1352 S.2 3Tel 4411220Telek.v52359.
Fakv 4419117 0 Âdana Temsılcısı Çetin Viğenoğlu. Inonû Cd
119S No.l Kat I. Tel 3522550. Teleks 62155. Faks. 35225"'O
Müessese Mudüni- Erol Erkut0Koondmatör
AnmetKorulsan0Muhasebe Bülent Yener
0 Idare Hüsevin Gürer 0 îşletme Önder
Çelik 0 Bılgı-Ulem. NaU İnal 0 Bılgısayar
Sıstem Mürüvet Çiler 0 Reklam Reha
Işıtman 0 Halkla llıskıler Nurten Berksoy
ı I M K I I I I I \e B ı s ı n V e m G u n Habeı \ıansı, Basın \ e Yayıncılık \ Ş
"ırkecaiı cad "'9 4 C ı i = ı l o g l u 3 4 3 3 4 Ist PK 2 4 6 Istanbul Tel (0 212) 512 0 5 0 5 (20 hatl Teleks 2 2 2 4 * Fak's ( 0 2 1 2 ) 5 1 3 8^
I0KASIM 1994 lmsak:5.10 Güneş: 6.38 Ögle: 11.52 Ikındı 14.33 Akşam: 16.58 Yatsı: 18.20
Tarihi eser
kaçakçılan
• ANKARA I W ) - Paha
bKİlemez değerde&i 7 tane
som altın kral ta:ı \e 5 adet
diyademı polise vatmak
iîteyen arkeolog Skelahattin
Gü'iaçar ile Osrrajn Günaçar,
Selahanm Er\eO«nsal Özer
adlı kişıler yakalarndı Tarihi
eserierin. Kuyunc-Ailar
Deraeğı BaşkaniıSrnda
yaoılan incelemder sonunda
som altın olduklarnnın
anlaşıldığı belırtldli
Mosko\a'daki Ptşlon
Müzesi'nde ulusaırarası bir
heyetle ınceleme yapan
Kültur Bakanlığı uzmanlan.
50 yıldır kayıp o a«ı Troya
Hazinesrnin 260 parçadan
oluştuğunu belırledi.
Türkiye "den kaçınlan
hazinenin kime aıt olacağının
henüz belli olmadıgını
kaydeden KiiltürBakanlığı
yetkılılen, "Tabıi k.i bizım
amacımız eserlenra
Türkiye'ye dönmesı" dediler.
RFnin patrikhane
SOPUSU
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Refah Partısi,
Fener Rum PatnkJhanesı
hakkında, ""çok çırkin bır
siyaseti temsil ettıği ve
Türkiye aleyhtarlığı" yapüjb
gerekçesiyle Meclis
araştırmasıistedı.
Dia gösterisi
• Haber Merkezi - Gazetecı
arkadaşlanmız DenizTeztel
ve Edibe Buğra'nın "•poğu
Karadenız Yaylalan'"
konulu dıa gösterisi yann
Tank Zafer Tunaya Kültür
Merkezi'nde
gerçekleştirilecek. Gösteri
saatl8.30"dabaşlayacak.
Antikafuan
• Kültür Servisi - Kültür ve
Sanat Varlıklannı Koruma
ve Tanıtma Vakfı'nca
(KÜSAV)düzenlenen
"İstanbul Antikave
Dekoratif Sanat Fuan"nın
onuncusu dün Harbıye
Kültür Merkezi'nde açıldı.
Fuar. 13 kasıma kadar
sürecek.
Gûzel binaya ödöl
• İstanbul Haber Servisi -
Bahçelievler Belediye
Başkanı Safîet Bulut,
çevredeki diğer yapılara
örnek olması amacıyla,
Bahçelievler "deki tüm
cephesi sarmaşıklarla kaph
iki binayı, altın ve gümüş
plaketle ödüllendirdi.
Eriyen maaşlara tepki biçiminde başlayan eylemler, giderek demokratik üniversite istemine dönüştü
Üniversite^ ekmek ve özgürlük arıyor
Tiyatroculamn
eylemi
• İstanbul Haber Servisi -
Gülen Ağaç Çocuk
Tıyatrosu sanatçılan. dün
Şışlı Beledıyesı binası önünde
dekorlannı yakarak
belediyeden alacaklan olan
12milyonlıranın
ödenmemesini protesto
ettiler.
TÜBA'daneyleme
tfestek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Üniversite öğretim
üyelerinin eylemlerinin
ardından. Türkiye Bilimler
Akademisi (TÜBA) üyeleri
de. bilim adamiannın
toplumsal statülerinin
yükseltilmesi, bilim ve
araştırma standartlannın
uluslararası düzeye
çıkanlması uyansında
bulundular.fÜBA'dan
yapılan açıkJamada,
araştırma görevlilerinin
yetiştirilmesi ve araştırma
çalışmalanrun
geliştirilmesinin,
üniversitelerin içinde
bulunduğu kötü koşullann
düzeltilmesiyle mümkün
olacağıbelirtildi.
Ögrenciye teşvik
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Milli Eğitim
Müdürlüğü.heray
okullardaki en başanlı on
öğrendnin 'teşhir' edileceğini
açıkladı. Yapılan
açıklamada, bu uygulamayla
öğrenciler arasındaki
rekabetin sağlanarak
başannın arttınlmasının
amaçlandığı bildirildi.
H
erkesin bildiği ün-
lü bır fotoğraftır.
Ünlü fizikçi Al-
bert Einstein'in
portresı. Dılinı bır
kanş dışan çıkarmış, objektife
'sululuk' yaparken de kare don-
durulmuş. Koskoca bilim ada-
mının böyle sululuk yapması. ne
ayıp... Hele bizim gibi birtarafı
Doğu'da bir ülkenin bilim insan-
lannın bu tür hareketleri hiç ya-
kışık almaz. Tevekkül ve ciddi-
yet beklenir onlardan. 'Sokağa
dökülmesi'. olacak şey değil.
'Yakışıksız' tartışması
42 bini aşkın üniversite öğre-
tim elemanının bulunduğu Tür-
kiye'de, bırakın akademik çalış-
malan sürdürebilmelen için ge-
reken etkiniiklerde bulunmalan-
nı. ortalama yaşam standardını
sağlamanın uzağına düşen ücret-
lennden şikayetçı 'hoca'lann.
çeşitli eylemlerle seslennı yük-
selrmeleri, berabennde bırbaşka
tartışmayı da getirdi. Kımine gö-
re hocalann. nedeni ne olursa ol-
sun eylem yapması 'yakışıksız ve
ciddiyetlebagdaşmıyor': bır baş-
kasına göre ıse eylemde paranın
ön plana çıkması yerine özgür.
özerk, demokratik üniversite ıs-
temi dile getirilmelı. Üstelik bu
da çoktan yapılmalıydı.
1961 Anayasası'nın 120'ncı
maddesıninjlk üç fıkrası şöyle
dıyordu: "Üniversiteler, ancak
devlet eliyle ve kanunla kurulur.
Üniversiteler, bilimsel ve idari
özerkliğe sahip kamıı tüzelkişüe-
ridir. İ niversiteler, kendileri ta-
rafindan seçilen yetkili öğretim
üvelerinden kurulu organlan
eliyle yönetiür ve denetlenir; özel
kanuna göre kunılmuş devlet
üniveniteleri hakkındaki hü-
künıler saklıdır. Üniversite or-
ganlan. öğretim üyeleri ve j ar-
dımcıları, üniversite dışındaki
makamlarca, her ne suretle
olursa olsun, görevlerinden
uzaklaştırılamazlar.
Üniversite öğretim üyeleri ve
yardımcıları serbestçe araştır-
ma ve yayında bulunabilirler."
ÖDTÜ'nün bildirisi
1961 Anayasası"ndan 10 yıl
sonra. 12 Mart 1971 darbesıyle
120'nci maddenın önemli ölçü-
de değiştınlmesınden az önce,
yanı 8 Ocak 1971 'de, ODTÜ'lü
öğretim üyeleri hazırladıklan
bildiriyle bir karşı çıkışı dile ge-
tirdiler. Bildin şöyleydı:
"1- ÜlkemLnn sorunlannı bu-
günkü iktidar ya da benzeri ya-
pıdaki başka ikitidartann çözebi-
leceğine inanmryoruz.
2- Üniversite özerkliğine ve
üniversitedeki ilerici atılımla-
ra darbe vurmak isteyen, polis
NEREYE GİDİYOR? 1
\_xeşitli üniversitelerde öğretim elemanlan 1986 yılından itibaren
dernek kurarak örgütlenmeye başladı. Amaçlannı özgür, özerk,
demokratik üniversiteye kavuşmak olarak belirleyen bu örgütlerin
üye sayısı yüzde 10'u bile bulmadıysa da süreç içinde örgütlülük
meyvelerini vermeye başladı.
1. 994'e gelindiğinde akademisyenlerin hoşnutsuzluğu iyice
tırmanmıştı. tlk tepki üniversitelerin açılışında geldi. Ardından, ilk
başlarda yalnızca eriyen maaşlara ilişkin gibi görünen, geliştikçe
de daha kapsamh istemlerin dile getirildiği eylemler başladı.
Hocalar 'sokağa dökülmüştü.'
Öğretim üyelerinin ö/Jük haklan ve özerk üniversite için başlattklan evlemler. beraberinde bir tartışmayı da getirdi. Kimine göre hocalann eylem yapması '\akı-
şıksız ve ciddiyetie bağdaşmıyor'du. Bir başkasına göre ise eylemde paranın ön plana çıkması yerine özgür, özerk, demokratik üniversite istemi dile getirilmeliydi.
nezaretinde öğretim gibi gü-
lünç bir tedbiri tasarlayan,
üniversitelilik sıfatı altında
haysiyetsiz bir görevi yüklene-
bileceğini sanan, üniversiteler-
deki fikir ve örgütlenme öz-
gürlüğünü yok etmek isteyecek
baskı tedbirlerinin tümüyle
karşısında yer alıyoruz.
3- Üniversitelere saldırılar
düzenle>erek cinayetler işleyen
güdümlü güçleri vatansever
savan ve katillere arka çıkan
zihniyetin şiddetle karşısında-
>
lz
- ..
4- Üniversitelerdeki geniş
öğrenci kitlesinin ilerici oldu-
ğuna ve direnişlerinin amacı-
nın kolay ders geçme olmadığı-
na inanıyor, haklı isteklerinde
onları destekliyoruz."
SBFdeforurrr
Ankara Üniversitesı Siyasal
Bılgiler Fakültesı Öğrenci Yur-
du'nun polıs tarafından basıla-
rak bazı öğrencilenn yaralanma-
sı. çok sayıda öğrencınin gözal-
tına alınmasının ardından. Üni-
versite Öğretim Üyeleri Sendi-
kası, Ü'niversite Asistanlan Sen-
dikası ve Dev-Genc. hem hükü-
metçe hazırlanan ünıversıtelerle
ilgilı yasa tasansıni görüşmek.
hem de polis-öğrencı çatışması-
nı eleştirmek amacıyla 27 Ocak
1971 "de bir forum düzenledi.
SBF Dekanı Prof. Dr. Cahit Ta-
las. ıktidann üniversitelerle ılgı-
lı yasalar hazırlamaya yetkili ol-
madığmı sa\unuyordu. Ilk ko-
nuşmacı da şımdıkı Dışışleri Ba-
kanı MümtazSoysal'dı. Tasanyı
eleştiren Soysal, bunun düzenle-
yici değil kısıtlayıcı olduğunu
söylüyor. polis baskısına ilişkin
de "Huzursuzluğun kaynağı üni-
versitelerin dışındadır" dı>ordu.
Prof. Dr Nusret Fişek ıse. "Hü-
kümetin yeni önlemler getirmeyi
düşünmesi yerine çekilmeji dü-
şünmesinin daha i>i olacağmr
belirtiyordu.
Unrversite ve polis
Bu karşı çıkıştan ikı ya da üç
yıl öncesine ilişkin bir anı da
Prof. Dr. Toktamış Ateşten:
"O zamanlar İstanbul Üniver-
sitesinde asistandık. O zaman-
lar polislerin değil böv le sınıfiara
girmeleri. okul içinde karakol
kurmalan. okulun kapısında
durmalan, kontrol yapmalan bi-
le bizi müthiş rahatsız edivordu.
Bir haziran sınavı döneminde
merkez binanın Ön kapısında po-
lisler olduğu için," Biz. polislerin
nezaret ettiğı bir sınavda gözcü-
!ük yapmayız' divesınavlan boy-
kot cftik. Boy kotûmuz Hukuk ve
İktisat fakültelerinin asistanlan-
na \ önelikti ve harta polis tarafın-
dan bazı arkadaşlanmız hırpa-
landı."
12 Mart 1971 darbesının ar-
dından 120"ncı madde önemli
ölçüdedeğıştınldı. Özerklığı nı-
teleyen "bilimsel ve idari" sıfat-
larıkaldınldı Sıkıvönetimmah-
Para için boykotu haklı görenler de var karşı çıkanlar da
Öğretim üyeleri. eylemlere
farklı yaklaşıyor. Kimısi geçmış-
tekı pasifliğı eleştınyor. 'Bilim
adamı para için eylem yapmaz'
deniliyor. Bazı öğretim üyeleri
de öncelikle özlük haklannın iyi-
Ieştirilmesı için eylem yapmayı
gerekJı görüyor. Işte bazı öğretım
üyelerinin son eylemler üzerine
görüşleri:
Yalçıntaş: Parayı
düşünen, ilmi seçmez
tstanbul Üniversitesı İktisat
Fakültesi öğretim üyesı Prof. Dr.
Nevzat Yalçıntaş:
"Hocalann para için eylem
yapmalannı tasvip etmiyorum.
Parayı düşünen insan, ilmi seç-
mez, Ücretler çok gerilemiştir,
düzeltümelidir. Hocalar prensip-
te haklılar, ama usulde yanlışlar.
Bunun için eylem yapmak. hele
boykot tamamen yanlıştır. Ders
kutsaldır, ilim her halükarda de-
vam ettirilmelidir, talebenin öğre-
nim hakkı elinden alınamaz.
Boykotu şiddetle kınıvorum.
Boykot, yürüyüş yanlış, ama de-
mokratik yöntemlerie problem-
leri duyurmak faydalı.'
Uras: Akçalı sorun, bilgi
ûretimiyie ilgüi
Öğretim Elemanlan Sendıka-
sı Başkanı Doç. Ufuk Uras: "Bu
akçalı somnlar, insanlann evle-
rinde daha çok beyaz eşya olma-
sı vs. nedeniyle gündeme getiril-
miyor. İnsanlann bilgi iirerimine
yönclik yoğunlaşmasının koşulu
olarak gündeme getiriliyor. Bu
anlamda. doğrudan bilimsel bil-
gi üreriminin koşullanyla da ilin-
rili bir husustur akçalı sorunlann
bu kadar ön plana çıkması. Bazı
öğretim elemanlan diyorlar ki
'Üniversite yıllardırsustu. akça-
lı sorunlarda ön plana çıkıyor."
Bu, erik olarak doğru değil. Ben
buna da katılmıyorum. Ozellikle
sendika bağlammda hiç katılmı-
yorum. Çünkü sendika, emeği-
nin karsjljğını alma mücadelesiy-
se bir yanda bizim bu konuyla
ezildik duymamıza gerek yok.
Üniversite elemanlan, vergisini
veren, tasarrufun oluşmasında
katkıda buhınan kesim ve krizjn
geniş kesimler aleyhine çözüm-
lenmesine tepki duymak dunı-
munda.Olay ın meşruiyeti son de-
rece ortadadır. Bu konuda her-
hangi bir yerden icazet alınması-
na gerek de yoktur."
Altuıtaş: Öğretim üyeliğÇ
ikinci iş haline geldi
Ankara'daki Öğretim Üyeleri
Derneği Başkanı Prof. Dr Mus-
mihon 348 bin lira alırken,
1993'te 41 milyon liraya yüksel-
miştir. Yüzde 950'lik bir artış var.
1991'de rektörün maaşu Genel-
kurmay Başkanı'nın maaşımn
yüzde 92'sidir. 1993'te ise yüzde
37 oranmda geriledi. Yani üçte
ikisini kavbetti, göreceli olarak
yoksullaştı. Rektör, Anayasa
Mahkemcsi Başkam'na göre de
yoksullaştı. 1991'deeşdeğeriken,
1993'te ise yüzde 60 geriledi.
Kriton Curi
tafa Altıntaş: "Öğretim üyeleri-
nin ekonomik durumu bü> ük bir
aşınmava uğramıştır. Hem mut-
lak anlamda hem de göreceli ola-
rak aşınmıştır. 1991 ile 1993 >ıl-
lan arasında rektör maaşlannda
artış yüzde 389 olmuştur. 4 yılhk
bir profesörün maaşında yüzde
413'lük bir artış vardır. Genel-
kurmav Başkanı'nın maaşında
10 misline yakm artış olmuştur.
Genelkurmay Başkanı 1991 'de 4
Ahmet Çakmak
Yoksullaşan öğretim üyesi
ne vaptı? Öğretim üyeleri üni-
versiteleri olabildiği ölçüde
ikinci üçüncü işleri haline ge-
tirdiler. Holdinglerle bağlantı
kurdular. hükümetle bağlantı
kurdular. Tüccarlığa özendi-
ler. Akademik çalışma alanla-
rı yerine, başka alanlara yö-
neldiler. Öğretim üyeliği, dok-
torluk, avukatlık ve basın nıes-
leği gibi görevler, zenginlik ve
servet edinme amacına dönük
olarak yapılmayan meslekler-
dir. Bunların sağladığı tinsel
doyum. özdeksel doyumun çok
çok ötesindedir. Bir doktorun
saygınlık kazanabilmesi için
zengin olmasına gerek yok-
tur."
Curi: Eylenıler haklı,
ancak etkisiolmaz
Boğaziçi Üniversitesı Çevre
Bilimleri Enstitüsü Başkanı
Prof Dr Kriton Curi: "Bu öğre-
tim ü>eieri aslında çok sıkıntılı ve
huzursuz. Aldığımız maaş, geçi-
münizi sağlamak ya da sağlama-
mak ölçüsü değildir. Maaşınız ay-
nı zamanda sosyal sa> gınlığınızın
da ifadesidir. Sosyal saygınlığın
azalması ile geçim sıkıntısı. hoca-
ları psikolojik açıdan etkiliyor.
Baştakilerin ruhaf turumlan yü-
zünden bu gençlerin zarar gör-
mesi ne kadar doğru? Yapılan ey-
lcmlcri haklı buluyorum, ancak
böyle bir davranıştan şartlan
meydana getirenler hiç etkilen-
meyecektir."
Çakmak: Maaş eylemmi
bulandırmak yanlış
Marmara Üniversitesi IİBF tk-
tisat Bölümü öğretim üyesi Doç.
Dr. Ahmet Çakmak: "Öğretim
elemanlannın para için eylem
yapmalannı eleştiren sözler, sık-
ça sarfediliyor. Bunu yakışıksız
buluyoriar. Neden? Komik bir
maaşa mahkum edilmişim, bu
nedenle görevimi gereğince yapa-
mıyorum ve buna tepki gösteri-
yorum_ Neyı vakışıksız bunun?
Öteki çalışanİar işi bırakarak
kendilerini konıyabilir, ama bu
bize yakışmaz! Bence bu, komp-
leksli bir tutumdur. Aynca bu işi
keyfimizden yapmıyomz. Başka
çaremiz kalmadığı için yapıyo-
nız. Bence en etkili tepki biçimi
bu. Bazıları da, "Para konusu-
nu önplana çıkarmamak gerekir"
deyince bir kısmı "E\et" diyor,
ama eyleme gelince kimse kilını
kıpırdatmıyor. Ne yapalım, ger-
çek bu. İlk defa maaş konusunda
bir hareketliiik oldu. Bunu bu-
landırmanın anlamı vok."
kemelerinde yargılanan ve ceza-
landınlan çok sayıda akademıs-
yenin bir bölümü üniversiteye
dönmedi ya da alınmadı.
Aradan bir on yıl daha geçti-
ğinde, 6 Kasım 1981 "de. daha
Anayasa bile hazırlanmadan, 12
Eylül 1980 darbesi üriinü Yükse-
köğretim Kanunu yürürlüğe gir-
di. Sıkıyönetim komutanlanna
ışten atma yetkisi tanıyan 1402
sayılı yasa üniversiteye de uygu-
landı, üniversitenin kendisi tara-
fındandabirdizi akademisyenin
işine son verildi. Bu ortamdan
aynlmayı yeğleyenlerdedahil. o
dönemde 1182 kişi üniversitenin
dışına ıtıldı.
12 Eylül"ün kurduğu baskı ve
depolitizasyon, öğrencilerin ya-
nı sıra öğretim elemanlanna da
yansıdı. 12 Eylül mantığına aka-
demik çevrelerden toplu bir tep-
ki gelmedi. Tek tük seslerini yük-
seltenler de her zaman olduğu gi-
bi kovuşturmaya uğrayıp ceza-
evlerine atıldı.
Orgütlenme başlıyor
Çeşitli üniversitelerde 1986 yı-
lından başlayarak öğretim ele-
manlan dernek kurarak örgütlen-
meye başladı. Amaçlannı özgi
:
özerk, demokratik üniversiteye
kavuşmak olarak belirlediler.
Her ne kadar üye sayısı yüzde
10'ubıle bulmadıysa da... Örgüt-
lütük meyvelennı vermeye de
başladı.
1994'e gelindiğinde akade-
misyenlerin hoşnutsuzluğu iyice
tırmanmıştı. Her öğretim yılı
başlangıcında yapılan gelenek-
sel açılış törenleri, İTÜ \e OD-
TÜ'de bu öğretim yılı başında
yapılmadı. Bu, üniversitenin tep-
kisinin dışa vurumunun ilk sin-
yalleri oldu. Ardından. ilk başlar-
da sadece maaşlara ilişkin gibi
görünen. geliştikçe de daha kap-
samlı istemlerin de dile getinldı-
ği eylemler yapılmaya başlandı.
Hocalar, 'sokağa dökülmüştü.'
Uç ana sorun
Istanbul'daki Üniversite Öğre-
tim Üyeleri Derneği Başkanı
Prof. Dr. Burtıan Şenafalar. ön-
celik taşıyan üç ana sorunu şöy-
le özetlıyordu:
" I-1991 seçimierine girilirken
vürürülen kampamalarda ve se-
çimlerden sonra oluşan koaüsyon
hükümetinin gerek protokolün-
de. gerek programında köklü bir
üniversite reformu \aat edilmiş,
ardından Milli Eğitim Bakanlığı
\e üniversitelerde çeşitli taslaklar
hazırianmışh. Daha sonra konu
tümüyle gündemden çıkmıştır.
Üniversite camiası bugün de öz-
gür, özerk, demokratik ve üret-
ken üniversitenin gerçekleştiril-
mesinin ilk adımını oluşturacak
yasal değişikliklerin bir an-' ice
yapılması beklentisi içinded,/.
2- Üniversite sorunlarının
önemli hir hnlümii kaynak ve
eleman yetersizliğinden doğ-
maktadır. Türkive'de üniversi-
te ve öğrenci sayısı son yıllarda
politik nedenlerle hızla arttı-
rılmıştır. Ancak kuruluş ve öğ-
renci sayısı kağıt üzerinde art-
tırılırken, gerek öğretim ele-
manı sayısı, gerek laboratuvar,
kütüphane, bilgisayar vb. gibi
olanaklar çok geride kalmıştır.
3- Yine hükümet politikası-
nın bir sonucu olarak, öğretim
elemanlannın satın alma gücfi
ve vaşam düzeyleri sürekli bir
gerileme içine düşmüştür. 1992
Temmuzu ile 1994 Eylülü ara-
sındafiyatlaryaklaşıkdörtka-
tına çıkmış, üni>ersite öğretim
elemanlannın maaşları ise iki
buçuk katına ulaşamamıştır.
Yalnızca iki yıl önceki satın al-
ma gücüne ulaşabilmek için
bugün maaşlara > üzde 70'eya-
kın bir zam y apılması zorunlu-
dur."
Işte bu gerekçelerle 'sokağa
dökülmek'. Türkiye'deki bilim
insanlanna yakıştırılmıyordu.
Oysa dilini çıİcaran Albert Eins-
tein'in Görelilik Kuramı, bu ha-
reketinden ötürü değerinde* liç-
birşey yitirmemışti.
Saglam: Türkiye'de cüppeyle
sokağa dökülmek modaANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yükseköğretim Kurulu
(YÖK) Başkanı Prof. Dr. Meh-
met Sağlam. kuruluşunun 13.
yıldönümünde YÖK'ü protesto
eden öğretim elemanlannın ey-
lemlerini eleştirerek, "Cüppey-
le sokağa dökülmenin Türki-
ve'de moda olduğunu" söyledi.
YÖK ve 54 üniversitenin
1995 yılı bütçeieri önceki gün
TBMM Plan \e Bütçe Komis-
yonu'nda görüşülerek kabul
edildi. YÖK Başkanı Sağlam,
son ikı yıl içinde üniversiteler
ile öğrenci sayısının 2 kat arttı-
nldığına dıkkat çekti.
Prof. Dr. Sağlam. "Bunakar-
şın verilen para yerinde sayıvor.
Kimse bizden mucize bekîeme-
sin. Yeterli düzeyde ödenek sağ-
lanmazsa, bırakın mevcut üni-
versitelerde öğretim yapmayı,
•YOK Başkanı "
Mehmet Sağlam,
öğretim elemanlannın
ülke genelinde yaptıklan
eylem ve protestolan
eleştirerek. "Dünyanın
hiçbir yerinde öğretim
üyesi cüppe giyip sokağa
çıkmaz. Bu, Türkiye'nın
modasıdır" dedi.
yeni kurulan üniversitelerin öğ-
retime geçmeleri de mümkün oi-
mayacaktır"diye konuştu.
Prof. Dr. Sağlam. Türkiye'nin
2000 yılında^30 bin öğretim
üyesine gereksinım duyacağına
dikkat çekerek. bu gereksinimin
karşılanmaması durumunda
üniversitelerin kalite sorununun
çözülemeyeceğini kaydertı.
Sağlam. öğretim elemanlan-
nın YÖK'e siyah çelenk bırak-
ma eylemleri sırasında jandar-
manın engellediği bıçimindeki
haberlerin doğru olmadıgını,
YÖK ve çevresinin jandarma
bölgesi olması nedeniyle güven-
lik önlemi alındığını söyledi.
Prof. Dr. Sağlam. "Öğretim ele-
manlan benle görüşme istekleri-
ni bile bildirmediler. Böyle bir
şey talepetselerdi seve sevegörö-
şürdüm" diye konuştu.
Sağlam, vakıf üniversitelerini
desteklediklerini. ancak üniver-
sitenin özelleştirilmesi düşün-
cesinin çok tehlıkeli oldu<' tnu
vurguladı. Kar amacıyla karu-
lan üniversitelerin kaliteli eğı-
timden yoksun olacağını da vur-
gulayan Sağlam. altyapı ve öğ-
retim elemanı gereksinimini
karşılamadan yeni ünıversıte
açılması doğru değil dedi.