Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21EKİM1994CUMA*
HABERLER
11TİKK0ûyesi
yakalandı
• tstanbul Haber Servisi -
istanbul'daTKP/ML-
TİKJCO örgütüne yönelik
operasyonlarda, örgüt üyesi
olduklan ileri sürülen ikisi
bayan 11 kişinin yakalandığı
bildirildi. Terörle Mücadele
Şubesi'nden dün yapılan
açıklamada Aydııı
Hambayat, Ahmet Polat,
Seher Delikız, Gulay Inccsu,
Güzel Boltaş, Erhan Odabaş,
Doğan Yer, Hasam Ceylan,
Ali Rıza Geçici, Seydali
Geçkin, Kadir Kadan ve
Cem Demirçivi'nin gözaltına
alındığıbelirtildi. Sanıklann
kaldıklan yerlerde yapılan
aramalarda da bir adet
tabanca ile bu silaha ait
şarjör ve mermiler, sahte
kimlikler, örgütsel
dokûmanlar ve bir adet
bilgisayar ele geçirildiği
bildirildi.
750 gp uranyum
ele geçti
• İstanbul Haber Servisi-
Azerbaycan'dan getirdiği
750 gram uranyum
maddesini, ahcı kılığındaki
polislere 60 bin dolara
satmak isteyen Azeri uynıklu
Ramiz Şahgeldiye-v adlı bir
kişi yakalandı. İstanbul
Emniyet Müdürlüğü Asayiş
Şubesi'nin yaptığı
açıklamada, Şahgeldiyev'in
Iğdır sınır kapısından giriş
yapmasından beri izlendiği
bildirildi. Küçükçekmece
Nûkleer Araştırma
Merkezi'nde incelenen
uranyumun "U-238,
zenginleştirilmış ve bomba
yapımında kullanılabilir"
nitelikte olduğu belirlendi.
PTTçalrşanlan
bakanla göröştü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Türk Haber-Sen
Genel Sekreteri Kamil Köse
başkanlığında bir grup PTT
çalışanı, Ulaştırma Bakanı
Mehmet Köstepen ile
görüştüler. Köse, basına
kapalı olarak gerçekleştirilen
görüşmenin ardından.
çabşanlann sorunlannı
içerenbirdosyayı
Köstepen'e verdiğiru söyledi.
Köse, PTT çalışaalan olarak
bugüne kadar haklannın
verilmemesi veellerindekı
mevcut haklannın ahnması
karşısında sustuklannı
belirterek. "Bütün yollan
denedikten sonra üretimden
gelen gûcümüzü
kullanacağız" dedi.
Çağtar'ıncezası
onandı
• ANKAR A (Cumhuriyet
Bûrosu)- Yargıtay 4. Hukuk
Dairesi, eski Devlet Bakanı
ve DYP Bursa Milletvekili
Cavit Çağlar'ı. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz'a
"yavşak". ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Ekrem
PakdemirlTyede "hırsız'
dediği için 220 milyon lira
tazminat ödemeye mahkum
eden mahkeme kararlannı
onadı.
Tokar yoğun
bakımda
• isUnbuJ Haber Servisi- Bir
davet sırasında geçirdiği
beyin kanaması sonucu
önceki akşam Amerikan
Hastanesi'ne kaldınlarak
tedavi altına abnan işadamı
ve gazeteci Feyyaz Tokar'ın
beynindeki damar
tıkanıklığına bağlı olarak
kısmi felç durumunun devam
ettiği açıklandı. Tokar. halen
yoğun bakjmda tutulu> or.
Damştay'a üç
yeniüye
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Adalet Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı Fulya
Kantarcıoğlu. Danıştay
üyeliğine secildi. Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu,
dün yaptığı toplantıda boş
bulunan üç Danıştay üyeliğj
için seçim yapu ve
Kantarcıoğlu ile birlikte
halen Danıştay Savcısı
olarak görev yapan
Ülkümen Osman Ağaoğlu ve
Nevin Gönenç'i Danıştay
üyeliğine seçti.
"İÇKİ İÇF.RKEN SANAT vr
POLtllKA KONVŞMAYIN"
Oğu/. ARAL
UD & SAZ
RUŞEN RUŞRR
Ana (et) yemeği sOğuk
Baykal seçim için hiçbir partiyle bağlantılannm olmadığını söyledi
Bütüıüeşmede ipler kopuyor
•Muhalifler, Baykal'a
bayrak açmaya
hazırlanırken SHP'de
birlik için Karayalçın'a
bir deklarasyon
hazırlayanlar, metin
üzerinde anlaşamadılar.
Taslak rnetinde yer alan
'Birlik için somut
adımlar atılmazsa,
partiyle ilişkilerimizde
kendimizi bağımsız
hissederiz' ifadesi
tartışmalara yol
açtı.CHP, ara seçime
'tek başına' katılma
karan aldı.
TÜREYKÖSE
AYŞE SAYIN
ANKARA - SH P içınde Genel
Başkan Murat Karayalçın'a sol-
da birlik için baskı yapmak ama-
cıyla deklarasyon hazırlayan
milletvekilleri, metin konusun-
da kendi aralannda anlaşmaya
varamazken, CHP'de bütünleş-
meye karşı olanlarda Genel Baş-
kan Deniz Baykal'a bayrak aç-
müya hazırlanıyorlar. 4 aralık ta-
rihine kadar bütünleşme için ön
kurultaylann toplanması, takvim
ve yöntemin belirlenmesi koşu-
luyla ara seçime Mttifakla' gir-
me>e 'evet' diyen CHP, SHP
Merkez Yürütme Kurulu'nun
(MYK), bu konuyu ertelemesi
üzerine, seçimlere tek başına gir-
me karan aldı. Deniz Baykal,
CHP'nin hiçbir partiye ara seçim
konusunda 'taahhüdü' bulunma-
dığını belirterek "CHP ara seçi-
me tek başına glrecek" dedi.
BaykaTın sözleri
CHP lideri Ba>kal, Cumhuri-
yet"ın sorulannı yanıtlarken, ara
seçimlere SHP ile ıttifak halinde
girilmesi için 'ortak tavır' belir-
leyecek bir gelişme olmadığını
belirterek "Seçim konusunda
hiçbir parti ile bağlantunız, veril-
miş sözûmüz yok. O nedenle se-
çime kablmamak ya da ittifakla
girmek gibi bir düşüncemiz ola-
maz" diye konuştu. Bütünleşme-
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'la SHP'nin 'Onursal Genel Başkanı' Erdal tnönü, dün öğle yemeğinde bir ara> a geldiler.
Karayalçın'la tnönü'nün solda birlik dahil, son sijasi gelişmelerie ilgili görüş ahşverişinde bulunduklan öğrenildi. Karayalçın, gö-
rûşmeye MYK toplantsını yarıda keserek gitti. (Fotoğraf: TAR1K TINAZAY)
nin, şu aşamada 'tıkandığını1
vurgulayan Baykal, SHP
MYK'nin getirdiği yeni öneriyi
kabul etmelerinin mümkün ol-
madığını söyledi.
Bütünleşme konusunda
CHP'nin tavnnın baştan beri net
oldugunu ve her türlü özveride
bulunduklannı kaydeden Bay-
kal, "Şu anda bütünleşme konu-
sunda bir uzlaşma mekanizması
da ışlemiyor. SHP'nin aldığı ka-
rar, tek taraflıdır. Bizim taMimız
ortada, çok fazla olumlu bir ge-
lişme göremiyorum" görüşünü
dile getirdi.
CHP'de SHP ile bütünleşmeye
karşı çıkan muhalif grup ise Bay-
kal'a bayrak açmaya hazırlanı-
yor.*CHP'nın ilk parti meclisı
(PM) toplantısını bekleyen mu-
halifler, gelışmeleri şimdilik 'iz-
leme' karan aldılar. Başıni Er-
tuğnıl Günay, Kemal Anadol,
Hayrettin Uysal'ın çektiği muha-
lifler, ara seçim için aday belir-
lemek üzere 8 kasımdan önce
toplanacak PM'de. Baykal'dan
'hesap soracaklannı' ifade edi-
yorlar. Muhaliflerin, PM toplan-
tısında, partinin SHP'ye endeks-
lendiği, kamuoyunda gereksiz
yere bütünleşme beklentisi yara-
tıldığı ve CHP'nin geleceğinin
düşünülmediği konulannda eleş-
tiriler yöneltmeleri beklenıyor.
Muhalifler, SHP millervekilleri-
nin tavnnı netleştinneyı bekle-
diklerini belirtirken, sessiz kala-
caklannı belirtiyorlar.
CHP üst yönetimi ise bütün-
leşme görüşmelerinin başansız-
lıkla sonuçlanması üzerine zor
durumda kaldı. Partiden millet-
vekili istifalannı göze alarak
SHP ile bütünleşmeden yana ta-
vır koyan yönetimin, PM ve ör-
güte gelişmeleri anlatma konu-
sunda güçlük çekeceği ifade edi-
liyor.
SHP'de Grup Başkanı Seyfî
Oktay ile bir grup milletvekili,
Genel Başkan Murat Karayal-
çın'a birlik konusunda baskı
yapmak için bir deklarasyon ya-
yımlama karan aldılar Ancak,
metin konusunda anlaşmaya va-
nlamadı.
MYK'yc ters karar
Hazırlanan taslak metinde,
MYK'nin karannın aksıne. 'ara
seçimden önce ön kunıhay yapd-
masının seçimlere yaran olacağT
görüşü savunulurken "Eğer is-
teklerimiz göz öniine alınmazsa,
partiyle ilişkilerimizde kendimi-
zi bağımsız, özgür sayanz"görü-
şüne yer venlmesı, tartışma ya-
rattı. Grup Başkanvekili Adnan
Ekmen ile parti yönetıminde gö-
revi olan bazı milletvekillen "Bu
ifade olacaksa önce parti içinde-
ki görevlerimizden istifa etmeli-
yiz. Hem görevlerimizin başında
olup hem de kendimizi bağımsız
sayıyoruz, diyemeyiz" dedıler.
Metnin imzaya açılıp açılmama-
sı da tartışma yarattı.
Deklarasyona imza atacak
milletvekillerinin sayısının 15'ı
geçmeyeceği bildirilirken, daha
önce parti içi muhalefetin önde
gelen bazı temsilcileri de, grup
başkanı Seyfı Oktay ile bazı es-
ki bakanlann ve bir grup millet-
vekilinin yürüttüğü muhalefetin
dışında kalmaya özen gösteriyor.
Daha önce parti içi muhalefetin
önde gelen temsilcilennden olan
Sıvas Milletvekili Ziya Halis,
"Ben deklarasyonu imzalamam.
Benim birlik olsun diye bir ça-
bam vok. Birleşme olsun, ama bu
yetmez. Parti içinde bu yönde yü-
rütülcn hareket yetmezlik için-
de'dedı.
İstanbul Milletvekili İbrahim
Gürsoy da deklarasyona imza at-
mayacağını söyledi.
Fatoş Cüney, Yilmaz Cüney gerçeğini Cumhuriyet'e anlattı-2
Kadife kadaryumuşak, küçük bir çocuk kadaryujka
yüreklive berrakbir su gibisafve de çocuksuydu Yılmaz!
O yok, anısını rahat bırakın
-RölZ İCKÎ
Rez:246 44 18
A
vnıpa'ya ayak bas-
tığı andan itibaren,
Güney Film Şirke-
ti'nden pay talep
edip Yılmaz'la pa-
zarlığa girişerek tepkisini çeken.
sonra da ona "Patron" diyen Ni-
hat'ın kaleminden dökülen şu
tümceler de benim için çok
önemlv.Pans Polis Merkezi'nde
işimiz uzadığı için geç kaldığı-
mıza sinirlenen Yılmaz'ın, üze-
rimize yürüyerek "Şeref5İzler,be-
ni nasıl bekletirsiniz, ben Yümaz
Güney'ûn!" dediğini sıkılmadan
iddia eden Behram'a diyorum
kı:"Ben daha ölmedim_."
Evet, senin üzerine yürüdü,
gözlüklerin yere düştü, doğru da
nedeni bizim onu bekletmemiz
miydi?!
Kimi kızgınlık anlannda vuru-
cu ve kıncı olabıldığı doğrudur
Yılmaz'ın. İlk gençlik yıllann-
dan bu yana polis takiplerinde.
hapishanede. sürgünde, tekrar
hapishanelerde, tekrar sürgünde
yaşamış olmasından, ülkesinde
hiçbir zaman özgür yaratma or-
tamında üretememiş olmasından
gelen gerginlikleri, sıkıştınlma-
nın ve ezilmenin bunalımlannı
taşırdı Yılmaz:
Zaaflan da olmuştu, hatalan
da vardı; herkesten önce de bun-
lara kendisi sahip çıkardı. Kendi-
ni sürekli eleştiren, hatalanndan
ders çıkaran, haklı-haksız kızdır-
dıklannın, küstürdüklerinin gön-
lünü alan; ama bencilliğe, aptal-
lığa, tembelliğe, sorumsuzluğa ve ben-
zeri olumsuzluklara dayanamayan yanıy-
la, çoğu zaman tepkici ve rahatsız edici
de olmuştur Yılmaz...
Kimseye zarar vermek istemeyen. ama
hayatın akışı içerisinde kaçınılmaz olarak
ters düştügü, mecbur olduğu için, iste-
meden ve elinde olmayan nedenlerden
ötürü güç duruma düşürdükleri de olmuş-
tur Yılmaz'ın.
Oysa, kadife kadar yumuşak, küçük bir
çocuk kadar yufka yürekli ve bir kann-
cayı ezemeyecek kadar insancıl ve berrak
bir su gibi safve de çocuksuydu Yılmaz!
Ve ben Fatoş Güney, on altı yıl boyun-
ca, başka hiçbir kimsenin onunla beraber
olmadığı kadar uzun sürece, iyiden çok
kötü günlerini paylaştığım, hayat ve yol
arkadaşım Yılmaz Güney'ın ne yalancı-
lığını, ne nankörlüğünü. ne el koymacılt-
ğını, ne gaspçılığını ve ne de tek bir ınsa-
nı harcadığını, ne de Nihat Behram, se-
nin kast ettiğin biçimde "cezalandırdığı-
nı" gördüm... Ve, bunlan söylemek be-
Yılmaz Güney, bir iç çekinıde, kamera arkasında prova yapfırıyor
nim için vicdan borcu oldu.
Onu yakından tanıyan, seni de tanıyan
ve bugün hala yaşayan ve de söyledikle-
rinin karşısında tanıklık yapmak istedik-
leri için beni arayan sayisız dostlar var.
Ama değmez; çünkü. söylediklerin ve
söyleyeceklerin kuma yazılmış yazılar-
dır.
Yılmaz öldü gitti, sen ve senin gibiler
anısını rahat bırakın!
Simdi, aradan on yıl geçti,
Düşmanlar.. kimı açık seçik, kimi iki-
yüzlü, kahpece, kimi dost kisvesi altında,
düşmanlıklannı sürdürüyorlar...
Bu nedenle, ben, Yılmaz'ın son döne-
minin şimdilik küçücük bir özetini yap-
mak gerekliliğini du>Tjyorum...
"Yol" filminin çekim kopyasını, Isviç-
re'nin küçük kasabalanndan birindeki
fılm laboratu\annda Yılmaz'la birlikte
izlediğımizde ben son derece heyecan-
lıydım.
Yılmaz'ın yakın çalışma arkadaşı, yö-
netmen Şerif Gören ve diğer bütün oyun-
cular \ e de set ekibi büyük bir cesaret ör-
neği göstererek o dönemin zor şartlann-
da fedakarca çalışmışlardı. Ancak. film-
de çekim ve teknik olarak aksamalar var-
dı. Kimi oyunculardan iyi oyun, iyi sonuç
alınamamıştı. Kimi sahneler değişik yo-
rumlanmıştı: yine senaryodaki önemli
bazı sahneler, çift kamerayla çekilmesi-
ne rağmen, kullanılamayacak vaziyettey-
di.
Yılmaz, bütün bunlan daha önceden
tahmin ediyor ve bekliyor olmanın sakin-
liği içindeydi.
Montaj masasının başına geçtiğinde
makası acımasızca kullanmaya başladı.
Senaryoyu ilk okuduğumda, "Bu, se-
naryo suurlannı aşıyor; bu, destan tadın-
da bir başeser'" dediğim hikayedeki on
bir kahramandan beş tanesi, zaten Yıl-
maz tarafından, çekimde kolaylık olsun
diye daha önceden öldürülmüşlerdi; şim-
di yıne bir sürü sahne. çöp kutusuna atı-
lıyordu.
Sonunda senaryo bir kez daha allak
bullak oldu, hallaç pamuğu gibi atıldı.
birçok sahnenin yen değişti. geriye kalan
altı kahramandan sadece dört tanesi ha-
yatta kaldı. Diyaloglar çıkanldı. yeni di-
yaloglar eklendi... Müziklerle beslendi;
halı gibi, film baştan dokundu. Yepyeni
birbiçim, yepyeni bir ruh kazandı. Dina-
mik, enerjık bir yapıya kavuşru...
Bitmiş olarak ilk seyrettiğimde gözle-
rime zor inandım.
Bubirmucizeydi...
Yılmaz, çöpe giden yüzlerce metre ne-
gatıfe, makasın hışmına uğrayarak kuşa
dönen eserine bakarken, kanadı kınk bir
kuş gibiydi. •
Hüzünle,
"An, bir de bu fümi ben çekebilmiş ol-
saydım!" dedi.
Hapishanede yazdığı ve başkalan tara-
fından çekilen her filmi gördükten sonra
içinde duyduğu acıydı bu.
Cannes'a a>ak bastığımız andan itiba-
ren, festivalin odak noktalanndan biriy-
dik.
Yann:Kahramanlann
yarahcısıklmıll?
BtRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Ozgürlüklerin Boyutları
Türkiye'nin bir özelliği de şu: 20. yüzyılın bitmesine -faz-
la değil- bir beş yıl kaldığı halde, özgürlükler düzenine
çağdaş bir içerik kazandıramamış durumdayız. Faşist 12
Eylül rejiminin sivil kanadı ANAP iktidannın, çekip gitme-
den önce, ülkenin başına bela ettiği Terörle Mücadele Ka-
nunu'nda yapılması gereken değişikliğin, ne denli çatış-
malara, bu arada ne türlü cambazlıklara yol açtığını gaze-
telerden izliyorsunuzdur. Konunun bir yanı, düşündüğü-
nü özgürce açıklama ile ilgili; rejimin içerdeki ve dışarda-
ki saygınlığı da üstelik buna bağlı. Üstüne gölge düşürül-
memesi gereken bir özgürlük, hâlâ rahatsız edip duruyor
insanlanmızı.
Düşünceden korkan bir toplum olduğumuzdan mı bu?
Ama aynı ülkede, özgürlükler üstüne pek güzel kitapla-
nn yazıldığı da bir gerçek. Aydınlarımız, bilim adamlanmız,
çağdaş dünyada, özgürlükler adına atılmış adımlan, van-
lan hedefleri, bütün açıklığıyla dile getiren eserleryazıp ya-
yımlıyorlar. Bunun anlamı şu ki, çağımızın farkındayiz.
Eksiklik, kuramın uygulamaya konulamayıştnda...
Kuram ise, pek göz alıcı!
Onu şöyle topariamama izin verir mısiniz?
Ne dersek diyelim, özgürlük, çağdaş anlamıyla "Batılı"
bir metadır. Orada, o da büyük kavga ve gürültüler paha-
sına, insanın ilk akla gelen değerleri özgürlüğüne kavuşun
Yaşam hakkı, bedenin dokunulmazlığı, düşünce ve inanç
özgürlüğü. başında gelir bu değerlerin. 20. yüzyılda, "kla-
sik" haklardan "sosyal" haklara doğru bir evrilme olur ve
özgürlükleri "hukuksal güvence"\ere bağlayacak önlem-
ler üzerinde düşünülmeye başlanır ve bulunur da.
Yargı güvencesi, en saygın olanı içlerinde.
Bugün özgürlükler, başlıbaşına bir hukuk dalı.
Sistematıği, tartışmaları, eğilimleri ve önerileriyle, üze-
rinde dikkatle durulması gereken bir alan.
Konunun, çağımızda ne türiü boyutlar kazandığı, Mar-
maraJJniversitesi Hukuk Fakültesi profesörlerinden İbra-
him Özden Kaboğlu'nun, Afa Yayınlan'nda çıkardığı öz-
gürlükler Hukuku adlı eserinde açıkça görülüyor. Sadece
uzmanlara değil, hemen her yurttaşa seslenen bir kitap bu.
Ve alabildiğine de güncel...
Çağımız insanının donandığı "yeni haklar"\ mı merak edi-
yorsunuz örneğin?
Önce, "çeı^rehakkı"gelıyor. Başkabildirgelerlededes-
teklenen 1972 tarihli Stockholm Bildirgesi'ne göre, "Insan,
kendisine onurlu ve iyi bir yaşam sürmeye olanak veren
nitelikli bir çevrede, özgürlük, eşitlik ve tatmin edici yaşam
koşullan temel hakkına sahiptir."
Sonra, "insanlığın ortak malvarlığına saygı hakkrvar.
Onu, "yoksulluktan annmış özgür insan"ın "gelişme
hakkı" izliyor. İçinde de şunları görüyoruz: Her insanın ve
toplu olarak düşünülen bütün insanlann yaranna, iktisadi
olduğu kadar sosyal, kültürel, siyasal ve hukuksal bütün-
lüğüne ilerleme hakkı; her insanın kişiliğini serbestçe, ge-
liştirme hakkı; hertopluluğun kültürel kimliğine saygı hak-
kı.
Bitmedi: "Savaşa karşı barış hakkı"r\\z var.
Işte, çağdaş ve uygar bir toplumda, temel insan hakla-
nnı taçlandıran yeni olanaklar!
Bunlann yaşama geçirilmesini mi soruyorsunuz?
Bir insan, üstelik bir yurttaş olarak sizin göreviniz o!
Özgürlükler, insan soyunun ortak kazanımlandır; yalnız
şu ya da bu ülkeyi değil, bütün insanları ilgilendirir. Onla-
nn anayasaya, kanunlara, tek kelimeyle yaşama geçiril-
meleri, güvencelerle donatılmaları, sizin yurttaş olarak ve-
receğinız kavgaya bağlı.
Unutmayınız, özgürlükler verilmez, ahnır!
Vesile mi anyorsunuz?
Bakınız çevrenize, sokağa dökülmeniz için, yığınla ne-
den bulacaksınız.
Cesur olunuz yeter ki!..
RP lideri VVashington'da
Necmettin Erbakan
ABD'yi 6
örgütlüyor'
VVASHINGTON (AA) -
ABD'nin başkenti
VVashıngton'a bugün gelen
RP Genel Başkanı Necmettin
Erbakan, "Batı'nın çifte
standardı. aleyhine işlhor"
dedi. Erbakan. Amenkalılann
RP'den tedirgin olmadıklannı
ve partiyi tanımak
istediklerinı de söyledi.
Erbakan, çeşıtlı ülkelerden
parlamenterlenn oluşturduğu
beş kişilik bir heyetle birlikte
California eyaletinden
Washington'a geçti. Erbakan,
California'da. üç hafta önce
kundaklanan cami ile ilgili
olarak temaslarda
bulunduklannı kaydetti.
Erbakan, caminin bulunduğu
Yuba City'nin belediye
başkanı ve diğer yetkilileri ile
bir araya geldiklerini, hoşgörü
ve banşçı mesajlar
verdiklerini belirtti.
Parlamenterler heyeti. daha '
sonra. Cizvit rahipler
tarafından kurulan ünlü
Georgetown
Üniversitesi'ndeki
Müslüman-Hıristiyan '
Hoşgörü Merkezi'nde bir '
görüşmede bulundu.
Necmettin Erbakan,
görüşmeden sonra
gazetecılerin sorulannı '
yanıtlarken şunlan söyledi:
"Maalesef, ne Müslümanhğı
ne Müslüman ülkeleri ne de
Türkiye'yi yeterince
tannorlar. Konuşmalardan
açığa çıkan gerçek bu.
Bunlara çok şey anlatmak
lazım."
KOZAN1. AŞLİYT HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
Sayı: 1991 188
Davaa Maliye Bakanlığı adına Kozan Mal Müdürlüğü tarafın-
dan davahlar Hüseyin Karatop ve arkadaşlan aleyhine açılan tapu
iptali ve meni müdahaledavasından dola>ı mahkememizin 26.6.1992
gün ve 1991 188 esas. 1992 191 sayıh kararlan ile davanın kısmen
kabulüne karar verildiği. verilen karar İbrahim Yılmaz tarafından
temyizedildiği Yargıtay 1. HukukDairesi'nin7.10.1993gün ve 1993/
7471 esas, 1993 11496 sayılı kararlan ile tasdik edikhği, ancak adres-
leri meçhul bulunan İbrahim Yılmaz. Hüseyin Karatop, Meryem
Karatop, Fatma Karatop. Ayşe Karatop, Abdullah Karatop, Fethi-
ye Karatop, Irfan Karatop ve Ahmet Karatop'un işbu karann gaze-
tede yayım tarihinden itibaren 15 gün içinde itiraz edilmemesi hahnde
karann kesinleşeceği hususu tebliğ olunur. Basın- 38054
AKÇADAĞ ASLtYE HUKUK MAHKEMESl
Sa>r. 1994 %
Davacı Cemal Yolukaslan vekili tarafmdan davalı Songül Yo-
lukaslan aleyhine açılmış olan evlilik birliğimn temelden sarsılması
nedeniyle boşanma davasıran yapılan duruşmasında verilen ara ka-
ran gereğmce:
Davalı Songül Yolukaslan'ın adresi meçhul olduğu yapılan zabıta
tahkikaünda anlaşılmakla davalı Yusuf kızı Cemal eşı Songül Yolu-
kaslan'ın. Türkiye'de yayımlanan yüksek tirajlı bir gazetede ilan edi-
lerek duruşmanın bırakıldığı 28.11.1994 tarihinde hazır olması veya
kendisini bir vekille temsil ettirmesi aksi halde davanın gıyabında de-
vam edeceği hususu ilan olunur.
6.10.1994 Basın: 51778
KARŞIYAKA 3. SULH HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
Sayı: 1992 526
Davacılar Dina Bekişoğlu. Erdal Becı vekili tarafından davalılar
Mustafa Necdet Yüksel aleyhine hakimlığımızin 1992'526 esas sayıh
dosyası ile açılan Karşı>aka ilçesı Emek Mah. 25 m lc pafta, 36871
ada, 13 parsel sayılı taşınmazm taksımen veya saularak ortaklığının
giderilmesi ile ilgili davada Beyzo Sarak'ın (Şengel) taşınmazın 1121
hissesine sahip olduğundan dahili dava edilmesine karar verilmiş
olup adı gecen Beyzo Sarak (Şengel) adresinde bulunamamış olmak-
la. duruşma günü olan 25.11 1994 günü saat 09.00'da duruşmada
hazır bulunması. aksi halde yokluğunda davanın sonuçlandınlacağı
iianen tebliğ olunur _ ,noco
11 10 1994 Basın: 40858