Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5EYLÜL1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA i
DUNYADAN
Keşmir
yanaçık
cezaevi
BDT
HİNOİSTAN
Keşmirli MiisJümaniannçoğunluğu Hindistan'danaynlmak
istiyor. Ama çatışmalar, birinci
Hindistan-Pakistan savaşı sonrası ikiye aynlmış olan Keşmir'in
iki taraftan birine dahil olmasıyla da
sonuçlanacağa benzemiyor. Çünkü birçok Keşmirli,
Hindistarfdan kurtulup Pakistan'ın eline düşmek istemiyor.
S
aat gece yansını biraz geçi-
yor. Keşmir'in dağlık yollan-
ndan birinde konvoy yavaşb-
yor. Tüm ışıklar söndürülüyor.
Hintb askerier kamyonlardan inip
yol boyunca gruplanıyor. Kamufle
edilmiş 60 adam emre haar bekh-
yor. Bir süre sonra farlar yeniden
yakılıp yola koyuluyorlar. Tüm
bunlar düşmanı şaşırtmak için
yapüıyor.
Gece yansı yoluna devam eden
konvoyun amacı. gün doğmadan
Banyar'a ulaşmak. Askeri kaynak-
lara göre. beşbin nüfuslu Banyar'da
aynlıkçı Müslü-
manlar buJunu-
yor. Kamyonlar-
dan inip yola piya-
£t
p y py
de devam eden askerier. dağ kenar-
lannda yapılan uzun bir yürüyüşten
sonra sabah saat beşte kenti görii-
yor. 2. taburdan sonra djğerleri de
yerlerini abyor. Banyar hala uyu-
yor. Sessizh'k, askerlerin mermileri
"şak şak" diye sürmesiyle bozulu-
yor. Sonra yine sessiziik.
Üç buçuk yıl içinde on binlerce in-
sanın yaşamıru yitirdiği Keşmir'de
bu olay rutin bir görev gibi görüJü-
yor. Askerier ağır ve sessizce kente
giriyor. Saat altıbuçuk olduğunda,
Banyarhlar gölün kenannda sıraya
giriyor. On altı yaşından biiyük tüm
erkekJer kimlik kontrolü yaptınyor.
Bu. Banyar operasyonunun ilk aşa-
ması. Kimlik kontrolünden geçen
yaklaşık iki bin kişi, nemli çimlerin
üzerine oturmuş "kediler"in önün-
den geçmeyi bekliyor. Halk, siyah
cüppeler giymiş. yalnızca gözleri
açıkta kalan aynlıkçı militanlara bu
ismi veriyor. îki kedi, okulun pence-
relerinin arkasında oturmuş önle-
rinden teker teker geçen Banyarhla-
n inceliyor. Bazen ikısinden biri ka-
fasını sallıyor.
İKedfler fazla
I işe yaramıyor
Bunun anlamı. ö'nünden geçen ki-
şinin aynlıkçı mibtanlarla jfîşkisi ol-
duğu anlarmna geliyor. İstihbarat
seryisinin yüzbaşısı. işaret edılen ki-
şiyi kenara çekiyor. Sıradan çıkan-
lan bu kişiler daha sonra sorgularu-
yor. Yaşlı bir adam. aynlıkçılarla
yemek yemekten dolayı sorgulanı-
rken. kediler üç genci daha işaret
ediyor. Yaşlı adam, militanlann evi-
ne girmelerini engelleyemediğini
sö'ylerken üç genç korkudan titri-
yor. Bu durum karşısında yüzbaşı
şöyle diyor: "Kedilerimiz fazla işe
yaramıyor. Çoğunhıkla. bizi mem-
nun etmek için her hangi birini işaret
ediyoriar. Ama gerçek bir militanla
karşılaştıklarında, hiçbir şey söyle-
miyorlar."
Herşey 1947'de Pakistan'ın Hin-
distan'dan aynlmasıyla başladı ve
Hindistan'ın tek Müslüman çoğun-
Iuğa sahip olan ülkesi Jammu ve
Keşmir'de, 1990 ocağından beri
ayaklanmalar görüJüyor. Keşmirli
Müslümanlann çoğunluğu Hindis-
tan'dan aynlmak istiyor. Ama çaüş-
malar, 1949"dan beri, birinci Hin-
distan-Pakistan savaşı sonrası ikiye
aynlmış olan Keşmir'in iki taraftan
birine dahil olmasıyla da sonuçlana-
cağa benzemiyor. Çünkü birçok
Keşmirli, Hindistan'dan kurtulup
Pakistan'ın eline düşmek istemiyor.
nda bir arkadaşlannı kaybeden as-
kerier. Sopor kenti meydanındaki
250 mağazayı yakıp 50 kişiyi cldür-
dü. Birkaç ay sonra aynı olay Srina-
gar'da yaşandı. Askerier, başkentin
tarihi merkezi olan Kızıl Meydan'm
bir kısmınj ateşe verdi.
Yerel yetkililer, 1990'dan bugüne
kadar yaşamlannı yitiren 3 bin 600
sivilin 1900'ününaynhkçımihtanlar
tarafindan öldüriildüğünü belirti-
yor. İhbarcılan ve işgalcilerle işbirli-
ği yaptıklanndan kuşkulandıklan
kişiîeri öldüren aynbkçılann, bölge-
de kendi yasalannı uygulamaya ça-
lışuklanna dikkat
çekiyorlar. Bu-
gün Keşmir'de
tüm sinemalar.
El Turco vuruyor, basınyılmıyor
Gazeteciler saldırıya uğradıkça, kirli savaşgünlerini anımsayan Arjantinlüerin kaygısı günden güne artıyor
A
ğustosun 25'inde, sabaha
karşı saat 3.30. Buenos Ai-
res"te bir gazete muhabiri,
yorgun argın evine geldığinde kapı-
da iki kişi kendisini bekliyordu.
Muhabir ne olup bittiğinin aynmı-
na varmadan adamlardan feci şe-
kilde dayak yedi. Saldırganlar gi-
derken şu tehdidi savurdular: "O
saçmalıklan yayınlamaya devam
edersen, gelecek sefer bu kadar ucuz
kurtulmavacaksın."
Hernan Lopez Echague adındaki
muhabir, sonradan polise verdiği
ifadede, kendisine saldıranlann Pe-
ronist hüküme-
tin parayla kira-
ladığı serseriler
olduğundan
kuşku duydu-
ğunu belirtti.
Arjantin'de son haftalarda gaze-
tecileri hedef alan saldın ve tehdit-
ler. gözardı edilemeyecek boyutla-
ra ulaştı. Başkan Carios Saul Me-
nem'in son demecini kaydeden yedi
muhabir, feci şekiJde dövüldü. Ye-
rel bir TV kanah. rastlantı sonucu
olayı fılme çekince. saldırganlar-
dan biri saptandı. Ayru kişi, sonra-
uğrarken pazar günü FM radyosu
"La Tribu"nun merkezine bomba
konuldu. "Pagina-12"gazetesi mu-
habiri Jorge Lanata, olayların kor-
kutucu boyutla-
Devlet Başkanı Carlos Menem, 1991 yılırnn başlannda
gazetecileri çağırarak hükümetteki yolsuzluk ve rüşvet
olaylanyla gereğinden fazla uğraştıklannı söylemişti.
dan resmi bir törende Menem'i ku-
caklarken göriildü.
Geçen ay "Clarin" adh gazetenın
muhabiri ve "Radyo Mitre"nın yo-
rumcusu Marcelo Bonelli saldınva
ra vardığına dik-
kat çekerek
"Sıra gazetecile-
rin öJdünilmesi-
ne geldi. Bence
artık harekete geçmek gerekiyor"
diyor. Kımse Menem hükümetini
saldınlardan dolayı suçlamamakla
birlikte, basına karşı düşmanca bir
tutum takınılmasından hükümet
Kkmy
dankaçtı, ıvkdaşmayakalaiHh
guzelbk salonlan kapah, alkollü içe-
cek bulmak olanaksız. İslamın ya-
saklan tam anlamıyla uygulanıyor.
Birkaç gün önce yakalanan iki ay-
nlıkçı militanın üzerinde iki kalaşni-
kof, el bombalan ve komutanlanyla
çekilmiş bir fotoğraf bulundu. Sor-
gulamadan sonra gazetecilere göste-
rilen aynlıkçı militanlann iyice hır-
palandığını gören gazetecilerin
şaşkıniığ] üzerine, bir yetkili açıkla-
ma yaptı: "Onlara giiiJ verraemizi
beklemiyordunuz ya?"
BnınoPhilip
I Dehşet verici
bilanço
Keşmir halkıyla merkezi yönetim
arasındaki uçurum gittikçe derinle-
şiyor. Halk, güvenlik güçleriyle ge-
rillalar arasında kabyor. Her iki ta-
raf da halka baskı yapıyor. Son üç
buçuk yılın resmi bilançosu dehşet
verici: 2 bin 800 militan ve 560 asker
öldürüldü, 3 bin 600 sivil ölü bulun-
du. Aynı süre içinde tüfek. roketa-
tar, mitralyöz gibi 8 bin 192 adet si-
lah ele geçinldi. Aynlıkçı mib'tanlar,
bu yıhn başından bugüne kadar 240
sığınağa ya da yönetimin güçlü yer-
lerinesaldırdı.
Keşmir'in başkenti Şrinagar'da
yüzlerce kontrol bölgesi ve sığınak
var. Askerler. halka çok sert davra-
nıyor. Kuşkulu görülen herkes, he-
men tutuklanjyor. Yetkililerden
biri, üç bin kişinin hapiste olduğunu
belirtirken Srinagar'm eslci baro
başkanı Abdöl Kayum. en az 15 bin
kişinin Hindistan'ın çeşiüi yerlerin-
de hapiste tutulduğunu belirtiyor.
Kendisi de iki yıl önce bir gösteriye
katılmaktan dolayı tutuklanmış.
rutuklananlann çoğu Kayum ka-
lar şanslı değil. 19 yaşındaki Mas-
•uf Sultan semtinde patlayan bir
>ombadan dolayı tutuklanmış. Sor-
^ılama sırasmda elektrikle işkence
;ördükten sonra bir kanala atıbp
ılvime terkedibniş. Keşmir pobsi ta-
afından hastaneye götürülürken
ücudunda 7 kurşun yarası varrruş.
tu tür şiddete uğrayan Keşmirlile-
n sayısı oldukça yüksek. Çoğu ya-
ımlannı yitiriyor. Gösteriler ve
/•aklanmaiar sırasında kayıp veren
skerler. daha sonra ıntikam alıyor.
cak ayinda bir ayaklanma sırası-
T
eksas'ut, irkçıhğın hüküm
sürdüğü Vidor kasabasında,
beyailann baskıst nedeniyle
kendisi için birgelecek görmeyerek
yakındaki Beamount kasabasına
taşman tVUSam Simpson, burada
kısa bir süre sonra öldürüldü. Simp-
son'ı bir baska siyahtn, soygun
amaayla öldûrdüğü söyleniyor.
Bir zamanlar uyuşturucu kulla-
nan Simpson, sakin bir yasam sü-
ren, çocuktarı seven bir insan ola-
rak tanımyordu. Konut projesi çer-
çevesinde Vidor 'a taşınan Simpson,
ölümünden kısa bir süre önce "Vi-
dor 'dakilerin ne düşündûğünüya da
ne yapacağtnı kestirmek mümkün
değildi" diyordu.
Beaumont'taki evinde kendisiyle
yapüan bir söyk'fiden kısa süre son-
ra,parasını çaJmak isteyen kişikrce
öldürüldü. Potis, Simpson'ın ölii-
müyle Ugib' olarak 19 yaşındaki bir
genci ttıtukladı, öteki kufkulular da
aranıyor. Konut projesi çerçevesin-
de Vidor'a taşınan siyahlar arası-
nda, kasabayt en son terekeden kişi
Simpson'<h. Vidor'da kaldığı apart-
mantnsakinlerinden Dawn Cocker-
ham, "Onu geçen sabah evden taşı-
nırken gördüm. Yüksek sesle telaf-
fiız etntesine
Ku Klux Klan 'ların kalesi olarak bilinen
Vidor 'da birgün siyahların da huzur
içindeyaşayabileceğine inaıuyordu:
"Belki biraz vakit alacak, ama sonunda
bu gerçekkşecek."
gerek yok-
tu, ama ha-
reketlerin-
den 'sonun-
da güvence-
de ola-
cağun' dedi-
ği/ıi hissedebiüyordum. Gerçekten
rahatlamıstı'' diyor.
Simpson 'ın canım en çok da basın
sıkmıstt. Çarşamba günü kendisiyle
yapılan bir söyleside "Aynı soruyu
üst üste defaîarca soruyorlar" di-
yordu. Içlerinden en korkuncunun,
A vustralyab bir televizyon ekibinin,
bir Ku Klux Klan üderiyle merdi-
venlerin baştnda gözfikmesi olduğu-
nu da sözJerine eklenu'şti.
Simpson, uzun zamandır Ku
Klux Klan'ların kalesi olarak bili-
nen Vidor 'da bir gün siyahların da
huzur içinde yaşayabileceğine ina-
nıyordu: "Belki biraz vakit alacak,
so-
bu
ama
nunda
gerçekle-
şecek."
Beau-
mont'taki
iki odah
evi içinse
"Rahat biryer, tam istediğim gibi"
demişti. Arada bir yaşanan suç
olaylarma karşın, Beaumont 'ın gü-
venti biryer olduğunu dûşüttüyordu.
Bir zamanlar bulasık yıkadığı,
hala arkadaşlarının bulunduğu bir
yardun kıarumu da evine çok yakın-
dı. "Geri dönüp dönmeyeceğimi
sordular." ,\e var ki, biiyük ölçüde
aHzindeki sakatbk yüzünden, şinuti-
Kk çahşmayı düşünmüyordu.
KaUforniya'da doğan Simpson,
küçük bir kasabada dini biilün hir
anne ve bir üvey baba tarafindan
büyütüldü. Başanb bir öğrenci ol-
masına karşın, arkadaşlannın da
büemediği nedenlerden ötürü, bir-
denfazla içki içmeye, gecelerini cb-
sanda geçirmeye başladı.
Başından geçen basansız bir evti-
h'k ileneyiminin ardından, evsiz
barksızlara yiyecek bulan, kiliseye
bağa bir grubun korumasına girdi.
Vidor'daki eri kendisine bulanlar
da kilise üyeleriytS.
Vidor'da ailesiyle yeniden bağ-
lantı kurdu. Hatta öbneden birkaç
saat önce bir arkadaşından, New
York 'taki kız kardeşi Lorraine Jef-
ferson 'a yazacağı mektuba pul ala-
bilmek için borç para istedi.
York Times
sorumlu tutuluyor. 1991 yılının
başlannda Menem, gazetecileri
çağırarak hükümetteki yolsuzluk
ve rüşvet olaylanyla gereğinden
fazla uğraştıklannı söyledi. Aynca.
politikasını komünistlereyakın bu-
lan gazetecileri de sürekli suçladı.
"Pagina-I2'de çıkan bir yazıda,
parlamento başkanı Alberto Pierri,
saldırılan düzenlemekle suçlandı.
Pierri. tüm suçlamalan reddederek
muhalefettekı Radikal Pani'yi ken-
disini yıpratma çabalan içinde ol-
makla suçladı.
Televizyonda program yapımcısı
olarak çalışan Ricardo Eliasche*.
basına saldınlann Peronist hükü-
met tarafindan duzenlendığini san-
madığını belırterek "Peronist Par-
ti'nin içinde şiddet yanlısı gnıplar
var. Ne yazık ki parti. bu göriişJeri
desteklcmest- de engellemeye
çaJışmıyof" diyor.
Arjantin'in "Kirü Savaş'" döne-
minde 9 bin Arjantinli ortadan yok
olmuş ya da öldürülmüş, 93 gazete-
ci de yaşamını yitirmişti. Arjantin
basını bu dönemde sessizliğe gö-
mülmüş, 1984"te demokrasıye geri
dönüldüğünde bile cekingenliğin-
den kurtulamamışü.
Gazetecilerin saldınya uğraması,
Arjantinlileri kaygılandınyor. Lo-
pez Echague olayında suçlulann
yakalanmasına karşın, saldınnın
arkasındaki güçler, ciddi olarak
araşünlmadı. Siyasi gözlemciler,
basını sındirme girişiminin geri te-
peceğini ılen sürüyor. Arjantin orta
sınıfı, geleneksel olarak Peronist
akıma karşı olmakla birlikte. Me-
nenVin ekonomik programını des-
tekliyor. Ancak bu destek. basına
yöneltilen saldınlar karşısında gi-
derek aşınabılir.
Nathaniel Nash
Berlin
Soykınm
müzesini
isteyenler,
istemeyenler
Yakın bir tarihte Washing-
ton'da açılan Soykınm Mü-
zesi'nden esinlenen bir grup
Alman, benzer bir müzenin
Beriin'de kurulması için
baskı yapıyor.
Almanya'nın çeşitli yerle-
rinde Nazi rejiminin kur-
banlan için dikilmiş anıtla-
nn bulunmasına ve bazı
toplama kamplannın müze
haline getirilmesine karşın.
Nazilerin milyonlarca sivili
katletmesini tam olarak
belgeleyen bir müze yok.
Bir soykınm müzesi ku-
rubnası için kamuoyuna su-
nulan dilekçe, iki düzineden
fazla politikacı, yazar, sa-
natçı, müze yöneticisi ve
dinbilimcı tarafindan imza-
landı. "Haya! edilmesi bile
giiç olan bir gerçeği belgele-
re dökjnenin zamanı gelmiş-
tir" denilen dilekçe. şöyle
sürüyor: "Müze, bize soykı-
nmın kurbanlarına, özelÛkle
de V ahudilere, Çingeneiere,
politik göriişleri için öldürii-
lenlere, eşcinsellere ve fırm-
da yakılanlara karşı olanso-
rumluluğumuzu hatırlata-
caktır. Korkunç bir gerçeği
gözler önüne serecek, yükse-
len sağ kanat radikalİzmine
karşı bir uyan oJacaktır."
• GünterGrass:
I Çok geç kalındı
Doğu Almanya kökenli
Barbel Bohley. Abnanya'da
bir Soykınm Müzesi kurul-
masının, Amerika'da ku-
rulmasından daha önemli
olduğunu belirtiyor. Yazar
Günter Grass, böyle bir giri-
şimin bugüne dek yapı-
lmamış olmasını utanç veri-
ci bir durum olarak değer-
lendiriyor.
Dilekçeyi imzalayan pek
çok sosyal demokraün yanı
sıra ülkenin önde gelen sa-
natçılan da girişimi destek-
liyor.
IResmi görûş
aykırı yönde
Ancak, resmi yetkililer,
Nazi kurbanlan anıtlannı
her köşe basına dikmeye
pek sıcak bakînıyor. Örne-
ğin. 1980 yılında Gestapo
karargahırun bodrum katı-
nı müzeyeçevinnek isteyen-
ler, sert bir muhalefetle
karşılaştılar.
Dilekçeye imza atan ga-
zeteci Alfred Bilok, genç
neslin, geçmişte işlenen suç-
lan üstlenmediğini belirte-
rek. şunlan söylüyor:
"Nazi suçiarını sürekli
gündemde tutarak aşırı sağ
akımlann eylemlerini engel-
levebiBriz."'
Afrika yürüyüşünü de kalemc alacak olan Ffyona Campbell'-
in, Avustralya deıieyimini anlattığı "Kilden Âyaklar" adlı ki-
tabı, yok sattı. Genç kadın, yalnızca bu kitabın telif haklanv-
la, ömür boyu lüks içinde yaşayabilecek (Telefoto: Reuter)
Tann, Campbell'e
'Yürü yakulum' dedi
Haber Merkezi - İki yıl önce Cape Tovvn'dan yola çıkan İngiliz
kadın koşucu. 16 bin kilometreyol yürüyerek Afrika'yı biruç-
tan öteki uca katetti. Maratonu Fas'ta tamamlayaıî Ffyona
.CampbeU, zorlu bir işi' başarmanın sevinciyle kendini Akde-
niz'in tuzlu sulanna atü. Cape Town'da başladığı yüriiyüşün
ilk kilometrelerinde, yerli halk. kendisine davul, flüt ve zillerle
eşlik etmişti. Amerika ve Avusturalya'dan sonra Afrika'yı da
yürüyerek geçen 26 yaşındaki Campbell. yolculuğun son kilo-
metrelerini. ayaklannın su toplamasına karşın tamamladı. KJ-
talan yürüyerek aşan ilk kadın olma çabasındaki CampbeH'in
gerçek amacı, tüm dünyayı yürüyerek
katetmek.
Campbell, Afrika'yı aşarken pek çok
engelle karşılaştığını belirtiyor. İç sa-
vaşlar, kapalı sınırlar, tecevüze yeltenen
yerli halka karşın hiçbir zaman umu-
dunu ve heyecanjnı yitirmediğini ifade
ediyor. Günde 45 kiîometre yürüyerek
hedefıne ulaşan sporcu, Afrika'dan
aynldığı için çok üzüldüğünü. çünkü iki
yıl boyunca kıtayı kendi memleketi gibi
benimsediğini vurguluyor.
Babası Ingiltere Deniz Kuvvetleri'-
nde subay olan Campbell. henüz 13 ya-
şındayken dünyayı yürüyerek aşmaya karar verdiğinde, bun-
dan boyle yollan, evi olarak görmeye çalışmış.
Afrika yürüyüşünü kalemealacak olan Campbell'in. Avust-
ralya deneyimini anlatlıâ "Kilden AyaJdar" adlı kıtabı. büyük
ilgi gördü ve yok sattı. Campbell, yalmzca bu kitabın telıf hak-
kıyla. ömrünün sonuna kadar rahat içinde yaşayabilecek. İn-
giltere'de Stoke Flemıng kasabasında kızının dönüşünü has-
retle bekleyen anne Campbell. Afrika maratonu boyunca,
onun güvencede olması için her gün dua ettiğini, yolculuğun.
"şimdilik" bitmcsinin bile kendisini rahatlattığını belirtiyor.
Andrevv Pierce
Birdeniz
subayının kıa
olan Campbell,
IŞyaşındayken
dünyayı
yürüyerek
aşmaya karar
verdiğinde.
yollan. evi
olarak görmeye
çalışmış.