Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 1994 PERŞEMBE
HABERLER
Petrol boru
hattına sabotaj
• Haber Merkezi-
Irak-Türkiye petrol boru
hattının Midyat'a bağlı
Yemişli Köyü ile İdil PS-3
pompa istasyonu arasındaki
bölümü, önceki gece PKK'li
teröristler tarafından
bombalandı. Patlama
sonucu çıkan yangın. dün
hattın üzeri toprak örtülerek
söndürüldü. Bitlis'in Hizan
ilçesine bağlı Horozdere
Köyü'ne baskın düzenleyen
ve Bitlis-Baykan karayolunu
kesen teröristler, 9 kişiyi
kaçırdı. Güvenlik
kuvvetlerince, Sivas'ın
Zara-Divriği ilçeleri
arasındaki kırsal kesimde4,
Kars'ın Digorilçesi kırsal
alanında da bir olmak üzere
teröristlere ait toplam 5
sığınak ortaya çıkanldı.
Şanlıurfa'nın Viranşehir
ilçesinde ise bir terörist
güvenlik kuvvetlerine teslim
oldu.
Memura
sendikaya, fren
• ANKARA (Cumhuriyet
Börosu) - Kamu çalışanlanna
grev ve toplusözleşme hakkı
verilmesi, TBMM Anayasa
Alt Komisyonu tarafından,
"anayasaya aykın" bulundu.
Memurlara "toplu görüşme"
hakkı verilmesini öngören alt
komisyon, "dernek
statüsünde memur birlikleri"
kurulabileceğine karar verdi.
"DYP,ANAPveRP"
ittifakıyla budanmak istenen
yasa tasansı, önümüzdeki
günlerde komisyonlarda
"önergelerle" şekillenecek.
Bakanlıklarda
devir teslim
•I ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bayındırlık ve
İskan Bakanhğı'na atanan
Halil Çulhaoğlu, yeni
görevine dün başladı.
Çulhaoğlu, Bayındırlık ve
fskan Bakanlığı'nı vekaleten
yürüten ve bir süre önce istifa
eden Devlet Bakanı Fikri
Sağlar'dan bu görevi
devraldı. Devir teslim
sırasında konuşan Halil
Çulhaoğlu, ihalelerde
yolsuzluk iddialanyla prestiji
sarsılan bakanlığın.
saygınlığını iade edeceğini ve
kamuvicdanını
rahatlatacağım söyledi. Eski
Devlet Bakanı Fikri Sağlar
da Halil Çulhaoğlu'nun 90
trilyon liralık yatınm
hacmiyle çok önemli bir
bakanlığın yönetimine
geldiğini belirterek, başanlar
diledi.
Diyarbakır
Cezaevi'nde olay
• DİYARBAKIR(AA)-
Diyarbakır E Tipi
Cezaevi'nde dün meydana
gelen olaylarda bir
tutuklunun öldüğü, 45'inin
de yaralandığı bildirildi.
Yetkililerden ahnan bilgiye
göre siyasi tutuklulann
bulunduğu E Tipi
Cezaevi'nde kimliği
açıklanmayan bir tutuklu
öldü. Olaylarda 45 kişinin
yaralandığı, yaralılardan
25'inin ayakta tedavi edildiği,
diğer yaralı ve tutuklulann
ise hastanede tedavi alüna
alındığ] öğrenildi. Yetkililer,
yaşamını yitiren tutuklunun
havasızbktan öldüğünün
belirlendigini de kaydettiler.
THYpllOt
yetiştiPiyop
• tstanbul Haber Servisi -
Türk Hava Yollan (THY)
Uçuş Eğitim ve Standartlar
Başkanlığı öğretmen
pilotlannın, yabancı
havayolu şirketlerinin
pilotlanna A-340 uçaklannı
kullanma eğitimi verdiği
açıklandı. TH Y'den dün
konuyla ilgili olarak yapılan
açıklamada, eğitim
programıyla, THY'nin. 210
bin dolar gelir sağladığı
belirtildi.
Demokpasi
Platfopmu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Türk-İşGenel
Başkanı Bayram Meral'in
DİSKveHak-İşile
ilişkilerini askıya aldığını
açıklamasının ardından,
başkanlar düzeyinde
toplanan Demokrasi
Platformu toplantısına
Türk-İşkatılmadı. 18
demokratik kitle örgütünden
9'unun katıldığı toplantıda,
"Demokrasi Platformu'nun
sürekliliğinin korunması"
karan abndı. Ayncc.,
Türk-Iş'in diğer işçi
konfederasyonlanyla
ilişkilerini askıya alması
karannın "yumuşatılması"
için girişimlerde bulunulması
kararlaşünldı.
Fransa, Italya ve Almanya'da güç günler yaşayan sol, 'komünitaryanizm'i tartışıyor
Sol Avrapa'da sohık arıyor
•Sosyalizm
sempatizanlan şimdi
yeni değerler, yeni
düşünce arayışlan
içinde. Son günlerde
Amerika çıkışlı
'komünitaryanizm'
akımının Avrupa'da da
benimseneceği
görülüyor.
Çeviri Servisi - Son yıllarda
Batı Avrupa'da ameliyat masası-
na yatınlan 'sol'un kurtuluşu
içın çeşitli görüşler öne sürülü-
yor. Fransa, Almanya ve Ital-
ya'da sosyalist partilerin sürekli
kan kaybetmesi üzerine toplum-
bilimciler, klasik sosyalizmin
Avrupa sahnesinden silinmek
üzere olduğunu, ancak yerine
komünitaryanizm adı verilen
yeni bir anlayışın egemen ola-
cağinı iddia ediyor.
Paris'te Fransız Sosyalist Par-
tisı merkez binasınm satışa çıka-
nlması, ttalyan sosyalist liderle-
rinin en başanlılanndan sayılan
Bettino Craxi'nin Tunus'ta sür-
günde bulunması, tspanya'da
Fettpe Gonzales'in başını çekti-
gi sosyalistlerin yolsuzluk olay-
lanna kanşması ve Almanya'da
Sosyal Demokrat Parti'nin dör-
düncü seçimi de kaybetmesi,
Avrupa'da solun yoiun sonuna
geldiğini gösterir kanıtlar olarak
değerlendiriJiyor.
SosyaHzmin gdeceği
198O'li yıllarda Avrupalı sos-
yalistler kendilerini yenileme
çabası içindeydi. Komünizmin
çöküşünden çok önce Batı Avru-
palı sosyalistler, Doğu Avrupalı
komşulanndan gereken dersi al-
mışlar, "merkezi planlama"nın
sakıncalannı görmüşlerdi. Eko-
nomide "devlet diktası"mn bü-
rokratlann piyasada Tann rolü-
ne girmesi anlamına geldiğini
kısa zamanda anlayıp, devletin
eşitlik ve ekonomık adaleti sağ-
lamaktaki beceriksizliğinin bi-
lincine varmışlardı. tngiliz İşçi
Partisi'nın genç Liden Tony Bla-
ir sosyalizmin geleceğıne ilişkın
görüşlerinı Newsweek dergisine
şöyle açıkladı:
"Her şeyin devlet tekeline bı-
rakılmasını öngören Mam'ın
sosyalist göriişü artık ÖMÜ. Yan-
lış anlaşılmasın, bu görüş terk
edilmedi, öMü."
Ancak bu gelişmeleri kapita-
lizmin zaferi olarak değerlendir-
mek de yanlış. Sosyalizm sem-
patizanlan şimdi yeni değerler,
yeni düşünce arayışlan içinde.
Son günlerde Amerika çıkışlı
'komünitaryaniznı' akımının
Avrupa'da da benimseneceği gö-
rülüyor. Bu akım politik spekt-
rumun iki uç noktastndan besle-
niyor. Sol uçtan ulusal gelirin
eşit dağılımını alıyor, ancak bu
amaca ulaşmak için merkezi
planlama mekanizmasını devre-
ye sokmama koşulunu getiriyor.
Diğer taraftan ise aile, gelenek-
ler ve dinin önemi vurgulanarak,
bu kurumlann yeniden değer ka-
zanması için çalışılıyor. Ne var
ki bu görüş serbest piyasa meka-
nizmasınm doğasında bulunan
bireyciliğin yüceltilmesine kar-
şı. Komünitaryanizmin Avrupa
topraklannda kök salıp salma-
10 ay içinde
lmilyon
kişi
işten atıldı
ERGÜNAKSOY
ANKARA - Özelleştirme ve
taşeronlaştırmadan dolayı, son
10 ay içinde 1 milyon işçinin iş-
ten çıkanldığı, işini kaybedenle-
rin yaklaşık 500 bininin sendi-
kah olduklan bildirildi.
İşçi kıyımında belediyelerin
ilk sırada yer aldığı belirtilirken,
Liman-İş Sendikası Genel
Başkanı Hasan Biber, "İşçikre
yönetik anti-d'.mokratik uygu-
lamalann sürmesi halinde, işçi-
lerin 2 bin yılına sendikasız bir
şekilde girmesi kaçuıümazdır"
dedi.
Özelleştirme ve taşeronlaştır-
madan dolayı yıl sonuna kadar
aülan işçilerin sayısınm 1 mil-
yonu geçeceği kaydedilirken,
Liman Iş Sendikası Genel Baş-
kanı Hasan Biber, işten atılma-
lann temel nedeninin özelleştir-
me ve kaçak işçi çalıştırmadan
kaynaklandığını belirterek,
Cumhuriyet'e şunlan söyledi:
"Sendikal örgütlenme özgür-
lüğü yasal düzenlemelerle güveo-
ce altına alınmalıdır. Yasal dü-
zenleme olmaması nedeniyle
özeUeştirme tehlikeü boyutlara
ulaşmıştır. İş güvencesi, işsizlik
sigortası ve sendikal örgütlerin
özgürlüğü yasalarla güvence al-
tına alınmadan yapılacak olan
bir özelleştirme, de\letin sosyal
yapısını ortadan kaldıracaktır.
Sendika olarak özeUeştirmeye
karşıya."
Alman Scharping
yacağını zaman gösterecek.
Avrupa hala eşitlik politikala-
nna sıcak bakıyor. Geçen ay Da-
nimarka'da sol partilerden olu-
şan bir koalisyon iktidara geldi.
Isveç'te üç yıllık muhalefet dö-
neminden sonra sosyal demok-
ratlar yeniden yönetimi eline ge-
çirdi. Fransız Sosyalist Parti-
si'nin gelecek yıl yapılacak olan
cumhurbaşkanlığı seçimleri için
Fransız Delors
aday gösterdiği Jacques De-
lors'un şansının çok yüksek ol-
duğu belirtiliyor. Diğer taraftan
tngiltere'de son günlerde yapı-
lan bir kamuoyu araştırması, iş-
çi Partisi'nin 41 yaşındaki lide-
ri Tony Blair'ın gelecek seçim-
lerde şansının çok yüksek oldu-
ğunu gösteriyor.
Batı Avrupa sosyalistleri, şim-
di sosyalizmden boşalan yere
İngiliz Blair
saygın bir politik akım oturtma
çabalan içinde. Bu bağlamda
çevrecilik ve "yes.il hareket" çer-
çevesinde birleşen Avrupa solu,
ne yazık ki son yıllarda ortaya
çıkan ekonomik darboğazın
aşılmasında çevreciliğin yeter-
siz kaldığını gördüler. Son ola-
rak bugün Blair'in isim babalı-
ğını yaptığı "sosyal dayanışma"
düşüncesinin Avrupa solunu bir-
leştirecek tek kavram olduğunu
kabul eden sosyalistler, kadının
ve erkeğin toplum içinde ıstedi-
ği gibi hareket eden bireyler ol-
madığını, toplumun bir parçası
olarak gerek birbirlerine gerek-
se topluma karşı sorumlulukla-
n olduğuna dikkat çekiyor. Fran-
sa'nın ciddi gazetelerinden Le
Monde'da sosyalizmin tanımını
yapan Jacques Delors şö>le di-
yor: "Sosyalizm özgüriiik, daya-
nışma ve sonımluluk demeknr."
Bugüne dek Avrupa sosyalistle-
ri, devleti bireyin refahını sağla-
makla yükümlü bir organ olarak
algılıyordu. Ancak zaman için-
de bu amaca hizmet eden devle-
tin içine düştüğü güçlüğü kavra-
yan sosyalistler, refah devletinin
ne denlı pahalıya patladığına ta-
nık oldular. Örneğin Italya son
günlerde emeklılik sisteminde
kısıntıya gitmek zorunda kaldı.
RANSA
Bütün umutlar Delors'da
Ülke, sosyalist liderlenn içinde bulunduğu açmazlardan
kaynaklanan bir darboğazın içinde. Cumhurbaşkanı François
Mitterrand kanseri yenmeye çalışıyor. Eski sosyalist
başbakan geçenlerde intiharettı. Birdiğeri yargı önünde. Bir
başkası kızgınhkla parti liderliğini terk etti. Seçmen ve para
sıkıntısı çeken sosyalistler, son olarak merkez binalannı
satmaya karar verdiler. Fransız solculannın bu duruma
düşmesinin nedenleri arasında ekonomik darboğaz ve çift
haneli rakamlara ulaşan işsizlik başta geliyor. Aynca
seçmenler, sosyalistlerin serbest dolaşım fikrine sıcak
bakmıyor. Diğer taraftan partinin parasal kaynaklan suyunu
çekmiş durumda. Bağışlar yüzde elli oranında azalınca parti
binasınm satılmasına karar veriliyor. Fransız solu şimdi tüm
umutlannı Jacques Delors'a bağlamış bulunuyor. Kamuoyu
yoklamalan gelecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde
Delors'un Chirac'ı yeneceğini, ancak Balladur karşısında
çok fazla şansı olmadığını ortaya koyuyor. Eğer Delors
adaylığını çekerse Fransız solunun geleceğı, popülist
milyoner işadamı Bemard Tapie'ye bağlı olacak.
A LMANYA
Scharping'in hatası
Almanya son yıllann en büyük ekonomik durgunluğunu
yaşıyor. Seçmenler yeni bir umut ışığının peşinde. Bu
bağlamda 46 yaşındaki yeni sosyal demokrat Scharping,
Alman solunun yeni umudu olarak politika sahnesinde yerini
aldı. Ancak son kamuoyu araştırmalan, Alman seçmenlerin
Hıristiyan Demokratik Birliği'ni (CDLJ) tercih ettiğini ortaya
çıkarttı. Bu durumda Sosyal Demokrat Parti (SPD) ancak
CDU ile bir koalisyon kurabilirse iktidarda söz sahibi
olabilecek. Scharping'ın yaptığı hatalann. partinin taraftar
kaybetmesine yol açtığı düşünülüyor. Örneğin iktidara gelir
geîmez yürürlüğe koyacağı vergi tasansı, orta sınıf
Almanlann gözünü korkuttu. Diğer taraftan iki yıldır
ekonomik darboğazda bulunan Almanya'nın son günlerde
düze çıkması Başbakan Helmut Kohl ve partisinin
güçlenmesine yol açh.
LNGİLTERE
Yeni Mesih Tony Blair
41 yaşındaki İşçi Partisi Lideri Tony Blair'in, son kamuoyu
yoklamalannda yüksek bir rating tutturması üzerine merkez-
sol seçmenler kendisini Mesih olarak görmeye başladı. Tony
Blair'in İşçi Partisi lıderliğine seçilmesiyle partinin yıllar
süren suskunluğu sona erdi. 1970'li yıllann ortalanndan
bugüne dek tngiltere politik sağın egemenliği altındaydı.
1979 yılında Margaret Thatcher'ın ilk zaferi ile İşçi
Partisi'nin yıllar süren muhalefet dönemi başladı. Oysa bu
görüntü artık değişti. Eski İşçi Partisi taraftarlan artık
muhafazakarlardan umudu kesmiş bulunuyor. Blair'in 1996
seçimlerinde göstereceğı başan, biranlamda yeni solun
başansı olacak.
Avrupa'da sol, kimliğini ve eski parlak geçmişini anyor._
Türkler Almanya'da sosyal
demokratlan terk ediyor
ANKARA (ANKA) - Türki-
ye'de sosyal demokratlar gide-
rek seçmen kaybederken, Al-
manya'nın Sos>al Demokrat
Partisi SDP'nindeburadayaşa-
yan Türkler arasında itibannı yi-
tırdığı belirlendi. Sonon yıl için-
de. SDP'yi destekleyen Türkle-
rin yanya yakın azalma göster-
diği ortaya çıktı.
Merkezi Almanya'da bulunan
Türkıye Araştırmalar Merke-
zi'nce gerçekleştirilen bir araş-
tırmada. Alman Sosyal Demok-
rat Partisi SDP'yi destekleyen
Türklerin oranı 1983 yılında 88
ıken, bu oranın 1986'da yüzde
63'e, bu yıl da yüzde 49'a geri-
lediğı ortaya çıktı.
Almanya'daki Türklerin yüz-
de 1 l'i Yeşiller Partisi'ni, yüz-
de 10'u Hür Demokratlar Parti-
si'ni (FDP). yüzde 6'sı Hıristi-
yan Demokratlar Partisi'ni
(CDU), yüzde I "ı de Demokra-
tik Sosyalizm Partisi'ni (PDS)
destekliyor.
Almanya'dakı Türklerin
SDP'ye olan desteklerinin azal-
masında en önemli faktörün. bu
partinin yabancılar içın pek
olumlu hükümler içermeyen ya-
bancılar yasasına destek verme-
si olduğu belirtiliyor.
Bu arada, Almanya'daki
Türklerin yüzde 62'sini bu ülke-
de seçme ve seçilme hakkının
.verilmesinin kendileri için çok
önemli olduğunu belirtirken,
yüzde 21 'i önemli, yüzde 6'sı da
fazla önemli olmadığı yolunda
görüş bildirildi.
Türklerin yüzde 4'ü söz ko-
nusu hakkın kendisi için önem-
sız olduğunu belirtirken, yüzde
7'si "bümiyorum'' yanıtını ver-
di.
Almanya'daki Türklerin yüz-
de 11'i Alman vatandaşlığına
sahip olduğunu belirtirken, yüz-
de 88'i "ounadığr yanıtını ver-
di. Yüzde l'i de konuyla ilgili
soruyu yanıtlamadı. Türklerin
yüzde 62'lik bölümü, Türk va-
tandaşlığını kaybetmemek ko-
şuluyla Alman vatandaşlığına
geçebileceğini, yüzde 14 ü ise
bunu tercih etmeyeceğini bildi-
nrken, yüzde 10'luk bölüm so-
ruya yanıt vermedi. Yüzde 14'ü
de "bilmiyonım" karşılığını
\erdi.
Yardım paralannın 8 ay süreyle kullanıldıktan sonra teslim edildiği kesinleşti
Refah, Bosna parasını bırakamadı
KEMALYURTERÎ
ANKARA -Bosna-Hersek'e yardım ıçın
toplanan paralar aracılığıy la kara para akladı-
ğmdan kuşkulanılan Refah Partisi üyesi "adil
düzen bankeri" Sülevman Mercümek'ın, ıh-
bar edıldığmın ortaya çıkmasınm ardından ya-
pılan incelemeler, soruşturma sırasında Kon-
ya Cumhunyet Başsavcılığı'na bilgi veren Fa-
isal Finans Kurumu'nun gönderdığı belgeler-
de küçük tahnfatlar yapıldığını gözler önüne
serdı. Faisal Finans'ın kayıtlannda yer alan
bılgilerle, RP'lilenn ve Mercümek'ın avuka-
tı FuatSağıroğlu'nun açıkladığı belgelerkar-
şılaştınldığında, Bosna-Hersek'e yardım pa-
ralannın "8 a}' süreyle kullanıldıktan sonra"
teslim edildiği kesinleşti. Soruşturma sırasın-
da, Yapı Kredı Bankası'ndan bilgı istenırken,
Mercümek'ın "109
100 016" numaralı
hesabı. yanlışhkla
"10100016" olarak
sorulunca, yanıt1
olumsuz geldı.
Edinilen bılgıye
göre 1994 yılı ma-
yıs ayı başlannda, "Bosna-Hersek'e yardım
için toplanan paralann. RP'nin yereİ seçim
barcamalaruıda kullanıldığı ve bir bölümü-
nün defaaliyetJeri durdurukn bankalarda bat-
tıgına"ilışkin savlann gündeme gelmesinın
ardından Konya Cumhunyet Başsavcılığı,
Konya'da ki 55 ayn banka şubesinden bilgı is-
tedı. 53 banka. sa\cılığın. "Mercûmek adına
kavıtlı bir hesap olup olmadığı ve Bosna-Her-
sek yardım kampanvası için hesap bulunup
bulunmadığı" sorusuna olumsuz yanıt verir-
ken, Faisal Finans ve Akbank'tan olumlu ya-
nıt geldi. Faisal Finans'ın 18 Mayıs 1994 ta-
rih, 637 sayılı yanıtında, Bosna-Hersek yar-
dım kampanyasma ilişkin bütün bilgilere yer
venldı. Akbank'tan gelen yanıtta ise Alan-
ya'dan Abdullah ErikçL Kütahya'dan Veli Ya-
vuz ısımlı kışılenn toplam 2 bın 600 markı Ak-
bank aracılıgla Faisal Finans'a gönderdiklen
belirtildi.
Faisal Fınans'ın kayıtlannda yer alan bilgi-
lere göre hav alelenn dökümü şöyle: "11 Mart
1993tarihindekasadanVo(ksbankFreiburg'a.
12 Mart 93 tarihinde kasadan 324 bin mark
Yapı Kredi Bankası Diisseldorf şubesine. 15
Mart 93 tarihinde kasadan 136 bin 685 mark
Yapı Kredi Diisseldorf şubesine. 16 Mart93 ta-
rihinde 100 bin mark kasadan Yapı Kredi Düs-
seldorf şubesine, 19 Mart 93 tarihinde hesap-
tan 500 bin mark Yolksbank Freiburg şubesi-
ne, 22 Mart 93 tarihinde hesaptan 270 bin
mark Yolksbank Freiburg şubesine. 22 Mart
93 tarihinde hesaptan Yolksbank Freiburg şu-
besine, 29 Nisan 93 tarihinde 225 bin mark Ya-
pı Kredi Düssektorf şubesine gönderildL"
'Masraf ahnmayacak'
Faisal Fınans'a aıt belgelenn bınsinde.
"Müdüriyetemriyle masraf alınmayacak" ta-
lımatına yer venldı.
Kayıtlara göre, ilk olarak 12 Mart 93 tari-
• Faisal Finans'ın kayıtlanna göre Bosna-Hersek kampanyasma ilişkin
son havale 29 Nisan 1993 tarihinde yapıldı ve bu tarihten sonra bir daha
işlem yapılmadı. Mercümek'in avukatırun ve RP'li yetkililerin belge
göstererek yaptıklan açüdamalara göre yardım paralan, 31 Aralık 1993 ve
22 Ocak 1994 tarihlerinde Bosnalı yetkililere teslim edildi.
hinde 324 bın 585 mark havale edildi. 15 Mart
93 tarihinde 136 bin 685 bın mark havale ya-
pılırken, bu para havalenın gerçekleşmemesı
üzenne 17 Mart 93 tarihinde ıade edildi ve bu
tanhten sonra yeniden havale yapılmaya baş-
Iandı. Faisal Finans'ın kayıtlannda "Yapılan
toplam havale: 8 bin 600 dolar, 2 milyon 240
bin 385 mark. ladeden sonra gercekieşen ha-
vale: 8 bin 600 dolar, 1 milyon 679 bin mark"
ıfadesi yer alırken, ıkı havale arasında farkın
nereden kaynaklandığı anlaşılamadı. Banka-
cılık çevreleri, "yapılan havale" ile "gercek-
ieşen havale" arasında. havale için ücret alın-
dığı zaman fark olabıleceğını belirterek Faisal
Finans'ın ücret almadığına dikkat çektıler, an-
cak 1 milyon markı aşan farklılığı açıklayama-
dılar.
Bosna-Hersek Komıtesi üyelen ZiyaÖzbo-
yacı, Cemal Yalcındağ ve Muzaffer Âtalay ın
Faisal Fınans'takı hesap numalan da 37340,
37339 ve 37343 olarak belirlendi.
Komisyon üyelerinin, savcılıkta verdikleri
ıfadede. Mercûmek adında binnı tanımadık-
lannı ve sadece Bosna-Hersek'e yardım ıçın
görev aldıklannı söyledikleri öğreniJdi.
Hesap numaralannm dökümünü ıçeren bel-
gelerden 37339 numaralı belgeye ilişkin ola-
nında. hesap numarasının üzennde oynama
yapılmış olması dikkat çekti.
RP parayı alıkoy du
Faisal Finans'ın kayıtlannda yer alan bilgi-
ler ile RP'lıler ve Mercümek'in avukatı Fuat
Sağıroglu'nun Bosna-Hersek yardımına iliş-
kin daha önce yaptığı açıklamalar arasında çe-
lışkıler saptandı. Bu çelişkiler şöyle sıralanı-
yor:
Belgelerdeki havale farklan: Havaleler. " 8
bin 600 dolar ve 2 milyon 240 bin 385 mark.
İadeden sonra gerçekleşen havale: 8 bin 600 do-
lar, 1 miKon 679 bin mark 115 mark" olarak
gösteriliyor. İlk yapılan
havale ile ikinci havale
arasındaki fark nereden
kaynaklanıyor?
Key test-kontrol şif-
resi: Şıfre karalanmış.
Konuyla ilgili çevTeler,
şifrenin genelde her ha-
vale için değıştinldıği ve numaranın karalan-
masmın gereksiz olduğunu söylüyorlar. Şıfre
neden karalandı?
Hesap numarasmda düzeltme: 37339 nu-
maralı hesabın dökümüne ilişkin belgede, he-
sap numarasının üzennde düzeltmeler var.
Mercümek'in de\Te>e girişi: Belgelerden
anlaşıldığına göre, havaleler ilk önce Mercü-
mek'ın adına yapılmadı. Uluslararası lnsani
Yardım Örgürü'nün hesabına göndenlen pa-
ralar, neden daha sonra Mercümek'in hesabı-
na elden aktanldı? Paralar Mercümek'e veri-
lecekse. ilk havale neden onun adına yapılma-
dı?
8 aylık gecikme: Faisal Finans tarafından
göndenlen belgeler, Almanya'ya havalelerin
29 Nisan 1993 tanhinde son bulduğunu gös-
tenyor. Mercümek'in avukatı Fuat Sağıroğlu
ve RP'lıler. kendilerinı savunurken, yardımm
31 Arahk 1993 ve 22 Ocak 1994 (»rihlennde
Bosna yetkılilerine verildiğine ilişkin belge-
ler açıkladılar. Bu para yaklaşık 8 ay süreyle
nerede ve neden bekletildi?
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Anayasal İktisadi Haklar
Devletle halk arasında nasıl yeni bir toplumsal söz-
leşme yapılmalı ki, iktidar olan siyasi partiler bizlerin eko-
nomik, demokratik, kültürel. sosyal kazanımlarını har vu-
rup harman savuramasın, tüketemesin ve sıfırlayama-
sın?
Bugün yürürlükteki düzende, devlet ve millet zengin-
likleri belirli azınlık sınıf ve gaıplar yaranna iki türlü yağ-
malanıyor: Ya ekonomik karar ve yaptırımlar yoluyla (enf-
lasyon, faiz, vergi, zam vb) ya da banka kredileri, devlet
ve belediye ihaleleri örneklerinde gördüğümüz gibi işler
mevzuatına uydurularak. (Beceriksizlik gösterenler veya
birbirlerine düşenler açığa çıkıyor!)
Yaşadığımız günlerin ve sistemin bu gerçeklerinden
hareketle, geçen haftaki yazımızda halkın kazanımları için
anayasal güvence isteğini dile getırmiştik.
• • •
Peki bu anayasal güvence nasıl olmalı ve neleri kapsa-
malı?
Öncelikle halkın ekonomik hakları anayasaca tanınma-
h.
Siyasi iktidarlann ekonomik mekanizmalarla istediği gi-
bi oynayarak çalışan kitlelerı, vergi ödeyenleri bir gece-
de yoksullaştırmasına izin vermeyecek anayasal düzen-
lemeler yapılmalı.
Örneğin toplam vergi gelirinde ücretlilerin ödediği
pay ile diğer vergi mükellefi grupların payları arasında
adaletli bir oranı korumak, anayasanın emri olmalı. Üç mil-
yon ücretlinin payını, toplam vergınin yüzde 60'ına hiçbir
iktidar çıkaramamalı. Hükümetlere vergi kaynaklannda
sadece belirli oranlar içinde oynama hakkı kalabilmelidir.
Iktidarlar vergıyi arttıracak, yeni vergiler koyacaksa, bu-
nun yükünü adaletli olarak bütün vergi grupları arasında
dağıtmalıdır.
Herkesin vergi mükellefi olması anayasa emri olmalı.
Anayasaya, ülkenin yarattığı toplam zenginliğin bölü-
şümünde, yani pastanın paylaşımında sınıflar arasında
uçurumlar yaratılmasını engelleyicı hükümler konmalı.
Ülkenin bağımsız dış politikasına ıpotek konmasını, dış
çıkarlarını savunamayacak duruma getirilmesini engelle-
mek için, dış borçlanmanın miktan ülke üretimi ve gelir-
lerine endeksleyecek bir kuralı da anayasa maddesi yap-
ma/ı.
Bunlara, bazı anahtar maddeler daha eklemek müm-
kün.
Halkın anayasal iktisadi hakları, siyasi iktidarların ülke
ekonomisi üzerindeki bugünkü mutlak hakkını ve ege-
menliğini sın/rlayacak; hiçbir lider veya partiye ülkenin
geleceğinı tehlikeye sokacak ve halkın refah düzeyini bir
gecede dibe vurduracak kararlar almasına olanak tanı-
mayacaktır.
Anayasaya konmuş halkın iktisadi haklarını, iktidartara
karşı bir denge olarak görmek gerekir.
Bugün dünyada bu görüşler vardır ve bu düşünceler,
daha mutlu ve adaletli sosyal ve toplumsal bir düzen için
-veya güçlü ve büyük Türkiye isteyenler için!- taze fikir-
lere ihtiyaç duyan siyasetçilerin tartışmasını ve incele-
mesini beklemektedır.
• • •
Bugünkü partilere bakın. DYP, Anavatan, SHR DSP,
RP ve diğerleri... Hangisinin bugünkü düzeni ve yapryı
aşacak yeni bir programı, anlayışı ve sözü var? Bugüne
kadarki pratikte gördüğümüz ve yaşadığımız tutul(a)ma-
yan vaatler dışında?
Yeni kurulan ve kurulacak partilerin de diğerlerinden bir
farkı olmayacaktır.
Bir partinin güven tazeleyebilmesi ve yeni bir sözü ola-
bilmesi için halkın bu ekonomik haklarının anayasaya ya-
zılması uğruna mücadele etmesini zorunlu görüyorum.
• • •
"Bu fikirleıi paylaşıyoruz, ama aramızda iletişim sağla-
yamıyonız" diyerek desteklerini belirten okurlar, partileri
buna zorlamak için mücadele etmeliler...
Topçu: Koalisyon artık yararsız
DYP'den SHP'ye:
Bu iş burada biter
•DYP Sinop Milleuekili Yaşar Topçu, koalisyonun
Türkiye'ye bir yaran kalmadığını ve artık 'çirkin bir
örnek' oluşturmaya başladığını belirterek 'SHP-DYP
koalisyonu parlamentodaki tek kompozisyon değildir'
dedi. Grup Başkanvekili Turhan Tayan da 'Yeni
koşullan sindiremiyonız' diye konuştu.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Hükümet içinde özelleş-
tirme ve demokratikleşme ya-
sa tasanlan nedeniyle ipler
kopma noktasına gelirken
DYP'den gelen "koalisyonu bi-
tûnrfim'" sesleri artmaya başla-
dı. DYP'li muhaliflerden Yaşar
Topçu. koalisyonun "fîilen bit-
t^ini" ve sürdürmek için ısrar-
lı olunmaması gerektiğını be-
Iirtti. DYP Grup Başkanvekili
Turhan Tayan da Dışişleri Ba-
kanı Mümtaz Soysal'ın "özel-
leştirmeiçin demokratikleşme"
koşulunu anımsatarak, "Gü-
vensizlik yaklaşımı ve her gün
yem şart ve bahaneleri içimize
sindirmekte zoıiuk çekiyoruz"
dedi.
DYP'li muhalifler, koalisyo-
nun bıtirilmesi için bastınrken
"TBMM'de, DYP-SHP dışm-
da başka kompozisyonlar da ol-
duğunu" dile getiriyorlar.
ANAP'la bir koalisyon hükü-
meti kurulmasını isteyen
DYP'li muhaliflerden Yaşar
Topçu, TBMM'de düzenlediğı
basm toplantısında, koalisyon
ortağı SHP'nin iradesinin orta-
dan kalktığını ve yerine "bazı
şahıslann" iradesinin geldiğini
belirterek, isim vermeden özel-
leştirme yasatasansını imzala-
mayan Dışişleri Bakanı Müm-
taz Soysal'ı eleştirdi.
'Fiilen bitik
1
Yaşar Topçu, koalisyona iliş-
kin görüşlerini şöyle dile getir-
di:
" Fiilen bitmişolan bu koalis-
yonu hala sürdürmekte ısran
olanlar varsa artık bu koalisyo-
nun ülkeye, ne yaran olduğunu
açıklamak zorundadırlar. Ko-
alisyonun ülkeye yaran kabna-
nuştır, çirkin bir örnek haline
gelmiştir, 'Ne kadar özgürlük, o
kadar özelleştirme' diyen Sa-
>m Soysal'a ben de Ne kadar
Türkiye'nin birlik ve bütünlü-
ğü. o kadar koalisyon. Ne ka-
dar Türkiye, o kadar koalisyon'
diyorum. Kavga ve kana yöne-
lik fikir ve ifade özgürtüğünü
kimsenin savunmaya hakkı
yoktur. ÖzeUeştirmeyi engeüe-
venler hükümet içindedir, or-
tak sonımluluk taşıyan kişiler-
dir. Ortak sorumluluğa
DV P'nin katlanmasına da ge-
rek voktur."
Topçu, bir soru üzerine ko-
alisyonun sona erdirilmesinin
siyasi istikrarsızlık yaratmaya-
cağını. DYP-SHP koalisyonu-
nun parlamentodaki tek kom-
pozisyon olmadığını söyledi.
Tayan: Sindiremiyoruz
DYP Grup Başkanvekili
Turhan Tayan da demokratik1
'
leşmenın özelleştirme eşza-
manlı olmasında direnen
SHP'nin tavnnı eleştirdi. Ta-
yan, DYP'nin taahhütlerine sa-
dık olduğunu bildirirken ko-
alisyon ortağı SHP'nin yakla-
şımını "Güvensizlik yaklaşımı
ve her gün yeni şart ve bahane-
leri içimize sindirmekte zoriuk
çekiyoruz" diye eleştirdi.
SHP'nin tavnnın ortaklığı
zedelediğini bildiren Tayan,
dün TBMM'de düzenlediği ba-
sın toplantısında, özelleştirme-
yi hayati gördüklerini vurgula-
dı ve TBMM zemininde geniş
tabanlı bir uzlaşmaya vanlmış-
ken özelleştirmeyi bir başka
konu ile kanştırmanın gerek-
sız olduğunu söyledi.