Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2SEKİM 1994 CUMARTESI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Edebiyatçılarınkaleminden
CumhııriyetBayraım
KONUR ERTOP
Cumhuriyet'in öncesiyle sonrası kabn bir çiz-
gnle ayrılır. Ancak kuruculardan günümüzde 2
Cumhuriyet türküsü çagıraılara dek 71 yıldır
Cumhuriyet bayrağı altında yaşayanlar, zaman
bcyunca rejimi farklı biçimerde değerlendirdi-
ler Cumhuriyet ilan edildiğ sırada Atatürk'ün
enyakın çalışma arkadaşlannın ve basının gös-
terdiği tepkiler "Söylev"de ozetlenmiştir.
4
^ann Cumhuriyeti ilan edeceğiz'
Samık Kemal ilk Meşrutıyet'in anayasası
hanrlanırken Fransa Cumhuriyetı'nin ana-
yasası yolunda bir şeyi akhndan bile geçirmedi-
ğini, çünkü padişahın, ülkesne cumhuriyeti ge-
tirmeyi asla düşünmediğini anlatır. Ahmet Mit-
hat Efendi'ye bir mektubunda. Mustafa Kemsü
P»şa ise daha Erzurum Kongresi arifesınde adı-
mlan artık duyulan yeni düzenin cumhuriyet
okcağını açıklamıştı. Koşullar olgunlaşınca bir
Çankaya gecesinde "Yarın cumhuriyeti ilan ede-
cefjz" diyebildi. Cumhuriyet, yeni Türkiye'ye
kimliğini kazandıran ilkelerin birincisiydi; on-
dan aynlmayacak öteki ilkelerle birlikte Türk
ajdınlanması şekillendi.
Zaman içinde cumhuriyetin elbette farklı yo-
runnlan yapıldı. Bunlar siyasal ve kültürel ya-
şamda farklı değer sistemlennin belirtisidir.
Kadınlar geceye tabancaiar sıktı
Çocuk Ceyhun Atuf Kansu, Akgün Sokağı'-
ndaki eski Ankara evinde cumhuriyetin ilan
edıldiğinı öğrenen kadınların sevinç içinde avlu-
ya çıkıp geceye tabancaiar sıktığmı görmuştür.
Derken kaleden toplar atılır; Kale Camisi'nin
kandilleri yanar. Türkiye btr dönüşümü yaşa-
maktadır...
Fuat Köprûlü'nün genç Cumhuriyet'le ilgili
değerlendirmesi şöyledir: Ortaçağ'don kalan
hali/elik ve saltanat kurumlarıyla onun yüzyıllar-
ca dayanağı olan medrese ve tekkenin kapa-
tılması, devletin eski teokratik yüzünü değiştire-
rek yasama hakkmı ortaçağ kurumlarından
bağımsız bir biçimde istediğigibikullanmaya bas-
laması, bağnazlık ve gericiliğin adeta son sığmağı
sayabileceğimi: fes ve sarığın ortadan kaldırı-
Iması. bütün bunlar a ek olmak üzere iktisadi alan-
larda ve özellikle eğitim ve buvmdırlıkta yapılan
birçok önemli işler, Türk ulusunun 4 vıldan beri
uygarhk ve yükselme volunda nasıl kuvvetli adı-
nüarla rürüdüğünü veter derecede açıklıkla gös-
terebilir.'' Köprülü. 20 yıl kadar sonra DP yöne-
timi strasında devrimden verilen ödünlerin. uy-
gulamalann sorumlulan arasında yer alacaktır.
Cumhuriyetin 10. yılındaki görkemli kutlama
şenlikleri Cenap Şahabettin'in son ya/jlanndan
bırine konu olmuştur. Edebiyat-ı Cedide'nin
ünlü ozanı. 3 gün süren şenlikleri ancak çok
mutlu kavimlerin yaşamında bir kez görülebıle-
cek bir ışık ve zafer olayı di>e niteler.
C.A. Kansu bu törenkrde köylülerin cumhu-
riyete nasıl yürekten bağb olduklannı gözlemiş-
tir. "Ankara sokakları caddeleri, alanları atları
üzerinde kasketli, bayraklı Ankara köylüleri ile
dolup taşıyor, davullar zurnalar çalıyor, Çankırı
kapısmdan, İstasyon Caddesi'nden, Istanbul
• Cumhuriyet, yeni Türkiye'ye kimliğini kazandıran
ilkelerin birincisiydi; Türk aydınlanmasını şekillendirdi.
• Ancak çok mutlu kavimlerin yaşamında bir kez
görülebilecek bir ışık ve zafer olayı.
Caddesi'nden alay alay köylü, laşları nal çak-
maklarıyla ışıldata ışıldatageliyor.gcçiyordu."
'Öleceğini aklımdan geçirmezdiın'
Yakup Kadri'nın Ankara romanında ikınci 10
yıhn kutlanışı bir ütopya içinde canlandınhr.
Romancı bu yapıtı için sonralan "Bvn o zaman-
lar. bir gün gelip öleceğini aklımdan bile geçirme-
diğim Atatürk'ün öncütüğü ve rehberliğhle ideal
Türkive've 20 yıl içinde varacağımızı umardım"
diyecektir. 1934 yılında. 9 yıl sonrasmı konu edi-
nen romanın Cumhuriyet Bayramı bölümünde
Ankara gecesi Çankaya'dan Keçiören'e kadar
her dakika değjşen ışıklar içindedir. Gökyüzüne
Türk devriminin ilkeleri ışıktan satırlar halinde
yaalmaktadır. Caddelere her biri devrim sa-
vaşının söylencelerini konu edinen taklar kurul-
muştur. Çankaya'ya tırmanan onbinler, vanı
başında İnönü'nün yerini aldığı Gazi ile bayram-
laşır. Istanbul'dan yayan gelmiş izciler bütün
Anadolu'yu dolaşmaya çıkmak üzeredir. "He-
nüz çözülmemis, henüz kesfedilmemis ufuklara
doğru..."
Resmi törenler halkla bütünleşememişse so-
ğuk ve cansi7 bir gösteridir. C.A. Kansu, Cum-
huri>et bayramlannın tören alanlannda olduğu
gjbı evde de sıcak bir scvgiyle kutlandığmın
tanığıdır. "Babamın etkisi olacak, Cumhuriyet
bayramları evinüzde bir şenlik içindegeçerdi. " Ev
renkli kağıtlar. küçük bayraklar. kağıttan fener-
lerle süslenir. Kaleden toplar atılmaya başlayı-
nca. ev halkı vollara dökülür. Mustafa Kemal
halkla biriikte bayramın sevincini yaşayacaktır:
"Bir otomobille gelir, ortalık alktştan inlerdi. O,
yerini alınca Cıımhurivet'in askerleri, Cumhuri-
vet'in izcilerigeçmeyebaslardı. Onların ardmdan
Ankara demircileri. terzileri, bakırcıları, arabacı-
lart... Ahilikten kalan ne kadar zanaatçı varsa on-
lar veçarşıjaytonlarla, arabalarlageçit törenine
emeğin sevincini katarlardı."
işime gelmeyen bir yanı da var'
Bu coşkulu fakat sade halk bayramı başka bir
yazarın, Adalet Ağaoğiu'nun bir kahramanı. ka-
saba bakkalı Salim Efendi için
bambaşka bir anlam taşır. Bu
halkadamı "Cumhuriyet'in, işime
gelmeyen bir yanı da var!" diye
düşünür.
"Cumhuriyet'in 10. yılında
karısmı Ankara'ya törene götür-
müştü. Olup biten her şeyı ikisi de
pek sevdiler, beğendiler, Ama bir
yandan da baskentteki o üç gün
Salim Efendi'yi küçülımüş de
Hunbıl Osman'ın torbalaraıdaki
kavut gibi unufak edivermisti."
• Yenilik, uygarlık
adına ne görünürse
ortalıkta, topuna
birden soğukluk
duymakta.
Kasabaya döndükten sora
kansı gördüklerini dilinden dü-
şürmeyecek, eşe dosta anlatüklan
bitip tükenmeyecektir. Salim
Efendi ise köylü gibi milletin
efendisi sayılmayan, övülmek
için de yerilmek için de sözü edil-
meyen küçük esnaftan biri ol-
manın ağırlığını gjtgıde daha çok
duyumsayacaktır.
"Kaymakam mahfellerde, bay-
ramlarda, kalktnan ısıklı ülkeden
söz etıikçe boğulmakta. Şakir Ağa
erkana rakı sofraları kurdukça,
bağına bahçesine kuzu çevirmeye
götürdükçe onları, boğulmakta. Onu belediye re-
isinin kotunda, sosede dolaşırken görüp görüp bo-
ğulmakıa. Onun öğretmenden yanak aldığtnı gö-
rüp görüp boğulmaktu. Jandarma kumandanına
besili hmdiler gönderdikçe boğulmakta. Kimin
kimden yana olduğunu çıkaramadıkça boğul-
makta. Boğuldukça nemrutlaşmakta. Nemrut-
laştıkça yenilik, uygarlık adına ne görünürse or-
tabkta, topuna birden soğukluk duymakta, haıta
kin toplamakta..."
1946'dan sonra
Salim Efendilerin 1946'dan sonraki çok parti-
li dönemde kimleri destekleyeceği açıkça belli-
dir!
Romanlanmız, öykülerimiz Cumhuriyet ba-
lolannı (R.N. Güntekin), okullardaki törenleri
(Nezihe Meriç, Adalet Ağaoğlu) anlaürken bu
geciş döneminin Batı öykünmeciliğini, yönetici-
lerle halk arasındaki çelişkileri. sınıfsal
aynmcılığı da eleştiri konusu yapmaktadır.
Adalet Ağaoğlu'nun burada sözü edilmiş olan
"Ölmeye Yatmak" romanındaki bazı sayfalar
buna örnektir. Bu eleştirilerde "tkinci Cumhuri-
yetçüer
rı
in görüşlerini yakalamak mümkündür.
Cumhuriyet'i I923'ün Ekim gecesindeki top
seslerinin verdiği coşku içinde, 10. yıl kutlama-
lannın bilinç ve geleceğe güveniyle değerlendi-
renler ise laik, çağdaş, halkçı cumhuriyet yo-
rumunu böyle bayramlarda daha da derinleştir-
mekte, zenginleştirmektedir.
3-10 kasım arasında 'müzik köprüsü' gerçekleştirilecek
CSO, ikiııciUzakdoğuturnesine çıkıyor
ECE TEMELKURAN
ANKARA - Cumhurbaşkanhğı
Senfoni Orkestrası (CSO), 3-10 kasım
günleri arasında, ikinci Japon>a tur-
nesıni gerçekleştirecek. Türk bestecile-
rinin yapıtlannın seslendirileceği tur-
ne. "Japonya ile Türkiye arasında bir
kardeşiik köprüsü" olarak nıtelendiri-
liyor.
CSO Müdürü Hüseyin Akbulut. tur-
neyi. "geleneklerine sahip çıkan ve çağ-
daşlaşmayı amaçlavan iki ûlke arası-
ndaki müzik köprüsü" olarak nitelen-
diriyor.
. CSO, geçen yıl düzenlediği Güney
Kore tumesinden sonra, ikinci Uzak-
doğu programını Japonya"da, 3-10
•kasım günleri arasında gerçekleştire-
cek. 4 konseri içeren etkinükte iki ayn
program sergilenecek.
200 kişilik bir Japon korosu
Türk ve Japon sanatçüann birlikte
gerçekJeştirecekleri konserlerde, Türk
bestecilerin yapıtlan seslendirilecek.
, CSO Müdürü Akbulut, Cumhuriyet'e
. yaptığı açıklamada, CSO'nun ulusal
müziği ve Türkiye'>i tanıtmak an-
-lamında önemli bir işlevi olduğunu
- söyleyerek, "Günümüzde bir ülkenin
tanıtunında yerel değerlerden çok çağ-
, daş değerier daha önemli bir yer tutu-
yor. CSO da bumın biliiKİnde" di>e
konuştu. CSO'nun 1926 yılında
yaptığı ilk yurtdışı tumesinden söz
•f
eden Akbulut, şöyle konuştu:
'
M
Genç cumhuriyetin kuruluşundan 3
yıl sonra, Avrupa'da düzenlenen fuar-
larda Türkiye tanıtılacaktı. Ancak,
'Türkiye'yi tanıtacak üzüm, incir gibi
,' ürönlerden başka bir tek CSO tanıtun
1 tşkvini üstlenmLşti. Karadeniz Gemisi'-
; yle çıkılan turne, 3 ay sürmüştü. Kara-
deniz kıyılannı ve Âvrupa'nın önemli
- saoat merkezJerinde verilen konserleri
, içeren turne, Cumhurbaşkanı Atatürk'-
On himayesinde gerçekleştirildi. Bu ör-
nek, sanattan tasarnıf edilemeyeceğini
gösteriyor."
5 nisan kararlanyla sanat etkinlikle-
rinin ve kendi programlannın geniş öl-
çûde aksadıgını belirten Akbulut,
İCültür Bakaru Timurçin Savaş'ın gös-
terdiği duyarhükla Japonya turnesi-
nin gerçekîeştirildiğini söyledi.
Japonya turnesinin CSO'nun dün-
yanın büyük orkestralan içinde oldu-
gımu gösterdiğine dikkat çeken Akbu-
lut, turnenin önemini şöyle dile getir-
di: "Japonya müzik dünvasında bir zir-
ve. \ alnızca Tok\ o'da 9 senfoni orkest-
rası olduğu; ydda 50 ile 60 arasında
ünlü orkestranın Japonya'da konserier
vermek için turnelere çtktığı *e Tokyo'-
da gecede ortalama 24 konser verildiği
düşünülûrse, CSO'nun böyle bir ortam-
da yer tutumasuun önemi anlaşılır."
200 kişilik bir Japon korosunun
katılacağı konserde, Türk ve Japon
müzisyenler yer alacak. Japonya tur-
nesinin programı şöyle:
CSO. 3 kasımda Şef Yoshinao Osa-
wa'nın yönetimide Ferit Tüzün'ün
"Türk Kapriçyosu". S. Rahmaninof-
un "2. Piyano Koncertosu" ve P. I.
Çaykovski'nin "4. Senfoni''' adlı yapı-
tlannı seslendirecek. Konsere sohst
olarak piyanist Verda Erman kaüla-
cak. 6 ve 7 kasımda gerçekleştirilecek
üçüncü ve dördüncü konserde orkest-
rayı Şef Gürer Aykal yönetecek. M. I.
Glinka'dan "RussJan ve Ludmilla",
Uvi Cemal Erkinden "Keman Kon-
certosu**, W. A. Mozartdan "Requi-
em" başlıklı yapıtlar sergilenecek.
Konsere, kemancı Suna Kan. soprano
Nabuko Takahashi. alto Yumiko
Kan, tenor Toshiro Gorobe, bas Tat-
suya Tajbna kaülacaklar.
Konserlerin 4. gününde CSO, Şef
Osawa yönetiminde Ferit Tüzün'ün
Türk Kapriçyosu'nu, Rachmaninof-
un 2. Piyano Konçertosu'nu ve Çay-
kovski'nin 4. Senfonisi'ni seslendire-
cek. Konsere solist olarak piyanist
Verda Erman katılacak.
'Alternatif
NobelÖdülü'
açıklandı
GÜRHAN UÇKAN
tf mmn. SYMPHfjY OROCSTR'
f?/a*« «:•
'Tensing' salı günü başlıyor
KülturServisi - tstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir
Tiyatrolan kasım ayına yeni bir oyunla giriyor.
Meroet Baydur'un "Tensing" adlı oyunu Kadıköy
Haldun Taner Sahnesi'nde 2 kasımdan itibaren 13
kasıma dek sunulacak. Çetin Ipekkaya nın yönettiği
oyunda, 1953'te Everest'in zirvesine çıkan ilk dünyah
olan Sir Hillary ile kılavuzu Nepalli dağcı Tensing
karşı karşıya geliyor. özdemir Han, Kahraman
Acehan ve Möge Akyamaç'm başrolleri paylaştığ
oyunun dekoru Ersin Satgan. kostümlen Canan
Göknil tarafından gerçekleştirildı. Şehir
Tiyatrolan'nın bir başka ovunu da geçen yıldan
tekrarlananan "İstanbuf*tm Göderi Mahmur''ad'ı
oyun. Meüssa Gürpınar'jn vazdığı, Hakan Altıner'in
yönettiği oyunda Hümeyr», Ayla Algan,Toron
Karacaoğlu gibi sanatçılar rol alıyor. Oyun Harbi>e
Muhsın Ertuğrul Sahnesi'nde l -6 kasım arasında
izlenebilecek. "Çıkmaz Sokak Çocuklan"da Şehir
Tiyatrolan'nın ilgi gören ve tekraredilen
oyunlanndan. Gazjosmanpaşa Sahnesi'nde l -6
kasım tarihleri arasında sahnelenecek oyunun yazan
Lyle Kessler. Gencay Gürün'ün sahneye koyduğu
oyunda Kamran l sluer, Ha/ım Körmükçü, ve
Yıldıray Şahinier rol abyor. Moliere'in "Tarhıffe"ü.
konuk Fransız yönetmen Jean-Louis Martin
Barbaz'ın rejisiyle Fatih Reşat Nııri Sahnesi'nde
izlenebilecek. Ani İpekkaya. Kaan Girgin, Cünevt
Türd'in oynadığı oyun, birdinadamı olan
Tartufie'ün çevresinde gelişiyor. Üsküdar
Musahipzade Celal'de 9-13 kasım tarihleri arasında
sahnelenecek oyunsa Loleh Beflon'un "Öyte Bir
Sevgi ki"adlı yapıt). Oyunu Engin Gürmen sahneye
koyuyor, Funda Postacı ve Seuna Kutluğ başrolde.
Oyunlar çarşamba 15.00 ve 2O.3O'da,perşembe ve
cuma 20.30. cumartesi 15.00 ve 20.30'da, pazar ise
15.00 ve J 8.30'da sahneleniyor.
STOCKHOLM - 1980'den beri her yıi "Herkesia
ifinde daha ivi yaşayaböeceği bir dünya için" çaba gös-
teren kişilere ve kurullara verilen "The Right Liveliho-
od"(Doğru Yaşama) ödülünü kazananlar açıklandı.
250 bin dolar tutanndaki ödülü alanlar arasında. ço-
cuk edebiyatının yaşayan en ünlü >azan Astrid Lindg-
ren de var. Astrid Lindgren'e "Ontır ödülü" uygun
görüldü.
Birçoklan tarafından "Alternatif Nobel ÖdüK"
olarak adlandıralan bu ödülün kurucusu, halen
Londra'da yaşayan Alman Jacob von Uexkıdl. 15 yıl
önce Nobel kurumuna baş\
r
urarak. verilmekte olan
ödüllere, bir de "Insanlığa en iyi hizmet eden, dünyanm
daha yaşanabilir hale gelmesi için çaba gösteren "kişile-
re ve kurumlara verilecek bir ödülün eklenmesini iste-
miş, gerekli parayı vermeyi önermişti. Nobel yönetimi
tarafından başvurusuna olumsuz yanıt alınca "The
Rifht livelihood" adı altında bir fon kuran Alman işa-
damı, bir de uluslararası bir jüri oluşturarak 1980'de
kendi ödülünü vermeye başladı.
1994 yılının ödülünü kazananlar
Astrid lindgren: Uzunçorap Pippi'nin yaratıası
tsveçli yazar bugüne dek 60 dile çevrildi. Dİnya co-
cuklannın masakı ninesi olarak tanımlanan yazar 88
yaşmda. Astrid Lindgren aynca toplum içindeki tartı-
şmalara katılan. çocuklar ve hayvanlar için önemli
değişikliklerin, gelişmelerin yapılmasında pay sahibi
olan bir düşünürdür. *
Ken Saro-Wiwa / MOSOP (Ogani, Nijerya): Ken
Saro-Wiwa, Nijerya'nın Ogoni bölgesinde ekolojik
dengeyi bozarak petrol çıkarulması sonucu halkın
bölgeden göçe zorlanması, göçmeyenlerin de sağlığı-
nın ciddi bir şekilde tehlikeye sokulmasını önlemek
için bir direniş örgütü kurmuştu. Mayıs ayında asker-
ler tarafından götürülen Saro-Wiwa'dan bugüne dek
hiç haber alınmadı. Büyük bir olasıhkla. güney Nijer-
ya'daki Rivers State askeri hapishanesinde olduğu
sanılıyor.
Hanumappa Reddy Sudharshan / VGKKfHindis-
tan): Dr.Sudharshan, Karnataka eyaletinin Biligiri
Rangana bölgesinde yaşayan Soliga halkının yaşam
koşullannı geîiştirmek amaayla kurduğu VGKK ör-
gütünü 15 yıldır başanyla yönetmekte.
SERVOL (Trinidad ve Tobago): Bu örgüt, okulçağı
öncesi çocuklann. gençlerin ve anababalann eğitimi
için oluşturduğu programı Frinıdad hükümetine ka-
bul ettirmeyi başarmış ve kısa sürede bütün Karayip
ülkelerini de etkileyen bir eğitim reformunun başlatı-
lmasını sağlamıştır. SERVOL'un programı, ailelerin
daha büyük sorumluluk yüklenerek, çocukiannın ye-
tişmesine etken olarak katkıda bulunarak topluma
yararlı bireylerin kazanılmasmı içeriyor.
"The Right Livelihood" ödülü geleneksel şekilde,
Nobel Ödüüeri'nin verileceği 10 aralıktan bir gün
önce, 9 aralıkta Isveç parlamentosunda yapılacak res-
mi törenle sahiplerine verilecek.
• • • •
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Memleketimden insan
Manzaralan
Nazım Hlionefin Memleketimden İnsan Manzaralan'-
nın Türkçesi 537 sayfa, Randy Blasing ile Muttu Konuk'-
un yaptıkları İngilizceçevirisı ise 293 sayfa. Türkçesinde
her sayfada 36 satır var; ingilizcesinde biraz daha fazla:
42 satır. Gene de ingilizcesi Türkçesinin üçte ikisi kadar
bile değil.
Nasıl kısaltıldığını anlamak için iki kitabı baştan sona
karşılaştırdım. Bazı yerlerde kişilerin konuşmalarından
parçalar, örnekse anlattıkları öykücüklerçıkarılmış, bazı
yerlerde kişilerçıkarılmış, bazı yerlerde olduğu gibi bö-
lümler çıkarılmış.
Öyküler birbirinden bağımsız oldukları için yapılan kı-
saltmalar yapıtın bütünlüğünü bozmuyor; gene, kısaltıl-
mamış bir kitap gibi, anlatılanlar birbirine bağlanarak
akıp gidiyor, ama pek çok şey dışarda kalmış.
Yapıtın Türkçesini bilenlerin, "Olur mu!"diye karşı çı-
kacakları önemli kesintiler var. Örnekse "Hikayei Arha-
veli Ismail"; "Hikayei Bir Aletle Bir İnsan" (Şoför Ah-
met); "Senfoni" bölümü; "Gabriel Peri" bölümü yoklar
arasında...
Ben Memleketimden İnsan Manzaraları'nm yirminci
yüzyılda yazılmış başyapıtlar arasında yer aldığına
inandığım için, onu dünya insanlarına taşıyacak olan In-
gilizcesine çok önem veriyorum.
Randy Blasing ile Mutlu Konuk bu yapıtı 1982'de çevi-
rip yayımlamışlardı. Kitabın ikinci basımı ancak on iki yıl
sonra yapılabildi. Yeterince ilgi görmediğinden değil,
yayın olanaklannınkısıtlılığından. Çünkü ABD'dede faz-
la satış yapmayacağı bilinen şiir kitaplarını bizdeki gibi
sanatsever kişilerin yönettiği yayınevleri yayımlıyor.
Randy Blasing ünlü bir şair, ayrıca üniversitede öğret-
men. Kansı Mutlu Konuk bir Türk. O da ABD'de üniversi-
te öğretmeni. Anladığıma göre yaz tatillerini Türkiye'de,
güneyde geçiriyorlar.
Bir süre önce, Cumhuriyet'te, çevirilerinin başarısına
değinen bir yazı yazmıştım: "Nazım Hikmet Amerika'-
da "diye. Onlar da o günlerde Türkiye'de, güneydeymiş-
ler. Görüşemedik, ama mektuplaştık
Benim özellikle öğrenmek istediğim, bu başarılı çevir-
menlerin Memleketimden İnsan Manzaralan nın bütü-
nünü çevirip çevirmedikleriydi, Kısaltmayı kendileri ya-
parak yalnız Ingilizce kitapta yer alan bölümleri çevir-
miş olsalardı, buna çok üzülecektim. Geride aşağı yuka-
rı 7000 satır daha kalıyordu ki bunu bir daha kimse kolay
kolay çevirmezdi.
Ayrıca böylesine büyük bir kitabı çevirtmek için Ame-
rikalı bir şair bulmak, onun yanına bir Türk yardımcı ver-
mek, Türkiye'ye gefirip Türk insanlarını tanımasını sağ-
lamakkimseningerçekleştirebileceği birdüşdedeğildi.
Randy Blasing ile Mutlu Konuk'un Memleketimden in-
san Manzaralan'm çevirmeyi göze almış olmaları ben-
ce, Türk yazını için, ayrıca dünya yazını için de, çok mut-
lu bir rastlantı...
Evet, yapıtı çeviri sırasında kısalttıklarını öğrensey-
dim çok üzülecektim.
Randy Blasing'in mektubunda verdiği bilgilere göre
onlar yapıtın bütününü çevirmişler, ama yayınevi (Per-
sea Books) böylesine büyük bir yatırımı göze alamadığı
için kısaltarak yayımlama yoluna gitmiş.
Yalnızca 2000 adet olan ikinci basımın kısa sürede tü-
keneceği, yapıtın bir daha basılıp basılmayacağının ise
belli olmadığı söyleniyor ki, bundan ötesi sanırım Türk
yayımcılarını ilgilendirir.
Memleketimden İnsan Manzaraları'n\n bütünü Tür-
kiye'de Ingilizce olarak yayımlamp yabancı ülkelere pa-
zarlanamaz mı?
Bu konu üzerinde yalnız yayınevlerimizin değil, bütün
yazın kurumlarımızın yöneticileri düşünmelidirler.
Böylesine önemli bir yapıtın böylesine başarılı bir çe-
virisi bir köşede unutulup giderse çok yazık olur...
Japonların kendi yazınlarını çevirtip yayımlamak için
ABD'de yayınevi satın aldıklarını bilmem duydunuz mu?
Kochı aldığı Oscar'ı satıyor
• VVASHLNGTON (AA) - Senarv o yazan Hovvard Koch,
tüm zamanlann en iyi filmlennden biri olan "Kazablanka"nın
senaryosu ile aldığı Oscar'ı satışa sunuyor. Altın heykelin, 6
aralıkta New York'taki Christıe's Müzayede Salonu'nda
yapılacak açık arttırmada alıcı bulacak. 91 yaşındaki Koch,
100 bin dolar ile başlayacak açık arttırma sonucu, 1942 yılında
kazandığı Oscar heykelinin 150 bin dolara alıcı bulacağını
düşünüyor. Heykelin, evindeki kitaphkta durmaktan başka
bir işe yaramadığmı söyleyen Koch. satıştan alacağı para ile
yüksek lisans eğitimi yapan torununun okul masraflannı
karşılamayı planlıyor. Hovvard Koch'un radyo için vazdığı ve
Orson VVelles'in seslendirmesi sonucu, binlerce kişinin
Mars'tan gelenlerin New Jersey eyaletini işgal ettiği
düşüncesine kapıldığı "War of the Worlds"un senaryosu,
1988'de. 143 bin dolara abcı bulmuştu. Oscar ödüllerinin
dağıtıcısı olan Amerikan Film Akademisi, heykellerin
satılmasına karşı çıkıyor.
OrhanPekerresimsergisi
• KülrürServisi-"Türkresmininhaylazçocuğu"olaraktanınan
ressam Orhan Peker'in eserlerinden oluşan sergi, Milli
Reasürans Sanat Galerisi'nde 4 kasım cuma günü açılacak.
Orhan Peker'in sanat yaşamı boyunca ortaya koyduğu yabn,
vurucu yapıtlanndan oluşan sergide, suluboya, yağhboya ve
karakalem yaklaşık 60 çalışma yer alacak. Siyah beyaz ustası
Orhan Peker'in sergisi nedeniyle, Milli Reasürans Sanat
Galerisi birde kitap hazırladı. Prof. Dr. Önder
Küçükerman'ın hazırladığı kitapta. "Orhan Peker, hayatı
boyunca hep önde olmak istemiş. bu hedefe ulaşmak için
bütün gücünü, kendine acımaksızın kullanmıştır" deniliyor.
1927 yılında doğan Orhan Peker, Istanbul Güzel Sanatlar
Akademisi'ni bitirdi. Çeşitli karma sergilere katılan ve ödüller
kazanan Peker, yurtiçi ve yurtdışmda da kişisel sergiler açti.
Sanatçının pek çok eseri yurtiçi ve yurtdışındaki
koleksiyonlarda bulunuyor. Orhan Peker resim sergisi, 26
kasım tarihine kadar sanatseverler tarafından görülebilecek.
Orhan Peker resim sergisiyle birlikte hizmete girecek olan Milli
Reasürans Sanat Galerisi, Teşvikiye Caddesi, 43 Numara'da
yer alıyor. 200 metrekarelik sergileme alanına sahip galerinin
yöneticiliğini ise Amelie Edgü yapacak. Galeride bu sezon
Örhan Peker'in sergisinden sonra îlhan Berk, Leopold Levy,
Bülent Erkmen, Selçuk Demirel, Süleyman Saim Tekcan ve
Necmettin Özlü'nün sergileri yer alacak.
'Yargı', Capitol Müjdat Gezen
Tiyatposu'nda
• Kültür Servis' - Bizim Tiyatro, 1994-95 dönemi
etkinliklerini; Altunizade Capitol'de yeni açılan Müjdat Gezen
Tiyatrosu'nda sürdürüyor. Yeni dönem oyunu olan
"Milena'dan Kafka'ya Mektuplar", aralık ayının ilk
haftasında gösterime girecek. Genel istemler doğrultusunda
süreye dek "Yargı" aynı sahnede sergilenecek. Dokuzuncu
yaşına giren oyun, İkinci Dünya Savaşı'nda tutsak yedi Sovyet
askerininçınlçıplak, yiyeceksiz \e susuz olarak kapaüldıklan
bir hücrede yaşam savaşımlannı; onbirinci günde kura çekerek
birbirlerini yemek zorunda kalan Yüzbaşı Vukhov'un,
başlanndan geçenleri askeri heyete rapor etmesini konu alıyor.
Barry Collins'in yazdığı. Enver Özen'in çevirdiği ve Zafer
Diper'in yönetip oynadığı "Yargı", bugünden itibaren her
cumartesi ve pazar saat 15.00'te sahnelenecek. (39165 38)