25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM1994CUMA DIZIYAZI ANKARA... ANKA... Amerikalı Ernest Boyer, eğitimin gelecekteki bakış açısmı Cumhurİyet 'e yazdı Eğitiminyaşamsal önemi"W- ^ r öklü degişikJikler dünyayı kanştır- m^r makta. Yeni bır dünya düzeninin dış M£ çızgıleri ufkumuzu kaplamakta. M ^ k Şimdi cesaretlı olma zamanı ve _JL . ^ L . Üçüncü Binyıl'adoğru yaklaşırken "eğitim" bütün ülkelerde yaşamsal bir rol oyna- makta. lnsanoğlunun varlığının tehlikede olduğu bir dünyada cehalet asla kabul edilebilir bir seçe- nek oluşturmaz. Önümüzdekı yüzyılda hedefimiz herkesin okur yazarolabilmesidır. Bizden sonrakı kuşak, ulusal sınırlann ötesine geçecek olan ekonomik. ahlak- sal ve çevresel sorunlarla yüz yüze gelecekter. Yannın dünyasında yaşayanlar. İcendi yaşamlan- nı biçimlendiren olaylarla çok daha etkın bir bi- çimde ilgılenmek durumundadırlar. Hıçbir kuruluş tek başina gereksinim duyulan önderliği yerine getıremez. Okullar ve üniversi- telerdoğalan gereği eğitim ve yaşam boyu öğren- me gereksinimini ivedi karşılama zorundadırlar. Yeni kuşağı yaratıcı bir biçimde eğitemezsek ve eğer öğrenciler yaşamsal öneme sahip konularda düşünce temelinde mücadeleye girmezlerse, in- sanlıgın önümüzdeki yüzyılda uygarlık düzeyını koruyarak var olmayı sürdürmesi olanaklı değil- dir. . odern yaşamın karmaşası daha fazla bilgiye ve daha fazla katıhma gereksinim duymaktadır. Eğer yannın eğitmenleri öğrencilere kendilerinin ötesini görmelerini ve dünyanın bağımsız yapısını anlamalannı sağlayamazsa, her yeni kuşağın sorumluluklannı yerine getirerek yaşama yeteneği azalacaktır. Daha daönemlisı. eğitimin bakış açısı küresel olmalıdır. ÖğrencıleriönümiLzdekı vüzyılahazır- lamak. kendılerınınkınden farklı kültürlerin de var olduğu konusunda bilgilendırmek artlamına gelir Gerçi dünya şu anda küresel bir köy duru- muna gelmemiş olabilir, fakat insanoğlu uzaya adım attıgından beri bizlerin sadece küçük bir ge- zegenin gözlemcisı olduğumuz daha da belli ol- du. Kuraklık Sahra'yı kavurup savaşlar. göçmen- leryaratırken ve atom reaktörleri patlarken bizle- rin tepkisi siyasal harita üzerindeki sınır çizgile- rine bağımlı kalmamalıdır. Açlık ve insan haklan, uluslararası uzlaşmala- n hiçbir zaman olmadığınca, silah ve tehdit öğe- leri kadar etki altında tutmakta. Öteki bütün kay- gılanmızı sanki önemsiz kılan atom dumanı, bir kılıç gibi uğursuzca insanlığın tepesinde asılı dur- makta. Bu gerçekler, canlı bir biçimde küresel gündemi belirlemekte. Bütün kusur ve eksiklik- lerine karşın eğitim, gelecekte varlığımızı sürdür- mek için bize en büyük umudu vermekte. Eğitim ve toplum aslında hiçbir zaman birbiri- ne bu denli bağımlı olmamıştı. Önümüzdeki bin- yılda sınıflar ve laboratuvarlar ivedi olarak hepi- mizin yazgısını etkileyen sorular üzerinde yoğun- laşmalıdır: Çevrenin niteliği nasıl geliştirilebilir? Yeterli su ve gıda kaynaklan sağlanabilır mi? Sı- nırlı doğal kaynaklanmız geniş toplumsal istek- lerimizi karşılayabilmek için nasıl aynlmıştır? So- ğuk savaş sonrası dönemin zorluklanyla başa çı- kabilmek için ne türlü bir uluslararası yapı oluş- turulmalıdır? Hatta, moral ve ahlaksal kanşıklık- lann önüne geçebilmek için, insan yaşamının ne zaman başlayıp ne zaman bittiği gibi şaşırtıcı so- rular da sorgulanmalıdır. Bu tür sorular üzerinde Boyer'e göre, okullar ve ünhersiteler doğaJan gereği eğitim ve yaşam boyu öğrenme gereksinimini ivedi karşüama zonındalar. Portre 1990'da 'yıbn eğHmeıri' oldu öran Ernest L. Boyer'in eğitim alanmda uzun ve seçkin bir meslek yaşamı vardır. 1979 yılında Amerika'nm ünlü Carnegie Vakfi'nın başkanlığma seçildi ve o tarihten bu yana ulusal eğitim tartışmalannı düzenlemektedir. 1990 yılında 'U.S. News & World Report" dergisince 'yılın eğitmeni" seçildi. Şu anda Amerika'nın bu alanda en önde gelen adlanndan biri olarak kabul ediliyor. Son on yıl içerisinde Boyer. Woodrow Wilson Yüksekokulu'nda. Princeton Üniversitesi'nde akademık görevler üstlendi ve aynca Londra'da yayımlanan Times gazetesinde eğitim alanında köşe yazarlığı yaptı. Aynca Cambridge ÜniveTsitesi'nde konuk profesörü olarak dersler verdi. Şu anda Amerikan Sanat ve Bilim Akademisi'nde görevlidir ve Uluslararası Yüksek Eğitim Akademisi'nin bir üyesidir. Boyer, doktorasını Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden aldı. Carnegie Vakfi'nın başına geçmeden önce Boyer 350.000 öğrencisi olan New York Eyalet Üniversitesi'nin rektörlüğünü yapmaktaydı. Amerika'nm üç başkanı, Niton, Ford ve Carter, Boyer'i çeşitli ulusal komisyonlara seçmişlerdir. Boyer, Kuveykır mezhebindendir. Evli ve dört çocuğu vardır. Ernest L. Boyer düşünürken akademisyenler artık yalnız olarak çalışamazlar. Yeni keşifler ölümcül hastalıklara bile çare olabilmektedir ve yaşam düzeyini yük- seltebilmektedir. I CoğrafyasaJ sımrtar I arasmda tartışma Çevreyle, suç ve fakırlik oranlanyla ilgili ah- laksal, toplumsal sorunlar giderek artan bir oran- da bilim dallan arasında birleşimi ve coğrafyasal sınırlar arasında tartışma ortamını gerektırmekte- dir. Tarihte ilk kez olarak eğitmenler daha da güç- lenen resmi ögreti içerisinde işbirliği yapmış, hem de kampuslannı dünyanın daha büyük bölümüne bağlarruşlardır. Geleceğe yonelik düşler kurulurken neden bun- lara, bütün bilimsel gelişmelerin \e yetilerin de- ğerinin bilinip geçtiği, yaşamsal öneme sahip bir üniversite ağı dahil edilmesin? Eğer eğitimin gö- rüş açısı bu denli genişletilebilirse, yalnızca daha paylaşımcı çalışan değil, ama aynı zamanda daha da yaratıcı olan, gerçek bır akademisyenler top- luluğu dünya üzerinde yer oluşturacaktır. Sonuç oldukça açıktır: Modem yaşamın karma- şası daha fazla bilgiye ve daha fazla katıhma ge- reksinim duymaktadır. Eğer yannın eğitmenleri öğrencilere kendilerinin ötesini görmelerini ve dünyanın bağımsız yapısını anlamalannı sağlaya- mazsa, her yeni kuşağın sorumluluklannı yerine getirerek yaşama yeteneği azalacaktır. Bunun ne denli idealist kapsamda göründüğü- nün farkındayım, fakat yannın öğrencilerinin ya- 'evreyle, suç ve fakirlik ranlanyla ilgili ahlaksal, toplumsal sorunlar giderek artan bir oranda bilim dallan arasında birleşimi ve coğrafyasal sınırlar arasında tartışma ortamını gerektirmektedir. Tarihte ilk kez olarak eğitmenler daha da güçlenen resmi öğreti içerisinde işbirliği yapmış, hem de kampuslannı dünyanın daha büyük bölümüne bağlamışlardır. ratıcı, önlerine her sunulanı kabul etmeyen ve öğ- renmek için mücadele etmekten çok işbirliği yap- mayı seçen yaradılışta olacağını umut ediyorum. Öğrencilerin dünyayı bır bütün olarak görmeleri, güzelliğinden esinti almaları ve onun korunması- nı kutsal bir zorunlulukmuş gibi algılamalan için dua ediyorum. Yıllar içerisinde 'egıtinı' değişen toplumsal ya- pıya koşut olarak kendisinı yenıden biçimlendir- dı. Bugünün dünyasına baktığımızda bütün zor- luklara karşın ögrenmenin yeniden bir düzene so- kulması gerektiğini görmekteyız. Bılginın sınır- lannı sorgulayan, düşünceleri kaynaştıran, düşün- ceyı eyleme bağlayan ve öğrencilerine esinti kay- nağı olan bütün düzeylerden ve bütün ülkelerden eğitmenlere gereksinimimiz var. Geçmişin akade- mik başanlannı gözardı etmek büyük bir çılgın- lık olur. Yine de en iyi kurumumuz bile kendisi- ni sürekli olarak geliştirmelidir. Yeni yüzyılda eği- timin yaşamsal önemini sürdürebilmek için. sa- dece bütün öğrencilerin olgunluğa ulaşmalannı değil, aynı zamanda toplumun yenilenmesini ve zenginleşmesini hedefleyen yeni bir görüş açısı gerekmektedir. Yann:NobelÖdüllüProf.DonaldJ. Cram Y A Y I N H A K K I C u m h U h y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z İLAN İŞ DAVALARINA BAKMAKLA YETKİIİ SALİHLİ1. ASLİYE HUKUK YARGIÇLIĞI'NDAN EsasNo: 1992,-443 Karar No: 1994321 KararTarihi: 6.5.1994 Davacı: Bağ-Kur Genel Müdürlüğü, Ankara Davahlar: 1- Muhammet (Muammer) Kırkbunar - 2228 Sokak 19 Gürçeşme 2- tlter Taşcı (kendi adına asaleten Tarkan ve Tülin Taşçı'ya vela- yeten - Maslakçeşme Cad. İnönü Mah. 131 Sefaköy İstanbul 3- Tarkan Taşcı - Maslakçeşme Cad. İnönü Mah. 131 Sefaköy ' İstanbul Dava: Alacak Yukanda esas ve karar numarası ile tarailan yazıh davanın yargü- ması sonunda: 8.8.1985 tarihinden yasal faiz ile birlikte 860.992 TL'nin davahlar- dan müteselsilen ahnıp davacıya verilmesine, Işbu hüküm özetinin davalı Muhammet (Muammer) Kırkbunar tarafından ilanı müteakip kanuni süresi içerisinde temyiz edilmediği takdirde adı geçen davalı hakkındaki hükmün keanleşmiş olacağı ilanen tebliğ olunur. Basın: 38085 ÎLAN T.C. ZEYTİNBURNU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1994/364 Davacı Mahmut Cakar vekili tarafından davalı Nejla Şahin aley- hine açüan alacak davasında: tst. Bağalar İnönü Mah. Papaz Köprüsü'nde 26 Sok. No: 5 K: 2. D: 9'da mukim olan davalı Nejla Şahin adına yapdan tebligat ve araş- tumalara rağmen tebligata sarih adresi tespit edilemediğinden duruş- ma gününün ilanen yapdmasına karar verilmiştir. Yargılama günü olan 15.12.1994 günü saat 10.00'da duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsi] ettirmesi. HUMK'- nin 203. maddesi gereğince bu dava ile varsa delillerini vermesi, yargı- lamaya gelmediğinde yokluğunda devam edilerek karar verileceği ilanen tebliğ olunur. BASIN: 11541 tLAN T.C. ANTALYA 6. ASLİYEHUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1992,1058 Karar No: 1994/375 Davacı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili Av. Bülent Külah, Av. Melike Alpan tarafından davahlar Mehmet Ozan Cin ve Hawa Cin aleyhine açılan iürazın iptali davasında mahkememizden verilen 16.6.1994 günlü kararda; davaa vekilinin davasının kısmen kabulünc, Antalya 4. İcra Müdürlüğü'nün 1991,5336 takip sayıh dosyasına davahlar ta- rafından yapdan itirazla ilgili davaa vekihnin davasının kısmen ka- bulü ile uzman bihrkişi tarafından tanzim edilen raporda saptanan 22.441.676.- TL davaa bankarun alacağı olduğunun saptanması ile bu miktara yönelik davahlar tarafından yapılan hirazın iptaline ve bu miktar üzerinden takibin devamına, davaa vekilinin fazlaya dair iste- ğininreddine.davaa vekih'nin yüzde 40 inkâr tazminatı talebinin de gerekçemizde acıklandığı üzere alacak miktan likit olmadığından bi- lirkişi raporu ile saptandığından bu isteğin reddine, bakiye 635.900.- TL. harcın davahlardan tahsüine, ret ve kabule göre hesaplanan 1. 467.640.- TL. yargüama giderinin davahlardan ahnarak davaaya ve- rilmesine, bakiye masrafm davaa üzerinde bırakılmasına, 1.527.667.- TL. nispi ücreti vekaleün davahdan ahnarak davaaya verilmesine dair verilen işbu karar ve davaa vekilinin vermiş olduğu temyiz dilek- çesinin tebhği yerine kaim ohnak üzere ilanen tebliğine. davahlar ta- rafından ilanın yayım tarihinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz edilmediği takdirde bunlann yönünde kesinleşeceği hususu ilanen tebliğ olunur. 20.9.1994 Basın: 51698 ANTALYA ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ DosyaNo: 1994,135 Esas Davaa Ramazan Kıhç vs. vekili Av. Osman Yalçıner ve davalı Mersabe Uğurlu arasında açılan menfı tespit davasında: Davalı Mersame Uğurlu adına dava dilekçesi tebliğ edilemediğin- den, savcıhkça araştırmalara rağmen adresi de belirlenemediğinden ilanen dava dilekçesinin tebhğine karar verihniştir. Davalı Mersame Uğurlu'nun, mahkememizde yapılacak olan 23. 11.1994 günü saat: 08 25'teki duruşmaya bizzat gelmesi veya kendisi- ni bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde davaya gıyabmda devam olunacağı yönünden ilanen dava dilekçesi tebliğ olunur. Basın: 51793 İLAN T.C. ÇARŞAMBA1. ASLİYEHUKUK MAHKEMESİ 1994/27 Davaa T. Ticaret Bankası vekili tarafından davahlar Kemal Zengin, İsmet Zengm, Turgut Zengin, Nurten Özdemir, Mehmet Yüksel ve Aydın Seven aleyhine açılan borçtan kurtulmak maksadı ile yapılan artışın iptah davasının verilen ara karan gereğince: Davahlardan Kemal Zengin, İsmet Zengin ve Turgut Zengin'in tüm aramalara rağmen tebliğe yarar adresinin tespit edilemediğinden davahların adına ilanen tebilgat yapıhnasına karar verilmiştir. Adı geçen davahlar Kemal Zengin, İsmet Zengin ve Turgut Zengin'in du- ruşma günü olan 22.11.1994 saat 09.00'da rnahkememizde hazır bu- lunmalan veya kendilerini bir vekil ile temsil etürmeleri aksi takdirde yargılamaya yokluklannda devam edıleceğı HUMK'nin 213 ve 217. maddeleri gereğince dava dilekçesi yerine gecerli ohnak üzere ilanen tebliğ olunur. 24.6.1994 Basın: 51633 İLAN BATMAN ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Davaa Haci Aral tarafından davah Nesibe Aral aleyhine mahke- memize açıhnış olan boşanma davasının yapılan açıic yargılaması sonunda: Beşiri ilçesi Kuşçukuru köyü cilt 012 01, sayfa 34 ve kütük sıra no: 14-56"da nüfusa kayıth Mehmet ve Hazna'dan ohna Hasan ve Ga- zal'dan olma, 1%2 doğumlu, Haa Aral ile aynı yer nüfusuna kayıth Hasan ve Hazal "dan ohna 1961 doğumlu Nesibe Aral'ın Batman Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.6.1994 tarih ve 1991 75 esas ve 1994ı27I sayı ile boşanmalanna karar verilmiştir. îşbu ilanın gazetede yayınlanmasından itibaren 15 gün içerisinde davah Nesiba Aral açısından kesinleşeceği ilan olunur. Basın: 51790 ATATÜRK'TEN DÜŞÜNCELER Enver Ziya Karal (Yayına hazırlayan) 6. bası 50.000 (KDViçinde) Çağdaş Yayınları TürkocağıCad. 39-41 Cağaloğlu-İsıanbul Ödemeli gândefflnıez MÜŞERREF HEKİMOĞLU Notalar Belli... CSO salonu baştan sona değişmiş; tavanlan yükselmiş, boyanmış, çıçeklenmış, ama çağdaş bir konser salonu ol- duğu soylenemez. Akustiği bozuk bir salon makyajla de- ğişmiyor! Yeni konser salonunun bir an önce yapılmasını diliyor müzikseverler. Bilkent Konser Salonu'nu örnek gösteriyorlar. Geçen yıl temeli atıldı, önümüzdeki günler- de açılıyor! İlk konsere Cumhurbaşkanı Demirel ve eşi de geldi. Bence güzel bir olay, adını taşıyan bir orkestrayı dinlemek- ten geri kalmıyor. Konseri ilgiyle izledi, kimbilir neler dü- şündü. Glinka, Brahms ve Beethoven'dan oluşan bir müzik demeti ile nasıl esinlendi. Sahnede orkestradan si- yasal orkestralara yöneldi belki, ya da Gürer Aykal'ın ye- rinde olmayı özledi. Başta solist, tüm çalgıcılann sesini duyurabilen bir şef olmak kolay değil doğrusu. Belli ye- tenek, belli birikim istiyor; Ankara'da bir konserden son- ra Okyanus'u aşıyor, ABD'de konserler yönetiyor değer- li sanatçımız, ardından Cumhurİyet Bayramı'nı kutlama- ya geliyor. CSO bu yıldönümünü müzık devriminın güzel ürünleriyle kutluyor. ilk kuşak bestecilerimizden Ulvi Ce- mal Erkin'in keman konçertosuyla orta kuşaktan Muam- mer Sun'un Kurtuluş filmi müziği çalınacak. Erkin'in ke- man konçertosunu Suna Kan çalıyor. CSO Japonya'ya gıdiyor sonra. Güzel bır otay bence. Ülkemızi, insanımızı tanıtmak yolunda en güzel köprüyü sanatçılarımız kuru- yor her zaman. Bu köşede ve Cumhurİyet Dergi'de sa- vunduğum bir tasarının gerçekleşmesinı de kutluyorum içtenlikle. Başbakanlık Tanıtma Genel Müdürü Daryal Baturbay'dan küçük bir paket aldım bu sabah. Paket kü- çük, ama ıçeriğinde bir devrim, bir tarih, bir yaşam var. Müzik dünyasının büyük ustalarını seslendiren orkestra- larımız ve solistlerimiz var. İlk aşamada yayımlanan CD'ler bunlar. Suna Kan, Mozart'ın keman konçertolarını çalıyor; Ayşegül Sarıca, Mozart'ın iki piyano konçertosunu; ay- rıca Ruşen Güneş ve Suna Kan, Mozart'ın keman ve vi- yola konçertantını seslendiriyor. Dinlerken çiçekler açıyor yüreğimde. Bu CD'ler dünyanın belli müzik merkezlerin- de satılacak, değişik ülkelerın müzikseverleri de dinleye- cek, Türk yorumcularını tanıyacaklar. Bence bıraz da şa- şıracaklar, belli konularda çağdışı görüntülere karşın çağ- daş olaylar da yaşanıyor ülkemizde! Kımi dostlarım beni hayalcı buluyor, lyimsertığıme içerliyor, ama benım umu- dum da bu olaylardan kaynaklanıyor işte. Müzik dahnda çağdaş sanatçılarımız, orkestralanmız, yöneticilerimız var- sa politika dalında da olacak elbet. Siyasal orkestralar- daki karmaşanın belli nedenleri var değil mi? Kimlerden oluşuyor, çalgılar ne çalıyor, ne söylüyor, notalara uyuyor- lar mı ya da nota bılmiyorlar mı; zurna çalarken viyola çal- maya mı yöneliyorlar; değişik görüşler, eğılimler arasın- da uyum sağlanabiliyor mu, ya da her görüş, her eğilim ayrı bir konsere mı soyunuyor! Bır de yöneticiler var kuş- kusuz. Değneği nasıl almışlar ellerine, nasıl kullanıyoriar, belli birikimleri var mı yok mu? Sayın Demirel CSO konserini izlerken neler düşündü bil- mem, ama ben, Adalet Partisi ya da Doğru Yol Partısı ge- nel başkanlığından çağrışımlarla izledim Cumhurbaşka- nı'nı. Orkestradaki yerinı Tansu Çiller'e bırakması da, güzel bir konser vermek umudunu yıtirmesınden kaynak- lanıyor belkı de... Peki Tansu Çiller nasıl yönetiyor DYP orkestrasınr, ya Murat Karayalçın SHP orkestrasıyla nasıl bir liderlik ser- giliyor? Konserden bir gece sonra Çankaya Köşkü'ndeydim, Başbakan Çiller, Yardımcısı Karayalçın ve Dışişleri Baka- nı Profesör Mümtaz Soysal da orada. Hayli değişik çiz- giler, kişiliklerinin özelliklerini yansıtan konuşma türleriy- le bir uzlaşmayı sergiliyor. Şimdı orkestrayı bekliyoruz. Siyasal sahnede de güzel bir konser dinlemek umuduy- la. Orkestralann yapısı göz önünde, ama notalar belli. Çalgıcılar unutmamalı, SHP-DYP orkestrası dağılırsa boş- luk nasıl dolar, yeni bir ses karmaşası nasıl aşılır. Toplumda karmaşa değil uzlaşma özlemı var. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Avcının avcını bekler- ken içine saklandığı çu- kur. 2/ Su kıyılannda yetişen ve kökü hekimJik- te kullarulan otsu bir bit- ki... Bir ticaret senedinin üzerine yazılan kefıllik. 3/ Bir nota... Bizans kilisele- rinde kadınlara aynlan bölüm. 4/ Derin vadi, ge- çit. boğaz. 5/ 17. ve 18. yüzyıllarda kullanılmış klavyeli birçalgı... Birno ta. 6/ Gevrek bir elma türû... Yenecek kadar olgun olma- yan. 7/ Silisyum elementinin sim- gesi... Akdeniz cevresinde yetişen ve mavi, beyaz ya da menekşe ren- ginde çiçekler acan bir ağaççık. 8/ Su akan musluksuz boru... Cera- hat. 9/ İskambilde bir kâğıt... Balı alınmış petek. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Üzerine kumaş gerilerek nakjş işlemeye yarayan çerçeve... Bir no- ta. 2/ Birleşik bir şeyi oluşturan yahnç şeylerden her biri... İçinde yağ yakılan toprak kandil. 3/ Bir soru eki... Slav alfabe ve yazısı. 4/ İnce kabuklu bir erik tü- rü... İlave. 5/ Altınkökü de denilen kusturucu bir kök. 6/ Öne sürülen bir şeyin dogruluğunu göstermede izlenen düşünel sü- reç... Bir vidada iki diş arasında kalan çukur bölüm. 7/ Muşmu- laya benzer bir meyve... Cılız, zayıf. 8/ Bir renk... Yergi. 9/ Bir noktadan bir ya da birçok noktaya işaretlerle bilgi aktanmı... Olumsuzluk belirten bir önek. DR.ÖMERDELÎKOÇ (1951- ) Sevgili Ömer, Bundan sonra "İnsan yüreği" denen "SonsuzÜlke"de Yaşayacaksın! Unutulmayacaksın! HAYDARKARSAN ve TRABZONLU DOSTLARI T.C. BURSA BİRİNCİ SULH HUKUK , HÂKİMLİĞİ'NDEN 1994 729 Bursa Yıldınm ilçesi Haaseyfettin Mahallesi 015 09 cilt, 75 say- fa, 842 hanede nüfusa kayıth Yusuf ve Zekiye'den ohna 1332 doğum- lu Veysel Aydın haar altına ahnarak kendisine torunu Ahmet Aydın vasi ta>in edilmiştir. Keyfiyet ilan olunur. Basın: 40854
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle