Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 EKİM 1994 ÇARŞAMBA
HABERLER
Genelkurmay Başkanlığı'nın kapısından döndürülen eski Kara Kuvvetleri
Komutanı Emekli Orgeneral Muhittin Fisunoğlu anlatıyor/4
Amerika'yabağımlıyız
•Terör kısa vadeli bir olay değildir. Terörü, bunu yapanlar belli
bir maksat için yaparlar ve dolayısıyla bu maksadın gerçekleşmesi
için her çareye başvururlar. O nedenle de, bunun beli kolay kolay
kınlmaz. Beli ancak uzun vadede kınlır. Tabii ben isterim ki,
bugün beli de kmlsın, başı da kopsun. Ama, "Böyle beli kınlır"
deyip de, o olaylar devam ederse bunu söyleyenlere karşı, güven
hissi de kayboluyor.
EVREN DEĞER
Emekli orgeneral Fisunoğlu kırgındı. Ama ıçi,
kendi deyimiyle "enerji doiuydu." Bu nedenle,
emekliliğe de alışamamıştı.
Bir yanıyla u
sair" de olan Fisunoğlu, PKK
terörüne karşı yürütülen mücadele. Çekiç Güç
ve gencı akımlar konusunda neler -
düşünüyordu? Işte, Fisunoğlu'nun bu konulara
ilişkin görüşleri:
- Halen devam etmekte olan PKK teröriiyle
mücadeieyi nasıl değeriendiriyorsunuz? Sizce
başanlı mı? Ya da sizce daha neler yapılması
gerekir?
RNMİh - -Bir kere terör kısa vadeli bir olay
değildir. Terörü, bunu yapanlar belli bir maksat
için yaparlar ve dolayısıyla bu maksadın
gerçekleşmesi için her çareye başvururlar. O
nedenle de, bunun beli kolay kolay kınlmaz.
Beli ancak uzun vadede kınlır. Tabii ben
isterim ki, bugün beli de kınlsın, başı da
kopsun. Ama, "Böyle befi kınhr" deyip de, o
olaylar devam ederse bunu söyleyenlere karşı,
güven hissi de kayboluyor. Tabii bu belki
millete moral vermek için konuşulan sözlerdir.
Ama diğer taraftan olaylar devam ederse, yani
devam ettigi zaman güven hissi kayboluyor. Bu
bakımdan mücadele devam etmeli. bütün
hızıyla devam etmeli. Şimdi ben l yıldır uzak
kaldığım için ne şekilde devam ediyor, onu da
bilemiyorum. Ama böyle birgünde, iki günde
bitecek bir konu değil bu. Mücadele hızla
devam ediyor. Bu tabii yalnız silahlı kuvvetlere
düşen bir görev değil bu, topyekün mücadele
gerekli. Bu eğer elbirliğiyle yapılacak olursa,
zamanla biter, gider. Ama bir günde, iki günde
olacak şey de değil.
- Çekiç Güç konusunda ne düşünüyorsunuz?
Kuzey Irak'ta, bir "Kürdıstan devleti
yaratıyor" şeklinde bir yaygın göriiş de hakim.
Sizin görev vapttğınız süre içinde de, bu giiciin
görev süresi meclisten sürekli olarak geçti. Sizce
bu güç ne gibi bir rol üstleniyor?
HMMİIi - - Mıllı Güvenlik Kurulu'nda
görüşülüyor. Şimdi ben şunu söyleyeyim,
dünyada dengeler vardır. Bu dengeler 1989
yılından itibaren kayboldu. Dünyada dengeler.
bir tarafta Amerika, diğer tarafta Doğu Bloku
ve Rusya'nın başında bulunduğu bir sosyalist
ülkeler şeklindeydi diyelim. O ülkeler dengeyi
koruyordu Şimdi bu denge kayboldu, denge
kalmadı. Yalnız Amerika var. O halde
Amerika'nın söylediği, bugün dünyada
yürürlükte oluyor ve siz kendiliğınızden
hareket serbestinizi kaybediyorsunuz.
Çekiç Güç, deviet oluşturuyor
Bugün Ingiltere'de, Almanya'da, Fransa'da,
yani hangi ülkeyi kabul ederseniz edin,
Amerika'nın düşündüğünün dışında hareket
edilebileceğini tahmin edemiyorum. Bu
nedenle, siz gerek askeri yönden, gerek politik
yönden ve ekonomik yönden bir yere az çok
bağımlısınız Başka dengeye doğru da
yanaşamıyorsunuz. Çünkü yok. O halde onun
söylediğini politik yönden kabul etmek
zorunda kalıyorsunuz. Durum budur. Ama
Çekiç Güç'ün Kuzey Irak'ta, 36. paralelin
kuzeyinde bir deviet oluşturmaya yüz tuttuğu
da gerçek. Bunda Çekiç Güç'ün rolünün
olduğu da doğru. Ama politik yönden bir şey
yapamıvorsunuz.
- Son dönemlerde irticai faaliyetler artmaya
başladı. Bunlan nası) değeriendirivorsunuz?
HMMİfci - - Ülkede bir ırtıcai faaliyetın
olmasmı kimse ıstemez. Türkiye'nin Cezayir'e
dönmesini kimse istemez. Çünkü arkasından
ihtilal geliyor. Ben herkes gibi düşünmüyorum.
Ben, eğer Türkiye'de seçim sistemi delege
sisteminden uzaklaşıp, iki turlu bir sisteme
dönüştürülürse, her şey rayma oturur diye
düşünüyorum. Böylece irticanın beklentisinin
kayboiacağını düşünüyorum. Bugün tabii sol
üçe bölünmüş, belki de bilmediğimiz daha ne
bölünmeler vardır? Sağ da öyle. Bu durumda -
tabii irticai yönlüdür demek istemiyorum ama
öyle bir imaj var. Refah Partisi de aradan
sivriliyor. Aldığı oy yüzde ise yüzde 18-19'dur.
Bu da doğaldır. Yüzde 99'unun, yüzde 100'e
yakınmın Müslüman olduğu bir ülkede, yüzde
18-I9'aulaşan -aşın
mutaassıp diyelim- bir
kesimin olması da doğaldır
Yalnız o yüzde 18'lerin,
yüzde I9'lann içinde
hepsinin irtica istediğini
söylemek de mümkün
değildir. Bazen sola kızıp,
bazen sağa kızıp ona oy
verenler de vardır. Ona karşı
sempatisi olanlar da vardır.
Bunların da oyu vardır
içinde. Bu bakımdan, eğer
iyi bir seçim sistemi
uygulanırsa, bu durum
olmaz. Şimdi yeni bir ara
seçim yapılacak. Bu ara
seçimle ilgili yeni yeni
formüller aranıyor,
formüllerin ne getireceğini,
ne götüreceğini tabii
şimdiden bilemediğim için Rsunogfo bugün kırgın olduğunu söylediği Güreşi makamında zivaret ediyor.
Orgeneral Muhittin Fisunoğlu bir tatbikatta...
•Bugün Ingiltere'de, Almanya'da, Fransa'da, yani hangi ülkeyi
kabul ederseniz edin, Amerika'nın düşündüğünün dışında hareket
edilebileceğini tahmin edemiyorum. Bu nedenle, siz gerek askeri
gerek politik ve ekonomik yönden bir yere az çok bağımlısınız.
Başka dengeye doğru da yanaşamıyorsunuz. Çünkü yok. O halde
onun söylediğini politik yönden kabul etmek zorunda
kalıyorsunuz. Durum budur.
bir şey diyemem. Ama yüzde 80'niyle bir
ülkede laikliği savunan kesim varsa. ki ben
bunun da üzerinde olduğunu düşünüyorum.
tehlike göremiyorum. tnşallah yanılmamış
oluruz.
- Siyasete girmeyi diişünüyor musunuz?
RnMİfel - - Şu ana kadar hiç düşünmedim.
Bugünlerde bir arkadaş sordu. "Ara seçimlerde
adav olu\or muşsunuz?" diye. "Vallahi sizden
duvdum ilk defa" dedim. Ortam müsait olursa
olabilir, ama bu sistemde seçilmemiz de kolay
değil. Aynca, zaten bu sisteme girmem de
doğru değil. Sizi hangi delegeler tanır da, gider
oyunu verir? Bu bakımdan şimdilik okuyoruz
yazıyoruz, çiziyoruz, dostlarla sohbet ediyoruz.
- Herhangi bir partiden teklifgeidi mi?
FİMMİIi - -Emekli olduktan sonra geldi.
- Hangi partiden geidi?
RtUMİIi - - Bilmem. Aslında bu konuda
konuşmak istemiyorum.
'Şiir yazıyoruın'
- Cünlerinizi nasıl geçiriyorsunuz? Emekliliğe
alışabUdiniz mi?
R İ f c - - Alışamadım. Şunun için. Ben
erken kalkanm, günlük sporumu
yapanm, yürüyüş yapanm. Görevdeyken
erkenden vazifeye giderdim. Mesai dokuzda
başlar, ben sekizde vazifede olurdum. Ancak
08.00-09.00 arasında kimseyi kabul etmem.
Zaten servisler 09.00'da gelirdi. O arada
kendim çalışırdım, mektuplanmı yazardım,
telefon görüşmelerim varsa onlan yapardım.
Kişisel çalışırdım. Mesai başladıktan sonra işte
malum ziyaretler, imzalar ofurdu, toplantılar
olurdu. Akşam da mesai bittikten sonra yine
kişisel işlerimi yapardım. Şimdi o yok.
Sabahleyin kalkıyorsunuz, yürüyüşünüzü
yapıyorsunuz, televizyonlardan haberleri
izliyorsunuz, gazeteleriniz geliyor,
okuyorsunuz, ondan sonra boşlukta
kalıyorsunuz. Yalnız okuyorum, kitaplanm var.
Türkçe, Fransızca kitaplanm var. Daha ziyade
ekonomik, politik sorunlan okuyorum, ama
oku, oku insan usanıyor, o zaman da, çıkıyorum
boğaza, arabamla dolaşıyorum. Bazen
arkadaşlarla karşılaşıyoruz. Bazen gidip
balıkçılan seyrediyorum. Dönüyorum tekrar
okuyorum, ondan sonra yazıyorum. Şiir
yazanm, bazen ilham gelir on günde on şiir
çıkar. Bazen birayda bir şiir çıkmaz. ışte böyle
karalıyorum. Ama bazen yazdığımı
beğenmiyorum.
Şimdi şu var, yaşım benim bugün 66. Belki 66
size göre çok büyük bir ya$. Ben evlendiğim
zaman kayınvalidem 43 yaşındaydı. yaşlı
göriiyordum onu. Yani siz bizi nasıl
görüyorsanız! Ama içim enerji dolu, bir de
birikimim var. O duruyor. Aile sohbetlerinde
veya arkadaşlarla konuşmalanmda kısmen
deşarj oluyorum. Tatile gittim, ben hayatımda
tatil yapmamış insanım, bir hafta falan
yapardık, yeterdi. Şimdi tatil yapıyoruz, orada
da denize gir-çık, oku, ama tatmin olmuyorum.
"Benim çahşmam lazım" diyorum. Yani o
boşluk var, tembel ınsanlar hoşlanırlar yan
gelip yatmaktan, oturmaktan, dedikodu
yapmaktan. Bir meşgale olmayışı zor geliyor
bana. Hanımla çarşı pazara gidiyorum bazen.
Bir tek cumartesi, pazarlan sıkılmıyorum,
çünkü ben bir futbolseverim ve maçlara
gidiyorum.
- Hangi futbol takımını tutuyorsunuz?
RsuMİh - - Ben, önce Trabzonspor, sonra
Beşiktaş'ı turuyorum. Yani iki takımım var.
Ikisinin de üyesiyim. Sonra benim daha önce
çok gönül verdiğim, hizmet ettiğim, 3. ligden 2.
lige taşıdığım takımlar var. Çorluspor gibi.
Gider onlan ziyaret ederim, onlann maçlanna
giderim. Ama insan için en zor şey boşta
kalmakmış.
-Amlannızı yazmayı düşünüyor musunuz?
HMMİM - -Anılanrn epeyce oldu. Ekım
sonunda bitmesini tasarlıyordum, ama
sanıyorum aralıka sarkacak. Eğer beğenirsem
yayımlayacağım, beğenmezsem çocuklara
hatıra olarak bırakacağım.
-Onun dışında bir kitap projeniz var mı?
HsaMİh - - Hayır, yok. Arasıra şiir yazıyorum.
Şiir yazıyorum diyorsam da, bizimki şiir
yazmak değil de, kendi kendimi tatmin
ediyorum. O şiırlen de hatıralara koyacağım.
'Bestelenen şiirlerim var'
-Şiirlerinizden bestelenen var mı?
HSMMJİB - - Evet, birkaçı bestelendi. İki tane
marş bestelendi. Birisi, "Askerin Düşüncesi"
diye bir marş. Bu benim kuvvet komutanlığım
zamanında. televizyonlarda,
Cumhurbaşkanlannın karşıianma ve
uğurlanmasında çalınıyordu. Şimdi çalınıyor
mu bilmiyorum? Onu Coşkun
Sabah bestelemişti.
"Mehmetçik" diye bir marş var.
Onu bir astsubayımız
bestelemişti. Birkaç şiirim
bestelendi. Birini Nusret Ersöz
besteledi. Birşiirimi ise, Turan
Toper vardır, MülkiyeToperin
beyi. O besteledi, Izmir
Radyosu'nda çalındı. Bir tane
daha Coşkun Sabah besteledi,
ama herhalde hiçbiri tutmadı ki,
o yüzden ben de radyoda
çalınıp çahnmadığını
bilmiyorum.
-Sizin eklemek istediğiniz bir şey
varmı?
RHMİIi - - Hayır, çok teşekkür
ederim.
Bflü
SHP'li Yerlikaya, köy yakma ve zorunlu göçün sürmesi halinde verdiği güvenoyunu geri alacağını söyledi
Tunceli'de köylerin yakılması ve zorunlu göçe tepki
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP)
Parti Meclisi (PM) üyesi ve Tunceli
Milletvekili Sinan Yerlikaya,
Tunceli'de bazı köylerin güvenlik
güçlerince yakıldığını ve yurttaşlann
göçe zoriandtğını belirterek "Bu
olaylar sürerse hükümete verdiğim
güvenoyunu geri alacağun" dedi.
Yerlikaya, Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada, güvenlik güçlerinin son
günlerde Tunceli'de yoğunlaştırdığı
operasyonlar sırasında, terörle ilgisi
olmayan yurttaşlann büyük zarar
gördüğünü söyledi.
'Köyifiler zorlanıyor'
Merkeze bağlı Gökçek Köyü'nde 5-6
evin yakılmasından sonra 9 yurttaşın
kaybolduğunu ve kendilerinden bütün
girişimlerine rağmen bir haber
alamadığını anlatan Yerlikaya, önceki
gün de Ovacık ilçesine bağlı
Eğrikavak ve Tepsili köylerinde 15
evin yakıldığını söyledi.
Yurttaşlann köylerini boşaltmaya
zorlandığmı belirten Yerlikaya. şöyle
konuştu: "Köylerin yakıldığı
yetmiyormuş gibi y urttaşlarımız da
göçe zorlanmaktadır.
Bununla biriikte Munzur Çayı
üzerindeki üç köprü sökülmüş ve
utaşım olanağı ortadan kaldırılmıştır.
L'ygulanan gıda ambargosu nedeniyle
köylülerimiz, evlerine un ve şeker bile
götürememektedir. Ormanlarunız
yanmakta, yok edilmektedir. Bu tatdo
iç açıcı değildir.
Başvurular yanrtsız
İçişleri Bakanı'na yaptığım
başvurular yanıtsız kalmışnr.
Kendileri umursamaz bir ha>a
içindedirler. Bu yasadışı uygulamalar
bir an önce sona erdirilmelidir.!
Yerlikaya, evleri yakılan yurttaşlann
zararlannın karşılanması gerektiğini
belirterek ilgilileri insanlara karşı
duyarlı olmaya çağırdı.
Sınan Yerlikaya, "Hükümete
güvenoyu vermiş bir miUervekili
olarak bu olaylar sürerse güvenoyumu
geri alacağımı ve hükümette kalmanuı
da bir anlamının oimayacağını ifade
ediyorum" dedi.
Mentese istifaya cağrıldı
HADEP'li
yöneficiler dün
toprağa verfldi
•HADEP Yüreğir llçe Başkanı Rebih Çabuk ile
ilçe yöneticisi Sefer Cerf'in cenaze töreninde
konuşan GeneJ Başkan Murat Bozlak, Nahit
Menteşe'nin görevde kaldığı sürece katillerin
bulunamayacağını, İçişleri Bakanf nın bu nedenle
görevinden istifa etmesi gerektiğini söyledi.
ADANA (Cumhuriyet
Güney İlleri Bürosu) -
HADEP'in önceki sabah
öldürülen Yüreğir llçe
Başkanı Rebih Çabuk ile ılçe
yöneticisi Sefer Cerf, törenle
toprağa verildiler. Cenaze
törenine katılan HADEP
Genel Başkanı Murat Bozlak,
katillerin İçişleri Bakanı
Nahit Menteşe görevdeyken
bulunabileceğine
inanmadığını belirterek
"İçişleri Bakanı istifa
ermelidir. etmezse Başbakan
görevden almalıdır" dedi.
Mutlu Mahallesi'ndekı bir
kıraathanede önceki gün
kahvaltı ederken 'faiÜ meçhul
bircinayet'e kurban gıden
HADEP'li Rebih Çabuk ile
Sefer Cerf, 2 bini aşkın
kişinin katıldığı protesto
gösterisinin ardından toprağa
verildi. HADEP Yüreğir ilçe
binasının önünden dün sabah
10.00'da başlayan yürüyüşe
Genel Başkan Murat
Bozlak'ın yani sıra, Genel
Başkan yardımcılan Osman
Özçelik. Hikmet Fidan, PM
üyeleriAhmet karafaş.
Mehmet Nuri Güneş,
Abdullah Saygın, Musa Kulu
ile kadın ve çocuklann da
bulunduğu 2 bini aşkın kişi
katıldı. Polisin sıkı güvenlik
önlemi aldığı yürüyüş
boyunca "kahrolsun kontra",
"yaşasın halklann kardeşligi",
"şehitler ölmez", "Adana
kontraya mezar olacak",
"Kürdistan faşizme mezar
olacak" diye sloganlar atıldı.
Yürüyüşçüler, HADEP'li iki
yöneticinin öldürülmesini
alkışlarla ve zılgıt çekerek
aynca protesto ettiler.
HADEP'li Rebih Çabuk ve
Sefer Cerf'in öldürülmesine,
cinayetlerin işlendiği Mutlu
Mahallesi'nde kepenkler
kapatılarak da tepki gösterildi.
HADEP Genel Başkanı Murat
Bozlak, gazetecilere yaptığı
açıklamada, içişleri Bakanı
Nahit Menteşe'nin bir süre
önce Türkiye gazetesine
yaptığı açıklamanın partisini
hedef gösteren bir niteliği
olduğunu öne sürdü.
Menteşe'nin HADEP'e 'hodri
meydan' diyerek partisini
ımhaya çağirdığını ve
açıklamanın da canilere
cesaret verdiğini söyledi.
Bozlak, İçişleri Bakanı'nın
istifa etmesi gerektiğini
sav unurken de şunlan söyledi:
"Katillerin İçişleri Bakanı
görevdeyken bulunacağına
inanmıyomz. İçişleri Bakanı
göre\de kaldığı sürece
partimize, partiliierimize
saldırılar sürvcektir. İçişleri
Bakanı'nın istifasını istiyoruz.
İstifa etmezse \e partimize
saldırılar sürerse bundan
kendisini sonımlu tııtacagız.
İçişleri Bakanı istifa etmezse
Başbakan kendisini görevden
almalıdır."
Murat Bozlak, HADEP'e ve
partılilere yönelik saldınlar
karşısında suskun kaldığım
öne sürdüğü partilerin
tutumunu da kınadığını
söyledi.
Eylemde birinci hafta doldu
Açhk grevındekiler, avukatlara işkenceyapıldığmıönesürdüler
Gözaltuıdaki avukatlar
içîn süresiz açhk grevî
İstanbul Haber Servisi -
Fransa'da yakalanan Devrimci
Sol lideri Dursun Karataş'ın
savunma avukatlan Ahmet
Düzgün Yüksel v e Murat
Demir'ın gözaltına alınması
üzerine İstanbul Barosu'nda
başlatılan süresiz açhk grevi
birinci haftasına girdi. Halkın
Hukuk Bürosu'na bağlı dört
avukat ve iki büro çalışaru.
gözaltına ahnan avukatlara
işkence yapıldığmı öne sürerek
açhk grevini arkadaşlan serbest
bırakıhncaya kadar
sürdüreceklerini söylediler.
27 eylül günü Ankara Halkın
Hukuk Bürosu'nu basan
polisler, Karataş'ın iki avukatı
ile müvekkilleri Gülcan Yağız
ve Fatma Yaman'ı gözaltına
aldı. Fransız Büyükelçiliği'ne
verilmek üzere hazırlanan ve
Karataş'ın "Türkiye'ye iade
edilmemesi" istemini ve bu
istemin gerekçelerini içeren
dosyalara da polisçe el
konuldu.
Gözaltına ahnmalar üzerine
İstanbul Halkın Hukuk Bürosu
avukatlan Metin Narin, Ulutan
Gün, Mustafa Çoban stajyer
avukat Sedat Taş ıle büro
çalışanlan Ayten Çelik ve
Efkan Bolaç, arkadaşlannın
serbest bırakılması için açhk
grevine başladılar. Bu arada
gözaltmdaki avukatlara
işkence yapıldjğı iddialan
üzerine Uluslararası Af Örgütü
acil eylem çağnsında bulundu.
İstanbul Barosu'nda devam
eden ve birinci haftası dolan
açhk grevi eyleminde bulunan
avukatlar, Ankara'da
gözaltında bulunan
arkadaşlannın lOekime kadar
emniyette kalacağını belirttiler.
Avukatlar, Ahmet Düzgün
Yüksel ile Murat Demir serbest
bırakılıncaya kadar eylemlerine
devam edeceklerini açıkladılar.
Ankara'daki bürolanrun
basılmasırun temel amacının
Dursun Karataş'ın "Türkiye'ye
iade edilmemesi'" istemini içeren
dosyalara el koymak olduğunu
öne sürdüler.
Açhk grevinde bulunan
avukatlar, Ankara Baro
Başkaru Erdal Merdol'un
gözaJü olayı ile ilgili DGM
Başsavcısı Nusret Demiral'ı
aradıklanru ve Demiral'ın
'"Ortada bir örgüt operasyonu
var" dediğini belirterek şunlan
söylediler:
"Lluslararası yargısal başvuru
için son hazırlıklarını y apan
avukat arkadaşlarımızla ilgili
olarak 'örgüt operasj onu var'
şeklinde açıklama yapmak
terbiyesizliktir. Nusret Demiral
mantığının ürünüdür."
Beşiktaş'ta düzenlenen
operasyona değinen avukatlar,
küçük bir kafeterya içinde
bulunan ve kaçacak yeri
olmayan üç kişinin sağ
yakalanabileceğini. ancak
istanbul Emniyet Müdürü
Necdet Menzir'in intikam hırsı
nedeniyle bu üç kişinin
katledildiğini öne sürdüler.
Operasyonla ilgili olarak da
avukatlar şunlan söylediler:
"Öldürülenlerin otopsi
tutanaklarma göre hepsinin
kafalarında kurşun yaralan var
ve hepsinin de oturur vaziyette
iken öldürüldükleri görülüyor.
'Kimlik soruimasına ateşle
karşıhk verildi ve çatışma çıktı'
gibi komik açıklamaiar
yapılırken kafeteryada çatışma
olduğuna dair hiçbir emare yok.
Kafeteryanın camları bile
kırılmamış, sadece üç kişinin
öldürüldüğü asma katın
du> arlarında kurşun delikleri
var. Bu olay da diğerleri gibi bir
yargısız infazdan başka bir şey
değü."
YÜZYÜZE
Atilla Dorsay
30.000 (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlurı Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İslanbul