Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK1994 PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
Buyrun
bitpazanna
LONDRA
EDtP EMİL
ÖYMEN
Bit pazarlanna pazar günleri nur yağı-
yor. Her kentte. her kasabada, bunlann
irili ufaklı hemen her semtinde büyük
küçük bit pazarları sabah erkenden iİcin-
diye kadar müşteri bekleyecek. Bazılan
çok ünlü. Londra turist rehberlerine gi-
recek kadar. Bu yüzden de pahalı. Ama
hiç tunstik olmayan, sıradan bit pazarla-
nnda en olmadık şeyler en olmadık ucuz
fıyatlara gidecek. Türkler ve Kürtler de-
vamlı müşteriler. Yahudiler de. Diğer
yabancılar da. Mutfağına çatal bıçak
tencere alan, televizyonuna kaset alan.
•üzerine kazak, altına çorap. arabasına
parça alan...
Üç kuruşa türlü ıvır zıvır içinde gerçek
antikaya da rastlandığı olur. Satarun ha-
beri bile yoktur çoğu kez. Zaten haben
olsa. bunu alır müzayede fırmasına gö-
türür, kaça satılır öğrenir. Haberi olma-
dı mı da alır bit pazanna getirir, orada
öylecetutar.
Sıcak soğuk demez pazarcılar. Pazarcı
dedıysek, sadece satıcı anlamına değıl
Alıcılar da. Hafta içlerinde insansız arsa-
lar, hafta sonlannda arz-talep dengesine
göredolar. Hele kentin kenanndaki met-
ro istasyonlannın otoparklan en uygun
adresler. Arz listesi. döküntü süprüntu
ıvır zıvırdan. antikamsı ve eski ama artık
sahıbinin işıne yaramadığı için sokağa
atılan her şe>e kadar. Etikeli çıkartüma-
mış givsiden, daha paketinde duran
gömleğe kadar. Ve bit pazannın bir kö-
şesınde de elbette sebze-meyve reyonu-
muz da hizmetinizde. Ve de çicekcimiz.
Londra"nın turistik köşelerini veren
rehberlere giren birkaç tanesi var ki bun-
lara sadece bakmak için gidilmeli. Batı
kesiminde Portobello. doğu kesiminde
Bricklane ve Petty Coat Lane ünlü turist
avcılan. Pardon. bunlara bit pazan da
denilemez de olsa olsa, antikamsı eski
eserleri çok fahiş fıyatlara yutturmaya
çalışan yerler demek gerek. Normal bit
pazannda üç kuruş için pazarlık yapılıp
iki kuruşa alınabilir de turistik tarifeliler-
de pazarlığın anlamı yoktur. Turist çün-
kü hep gelir oraya. Bir sterlin kaç gulden
eder. kaç peseta eder. markın kuru bu-
gün kaç, bu kaça diyene kadar turist.
kaşla göz arasında kazıklanır ve gıder.
Kazıklanmazsa da sırada öbürü var-
dır zaten. Bit pazarlan ise öyle değil. Sa-
tıcı, aşk için yapar bu işi, alıcı da pazarlık
zevkine varmak için yine aşkla. Bunlan
bizim ucuzcu pazarlardan farklı kılan da
bu zaten. Bit pazarlan. geçım sıkıntısı çe-
kenlerden çok, pazarlık zevkini çıkart-
maya çalışıp arada üç kuruş da sebeplen-
mek isteyenlere.
Gazeted
emekliolmaz,
gazeteciölür
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
Uzun boyu, öne eğik yürüyüşü ve dal-
galı ak saçlanyla hemen göze çarpar.
Basının bulunduğu her yerde vardır. Di-
ğer zamanlannı. yabancı basın için Dışı-
şleriBakanlığı'ncasağlanan"Pressrunı"-
da (Basın Odası) geçirir. Geçirir demek
yanlış, o odarun bir parçasıdır. Teleksin
üzerine eğilmiş silueti odanın simgesi gi-
bidir.
Sözünü ettiğim. Romanyalı Musevi
gazeteci Andrei Bart. Yetmişinci yaşgü-
nünü birkaç yıl önce kutlamışük. Bura-
daki yabancı gazetecilerin en emektan.
Ona kalırsa, gazeteci olunmaz, gazeteci
doğulur. Bu nedenle olsa ki, arkadaşlar
ona "Ne zaman emekli olacaksın" diye
takılınca hep aynı yanıtı verir
"Gazeteci emekli olmaz; gazeteci ola-
rak ölûrî"
O\sa kendisi gazeteci olmaya karar
verdiğinde 25 yaşındaymış:
"II. Dünya Savaşı bitince, gazeteci ol-
maya karar verdim" diyor, "anlatacak
çok şeyim \ardı çünkü."
Anlatıyor işte o günden beri. Savaşı
Romanya"da yaşamış. Savaştan sonra
ülkesinden aynlmış, önce Avusturya'ya,
sonra İsveç'e gelmiş. İsrail'in yüreğinde-
ki >en sıcak; ancak kendisinin kötü bir
İsrailli olduğunu söylüyor. Bununla, ül-
kesinin çeşitli konulardaki çizgisini des-
teklemediğini anlatmak istiyor. Aynı za-
manda Romanya yönetimine karşı mu-
halefeti sürdürüyor. Saatlerce teleks
başında oturmasının nedeni bu.
Andrei Bart içten bir Türk dostu. Da-
ğarcığında sakladığı Türkçe sözcükleri
zaman zaman bizlere söyleyerek şakala-
şır. En sevdiği yemek, döner kebaptır.
Türk kebapçılann çoğunu tanır. Geçen-
lerde. bunlardan en sık uğradığına artık
gitmemeye karar vermiş. Anlatıyor:
"Deükanlının bakışlan. sakalı beni ra-
hatsız etti. Ona sordum: 'Sen fundemen-
talist mısın?" Yanıt verdr. 'Evelallah!: Ben
de ona yanıt verdim: "Öyleyse ben de Aziz
Nesınim dedim. Çocuk kızdı, yere tükü-
rûr gibi yaptı, "O, şevtanın ta kendisi"
dedi. Elimdeki ekmek içi döneri tezgaha
bıraktım; elimle dizboyunu göstererek.
"Sen bu kadarken ben onun kıtaplannı
okuyordum' dedim, çıktım dışan."
Stockholm'e gelip "BarışSokağf nda-
ki Pressnım'a uğrarsanız, onu teleksin
başında göreceksiniz. Kim olduğunu so-
rarsanız, "Andrei Bart" derler ve ekler-
lcr: "Gazeteci."
Sokaklanıısolıığııkesilmezîspanya'daAlaaddin'in sihirli lambasından çıkıp
sorsa de\:
- Hangi ülkede yaşamak istersin?
Hiç düşünmeyin. yaşama scvincinin tadı
damağjnızda kalacak bir ülke var:
- İspanya!
Yaşamak. çok karmaşık bir meyvedir;
başka başka latlar verir her yiyene; başka
anlamlar, değerler yüklüdür. Tek bir tanı-
mı yapılamaz yaşamın. Yine de The Eco-
nomist dergisi ekonomik, sosyal, kültürel
ve politik parametrelerin ortalamasını ala-
rak en iyi yaşanılacak ülkeleri sıralamış.
Ülkelerdeki. l milyon kişiyedüşen McDo-
nald's restoranlan sayısına vanncaya ka-
dar detavlı bir araştırma bu! Ne yapalım.
McDonald's da bir kültür göstergesi!
Sıralamada İsviçre birinci, Almanya
ikınci ülke..Ama yine de siz gelin beni din-
leyin ve "İspanya!" deyin. İspanyollann
slogaru "İspanya başkadır!", kandırmaca
değildir.
Dünyamızda gerçekten yaşanılası bir yer
var mı ki? İnsanoğlu var olalı beri bitmeyen
savaşlar, açlıklar, cinayetler. haksızhklar,
yolsuzluklar. insanın insanı ezmesi... Kap-
kara bir dünya.
Kapkara bir dünya. İşte budur yaşa-
mak; karalığını aklamaktır dünyanın! Bu-
nun için vardır insan. Adı üstünde dünya.
Kusursuz, karasız bir dünya. dünya ol-
mazdı. Cennet olurdu. Neresinde yaşamak
isterdiniz bu dünyanın? Neresidir yaşama-
nın en beyaz olduğu köşe?
Amerika değildir. Bakmayın bolluk için-
de yüzdüğüne, cinayetlerde başı çeker ne-
redeyse. Güvenli değildir yaşamak. İnsan-
lan mutlu değildir, her ne ise mutluluk. Bo-
şanmalann en yaygın olduğu toplumdur;
yarısı boşanmalarla son bulur evliliklerin.
Herhalde bir mutsuzluk göstergesidir bu
da? En çok arabası olan ülkedir. İki kişiye
bir araba düşer. Ama bu da çevre kirliliği
demektir. Her Amerikalı'nın yirmi ton
karbondioksit gazı soluma lüksü vardır!
Bir İspanyol ise beş ton ile yetinir.
Amerika, banş bayrağını elinden düşür-
mez. ama ulusal gelirinden silaha. savun-
ALt
KIŞLAK
maya ayırdığı pay en çok olan ülkedir. The
Economist'in yaşanılası ülkeler listesinde
ancak sekizinci sırayı alabilmiş zaten Ame-
rika.
İsviçre ve Almanya da bolluk ülkeleridir.
Refah ülkeleridir. Ama yanmdır yaşamak
bu ülkelerde. Gelişmiş endüstri ülkelerinin
göz kamaştıncı bolluklan ille de "yaşa-
mak" değildir.
İspanya, ekonornik refahın doruğuna
çıkmamıştır. Yetecek kadar bir bolluğu ya-
kalamıştır. Döküpsaçacak kadar değil. Fi-
esta sürsün yeter. Yaşamını çalışmakla tü-
ketmez İspanyol; fıestaya da zaman ayır-
mak gerekir. Akşamın erken saatlcrinde
durur yaşam öteki Avrupa ülkelerinde.
Mağazalar, bakkallar manavlar kapanır.
El etek çekilir sokaklardan, evlerin içine sı-
kıştınlır yaşam. İspanya'nın siestası vardır;
daha bir canlı sürdürebilmek için yaşamı.
enerjısini yeniler.
Durmasızdır yaşam İspanya'da. Sokak-
lann soluğu kesilmez hiç. İspanya coşku-
dur, İspanyol coşkuludur. Akdenizateşi ile
yoğrulmuştur İspanyol. İnsancıldır. Pav-
laşır. Cömerttir.
Ispanyollar. alkol tüketiminde Almanla-
n geçemezler, ama Amerikahlann üstün-
dedirler. Bir İspanyol, yılda ortalama 10
litre alkol ile yaşamın kuruluğunu ıslıyor.
Almanya'da, Isviçre'de 1000 kişiye 400 ga-
zete düşerken İspanya'da yalnızca 80 gaze-
te düşüyor. Gazete okumanın gereksizliği-
ni anlamış İspanyollar. Yaşamak, yaşanı-
lanı okumak değildir; yaşamak, yaşanıl-
ması gerekeni yaşamaktır. İspanyol'un
okumaya zamanı yoktur yaşamaktan.
Öteki Avrupalılann ise okumaktan za-
manlan yoktur yaşamaya. Gazete. bir kül-
tür göstergesi. Yine bir kültür göstergesi,
" 1000 kişiye düşen televizyon sayısına" göre
İspanyollar. Arnerikalılara göre çok "kûl-
tür yoksulu": 1000 Amerikalı'nın 800 tele-
vizyonu. 1000 İspanyol'un ise yalnızca 400
televizyonu var. İspanyollann Amerikalı-
lardan daha kültürsüz olduklan söylenebi-
lirmı?
Derginin on yıl önceki aynı araşürması-
na göre İspanya, on birinci sırada yer alı-
yormuş. Tam on yılda on birincilikten
üçüncülüğe çıkmış ispanya. Bu on yıllık
dönem, Felipe'nin başında olduğu bir sos-
yalist dönemdir. İspanya, politik özgürlük-
lerde, sivil özgürlüklerde başlarda gelen bir
ülke. Kim ne derse desin. İspanya'run en
yaşanılası ülkelerin başlannda gelmesi,
sosyalistlerin yadsınamaz bir başansıdır.
Hangj ülkede yaşardınız? The Econo-
mist. Türkiye'yi bu araştırmasının içine al-
mamış. Nedenli yaşanılasıdır göstergelerin
gözünde Türkıye. bilmiyorum.
Evet "İspanya başkadır!" ama, elbette
"Bir başkadır benitn memleketim!"
Dünyanınküçükdevi
Uzakdoğu'nun refah örneği Singapur'daki hayvanat bahçesinde 2000'e yakın hayvan doğal ortamda yaşıyor
İngiliz Doğu Hindistan
Kumpanyası'ndan Sir Thomas
Stamford RafFles, atandığı şir-
ketine yer ararken 1819'da, Ja-
hor Sultanı'yla anlaşıp ada ülke
Singapur'u keşfcttiğinde nüfu-
su hiç de kalabalık olmayan bir
bahkçı köyüydü.
Singapur hakkında ülkemiz
basınmda yazılanlar -her yıl de-
ğişen istatistiki bilgiler dışında-
üç aşağı beş yukan aynı şeyler-
dir. Bizce bu yaalanlann örtüş-
meleri; yazanlann 'gözlem fu-
karası' olmalanndan değıl.
yazılmalannın gereklilıği ile
açıklanabilir ancak.
Bu ülke adını da ilginç bir
öyküden alıyor. Rivayete göre
prens. yerleşim yeri aramak için
ormanda dolaşırken bir kaplan
görür. Karar kıldığı yere Singa-
pur adını 'münasip' görür. Bö\ -
lece ülkenin adı, 'Aslan Şehir1
anlamına gelen Singapur ola-
rak kalır. (Singa: Kaplan, Pur:
Şehir).
'Dünyanın Vitrini'. "Lzakdo-
ğu'nun Refah Örneği". 'Dün-
yanın Küçük Devi', 'Kültür ve
Gelenek Mozayiği' gibi birçok
sıfata layık görülen Singapur,
'minik' \ e ijginç' bir ada ülkesı.
I946'da İngiliz sömürgesi.
l%3'te Malezya'nın bir par-
çası, I965'te bağımsız olan bir
ülke için 'dün' sayılabilecek ta-
rihte (1971) İngilizlerin askerle-
rini çektikleri bu 'minik' ada ül-
kesi, nasıl olduda Raffles'in ha-
SINCAPUR
CENGİZ
YILDIRIM
yalgücünün smırlannı fersah
fersah aşıp bu aşamâya geldi?
Singapur'un ilerleme ve
büyümedeki 'azim ve ka-
rarlılığı' milli marşında dahi
yansımasını bulmuş. Sözü ve
müziği Zubir Said'e ait bu marş
şöyle: "Haydi Singapur halkı,
hep biriikte mutluluğa yürii-
yelim. Bü>ük emelimiz Singa-
pur'u başarıya ulaştırmaktır.
Yeni bir anlayışta birleşelim.
Biriikte dua edelim. Singapur
ilerlesin, Singapur ilerlesin."
İşin dua kısmını "Geç bunlan
anam babam. geç bunlan" diye-
rek geçclım de bu ülkenin ken-
dinden söz ettiren bazı önemli
özelliklerini aktaralım.
Her şcyden önce ilginç ya-
saklannı vurgulamak gerekir.
Örnek mi? Belirli yerler dışında
sıgara içmek. yerlere sigara iz-
mariti ve kuşlara yem atmak.
verlere tükürmek. sifonu çek-
memek vb. gibi 'suç'lar. 500 ile
1000 dolar arasmda değişen
para cezalanna tabi. Çiklet ıt-
hal etmek mi 'büyük suç'lardan.
Hele hele çiklet çiğnemek?
Aman yarabbi! Ne büyük
'saygısızlık' ve dahi 'hafiflik.'
Bu 'hafiflik'in cezası, pek de
'hafif değil: I000dolar(cık).
"Bu ülkenin yasaklanndan
başka özelliği yok mu" deme-
yin. Olmaz olur mu? Bu "mi-
nik" ülke. nüfusunun iki kata
kadar turist ağırlıyor. (Nüfusu
2.7 milyon) Bir havaalanı var ki
ne kadar anlatılsa 'kelüneler ki-
fayetsiz' kalır. tek kelimeyle
'muhteşem.' Ya o 2500 çeşit çı-
çek ve ağacın bulunduğu 'Bota-
ıtik Bahçesir>
Hele hefe 2000'e
yakın hayvanın kendi doğal or-
tamlannda yaşadığı 'Kayvanat
Bahcesi*1
Dünyada kendi alanı-
nda ön sıralarda gelen 3000 çe-
şit kuş türünün bulunduğu 'Ju-
ron Kuş Parkı'nı unutmak
mümkün mü? Az kalsın unutu-
yordum: Dünyanın en işlek li-
manlanndan biri de burada.
Kapasitesi mi° Yılda 80.000
(yazıyla: Seksen bin) gemi giriş
çıkış yapıyor. Coğrafı konumu-
nun limanın 'cazibesini'
arttırdığı belirtiliyor. Ülkede
petrol çıkam'adığı halde Uzak-
doğu Asya'nın en büyük petrol
işleyicisi bir ülke. Hava yolu
taşımacılığında ise pek çok ül-
keye 'nal toplattırdığını' hemen
belirtelim.
Bu ülkenin insanlan inanç-
lan doğrultusunda o kadar öz-
gür ve rahatça yaşayabiliyorlar
ki "Birçok değişik dine, kültüre,
gelenek-göreneklere hoşgörü-
nün •timsali'dir" denilse 'abart-
ma' savılmamah.
CENÇLER
BtZE KATILIN!
BtZE KATILIN Kİ
* ONURLU BİR MESLECE,
* CÜVENL1 BİR CELECECE,
SAHİP OLUN.
* UZMAN ERBAŞ ALIM İŞLEMLERİ DEVAMLI YAPILMAKTADIR-
KARA KUVVETLERİ KOMUTANLlÇlNA KOMANDO BİRLİKLERİNDE UZMAN ERBAŞ
OLARAKİSTİHDAMEDİLMEKL'ZEREKOMANDO PERSONELİ ALINACAKTIR.
ADAVLARDA ARAN'ILACAK NİTEI.İKLER:
• En az ORTAOKUL mezunu olmak.
- lLKOKULmezunlan için askerligini KOMANDO olarak japmış ve askerligi esnasmda başarı belgesi almış olmak.
- Halen çavuş. onbaşı veya er olarak askerlik hizmetini yapmaku olmak veya terhis tarihi üzerinden 3(Üç) >ıldan fazla süre
geçmemiş olmak.
- Yapılacak mülakat ve sınavlarda başanlı olmak.
- Halen görevde olanlar için uygun nitelik belgesi almış olmak.
- Askeri hasianekrüı birinden "Uzman Erbaş olur" kayıtlı sağlA raporu almış olmak.
- Yapılacak güvenlik sonjşturmasından olumlu sonuç almak.
ALIMI VAPILACAK BRANŞ VE İHTİSASLAR:
A. Komando Birlikterine:
1. Askerük yükümlülüğünü oiağanüstü hal bölgesinde veya dışında komando olarak yapmış veya yapmakta olanlar.
2. Askerligini oiağanüstü hal bölgesinde yapmış veya yapmakta olanlardan operasyonlara katılmış ve belge almış olanlar.
3. Geçici olarak oiağanüstü hal bölgesinde görev yapmış, oparasyonlara katılarak belge almış olanlar.
4. Sırur ötesi hareka^ kaülarak belge almış olanlar.
5. Yukandaki niteliklerden birine sahip en az ilkokul mezunu ve komando ihtisaslı olanlar.
B. Diger Sımriar:
Piyade, Tank, Top, lstihkam, Muhabere, Ulaştırma, Levazım, Ordudonatım ve Kara Havacılığı sıruflanna en az oriaokul
mezunlarının daha önce iian edilen esaslar dahilmde alunlanna devam edilmektedir.
Mİ RACAAT İÇİN İSTENEN BELGEIER:
- Dilekçe (Hangi smıfvebranş için uzman erbaş olmak istediğini belirten).
- Nüfus cüzdanı sureti.
- Adli sicil raporu (Cumhuriyet Savcılığından/ terhis olanlar için).
- En son durumununu gösterir 4.5x6 ebatlı 9 adet fotoğraf.
- İlkokul mezunlan için başan belgesi (Askerlik hizmeti esnasında almış olduğu takdir, teşekkür, operasyona kaülma veya sırur öte
si harekata katıldığma dair belgelerden herhangi biri).
Ml'RACAATI.AR:
- Uzman erbaş alım işlemleri SUREKLİ bir uygulamaya dönüştüriilmüştür.
- -\skerlik hizmetini yapmış olanlar K.K.EGİT1M KOMI'TANI.IGI MAMAK/ ANKARAadresine HER AN ŞAHSEN
VEYA POSTA İLE MÜRACAAT edebileceklerdir.
Rusların en çok sevdiği
hak, dinlenme hakkı
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
SAHİP OLACAClNIZ DİCER H A K VE AVANTAJLAR :
* İyi bir gelir.
* Lojman hakkı veya lojman tazminatı,
* Ordu Pazanndan yararlanma.
* Bedeli mukabilinde zaü tabanca edinebilme ve taşıyabilme.
* 20 sene hizmet edip 25 sene üzerinden emekli olabilme,
* Askeri hastanelerden ve çeşitli sağhk hizmetlerinden yararlanma (Siz, eşiniz. çocuklannız ve bakmakla
yûkûmlü oldugunuz kişiler),
* Sözleşme süresini biürip aynlmak isteyen ya da kendi kusuru olmaksızın hizmet süresinin uzaülma-
ması nedeniyle ajT.lanlara ikramiye,
* Çalışılan sürenin diger sigorta kurumlarına (S.S.K., BACKUR) aktarüabilme imkaru.
BİZE KAT1LMAK İÇİN ACELE EDİN !
Burada yaygın bir şakadır. Dünya işçi-
lerinin ideali. Rusişçisi gibi çalışıp Ameri-
kan işçisi gibi kazanmaktır.
Bu, Ruslann kendi tembellıkleriv le
alay etmc yeteneklerini yansıtır.
Kendisiyle alay edebilmek iyi bir özel-
liktir. Ama tembellikle ilgıli olarak aynı
şeyi söylemek zor.
Daha geçenlerde yeni yıl mesajlan ya-
yımlandı ve bunlann bazılannda. gele-
neksel olarak Rusya halkının çalışkan ve
becerikli olduğundan söz edildi.
Hangısi doğru? Ruslar çalışkan mı.
tembel mi?
Burada eski ideolojik ahşkanlık. bir
konu incelenırkcn onunla ılgili olarak Le-
nın'in nedediğine bakmaktı. Biz de böyle
yapalım "Sovyet iktidarının gündeminde-
ki göre\ler" adlı vapıtında. iş disiplinin-
den söz ederken Rus halkının tembel
olduğunu belirtiyor Vladimir İliç.
Bir de güncel bir örnek seçelim. İzvesti-
ya gazeıesinin geçen günkü ana başlığı
şöylcydi: "Vurttaşlarının bu kadar çok ta-
til > aptığı bir devlet asla zenginleşemez.n
Gazete. yılbaşı ve noel tatıllcn arasında
kalan birkaç günün de fıilen tatile dönüş-
türüldüğünü ve toplam on gün iş yapıl-
madığını aktanyordu.
Bu konuyu elcştiren İzvestiya da uzun
bir tatile girdi. Söz konusu yazı perşembe
günü çıkmıştı. Sonra noel tatili. Ve Rusya
gazetelerinin geleneksel tatilleri olan cu-
martesi-pazar girdi araya (Bu nedenle
pazar ve pazartesi günleri gazete yayım-
lanmaz Rusya'da).
Benzer bir durum. her yıl mayıs ayında
ortaya çıkıyor: 1 Mayıs emekçi (ve ba-
har!) bayramıyla, 9 mayıs zafer bayramı
arasındaki günlerde üretim fıilen felce uğ-
ruyor.
Aynca bayram sayılan da artıyor
Rusya'da. Ateizmi reddettiğini her fırsat-
ta kanıtlama çabasındaki devlet, dini
bayramlan birer birer tatile dönüştürü-
yor.
Yurtaşlar. devletin kendilerine yeni ta-
tiller armağan etmesini sevinçle karşılı-
\or. Bu yalnızca Rusya yurttaşlanna
özgü bir tutum değil tabii.
Rusya'ya ve onun yurttaşlanna özgü
olan durum şu: İşc geç gelinmesine, işten
erken çıkılmasına, hastalık ve başka ne-
denlerle alınan ızinlere son derece sık ras-
laruyor. Her yıl başında üretimi aksatan
bu tür nedenler. istaüstik verilerle biriikte
açıklanıj or. uyanlar yapılıyor, ama deği-
şen pek bir şey olmuyor.
Rusya'nın birçok kentinde inşaat işle-
nnde çalışan Türk işçilerinin "ne kadar
hızlı ve disiplinli" olduklanyla ilgıli sık sık
rastlanılan övgüler. biraz da işçilerimizin
Rus meslektaşlanyla karşılaştınlmasına
dayanıyor.
Bazı Türk firmalan. ucuz işgücü olma-
sı nedeniyle baştan Rus ışçıleri çahştır-
mışlardı. Sonra onları yeterince çalışkan
bulmadıklannı belırterek Türkiye'den iş-
çi geürmeye başladılar.
Bu arada Rusça bir sözcük. bütün
Türk fırmalannda telafuz edilir oldu:
"Perekur", >ani sigara molası. Buranın
neredeyse dokunulmaz bir hakkıydı bu.
İşçi yorulduğu zaman gider dinlenir. siga-
rasını içer. becerebilirse "bir-iki fırt çe-
ker", sonra işinin başına dönerdi (veya
dönebilirdi!)
Dinlenme hakkı, Rusya'da en çok sevi-
len anayasal hak. Gerçi en az onun kadar
anayasal olan bir başka hak daha var:
Çalışma hakkı. Ama şimdi bundan söz
edip de kimsenin rahatını kaçırmayabm.
Hem zaten bugün pazar.
Romanlannız
ve
ansiklopedi
leriniz
yerinizden
alınır.
Tel:5540804
Sağhk
cüzdanımı
yitirdım.
Hükümsu7dür
BLRAK
GÖKALP
GAZİPAŞA ASLİYE HUKUK
HÂKÎMLİĞİ'NDEN
DosyaNo:1991 193 D.Günü: 8.3.1994
Davaa Mehmet Baz ve Osman Karaca vekili Av. Engin Dik-
men tarafından davalılar Mehmet Çetiner ve Musa Sözen aleyhine
mahkememize tazminat davası açılmış olup yapılan yargılaması sıra-
sında da\ acılar vekili Av. Engin Dikmen'in vefat ettiği ve davaalara
duruşma günü tebliğ edilmesi için tüm araştırmalara rağmen davaa-
lardan Osman Karaca'nın adresi tespit edilemediğinden duruşma
gününün davacı Osman Karaca'ya ilanen tebliğine karar verilmiş ol-
makla.
Karar gereğince davacı Osman Karaca vekili Av. Engin Dikmen'-
in vefaü nedeniyle Osman Karaca'nın duruşmadanttaberdarolması
için Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1991/193 esas sayılı da-
va dosyasının duruşmasının 8.3.1994 tarihi olduğu, davacının duruş-
ma günü gelmesi veya kendisini bir vekille temsü ettirmesi, gelmediği
takdirde duruşmaya yokluğunda devam edileceği ve hüküm kurula-
cağı hususu HUMKnun 213 ve 377. maddeleri uyannca ilanen tebliğ
olunur.
Basın: 45137