19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5EYLÜL1993 PAZAR 10 PAZAR KONUKLARI I AdB Tm'mkcarahaınederecedoğru? SUNUŞ: Adli Tıp Türkiye'de uzunyıllardır eleştirilere hedefolan birkurum. Çeşitli usulsüzlükler, rüşvet suçlamaları nedeniyle çevresinde çeşitlisöyientiler dolaşan bu kurum işkence, cinayet olaylarında verilen raporlar yüzünden ağıryergilere uğradı. Adli Tıp 'ın eleştirilmesinin bir nedeni' 'kapalı kutu'' olması idi. Ancak, Adli Tıp'tayıllarcasüren Prof.Şemsi özellikle miras davalarına bağlı akli denge raporlan, Gök yönetimi dönemi 1992 'de sona erdi. Prof.Özdemir Kolusayın kurum başkanhğına atandı. Prof.Kolusayın 'la'kurumagetirmeyi amaçladığı değişiklikleri, avukat Ergin Cinmen'le de Adli Tıp 'la ilgiligörüş ve değerlendirmelerini konuştuk. Söyleşi LeylaTavşanoğluKonuklarProfesör ÖzdemirKolusayınAdli Tıp Başkanı Ergin Cinmen Avukat Prof.Özdemir Kolusayın İlk ve orta öğrenimini İzınir 'deyaptı. Yiiksek öğrenimini Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi nde tamamladı. Burslu okuduğu için beş yıl Anadolu'da mecburi htmet yaptı. 1975'deCerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Kürsüsü'neasistan oldu. 1988'de profesörlüğiinüaldı. 1982'den buyana Adli Tıp Kurumu nda ikincigörevde çalıştyor. 1992'de Adli Tıp Kıırumu Başkanı oldu. Esasgörevide Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Baskanlığı. İZ 1992'de Adli Tıp Kurumu başkanhğına atandığınız zaman eski başkan Prof.Şemsi Gök 'le aranızda epey- ce tartışma olmuştu. Bunun öyküsünü bize anlatır nusmz? KOLUSAYIN - Benim esas atanmam 1990 yılındaydı. Benim esas ilgi alanım bilimsel çalışma- İardır. Ben Adli Tıp Kurumu baskanlığı görevine talip olmuş değjlim. 1990 yılında dönemin Adalet Bakanı Oltan Sungurlu beni çağırdı. "Sizin başkanhğa atanmanızı istiyorum. Kurumun çalışmasından rahatsızım" dedi.Bşn de kendisine kısa ve uzun vadede yapılması gereken iki önen götürdüm. Ön- celikle kısa vadede kurumun hızlı çalışmasını temin etmek ge- rekti. Yavaş adalet adalet değildir. inancı vardır. Eskiden şöy- leydi: "Duruşmanın gecikmesini mi istıyorsunuz? Adli Tıp'a dosya yollayın. Nasılsa aîtı aydan önce gelmez." Bunu değiştirmek lazımdı. İkinci önemli olay da kurumun resmi bilirkişilik yapmasıydı. Bizim verdiğimiz raporlar dola> lı da olsa mahkeme karannı et- kiliyor. O nedenle güvenilir olmamız lazım. Kararname 1990 yılında yazıldı. Ama Köşk'te bekledi ve geri döndü. - Kararnamenin 1990yıhnda Köşk 'tengeri dönmesinde herhan- gi bir kulisfaatiyeti olmuş muvdu? KOLUSAYIN- Prof Şemsi Gök benim ho- camdı. Bu kararname işi ortaya çıkınca beni çağırdı."Yerime gececek kişi sendin. Ama bundan sonra maalesef ola- mazsın" dedi. 1992'de Adalet Bakanı yeniden benim atan- mamı istedi. Bakana "Arkamda sıyasi otorite- nin gücünü hissetmem lazım" dedim. Çünkü başkanlığımın ilk dö- nemlerinde yapacağım şeyler bazı kişilerin ya- sadışı gelirlerini ortadan kaldıracaktı. Birraporun Adli Tıp'ta beklemesi belli kişilerin menfaat sağlaması demektir. Oysa sonucun bir an önce çıkması gerekır. - Siz başkan olduğu- nuzda kurumda kaç dos- ya beklivordu? KOLUSAYIN - 6.600 dosya beklivordu. Arka- daşlanmı topladım. "Biz kendi mesleğjmize sahip çıkalım. üzerimize düşen görevi yapalım. Bundan sonra da bir şeyler talep edebilelim" dedim. Son- ra, arkadaşlar arasında birlik ve beraberlik sağ- layacak bazı işlere giriş- tik; Adli Tıp Ûzmanlan Derneği'ni kurduk. Aynca burada çahşan arkadaşlanmızın mes- leklerini sevmeleri, ona inanmalan gerektiğine inanıyorduk. Göreve başladıktan 15 gün sonra arkadaşlar iki bin dosya yazdılar. Bir motivasyon sağlanmış oldu. - Adh' Tıp Kurumu'nda kaç kişi çalıştyor? KOLUSAYIN - Sü- rekli olarak 20 kişi. Bir kontrol mekanizması kurduk. Dosya birikince arkadaşlan uyanyoruz. Artık dosya- lann aşağı y ukan yüzde 99'u ortalama bir ay içinde çıkıyor. Bu iyi bir sürat. .Ama benim için daha iyisi. bir dosyanın buraya gelişinden 15 gün sonra gitmesi. Bu arada hata payını azaltmak için kuruma bilım ve teknolojiyi mutiak surette sokmamız lazım. 1992 için yatırım bütçesine 8 mılyar lira ıstemiştik. Bize 300 milyon lira verdiler. Bir yerlerden kaynak bulmamız gerekti yeni leknoloji alma- mız için. Bunun üzerine Adli Tıp Vakfi'nı kurmaya karar ver- dik. Vakfın şu anda 150 milyon lira kadar parası var. Aşağı yu- kan 800-900 milyon liralık da alet edevaı bulduk. Bilgisayar sistemimiz çok eski. 1987'de almıştık. 1992'de ar- tık devre dışı kaldı. Oysa bilgisayar sistemini her şeyde mutlaka kullanmalıyız. Nitelikli elemana da ihtiyacımız var. Bunun için dış temaslara başladık. -Adli Tıp Kurumu'nda çahşan kişiler hakkında, hakstz kazanç sağladıkları söylenti ve suçlamaları sık sık yayılır... KOLUSAYIN - "Adli Tıp Kurumu'nda çahşan herkes köşe olur" denir. Bu yanlış. Benim sigorta kooperatiflerinden olmak üzere üçevim,eşimm debabasının verdiğı birarsavar. Bir>ıldır Adli Tıp Kurumu Başkanıyım. Normal maaşımla geçinıyo- rum. Adli Tıp'ın bu kötü görüntüsünün ortadan kalkmasi lazım. Biz burada iyi şeyler yapmaya çalışıyoru/. Bizc sahip çıkılmaM gerek. Desteklenmezscm ben dc bir sürc sonra bitcrim. Benim çabam iyi olduğumuzuispatlamak. Bunun içindcslek anyoruz. - Ama şimdiye kadarki icraattapek çok kuranlık nokta var... Bu kurumda köşedönenyok Şimdi diyebiliyoruz ki, "Adli Tıp Kurumu'nda rapor beklemez." Bunun bize maddi hiçbir yaran yok. Ama görevi yapmış olmanın huzurunu duyuyoruz. Artık biz açıklık politikasım uyguluyoruz. KOLUSAYIN- Kurum açık.arşıvlcraçık... Hcrşcy orlada... Bence kurumu zedeleyen en önemli unsur işin yoruma bırakıl- ması. O nedenle de ben hcp bilımi istıy orum. Bir şe> varsa onun bilimsel izahı olmalı. teknolojik araştırması yapılmalı ve somut bir biçimde neyin ne olduğu saptanmalıdır. CML'K yürürlüğe girdikten sonra biliyorsunuz devlete düşen göre\. suçlulan ce- zalandıracak delillerin somut olarak. özellikle laboratuvar ça- lışmasıyla elde edilmesı. Bu. devletin bize yüklediği kaçınılmaz bir görev. - Ama kurumdagörevli birtakım msanlar da sizin hilginiz dışın- da elaltından bazı şeyleryapmış olamazlar ını'.'İnsanın doğasında açgözlülüğe eğitimi olduğu söyİenir... KOLUSAYIN - Biz toplumun küçiik bir birimiyiz. Tabii ki toplumdaki bülün kötülükler bizde de vardır. Sakın sözlcrim yanlış anlaşılmasın. Ama benim burada görevim. kurumda böyle bir şey varsa bunu en aza indirmcktır. Eğer böyle bir konu varsa bu konu araştırılmalıdır. Bu yakı- nlarda bir dosya vardı. 450 milyonluk bir şey. Onun için de bu- raya müfettişçağırdım. Bizim bu açıklık politikamızla kamuo- yunun burada çalışanlar üzerinde olumlu baskısı oluyor. Ku- rumda eğer öy le kişiler var idiyse onlar artık çok rahai at oy na- tamı>or. Kurum içinden de kurum dışından da olabilir. raporlann ge- cıkmesinden dolayı bir araa grubu işlcri kolay- laştıracaklannı söyfeye- bilir. Ama yapabilecckle- rinden dcğil... Kurumumuzun çalı- şma sisıemi ihtisas daire- leri. ihtisas kurulları ve genel kurullar biçiminde- dir. Bir daıreyle kurul arasında rapor konusun- da çelişki olursa bunu ge- nel kurul hallctmcye çalışır. Benim amacım kuru- mu sadece rapor ürcten bir müessese olarak kal-' makıan çıkarmak. araştı- rma yapan. akademik bir kurum haline getirmek. Biz buna biraz başladık. Morg çalışmalanmızda beş tane AIDS vakası tes- pil ettık. Bu, İstanbul için oldukça büyük bir ra- kamdır. Ama adam cahil. "AIDS bana hiçbir şey yapmaz" diyor. Bir de uyuşturucu olayı var. 1982'de ben yedi yıllık Adli Tıp mcnsu- buyken, 1 olan uyuşturu- cu vakası 1992 yılında 56'ya yükseldi. Kurumu- muz bu şeküde toplumu- muza tehlikeleri haber de veren bir kuruluş olmalı. Şimdiye kadar kurum- da iyi şeyler yaptık. Bun- dan sora daha iyive gide- ceğine inanıyorum. Eski- den Adli Tıp'ta çahşmak pek o kadar iyi değildi. Bundan sonra burada çalışmak onur verici ola- cak. - Dediğinizgibi AdK Tıp gerçekten şa'beli bir ku- rumdu... KOLUSAYIN- Evet. Bakın. bunun halledilme- si için bir tek yol var. O da açıklık. Olabilir: kişi pa- zarlık edebilir. rüşvet ala- bilir. Ama biz ancak açıklık politikasıyla. eğer varsa o kötü olaylan bertaraf edebiliriz. Hiç kimse para teklifınde bulun- masın. Zaten sonuç ne varsa o çıkacaktır. Eskiden sonucun ça- buk çıkması derdi vardı. Şimdi o ortadan kalktı. Bir de son za- manlarda şu sorun var: Diyorlar ki: "Eskiden altı a\da rapor çıkardı. Şimdi bir ayda çıkıyor. Acaba eskiden altı ayda çıkan raporlann sonucu daha mı sağlıklıydı?" Hayır efendım. Hiç böyle bir şey yok. Çünkü o zaman altı aylık dönemin beş ay ında dosya burada bckiiyordu. Şimdi artık diyebıliyoruz ki. "Adli Tıp Kurumu'nda rapor beklemer." Bunun bize maddi hiçbir yaran yok. Ama görevi yapmış olmanın huzurunu duyuyoruz. - Evet. Burada dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta var. Tür- kiye'de Işkencenin sistematik olarak yapıldığını hepimiz biliyo- ruz- Ama bugüne kadar bu işkence olaylan doktor raporuyla he- men hemen hiç gün ışığına çıkardmadı. Hatta adlan lazım değil, bazı doktorlar da 'iskencecibaşlarının adamlan' diye bilinirdi... KOLUSAYIN- Işkencenin belli belirtileri var tabiı. Önemli olan ilk muayeneyi yapan ekibin raporudur. Burada doğal ola- rak belki Adli Tıp suçlanıyor. Ama önemli olan bize gelen ra- porlardaki verilerdir. Bızım materyal üzerinde fazla inceleme yapma şansımız yok. Morgta otopsi yapabiliyoruz. Ama bu tür olaylarda bizbaşka bir ekibin verdiği raporu değerlendinyoruz. O ilk ekiptekı arkadaşlar işkenceyi tespit etmişse mesele yok. Ama var olup da ydzmamışsa onun sorumluluğunu biz yükle- nemcyiz. Türkiye'de adaletin uzamasında. yargının uzaması- nda. ya da hatalı bir sonuca ulaşılmusında hekimlenn payı vardır. • Ergin Cinmen 1975döneınimk> hıunbul Üniversitesi Hukuk Fukültesi'ni bitirdi. Yüksek öğrenimini haşarı ile tanıamladıktan bir süre sonra avukatlık nıesleğine baştadı. Bir döneın İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üveliği yaptı. Daha sonra bu görevinden ayrddı. 12 Eylül 1980 askeri darbesindm \onra at, ılan bütün siyasi daralarda savunma avukatı olarak görevaldı. ErginCinmen halen ser- best avukatlık yapıyor. | dli Tıp'm statüiünûnasıldeğerlendiriyonıunuz? CİNMEN - Adli Tıp'a yaklaşırkcn iki konu uzennde [durmak ıstıyorum. Bunlardan bırıncısı Adli Tıp'ın hu- kuki •aatüsü. ikincİM dc şu andakı Adli Tıp Yasası için- | deki amaca aykın düzcnlemelcr. Adli Tıp'ın statüsünü >argı stutusünc olabildığince yakla^urmak lazım. Dc\leıın sacayaklan yasama, yü- rütmcvcyargı. Bunlarınahcnkli bır^ckildcbirbırlcrindcnbağımsız olmalan gcrekir. Niıekim yargı her ne kadar bağımsızlık açısından 12 Eylül JVKO'den »onra cıddi bir tırrMin yemışsc de işleyiş yasası. yargıçlann aianmalan. scçilmeleri ile bu anlamda idareden ba- ğımsi7 bir kurum hulındc Adli Tıp da yargıya yol gösierccek. gerck hukuk gerekse ceza d;ı\ulannda dosya ıçındc bulunan delıllcrc ışık \crccck birkurum olduğuna gore Âdli Tıp'ın siatusünu olabildığince yargı statüsünc yaklaştırnıak lazımdır. Oysa AdlıTıp'ın kuruluş yasası böyle değil. 2659 sayılı \a.say la uınzım edılmiş olan Adli Tıp Yasası'nın I. mad- desine göre kurum Adaleı Bdkjnlığı'na bağlıdır. Özellikle Adli Tıp Kurumu Baskanlığı'nın. ihtisaN kurullannın üyeleri ve başkanlan iiçlü kanırrkimcylc atanıyorlar. Diğcr Adli Tıp çalışanlan ıse Adli Tıp Kurumu Başkanı tarat'ından aıanıyor. Adli Tıpçalışanlannın bu anlamda yargı çalışiinlan kadar memurluk güvencelen yok. Bu durumda aksakiık doğrudan Adli Tıp'ın idareye bağımlı ol- muMndan kay naklanıy or. Bir anlamda özerk bir Adli Tıp kurumu- na ıhliyaç \ardır diyebilı- riz. - Başka ülkelerde böyle birörnek ıarnv? CİNMEN - Türkiye dışındakı ülkelerde bu böyle. Örncğın Fransa'da bizdeki Adlı Tıp Kurumu işlevini kalıpla^mıs kurul- lar görmüyorlar. Tabıp odalan. herjıl için adli ta- biplik yapabilecek hekim- leri bran^lanna göre liste halınde çıkanyor ve bu lisleleri yargıçlara dağıtı- yorlar. Yargıçlar önlerine gelen dosyada duruma bakıyoriat. Dıyelım adam öldürmeyle ilgiliyse bu- nunla ılgilı adli labipleri bilirkişi olarak atıyorlar. Bu hekimler devletin kur- muş olduğu adli tıp bina- lanna gidıyorlar. Burada bilirkişilik yapıyorlar. Dolaynsıyla hangi bilirki- şinin hangi olaya gideceğı daha önce beili değil. Buna sadece yargıç. gelişi- güzel şekilde. ama branş- lan göz önüne alarak ka- rar \eriyor ve hekimleri tayın ediyor. Bunun çok uygun bir uygulama olduğunu dü- şünüyorum. Böyle bir du- rum olduğunda Adli Tıp, yargıya olabildiğince da- ha yaklaşıyor. Ve daha önce seçilmiş olan bilirki- şilere gitmiyor. Yargıcın istediği bazı hekimlere dosyalar gıdiyor \e bu kı- şilerden görüş alınıyor Bizdeki aksaklıklar da, yargıyla taban tabana zıt ıkı tane kurum yargı ıçın- de birleştıği için' ortaya pkıyor diye düşünüyo- rum. Size aynca Yargıtay 1. Daıresi'nin bir karannı göstermek istiyorum. Şöyle diyor: "Raporu im- zalayan beş doktordan bi- risının ruh ve sinır hastalı- klan uzmanı olduğu gö- rülmüştür Bu nedenlerle kanaat bahşetmiyor." Bakın şimdi akli denge konusuyla ilgili 4. İhtisas Dairesi'nde doktorlann sadece birisı ruh ve sinir hâstalıklan uzmanı. Diğerlen değil. Bu yanlış. Aklı dengenin yerinde olup olmadığı konusunda rapor verecek heyette bir tane ruh ve sinir hastalıklan uzmanı var. Dığerlerinden birisi örneğin radyoloji uzmanı. Ama yasa böyle di- yor. Demin dediğim gibı belırlenmiş liste yargıcın önüne gelse yargıç. "Buna beş tane ruh ve sinır hastalıklan uzmanı karar versin. Dığer uzmanlara gerek yok" diyecek. Böylece de daha doğru bir karar çıkacak. Dolayısıyla mahkemenin karan da daha sağlıklı olacaktır, diye düşünüyorum. İşte bu nedenledir ki Adli Tıp Kurumu bugüne kadar hiçbir ku- rumun olmadığı kadar şaibeli görünmüştür. Çünkü Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Adli Tıp Kurumu Başkanı hakkındd suçduyurusun- da bulunmuştur. O zamanki başkan Şemsı Gök döneminde aynı konuda çifter çifter raporlar hazırlanması ve çok cıddi rüşvet söy- lentıleri nedeniyle Adli Tıp Kurumu ve dolayısıyla Adalet Ba- kanlığıyıpraıılmıştır. - Ama Şemsi Gök yönetimi bitti. Aşağı yukan iki yılthr yeni bir yönetim var Adli Tıp'ta. Yeniyöneticiler, "Adli Tıp'ı her anlamda açık bir kurum halinegetirmek istiyoruz. Bunun için çahşıyoruz"di- yorlar. CİNMEN - Bütün bunlar kişiye bağlı. En kötü kurum, en kölü yasal düzenlemeler olsa bile. çok iyi insanlarla iyi yürütülebilir Ancak böylesi yasal kurumlan insanlann insafına bırakmamak lazım. Bu yasal statüyle Adli Tıp Kurumu'nun iyi işleyişi şansa bağlıdır. Çünkü kurum tek bir kişiye. başkana bağımlıdır. Adli Tıp yargıya yakın bir statü içine sokulmadıkça bu söyientiler devam edecektır dıye düşünûyorum. Kanıtlan karartıyorlar 6 Adli Tıp Kurumu "işkence görmüştür" raporlan da vermiştir, akıl almazraporlanyla "işkence görmemiştir" karan da vermiştir. Çifter çifter raporlar ve rüşvet iddialan kurumu yıpratmıştır. • - Busöylentilerden deöte, somutgerçekler var. Örneğin Adli Tıp'- ın tutumunun eleştirildiği bir alan da miras davalannda verilen rapor- lar... CİNMEN - Ben yalnızca miras davalan dıyemem. Ben. zamanın Adli Tıp Kurumu Başkanı Şemsi Gök veorada çahşan tüm hekim- ler hakkında suç duyurusunda bulunmuş bir kişiyim. Sadece miras davalannda değil. etkilemeye açık birçok davayla ilgili pek çok söylenti çıktı. Üstelik yapılan yanlış uygulamalar kamtlanyla da göstenldi. Yargıtay I. Ceza Daıresı bir devlet kurumu hakkında suç du- yurusunda bulundu. Bu görülmüş bir şey değildir. Bunun içinsöy- İüyorum. Bu. Adli Tıp'ın yasal statüsünden doğmuştur. Hep ka- palı bir kurumdur ve yasal statüsü değişmedığı takdirde kapalı bir kurum olmaya devam edecektir. Şemsi Gök hakkında suç duyurusunda 1986 yılında bulunuldu. ama Türkiye'de Adli Tıp'ın kararlannı inceleyecek herhangi bir mercı olmadığı ıçın takipsızlik karan verildi. Kurumun teknik açıdan kısıtlı çalışma yöntemleri de var. Bir ki- şinin uzaklan mı. yakından mı vurulduğu konusunda mahkemenin istediği bir rapor alınması gerek. "Sadece Türkiye'de uzaktan. ya da yalcından atış olduğu bu yöntemlerle mı tespit ediliyor? Başka ülkelerde nasıl yapılıyor?" diye mahkeme sormuş. Adli Tıp'tan ve- rilen cevap üzerine şu tutanak tutulmuş: "Başka ülkelerde atış me- safesı tayininde ne tür yöntemlerin kullanıldığı hususunun ta- rafımıza cevaplanamaya- cağı bildinldi." Adlî Tıp Kurumu Baş- kanlığı, yani Türkıye'deki en büyük merci. başka ül- kelerde bu konuda nasıl bir çalışma yapıldığını bil- miyor Bu yanıt 1989 yılında verilmiş. Bence ikinci olarak çok ciddi bır yasal yanllşlık, amaca aykın bir kurum da Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu. Bu genel kurul son derece önemli bır yer. Çünkü Adli Tıp'ta nihai merciı. Çeşitli ihtisas daı- releri de var. Ama Adli Tıp Genel Kurulu bu ihü- sas dairelerinın başkan- lanndan oluşuyor. İhtisas daireleri tarafından kana- at verici olmayan olaylar- da dosya mahkemenin ıs- teğiyle Adli Tıp Genel Ku- rulu'na gıdiyor. Dıyelim kı akli denge durumuyla ilgili bir olay Adli Tıp Genel Kurulunun önüne gelı- yor. Burada aklı melekler- îe ilgili sadece 4. İhtisas Dairesi Başkanı var. Dı- ğerlerinin ise olayla ilgısi yok. Konuyla ilgili karan 8-9 kişi veriyor. ama bun- lardan sadece birisı ruh ve sinir hastalıklan uzmanı. Yasadan kaynaklanan bu yanlışlıklar Adli Tıp kararlanna. mahkeme ka- rarlanna yansıyor. Sonun- da Adli Tıp kararlan. kanıtlan aydınlatacağı yerde karartıyor ve yanlış hükümlere vanlmasına yol açıyor. - Bir de işkence olaylan var. İşkence gördüğü açı- kça bitinen bir kişiye, "iş- kence görmedi" raporu ve- rildi. Bu tür olaylan çok yaşadık, bittyoruz- Adli Tıp yetkitileri, "Bizden önce iş- kence gördüğü ileri sürülen kişiyi muayene eden ilk doktorlar heyetinin bulgu- lanna dayanarak biz rapor verhriz" diyorlar. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? CİNMEN - Adli Tıp Kurumu'nun hep aynı yönde kararlar ver- diğinı söylemiyorum. Ancak, yine başta söylediğimc döneceğim, Adli Tıp Kurumu statüsü itibanyla belirli çevrelere son derece açık, güvencesiz bir kurum. Adli Tıp Kurumu "işkence görmüştür" ra- porlan da \ermıştır, akıl almaz raporlanyla "işkence görmemiştir" karan da vermiştir. Size bir örnek vereyim. Bir gün içinde öldürü- len bir şahıs hakkında muayene zaptı, otopsi raporu son derece doğru yapılmış. Ancak Adli Tıp Genel Kurulu. sonunda şöyle bir karara vardı: "Bır gün içinde öldürülmüştür. Vücudu lime limedir. Bel kemiğı kınlmıştır. Ama bu bulgular yakalanmasından önceye aittir." Genel Kurul, yargının gözünün içine baka baka bu raporu verdi. Ben burada şunu biliyorum: Korunan ve kollanan sanıklar vardı.Vc Adli Tıp Kurumu o kadar güvencesizdiki birtakım çevre- ler lek bir kanaldan oraya nüfuz ettiler ve istedikleri raporu çı- karttılar. Bu konuda Adli Tıp Kurumu'nun gelmiş geçmiş insan- lannı suçlamıyorum. Ancak Adli Tıp Kurumu böylesi vahim du- rumlan yaşadı. Onu anlatmak istiyorum. Tekrar ediyorum. Bu ya- sal statü devam ettikçe Adli Tıp dönem dönem bu vahim durum- lan yeniden yaşayacaktır. Yasa itibanyla kapalı bir kurumdur. Za- ten iiçlü karamameler hep kapalı kurum yaratır. - Bu kurumda görevli kişiler de işkence yapan kişılere, verilen bu raporlarla bir anlamda hizmet mi ettiler? CİNMEN - Bütün bunlar yaşandı. Özellikle 12 Eylül 1980 son- rası olaylara göz gezdinrsek işkence. Askeri Yargıtay kararlanna göre de yjsaldı. Askeri Yargıtay'ın "İkrar işkence altında da olsa alınır. Önemli olan gcrçeğin yansıtılmasıdır" diyen Askeri Yargıtay kararlan var. Adli Tıp. bu statüyle haydi haydi o anlayışın içine gi- rccekti zaten. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle