Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 EKİM1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Rhythm& Blues gitarcılanndan Wilko Johnson'ın konseri yann CRR Konser Salonu'nda
Gitarıyla oyuncak gibi oymıyorEYÜPİBLAĞ
Bu yıl Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda.
Major Müzik Organizasyonu işbirliğiyle ger-
çekleştirilen blues konserlerinden ilkini 17 ekim-
d e izJeme şansına sahip olduk.
Hans Theessink&Blue Groove'un oldukça sa-
kin başlayan konserinde izleyici ve sanatçılann
yarattıklan ortak elektrikli atmosferde oldukça
sıcak, hareketli ve kolay kolay unutulmayacak
bir son otuz dakikaya tanık olduk. Sanatın, da-
hası müziğin ritim ve melodiyle yoğrulmuş or-
tak dilinin, dünya uluslan arasmda en kolay ile-
tişim araçlanndan biri olabileceğini bir kez daha
görmüş olduk. Della BJues'un "orkestralaş-
tinlmış" ilginç Avrupalı yaklaşımına tanık oldu-
ğumuz bu konserin ardından yann akşam Ingil-
tere'nin dikkat çekici Rhythirı &Blues gitarcı-
lanndan Wilko Johnson'ın konserini izleyeceğiz.
Aslında 21 kasımdaki Amerikah Blues Rock-
çı Duke Robillard'ı da bugünkü yazımıza dahil
edersek ortaya ilginç bir konser dizisi çıkıyor.
Tamamen Delta'dan kaynaklanan fakat geli-
şimleri sırasında değişik kollara aynlmış birbi-
rinden oldukça farklı üç blues lara. Blues ilk kez
Mamte Smitfa tarafından 14 Şubat 1920'de ka>-
da geçirilmiş. Bu tür, o günden bu güne kadar da
sürekli değişmiş \e gelişmiş. 1960'Iann başında
(beyazlar tarafından) "Yemden Keşif" denilen
dönemde, o tarihlerde hâlâ yaşayan büyük delta
bluesculan "paket festivaller ve turaeler" halinde
başta İngiltere olmak
üzere Avrupa"ya geıiril-
diğinde blues ıkinci po-
pülerliğinin keyfini sür-
meye başlamış. Bu şe-
kilde Ingiltere'ye ithal
edilen delta blues, bura-
daki rock müziğinin
köklerini şekillendirme-
sinin yanı sıra, oldukça
değişik. elektrikli bir
tarza da bürünmüş.
İngilizJer'in British
Rhythm& Blues
(ABD'de siyahlann
yaptığı rhythm&blues
ile hiçbir benzerliği yok)
adını taktıklan bu tarz,
tekrar ana\ atanı
ABD'ye geri döndü-
ğünde bu ülkedeki be-
yazlar buna blues rock
demişler. Aradaki tek
fark. kuşkusuz okvanusun ıki yakasındaki sana-
utçılann değişik yorumlan Yann akşamki Wil-
ko Johnson'ın konserinde Mississippi Deltasf-
ndan gelip fngiltere adasında elektnklenen Bn-
tish Rhythm&Blues konserini ızledikten sonra
21 kasımdaki Duke Robilhard'ın blues rock
konseriyle de blues'un okyanus üzerinde gerçek-
leşen "ton" değişiklığini daha kolay gözlemle-
\Vilko Johnson, gitaruıı sınırlı bir aralıkta çok
ustalıklı kullarmor, kısa fakat çok etkili sololar
atıvor ve izlevicisini dansa tahrik edivor.
vcbileceğimı/ \e farklıli-
klannın ayırdına daha
ivı varabileceğimizi sant-
>orum. Wilko Johnson
başanlı topiuluklardan
Dr. Feelgoodun cski gı-
tarcısı. Müzığını İngil-
tere"nin cn ilgı çekici
(bazı eleştimıenlenn en
i>isi dediği) elektrikli
basçı Norman Watt-Roy
ve davulda Salvatore
Ramundo ile sunuyor.
Lç isimden oluşan top-
luluğun müziğı oldukça
dınamık ve zaman za-
man izleyenlerin adre-
nalin salgısını arttınvor.
Wilko Johnson. gı-
tannı sınırlı bir aralıkta
çok ustalıklı kullanıvor.
kısa fakat çok etkili so-
lolar atıyor ve ızleyicİMni
dansa tahrik ediyor Onun kendıne cvgünlüğü
ıçin saygın müzikdergılennden M M.E. "İngilte-
re'nin gerçek rock orijinallerinden" derken Gu-
ardıan gazetesi daha da ılen gıderek "Chuck
Berry veya Pete Tovvnshend ile kıvaslanabilecek
özgünJükte"dı>ebilı>or. Bu kuşkusuz çok iddı-
alı bir benzetme ve rock and roull'un kralı \e ef-
saneleşmış bir ısmiyle bir arada anılmak. sa-
natçının kendi kulvannda kimlerle yanyana anı-
labilecek yctenekte olduğunu gösteriyor.
Wilko Johnson'ın yaptığı müzik !960'Iann
başlannda Beatles, Rolling Stones gibi isimlerin
temellerin! attığı rhythm& blues'un etkilerinin
gösteriyor. Özellikle Rolling Stonesun ilk dö-
nemlerindeki anlayışını yakalamış \e endüstri-
nin baskılanna rağmen aynı tarzda kalabilmeyi
başarmış. Seyircisi ile çok vakın ve tüm konser
süresince devam eden bir ilişki kurduğu sö\Ie-
ncn Wilko Johnson, genellikle kendi bestelerinı
seslendjriyor. The Daily Telegraph'ta vazılı eleş-
tirinın bir yerinde gitanyla bir oyuncak gibi oy-
nadığı. çalgısının üzerinde müthiş bir hakimiyet.
sağladığı belirtilıvor.
Birkaç yıl öncesine kadarcazdan ayn yanlan.
nasıl bir müzik türü oiduğu bıle çok az bilinen
blues'un. nihayet cazdan oldukça farklı bir mü-
zik türü oiduğu anlaşılmış durumda.
1990'lann ortalanndan ıtibaren blues konu-
sunda başlayan yazın. konser ve festıval çabalan
ürünlerini vaklaşık beş yılda vermeye başladı.
Sayılan çabalann yanı sıra bu yıl Cemal Reşit
Rey'desergilenme\e başlanan değişik tarzlarda-
ki blues konserleri de bu konuda gıderek daha
bilinçli olan izleyici)e öğrenme ve kıvaslama
şansını venyor. Bu açıdan blues'a İngiİtere'nin
nasıl yaklaştığını (en azından VVİIko Johnson
açısından) görebilmck ıçin vann akşamki kon-
serin ızlenmesinde her bluessever ıçin sonsuz ya-
rar var.
ÜÜDÜŞÜNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
DanzaFuego
Flamenko
DansTiyatrosu
CRR'de
Kültür Sertisi- Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda bugün
saat 19.30'da Kültür Bakanhğı
tstanbul DevletTûrk Müziği
Korosu bir konser verecek.
Türkiye Cumhuriyet'nin resmi
olarak devlet eliyle kurulan ilk
klasik müzik topluluğu olan
koroyu şef Nevzad Athğ
yönetiyor. Konsenn solistleri
Mönip l'tandı ve Samim
Karaca. Yann saat 2O.3O'da
Dr. Feelgood topluluğunun
eski gitarcısı Wüko Johnson.
blues sevenlere bir müzik
zivafeti sunacak. NME'nin
"fngjltere'mn gerçek rock
orijinallerinden" dıye
tanımladığı Johnson. uzun
yıllardır Jngilteresahnelerinde
rastlanmayan özgünlükte
British Rhythm and Blues'unu
devam ettiren isimlerden bin.
Sounds dergisi onun için
"lş gitarcılığa geldiğinde
VVilko'mın erişriği hırs ve
şiddetteki sanatının yamna
kimse vaklaşamaz" diyor.
Cemal Reşit Rey de ekim ayı,
Danza Fuego Flamenko Dans
Tiyatrosu'nun gösterisiyle sona
erecek. Ispanyol müziği ve kül-
türünû tarutmayı amaçlayan
Danza Fuego, fspanyol ve Al-
man şarkıcı, danscı vemüzis-
yenlerden oluşuyor. 31 ekim ve
1 kasım tarihlerinde saat •
I9.30"da gerçekleştirilecek
gösteri " H Embnijo^Kınnızı
Büyü)adlı biröyküetrafında
gelişiyor.
Gösteride Antonio Gades'in
ünlü Carmen'inde yer alan
Ispanyol balesi figürleri de
işleniyor. Gösteri, Garcia
Lorca'dan kısa resitatifler,
Manuel de Falla ve Isaac
Albeniz'den gnarparçalan,
geleneksel halk danslan ve
Kuzey Afrika tarzı flüt çalan EI
Lobito gibi birbirine çok zıt gibi
görünen öğeleri bırleştiriyor.
KÜLTÜR • SANAT
Şarkılannı 'yenik insanlar' için seçen Umay Umay/umutsuzları' hedefliyor
Müzıkte sahioli^ Ruhi Su'dan
ML^HARREM AYPIN
özellikle pop dalında bir "partama"dan
söz edildiği müzik piyasasında "hareket
vakfı" geldi! Çünkü, Umay Umay. kendi
adını taşıyan ilk kasetiyle müzik dünyamı-
za i!k adımmı attı. Umay Umay. kasetinin
"lokomotir parçası "HareketVakri''ndc
sanki her sonun, taze bir başlangıç oldu-
ğunu müjdeler gibi: "Kal deme hiç, lonu
benden isteme/ Çağıran bir şevler var ıep/
Beni uzak şehirlerde/ Bana ait bir ş-'.vkr
var/ O sert gülüşlerde/ Sen yine old ığun
gibi kal/Benim için sakın değtşme/ Gide-
rim bugün ha yarın/ Bir el sallarsın v ,-ter/
Hareket vakti gelince..."
Kendısiyle yaptımız söyleşıde, "çöz imii
zor bir bibnece" görünümü yansıtan
Umay. müziğe nasıl başladığını "ger^k-
ten" anımsamıyorf Çocukken kendısine
alınan bir gitarla. 3 akoru öğrenir öğren-
mez, gitar öğretmenini terketmiş ve beste
yapmaya başlamış. Günlerce gitar çalmış.
Çocukluğunun gectiği bir kıyı kasa-
basında, her ağaca tırmanmış, her su biri-
kintisinin içinde nplamış durmuş. Bıraz
daha büyüdügünde ise "farklı" bir çocuk
olduğunu anlamış. Kısacası başkalannın
kurallanyla oynamak istemiyor. Şimdi de
öyle:
Insana ve sanata inanıyomm
"Içtenliğine inandığun ve kendimi ifade
edebileceğim programJara çıkacağım.
Medya bende istediği malzemeyi bula-
mayacak! Müzik otoriteleri benden hoşlan-
mayacak! Pek işlerine gelmeveceğinı,
yaptıklarmı alkışlamayacağım. Konserlere
ağııiık vereceğim. Çünkü öylesine yalana
altşmtş bir memleketiz ki. insanlan doğru-
dan yakalayamıyonız. öylesine
kandmbnış bir halkunız var ki. Onlara bir
mesaj >erebilirim."
Yıîlar, Halkevlerinde solo konserler ve-
rerek, gruplar kunıp bozarak geçmiş.
Türk Halk Müziği. Pop ve Rock müaği
yorumlamış. Müzikte sahiciliği ıse "müzik
hocanT dediği Ruhi Su'dan öğrenmış. Gı-
tannı ve Ruhi Su'ya duyduğu saygıyı hiç
yitirmemiş:
"Müzik ve havat bocam Ruhi Su ha-
öğrendim
yatmm da dönüm noktasıydı. Çünkü şarkı
söylemenin ne demek otduğunu, dünyaya
kalple. hetn de slogansu meydan okumayı
ondan öğrendim. Hayatı. müziği, aşkı ne-
densert yorumladığım! bilmiyonım. Ancak
en yumuşak bir parçayı bile sert yorumla-
mayı seviyorum. Gençlik yıllarımda kim-
seyle anlaşamadığım icin gitarın yalnızlığı-
ma denk düşüyordu.
Çünkü o dönemde politik acüar çekili-
yordu. tçimde, körü köhine saplanabilcn
brr ruh olrnadığı icin politikadan uzak dur-
dırnı. Çünkü bir coeuk politikaya inana-
ma/, bilemez ve çözemez. Bu nedenle gitar
vüduduma ve kalbimedenk düştü. Gitar be-
nim için yalnulığunın arkadaşıydı."
Umay Tiirkıye gerçeğınden. sanat an-
layışından. ınsanlara ve topluma ılişkın
gözlemlcnnden söz ederkcn. kendmc aıı
ıpuçlan da \eriyor:
"Kimsenin sözcüsü değilim. Çünkü dün-
ya yenilginin yanında olabilecek bir Donki-
şorJuk umudunu kaybetti. Artık kimse dev-
rim şarkılarıyla uyanmayacak. Çektiğim
ve gördügüm en büyük acı insanlan susru-
ran 12 eylül darbesiydi. Politikayı hiç sev-
mem. İnsana ve sanata inanıyorum. Şarkı
benim için acıları ve kendimi ifade etme bi-
cimi. Oysa coğu sanatçı bohemliği ve
aydınlığı alkolizm olarak algılıyor. Sa-
natçıların bölünmüşlüğü beni derinden y a-
ralıyor. Sanatcının insanı zehirlemesinden
daha iğrenç bir sey olamaz. Işte böy lesi sa-
nafçılar yüzünden aykınyım. Çünkü. Tür-
kiye'de kavramlann içi o denli boşaltılmış
ki. Marjinaller, entelekrüeller. sosyalistler
ya da radikaller hiç de inandırıcı değil.
F'embe dizinin sıradan artistleri Türkiye'ye
ı,'tli\or. Başbakanımız önierinde ayağa
kalkıyor. Ama dünyada bir defteri açıp ka-
patan efsanevi bir mü/Lsyen sanatçı geliyor
Türkiye'ye, kimse farkında bile değil. Aca-
ba Türkiye'de kaç kişi, Miles Davis diye
birisinin yaşamış olduğunu biliyor?*'
Acı çekmesini seviyomm
Sade, yalın sözcüklerle kendmi anlat-
7
iaya "çabaJayan" Umay ıç dünyasının
kapılannı biraz daha aralıyor:
"Acıyı ve acı çekmesini seviyonım.
Şarkıcıyım ancak yaptığım klasik ve dar
anlamda müzik değil. Bir eylem ve duygu
abşverişi. Belki de sevişmek.'"
Umay. müzıkal amacinı ise. "Kasetime
güvenivorum çünkü gitarcımdaki duyguyu,
öfkeyi, gö/yaşını görmeyi hedefiedim ve
başardım. Bence müzik kulakla değil, mi-
deyle dinienir. CHnierken mideye sanki bir
kramp girmeli. Mideve inmeyen müzik ku-
lakla algılanamaz. İnsanlan incirmeden,
yalansı/, efektlerle beyinleri çürütmeden
aşk şarkıları söylemek istiyorum.
Bu yüzden kasetimde fazla bılgisayar
numaralan' çekmedim. Şarkılanmm ye-
nik insanlar için secrik. Sokaktaki, marji-
nal barlardaki çocukları, kırsal kesimde
bile, sol kulağına küpe takıp, başkaldıran.
ama yem'k, hiç bir umudu olmayan insan-
lan hedefledik."sözlcnyle yonjmluyor.
Daha önce. ıkı ıclevizyonfilminderol
alan Umay Umay'ın aynca "Oyun Evini
Kay Kdcn Çocukljr" adlı bir hikaye kita-
bı da ömimuzdekı \ıl vavınlancıcak.
Küçüklük Duygusu
Küçüklük duygusu ınsanlarımıza bilgisizlikten geliyor
sanjrım. Herhalde birtakım işleri yapamayâcağımız ka-
nısındalar. Yapabildiğimizi gördüklerinde de, aşırı bir
coşkuya, sevince kapılıp nerdeyse çılgına dönüyorlar.
Neden böyleler diye düşündüğümde, "bilgisizlik"\.er\
başka yanıt bulamıyorum. Ne geçmişimizi doğru dürüst
brliyorlar, ne de bugünümuzu.
Tarih dedıniz mi. önlerine sürülen, padişahlar. savaş-
lar; günümüz dedıniz mi de. siyasa adamları, para baba-
ları. bir de sanat adına turlüsünden bayağılıklar .
Bizim insanlarımızın da. ne eksik, ne fazla, bütün öbür
ülkelerin insanlan gibi olduklarını, iyi koşullar altında
yaşar, iyi beslenir, iyi eğitilirlerse aralarından çok başa-
nlı kımseler çıkacağım herhalde düşunemiyorlar.
Şöyle sorabilirler:
- Peki bugüne kadar niyeçıkmadı?
Böylece de bilgisizlikleri iyice açığa vurulmuş olur...
Küçüklük duygusu, özellikle Batı dünyasının, bilımin,
teknolojinin üstünlüklerini gördüğümüzden bu yana ba-
şımızadertoldu...
Türkiye'de iyi koşullar altında yaşayan, iyi beslenen,
iyi eğitim gören insanların sayısı çok az. Gene de şu son
yetmiş yıllık Cumhuriyet döneminde, bu ülkeden pek
çok kişi dünya çapında başarılara ulaştı.
Salt güreşçiler gelmesin aklınıza, Yaşar Doğu, Celal
Atik Gazanfer Bilge dıye saymaya başlamaym Her
alanda gerçi öyle birincı. ıkinci diye sıralanılmıyor. bay-
raklar çekilip ulusal marşlar okunmuyor. ama dünya in-
sanlarının gönüllerinde. dünya kamuoyurtda yerinizi alı-
yorsunuz.
"/Vfaz/um'devletlerinemperyalizmekarşısavaşımla-
nnın bir sımgesi olarak Atattirk, dünya çapında başarılı
insanlarımızın başında gelır.
Sonra Muzaffer Şeriften Feza Gürsey e Pertev Naili
Boratavdan Gazi Yaşargil'e birçok bilim adamımız;
Nazım Hikmet ten Fazıl Hüsnü Dağlarca ya Mellh Cev-
det Andaydan Yaşar Kemal e birçok yazın adamımız;
AbidinDino İlhanKoman JaleYılmabaşargibi ressam,
yontucu, seramıkçılerimız; Leyla Gencer, İdil Blret,
Suna Kan. Ayla Erduran. Ayşegül Sanca Pekinel Kar-
deşler. HüseyinSermetgıbımüzıkçılerimiz; daha başka
alanlardan da adlar verilebilir; hepsi bu topraklardan
dünyaya açılmış övünç kaynağı kişiler. .
Evet. aşağılık karmaşası demeye dilim varmıyor, in-
sanlarımızdaki küçüklük duygusu, bence, bilgisizlikten
geliyor.
Tanımıyor. bilmiyor, ilgılenmıyorlar .
Türkiye Cumhuriyeti devleti de. çeşitli nedenlerle. bu
övünç kaynağı kişılerı. pek azı dışında. öne çıkarmak,
tanıtmak yolunda bir çaba göstermiyor. O pek azını da
gene pek az desteklıyor Kım bilir, belki de herkesin
dunya çapında başarılara heves etmesinden korkulu-
yordur!.
Neyse, başka ülkelerin futbol takımlarıyla yaptığımız
maçlarda bu küçüklük duygusunun nerdeyse çoğaltıl-
maya çalışıldığı sanısma kapılıyorum Hele Galatasa-
ray'ın Şampiyonlar Lıgindekı maçları
Galatasaraylı futbolcularda kesinlikle bir küçüklük
duygusu yok Böyle bir şey sezilmiyor. Oynadıkları ta-
kımların çok güçlü olduğunu bıliyorlar. Ama bu durum
bir eziklikgetirmıyor onlara, tersine, kamçılıyor. "Bizde
iyi bır takımız" dıye duşünüyor, yenmek ıçin oynuyor,
sonuna kadar büyük bır savaşım veriyorlar. Yapabile-
ceklerinin sınırlarını zorladıkları açıkça göruluyor.
Ne yazık ki bu maçları veren televızyon kanalındaki
anlatıcılar tam anlamıyla küçukluk duygusu çoğaltıcıla-
rı... Kendilerini denetlemelerı de olanaksız Kulaktan
dolma futbol bilgileriyle yorumlar yapıyor, sanki izle-
yenler görmüyorlarmış gibi her hareketi büyük bir coş-
kuyla anlatıyorlar: "Pas verdü", "Kaptırdı!", "Çelme
taktı!", "L/zaA:tenşufatt//"gıbıuzmanlık(!)bilgileri... Tur-
lüsünden ünlemler, ahlar vahlarla akla durgunluk veren
yorumlar iç içe akıp gidiyor..
Başka bir programda olsa kanal değiştirir kurtulursu-
nuz, ama maçı ızlemek istiyorsunuz...
Sesi kıssanız. o da olmaz ..
Sonra başlıyorsunuz düşünmeye: Neden bazılarımız
böyle küçüklük duygusu içindeyiz?
Galatasaray, sorununu çözmüş; futbolcular kendileri-
ni küçük görmüyor, dünyaca ünlü takımlarla başa baş
oynuyorlar...
Bu maçların yorumunun da, anlatımının da o düzeye
ulaşmış insanlarca yapılması gerekmez m'ı'?..
293 89 78 (3HAT)
Amıljnjn hır kJtftn ıur lantîtn iiktşı hı
\r/ul:ı\ jn k;uhn olıııva. .ITYUUUJIĞI erit'k K
tf Beyoğlu PERA'da (251 32 40)
Calhenne de Medıcı
1
; rolunde
VIRNA LISI
1994 Cannes Fılm Festıvalı
En lyı Kadın Oyuncu Ödıllu
ISABELLE ADJANI • DANIEL AUTEUIL
JEAN - HUGHES ANGLADE • VINCENT PEREZ
' Kraliçe
Margot
"La Reine Margot"
ALEX^N'DRE DL'MAS ın rıımjntnıJan uvarlanmi}t>r
Bır PVTRICE CHFRBAL Fılmı
BcvoğtuBEYOĞLU '2S132 40) 1200-1500-18 00-21 r>0
îodıkSy « 0 0 * f337 0129ı H 15-H 30-18 00-2130
ÜÇ RENK: MAVI
Günümuz Sinemasının 1 Numaralı Yarattcıst
K. KIESLOWSKInin bütün büyük
festivalleıi slUp süpüren başyapıtı
199.-! Vcnedık Fc-Mivalı En l> ı (
r
ılm Buyuk Odulu
In h ı Kadın CJvunı.u Odulu (lıılıeltc Hınochc)
W dııha 20 ıılu.slarar.iM <>dul
BEYOĞLU ALKAZAR Tel: 245 73 83
12.15-14.30-16.45-19.00-21.15 2. HAFT»
"BufllmEunmageg katkılanyla gOsterilmefctedir " İFA
4 CESAR ÖDÜUÜ fİLM
Eşlikçi Kız3 O Y5n: CLAUDt MRUK
ELEHA MKW0W UCHAHD tOtOtMOJt «OMA* lOHMNCa
12 15-14 30-16 45-19 00-21 15
SINEMA ORTAMI
• Seminer / Atölye / Gösterim
• Sinema Tarihi ve Kuramı
• Uyarlama, Senaryo ve Yönetim
DÜŞÜNCE TARİHİ DERSLERİ
Afşar TİMUÇİN
PLASTİK SANATLAR ÇAÜŞMALARI
• Resim / Grafik / İçmimarlık
KURS KAYITLARI
DEVAM EDİYOR
Toplumsal Araştırmalar Vakfı
Başağa Çeşmesi S.17 BEYOĞLU
Tel/Fax: 0212.293 10 95 (4H)
Kültür
Sanat
ılanlannız ıçin
293 89 78
(3 hat)
tl
DRlAKOYKUtTimVEPKGİ • TİYATRO
TEt 251 69 3 7 İ j S T A N B U L
BULUNMAZ TİYATRO - I S
MUAMMER KARACA
HALK 0YUNLARI
EĞİTİMİ
Kurs Kayitlan
Başlamışfır.
Çalışma SaaHeri:
Paıar 10.00-12.30
OKM Dcnboyu Cad. No.l 10
Ortaköy
ŞEHİR TİYATROLARI
24-3O EKİM 1994
HARBİYE MUHSIN ERTUĞRUL SAHNESİ (240 77 20)
M B U L G A K O V
MOLIERE YA DA KARA KOMPLO
Cr.Er
M?N LEONID HEIFETZ " ^ v ^ c ^ MAZLUM BETHAN
(26-27:8-29-30 EKIM)
KADIKOY HALDUN TANER SAHNESİ (349 04 63)
N E I L S I M O N
ASKERLIGIM
ENGIN ULUDAĞ SEMRA KARAMURSEL
USKUDAR MUSAHIPZADE CELAL SAHNESİ (333 03 97)
A . R . G U B N E Y
A Ş K M E K T U P L A R
HAKAN ALTINER -l_.
a
X^Ei ARfiAĞAN ERSfN
I2f> 27 28-29-30 EK1M1
L O L E H B E L L O N
MUMAYLIK TİYATRO DERGİSİ
TURKİYE'Df İ U KEZ
HER TAŞTAN COCUĞA OYUN
SİHİRLİ SANDIK;
Yazan-Yönelen
H. Hilmi Bulunmaz
Salı 15.00
İZLEYKİ REKORLARI
KIRAN OYUN
INEK
Yazarr Nazım Hıkrnet
YonH. Hilmi Bulunmaz
Cumartesi 21.00
Bilet satış: ÇARŞI Capıtol: 391 18 34 (3hat) Maslak: 285 OS 2O (S hat)
B.köy: 572 84 06-07 Tel: 513 74 31-522 65 85-251 6O 9O-638 14 84
SESSIZLIGIN
RENKLERİ
SPalyaço-Mım
' Aslan Timur
Çarşamba 20.30
İÎTİKUl (AD. MO: 140 TEL 251 İS 65-46 HI: 244 43 27
9 KASIM'DAN BASLAYARAK
Ferhan Şensoy'un
SEYIRCILISEYIR DEFTERİCuma-Cumartesı 21 00, Cumartesı-Pazar 15 30 Pazar 18 30
FERHANGİŞEYLER
Ferhan Şensoy
iltKKM.VİII^I
Çarşamba 2 1 00
Ferhan Şensoy'un
ŞU GOGOL DELİSİ
Derya Baykal Şensoy
Perşembe 21 00
OYUNCULARI
211 3O 31 - 2*6 35 81
D.L. COBURN
Komedi 2 Bölüm "31 Ekim- 9 Kasım"
Turkçesı : Seçkın Selvı Dekor : Refık Eren
BİJetSatısYbrleri:SES-1885OrtaorunlarTe!:25t »865 I YILDIZ KENTER * • * MÜŞFİK KENTER
FATİH R E Ş A T NURİ SAHNESİ (526 53 80) • VAKKORAMA Taksim-Rumeli.ÇARSI Maslak-Bakırköy,Capjtol Uağazalart | Paar 15.30-18 00 P.tesı 2115 Salı 21 15 Çarşamba 15 30
Necati CumalıOYLE BIR SEVGI Kİ
•O ; - « [ \ ENCINGURMEN -.ıf-C: MUALLA GENEZ
,26 2 T
28 29-30 EKIMI
GAZİOSMANPAŞA SAHNESİ (578 60 67)
N E Z I H E M E R I Ç
SULAR AYDINtANIYORDU
BAŞARSABUNCU
I26-27
28-29 30 EKIMI
OyunGunfcri Çar. 1$ 0t. 20 38 Pcr M » C«m W 3 0 C t . İS 00. Î0 JQ faıır I S M 1 | ÎO
BİLETIERI ŞEHtft TIYATKOLAJd CI$EL£RI İLE VAKKORAMA TAKSIM, SUAOtTE.
RUHELİ HAĞAZALARI, KADIKOY HALDUN TANER <MERK£Z Ct$ESI)
VE CAPITOL'DE SAT1LMAKTADIR
UÇ RENK: MAVI
Juhe (Julıette Bırvoche) buyuk b ' 'ompozıtor olan Kocası Patrıce ve kızı Annayı bır tra'ık kazası sonucu kavbeder Bu
olaydan sonra Julıe bagımsi2 ve tanıdıklanndan uzak yenı bır yaşam surdurmeye başlar O güne kadar ıstedığmce sahıp
t oiduğu her şeyden kendi ısîegıvle yavaş yavaş kopar Herşey b" arda kaybeden bırı ıçin seçenekler sım
r
lıdır Vaşamına
' son verebıleceğı gibi ıçınde arda kalan ateşle ve anılarla vaşamını sufdurmeve de devam edebılır Her ne kadar bazı
• anra
r
ı ve goruntulerı belleğınden sılemese bile değişik b>
r
yaşam turû oluşturmak ısteyebılır Işte Julıe (Julıette
Bınochetı nın seçî.ğı/ol da budur
K. Kieslovvski n-r ÜÇ RENK ıçm yaptığı bır uçlemeden ozgürlugü sımgeleyen
ÛÇ RENK: MAVİ /ı gerçek sinemaseverler nrjtlaka görmelı Ardından eçrtlıgı sımgeleyen
ÜÇ RENK: BEYAZ, kardeşlıgı sımge'e/en ÛÇ RENK: KIRMIZI getecek
^ . T C KULTUR BAKANLIĞIDEVIF TI^TOIAR!
^İSTANBUL DEVLET TİYATROSU
AKM BIRIM TİYATROSU 251 56 00-254
Oyun Saatleri: H.İci 19.30 C.tesi 15 00-19 30
25 EKİM'den BASLAYARAK...
VVOODY ALLEN
FİNAL
Yöneten: Cüneyt ÇALIŞKUR
Çevıren: Turgut BERKES
Ozcan Ö?ER
Dekor : Nurettın ÖZKÖNÜ
Kostüm. Serpıl TEZCAN
fşık Onder ARIK
25 Ekim-5 Kasım arasmda
Toplu Satışlar için: 244 28 11
N AL lN LAR
2 3 - 3 0 Ekim
Pazar 15.30-18.00 P.tesi 21.15 Salı 21.15 Çarşamba 15.30
Kent Oyuncuları
K A D I K O Y H A L K E Ğ İ T İ M M E R K E Z İ
Tel : 4 1 8 61 8 6