08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21EKİM1994CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Köyde geçen aylarGeçmış m uydurma oldugu Kor- arabalannda ımış. alıp geldı. ama guzeldı. M E L I H C E V D E T A N D A Y kusundan doğar bu kuşku. Yoksa Çok yüksek çıkacağını sanıyor- P.B. Shelly'nin şiir kitabını açıp o bütün zamanı kâplay'an sadece dum, çok düşük çıktı: 6-10. Demek çok sevdiğim Bulutlar şiirini oku- ™ . . . . . . ölüm müdür? yüksek ve düşük benzer etkivi \apı- dum. ~W~ lk askerliğime, savaş içinde, ğım bu koyde sadece bır yurttaş + y o r " ' + • Aydm'da başladım. Sonra olarak oturuyorum. Köylülerle • " . . . . . . I alayımız Çanakkale'nin bir aramda hiç bir uzaklık, yabanalık Iki buçuk yıldır beni bağlayan Ne tuhaf, sıkıntının nedenını og- Er ke n kalkıyorum, iki bardak çay • köyüne göç etti. Bu görevim yok. Eniyisibudeğilmi?Aşümköy- uzun şiirimi bitirdim. İki buçuk yıl renmek iyileştınyor ınsanı. içtikten sonra balkondaki masada J iki yıla yakın sürdü. Köyler- lüyü tanıma merakımı. her gün oriun üzerinde çahşmadım, ^ çalışmaya başlıyorum. Balkona sar- " ^ ^ de oturdum, köylülerle arka- * ama n e P onu düşündüm. maşmış iki begonvil'den başka akl\- daş oldum. Yaşamımın en ilgjnç Bugünlerde Maupassant'ı okuyo- Rir vandan da kendimi sürekli oö Bu a kşam güneşın batışı öyle gü- mı çelen hiçbir şey olmuyor. arulanbudönemeihşkind.r.ÇüScü ^ Bu ünlü F ^ n s , rnkây^s>ru J j ^ ^ ^ ^ ^ ^ z d o l d u k . ^ T t m e d a M g . t ™ ^ Bu güze.ler güze.i varaüğa. on bir ovakte kadarh1Ç koygormem,ş,da- ydfcr^once okumuş.ve kafamdab.r üerlemediğim, anlamak içın. Köylü komşum dalgınlıktan a y ç,çeklı oldugu için burada "Onbir hadogrusu koyde yaşamamıştım. yere koymuştum. Unutmak demek- „ , . , . . . uyandırdı benı. av" divorlar Ne üzel bir ad takmıs- n . .. K . , - n , • , ' tirbu.Evet, Maupassant'ı unutmuş- Gerçekte ıse, hep aynı nokta uze- \ a> aıyonar. rseuzeı raraa taıcmış bırgunbolukkomutanı tum. Onu yeniden okumak bana rinde durduğumu çok geç fark et- - Nereye bakıyorsun oyle. dedı. l a r - - legmenım dedı. bakıyorum ^ v e r d i Büyük bir hikâyeci tim. Bunun ne olduğunu açık seçik Ovanın sonundakı kızıllığı göste- "San Çiçek" dedıkleri kendi biter eratla oturup hıç konuşmuyorsu- M s s a n t ^ olarak bilmıyorum, ama ömür bovu rerek. bir kır çiçeği de var ki. ovavı nane nuz Tahm dınlenmelennde gıdip I . h e p b i r i i r i d ü ş ü n m ü ş o idu ğum - Ne güzel akşam oldu, dedim. kekik kokusuna boğuyor. Verlaine-- aralannaoturun,bırındenbırcıgara "Korku adh hıkayeslnın bır ye- duvsusuna kamlHım KnmınpHpnH v u ı ^ J •• nin "Siir Sanatı" adlı siirinin son istevin oturuD konusun rinde şöyle diyor: auygusuna kapıldım. Ronu ne denlı Komşum oraya bakmadı da yu- ™ n ? l ı r s a ı »an adü şıınnın son ısıcym, oıurup Konuşun. MiıutW .t uıjuı. degışırse degışsın hep o şıır. zümebaktı şaşkınlıkla dızelennı mırıldanıyorum, bu koku- Ogünedeğınbununedenyapma- "Birdenbire, aklıına bir anı geldi: . . Ne var bunda. dedi.' yuduydukça. dığım için üzülmüştüm. Bölük ko- Bir pazar günü Gııstave Flaubert'in .. B e l k l d * bu yuzden olacak. yenı * mutanının dediğıni yerine getirdim, evinde Turienyev'in anlattıg! bir öv- Ş ™ ad.nı koyamadım daha. * sonra da sürdürdüm bunuBöylece künün anısı" Okurun hatın ıçın bır ad koyaca- Çocuktum. Topçu Ihsan diye bili- Borgesın hıkayelennı okudum. köylümüzü yakından tanımış olu- r V m ^ M a n n . ^ t v . r m K THK. gımelbet. nen Bahriye Vekıli Ihsan beyin Ya- Bubü\ uk yazann esını sadece kıtap- yordum- ama aklımda belıren bir , DemekMaupassant varmış, Gus- • vuz-Havuz işinden rüşvet aldığı içın lardan kaynaklanıyon okuduklan soru beriden boyuna vanıt beklivor- j!Jf h S E S f f i , <SSÜSIÎ^' D ü n a ^ m ™e bir asker tür- mahkemeye verilip hapse atılmas. öyle çok ki insan şaşınyor. Sanat ya- du: " mıŞ-bunlargerçektenyaşamışlar. ^ ^ ^ o z , e n m d o l u d o , u h e r k e s i sarsmışü. Şimdi ise bu olay- pıtıran başka sanat yapıtlanndan Ne o? Bu büyük yazarlann gerçek ^ u Bilmediğim bir türkü değil lann olağan karşılanması insanı şa- doğduğuna ılışkın sozu duşunuyo- t « ? 3 a £ X n ?S,vi ! ! ü K I T k i ? i l e r o l d u İ u n d a n ku 5ku mu duyu- a m a h e r dinleyişimde beni tirtir titre- şırtıyor. Ne oldu bize, neden böylesi- rum. b i r ^ r m ı ^ K * ° r d u m ? tiyor nede^tık. Sanat-edeb.yat yapıt.annın bi- tnam gerekli olsundu? Evet, yalnız onlar için değil, bütün Çanakkale içinde avnalı çarşı B i r a r a b a sürücüsüne bu konuda nkımınden yenı bır doga çiKmış gı- n A A v u ı, ölmüş gitmiş büyük sanatçılar, bü- Anambenridivom'düsmanakarsı ne düşündüğünü sordum. bıdır ortaya, ınsanı tanıma bılgısını Bunun ardından karş.ma başka ^ k ^ ^ ^üyük b i l ^ n l e r ı ç ı n AnambengKLvomduşnıanakarş, î 6 v e r e n b ) f d o ğ a Y a z a n n s o n u n d a bır soru daha dık.lıyordu: ^ ö y , e ^ b j r ' k u ş j ; u y a r | ; i ç i m ^ e • - Normaldır bey, dedı. Adam ora- k ör olması anlaşıhr bır şey. Ben bir sömürge subayı mıydım? Ama onlann ikısinin, üçünün bir Yıllardan ben tansıyonumdan sı- >agelmış.çalmazmı. Homeros'un kör oldugu doeru Bir ulusun çocuklan olduğumuza araya geldiğini gösteren böyle anılar k ı n t l Çekıyorum. Her sabah bır mı- Asıl üzülecek sorun bu. m u o göreerleri neden tanımaya kalkıyor- okuduğumda, gene o kuşku gibi bir n ı P r e s almama karşın akşamlan dum? Sanki kentteki insanlan gere- sevinç duyanm içimde. Onlar bugün gene yokluyor benı. Pazartesı akşa- * Bilmiyoruz. ğince tanımış mıydım ki! yaşıyorlarmış gibi gelir bana. m .' , 1 ! ac ™ 1 Ikl 'edim. ama çöküntü Akdeniz iklimi dedikleri şeyin ne R«ıvi H^ halt nmmompaprp^ aonra şu soru: Koylumuzu tanı- Bır gün Hegel, Goethc yı gormeye b U I U U - L 1 R ^n CIKCU \diimi. olduğunu gordum. Hava guneşlı ve m e si olmadıeını düsündü mak düşüncesi, bize bir üstünlük gitmiş, Goethe'nin yanında Beetho- Gece Sağbk Ocağı'nın doktoru gök mavi idi: beş on dakika içinde duygusu vermiyor muydu? ven oturuyormuş... Çıldınyonım Mehmet tlhaneşiyle ziyaretimizegel- ortalık karardı ve deniz gürültü ile * Çok şükür kurtuldum artık bu so- sevincimden. Demek bunlar gerçek- di. Onu odama çağjrdım, durumu- köpürdü. ayaklandı. Arkasından sa- "Üveyik" denilen kuşu burada ta- rulardan. Dokuz yıldır yazlan geldi- tenyaşamış! mu anlattım. Meğer tansiyon aleti ğanak boşandı. Görünü korkutucu, nıdım. PENCERE Alışmayalım... Gözlerimi kapatıp kendimi arada sırada bugün ma- pushanede yatan aydınların yerine koyuyorum; içlerin- de yazarı var, sendikacısı var, profesörü var... Nedüşünüyorlar?.. Dışarda insanlar al takke ver külah, günlük dağdağay- lauğraşıyorlar... Içerde hava durgundur, elle tutulacak kadar yoğun- dur, yaprak kımıldamaz... Çünkü içerde yaprak yoktur... Duvar vardır. Dışarda gürültü patırtı, her gün yazı, tartışma, politika, çatışma; ama, içerdekiler unutulmuştur; kimse anımsa- mak istemez içerdekileri, anımsatanlara bozulanlar bile olabilir. Derlerki: - Mapusane edebiyatının şimdi sırası mı?.. Herkesin keyfi bozulur. 12 Mart'ta haksız yere tutukevinde yatan sinirli bir dostum avukatınaçıkışmıştı: - Dışarda ne yapıyorsunuz?.. Armut mu devşiriyorsu- nuz?.. Herkesin elleri kolları neden bağlı?.. Bizi kurtar- mak için neden girişime geçilmiyor?.. Avukatserinkanlı: - Sen, demişti, sanıyorsun ki herkes seni düşünüyor. Oysa herkes keyfinde, zevkinde, eğlencesinde, tiyatro- sunda, sinemasında, meyhanesinde... Dostum bozulmuştu. • Bugün biz olağanı yaşıyoruz, sabah kalkıyorsun, ne olduğunu bilemeden akşamı buluyorsun. Her zaman böyle olagelmiştir; en beter durumlarda bile günlük çarklar döner; doğal sayılan da budur. Birin- ci Dünya Savaşı'nda Istanbul'da hayat ya hey idi. Ya Mütareke eğlenceleri?.. Ikinci Dünya Savaşında işgal altındaki Paris tümden karalar mı bağlıyordu?.. Hitler Al- manyası'nda olan bitenler iş işten geçtikten sonra orta- ya dökülmedi mi?.. Bugün de biz Güneydoğu Anadolu'- daki "olağanustü hal"\n dışında yaşıyoruz. 0 bölgede, sıcak yörelerin insanı, gece gündüz gerilimin gergefine ilmikatıyor... Ya boşaltılan köyler?.. Yayakılanlar?.. Üç beş gazete başlığı, beş on televizyon haberi, birkaç UArkasıö.Sayjhda {K *y siziS 1 Z I B U G ü N K A N A L D ' Y E B E K L 1 Y 0 R U Z Süper Plastip Show'AS 1 Z f B U G U N K A N A L * Y B E K L I Y L U Z BEKLIYORUZ. B U G ü N K A N A L D f Y E B E K L KANAL D • SÜPER PLASTİP SH0W, plastip ünlüleri, plastip sunucuları, plastip konukları, plastipli haberleri, plas- tipli sporu ve plastipli reklamlarıyla tam 20 dakika sü- rüyor. • 19-30 HABERLERİ'ni, hafta içi her akşam, Jülide Ateş sunuyor. • TARTIŞMA BÜYÜYOR'da, Tuna Serim ile Nedim Saban, konuklarıyla, tartışmayı büyüt- tükçe büyütüyor. • GÜLDÜRÜKÇÜ KUKLALAR'da, kuklalar, küçük, büyük herkesi gülmekten kırıp geçi- riyor • PAZARTESI SABAHI, SAIJ SABAHI, ÇARŞAM- BA SABAHI. PERŞEMBE SABAHI, CUMA SABAHI, herkesin, güne, her şeyden haberdar olarak başlama- sını sağlıyor. • JALE'DEN SEVGİLER'de, Türkiye'nin sevgilisi Jale, izleyicileri her gün, sevgi ve dostluk dolu yolculuklara çıkarıyor. • DOĞUŞTAN ŞANSU'da, Romina, seçmece yarışmacılarını sorularla terletiyor, ama müthiş armağanlar kazandırıyor. • MİSAFİR ODA- Sl'nda, her gün yeni misafirler, yeni sohbetler, yeni ar- mağanlar var. 06.30 ÇİZGİ FİLM 07.30 CUMA SABAHI 09.00 MUTLULUK PEŞİNDE 10.00 TARTIŞMA BÜYÜYOR 11.00 JALE'DEN SEVGİLER 12.30 TATLI HAYAT 13.00 HABERLER 13.10 MÜZİK 13.30 SİNEMA: MÜTHİŞ UYUM 15.00 MİSAFİR ODASI 17.00 GÜLDÜRÜKÇÜ KUKLALAR 17.45 SİNEMA: DANS 19.15 SPORDA BUGÜN 19.30 HABERLER 20.00 DOĞUŞTAN ŞANSLI 21.00 SÜPER PLASTİP SH0W 21.20 SİNEMA: TEHLİKELİ HASAT 22.50 MUAZZEZ ABACI KONSERİ 23.50 GECE HABERLERİ 24.00 SPORDA SON DAKİKA 00.10 GERİLİM KUŞAĞI 01.40 KAPANIŞ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle