25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 1994 ÇARŞAMBA HABERLER Genelkurmay Başkanlığı'nın kapısından döndürülen eski Kara Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Muhittin Fisunoğlu anlatıyor/4 Amerika'yabağımlıyız •Terör kısa vadeli bir olay değildir. Terörü, bunu yapanlar belli bir maksat için yaparlar ve dolayısıyla bu maksadın gerçekleşmesi için her çareye başvururlar. O nedenle de, bunun beli kolay kolay kınlmaz. Beli ancak uzun vadede kınlır. Tabii ben isterim ki, bugün beli de kmlsın, başı da kopsun. Ama, "Böyle beli kınlır" deyip de, o olaylar devam ederse bunu söyleyenlere karşı, güven hissi de kayboluyor. EVREN DEĞER Emekli orgeneral Fisunoğlu kırgındı. Ama ıçi, kendi deyimiyle "enerji doiuydu." Bu nedenle, emekliliğe de alışamamıştı. Bir yanıyla u sair" de olan Fisunoğlu, PKK terörüne karşı yürütülen mücadele. Çekiç Güç ve gencı akımlar konusunda neler - düşünüyordu? Işte, Fisunoğlu'nun bu konulara ilişkin görüşleri: - Halen devam etmekte olan PKK teröriiyle mücadeieyi nasıl değeriendiriyorsunuz? Sizce başanlı mı? Ya da sizce daha neler yapılması gerekir? RNMİh - -Bir kere terör kısa vadeli bir olay değildir. Terörü, bunu yapanlar belli bir maksat için yaparlar ve dolayısıyla bu maksadın gerçekleşmesi için her çareye başvururlar. O nedenle de, bunun beli kolay kolay kınlmaz. Beli ancak uzun vadede kınlır. Tabii ben isterim ki, bugün beli de kınlsın, başı da kopsun. Ama, "Böyle befi kınhr" deyip de, o olaylar devam ederse bunu söyleyenlere karşı, güven hissi de kayboluyor. Tabii bu belki millete moral vermek için konuşulan sözlerdir. Ama diğer taraftan olaylar devam ederse, yani devam ettigi zaman güven hissi kayboluyor. Bu bakımdan mücadele devam etmeli. bütün hızıyla devam etmeli. Şimdi ben l yıldır uzak kaldığım için ne şekilde devam ediyor, onu da bilemiyorum. Ama böyle birgünde, iki günde bitecek bir konu değil bu. Mücadele hızla devam ediyor. Bu tabii yalnız silahlı kuvvetlere düşen bir görev değil bu, topyekün mücadele gerekli. Bu eğer elbirliğiyle yapılacak olursa, zamanla biter, gider. Ama bir günde, iki günde olacak şey de değil. - Çekiç Güç konusunda ne düşünüyorsunuz? Kuzey Irak'ta, bir "Kürdıstan devleti yaratıyor" şeklinde bir yaygın göriiş de hakim. Sizin görev vapttğınız süre içinde de, bu giiciin görev süresi meclisten sürekli olarak geçti. Sizce bu güç ne gibi bir rol üstleniyor? HMMİIi - - Mıllı Güvenlik Kurulu'nda görüşülüyor. Şimdi ben şunu söyleyeyim, dünyada dengeler vardır. Bu dengeler 1989 yılından itibaren kayboldu. Dünyada dengeler. bir tarafta Amerika, diğer tarafta Doğu Bloku ve Rusya'nın başında bulunduğu bir sosyalist ülkeler şeklindeydi diyelim. O ülkeler dengeyi koruyordu Şimdi bu denge kayboldu, denge kalmadı. Yalnız Amerika var. O halde Amerika'nın söylediği, bugün dünyada yürürlükte oluyor ve siz kendiliğınızden hareket serbestinizi kaybediyorsunuz. Çekiç Güç, deviet oluşturuyor Bugün Ingiltere'de, Almanya'da, Fransa'da, yani hangi ülkeyi kabul ederseniz edin, Amerika'nın düşündüğünün dışında hareket edilebileceğini tahmin edemiyorum. Bu nedenle, siz gerek askeri yönden, gerek politik yönden ve ekonomik yönden bir yere az çok bağımlısınız Başka dengeye doğru da yanaşamıyorsunuz. Çünkü yok. O halde onun söylediğini politik yönden kabul etmek zorunda kalıyorsunuz. Durum budur. Ama Çekiç Güç'ün Kuzey Irak'ta, 36. paralelin kuzeyinde bir deviet oluşturmaya yüz tuttuğu da gerçek. Bunda Çekiç Güç'ün rolünün olduğu da doğru. Ama politik yönden bir şey yapamıvorsunuz. - Son dönemlerde irticai faaliyetler artmaya başladı. Bunlan nası) değeriendirivorsunuz? HMMİfci - - Ülkede bir ırtıcai faaliyetın olmasmı kimse ıstemez. Türkiye'nin Cezayir'e dönmesini kimse istemez. Çünkü arkasından ihtilal geliyor. Ben herkes gibi düşünmüyorum. Ben, eğer Türkiye'de seçim sistemi delege sisteminden uzaklaşıp, iki turlu bir sisteme dönüştürülürse, her şey rayma oturur diye düşünüyorum. Böylece irticanın beklentisinin kayboiacağını düşünüyorum. Bugün tabii sol üçe bölünmüş, belki de bilmediğimiz daha ne bölünmeler vardır? Sağ da öyle. Bu durumda - tabii irticai yönlüdür demek istemiyorum ama öyle bir imaj var. Refah Partisi de aradan sivriliyor. Aldığı oy yüzde ise yüzde 18-19'dur. Bu da doğaldır. Yüzde 99'unun, yüzde 100'e yakınmın Müslüman olduğu bir ülkede, yüzde 18-I9'aulaşan -aşın mutaassıp diyelim- bir kesimin olması da doğaldır Yalnız o yüzde 18'lerin, yüzde I9'lann içinde hepsinin irtica istediğini söylemek de mümkün değildir. Bazen sola kızıp, bazen sağa kızıp ona oy verenler de vardır. Ona karşı sempatisi olanlar da vardır. Bunların da oyu vardır içinde. Bu bakımdan, eğer iyi bir seçim sistemi uygulanırsa, bu durum olmaz. Şimdi yeni bir ara seçim yapılacak. Bu ara seçimle ilgili yeni yeni formüller aranıyor, formüllerin ne getireceğini, ne götüreceğini tabii şimdiden bilemediğim için Rsunogfo bugün kırgın olduğunu söylediği Güreşi makamında zivaret ediyor. Orgeneral Muhittin Fisunoğlu bir tatbikatta... •Bugün Ingiltere'de, Almanya'da, Fransa'da, yani hangi ülkeyi kabul ederseniz edin, Amerika'nın düşündüğünün dışında hareket edilebileceğini tahmin edemiyorum. Bu nedenle, siz gerek askeri gerek politik ve ekonomik yönden bir yere az çok bağımlısınız. Başka dengeye doğru da yanaşamıyorsunuz. Çünkü yok. O halde onun söylediğini politik yönden kabul etmek zorunda kalıyorsunuz. Durum budur. bir şey diyemem. Ama yüzde 80'niyle bir ülkede laikliği savunan kesim varsa. ki ben bunun da üzerinde olduğunu düşünüyorum. tehlike göremiyorum. tnşallah yanılmamış oluruz. - Siyasete girmeyi diişünüyor musunuz? RnMİfel - - Şu ana kadar hiç düşünmedim. Bugünlerde bir arkadaş sordu. "Ara seçimlerde adav olu\or muşsunuz?" diye. "Vallahi sizden duvdum ilk defa" dedim. Ortam müsait olursa olabilir, ama bu sistemde seçilmemiz de kolay değil. Aynca, zaten bu sisteme girmem de doğru değil. Sizi hangi delegeler tanır da, gider oyunu verir? Bu bakımdan şimdilik okuyoruz yazıyoruz, çiziyoruz, dostlarla sohbet ediyoruz. - Herhangi bir partiden teklifgeidi mi? FİMMİIi - -Emekli olduktan sonra geldi. - Hangi partiden geidi? RtUMİIi - - Bilmem. Aslında bu konuda konuşmak istemiyorum. 'Şiir yazıyoruın' - Cünlerinizi nasıl geçiriyorsunuz? Emekliliğe alışabUdiniz mi? R İ f c - - Alışamadım. Şunun için. Ben erken kalkanm, günlük sporumu yapanm, yürüyüş yapanm. Görevdeyken erkenden vazifeye giderdim. Mesai dokuzda başlar, ben sekizde vazifede olurdum. Ancak 08.00-09.00 arasında kimseyi kabul etmem. Zaten servisler 09.00'da gelirdi. O arada kendim çalışırdım, mektuplanmı yazardım, telefon görüşmelerim varsa onlan yapardım. Kişisel çalışırdım. Mesai başladıktan sonra işte malum ziyaretler, imzalar ofurdu, toplantılar olurdu. Akşam da mesai bittikten sonra yine kişisel işlerimi yapardım. Şimdi o yok. Sabahleyin kalkıyorsunuz, yürüyüşünüzü yapıyorsunuz, televizyonlardan haberleri izliyorsunuz, gazeteleriniz geliyor, okuyorsunuz, ondan sonra boşlukta kalıyorsunuz. Yalnız okuyorum, kitaplanm var. Türkçe, Fransızca kitaplanm var. Daha ziyade ekonomik, politik sorunlan okuyorum, ama oku, oku insan usanıyor, o zaman da, çıkıyorum boğaza, arabamla dolaşıyorum. Bazen arkadaşlarla karşılaşıyoruz. Bazen gidip balıkçılan seyrediyorum. Dönüyorum tekrar okuyorum, ondan sonra yazıyorum. Şiir yazanm, bazen ilham gelir on günde on şiir çıkar. Bazen birayda bir şiir çıkmaz. ışte böyle karalıyorum. Ama bazen yazdığımı beğenmiyorum. Şimdi şu var, yaşım benim bugün 66. Belki 66 size göre çok büyük bir ya$. Ben evlendiğim zaman kayınvalidem 43 yaşındaydı. yaşlı göriiyordum onu. Yani siz bizi nasıl görüyorsanız! Ama içim enerji dolu, bir de birikimim var. O duruyor. Aile sohbetlerinde veya arkadaşlarla konuşmalanmda kısmen deşarj oluyorum. Tatile gittim, ben hayatımda tatil yapmamış insanım, bir hafta falan yapardık, yeterdi. Şimdi tatil yapıyoruz, orada da denize gir-çık, oku, ama tatmin olmuyorum. "Benim çahşmam lazım" diyorum. Yani o boşluk var, tembel ınsanlar hoşlanırlar yan gelip yatmaktan, oturmaktan, dedikodu yapmaktan. Bir meşgale olmayışı zor geliyor bana. Hanımla çarşı pazara gidiyorum bazen. Bir tek cumartesi, pazarlan sıkılmıyorum, çünkü ben bir futbolseverim ve maçlara gidiyorum. - Hangi futbol takımını tutuyorsunuz? RsuMİh - - Ben, önce Trabzonspor, sonra Beşiktaş'ı turuyorum. Yani iki takımım var. Ikisinin de üyesiyim. Sonra benim daha önce çok gönül verdiğim, hizmet ettiğim, 3. ligden 2. lige taşıdığım takımlar var. Çorluspor gibi. Gider onlan ziyaret ederim, onlann maçlanna giderim. Ama insan için en zor şey boşta kalmakmış. -Amlannızı yazmayı düşünüyor musunuz? HMMİM - -Anılanrn epeyce oldu. Ekım sonunda bitmesini tasarlıyordum, ama sanıyorum aralıka sarkacak. Eğer beğenirsem yayımlayacağım, beğenmezsem çocuklara hatıra olarak bırakacağım. -Onun dışında bir kitap projeniz var mı? HsaMİh - - Hayır, yok. Arasıra şiir yazıyorum. Şiir yazıyorum diyorsam da, bizimki şiir yazmak değil de, kendi kendimi tatmin ediyorum. O şiırlen de hatıralara koyacağım. 'Bestelenen şiirlerim var' -Şiirlerinizden bestelenen var mı? HSMMJİB - - Evet, birkaçı bestelendi. İki tane marş bestelendi. Birisi, "Askerin Düşüncesi" diye bir marş. Bu benim kuvvet komutanlığım zamanında. televizyonlarda, Cumhurbaşkanlannın karşıianma ve uğurlanmasında çalınıyordu. Şimdi çalınıyor mu bilmiyorum? Onu Coşkun Sabah bestelemişti. "Mehmetçik" diye bir marş var. Onu bir astsubayımız bestelemişti. Birkaç şiirim bestelendi. Birini Nusret Ersöz besteledi. Birşiirimi ise, Turan Toper vardır, MülkiyeToperin beyi. O besteledi, Izmir Radyosu'nda çalındı. Bir tane daha Coşkun Sabah besteledi, ama herhalde hiçbiri tutmadı ki, o yüzden ben de radyoda çalınıp çahnmadığını bilmiyorum. -Sizin eklemek istediğiniz bir şey varmı? RHMİIi - - Hayır, çok teşekkür ederim. Bflü SHP'li Yerlikaya, köy yakma ve zorunlu göçün sürmesi halinde verdiği güvenoyunu geri alacağını söyledi Tunceli'de köylerin yakılması ve zorunlu göçe tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) Parti Meclisi (PM) üyesi ve Tunceli Milletvekili Sinan Yerlikaya, Tunceli'de bazı köylerin güvenlik güçlerince yakıldığını ve yurttaşlann göçe zoriandtğını belirterek "Bu olaylar sürerse hükümete verdiğim güvenoyunu geri alacağun" dedi. Yerlikaya, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerinin son günlerde Tunceli'de yoğunlaştırdığı operasyonlar sırasında, terörle ilgisi olmayan yurttaşlann büyük zarar gördüğünü söyledi. 'Köyifiler zorlanıyor' Merkeze bağlı Gökçek Köyü'nde 5-6 evin yakılmasından sonra 9 yurttaşın kaybolduğunu ve kendilerinden bütün girişimlerine rağmen bir haber alamadığını anlatan Yerlikaya, önceki gün de Ovacık ilçesine bağlı Eğrikavak ve Tepsili köylerinde 15 evin yakıldığını söyledi. Yurttaşlann köylerini boşaltmaya zorlandığmı belirten Yerlikaya. şöyle konuştu: "Köylerin yakıldığı yetmiyormuş gibi y urttaşlarımız da göçe zorlanmaktadır. Bununla biriikte Munzur Çayı üzerindeki üç köprü sökülmüş ve utaşım olanağı ortadan kaldırılmıştır. L'ygulanan gıda ambargosu nedeniyle köylülerimiz, evlerine un ve şeker bile götürememektedir. Ormanlarunız yanmakta, yok edilmektedir. Bu tatdo iç açıcı değildir. Başvurular yanrtsız İçişleri Bakanı'na yaptığım başvurular yanıtsız kalmışnr. Kendileri umursamaz bir ha>a içindedirler. Bu yasadışı uygulamalar bir an önce sona erdirilmelidir.! Yerlikaya, evleri yakılan yurttaşlann zararlannın karşılanması gerektiğini belirterek ilgilileri insanlara karşı duyarlı olmaya çağırdı. Sınan Yerlikaya, "Hükümete güvenoyu vermiş bir miUervekili olarak bu olaylar sürerse güvenoyumu geri alacağımı ve hükümette kalmanuı da bir anlamının oimayacağını ifade ediyorum" dedi. Mentese istifaya cağrıldı HADEP'li yöneficiler dün toprağa verfldi •HADEP Yüreğir llçe Başkanı Rebih Çabuk ile ilçe yöneticisi Sefer Cerf'in cenaze töreninde konuşan GeneJ Başkan Murat Bozlak, Nahit Menteşe'nin görevde kaldığı sürece katillerin bulunamayacağını, İçişleri Bakanf nın bu nedenle görevinden istifa etmesi gerektiğini söyledi. ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - HADEP'in önceki sabah öldürülen Yüreğir llçe Başkanı Rebih Çabuk ile ılçe yöneticisi Sefer Cerf, törenle toprağa verildiler. Cenaze törenine katılan HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak, katillerin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe görevdeyken bulunabileceğine inanmadığını belirterek "İçişleri Bakanı istifa ermelidir. etmezse Başbakan görevden almalıdır" dedi. Mutlu Mahallesi'ndekı bir kıraathanede önceki gün kahvaltı ederken 'faiÜ meçhul bircinayet'e kurban gıden HADEP'li Rebih Çabuk ile Sefer Cerf, 2 bini aşkın kişinin katıldığı protesto gösterisinin ardından toprağa verildi. HADEP Yüreğir ilçe binasının önünden dün sabah 10.00'da başlayan yürüyüşe Genel Başkan Murat Bozlak'ın yani sıra, Genel Başkan yardımcılan Osman Özçelik. Hikmet Fidan, PM üyeleriAhmet karafaş. Mehmet Nuri Güneş, Abdullah Saygın, Musa Kulu ile kadın ve çocuklann da bulunduğu 2 bini aşkın kişi katıldı. Polisin sıkı güvenlik önlemi aldığı yürüyüş boyunca "kahrolsun kontra", "yaşasın halklann kardeşligi", "şehitler ölmez", "Adana kontraya mezar olacak", "Kürdistan faşizme mezar olacak" diye sloganlar atıldı. Yürüyüşçüler, HADEP'li iki yöneticinin öldürülmesini alkışlarla ve zılgıt çekerek aynca protesto ettiler. HADEP'li Rebih Çabuk ve Sefer Cerf'in öldürülmesine, cinayetlerin işlendiği Mutlu Mahallesi'nde kepenkler kapatılarak da tepki gösterildi. HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak, gazetecilere yaptığı açıklamada, içişleri Bakanı Nahit Menteşe'nin bir süre önce Türkiye gazetesine yaptığı açıklamanın partisini hedef gösteren bir niteliği olduğunu öne sürdü. Menteşe'nin HADEP'e 'hodri meydan' diyerek partisini ımhaya çağirdığını ve açıklamanın da canilere cesaret verdiğini söyledi. Bozlak, İçişleri Bakanı'nın istifa etmesi gerektiğini sav unurken de şunlan söyledi: "Katillerin İçişleri Bakanı görevdeyken bulunacağına inanmıyomz. İçişleri Bakanı göre\de kaldığı sürece partimize, partiliierimize saldırılar sürvcektir. İçişleri Bakanı'nın istifasını istiyoruz. İstifa etmezse \e partimize saldırılar sürerse bundan kendisini sonımlu tııtacagız. İçişleri Bakanı istifa etmezse Başbakan kendisini görevden almalıdır." Murat Bozlak, HADEP'e ve partılilere yönelik saldınlar karşısında suskun kaldığım öne sürdüğü partilerin tutumunu da kınadığını söyledi. Eylemde birinci hafta doldu Açhk grevındekiler, avukatlara işkenceyapıldığmıönesürdüler Gözaltuıdaki avukatlar içîn süresiz açhk grevî İstanbul Haber Servisi - Fransa'da yakalanan Devrimci Sol lideri Dursun Karataş'ın savunma avukatlan Ahmet Düzgün Yüksel v e Murat Demir'ın gözaltına alınması üzerine İstanbul Barosu'nda başlatılan süresiz açhk grevi birinci haftasına girdi. Halkın Hukuk Bürosu'na bağlı dört avukat ve iki büro çalışaru. gözaltına ahnan avukatlara işkence yapıldığmı öne sürerek açhk grevini arkadaşlan serbest bırakıhncaya kadar sürdüreceklerini söylediler. 27 eylül günü Ankara Halkın Hukuk Bürosu'nu basan polisler, Karataş'ın iki avukatı ile müvekkilleri Gülcan Yağız ve Fatma Yaman'ı gözaltına aldı. Fransız Büyükelçiliği'ne verilmek üzere hazırlanan ve Karataş'ın "Türkiye'ye iade edilmemesi" istemini ve bu istemin gerekçelerini içeren dosyalara da polisçe el konuldu. Gözaltına ahnmalar üzerine İstanbul Halkın Hukuk Bürosu avukatlan Metin Narin, Ulutan Gün, Mustafa Çoban stajyer avukat Sedat Taş ıle büro çalışanlan Ayten Çelik ve Efkan Bolaç, arkadaşlannın serbest bırakılması için açhk grevine başladılar. Bu arada gözaltmdaki avukatlara işkence yapıldjğı iddialan üzerine Uluslararası Af Örgütü acil eylem çağnsında bulundu. İstanbul Barosu'nda devam eden ve birinci haftası dolan açhk grevi eyleminde bulunan avukatlar, Ankara'da gözaltında bulunan arkadaşlannın lOekime kadar emniyette kalacağını belirttiler. Avukatlar, Ahmet Düzgün Yüksel ile Murat Demir serbest bırakılıncaya kadar eylemlerine devam edeceklerini açıkladılar. Ankara'daki bürolanrun basılmasırun temel amacının Dursun Karataş'ın "Türkiye'ye iade edilmemesi'" istemini içeren dosyalara el koymak olduğunu öne sürdüler. Açhk grevinde bulunan avukatlar, Ankara Baro Başkaru Erdal Merdol'un gözaJü olayı ile ilgili DGM Başsavcısı Nusret Demiral'ı aradıklanru ve Demiral'ın '"Ortada bir örgüt operasyonu var" dediğini belirterek şunlan söylediler: "Lluslararası yargısal başvuru için son hazırlıklarını y apan avukat arkadaşlarımızla ilgili olarak 'örgüt operasj onu var' şeklinde açıklama yapmak terbiyesizliktir. Nusret Demiral mantığının ürünüdür." Beşiktaş'ta düzenlenen operasyona değinen avukatlar, küçük bir kafeterya içinde bulunan ve kaçacak yeri olmayan üç kişinin sağ yakalanabileceğini. ancak istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir'in intikam hırsı nedeniyle bu üç kişinin katledildiğini öne sürdüler. Operasyonla ilgili olarak da avukatlar şunlan söylediler: "Öldürülenlerin otopsi tutanaklarma göre hepsinin kafalarında kurşun yaralan var ve hepsinin de oturur vaziyette iken öldürüldükleri görülüyor. 'Kimlik soruimasına ateşle karşıhk verildi ve çatışma çıktı' gibi komik açıklamaiar yapılırken kafeteryada çatışma olduğuna dair hiçbir emare yok. Kafeteryanın camları bile kırılmamış, sadece üç kişinin öldürüldüğü asma katın du> arlarında kurşun delikleri var. Bu olay da diğerleri gibi bir yargısız infazdan başka bir şey değü." YÜZYÜZE Atilla Dorsay 30.000 (KDV içinde) Çağdaş Yayınlurı Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İslanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle