Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 EKİM 1994 CUMARTESİ
DIZIYAZI
zr
POLITIKAVEOTESI
Rus yazar Alexandre Zinoviev Doğu Bloku'nun çöküşü sonrasını Cumhuriyet 'e yazdı
'Postkomünizm Çağı' tartışmasıyet Bloku'nun ve Sovyetkr Birli-
ı ği'nin çöküşünden ve bu ülkelerdeki ko-
münist rejımlerin yıkılmasından sonra
insanlik tarihinde 'postkomünist çağ'ın
başladığı varsayılmaktadır. Ancak bu
görüş biraz gülünç gözükrnektedır. Çünkü Batı'da
bir komünist çağ hiç olmamıştı. Ama basitçe ba-
karsak Batı'nın diinya komünizmi önünde korku-
dan titredigi çağı komünizm çağı olarak kabul et-
mek ve bu korkudan kurtulduğu dönemi de post-
komünist çağ olarak ilan etmek olasıdır.
Neyse, bırakalım ıçine gırdiğimiz döneme post-
komünıst çağ densın, sonuçta sorun ısımlerde de-
ğil. Önemli olan bu çağın hangi çizgilerle karak-
tenze edıldiğı. Ben burada onun genel kural ola-
rak görmezden gelinen veya belli bır ideolojık
ruhla yani antikomünizm açısından yorumlanan
ki; bu da doğrudan eski komünist bir propaganda
kadar uzaktır, kimi çizgilerinden söz etmek isti-
yorum.
Özgün bir ideoloji olan komiinizmle (ideolojik
komünizm) toplumun özel bir organizasyonu ola-
rak komünizmi (uygulamadaki komünizmi) bir-
birinden ayırmak gerek. tdeolojik komünizm ıçin-
de de. yeri geldiğinde, onun Marksizmde \e onun
etkısi altında ne biçım aldığı ile Marksızmden ba-
ğımsız ne biçimde kaldığı ve olduğunu ayırt et-
mek gerekmektedir. İdeolojik komünizm Mark-
sizmden çok önce ortaya çıktı. Atası ThomasMo-
re (1478-1535) ve tommaso Campanella'dır
(1568--1639).
Marksizmın gerilemesinden hatta çöküşünden
söz edilebilir. Ancak bu kesinlikle komünist ide-
olojinin sonu anlamına gelmemektedir. Komü-
nistlerin bir kısım görüşlerini her türden işçı, halk.
sosyalıst vb partiler, yığın hareketleri ("yeşiller"
ve "ahernatjf" gibi), sendikalar, hatta dinsel tari-
katlar lörneğın ABD'de) benımsemişlerdir. Ko-
münist düşünceler çağın düşün bataklığında "eri-
mişlerdir." Tamamıyla yok olmamışlardır \e on-
lan doğuran nedenler, yani kapitalizmin olumsuz
olgulan sürdükçe yok olmayacaklardır. Onlar an-
tikapitalıst görüşlerin özüdürler.
Komünist ideolojinın Marksıst varyantının çö-
küşü büyük tarihsel planda bir nedenler bütünüy-
le koşullandınlmıştır. Bu nedenlerin önemlileri-
nin özü şöyledir.
Marksizmin Sovyetler Birliği ve diğer komü-
nist ülkelerin devlet ideolojisine dönüşmesi onun
entelektüel düzeyinde keskin bır düşüşe yol açtı.
Onu nefret ve alayın hedefi yaptı, gerçeklikten ko-
pardı ve uygulamadaki komünizmin zorla daya-
Olan savunusuna dönüştürdü. Uygulamadaki İco-
rhünizrnin pratiğinin Sovyetler Birliği ve diğer ül-
kelerde var olduğu şekliyle olumsuz olgulan Ba-
tı'da ve Batı tarafından müthiş bir antikomünist
propagandaya hedef olmuşlar ve tüm dünyada
uzun bir süre için komünizme olan hevesi kaçır-
mışlardır. Kapıtalizm Marx'ın öngördüğü gibi ta-
rih sahnesinden inmemiş, tersine pekişerek ven-
li tarih bilimi içinde sanki komünizmle girdiği
yanşı kazanmış gibidir. Marksistlerin, kapitaliz-
min mezar kazıcısı olarak gördükleri proleterya
ise sayısal olarak azalmış (diğer toplumsal grup-
lara oranla) ikincil rol oynamaya başlamış, üst ba-
samaklara doğru dönüşmüş ve komünist düşün-
cenin destekçisı ve taşıyıcısı olmayı bırakmıştır.
IMartsist puhta deyrim
anlayışı toprağa gömiüdü
Komünist dünyanın "soğuk savasta" yenilgisi
Marksist ruhta sosyalist devrim görüşünün, yani
sonuçta kapitalizmin ve özel mülkiyetin tama-
mıyla yok edilip proletarya diktatörlüğünün ku-
rulacağı proleter devrimi görüşünü bile uzun bir
süre için (belki de sonsuza dek) toprağa gömmüş-
tür. Batı ülkelerinde kapıtalist olmayan (sosyalist)
toplumsal yapının kurulabilme olasıhğını kate-
gorik olarak reddetmek yanlıştır. Ama bu gerçek-
leşse bıle Batı'nın dış güçlerce yıkılması veya
egemen smıflann karanyla yukandan yapılarak
mümkündür. Ancak böyle bir olasılık şu anda çok
çok azdır. Bu anlamda Postrevolutıon çağı başla-
dı diyen düşünürlerin görüşüne katılmak olasıdır.
Çoğunluk postkomünist çağ vaizlerinde şu iki
söylem yer alır: Uygulamadaki komünizmin
olumsuz deneyimi ve Batı ülkelerinde Batılı top-
lumsal düzeni değiştirmekten çıkan olan yeterin-
ce güçlü bir sosyal kesimin bulunmaması. Ben bu
söylemlere üç tane daha ekleyebilirim. Binncısı
Batı'da tehlıkeli yığın hareketlerini önlemeyı ve
hatta onlan yönlendirerek yakın geçmiştekı ko-
münist hareketleri tekrarlama gırişimlenni baştan
başansızlığa mahkum etmeyi öğrenmişlerdir.
tkincisi herhangi bir tutarlı kitle hareketini orga-
nize edebilmek için hiç de az olmayan bir kayna-
ğa gereksinim vardır. Birinin bunları Fınanse et-
mesi zorunludur. Kim olacaktır bu? Daha önce
komünist ülkeler Batı'daki ve diğer ülkelerdeki
komünist partilerini destekleyebiliyorlardı. Şim-
di ne komünist ülkeler var bu tür harcamalan ya-
pabilecek. ne de kapitalizmin devnlmesi için sa-
vaşa hazır komünist partiler. Üçüncü olarak ise,
Batı'nın kendisi toplumun dönüştürülmesi ala-
nında girişimi komünistlerden alıp eline geçir-
miştir. Toplumsal sistemlenn birbırine yakınlaş-
ması (komünizmle kapitalizmin) görüşünü ko-
münistler değil Batılı ideologlar bulmuştur. On-
lar bu sırada Batı'nın "doğurl
yönünde evriminin
açık olgulanna dayanıyorlardı.
Işte bu koşullarda Marksist-Leninist formdaki
komünist ideoloji kitlesel başan ve Batı ülkele-
rinde ve eski komünist ülkelerde gerçek bir güce
ulaşma şansına sahip değıldir. Marksizm boyut-
larmda zamanın gereksinimlerine yanıt veren ve
güçlü toplumsal katmanlan etkileyen bir komü-
nist ideolojinin doğup doğmayacağı sorusuna ise
şimdi şu veya bu ölçüde inandınct bir yanıt bul-
mak olanaksız şibidir.
Uygulamadaki komünizmin tüm tarihi hâlâ ide-
olojik tahrif biçiminde (bir tarafa veya karşıt ta-
rafa yönelik tahrifat) ve önyargılar sistemi biçi-
minde sunulmaktadır. Sovyet ideolojisinde yer
alan komünist toplum düzeni öğretisinin ne tür-
den bir şey olduğunu söylemeye gerek yok her-
halde. Hor görürlerdi onu, hem de hakh olarak.
Eleştirel ve açıklayıcı. Edebiyat ile gazetecilik
gerçekçi kavramlann rolüne soyunmuştu. Ancak
Alexandre Zinoviev şöyle diyor: Komünist dünya, Sovyetkr Bir-
iiği ve uv dulannın nezdinde acı bir tarihsel yenÛgi yaşadı. Ancak
bu henüz, komünizmin bütünüyleortadan kalktığinı göstermez.
Komünist Çin hâlâ a> akta. Batı'nın ona, Doğu Avrupa ülkelerin-
de vapılanlara benzer bir şev ler v apması için olağanüstü güç har-
caması gerekecek. Üstelik eski komünist ülkelerde tarih henüz
son sözünü söylemedi...
o da ıdeoloj ık düş. ünce biçiminin çevresini aşamı-
yordu. Eleştirisellik gerçeklik yerine konuldu.
Sovyet olan her şey ne kadar çok karalanırsa o ka-
dar gerçekçi olduğu sanılmış ve bilinerek böyle
yorumlanmıştır.
Batı'da durum daha iyi değildi. Batılı yazarla-
nn yazılan biçimsel olarak Sovyetler'ınkinden
daha bilimsel gözükse de işin özünde onlar ger-
çeklikten öbürlerinden daha da uzaktılar. Sovyet
ideolojisi uygulanan komünizmin kusurlannm ya-
sallığının keşfedilmesinden korkarken, Batı ide-
olojisi onun başanlannı kabul etmekten korkar-
dı. Bır taraftan savunumcu yanlış, diğer yandan
eleştirel yanlış bir komünizm imajı yaratılmıştır.
Örneğin Sovyet ideolojisinde Sovyet toplumunun
güya Mar\, Engets ve Lenin'in "bilimsel komü-
nizm" konusundaki bilgece öngörülerine uygun
olarak kurulduğu belirtilırdı. Batı ideolojisinde
ise sanki Sovyet toplumunun temelinde aptal
Marx'ın ve kana susamış Lenin'in saçma ütopya-
sının yattığı öne sürülürdü. Sovyet ideolojisi İco-
münıst toplumsal ilişkilerin ancak sosyalist dev-
nmden sonra oluşmaya başladığını savlardı. Ba-
tı ideolojisi bu ilişkilerin Sovyet nüfusuna devrim-
den sonra güç ve aldatmayla dayatıldığmı öne sü-
rerdi. Böylesı koşutluklara Sovyet toplumu ve ge-
nelde uygulamadakı komünizm anlayışını ilgi-
lendiren tüm önemli konularda rastlamak olasıy-
dı.
Komünist toplum büyük bir toplumsal organi-
Batı'nın Sovyetler Bırlığı \e bağlas,ıklan üze-
rindeki zaferi. kapitalizmin komünizm üzennde-
ki zaferi anlamına gelmez. "Soğuk" savaş soyut
toplumsal sistemlenn degil somut halklann ve ül-
kelerin savaşıydı. Istenirse komünizmin kapitalız-
me üstünlüğünün kanıtlan olarak yonımlanabıle-
cek sayısız örnekler göstermek olasıdır Örneğin,
otuzlu yıllarda Sovyetler Birliği'nin yıldınm hı-
zıyla sanayileşmesi, Almanya'yla savaş esnasın-
da sanayinin reorganızasyonu ve zaferin kazanıl-
ması, kültür ve eğitimin benzersiz yükselmesi, te-
mel yaşam gereksinımlerinin (iş, eğitim, sağlık
hizmetleri vb) garantilenmesi ve daha pek çok di-
ğer örnekler. Yeri gelmişken belirtilmeli kı, zama-
nında Sovyet toplumsal düzeninın bu erişımleri-
nin bulaşıcı örneği Batı'da tehlike uyandınyordu.
çünkü dünyanın pek çok halkı için gerçekten
özendirici bir ömekti.
Komünist toplumun yetersizlıği hakkında ka-
tegorikyargılarverebilmek için diyebilirizki. uy-
gulamadaki komünist toplum tarihsel olarak çok
kısa bir dönem varolmuştur ve üstelik çok olum-
suz koşullarda yaşamıştır. Kapitalizmin mi yok-
sa komünizmin mi zafer kazandığı hakkında bir
karar verebilmek için karşıtlann en azından top-
lumsal yapı dışında diğer alanlarda eşit koşullar-
da bulunması gerekırdi. Gerçekte ise böyle olma-
mıştır. Batı, tarihsel deneyim, birikmış zenginlik.
insan malzemesi ve genelde insan kaynaklan,
ekonomik güç, teknoloji düzeyi vb bütün açılar-
'atrnın Sovyetler Birliği ve bağlaşıklan üzerindeki zaferi,
kapitalizmin komünizm karşısmdaki zaferi anlamına gelmez. "Soğuk"
savaş, soyut toplumsal sistemlerin değil, somut halklann ve ülkelerin
savaşıydı. İstenirse komünizmin kapıtalizme üstünlüğünün kanıtlan
olarak yorumlanabilecek sayısız örnekler göstermek olasıdır.
ş.aşılması gereken, Sovyetler Birliği'nin Batı'yla olan "soğuk" savaşta
sonunda yenilmesi değıl, îkinci Dünya Savaşı'nda ayakta kalması ve
"soğuk" savaş boyunca da uzun Süre yıkılmarnasıdır. Ve daha da
yıkümayabilirdi; eğer ülkenin üst yönetimi, insanlık tarihinde eşine
rastlanmadık bir biçimde ihanet etmeseydi...
zasyon ve proje olarak, Marksist ideologlann ira-
desine göre değil nesnel toplumsal yasalara göre
ortaya çıkmıştır. Onu kuran kişiler ve Marksizm
hakkında en ufak bir görüşe sahip değillerdi ya da
çok bulanık bilgilere sahip olup kendilerine göre
yorumluyorlardı. Gerçekte ortaya çıkan yalnızca
bazı belirtilere göre ve büyük zorlamalarla Mark-
sist projeye benzemektedir. Uygulanan komü-
nizm, Batılılar dahil herhangi bir toplumsal dü-
zenden daha az doğal olan bir toplumsal yapı de-
ğildir.
Sovyetler Birliği ve Sovyet Bloku ülkelerinde
son on yılda gerçekleşen her şeyin sözde komü-
nist toplumsal yapının (uygulamadaki komüniz-
min) aczini ve kapıtalist toplumun üstünlüğünü
kanıtladığı sanılmaktadır. Bence bu görüş yanlış-
tır. Komünist ülkelerin yenilgisi, komünist düze-
nin eksikliklerinin rol oynadığı bir kısım karma-
şık nedenlerbütününce koşullandınlmıştır. Ancak
bu durum henüz bu düzenin aczınin, yaşama gü-
cünün olmadığının bir göstergesi değildir. Kapi-
talist Batı'ın zaferi kapitalizmin erişimlerinin de
rol oynadığı benzer bir nedenler bütününe dayan-
maktadır. Ancak bu henüz kapitalizmin diğerine
üstünlüğünü gösteren bir kanıt değildir.
dan SovyetlerBirliği'nden üstündü. Şaşılması ge-
reken Sovyetler Birliği'nin Batı'yla olan "soğuk"
savaşta sonunda yenilmesi değil, Îkinci Dünya
Savaşı'nda ayakta kalması ve "soğuk" savaş bo-
yunca da uzun süre yıkılmamasıdır. Ve daha da
yıkümayabilirdi, eğer ülkenin üst yönetimi insan-
lık tarihinde eşine rastlanmadık bir şekilde ihanet
etmeseydi. Bilimsel bakış açısından komünizmin
toplumsal bir düzen olarak iflas ettiğini söylemek
doğru olmaz. Bilimsel açıdan tartışma götürme-
yen tek şey komünist toplumsal düzene sahip ül-
kelerin bu ölçekte bir savaş için önemli temel et-
menlerde kendisinden defalarca üstün olan bir
düşmanla sürdürdükleri uzun tarihsel savaşta ye-
nik düşmüş olmalandır.
Komünist dünya, Sovyetler Birliği ve uydula-
nnın nezdinde acı bir tarihsel yenılgı yaşadı. An-
cak bu henüz komünizmin bütünüyle ortadan
kalktığını göstermez. Komünist Çin henüz ayak-
ta. Batı'nın ona Yugoslavya. Doğu Avrupa ülke-
leri ve Sovyetler Bırliği'nde yapılanlara benzerbir
şeyler yapması için olağanüstü güç harcaması ge-
rekecek. Aynca üstelik eski komünist ülkelerde ta-
rih henüz son sözünü söylemedi.
Postkomünist çağ, Sovyet Bloku'nun, Sovyet-
ler Birliği ve bu ülkelerdeki komünist düzenlerin
çöküşüyle ilgili şenlıklerlebaşladı. Heryerde ay-
nı anda başladı. Yalnızca belki yanm yüzyıldan
fazla bu anı hazırlayan ve heyecanla bekleyen Ba-
tı'da değil, bizzat aşın propagandası yapılan Ba-
tı'daki bolluğu kıskanmaktan kuduran ve ülkele-
rinin Batılı pılı-pırtının bitpazanna ve Batı tara-
fından desteklenen hayasızlığın arenasına dön-
mesini görmekten aldığı zevkle kendınden geçen
insanlann bulunduğu komünist ülkelerde de. Şim-
di bu şenlik bıtti. Eski komünist ülkelerde beklen-
diği gibi sükunet ve daha iyi bir geleceğe güven
değil, tersine tasa, şaşkınlık, daha körü bir gele-
cekten duyulan korku başlamıştır. Ve aslında du-
rum bu açıdan Batı'da da daha iyi değildir. Bura-
da da planlanmamış ve ıstenmeyen bir şeyin oluş-
masından kaynaklanan henüz bulanık bir endişe
yaşanmaktadır. Batılı insanlann bilincinde tüm
dünyasal kötülüklerin kaynağı olarak görülen ve
Batılı insanlara neredeyse cennette yaşadıkları
düşüncesinı uyandıran fenomenler yok olmuş ve-
ya en azından çok anlamsız bir duruma gelmiştir.
Çaiışmaetkınliğındekı genel düşüş, işsizlığin art-
ması. hayat pahalılığı, vergilerin yükselmesi ve
hoş olmayan olgular bu şüpheyı doğurmaktadır:
Acaba bunlar komünizm karşısında kazanılan za-
ferin faturası mı? Eğer gerçekten böyleyse, değer
miydi?
Komünizm acı bir yenilgiye uğramış olsa da
nun tarih önünde mahkum ettirilmesı başanla-
mamıştır. Antikomünistler, komünizmi Hitler Al-
manyası'nın nasyonal-sosyalizmiyle özdeşleştir-
mek için ne kadar çaba göstermişlerse de dünya
bu görüşe pek eğitim göstermemiştir. Çünkü bu,
gerçek tanhin çok kaba bir çarpıtmasıdır. Bu açı-
dan antikomünist histerinin körüklediği ve hâlâ da
ısrarla körüklemeye devam edıldiğı Almanya'da-
kı durum çok tipiktir, üstelik bu tavır yanızca na-
hoş kişilere değil eski düzenle herhangi bir ılişki-
si olan sıradan vatandaşlara yönelik eleştinlerle
güçlendırilmektedir tyiliğın kötülüğüyargılama-
sı değil. Nazizm dönemi biçiminde bir karmaşa
başlamıştır. Bu karmaşa, Doğu Almanya'nın Ba-
tı uygarlığının nımetlerine entegrasyonu sürecı-
nın ağır sonuçlannı, kı bu sonuçlar yalnızca do-
ğulu değil batılı Almanlar için de ağırdır. gizle-
memektedır.
Rusya'daki durum bu açıdan daha da özellikli-
dır. Komünist parti darmadağın edildi. Rus tan-
hinın komünizmle ve Sovyet dönemiyle bağlı her
şeyin karalanması kampanyalan geçmiş dönem-
de onun adresine yönelik tüm bilinen tahrifatı ve
kufürlen sönük bıraktı. Bununla birlıkte komü-
nizm ve Rusya'nın komünist geçmişi hakkında
inandıncı bir mahkumiyet verilememiştir. Halkın
ideolojik olarak şaşkına çevrilmesi ortadadır, üs-
telik halk, eskisinden daha kötü bir şekilde yapı-
larak şaşkıniaştınlmıştır.
IYeni dünya düzeni
evrensel bir nimet değil
Komünist dünyanın yenılgısinın en önemli so-
nucu Batı önderliğinde ve Batı tipınde
k
yeni dün-
ya düzeni'' görüşüdür. Bu arada Batılı sosyo-eko-
nomik ve siyasal düzenin tüm insanlık için evren-
sel bır nimet olmadığı gerçeği gözardı edilmek-
tedir. Bu düzen yalnızca insanhğın küçük bir kıs-
mı için, Batılı ülke halklan için iyi sonuçlar ver-
miştir. Gezegenimiz halklannın ezici çoğunluğu
için ise, o yabancı olmuştur ve yabancıdıı. Rus-
ya'nın halklan da bunun dışında değildir. Burada
Gorbaeov \ e sonra da \ eltsin reformlannın başın-
dan beri toplumun Batılı örneklere uygun olarak
ekonomik ve toplumsal-sıyasal dönüşümünün ön-
koşullan. yani kapitalizmin ve demokrasinin ön-
koşullan olgunlaşmamıştır. Bu dönüşüm görüş-
leri ülkenin üst yönetiminde, yani parti yönetici-
leri ve ideolojik seçkinlerin üst tabakasında orta-
ya çıkmıştır. Bu görüşler Sovyet toplumunun iç-
sel evriminin yansımalan olarak değil, aşağıdan
değil, toplumun içinden değil, Batı'nın etkisi ve
hatta baskısı altında. yani tepeden ve dışandan
doğmuşlardır. Ve reformlar tepeden, zorla, şefin
emriyle, Sovyet toplumunun doğasına ve olanak-
lanna yabancı olarak uygulanmaya başlandı. Ba-
tı "da toplumsal siyasal düzenin oluşumundaki du-
ruma bütünüyle ters bır durum ortaya çıkmıştır
Batı burjuva devnmleri siyasal kurumlannı kur-
muş ve gerçekte var olan sosyo-ekonomik ilişki-
leriyasal olarak pekiştirmişlerdir. 1985-1991 yıl-
lanndaki Rus "devrimi" ise devletin tüm gücünü,
komünist yönetim yöntemlerini ve çağdaş yığın-
lan ideolojik olarak şaşkınlaştırma araçlannı ge-
nelde söz dinler olan halka kendi ıradesini dayat-
mak için kullanan, eşi görülmedik bir aymazlığa
düşmüş, komünist iktidann tepesinin girişimiyle
başlamıştır. Batı toplumu yüz yıllar alan bir sü-
reçte oluşmuş ve olgunlaşmıştır. Dünya çapında
ün kazanmak ve Batı'dan gelecek sadakalan al-
mak aşkıyla aklını yitiren Sovyet reformistleri ise
sayılı gün zarfmda tarihsel gelenekleri, halklann
karakterlerini, jeopolitik koşullan, uluslararası
durumu ve toplumsal evrimin nesnel yasalannı
gözardı ederek ülkeyi sıçramaya zorlamışlardır .
Bu "devrimin'' sonuçlan kendini göstermekte
gecikmedi. Rusya'daki iktidaryeni toplumsal ya-
pının kuruluşlanndaki tüm iş ve görüşlerinde tam
anlamıyla iflas etti. Onlar yalnızca olağanüstü zor
tarihsel koşullarda pek çok kuşağın uğraşlanyla
kurulmuş olanı yıkmakta başanlı oldular.
Rusya'nın sıradan vatandaşlan komünizmden
vazgeçmekle ve Batılı ve Batı yanlısı propagan-
danın oltasındaki yeme vurmakla yüzlerce yıl
kavgası verilmiş olan ve tarihlerinin Sovyet dö-
nemindeki olağanüstü kazanımlanndan olan pek
çok yaşamsal öneme sahip nimetı elden kaçmp.
Batılılaşma yolunda ise yalnızca kapitalizmin ve
demokrasinin kusur ve ayıplannı elde ettiklerini
kendi etlennde hissettiler. Onlar henüz tarihi bir
kapana, üstelik gönüllü olarak kısıldıklannı anla-
mış değillerdir.
Soğuk savaşta Sovyetler Birliği'nin yenilgisin-
den sonra dünya, Napolyon Fransası'nın yenilgi-
sinden sonra Avrupa'nın içıne düştüğü duruma
düştü. Yani global gericiliğe. Bu gericilik öfkeli
ve kindar antikomünizm biçimini almıştır. Görül-
düğü gibi ıçine gırdiğimiz çağı antikomünist çağ
diye adlandırmak için yeterince dayanak vardır.
MEHMED KEMAL
Y A Y I N H A K K I C u m h ü r İ y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z
Gel Deyince Gelmiyor...
Hükümet istifa eder, yerine yenisi de kurulamayınca
Mustafa Kemal'den çözüm isterler. 28 ekim gecesi Mus-
tafa Kemal yakın arkadaşlannı (Fethi Okyar, Ismet Pa-
şa, Ruşen Eşref) Çankaya'da yemeğe çağınr. Hükümet
bunalımı üstüne görüşürler.
Mustafa Kemal çözümü bulmuştur:
"Vann cumhuriyeti ilan edeceğiz" der.
Mustafa Kemal Paşa'nın aklında Sıvas Kongresi'nden
bu yana cumhuriyet vardır. Yakınlarına zaman zaman bu
konuyu açmıştır. Mazhar Müfit Kansu'nun özel defteri-
ne de bunu yazdırmıştır.
Ertesi gün Meclis açılır.
Cumhuriyet ilan edilir.
Mınn kırın edenler olursa da boşunadır.
29 Ekim 1923'ten bu yana ülke cumhuriyetle yönetil-
mektedir. Son günlerde "îkinci Cumhuriyet" konusunu or-
taya atanlar olmuştur, ama tutunamamışlardır. 27 Ma-
yıs'ta askeri harekattan sonra "îkinci Cumhuriyet" diyen-
ler çıkmışsa da Ismet Paşa engel olmuştur, ağırlığını koy-
muştur.
Rauf Orbay, "Benpadişahın ekmeğiyle beslendim"d\-
yerek cumhuriyetin gelişine karşıdır. Meclis Başkanı Ka-
zım Paşa'ya "Sen hele bir görüşmeleri ertelet, gerisiko-
laydır" der. Görüşmeler ertelenmez.
Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanı, Ismet Paşa Baş-
bakan, Fethi Okyar Meclis Başkanı seçilir. Böylece hükü-
met bunalımına bir çözüm bulunmuşolur. Çözümü deza-
ten Meclis istememiş miydi?
Cumhuriyetten demokrasiye geçiş hayli güç olmuştur.
Bu geçiş bir partiler dönemidir. llk parti denemesi "Terak-
kiperverFırka"ö\r. Buna "PaşalarPartisi" de denebilir. Kı-
sa sürer, çabuk kapanır.
îkinci deneme Atatürk'ün yakın arkadaşı Fethi Okyar'ın
kurduğu "Serbest Fırka"d\r. Bırikmiş muhalefeti ardına
alır. Birden pariar, yayılmaya başlar. Izmir'de Fethi Okyar'ın
karşılanışı sırasında taşkınlıklar olur. Atatürk'ün ve Ismet
Paşa'nın resimleri yırtılır. Parti hemen kapatılır.
Üçüncü deneme Celal Bayar ve arkadaşlannın kurdu-
ğu Demokrat Parti'dir. On yıl seçimlerı kazanarak iktidar
olmuştur. Cumhuriyet, bır Çankaya sofrasında kolayca
ilan edilmiştir. Atatürk arkadaşlanna,
"Yarın Cumhuriyet'i ilan ediyoruz" demiş, ilan etmiştir.
Ancak, hiçbir zaman, hiçbir lider, "Yann demokrasiyi ilan
ediyoruz" diyerek "yann" demokrasiyi ilan edememiştir.
Bütün çabalar demokrasi için olmuş, demokrasi gelme-
miştir. Otuz yıllık demokrasi çabaları askeri rejimi getir-
miştir. Üç askeri darbe ülkeyi demokrasiye yaklaştıracak
yerde, demokrasiden uzaklaştırmıştır.
Demokrasinin aracı olan siyasal partiler, seçimler. var-
dır ama, demokrasi yoktur. 71 yıllık cumhuriyet bir tüıiü
demokrasiyi getirememiştir.
Şimdi cumhuriyet demokrasiyle değil, şeriatla çarpış-
maktadır. Refah Partisi'nin güçlenmesi, iktidara aday ol-
ması şenatı da çağırmaktadır. Cumhuriyet demokrasiyi
getirmemiştır ama "şenatı" getirebilir. Meydanlar Serbest
Fırka'nın Izmir mitinglerine gebedir. 71 yıllık denenmiş
cumhuriyet, şeriat kavgasına dönüşmemelidir.
Demokrasilerde her şey özgürlük ortamı ıçlnde dene-
meye açıktır. Bakalım "cumhuriyet" karşısında "şeriat"
demokrasiye nasıl dayanacaktır. On yıllık DP yönetimi
demokrasiyi değil askeri rejimleri getirdi. Şeriat, demok-
rasiyi getirebilecek mi? Hiçbir düzen "gel" deyince gel-
miyor ki!..
BULMACA
SOLDAN SAĞA: 1 2 3
1/ Yanhşlık yapma endi- 1
şesiyle konuşmaktan
korkma. 2/Sevgide üstün 2
tutulan... Kumaşla astar „
arasına konularak giysi-
nin dik durmasını sağla- 4
yan kolalı bez. 3/ Genel-
likle eşeklere vurulan bir
çeşit eyer... Dinsel tören
ve kurallan. 4/ Sarmısa-
ğın antibiyotik etki göste-
ren etkin maddelerinden
biri. 5/ Bestelenmiş her
tür şiire Batı'da verilen
ad... Yerindelik. yanılmazhk. 6/
Metal çubuk ve borulara diş açan
aygıt... Yankı. 7/ "Hayır" anla-
mında kullanılan söz... Kutsal ışık.
8/ Eskiden Karagöz oynatılan
kahvelere verilen ad.., İnsanlarda
çiftleşme. 9/ Bir süs ve gölge ağacı..
Nişan.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Portatif bilgisayarlara verilen
ad... Uzaklık işareti. 2/ Üye... Bir
şeyin yıkılmasını önlemek için kul-
lanılan ağaç destek. 3/ Leylak rengi, açık mor... İçinde şarap
yapılan bir çeşit fıçı. 4/ Yüzeyi ışığa karşı duyarh bir maddeyle
kaplı kağıt üzerine kalıptan çekılmiş resim kopyası... Akıl. 5/
Bir ay adı 6/ Bilgjsiz. kültürsüz kimse... Nazi partisinin hücum
kıtasını simgeleyen harfler... Kuyruksokumu kemiği. 7/ Genel-
likle Uzakdoğu'da görülen ve B vitamini eksikliğinden doğan
bir hastabk. 8/ Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan nite-
lik... Biı soru eki. 9/ Satrançta bir taş... Kahverengi ya da soluk
san renkte değerb bir süs taşı.
Aydınlıkf ^ J HAFTAUK HABER YORUM OERGISJ
i Erdemir'e işgal sözleşmesi!
Ereğli Demir Çelik'in özelleştirilmesinde anlaşmazlıklara
İngiliz marıkemeleri bakacak. Erdemır Genel Müdürü Yalçın
Amanvermez: "Nasıl imzaladınız? Bu, işgal edilen
ülkelerde uygulanan bir yöntemdir. İngiiiz firmasının elinde
her şey Ben bu anlaşmayı kabul etmiyorum."
) Ereğli işçi mitinginde DSP ve İP'ye büyük alkış
15 bin emekçi, sermaye partilerini kitlesel olarak yuhladı.
Zonguldak Ereğlı'de ışçinin görkemli karartılık gösterisi.
% Haftanın Konuğu: Edip Akbayram
Pop rûzgarı için ne dedi?.. "Sazı bırakıp niye gitarı kul-
lanayım"... Medyaya neden çıkmıyor? Zonguldak'a bir oto-
büs sanatçı götürme teşebbûsü nasıl sonuçlandı?
9 Bütün Sovyetler Bolşevik Komünist Partisi
Sekreteri Lapin: "Partimizin tarihi Mao'yu
doğruladı"
% Pir Sultan Derneği Alevi aydınlan uyardı:
"Emperyalist projelere alet olmayın"
9 Kadınlar21. Yüzyıla hangi taleplerlegiriyor?
Adalet Ağaoğlu, Neda Arat, Dr. Serpıl Çakır, politikacı Sibel
Karaoğlu, sendıkacı Canan Koç, Kaktüs dergısinden Nesrin
Tura, öğretim ûyesi Dr. Nüket Sirman Aydınlık'ın sorularını
yanıtladı.
9 Ayşegül Nadir'in evini ben aruyayım
Yazanmız Burçay Anger, eski eser ve antika kaçakçılğının
nasıl gerçekleştiğinı yazdı. Ayşegül Hanım'ın
"antikacıhğrnın analizı...
BUGÜN VE HER CUMARTESİ BAYİLERDE