29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9EKİM1994PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Örgütiütoplum sokaklaradöküldüIngilizlerin 1982 Anayasası yok aJ- lahtan. îsteyen, istediği gibi örgütleni- yor. Dilediğini söylüyor. İçinde kal- madan. Düdüklü tencere gibi çünkü toplumlar. Düdüğünü açıp buhan at- mak gerek. Egemen düzen, kendisin- den emin. Bu aşamaya hop diye gel- memişler elbet. Kaç yüz yıl debelen- dikten sonra. Yine de verilmiş sadaka- lan var ki buralarda toplumun örgüt- lenmesi ve kendisıni ifade etmesı. Av- rupa'daki kadar kanlı ve devrimü ol- mamış. Bugün de 100 bin kişinin, hü- kümetin yeni ceza yasa tasansını pro- testo etmesi bekleniyor. Hava güzel olursa hele, millet yine Trafalgar Mey- danı'na dolacak. Tasan, kamu ve yasa düzenini daha da sıkılaştıracak öneri- lerle dolu. Polise daha çok yetki tanı- yor. Toplumun liberal kesimine sert gelen bir tasan. Ama, artan suç oranını engelleyemeyen düzen için ise yeterince sert değil. Işte bu iki a t görüş bugün çarpışacak. İnsanlar bağınp çağınp içlenni dökecekler. Aralanna kanşacak anarşist ve provokatör takımı da yine elinden geleni ardına koymayacak. Bizde 12EylüI sonrası- na rastlayan dönem, İngiltere'de de Thatcher dönemiydi. Bizdeki cılız si- yaset ortamı darbe ile kesildi. Hala kendisine gelebilmiş değil. Bugünkü kısır döngüler, sığ çekişmeler hep dar- beden miras. LONDRA EDtPEMİL ÖYMEN Ingiltere'de ise Thatcher dönemin- de insanlar, düzene karşı çıkılamaya- cağını kendileri anladüar. On yıl önce tam bugünlerde madenciler grevdey- di. Daha önce hükümeti düşüren grevcileri bir yıl içinde Thatcher alt etti. İşçi sınıfının bayraktarlan çözül- dü. Gençler bir bakülar ki, Thatcher düzenine karşı çıkmak mümkün değil. Düzenden yana oldular. Her koyun kendi bacağından asılır felsefesi, Özal ile birlikte Thatcher döneminin yükse- len değeriydi. İkisi de hemen hemen aynı zamanlarda siyasetten dışlandı- lar. Ama her iki topluma da farklı yansıdı bu: İngilterededüzeneleştiri- si, 1985'de bırakılan yerden değil, farkh bir düzeyden yeniden başladı. Türkiye'de ise depolitizasyonun sür- mesi için kilit yerindeydi: 1982 Anaya- sası. Bugün Londra'da 100 bin kişinin toplanıp hükümeti protesto etmesi sü- kunetle bekleniyorsa, bunun iki nede- ni var: Insanlann örgüüenme, düşün- celerini açıklama özgürlüğünden kor- kulmaması ve güvenlik kuvvetlerine toplumsal hareketleri denetim altına alacak bilgi, beceri ve donanımın sağ- lanması. Ingiliz toplumunun genç ke- süni siyasetle çok ilgili değil. 1992 seci- minde 25 yaşın altındaki nüfusun ne- redeyse yansı oy bile kullanmadı. Ama siyasetle ilgili kesim ise gerçekten bilinçli. Bugün, Af Örgütü'nden, Nükleer Silahsızlanma'ya, Anti-Nazi BiruğTnden, yazılı anayasa isteyen 88 Bildirgesi'ne, Genç Muhafazakarlar'- dan Öğrenci Birlikleri Konfederasyo- nu'na kadar birkaç düzine örgütün yandaşı kendilerini sokağa atacaklar. Bakalım poüs ne yapacak? Tkincivatan've dünyavataiıdaşhğı lr«ıfl~4Mİı*£llîriîn v**nîf1f*n rirkOtidl hava havuzu yapdmıştı. Çapı 130 merre olan ve tamamen dotanası için 24.000 metreküp su Kaıearaıımn yenıaen uoguşu g e r e k e n h a > ^ ^ ^ ^ ^^^40yûhk çahşmadansonra i883'deaÇ üanaınst- 1931 yılında Stalin tarafından yıkılan Christ-Saveur katedralinin yeniden yapılması için ça- Saveur katedralinin kapasitesi 7 bin kişiye göre ayarlanmıştı. l zmanlar 45 dakikada yıkılan lışmalar başladı. Katedralin Moskova'nın 850. kunıluş yılı olan 1997'ye yetiştiribnesi için tüm katedralin yeniden inşasının 3 yıl süreceğini belirtiyor. Katedralin orijinaline sadık kalarak olanaklann kullanıldığı belirtiliyor. Katedralin yerine" 6O'lı ydlarda Moskova'nın tek açık yapılması için tüm arşivlerin tarandığuıı \e katedralle ilgili belgelerin arandığı belirtiliyor. İngilizce ve Almanca GÖK-DİL de öğrenilir %/ ÖNEMLİ DUYURU "22 Ekim'e kadar kayıt olan kursiyerlere ödeyecekleri ilk tutar üzerinden % 20 indirim yapılacaktır" GÜZ DÖNEMİ KAYITLARI BAŞLADI Gündüz (yoğun) Hafta içi (akşam) Hafta sonu 3, 10, 1 7, 24 Ekim 4,11, 18,25 Ekim 1,8,15,22 Ekim I KADIKÖY SÖĞÜTLÜÇESMI ı Hosonpaşa Moh Abdûlhaiır ° Memduh Sk No 9 ' Td 337 0407 1 41818 89 KAMKÖY TAKSİM KujdilıCod TaimmCod 71 Dıtek Han No 67 Td 250 34 49 Tet. 338 03 47 250 47 47 3451896 2530003 237 66 81 BAKMKÖY KunJtaySl No 10 IslanbulCad Tei 520 11 41 Danteba Sk No 7 5201142 Td 571 2783 5276214 5836840 BAKIRKÖY II HatBoyuCaJ No ^BaluHroy Td 543 83 97 57018 49 DILBILIMCIDEN İngilizce Almanca Türkçe (diksiyon) Pazar, pazartesi, çarşamba, cuma günleri 14.00-17.00 arası Aynı gün ve saatlerde randevu alınabilir Hersaat, bir öğrenciye ayrılmıştır 2328986 Bir uçakla yazdan son- bahara geçmiştik. Yağmur yağıyordu ve rüzgar vardı. Caddeler geniş ve ıslaktı. Ar- kamda polis korkusu ve ya- saklar, önümde ise yanıtsız sorular bulunuyordu. Sonbahar kışa döndü. Isın- maya başladım ev sahipleri- me. Düşlerimde çizdiğim ülkenin izin verdiği ölçüde, onlarla tanıştım. İlkbaharda düşler erimeye başlayıp, ger- çekler yeşerirken burûk bir ahşkanlık kazandı. Yazgeldi- ğinde soğukkanh olmasıru öğrendim. Sonra başka mevsimler gel- di ve geçti. İlk sonbaharda ya- ğan yağmur bugün 13 yaşına girdi. Üç yılhk aynlığı bir yana bırakırsak, 10 yıldır bu ülkedeyim Seviyorum Rusya'yı. Yeşi- lin bilmediğim tonlannı bana öğrettiği için seviyorum. Açık yürekli, yardımsever insanla- nnı, dost sıcağını bana cö- mertçe sunduğu için seviyo- rum. Savunuyorum Rusya'yı. Çilekeş tarihini, eşsiz edebi- yatını, sanaünı ve uçsuz bu- caksız doğasını savunuyo- rum. Pugaçev ayaklanma- lannı, devrimleri ve savaşlan kanıyla yazan emekçi halkını, alın teriyle ülkesini herdefası- nda yoktan var eden yurttaş- lannı savunuyorum. Kızıyorum Rusya'ya. Bit- mez tükenmez kışına, kirli be- yaz soğuğuna kızıyorum. Kendine güvenmeyen, pısınk, aydınhklan laf ebeli- ğinden ileri gitmeyen ve hafif rüzgarlann önünde bile yap- raklar gibi uçuşuveren insan- lanna kıayorum. Eleştiriyorum Rusya'yı. Yüzyıllar boyunca kah Batı düzeyini yakalamak kah mo- narşist ve komünist diktatör- lerin keyfıni tatmin etmek için kişilikleri askıya alan o garip geleneklerini eleştiriyorum. Insanlannın votka kokan uyuşukluklannı ve boşver- mişhklerini eleştiriyorum. Nefret ediyorum Rusya'- dan. Kurtulmak için daima kurtancı bekleyen, kendi cel- latlannı kendi elleriyle ve bü- yük bir özenle yaratan pran- gasız kölelerinden nefret edi- yorum. Yüzyıllar boyunca önce kendini, sonra dostunu, ardından da yurdunu satan çipil gözlü hainlerinden, on- MOSKOVA HAKAN AKSAY lann omuzlannda saltanat süren kanlı diktatörlerinden nefret ediyorum. Anlıyorum Rusya'yı. Defa- larca aldatılmış, ama her za- man yeni oyunlarda oyuncak olmaya açık insanlannın saf- lıklannı, akıldan çok duy- gulara gönül vermışliklerini, aşın uçlann birinden ötekine savrulmalannı anlıyorum. Tarihin en acı deneylerine ko- baylık yapmış halkm bağn- ndan çıkan üçkağıtçılan, hirsızlan, fahişeleri, mafya bozuntulannı ve onlar gibi ol- mayı ideal edinen genç kuşak- lan anbyorum. İnanıyorum Rusya'ya. Hem zengin doğal kaynakla- ra hem de son derece öğretici bir tarihe ve kültüre sahip olan böylesme büyük bir ül- kenin, kendisıni yok etme planlan yapanlann oyun- İannj bozacağına inanıyo- rum. İnsanlannın, geçmişteki gibi yalnızca yanna ya da şimdiki gibi yalnızca bugüne değil, düne, bugüne ve yanna aynı anda sahip çıkacaklan geleceğe inanıyorum. Sevdiğim, savunduğum, kızdığım, eleştirdiğim, nefret ettiğim, anladığım, inandığım bu ülkenin nüfus cüzdanını taşımamam hiç önemü değil. Yukanda aktardığım duygu ve düşüncelere oldukça benzeyen şeyleri, kendi ül- kemle ilgili olarak da yazabi- ürdim. 20 yaşında cıkıp geldiğim ülke, örneğin Fransa veya Çın olsaydı da benzer şeyler duyumsar ve düşünürdüm herhalde. Çünkü her şeyden önce Türk. Rus, Fransız veya Çinli değil, dünyalıyız. Ve bir- birlerine şu gökyüzündeki dokunulası yıldızlardan bile daha yakın olan ülkeler, ash- nda öylesine benzeşiyorlar ki. Tıpkı şimdı pencerenin dı- şındaki sonbahann, yagmur- lu ve rüzgarlı havanın, geniş ve ıslak caddelerin, yıllar öncesinde gözlemlediklerime tıpatıp benzemeleri gibi. Quebec'tebuzdanevleryapmak Gerci Algonquin dilinde Quebec, 'nehrin daraldığı yer' anlamında. ama Fransız Samuel de Champlain 1608 yılında. suyun kaynadıği, ama buhar gücünün keşfedilme- dıği bir zamanda, bir benzerini daha kuzey- de La Malbaie'de gördüğümde hayrete düş- tüğüm, on onbeş metreflc teknesiyle kıyıya yanaştığında, herhalde 'bir daha geri döne- roeın korkusuyla' buraya yerleşmiş olmalı! Aralık ayı ortalannda ısı eksi 25 derecelere düşünce, ucu Ontario Gölü'ne ulaşan, de- nizden bozma koca S t Lawrence nehri bir güzel donuyor da, karşı kıyıdakı Levis'ye gecmek için bizim Şirket-i Hayriye vapur- lannı andıran yolcu vapurlan, bozkıran ge- milerini ızlemek zorunda kalıyor. 17. yüzyıl başlanndaki Fransız kolonızas- yon hareketine İngılız Amirali VVUliam Phipp ortak cıkıp, boş, müstahkem bir alan bulup kent kuracağına, hazıra konmak iste- yip Quebec kentini 1690 yılında işgale kal- kınca; Yeni Fransa'nın valisi Kont de Frou- tenac paylaşımın bir kuralı olmadığını anlar UEBEC EMİN BAŞARANBtLEK da, onu güç bela püskürtür ve hazıra kon- mak isteyen bu gibi amirallerden kentı ko- rumak için Setüstü'nün ihata duvarlannı andıran surlarla kentı tahkım eder. Eder. ama nafıle! Kurnaz İngilızler, fırsat kollayıp 1759 yılında General James VVolfe'ü. Que- bec'ı işgale gönderir. Adam adı üstünde, kurt; Fransızlar onu denizden. dik yamaç- lardan hazırlıksız beklerken, o arkadan do- lanıp Abraham Ovası'na girer de, orada bir- kaç cata pata ile on beş dakikada savaşı ka- zanır; her iki tarafın komutanı ölümcul ya- ralar alır. O güzelim Fransız kolonisi Que- . Şubemiz Bcakırkciyr'cie hizmetinizde •• v DENEYİMLİ YABANCIOGRETMENLERLE, ! l l r V Â KULLANARAK LIZVC 11 OGRENİN1Her jaş ve dil dûıejindekiler için çağdaş yöntemlerle ingilizce öğrcnme olanağı Dilko English'te sunuluyor. Cambridge Yetkfli Sıoav Merkezi Dilko English'te dikyenler, duzeylenne uygun programiara kaülıp PET. FCE, CAE ve TOEFL sertifıkalan edinebilecek duzeyde ingilizce öğreniyoriar. Yeti^kinler ve oğrenciler (11-15 ya^) ayn ve özd grupiarda öğrenim göriiyoriar. Özel Amaçlı Kurslardan Bankaalık, İş, Turizm. TOEFL Hazırlık, Çeviri İngüizcesini seçebüiyor, İleri Konuşma (Conversaiion) programlanna kaulabıliyorsımuz. Zamanınjza ve bütçenize uygun, zengin program seçeneklerini Dilko English'te bulabiliyorsunuz. DİLKO ENGLISH TURİZM VE 5EYAHAT SONBAHAR GEZILERİ •.>r n - KAOIKÖY BAKIRKÖY Ş I Ş L I BEŞKTAŞ AI»yolDKti HaboraCni. KodMlnar OtatahçtCjd bHmKJ Nol6 SokA NttS N K Z 2 K « : 1 UtSSV 570 12 70 :3O8I91 25» 59 15 33! 83 10 İ1 2 21*4 232 72 52 259 J9 72 TÜRKÇE HABERLERİ LONDRA'DAN CANU 07.00 - 07.30 12.00- 12.15 18.00-19.00 FİNANS HATTI IMKB, Svfaol d6vız, Oünyo pjyndcm, AJhn, Gumöj, Bonkolar arası pyasolar HER GÜN 09.15-17.45 ARASI HERYARIMSAATTEBİR ;RADVD 953 HABERLER ANA HABER HER GÜN 08.00,13.00 20.00, 23.00 ARA HABER HER GÜN 07.00 • 23.00 ARASI HER YARIM SAATTE BİR 28 EKİM-01 KASIM OZEL AIRBUS SEFERIMIZLE VENEDİK(UMMJESHI)199S Y.P. • • • HOTEL PıCCADıLLY VENEDİK(NESTIE) 5 5 0 S 0.1 • • • • HOTEL BOLOGNA FLORANSA&VENEDİK 5 9 0 S F L O R A N S A ( 2 ) - Y E N E D İ K ( 2 ) O.K. • • • HOTEL CLUB - • • • • H. BOLOGNA ITALYA'DASOKBAHAR 6 4 0 S VENEDİK ( I ) - PISA ( I ) - MILANO ( 2 ) O.K. 4 * H. BOLOGMA - H. JOLLY - H. JOLLY TOURIHG KAFKA'NIN YURDU, KUNDERA'NIN EVİ ALTIH KEKT PRAG 6 1 0 S ÖZEL SEFERIMIZLE İLK DEFA! ORTAKLAR CAD. NO.l MECIDIYEKOY - ISTANBUL TEL: 0 (212) 21130 01 • 211 63 92 - 267İS 89 - 267 17 59 267 25 64 - 267 38 75 FAX: 273 16 28 TELEX: 39 481 Anicara (GRİDA M ) 440 74 20 izmir (GEO TUR) 4221414 Adana(NEKSTUR)4544216 1957 Demokrasiye, sosyalizme, banş ve kardeşliğe inanan, bu ideallerle yaşayan, bu yolda Batman'da öldürülen öğretmen arkadaşımız ADNAN TUNCA'yı unutmayacağız. tsmet Aktaş (Eğit-Sen Genel Bşk.). Vkdan Baykara (Tüm Bel-Sen Genel Bşk.). trfan Erdemoğlu (Tüm Maüye-Sen Genel Bşk.), Siyami Erdem (Eğıt-Sen Genel Sek), Hasan Zenk (Eğit-Sen GM YK üyesi), Yahya Bakn (Eğıt-Sen GMYK üyesi), İlknur Birol (Eğit-Sen GMYK). Mesut Çetebi (Eğit-Sen tzmir 1. No'lu Şb. Bşk). KemaJ Ünal (Eğıt-Sen Ankara Şb. Bşk). YıMınm Kaya (Eğit-Sen Kırşehır Şb. Bşk ), Alper öztârk (Eğıt-Sen Ankara Şb. Sekr.),HasanKaragöz (Eğıt-Sen Edırne Şb ). Hilmi UysaJ (Eğit-Sen Kırklareh Şb. Bşk), Alaattin Dinçer (Eğıt-Sen İstanbul 2.No'luŞb.Bşk ),NecatiOnba> (Eğıt-Sen4 No'luŞb Bşk.), EnderAksakal, tbrahim Gezer, Hasan Özgerçek. Recep Memiş, tbrahim Yavuz. Mehmet Emin Yanık, Ersin Ateş (Okmeydanı Gazetesi), Metin Koç (Görünüm Gzt), Mustafa Güler, Ayhan Ayabakan, Ahmet De\eci, Te\1lk Atam. Nihat Dedt, Mustafa furgut, Cevahir Aitınka) a, Hüseyin Zenk, Mustafa Kağıtçı, Cengiz Lzuner, Ahmet Ersoy, Mehmet Kuia. .Ahmet Koriunaz, Hanua Güner, Sami Evren, Cemil Karagöl. bec kenti. îngilizlere teslim edilir. 1774 yılında Quebec Anlaşması olur da, Fransız Kanadalılar bugün sahip olduklan her şeye; Katolik dininin pratığıne, dillerine. gıyim kuşamlanna sahip olurlar, ama İngiliz bay- rağı altında. Sonunda, 1867'de Kanada ku- rulur, Quebec konfederasyona girer. Resmi larihleri ne der bilmem. ama insan buralar- da gezerken buz ûstünde böyle bir uy- garhğın yaratılması için İngiliz ya da Fransız kökenli herkesin bilgi birikimini döktüğünü, yeni kazanımlar elde ettiğini, kendi gözlen ile görüp teslim etmek zorunda kalıyor. Bırinin yaptığını diğerinin yıkmadığı bir miman zarafet Quebec kenti. UNESCO tarafından dünya kûltür mirası listesine alınan ilk Kuzey Amerika kenti. Abraham Ovası'ndayvm. Her ağaan bir sıncabı var, sanki evcil! Bir yanımda La Mu- see du Quebec; Matisse sergisi var. Visage inuit'. Ona gideceğim. Bir kadm, güzel mi güzel, çocuğunu gezdiriyor. Bir diğeri, yaşlı mı yaşlı, el ayası büyüklüğundeki köpeğini hava almaya çıkarmış. Yüzle- rinde gülümseme eksik olmayan insanlar; gece gündüz, sokakta bayırda, yerli yabana, birbirleri- ni görünce selamlaşıyorlar. 'Çok Fransız kalmışlar' burada! Bundan birkaç yıl önceydi. Westernlerde vurula kınla soyu kurutulamayan Kızılderililerin bir köyüne gidecektim. Gittim de sonunda. Huron-VVendet aşi- retınin reisi Gros MacLouis ile tanışmıştım; adı gibi iri bir adamdı, davet etti beni. Sanı- yordum ki başlan alün tüylü, yüzleri boyalı, kollan kartal ka- natlı, yamalı atlan üstünde rüz- gardan hızlı Kızılderililer, tam tam sesleri ve ölüm dansı eşliğin- de beni bekliyorlar... Ne gezer! Hepsi, elektrik ısıtmalı, çağdaş. konforlu evlerinde ve bürolan- ncia, önlerinde bilgisayar, pap- yon kravat çahşıyorlar iyi mi? "Dilimizi konuşajı bir tek ben kaldım, bir de yaşlı teyzemle, ha- lanun kocası; annem yeni öldü. Dilimizi konuşmayı gençlere öğ- reteccğiz" demışü reis... Kala kala bir tek atkuyruğu saçlan kalmış!.. Ha, bir de hediyelik eş- yalan; danslan CD'lerde! Peki ya Eskimolar, burada Inuit denilen Eskimolar? Reh- bere bakıyorum. Kuujjuara- pik'e en kuzeye yaklaşîk 1600 ki- îometre. Aır Inuit: Her gün uçak servisi. Acaba, diyorum, kürklü çizmelerimi giyip, bağırsaktan yapılma kaytanla şöyle bir güzel berkitsem, diyorum... Şöyle bir güzel, buzdan igloo'lar yapsam! Ablak yüzlü, donuk gözlü, dolgun, kısa boylu, başında me- lon şapkası, papyonlu bir adam, hafif bir gülümseme ile "Bonjo- ur" diyor! Bonjour Quebec!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle