08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EKİM1994 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 Tel: (212) 512 95 05 Faks: (212) 513 90 98 HAYVANLAR VE HAYVANLAR İSMAÎLGÜLGEÇ Bodrunı Müzesi İsveç TV'sinde S tockholm'da yaşayan Abdul- lah Gürgün, İsveç TV'si için Bodrum'u konu alan bir prog- ram hazırladı. Gürgün, çekim- ler sırasında Bodrum'da ilginç olay- farla karşılaştı. Başına gelenleri, Gür- gün'den dinleyelim: "Bodrum'a gelmeden bir hafta ön- ce Bodrum Müzesi Müdürü Oğuz Al- pözen'e telefon ederek Bodrum Kale- si ve Moseleum'daçekim yapmak is- tediğimi söyledim. Çekim için Kültür Bakanlığı'ndan iznim olup olmadığını sordu. Yoktu. 'İsveç Televizyonu zen- gindir,- bağış yaparsanız çekersiniz' dedi. Biz bunu biraz da şakaya alarak 'Olur, yapalım' dedik. Belirttiğimiz tarihte ve saatte kale- de bizi bir başkası karşıladı. Bir mil- yon lira bağış verdikten sonraçekime başladık. Yani bağış şaka filan değıl- di. Mecburi idi. Hani paran kadar çe- kersin' hesabı. Neyse, helal-i hoş ol- sun ama daha sonra işler anlaştığı- mız gibi yürümedi. Kaleden Moseleum'a geldiğimizde Serdar Güreş ski genelkurmay başkanı, emekli orgeneral Doğan Gü- reş'in oğlu Serdar Güreş ın Istanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan'ndaki "olaylı" öğren- ciliği bitti... Yoo, Serdar Güreş, okuldan mezun olmadı... Babasının emekliliği ile bir- likte "yatay geçiş"le kaydını Ankara'- ya, Hacettepe Konservatuvarı'na al- dırdı. Bu "geçiş"i, Serdar Güreş'in "öğ- renci"liği nedeniyle konservatuvar- daki öğretim üyeliğı görevinden istifa eden tiyatro sanatçısı Ahmet Leven- doğlu'na sorduk: "Yatay geçişlerin ayrı bir yönetme- liği vardır. Bu belge elimde yok. An- cak, öğrencinin 'tüm sınavlardan ba- şarılı olması' hükmü bulunduğunu bi- liyorum. Bu da, doğal ki, 'son okuduğu sını- ftaki durumu'na yönelik bir hüküm ol- malıdır. Serdar Güreş geçen yıl bura- da kayıtlı olduğu dördüncü sınıfın son iki ayında okula uğramamış, sınav- larına da girmemiş, yani yine sınıfta kalmış'tır. Bu Rbnumda iken kendîsine yatay geçiş hakkı tanınması doğru bir uygu- lama olabılir mi? Kaldı ki, Gürtgör Dil- men ile benim, sürekli belirttiğimiz gibi, Güreş'in dördüncü sınıfa geçişi zaten usulsüzdür. Anlaşılıyor ki usul- süzlükler zinciri şimdi Ankara'ya taşı- nmaktadır. Yazık." Kayınbirader aralı prens Engin Civan'ın ge- nel müdürlüğü döneminde Emlak Bankası Yönetim Kuru- lu üyelerinden biri de Veli öz- tûrk'tür... Veli Öztürk, Mehmet Yeğin- men'in kayınbiraderidir. Mehmet Ye- ğinmen ise Semra özal'ın kardeşi, dolayısıyla Turgut özal'ın kayınbira- deridir... Daha sonra Engin Civan'ın kardeşi Ergin Civan'ın da ortak oiduğu ve rüş- vetskandalı üzerine hesapları incele- meye alınan ABC Finans Menkul De- ğerler şirketinin kurucu ortaklarından biri yine, Semra Özal'ın kardeşi Meh- met Yeğinmen'in kayınbiraderi Veli Öztürk'tür. Emlak Konut'un Anatepe projesini denetleme işi verilen ve fakat bu işi kurulu bulunduğu ABD'den yapan Güldü Fernandez Construction Mana- gement'in ortakları arasında ise Sem- ra Özal'ın kardeşi Mehmet Yeğinmen vardır. Mehmet Yeğinmen, milyarcadolar- lık savunma sanayii ihalelerinin yapıl- dığı sırada Savunma Sanayii'nde "danışman" sıfatıyla görevlidir. Özal ailesinin temel direği Turgut özal'ın ölümü üzerine Mehmet Ye- ğinmen, kızkardeşi Semra Özal'ın bü- yük oğlu Ahmet özal'ın televizyonun- da çalışmıştır. Mehmet Yeğinmen, çalışkan bir in- sandır. Ama, kamuoyu Mehmet Yeğin- men'i tanımamaktadır. 34PTT01 S irkeci'deki Posta Başmüdürü Hüseyin Dinçer'in makam oto- mobiline ilişkin ilginç bir iddia var... İddia "Ne Siyasi Ne de Sendikal Ya- ni Olan Istanbul PTT Personeli Duyu- ru Komitesi"nden geliyor. Diyorlar ki, Başmüdür Dinçer, 34 PTT 01 plakalı makam otomobilini mesai günleri "resmi plaka" ile kulla- nıyor... Ne var ki bunda demeyin... Çünkü iddianın devamı şöyle: "Tatii günlerinde ise aynı otomobili yine 34 PTT 01 plaka ile fakat bu kez özel plaka takarakkullanıyor." Geçiş Temel, tarlada oğlu ile çapa yaparken üzerlerinden bir uçak geçer: -Baba uçak geçiyor! -Elleşme geçsin... sorun başladı. Oradaki yetkililer de bakanlıktan ya da Alpözen'den izni- mizin olup olmadığını sordu. Müdür- den olduğunu bildirdim. Bu kez izni görmek istediler. Elimizde yazılı izin olmadığını ama istenirse müdüre so- rulabileceğini söyledim. Telefon edil- di ama Alpözen, 'Ben karışmam' de- miş. Şaştık kaldık. Moseleum'un yet- kilisi bizden binbir özür dileyerek, 'Evet biliyorum bu bizim için bulun- maz fırsat, eserlerimiz dışarıda tanıtı- lacak ama ben suçlu duruma düşe- rim, gidin müdürü ikna edin, bana te- lefon edip çekebileceğinizi söylesin, gelin buyrun çekin' dedi. Acaba, bağış mı istiyor diye düşündüm ama kabul etmedi, 'Siz bağışı Oğuz Bey'e yapın' yanıtını verdi. Tekrar kaleye döndük. Oğuz Alpö- zen'ı kafeteryada bulduk. Elinde rakı, yanındaki bayana ve kağıt oynayan arkadaşlarına hava atarcasına 'Siz, O'na gidin' dedi Kendisinin izni ge- rektiğini söyleyince 'Ben oraya karış- mam' dedi. Üsteleyince, 'Orayı çek- mek yasak' dedi. Bağış yapmayı öne- rince, 'Oranın yetkilisine verin, kabul ederse çekin' dedi. Bizimle dalga ge- çer gibi gülüyordu. Çaresiz yeniden Moseleum'a döndük. Moseleum kapanmak üzereydi ve kapandı. Ortada kalakaldık. Ama du- varlardan atladık, çatılara çıktık ve dünyanın yedi harikasından birini ille- gal olarak çektik. Bu suçu, yılın müze- liğine aday olan müzeyi Iskandinav- ya'da tanıtmak için işledik! Meseleyi, sonradan bazı Bodrum- lular'dan öğrendik. Moseleum'daki yetkili, Türkiye'nin sayılı sualtı arkeo- loglarındanmış. Müdür Alpözen ne- dense kendisine kızmış ve onu geri hizmete almış. Sözde Moseleum'u yönetiyor ama Alpözen'ın izni olma- dan hiçbir şey yapamıyormuş. Yapsa, Alpözen'in eline koz verecek, kımbilir belki Bodrum'dan sürülecekmiş." Abdullah Görgün, şu sıralar Bod- rum çekimlerinin montaj çalışmaları- nı yapıyor... Ve-Vazıyet'e aktardığı bu "vaziyef'i, programında da anlatıyor. Bendahil herkes tûketicidir. Süleyman Demirel L ÜTF ENf Canver: Siyasi çizgimi kırdım s HP Genel Başkanı Murat Ka- rayalçtn'ın siyasi danışmanı Cüneyt Canver, "baş erkek papatya" Mehmet Nazif Gü- nal'ın şirketi MNG Holding'te 1.5 yıl değil 6 ay kadar hukuk müşavirliği yaptığını, bu süre içinde de Günal'la üç-dört kez görüştüğünü belirterek şöyle dedi: "Son görüşmemizde ise bana Se- nin burada bulunmandan bazı bürok- rat ve milletvekilleri rahatsız oluyor- lar. Lütfen beni anlayışla karşıla" de- diği için bürosuna bir daha uğra- madım, kendisine teşekkür ederek ayrıldım." Canverr son görevine ilişkin ise şu açıklamayı yaptı: "Sayın Karayalçın beni Başbakanlı- ğa davet ederek, benden yararlan- mak istediğini, buna ihtiyaç duyduğu- nu belirtti. Ben de kendisine, benim siyasi çizgimi kırmamdan dolayı çok tepkı alacağını ve lyi düşünmesini söyledim. Sayın Karayalçın, buna pek aldırmadığını zira son günlerde ken- disi aleyhine yazmanın çok revaçta olduğunu belirterek ısrarını sürdürdü. Sonunda Sayın Karayalçın'ın bu teklı- fini kabul ettim. Ayrıca beni böyle bir göreve layık görmesinden duyduğum memnuniyeti kendisine bildirdim. TRT programları esnasında her vesi- le ile destek verdiğim eski partimin genel başkanınca böyle bir göreve getirilmem gerçekten bana gurur ver- di. Kimbilir belki de yaptığı yaniışları düzeltme fırsatı verecekti bu ilişki ba- na." Kendisini "yaptığı hataları yüksek sesle söyleme cesaretine sahip biri" olarak niteleyen Canver'e ve bu yeni görevi ile yanlışlarını düzelteceği Ka- rayalçın'a başarılar. KARIŞIK Kapatılan bankalar açılırsa içler karışacakmış... -Ne farkeder, açıkken de karışıktı zaten! ŞllT -Haydeee! Sandıkçı geldi! (Bilgisayar montaf: Hasan llhan) rtık aramızda olmayan Aşıfc Ali İzzet özfcanın 1978de yazdığı bir şiir ulaştı Vaziyet'e... 1978'de yazılmış bu şiir, yıllar sonra yeniden "güncel" oluverdi. Şiirde geçen "talavuz" sözcüğünün anlamı "telaş", "koğcu" ise "dedikoducu" demek. Gelelim şiire: Köylüoğlu bana kızar/ Babasına hi- le düzer/ Ebemin aşına benzer/ Tadın yoktur tuzun da yok Nedir böyle talavuzun/ Karga mıdır kılavuzun/ Ozanlara acı sözün/ Mille- te hoş sözün de yok Atatürk de savaş açtı/ Düşman or- duları kaçtı/ Sivas nasıl seni seçti/ Bakılacak yüzün de yok Al'lzzeti sağcı değil/ Fitne değil koğcu değil/ Senin gibi yağcı değil/ Halka yakın özün de yok Aşık Ali İzzet Özkan, keşke bugün- leri de görseydi... Daha ne güzel şiir- ler yazardı! Cafe Levant ne zaman açılır? urizmci dostlardan Kemal Su- man, yolu Sütlüce'ye düştü- ğünde Rahmi Koç'un yaptığı Sanayi Müzesi'nin bahçesin- deki "Cafe Levanf'a hayran kaldı... Henüz müze açılmamıştı ama bah- çedeki tipik Fransız kahvesi hizmet veriyordu. Suman, birşeyler içtikten sonra garsonlardan "Cafe Levanf'ın per- şembe hariç haftanın altı günü açık ol- duğunu öğrendi... Geçen hafta pazar günü, yurtdışın- dan gelen yabancı acenta temsilcile- riyle buluşan Suman, "Size bir sürpri- zim var. Çok hoş bir yere gidiyoruz" dedi ve dostlarını "Cafe Levanf'a gö- türdü. Fakat kapı duvardı... Bekçiyi bulup, neden kapalı olduğunu öğrendi: "Perşembe günü Rahmi Bey bura- da parti verdiği için personele, per- şembe günü kullanmadığı izninin ye- rine pazar günü izin verildi." Suman, dostlarına "Cafe Levant"- tan söz ederken artık şöyle diyor: "Gitmeden önce Rahmi Bey'in programını öğrenin!" Tayyip Efendi'nin konser kültürü • stanbul Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Hüseyin Besli'den bir açıklama geldi... Tayyip Efendi'nin Cemal Reşit Rey konser salonundaki sezon açılışı konserine geç gelip ilk bölümün so- nunda kalkıp gittiğini yazmıştık ya onunla ilgili: "Eğer gazete olarak basını takip ediyor olsa idiniz Sayın Başkan'ın o günkü programının yoğunluğundan haberdarolurdunuz. Sayın Başkan'ın konserden sonra izlemesi gereken programları çerçe- vesinde önce, Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel'in katıldığı Ulu- soy'ların nikah törenine, ardından da ATV'nin Siyaset Meydanı programına canlı yayın konuğu olarak yetişmeleri zorunluluğundan dolayı Belediye Sa- rayı'na dönmeleri gerekliliği konseri sonuna kadar izleyebilmelerini im- kansız kılmıştır." Ayıptır sorması ama Tayyip Efendi madem bu kadar yoğundu, o zaman konsereniye geldi? Sanata ve sanatçıya saygısızlık yapmak için mi? KİM KİME DUM DUMA BEHICAK ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBI SEMtHPOROY TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2Ekim YAPIŞAN BOMBALÂR/ e 8UGÜAJ, ZT'OÜAJ>H SAVAŞI StteAStU- OA, İMGlLİZ "GİZLİUK. L.İSTBSİ "MPEN Çl- KAgJLAN 8/£ BOM8AYLA ÎLGiLİ AÇJİCL4- MA YAPILMffT/. KUZeY AFRıieA'PA,AL- MAU TAfJICLAR/MA KA/ZŞi BAŞA&yoi tOJIU/INtLAN BOMSA, ELLE AT7LMAK- TA9PI. ÎÇİfJe PATLAYICI MApDS KOMAAi CAM BİR FAA1US, eLÖBGÛSÜ YÜM « - UFA ye/Ç.LEfr/GiUP YAPtŞKAU BİR Stt/IYLJ /CAPLAAJIYORDU. KULLAUILA- NA PEK., S/IGA Spi-/> YAPfŞMAMASl İçıN KAPAKLI &i& KÜB.E İÇİfJDE TU- TULAK1 BOMgAMlM FÜNYE BAĞLAN- TlLt 8ıR PB S/IPf \/ARDI..8OMSA AU- LAM H£D£P€ YAPfftP OKADA PATUYO/SOU. HALKEVLERI GENEL MERKEZİ Katılanlar İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ ŞAN KONSERİ ESİN AFŞAR ALİ POYRAZOĞLU YAVUZ TOP VE KARACAAHMET SEMAH EKİBİ FİLM GÖSTERİSİ ZAFER DİPER MÜCAP OFLUOĞLU VECİHİ TİMUROGLU HALE SOYGAZİ Sunucu: ZELİHA BERKSOY R e s i m v e H e y k e l S e r g i s i n i g e z m e k i ç i n k a p ı l a r 1 7 . 3 0 ' d a a ç ı l a c a k t ı r . VAKKORAMA Taksim Rumell Gallerla Suadiye 251 28 88 234 42 81 560 39 51 350 87 42 Beyoğlu Sineması 251 32 40 BakırkAy Karya Sineması 542 11 72 Beyaz Adam Kltabevl 571 96 54 Hadi Çaman Tiyatrosu 233 40 19 Sevgili "Mugo" muz Mukaddes Bakıı^ı ölümünün birinci yılında sevgi ve özlemle anıyoruz. AİLESİ İLAN T.C. BURDUR1. ASLÎYE HIJKUK MAHKEMESİ'NDEN 1994,259 TEK Gene) Müdüriüğii tarafmdan ömer Özdemir ve Muhıttin Özdemır vs. aleyhine açılan tescü davasında yııkanda ısmi yazdı da- valılann adresı meçhul olduğundan duruşma günü ve dava dilekçesi- nin ilanen yapılmasma karar venlmışür. Duruşma günü olan 10.11. 1994 günü saat 9.00'da davahlar ömer Özdemir ve Muhittin özde- mir'in Burdur 1 Asüye Hukuk Mahkemesi'nde hazır bulunmalan, aksi halde HUMK'nin 509 maddesi gereğınce yokluklannda karar verileceği, dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliği yenne kaırrı ol- mak üzere ilan olunur. 19.9.1994 Basın: 51242
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle