Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 1994 PAZAR
DIZIYAZI
ABD'li siyasal bilimci Prof. Rustow, demokrasi ve banş sorunlannı Cumhurİyet 'e yazdı
Gerçekinsanlıktarihibaşlıyor^\ /"V . yüzyılın sonunda, komünizmin çök-
/ I I mesi ile demokrasi, insanlık tarihinde
JL* V / ilk kez karşı çıkılamayan siyasal bir ide-
oloji olarak görünmektedir.
Yirmi yıl önce, dünya uluslannın ancak dörtte
biri hükürnetlerini özgürce seçebilmişlerdi. Avru-
pa'nın en eski diktatörlükleri olan lspanya ve Por-
tekiz demokrasiye ancak 1970'lerin ortasında ge-
çebilmişlerdir. 1980'lerden beri ise Şili'den Fili-
pinler'e ve Güney Kore'ye kadar askersel dikta-
törler demokratik seçimlere boyun eğerek ikti-
dardan uzaklaşmışlardır. Mihail Gorbaçov'un
glasnost ve perestroyka siyasalan ise Sovyetler
Birliği'nin dağılmasına ve Estonya'dan Kırgızis-
tan'a uzanan 15 yeni cumhuriyette ve Polonya'dan
Bulgaristan'a kadareski uydu devletlerde demok-
rasinin ilan edilmesine yol açmıştır. Eski Roman-
ya Kralı Carol gibi ülkelerinden geçmişte kovul-
muş olan hükümdarlar, monarşinin demokrasiye
giden en güvenli yol olduğunu ileri sürerek geri
dönmeye çalışmaktadırlar. Sonuç olarak, Avrupa
Topluluğu'na üye yirmi devlet arasından altısı
(Belçika, Danimarka. Büyük Britanya, Lüksem-
burg, Hollanda, lspanya) demokratik monarşi ile
yönetilmektedirler.
I Komünist Manifesto'dakJ
I kefıanet
Güney Afrika, Afrikalı çoğunluğun oy verme
hakkını tanımış olup Nisan 1994'te, bütün vatan-
daşlannın oy kullanacağı ilk seçimleri gerçekleş-
tirmiştir. Benzerbiçımde, Nikaragua'dan Mozam-
bik'e ve Kamboçya'ya kadar 'soğuk savaş'ın so-
nucu olan iç savaşlar, uluslararası gözlemcilerin
denetiminde demokratik seçimler yapılması yo-
lu ile standart birçözümle sona erdirilmiştir.
Komünizmin Kuzey Kore ve Küba'da Kim İl
Sung ve Fidel Castro'nun ölümlerinden sonra da
sürmesi olası görülmemektedir. Çin bile 1989 yı-
lında Tıenanmen Meydanı'nda yapılan demokra-
si gösterilerinin şıddetle bastınlmasından sonra,
dünya pazan ile birliğe girmiş ademi-merkezı-
yetçi bir ekonomiye doğnı yol almaktadır.
Karl Marx ve Frederich Engelsin 1848 yılın-
da 'Komünist Manifesto'da kehanette bulunurca-
sına belirttikieri gibi:
"BurjuvazL, bütün üretim araçlaruıın hızlı geü-
şimi ve ilerişjmin gelişmiş araçlan ile — bütün
ulıısian uvgarlığa doğru sürüklemektedir. Malla-
rmın ucuz fivatı ise bütün Çin sedlerini vıkmakta
olan ağır toplandır..... Ortadan kaldırma korku-
su ile bütün uluslan burjuva dunımuna gelme-
ve zoriamaktır. Tek sö/cük ile kendi görüntüsüne
uygun bir dünya yararmaktadır."
aklaşmakta olan yüzyılın
başında, 'Dünyayı demokrasi
için daha güvenilir duruma
sokmak amacıyla' önde gelen
güçlerin uygun uluslararası bir
çerçeve kurulması için bilinçli
bir eylemine ivedi gereksinim
vardır. Bu eylem özellikle,
konvansiyonel silahlann
yayılmasını denetim altına
almalı, bölgesel birliği
cesaretlendirmeli ve BM'yi
yeniden yapılandırmahdır.'
Ancak demokrasinın ilan edilmesinin, kurul-
masmdan çok daha kolay olduğu açıktır. Ceza-
yir'de, askersel bircunta, Islamcı birpartinin ka-
zandığı seçimleri iptal etmiştir. Peru'da, Devlet
Başkanı Alberto Fujimori orduyu, seçilmiş par-
lamentoyu dağıtmaya ve kendi yan diktatörsel
güçlerini kurmaya çağımuştır ve yükselen enflas-
yon, yaygın rüşvet gibi ekonomik sorunlar Bre-
zilya ve Venezuela gibi ülkelerde askerleri siya-
sal arenaya geri getirebilir.
Eski Sovyet cumhuriyetlerinde, Moldova'dan
Abhazya ve Tacikistan'a kadaretnik çatışmalar ve
neredeyse diktatör benzeri güçleri olduğunu sav-
layan Başkan Boris Yeltsin'e karşı çeşitli partiler-
den oluşan birparlamentonun acı birbiçimde bas-
tınlan karşı koyması da içinde olmak üzere çatış-
malar artmıştır. Romanya ve Bulgaristan'da oldu-
ğu gibi geçmişte uydu görevi görmüş olan bazı ül-
kelerde, demokratik seçimler komünist parti ör-
gütlerinin başka adlar altında yönetimde etkili ol-
duklannı göstermiştir. Bu arada, Rusya ve öteki
birçok ülke, çökmüş olan merkezi planlamaya da-
yalı bir ekonomi ile şu anda daha tam anlamı ile
kurulmuş olmaktan oldukça uzak bulunan kapi-
talist ekonomi arasında gitgide açılmakta olan
araya hızia dalmışlar ve uğranılan düş kınklıkla-
n Polonya'da olduğu gibi eski komünist partile-
rin ya da Rusya'da olduğu gibi aşın ulusçu yan
fasjst Vladimir Jirinovski'nin seçim zaferleri ka-
zanmalanna yardımcı olmuştur.
Araştırmacılarbu sonuçlan çok değişik neden-
Siyasal Bilimci Rustov'a göre Castro ve Sung'un öiümünden sonra Küba ve Kuzey Kore'de de komünizm sona erecek
Portre
îstanbuFda eğitim gördü
Berlin'de 21 Aralık 1924'te doğan Dankwart
A. Rustow I943'te 'Olgunluk Sınavı'nı
Galatasaray Lisesi'nde verdi. Babası
Alexander Rustow Istanbul Üniversitesi'nde
'ekonomik coğrafya ve ekonomi tarihi
profesörü'ydü. İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi'ne dinleyici öğrenci olarak katıldı
ve daha sonra Edebiyat
Fakültesi'nde kıyaslamalı
edebiyat, Farsça ve Arapça
eğitimi gördü.
1946"da New York'a giderek
'Siyasal Bilimler' eğitiminde
yoğunlaştı. 1949'daYale
Üniversitesi'nde uluslararası
ilişkiler konusunda master
yaptı. Dünyanın çeşitli
ülkelennde dersler verdi. Çok
iyi bildiği 6 dil Ingilizce,
Fransızca, Almanca, Italyanca,
Isveççe ve Türkçedir. Okuyup
anladığı 6 yabancı dil ise
Arapça. Danca. Norveççe.
Jspanyolca, Farsça ve
Portekizcedir.
1953-54 ve 1958-59 yıllannda
Türkiye'ye gelerek demokratikleşme
sürecinde araştırmalarda bulundu. ABD'de
1962'de, "Japonya ve Türkiye'nin Siyasal
Modernleşmesi", )980"de ise Seyfi Taşan ile
birlıkte 'Türkiye ve Batf konulannda
konferanslar verdi. New York'ta okurken bir
haritacılık şirketinde de çalışan
Rustovv, daha sonra çeşitli üniversitelerde
asistanlık yaptı ve 1963'te
Colombia Üniversitesi'nde profesör oldu.
Bazı araştırma kuruluşlannda çalıştı.
|970'ten bu yana New York City
Üniversitesi'nde siyasal bilimler ve
toplumbilim öğretmektedir.
Üç ayda bir yayımlanan 'Comperative
Politics-Kıyaslamalı Siyasa' adlı dergiyi
yöneten Prof. Rustow, I982'de
'Enerji Forumu'nun başkanı
oldu. 1983-89 tarihleri
arasında "Ortadoğu'nun
Çağdaş Sorunlan ABD-Sovyet
Ortak Sempozyumu"nun
ortak başkanhğını yaptı.
"Gelecek 20 yılın sorunlannı
kıyaslamalı siyasa açısından"
anlatan Prof. Rustovv'un son
yıllardaki konferans
konulannı yine Türkiye
oluşruruyor.
1980'deABD'dek]
"Türkiye'nin Amerikalı
Dostlan^nca kendisine
'Başkanlık Ödülü' verildi.
Türkiye ile ilgili çeşitli
uluslararası kuruluşlann
çalışmalanna da katılan Prof. Rustow pek çok
televizyon programlanna çıktı. Birleşmiş
Milletler'in UNESCO, UNDP gibi
uluslararası kuruluşiannın yanı sıra Amerikan
Dışişleri Bakanhğı ile CIA'ye danışmanlık
yaptı. Yayınlan arasında 1987'de basılmış
"'Turkey: America's Forgotten Ally -Turkiye:
Amerika'nın Unutulmuş Bağdaşı" adlı bir
kitabı da bulunmaktadır.
Prof. Dankwart A. Rustovv
lere bağlamaktadırlar. Francis Fukuvama. tarih-
sel değışımın dinamik gücü olan ıdeolojik çatış-
malann çözümlenmiş olması nedeni ile tarihin
sonunaulaştıöımızı savlamıştır Karşıt olarak. Sa-
muel P. HunrTngton. Bosna'daki sıcak savaş gibi
bunalımlann Doğuve Batı Hıristiyanlan, Müslü-
manlar ve Konfüçyüs dinine inananlar arasında
gelecekte bir 'uygariıklann çarpışması'nın haber-
cisi olduğunu bildırmiştir.
IDemokrasi hareketinin
avantaj ve zopluMan
Daha kapsamlı bir tarihsel ve kültürel görüş
açısı, Amenkan ve Fransız de\nmlennden (1776-
89), Birinci ve Ikinci Dünya savaşlanndan {1918-
1945) sonra ulaşılan demokratik zaferlerden son-
ra olduğu gıbı. demokrasiye doğru hareketin bir-
takım avantajlar ve zorluklar ile karşılaşacağı tah-
minini getirmektedir. Bununla bidikte, iletışimin
hızının yelkenlilerden \e atlı habercılerden jet
uçaklanna, faks makinelerine ve evrensel televiz-
yonlara doğru gelişmiş olması nedeni ile evren-
sel kültürbırlığinin hızlagelişeceği açıktır. Ve Ja-
ponya'nın 1945"ten bu yana askersel yayılmacı-
İıktan lıberal demokrasiye doğru olan gelişimi ve
Türkiye'nin 1945'ten 1987'ye değin demokrasi-
de gösterdığı sağlamlaşma. demokrasinin Batılı
uygarlıklar ile sınırlı olmadığını açık olarak gös-
termiştir.
Halen. demokrasinin dünya çapında gerçek an-
lamda kurulmasından önce, yaklaşmakta olan
yüzyılın başında. 19I7'de Woodrow VVilson'un
belirttıği gibi "Dünyayı demokrasi için daha gü-
venilir duruma sokmak amacıvla" önde gelen
güçlerin uygun uluslararası bir çerçeve kurulma-
sı için bilinçli bir eylemine i\edi gereksinim var-
dır. Bu tür bir eylem özellikle. konvansiyonel si-
lahlann yayılmasının denetimi için çeşitli önlem-
ler içermeli, bölgesel birliği cesaretlendirmeli ve
Birleşmiş Milletler'i yeniden yapılandırmahdır.
Yüzyılın son yansında, neredeyse tümü endüst-
riyel ülkelerden alınan silahlar ile yapılan askeri
darbeler ve iç savaşlar Üçüncü Dünya'da demok-
rasiye karşı en büyük tehdit olmuştur. Bu neden-
le Amerika Birleşik Devletleri ve öteki Avrupalı
güçler (a) silah endüstrilerinin çoğunu tecimsel
uçaklar, yüksek hızlı demiryollan ve üstün bilgi-
sayarlar gibi uygarlık ürünlerine dönüştürmek,
(b) kararlaştınlmış bir tarifeye bağlı olarak silah
dışsatımlannı gitgide düşürmek ve (c) Çin. Rus-
ya ve Kuzey Kore gibi öteki silah satıcılannı, böy-
le davrandıklan sürece IMF ve Dünya Bankası
olanaklanndan yoksun bırakılmak gibi cezalar
uygulamak yolu ile bu plana katılmaya zorlamak
konulannda anlaşmaya varmalıdırlar.
Yüzyılın son yansında,
neredeyse tümü endüsrriyel
ülkelerden alınan silahlar ile
yapılan askeri darbeler ve iç
savaşlar Üçüncü Dünya'da
demokrasiye karşı en büyük
tehdit olmuştur. Bu nedenle
ABD ve öteki Avrupalı güçler
silah endüstrilerinin çoğunu
tecimsel uçaklar, yüksek hızlı
demiryollan ve üstün
bilgisayarlar gibi uygarlık
ürünlerine dönüştürmek
ve silah dışsatımını azaltmak
zorundadır.
Eski komünist ülkelere ve Üçüncü Dünya böl-
gelerine yardım yapılması sırasında. yardımda
bulunan ülkeler savaş sonrası ABD ekonomik yar-
dımının dağıtımını yardımı alacak olan Avrupalı
ülkeler ile karşılıklı vanlacak anlaşmalara bırakan
ve böylece önde 6 ve daha sonra on iki demokra-
tik ülkenin oluşturduğu ve Av rupa Topluluğu ola-
rak ortaya çıkan yerel bırlık ıçın çok önemlı itici
bir güç yaratan 'Marshall Planı'( 1947-52) mode-
linruygulamalıdırlar.
Sonuç olarak. önde gelen demokratik ülkeler.
karmaş.ık olan bürokrasısini daha basit duruma
getirerek; birçok banşı koruma görevlerinde kul-
lanılmak üzere önceden »aptanmış ve iyi eğitilmiş
askeri güçler sağlayarak: BM'yi kronik duruma
gelmiş mali bunalımlannı çözmek için IMF ve
Dünya Bankası ile daha sıkı ilişki içine sokarak
veGenel Kurul veGüvenlik Konseyi'nı alt komi-
teler ve bölgesel örgütlerde (örneğın Kuzey Ame-
rika. Güney Amerika. Avrupa. Ortadoğu, eski
Sovyetler Birliği, Doğu Asya, Güney Asya ve
Sahraaltı Afrika gibi) ve üst komisyonlarda bü-
tün uluslann temsıl edıleceğı bir duruma getire-
rek Birleşmiş Milletler'i güçlendirmek için plan-
larj>eliştirmeliler.
Ozet olarak, önümüzde bulunan bütün bu gö-
revler karşısında. komünizmin çöküşünün bizle-
ri insanlık tarihinin gerçek başlangıcına getirdi-
ğini söyleyebilirim.
YARIN: Eski Federal Almanya Ekonomik
fşler Bakanı Egon Bahr
Y A Y I N H A K K I C u m h U h y e f ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z
YAYLADAĞIKADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1986/232
KararNo:1993 2
Davaa Hayrettin Özer tarafından davalı Fatma Özer. Selahattin
Özer, Nazife Çınar, Muhanuned Çandır, HalefÇandır. Halıt Çandır,
Bahar Çandır, Mustafa Çekirge (Hasibe'nin eşi) aleyhlerine açılan
kadastro tespitıne ıtıraz davasının mahkememizde yapılan yargıla-
masısonunda verilen 12.03.1993tarihve 1986 232esas, 1993'2karar
sayıb ilam ile verilen davanınreddinedair karar, davalılardan Hasibe
Çekirge, mirasçısı Yayladağı ilçesi Çakı Köyü'nde nüfusa kayıtlı
Mustafa Çekirgç, Yayladağı ilçesi Karaköse Köyü'nde ıkamet et-
mekte iken Antakya iljne gittiği ve kesın adresi bilinmediğinden,
tüm araraalara rağmen adresi meçhul olduğundan gıyabında veri-
len bu karann tirajı yüksek gazetelerden birinde >ayımlanmak sure-
tiyle ilanen tebliğine karar verilmişür.
Karann ve temyiz dıiekçesinin tirajı büyük gazeteierden birinde
yayımlanmasından 15 gün sonra tebliğ edilmış sayılacağı hususu ila-
nen tebliğ olunur. 21.09.1994
Basın: 36540
tLAN
T.C.
LAPSEKİ SİlLH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1994,109
Hâkim: Nesrin Kaya 26052
Kâtip: İ. Hakkı Gökçeler 583
Davacı Hayrettin Köseoğlu tarafından davahlar Kamil Şimşek.
Ismail Doğa, Ismet Bayar, Mahmut Yılmaz ve Fadime Şimşek ak>-
hıne açılan ortaklığın giderilmesi davasının yapılan açık duruşması
sonunda:
Davalılardan Kamil Şimşek, Fadime Şimşek ve Mahmut Yılmaz'-
ın tüm aramalara rağmen teblıgata yarar açık adresleri tespit edile-
mediğinden mahkememizde ilanen tebhğıne karar verilmiş olup.
Duruşma günü olan 8.11.1994 günii saat 9.30'da belli edilen gün
ve saatte mahkememizde haar bulunmalan veya bir vekil tarafından
temsil edılmeleri. edilmedikleri takdirde tahkikaün ve yargılamanın
yokluklannda devam edeceği ve hüküm venleceği ihtar olunur.
(HUMK'nin 213, 377. mad.) Basın: 51234
DİYARBAKIR 2. AŞLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1994 230
Davaa Mehmet Ka>a vekili tarafından davalı Mehmet Akyüz
aleyhine mahkememize açılan tazminat davasının yapılan açık yargı-
laması sırasında verilen ara karan gereğince;
Davalı Mehmet Akyüz'ün, Hava Lojmanlan Site 1. Blok 13, No: 6
Diyarbakır adresıne çıkanlan tebligatın bilaıkmal ıade edildiği gibi
emniyetçe yaptınlan soruşturma neticesinde teblıgata yarar adresi
tespit edüemediğinden, dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar veril-
miştir.
Karar gereğince: yukanda adresi yazılı davalı Mehmet Akyüz"ün
duruşmanın bırakıldığı 27.10.1994 günü saat 09.00'da, duruşmada
bızzat hazır bulunması veya kendisıni bir vekılle temsil ettirmesi, du-
ruşmaya gelmedığinde ve dava ile ilgili ıbraz etmek ıstediği belgelen
duruşma gününe kadar göndermesi \eya getirip ibrazetmesi, gelme-
diği gibi kendisini bir vekille de temsil ettirmedıği takdirde. yargıla-
may a yokluğunda devam edileceğı ve karar verileceği keyfıyeti dave-
tiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebbğ olunur. 19.09.1994
Basın: 51240
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
DSP'li Bayanın Çığlığı: (2)
Maske...
DSP'li Bayan Ann Yüzbaşıoğlu Namal'ın anlattıklannın
bugün ikinci bölümünü vereceğım. Ann'ın mektubu, birçığlık
gibi geldi bana. ŞHP'lilerin, CHP'lilerin akın akın DSP'ye
koşturduklan, "cici mama" aradıklan bir sırada, bir aydın
kişinin uyanlan çok ilginçti. Şöyle diyor Istanbul'dan yazdığı
mektubunda Ann Yüzbaşıoğlu Namal:
"27 Mart yerel seçimleri ile ilgili adaylığa başvuru tarihi
belirienmeden, Ecevrt, Bayrampaşa_ Belediyesi'nde,
kendisine verilen brifingde Necdet Özkan'/, Istanbul
Anakent Belediye Başkanı olarakgörmek istediğini ilan etü.
Bu seçımde Refah 'la güreş tutulacaktı. Parti içinden çıkacak
adayları tanıyordum, onlarla başarı sağlanması mümkün
değildi. Üyelerden gelen yoğun destek bu gözlemime
eklenince (Bayrampaşa Belediye Başkanlığı'na) adaylığımı
koydum.
Orgütün ağırlıklı olarak desteğini aldım. Refah Partisi'nin
yükselen potansiyeline karşı diğer parti tabanlarında bile
adaylığıma sıcak bakılıyor, üstü örtülü destek vaat
ediyoriardı. öğrencilik yıllanmdan bu yana izlediğim tutariı
çizgi adaylık mücadelemde pek çok desteği bana sundu.
Dernekler, meslekodalan, sendikalaradaylığıma açıkdestek
verdiler. Bu desteği, aday oluşumun nedenini bızzat
açıklamak için Ankara'ya, Genel Merkez'imize koştuk.
Saatlerce bekletildik ve görüşülmedi bizimle. Genel Merkez
bomboştu. Sekreter, 'Gidelim mi?" sorumuza da 'KaJahm
mı, görüşülecek rc\\Tsorumuza da yanıt veremiyordu.
örgütle biriikte, adaylığımın kesinleşmesini an meselesi ve
zorunluluk olarak görürken, ilçe örgütünün önünde, onlann
baskısıyla aday olmayacağına şeref sözü veren ilkokul
metunu Belediye Başkan Yardımcısı döneminde ailesinin
trilyonluk imar problemi olan arsasının sorunlannı çözen
zengin tüccar Y.A., adaylık başvurusunun bitimine yanm
saat kala dilekçe vererek aday oldu. Genel Merkez,
adaylığını kesinleştirdi. Belediye Başkanı ve 27 Mart
seçimlerinde Istanbul Anakent Belediye Başkan adayı olan
Necdet özkan; -milletvekili kardeşi ve şahsı..-
- Özkanlar"sız Bayrampaşa kazanılmaz... mesajını vermek
için bile bile en zayıf adayın kesinlik kazanmasına destek
verdi. örgüt, bu adayla içi kan ağlayarak seçime gitti; bugün
Bayrampaşa Belediyesi Refah 'ın!
Son yerel seçımde, DSP 'de aday belirienmeşi son derece
antidemokratik, tüzük dışı şartlarda yaşandı. 'Örgüt görüşü
alınarak merkez yoklaması' dendi; insanlara aday olmaları
için fonvlar dağıtıldı; adaylık bağışlan toplandı, ardından
isimler örgütlere danışılmaksızın tepeden beliriendi. Bu
sancılı süreçte çektiğimiz acılann yankısı başında yer aldı.
Genel Merkez 'ın emriyle ilçelerde örgüt toplantılan
yasaklandı. Seçim yenilgileri ile ilgili değerlendirme
yapılmasına izin verilmedi.
Zaman bu üzüntüyle geçerken Istanbul il yönetimine
hepimizi dehşete düşüren bir atama yapıldı. 27 Mart'ta,
Şişli'den aday gösterilen siyasetin rüzgargülü, rantçılığıyla
tanınan, delege gözü çtkartmaya azmettirmekle maruf,
SHP'den ihraç, partimize adaylık kopararak katılmış
Mustafa Sangül // yönetimindeydi. Başında, devlete 17
milyar vergi borcu olduğu iddia edilen Beşiktaş Yıldız
Dershaneleri sahibi Muzaffer Yaşaryönetimdeydi. Ağıriıklı
olarakpartiye çok yeni katılmış isimler, yani 'iyi gün dostlan'
Yönetim Kurulu 'nda yer alıyordu.
Atama yönetim, oluşumunu ilçe örgütlerinin görüşüne
sunmadan 20 gün içinde aynı yapılanmayla seçime
gideceklerini, GenelMeri<ez'ce tercih edildikleriniilan ettiler
duyurularla. Seçkinliklerini, para güçlerini kullanarak,
partide üst düzeyde yakınlıklar kurmuşlar, bu yetkiyi elde
etmişlerdi. Haksız konumlarında ısrarlı olmakta hiçbir
sak/nca görmüyoriardı; büyük bir pişkinlik içindeydiler.
Bizler, demokrasiye yürekten inanan üyeler ise, hiçbir
ayncalık yaratmadan ya da kullanmadan tabandan
mücadele ile yetkılere ulaşılmasına inananlardık. Ecevit,
bizım için güç odaklarına kafa tutabilmiş, içimizdeki onur,
adaletduygulannınsimgesibirisimdi. Bu nedenle, tabanda
pek çok üye olarak, tek desteğipara gücü olan bu insanlann
idaresine, Genel Merkez'in kongreden 20 gün önce atama
yaparakbu insanları empoze edişine, partinin Istanbul gibi
bir kentte yanlış ellere teslimine direndik.
İkinci bir liste. 'mavi liste' çalışması, örgütün bağnndan
kendiliğinden doğdu; gönüllülükle gelişti.
'iyi gün' dostlarının yetkilerle donatılmasına 'hayır'
diyorduk. DSP, üyelerinin ayda bir paket sigara parası
bağışlanyla zamanında ayakta durmuş, kompradordesteği
almayacağını ilan etmişti. Halkın dürüstlüğüne destek
verdiği Ecevit, bugün sınırlı sayıda şahsın para gücüyle
partisinde gövde gösterisi yapmasına alkış tutuyordu. Bir
ay önce; ile atama 'zengin ataması' yapmadan ilçelerimizin'
çoğunda kışın sobalar yanmazken, pek çok ilçenin borç
yüzünden telefonlan kapalı iken, icraya verilmiş ilçeler
varken (Kağıthane, Üsküdar) yeni yönetim 20 gün içinde
Hilton 'da il kongresi yapmaya kalkmıştır.
DSP'de, Istanbul ilinde 20 gün içinde ne değişmiştir?
Partililerin sosyal, ekonomik yapısında hiçbir gelişme,
değişme olmamışken, il yönetimine atanan zenginler -ki
bunlann çoğu son yerel seçim döneminde partide para
güçlerini kullanıp adaylık kopararak tepeden inmişlerdir-
önümüzdeki seçimlerdeki adaylıklannı düşünerek kesenin
ağzını açmışiardır. Seçildiklerinde, bilgisayariaria donatılmış
yeni bir il binası vaat etmişlerdir. Oysa, DSP Tüzüğü der ki:
'Belirli kişilerin veya çevrelerin Parti'de maddi güçleriyle
etkinlik sağlamalan önlenir. Partiyi halka yabancılaştıracak
etkinliklerden kaçınılır' (S. 98)
Belki. 'Bunda yadırganacak ne var, pek çok partide bu
böyle...' diyeceksiniz. Ancak DSP, biz programına
inananlara ya da halka erdemliliği vaat ediyor, toplumdaki
çıfte standart yozlaşmasına karşı mutlak adaleti savunuyor.
Ecevit, 'dürüstlük' imajı ile etkisini sürdürüyor. Bu imaj,
görüşlerinin de ötesinde etkili oluyor. Maske böyle.
Içeride ise. rantçılıklan geldikleri partilerde tescilli
Sarıgüller'i baş köşeye buyur ediyor..."
BULMACA
1 2 3 4
1
8
SOLDAN SAĞA:
1/ Göl ve bataklık kıyıla-
nnda av kuşlannı çek-
mek için kurulan ve altın-
da bannılabilecek yeri «
olan tuzak... Çabuk dav-
ranan, çevik. 2/ Bir tica- 4
ret senedinin üzerine ya- 5
zılan kefıllik... Pembe
renkli şarap. 3/ Seryum 6
elementinin simgesi... -.
Tevfik Fikret'in, şimdi
müze olarak kullanılan
evi. 4/ Voznesenskiy'in
bir şür kitabı... Etek ucu-
na doğru genişleyen giysi. 5/ Padi-
şah muhafızlığını yapan asker sını-
fi. 6/ Banndırma... Eli açık, cö-
mert, yiğit. 7/ Arsız, şırnaşık...
Yemek. 8/ Telli balıkçıl... Çevik
bir köpek cinsi. 9/ Okyanusya
halklannın erkeklik ve bereket
tannsı... Atıf Ydmaz'ın bir fılmi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ "Dost, metres" anlamında argo
sözcük... Halojenler grubunun
dördüncü ametali olan yalın cisim.
2/ Muşmulaya benzer bir meyve... "Avâzeyi bu âleme Dâvûd
gibi sal /... kalan şu kubbede bir hoş sadâ imiş." 3/ Su... Başka-
sının sırtından geçinen kimse. 4/ Bir göz rengi... Denizayısı da
denilen bir fok cinsi. 5/ Sırtta taşınan yük. 6/ Yelkenli gemilerde
direklere çıkılması için verilen komut... Soyundan gelinen kim-
se. 7/ Bükerek germek için iki kat edilmiş bir ipin ucuna geçiri-
len tahta parçası... Isim. 8/ Ağırlama... Yargı. 9/ Hayvan ve
insanlarda asalak olarak yaşayan bir böcek... Bektaşi dervişi.