Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM1994CUMA
DIZIYAZI
ANKARA... ANKA...
Amerikalı Ernest Boyer, eğitimin gelecekteki bakış açısmı Cumhurİyet 'e yazdı
Eğitiminyaşamsal önemi"W- ^ r öklü degişikJikler dünyayı kanştır-
m^r makta. Yeni bır dünya düzeninin dış
M£ çızgıleri ufkumuzu kaplamakta.
M ^ k Şimdi cesaretlı olma zamanı ve
_JL . ^ L . Üçüncü Binyıl'adoğru yaklaşırken
"eğitim" bütün ülkelerde yaşamsal bir rol oyna-
makta. lnsanoğlunun varlığının tehlikede olduğu
bir dünyada cehalet asla kabul edilebilir bir seçe-
nek oluşturmaz.
Önümüzdekı yüzyılda hedefimiz herkesin okur
yazarolabilmesidır. Bizden sonrakı kuşak, ulusal
sınırlann ötesine geçecek olan ekonomik. ahlak-
sal ve çevresel sorunlarla yüz yüze gelecekter.
Yannın dünyasında yaşayanlar. İcendi yaşamlan-
nı biçimlendiren olaylarla çok daha etkın bir bi-
çimde ilgılenmek durumundadırlar.
Hıçbir kuruluş tek başina gereksinim duyulan
önderliği yerine getıremez. Okullar ve üniversi-
telerdoğalan gereği eğitim ve yaşam boyu öğren-
me gereksinimini ivedi karşılama zorundadırlar.
Yeni kuşağı yaratıcı bir biçimde eğitemezsek ve
eğer öğrenciler yaşamsal öneme sahip konularda
düşünce temelinde mücadeleye girmezlerse, in-
sanlıgın önümüzdeki yüzyılda uygarlık düzeyını
koruyarak var olmayı sürdürmesi olanaklı değil-
dir.
. odern yaşamın
karmaşası daha fazla bilgiye
ve daha fazla katıhma
gereksinim duymaktadır. Eğer
yannın eğitmenleri
öğrencilere kendilerinin
ötesini görmelerini ve
dünyanın bağımsız yapısını
anlamalannı sağlayamazsa,
her yeni kuşağın
sorumluluklannı yerine
getirerek yaşama yeteneği
azalacaktır.
Daha daönemlisı. eğitimin bakış açısı küresel
olmalıdır. ÖğrencıleriönümiLzdekı vüzyılahazır-
lamak. kendılerınınkınden farklı kültürlerin de
var olduğu konusunda bilgilendırmek artlamına
gelir Gerçi dünya şu anda küresel bir köy duru-
muna gelmemiş olabilir, fakat insanoğlu uzaya
adım attıgından beri bizlerin sadece küçük bir ge-
zegenin gözlemcisı olduğumuz daha da belli ol-
du. Kuraklık Sahra'yı kavurup savaşlar. göçmen-
leryaratırken ve atom reaktörleri patlarken bizle-
rin tepkisi siyasal harita üzerindeki sınır çizgile-
rine bağımlı kalmamalıdır.
Açlık ve insan haklan, uluslararası uzlaşmala-
n hiçbir zaman olmadığınca, silah ve tehdit öğe-
leri kadar etki altında tutmakta. Öteki bütün kay-
gılanmızı sanki önemsiz kılan atom dumanı, bir
kılıç gibi uğursuzca insanlığın tepesinde asılı dur-
makta. Bu gerçekler, canlı bir biçimde küresel
gündemi belirlemekte. Bütün kusur ve eksiklik-
lerine karşın eğitim, gelecekte varlığımızı sürdür-
mek için bize en büyük umudu vermekte.
Eğitim ve toplum aslında hiçbir zaman birbiri-
ne bu denli bağımlı olmamıştı. Önümüzdeki bin-
yılda sınıflar ve laboratuvarlar ivedi olarak hepi-
mizin yazgısını etkileyen sorular üzerinde yoğun-
laşmalıdır: Çevrenin niteliği nasıl geliştirilebilir?
Yeterli su ve gıda kaynaklan sağlanabilır mi? Sı-
nırlı doğal kaynaklanmız geniş toplumsal istek-
lerimizi karşılayabilmek için nasıl aynlmıştır? So-
ğuk savaş sonrası dönemin zorluklanyla başa çı-
kabilmek için ne türlü bir uluslararası yapı oluş-
turulmalıdır? Hatta, moral ve ahlaksal kanşıklık-
lann önüne geçebilmek için, insan yaşamının ne
zaman başlayıp ne zaman bittiği gibi şaşırtıcı so-
rular da sorgulanmalıdır. Bu tür sorular üzerinde
Boyer'e göre, okullar ve ünhersiteler doğaJan gereği eğitim ve yaşam boyu öğrenme gereksinimini ivedi karşüama zonındalar.
Portre
1990'da 'yıbn eğHmeıri' oldu öran
Ernest L. Boyer'in eğitim alanmda uzun ve
seçkin bir meslek yaşamı vardır. 1979 yılında
Amerika'nm ünlü Carnegie Vakfi'nın
başkanlığma seçildi ve o tarihten bu yana
ulusal eğitim tartışmalannı düzenlemektedir.
1990 yılında 'U.S. News & World Report"
dergisince 'yılın eğitmeni" seçildi. Şu anda
Amerika'nın bu alanda en önde gelen
adlanndan biri olarak kabul ediliyor. Son on
yıl içerisinde Boyer. Woodrow Wilson
Yüksekokulu'nda. Princeton Üniversitesi'nde
akademık görevler üstlendi ve aynca
Londra'da yayımlanan Times gazetesinde
eğitim alanında köşe yazarlığı yaptı. Aynca
Cambridge ÜniveTsitesi'nde konuk profesörü
olarak dersler verdi. Şu anda Amerikan Sanat
ve Bilim Akademisi'nde görevlidir ve
Uluslararası Yüksek Eğitim Akademisi'nin bir
üyesidir.
Boyer, doktorasını Güney Kaliforniya
Üniversitesi'nden aldı. Carnegie Vakfi'nın
başına geçmeden önce Boyer 350.000
öğrencisi olan New York Eyalet
Üniversitesi'nin rektörlüğünü yapmaktaydı.
Amerika'nm üç başkanı, Niton, Ford ve
Carter, Boyer'i çeşitli ulusal komisyonlara
seçmişlerdir. Boyer, Kuveykır
mezhebindendir. Evli ve dört çocuğu vardır.
Ernest L. Boyer
düşünürken akademisyenler artık yalnız olarak
çalışamazlar. Yeni keşifler ölümcül hastalıklara
bile çare olabilmektedir ve yaşam düzeyini yük-
seltebilmektedir.
I CoğrafyasaJ sımrtar
I arasmda tartışma
Çevreyle, suç ve fakırlik oranlanyla ilgili ah-
laksal, toplumsal sorunlar giderek artan bir oran-
da bilim dallan arasında birleşimi ve coğrafyasal
sınırlar arasında tartışma ortamını gerektırmekte-
dir. Tarihte ilk kez olarak eğitmenler daha da güç-
lenen resmi ögreti içerisinde işbirliği yapmış, hem
de kampuslannı dünyanın daha büyük bölümüne
bağlarruşlardır.
Geleceğe yonelik düşler kurulurken neden bun-
lara, bütün bilimsel gelişmelerin \e yetilerin de-
ğerinin bilinip geçtiği, yaşamsal öneme sahip bir
üniversite ağı dahil edilmesin? Eğer eğitimin gö-
rüş açısı bu denli genişletilebilirse, yalnızca daha
paylaşımcı çalışan değil, ama aynı zamanda daha
da yaratıcı olan, gerçek bır akademisyenler top-
luluğu dünya üzerinde yer oluşturacaktır.
Sonuç oldukça açıktır: Modem yaşamın karma-
şası daha fazla bilgiye ve daha fazla katıhma ge-
reksinim duymaktadır. Eğer yannın eğitmenleri
öğrencilere kendilerinin ötesini görmelerini ve
dünyanın bağımsız yapısını anlamalannı sağlaya-
mazsa, her yeni kuşağın sorumluluklannı yerine
getirerek yaşama yeteneği azalacaktır.
Bunun ne denli idealist kapsamda göründüğü-
nün farkındayım, fakat yannın öğrencilerinin ya-
'evreyle, suç ve fakirlik
ranlanyla ilgili ahlaksal,
toplumsal sorunlar giderek
artan bir oranda bilim dallan
arasında birleşimi ve
coğrafyasal sınırlar arasında
tartışma ortamını
gerektirmektedir. Tarihte ilk
kez olarak eğitmenler daha da
güçlenen resmi öğreti
içerisinde işbirliği yapmış,
hem de kampuslannı
dünyanın daha büyük
bölümüne bağlamışlardır.
ratıcı, önlerine her sunulanı kabul etmeyen ve öğ-
renmek için mücadele etmekten çok işbirliği yap-
mayı seçen yaradılışta olacağını umut ediyorum.
Öğrencilerin dünyayı bır bütün olarak görmeleri,
güzelliğinden esinti almaları ve onun korunması-
nı kutsal bir zorunlulukmuş gibi algılamalan için
dua ediyorum.
Yıllar içerisinde 'egıtinı' değişen toplumsal ya-
pıya koşut olarak kendisinı yenıden biçimlendir-
dı. Bugünün dünyasına baktığımızda bütün zor-
luklara karşın ögrenmenin yeniden bir düzene so-
kulması gerektiğini görmekteyız. Bılginın sınır-
lannı sorgulayan, düşünceleri kaynaştıran, düşün-
ceyı eyleme bağlayan ve öğrencilerine esinti kay-
nağı olan bütün düzeylerden ve bütün ülkelerden
eğitmenlere gereksinimimiz var. Geçmişin akade-
mik başanlannı gözardı etmek büyük bir çılgın-
lık olur. Yine de en iyi kurumumuz bile kendisi-
ni sürekli olarak geliştirmelidir. Yeni yüzyılda eği-
timin yaşamsal önemini sürdürebilmek için. sa-
dece bütün öğrencilerin olgunluğa ulaşmalannı
değil, aynı zamanda toplumun yenilenmesini ve
zenginleşmesini hedefleyen yeni bir görüş açısı
gerekmektedir.
Yann:NobelÖdüllüProf.DonaldJ. Cram
Y A Y I N H A K K I C u m h U h y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z
İLAN
İŞ DAVALARINA BAKMAKLA YETKİIİ
SALİHLİ1. ASLİYE HUKUK
YARGIÇLIĞI'NDAN
EsasNo: 1992,-443
Karar No: 1994321
KararTarihi: 6.5.1994
Davacı: Bağ-Kur Genel Müdürlüğü, Ankara
Davahlar: 1- Muhammet (Muammer) Kırkbunar - 2228 Sokak 19
Gürçeşme
2- tlter Taşcı (kendi adına asaleten Tarkan ve Tülin Taşçı'ya vela-
yeten - Maslakçeşme Cad. İnönü Mah. 131 Sefaköy İstanbul
3- Tarkan Taşcı - Maslakçeşme Cad. İnönü Mah. 131 Sefaköy '
İstanbul
Dava: Alacak
Yukanda esas ve karar numarası ile tarailan yazıh davanın yargü-
ması sonunda:
8.8.1985 tarihinden yasal faiz ile birlikte 860.992 TL'nin davahlar-
dan müteselsilen ahnıp davacıya verilmesine,
Işbu hüküm özetinin davalı Muhammet (Muammer) Kırkbunar
tarafından ilanı müteakip kanuni süresi içerisinde temyiz edilmediği
takdirde adı geçen davalı hakkındaki hükmün keanleşmiş olacağı
ilanen tebliğ olunur.
Basın: 38085
ÎLAN
T.C.
ZEYTİNBURNU 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
1994/364
Davacı Mahmut Cakar vekili tarafından davalı Nejla Şahin aley-
hine açüan alacak davasında:
tst. Bağalar İnönü Mah. Papaz Köprüsü'nde 26 Sok. No: 5 K: 2.
D: 9'da mukim olan davalı Nejla Şahin adına yapdan tebligat ve araş-
tumalara rağmen tebligata sarih adresi tespit edilemediğinden duruş-
ma gününün ilanen yapdmasına karar verilmiştir.
Yargılama günü olan 15.12.1994 günü saat 10.00'da duruşmada
hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsi] ettirmesi. HUMK'-
nin 203. maddesi gereğince bu dava ile varsa delillerini vermesi, yargı-
lamaya gelmediğinde yokluğunda devam edilerek karar verileceği
ilanen tebliğ olunur.
BASIN: 11541
tLAN
T.C.
ANTALYA 6. ASLİYEHUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1992,1058
Karar No: 1994/375
Davacı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili Av. Bülent Külah, Av. Melike
Alpan tarafından davahlar Mehmet Ozan Cin ve Hawa Cin aleyhine
açılan iürazın iptali davasında mahkememizden verilen 16.6.1994
günlü kararda; davaa vekilinin davasının kısmen kabulünc, Antalya
4. İcra Müdürlüğü'nün 1991,5336 takip sayıh dosyasına davahlar ta-
rafından yapdan itirazla ilgili davaa vekihnin davasının kısmen ka-
bulü ile uzman bihrkişi tarafından tanzim edilen raporda saptanan
22.441.676.- TL davaa bankarun alacağı olduğunun saptanması ile
bu miktara yönelik davahlar tarafından yapılan hirazın iptaline ve bu
miktar üzerinden takibin devamına, davaa vekilinin fazlaya dair iste-
ğininreddine.davaa vekih'nin yüzde 40 inkâr tazminatı talebinin de
gerekçemizde acıklandığı üzere alacak miktan likit olmadığından bi-
lirkişi raporu ile saptandığından bu isteğin reddine, bakiye 635.900.-
TL. harcın davahlardan tahsüine, ret ve kabule göre hesaplanan 1.
467.640.- TL. yargüama giderinin davahlardan ahnarak davaaya ve-
rilmesine, bakiye masrafm davaa üzerinde bırakılmasına, 1.527.667.-
TL. nispi ücreti vekaleün davahdan ahnarak davaaya verilmesine
dair verilen işbu karar ve davaa vekilinin vermiş olduğu temyiz dilek-
çesinin tebhği yerine kaim ohnak üzere ilanen tebliğine. davahlar ta-
rafından ilanın yayım tarihinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz
edilmediği takdirde bunlann yönünde kesinleşeceği hususu ilanen
tebliğ olunur. 20.9.1994
Basın: 51698
ANTALYA ASLİYE 3. HUKUK
MAHKEMESİ
DosyaNo: 1994,135 Esas
Davaa Ramazan Kıhç vs. vekili Av. Osman Yalçıner ve davalı
Mersabe Uğurlu arasında açılan menfı tespit davasında:
Davalı Mersame Uğurlu adına dava dilekçesi tebliğ edilemediğin-
den, savcıhkça araştırmalara rağmen adresi de belirlenemediğinden
ilanen dava dilekçesinin tebhğine karar verihniştir.
Davalı Mersame Uğurlu'nun, mahkememizde yapılacak olan 23.
11.1994 günü saat: 08 25'teki duruşmaya bizzat gelmesi veya kendisi-
ni bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde davaya gıyabmda devam
olunacağı yönünden ilanen dava dilekçesi tebliğ olunur.
Basın: 51793
İLAN
T.C.
ÇARŞAMBA1. ASLİYEHUKUK
MAHKEMESİ
1994/27
Davaa T. Ticaret Bankası vekili tarafından davahlar Kemal
Zengin, İsmet Zengm, Turgut Zengin, Nurten Özdemir, Mehmet
Yüksel ve Aydın Seven aleyhine açılan borçtan kurtulmak maksadı
ile yapılan artışın iptah davasının verilen ara karan gereğince:
Davahlardan Kemal Zengin, İsmet Zengin ve Turgut Zengin'in
tüm aramalara rağmen tebliğe yarar adresinin tespit edilemediğinden
davahların adına ilanen tebilgat yapıhnasına karar verilmiştir. Adı
geçen davahlar Kemal Zengin, İsmet Zengin ve Turgut Zengin'in du-
ruşma günü olan 22.11.1994 saat 09.00'da rnahkememizde hazır bu-
lunmalan veya kendilerini bir vekil ile temsil etürmeleri aksi takdirde
yargılamaya yokluklannda devam edıleceğı HUMK'nin 213 ve 217.
maddeleri gereğince dava dilekçesi yerine gecerli ohnak üzere ilanen
tebliğ olunur. 24.6.1994
Basın: 51633
İLAN
BATMAN ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Davaa Haci Aral tarafından davah Nesibe Aral aleyhine mahke-
memize açıhnış olan boşanma davasının yapılan açıic yargılaması
sonunda:
Beşiri ilçesi Kuşçukuru köyü cilt 012 01, sayfa 34 ve kütük sıra no:
14-56"da nüfusa kayıth Mehmet ve Hazna'dan ohna Hasan ve Ga-
zal'dan olma, 1%2 doğumlu, Haa Aral ile aynı yer nüfusuna kayıth
Hasan ve Hazal "dan ohna 1961 doğumlu Nesibe Aral'ın Batman
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.6.1994 tarih ve 1991 75 esas ve
1994ı27I sayı ile boşanmalanna karar verilmiştir.
îşbu ilanın gazetede yayınlanmasından itibaren 15 gün içerisinde
davah Nesiba Aral açısından kesinleşeceği ilan olunur.
Basın: 51790
ATATÜRK'TEN DÜŞÜNCELER
Enver Ziya Karal (Yayına hazırlayan)
6. bası 50.000 (KDViçinde)
Çağdaş Yayınları TürkocağıCad. 39-41 Cağaloğlu-İsıanbul
Ödemeli gândefflnıez
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Notalar Belli...
CSO salonu baştan sona değişmiş; tavanlan yükselmiş,
boyanmış, çıçeklenmış, ama çağdaş bir konser salonu ol-
duğu soylenemez. Akustiği bozuk bir salon makyajla de-
ğişmiyor! Yeni konser salonunun bir an önce yapılmasını
diliyor müzikseverler. Bilkent Konser Salonu'nu örnek
gösteriyorlar. Geçen yıl temeli atıldı, önümüzdeki günler-
de açılıyor!
İlk konsere Cumhurbaşkanı Demirel ve eşi de geldi.
Bence güzel bir olay, adını taşıyan bir orkestrayı dinlemek-
ten geri kalmıyor. Konseri ilgiyle izledi, kimbilir neler dü-
şündü. Glinka, Brahms ve Beethoven'dan oluşan bir
müzik demeti ile nasıl esinlendi. Sahnede orkestradan si-
yasal orkestralara yöneldi belki, ya da Gürer Aykal'ın ye-
rinde olmayı özledi. Başta solist, tüm çalgıcılann sesini
duyurabilen bir şef olmak kolay değil doğrusu. Belli ye-
tenek, belli birikim istiyor; Ankara'da bir konserden son-
ra Okyanus'u aşıyor, ABD'de konserler yönetiyor değer-
li sanatçımız, ardından Cumhurİyet Bayramı'nı kutlama-
ya geliyor. CSO bu yıldönümünü müzık devriminın güzel
ürünleriyle kutluyor. ilk kuşak bestecilerimizden Ulvi Ce-
mal Erkin'in keman konçertosuyla orta kuşaktan Muam-
mer Sun'un Kurtuluş filmi müziği çalınacak. Erkin'in ke-
man konçertosunu Suna Kan çalıyor. CSO Japonya'ya
gıdiyor sonra. Güzel bır otay bence. Ülkemızi, insanımızı
tanıtmak yolunda en güzel köprüyü sanatçılarımız kuru-
yor her zaman. Bu köşede ve Cumhurİyet Dergi'de sa-
vunduğum bir tasarının gerçekleşmesinı de kutluyorum
içtenlikle. Başbakanlık Tanıtma Genel Müdürü Daryal
Baturbay'dan küçük bir paket aldım bu sabah. Paket kü-
çük, ama ıçeriğinde bir devrim, bir tarih, bir yaşam var.
Müzik dünyasının büyük ustalarını seslendiren orkestra-
larımız ve solistlerimiz var. İlk aşamada yayımlanan CD'ler
bunlar. Suna Kan, Mozart'ın keman konçertolarını çalıyor;
Ayşegül Sarıca, Mozart'ın iki piyano konçertosunu; ay-
rıca Ruşen Güneş ve Suna Kan, Mozart'ın keman ve vi-
yola konçertantını seslendiriyor. Dinlerken çiçekler açıyor
yüreğimde. Bu CD'ler dünyanın belli müzik merkezlerin-
de satılacak, değişik ülkelerın müzikseverleri de dinleye-
cek, Türk yorumcularını tanıyacaklar. Bence bıraz da şa-
şıracaklar, belli konularda çağdışı görüntülere karşın çağ-
daş olaylar da yaşanıyor ülkemizde! Kımi dostlarım beni
hayalcı buluyor, lyimsertığıme içerliyor, ama benım umu-
dum da bu olaylardan kaynaklanıyor işte. Müzik dahnda
çağdaş sanatçılarımız, orkestralanmız, yöneticilerimız var-
sa politika dalında da olacak elbet. Siyasal orkestralar-
daki karmaşanın belli nedenleri var değil mi? Kimlerden
oluşuyor, çalgılar ne çalıyor, ne söylüyor, notalara uyuyor-
lar mı ya da nota bılmiyorlar mı; zurna çalarken viyola çal-
maya mı yöneliyorlar; değişik görüşler, eğılimler arasın-
da uyum sağlanabiliyor mu, ya da her görüş, her eğilim
ayrı bir konsere mı soyunuyor! Bır de yöneticiler var kuş-
kusuz.
Değneği nasıl almışlar ellerine, nasıl kullanıyoriar, belli
birikimleri var mı yok mu?
Sayın Demirel CSO konserini izlerken neler düşündü bil-
mem, ama ben, Adalet Partisi ya da Doğru Yol Partısı ge-
nel başkanlığından çağrışımlarla izledim Cumhurbaşka-
nı'nı. Orkestradaki yerinı Tansu Çiller'e bırakması da,
güzel bir konser vermek umudunu yıtirmesınden kaynak-
lanıyor belkı de...
Peki Tansu Çiller nasıl yönetiyor DYP orkestrasınr, ya
Murat Karayalçın SHP orkestrasıyla nasıl bir liderlik ser-
giliyor?
Konserden bir gece sonra Çankaya Köşkü'ndeydim,
Başbakan Çiller, Yardımcısı Karayalçın ve Dışişleri Baka-
nı Profesör Mümtaz Soysal da orada. Hayli değişik çiz-
giler, kişiliklerinin özelliklerini yansıtan konuşma türleriy-
le bir uzlaşmayı sergiliyor.
Şimdı orkestrayı bekliyoruz.
Siyasal sahnede de güzel bir konser dinlemek umuduy-
la. Orkestralann yapısı göz önünde, ama notalar belli.
Çalgıcılar unutmamalı, SHP-DYP orkestrası dağılırsa boş-
luk nasıl dolar, yeni bir ses karmaşası nasıl aşılır.
Toplumda karmaşa değil uzlaşma özlemı var.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Avcının avcını bekler-
ken içine saklandığı çu-
kur. 2/ Su kıyılannda
yetişen ve kökü hekimJik-
te kullarulan otsu bir bit-
ki... Bir ticaret senedinin
üzerine yazılan kefıllik. 3/
Bir nota... Bizans kilisele-
rinde kadınlara aynlan
bölüm. 4/ Derin vadi, ge-
çit. boğaz. 5/ 17. ve 18.
yüzyıllarda kullanılmış
klavyeli birçalgı... Birno
ta. 6/ Gevrek bir elma
türû... Yenecek kadar olgun olma-
yan. 7/ Silisyum elementinin sim-
gesi... Akdeniz cevresinde yetişen
ve mavi, beyaz ya da menekşe ren-
ginde çiçekler acan bir ağaççık. 8/
Su akan musluksuz boru... Cera-
hat. 9/ İskambilde bir kâğıt... Balı
alınmış petek.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Üzerine kumaş gerilerek nakjş
işlemeye yarayan çerçeve... Bir no-
ta. 2/ Birleşik bir şeyi oluşturan
yahnç şeylerden her biri... İçinde yağ yakılan toprak kandil. 3/
Bir soru eki... Slav alfabe ve yazısı. 4/ İnce kabuklu bir erik tü-
rü... İlave. 5/ Altınkökü de denilen kusturucu bir kök. 6/ Öne
sürülen bir şeyin dogruluğunu göstermede izlenen düşünel sü-
reç... Bir vidada iki diş arasında kalan çukur bölüm. 7/ Muşmu-
laya benzer bir meyve... Cılız, zayıf. 8/ Bir renk... Yergi. 9/ Bir
noktadan bir ya da birçok noktaya işaretlerle bilgi aktanmı...
Olumsuzluk belirten bir önek.
DR.ÖMERDELÎKOÇ
(1951- )
Sevgili Ömer,
Bundan sonra
"İnsan yüreği"
denen
"SonsuzÜlke"de
Yaşayacaksın!
Unutulmayacaksın!
HAYDARKARSAN
ve TRABZONLU DOSTLARI
T.C.
BURSA BİRİNCİ SULH HUKUK
, HÂKİMLİĞİ'NDEN
1994 729
Bursa Yıldınm ilçesi Haaseyfettin Mahallesi 015 09 cilt, 75 say-
fa, 842 hanede nüfusa kayıth Yusuf ve Zekiye'den ohna 1332 doğum-
lu Veysel Aydın haar altına ahnarak kendisine torunu Ahmet Aydın
vasi ta>in edilmiştir.
Keyfiyet ilan olunur.
Basın: 40854