27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 EKİM 1994 CUMARTESİ DIZIYAZI zr POLITIKAVEOTESI Rus yazar Alexandre Zinoviev Doğu Bloku'nun çöküşü sonrasını Cumhuriyet 'e yazdı 'Postkomünizm Çağı' tartışmasıyet Bloku'nun ve Sovyetkr Birli- ı ği'nin çöküşünden ve bu ülkelerdeki ko- münist rejımlerin yıkılmasından sonra insanlik tarihinde 'postkomünist çağ'ın başladığı varsayılmaktadır. Ancak bu görüş biraz gülünç gözükrnektedır. Çünkü Batı'da bir komünist çağ hiç olmamıştı. Ama basitçe ba- karsak Batı'nın diinya komünizmi önünde korku- dan titredigi çağı komünizm çağı olarak kabul et- mek ve bu korkudan kurtulduğu dönemi de post- komünist çağ olarak ilan etmek olasıdır. Neyse, bırakalım ıçine gırdiğimiz döneme post- komünıst çağ densın, sonuçta sorun ısımlerde de- ğil. Önemli olan bu çağın hangi çizgilerle karak- tenze edıldiğı. Ben burada onun genel kural ola- rak görmezden gelinen veya belli bır ideolojık ruhla yani antikomünizm açısından yorumlanan ki; bu da doğrudan eski komünist bir propaganda kadar uzaktır, kimi çizgilerinden söz etmek isti- yorum. Özgün bir ideoloji olan komiinizmle (ideolojik komünizm) toplumun özel bir organizasyonu ola- rak komünizmi (uygulamadaki komünizmi) bir- birinden ayırmak gerek. tdeolojik komünizm ıçin- de de. yeri geldiğinde, onun Marksizmde \e onun etkısi altında ne biçım aldığı ile Marksızmden ba- ğımsız ne biçimde kaldığı ve olduğunu ayırt et- mek gerekmektedir. İdeolojik komünizm Mark- sizmden çok önce ortaya çıktı. Atası ThomasMo- re (1478-1535) ve tommaso Campanella'dır (1568--1639). Marksizmın gerilemesinden hatta çöküşünden söz edilebilir. Ancak bu kesinlikle komünist ide- olojinin sonu anlamına gelmemektedir. Komü- nistlerin bir kısım görüşlerini her türden işçı, halk. sosyalıst vb partiler, yığın hareketleri ("yeşiller" ve "ahernatjf" gibi), sendikalar, hatta dinsel tari- katlar lörneğın ABD'de) benımsemişlerdir. Ko- münist düşünceler çağın düşün bataklığında "eri- mişlerdir." Tamamıyla yok olmamışlardır \e on- lan doğuran nedenler, yani kapitalizmin olumsuz olgulan sürdükçe yok olmayacaklardır. Onlar an- tikapitalıst görüşlerin özüdürler. Komünist ideolojinın Marksıst varyantının çö- küşü büyük tarihsel planda bir nedenler bütünüy- le koşullandınlmıştır. Bu nedenlerin önemlileri- nin özü şöyledir. Marksizmin Sovyetler Birliği ve diğer komü- nist ülkelerin devlet ideolojisine dönüşmesi onun entelektüel düzeyinde keskin bır düşüşe yol açtı. Onu nefret ve alayın hedefi yaptı, gerçeklikten ko- pardı ve uygulamadaki komünizmin zorla daya- Olan savunusuna dönüştürdü. Uygulamadaki İco- rhünizrnin pratiğinin Sovyetler Birliği ve diğer ül- kelerde var olduğu şekliyle olumsuz olgulan Ba- tı'da ve Batı tarafından müthiş bir antikomünist propagandaya hedef olmuşlar ve tüm dünyada uzun bir süre için komünizme olan hevesi kaçır- mışlardır. Kapıtalizm Marx'ın öngördüğü gibi ta- rih sahnesinden inmemiş, tersine pekişerek ven- li tarih bilimi içinde sanki komünizmle girdiği yanşı kazanmış gibidir. Marksistlerin, kapitaliz- min mezar kazıcısı olarak gördükleri proleterya ise sayısal olarak azalmış (diğer toplumsal grup- lara oranla) ikincil rol oynamaya başlamış, üst ba- samaklara doğru dönüşmüş ve komünist düşün- cenin destekçisı ve taşıyıcısı olmayı bırakmıştır. IMartsist puhta deyrim anlayışı toprağa gömiüdü Komünist dünyanın "soğuk savasta" yenilgisi Marksist ruhta sosyalist devrim görüşünün, yani sonuçta kapitalizmin ve özel mülkiyetin tama- mıyla yok edilip proletarya diktatörlüğünün ku- rulacağı proleter devrimi görüşünü bile uzun bir süre için (belki de sonsuza dek) toprağa gömmüş- tür. Batı ülkelerinde kapıtalist olmayan (sosyalist) toplumsal yapının kurulabilme olasıhğını kate- gorik olarak reddetmek yanlıştır. Ama bu gerçek- leşse bıle Batı'nın dış güçlerce yıkılması veya egemen smıflann karanyla yukandan yapılarak mümkündür. Ancak böyle bir olasılık şu anda çok çok azdır. Bu anlamda Postrevolutıon çağı başla- dı diyen düşünürlerin görüşüne katılmak olasıdır. Çoğunluk postkomünist çağ vaizlerinde şu iki söylem yer alır: Uygulamadaki komünizmin olumsuz deneyimi ve Batı ülkelerinde Batılı top- lumsal düzeni değiştirmekten çıkan olan yeterin- ce güçlü bir sosyal kesimin bulunmaması. Ben bu söylemlere üç tane daha ekleyebilirim. Binncısı Batı'da tehlıkeli yığın hareketlerini önlemeyı ve hatta onlan yönlendirerek yakın geçmiştekı ko- münist hareketleri tekrarlama gırişimlenni baştan başansızlığa mahkum etmeyi öğrenmişlerdir. tkincisi herhangi bir tutarlı kitle hareketini orga- nize edebilmek için hiç de az olmayan bir kayna- ğa gereksinim vardır. Birinin bunları Fınanse et- mesi zorunludur. Kim olacaktır bu? Daha önce komünist ülkeler Batı'daki ve diğer ülkelerdeki komünist partilerini destekleyebiliyorlardı. Şim- di ne komünist ülkeler var bu tür harcamalan ya- pabilecek. ne de kapitalizmin devnlmesi için sa- vaşa hazır komünist partiler. Üçüncü olarak ise, Batı'nın kendisi toplumun dönüştürülmesi ala- nında girişimi komünistlerden alıp eline geçir- miştir. Toplumsal sistemlenn birbırine yakınlaş- ması (komünizmle kapitalizmin) görüşünü ko- münistler değil Batılı ideologlar bulmuştur. On- lar bu sırada Batı'nın "doğurl yönünde evriminin açık olgulanna dayanıyorlardı. Işte bu koşullarda Marksist-Leninist formdaki komünist ideoloji kitlesel başan ve Batı ülkele- rinde ve eski komünist ülkelerde gerçek bir güce ulaşma şansına sahip değıldir. Marksizm boyut- larmda zamanın gereksinimlerine yanıt veren ve güçlü toplumsal katmanlan etkileyen bir komü- nist ideolojinin doğup doğmayacağı sorusuna ise şimdi şu veya bu ölçüde inandınct bir yanıt bul- mak olanaksız şibidir. Uygulamadaki komünizmin tüm tarihi hâlâ ide- olojik tahrif biçiminde (bir tarafa veya karşıt ta- rafa yönelik tahrifat) ve önyargılar sistemi biçi- minde sunulmaktadır. Sovyet ideolojisinde yer alan komünist toplum düzeni öğretisinin ne tür- den bir şey olduğunu söylemeye gerek yok her- halde. Hor görürlerdi onu, hem de hakh olarak. Eleştirel ve açıklayıcı. Edebiyat ile gazetecilik gerçekçi kavramlann rolüne soyunmuştu. Ancak Alexandre Zinoviev şöyle diyor: Komünist dünya, Sovyetkr Bir- iiği ve uv dulannın nezdinde acı bir tarihsel yenÛgi yaşadı. Ancak bu henüz, komünizmin bütünüyleortadan kalktığinı göstermez. Komünist Çin hâlâ a> akta. Batı'nın ona, Doğu Avrupa ülkelerin- de vapılanlara benzer bir şev ler v apması için olağanüstü güç har- caması gerekecek. Üstelik eski komünist ülkelerde tarih henüz son sözünü söylemedi... o da ıdeoloj ık düş. ünce biçiminin çevresini aşamı- yordu. Eleştirisellik gerçeklik yerine konuldu. Sovyet olan her şey ne kadar çok karalanırsa o ka- dar gerçekçi olduğu sanılmış ve bilinerek böyle yorumlanmıştır. Batı'da durum daha iyi değildi. Batılı yazarla- nn yazılan biçimsel olarak Sovyetler'ınkinden daha bilimsel gözükse de işin özünde onlar ger- çeklikten öbürlerinden daha da uzaktılar. Sovyet ideolojisi uygulanan komünizmin kusurlannm ya- sallığının keşfedilmesinden korkarken, Batı ide- olojisi onun başanlannı kabul etmekten korkar- dı. Bır taraftan savunumcu yanlış, diğer yandan eleştirel yanlış bir komünizm imajı yaratılmıştır. Örneğin Sovyet ideolojisinde Sovyet toplumunun güya Mar\, Engets ve Lenin'in "bilimsel komü- nizm" konusundaki bilgece öngörülerine uygun olarak kurulduğu belirtilırdı. Batı ideolojisinde ise sanki Sovyet toplumunun temelinde aptal Marx'ın ve kana susamış Lenin'in saçma ütopya- sının yattığı öne sürülürdü. Sovyet ideolojisi İco- münıst toplumsal ilişkilerin ancak sosyalist dev- nmden sonra oluşmaya başladığını savlardı. Ba- tı ideolojisi bu ilişkilerin Sovyet nüfusuna devrim- den sonra güç ve aldatmayla dayatıldığmı öne sü- rerdi. Böylesı koşutluklara Sovyet toplumu ve ge- nelde uygulamadakı komünizm anlayışını ilgi- lendiren tüm önemli konularda rastlamak olasıy- dı. Komünist toplum büyük bir toplumsal organi- Batı'nın Sovyetler Bırlığı \e bağlas,ıklan üze- rindeki zaferi. kapitalizmin komünizm üzennde- ki zaferi anlamına gelmez. "Soğuk" savaş soyut toplumsal sistemlenn degil somut halklann ve ül- kelerin savaşıydı. Istenirse komünizmin kapitalız- me üstünlüğünün kanıtlan olarak yonımlanabıle- cek sayısız örnekler göstermek olasıdır Örneğin, otuzlu yıllarda Sovyetler Birliği'nin yıldınm hı- zıyla sanayileşmesi, Almanya'yla savaş esnasın- da sanayinin reorganızasyonu ve zaferin kazanıl- ması, kültür ve eğitimin benzersiz yükselmesi, te- mel yaşam gereksinımlerinin (iş, eğitim, sağlık hizmetleri vb) garantilenmesi ve daha pek çok di- ğer örnekler. Yeri gelmişken belirtilmeli kı, zama- nında Sovyet toplumsal düzeninın bu erişımleri- nin bulaşıcı örneği Batı'da tehlike uyandınyordu. çünkü dünyanın pek çok halkı için gerçekten özendirici bir ömekti. Komünist toplumun yetersizlıği hakkında ka- tegorikyargılarverebilmek için diyebilirizki. uy- gulamadaki komünist toplum tarihsel olarak çok kısa bir dönem varolmuştur ve üstelik çok olum- suz koşullarda yaşamıştır. Kapitalizmin mi yok- sa komünizmin mi zafer kazandığı hakkında bir karar verebilmek için karşıtlann en azından top- lumsal yapı dışında diğer alanlarda eşit koşullar- da bulunması gerekırdi. Gerçekte ise böyle olma- mıştır. Batı, tarihsel deneyim, birikmış zenginlik. insan malzemesi ve genelde insan kaynaklan, ekonomik güç, teknoloji düzeyi vb bütün açılar- 'atrnın Sovyetler Birliği ve bağlaşıklan üzerindeki zaferi, kapitalizmin komünizm karşısmdaki zaferi anlamına gelmez. "Soğuk" savaş, soyut toplumsal sistemlerin değil, somut halklann ve ülkelerin savaşıydı. İstenirse komünizmin kapıtalizme üstünlüğünün kanıtlan olarak yorumlanabilecek sayısız örnekler göstermek olasıdır. ş.aşılması gereken, Sovyetler Birliği'nin Batı'yla olan "soğuk" savaşta sonunda yenilmesi değıl, îkinci Dünya Savaşı'nda ayakta kalması ve "soğuk" savaş boyunca da uzun Süre yıkılmarnasıdır. Ve daha da yıkümayabilirdi; eğer ülkenin üst yönetimi, insanlık tarihinde eşine rastlanmadık bir biçimde ihanet etmeseydi... zasyon ve proje olarak, Marksist ideologlann ira- desine göre değil nesnel toplumsal yasalara göre ortaya çıkmıştır. Onu kuran kişiler ve Marksizm hakkında en ufak bir görüşe sahip değillerdi ya da çok bulanık bilgilere sahip olup kendilerine göre yorumluyorlardı. Gerçekte ortaya çıkan yalnızca bazı belirtilere göre ve büyük zorlamalarla Mark- sist projeye benzemektedir. Uygulanan komü- nizm, Batılılar dahil herhangi bir toplumsal dü- zenden daha az doğal olan bir toplumsal yapı de- ğildir. Sovyetler Birliği ve Sovyet Bloku ülkelerinde son on yılda gerçekleşen her şeyin sözde komü- nist toplumsal yapının (uygulamadaki komüniz- min) aczini ve kapıtalist toplumun üstünlüğünü kanıtladığı sanılmaktadır. Bence bu görüş yanlış- tır. Komünist ülkelerin yenilgisi, komünist düze- nin eksikliklerinin rol oynadığı bir kısım karma- şık nedenlerbütününce koşullandınlmıştır. Ancak bu durum henüz bu düzenin aczınin, yaşama gü- cünün olmadığının bir göstergesi değildir. Kapi- talist Batı'ın zaferi kapitalizmin erişimlerinin de rol oynadığı benzer bir nedenler bütününe dayan- maktadır. Ancak bu henüz kapitalizmin diğerine üstünlüğünü gösteren bir kanıt değildir. dan SovyetlerBirliği'nden üstündü. Şaşılması ge- reken Sovyetler Birliği'nin Batı'yla olan "soğuk" savaşta sonunda yenilmesi değil, Îkinci Dünya Savaşı'nda ayakta kalması ve "soğuk" savaş bo- yunca da uzun süre yıkılmamasıdır. Ve daha da yıkümayabilirdi, eğer ülkenin üst yönetimi insan- lık tarihinde eşine rastlanmadık bir şekilde ihanet etmeseydi. Bilimsel bakış açısından komünizmin toplumsal bir düzen olarak iflas ettiğini söylemek doğru olmaz. Bilimsel açıdan tartışma götürme- yen tek şey komünist toplumsal düzene sahip ül- kelerin bu ölçekte bir savaş için önemli temel et- menlerde kendisinden defalarca üstün olan bir düşmanla sürdürdükleri uzun tarihsel savaşta ye- nik düşmüş olmalandır. Komünist dünya, Sovyetler Birliği ve uydula- nnın nezdinde acı bir tarihsel yenılgı yaşadı. An- cak bu henüz komünizmin bütünüyle ortadan kalktığını göstermez. Komünist Çin henüz ayak- ta. Batı'nın ona Yugoslavya. Doğu Avrupa ülke- leri ve Sovyetler Bırliği'nde yapılanlara benzerbir şeyler yapması için olağanüstü güç harcaması ge- rekecek. Aynca üstelik eski komünist ülkelerde ta- rih henüz son sözünü söylemedi. Postkomünist çağ, Sovyet Bloku'nun, Sovyet- ler Birliği ve bu ülkelerdeki komünist düzenlerin çöküşüyle ilgili şenlıklerlebaşladı. Heryerde ay- nı anda başladı. Yalnızca belki yanm yüzyıldan fazla bu anı hazırlayan ve heyecanla bekleyen Ba- tı'da değil, bizzat aşın propagandası yapılan Ba- tı'daki bolluğu kıskanmaktan kuduran ve ülkele- rinin Batılı pılı-pırtının bitpazanna ve Batı tara- fından desteklenen hayasızlığın arenasına dön- mesini görmekten aldığı zevkle kendınden geçen insanlann bulunduğu komünist ülkelerde de. Şim- di bu şenlik bıtti. Eski komünist ülkelerde beklen- diği gibi sükunet ve daha iyi bir geleceğe güven değil, tersine tasa, şaşkınlık, daha körü bir gele- cekten duyulan korku başlamıştır. Ve aslında du- rum bu açıdan Batı'da da daha iyi değildir. Bura- da da planlanmamış ve ıstenmeyen bir şeyin oluş- masından kaynaklanan henüz bulanık bir endişe yaşanmaktadır. Batılı insanlann bilincinde tüm dünyasal kötülüklerin kaynağı olarak görülen ve Batılı insanlara neredeyse cennette yaşadıkları düşüncesinı uyandıran fenomenler yok olmuş ve- ya en azından çok anlamsız bir duruma gelmiştir. Çaiışmaetkınliğındekı genel düşüş, işsizlığin art- ması. hayat pahalılığı, vergilerin yükselmesi ve hoş olmayan olgular bu şüpheyı doğurmaktadır: Acaba bunlar komünizm karşısında kazanılan za- ferin faturası mı? Eğer gerçekten böyleyse, değer miydi? Komünizm acı bir yenilgiye uğramış olsa da nun tarih önünde mahkum ettirilmesı başanla- mamıştır. Antikomünistler, komünizmi Hitler Al- manyası'nın nasyonal-sosyalizmiyle özdeşleştir- mek için ne kadar çaba göstermişlerse de dünya bu görüşe pek eğitim göstermemiştir. Çünkü bu, gerçek tanhin çok kaba bir çarpıtmasıdır. Bu açı- dan antikomünist histerinin körüklediği ve hâlâ da ısrarla körüklemeye devam edıldiğı Almanya'da- kı durum çok tipiktir, üstelik bu tavır yanızca na- hoş kişilere değil eski düzenle herhangi bir ılişki- si olan sıradan vatandaşlara yönelik eleştinlerle güçlendırilmektedir tyiliğın kötülüğüyargılama- sı değil. Nazizm dönemi biçiminde bir karmaşa başlamıştır. Bu karmaşa, Doğu Almanya'nın Ba- tı uygarlığının nımetlerine entegrasyonu sürecı- nın ağır sonuçlannı, kı bu sonuçlar yalnızca do- ğulu değil batılı Almanlar için de ağırdır. gizle- memektedır. Rusya'daki durum bu açıdan daha da özellikli- dır. Komünist parti darmadağın edildi. Rus tan- hinın komünizmle ve Sovyet dönemiyle bağlı her şeyin karalanması kampanyalan geçmiş dönem- de onun adresine yönelik tüm bilinen tahrifatı ve kufürlen sönük bıraktı. Bununla birlıkte komü- nizm ve Rusya'nın komünist geçmişi hakkında inandıncı bir mahkumiyet verilememiştir. Halkın ideolojik olarak şaşkına çevrilmesi ortadadır, üs- telik halk, eskisinden daha kötü bir şekilde yapı- larak şaşkıniaştınlmıştır. IYeni dünya düzeni evrensel bir nimet değil Komünist dünyanın yenılgısinın en önemli so- nucu Batı önderliğinde ve Batı tipınde k yeni dün- ya düzeni'' görüşüdür. Bu arada Batılı sosyo-eko- nomik ve siyasal düzenin tüm insanlık için evren- sel bır nimet olmadığı gerçeği gözardı edilmek- tedir. Bu düzen yalnızca insanhğın küçük bir kıs- mı için, Batılı ülke halklan için iyi sonuçlar ver- miştir. Gezegenimiz halklannın ezici çoğunluğu için ise, o yabancı olmuştur ve yabancıdıı. Rus- ya'nın halklan da bunun dışında değildir. Burada Gorbaeov \ e sonra da \ eltsin reformlannın başın- dan beri toplumun Batılı örneklere uygun olarak ekonomik ve toplumsal-sıyasal dönüşümünün ön- koşullan. yani kapitalizmin ve demokrasinin ön- koşullan olgunlaşmamıştır. Bu dönüşüm görüş- leri ülkenin üst yönetiminde, yani parti yönetici- leri ve ideolojik seçkinlerin üst tabakasında orta- ya çıkmıştır. Bu görüşler Sovyet toplumunun iç- sel evriminin yansımalan olarak değil, aşağıdan değil, toplumun içinden değil, Batı'nın etkisi ve hatta baskısı altında. yani tepeden ve dışandan doğmuşlardır. Ve reformlar tepeden, zorla, şefin emriyle, Sovyet toplumunun doğasına ve olanak- lanna yabancı olarak uygulanmaya başlandı. Ba- tı "da toplumsal siyasal düzenin oluşumundaki du- ruma bütünüyle ters bır durum ortaya çıkmıştır Batı burjuva devnmleri siyasal kurumlannı kur- muş ve gerçekte var olan sosyo-ekonomik ilişki- leriyasal olarak pekiştirmişlerdir. 1985-1991 yıl- lanndaki Rus "devrimi" ise devletin tüm gücünü, komünist yönetim yöntemlerini ve çağdaş yığın- lan ideolojik olarak şaşkınlaştırma araçlannı ge- nelde söz dinler olan halka kendi ıradesini dayat- mak için kullanan, eşi görülmedik bir aymazlığa düşmüş, komünist iktidann tepesinin girişimiyle başlamıştır. Batı toplumu yüz yıllar alan bir sü- reçte oluşmuş ve olgunlaşmıştır. Dünya çapında ün kazanmak ve Batı'dan gelecek sadakalan al- mak aşkıyla aklını yitiren Sovyet reformistleri ise sayılı gün zarfmda tarihsel gelenekleri, halklann karakterlerini, jeopolitik koşullan, uluslararası durumu ve toplumsal evrimin nesnel yasalannı gözardı ederek ülkeyi sıçramaya zorlamışlardır . Bu "devrimin'' sonuçlan kendini göstermekte gecikmedi. Rusya'daki iktidaryeni toplumsal ya- pının kuruluşlanndaki tüm iş ve görüşlerinde tam anlamıyla iflas etti. Onlar yalnızca olağanüstü zor tarihsel koşullarda pek çok kuşağın uğraşlanyla kurulmuş olanı yıkmakta başanlı oldular. Rusya'nın sıradan vatandaşlan komünizmden vazgeçmekle ve Batılı ve Batı yanlısı propagan- danın oltasındaki yeme vurmakla yüzlerce yıl kavgası verilmiş olan ve tarihlerinin Sovyet dö- nemindeki olağanüstü kazanımlanndan olan pek çok yaşamsal öneme sahip nimetı elden kaçmp. Batılılaşma yolunda ise yalnızca kapitalizmin ve demokrasinin kusur ve ayıplannı elde ettiklerini kendi etlennde hissettiler. Onlar henüz tarihi bir kapana, üstelik gönüllü olarak kısıldıklannı anla- mış değillerdir. Soğuk savaşta Sovyetler Birliği'nin yenilgisin- den sonra dünya, Napolyon Fransası'nın yenilgi- sinden sonra Avrupa'nın içıne düştüğü duruma düştü. Yani global gericiliğe. Bu gericilik öfkeli ve kindar antikomünizm biçimini almıştır. Görül- düğü gibi ıçine gırdiğimiz çağı antikomünist çağ diye adlandırmak için yeterince dayanak vardır. MEHMED KEMAL Y A Y I N H A K K I C u m h ü r İ y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z Gel Deyince Gelmiyor... Hükümet istifa eder, yerine yenisi de kurulamayınca Mustafa Kemal'den çözüm isterler. 28 ekim gecesi Mus- tafa Kemal yakın arkadaşlannı (Fethi Okyar, Ismet Pa- şa, Ruşen Eşref) Çankaya'da yemeğe çağınr. Hükümet bunalımı üstüne görüşürler. Mustafa Kemal çözümü bulmuştur: "Vann cumhuriyeti ilan edeceğiz" der. Mustafa Kemal Paşa'nın aklında Sıvas Kongresi'nden bu yana cumhuriyet vardır. Yakınlarına zaman zaman bu konuyu açmıştır. Mazhar Müfit Kansu'nun özel defteri- ne de bunu yazdırmıştır. Ertesi gün Meclis açılır. Cumhuriyet ilan edilir. Mınn kırın edenler olursa da boşunadır. 29 Ekim 1923'ten bu yana ülke cumhuriyetle yönetil- mektedir. Son günlerde "îkinci Cumhuriyet" konusunu or- taya atanlar olmuştur, ama tutunamamışlardır. 27 Ma- yıs'ta askeri harekattan sonra "îkinci Cumhuriyet" diyen- ler çıkmışsa da Ismet Paşa engel olmuştur, ağırlığını koy- muştur. Rauf Orbay, "Benpadişahın ekmeğiyle beslendim"d\- yerek cumhuriyetin gelişine karşıdır. Meclis Başkanı Ka- zım Paşa'ya "Sen hele bir görüşmeleri ertelet, gerisiko- laydır" der. Görüşmeler ertelenmez. Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanı, Ismet Paşa Baş- bakan, Fethi Okyar Meclis Başkanı seçilir. Böylece hükü- met bunalımına bir çözüm bulunmuşolur. Çözümü deza- ten Meclis istememiş miydi? Cumhuriyetten demokrasiye geçiş hayli güç olmuştur. Bu geçiş bir partiler dönemidir. llk parti denemesi "Terak- kiperverFırka"ö\r. Buna "PaşalarPartisi" de denebilir. Kı- sa sürer, çabuk kapanır. îkinci deneme Atatürk'ün yakın arkadaşı Fethi Okyar'ın kurduğu "Serbest Fırka"d\r. Bırikmiş muhalefeti ardına alır. Birden pariar, yayılmaya başlar. Izmir'de Fethi Okyar'ın karşılanışı sırasında taşkınlıklar olur. Atatürk'ün ve Ismet Paşa'nın resimleri yırtılır. Parti hemen kapatılır. Üçüncü deneme Celal Bayar ve arkadaşlannın kurdu- ğu Demokrat Parti'dir. On yıl seçimlerı kazanarak iktidar olmuştur. Cumhuriyet, bır Çankaya sofrasında kolayca ilan edilmiştir. Atatürk arkadaşlanna, "Yarın Cumhuriyet'i ilan ediyoruz" demiş, ilan etmiştir. Ancak, hiçbir zaman, hiçbir lider, "Yann demokrasiyi ilan ediyoruz" diyerek "yann" demokrasiyi ilan edememiştir. Bütün çabalar demokrasi için olmuş, demokrasi gelme- miştir. Otuz yıllık demokrasi çabaları askeri rejimi getir- miştir. Üç askeri darbe ülkeyi demokrasiye yaklaştıracak yerde, demokrasiden uzaklaştırmıştır. Demokrasinin aracı olan siyasal partiler, seçimler. var- dır ama, demokrasi yoktur. 71 yıllık cumhuriyet bir tüıiü demokrasiyi getirememiştir. Şimdi cumhuriyet demokrasiyle değil, şeriatla çarpış- maktadır. Refah Partisi'nin güçlenmesi, iktidara aday ol- ması şenatı da çağırmaktadır. Cumhuriyet demokrasiyi getirmemiştır ama "şenatı" getirebilir. Meydanlar Serbest Fırka'nın Izmir mitinglerine gebedir. 71 yıllık denenmiş cumhuriyet, şeriat kavgasına dönüşmemelidir. Demokrasilerde her şey özgürlük ortamı ıçlnde dene- meye açıktır. Bakalım "cumhuriyet" karşısında "şeriat" demokrasiye nasıl dayanacaktır. On yıllık DP yönetimi demokrasiyi değil askeri rejimleri getirdi. Şeriat, demok- rasiyi getirebilecek mi? Hiçbir düzen "gel" deyince gel- miyor ki!.. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 3 1/ Yanhşlık yapma endi- 1 şesiyle konuşmaktan korkma. 2/Sevgide üstün 2 tutulan... Kumaşla astar „ arasına konularak giysi- nin dik durmasını sağla- 4 yan kolalı bez. 3/ Genel- likle eşeklere vurulan bir çeşit eyer... Dinsel tören ve kurallan. 4/ Sarmısa- ğın antibiyotik etki göste- ren etkin maddelerinden biri. 5/ Bestelenmiş her tür şiire Batı'da verilen ad... Yerindelik. yanılmazhk. 6/ Metal çubuk ve borulara diş açan aygıt... Yankı. 7/ "Hayır" anla- mında kullanılan söz... Kutsal ışık. 8/ Eskiden Karagöz oynatılan kahvelere verilen ad.., İnsanlarda çiftleşme. 9/ Bir süs ve gölge ağacı.. Nişan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Portatif bilgisayarlara verilen ad... Uzaklık işareti. 2/ Üye... Bir şeyin yıkılmasını önlemek için kul- lanılan ağaç destek. 3/ Leylak rengi, açık mor... İçinde şarap yapılan bir çeşit fıçı. 4/ Yüzeyi ışığa karşı duyarh bir maddeyle kaplı kağıt üzerine kalıptan çekılmiş resim kopyası... Akıl. 5/ Bir ay adı 6/ Bilgjsiz. kültürsüz kimse... Nazi partisinin hücum kıtasını simgeleyen harfler... Kuyruksokumu kemiği. 7/ Genel- likle Uzakdoğu'da görülen ve B vitamini eksikliğinden doğan bir hastabk. 8/ Bir nesneye zorunlu olarak bağlı olmayan nite- lik... Biı soru eki. 9/ Satrançta bir taş... Kahverengi ya da soluk san renkte değerb bir süs taşı. Aydınlıkf ^ J HAFTAUK HABER YORUM OERGISJ i Erdemir'e işgal sözleşmesi! Ereğli Demir Çelik'in özelleştirilmesinde anlaşmazlıklara İngiliz marıkemeleri bakacak. Erdemır Genel Müdürü Yalçın Amanvermez: "Nasıl imzaladınız? Bu, işgal edilen ülkelerde uygulanan bir yöntemdir. İngiiiz firmasının elinde her şey Ben bu anlaşmayı kabul etmiyorum." ) Ereğli işçi mitinginde DSP ve İP'ye büyük alkış 15 bin emekçi, sermaye partilerini kitlesel olarak yuhladı. Zonguldak Ereğlı'de ışçinin görkemli karartılık gösterisi. % Haftanın Konuğu: Edip Akbayram Pop rûzgarı için ne dedi?.. "Sazı bırakıp niye gitarı kul- lanayım"... Medyaya neden çıkmıyor? Zonguldak'a bir oto- büs sanatçı götürme teşebbûsü nasıl sonuçlandı? 9 Bütün Sovyetler Bolşevik Komünist Partisi Sekreteri Lapin: "Partimizin tarihi Mao'yu doğruladı" % Pir Sultan Derneği Alevi aydınlan uyardı: "Emperyalist projelere alet olmayın" 9 Kadınlar21. Yüzyıla hangi taleplerlegiriyor? Adalet Ağaoğlu, Neda Arat, Dr. Serpıl Çakır, politikacı Sibel Karaoğlu, sendıkacı Canan Koç, Kaktüs dergısinden Nesrin Tura, öğretim ûyesi Dr. Nüket Sirman Aydınlık'ın sorularını yanıtladı. 9 Ayşegül Nadir'in evini ben aruyayım Yazanmız Burçay Anger, eski eser ve antika kaçakçılğının nasıl gerçekleştiğinı yazdı. Ayşegül Hanım'ın "antikacıhğrnın analizı... BUGÜN VE HER CUMARTESİ BAYİLERDE
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle