Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9EKİM1994PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Iki DönemdeTC MerkezBankası...
İkinci dönem, 24 Ocak 1980 masalıyla başlayıp günümüze
kadar uzanan ve serbest piyasa ekonomisi olarak sunulan,
ülkenin uzun dönemli çıkarlanyla çelişen senaryolara dayalı
birsoygun dönemidir.
Prof. Dr. ERDOĞAN SORAL
yüzde 21.8'e yükselmiştir. Böylelikle,
dış varlıklann toplam aktif değerler
içindeki payında küçük bir artış sağ-
lanmıştır. Şimdi bu iki dönemde ban-
kanın uluslararası işlemler dolayısıyla
dış yükümlülüklerinde meydana gelen
değişme>e bakalım. Birinci dönemde
TC Merkez Bankası'nın dış yükümlü-
lüklerinin (borçlannın) toplam yü-
kümlülükler içindeki payı yüzde 31.2'-
dir. İkinci dönemde bu oran yüzde14.
5'lik bir artışla yüzde 46.4 olmuştur.
tkinci dönemde TC Merkez Ban-
kası'nın borçlan, alacaklanna göre
daha çok artmıştır. Olaya ülke ekono-
misi genelinden bakıldığında, ikinci
dönemde dış borçlanmanın ivme ka-
zandığı gözlenir.
Birinci dönemde TC Merkez Ban-
kası'nın yurtiçı işlemlerde nakit olarak
kullandırdığj kredilenn aktif değerler
toplamı içindeki payı yüzde 73.6"dır.
İkinci dönemde bu oran yüzde 45.0 ol-
muştur. Birinci dönemde bankanın
TL cinsinden alacaklannın toplam ak-
tifler içindeki payının yüksek olması
önemlıdir. Neden?
a - TC Merkez Bankası 1211 sayılı
yasada belirtilen temel işlevlenni yeri-
ne getirmede kullanabıleceğı gelenek-
sel politika araçlannı özgürce ve etkili
bir biçimde kullanmıştır.
b - TL'nin ıç değerini korumak ko-
nusunda duyarlı bir ekonomi poütika-
sının gereklerini venne getirebilmiştir.
c - Yabancı para egemenliğini önle-
yen, TL'nin ıç ve dış değeri arasındaki
dengenin sağlanmasında etkili olan
yönlendirici bir kambiyo rejimi uygu-
İamışur.
TC Merkez Bankası'nın nakit kre-
dileri arasında iki önemli kredi kalemi
vardır. Birincisi kamuya, öbürü ban-
kalara açılan kredılerdir. İki dönemde
bu kredilerde gözlenen değişimler ne-
lerdir?
Birinci dönemde. kamuya TL cin-
sinden nakit olarak açılan kredilerin
toplam aktif değerlere oranı yüzde 46.
4'tür. İkınci dönemde bu oran vüzde
ve Büyüklükler: Bi-
dönem, ekonomik
rejımde zaman içinde
gözlenen doğal değişim-
er dışında ekonomi po-
litikasınm ülkenin özgün
koşullanndan önemli sapmalar gös-
termediğı bir dönemdir. Bu dönem
1972 yüından başlayıp 1980 yılına ka-
dar uzanır. İkinci dönem. 24 Ocak
1980 masabyla başlayıp günümüze
kadar uzanan ve serbest piyasa ekono-
misi olarak sunulan, ülkenin uzun dö-
nemli çıkarlan>la çelişen senaryolara
dayalı bir soygun dönemidir. Bu döne-
mi bir öncekiyle karşılaştırabilmek
için 1980-1989 yıllannı kapsayan bir
kesit olarak belırledik. Bu yıllara ait
bilanço büyüklüklerini haarladığımız
bir tablo üzerinden ıncelemeye çalış-
tık.TC Merkez Bankasfnın bilanço
büyüklükleri çok doğaldır ki eko-
nominin tümünü kapsayan makro dü-
zeyde büyüklükler değıldirler. Bunla-
ra bakıp kesin yargılara \anlamaz.
Ekonominin bütünü için ekonomik
analizleryapılamaz. Ancak bu bilanço
büyüklükleri ekonomideki değişimle-
rin yönünü gösteren, olası gelişmelerin
sonuçlan hakkında ipuçlan veren gös-
tergelerdir. O nedenle merkez banka-
lan parasal ekonomiyi yönlendiren te-
mel kurumlar arasında yer alırlar.
Devlet içindeki saygjnlıklan. dığer ku-
rumlar (hükümet. bankalar, özel çıkar
odaklan vb) tarafından yönetilen de-
ğil bu kurumlan yönlendiren birer tek-
nik karar merkezi olmalanndan gelir.
Serbest piyasa ekonomisi düşleri
gören azgelişmiş ülkelerde merkez
bankalannın bu nıtelikleri daha bü-
yük önem kazarur. Ülkemizdeki gelış-
meler acaba bu yönde mi gerçekleş-
miştir?
1972-1980 döneminde TC Merkez
Bankası'nın uluslararası işlemler so-
nucunda dış dünyadan olan alacakla-
nnın toplam alacaklara (Aktıf değer-
ler toplamı)oranı yüzde 19.3'tür. İkin-
ci dönemde bu oran yüzde 2.5 artarak
10.riikbirazalmaileyüzde35.6'\ain-
miştir. Bankalara açılan nakdi kredi-
lerde de benzer olgu gözlenir. Birinci
dönemde' TC Merkez Bankası'nın
bankalara açtığı TL cinsinden nakdi
krediler toplamının aktifler içindeki
payı yüzde 21.5'tir. İkinci dönemde bu
oran yüzde 12.5 azalarak yüzde 9.0 oi-
muştur. İlk bakişta olunilu eğilimleri
yansıtan bu gelişme tümüyle yanıltıcı-
dır. Ve Türk ekonomisinde çöküşün
izlennı yansıtmaktadır. Neden? Mer-
kez Bankası'nın kamuya (Hazine,
bankalar vb) kurumlara birinci dö-
nemde TL cinsinden açtığı nakdi kre-
dilerin toplam aktif değerler içindeki
payının azalması, anılan kurumlann
TC Merkez Bankası'ndan bir öncekı
döneme göre daha az kredi kullandık-
lannı göstermez. Bu durumu TC Mer-
kez Bankası bilançolannın aktifınde
>er alan "Değerleme Hesabı"ndaki de-
ğişımlerle açıklamak olanaklıdır. Ne-
dir. Değerleme Hesabı? Bir lanıma
göre bu hesap ıki alt kalemi ıçerir. Bi-
rinci kalemde bazı kamu kurum ve ku-
ruluşlannın (TMO. Tanm Satış Koo-
peratitleri ve Birlikleri gıbi) borç-
lannın tahkimi hakkındaki yasa gere-
ğınce. bankanın ötelenen alacaklan
yer abr. İkincisinde. TL'nin değerinin
yabancı paralar karşısındaki değişme-
sine koşut olarak. bankanın dış varlık
ve yükümlülüklerinin yenıden değer-
lendirilmesi sonucu ortava çıkan ala-
caklardır. Birinci dönemde Değerleme
Hesabfnın toplam aktifler içindeki
payı vüzde 7.1'dir. İkinci dönemde bu
oranın yüzde 32.2'ye yükseldiği görü-
lür. Özetlersek. ikinci dönemde TC
Merkez Bankası'nın alacaklannın ya-
pısı değişmiştir. Banka alacaklan TL
cinsinden nakdi kredilerden kaynak-
lanan alacaklar olmak yerine. ötelen-
miş (konsolide edilmiş) ya da kur fark-
lanndan doğan alacaklara dönüşmüş-
tür.Değerleme Hesabı'nda gözlenen
değişimler, iki dönemde Türkiye'de
ekonomi yönetimine egemen olan te-
mel görüş farkını yansıtmak bakımı-
ndan önemlıdir.
Birinci dönemde, gelişmekte olan
bir ekonomide. ülkenin sosyo-ekono-
mik koşullanna uyumlu. üretimle or-
ganik bağlannı koparmamış bir para
politikası izlenirken. ikincı dönemde
tam anlamıyla iç ve dış borçlanmaya
dayalı ve üretimden kopuk bir para
poütikasının izlendiğı gözlenir.
Durumu bilançolann pasif büyük-
lüklerindeki değişimlerde daha açık
bir biçimde görmek olanaklıdır. Bilan-
çolann pasıfınde yer alan büyüklükler
bankarun yükümlülüklerini (borçlan-
nı) gösterir. Bilançolarda TC Merkez
Bankası'nın iç yükümlülükleri iki ka-
lemde toplanmıştır. Bunlardan birin-
cisi, dövız olarak takip edilen yüküm-
lülüklerdır ve bunlann başında "Kredi
Mektuplu Döviz Tevdiat" hesaplan
yer alır. Bunlar yurtdışında işçi olarak
çalışan Türk vatandaşlannın tasarruf-
lannı Türkiye'de değerlendirmek için
açüklan hesaplardır. İkincisi vatan-
daşlar tarafından bankalara açtınlan
Döviz Tevdiat Hesaplan'dır. Bu iki
kalem hesapta tutulan mevduat topla-
mı TC Merkez Bankası'nın Analitik
Bilançolannda "Döviz cinsinden iç yû-
kûmlülükler" olarak nıtelcnır.
Birinci dönemde döviz cinsinden iç
yükümlülüklerin toplam yükümlü-
lüklere oranı vüzde 2.5'tir. ikinci dö-
nemde bu oran vüzde 12.2 olmuştur.
Özetle TC Merkez Bankası'nın top-
lam yükümlülükleri içinde döviz cin-
sinden borçlan artarken. TL cinsin-
den borçlan azalmıştır. Döviz cinsin-
den iç yükümlülüklerdeki artış ilk
bakişta ülke ekonomisi açısından
olumlu bir gelişme gibi görülebılir.
Özellikle. bankalarda tutulan Döviz
Tevdiat Hesaplan için bövle bir izle-
nım gelişebilir. Oysa bu hesaplara TC
Merkez Bankası açısından para arzını
dengelemekte darboğazlar yaratan
engeller olarak bakılabilir. 26 Ocak
1994 bunalımında gözlendiğı gibı bun-
lar spekülatıf amaçlı işlemlerde kulla-
nılan tehlikeli birer araç haline gelmiş-
lerdir. Pivasa mekanizmasının Tür-
kiye'ye göre çok sağlıklı ışlediği geliş-
miş ülkelerde benzerlerine rastlanma-
yan ülkemıze özgü bu hesaplann, hu-
kuki altyapısı hazırlanmadan, TC
Merkez Bankasfnın vükümlülükleri
arasına alınmış olmaîan tartışmaya
açık bir konudur. 26 Ocak 1994 bu-
nalımını ateşleyen fıtilin ucu Türkive'-
de vatandaşlar tarafından bankalarda
açılan Dövız Tevdiat Hesaplan'na ka-
dar uzanır.
Merkez Bankasfnın toplam vü-
kümlülükleri arasında yer alan gerek
büyüklüğü gerek nıtelikleri açısından
büyük önem taşı>an bir başka hesap
Merkez Bankası Parası'dır. Bunun
kapsamına emisvon. bankalann TC
Merkez Bankası'ndaki mevduatı, dis-
ponibilite ve mevduat munzam karşı-
lıklan ile diğer büyüklükler girer. Bi-
rinci dönemde Merkez Bankası Pa-
rasfnın toplam yükümlülükler içinde-
ki payı yüzde 68.7'dir. İkinci dönemde
bu oran yüzde 41'e düşmüştür. Mer-
kez Bankasfnın yükümlülükleri ban-
kanın TL ve döviz cinsinden borçlan-
nı yansıtır. Merkez Bankası Parasfnın
toplam yükümlülükler içindeki payı-
nın azalması döviz yükümlülüklerinin
büyümesidir. TC Merkez Bankası'nın
TL'den yavaş yavaş uzaklaşıp ulusal
para yerine ABD Dolan'na yönelme-
sidir.
Sonuç
Bu gelişme ikinci dönemin ekonomi
politikasıyla özdeşleşen bir gelişmedir.
TC Merkez Bankası bu dönemde ulu-
sal piyasalara borçlanmak yerine dış
dünyaya borçlanmayı yeğler gözük-
mektedir. Hazine'yle olan sürtüşmesi
bu noktada düğümlenir. Oysa hükü-
metin iki para arasında bir tercihinin
olduğu söylenemez. Hükümet için
önemli olan borçlanmak'tır. Yerli ya-
bana hangi piyasadan olursa olsun
borçlanmakür. Çok daha çok borç-
lanmaktır.
Merkez Bankası Parasfnın toplam
yükümlülükler içindeki payı her yıl bir
önceki yıla göre azalmış ve TC Merkez
Bankası temel işlevlerini her yıl biraz
daha yenne getiremez duruma gelmiş-
tir. O\sa ülkemiz koşullannda TC
Merkez Bankasfnın ekonomi yöneti-
mindeki önemı daha büyük boyutlar
kazanmış bulunuyordu. 1989 yılma
gelindiğinde bunaİımın ayak sesleri
uzaktan da olsa duvulmaktadır.
Dengeler gün geçtikçe bozulmakta-
dır. Hükümet ve TC Merkez Bankası
hummalı bir çalışmanın içindedirler.
Amaç, bozulan dengeleri ülkenin sos-
yo-ekonomik koşullannın koşutunda
yeniden kurmak değildir. Çivi çivıyi
söker mantığı ile ekonomiyi şoklaya-
rak tedavi etmektir. Büyük dönüşümü
(transformation) sağlamaktır. Bu zih-
niyetle ülke ekonomisinin tüm dengele-
rini bozdular. Ekonomiyi onarılmaz du-
ruma getirdiler. Bu uyguiama giinü-
miizde de devam ediyor. Acaba neden?
Bu sorunun vanıtını "Borç züğürdün
kamçısıdır" başlıklı gelecek yaamızda
vermeve çalışacağız.
PENCERE
ARADABİR
YAVUZ GÖR EmekliElçi
Çöplükler, Sömünü ve Doğa...
Ümraniye'deki "çöp/ü/c"faciasını anımsıyorsunuz de-
ğil m.İ?
Şimdi karşımıza, bir dev gibi dikilen ve günler geçtik-
çe boyutları ve çirkinlikleri birer birer gün ışığına çık-
makta olan "çöplükler"den gelen koku, gerçek ve büyük
çaplı bir toplum kanserinin, tam anlamı ile bünyemize
yayılan bir "metastaz'a dönüşmüş olduğunu gösteri-
yor.
işleröyle bir hale gelmiş ki, yasalarla bir "suç'olarak
tanımlanan "rüşvet verme" durumunu, "cana kast"\a
tamamlayan kişiler, bunu "savunma" (?) olarak kullanı-
yor. "Bana bir kıyak yapsın diye rüşvet verdim. Yançizdi
ve paranın üstüne oturdu!" diyor. Hukuk kuralı, "Gayri
ahlaki veya gayri kanuni bir maksadın temini için veri-
len bedelin geri almması olanağı yoktur"der... Rüşveti
alan, almakla suçlandırılır, rüşvetin karşılığını verme-
miş olmaktan kovalanamaz; amma, adamı da vururlar
işte...
Bu hukuk umursamazlığı senaryosuna, tetikçiler, 'Ba-
ba'lar, gizemli kişiler, köşeleri ve gözleri dönmüş yeni
zenginler de girip çıktığında, oyun gerçek bir "korku fil-
mi"ne dönüşüyor.
Türk halkı da olup bitenleri ibret, hayret ve dehşetle
izleyip kime, ne vakit ve nasıl güven duyabileceğini, iki-
de bir önüne konulan seçim sandıkları başında, elini
hangi oy pusulasına ve ne için uzatabileceğini düşünü-
yor. Bulamıyor...
• • •
XIX. yüzyılın "yamyam kapitalizmi"ne, günde 1 şilin-
ge asit fabrikalarında çalıştırılan çocukların, patronu
%Arkosı 6 • sayfada
TARTIŞMA
Nasıl olursademokrasi vardır?- ^ _ ^ ^ . emokratik gördüğü yasa aykınlıklannı organlannın bulunması kurumlardan yararlanmada
1 ^ ^ ^ toplum, içıne şikayet refleksı kazanmış olan yefmivor. Övgüvüvapan çifte standart uygulanması gizli
1 ^kapanık bir ruhsal yapı. . bürokrata sorarsanız. zulüm kaynağı olabilir.
• Bolmayan, Demokrasi. yurttaşlara ruhsal demokrasiyi;seçmeveseçilme Görüldüğünce. bilindıği
• J gerginliklerini doyum sağlamak zorundadır. hakkını verdiği.insanlara kadanyla işadamJannın büyük
J^^mı^r (streslerini) Demokrasi yaşantı biçımidir büyük memuriyetler kapısmı bürokratlarla akrabalıkları,
atmış bir toplum olabılirve diyenlerşunu açtığı için beğendığinı siyasalvönetiminsağlığınave
olmalıdırda. Böylebir unutmamabdırlar: söyleyebilir. Sokakta birinsana dolayısıyla halkın uzun vadeli
durumda insanlann aşağıbk Demokrasinin yararlan v e sorarsanız demokrasiyi çıkarlanna zararlı oluyor.
duygulanndan şifası günlük yaşantımızda saydam(şeffaf)niteliğinden Secimlere katılıyor. oy veriyor,
(komplekslerden) annmış karşımıza çıkmalı ve tenimize dolayı, yani tepelerde işlenen parlamentoya milletvekilleri
sağlıklı bir ruhyapısınasahip dokunmalıdır. Bu nasıl yanılgılannvesuçlann gönderiyorsunuz. Bu
olmuş olacaklan kabul sağlanabılir?Canvemal sergilendiğı. halka açıklandığı mılletvekillerindengörev
edılebilir. Düşünceler altında güvenliğınin sağlanmasıyla, için beğendiğinı söyleyebilir, bekliyorsunuz. Parlamento
ezilmemiş olan bir ruhyapısı... huzurvedınginüğin haklıdırda. Amabuniann hükümetten hesap sormazsa,
Demokratikbirçokanayasal sağlanmasıyla. devlet ve yetmediğini bilmek gerekır. bürokratlann aralannda gizli
kurum vekuruluşlar. birçok beîediye hizmetlerinın Sözünü ettiğim ruhsal doyumu bağ bulunan kimseler devlet
özel hukuk kurum ve kesintisizyürümesiyle... Bir da sağlamak için eşıtlikgerekli; ihalelerinde gözetilerek onlann
kuruluşlan vedemokratikkitle toplumdamafyavarsamal sözde toplum düzenini cebinekarşılıksız olarak
örgütleri içeriyor. Bunlar güvenliği yoktur, kontrgerilla sağlıyoruz. devleti yönetiyoruz bütçeden para akıtılırsa.
toplumsal organlardır ve insan varsa can güvenliği yoktur; diy e yapılan uvgulamalar ve rüşvetler ve yolsuzluklar basına
yaptsının dokulan gibıdırler. unutmamabdır kı yurttaş, çıkanlan yasaİar arasında gizli yansıdığı. halkın önüne
Böyle olunca insan dokulan işlenen suçlan kendi nefsinde zulüm di> ebileceğimiz sergilendiği halde bu eylemler
arasında bulunan çok önemli denervekorkar. demokratik olmayan tutum ve kovuşturulmaz, yaralanan
sıvı yerine toplum dokulan Demokrasinin, bu değerler kurallarla karşılaşıyoruz. Başta toplum sağaltılmazsa bu
arasına da bir şey koymak uğrundaki savaşımlarla uç fırsat eşitsizliği olmak üzere takdirde yurttaşlar bir gizli
gerekir ki bu da insanlann verme>ebaşladığını tüm eşitsizlikler gizli bir zulüm zulüm acısı duyarlar. Hele
ruhsal varlığı olabilir. Öyle bir unutmayalım. etkisi yapıyor. Halkın halk için gümrük tarifesinde bir
ruh yapısı ki toplumun ruhsal Gerekçesi gösterilmeden. yönetimi sakatsa gizli zulüm günlüğüne değişiklik yapıp bir
veahlaksaldeğerlennı içerdiğı siyasal öğelerineişaret vardemektir. Ekonomik malınithalyadaihraçvergisi
savunmaya hazır olan. kağıt edilmedensırfmodadırdiye güçsüzlerinpolitikavla kaldınlmak suretiyle yaratılan
üzerinde adını duyup etkinbklerde v e resmi uğraşmasıraönlemeyöntemi eşitsizlik sonunda bir kimsenin
haksızlığa uğradığını işiten bir törenlerde demokrasinın olan depobtizasyon sanki bir astronomik rakamlarla zengin
yurttaşın haklannı savunma övüldüğünü görüyoruz. gizli zulümdür. Değerli eğitim edilmesinenedemeli...Kısacası
cesaretini gösterebilen, eğer bir Parlamentolu ve çok panili kurumlanndan. değerli sağlık gizli zulüm dokunulmazlığı da
bürokratiseedindiğiyaşam yaşantıda.Anayasa kurumlanndan. zevk. eğlence gerekmektedir.
deneyimleri sonucunda Mahkemesiveyargı vedinlenmeiçinyapılmışgenel Av. Remzİ Çavbaşi
Medrese ve Tekkenin
TüretOğj.»
Ziya Gökalp '1923 Devrimi'nden önce 'Türkçü' idi,
Müslümanlığı aşikârdır; ama, Türkçe ezanı savunmuş-
tur, çarşaf ve tesettüre de karşıydı...
Ittihatçılar, Birinci Dünya Savaşı'nda birbölüm ilkoku-
lun yönetimini şeyhülislamın elinden aldılar; 1917'de
Şeytiülislam Hayri Efendl bu duruma katlanamayarak
görevindençekildi...
Resim, Islamda yasak değil mi!..
1916 yılından başlayarakîstanbul'da her yıl bir resim
sergisi düzenlendi; devlet büyükleri resim alarak evleri-
nin duvarlarına astılar...
Istanbul'da konservatuvar kuruldu...
Sarayda tiyatro açıldı...
Çarşaf kalkmasa da Osmanlı'da kadın eylemleri baş-
ladı, yüzler açıldı...
'1923 Devrimi' gerçekleşmeden önce Osmanlı'da to-
hum toprağa serpilmiş; medrese öğretiminden bilimsel
öğretime geçmenin ilk temelleri atılmıştı...
•
Peki, 1990'larda, bizi Osmanlı'nın son döneminden de
daha geriye götürmeyi amaçlayan şeriatakırnları nere-
den kaynaklanıyor?.. 21'inci yüzyıla 5 kala, Istanbul Be-
lediye Başkanı nasıl oluyor da balenin 'belden aşağı'
olduğunu söyleyebiliyor?..
Türkiye'de gerici akımların bu ölçüde karanlığı vurgu-
lamasının iki nedeni var:
Bir: Imam okullarından ve hafız kurslarından yetişen-
lerin yarattıkları itici güç...
Iki: Şeriatçılığın kökü dışarda kaynaklarından sağla-
nan parasal güç...
1990'lar Türkiyesi'nde genç beyinler medreselerde ve
tekkelerde yıkanıyor...
Medrese dinsel öğretimin okuludur.
Selçuklu'da ve Osmanlı'da çok ünlü medreseler var-
dı; din ile bilim o dönemlerde ayrışmadığı için, zamanm-
da bu eğitim yuvalarınm işlevleri de önemliydi. Yavuz
Suttan Selim, Sünnilerin halifeliğini Mısır'dan Istanbul'a
taşıdıktan sonra, Osmanlı'da medrese, resmi eğitimin
okulu sayılmıştır...
Peki.yatekke?..
Tekke, mezhebin okulu değil, tarikatın öğretim yuvası-
dır. Osmanlı'da tarikat, resmi mezhebe karşı gelişen
dinsel düşünce akımını vurguladığı için, tekkenin med-
rese ile uzlaşabilir karşıtlığı söz götürmez. Bir yanda
devletin resmi mezhebi medreselerde beyin yıkarken,
öte yanda parçalanan Islamın eteklerindeki değişik
akımlar, tarikatlar yoluyla tekkelerde yaşama olanağını
buluyor...
Ne var ki ister medresede olsun, ister tekkede, bilim-
sel eğitimin ve laikliğin aydınlanmasmda ışıyan öğreti-
min yürütülemeyeceği açık ve seçik...
•
'1923 Devrimi'rim 'Öğretim Birliği Yasası' (Tevhid-i
Tedrisat) medreseyi eğitim ve öğretim yaşamından sil-
mişti; ardından tekkeler de kaldırılmıştı...
Bugün artık temel öğretim kurumlarına dönüşmüş
imam okulları birer medresedir, tarikatlar ise ünlü şeyh-
leriyle güncel politikanın içindedirler...
Yeni kuşakların önemli bir bölümü, medrese ve tekke
öğretisinden geçiyor...
Refah Partisi'nin yansıttığı siyasal rüzgârların Os-
manlı'nın son döneminden de gerilere düşmesi, bütü-
nüyle yoğun şeriat eğitiminin türetimidir; kökü dışarda
şeriatçılık, elindeki parasal güçle siyasal iktidara adaylı-
ğını koymuştur.
İlk genel seçimde büyük bir olasılıkla birinci parti Re-
fah olmayacak mıdır?..
O zaman -anayasaya göre- Cumhurbaşkanı Demlrel,
en çok oyu alan Refah'ın Genel Başkanı Necmettin Er-
bakan a hükümeti kurması için görev vermek zorunda-
dır...
Görünen köye kılavuz gerekmez; medrese öğretimiy-
le ve tekke eğitimiyle varacağımız yer er geç bu olacak-
tı...
'Hayırlı olsun' mu diyelim?..
NEVÎNKAPLAN (BAKAN)
ile
HASANKAPLAN
Evlendiler.
8.10.1994 Burdur/Yeşilova
'Kurtuluş Hep Birlikte Olacaktır. Hep Birlikte
Kurtulacağız; Hep Birlikte Miicadele Edeceğiz;
Hep Birlikte Kazanacağız."
Behîce Boran
Türkiye'ninve
dünyanın aydınlık
geleceğine adanmış
biryaşam...
Türkiye İşçi Partili Arkadaşlan
Zindrükuyu, 9 Ekim Pazar, Saat 12.00
Çağdaş Avukatlar Grubu
ÖNSECİM DUYURUSU
istanbul Barosu Genel Kurulu seçimlerine Çağdaş Avukatlar Grubu'nu temsi/en katılacak Baro Başkanı, Yönetim
Kurulu, Disiplin Kurulu ve Denetleme Kurulu adaylarını belirleyecek önseçim, aşağıda belirtilen yerlerde 11 Eklm 1994
günü saat 10.00-18.00 arası yapılacaktır.
Önseçimlere aday adayı olarak katılmak isteyen meslektaşlarımızın en geç 10 Ekim 1994 Pazartesi günü saat 18.00'e
kadar 243 51 30 - 234 16 36 - 518 56 24 - 244 08 42 - 516 27 72 numaralı fakslara yazılı başvurularını göndermeleri gerek-
mektedir.
ÖNSEÇİM KURULU
Irtibat: Av. ismail Hakkı Karaca Tel: 518 56 11 -12
SANOIK YERLERİ
SandıkNoBölgesi Adresi
1 Sultanahmet Av SeldaGündüzalp
Dıvanyolu Cad. Erçevık
Han.K3,No-307
2 Sultanahmet Av Rasımöz
Dıvanyolu Cad Adalet
Han.No. 19, K.2
3 Sırkeci Av. Cemal Polat
HamidiyeCad 4 Vakıf
Han.No: 34, K.4
4 Aksaray Av ŞadıyeEfe
InkılapCad KoşarHan
K-1,(ISKIarkasokağı)
5 Beyoğlu Av.öznurGündoğdu
IstiklalCad BaroHan
K: 5, No. 504-506
6 Beyoğlu Av. Tangül özer
Taksım.istıklal
Cad MeşelıkSok
No:3/2(Âksanatkarşısı)
7 Şışlı Av Zeynei ûztürk
ÖZEN Hukuk Burosu
Palazoğlu Sok. Paydaş Ap No:
3/1 (Ceza adlıyesı karşı sokağı)
8 Kadıköy Av Sanı Yıldırım *
Altıyol, KuşdılıCad
EfeslsHanı,Kaf4,No 184
Tel
5119525
5160612
5160613
5118302
5113205
5858090
5299425
2442142
2450705
2450935
2341636
2341468
3306189
SandıkNoBölgesi
9
10
11
12
13
14
15
16
Üskddar
Kartal
Bakırköy
Bakırköy
Zeytınburnu
GOP-Eyüp
Adresi
Av CevatYalçınErkan
Halk Cad No10,Beysel
lsHanı,Kat.2
Av. Abdurrahım Doğan
Istasyon Cad. Uzunkaya
lşHanıKat:2.No124
(Istasyon arkası)
Av MehmetDemırcı
Zuhuratbaba. Yeni Incırli
Tel
3335481
3536462
3740404
5832728
Yolu, No: 25/B (Hukuk Adl.Yanı)
Av CemAlptekın
Ist. Baro Lokalı
Istanbul Cad. Omay Iş Hanı, I
572 22 77
83, K 2(Svc-CezaAdi.karşısı)
Av İsmail Uncu
Huzurevı karsısı
HuzurlşMerk K 3,D:66
Av Zeynei Asil
ÇukurçeşmeCad Ferah
Sok. No: 5, K 1 G.O. Paşa
(Adlıye karsısı)
KüçükçekmeceAv Erdan Barut
ResıtpaşaCad Aserls
Merkezi No: 53/12, K 1
Avcılar (adlıye karsısı)
BOyükçekmeceAv MehmetAIİÖzkes
IhlamurSok ErayPasajı
K i.(Adlıyebıtısığı)
5582335
5785878
5904915
8836888