Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 EYLÜL1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SSK başkarunın statüsü şimdikigenel müdürünkonumunadüşürüldü
SSK başkanına yetki tırpanı•Sosyal Sigortalar
Kurumu'nun (SSK)
örgütlenme yapısım
değiştiren kanun
hükmünde karamame
(KHK)taslağında
yapılan değişiklikle,
kurumu. siyasi
müdahalelere karşı
korumayı amaçlayan 12.
maddenin içi boşaltıldı.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - SSK hakkındakı kanun
hükmündeki karamame
(KHK) taslağmın. kurumu si-
yasi müdahalelerden korumayı
amaçlayan hükmünün içi bo-
şaluJdı. SSK başkanınjn Ba-
kanlar Kurulu karanyla 5 yıl
için atanmasmı ve görevden alı-
nmasını zorlaşüran hüküm de-
ğiştirilerek başkanın statüsü
şimdiki genel müdürün konu-
muna düşürüldü.
Sosyai Sigortalar Kurumu'-
nun (SSK) örgütlenme yapısım
Toplusözleşme töreninde SKK'nın sorunlan tartışıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - SSK
Genel Müdürlüğü'nde çalışan 6 bin 642
işçinin toplusözleşmesi. dün imzalandı.
Toplusözleşme imza töreninde, SSK'nın
sorunlan tartışıldı. İşçi-işveren ve hükü-
met. kurumun yeniden yapılanması ko-
nusunda ortak bir çalışma yapma konu-
sunda görüş birliğjne vardı.
Sağlık-İş Sendikası, örgütlü olduğu
SSK işyerlerinde çalışan 6 bin 642 işçinin
toplusözleşmesini dün bağjtladı. 1 Tem-
muz 1993 tarihinden ıübaren yürürlüğe
giren yeni sözleşmeyle ortalama çıplak iş-
çi ücreti 3 milyon 861 bin lıradan 8 mil-
yon 144 bin liraya yükseldi. 6 milyon 627
bin lira olan ortalama gjydirilmiş ücret de
13 milyon 718 bin lira oldu.
Sözleşmenin imza törenine Çalışma ve
Sosyai Güvenlik Bakanı Mehmet Moğui-
tay. Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe. Sağ-
lık-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa
Başoğlu, Türk-İş Genel Başkanı Bayram
Meral. SSK Genel Müdürü Kemal Kılıç-
daroğlu, kamu işveren sendikalannın ge-
nel sekreterleri ile Mısır Sağlık-İş Sendi-
kası'nın başkan ve yöneticileri katıldı.
Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Mus-
tafa Başoğlu. sözleşmede sağlanan artış
branının ivileştirmeden dolayı yıllık orta-
lama yüzde 100'ü aştığını belirtti. Başoğ-
lu. Türk-İş ile hükümel arasında sürdü-
rülen toplusözleşme görüşmelerinin so-
nuçlanmasının "kişisel başan sonocu ol-
madığını" kaydederek. "Hiç kimse kendi
başma sözleşmeleıi çözmiiş gibi göster-
memelidir" dedi.
değiştiren kanun hükmünde
karamame (KHK) taslağında
yapılan değişiklikle. kurumu si-
yasi müdahalelere karşı koru-
mavı amaçlavan 12. maddenin
içi boşaltıldı.
SSK Genel Müdürlüğü'-
nün, 'SSK BaşkanlığV olarak
yeniden örgütlenmesini öngö-
ren taslağın ilk halinde. kuru-
ma güçlü bir özerkhk sağlan-
ması öngörülüyordu. SSK baş-
karuna. sivasi müdahaleler
karşısjnda direnebilecek bir ko-
num sağla>an 12. maddede.
"Başkan, Çalışma Bakam'nın
reklifi \e Bakanlar Kurulu kara-
nyla 5 yıllık bir dönem için ata-
nır. Başkan, de>let memuru
olma niteüğini yitirdiği veya ağır
hizmet kusunı işlediği halierde,
bu halkrin gerekceli olarak be-
lirtilmesi suretiyle görevden ab-
nır" yönünde hükümler bulu-
nuyordu. Bu maddeyle. SSK
başkanına. hükümetlere karşı
Merkez Bankası Başkanı'nın-
kine bertzer bir konum verile-
cekti.
Ancak. KHK taslağında ya-
pılan değişiklikle, 12. maddenin
SSK başkanına sağladığı ola-
naklar ortadan kaldınldı. SSK
başkanımn Bakanlar Kurulu
karan yerine, Çalışma Bakanı
ve Başbakan'ın ortak karanyla
atanması hükmü benimsenir-
ken hükmün ilk halinde bulu-
nan "5 yıllık bir dönem için
atanır" ifadesi kaldınldı. SSK
başkanımn görevinden alınma-
sını zorlaştırarak başkana gö-
rev süresınce uzun dönemli
plan ve programlar yapması
olanağı sağlayacak hükümler
de tamamen atıldı.
Değişiklik üzerine görüşleri-
ne başvurduğumuz konuyla il-
gili bazı üst düzey bürokratlar,
Cumhuriyet'e şu değerlendir-
meyi yaptılar:
"SSK, 73 trilyon liralık yıllık
bütçeye sahip, 60 binden fazla
kişinin çalıştığı, yüzJerce sağiık
tesisinin bağlı olduğu bir kuru-
luş. Siyasiler, böyle dev bir kunı-
luş üzerindeki dolaysız yetkileri-
ni, güçlü bir konumla goreve ge-
lecek bir bürokrata bırakmak is-
temiyorlar. Meselenin özü bu-
dur. SSK üzerindeki dolaysız et-
kilerini tehükeye atmak iste-
miyorlar. Bu değişiklik, SSK
hizmetlerinden yararlanan mil-
yonlarca yurttaş için de SSK
çalışanlan için de devlet için de
iyi bir şey değildir. Gönöl ister
ki. tasiak ilk haliyle Bakanlar
Kurulu'ndan çıksın."
Çalışma ve Sosyai Güvenlik
Bakanlığı yetkilileri. halen Dev-
let Planlaina Teşkilao (DPT).
Sağiık Bakanlığı ve SSK'nın or-
taklaşa yürüttüğü çalışmalarla
üzerinde çeşıtli degişiklikler
yapıian taslağa son şeklinin ve-
rilmediğini belirttiler.
Kaza
protestosu
Esenboğa'da
uçuşları
geciktirdi
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - Ankara-Esenboğa Ha-
vaalanı yolu üzerinde meydana
gelen bir trafik kazasını protes-
toeden vatandaşlar. ulaşımı 2.5
saate yakın bir süre engelledi-
ler. Yolculann havaalanına
ulaşamaması sonucu uçuşlar
ertelenirken. yol üzerinde uzun
araç kuyruklan oluştu. THY-
nin Ankara üzerinden yapıla-
cak olan İstanbul, İzmir. Berlin
ve Amsterdam uçuşlan gecik-
meli olarak gerçekleştirilebildı.
Edinılen bilgiye göre dün sa-
at 19.00 sıralannda Ankara-
Esenboğa Havaalanı yolu üze-
rindeki Saray mevkiinde bir
trafîk kazası meydana geldi.
Kaza sonucu karşıdan karşıya
geçmeye çalışan 16 yaşındaki
bir vatandaş yaşamının yitirir-
ken, yöre halkı olayı protesto
etmek amaayla yolu trafiğe ka-
pattı. Vatandaşlar aynı yerde
sık sık trafik kazasının meyda-
na geldiğini belirterek, üst geçit
istediklerini dile getirdiler. Pro-
testonun uzaması sonucu olaya
polis ekipleri müdahele etti.
' Daha sonra Ankara Valisi Er-
doğan Şahinoğlu ve İl Jandarma
Komutanı Jandarma Pilot Al-
bay Nuri Güneş ola> yerine ge-
lerek vatandaşlarla görüştü.
Vatandaşlann protestosu saat
21.45 sıralannda sona erdı.
Protesto nedeniyle TH Y yol-
culanrun iç ve dış hat uçuşlan
gecikmeli olarak gerçekleştiril-
di. Havaalanı yetkihleri, yolcu-
lann gelememesi üzerine uçuş-
lan ertelemek zorunda kaldılar.
THY'nin Ankara üzerinden
gerçekleştirilecek olan İstanbul.
Izmir. Berlin ve Amsterdam
uçuşlan yolculann havaalanına
ulaşması sonucu geciklemeli
olarak gercekleştirilebıldi.
•
Otomobil-Iş
Maden-Iş ile
birleşiyor
Haber Merkezi-DİSK'e bağ-
1J Maden-İş Sendikası ile Ba-
ğımsız Otomobil-İş Sendikasf-
nın birleşmesi bugün gerçekle-
şecek. Otomobil-Iş Sendikası
Genel Başkanı Ali Rıza İkisivri,
bugün yapılacak kongrede iki
sendikanın birleşerek "Birfeşik
Metal İşçjJeri Sendikası" adını
alacağını ve DİSK'e üye olaca-
ğını söyledi.
İki sendika, 22-23 mayıs ta-
rihlerinde olaganüstü genel ku-
rula giderek aldıklan birleşme
karanru uygulamaya sokmak
istemişlerdi. Olaganüstü top-
lantıda sadece Otomobil-Iş
Sendikası her iki sendika tara-
findan haarlanan birleşme pro-
tokolünü kabul etmişti. Ancak
Maden-İş Sendikası gerekli salt
çoğunluğu sağla\amadığı için
birleşme gerçekleşememişti.
Maden-iş Sendikası, 3-4 tem-
muz tarihlerinde yeniden ola-
ğatlüstü genel kuriıla gitmiş ve
Otomobil-İş'le birleşme karan
almıştı.
Birieşme bugûn
Otomobil-İş Sendikası Genel
Başkanı Ali Rıza İkisivri. daha
ünce alınan birleşme karanrun
>ugün Mecidiyeköy'deki Kül-
ür AŞ konferans salonunda
'apılacak toplantıda sonuçla-
lacağını belirterek, "Birleşme-
le hedef, etkili olmak ve daha
a büyümek" dedi.
Aspendos*tasarkılavbııns içinsöylemli
BÜLENTECEVİT
ANTALYA - Aspendos Antik Tiyat-
rosu'ndan yükselen Mva' sesleri, olaga-
nüstü bir olayın varhğını kanıtbyordu.
Romalı mimar Zeno'nun Prenses Belkıs
uğruna inşa eltiği, yere düşen bozuk pa-
ranın çıkardığı sesin, en arkada oturan
tarafından rahatlıkla duyulabildiği As-
pendos Antik Tiyatrosu'nun basamak-
iannda 5 binden fazla insan ellen patlar-
casına alkışlıyor. bir yandan da "Viva,
viva, viva (Yaşa, yaşa, yaşa)" di>e bağı-
nyordu. Bu sesler arşa dek uzanıp belki
de Prenses Belkıs') bile sarsü kimbilir.
Aspendos'taki olaganüstü olay, dünya-
ca ünlü Jose Carreras ve Montserrat
Caballe'nin konserinden başka bir şey
değildi.
Konser başlamadan önce herkes "çıf
çıkarmadan oturuyordu. Hepsınin göz-
Ieri. sahneye dönük. Sanki gladyatör
dövüşü izliyormuşçasına nefes almaya
korkuyor insanlar. Gizemli bir atmos-
fer oluşmuş, aksırmak bile suç sanki.
îzmir Devlet Senfoni Orkestrası'run 100
kişilik de\- kadrosu yerini almış, Arjan-
tinli ünlü şef Enrique Ricti'yi bekliyor.
Arjantin hükümeti tarafından 'yükselen
on yetenek' arasında gösterilen Ricci,
sahnede yerini aldıktan sonra konser
Rossininin Sevil Berberi Uvertürii'yle
başladı.
Istanbul'dan ve Avrupa'nın değişik
yerlerinden özel turlarla Antalya'ya ge-
len, aynca Antalya'da taül yap'anlar ta-
rafından doldurulan Aspendos Tiyatro-
su, ilk kez büyük bir.konsere sahne
oluyordu. Alışılmışın dışında orkestra
üyeleri, şef ve sanatçılar dışında herkes
şortlu, tişörtlüydü. Her şey dünyanın
Scümcdekücvyılhocbr onıdaych
NtLÜFEROKTAY
Antik Tiyatro'yu doiduranlar, La Turcha'yı birlikte seslendiren Carreras ve CabaJk'vi defalarca sahneye çağırdüar.
önde gelen tenorlanndan biri olan Jose
Carreras ile Montserrat Caballe'yi din-
lemek içindi. Şef Ricci. Carreras'ı sah-
neje getirdiğinde, izleyicilerden gelen
alkış. Belkıs köyünün insanlannı u>-an-
dırmıştı. Sıcakyaz akşamından mı, yok-
sa aîkışlann getirdiği heyecandan mı
olsa gerek, sanatçılar ter içinde bıkma-
dan. usanmadan konserini sürdürdü.
20.30"da başlayan konser 22.20"de sona
ermişti. Herşarkı sonunda ayaktaalkış-
lanan Carreras ve Caballe, birlikte son
olarak söyledikleri Aballeronıın 'Elduo
de la Afiricana'sından sonra dakikalarca
ayakta alkışlanınca tam 6 kez tekrar
sahneye gelmek zorunda kaldılar.
Carreras ve Caballe, konserlerini saat
23.00"te bıtırmişti.
ANTALYA - Açılmıştır paranter-
ler: (1946-....). (l933-....)Birgün mul-
laka kapanacaktır. Bunu, onlan o
gece dinleyen hiç kimse istemese de.
Çünkü dolunaylı bir Aspendos gecesi-
dir. Sıcak, insanlann üzerindeki baski-
sını biraz hafifletmeye karar vermiştir.
Yanınızda sevdikleriniz vardır. Bir de
burası antik tiyatrodur, sızden binler-
ce yıl önce yaşamış insanlan da du-
yumsar gıbi olursunuz. Üstelik ve en
önemlisi. onlar Jose Carreras ve
Montserrat Caballe, bu kez sizin için
söylüyoriandır.- - " ••'" •»
Bir kez daha hak verrrsiniz Behçet
NecatiğlFe: İki Sönatçı'da ansiklopedi-
lere geçrniştir, bi>t)grafıleri için eksik
olan, ikinci tarihtir. Sonra? Sonra her
şey iki tarih arasındaki çizgiye sıkışıp
kalacaktır. Bütün hüzünler. güzellik-
ler, paylaşımlar...
Sorarsınız kendinize: Şimdi bir gün
arada kalacak o çızgi. müziğin ve o iki
güzel sesin, en küçük aynnülan kaçır-
mamak için insanlann birbirini uyara-
rak ve kulak kesilerek dinlediği o gece-
de yasananlan anlatabilecek midir?
Çevre Bakanı, Büyük Kanal Projesi'nin ölü doğacağını öne sürdü
IzmirKöıfezi temizleme çaltşmaları başarısız
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)-
Çevre Bakanı Rna Akçalı. ızmir Körfe-
zi'nin temizlenmesiyle ilgili j-ürütülen
Büyük Kanal Projesi'nin ölü doğa-
cağmı ileri sürerek "Bu başartsızlıkta.
projenin NÜnJtülmesinde, merkezle koor-
dinasypnsuzluk etkili oldu" dedi.
EGİAD'ın düzenlediği Ege Toplantı-
lan'na konuşmacı olarak katılan Rıza
Akçab. İzmir Körfezfnin temizlenmesı
çahşmalannın, uygulayıcı kurumlann
gerek teknik donanımı olmaması gerek-
se merkezle koordinasyon kuramaması
nedenivle başansızhkla sonuçlandığını
sövledı. Akçalı. "Projeter. havza bazı-
nda ele alıranalı >e yüriitmek için yeni bir
idare kunıunalı. Bu idare de merkezle iyi
bir bilgi alışverişi içinde bulunmaJı. Kör-
(ez ancak bu şekilde temizlenebilir" dedi.
İzmir Limanı'nın da özelleştirilmesi
gerektiğini öne süren Akçalı. "Büyük
bir ihracat \e ithalat kapasitesine sahip
olan bu liman. 70 yıllık \ apılanmay la ida-
re edüemez. Yeni bir yapılanmaya girtne-
si ve idaresinin özelleştirilmesi gerek"
diye konuştu
Çevre Bakanı Rıza Akçalı. doğal kay-
naklann kullanımının bir bedeli oldu-
ğunu da vurgulayarak işletmecilerin te-
sis kurarken işletme muhasebesi yanı-
nda çevre muhasebesi yapmalan gerek-
tiğini söyledi. Kaynaklan kullanırken
geri dönüşüm sürecinin dikkate alı-
nmasını isteyen Akçalı. '"Kaynaklan
hem kendimizi hem gelecek nesili düşü-
nerek kultanmamız gerek. Çevre ahla-
kına göre hareket etmeliyiz" dedi. Ak-
çalı, tasarladıklan yeni Çevre Yasası'-
nda, çevresel etkı faktörlerine uygun te-
sis kuran işletmeler için, elde ettiği geli-
rin yüzde 25'inin 5 yıl süreyle Gelir ve
Kurumlar Vergisi'nden muaf tutma
hükmünün getirileceğini bildirdi. Ak-
çab, "Bu rakam Bakanlar Kurulo ka-
ranyla 2 katına çıkardabilir" diye ko-
nuştu. Akçalı. Çeşme Alaçau'da kurul-
ması planlanan Çevre Teknoparkı'yla
ilgili tartışmalann, Türkiye'nin günde-
mine girme sırasının geldiğini belirterek
İzmir'deki ticaret. sanayi odalanyla çe-
şitü kuruiuşiann konuyla ilgili düşünce-
ler üretmesi gerektiğini söyledi.
TfiRIH ÖGRETMENLERI
Yeni Müfredat Programına Göre
YENİ TARİH LİŞE 1.-2. DÖNEM
ORTAK DERS KİTAPLARIMIZ...
NURER UĞURLU - PROF. DR. ORHAN E. VARDAR
Kitaplar, Mli Eğitim Bakanlığı, Tafim ve Terbiye Kurulu'rKjn 19 Şubat 1993 tarih, 47 sayıh karanyla Ders
Geçme ve Kredi Sistemi uygulayan lise ve dengi okullar ortak dersler arasfnda yer alan
Tarih l.-ll. Dönem'" programına göre hazırlanmıştır. Duyuru 15 Mart 1993 tarih, 238 say* Tebliğler
Dergisi'nda yayınlanmıştır.
BÜTÜN LİSELERİMİZE ÖRNEK KİTAPLAR GÖNDERİLMİŞTİR.
ORGUN YAYINLARI
Caa No:28 Cagdiogıu - ist Te,: 527 39 49 - 526 37 34
ARAYIS
TOKTAMIŞ ATEŞ
Ayaklar ve Başlar
Zaman, zamart duyduğumuz bir laf vardır. "Efendim"
derler, "Başlar ayak oldu, ayaklar baş."
Aslında bu laf ve düşünce ile ilgili olarak çok şey söy-
lenebilir. Zira kimi doğruları da içerir, kimi yanlışları da.
Ama bu tartışmalar bir yana, bu düşünce Organizmacı
Dünya Görüşü' diye isimlendirilen ve Eski Yunan'da
Platon'dan beri; şu, ya da bu biçimiyle savunulagelmiş
bir kuramadayanır.
Toplum yaşamını kendi anlayışına göre yorumlamaya
çalışan organizmacı dünya görüşüne göre; insan toplu-
mu bir organizmaya benzer. Ve bir organizmada farklı
organlar nasıl farklı işlevlere sahiplerse, toplum yaşa-
mında da farklı insan ve meslek gruplarının farklı işlev-
leri olacağını savunurlar.
Ancak çok ilginç bir husus olarak, organizmacı dünya
görüşü ele alınış ve yorumlanış biçimine göre; hem tutu-
cu kuramlara zemin hazırlayatylmiş ve hem de ilerici
kuramlara destek olmuştur.
Organizmacı dünya görüşünü tutucu düşüncelere ka-
nıt göstermek isteyenler,toplumdakideğişim olgusuna
ve gerçeğine karşı çıkanlardır. Bunlara göre toplumda
herkesin yeri ve görevi bellidir. Hiç kimse yerini değiştir-
memeli ve değiştirmeye heves etmemelidir. Zira ayak
nasıl elın işini yapamazsa ve nasıl beyin ve karaciğer
farklı işlevlere sahipseler; toplumdaki bireyler de ancak
kendi işlerini, kendilerine uygun bulunan işleri yapabi-
lirler.
Organizmacı toplum görüşünü, ilerici görüşe kanıt
göstermek isteyenler ise meseleyi bir başka yanıyla ele
alırlar. Bir organizmada, her organın işlevinin 'çok
önemli
1
olduğunu savunurlar. Bu anlayışa göre; örneğin
beyin önemlidir, ama yürek daha öz önemli değildir. Ay-
nı biçimde göz ne kadar önemliyse, kulak da o kadar
önemlidir. El ne kadar önemliyse, ayak da o kadar
önemlidir. Toplumda da aynı şey söz konusudur. Buğ-
dayı eken köylü de, ekmeği yapıp pişiren fırın işçisi de o
ekmeği pazarlayan tüccar da o ekmeği afiyetle yiyen
banka sahibi de aynı derecede önemli ve saygındırlar.
Ancak organizmacı dünya görüşü, daha çok tutucu
düşünürlerin ilgisini çekmiş bir kuramdır. Zaten bunu
bilimsel diyebileceğimiz biçimiyle ilk kez ortaya koyan
Platon, bu düşüncenin ışığı altında 'kimsenin sınıf atla-
maya' heveslenmemesini savunmuş ve herkesin 'kade-
rine rıza göstermesi gereğinin' altını çizmiştir. Ama
aşağı sınıfların' üyelerini adamakıllı horlayarak...
Daha sonraları aynı dünya görüşü, 'ırkçılığın' da zemi-
nmi oluşturacaktır. Kimi ırklar saf ve 'temiz'dir. Kimi
ırklar ise karışmıştır' ve 'ikinci sınıf'tır. işte bu karışmış
ırklar, elbette saf ve temiz ırkların hükümranlığını kabul
etmek zorundadırlar...
Toplumumuzda pek çok insan adını koymadan ve bel-
ki de hiç adını duymadan bir tür organizmacı' yaklaşım
içine girmişlerdir. Ama bunların sloganı "baş ve ayak'
değil, 'biz ve onlar'dır.
Toplulumuzda biz'den olunca, tüm kapılar ardına ka-
dar açılmaktadır. Aslında 'biz' arasına katılmanın çok
çeşitli yollan vardır. Ve bu yolların çoğu kirli veyasadışı-
dır. Ama biz'e katılabildikten sonra kimse buna bakma-
maktadır. İhracat kredisiyle devleti soyan da beyaz
zehirkaçakçısı Güneydoğulu ağada bakanlıklarda işta-
kibiyle milyarlar vuran ortaokul mezunu i.lçe başkanı da
dünyanın en iyi üniversitelerinde ders veren üç dil bileh
üniversite hocası da sosyetik randevuevinin güzefser-
mayesi de bunun patronu da aynı sofranın etrafında yer
alabilmektedirler. Buraya nasıl gelindiği önemli değil-
dir. önemli olan, 'biz'den biri olmaktır, buraya gelmiş
olmaktır.
Geçmişe sünger çekilmektedir, ama geleceğe farklı
bakılmaktadır. Bunların çocukları daha ilkokul sıraların-
dan başlayan haksız bir yarışla öne geçirilmektedir. Ve
uçurum gitgide artmaktadır.
Kimilerinin ağzına da bir parmak bal çalınmaktadır.
Kendi çocukları kolejlere, Anadolu liselerine, süperlise-
lere; başkalarının çocukları normal liselere ve meslek
liselerine...
Kendi çocukları yurtdışındaki üniversitelere (hem de
fukara milletin kesesinden), özel statülü (ayncalıklı) üni-
versitelere; başkalarının çocukları (türlü isimler altında)
açık öğretime...
Vergiyi veren de başkalarıdır, askerlik yapan da. Çev-
re kirlenmesine karşı çıkarlar, ama en güzel kıyıları
kendileri kirletir, en yeşil ormanları kendileri parseller-
ler. Parti liderlerini seçen de onlardır, liderleri seçim
öncesinde sınava çeken de...
Demokrasiden sık sık söz ederler, ama kendileri de-
mokrasinin önündeki en büyük engeldir. örgütsüz bir
toplumda, istedikleri gibi at koştururlar. Karşı çıkanın
vay haline...
Ama bu anlayışları 'organizmaya' terstir. Organları-
nın bir kısmı beslenmeyen, pay alamayan hangi orga-
nizma ayakta kalabilir? Bu çaba, sadece insan vicdanı-
na değil, doğaya terstir. Dengesiz bir beslenme ortaya
'ucubeler' çıkartır. Zaten başka şansı da yoktur.
Ve sonunda toplumsal yaşamımızda olduğu gibi, her
iktidar bir sonrakine 'enkaz' devreder. Ve bu süreç, bu
enkazı kimlerin' ortaya çıkardığı sorulana dek devam
eder...
Belediye işçileri yine yöpödû
• İstanbul Haber Servisi-Dört ayöncede birikmiş alacaklan
için açlık grevi yapan Gaziosmanpaşa Belediyesi işçileri, son üç
aylık maaşlan, 17 aydır bekleyen toplu sözleşme farklannın bir
kısmı, üçikramiye ve sosyai yardımlann içinde bulunduğu kişi
başına ortalama 35 milyonluk alacaklan için yeniden eylem
yapıyorlar. İşçiler, dün 11 .OO'de "Maaşlanmız ödensin,
ödenmezse aİacağız", "Özelleştirmeye hayır" yaalı pankartlar
açarak yürüdüler. İşçiler, polisin müdahale etmediği yürüyüşûn
ardından belediye binası önünde sorunlannj dile getiren bir
basın açıklaması yaptılar.
EmelSayınkonseri
• Haber Vlerkezi -Emel Sayın, bir hafta sürecek olan
Rumelihisan Konserlerinden birini, onur üyesi olduğu Türk
Kalp Vakfı yaranna verecek. Türk Kalp Vakfı, 7 eylül salı günü
akşamı eldeedilecek tüm gelirleri, Türkiye'de özeliikle çok
yaygın, fakat yeterli bakım ve kontrolden mahrum bulunan
6-12 yaş grubu kalp hastası yavrulann tedavisine harcayacak.
Türk Kalp Vakfı Başkanı Çetin Yıldınmakm, bu çok onurlu,
faydalı vemüstesna bağışın, kalp vedamarhastası birçok
yavrunun sağlığına kavuşması ve yüzünün gülmesine neden
olacağını söyledi.