29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9EKİM1994PAZAR HABERLER t- 'Yeni hükümete Hıtiyaç var' •MANAVGAT(AA)- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Yahm Erez, ûlkenin yeni bir hükümete ihtiyacı bulunduğunu belirterek, "Bu, DYP-ANAP hükümeü olabilir" dedi. Ercz, yapüğı açıklamada TürkiyeOdalar ve Borsalar Birliği olarak mevcut koalisyon hükümetinden destekleriıu çektiklerinı belirterek şunlan söyledi: "SHPıçindekison çalkanular, beraberinde hükümet krizini getirdi. Bugünkü koalisyon yapısı içinde ülkenin gerek ekonomik, gerekse sosyal meselelerinin çözümünü zor görüyoruz. Bu nedenle Meclis içinde yeterli çoğunluğa sahıp, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal meselelerini çözecek yeni bir hükümet modelıne ihtiyaç olduğu görüşündeyiz. Bu, DYP-ANAP hükümeli olabilir. Anayol, ülkenin meselelerini çözecek biryol." 'DYPveANAP tabanda Urieşmeli' •TUFANBEYLİ(AA)- DYP Genel Başkan Yardıması HaÛt Dağlı. Türkiye'yi 2000'li yıllara taşıyacak tek partinın DYP olduğunu söyledi. Dağlı, Adana'nın Tufanbeyli ilçesinde ANAP'tan istifa eden beş belediye meclis üyesiyle çeşitli partilerden 301 kişinin DYP"ye katılımı nedeniyle düzenlenen törende yaptığj konuşmada, Türkiye'nin dünegöre bugün birlik ve beraberliğe daha fazla ihtiyacı bulunduğunu kaydetti. Dağlı. "DYP ve ANAP tabanda birleşmek zorundadır" dedı. Seçmıiçin boya araıuyor • ANKARA (AA) - Yüksek Seçim Kurulu'nca temin edilebilmesi durumunda, milletvekili ara seçıminde de seçim boyası kullanılacağı bildirildi. Yüksek Seçim Kurulu, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un 93. maddesi gereğince milletvekili ara seçiminde kullanılmak üzere. Devlet Malzeme Ofisi'nden çıkmaz boya talebinde bulundu. Devlet Malzeme Ofısı'nin geçen seçimler için Hindistan'dan ithal edilen ve sürüldüğü parmaktan belli bir süre cıkmayan boyadan temin etmesi durumunda oy kullanan seçmenlenn parmaklan boyanacak. Matkap: Koalisyon Tûrkiye'nin şansı • ANTAKYA (Cumhuriyet) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nihad Matkap, ülkenin demokratikleşmeye ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, koalisyon hükümetinin bu önemli şansı mutlaka kullanması gerektiğini söyledi. Hatay'm Yayladağ, Hassa. Kumlu ve Altınözü ilçelerinde SSK sağlık istasyonlannın açılış törenlerine katılan Çalışma Bakanı Nihad Matkap, demokratikleşme konusu üzerindedurdu. Matkap, "Bu inancımızı sürdürmek istiyoruz. Koalisyon hükümeti bu dönemde demokratikleşmeyi sağlayamazsa ülkeye kötülük yapmış oluruz. Bu bağlamda hükümet bu şansını mutlaka kullanmahdır" dedi. Almanya'da Diyanet temsilciliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Diyanet Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Almanya'da yaşayan Türkler için bu ülkede dini temsiltilik açılması gerektiğini söyledi. Yılmaz, Türk Federasyonu Genel Başkanı Türkmen Onur ve federasyon temsilcilerini kabulünde yaptığı konuşmada, deyletin yurtdışındaki dini eğitime Çok önem verdiğıni söyledi. Bütünleşmeiçin somutçalışmalar başladı. SHP ile CHP 'nişanlandı' Sohla, 'nikâh'yakıııdaANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - SHP-CHP bütünleşmesi için ızlenecek yöntem ve protokol konusunda görüş- meler resmen başladı. SHP ve CHP par- ti meclislerinin bütünleşme karannı al- malannın ardından iki partinin genel sekreterieri, takvim ve izlenecek yöntem konusunda ilk görüşmeyi dün yaptılar. SHP Genel Sekreten Fikri Sağlar, solda 'nişanın vapüdığını ve nikahın da yakuı olduğunu' bclırtırken CHP Genel Sekre- ten Adnan Keskin, "Önümüzdeki günler. umutlann yeniden niizlendiğj bir dönem olacaktır" dedi. Bütünleşme takvimi ve yöntemi ko- • SHP ve CHP genel sekreterieri, bütünleşme takvimi için ilk görüşmeyi yaptı. İki parti; merkez yürütme kurulu üyelerinden oluşacak komisyon üyeleri, bütünleşme protokolünün kapsarrunı genişletmek ve takvim önerisi getirmek için bugün toplanacaklar. nusunda ilk görüşme için dün sabah SHP Genel Merkezine giden CHP Ge- nel Sekreten Keskin, Sağlar'la maka- mında yaklaşık bir saat görüştü. CHP Genel Sekreter Yardıması Eşref Erdem ve SHP Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gazalcı'nın da haar bulundu- ğu görüşme, bir 'ön topfanti' niteliğinde oldu. Keskin ve Sağlar, bütünleşme tak- viminin belirlenmesi, daha önce hazırla- nan bütünleşme protokolünün daha kapsamlı hale getirilmesi için MYK üyelerinden oluşacak bir komisyonun görevlendirilmesi ve komisyonun bu- gün topianmasıni' kararlaştırdılar. Ko- misyonda CHP kanadından Adnan o».».»r. Fikri Sağlar ve Adnan Keskin dûn sabah birara> a geldi.SHP'ninbütûnleşme- S O n r a ninarasecimsonrasınakalmasıönerisine,CHPdenkoşuUu'Evet'dedJ.CHP Genel Sekreten Keskin, ara seçim öncesinde iki parti kurultay larının toplanarak bütünleşme kararının alınmasuıı isterken Sağlar, hazırianan protokolün parti yetkili organlarında onaylanması ve genel başkanlarca imzalanmasının yeterli olacağını ifade etti. Keskin'in yanı sıra. Ismail Cetn, Fuat Çay, Hasan Fehmi Güneş, Ali Topuz gö- revalacak. Edinilen bilgiye göre, bugün ve yann toplanacak olan komisyon üyeleri, daha önce hazırianan protokol ilİceleri- ne bağlı kalmak koşuluyla daha geniş kapsamlı bir protokol hazırlayacak, bü- tünleşme takvimini belirleyecek ve iki parti MYK'lennin onayına sunacaklar. CHP. protokol ve takvim önerisini sah günü PM'de oylayacak. Toplantıda Sağlar'ın, bütünleşme takvimi ve ilkelerinin belirlenmnesi ko- şuluyla bütünleşmenin ara seçim sonra- sına kalması önerisini getirdiği öğrenildi. Keskin, Sağlar'a, takvim açısından sorun doğuracaksa bu öneriye 'evet' diyeceklerini, ancak iki parti ortak kurultay- lannın ara seçim öncesinde top- lanarak bütünleşme karan al- ması ile 'birtiğin güvenceye au- nabüeceğini' ifade etti Sağlar, bütünleşme protokolünün iki parti yetkili organlarında görü- şülmesi ve genel başkanlar ta- rafından imzalanmasının yeter- li bir güvence olduğu görüşünü savunurken Keskin'in, bütün- leşme için asıl karar verecek or- ganın kurultay olduğunu, kişi- lere bağlı bir uygulamarun so- run doğuracağını söylediği öğ- renildi. Görüşme sonrası gazetecile- rin sorulannı yanıtlayan Sağ- lar, bu görüşmeyle çok önemli bir adımın atıldığını belirtirken "Ara secunlerden sosyal demok- ratlar güçlenerek çıkacaklar" dedı. Hazırianan protokolün. parti yetkili organlannın onayı- na sunulacağını bıldıren Sağlar, 'nişan yapıldı, nikah yakında' dıye konuştu. Bütünleşme Or- tak Kurulu tarafından hazıria- nan 3 maddelik protokolün bü- tünleşme ilkeleri açısından çer- çeve oluşturduğunu kaydenen Sağlar, bugün ve yann yapıla- cak toplantılarda bunun içinin doldurulacağını' söyledi. CHP Genel Sekreteri Keskin de bu görüşmeyle somut bir calı- şmanın başladığını ve şu ana kadar görüş aynlığına da dü- şülmediğinı vurguladı. MHPdeTürkeş, yinetek adavANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Millıyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) büyük kongresi bugün yapılıyor. MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş in tek aday olarak katılacağı kongrede, tüzük ve program değışıklıklen de karara bağlanacak. MHP'nın, Atatürk Spor Salonu'nda bugün yapılacak 4. Büyük Olağan Kongresi. Başkanlık Divam'nın oluşmasırun ardından Genel Başkan Alpaslan Türkeş'in konuşmasıyla başlayacak. Kongre salonunda. sigara içilmesine, yiyecek. meşrubat sokulmasına izin venlmezken, çalışmalar, bin içende olmak üzere 7 multivizyon ekranıyla dışandakilere yansıtılacak. Salonda, Başkanlık Divanı platformunun üzerine yerleştirilen büyük bir Türkiye haritası •4. Büyük Olağan Kongre. Başkanlık Divam'nın oluşmasının ardından Genel Başkan Alpaslan Türkeş'in konuşmasıyla başlayacak. ışıklandınlacak. 1969yılındanberi kongrelere raldpsiz olarak giren Türkeş, bugünkü seçimlerde de tek adayolacak. MHP Genel Başkan Yardıması Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk de kongreye ilişkin bilgi verirken. birçok ilin büyükşehir belediyesi statüsü kazandığını belirterek. bu illerdeki parti meclisi üye sayısının yeniden düzenleneceğini söyledi. Parti meclisi üyelerinin seçimi ve belirlenmesi konusunda da yeni düzenlemelere gidileceğini kaydeden Öztürk, program değişiklikleri konusunda kurulan komisyonlann çalışmalannı sürdürdüğünü ve bu çalışmalann vakında sonuçlanacağını kaydetti. Parti programında özelleştirme konusunda yeni düzenlemelere de gidileceğini bildiren Öztürk. "Biz özelleştirmeyi ilk kez öneren parti>iz. V'ıllardır, işçilerin çalıştıkları fabrikalara ortak olması gerektiğini savunduk" dedi. Öztürk, eski ANAP'lılann MHP'yegirmeleri konusunda. "Bizim kapımı/ herkese açık. Eski arkadaşjar >eniden geli> or" derken. DYPile seçim ittifakına iİışkm bir soruya. "Şu an söz konusu değil. Teşkilatımız seçime hazırlanıyor. Ama bu si> asettir, yann ne gösterir büinmez" karşılığını verdi. MIKRO DİNÇ TAYAKÇ Hamhum!.. Şaralop!.. Sanki bir mum, "hayal perdesi"ri\ aydınlatıyor. Perde- de "halkadamı''Karagözile "köşedönücü", "düzenbaz" ve de "yiyici" Hacivat'ın gölgeleri. Karagöz'ün avurttan çökmüş, Hacivat alabildiğine şişkin ve de pişkin. Yüzyılla- rın ötesinden yansıyan "geleneksel" konuşmalarına giri- şiyorlar. "Bak Hacıcavcav'ım; senin için banka batırmakla 'ma- lum'dur diyorlar, sonra efendicağzıma söyliyeyim, yat alır da vergisini başka, sigortasını başka göstermekte 'mahir'd/r diyorlar, daha daha efendicağzıma söyliyeyim, arsa spekülasyonu yapmakla 'maruf'ft/r ki işi Amerikan- ya 'ya dek vardırmıştır diyorlar..." "Hamhum!.." "Yanıtlasana Hacıcavcav'ım" "Şaralop!" "Bak Hacıcavcav'ım; diyorlar ki senin hanım, efendi- cağzıma söyliyeyim, 'gözde' iken bir türlü, 'baş kadın efendi' olanda bir başka türlü, 'hanım sultan' olanda bir bambaşka türlü kollamış seni ki kendini kollarcasına... Şimdi 'temiz eller'den, 'herkesin yediğini didik didik et- mekten' söz ediyormuşsunuz ama, kendi sofranızda ne- ler yendiğini açıklamaya yanaşmıyormuşsunuz?.." "Hamhum!..." "Bak Hacıcavcav'ım; milletin sabrı taşıyor, bu işin sonu fena bitecek. Bir şeyler söyle, mal beyanmda bulun..." "Şaralop!.." Mum sönüyor, perde karanyor, Karagözle Hacivat'ın gölgeleri yoklara karışıyor. Mum yeniden yandığında ha- yal oyununun bir başka sahnesini izleyeceğimi umuyo- rum, ama ne gezer... Karagöz de, Hacivat da mum sön- meden bıraktığımız halde... "Bak Hacıcavcav'ım; devletfü babanın sağlığında aile- cek kırdığınız cevizler halkın dilinden, hakkın diline yük- seliyor. Diyorlar ki ma'aile ulkeyi sultan sofrasına çevir- mişsiniz. Sizler yiyip tıkanınca, uşaklarınız kurulmuş sof- raya... Millet taşımış, sizler ve uşaklarınız tüketmişsiniz. Şimdı uşaklarınız kusmaya başlamışlar ki, sıranın sizlere geleceğinden söz ediliyor?.." "Hamhum!.." "Bak Hacıcavcav'ım; başlarına uşaklarınızı oturttuğu- nuz her mevkiden kötu kokular yükseliyor. Diyorlar ki, efendicağzıma söyliyeyim, bunca servet, bunca mal mülk, bunca kredi, bunca debdebe öyle devlet memurlu- ğuyla sahiplenilebilinemez... Olsa olsa, 'kollayıcılıkla' is- tiflenir... Hem de ak akça olarak değil, kara para olarak..." "Şaralop!.." "Bak Hacıcavcav'ım; işin suyu çıkmıştır ki sıkılası yanı kalmamacasına. Valide-i muhteremimzden 'ağaçsız or- man' sahibi minik biraderinize, zat-ı âlinizden minimin- nacık bacınıza dek incileriniz saçılmaktadır. Diyorlar ki onu tanımam, bunu parası varken tanırdım, ben kimseyi aramadım, kazandıklarım helaldir' gibilerinden laflara millet doymuştur..." "Hamhum!.." "Bak Hacıcavcav! Halkın sabrı Karagöz'ün sabrıdır ve de taşmak üzeredir. Patlatırım şimdi gözünün üstüneü!" "Şaralop!!!" Karagöz tokatı patlatıyor ve Hacivat boylu boyunca yere seriliyor... Kalkıyor, bir tokat daha, gene yerde... Sonun- da, hamhum, şaralop'u da, geleneksel söylem biçimini de bırakıp yaygarayı basıyor. "Yıktın duzenimi eyledin viran, varıp babama mum ya- kayım heman!" Mumun ölgün ışığında hayal perdesine Beberuhi'nin ölgün gölgesi vurup Hacivat'ı yerden kaldırmaya sıva- nıyor.. Ana fikir Hacivatlar nice çoğalmış olsa da, Türkiye ha- yal perdesi değildir. Ana fikrin ana fikri' Kendini hayal perdesinin Hacivab ile özdeşleştirenler, hiç de hayali olmayan Karagözler'in sabrmın taştığını bilmeli ve Beberuhi'den medet umma- nın umarsızlığını kavramalıdırlar. CHP: 1284 küv boşaltüdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreter Yar- dıması Eşref Erdem. Tunceli'de köy yakma ve boşaltma olaylannın hükümetin alnında kara bir leke olarak kalacağmı söyledi. Elde ettıkleri verilere göre, eylül ayına kadar bölgede 1284 köyün boşaltıldığını belırten Erdem. "İçişleri Bakanı, bu iddialann doğnı olup obnadığını araştırmak üzere bölgeve gjdip inceleme yapmalıdır. Eğer bunu yapamıyorsa, istifa etmeödir" dedı. Erdem dün düzenlediği basm toplantısında, devletin, Tun- celi'deki vatandaşlara sahip çıkması gerektiğini söyledi. Ülkücüler ülkücüleri anlatıyor: 2 Ülkücühareketin içinde aktifgörevlerdebulunan Erdoğan Tcmnöven, hareketingeçmişine, bugününe nasılbaktığun anlattı: BiryerlerdehatayaptıkIŞIK KANSU/KEMAL YURTERİ K'ski MÇP Genel Başkanlanndan Şevket Bülent Yahnici, Cumhuriyet'in, MHP ve ülkücü harekete ilişkin sorulanna bugünkü bolümde verdiği yarutlar söyle: - RP, MHPnin tabanım mı oyuyor? - Geçmişte böyle tartışmalar yaşandı, an- cak şu an böyle bir sorunumuz yok. Zaman zaman. "Turklük mü önce gelir, Isiamiyet mi önce geür" diye soruldu. Bızım anladığımız İslamiyet. milliyetçiliğe aykın değildir. Bu hadisiyle, ayetiyle sabittir. Arap, Arap milli- yetçiliğini yapıyor. Bugün İrandaki rejim, Fars milliyetçisi bir rejim. Ana dünyaya di- yor ki, "İslamiyette kavimcilik yoktur." Türkçe yayınlarla Türkiye'ye rejim ihraç et- meye çalışan İranlı düşünürler, "İslam kav- miyetçi değildir" diye yazıyorlar. Ama öte yanda bal gibi milliyetçilik yapılıyor. Bana göre RP, İslamı söylemin dışında bir başka oyuna hazırlanıyor. Daha önce de bu oyunu denedi. RP. 1991 seçimlerinde de bu oyunu denemek istedi. Gerek Güneydoğuda olsun, gerekse büyük şehirlerde olsun. Güneydo- ğulu insanlara dönük politika geliştırmek is- tedi. Bunlann oyunu RP'ye kanalize edecek bir politikayı geüştirmek istedi. Ve hatta bunu HEP ile ittifak noktasına kadar götürdü. Ankara'da, İstanbul'da, büyük şehırlerde doğuracağı tepkileri düşünürek veya o tep- kiden korkarak bundan vazgeçtiler. Malum, daha sonra RP-MÇP-IDP ıttifakı oldu. Şimdi şartlar değişu. RP. kendisine daha ge- niş bir zemine yarattı ve kendisinin daha ge- niş bir zeminde olduğunu sanıyor. 1991 se- çimlerinde HEP ile oynamak istediği oyunu. şu an yine oynamak istiyor. Güneydoğulu insanlara. gerek bölgede, gerekse de göç et- ü'klen yerde, sahip çıkmak istiyor. Onlara şi- rin görünmek istiyor. Bunun kendisine ne getirip, ne götürüceğini RP iyi hesaplamalı- dır. Şunu açıkça söyliyeyim; bu. RP'den bü- yük puan götürür. RP, o zaman bir yanı et- nik söylemli. bir yan ırkçı söylemli bir parti haline gelir -12 Eylül öncesi ve sonrası geüsmeleri ha- tırlayacak olursak, ülkücü gençlerin artık bu tür hareketferin içinde olmayacağını söyleye- için ortada değildir. Ülkücülerin işi kavga et- mek değildir. Böyle bir metodlan yok. 12 Eylül öncesinde de bu nedenle kavganın içinde değillerdi. Metod olarak. anarşiyi, kavgayı. terörü seçtikleri için kavganın için- de olmadılar. 12 Eylül'ün ardından ırkçılık ortaya çıktı. Bu ırkçılık lokalize edildi, PKK'ye indi. Şimdi daha büyük biryara ka- şmmaktadır; mezhebçilik. Bu meseleyi her- kes kaşıyor. Yann kavga noktasına getire- cekler. Bu kavgayı oluşturmak jhanetlerin en büyüğüdür. - Clkücü hareketteki bölünmelere nasıl ba- kıvorsunuz? keş'i Türk milliyetçiliğinin lideri olarak gör- mektedir. Erdoğan Tannöven, Ülkü Ocağı Dergisi'- nin yazarlanndan. 1975-80 yıllan arasında Büyük Ülkü Demekleri ve Ülkücü Gençler Derneği'nde (ÜGD) yöneticilik ve baş- kanlık yapan Tannöven, 12 Eylül'ün ardı- ndan Kayseri, Zindrlidere, Konya ve Ehyar- bakır cezaevlerinde 1,5 yıl yattı. Son kongre- ye kadar MHP Ankara II Başkanlığında görevli bulunan Tannöven, ticaretle uğraşı- yor. Ülkücü hareketin içinde, 12 Eylül önce- sinde ve sonrasında aktif görevlerde bulu- Sistem, RP'nin karşısında M HP'yi getiriyor şeklindeki laflar safsatadan ibarettir. Eğer iddia edildigi gibi sistem bizi sevseydi, 12 Eylül ve sonrasında birgrupla bizi yenik düşürüp yok etmek istemezdi. 12 Eylülçüler, RP'nin Konya mitingini gerekçe yapmış, ama Türk milliyetçilerini ezmiştir. bilir misiniz? -12 Eylül öncesi şartlar işi sıcak çatışmayagötürmüştü. Sıcakçatışmanın ta- raflan ve sebebi ideolojiktı. "Önce o başlattı, sonra o başlattı, nefsi müdafaa" lllan bunlan bir kenara bırakalım. 12 Eylül sonrasında farklı bir boyut var. 12 Eylül sonrasında ül- kücüler kavga ortajrunın en ufak haliyle içinde değiller. Sayın Türkeş çok açık ifade etti. "PKK ile mücadelenin de\letin işi oldu- ğunu, devletin haUetmesi gereken bir mesele olduğunu, ülkücülerin bu işe kanştnamalan gerektiğüıi" söyledi. Sayın Türkeş'in bu ko- nuda çok açık beyanı vardır. Doğrusu da budur. Çünkü PKK'nin muhatabı devlettir. PKK bugün var, yann yok olacaktır. Birta- kım ınsanlar ılle birtakım insanlarla kavga - Aynlan arkadaşlanmız aynlmışlardır. Kendi partilerini, kendi yayın organlannı kurmuşjardır. Bizim iç bünyemizde bunlarla ilgıli problem yoktur. Giderken, partiyi, ha- reketi, liden eleştimıişlerdir. Bugün de bu fı- kirlerinin değişmediğini söylemektedirler. "Bizdeğisnıedikr 'demektedirİer. Şu an hare- ketin lideri Sayın Türkeş'tir. Bir siyasi parti- nin genel başkanı olmasının ötesinde bir ide- olojinin lidendir. Türk milliyetçiliğinin lideri sıfatıyla Sayın Türkeş, o global hareketin li- deridir. Bunun Türkiye içinde mensubu vardır, Türkiye dışında mensubu vardır, Or- ta Asya'da "Ben Türk milliyetçisijim" diyen insan da Türkeş'ı lıder olarak görmektedir, Tataristan Bahçesaray'daki adam da Tür- nan ve "Bir yerlerde hata yaptık" diyen Tannöven'in, hareketin dünü, geleceği ve bugününe ilişkin görüşleri şöyle: "Biz bir yerlerde hata yaptık. Omzu düşük, paltosu yarun atılmış, ayakkabı ökçesine basılmış, kabaday ı> an. tespth çekenler bizim tiplememiz oldu. Halbuki bunlar ülkücü teşki- latında asla kabul görmeyen tiplerdi. Ülkücü hareketin 1994 yılındaki durumu- nu değerlendümeden e»el, önce ve sonrasına bakmak gerekir. Zira ülkücüler ve MHP, 941e biriikte ülkenin gündeminde birinci sıra- ya yükseldi. Oysa, ülkücü hareketin söylem- leri arasında bundan 30 yıl öncesiyle bugün arasında hiçbir fark yoktur. Sadece meyda ve bizi anlamamakta ısrar edenlerin gündemine yeni gimıiştir. Şimdi kabul görmeye başlama- yan sevimliliğimiz. ülke bütünlüğüne verdiği- miz önem, kavga karşıtı tavıriarunı/, uzlaş- macıuğımız dün de vardı. Ülkücü hareket ilk dinamiğini 90'da So\yetler Birliği'nin çöküp dağılmasıyla > akalamıştır. Bu oluşum ve de- ğişim. ülkücü hareketin kendisini doğnıla- ması, gunırunu y akalamasuia vesile obnuştur. Alpaslan Türkeş'in bilgeliği, uzak göriişiülü- ğü tüm kesûnlerin gıpta ve takdirini berabe- rinde getirmişrir. PKK olayı ise gündemde MHP'niıı daha fazla yer alması sonucunu doğurmuştur. Sis- tem, RP'nin karşısında MHFyi getiriyor şeklindeki laflar safsatadan ibarettir. Eğer id- dia edildiği gibi sistem bizi sevseydi. 12 Eylül ve sonrasında bir grupla bizi yenik düşürüp yok etmek istemezdi. 12 Eylülcüler, RP'nin Konya mitingini gerekçe yapmış, ama Türk milliyetçilerini ezmiştir. Erbakan'ın söylemle- rini diline dolamış ama Alpaslan Türkeş'ı 5 yıi cezaevinde kapalı tutmuştur. Denge olsun diye 11 ülkücüvü tereddütsüz idam sephalan- na göndeimiştir." Tannöven, ülkücü harekkette bölünmele- n kabul etmiyor ve aynlanlan da oldukça sert dille eleştiriyor. Tannöven'in değerlen- dırmeleri şöyle: "Başka partilerdeki ülkücülerdiye bir konu bahis mevzuu bile olamaz. Çünkü ülkücülük her şeyden önce bir iklim meselesidir. Kendi iklimi dışında hiçbir aniam ifade etmez ve et- memiştir de. Sadece kullaıulan, faydanılan, ama o kadar." Yannr'RP,fitneyiyaygınlaştıncı gayret içinde'
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle