Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyettmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatöru. Hikmet
Çetinkaya • Yazuşlerı Müdürlerı.
fbrahim Yıldız (Sorumlu). Dinç Ta> anç
• Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara
• Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Di!> Haberler- Ergun Balcı 0 Istıhbarat Yalçın Çakır
• Ekonomı Bülent Kızanlık # Radyo-TY U>gar
Ercnıcktar • Kültür. Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler Mehmet
Saraç • Makaleler Sami Karaören # Çe\ırı
Sevfettin Turhan • Düzeltme Abdullah Yazıcı
Y a y ı n K u r u l u İ l h a n S e l ç u k
(Ba<,kan). Orhan Erinç, Oktaj
Kurtböke, Ö/gen Acar. Hikmet
Çetinkava. Şükran Soner, Ergun
Balcı. DinçTa\anç, İbrahim Yıldız,
Orhan Bursalı, Mustafa Balba\.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbav • Haber Müdurü Doğan
Akın Atatürk Buhan No- 125. K.at.4, Bakanlıklar-Ankara Tel
4195020(7hatl.Teleks 42344.Faks 4195027#IzmırTemsılcısı
SerdarKızık,H ZıyaBh 1352 S 2<3Tel 44U220Teleks-52359,
Faks: 4419117 # Adana TemMİcısı. Çetin Yiğenoğlu. Inönü Cd
119S No:l Kat:l. Tel: 3522550. Teteks: 62155. Faks 3522570
Müessese Müdürü. Erol Erkut •Koordınatör.
Ahmet Koruban •Muhasebe. Bülent Yener
# İdare Hüsevin Görer • Isletme Onder
Çelik • Bılgı-lşlem Nail İnal • Bılgısayar
Sıstem Müriivet Çiler 0 Reklam. Reha
lşıtman • Halkla llışkıler. Nurten Berksoy
Y»>ıml»y»n \e B»s»n: Yenı Gun Haher Ajansı Basın \e Yavıncılık A Ş
Turkocagı cad 39 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 Istantml Tel lO 2131 512 05 05 (20 halı Teleks 22246. Fak> (0 212ı 513 85 95
29EKİM 1994 îmsak: 4.57 Güneş:6.22 Öğle: 11.53 Ikındı 14.45 Akşam: 17.13 Yatsı: 18.33
Emekli
öğretmenlerin
başvupulapı
• İstanbul Haber Servisi-
İstanbul Mılli Eğilim
Müdürlüğü. emekli
öğretmenlerin mesleğe
döndürülmesine ilişkin
müracaatlann müdürlüğûn
llköğretim EmekJilik
Bölümü'nde yapılacagını
açıkladı. Milü Eğitim
Bakanlıgı'run okul ve
kurumlann öğretmen
ihtiyacım karşılamak
amacıyla yapüğı atamalarda,
atama şartlannı taşıyan söz
konusu emekli ilkokul
öğretmenleri, emekli
olduklan ile başvurmak
kaydıyla bakanhğa mûracaat
edebilecekler.
KASEV in yaşlılar
kenti
• Haber Merkezi -
Türkiye'nin Batı
standartlannda ilk yaşhlar
kenti olan KASEV (Kadıköy
Sağlık Eğitimi Merkezi)
Kampusu'nun 1995'in
yazında bütünüyle hizmete
gireceği açıklandı. KASEV
Vakfı'nın uzun yıllar Avrupa
ve Amerika'da yaptığı
araştırmalar sonucunda
Tuzla-Aydıntepe'de 96
donüm üzerine inşa edilen
yaşlılar kenti, öğretmen
huzurevi, bakımevi, geriatri
hastanesi, öğretmin evi.
sağhk egitim merkezi, sağlık
lisesi gjbi birimlerden
oluşuyor. Kent, Türkiye
genelinde öğretmen, emekli
öğretmen, öğrenci ve Milli
Eğitim mensuplanna ücretsiz
sağlık eğitimi. sağlık ve
sosyal hizmetler sunmak
amacıyla kuruluyor.
Milyarlık saatler
•İstanbul Haber Servisi -
Kral ve kraliçelerin saalçisi
olarak adını tarihe yazdıran,
dünyanın en prestijlî saat
markası Vacheron
Constantin'in yeni
koleksiyonu ıle CenevTe
Saat Müzesi' nden getirilen
1775 tarihli cep saatleri
önceki akşam Çırağan
Sarayı'nın "Türk Hamamı"
bölümünde verilen bir
kokteylde, meraklılanna
tanıtıldı. Koleksıyonun 750
milyar lira değerinde olduğu
belirtildi. (Fotoğraf:
MUHARREM AYDIN)
Göknel'e tazminat
davası
• ANKARA (AA)-Eski
ASKt Genel Müdürü Şükrü
Barutçu"nun, kendisini
Alman "Thyseen"
firmasından rüşvet almakla
suçladıklan gerekçesiyle
eskı İSKİ Genel Müdürü
Ergun Göknel ile Temiz
Üstün hakkında açtığı 200
mılyon lirahk tazminat
davasına devam edildi.
Ankara 18. Asliye Hukuk
Mahkemesi'ndeki
duruşmada mahkeme
başkanı, halen Bayrampaşa
Cezaevi'nde hükümlü
bulunan davalı Ergun
Göknel'in ekonomik ve
sosyal durumunun
araştınlması ıçın duruşmayı
başka bir güne bıraktı.
Ankara, istanbul ve Izmir'inçağdaşgünlerigeçnnşte kahh
tşte 1937 yüııun İstanbul'u. Hava Kımederi'ne ait "9 yeni tayyare" İstanbul semalannda gösteri uçuşu yapıyor. Cumhuriyet'in ilk vıUannda Ankara. Kızılay ve Zafer Parkı gibi planlı Uk kentsel düzenlemelere kavuştu.
Planh kenüer Cıımhuriyet'in eseıiOKTAY EKİNCt
Kimi kaynaklara göre Türki-
ye, tarih boyunca "42 uygarhgm"
yaşandığı, bu anlamda yeryüzü-
nün eşi benzeri bulunmayan bir
"kültür birikimine"" sahip, çok
özel bir coğrafya üzerinde bulu-
nuyor. Bütün bu uygarlıklann
yaratıldıği ve yaşandığı yerler
arasında ise öncelikle "kentier"
elbette ki başı çekiyor.
Örneğin, MÜetoshı Hippoda-
mus'un bütün bir antık çağ ve
bazı ortaçağ kentlerine de esın
kaynağı olan "ızgara planT. bu-
gün bıle dünyanın birçok köşe-
sinde "modern" yerleşmelerde
sankı "yürürlükte" gıbı.
Benzer şekilde Osmanlı döne-
minde, teknık çızımlere dayan-
masa bile. "güçlü geleneklere"
ve dahası "mahalle kültürüne"
bağh olarak uygulanan yapılaş-
ma kurallan da özellikle kentle-
rimizin tarihsei kimliklerini sür-
dürmeyi amaçlayan bugünkü
"koruma amaçlı imar planlann-
da" temel ımar ilkelenne. yıne
yön veriyorlar.
Osmanb'dan
Cumhuriyet'e
Prof. Dr. Ruşen Keleş'ın bu ko-
nuda bir "başyapıt" niteliğini ta-
şıyan "KentleşmePöütikasT ad-
lı kitabında aynntılanyla sergile-
diği gibi, bunca köklü bir tarih-
sel birikime karşın, aslında mo-
dern anlamda ilk "bilimsel kent
planlaması çabalan" 19. yüzyıl-
da gündeme geldi.
19. yüzyılın sonlanna gelindi-
ğinde, örneğin Avrupa'nın bir-
çok kenti ıçin belli gelişme plan-
lan ve çabalan etkin bır "bilim
dah" olarak önemlı aşamalara
ulaşmışken. Osmanlfda \e özel-
likle lstanbul'da kent ımanna dö-
nük temel kararlar hala gelenek-
lerebağlı ve "saltbinalantanım-
layan" kurallarla alınıyordu.
Örneğin, Cumhuriyet'in ilk
dönemlerine dek belirleyici olan
1882 tarihli "Ebniye (Binalar)
Kanunu", daha önce 1864'te yü-
rüılüğe konulan "Türuk ve Eb-
niyeNizamnamesi''(Yollar ve Bi-
nalar Tuzüğü) iie bırlikte kentte-
ki salt bina inşaatıyla ilgili koşul-
larayer\eriyor, kentin"nasılge-
lişeceğine'
1
ışık tutacak bır plan-
lama anlayışını içermiyordu.
Aynı yaklaşıma koşut olarak
n.Malunut'un 1837yılındaVon
Moltke'ye yaptırdığı çizimler de
birplan değil, İstanbul'daki me\-
cut durumu saptayan bır tür
"kent haritasıT1
nıtelığınde>dı.
Gerçi Moltke, kendısinden han-
ta istenmiş olsa bile, çalışması
sırasındabazıyollarıngenışletıl-
mesinı "tavsiye etmekten" > ine
de kendısını alamamıştı
Böylece Anadolu \e Rume-
li'deki kentlerimiz. özellikle de
bugünkü üç büyük metropolü-
müzolan İstanbul, Ankara \e İz-
mir, Osmanlı döneminı Avru-
pa'dakı kentlerden farklı olarak
"plansız" bır ımar \e gelışme dü-
zeni içerisınde kapattılar Yıne
diğer birçok kentimızle birlikte.
Batı dünyasındakıler gibi "plan-
b kentleşme" dısiplınıyle de an-
cak "Cumhurivet uygarlığına"
geçişten sonra tanışma olanağı-
nı buldular.
Denebılır kı bu topraklarda ta-
nh boyunca42 uygarlığı yaratan
kentlerimiz. Cumhumet'le bir-
likte kavuştuklan ~çağdaş plan-
lama atılımlannr belki de "43.
uygarlık" olarak yaşamış oldu-
lar. Ne \ar ki bu "son uygarük"
dönemi de ancak 1950'lere dek
etkin olabildi ve 196O'lı yılarda-
kı o yenıden yaşanan. "coşkulu
sürecin" ardından. özellikle
1980'lerden sonra >erini yağma-
ya dayalı bir "plansızlıkdönemi-
ne" terk etti.
Ankara'da 'başkent
ruhu'
Malatya mebusu tsmet (tnö-
nü) Paşa. 14arkadaşının imzası-
nı da taşıyan ve kendi el yazısıy-
la düzenlediği kanun teklifinı 9
Ekim 1923'te TBMM Başkanlı-
ğı'na \erdiğınde, "Ankara'nın
yeni devletin başkenti" olması
düşüncesı elbetke ki o tanhte ye-
ni doğmamıştı. Bu tarihsel seçı-
mın "işaretini" daha önce de
Mustafa Kemal birçok kez \er-
miş, örneğin daha 1920'lerde bi-
le gelecek günlere ilişkin düşün-
celeri arasında şunu da vurgula-
mıştı: "Siyasi başkentimiz Ana-
dolu'nun ortasında kalacaktır.
Batının \e doğunun temsilcileri
bizimle bu başkentte temas ede-
ceklerdir."
İsmet Paşa'nın guişimi
tsmet Paşa \e arkadaşlannın
kanun teklifı TBMM'de 13 Ekim
1923 günü kabul edildığınde,
Ankara kenti Cumhunyet'in ıla-
nından "Iki hafta önce" yenı ve
"bağımsız" Türk devletınin res-
men başkentı olmuştu bile. 20
Nisan 1924'te yürürlüğe giren
TC Anayasasının 2. maddesin-
de de aynı misyonuyla yerinı ala-
rak. tanhinin hiç kuşkusuz "en
sorumlu" çağlannı yaşamaya
başlamış oldu.
Cumhuriyet'in Ankara'ya
yüklediği başkent olma onuru v e
sorumluluğu. yıne Cumhuri-
yet'in bu yeni "kimliğe" yakışır
bir kent olarak gelışmesi yönün-
dekı ilk "planlama kararian-
nı"da berabennde eetırdi.
16 Şubat 1924 tarihli "Anka-
ra Şehremaneti Kanunu" ile kol-
lan sıvayan Ankara Belediyesi.
1927yılındakentın planlanması
görevinı Mösvö Heussler'e ver-
di. Ankara yı "eski kent ve >eni
kent" olarak ikiye ayıran "Löh-
ler Panı", özellikle yeni kente
ilişkin önenleriyle benimsendı
ve 150 hektarlık alanda "Yenişe-
hir" kurulmaya başlandı.
Bu ilk girişımin ardından üç
ünlü yabancı uzmandan Ankara
için yeni plan önenlen istendi.
Bunlar arasında Berlin Yüksek
Mühendıs Okulu'ndan Prof.
Hermann Jansen'in planı Ata-
türk' ün de beğenısıni kazanma-
sıyla 23 Temmuz 1932'de
TBMM'de onaylanarak yürürlü-
ğe gırdı
Ankara'nın bugünkü kent
kımlığınde önemlı yeri olan Jan-
sen planı. örneğin Bakanlıklar
Sıtesi ve yanındaki 3000 konut-
luk devlet memurlan mahallesı.
Bahçelıevler. Gençlik Parkı. Hi-
podrom gıbı imar düzenlemele-
nni başkente kazandırdı. Eskı
kent dokusunun da "olduğu gibi
korunmasuu"öngören planm te-
mel yanılgısı ıse 50 yıl ıçinde
kentin 300.000 kişi olabıleceğmi
varsaymasıydı.
Aslında bu hesabın "şaşma-
sında" doğrudan Jansen'i \e
onun planını eleştırmek elbette
kı haksızlık olur. Çünkü Cum-
huriyet hükümeti bir yandan
kentleri planlamaya çalışırken.
öbür yandan "ülkeıün de planlı
kalkınmasını" temel bır politika
olarak benimsemıştı. Ne var kı
1950'lerden sonra bu politika
terk edılıp. özellikle > atınmlann
yer seçimınde plan yerine "mü-
teşebbis ruhu" esas alınınca. bu
ruh Anadolu yenne büyük kent-
lerde gelişmeyı tercih ettı.
Cumhunyet dönemiyle birlik-
te "planlama uygarüğının'"Istan-
bul'akazandırılması ise 1933'de
açılan biryanşmayla başladı. Yi-
ne Atatürk'ün ısteğıyle uluslara-
rası düzeyde, ancak sınırlı katı-
lımla düzenlenen yanşmada
Berlin Teknik Üniversitesi'nden
Elgötz,Fransız Şehircilik Birlığı
Başkanı Agache \e Parıs, Nev
1
.
York, Şıkagogıbı kentlerın plan-
lamasında görev alan Lambert
istanbul için kapsamlı öneriler
getirdıler.
Yeşilköy'e havalimanı
Bu öneriler arasında en uygun
görülen Elgötz'ün planındakı
havaalanının Veşilköy'e yapılma-
sı, büyük limanın Haydarpaşa'da
kurulması, Taksim-Beşiktaş ara-
sında büyük bir park (Maçka
Parkı) alanı aynlması, Halıç'te
Unkapanı-Azapkapı arasına ye-
nı bir köprü kurulması, Suİta-
nahmetve Beyoğlu'nun kültürel
bölgeler olması gibi projeler,
ilerleyen yıllarda da planlarda
korunarak gerçekleştınldiler.
1936'da davet edilen Fransız
Şehircilik Enstitüsü uzmanı
Prof. Henri Prost'un yürüttüğü
planlama çalışmalan ise. özel-
likle Suriçibölgesinin "tarihiya-
rınıada" kımliğınin bugünlere
dek önemli ölçüde konınabılme-
sınde temel etken oldu. Prost'un
planlan 2600 yıllık kent tarihının
tüm değerlennı ve "siluetini" ya-
şatacak kesın imar sınırlamalan
getırirken. bu üstün duyarlılık ne
yazık kı Haliç'te "unuruldu" \e
lstanbul'un Altın Boynuz'u"en
hızlı kirletilen güzelliği'' olma ta-
lıhsızlığını yaşadı.
1950'li yıllar Ankara ve tz-
mır'de daha çok "göçle ortaya çı-
kan kentselgelişme sorunlan" ıle
yaşanırken. özellikle 50'lı yılla-
nn ikincı yarısı tstanbul'da ">>
kıma vetarih katliamına bağh bir
imar süreci" olarak kente dam-
gasını vurdu.
İlk "Bogaz Köprüsü ve Çevre
Yollan projesinin" de hükümet-
çe onaylandığı 1958'lerde. dö-
nemin başbakanı Adnan Mene-
res'in tüm yetkilen eline alarak
ve yıne "güzergahlan da kendi-
si saptayarak" gerçekleştirdiği
büyük yıkım ve "yol operasyon-
lan" İstanbul ıçin Cumhuriyet'in
"planlı kentleşme çabalaruıdan
kopanldığı" bir dönemin de baş-
langıcını oluşturdu.
Izmir'ln ilk planlan
Ankara ve tstanbul'a göre
özellikle kültürel ve ticaret ağır-
lıklı kimliğiyle. daha Osmanlı
dönemindevken "batüı bir kent"
İzmir'in yeşil kalbi olan Kültürpark, 1930'lu yıUarda planlandı ve kente kazandınldı.
•Osmanlı dönemini plansız
bir büyüme içerisinde kapatan
kentlerimiz, Cumhuriyetin
hemen ilk yıllannda dünyanın
en ünlü mimar ve
şehircileriyle tanıştılar.
1930'lara gelindiğinde
Ankara'da Jansen, lstanbul'da
Prost. İzmir'de de Danger.
planlı kentleşme için kollannı
çoktan sıvamışlardı.
•Denebilir ki bu topraklarda
tarih boyunca 42 uygarlığı
yaratan kentlerimiz,
Cumhuriyet'le birlikte
kavuştuklan "çağdaş
planlama atılımlarınf' belki
de "43. uygarlık" olarak
yaşamış oldular. Ne var ki bu
"son uygarlık" dönemi,
özellikle 1980'lerden sonra
yerini yağmaya dayalı bir
"plansızlık dönemine"
terk etti.
havasını taşıyan tzmir'de de ilk
planlama çabalan yine Cumhu-
riyet'le birlikte gündeme geldı.
Cumhunyet'in ilanından 2 yıl
sonra belediyenın ısteğı ile Iz-
mir'e ilk planı hazırlayan Fran-
sız mimar Rene Danger, Kurtu-
luş Savaşı'ndaki yangınlarda bü-
yük hasar gören semtlerin dü-
zenlenmesineöncelikverdı. Fev-
zipaşa Bulvan ndan Alsancak
bölgesıne dek olan kesımde ıse
yollann kesıştiğı yerlerde yuvar-
lak meydancıklar önererek, bir
tür "ızgara planı"nı İzmir'de
devreye soktu. Yıne Izmir'e
Cumhunyet'le birlikte kazandı-
rılan en önemlı kentsel düzenle-
melerden Kültürpark m da ger-
çekleşmesi 1930'lardaoldu.
Efsane mimar İzmir'de
1950'lere kadar lzmir'in tanış-
tığı kent plancılan arasında kuş-
kusuz en ünlüsü Le Corbusi-
er'dir.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra
Izmir'e gelen Fransa'nın bu "ef-
sanevi miman". 1948 yılında bir
kentsel gelişme ve planlama ra-
poru hazırladı.
Merkezdeki tanhsel kentin ko-
runması. buna karşılık gelişme-
nın yeni bölgelerde olması ve bü-
yük, yeşil bulvarlarda bol ağaç-
lılclı yaya yollannın düzenlen-
mesı gibi öneriler taşıyan Le
Corbusier'ın planı. lzmir için sa-
dece "duygusal bir anı" olarak
kaldı.
O yıllar geri gelir mi?
Bu sorunun yanıtını "evet"
şeklinde vermek. salt bir özle-
min ötesinde. bugün yaygın bir
kesım tarafından "gericUik"ola-
rak suçlanma tehlikesinı de taşı-
yor. Ama. övle bıle olsa. galiba
bu "riski" göze alarak. şu tarih-
sel gerçegin bir kez daha altını
çizmek gerekiyor.
Cumhunyet. kentlerimize
"çağdaş planlama uygarüğH
nı"getırdi. Üstelık bu politika,
yine Cumhunyet'in ilk dönemle-
nnde "ülke düzeyine yayılan"
dengeli yatırım kararlanyla da
desteklendı. güçlendırildi. Ne
varkibusağlıklısüreç, 1950'ler-
den sonra "plansızhğa",
1980'lerden sonra da açık bir
"yağmaya" dönüştü.
Bugün Cumhuriyet'in 71. yı-
lını kutlarken, ilk 25-30 yılına
özel bır sevgıyle. son 40 yılına
ise eleştınyle ve "tartışarak"
bakmak durumundayız. Bız bu-
nu yapmasak bile. kentlerimiz
yine bu sürecin en çarpıcı "avTia-
lan" olarak, başlanna gelen her
şeyi yeterince yansıtıyorlar...
B.'eyin salatasını kim sevmez
değil mi? Şöyle iyı hazırlanmış, li-
monlu zeytinyağlı sosu dökülmüş,
maydanozu serpilmiş beyin salatası
mezelerin şahı sayılır. Ne var ki insa-
nın kafatasının içindeki beyin, sahi-
bı onu kullansın diye verilmiştir. Ne
yaparsınız ki kimileri onu kullanmak
için değil de kullanmamak için çalı-
şırlar. Böyle 'azkullanılmış'beyinler
yanında 'daha motoru siftah etme-
mişler' de bulunur. 'Kirahk' olanlan
da 'sanhk' beyinler de kendilerine uy-
gun pazar arayıp dururlar. Henüz oto
galerileri gibi 'beyin galerileri' açtl-
mamış görünüyor ama, bu pazar ge-
nellikle elden satışlarla yürür. Biz de
bu hafta şu beyin davasına 'mesela
dedik'.
Sıtıp kilometpe beyin
MESELA DEDİK ERDALATABEK
Beyin Salatası Sever misiniz? (1)
yıpranmamış, hiç yorul-
mamış beyinlere denir. Genellikle
omurilikle yaşayanlarda görülür. Bu
gibiler sadece yemek içmek, bir de yi-
yip içtiklerini ihraç etmekle yaşarlar.
'Ver yesin, ört yatsuı' türünden gam-
sız kasavetsız yaşadıklan ıçın bey in-
leri analanndan doğduklan gibi saf ve
bakirkalmıştiT. Böyle birbeyne sahip
olanlar hiçbir şey için kendini üzmez,
akıl kullanmayı gerektiren işlerde
başkalannın beyinlerini kullanırlar.
Onun için de pek rahat ederler. Beyin-
lerini aşın yoranlar da zaman zaman
"ah benim beynhıı de sıfir kilometre-
de olsaydı da rahat uyusaydım" der-
lerse de ne çare, onlar böyle bir raha-
ta hiç erişemezler. Omurilikle yaşa-
yıp da beyinlerini rahata çekenler için
gazete kitap okumak pek zararlıdır.
Televizyona da leblebi çekirdek ye-
mek gibi baktıklanndan beyinleri hiç
dalga yüzü görmemiş durgun sular
gibi dümduzdür. 'Düşünmek'gibi za-
rarlı işlerle hiçbir zaman uğraşmaz-
lar Kafalannı da saksı niyetine taşı-
dıklan için sadece saksı süslenyle uğ-
raşırlar. Çok düşünüp işlerin içinden
çıkamayanlara önerilırse de onlar bu
beyinleri pek tutmazlar. 'Sıfir kilo-
metre beyinler' vitrin süsü olarak ga-
lerilerde durur ama pek alıcısı çık-
maz.
Kiralık beyin
edeceğinı unutmamanız iyi olur. Bır
yerde "kiralık beyin' gördünüz mü
'kaça kiralanmış?' diye sorabilirsi-
niz. Hiç şaşmaz, fiyatı ortaya çıkar.
Yıkanmış beyin
kez de başka türlü çalışan bir beyin
kazanılır. Böyle beyinler de kendi
programından başka bır uyanyı al-
maz, vırüs gibi görür. Onlara bır şey
aktarmanızın mümkünatı yoktur. Bu
ameliye küçük yaştakilere uygulandı-
ğı zaman daha başanlı olur.
Beyin takımı
JL ıki
unlar belh işlere yaradığı ıçin
isteklisi vardır. Içlerinde pek işe ya-
rarlılar da bulunur. Daha önce nelere
programlandığına göre değişik tiple-
ri vardır. 'KirahkbeyüTlerinbirözel-
liği de yeni programlara güzel uyum
sağlamasıdır. 'Kirahk beyin' arayan-
lar bunlan özellıklerine göre bulup
bellı süreler için kıralarlar Yapacak-
lan ışe göre de fiyatlan değişir. En
iyileri Amerikan dolan üzerinden iş-
lem görür. Birbakarstnız ki beynı ki-
ralanmış kişı birden değişip o zama-
na kadar yaptıklannın tersini yapma-
ya başlamıştır. Uyum sağlama yete-
neği yüksek olanlar bunu da kitabma
uydunmayı becerir. Sonra daha yük-
sek fiyat bulunca el değiştirir. Bır sü-
re de orada çalışmaya başlar. Daha az
ıyıleri ıçin piyasa daha düşüktur. İyi
bır kapı bulup uzunca süre orada ça-
lışan beyınler de vardır ama, eninde
sonunda kiralık olduğu ortaya çıkar.
Parasını verdiniz mi size de hizmet
ıkanıp tertemiz edilmiş beyin-
dir. Yıkama suyuna hangi deterjanı
koyduğunuz da sonunda bellı olur.
Bu beyinler de. ıyı yıkanırsa hiç kul-
lanılmamış beyin kadar saf olur. Ney-
le yıkanacağına ilişkin tarifnameleri-
ne bakarak uygun yıkamalar japıla-
bılır. Amerikan deterjanlan çok güzel
yıkar, beyni US A markasıyla bembe-
yaz yapar. Böyle beyinler kolay ko-
lay başka renk tutmaz. Eğer başka fi-
kirlerle kirlenirse hemen ön yıkama-
sız küçük bir sudan geçirmeyle terte-
miz olur. Hayalleri gökdelenlerle ye-
şil dolarlar arasında gezınır. Amen-
ka'dan gelen her şeyı sorgusuz sual-
sız baştacı ederler. Beyin yıkama
suyuna uygun miktarda 'hacıyagV ko-
yarsanız ortalık mis gibi kokar. Bu
*B.' eyin takımı" da avadan-
lık gibi bır aletîergrubudur. Çalışma-
sı da 'hangi beyin takımı' olduğuna
göre biçimlenir. 'Ahmet beyin takı-
J
) ( )
mı', 'Mehmet beyin takımı' dendiği
zaman da hangi işlerle uğraştığı an-
laşıhr. Örneğin '.\hmet beyin takımı'
kredı işleri, para aktarmalan, hesap
oyunlan. al gülüm ver gülüm işleriy-
le uğraşırken 'Mehmet beyin takımı"
da politik hesaplarla. adam aktarma-
larla. filancayı falancaya nakille uğ-
raşır. 'Beyin takımı' moderen bir ça-
hşma biçimi olup ekıpman gereken
işlerde pek yararlıdır.
Sade beyin
Bu beyin ders kitaplannda öğreti-
len beyindir. Aslında düşünmeye
yarar, doğruyu yanhştan ayınr. özgür
olması falan ıstenır. Fakat böyle kul-
lanıldıği zaman sahıbinin başına çok
iş açar. Düşündüğü zaman başına be-
la gelir. Kendini düşünmeyip başka-
lannı da düşünmeye kalkarsa kendi
rahatını kaçınr. Hele de düşündükle-
rinı açıklama suçunu ışlerse pek fena
olur. Düşünüp sahibinin uykulannı
kaçınr En iyisı gene ders kitaplann-
da kalmasıdır. Ama böylelerine so-
rarsanız en iyisi gene kendi beyin-
leridir. Ne yapalım, beynini kullan-
mak isteyen sonucuna katlanır.