Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5EYLÜL1993PA2AR CUMHURİYET SAYFA-
HABERLER
Almanya'da Federal İdare Mahkemesi, iki Türk ailenin başvurusu üzerine karar verdi
Türkkızlarmabeden eğitimi dersi yok
DtLEKZAPTÇIOĞLL
BERLİN - Almanya'daki Türkler,
kız çocuklanru "Kuran'a aykın" oldu-
ğu gerekçesiyle okullardaki beden eği-
timi dersine sokmamakta artık ser-
best. Almanya'nın yurttaşlık huku-
kundaki en yüksek mercü olan Fede-
ral İdare Mahkemesi, iki Türk ailenin
başvurusu üzenne bu sansasyonel
yargıya vardı. Mahkeme. Müslüman
kiz çocuklannın karma beden eğitimi
dersine girmeme hakkını Alman ana-
yasasmdaki din ve inanç özgürlüğüne
dayandırdı. 26.8.1993 tarihlı ve 6 C
9.9i ile 6 C 30.92 sayılı karar. Alman-
ya'da başka davalara örnek teşkil ede-
cek. Radikal dinci örgütlerin uzun
mücadelesinin mükafatını oluşturan
karardan sonra Türk aileler şimdi ül-
kenin her yerinde mahkemelere baş-
vurmaya hazırlanıyor. Bremen'de
şimdiden tek bir ortaokulda 68 Türk
aile. kızçocuklannın cimnastik dersin-
den muaf tutulması için dilekçe verdi.
Karar Alman kamuoyunda ve basını-
nda tepkıyle karşılandı ve "Türklerin
zaten Alman toplumuyla kaynaşa-
mayacağı" tezine destek oldu.
Âlman hükümetinin de muhalefet
ettiği karann öncesinde konu birçok
merciden geçmiş. çelişkili yargılara
vanlmıştı. Herşey Bochum ve Bremen
kentlerinde 15'er yaşındaki iki Türk
kızının ailelerin ok'ul müdüriyetlenne
başvurarak kızlann diğer Türk yaşı-
tlanyla birlikte beden eğitimi dersin-
den muaf tutulmasını istemesiyle baş-
ladı. Ailelere göre kızlann oğlan ço-
cuklanyla berabersporyapmasıdinen
caız değildi. Kızlann gerek kendileri-
nin soyunması gerekse oğlanlan so-
yunuk görmeye mecbur bırakılması
"Kuran'a aykın" idi.
Okul müdüriyetlerinin bağlı olduğu
eyalet kültür bakanlıklan. ailelerin
bîışv urusunu "spor dersinin devlet eği-
tüninin >azgeçibnez bir parçası olduğu"
gerekçesiyle reddettiler. Örneğin Bre-
men'de bakanlık. "Müslüman kızlar
dersten muaf tutulursa, bu, çocuklar
arasında ayrancılığı körükler ve Al-
manlarla Türkler arasındaki kaynaş-
mayı bozarak yabancı düşmanlığına
çanak tutar"görüşündeydi. Bakanlığa
göre Türk kızlannın kamu hayatı-
ndan aynlması kadın-erkek eşitliğine
de aykınydı.
"Biz kızlarımızı zaten Batılı kıstas-
lanna göre yetiştirme niyetinde değiliz"
diyen aileler bunun üzenne bulunduk-
lan eyaletlerin idare mahkemeferine
başvurdular. Konunun götürûldüğü
en yüksek mercii olarak 26 ağustosta
Berlin'de toplanan Federal Mahke-
me'dcki oturum ilgınç geçti. 15 yaşı-
ndaki Hatice. kusursuz Almancasıyla
"Ben spor yapmaya karşı değilim. ama
hayatunı Kuranıkerim'e göre yaşamak
istiyonım" dedi Hatice "başörtüsü ka-
yacak diye korkuyor, hem gözlerini oğ-
lanların üstünden avıramıvordu."
Mahkemede dinlenen Alman hükü-
met temsildsi, Hatice"nın bunalımına
hiç anlayışla bakmadı. Ona göre "Batı
aleminde serbest givimli insan görmek
normaldi." Karar. Alman kamuoyun-
da tepkiyle karşılandı. Eleştırilcr, "Bu
işin nereye varacağı" sorusunda yo-
ğunlaşıyor.
Örneğin 'Tageszeltung' gazctcsi,
"Müslüman Türk aileler yarın Darvin'-
in teorileri öğretiliyor ve 'Bu Kuran'a
aykırıdır' diyerek çocuklannın biyoloji
dersinden muaf tutulmasını isterierse ne
olacak" diye soruyor. Haftalık 'Die
Zelt' vorumunda ''Yabancılar bu top-
lumda yaşayacaklarsa birlikte yaşa-
manın temel kurallarına saygı göster-
melidirler"diyor.
Radyo-TV yasası
41tenmtifvasa
taslağılıazırlanıyor
• TBMM'nin tatile girmesi nedeniyle
çıkanlamayan radyo televizyon yasasına ilişkin
çalışmalar hızlandı. E>evlet Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Yıldınm Aktuna özel radyo tv
temsilcileriyle bir toplantı yaptı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Anayasanın radyo tele-
vizyon tekeline ilişkin 133.
maddesinin değjştirilmesinden
sonra. TBMM'nin tatile girme-
si nedeniyle çıkanlamayan rad-
yo televizyon yasasına ilişkin
çalışmalar hızlandı. TBMM'de
grubu bulunan siyasi partilerin
temsilcilerden oluşan Radyo-
Televizyon Alt Komisyonu'-
nun hazırladığı yasa taslağına
karşın radyo ve televizyoncu-
lar, altematif yasa taslağı hazır-
lıyorlar.
Devlet Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Yıldınm Aktuna, böyle
bir yasa taslağı hazırlanırken
radyo televizyonculann görüş-
lerinin ahnmasınm şart olduğu-
nu belirterek kendilenyle gö-
rüştüğünü ve alternatif bir yasa
taslağı hazırlanmasınm karar-
laştınldığıru söyledi. Aktuna
dün de özel radyo tv temsilcile-
riyle bir toplantı yaptı.
AJatBria^r Cumhuriyet'm so-
rulannı yanıtlarken bir yasa
hazırlanırken o yasayla ilgiÜ ke-
simin görûşlerinin alınması ge-
rektiğini söyledi. TBMM'deki
Radyo-Tv Alt Komisyonu'nun
haarladığı taslağın halen geçer-
li olduğuna dikkat çeken Aktu-
na, "Ancak, bu konuda radvo-tv
sektörünün görüşü alınmadı. Si-
yasi partüerin hazırladığı taslak
yine dursun. Ama özel radyo-t\
sektörü de bir alternatif yasa
taslağı hazırlasın. Bunun ortak
noktası bulunarak yasa
çıkanlsın" dedi. Radyo-tv tem-
silcileri ile sürekli görüşme ha-
linde olduğunu belirten Aktu-
na. altematif taslağın 10 gün
içinde tamamlanacağjru bilclir-
di. Aktuna. şu görüşlere yer
verdi: "Özel televizyon yayı-
nlannı halk izlemiyor mu? Beğe-
nip beğenmediğini kendisi gös-
tersin o zaman. İ/lemek istemi-
yorsa, bumı ortaya koysun. O
kanalı vatandaş izlemeyince
reklam da alamaz. Reklam ala-
mayınca da bu işten »azgeçerler.
Ama biz buna fırsat >ermiyoruz.
Ankara, Türkiye'yi yöiKtsin,
vatandaş için ne iyidir ne kötü-
dür, devlet söylesin diyoruz. Bu
yanlış. Halkı bilinçlendirip. ken-
disi için ne iyi, ne kötü seçmesine
fırsat tanıvahm."
Madonna Pepsi-ATV işbirliği ile dört gün ülkemizde kalaeak.
Madonna 7ekimde
istanbuVdaMagazin/TV Servisi-
Müzikdünyasındakiçıkışlan
ve özel yaşamındaki
sansasyonlan ile ünlü şarkıcı
Madonna. 7 ekimde İnönü
Stadyumu'nda birkonser
verecek. Madonna
Pepsi-ATV işbirliği ve Ahmet
San organizasyonu ile dört
gün ülkemizde kalaeak. Dün
Madonna'nın kalacağı
Mövenpick otelde. Pepsı.
ATV yetkilileri ve Ahmet San
basın toplantısı düzenledi.
Aynca Michael Jackson ve
sanatçının Türkiye programı
hakkında bilgi verildi.
Dört ülkede 6 konser
verecek olan sanatcı. yaklaşık
60 TI R'hk bir ekiplc kendısi
için özel hazırlaşrmş
sahnede, yak!aşık25s3ât,
kalaeak. Ânrerika turnesi
öncesi fngiltereveFransa'da
dört konser verecek olan
sanatçı. özel davet üzerine.
kendine özgü şovu ile
ülkemizdeki hayranlannın
karşısma çıkmayı ve bu
konserinde televizyon çekimini
kabul etti. Avrupa turnesinin
ilk durağı olan 25 eylüldeki
Wembley konseri. biletlerin
tükenmesı üzerine iki güne
çıkanldı. İki konser deParis'tc
verecek olan Madonna.
Türkiye'dekı özel konserinden
sonra programına. Tel-Av iv "i
dedahiletti. Konser biletlerinin
250-350 bın olacağını belirten
yetkililer. sanatçının tüm
konser maliyetinin 2 mılyon
dolar(Yaklaşık24milyarlira)
olacağını, yaklaşık yarısının da
sanatçıya kalacağını anlatnlar.
AyrK»23 eylülde ayhi statta
konser verecek olan Miehael
Jacksön'ın konser maliyetinin
1.5 milyondolar(Yaklaşık 18
milyar lira) olacağı ve dört gün
Devletin sırtında kan varSıradan vatandaşın devlete olan güven duygusu yokoldu.
Vatandaşlarının can güvenliğini sağlayamayan devlet
onun başına gelenlerden de sorumlu olduğunun farkında değil.
Ya da farkında ama gözardı ediyor.
Riişvet Osmanlı'dan yadigar! Rüşvet alanlar. rüşvet verenler.
Kıbrıs'ta yüzyılın nîşanı
Damat adayı PKK, gelin irtica. Düğiine herkes davetli.
• ŞHP kurultayında 3 başkan değişecelc • Ben Güneri Cıvaoğlu, "Haberlerin Kralı"
• Işsizliğin sigorfası yok • Bozkırda milyarlık tatil köyü • İstanbul'da deniz var mı?
• Abhazlar barışı ve zaferi kutladılar • Foklar yokoluyor sonra sıra bizde • Reha
Isvan: Tüm kadınlar Çiller'e arka çıkın • Sir Gordon Milne Paşa • Ermeniler işgal
ediyor, asıl hedef Türkiye • IMF'den İsveç ekonomisine gizli rapor • İlk suç,
doğmuş olmak mı? • Küçük burjuva bunalıyor • Yaz yağmuruyla yaşayanlar
• Oben Güney'i devletin umursamazlığı öldürdü • CRR'nin 93 - 94 programı
Adaleye
ve libidoya
masaj
inanç
« evrımcısıMlea
Bahailer
Haf+alık kent rehberi: Sinema, tiyatro, televizyon, video, radyo,
müzik, sergi, gezi ve etkinlikler, ikinci derginizde; ne nerede
Madonna özel yaşamındaki sansasyonlarla da ünlü
ülkemizde kalacağı belirtıldi.
Toplantıda konuşan
Fruko-Tamek yetkilisi Adnan
Şen. ülkemizdeki büyük müzik
orgiinizasyonlarını halkıma
sunmaktanmutluluk
duyduklannı belirterek. "Bu
tür olav laria şirketimizin
setnboİleşmesini istiyoruz" dedi.
PepsiCoİa'nın Türkiye
Pazarlama Miidürii Celal
Bayraktaroğlu. l990yılmdan
bu yana şırketlerinin Madonna
Türkiye
ıle reklam anlaşması olduğunu
anımsatarak. "'Aynıanda
Miehael Jackson ile de
anlaşmamız \ar. Hedcfimiz iki
devi ay nı zamanlarda ülkemizde
konuk etmektir" dedi ATV
Genel Yayın Koordinatörü
Cem Şaşmaz. Türkiye'nin en
yeni v e genç kanalı olduklânfiı
anımsatarak. "Madonna gibi
bir de>i, ülkemizin her köşesine
uiaştırmak istiyonız"diye
konuştu.
Herbeş dakikada
bir çocuk ölüyor
• Sağlık Bakanlığrnm 1993 yılını 'Ana Çocuk
Sağlığı ve Aile Planlaması Yılf ilan etmesi
nedeniyle İstanbuPda Kalyon Oteli'ndeyapılan
çalışmalarla ilgili bir 'Basını bilgilendirme
toplantısı'yapıldı.
İstanbul Haber Senisi - UNI-
CEF Türkiye Temsilcisi Dr.
Claudio Sepuheda, Türkiye'de
her 5 dakikada bir çocuk öldü-
ğünü belirterek yapılan anne ve
çocuk sağlığı çalışmalannın tek
hedefınin bu sayının gelişmiş
ülkelerde olduğu gibi günde tek
çocuğa indirilmesi olduğunu
söyledi.
Sağlık Bakanlığı'nın 1993 yı-
lmı 'Ana Çocuk Sağlığı ve Aile
Planlaması Ydı' ılan etmesi ne-
deniyle İstanbul'da Kalyon
Otelfnde yapılan çalışmalarla
ilgili bir 'Basını bilgilendirme
toplantısı* yapıldı. Sağlık Baka-
nı adma toplantının açış konuş-
masını yapan Sağlık Bakanlığı
Müşteşar Yardıması Dr. Ah-
met Miski, ülkelerin kalkınmış-
lık düzeyı ne olursa olsun, top-
lumun baa bireylerinin sağlık
açısından özel riskler taşıdığını
belirterek şunlan söyledi:
"Hayata yeni başlayan ve
kendi kendine yeterli hale gel-
mek için uzun bir zaman konı-
oup bakılması gereken bebekler-
ie, çocuklar ve onları dünyaya
getirmek için her seferinde kendi
vücudundan bir şeyler kaybeden
anneleri, her toplumda diğer bi-
reylerden daha fazla özene ve
desteğt muhtaçtır. İşte bu ne-
denle, ana >e çocuk sağlığı, yal-
nızca kalkınmakta olan ülkele-
rin değil. tüm dünyanuı sorunu-
dur. Ancak, yeterli koruyucu
hekimlik uyguJamalaruıın i>i
yürütüMüğü ülkelerde, anneler
ve çocuklar hastalık ve ölüm ris-
kine daha az maruz kalmakta-
dır. Gelişmekte olan ülkelerde
LSC bunun aksi söz konusudur.
Bunun çarpıcı bir sonucu olarak,
gelişmekte olan ülkelerdeki ana
ölümü oranmın, geüşmiş ülkeler-
dekinin 20 misli daha fazla oldu-
ğunu görüyoruz. Bugün geliş-
mekte olan ülkelerde her 10
çocuktan biri. 5 vaşına tarma-
dan ölmektedir. Bu ölümlerin
nedenlerine baktığımızda \ü/de
50'sini ishalli hastaiıklar \L-*>IU-
num yolu hastalıklarının oluş-
turduğunu, yani koruyucu ön-
lemlerle kolayca önlenebilecek
nedenlere bağlı olduğunu görü-
yoruz. Eğer gelişmekte olan ül-
kelerdeki çocuk hızı gelişmiş
ülkeler düzeyine indirilebilirse,
dünyada her vıl 11 milvon çocu-
ğun ölümü önienebilecektir."
Toplantıda daha sonra söz
alan UNICEF Türkiye Temsil-
cisi Dr. Claudio Sepulveda da
ana ve çocuk sağlığı konusunda
yapılan çalışmalann duyurul-
masında basına büyük görev
düştüğünü vurgulayarak "Bu-
gün dünyaya gelen her 100 ço-
cuktan 12*si gelişmiş ülkelerde,
88M isc gelişmekte olan ülkeler-
de mevdana gelmektedir. Dün-
yanın 2000 yıhnda ulaşması
gereken hedefleri göz önüne alı-
nırsa bunun maliyeti 20 milyar
dolardır. Ve bunun 1.8-3.4 mil-
yar doları sadece sağlık hizmet-
İerine avnJmalıdır"dedi.
CUMHURIYETTEN
OKURLARA
ÖZGENACAR
Bozkırda Günbaüsı...
Devlet Konukevı'nde, -bilinen adıyla Ankara Palas'ta-
perşembe gecesi "Cumhuriyet'"m konuklarına "hoşget-
diniz"derken gözlerim eski deyimiyle bir "seftre"yiara-
dı.
1960lı yılların başında Ankaradaki Fransız Büyükel-
çısi, NewYorkaBirieşmişMilletler'edaimitemsilciola-
rak atanmıştı. "Sefire" boyle bir atamadan pek sevin-
memiş gibiydi. Paris'teki yetkılılere veryansın ediyordu:
' 'Bu Paris tekilerde hiç akıl yok. Sonbaharda Ankara -
dan New York dahi olsa nasıl atama yapılır? Bu adamlar
Ankara 'nın en güzel mevsiminin eylul-ekim aylan oldu-
ğunu bilmiyorlar mP Dünyanm en güzel günbatışı, bu
aylarda Ankara 'nın bozkırındadır. Birkaç ay daha bekle-
yemezler miydi? Adamlarda hiç zevk yok ki..."
Bahçeye bakan balkonda konukları beklerken gece-
nin onur konuğu Cüneyt Arcayürek Ankara Palas hak-
kında 1947'lere kadar inen ve yakası açılmamış çok
güzel anıları anlattı. Bir yandan onu dınliyor, bir yandan
da Fransız Sefiresi'nin belleğimde kalan sözlerini düşü-
nüyordum.
Başkentli dostlar, Arcayürek ve Ankara Temsilcimiz
Mustafa Balbay'a yeni görevlerinde başarılar dilerken
ben de bir eyiül gecesinin Ankarası'nda Fransız Sefi-
resi'ni imrendiren son ışıkları gözlüyordum.
Horoz kuyruğu anlamına gelen "cock-tail", Batı dün-
yasında zamanı sınırlı olan önemli insanları bir araya
getirmek amacıyla icat edilmiş en etkin düzenlemedir.
En güzel haberler kokteyllerde iki kadeh arasındaki söy-
leşilerde ortaya çıkar.
• • •
Hiç kuşkusuz gecenin en önemli konusu Kafkasya'-
daki çatışmalar. özelükle Karabağ olayı idi. Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Tansu Çiller o
akşam Çankaya Köşkü'nde yapılan "kriz komitesi"n\n
olağanüstü toplantısına ara verip Cumhuriyet'in gecesi-
ne katılma nezaketini göstermişlerdi.
Bu arada konuştuğum bir Batılı büyük ülkenin büyü-
kelçisi, Kafkasya'daki durumu özetle şöyle değerlendir-
di: '
"Şu anda Kafkasya'daki çatışmalar, I. Dünya Savaşı
öncesindeki Balkanlar'daki kargaşayı andırıyor.
SSCB dağıldıktan sonra yeni kurulan devletlerin başı-
na yine eski yönetimin komünist liderleri geçti. Bunun
tek istisnasj Azerbaycan'dı. Elçibey demokratik bir se-
çimle işbaşma gelip demokrasiyi yerleştirmeye ve öteki
ülkelere örnek olmaya çalıştı.
Kendisi ile Özal'ın cenaze töreninde uzun uzun ko-
nuşma olanağı elde ettim. Çok iyi bir insan. Batılı anlam-
da demokrat... Ancak bu yeterli değil. Liderlik için başka
yetenekler de gerekli.
Elçibey, Rus faktörünü dışladı ve Azerbaycan, Bağım-
sız Devletler Topluluğu (BDT) dışında kaldı. Bu bir ha-
taydı. Ordusu güçsüz ve üstelik savaşçı değil.
Ermeni lider Petrosyan da iyi bir insan. Türkiye ile iliş-
kilere çok önem veriyor. Ama liderlik konusunda Elçi-
bey'den daha yetenekli. Karabağ Ermenileri ise Petros-
yan'ı dinlemiyor. Türkiye'nin hatası ise bölgedekigele-
neksel Rus varlığını çok geç ciddiye almasıdır."
Rus Buyükelçisi Alberf Çernişev ile bir başka nedehle
aynı gün kokteyl öncesinde konuşmuştuk. İlk görüşme-
mizde Iran'ın müdahalesinden kaygılıydı. Kokteyle geç
geldi. Bu kez neşeliydi:
"iran bize güvence verdi. Azerbaycan sınınndan içeri
herhangı bir İranlı silahlı insan kesinlikle girmemiş.
Yaptıkları; göç eden Azehleri kendi topraklarında alıko-
yacak bir çadırlı kent oluşturmak. Göçü kendi sınırlann-
dan ö'nce durdurup göçenlere insaniyardım yapmak...''
Bir Avrupalı büyükelçi:
"Bazı Türk gazetelerini okuduğumda Türk basınının
Kafkasya'da olup bitenleri, hele İran'ın son girişimini
tam algılayamadığını görüyorum.
Karabağ Ermenileri, Azeri kentlerini işgal ettikçe or-
taya önemli birgöç olayı çıktı. Tıpkı Körfez Savaşı sonra-
sında Kuzey Irak'ta olduğu gibi... Nasıl yüz binlerce Kürt
Türkiye ye göç edip Ankara 'nın başına maddi ve mane-
vi sorun olduysa Azeriler de Iranlıların başına sorun
olacaktı.
İranlılar göçmenleri içeri almaktansa onları Azerbay-
can topraklarında tutmak ve insani yardımı orada yap-
mak istedi. iran böyle yapacağını çok önceden resmen
açıkladı. Türk basını bu açıktamayı fark etmedi bile. Göç
başlayınca. İran dediğini yaptı.
Tahran, herhangı bir silahlı müdahalede bulunmaya-
cağı yolunda Ankara 'ya da, Moskova 'ya da, Washing-
ton'a da güvence verdi. Oysa Türk basını saldırgan
Ermenileri bırakıp İranlılara meydan okumaya başladı.
Türk basını nedense işin özünden uzak duruyor, Ermeni
saldırılarınm üzerine gitmiyor."
Bir başka Avrupalı büyükelçi:
"Bakü'den dönen Müşteşar Büyükelçi Özdem San-
beric, biz Batılı büyükelçilere salı günü bir brifing verdi.
Kendisine çeşitli sorular sorduk. Yanıt aldık. Büyükelçi
Sanberk'in açıklamalarından Türk hükümetininpolitika-
sını 'akılcı' bulduk."
Kokteylde Türk Dışişleri'nde genç bir diplomat arka-
daşım kulağıma şöyle fısladı:
"Türkbasınında bir haberkargaşası var. Her nedense
basın savaş tamtamlan çalıyor. Hatta Turgut Özal ha-
yatta olsaydı şöyle yapardı böyle yapardı' diyerek bu-
günkü hükümet kışkırtılıyor. Bekle gör, bir-ikigün içinde
hükümet resmen açıklamasa bile, tumüyle iç piyasaya
yönelik Özalvari demeçler gazetelerin başköşelerine
oturacak..."
MArkası 17. Sayfada
Sevgili
HÜLYA
Seni yitireli
bir yıl oldu...
Ama hep aramızdasın,
hep bizimlesin.
Yine de seni çok
özlüyoruz.
Çâlışma Arkadaşların