27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5EYLÜL1993PAZAR 12 DIZIYAZI Bisikletle 850 kilometre; İstanbuTdan Mlas'a... c JL^onunda yolculuk günü ___ __ geldi çattı. Tatlı kilometneler £ a r w Bilinmeyenin verdiği heyecan. ; En uzunu 70 ! kilometre olan 1 turlara î çıktığımız bisikletlerimizle 15 gün geçireceğiz. Bandırma çıkışı, KarayollarTnın sloganı, "Gidemediğin yer senin değildir." Ne kadar doğru... 'Gidemediğiıı yer senin değildir' Tepede kızgın güneş. Ter. bacaklanmızdan aşağı süzü- lüyor. Su içındeyiz Bacak kaslanmız sanki son demlen- ni yaşıyor: ha koptu ha kopa- cak. Vites dişlisı artık en bü- yüğünde. başka yok. Dayan kaslanm dayan. Buraya ka- dar... Birazmola. Haritada herşey ne kadar kolay. Şu yolu izleyerek bura- lara uğranz. Hatta şuralara da mı gitsek? Bakın. en iyısı şöyle bir kavıs çizelim, şu köy- Ierden geçerek patikalan ızle- yip tekrar ana yola kavuşu- ruz. Yolculuk öncesi harita başında yaptığımız değerlen- dirmelerde herşey yolunda gi- diyor. Sanki hıç yokuş yok. dâğ yok. îstanbul'dan Akde- niz'e uzanan yollar. haritada sanki hep yokuş aşağı gidiyor. Rotamızı aşağı yukan behrle- dik. Süre, 15 gün. Ekip, üç kişi. Cçüncü arkadaşımızın sadece bir haftalık izni var. Harita üzerinde yaptığımız yolculukta, Bandııma'dan başlayıp mümkün olduğunca ara yollan kullanarak Ege'yi boydan boya geçtik, Akde- niz'e ulaştık. Hatta birazdaha zorlayıp Fethiye'ye, Antalya"- ya bile gjttik. Neredeyse bin beşyüz kilometre. Harita üze- rinde... Sonunda yol hazırbklan ta- mam. Bisikletlerin bakımı yapıldı. Yedek iç lastik, mini onanm seti. kilometre saatı, küçük bir far, reflektörler. uy- gun çantalar... Kendimiz içın de bol bol şeker. kas ağnlan- na karşı ilaç. minik bır ilk iş^n U en O zor B i r i n c i e t a P : Bandırma-DenMent yanı bunlardı da geriye kolayn kaldı. dal çeviren bızler, peşimize on kadar köpek düşünce nasıl da canlanıver- dik. Hem de yokuş yukan. Kırk yıllık bisiklet yanşçılan gibiyiz. Tehlikeyi Yollar haritada göriindüğü gibi değil tabii ki. Bunu volun daha başında anladık. Meğerse yokuşlan da varmış... Istanbul (Saraybumu) Kamdenz Hadi bakalım. Bandırma volunda Sonunda yolculuk günü geldi çattı. Tatlı bir heyecan var. Bilinmeyenin verdiği heyecan. En uzunu 70 kilo- metre olan turlara çıktığımız bisiklet- lerimizle 15 gün geçireceğiz. Bandırma vapuru saat 09.00'da Sa- rayburnu'ndan hareket ediyor. Yol- culuk 4.5 saat sürecek. Güvertede ge- ride bıraktığımız İstanbul'u seyre- diyoruz. Üzerine kalın bir duman ta- bakası çöreklenmış. İçin için sevini- yoruz. Sanki az önce orada değilmişiz gibi. Saat 13.30. Bandtrma'dayız. Artık pedal basmanın zamanı geldi. Olabil- diğince az oyalanarak yola koyuluyo- ruz. Bir keyif bir keyif. Bandırma çıkışındaki Karayollan bakım ıstas- yonu önünde bir levha: "Gidemediğin yer senin değildir." Ne kadar doğru. Bız de zaten öyle yapıyoruz. İlk tehlike ~ İlk günkü hedefimiz, yaklaşık 40 kilometre ilerdeki Denizkent. Güneş tepemizde. Neredeyse her üç-beş kilo- metrede bir mola veriyoruz Bir de çeşmebuldukmu... ilk büyük tehlikeyi atlattık. Nasıl atlattığımıza biz de şaştık. Aheste pe- atlattıktan sonra halımize bir güldük bır güldük... Güneş ense- mizde boza pışi- riyor. Yolun iki yanı buğday tar- lalan. Tek bir ağaç yok. Uzak- ta. yeşillikler içindeki köy vaha gibi görü- nüyor. Ter içinde köye ulaşıyoruz. Bezira Köyü. Köy kahvesi ağaçlar altında. Ya- nmda da çeşmesi. Kahvede oturan köylüler "Hello" dıye karşılıyor. "Merhaba" diye selamlıyoruz. Bisik- let ve şort. bizi y abana turist sanma- lanna yetıyor. "Yerli" olduğumuzu öğrenince daha bir sempatıyle bakı- yorlar bize. Bundan sonraki yolcuiu- ğumuzda da sık sık bu tepkiyle karşı- laşacağız. Pakistan yolunda iki İngiliz Hemen çaylar ısmarlanıyor, sohbet başlıyor. Nereden gelip nereye gıttiğı- mizi soruyorlar Sanınz biraz "ııçuk" olduğumuzu düşünüyorlar. Yani bu sıcakta, hem de bisikletle... Sohbet sü- rerken bir surprizle karşılaşıyoruz. Çantalarla yüklü bısikletleriyle iki ki- şi daha gelıvor. Bu kez "Heİİo" adre- sini buluvor GelenJer İngiliz. Şimdi de biz onlara ev sahipliği yapıyoruz. Roller değişti Az önce "sörgulanan" Kızgın güneş altında vücudumuzdan ter fışkınyor. Tek çare, bol sıvı almak. Bunun için de her çeşmede mola... bızler, İngilizleri sorgula- maya başlıyoruz. Tom ve Richard adlı iki arka- daş 2.5 avdır yollarda. Hedefleri Pakistan. On- lara imreniyoruz. Biz. onlann rastladığı dördüncü bısıkletli grup- muşuz. Onlar. yola Ça- nakkale üzerinden de- vam edecek. Bizse ana >oldan aynlıp Biga, Çan, Bayramıç yolu üzenn- den yolcufuğu surdü- receğız. Doğru tempo Y eter bu kadar dınlen- diğimız. Beş bisikleth ye- nıden yola koyuluyoruz. Haritada sadece döne- meçlen görülen >olların yokuşlan da varmış. Ne çabuk öğrendik. Tom ve Rıchard tempolannı bozmadan ilerliyor. Biz- se bir hızlı, bir yavaş... Bazen 10 dakika kadar İngiliz yoldaşlanmızı bekliyoruz. Bir süre son- ra bızım yaptığımızın yanlış. onlannkirun doğ- ru olduğunun farkına vardık Doğru olan. ya- vaş da olsa aynı tempoda gitmek. Sürekli değişen tempomuz nedenıyle bıtkın düştük. Tom ve Ric- hard yola devam ediyor. İlerde belki görüşürüz... Yolda yapım çalışmalan var. Zift üzerine dökülen çakıllar henüz otur- mamış. Yanımızdan geçen araçlarsa hız kesmiyor. Araçlann fırlattıklan çakıllar tehüke oluşturuyor. Ve oldu. Mehmet. araçlann fırlattığı çakıllarla başından ve bacağından hafif yarafa- nıyor. Umanz geçireceğimiz en bü- yük kaza buolur... Bisküvılenmizi tükettik. Birbahçe- den "•aşırdıgımız" erikler de açlığımızı yatıştıramıyor. Bir yandan da yor- gunluk. Hemen uyuduk Hava kararmaya başlarken Deniz- kent"e ulaştık. Girişteki benzin istas- yonunun lokantasını pas geçiyoruz. Daha ıyi bir yemeği haketük. iki kilo- metre kadar ilerde balık lokantası ta- belasının oku deniz kıyısını gösteri- yor. Yoldan aynlıp kıyıya doğru, gü- zel bir balık ziyafeti umuduyla ilerli- yoruz. Tom ve Richard bizden önce gelmiş, çadırlannı kuruyor. Sürprii- iz... Lokanta henüz faalıyete geçme- miş. Sadece içecek var. İİci kilometre gerisin geriye dönüp burun kıvırdığı- mız benzin istasyonu lokantasında karnıfnızı doyurmak düşüyor bize. Yağlı yemekler bile "nefîs" geliyor. Salatanın marullan çürümeye yüz tutmuş olsa da, ne gam. Yemek bit- meden bacaklanmıza ağnlar üşüşü- yor. Korktuğumuz başımıza geliyor mu ne? Yeniden balık lokantasına dönüyoruz. Gün, yerini geceye bı- rakıyor. Tom ve Richard çadırlannı kump yatmış bile. Lokanta sahibiyle bol biralı uzunca bir sohbet. Yorgun- luk yatağa çekıyor bizi. Kumsalda. bol yıldızlı gecenin aitına serdiğimiz matlarda hemen uyuyuvermişiz. YARDT: Her mola bir piknife İLAN YENİCE ASLİYE HLKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN İ993 27E 1993 48 K Davacı Mehmet Uncu tarafından davalı Zejncp Lncu alevhıne jçı- lan boşanma davasının mahkerncmızde yapılan açık yargılaması sı- rasmda venlen karar; Çanakkale ilı Yenıce ilçesi. Taban Köyü. cılt no: 067 03. sayfa no- 38. kütük sıra no: 55"de nul'usa kayıtiı Iviustafd ^e HaJımc'deıı olma 1932 d iu Mehmet Lncu ıle aynı >er nüfusuna kayıtiı İsmail kızı Ha- tıcedenolma 1940d luZcynepLncununboşdnnialanndkararvcrıl- mı^. karar. davalı Zeynep Uncu'ya teblığcdıicmcdığındcn bu karann ya\ım tarihındcn ıtibarcn 15 gün ıçındc tcmyız cdilmedığı takdirdc kesınfeşeceği hususu teblr| oiunur Basın 5049? İZMİR GÜMÜLOÜR ÖZDERE KÖYÜNOE denizenazır4katlı lüksyazlıkvilla otoparklı, mobilyalı, beyazeşya Akf«n:5874401 GENÇLER SEKRET1R, SAHŞ ELEMANLAR! Beımte çanşmak ıstermısıntz'? Fotoğraftrtstayazınbee. bekkyooız' KO2METİK P K 132 AKSARAY / İST PARLAMENTONUN BOYUTLARI Rahmi Kumaş 30.000 (KDVıçınde) Çağdtif Yavmları Turkocağı Cad 39-41 Caiahtğlu-İstanhd Sıvas'ta v« Erzincan'da devlet balka «ilah dağıtıyor ü Halkımzın kontrg*rill« tarafından kullanılmasına izin v«r«m*yiz/M.AIİ BARAN Q Davrlmin hamalı v* kurmaylan olabilnwliyix J BaU Erdoftan'ın işk*nc»d« öldürüldûöü vidao 9ÖrQntûl«ri v« otopsiyl* saptandı... Erdoğan Şakar hala "kayıp"... ü Yağmalanan Mndika OLEYİS... Kağıthan* işçil*ri direniş* d*vam »diyor... Tarsu* v* Gazianiep't* If elnayatlari... Mamurların s*ndikal mücadeUsl... Ü Küba Bakanlar Kurulu Yürütm* Korrtte»! S«kr«t*ri Carios Lag* Davtta II* röportaj • Oava Oosyası II çaktı... 1. Avrupa DEV-GENÇKuruftayıya- pıldı... Hulusi Sayın davasında düznece senaryo ve idam Gazetemize abone olalım, abone bulalım. BOSTANCI'DA KİRALIK DAİRE Bağdat Caddesi'ne yakın merkezde 2 oda salon giriş, kaloriferli, otoparklı Mür.: 41642 86-2361112 ÖRENDE LEBİDERYA KELEPİR DAİRE Tel:337 42 51 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Şeriatçıyı İncitmek Suç mû? (1) Dün, Turan Dursun'un öldürülüşünün 3. yılıydı. Ne il- ginç bir rastlantı; Turan Dursun'un öldürüldüğü gün, Sıvas Kongresi'nin yıldönümüydü Ayrıca Turan Dur- sun, Sıvaslıydı. Sıvas'ın Şarkışla ılçesinin Yapaltun (şimdiki adı Gümüştepe) köyünde 1934yılında doğmuş- tu. "Sıvas Müftusü" diye tanınırdı. Şeriatçtlar, gericiler, Turan Dursun'u -kahpece- öldürmek için böyle bir günû mü seçmışlerdı? Turan Dursun'un ölüm yıldönümlerinde de, başka günlerde de yazılar yazdım. Bu yazılar, kimileyin bir gün öncesine, bir gün sonrasına da rastlayabiliyor. O denli önemli değil. Turan Dursunlar, bizim gönlümüzde sü- reklı yaşayacak. yaşatılacak... Bugün, Turan Dursun'un ölümunden bir yıl önce yaz- dığı, şimdiye değin bir yerde yayımlanmadığını sandı- ğım bir yazısına yer vermek istiyorum. Turan Dursun, bu yazısına, "Din Duygulannı incitmek Suç mudur?" başlı- ğını koymuş. Yazıyı sunacağım. Şöyle diyor Turan Dur- sun: "Daha guzel bir dünya için her zaman daha /7er; bir hukuk gereklı. Dinamik, canlı, prangalı olmayan, gere- ken hızla yürüyen, çağdaş bir hukuk. Türk Medeni Kanunu'nun kabul edilişindeki gerekçe- sinde, din ve şeriat hukukunun neden btrakıldığı çok açık biçimde anlatılır. En temel neden şöyle özetlenebi- lir: Din-şeriat kurallan değişmez' ozelliktedir. Dinamik değildir. Yaşamsa sürekli değişir. Beliren yeni gereksi- nimler, yeni karşılıklar ister. 'Değişmeyen' kurallarla kolay ilerlenemez, çağdaş olunamaz. Oysa yeni Türk Devleti, her yönden ileri ve çağdaş olmaya yönelmiştir. 'Hukuk' varki, ayaklan 'pranga'//d/r. Hukukun prangaları türlüdür. Bunlardan kimi, gele- neklerden, belırli din ve inançlardan kaynağını alır. Bunlarla bağlı olan hukuk, kimi zaman kötürüm, kimi zaman aksaktır. Gerçek anlamıyla bir hukuk devleti'nde ve çağdaş toplum yaşamında etkinlik, egemenlik; geleneklere, din ve inançlara verilemez. Verildiğinde de 'hukukfan, çağdaşlık'fan soz edilemez. Durum bu olunca, din duygularını incitmek'ten kaçını- labilir mi? Bir gerçektir: 'Yeni' geldiğinde, 'eski'ye bağlı olanlar, sevimli bulmayabilirler onu. Yararlı bile olsa; zararlı, kötü, düşman görebılirler. Karşısına geçip onunla sava- şabilirler. Ve karşılaştıkça ondan incinebilirler. 'Yeni Türkiye'y/e karşılaşan niceleri, bu tutuma gir- memışler midir? Rahatsız olmamışlar mıdır? Başkaldır- maya, savaşa yeltenmemişler midir? Devrim belirtileri- ni, devn'min simgelerini, izlerini, devrim üstüne kurulu olanları her gördukçe öfkeye kapılmamışlar mıdır? Dev- rimin kurucusu Atatürk'ün kendisine, bıraktıklarına düş- manlıklannı her fırsatta sergilememişler midir? Ve Ata- türk'ün heykelleri. bu kesimdekilerin 'dinsel duygulan'- nı 'incitmiyor' mu her zaman? Türkiye Cumhuriyeti'nin 2 numaralı yasası olan 'Hıya- neti Vataniye (Vatan Hainliği) Yasası' niçin çıkarıldı? Söz konusu gerçekten dolayı değil mi? Dunün 'şapka' nedeniyle görülen başkaldınları ve bu- gürıkü türban' oiayları yeterince düşündürücü olsa ge- rek. Din-şeriat inanırları, bağımlıları için ters, 'rahatsız edici' ve 'incitici' olanlardan kaçınılırsa işin içindençıkı- lamaz, hiçbiryere de varılamaz. Bu kesimdekilerin 'din- sel duygularını inciten' çokşey vardıryaşamda, Çağdaş uygarlıktaki birçok şey. Eski 'mektep-medrese' yerine konan laik okul, laik üniversite. 'Dini tedrisat' yerine konan laik öğretim. Bu öğretimde 'gökten inme' kaynaklı "bilgi (!)' ve eğitimin yerini alan bilimsel bilgiler, çağdaş eğitim. Örneğin ev- rende her şeyin, Tanrınm 'ol!' demesiyle olduğunu, 'ya- ratıldığını' anlatmak, öğretmek yerine; zamanla, koşul- larının oluşmasıyla ve bir 'evrim' süreci içinde oluşup geliştiğinin anlath'ıp öğreülmesi. Kuran'da, 'Tanrınm ındirdikleriyle hükmetmeyen7e/7n 'kafir' ola- cakları (Maide: 44), 'zalim' olacakları (Maide: 45) ve 'fa- sık' olacakları (Maide: 47) bildirilip dururken; insanların yasakoymalan vekendıyasalarıyla hükmetmelen". Es- ki 'müctehid/er/n, 'müfti'/er/n, 'kadı'larınyerinicumhu- riyetin çağdaş yargıçlannın, hukukçularının, yasa koyu- culannın ve uygulayıcılannın almış olması... Daha nice neler... Tümü, din-şeriatbağımlısının 'dinsel duygularını incitir' nitelikte. Şimdi gelin 'incitmeyin' bakalım! İşye- rinde çalışan, dışarıda dolaşan birkadının çağdaş görü- nümü, 'dört duvar arası'nda ya da çarşaf-lslami örtü içinde bulunmaması bile yetiyor soz konusu 'duyguları incitme'ye. incitmemek için ne yapmalı? 'Dinsel duyguların incitilmemesi' gerektiğini savu- nanlardan kimileri amaçlıdır. 'Islami düzen'/n, yani şe~ riatın yeniden gelmesini isterler. Çeşitli kılıklara bürü- nerek bunu sağlamaya çabalarlar. Savunanlarm kimile- riyse 'iyi niyetli'd/r. İnsanca duygular taşırlar; 'incitmek'- ten, 'incitilmek'fen yana olmadıkları için savunurlar bunu. Ne var ki yanlışa, hem de tehlikelisine düştükleri açık..." BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Kum ya da çakıl döşe- 1 nip buldozerle sıkıştınla- rak yapılan yol. 2/ Ener- 2 ji... iki anlamı olan bir sözcüğün akla en az gelen anlamının amaçlanarak kullarulması sanatı. 3/ Genellikle yakmak için kullanılan ıri saman... İpekten. sanmtırak dallı nakışlarla işlenmış bir tür beyaz kumaş. 4/ Yabanıl 8 hayvan bannağı... Yük- g sek oranda alüminyum içeren bir toprak türü. 5/ XIX. yüzyıl sonlannda Fransa'da orta- ya çıkan sembolizm akımına ön- cülük etmiş sanatçılara verilen ad. 6/ İtalya bisiklet turuna verilen ad... Duman lekesi. 7/ Üç kişiyle oynanan bir kâğıt oyunu... Ince dantel 8/ En küçük sosyolojık bi- rim... Küme. yığın. 9/ f ıp dılinde "kısırlık. dölsüzlük" anlamında kullanılan sözcük. YTJKARIDAıN AŞAĞIY A: 1/ Evlenn onüne oturmak için taş ve çamurdan yapılan set... Midemnbozulmasından ötürü dilin üzerinde oluşan beyaz ta- baka. 2/ İstatıstıkte uzun süreli eğilime verilen ad... Dinsel tören ve kurallan. 3/ Dingil... Bir rekoru yineleme anlamında kullanı- lan spor tenmı. 4 Berilyumun simgesı... Yeraln suyunu taşıyan geçınmlı katman. 5/ Akdenız bolgesınde bır akarsu. 6/ Cınsel ıçgüdünün belırtılenni gösteren yaşama gücünün tümü... Top- rağm nemi. 7/ Sarma. kuşatma... Asya'da bir ırmak. 8/ Sanı... Bır şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme. 9/ Bir tembih sözü... Pirinçten yapılan Japon içkisi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle