25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyettmtivaz Sahibi;: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç • Genel Y'ayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya # Yazıışlerı Müdürlerı Ibrahim Yıldız, Dinç Tavanç (Sorumlu) 0 Haber Merkezı Müdurir Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dı> Habcrlcr Ergun Balcı # Istıhbarat \ alçın Çakır • Ekonomı Bülent Kızanlık # Radvo-TV Uygar Eremektar • Kuhür Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman 0 Yurt Haberler Mehmet Saraç 0 Makalelcr Sami Karaören 0 Çevın Se\fettin Turhan 0 Duzoltmc Abdullah Yazıcı Yayın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç. Okta> Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinka\a, Şükran Soner, Ergun Balcı, Dinç Tavanç. İbrahim Yıldız. Orhan Bursalı, Mustafa Balbav. Ankara Tcmsilcısı Mustafa Balbav 0 Habcr Miidürü Doğan Akın Atatürk Bukan \o 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020rha!).Tcleks 42344. Faks 4195027 0lzmırTem.sılcısı SerdarKızık,H Zıya Blv. 1352 S.2 3Tel 4411220Telek.v52359. Fakv 4419117 0 Âdana Temsılcısı Çetin Viğenoğlu. Inonû Cd 119S No.l Kat I. Tel 3522550. Teleks 62155. Faks. 35225"'O Müessese Mudüni- Erol Erkut0Koondmatör AnmetKorulsan0Muhasebe Bülent Yener 0 Idare Hüsevin Gürer 0 îşletme Önder Çelik 0 Bılgı-Ulem. NaU İnal 0 Bılgısayar Sıstem Mürüvet Çiler 0 Reklam Reha Işıtman 0 Halkla llıskıler Nurten Berksoy ı I M K I I I I I \e B ı s ı n V e m G u n Habeı \ıansı, Basın \ e Yayıncılık \ Ş "ırkecaiı cad "'9 4 C ı i = ı l o g l u 3 4 3 3 4 Ist PK 2 4 6 Istanbul Tel (0 212) 512 0 5 0 5 (20 hatl Teleks 2 2 2 4 * Fak's ( 0 2 1 2 ) 5 1 3 8^ I0KASIM 1994 lmsak:5.10 Güneş: 6.38 Ögle: 11.52 Ikındı 14.33 Akşam: 16.58 Yatsı: 18.20 Tarihi eser kaçakçılan • ANKARA I W ) - Paha bKİlemez değerde&i 7 tane som altın kral ta:ı \e 5 adet diyademı polise vatmak iîteyen arkeolog Skelahattin Gü'iaçar ile Osrrajn Günaçar, Selahanm Er\eO«nsal Özer adlı kişıler yakalarndı Tarihi eserierin. Kuyunc-Ailar Deraeğı BaşkaniıSrnda yaoılan incelemder sonunda som altın olduklarnnın anlaşıldığı belırtldli Mosko\a'daki Ptşlon Müzesi'nde ulusaırarası bir heyetle ınceleme yapan Kültur Bakanlığı uzmanlan. 50 yıldır kayıp o a«ı Troya Hazinesrnin 260 parçadan oluştuğunu belırledi. Türkiye "den kaçınlan hazinenin kime aıt olacağının henüz belli olmadıgını kaydeden KiiltürBakanlığı yetkılılen, "Tabıi k.i bizım amacımız eserlenra Türkiye'ye dönmesı" dediler. RFnin patrikhane SOPUSU • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Refah Partısi, Fener Rum PatnkJhanesı hakkında, ""çok çırkin bır siyaseti temsil ettıği ve Türkiye aleyhtarlığı" yapüjb gerekçesiyle Meclis araştırmasıistedı. Dia gösterisi • Haber Merkezi - Gazetecı arkadaşlanmız DenizTeztel ve Edibe Buğra'nın "•poğu Karadenız Yaylalan'" konulu dıa gösterisi yann Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Gösteri saatl8.30"dabaşlayacak. Antikafuan • Kültür Servisi - Kültür ve Sanat Varlıklannı Koruma ve Tanıtma Vakfı'nca (KÜSAV)düzenlenen "İstanbul Antikave Dekoratif Sanat Fuan"nın onuncusu dün Harbıye Kültür Merkezi'nde açıldı. Fuar. 13 kasıma kadar sürecek. Gûzel binaya ödöl • İstanbul Haber Servisi - Bahçelievler Belediye Başkanı Safîet Bulut, çevredeki diğer yapılara örnek olması amacıyla, Bahçelievler "deki tüm cephesi sarmaşıklarla kaph iki binayı, altın ve gümüş plaketle ödüllendirdi. Eriyen maaşlara tepki biçiminde başlayan eylemler, giderek demokratik üniversite istemine dönüştü Üniversite^ ekmek ve özgürlük arıyor Tiyatroculamn eylemi • İstanbul Haber Servisi - Gülen Ağaç Çocuk Tıyatrosu sanatçılan. dün Şışlı Beledıyesı binası önünde dekorlannı yakarak belediyeden alacaklan olan 12milyonlıranın ödenmemesini protesto ettiler. TÜBA'daneyleme tfestek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üniversite öğretim üyelerinin eylemlerinin ardından. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) üyeleri de. bilim adamiannın toplumsal statülerinin yükseltilmesi, bilim ve araştırma standartlannın uluslararası düzeye çıkanlması uyansında bulundular.fÜBA'dan yapılan açıkJamada, araştırma görevlilerinin yetiştirilmesi ve araştırma çalışmalanrun geliştirilmesinin, üniversitelerin içinde bulunduğu kötü koşullann düzeltilmesiyle mümkün olacağıbelirtildi. Ögrenciye teşvik • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü.heray okullardaki en başanlı on öğrendnin 'teşhir' edileceğini açıkladı. Yapılan açıklamada, bu uygulamayla öğrenciler arasındaki rekabetin sağlanarak başannın arttınlmasının amaçlandığı bildirildi. H erkesin bildiği ün- lü bır fotoğraftır. Ünlü fizikçi Al- bert Einstein'in portresı. Dılinı bır kanş dışan çıkarmış, objektife 'sululuk' yaparken de kare don- durulmuş. Koskoca bilim ada- mının böyle sululuk yapması. ne ayıp... Hele bizim gibi birtarafı Doğu'da bir ülkenin bilim insan- lannın bu tür hareketleri hiç ya- kışık almaz. Tevekkül ve ciddi- yet beklenir onlardan. 'Sokağa dökülmesi'. olacak şey değil. 'Yakışıksız' tartışması 42 bini aşkın üniversite öğre- tim elemanının bulunduğu Tür- kiye'de, bırakın akademik çalış- malan sürdürebilmelen için ge- reken etkiniiklerde bulunmalan- nı. ortalama yaşam standardını sağlamanın uzağına düşen ücret- lennden şikayetçı 'hoca'lann. çeşitli eylemlerle seslennı yük- selrmeleri, berabennde bırbaşka tartışmayı da getirdi. Kımine gö- re hocalann. nedeni ne olursa ol- sun eylem yapması 'yakışıksız ve ciddiyetlebagdaşmıyor': bır baş- kasına göre ıse eylemde paranın ön plana çıkması yerine özgür. özerk, demokratik üniversite ıs- temi dile getirilmelı. Üstelik bu da çoktan yapılmalıydı. 1961 Anayasası'nın 120'ncı maddesıninjlk üç fıkrası şöyle dıyordu: "Üniversiteler, ancak devlet eliyle ve kanunla kurulur. Üniversiteler, bilimsel ve idari özerkliğe sahip kamıı tüzelkişüe- ridir. İ niversiteler, kendileri ta- rafindan seçilen yetkili öğretim üvelerinden kurulu organlan eliyle yönetiür ve denetlenir; özel kanuna göre kunılmuş devlet üniveniteleri hakkındaki hü- künıler saklıdır. Üniversite or- ganlan. öğretim üyeleri ve j ar- dımcıları, üniversite dışındaki makamlarca, her ne suretle olursa olsun, görevlerinden uzaklaştırılamazlar. Üniversite öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe araştır- ma ve yayında bulunabilirler." ÖDTÜ'nün bildirisi 1961 Anayasası"ndan 10 yıl sonra. 12 Mart 1971 darbesıyle 120'nci maddenın önemli ölçü- de değiştınlmesınden az önce, yanı 8 Ocak 1971 'de, ODTÜ'lü öğretim üyeleri hazırladıklan bildiriyle bir karşı çıkışı dile ge- tirdiler. Bildin şöyleydı: "1- ÜlkemLnn sorunlannı bu- günkü iktidar ya da benzeri ya- pıdaki başka ikitidartann çözebi- leceğine inanmryoruz. 2- Üniversite özerkliğine ve üniversitedeki ilerici atılımla- ra darbe vurmak isteyen, polis NEREYE GİDİYOR? 1 \_xeşitli üniversitelerde öğretim elemanlan 1986 yılından itibaren dernek kurarak örgütlenmeye başladı. Amaçlannı özgür, özerk, demokratik üniversiteye kavuşmak olarak belirleyen bu örgütlerin üye sayısı yüzde 10'u bile bulmadıysa da süreç içinde örgütlülük meyvelerini vermeye başladı. 1. 994'e gelindiğinde akademisyenlerin hoşnutsuzluğu iyice tırmanmıştı. tlk tepki üniversitelerin açılışında geldi. Ardından, ilk başlarda yalnızca eriyen maaşlara ilişkin gibi görünen, geliştikçe de daha kapsamh istemlerin dile getirildiği eylemler başladı. Hocalar 'sokağa dökülmüştü.' Öğretim üyelerinin ö/Jük haklan ve özerk üniversite için başlattklan evlemler. beraberinde bir tartışmayı da getirdi. Kimine göre hocalann eylem yapması '\akı- şıksız ve ciddiyetie bağdaşmıyor'du. Bir başkasına göre ise eylemde paranın ön plana çıkması yerine özgür, özerk, demokratik üniversite istemi dile getirilmeliydi. nezaretinde öğretim gibi gü- lünç bir tedbiri tasarlayan, üniversitelilik sıfatı altında haysiyetsiz bir görevi yüklene- bileceğini sanan, üniversiteler- deki fikir ve örgütlenme öz- gürlüğünü yok etmek isteyecek baskı tedbirlerinin tümüyle karşısında yer alıyoruz. 3- Üniversitelere saldırılar düzenle>erek cinayetler işleyen güdümlü güçleri vatansever savan ve katillere arka çıkan zihniyetin şiddetle karşısında- > lz - .. 4- Üniversitelerdeki geniş öğrenci kitlesinin ilerici oldu- ğuna ve direnişlerinin amacı- nın kolay ders geçme olmadığı- na inanıyor, haklı isteklerinde onları destekliyoruz." SBFdeforurrr Ankara Üniversitesı Siyasal Bılgiler Fakültesı Öğrenci Yur- du'nun polıs tarafından basıla- rak bazı öğrencilenn yaralanma- sı. çok sayıda öğrencınin gözal- tına alınmasının ardından. Üni- versite Öğretim Üyeleri Sendi- kası, Ü'niversite Asistanlan Sen- dikası ve Dev-Genc. hem hükü- metçe hazırlanan ünıversıtelerle ilgilı yasa tasansıni görüşmek. hem de polis-öğrencı çatışması- nı eleştirmek amacıyla 27 Ocak 1971 "de bir forum düzenledi. SBF Dekanı Prof. Dr. Cahit Ta- las. ıktidann üniversitelerle ılgı- lı yasalar hazırlamaya yetkili ol- madığmı sa\unuyordu. Ilk ko- nuşmacı da şımdıkı Dışışleri Ba- kanı MümtazSoysal'dı. Tasanyı eleştiren Soysal, bunun düzenle- yici değil kısıtlayıcı olduğunu söylüyor. polis baskısına ilişkin de "Huzursuzluğun kaynağı üni- versitelerin dışındadır" dı>ordu. Prof. Dr Nusret Fişek ıse. "Hü- kümetin yeni önlemler getirmeyi düşünmesi yerine çekilmeji dü- şünmesinin daha i>i olacağmr belirtiyordu. Unrversite ve polis Bu karşı çıkıştan ikı ya da üç yıl öncesine ilişkin bir anı da Prof. Dr. Toktamış Ateşten: "O zamanlar İstanbul Üniver- sitesinde asistandık. O zaman- lar polislerin değil böv le sınıfiara girmeleri. okul içinde karakol kurmalan. okulun kapısında durmalan, kontrol yapmalan bi- le bizi müthiş rahatsız edivordu. Bir haziran sınavı döneminde merkez binanın Ön kapısında po- lisler olduğu için," Biz. polislerin nezaret ettiğı bir sınavda gözcü- !ük yapmayız' divesınavlan boy- kot cftik. Boy kotûmuz Hukuk ve İktisat fakültelerinin asistanlan- na \ önelikti ve harta polis tarafın- dan bazı arkadaşlanmız hırpa- landı." 12 Mart 1971 darbesının ar- dından 120"ncı madde önemli ölçüdedeğıştınldı. Özerklığı nı- teleyen "bilimsel ve idari" sıfat- larıkaldınldı Sıkıvönetimmah- Para için boykotu haklı görenler de var karşı çıkanlar da Öğretim üyeleri. eylemlere farklı yaklaşıyor. Kimısi geçmış- tekı pasifliğı eleştınyor. 'Bilim adamı para için eylem yapmaz' deniliyor. Bazı öğretim üyeleri de öncelikle özlük haklannın iyi- Ieştirilmesı için eylem yapmayı gerekJı görüyor. Işte bazı öğretım üyelerinin son eylemler üzerine görüşleri: Yalçıntaş: Parayı düşünen, ilmi seçmez tstanbul Üniversitesı İktisat Fakültesi öğretim üyesı Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş: "Hocalann para için eylem yapmalannı tasvip etmiyorum. Parayı düşünen insan, ilmi seç- mez, Ücretler çok gerilemiştir, düzeltümelidir. Hocalar prensip- te haklılar, ama usulde yanlışlar. Bunun için eylem yapmak. hele boykot tamamen yanlıştır. Ders kutsaldır, ilim her halükarda de- vam ettirilmelidir, talebenin öğre- nim hakkı elinden alınamaz. Boykotu şiddetle kınıvorum. Boykot, yürüyüş yanlış, ama de- mokratik yöntemlerie problem- leri duyurmak faydalı.' Uras: Akçalı sorun, bilgi ûretimiyie ilgüi Öğretim Elemanlan Sendıka- sı Başkanı Doç. Ufuk Uras: "Bu akçalı somnlar, insanlann evle- rinde daha çok beyaz eşya olma- sı vs. nedeniyle gündeme getiril- miyor. İnsanlann bilgi iirerimine yönclik yoğunlaşmasının koşulu olarak gündeme getiriliyor. Bu anlamda. doğrudan bilimsel bil- gi üreriminin koşullanyla da ilin- rili bir husustur akçalı sorunlann bu kadar ön plana çıkması. Bazı öğretim elemanlan diyorlar ki 'Üniversite yıllardırsustu. akça- lı sorunlarda ön plana çıkıyor." Bu, erik olarak doğru değil. Ben buna da katılmıyorum. Ozellikle sendika bağlammda hiç katılmı- yorum. Çünkü sendika, emeği- nin karsjljğını alma mücadelesiy- se bir yanda bizim bu konuyla ezildik duymamıza gerek yok. Üniversite elemanlan, vergisini veren, tasarrufun oluşmasında katkıda buhınan kesim ve krizjn geniş kesimler aleyhine çözüm- lenmesine tepki duymak dunı- munda.Olay ın meşruiyeti son de- rece ortadadır. Bu konuda her- hangi bir yerden icazet alınması- na gerek de yoktur." Altuıtaş: Öğretim üyeliğÇ ikinci iş haline geldi Ankara'daki Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr Mus- mihon 348 bin lira alırken, 1993'te 41 milyon liraya yüksel- miştir. Yüzde 950'lik bir artış var. 1991'de rektörün maaşu Genel- kurmay Başkanı'nın maaşımn yüzde 92'sidir. 1993'te ise yüzde 37 oranmda geriledi. Yani üçte ikisini kavbetti, göreceli olarak yoksullaştı. Rektör, Anayasa Mahkemcsi Başkam'na göre de yoksullaştı. 1991'deeşdeğeriken, 1993'te ise yüzde 60 geriledi. Kriton Curi tafa Altıntaş: "Öğretim üyeleri- nin ekonomik durumu bü> ük bir aşınmava uğramıştır. Hem mut- lak anlamda hem de göreceli ola- rak aşınmıştır. 1991 ile 1993 >ıl- lan arasında rektör maaşlannda artış yüzde 389 olmuştur. 4 yılhk bir profesörün maaşında yüzde 413'lük bir artış vardır. Genel- kurmav Başkanı'nın maaşında 10 misline yakm artış olmuştur. Genelkurmay Başkanı 1991 'de 4 Ahmet Çakmak Yoksullaşan öğretim üyesi ne vaptı? Öğretim üyeleri üni- versiteleri olabildiği ölçüde ikinci üçüncü işleri haline ge- tirdiler. Holdinglerle bağlantı kurdular. hükümetle bağlantı kurdular. Tüccarlığa özendi- ler. Akademik çalışma alanla- rı yerine, başka alanlara yö- neldiler. Öğretim üyeliği, dok- torluk, avukatlık ve basın nıes- leği gibi görevler, zenginlik ve servet edinme amacına dönük olarak yapılmayan meslekler- dir. Bunların sağladığı tinsel doyum. özdeksel doyumun çok çok ötesindedir. Bir doktorun saygınlık kazanabilmesi için zengin olmasına gerek yok- tur." Curi: Eylenıler haklı, ancak etkisiolmaz Boğaziçi Üniversitesı Çevre Bilimleri Enstitüsü Başkanı Prof Dr Kriton Curi: "Bu öğre- tim ü>eieri aslında çok sıkıntılı ve huzursuz. Aldığımız maaş, geçi- münizi sağlamak ya da sağlama- mak ölçüsü değildir. Maaşınız ay- nı zamanda sosyal sa> gınlığınızın da ifadesidir. Sosyal saygınlığın azalması ile geçim sıkıntısı. hoca- ları psikolojik açıdan etkiliyor. Baştakilerin ruhaf turumlan yü- zünden bu gençlerin zarar gör- mesi ne kadar doğru? Yapılan ey- lcmlcri haklı buluyorum, ancak böyle bir davranıştan şartlan meydana getirenler hiç etkilen- meyecektir." Çakmak: Maaş eylemmi bulandırmak yanlış Marmara Üniversitesi IİBF tk- tisat Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Çakmak: "Öğretim elemanlannın para için eylem yapmalannı eleştiren sözler, sık- ça sarfediliyor. Bunu yakışıksız buluyoriar. Neden? Komik bir maaşa mahkum edilmişim, bu nedenle görevimi gereğince yapa- mıyorum ve buna tepki gösteri- yorum_ Neyı vakışıksız bunun? Öteki çalışanİar işi bırakarak kendilerini konıyabilir, ama bu bize yakışmaz! Bence bu, komp- leksli bir tutumdur. Aynca bu işi keyfimizden yapmıyomz. Başka çaremiz kalmadığı için yapıyo- nız. Bence en etkili tepki biçimi bu. Bazıları da, "Para konusu- nu önplana çıkarmamak gerekir" deyince bir kısmı "E\et" diyor, ama eyleme gelince kimse kilını kıpırdatmıyor. Ne yapalım, ger- çek bu. İlk defa maaş konusunda bir hareketliiik oldu. Bunu bu- landırmanın anlamı vok." kemelerinde yargılanan ve ceza- landınlan çok sayıda akademıs- yenin bir bölümü üniversiteye dönmedi ya da alınmadı. Aradan bir on yıl daha geçti- ğinde, 6 Kasım 1981 "de. daha Anayasa bile hazırlanmadan, 12 Eylül 1980 darbesi üriinü Yükse- köğretim Kanunu yürürlüğe gir- di. Sıkıyönetim komutanlanna ışten atma yetkisi tanıyan 1402 sayılı yasa üniversiteye de uygu- landı, üniversitenin kendisi tara- fındandabirdizi akademisyenin işine son verildi. Bu ortamdan aynlmayı yeğleyenlerdedahil. o dönemde 1182 kişi üniversitenin dışına ıtıldı. 12 Eylül"ün kurduğu baskı ve depolitizasyon, öğrencilerin ya- nı sıra öğretim elemanlanna da yansıdı. 12 Eylül mantığına aka- demik çevrelerden toplu bir tep- ki gelmedi. Tek tük seslerini yük- seltenler de her zaman olduğu gi- bi kovuşturmaya uğrayıp ceza- evlerine atıldı. Orgütlenme başlıyor Çeşitli üniversitelerde 1986 yı- lından başlayarak öğretim ele- manlan dernek kurarak örgütlen- meye başladı. Amaçlannı özgi : özerk, demokratik üniversiteye kavuşmak olarak belirlediler. Her ne kadar üye sayısı yüzde 10'ubıle bulmadıysa da... Örgüt- lütük meyvelennı vermeye de başladı. 1994'e gelindiğinde akade- misyenlerin hoşnutsuzluğu iyice tırmanmıştı. Her öğretim yılı başlangıcında yapılan gelenek- sel açılış törenleri, İTÜ \e OD- TÜ'de bu öğretim yılı başında yapılmadı. Bu, üniversitenin tep- kisinin dışa vurumunun ilk sin- yalleri oldu. Ardından. ilk başlar- da sadece maaşlara ilişkin gibi görünen. geliştikçe de daha kap- samlı istemlerin de dile getinldı- ği eylemler yapılmaya başlandı. Hocalar, 'sokağa dökülmüştü.' Uç ana sorun Istanbul'daki Üniversite Öğre- tim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Burtıan Şenafalar. ön- celik taşıyan üç ana sorunu şöy- le özetlıyordu: " I-1991 seçimierine girilirken vürürülen kampamalarda ve se- çimlerden sonra oluşan koaüsyon hükümetinin gerek protokolün- de. gerek programında köklü bir üniversite reformu \aat edilmiş, ardından Milli Eğitim Bakanlığı \e üniversitelerde çeşitli taslaklar hazırianmışh. Daha sonra konu tümüyle gündemden çıkmıştır. Üniversite camiası bugün de öz- gür, özerk, demokratik ve üret- ken üniversitenin gerçekleştiril- mesinin ilk adımını oluşturacak yasal değişikliklerin bir an-' ice yapılması beklentisi içinded,/. 2- Üniversite sorunlarının önemli hir hnlümii kaynak ve eleman yetersizliğinden doğ- maktadır. Türkive'de üniversi- te ve öğrenci sayısı son yıllarda politik nedenlerle hızla arttı- rılmıştır. Ancak kuruluş ve öğ- renci sayısı kağıt üzerinde art- tırılırken, gerek öğretim ele- manı sayısı, gerek laboratuvar, kütüphane, bilgisayar vb. gibi olanaklar çok geride kalmıştır. 3- Yine hükümet politikası- nın bir sonucu olarak, öğretim elemanlannın satın alma gücfi ve vaşam düzeyleri sürekli bir gerileme içine düşmüştür. 1992 Temmuzu ile 1994 Eylülü ara- sındafiyatlaryaklaşıkdörtka- tına çıkmış, üni>ersite öğretim elemanlannın maaşları ise iki buçuk katına ulaşamamıştır. Yalnızca iki yıl önceki satın al- ma gücüne ulaşabilmek için bugün maaşlara > üzde 70'eya- kın bir zam y apılması zorunlu- dur." Işte bu gerekçelerle 'sokağa dökülmek'. Türkiye'deki bilim insanlanna yakıştırılmıyordu. Oysa dilini çıİcaran Albert Eins- tein'in Görelilik Kuramı, bu ha- reketinden ötürü değerinde* liç- birşey yitirmemışti. Saglam: Türkiye'de cüppeyle sokağa dökülmek modaANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Meh- met Sağlam. kuruluşunun 13. yıldönümünde YÖK'ü protesto eden öğretim elemanlannın ey- lemlerini eleştirerek, "Cüppey- le sokağa dökülmenin Türki- ve'de moda olduğunu" söyledi. YÖK ve 54 üniversitenin 1995 yılı bütçeieri önceki gün TBMM Plan \e Bütçe Komis- yonu'nda görüşülerek kabul edildi. YÖK Başkanı Sağlam, son ikı yıl içinde üniversiteler ile öğrenci sayısının 2 kat arttı- nldığına dıkkat çekti. Prof. Dr. Sağlam. "Bunakar- şın verilen para yerinde sayıvor. Kimse bizden mucize bekîeme- sin. Yeterli düzeyde ödenek sağ- lanmazsa, bırakın mevcut üni- versitelerde öğretim yapmayı, •YOK Başkanı " Mehmet Sağlam, öğretim elemanlannın ülke genelinde yaptıklan eylem ve protestolan eleştirerek. "Dünyanın hiçbir yerinde öğretim üyesi cüppe giyip sokağa çıkmaz. Bu, Türkiye'nın modasıdır" dedi. yeni kurulan üniversitelerin öğ- retime geçmeleri de mümkün oi- mayacaktır"diye konuştu. Prof. Dr. Sağlam. Türkiye'nin 2000 yılında^30 bin öğretim üyesine gereksinım duyacağına dikkat çekerek. bu gereksinimin karşılanmaması durumunda üniversitelerin kalite sorununun çözülemeyeceğini kaydertı. Sağlam. öğretim elemanlan- nın YÖK'e siyah çelenk bırak- ma eylemleri sırasında jandar- manın engellediği bıçimindeki haberlerin doğru olmadıgını, YÖK ve çevresinin jandarma bölgesi olması nedeniyle güven- lik önlemi alındığını söyledi. Prof. Dr. Sağlam. "Öğretim ele- manlan benle görüşme istekleri- ni bile bildirmediler. Böyle bir şey talepetselerdi seve sevegörö- şürdüm" diye konuştu. Sağlam, vakıf üniversitelerini desteklediklerini. ancak üniver- sitenin özelleştirilmesi düşün- cesinin çok tehlıkeli oldu<' tnu vurguladı. Kar amacıyla karu- lan üniversitelerin kaliteli eğı- timden yoksun olacağını da vur- gulayan Sağlam. altyapı ve öğ- retim elemanı gereksinimini karşılamadan yeni ünıversıte açılması doğru değil dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle