Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5EYLÜL1993 PAZAR
10 PAZAR KONUKLARI I
AdB Tm'mkcarahaınederecedoğru?
SUNUŞ: Adli Tıp Türkiye'de uzunyıllardır
eleştirilere hedefolan birkurum. Çeşitli
usulsüzlükler, rüşvet suçlamaları nedeniyle
çevresinde çeşitlisöyientiler dolaşan bu kurum
işkence, cinayet olaylarında verilen raporlar
yüzünden ağıryergilere uğradı. Adli Tıp 'ın
eleştirilmesinin bir nedeni' 'kapalı kutu'' olması
idi. Ancak, Adli Tıp'tayıllarcasüren Prof.Şemsi
özellikle miras davalarına bağlı akli denge raporlan, Gök yönetimi dönemi 1992 'de sona erdi.
Prof.Özdemir Kolusayın kurum başkanhğına
atandı. Prof.Kolusayın 'la'kurumagetirmeyi
amaçladığı değişiklikleri, avukat Ergin Cinmen'le
de Adli Tıp 'la ilgiligörüş ve değerlendirmelerini
konuştuk.
Söyleşi LeylaTavşanoğluKonuklarProfesör ÖzdemirKolusayınAdli Tıp Başkanı Ergin Cinmen Avukat
Prof.Özdemir Kolusayın
İlk ve orta öğrenimini İzınir 'deyaptı. Yiiksek öğrenimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi nde tamamladı. Burslu okuduğu için
beş yıl Anadolu'da mecburi htmet yaptı. 1975'deCerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Kürsüsü'neasistan oldu. 1988'de
profesörlüğiinüaldı. 1982'den buyana Adli Tıp Kurumu nda ikincigörevde çalıştyor. 1992'de Adli Tıp Kıırumu Başkanı oldu.
Esasgörevide Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Baskanlığı.
İZ 1992'de Adli Tıp Kurumu başkanhğına atandığınız
zaman eski başkan Prof.Şemsi Gök 'le aranızda epey-
ce tartışma olmuştu. Bunun öyküsünü bize anlatır
nusmz?
KOLUSAYIN - Benim esas atanmam 1990
yılındaydı. Benim esas ilgi alanım bilimsel çalışma-
İardır. Ben Adli Tıp Kurumu baskanlığı görevine
talip olmuş değjlim. 1990 yılında dönemin Adalet Bakanı Oltan
Sungurlu beni çağırdı. "Sizin başkanhğa atanmanızı istiyorum.
Kurumun çalışmasından rahatsızım" dedi.Bşn de kendisine
kısa ve uzun vadede yapılması gereken iki önen götürdüm. Ön-
celikle kısa vadede kurumun hızlı çalışmasını temin etmek ge-
rekti. Yavaş adalet adalet değildir. inancı vardır. Eskiden şöy-
leydi: "Duruşmanın gecikmesini mi istıyorsunuz? Adli Tıp'a
dosya yollayın.
Nasılsa aîtı aydan önce gelmez." Bunu değiştirmek lazımdı.
İkinci önemli olay da kurumun resmi bilirkişilik yapmasıydı.
Bizim verdiğimiz raporlar dola> lı da olsa mahkeme karannı et-
kiliyor. O nedenle güvenilir olmamız lazım. Kararname 1990
yılında yazıldı.
Ama Köşk'te bekledi ve geri döndü.
- Kararnamenin 1990yıhnda Köşk 'tengeri dönmesinde herhan-
gi bir kulisfaatiyeti olmuş muvdu?
KOLUSAYIN- Prof
Şemsi Gök benim ho-
camdı. Bu kararname işi
ortaya çıkınca beni
çağırdı."Yerime gececek
kişi sendin. Ama bundan
sonra maalesef ola-
mazsın" dedi.
1992'de Adalet Bakanı
yeniden benim atan-
mamı istedi. Bakana
"Arkamda sıyasi otorite-
nin gücünü hissetmem
lazım" dedim. Çünkü
başkanlığımın ilk dö-
nemlerinde yapacağım
şeyler bazı kişilerin ya-
sadışı gelirlerini ortadan
kaldıracaktı. Birraporun
Adli Tıp'ta beklemesi
belli kişilerin menfaat
sağlaması demektir.
Oysa sonucun bir an
önce çıkması gerekır.
- Siz başkan olduğu-
nuzda kurumda kaç dos-
ya beklivordu?
KOLUSAYIN - 6.600
dosya beklivordu. Arka-
daşlanmı topladım. "Biz
kendi mesleğjmize sahip
çıkalım. üzerimize düşen
görevi yapalım. Bundan
sonra da bir şeyler talep
edebilelim" dedim. Son-
ra, arkadaşlar arasında
birlik ve beraberlik sağ-
layacak bazı işlere giriş-
tik; Adli Tıp Ûzmanlan
Derneği'ni kurduk.
Aynca burada çahşan
arkadaşlanmızın mes-
leklerini sevmeleri, ona
inanmalan gerektiğine
inanıyorduk. Göreve
başladıktan 15 gün sonra
arkadaşlar iki bin dosya
yazdılar. Bir motivasyon
sağlanmış oldu.
- Adh' Tıp Kurumu'nda
kaç kişi çalıştyor?
KOLUSAYIN - Sü-
rekli olarak 20 kişi. Bir
kontrol mekanizması
kurduk. Dosya birikince arkadaşlan uyanyoruz. Artık dosya-
lann aşağı y ukan yüzde 99'u ortalama bir ay içinde çıkıyor. Bu
iyi bir sürat. .Ama benim için daha iyisi. bir dosyanın buraya
gelişinden 15 gün sonra gitmesi. Bu arada hata payını azaltmak
için kuruma bilım ve teknolojiyi mutiak surette sokmamız
lazım. 1992 için yatırım bütçesine 8 mılyar lira ıstemiştik. Bize
300 milyon lira verdiler.
Bir yerlerden kaynak bulmamız gerekti yeni leknoloji alma-
mız için. Bunun üzerine Adli Tıp Vakfi'nı kurmaya karar ver-
dik. Vakfın şu anda 150 milyon lira kadar parası var. Aşağı yu-
kan 800-900 milyon liralık da alet edevaı bulduk.
Bilgisayar sistemimiz çok eski. 1987'de almıştık. 1992'de ar-
tık devre dışı kaldı. Oysa bilgisayar sistemini her şeyde mutlaka
kullanmalıyız. Nitelikli elemana da ihtiyacımız var. Bunun için
dış temaslara başladık.
-Adli Tıp Kurumu'nda çahşan kişiler hakkında, hakstz kazanç
sağladıkları söylenti ve suçlamaları sık sık yayılır...
KOLUSAYIN - "Adli Tıp Kurumu'nda çahşan herkes köşe
olur" denir. Bu yanlış. Benim sigorta kooperatiflerinden olmak
üzere üçevim,eşimm debabasının verdiğı birarsavar. Bir>ıldır
Adli Tıp Kurumu Başkanıyım. Normal maaşımla geçinıyo-
rum.
Adli Tıp'ın bu kötü görüntüsünün ortadan kalkmasi lazım.
Biz burada iyi şeyler yapmaya çalışıyoru/. Bizc sahip çıkılmaM
gerek. Desteklenmezscm ben dc bir sürc sonra bitcrim. Benim
çabam iyi olduğumuzuispatlamak. Bunun içindcslek anyoruz.
- Ama şimdiye kadarki icraattapek çok kuranlık nokta var...
Bu kurumda
köşedönenyok
Şimdi diyebiliyoruz ki, "Adli Tıp
Kurumu'nda rapor beklemez."
Bunun bize maddi hiçbir yaran
yok. Ama görevi yapmış olmanın
huzurunu duyuyoruz. Artık biz
açıklık politikasım uyguluyoruz.
KOLUSAYIN- Kurum açık.arşıvlcraçık... Hcrşcy orlada...
Bence kurumu zedeleyen en önemli unsur işin yoruma bırakıl-
ması. O nedenle de ben hcp bilımi istıy orum. Bir şe> varsa onun
bilimsel izahı olmalı. teknolojik araştırması yapılmalı ve somut
bir biçimde neyin ne olduğu saptanmalıdır. CML'K yürürlüğe
girdikten sonra biliyorsunuz devlete düşen göre\. suçlulan ce-
zalandıracak delillerin somut olarak. özellikle laboratuvar ça-
lışmasıyla elde edilmesı. Bu. devletin bize yüklediği kaçınılmaz
bir görev.
- Ama kurumdagörevli birtakım msanlar da sizin hilginiz dışın-
da elaltından bazı şeyleryapmış olamazlar ını'.'İnsanın doğasında
açgözlülüğe eğitimi olduğu söyİenir...
KOLUSAYIN - Biz toplumun küçiik bir birimiyiz. Tabii ki
toplumdaki bülün kötülükler bizde de vardır. Sakın sözlcrim
yanlış anlaşılmasın. Ama benim burada görevim. kurumda
böyle bir şey varsa bunu en aza indirmcktır.
Eğer böyle bir konu varsa bu konu araştırılmalıdır. Bu yakı-
nlarda bir dosya vardı. 450 milyonluk bir şey. Onun için de bu-
raya müfettişçağırdım. Bizim bu açıklık politikamızla kamuo-
yunun burada çalışanlar üzerinde olumlu baskısı oluyor. Ku-
rumda eğer öy le kişiler var idiyse onlar artık çok rahai at oy na-
tamı>or.
Kurum içinden de kurum dışından da olabilir. raporlann ge-
cıkmesinden dolayı bir
araa grubu işlcri kolay-
laştıracaklannı söyfeye-
bilir. Ama yapabilecckle-
rinden dcğil...
Kurumumuzun çalı-
şma sisıemi ihtisas daire-
leri. ihtisas kurulları ve
genel kurullar biçiminde-
dir. Bir daıreyle kurul
arasında rapor konusun-
da çelişki olursa bunu ge-
nel kurul hallctmcye
çalışır.
Benim amacım kuru-
mu sadece rapor ürcten
bir müessese olarak kal-'
makıan çıkarmak. araştı-
rma yapan. akademik bir
kurum haline getirmek.
Biz buna biraz başladık.
Morg çalışmalanmızda
beş tane AIDS vakası tes-
pil ettık. Bu, İstanbul için
oldukça büyük bir ra-
kamdır. Ama adam cahil.
"AIDS bana hiçbir şey
yapmaz" diyor.
Bir de uyuşturucu olayı
var. 1982'de ben yedi
yıllık Adli Tıp mcnsu-
buyken, 1 olan uyuşturu-
cu vakası 1992 yılında
56'ya yükseldi. Kurumu-
muz bu şeküde toplumu-
muza tehlikeleri haber de
veren bir kuruluş olmalı.
Şimdiye kadar kurum-
da iyi şeyler yaptık. Bun-
dan sora daha iyive gide-
ceğine inanıyorum. Eski-
den Adli Tıp'ta çahşmak
pek o kadar iyi değildi.
Bundan sonra burada
çalışmak onur verici ola-
cak.
- Dediğinizgibi AdK Tıp
gerçekten şa'beli bir ku-
rumdu...
KOLUSAYIN- Evet.
Bakın. bunun halledilme-
si için bir tek yol var. O da
açıklık. Olabilir: kişi pa-
zarlık edebilir. rüşvet ala-
bilir. Ama biz ancak açıklık politikasıyla. eğer varsa o kötü
olaylan bertaraf edebiliriz. Hiç kimse para teklifınde bulun-
masın. Zaten sonuç ne varsa o çıkacaktır. Eskiden sonucun ça-
buk çıkması derdi vardı. Şimdi o ortadan kalktı. Bir de son za-
manlarda şu sorun var: Diyorlar ki: "Eskiden altı a\da rapor
çıkardı. Şimdi bir ayda çıkıyor. Acaba eskiden altı ayda çıkan
raporlann sonucu daha mı sağlıklıydı?" Hayır efendım. Hiç
böyle bir şey yok. Çünkü o zaman altı aylık dönemin beş ay ında
dosya burada bckiiyordu. Şimdi artık diyebıliyoruz ki. "Adli
Tıp Kurumu'nda rapor beklemer." Bunun bize maddi hiçbir
yaran yok. Ama görevi yapmış olmanın huzurunu duyuyoruz.
- Evet. Burada dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta var. Tür-
kiye'de Işkencenin sistematik olarak yapıldığını hepimiz biliyo-
ruz- Ama bugüne kadar bu işkence olaylan doktor raporuyla he-
men hemen hiç gün ışığına çıkardmadı. Hatta adlan lazım değil,
bazı doktorlar da 'iskencecibaşlarının adamlan' diye bilinirdi...
KOLUSAYIN- Işkencenin belli belirtileri var tabiı. Önemli
olan ilk muayeneyi yapan ekibin raporudur. Burada doğal ola-
rak belki Adli Tıp suçlanıyor. Ama önemli olan bize gelen ra-
porlardaki verilerdir. Bızım materyal üzerinde fazla inceleme
yapma şansımız yok. Morgta otopsi yapabiliyoruz. Ama bu tür
olaylarda bizbaşka bir ekibin verdiği raporu değerlendinyoruz.
O ilk ekiptekı arkadaşlar işkenceyi tespit etmişse mesele yok.
Ama var olup da ydzmamışsa onun sorumluluğunu biz yükle-
nemcyiz. Türkiye'de adaletin uzamasında. yargının uzaması-
nda. ya da hatalı bir sonuca ulaşılmusında hekimlenn payı
vardır. •
Ergin Cinmen
1975döneınimk> hıunbul Üniversitesi Hukuk Fukültesi'ni bitirdi. Yüksek öğrenimini haşarı ile tanıamladıktan bir süre sonra
avukatlık nıesleğine baştadı. Bir döneın İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üveliği yaptı. Daha sonra bu görevinden ayrddı. 12
Eylül 1980 askeri darbesindm \onra at, ılan bütün siyasi daralarda savunma avukatı olarak görevaldı. ErginCinmen halen ser-
best avukatlık yapıyor.
| dli Tıp'm statüiünûnasıldeğerlendiriyonıunuz?
CİNMEN - Adli Tıp'a yaklaşırkcn iki konu uzennde
[durmak ıstıyorum. Bunlardan bırıncısı Adli Tıp'ın hu-
kuki •aatüsü. ikincİM dc şu andakı Adli Tıp Yasası için-
| deki amaca aykın düzcnlemelcr.
Adli Tıp'ın statüsünü >argı stutusünc olabildığince
yakla^urmak lazım. Dc\leıın sacayaklan yasama, yü-
rütmcvcyargı. Bunlarınahcnkli bır^ckildcbirbırlcrindcnbağımsız
olmalan gcrekir. Niıekim yargı her ne kadar bağımsızlık açısından
12 Eylül JVKO'den »onra cıddi bir tırrMin yemışsc de işleyiş yasası.
yargıçlann aianmalan. scçilmeleri ile bu anlamda idareden ba-
ğımsi7 bir kurum hulındc
Adli Tıp da yargıya yol gösierccek. gerck hukuk gerekse ceza
d;ı\ulannda dosya ıçındc bulunan delıllcrc ışık \crccck birkurum
olduğuna gore Âdli Tıp'ın siatusünu olabildığince yargı statüsünc
yaklaştırnıak lazımdır. Oysa AdlıTıp'ın kuruluş yasası böyle değil.
2659 sayılı \a.say la uınzım edılmiş olan Adli Tıp Yasası'nın I. mad-
desine göre kurum Adaleı Bdkjnlığı'na bağlıdır. Özellikle Adli Tıp
Kurumu Baskanlığı'nın. ihtisaN kurullannın üyeleri ve başkanlan
iiçlü kanırrkimcylc atanıyorlar. Diğcr Adli Tıp çalışanlan ıse Adli
Tıp Kurumu Başkanı tarat'ından aıanıyor. Adli Tıpçalışanlannın
bu anlamda yargı çalışiinlan kadar memurluk güvencelen yok.
Bu durumda aksakiık doğrudan Adli Tıp'ın idareye bağımlı ol-
muMndan kay naklanıy or. Bir anlamda özerk bir Adli Tıp kurumu-
na ıhliyaç \ardır diyebilı-
riz.
- Başka ülkelerde böyle
birörnek ıarnv?
CİNMEN - Türkiye
dışındakı ülkelerde bu
böyle. Örncğın Fransa'da
bizdeki Adlı Tıp Kurumu
işlevini kalıpla^mıs kurul-
lar görmüyorlar. Tabıp
odalan. herjıl için adli ta-
biplik yapabilecek hekim-
leri bran^lanna göre liste
halınde çıkanyor ve bu
lisleleri yargıçlara dağıtı-
yorlar. Yargıçlar önlerine
gelen dosyada duruma
bakıyoriat. Dıyelım adam
öldürmeyle ilgiliyse bu-
nunla ılgilı adli labipleri
bilirkişi olarak atıyorlar.
Bu hekimler devletin kur-
muş olduğu adli tıp bina-
lanna gidıyorlar. Burada
bilirkişilik yapıyorlar.
Dolaynsıyla hangi bilirki-
şinin hangi olaya gideceğı
daha önce beili değil.
Buna sadece yargıç. gelişi-
güzel şekilde. ama branş-
lan göz önüne alarak ka-
rar \eriyor ve hekimleri
tayın ediyor.
Bunun çok uygun bir
uygulama olduğunu dü-
şünüyorum. Böyle bir du-
rum olduğunda Adli Tıp,
yargıya olabildiğince da-
ha yaklaşıyor. Ve daha
önce seçilmiş olan bilirki-
şilere gitmiyor. Yargıcın
istediği bazı hekimlere
dosyalar gıdiyor \e bu kı-
şilerden görüş alınıyor
Bizdeki aksaklıklar da,
yargıyla taban tabana zıt
ıkı tane kurum yargı ıçın-
de birleştıği için' ortaya
pkıyor diye düşünüyo-
rum.
Size aynca Yargıtay 1.
Daıresi'nin bir karannı
göstermek istiyorum.
Şöyle diyor: "Raporu im-
zalayan beş doktordan bi-
risının ruh ve sinır hastalı-
klan uzmanı olduğu gö-
rülmüştür Bu nedenlerle kanaat bahşetmiyor."
Bakın şimdi akli denge konusuyla ilgili 4. İhtisas Dairesi'nde
doktorlann sadece birisı ruh ve sinir hâstalıklan uzmanı. Diğerlen
değil. Bu yanlış. Aklı dengenin yerinde olup olmadığı konusunda
rapor verecek heyette bir tane ruh ve sinir hastalıklan uzmanı var.
Dığerlerinden birisi örneğin radyoloji uzmanı. Ama yasa böyle di-
yor. Demin dediğim gibı belırlenmiş liste yargıcın önüne gelse
yargıç. "Buna beş tane ruh ve sinır hastalıklan uzmanı karar versin.
Dığer uzmanlara gerek yok" diyecek. Böylece de daha doğru bir
karar çıkacak. Dolayısıyla mahkemenin karan da daha sağlıklı
olacaktır, diye düşünüyorum.
İşte bu nedenledir ki Adli Tıp Kurumu bugüne kadar hiçbir ku-
rumun olmadığı kadar şaibeli görünmüştür. Çünkü Yargıtay 1.
Ceza Dairesi, Adli Tıp Kurumu Başkanı hakkındd suçduyurusun-
da bulunmuştur. O zamanki başkan Şemsı Gök döneminde aynı
konuda çifter çifter raporlar hazırlanması ve çok cıddi rüşvet söy-
lentıleri nedeniyle Adli Tıp Kurumu ve dolayısıyla Adalet Ba-
kanlığıyıpraıılmıştır.
- Ama Şemsi Gök yönetimi bitti. Aşağı yukan iki yılthr yeni bir
yönetim var Adli Tıp'ta. Yeniyöneticiler, "Adli Tıp'ı her anlamda
açık bir kurum halinegetirmek istiyoruz. Bunun için çahşıyoruz"di-
yorlar.
CİNMEN - Bütün bunlar kişiye bağlı. En kötü kurum, en kölü
yasal düzenlemeler olsa bile. çok iyi insanlarla iyi yürütülebilir
Ancak böylesi yasal kurumlan insanlann insafına bırakmamak
lazım. Bu yasal statüyle Adli Tıp Kurumu'nun iyi işleyişi şansa
bağlıdır. Çünkü kurum tek bir kişiye. başkana bağımlıdır. Adli Tıp
yargıya yakın bir statü içine sokulmadıkça bu söyientiler devam
edecektır dıye düşünûyorum.
Kanıtlan
karartıyorlar
6 Adli Tıp Kurumu "işkence
görmüştür" raporlan da vermiştir,
akıl almazraporlanyla "işkence
görmemiştir" karan da vermiştir.
Çifter çifter raporlar ve rüşvet
iddialan kurumu yıpratmıştır. •
- Busöylentilerden deöte, somutgerçekler var. Örneğin Adli Tıp'-
ın tutumunun eleştirildiği bir alan da miras davalannda verilen rapor-
lar...
CİNMEN - Ben yalnızca miras davalan dıyemem. Ben. zamanın
Adli Tıp Kurumu Başkanı Şemsi Gök veorada çahşan tüm hekim-
ler hakkında suç duyurusunda bulunmuş bir kişiyim. Sadece miras
davalannda değil. etkilemeye açık birçok davayla ilgili pek çok
söylenti çıktı. Üstelik yapılan yanlış uygulamalar kamtlanyla da
göstenldi.
Yargıtay I. Ceza Daıresı bir devlet kurumu hakkında suç du-
yurusunda bulundu. Bu görülmüş bir şey değildir. Bunun içinsöy-
İüyorum. Bu. Adli Tıp'ın yasal statüsünden doğmuştur. Hep ka-
palı bir kurumdur ve yasal statüsü değişmedığı takdirde kapalı bir
kurum olmaya devam edecektir.
Şemsi Gök hakkında suç duyurusunda 1986 yılında bulunuldu.
ama Türkiye'de Adli Tıp'ın kararlannı inceleyecek herhangi bir
mercı olmadığı ıçın takipsızlik karan verildi.
Kurumun teknik açıdan kısıtlı çalışma yöntemleri de var. Bir ki-
şinin uzaklan mı. yakından mı vurulduğu konusunda mahkemenin
istediği bir rapor alınması gerek. "Sadece Türkiye'de uzaktan. ya
da yalcından atış olduğu bu yöntemlerle mı tespit ediliyor? Başka
ülkelerde nasıl yapılıyor?" diye mahkeme sormuş. Adli Tıp'tan ve-
rilen cevap üzerine şu tutanak tutulmuş: "Başka ülkelerde atış me-
safesı tayininde ne tür yöntemlerin kullanıldığı hususunun ta-
rafımıza cevaplanamaya-
cağı bildinldi."
Adlî Tıp Kurumu Baş-
kanlığı, yani Türkıye'deki
en büyük merci. başka ül-
kelerde bu konuda nasıl
bir çalışma yapıldığını bil-
miyor Bu yanıt 1989
yılında verilmiş.
Bence ikinci olarak çok
ciddi bır yasal yanllşlık,
amaca aykın bir kurum da
Adli Tıp Kurumu Genel
Kurulu. Bu genel kurul
son derece önemli bır yer.
Çünkü Adli Tıp'ta nihai
merciı. Çeşitli ihtisas daı-
releri de var. Ama Adli
Tıp Genel Kurulu bu ihü-
sas dairelerinın başkan-
lanndan oluşuyor. İhtisas
daireleri tarafından kana-
at verici olmayan olaylar-
da dosya mahkemenin ıs-
teğiyle Adli Tıp Genel Ku-
rulu'na gıdiyor. Dıyelim kı
akli denge durumuyla ilgili
bir olay Adli Tıp Genel
Kurulunun önüne gelı-
yor. Burada aklı melekler-
îe ilgili sadece 4. İhtisas
Dairesi Başkanı var. Dı-
ğerlerinin ise olayla ilgısi
yok. Konuyla ilgili karan
8-9 kişi veriyor. ama bun-
lardan sadece birisı ruh ve
sinir hastalıklan uzmanı.
Yasadan kaynaklanan
bu yanlışlıklar Adli Tıp
kararlanna. mahkeme ka-
rarlanna yansıyor. Sonun-
da Adli Tıp kararlan.
kanıtlan aydınlatacağı
yerde karartıyor ve yanlış
hükümlere vanlmasına
yol açıyor.
- Bir de işkence olaylan
var. İşkence gördüğü açı-
kça bitinen bir kişiye, "iş-
kence görmedi" raporu ve-
rildi. Bu tür olaylan çok
yaşadık, bittyoruz- Adli Tıp
yetkitileri, "Bizden önce iş-
kence gördüğü ileri sürülen
kişiyi muayene eden ilk
doktorlar heyetinin bulgu-
lanna dayanarak biz rapor
verhriz" diyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
CİNMEN - Adli Tıp Kurumu'nun hep aynı yönde kararlar ver-
diğinı söylemiyorum. Ancak, yine başta söylediğimc döneceğim,
Adli Tıp Kurumu statüsü itibanyla belirli çevrelere son derece açık,
güvencesiz bir kurum. Adli Tıp Kurumu "işkence görmüştür" ra-
porlan da \ermıştır, akıl almaz raporlanyla "işkence görmemiştir"
karan da vermiştir. Size bir örnek vereyim. Bir gün içinde öldürü-
len bir şahıs hakkında muayene zaptı, otopsi raporu son derece
doğru yapılmış. Ancak Adli Tıp Genel Kurulu. sonunda şöyle bir
karara vardı: "Bır gün içinde öldürülmüştür. Vücudu lime limedir.
Bel kemiğı kınlmıştır. Ama bu bulgular yakalanmasından önceye
aittir." Genel Kurul, yargının gözünün içine baka baka bu raporu
verdi. Ben burada şunu biliyorum: Korunan ve kollanan sanıklar
vardı.Vc Adli Tıp Kurumu o kadar güvencesizdiki birtakım çevre-
ler lek bir kanaldan oraya nüfuz ettiler ve istedikleri raporu çı-
karttılar. Bu konuda Adli Tıp Kurumu'nun gelmiş geçmiş insan-
lannı suçlamıyorum. Ancak Adli Tıp Kurumu böylesi vahim du-
rumlan yaşadı. Onu anlatmak istiyorum. Tekrar ediyorum. Bu ya-
sal statü devam ettikçe Adli Tıp dönem dönem bu vahim durum-
lan yeniden yaşayacaktır. Yasa itibanyla kapalı bir kurumdur. Za-
ten iiçlü karamameler hep kapalı kurum yaratır.
- Bu kurumda görevli kişiler de işkence yapan kişılere, verilen bu
raporlarla bir anlamda hizmet mi ettiler?
CİNMEN - Bütün bunlar yaşandı. Özellikle 12 Eylül 1980 son-
rası olaylara göz gezdinrsek işkence. Askeri Yargıtay kararlanna
göre de yjsaldı. Askeri Yargıtay'ın "İkrar işkence altında da olsa
alınır. Önemli olan gcrçeğin yansıtılmasıdır" diyen Askeri Yargıtay
kararlan var. Adli Tıp. bu statüyle haydi haydi o anlayışın içine gi-
rccekti zaten. •