27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 1 EKİM1994CUMA CUMHURİYET SAYFA CJÜNÜN JTİLMLERI TELEVtZYON 17 09.45 Interstar DUYGUSAL 70.30 ShovvTV DUYGUSAL 11.10 ... TRT- GAPV3, DUYGUSAL 11.30 HBB MACERA 72.70 r\ Interstar \_y f 12.10 TRT- INT ^ DRAM 72.70 Kanal 6 MACERA 12.30 ,. ShovvTV.) GULDURU 12.40 atv MACERA 73.30 Kanal D MACERA 74.00 , . . Shpw TV „ GULDURU 14.10 atv DRAM 74.50 ( . . Kanal § V GULDURO 74.30 TGRT DARM 76.30 atv DRAM 17.45 Kanal D MELODRAM KızBabası Hulki Saner'in yönetmenliğini yaptığı duygusal film- de Sadri Alışık ve Asuman Arsan rol alıyor. Filmin konusu hakkında basm bülteninde bilgi yer almıyor. \eşi] Bir Dürrya Çevre sonınlan içinde gelişen bir aşkın öykûsü. Yö- netmen Faruk Turgut. Oyuncular Ayşegül Aldinç ve TolgaSavacı(l990). Aldatacağun Çapkın birişaaamının yeni tanışüğı kadın yaşamını de- ğiştirir. Yönetmen Orhan Elmas. Oyuncular Kadir Ina- nır, Ahu Tuğba, Çiğdem Tunç. Korsan Karasakal (Blackbeard The Pirate)- 17. yüzyıl. Bir korsan, genç bir soyJu kızı kaçınr. Yn: Raoul WaJsh. Oyn: Linda Darnell, Robert Nevvton (1952,96 dk). Çöl Konvoyu (?)- Interstar, artık bu kuşaktaki fllmlerin sadece Türk- çe adını vermeye başladı. Bu nedenle, bir değerlendir- me yapamıyoruz. Güneş Yine Doğacak Baskı sonucu mahalle oakkalıyla evlendirilen küçük kı- an drarru. Yönetmen Yücel Uçanoğlu. Oyuncular Cey- lan ve N. Aydın. Gecekondu Rüzeân Bir gencin yaşam mücadelesinin konu edildiği filmin yönetmeni Sım Gültekin. Oyuncular Belgin Doruk ve Fikret Hakan. Gençtik Hevesi (High Time)- Orta yaşlı dul adam, ögrencilerle ah- baplık etmeyi dener. Yn: Blake Edwards. Oyn: Bing Crosby, Tuesday VVeld, Fabianr (1960, 103 dk). Şaka ile Kanşık Paranm insanı değıştirip degiştirmeyeceği konusunda iddiaya giren iki arkadaşın öyküsü. Yn: Osman Seden. Oyn: Sadri Alışık. Ajda Pekkan ve Filiz Akın (1965). MüthişUyum (Copie Conforme)- Sıradan memur, 'usta' birhırsıza benzetilerek tutuklanır. Yn: Jean Dreville. Oyn: Louis Jouvet, Suzy Delair, Leo Lapara (1946, 94 dk). Erkek Dediğin Böyle Olur Bir aşk macerasıyla birlikte dili açılan kekeme bir gen- cin öyküsü. Yön: Volkan Kayhan. Oyn: Öztürk Seren- gil,Emelözden(1974). AşkTuzağı (Eddy Duchin Story)- Piyanist Eddy Duchin'in yaşa- mından kesitler. Yn: George Sidney. Oyn: Kim Novak, Tyrone Power (1956, 123 dk). Neşeli Günler (Gone are the Days)- Bir adam, despot çiflik sahibi- ne karşı mücadele başlatır. Yn: N. Webster. Oyn: Os- sie Davis, Ruby Dee, Alan Alda (1963, 97 dk). TerziBaba Erzincan'da yaşamış olan Terzi Baba'nın yaşam öy- küsünün anlatıldığı filmi Kamil Renklidere yönetmiş. Oyn: Ayton Sert, Bora Ayanoğla Benimsin İki fakir arkadaşla aralanna giren komşu kızın aşk öy- küsü. Yön: Samim Değer. Oyn: Coşkun Sabah, Ful- den Uras, Enver Demirkan. Dans (Dance)- Bir dansör, iki kadın arasında kararsızdır. Yn: Robin Murry. Oyn: Johan Rennvall, Ellen Troy, Carlton Wilbom (1988, 92 dk). 18.20 / Show TV7 Dagınık Yatak 79.30 TGRT DRAM 20.20 HBB KORKU 27.20 Kanal D o 23.01 ,..• TRT3 DRAM 23.30 , . . atv KORKU Aynntıh bilgi yartda Uçurumun Kenannda (Out On The Edge)- Danny, boşanınca bütün dünya- sı birden değişir. Yön: John Pasquın. Oyn: Rıck Schro- der, Mary Key Place. Dementia 13 (Dementia 13)- Bu ıbaltalı katil' öyküsü, sadece F. F: Coppola'nın ilk fılmini merak edenler için. Oyn: Lu- ana Anders, VVİlham Campbell (1963, 81 dk). Tehlikeli Hasat (Bitter Harvest)- Kanal D'nin bu filmi de iki kadın arasmdabocalayanbiradamınöyküsünüanlatıyor. Yn: Duane Ciark Oyn Patsv Kensit, Stephen Baldwin. Valentino'nun Dönüşü (Valentino Returns)- Bir genç, Cadillac'la kendini İcanıtlamayı düşünür. Yn: Peter Hoffrnan. Oyn: Frede- ric Forrest, Veronica Cartwright (1987, 102 dk). Canh Gömülenler (Buried Alive)- Birıdoktor' genç kadınlar üzerinde de- neyleryapmaktadır. Yn: Gerard Kikione. Oyn: Robert Vaughn, Donald Pleasence (1990, 91 dk). Ölümsüzlüğün Peşinde (Ressurrected)- Bir adam, ölülen dinlten birkanşım bulmuştur. Yn: Dan O'Bannon. Oyn: John Terry, Ja- ne Sibbett, Chris Sarandon, (1991, 102 dk). Sonsuz Yaşam (Immortalizer)- Bir doktorun deneyleri. felaketlere yol açar. Yn: Joel Bender. Oyn: Ron Ray, Chris Cro- ne. Kaynaklarda yok. BurningRage (Burning Rage)- Gilbert Cates'in bu filmini kaynak- larda göremedik. HBB'ye göre Barbara Mandrell ve Tom Wopat rol alıyor. Yaşayan Ölükr Cehennemi (Verus, Inferno Dei Morti Viventi)- Ölmeyen ölüler', yaşayanlara saldınr. Yn: Vincent Dawn. Oyn: RogerO'Neill, Margit Eveline Newton (1980, 89 dk). 01.10 / atv / Her Zamankinden Daha Güzelsin Aynntıh bilgiyanda EKr Cinayet Öyküsü (Murder in New Hamphire)- Kadın, kocasının öl- dürtmekle suçianır. Yn: Joyce Chopra. Oyn: Helen Hunt. Chad Allen, Larry Drake (1991, 100 dk). 23.40 ... ShowTVV KORKU 23.55 Interstar O 00,75 HBB O 00.35 Kanal 6 KORKU Fikret Hakan ve Belgin Doruk Kanal 6da saat 12.10'da ekrana ge- Iecek olan 'Gecekondu Rözgân'nda başrolde oyntıyor. Yerlifilmler Yabancı filmler atv oı.ıo\ Fred Astaire, filmde en güzel dans sololannı sunuyor Dansçmm ayak izleri .. Her Zamankinden Daha Gûzelsin You VVere Never Lovelier / Yö- netmen: William A. Seiter / Senar- yo: Michael Fessier, Ernest Paga- no, Delmer Daves / Görüntü: Ted Tetzlaff' Müzik: Leigh Harline / Şarkılar: Jerome Kern ' Oyuncu- lar: Fred Astaire, Rita Hayworth, Adolphe Menjou, Leslie Brooks, Adele Mara, Isobel Elsom, Gus Schilling, Xavier Cugat ve Or- kestrası. Larry Parks / 1942 ABD yapımı, 97 dakika. TV Servisi- TRT'nin önceki yıllarda birkaç kez gösterdigi "You VVere Ne- ver Lovelier", "Her Zamankinden Daha Gûzelsin" adıyla atv 'de. Fred Astaire'ın en güzel dans sololanndan bazılannı içeren müzikal, bir kez daha izlemeye değer. Arjantinli hotel sahibi. yetişkin ve gü- zeJ kızının üstüne titremektedir. Kızın taliplilerini savuşturmak için, hayali bir genç adamın ağzından ateşli aşk mek- tuplan yazar ve orkide göndertir. An- cak, kıskanç baba, aniden yolculuğa çık- mak zorunda kalınca, işsiz bir dansçıyı orkideyi ve mektubu iletmekle görev- lendirir. Ama, genç kız onu "esraren- gjz" ateşli aşık sanınca, olaylar babanın hiç hesaplamadığı yönde gelişir. Avusturya'dan ABD'ye göçen bir ai- lenin çocugu olarak 10 mayıs 1899'da dünyaya gelen Fred Astaire, daha ço- cukken dans dersleri almış, ablası Ade- le ile profesyonel vodvil topluluklann- da çalışmıştı. Asıl adı Frederick Aus- terlitz idi. Astaire RKO şirketiyle söz- leşme imzalamış ve 1933'te ilk filmini çevirmişti: "Dancing Lady". Filmde küçük bir rolü vardı. Ginger Rogers ile birlikte "Flying Down to Rio" (1933) filminde yaptıklan The Carioca dansı büyük ilgi çekince, müzikalin en başan- lı çiftlerinden biri dogmuş oldu.Ardm- dan. 1930'larda, aynı öyküyü ve temanın çeşitlemesini yapan bir dizi müzikal pi- yasaya verilecekti. Astaire - Rogers çif- tinin başansının temelinde, koreografi konusundaki zengin buluş gücü var. Cine 5, 1993 sonlannda, şifreli yayı- na geçmeden önce, Astaire'ın 1930'lar- da oynadığı en parlak müzikailerden ba- zılannı yayımlamıştı. Mark Sand- rich'in yönettiğı "Şen Dul" (1934). Fred Astaire'in işsiz bir dansçıyı ve Rita Hayworth'un da 'talipleri çok olan' bir zengin kızını canlandırdığı fılm, ilginç bir aşka da tanıklık ediyor. "TopHat"(1935),"Kaygısız"(1937), "Dans Edelim mi?" (1938), adlı bu filmler, Astaire - Rogers çiftini sinema tarihine geçiren göz kamaştincı dans sahneleriyle bezeliydi. Başanlı çiftin iş- bırliği. 1939'da çevirdikleri "The Sto- ry of Vernon and Irene Castle'Tılmiy- le sona erdi. Astaire, başka partnerlerle, özellikle Rita Hayworth. Judy Gar- land ve Cyd Charisse ile de güzel ça- lışmalar ortaya koyacaktı. Hayvvorth'la oynadığı "You'll Never Get Rich" (1941) ve Her Zamankinden Daha Gûzelsin" konu, müzik, şarkı \e kore- ografi açısından örnek müzikailerden. Astaire,. '57'de, Rouben Mamouli- an'ın yönetiminde, Cyd Charisse ile oy- nadıgı "İpek Çoraplar" filminden son- ra, dramatik rollere yöneldi. Dans edıp şarkı söylediğı son film, Coppola'nın "Finian's Rainbow" adlı çalışmasıydı. Atilla Dorsay'ın bırsüre önce "Sine- ma Tarihinden Bir Yaprak" kuşağın- da sunduğu "New York Güzeli" (1952) filminde, Astaire. şöyle bir şarkı söylü- yordu: "lyi birdansçıolmak vezaman denen kumda ayak izlerimi bırakmak istiyorum." Sinemanın gelmiş geçmiş en iyi dansçısının. bu dileğini gerçekleş- tirdiği ortada... Kanal D 2i.oo\ Cihat Hazardağlı'nın 'Plastip Show'u Kanal D'de başlıyor Cem Boyner'le 'Geyik'çe TV Servisi- Siyasi karakterlerin yanı sıra sanatçı ve sporculardan oluşan birçok ünlü ısmin bir araya gel- diği "Plastip Show"un yeni bölümleri Kanal D'de ekrana gelmeye başltyor. Yapım ve yönetmenliğini Cihat Hazardağlı'nın üstlendiği. her hafta canlı bir konuğun yeralacagı ve Plastip Geyik Barmen'le soh- bet edecekleri "Geyik Bar"programın en renkli kö- şesini oluşturuyor. flkprogramda "Geyik Bar"ın ko- nuğu Yeni Demokrasi Hareketi lideri Cem Boyner olacak. Geyik Barmen, Boyner'le Türkıye'deki siya- set konusunda farklı bir sohbet yapacak. Programda aynca Can Dündar'ın sunduğu Tayyip Erdoğan belgeseli. Plastip reklamlar. Jülide Ateş'in sunduğu haberler ve spor bölümleri ekrana gelecek. Boyner, 'Geyik Bar'da, 'Plastip Geyik Barmen'le Türkiye'deki siyaset bir sohbetle ekrana gelecek. MERCEKLE BAKINCA MAHMUT T. ONGOREN Basında Tekelleşme mi? Türkiye'de en sonunda bu soru üzerinde biraz da ol- sa durulmaya başlandı. Oysa basında, daha doğrusu tüm iletişim alanında tekelleşme çoktan başladı. "Ba- sm tekelleşiyormu" diye değil, "Basın nasıltekelleşiyor" diye sormak gerekiyor. 12 Eylül darbesinden önce Türkiye'de devlet tekeli önemliydi. 12 Eylül'den sonra özel sektörtekelleri önem kazanmaya başladı. Bu gidişe elbette basın da ayak uy- durmaktan kendini aiamayacaktı. Basın tekelleri de işadamları tarafından kuruldu. Ga- zetelerin sahipleri işadamlan oldular. Sonunda heralan- dagördüğümüzgibi, saltticaretin herdalınagirmekde- ğil, her dalın ticaretini yapmak ön plana çıktı. Bir başka anlatımla, basında, radyoda ve özellikle de televizyon- da ticaret her şeyden ağır basıyor artık. Oysa iletişim alanı salt herhangi bir ürünü ortaya çıkaran, çazarlayan ve satan endüstriyel ve tecimsel bir alan olârak kabul edilemez. Ne var ki tekelleşme sonucunda basınımızın çok bü- yük bir bölümü, daha fazla gelir elde etmeyi amaçlayan bir işkolu düzeyine geldi. Gazete sahibi işadamlan ken- di tecimsel işlerinin dışında gazete sahipliğine soyun- duklan gibi, aynca radyo veTV kurmaya da kalktılar. So- nuçta da bankacılık, turizm işleri, otomobil ve beyaz eş- ya pazarlaması, büro malzemesi satışı, hatta "kadın er- kek orgazm video kaseti üretimi" ile habercilik, yorum- culuk, magazincilik, radyo-TV izlence yapımcılığı birtai- rine karıştı. Basının halkı bilgilendirme, uyarma ve ay- dınlatma görevleri, patronlann kurduğu tekellerin çıkar- larının etkisinde ve gölgesinde kaldı. Giderek büyüyen tekellerin gücü sayesinde basın ve televizyonlar saldırganlaştı; ona buna küfür etmekten, olaylan kendi amaçlan doğrultusunda çarpıtmaktan ve yorumlamaktan hiç çekinmez bir düzeysizliğe erişti. Ge- lirinin biraz azaldığını duyumsayınca gazeteler ve tele- vizyonlar, kendi aralarında da düzeysiz kavgalara baş- vurmaktan kaçınmadılar. Gerektiğinde de, Milliyet ve Hürriyet örneğinde gördüğümüz gibi, en büyük gaze- teler bile birleşerek basındaki tekelciliği daha da geliş- tirdiler. Basındaki tekelcilik toplum üzerinde de olumsuz et- kiler yarattı. Halk, salt daha fazla gelir elde etmek için her türlü yola başvuran gazetelerin ve televizyonlann dü- zeysiz içerikleriyle koşullandınldı. "Fikirgazeteciliği"ve "fikirdergiciliği"saft önem yitirmekle kalmadı, artık "ga- zeteciliğin" bir bölümü olarak da sayılmamaya başlan- dı. "Düşünce özgürlüğü", "iletişim özgüriüğü" g\b\ ko- nular basın açısından önem yitirdi. Gerçi basın arada sırada bu gibi konulann Türkiye'deki sınırlamaları üze- rinde de durmuyor sayılmaz. Ama hep, bu "özgüriük- leri" sağlamlaştırmak için çaba göstermeyen ya da gös- teriyormuş gibi yapıp da Avrupa'nın gözünü boyayaca- ğını sanan devletin ve hükümetlerin yanında yer alarak bir şeyler yapıyor tekelci basın. Bunun nedenleri de apaçık ortadadır. Tekelcilik, "dü- şünce özgüriüğü"ne, daha doğrusu yaşamın kültürel gelişmesine karşıdır. Insanlann düşünmesine karşıdır. Eğer insanlar düşünmeye başlarlarsa, "tekelcilik"de or- tadan kalkacaktır. Tekelciler bunu çok iyi bilirler. Bu ne- denle de tekelci basın, her ülkede iktidarlan etkileyerek onların tekelciliği engelleyecek tutum ve davranışlardan uzak durmalarını da sağlar. Nitekim bugün "tekelci medya"nm kendileflve partileri aleyhinde yaptıklan ya- yınlardan rahatsız olan siyasetçiler var ülkemizde. Hat- ta bunlardan kimileri giderek şirretleşen ve sertleşen ga- zete yazarlanna ve TV yorumculanna açtıklan davalan da kazandılar. Ama bu siyaset adamlannın hiçbiri, te- kelciliği önleyebilecek bir yasanın hazırlanması ya da dört beş yıl önce bu konuda hazırlattırılıp sonra rafa kaldırılan yasanın yeniden gündeme getirilmesi için kıl- larını bile kıpırdatmadılar. Basındaki tekelciliğin ülkemizde ve dünyada yarattı- ğı daha çok sayıda olumsuzluk var. Bunlara arada sı- rada burada degineceğim. Basında tekelleşmeyi ilk ele alan küçük bir kitap: Dr. Hrfzı Topuz, Prof. Dr. Korkmaz Alemdar, Doç. Dr. Raşit Kaya, Oktay Kurtböke ve Nalan Örki; "Basında Tekelleşmeler", TÜSES ve İLAD ortak yayını, Istanbul, 1989. Show TV 18.20 Yılmaz'dan kadın konulu bir film daha 6 Dağni]k9 bir feıııiııizm TV Servisi- "Dağınık Yatak", son yapıtla- nnda kadın sorunlanna ilişkin yaklaşımıyla öne çıkan Atıf Yılmaz'm 1984'te Murathan Mungan'ın senaryosundan çektıği sevgi üze- rine çeşitlemeler türüne giren. ancak hedefıne ulaşamamış oldukça dağınık 'feminist' bir araştırma örneği. Sinemamızda yeterince iş- lenmemiş, olgun kadın-saf çocuksu delikanlı yaklaşımı üzerine kurulmuş bir ilişkiyi işleme- ye çalışıyor. Müjde Ar, hiç de inandıncı olma- yan, aklı basında, kültürlü sosyetik fahişe tipin- de yüzeysel ve yapay bir; oyun sergiliyor. Metreslik yaptığı zengin ve yaşlı erkeklerin uğruna intihar ettiği ünlü sosyete fahişesi Ben- li Meryem (Müjde Ar), gecekonduda yoksul- luk içinde geçirdiği çocukluk günlerinde. ba- basının metresiyle. annesinin sevgilileriyle oy- naşmasını anımsar. Çocukluktan gelen ruhsal etkenlerle fahişe olan, ancak sevgiye susamış, mutluluk arayan Meryem, birlikte yaşadığı zen- gin, ama evli Ferruh'la (Aykut Sözeri) gittiği Dağınık Yatak Yönetmen: Atıf Yılmaz / Senaryo: Murathan Mungan / Görüntü: Salih Dikişçi / Müzik: Yalçın Tura / Oyuncular: Müjde Ar, Ümit Belen, Aykut Sözeri, Lale Belkjs. Tuluğ Çiz- I gen, Memduh Ün / 1984, Mine Film. bir partide rastladığı Ismaıl (Ümit Belen) adlı gencecik saf bir komiye aşık olur. Kibar, akıl- lı ve bilinçli Meryem. kirli yaşammdan sıyn- lıp onunla günahlanndan annmış yeni, taze. te- miz bir aşk yaşamayı düşler. Ancak bu genç sevgili de tanıdığı öbür erkeklerden farklı de- ğildir. Ismail. Meryem'i bir yana itip yoz çev- renin de etkisiyle kendi yaşında kızlarla flört edecek, sadece çıkar ilişkilerini düşünen birji- goloya döneşecektır. Tiirk sinemasında fazlaca işlenmeyen olgun kadın- çocuksu delikanlı teması üzerine ku- rulu 'Dağınık Yatak'ta, Müjde Ar ve Ümit Belen başrolleri paylaşıyor. MGK, PTT'ye devredilmiş aktancı ve vericilerin TRT'ye iadesi tartışmasmdan çekildi Vericflerin 'iadesine' hükümet engeli I Izleyin '—JOrta Halll Oeğmez ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) TRT nezdinde, ulusal güven- liğin sağlanması ve yasal boşluğun doldurulması amacıyla vericilerle il- gili başlattığı iyi niyet girişimlerine hükümet çengel attı. MGK, hükümet ve Ulaştırma Bakanlığı temsilcileri- nin 'Vericiler PTT'de kalsın' tavn karşısında, taraf olmamayı tercih ede- rek görüşmelerden çekildi. Devlet Bakanı Necmettin Cevherinin, TRT yetkililerinin, 'vericilerin TRT'ye devrini öngören yasa tasarısı ka- nunlaşsın' önerisine ise, 'Vericiler konusunda kanun çıkarmayız'de- diği öğrenildi. Bu arada, Anayasa Mahkemesi'nin yasayı iptal karanndan sonra yasal ve özlük haklan için eski TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem ile TRT kurumu aleyhine açılan davalar personelin lehine sonuçlanıyor. TRT'nin davayı kazananlara her ay 200 milyon lira ödediği ve eski genel müdür Erdem'in de açılan manevi tazminat davalan için de 3 milyan aşan bir ödeme zorunluluğu içinde olacağı kaydediliyor. MGK 28 eylül tarihinde radyo ve televizyon vericilerinin TRT'ye ye- tırma Bakanlığı'da PTT'nın kendile- rine devrini öngören bir yasa tasansı- nı MGK'ye sundu. Karşılıklı görüş- lerin açıklandığı toplantıda, hükümet, vericilerin PTT'de kalmasını isterken, bakanlık temsilcileri de aynı görüşü paylaştıklannı bildirdi. PTTtemsilci- leri. çekimser kalırken, TRT yetkıli- • MGK; hükümet ve Ulaştırma BakanJıgı temsilcilerinin 'Vericiler PTT'ye devredilsin' tavn karşısında, taraf oîmamayı tercih ederek görüşmelerden çekildi. niden devnnın sağlanması için TRT Hukuk Müşavirliği yetkilileri ile bir araya geldi. MGK toplantıda. TRT'den bu konuda bir yasa tasansı hazırlamasını istedi. MGK. hazırla- nacak tasansının görüşülmesini 4 ekim tarihine bıraktı. Belirlenen ta- rihte, TRT temsilcilerinin yanısıra hü- kümet, Ulaştırma ve PTT temsilcile- ri de hazır bulundu. Toplantıda, Ulaş- leri de bu karann yanlış olacağı üze- rinde bir tartışma başlattı. Ancak. MGK'nin hükümetin bu tavn karşı- sında görüşmelerden çekildiği kayde- dıldi. Turgut Özal'ın başbakan olduğu 1989 yılında, yürürlüğe konulan 3517 sayılı yasa ile radyo ve televizyon ve- rici istasyonlan. TRT'nin elinden alı- narak, PTT Genel Müdürlüğü'ne dev- redildı.Yeni yasa çerçevesinde, aynı dönernde jürürlükte bulunan Anaya- sanın 133. maddesinde yer alan "Radyo ve Televizyon Istasyonla- rı" terimi de "stiidyo ve verici" ad- lanyla aynldı. Vericiler bu tarihten sonra PTT'ye bağlandı. Bu durumu, "sakmcalı" diye nitelendiren SHP, ilgili yasanın iptali için Anaya Mah- kemesi'ne başvurdu. Anayasa Mah- kemesi. 3517 sayılı yasayı, 18 Mayıs î 990 tarihli karanyla iptal etti. Anavasa Mahkemesi, iptalden son- ra hukuksal boşluk yaratacağı ve olumsuz yönden etkiler doğabileceği görüşüyle, iptal karannın Resmi Ga- zete'de yayımlanmasından ittbaren 6 ay içensinde yasal bir düzenlemenin yürürlüğe girmesini kararlaştırdı. An- cak, mahkemenın 6 ay sonra çıkanl- masını hükme bağladığı yasal düzen- leme için bugüne kadar hiç bir giri- şimde bulunulmadı. ShowTV 22.20\ Gündem, Sertab'ın yeni kaseti TV Servisi- Cem Özer'in ilk bö- lümünü bu akşam, ikinci bölümünü ıse haftaya izleyeceğimiz 'Laf La- fı Açıyor'un konuklan ise yeni al- bümüyie Sertab Erener, Sezen Aksu ve belgesel müzikleriyle ilgi gören Fahir Atakoğlu olacak. Programa bir aryayla başlayan Erener, daha sonra yeni albümü "Lal"dan "Rüya" adlı şarkıyı, Mustafa Sandâl'ın "Büyü de Gel"ve Fahir Atakoğlu'nun ken- di bestesi olan ve Sertab'ın yeni al- bümüne aldığı 2 şarkıyı Atakoğ- lu'nun piyanosu eşliğinde söylüyor. Bu arada Sezen Aksu da 1970'li yıl- lann ortalanndaki şarkılan ve o yıl- larda çekilmiş siyah- beyaz kliple- riyle programa katılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle