02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYCT 24 EKİM 1994 PAZARTESİ HABERLER l PKKköybasü İ •TATV'AN(AA)-Bitlis'in Tatvan ilçesi Tokaşlı köyüne baskın düzenleyen bölücü teröristler. biri kadın. biri çocuk ıkı kişiyi öldürdüler. Saldında, iki kadın ve üç aybk bir bebek ağır yaralandı. Buarada Yasadışı bölücü terör örgütü PKK yandaşlan, dün Almanya'nın çeşitli kenüerinde protesto göstenleri yaptılar. Alman polisı Berlin, Hannover ve Münih'te. 26 örgüt yandaşıru bir süre gözaluna aldı. BiPİeşik Metal İş Genel Kurulu • GEBZE (AA)-Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze Şubesi Başkanlığı'na Hilmi Klavuzseçıldı. Bırleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Alı Rıza Iskivri'nin divan başkanlığını yaptığı Gebze Şubesi'nin ilk genel kunıiundaki secimlerde, 208 delegeden 202'sı oy kullandı. İbrahım Selçuk'un oluşturduğu Iıstenın oylamadan öncegeri çekıldıği seçimlen, Hılmi Klavuz'un başkan adayı olduğu liste kazandı. Demirel nikah şahidi • ANKARA (AA)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. nikah şahitliği yaptı. Devlet Konukevi'nde düzenlenen törende Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Hacettepe Ü ni versitesi'nde öğretim görevlisi Dr. Berrin Karayazıcı'nın nikah şahidi oldu. Inşaat mühendisi damat Mehmet Salih Aksoy'un nikah şahitliğini ise Ahmet Hamdi Aksoy yaptı. Yurtdaş ve Sadak DGM'de • ANKARA(ANKA)- Partileri kapatıldıktan sonra turuklanan Demokrasi Partisi (DEP) eskı milletvekıllerı Selim Sadak ve Sedat Yurtdaş hakkında açılan davaya 26 ekım çarşamba günü Ankara 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM)başlanacak. Sadak ve Yurtdaş'ın "'vatana ihanet" suçundan idamla cezalandınlmalannı isteyen Ankara DGM Başsavcılığı'nın iddianamesinde "Sanıklann tüm faaliyetleri Türkiye topraklan üzennde bağımsız bir Kürt dcvletı kurmaya yöneliktır" denildi. En çok atama yapan bakan •I ANKARA (ANKA)- Köksal Toptan'ın yönetmelik dışında yetkisine dayanarak. en çok atama yapan Milli Eğitim Bakanı olduğu saptandı. Öğretmenlenn ve dığer eğitim çalışanlannın yönetmelik dışında yalnızca bakanın yetkisiyle görevlendirilmesine ilişkin 657 sayılı kanunun 76. maddesinı en fazla eski Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan'ın kullandığı ortaya çıktı. Toptan'ın Milli Eğitim Bakanlan arasında 2 bin atamayla, en fazla, yetkisini kullanarak atama yapan bakan olduğu belirtildi. Milli GÖPÖş'ün 25. yılı • ADANA (Cumhuriyet Güney İUeri Biirosu) - RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, ""Milli Görüş'ün 25. yılı" nedeniyle RP tarafından Adana'da düzenlenen mitinge katıldı. Erbakan mitingde yaptığı konuşmada. Türkiye bütçesinin borçfaizlerini karşılayamadığını. faizin sonunun tıkanmak, gemiyi batırmak anlamanı geldığini savunurak. "Bu faizciler hiçbir şeyi düzeltemez. Battıkça batıyor" dedi. Açıklama Çemişkezek Belediye Başkanı Nevzat Altan. bölgelerinde iki vatandaşın korucular tarafından öldürüldüğüne dair açıklama yapmadığını söyledi. Tuncelı Vali Vekili'nin bu konuda kendisıni arayarak soru sorduğunu bildiren Altan. "Olay Çemişkezek'e 7 kilometrc uzakhktaki bir kövde meydana gelmiş. Benim c konuda bilgi sahibi olmam miimkün değil. Ancak muhabirinize olay saarini bildirdim. Ölen iki vatandaşın isimlerini bile bilmivordum" dedi. Yasadışı örgüt ve mafya, günde 50-60 Türk'ü, sahte belgelerle Almanya'ya sokuyor PKK'nin üfica vurgımu• Türkiye'nin Bonn Büyükelçisi Onur Öymen, son lOyıl içınde 220 bin kişinin bu yolla giriş yaptığını behrterek "tîtica işıni yasadışı örgütler ve mafya organize ediyor. Yasadışı organizasyonlar, yılda bu işten 6 milyon mark kazanıyorlar" dedi. ERGinN AKSOV ANKARA - Türkiye"den Al- manya'ya günde 50-60 kişinin. sahte belgelerle giriş yaptığı ve iltica talebinde bulunduğu sap- tandı. Türkiye'nin Bonn Büyü- kelçisi Onur Öymen, son on yıl içinde. 220 bin kışının bu yolla Almanya'ya geldiğini söyledi Öymen. iltica olayımn kanayan bir yara olduğunu, yasadışı or- gaoizasyon aracılığıyla Alman- ya'ya gelenlerin, uyuşturucu ti- careti başta olmak üzere. kırli işlere bulaştınldığını savunarak "Yasadışı örgütler ve mafyanın gelir kaynaklannın başında bu iş geliyor. Yılda 6 milyon mark ka- zanıyorlar" dedi. Türkler ilk sırada Türkiye"den gelip de en fazla iltica ıstemınde bulunulan A\- rupa ülkesının Almanya olduğu bıldjrildı. Alman yasalanndakı boşluklardan >ararlanan yasadı- şı organızasyonlann. götürdük- len insanlardan kişi başına 5-6 bin mark aldıklan kaydedıldi. Türkiye'nin Bonn Büyükelçisi Öymen. Cumhunyet'in sorula- nnı vanıtlarkcn şunlan söyledi u İltica ola> ını organize edenle- rin başında yasadışı örgütler ge- liyor. Ardmdan mafya organizas- yonlan yer alı>or. Para karşılığı gctirdikleri kişileri kara piyasada sigortasız, en düşük ücretlerie ça- lıştınyoriar. Kazanılan paranın yansına da bu örgütler el koyu- yor. Bu nedenle. Almanya'da ya- şayan vatandaşlanmıziçinde, du- Içişleri Bakanı Menteşe, yakılan koyler ıçın konuştu: Asker kılığına giren adamlar var GOKSELPOLAT ANKARA - Içişteri Bakanı Nahit Menteşe, Tunceli'den sonra Sıvas'taki köy ve ormanlann da özel tim tarafından yakıldığı savlan üzerine. "Çıldırmamak işten degfl" dedi. Bölgede "Asker kılığına giren birtakım adamlar~ın varlığına dikkat çeken Menteşe, "Bu hiç düşünülmüyor. Ondan sonra asker mi yakü? Asker niye yaksın Id" görüşünü dile getirdi. Menteşe, özel timin Sıvas'a kendiliğinden gitmediğini. Sıvaslılann özel tim gönderilmesi için "yalvardıfını" söyledi. Cumhunyet'in sorulannı yanıtlayan Menteşe. köylenn özel tim tarafından yakıldığı savlannın güvenlik güçlerini "zaafa uğrarmak" amacını Nahit Menteşe taşıdığını kaydettı "Hem ülkenin birtiği, bütünlüğü diyoruz, hem de güvenlik güçlerini zaafa uğratmak için ne lazunsa yapıyoruz" diyen Menteşe, sorulanmıza şu yanıtlan verdi: - Tunceli'den sonra Sıvas'ta da köylerin özel tim tarafından yakıldığı iddialan var. Katılıyor musunuz? Menteşe: Çıldıracak insan yahu... PKK'nin maşası Apo, hedef gÖstermiştir. Nereyi göstermiştir: Tunceli'vi. Tuneeli'den Srvas'a, Erzmcan'a, Gümöşhane'ye, Bayburt'a sarkın demiştir. Sıvas'ta geçenlerde bir köy basılıp 9 kişi öldürüldü. Ben Sıvas'a gittiğimde, halk bize polis gönderin, asker gönderin. takviye yapın diye yalvanyordu. Şimdi orada operasyonlarda başanlı sonuçlar aJdı güvenlik güçleri Başanlı sonuçlar alınca birtakım çevreler rahatsız oluyor. Yoksa devletin ne yakması olur, ne şeysi olur. Sıvashlar yalvardı - Siz, daha önce yaptığınız açıklamada mücadelenin doğasından yangmlar çıkabilir demiştiniz. Menteşe: Ben nediyorum, mücadelenin doğasından meydana gelen yangınlar olabilir. Mücadelenin doğasından... Adam bomba atıyor, havan atıyor. Sen de atıvorsun. Burada yangın olabilir, buna bir şey diyenıezsiniz. Şimdi, güvenlik güçlerini adeta zaafa uğratmak, heveslerini lurmak için ne lazımsa yapıiıyor. Çıfdırmamak işten değil. Hem ülkenin birligi bütünlüğü diyoruz, ondan sonra güvenlik güçlerini zaafa uğratmak için ne lazımsa yapıyomz. Sıvas'a kendiliğinden gjtmedi özel timler. Dunıp dururken takviye ermedik. Sıvas halkı yalvanyordu. Asker kılığındaki adamlar Ben çok dikkatli olmamız gerektiği kanaatindeyim. Adam yakıyor, ondan sonra saptınyor meseleyi. Asker kılığına giren birtakım adamlar var. Bu hiç düşünülmüyor. Ondan sonra asker mi yaktı? Asker niye yaksın ki! Devlettir asker, devleti temsil ederek orada var. Sonra devlet oraya yakılan yıkılanı tamir için dünyanın parasını gönderiyor. Yakar yıkar mı canım? rumlan en kötü olanlar, iltica yo- luyla gelenlerdir. Perişan durunv dadıriar. Bu olay. hem bize hem de Almanlara zarar vcri\or. Al- man toplumunun düzeni bozu- luyor. Almanya'da ola> çıkaran- lann, haraç topla>anlann ve po- lisc saldıranlann çoğunluğunu il- tica edenler oluşturuyor. Yasadı- şı organizasyonlann baskısı so- nucu, bu insanlar uyuşturucu işi- ne bulaştınhyor. Çocuklan, uyuş- turucu ticaretinde kullanılıyor." 220 hin iltica Son on yıl içinde yasadışı or- ganizasyon sonucu Almanya'ya gelenlerin sayısının 220 bin do- layında olduğunu belirten Öy- men. görüşlerini şöyle dile getir- di: "Sadece geçen yıL 28 bin kişi bu yolla Almanya'ya giriş yap- mış. Bu yıl ise şimdiye kadar her ay, ortalama 1600-İ700 kişi Al- manya'ya bu şekilde geliyor. Ya- sadışı örgütler. günde ortalama 50-60 kişiyi bu şekilde Alman- ya'ya sahte evrakla sokuyor. Al- manya'nın buna tepkisi büyük oluyor. Ancak yasadışı örgütler, birta- kım vasal boşluklardan yararla- nıyor. Sonın, çok ciddidir. Al- manlarla. elçilik olarak yaptığı- mız görüşmelerdeki gündcm maddesinin birinci sırasında ilti- ca meselesi bulunuyor. Almanya'\abu şekilde gelenle- rin, hiçbir sos>al güvencesi jok- rur. Hastaolanlardoktora bite gi- demiyor. En önemlisi bu insan- lar, Türkiye'nin iribannı zedeli- yor. Gelenlerin büyük bölümü- nün siyasi hiçbir gerekçesi ola- maz. famamen ekonomik amaç taşıyortar." Örgütlerin yıllık kazancı 140 milyar Türk vatandaşlanna bu şekil- de Almanya'ya gelmemelerı çağnsında bulunan Öymen, "Hem paralan gidiyor hem de burada istismar ediliyorlar. Al- manya'ya yasal yollarla gelmeyi denesinler. Bunun olanagı da var- dır" dedi. Öymen şöyle devam ettı: "Normal yollaria gelen \atan- daşlanmızın hiçbiri Almanya'da sıkıntı çekmiyor, çok rahat yaşıy oriar. Bizdeki bilgilere göre orga- nizasyonu terör örgürJeri ve maf- ya yapıyor. Bulgaristan ve Ro- manva'da örgütlenmişler. İltica işinin bir bölümünü Yunan ada- lan üzerinden yapıyorlar. Yasadı- şı örgütler, Almanya'da yüda, il- tica işinden 6 milyon mark, yani 140 milyar lira gelir elde ediyor- lar. Kişi başına 5 bin mark alıyor- lar. Durumu iyi oianlardan daha fazla para istiyorlar. Gelenlerin büyük bölümü. mülteci \ urtları- na yerleştiriliyor. Burada,' Daz- laklar'ın hedefi oluyorlar. Bu şe- kilde yaralanan çok sayıda Türk vardır. İltica her açıdan olumsuz bir olaydır. Bunu engeUemek ge- rekir."" Vah büyükannesi olmayana Swissotel ve Oriflame tarafından ilki geçen yıl düzenlenen Büyükanneler Günü'nun ikincisi. Svrissotel'de yapıldı. Etkinliğe katılan büyükanneler. hem torunlarıvla birlikte bir kahvaltı yapmanın tadını hem de kendi >aşıtlarıyla bir arada olmanın tadını çıkardı. Bii\ ükanneler Günü'ne GALERI*ATÖLYE katılanlar arasında yapılan değeriendirme sonucu, en genç büyükanne umanını, 47 y aşındaki Suzan Benşuşe kazandı. Ümmühan Hel> acıoğlu (81) en yaşlı büyükanne seçüirken en çok tonın sahibi btiy ükanne ödülünti de kendisi gibi 7 torun sahibi Ayşe Milli'yle pay laştı. (Fotoğraf: AA/SEFA ÖZKA YA) GMO İZMİR ŞUBE BAŞKANI: Deııizciliğiıııiz sahipsiz • Gemi Mühendisleri Odası Şube Başkanı Neşer. "Olumsuzluklar, sözdedenizcilikten sorumlu devlet kurumlannın vurdumduymazlığından kaynaklanıyor'" dedi. kör. kıyı bandında yangın mus- luğu bile bulunmadığını bildir- diler. Marmaris'te geçen haftaki ÇOPERA) YILMAZ MERZİFONLU "Resım Sergı^ı" 24Ekiın- 12Kasım 1994 Hatıcıye Konagı Sok. Saglt Apt No 1 TataımTı;l:(OÎ1?)?49 92O2 URAftT SANAT GALERİLER! D.İLEK HEKİMOGLU Heykel Sergisi 13-31 Ekim 1994 AOdı lpe»çı Cd No 1SÎ NBantaşı Tel 0212-241 21 83 BASAK SIGORTA SANAT GALERİSİ FEYHA OZSOY RESİM SERGİSİ 25 Ekim - 12 Kasım 1994 Açılış: 25 Ekim, Sab, 18:00 Şehit Adem Yavuz Sok 12 Kızılay/ANKARA Başak Sıgorta Sanat Galerisı, Başak Sigorta'nm bir kultur hızmetıdır. ADNAN ÇOKER Minimaller ve Varyasyonlar 25 Ekim- 10 Aralık 1994 Hüsrev Gerede Cad. Fırın Sok. No: 2 /ITeşvıkiye/ istanbul Tel: 0-(212) 227 03 63 Pazar-P.tesi hariç hergün 11.00-19.00arası açtğız. Galeri Atölye ilanlarınız için 293 89 78 (3 hat) u 4 % 4 n ASÜMAN ABAOOĞLU İZMÎR - Marmaris bmanın- da iki kişinin ölümüyle sonuçla- nan tekne yangınının. yat turiz- tekne yangını. Türk yatçılığının mimizin ve daha geniş anlamda sorunlannı yeniden gündeme denizciliğimizin sahıpsizliğini getirdi. TMMOB Gemi Mü- hendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Gökdeniz Neşer. mü- dahale olanaksızhklan ve bece- riksizlikleri yüzünden beş saat gibi akıl almayacak kadar uzun süren ve iki kişinin ölümüyle sonuçlanan Marmaris limarjn- daki tekne yangmırun, yat tu- rizmimizin ve daha geniş an- lamda denizciliğimizin sahip- sizliğini. bilimdışılığını bir kez daha ortaya koyduğunu söyle- di. Türkiye'de üretilen teknele- rin ılkel, yat personelinin ise konulanyla ilgili bilgi ve beceri- den yoksun olduklannı vurgu- layan Neşer. "Bu iki olumsuz- luk, sozde demzciiikten sorumlu devlet kununlarının vurdumduy- mazlığından kaynaklanmakta- dır" dedi. Yat sahipleri ve işlet- mecileriru de sorumsuzlukla suçlayan Neşer. sözlerini şöyle ve bilimdışılığını ortaya koydu- ğu belirtildi. Meslek İcuruluşla- n. teknelerin ilkel, yat persone- linin ise bilgisiz olduğunu vurgulayarak Marmaris gibi bir yatçılık merkezinde, değil bir yangın söndürücü römor- 293 89 78 (3HAT) Çırağan TaCace Casino 'da Müzayede 24 ( E(qm 1994 Vazartısi günü saat 20.00 'dt, çoğuniuğu Osmantı (Dönemine ait yafcCasıfii 200 sanat eseri müzayedede safya sunniacakiiT. Organizasyon: iCtürSanat "Lvi 'ne aittir . Sfyrıntıtı bilgi için: 259 93 01 'den Seda TelçeCi sürdürdü: 'Yangın musluğu yok' "Yat sahipleri \e işletmecileri para hırsıyla gözü dönmüş dol- muş şoförleri gibi davranmakta- dırlar. Yerel kıyı yönetimleri, deniz ve denizciliğe karşı duyar- sızdırlar. Marmaris gibi bir mer- kezde, değil bir yangın söndürü- cü römorkör. kıyı bandında yangın musluğu dâhi bulunma- maktadır. Bodrum ve Marma- ris'i dünya yat turizminin Tür- kiye'dekî merkezleri olarak niteleyebiliriz. Bu bakımdan, özellikle bu yörelerimizde çok sık yaşanan, çoğu da faciaya dö- nüşen deniz kazaları bizce ulusal bir utanç kaynağıdır." 'Tersane hak getire' Yine özellikle Bodrum ve Marmaris yörelerinde yoğun- laşmış, gelenekselleşmiş yat imalatı sektörünün son derece ilkel ve bilimdışı yöntemlerle varhğını sürdürdüğünü kayde- den Neşer, "Yörede tersane de- nebilecek bir tek tesis bulamaz- sınız. Bir tek teknenin imalat projesini. tesisat projesini bula- mazsınız. Üretilen teknelerin. teknelerdeki donaıtımın hemen hemcn tamamında çağdışı, dede- den kalma yöntemler geceriidir. Hesap. kitap hak getire" di>e konuştu. BIZBIZE ERDAL ATABEK 29 Ekim: Aklın ve Barışın Baypamı... "Cumhunyet bayramı" bir devlet töreni olmaktan çıka- nlmalı, halkın bilinçle kutladığı "aklın vebanşın bayramı"na dönüştürulmelidir. Çünkü 29 Ekim'le kutlanması gereken en önemli kavramlar "saldırganlann denize dökülmesi", "kurvsıkı doldunılmuş tüfeklerinpatlaması"', "geçitresmi" olmamalıdır. Bunlar, haklı bir kurtuluş savaşının tarihsei sembolleri olarak bu kutlamalarda yer alabilir ama, artık günümüzde vurgulanması gereken kavramlar savaş mo- tifleri değil, "aklın özgüheşmesi ve banşın kurulması"d\r. Bu iki ınsanlık kazanımı da elbette "insanın ve toplumun bağımsızlığı" üzerinde yükselebilir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı böyle anlamayı, böyle anlatmayı başaımalıyız. Bu gerçekten büyük bayramı bir savaş zaferi olarak de- ğil, "ulusun bağımsızlığının, aklın özgürleşmesinin, ban- şın kunjlmasının zaferi" olarak toplumca kutlamayı başar- malıyız. ÇünkO "29 Ekim 7er" yalnız yaşadıklanmızın anım- sanması değil, evrensel değerlere sahip çıkmamızın da bi- lincimıze yerleşmesidir. Dünyaya anlatmamız gereken de budur. • • • Rize Belediye Başkanı. Cumhuriyet Bayramı'na hiç ka- tılmamış, bu yıl da katılmamak için rapor almış. Bence bu büyük bayrama katılmak istemeyenler rapor almalanna gerek kalmadan katılmayabilsinler. İstemeyenler Istiklal Marşı'nı da söylemesin, hatta bayrağımızı da asmasın, Bunlan görelim, bilelim ki, kimlerle birlikte yaşamak zorun- da olduğumuzu anlayalım. Onlann başka bayramlan ol- duğunu, başka şarkıian olduğunu, bayraklannın başka ol- duğunu görelim ki görmezden gelenlerin de söyleyecek sözü kalmasın. Atatürk'le kutladığımız Cumhuriyet Bayramı'nı "esa- ret" saymak, aklını kendinden başkalanna emanet eden- ler için söz konusu olabilir. Bir toplumun bağımsızlık mü- cadelesini istemeyip Suudi Arabistan gibi Amerikan ege- menlığıni özlemek kimi aklını kiraya verenlere hoş gelebi- lir. Uygar ve laik dünya ile ulusal egemenliği unutmayan ilişkiler kurmak yerine, dıne dayalı ümmetler camiası ol- mak istenebilir. Ama bunlar bizim için üstü örtülü esareti kabul etmektir. Toplumlannı bile bile gerilere götürüp, ge- lişmiş ülkelerin hegemonyasını kabul etmektir. Ulus yeri- ne cemaati, laik toplum yapısı yerine şeriatı, bağımsızlık yerine her türden bağımlılığı, aklın özgüriüğü yerine dog- maları koymak bizim için "aklın da, insanın da, toplumun daesaretini baştan kabul etmektir". Özgür akıl yerine dogmatık önkabullerfe hareket eden- lerin ne Atatürk'ü sevmeleri beklenir ne Cumhuriyet Bay- ramı'nı kutlamaları beklenir. Biz onlardan bunları değil, iç- tenlikle ortaya çıkmalarını bekliyoruz. Aynca bu toplum- daki siyasal parti yöneticilerinin de, lıderlerin de yapma- cıklardan vazgeçip bu konulardaki asıl tavırlarını açıklama- lannı bekliyoruz. Biryandan böyle insanlan yetiştirip omuz- larını sıvazlarken öte yandan Atatürk'ten, laik cumhuriyet- ten söz etmek çelişkısinden vazgeçmelerini, seçimlerini yapıp açıklamalannı bekliyoruz. • • • 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı "ulusun bağımsızlığının, aklın özgürfeşmesinin, banşın kunjlmasının" bayramıdır. Bu bayramı kutlamak da elbette bunlan bilen, bunlan is- teyen, bunları Türkiye'nin geleceğine taşımak karannda olan bilinçli insanlann hakkıdır. Onun için bu büyük bay- ramı; taşıdığı çağdaş, evrensel anlamına uygun olarak bi- linçli toplumun coşkuyla, duyguyla, düşünceyle kutladığı bir bayram yapalım. Kimilennın zoraki katıldığı resmi bir törenin bu bayramın temsil edilişinde yetersiz olduğunu artık görelim. Rize Belediye Başkanı, belki de davranışıyla bize kendi hayatımızın önemını gösterdı. Biz de bunu görmekte ge- cikmeyelim. Af Örgütü'nden kampanya: 'Türkiye 'de idam cezası kaldırılsın'AıNKARA (Cumhurijet Bü- rosu)- Uluslararası Af Örgütü, Türk Ceza Yasasfnda "ölüm cezasrnı ıçeren maddelerin ta- mamen kaldırılması amacıyla uluslararası bir kampanya baş- lattı. Bu çerçevede hazırlanan "İdam cezasını kaldırmanın za- manıgeldi"*ba^lıklı \earalann- da Nobel Tıp Odüiü sahibi Jac- gues Barrot ile ABD tslami Mıi- nasebetler Ulusal Konseyı Ge- nel Sekreten Mohammed T. Mehdi'nin de imzasının bulun- duğu dilekçeler. Türkiye'nın Londra Büyükelçiliğine veril- dı. Dılekçede. "Türkiye idam cezasını yasalanndan çı'kararak dünya çapında insan haklannın gelişmesine bir katkı da bulun- masının tam zamanıdır" görü- şü sa\ unuldu Merkezi îngiltere'de bulunan Uluslararası Af Örgütü'nün, Türkiye'de idam cezasmın kal- dınlması için hazırladığı dılek- çede. 25 Ekim 1984'de siyasi sûçlardan hükümlü Hıdır As- lan'ın idam edilmesinden son- ra geçen on yıllık sürede ölüm cezasının uygulanmadığına dikkat çekildı ve şöyle denildi: "Türkiye yalnızca 10 yıl bo- yunca idam cezalannı infaz et- mekten kaçınmakla kalmadı, aynı zamanda. idam cezası ön- göriilen suç say ısını azalffı ve \i- san 1991 tarihinden önce işlenen suçlar için verilen tüm ölüm ca- zalannı,ömür boyu hapse çevir- di. Ancak halen 30'u aşkın kişi idam cezasına çarptınlmış du- nımdadır. Halen Ankara Mer- kez Kapalı Cezaevi'nde ruruklu- nu bulunan DEP millervekiOeri Ahmet Türk, Leyla Zana. Hatip Dicle. Orhan Doğan. Sedat Yürttaş. Seüm Sadak. Sıım Sa- kık ve Şımak Bağımsız Milk-n e- kili Mahmut Alınak, idam ceza- sı istcnıivle Ankara Devlet Gü- venlik Nlahkenıcsi'nde yargı- lanmaktadııiar. Kasım 199.Vtc. TBMM Adalet Komisyonu. 1984'ten bu yana ilk kez Seyfet- tin Uzundiz adlı hükümlünün idam cezasını onay lamıştır. TBMM"nin de kabul etmesi ha- linde bu idam cezası hemen u\- gulanabiiir. r Türk hükümetine iletilmek üzere Türkiye'nin Londra Bü* yükelçıliği'ne verilen dılekçe- de. "Avrupa ve dünyanın birçok ülkesinde idam cezası kaJdınl- mıştır. Türkiye'nin de dünya ça- pında insan haklannın gelişme- sine önemli bir katkıda bulun- masının tam zamamdır" denil- di. SHPli Adalet Bakanı Meh- met Moğultay ile eski bakan Seyfi Oktay'ın idam cezasına karşı olduklannı açıkJadıklanna dikkat çekilendilekçede, şugö- rüşlere yer verildi' u Türk adliyesinin birçok üye- si de idam cezasının kaldınlma- sı gerektiğine inanmaktadır. Emeldi sa\ cı ve hakinı albay Ne- jat Öztaşkent 28 Kasım 1993'te Cumhuriyet Gazetetesi'nde ya- yunlanan bir demecinde, 'Dev- İet insan öldürmez' diyerek gö- rüşünü açık bir şekilde dile ge- rirmiştir. L luslararası alandaki tecrübe, idam cezasınuıın suça ve siyasi şiddete karşı etkin bir araç olarak değeriendirilmedi- ğini göstcrmektedir. Hatta olumsuz bazı sonuçlara yol aça- bihnektedir.Digeryandan, idam cezasının ortadan kaldırılması toplumun her üyesinin can ve onuruna saygryı teşvik eder. " TBMM'ye ve Türk halkına, idam cezasının kaldmlması çağnsında bulunan dilekçeyi ımzalayarak kampanyaya des- tek verenlerin bir bölümü şu ısımlerden oluşuyor: Pierre Mertens (Belçika-Ya- zar), Ole Espersen (eski Dani- marka Adalet Bakanı), K. J. Lang (Finlandiya-Cezaevleıi Müdürü). Jacgues Barrot (Fransa-Nobel Tıp Ödülü sahi- bi). Constantinc D. Zepos (Yu- nanistan-Büyükelçi), Christine Loh (Hong Kong-hukuk işleri danışmanı). Alan Dukes(lrlan- da-MilletvekUi eski Adalet Ba- kanı). Raimon Obiols (İspanya- Milietvekili). Phil Goff (Yeni Ze- Ianda-Miller\vkili). HansGöran Franck (İsveç-Milletvekih'V Mo- hammed T Mehdi (ABD-lslami Münasebetler Ulusal Konseyi Başkanı)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle