Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK1994 PAZAR
10 PAZAR KONUKLARI
Ekonomide devletinyerinden, PKK'ya; taban demokrasisinden,çok özfilsovulara
y
J. eni Demokrasi Hareketi
(YDH) basında daha çok 'Cem
Boyner ve arkadaşları' olarak
îanınıyor. Kimileri onları dönek
solcularla değişiklik arayan
zengin delikanlıların kurduğu
bir 'Jîkir klübü 'gibigörüyor;
kimileri ise demokrasi
savaşımındayeni, diri ve hızla
gelişen birgüç. Onlarsa bir
'yurttaş girişimi'nden bir 'siyasi
parti'ye dönüşmenin
hazırhkları içindeler...
YeniYeni Demokrasi Hareketi'nin önde gelen taşıyıc ı lan Cumhuriyet muhabiri Aydın Engin'in sorularını >anıtladılar. (Soldan sağa) Hüseyin Ergün, Cem Boyner. Memduh Hacıoğlu, Aydın Engin ve Asaf Savaş Akat.
DemokvasiHcueketikeıuM tamtiyovAYDIN ENGİN
izin Yeni Demokrasi Hareketi,
anktşüan hızla bir siyasi hare-
kete ve partiye dönüşecek.
İlk kim başlattı bu hareketi?
Sereden ve kimden geldi ilkfi-
kir? Kamuoyu bunu Cem boy-
ner 'in girişimi olarak biüyor.
Cem Boyner - Yanlış bilıyor. Bizim hare-
ketı ilk Hüseyin Ergûnarkadaşımızbaşlattı.
Örneğin benimle buluştu. Üstelik bunu bir
sohbet gjbi değil, elinde hazır bir metinle
gelerek ciddi bir hareket olarak başlattı. Ni-
tekim o metin daha sonra bizim temel çıkış
noktamızı oluşturdu. Ardından. ama bir
kaç gün ardından, Memduh Bey'le benim
bir sohbetım oldu. Şaşılacak kadar kısa sü-
rede tam bir fıkir uyumu içine girdik. Bir-
kaç gün sonra Asaf Savaş hocayla görüş-
tüm. Hüseyin Ergün arkadaşımız başka ar-
kadaşlarla konuştu. Çok kısa sürede. beş
altı gün içinde bu hareket doğdu.
- O zaman Hüseyin Ergün'e sora-
cağım. Sol hareketten gelen siz
varsınız. Sonra Zülfü Dicleli var
aranızaa. Bunun yani sıra İstanbul
Sanayi Odası 'nın başkanhğuu bir dö-
nem üstlenmiş Memduh Hacıoğlu
gibi, Cem Boynergibi bir başka sana-
yici ve işadamı bir arada. Bu kadar
r
arkb siyasal ve toplumsal kökenler-
dengelenleri bir araya, bir siyasalha-
rekette bir araya getiren çimento ne-
ttir?
Cem Boyner - Demokrasi.
Asaf Savaş Akat -Reform. deği-
şiklik...
Memduh Hacıoğiu - Cretken ve
verimli bir Türkıye hedefı.
Cem Boyner - Evet reform da ta-
Çağı yakalayabilmek özlemi.
maalesef tarihin çöplüğûne doğru gidece-
ğiz. Bu yol aynmında çok fazla vaktimiz
yok. Sıştem İsviçre peynirine döndü. Delik
deşik. Öbür tarafı görünüyor. Çok uzun
vakit kalmadı gibi gözüküyor. Bu noktada
Türkiye'yi demokratik platforma götüre-
cek herkesle işbirliği yapmaya hazınz. Bu
alanda anlaşmamak çok zor. Çünkü her-
kesin amacı girmek istediğimiz lig. Gerçek-
ten birinci ligdekı ülkeler arasına girmek.
ulaşmak ıstiyorsak, Batı Avrupa, Amerika,
Kanada, Japonya'nın bulunduğu lig yani...
Oranın standartlannı yakalamak zorun-
dayız. Aslında eskı sağ \e eski solu temsil
ediyor gibi gözüken siyasi partiler de aslı-
nda eski sağ. eskı sol değıl. Onlar da çok
değişti. O mirası oya çevirmek istiyorlar.
Ama çok değiştiler. Artık o söylemi bile
kullanmıyorlar. Eski sağ ve eski solun söy-
lemini bile kullarımıyorlar. Ama kendileri-
ni eski sağın ve eski solun devamı gibi de
gösterebiliyorlar.
- Eğer Yeni Demokrasi Hareketi bir aydın
hareketi olarak kabnayacaksa... Şunu sor-
Memduh
Hacıoğlu
İSO eski başkanı,
sanayici "Devlet
ekonomiyi iyi
yönetemez",
demek yanlıştır.
Doğrusu "Devlet
ekonomiyi
yönetemez"dir
bıı.
Kurumlanndan onur duyabileceği-
miz bir ülke üretme...
Hüseyin Ergün - Bakm sol, sağ gibi kav-
ramlarla, kökeni soldan, kökeni büyük
burjuvaziden gibi kavramlarla Yeni De-
mokrasi Hareketi'ni açıklamanın mümkün
olmadığını. bunun doğru olamayacağını
düşünüyorum. Kurumlan işlemez olmuş,
insanlan mutlu olamayan. çok tehlikeli bir
dönemeçte bocalayan bir ülkede öncelikle
demokrasının ve ekonominin sağlıklı işle-
mesi isteği ve buna iradi olarak müdahale
etme kararlılığıdır Yeni Demokrasi Hare-
keti'ni doğuran.
Taban demokrasisi
- Gene de bu denji geniş bir yelpazeye ya-
yıbruş çeşitlib'ğiniz, evet, bir demokrasi giri-
şiminde yeterli bir çimento olabiür belki.
Ama bir siyasal birlikte, bir partide buluşa-
bilmek... Bu mümkün mü sizce ?
Hüseyin Ergün - Şimdi ahşılagelmiş yak-
laşımlar var. Aşmamız gereken yaklaşım-
lar. Örneğin bir program ve çevresinde bu-
uşmak. Oysa biz katılımcı demokrasiyi he-
defliyoruz. Bir konuda ilgili olanlann, bu
bir çevre olur. bir grup olur, bir girişim olur,
seçmenler olur. partililer olur, hiç önemli
değil. Tam bir katılımla ve gönüllülük te-
melinde...
- Yani temsili demokrasi yerine taban de-
mokrasisi deyinü uygun mu burada ?
Cem Boyner- Evet. Tabii. Bakınçağın ge-
reği bu artık. Köhnemiş, çürümüş kurum-
larla yürümeyecek hiçbir şey. Zeitgeist diye
bir kavram var, çağın ruhu.
- Siz bu kavratru çok seviyorsuıutz. Sık
kuüanıyorsunuz.
Cem Bo> ner - Tabii, çok önemli. Çok bü-
yük bir kavram. Çağın ruhunu yakalamak,
değil nıi ?
- Anhyorum. Peki hangi toplumsal kesim-
lerle ya da hareketlerle diyalog arayışı için-
desiniz ya da olacaksuuz ?
Hüseyin Ergün - Hedeflerimizin, görüşle-
rimizin tümünü ya da kimi noktalannı be-
nimseyen herkesle. Bu bizim varoluş gerek-
çemiz. Demokrasiyi biraz da böyle anlıyo-
ruz.
- Peki basında daha şimdiden kimi parti-
lerle Uişki kurduğunuz, diyalog içinde oldıı-
ğUTtuz yaztldı.
Memduh Hacıoğlu - Yazıldı, evet.
Cem Boyner - Doğru değil ama.
- Örnepn Aydın Menderes'le...
Cem Boyner - Hayır.
- Büyük Değişimpartisi BDP ile bir itişki-
niz söz konusu mu ?
Cem Boyner - Hayır henüz olmadı.
- Ama siz şununla görüşürüz, şununla gö-
rûşmeyiz gibi baştan konmuş bir baraj yok
diyorsunuz-
Cem Boyner - Baraj. yolu kapama... Ha-
yır hayır. tam tersine. Dediğimiz gibi, kesi-
şen bir noktamız varsa hemen görüşmek is-
teriz. Türkiye bir yol aynmında. Çok
önemli bir dönemeçte. Ya bunu doğru dü-
rüst dönecek. Demokrasiye doğru. Ya da
mak istiyorum: Seresi sizin etki alanıruz.
yayılma alanıruz. destek bulacağınız, yandaş
bulacağımz kesimler nereleri ?
Asaf Savaş - Herhalde böyle bir hareke-
tın büyük kentlerden yola çıkacağmı dü-
şünmek lazım. Büyük kentlerden. büyük
kentlerin içinde belli bir okuma yazma ve
kültür ve siyasete ilgi üçlüsüne... Böyle bir
matris düşünebiliriz insanlann siyasete ilgı
duyması için... Yani bu üç vasıftan birine
ya da birkaçına sahip olan insanlann ilk
aşamada böyle bir hareketle siyasi olarak
ılgilenebileceklerini düşünüyoruz... Yani
"değişinı" ve "statüko" arasında bir tavır
gelişecek. Sol kökenh seçmenler arasında
fevkalade tutucular. işçilerin içinde fevka-
lade tutucular. zengınlenn içinde fevkalade
tutucular ve gene aynı kesimlerin içinde de
her türlü değişiklikten yana kesimler
oluşacaktır.
- Peki örneğin... Örneğin t'sküdar
çarşısındakUer? tsküdar çarşı esnafi
size ilgi auyacak mı? Ya da tersine...
Cem Boyner - Sanınm Hüseyin
Ergün yanıtlayacak bu soruyu. ama
bir şey söylemek istiyorum arada,
Asaf Savaş Akat hocamız ne dedi,
"reform* dedi, "değişiklik" dedi.
Kim ister değişikliği? Ondokuzuncu
yüzyılrn, hatta yirminci yüzyılın ilk
yansının söylemi neydi? "Zincirlerin-
den başka kaybedeçek hiçbir şeyi ol-
mayan" insanlar. Öyle değil mi? Bu-
rada da Türkiye'de de kokuşmuş
müesseselerinden başka kaybedecek
hiçbir şeyi olmayan milyonlarca in-
san var. Trafıği yönetemiyor...
- Kim? Devleti amaçbyorsunuz an-
ladtğım kadanyla ?
Cem Boyner - Evet, evet. Tabii. Vergi
toplayamıyor. Vergi dağıtamıyor. Bürok-
rasi çahşmıyor. Hastaneleri hizmet vermı-
yor. Yok. Çalışan, onur duyacağı kurumu
yok. Ya da bir elin parmaklan kadar ya sa-
yabilirsiniz. ya sayamazsınız. Değışımi bu-
rada görmek lazım. Burada aramak lazım.
Yani çalışmayan müesseselerini, utanç
duyduğu, gurur duymadığı müesseselerini
değiştirme ısteğı ve bu çok yerde yanıt.
yankı buluyor. Bunu söylemek istedim.
Hüseyin Ergün - Aynı doğrultuda bir ek
yapacağım. Özeti bu. Aslında özeti. yeniliği
arayan insanlardır bizim hareketimizin
yandaşlan.
- Su benim saydığım çevreler buna dahil
mi? Örneğin tsküdar çarsısı esnafi...
Hüseyin Ergün - Evet.
- Konyab kantariyeciler?
Hüseyin Ergün - Evet. Şimdi bakm...
Asaf Savaş Akat - Bazılan. Hepsi değil.
Hüseyin Ergün - O sizin saydığınız Üskü-
dar çarşısı esnafının çöpü toplanmadığı za-
man onlar buna dahildir. Vergi konusunda
sıkıntısı olduğu zaman buna dahildir. Adli-
yede meselesıni çözemediği zaman buna
dahildir. O bakımdan toplumun birikmiş
ve bugünkü sistem içinde çözemediği... Er-
dem konusu da buna dahil. Yani kendisin-
den rüşvet istenmesin istiyor. Politikaalar
kendisini adi bir şekilde kandırmasın isti-
yor. önüne hep aynı insanlann çıkması-
ndan tedirgin. Şimdi bütün buralarda bu
çürümüşlüğü. köhnemişliği insanlann bü-
yük bir kısmı istemıyor. Bir "geleceğe beni
götürebilir mi umudu" anyorlar.
Enflasyonun temel nedeni devlet
- Peki. Çok yahn bir soru: Enflasyona
karşı bir reçeteniz var mt?
Memduh Hacıoğlu - Var, var.
- Bu kadar kesin.
Memduh Hacıoğlu - Tabii. tabii. Şimdi
bir kere işin temelınde şunu söyleyebıliriz:
"Hükümetler, siyasi iktidarlar başanlı de-
ğildirler" sözü doğru değildir.
- Doğru değildir ?
Memduh Hacıoğlu - Evet. Öyle diyorum.
Sözün doğrusu: Hükümetler, siyasi iktidar-
lar ekonomiyi yönetemezler. Yani bir
tanım olarak alacak olursak "Bir fîlin bir
serçe kadar uçamayacağı" sözü değil. "Bir
fılin hiç uçamayacağı" sözü doğrudur.
Cem Boyner - Çok güzel. Gerçekten doğ-
ru.
Memduh Hacıoğlu - Onun için enflasyo-
nun bugün temel nedeni devlettir, hükü-
metlerdir. hükümetlerin uygulamalandır,
ekonomik politikalandır. Yani artık siz hü-
kümetlerin geleneksel ekonomik politi-
kalannın artık uygulanmaması yönünde
gereken atılımlan yaparsanız enflasyonun
önlenmesi konusunda çok rahat mesafe
kaydedersiniz. Bugün parayı devlet basar.
parayı devlet borçlanır ve aynı zamanda
devlet vergi toplayarak bütün ekonomik
faaliyeUeri bir şekilde güç odağı haline geti-
rir. Şimdi bu güç odağı ne kadar büyürse
enflasyon da o oranda büyüme tehlikesi ta-
şır. Bütünmesele de\leti ekonomide müm-
kün olduğu kadar küçültebilmektir. Yani
devletin ekonomik faaliyetlerine mümkün
olduğu oranda son vermektir. Bunu yaptı-
ğımız takdirde enflasyonun çok rahat önle-
nebileceği ve çok sağlıklı bir üretim toplu-
mu olabilmenin yolunu bulabileceğiz. İş
buradan geçer.
- Yani devletin ekonomikfaatiyetlerinimi-
nimuma indirgemek...
Hüseyin Ergün - Burada bir saplama
yapmak istiyorum. Enflasyon devlet har-
camalanndan kaynaklanıyor, gelirlerinden
değil. Devletin harcamalanndan ötürü.
Şöyle: Mesela KDV. KDV Türkiye'de dev-
let gelirlerini, vergi gelırlerini sıçratmıştır.
Ama enflasyon durmamıştır.
Tam tersine artmaya devam etmiştir.
Yani bütün mesele devletin kendi gelirleri-
ne göre harcamayı bilebilmesidir.
Politikacılar para basmayı, borçlanmayı
Hüseyin Ergün
EskiTİP
yöneticisi,
iktisatçı
Kürt sorununda
"Verkurturda,
"Vurkurtul"da
yanlıştır.Doğrusu
"Konuşveçöz"
olmak gerekir.
keşfettikten sonra devletin gerçek geürlen-
ne göre harcamaktan vazgeçtiler.
- Evet, yani ekonomik varhğını minimu-
ma, en aza indirgemesi olarak mı yani?
Memduh Hacıoğiu - Şöyle söyleyelim: Bir
yerde bir şekilde ekonomik bir anayasa
yapması lazım.
-Kim?
Memduh Hacıoğlu - Yurttaşlar... Bunu
yurttaşlann yapması lazım. Siyasi iktidara,
hükümete şunu sormalı. daha doğrusu söy-
lemeli: Bir kere sen (devlet) sonsuza kadar
borçlanamazsın, bir. Sen istediğin kadar
para basamazsın, ıkı. Sen istediğin kadar
vergi toplayamazsın, üç. Yani yurttaşlann
siyasi iktidara baskı yapıp bunlan kabul et-
tirmesi lazım. Yani bir şekilde bir ekono-
mik anayasayı amaçbyorum bununla. Bu
yapılmadıkça enflasyonun aşağı çekilmesi-
nin imkanı yoktur. Yani hükümetlerin
ekonomik güç odağı olmaktan uzaklaştın-
lması laamdır ki gerçek demokrasiye kavu-
şalım.
Cem Boyner - Nasıldı o söz? Sana her şeyi
verebılecek kadar büyük bir devlet, herşeyi
alabılecek kadar da büyüktür. Barry Gold-
»ater'ındı galiba bu söz değil mi?
- Peki Sayın Boyner. Siz Yeni ûemokrasi
Hareketi'ni bir model olarak anlattığımzda
bir ûçgenden söz ediyorsunuz. Üst köşeye
' 'özgürlük"üyerleştiriyorsunuz. Att köşeler-
den birinde ''verimlilik ",ötekinde de..
Cem Boyner - "Eşitlik" var.
- Evet. Doğru anunsıyorsam özgürlûğü,
kavramm içerdiği bütün yasaklann kalktığı
bir özgürlük düzeni olarak tanımhyorsunuz.
Verimliiiği topluma, kamuya yük olmayan
işletmeler diye tanımhyorsunuz ve esitliği de
"firsat eşitüği" diye... Bir kere bu "eşitak"te
firsat esitliği ötesinde...
Memduh Hacıoğlu - İnsan haklan var ta-
bii...
Cem Boyner - Onu özgürlük kavramı
içinde ele aldık.
- Evet. Sizin ünhl üçgene bu bağlamda, bu
çerçevede bakddıkta, ayrıca deminden beri
burada savunduğunuz açıklamalara da ba-
kıldıkta su soruyu yönehmek gerekiyor ben-
ce. Sizler, Yeni Demokrasi Hareketi'ndeyer
alan sizler; özünde, modernleşmis, çağdas-
laşmıs, incelmis, insanallaşmış bir kapitaliz-
mi mi savunuyorsunuz ?
Asaf Savaş Akat - Evet. Evet. Hatta o ka-
dar da inceltmeye ihtiyaç yok. Ben kendi
Cem Boyner
TÜSÎADeski
başkanı, sanayici
Dantederki:
Cehennemin en
sıcak yerleri, ulusal
kriz döneminde
tarafsız kalmayı
tercih edenlere
aynlmıştır.
hesabıma başka neyin savunulabileceğini
bilmiyorum.
Yani açıkçası sosyalizmi savunan kimse
kaldı mı... Var galiba..
. Ama yani işte. "Ben Türkiye'nin Ameri-
ka gibi olmasını, Almanya gibi olmasını is-
tiyorum" diyorsam, savunduğum açık se-
çık ortada. Evet. Yani incelmesi fılan da ge-
rekmiyor.
- Anladım. Anhyorum. Açıkça ifade edi-
yorsunuz zaten.
Asaf Savaş Akat - Demokrasiyi savunu-
yoruz. Siyasi liberalizmi savunuyoruz.
Ekonomik liberalizmi sa\"unuyoruz.
Bir de doğrusu herhangi bir mahcubiyet
duymadan savunuyoruz.
- Yani siz "Kapitalizmi mi savunuyorsu-
nuz"deyince... Siz hemen "Ayıptır sorması,
sizler kapitalizmi mi savunuyorjunuz?" diye
anladınız gah'ba.
Rekabete inanıyomz
Cem Boyner - Yok canım. Öyle anlama-
dık. Ama sorduğunuz gibi, evet. Bizsiyaset-
te ve ekonomide liberalizmden yanayız. Re-
kabete ve serbest pazar ekonomisine inanı-
yoruz.
Hüseyin Ergün - Bakm şöyle söylemek.
şöyle koymak daha doğru bence. Yani ka-
pitalizm ya da değil gibi tanımlann sorunu
tam kavramadığmı, en azından benim açı-
mdan böyle olduğunu düşünüyorum. K.a-
pitalizmi savunmak benim işim değil. Sa-
vunmuyorum da. Ancak yeni demokrasi
hareketinin çıkış nedeni de, var oluş nedeni
de bu değil ki zaten. Sorun şu yürümeyen.
şu insanlan mutlu edemeyen, çürümüşlüğü
aşmak, üretken, verimli, özgür ve demokra-
tik bir toplum yaratmak. En azından ona
yönelebilmek. Yolu tıkayanlan temizleye-
bilmek. Yoksa kapitalizmi savunmak... Ne
anlamı var ki bunun?
- Peki sizce bir sakınca yoksa Kürt soru-
nuna gelelim. Şimdi ''Ver kurtul" ve "Vıır
kurtul" diyeformük edilen iki çözüm öneri-
sinden, iki seçenekten söz ediliyor. Sizin se-
çeneğiniz ne ?
Cem Boyner - Hüseyin Bey. Hüseyin Er-
gün yanıtlamak isteyecek sanıyorum bu so-
runuzu. O çok doluydu bu konuda. O yüz-
den ben kısa bir şey söylemek istiyordum.
Bir kere "Ver kurtul" yada "Vur kurtul"...
Bu ikisi demokratik bir ortamda, halkın
oyuyla halka seçtiremeyeceğiniz iki tane çö-
.zümdür. Halk ne "Vur kurtul"a evet oyu
verir, ne "Ver kurtuTa. Bu yüzden Türki-
ye'de bu iki çözümün de demokratik bir ül-
kede çözüm olamayacağını, ancak despot
bir idarenin çözümü olacağını kabul etmek-
ten yola çıkmak lanm. Demokrasi ile yöne-
tileceksek mecburuz bunun dışında bir çö-
züm bulmaya. Bu bence bizi bu iki alterna-
tiften ayıracak en pratık yol.
Hüseyin Ergün - Yani bizim izlememiz
gereken yol: "Konuş ve cöz". E\ et, konuş ve
çöz. Muhatap bul. Tezleri masaya getir.
Konuş ve çöz. Bunu da her şeyin konuşula-
büeceğı bir özgürlük ortamı yaratarak yap.
Asaf Savaş Akat - Yani askeri çözüm di-
yenlenn bizi korkutmasına izin verme.
Tehdıt etmesine. "Sivil çözüm diyenler va-
tan hainidir" şamatasına göğüs ger. Sivil çö-
züm de. sivil çözüm demekte ısrar et. Sıvıl
çözümlerin tartışılmasmı ısrarla talepet.
- Peki şöyle sorsam...
"Kanlı çözüm" diyorlar
Cem Boyner - Bir de şu yok mu ? "Sivil
çözüm önerisi olmamalı. Demokratik ve si-
yasi çözümleri benimsemiyoruz" diyenlerin
çözümü nedir. onu çok merak ediyorum,
Onlann çözümü kan mı? Bız buna cevap
% ermeyeceğiz. Onlar cevap versinler.
Hüseyin Ergün - Açık. "Kan" diyorlar
Cem Boyner - Türkiye'nin gündemine
Kürt sorununu son on yılda PKK getirdi.
Bu nedenle de belki hükümetler sorunu hep
PKK'ya endeksli çözmeye çalışıyorlar.
- Siz PKK ile Kürt sorunu arasında bir ay-
nm yapıyor musunuz?
Cem Boyner - Elbette. Kürt so-
runu çok eskiden beri var olan bir
problem. Çözmek vazifemiz olan
bir problem. PKK olsa olsa bu
gündemı bugün bu hale getiren
bir araçtır. Bugün bu konunun
daha çok üstünde duruyorsak
PKK yüzünden duruyoruz.
PKK'yı ortadan kaldırsanız. hala
çözüm bekleyen büyük bir Kürt
meselesi vardırmasanın üzerinde.
- Bir ara soru: Bu Yeni Demok-
rasi Hareketi'nde Kürt var mı ?
Cem Boyner - Var. Olmaz mı?
- Bilmiyorum.
Cem Boyner - Var.
- Korkmayın canım, adlannı sor-
muyorum. Sah "var mı?" dedim.
Hüseyin Ergün - Bakın, Kürt
aydınlannın çok büyük bir ço-
ğunluğu bize rr.üthiş sıcak bakıyorlar. Yani
öteden beri Kürt millıyetçisi veya Kürt ha-
reketinin bir parçası olan Kürt aydınlan.
Yeni Demokrasi Hareketi'ne büyük ilgi du-
yuyorlar, sıcak bakıyorlar. Aynca bizim
hareketin içindede öyle arkadaşlanmız var.
- Peki epey uzadı söyleşimiz. Bir günlük
gazetenin sınırlanm zorluyoruz. Oysa bir
kaç özel sorum da var. Onları da sormak is-
tiyorum. İzninizle sizden başlayacağım
Memduh Bey. Siz İstanbul Sanayi Odası'nın
eski başkanısınız. Koltuğunuzuyeni terketti-
niz. Siz İstanbulSanayi Odası'nda bir aykın
ses misiniz? Yani İstanbul sanayi Odası'nda
ağırbğı olan, yönetici olsun olmasın, ağırhğı
olan sanayiciler size nasıl bakıyorlar? Olum-
suz mu bakıyorlar size?
Prof. Dr. Asaf
Savaş Akat İktisat
Fakiiltesiöğretim
üyesiDemokrasiyi
savunuyoruz,
siyasi liberalizmi
ve ekonomik
liberalizmi
savunuyoruz, yani
özgürlûğü...
Memduh Hacıoğlu - Sanmıyorum.
- Bu kadar kısa mı yanıtınız? Tek ketime-
ük böyle...Sasıl karşüanıyorsunuz? Bir kere
ahşdmadık bir şey, bir sanayicinin, bir işa-
damının aktifpoh'tikaya soyunması...
Memduh Hacıoğlu - Sadece olumlu tep-
kiler var size aktarabıleceğim. Herhalde
olumsuz tepkileri insanlar yüzüme karşı
söylemiyorlar. Onlan bilemem. Ama olum-
lu olanlar, bu hareketin destek aldığı, olum-
landıği, ilgi ile karşılandığıdır. Yani işa-
damlan sık sık aramaktalar. Buna destekle-
rini belirtmekteler. Bu konularda gerekli
mücadeleyi verdim. Ve bugün mevcut siya-
si sistemin de bir rant ekonomisine götür-
düğünü, kant ekonomisinin de sanayii bü-
yük bir çıkmaza götürdüğünü söyledik ve
bu öngörülerim tek tek doğrulanmaktadır.
- Hüseyin Ergün, size sormak istiyorum.
Kısa bir soru bu. Artı değer, Marksist değer
teorisi, günümüzde geçerli mi hala sizce? Bir
zamanlar, Marksizm'in önde gelen savunu-
cularından biri olduğunuz için bunu sortna
ihtiyaa duydum.
Hüseyin Ergün - Evet. Bence geçerli.
- Geçerli?
Hüseyin Ergün - Evet. burada mesele ar-
tıdeğer'in...
Asaf Savaş Akat - Paylaşımıdır.
Hüseyin Ergün - Yani adil bir biçimde...
Asaf Savaş Akat - Ama o zaman da artı-
değer olmaz.
Hüseyin Ergün - Efendim?
Asaf Savaş Akat - Adil paylaşılınca ol-
maz değil mi?
- Siz aile içi meselelerinizi sonra haüedin
deşimdi benim sorularımıyanıtlaym en iyisi.
(Gülüşmeler}
Hüseyin Ergün - Kuşkusuz. burjuva ikti-
satçılann katma değer dediği bir şey var.
Bu artıdeğer de elbete kı bence. bugün de
geçerli. Ancak artıdeğerin teknoloji geliş-
tikçe oranı. işçi başına düşen oranı, saat
başına düşen oranı azalıyor. Eğer artıdeğe-
n emeğın doğrudan yansıması olarak ka-
bul edersek. o gittıkçe azalıyor. Dolayısıyla
önemi de azalıyor.
- Size Asaf Savaş Bey bir sorum var. Eğer
maddi hata yapıyorsam düzekin, çok parti
değiştirdiniz- ''Her sosyal demokrat partinin
kapmnın ıpmi çeknüştir Asaf Savaş Akat"
deniyor... Sorum şu: Maymun iştahh nusuuz
siz? Yoksa çok ÛkeH birisi misiniz ? Ya da
çok ince eleyen, sık dokuvan birisi misiniz?
Asaf Savaş Akat - Tabıı ilk bakışta "huy-
suz" denebilir. Sizin dedikkriniz kibarcala-
n oldu. Bıraz huysuzluk boyutu olduğu
belli. Ancak ben çok partı değişürmedim.
Hayatımda bir tek partinin üyesı oldum. O
da Sosyal Demokrat Halkçı Parti'dir.
1987den 1992'ye kadar SHFnın üyesiyt-
dım. Beş yıllık üyeliğim var. Bülent Ece-
vit'e... 87 öncesinde. yani yasaklıyken
SHP'den ziyade Bülent Ecevıfe sempati ile
baktım. Yasağı kalktıktan sonra böyle bir
zorunluk hissetmedim doğrusu. Ben sadece
askerler tarafından yasaklanmış bir adama
karşı sıyaset \dpma\ı biraz ağir bulmuş-
tum.
- Cem Boyner'e de birkaç soru sorup bu
söyleşiyi bitirmek istiyorum. Sizin hareket
"Cem Boyner ve arkculaşları"diyegidiyor.
ı\iye sizin adınız önde Cem Bey?
Cem Boyner - Basın bunu tercih etti. Bız
de uzun zaman tartıştık bunu açıkçası ken-
di aramızda.
- Ashnda öyle değilmipeki? Yanibir doğal
h'derUk, hatta düpedüz tidertik söz konusu
değil mi?
Cem Boyner - Hayır, sanıyorum değil.
Ama Yeni Demokrasi Hareketi'ni dışanda
temsil etme gereği doğduğu zaman belki on
fırsatın sekizi benden ısteniyor. Dolayısıyla
gözüken tam da bu oluyor. Ama bu hare-
ketin temel, esas başlatıcısı olan on - oniki
arkadaş toplu götürüyoruz bu çahşmalan.
- Peki uzun süre siz siyaset sahnesinde
yoktunuz. Gençsiniz. Belki ondandı. Ama
tek neden bu olmasa gerek. \e itti sizi siya-
sete katdmaya?
Cem Boyner - Belki bayat bulacaksmız
ama birincisı vicdan. Dante'nın bir sözü
var: Cehennemin en sıcak yerleri
1 ulusal kriz döneminde tarafsız
kalmayı tercih edenlere
aynlmıştır, der Dante. Ben şuna
benzetiyorum: Yangıngeliyorbi-
namza doğru. Siz oturmuş bı-
nanızın duvarını boyuy orsunuz.
Öyle bir anlamsızlık var. Türkıye
bu halde iken.. Yani gemi batı-
yor. ama fareler mutlu. E, bunun
insana huzur vermesı mümkün
değıl. Beni özellıkle iten bu oldu.
Bir ara "Çocuklarıma rağmen
yapmalı mıyun bu işi 7" derken.
kısa zamanda "Çocuklanm için
yapmalıyım bunu" noktasına geli-
\erdim.
- Peki. Biraz tatsız bir soru.
Ama soracağım. Çevre konusuna
duyarb bir hareketsüüz. Siz de
çevrenin tahrip edilmesine karşı çıkan biri
olarak bih'niyorsunuz. Kutuplarda beyaz ayı
avlamaya gittiniz siz. Evet, kutuplarda be-
yaz ayt avı ve çevreye duyarb bir siyasi hare-
ketin önde gelen üyelerinden biri. Bu bir çe-
h'şki değil mi?
Cem Boyner - Teker teker. Bölelım bu so-
ruyu parçalara. Birincisı çıkan ımajdan fev-
kalade rahatsızım. Çünkü burada beyazın
büyüsüne kapılındı. Beyaz değıl de kara ayı
olsaydı. kahverengı ayı olsaydı kimse bu
soruyu sormayacaktı. Küçük beyaz tavşan
gibi. beyaz güvercın gibi. ışte...
- Daha mı şürh'yani beyaz olunca ayı?
Cem Boyner - Dünyanm en vahşi hay-
vanlanndan bin beyaz ayı. Kendi yavnısu-
nu yiyen. dişisini yiyen vesaire... Fakat be-
yaz var ya, o beyazın büyüsü bana çok ha-
sar verdi. İkincisi. avalık bir hasat işidir.
Yani tarlaya bakarsıruz. sonra da hasat
aürsınız. Bu tarlayı yakmak değildir. Yani,
elma ağaana bakar. büyütürsünüz, elma
alırsmız sonra. Elma ağacını dibinden kesi-
yorsanız çok kötü bir şey yapmışsınızdır.
Yani elmayı büyütüp toplayabiliyorsanız,
bu hasat meselesidır, çevreyi korumakla
ters bir şey yoktur. Aslında bütün avcılar
aynı yanıtı vereceklerdir size...
- Tahmin ediyorum. Peki, hepinize çok te-
şekkür ederim.