27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER SSK başkarunın statüsü şimdikigenel müdürünkonumunadüşürüldü SSK başkanına yetki tırpanı•Sosyal Sigortalar Kurumu'nun (SSK) örgütlenme yapısım değiştiren kanun hükmünde karamame (KHK)taslağında yapılan değişiklikle, kurumu. siyasi müdahalelere karşı korumayı amaçlayan 12. maddenin içi boşaltıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - SSK hakkındakı kanun hükmündeki karamame (KHK) taslağmın. kurumu si- yasi müdahalelerden korumayı amaçlayan hükmünün içi bo- şaluJdı. SSK başkanınjn Ba- kanlar Kurulu karanyla 5 yıl için atanmasmı ve görevden alı- nmasını zorlaşüran hüküm de- ğiştirilerek başkanın statüsü şimdiki genel müdürün konu- muna düşürüldü. Sosyai Sigortalar Kurumu'- nun (SSK) örgütlenme yapısım Toplusözleşme töreninde SKK'nın sorunlan tartışıldı ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - SSK Genel Müdürlüğü'nde çalışan 6 bin 642 işçinin toplusözleşmesi. dün imzalandı. Toplusözleşme imza töreninde, SSK'nın sorunlan tartışıldı. İşçi-işveren ve hükü- met. kurumun yeniden yapılanması ko- nusunda ortak bir çalışma yapma konu- sunda görüş birliğjne vardı. Sağlık-İş Sendikası, örgütlü olduğu SSK işyerlerinde çalışan 6 bin 642 işçinin toplusözleşmesini dün bağjtladı. 1 Tem- muz 1993 tarihinden ıübaren yürürlüğe giren yeni sözleşmeyle ortalama çıplak iş- çi ücreti 3 milyon 861 bin lıradan 8 mil- yon 144 bin liraya yükseldi. 6 milyon 627 bin lira olan ortalama gjydirilmiş ücret de 13 milyon 718 bin lira oldu. Sözleşmenin imza törenine Çalışma ve Sosyai Güvenlik Bakanı Mehmet Moğui- tay. Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe. Sağ- lık-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral. SSK Genel Müdürü Kemal Kılıç- daroğlu, kamu işveren sendikalannın ge- nel sekreterleri ile Mısır Sağlık-İş Sendi- kası'nın başkan ve yöneticileri katıldı. Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Mus- tafa Başoğlu. sözleşmede sağlanan artış branının ivileştirmeden dolayı yıllık orta- lama yüzde 100'ü aştığını belirtti. Başoğ- lu. Türk-İş ile hükümel arasında sürdü- rülen toplusözleşme görüşmelerinin so- nuçlanmasının "kişisel başan sonocu ol- madığını" kaydederek. "Hiç kimse kendi başma sözleşmeleıi çözmiiş gibi göster- memelidir" dedi. değiştiren kanun hükmünde karamame (KHK) taslağında yapılan değişiklikle. kurumu si- yasi müdahalelere karşı koru- mavı amaçlavan 12. maddenin içi boşaltıldı. SSK Genel Müdürlüğü'- nün, 'SSK BaşkanlığV olarak yeniden örgütlenmesini öngö- ren taslağın ilk halinde. kuru- ma güçlü bir özerkhk sağlan- ması öngörülüyordu. SSK baş- karuna. sivasi müdahaleler karşısjnda direnebilecek bir ko- num sağla>an 12. maddede. "Başkan, Çalışma Bakam'nın reklifi \e Bakanlar Kurulu kara- nyla 5 yıllık bir dönem için ata- nır. Başkan, de>let memuru olma niteüğini yitirdiği veya ağır hizmet kusunı işlediği halierde, bu halkrin gerekceli olarak be- lirtilmesi suretiyle görevden ab- nır" yönünde hükümler bulu- nuyordu. Bu maddeyle. SSK başkanına. hükümetlere karşı Merkez Bankası Başkanı'nın- kine bertzer bir konum verile- cekti. Ancak. KHK taslağında ya- pılan değişiklikle, 12. maddenin SSK başkanına sağladığı ola- naklar ortadan kaldınldı. SSK başkanımn Bakanlar Kurulu karan yerine, Çalışma Bakanı ve Başbakan'ın ortak karanyla atanması hükmü benimsenir- ken hükmün ilk halinde bulu- nan "5 yıllık bir dönem için atanır" ifadesi kaldınldı. SSK başkanımn görevinden alınma- sını zorlaştırarak başkana gö- rev süresınce uzun dönemli plan ve programlar yapması olanağı sağlayacak hükümler de tamamen atıldı. Değişiklik üzerine görüşleri- ne başvurduğumuz konuyla il- gili bazı üst düzey bürokratlar, Cumhuriyet'e şu değerlendir- meyi yaptılar: "SSK, 73 trilyon liralık yıllık bütçeye sahip, 60 binden fazla kişinin çalıştığı, yüzJerce sağiık tesisinin bağlı olduğu bir kuru- luş. Siyasiler, böyle dev bir kunı- luş üzerindeki dolaysız yetkileri- ni, güçlü bir konumla goreve ge- lecek bir bürokrata bırakmak is- temiyorlar. Meselenin özü bu- dur. SSK üzerindeki dolaysız et- kilerini tehükeye atmak iste- miyorlar. Bu değişiklik, SSK hizmetlerinden yararlanan mil- yonlarca yurttaş için de SSK çalışanlan için de devlet için de iyi bir şey değildir. Gönöl ister ki. tasiak ilk haliyle Bakanlar Kurulu'ndan çıksın." Çalışma ve Sosyai Güvenlik Bakanlığı yetkilileri. halen Dev- let Planlaina Teşkilao (DPT). Sağiık Bakanlığı ve SSK'nın or- taklaşa yürüttüğü çalışmalarla üzerinde çeşıtli degişiklikler yapıian taslağa son şeklinin ve- rilmediğini belirttiler. Kaza protestosu Esenboğa'da uçuşları geciktirdi ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Ankara-Esenboğa Ha- vaalanı yolu üzerinde meydana gelen bir trafik kazasını protes- toeden vatandaşlar. ulaşımı 2.5 saate yakın bir süre engelledi- ler. Yolculann havaalanına ulaşamaması sonucu uçuşlar ertelenirken. yol üzerinde uzun araç kuyruklan oluştu. THY- nin Ankara üzerinden yapıla- cak olan İstanbul, İzmir. Berlin ve Amsterdam uçuşlan gecik- meli olarak gerçekleştirilebildı. Edinılen bilgiye göre dün sa- at 19.00 sıralannda Ankara- Esenboğa Havaalanı yolu üze- rindeki Saray mevkiinde bir trafîk kazası meydana geldi. Kaza sonucu karşıdan karşıya geçmeye çalışan 16 yaşındaki bir vatandaş yaşamının yitirir- ken, yöre halkı olayı protesto etmek amaayla yolu trafiğe ka- pattı. Vatandaşlar aynı yerde sık sık trafik kazasının meyda- na geldiğini belirterek, üst geçit istediklerini dile getirdiler. Pro- testonun uzaması sonucu olaya polis ekipleri müdahele etti. ' Daha sonra Ankara Valisi Er- doğan Şahinoğlu ve İl Jandarma Komutanı Jandarma Pilot Al- bay Nuri Güneş ola> yerine ge- lerek vatandaşlarla görüştü. Vatandaşlann protestosu saat 21.45 sıralannda sona erdı. Protesto nedeniyle TH Y yol- culanrun iç ve dış hat uçuşlan gecikmeli olarak gerçekleştiril- di. Havaalanı yetkihleri, yolcu- lann gelememesi üzerine uçuş- lan ertelemek zorunda kaldılar. THY'nin Ankara üzerinden gerçekleştirilecek olan İstanbul. Izmir. Berlin ve Amsterdam uçuşlan yolculann havaalanına ulaşması sonucu geciklemeli olarak gercekleştirilebıldi. • Otomobil-Iş Maden-Iş ile birleşiyor Haber Merkezi-DİSK'e bağ- 1J Maden-İş Sendikası ile Ba- ğımsız Otomobil-İş Sendikasf- nın birleşmesi bugün gerçekle- şecek. Otomobil-Iş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza İkisivri, bugün yapılacak kongrede iki sendikanın birleşerek "Birfeşik Metal İşçjJeri Sendikası" adını alacağını ve DİSK'e üye olaca- ğını söyledi. İki sendika, 22-23 mayıs ta- rihlerinde olaganüstü genel ku- rula giderek aldıklan birleşme karanru uygulamaya sokmak istemişlerdi. Olaganüstü top- lantıda sadece Otomobil-Iş Sendikası her iki sendika tara- findan haarlanan birleşme pro- tokolünü kabul etmişti. Ancak Maden-İş Sendikası gerekli salt çoğunluğu sağla\amadığı için birleşme gerçekleşememişti. Maden-iş Sendikası, 3-4 tem- muz tarihlerinde yeniden ola- ğatlüstü genel kuriıla gitmiş ve Otomobil-İş'le birleşme karan almıştı. Birieşme bugûn Otomobil-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza İkisivri. daha ünce alınan birleşme karanrun >ugün Mecidiyeköy'deki Kül- ür AŞ konferans salonunda 'apılacak toplantıda sonuçla- lacağını belirterek, "Birleşme- le hedef, etkili olmak ve daha a büyümek" dedi. Aspendos*tasarkılavbııns içinsöylemli BÜLENTECEVİT ANTALYA - Aspendos Antik Tiyat- rosu'ndan yükselen Mva' sesleri, olaga- nüstü bir olayın varhğını kanıtbyordu. Romalı mimar Zeno'nun Prenses Belkıs uğruna inşa eltiği, yere düşen bozuk pa- ranın çıkardığı sesin, en arkada oturan tarafından rahatlıkla duyulabildiği As- pendos Antik Tiyatrosu'nun basamak- iannda 5 binden fazla insan ellen patlar- casına alkışlıyor. bir yandan da "Viva, viva, viva (Yaşa, yaşa, yaşa)" di>e bağı- nyordu. Bu sesler arşa dek uzanıp belki de Prenses Belkıs') bile sarsü kimbilir. Aspendos'taki olaganüstü olay, dünya- ca ünlü Jose Carreras ve Montserrat Caballe'nin konserinden başka bir şey değildi. Konser başlamadan önce herkes "çıf çıkarmadan oturuyordu. Hepsınin göz- Ieri. sahneye dönük. Sanki gladyatör dövüşü izliyormuşçasına nefes almaya korkuyor insanlar. Gizemli bir atmos- fer oluşmuş, aksırmak bile suç sanki. îzmir Devlet Senfoni Orkestrası'run 100 kişilik de\- kadrosu yerini almış, Arjan- tinli ünlü şef Enrique Ricti'yi bekliyor. Arjantin hükümeti tarafından 'yükselen on yetenek' arasında gösterilen Ricci, sahnede yerini aldıktan sonra konser Rossininin Sevil Berberi Uvertürii'yle başladı. Istanbul'dan ve Avrupa'nın değişik yerlerinden özel turlarla Antalya'ya ge- len, aynca Antalya'da taül yap'anlar ta- rafından doldurulan Aspendos Tiyatro- su, ilk kez büyük bir.konsere sahne oluyordu. Alışılmışın dışında orkestra üyeleri, şef ve sanatçılar dışında herkes şortlu, tişörtlüydü. Her şey dünyanın Scümcdekücvyılhocbr onıdaych NtLÜFEROKTAY Antik Tiyatro'yu doiduranlar, La Turcha'yı birlikte seslendiren Carreras ve CabaJk'vi defalarca sahneye çağırdüar. önde gelen tenorlanndan biri olan Jose Carreras ile Montserrat Caballe'yi din- lemek içindi. Şef Ricci. Carreras'ı sah- neje getirdiğinde, izleyicilerden gelen alkış. Belkıs köyünün insanlannı u>-an- dırmıştı. Sıcakyaz akşamından mı, yok- sa aîkışlann getirdiği heyecandan mı olsa gerek, sanatçılar ter içinde bıkma- dan. usanmadan konserini sürdürdü. 20.30"da başlayan konser 22.20"de sona ermişti. Herşarkı sonunda ayaktaalkış- lanan Carreras ve Caballe, birlikte son olarak söyledikleri Aballeronıın 'Elduo de la Afiricana'sından sonra dakikalarca ayakta alkışlanınca tam 6 kez tekrar sahneye gelmek zorunda kaldılar. Carreras ve Caballe, konserlerini saat 23.00"te bıtırmişti. ANTALYA - Açılmıştır paranter- ler: (1946-....). (l933-....)Birgün mul- laka kapanacaktır. Bunu, onlan o gece dinleyen hiç kimse istemese de. Çünkü dolunaylı bir Aspendos gecesi- dir. Sıcak, insanlann üzerindeki baski- sını biraz hafifletmeye karar vermiştir. Yanınızda sevdikleriniz vardır. Bir de burası antik tiyatrodur, sızden binler- ce yıl önce yaşamış insanlan da du- yumsar gıbi olursunuz. Üstelik ve en önemlisi. onlar Jose Carreras ve Montserrat Caballe, bu kez sizin için söylüyoriandır.- - " ••'" •» Bir kez daha hak verrrsiniz Behçet NecatiğlFe: İki Sönatçı'da ansiklopedi- lere geçrniştir, bi>t)grafıleri için eksik olan, ikinci tarihtir. Sonra? Sonra her şey iki tarih arasındaki çizgiye sıkışıp kalacaktır. Bütün hüzünler. güzellik- ler, paylaşımlar... Sorarsınız kendinize: Şimdi bir gün arada kalacak o çızgi. müziğin ve o iki güzel sesin, en küçük aynnülan kaçır- mamak için insanlann birbirini uyara- rak ve kulak kesilerek dinlediği o gece- de yasananlan anlatabilecek midir? Çevre Bakanı, Büyük Kanal Projesi'nin ölü doğacağını öne sürdü IzmirKöıfezi temizleme çaltşmaları başarısız İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Çevre Bakanı Rna Akçalı. ızmir Körfe- zi'nin temizlenmesiyle ilgili j-ürütülen Büyük Kanal Projesi'nin ölü doğa- cağmı ileri sürerek "Bu başartsızlıkta. projenin NÜnJtülmesinde, merkezle koor- dinasypnsuzluk etkili oldu" dedi. EGİAD'ın düzenlediği Ege Toplantı- lan'na konuşmacı olarak katılan Rıza Akçab. İzmir Körfezfnin temizlenmesı çahşmalannın, uygulayıcı kurumlann gerek teknik donanımı olmaması gerek- se merkezle koordinasyon kuramaması nedenivle başansızhkla sonuçlandığını sövledı. Akçalı. "Projeter. havza bazı- nda ele alıranalı >e yüriitmek için yeni bir idare kunıunalı. Bu idare de merkezle iyi bir bilgi alışverişi içinde bulunmaJı. Kör- (ez ancak bu şekilde temizlenebilir" dedi. İzmir Limanı'nın da özelleştirilmesi gerektiğini öne süren Akçalı. "Büyük bir ihracat \e ithalat kapasitesine sahip olan bu liman. 70 yıllık \ apılanmay la ida- re edüemez. Yeni bir yapılanmaya girtne- si ve idaresinin özelleştirilmesi gerek" diye konuştu Çevre Bakanı Rıza Akçalı. doğal kay- naklann kullanımının bir bedeli oldu- ğunu da vurgulayarak işletmecilerin te- sis kurarken işletme muhasebesi yanı- nda çevre muhasebesi yapmalan gerek- tiğini söyledi. Kaynaklan kullanırken geri dönüşüm sürecinin dikkate alı- nmasını isteyen Akçalı. '"Kaynaklan hem kendimizi hem gelecek nesili düşü- nerek kultanmamız gerek. Çevre ahla- kına göre hareket etmeliyiz" dedi. Ak- çalı, tasarladıklan yeni Çevre Yasası'- nda, çevresel etkı faktörlerine uygun te- sis kuran işletmeler için, elde ettiği geli- rin yüzde 25'inin 5 yıl süreyle Gelir ve Kurumlar Vergisi'nden muaf tutma hükmünün getirileceğini bildirdi. Ak- çab, "Bu rakam Bakanlar Kurulo ka- ranyla 2 katına çıkardabilir" diye ko- nuştu. Akçalı. Çeşme Alaçau'da kurul- ması planlanan Çevre Teknoparkı'yla ilgili tartışmalann, Türkiye'nin günde- mine girme sırasının geldiğini belirterek İzmir'deki ticaret. sanayi odalanyla çe- şitü kuruiuşiann konuyla ilgili düşünce- ler üretmesi gerektiğini söyledi. TfiRIH ÖGRETMENLERI Yeni Müfredat Programına Göre YENİ TARİH LİŞE 1.-2. DÖNEM ORTAK DERS KİTAPLARIMIZ... NURER UĞURLU - PROF. DR. ORHAN E. VARDAR Kitaplar, Mli Eğitim Bakanlığı, Tafim ve Terbiye Kurulu'rKjn 19 Şubat 1993 tarih, 47 sayıh karanyla Ders Geçme ve Kredi Sistemi uygulayan lise ve dengi okullar ortak dersler arasfnda yer alan Tarih l.-ll. Dönem'" programına göre hazırlanmıştır. Duyuru 15 Mart 1993 tarih, 238 say* Tebliğler Dergisi'nda yayınlanmıştır. BÜTÜN LİSELERİMİZE ÖRNEK KİTAPLAR GÖNDERİLMİŞTİR. ORGUN YAYINLARI Caa No:28 Cagdiogıu - ist Te,: 527 39 49 - 526 37 34 ARAYIS TOKTAMIŞ ATEŞ Ayaklar ve Başlar Zaman, zamart duyduğumuz bir laf vardır. "Efendim" derler, "Başlar ayak oldu, ayaklar baş." Aslında bu laf ve düşünce ile ilgili olarak çok şey söy- lenebilir. Zira kimi doğruları da içerir, kimi yanlışları da. Ama bu tartışmalar bir yana, bu düşünce Organizmacı Dünya Görüşü' diye isimlendirilen ve Eski Yunan'da Platon'dan beri; şu, ya da bu biçimiyle savunulagelmiş bir kuramadayanır. Toplum yaşamını kendi anlayışına göre yorumlamaya çalışan organizmacı dünya görüşüne göre; insan toplu- mu bir organizmaya benzer. Ve bir organizmada farklı organlar nasıl farklı işlevlere sahiplerse, toplum yaşa- mında da farklı insan ve meslek gruplarının farklı işlev- leri olacağını savunurlar. Ancak çok ilginç bir husus olarak, organizmacı dünya görüşü ele alınış ve yorumlanış biçimine göre; hem tutu- cu kuramlara zemin hazırlayatylmiş ve hem de ilerici kuramlara destek olmuştur. Organizmacı dünya görüşünü tutucu düşüncelere ka- nıt göstermek isteyenler,toplumdakideğişim olgusuna ve gerçeğine karşı çıkanlardır. Bunlara göre toplumda herkesin yeri ve görevi bellidir. Hiç kimse yerini değiştir- memeli ve değiştirmeye heves etmemelidir. Zira ayak nasıl elın işini yapamazsa ve nasıl beyin ve karaciğer farklı işlevlere sahipseler; toplumdaki bireyler de ancak kendi işlerini, kendilerine uygun bulunan işleri yapabi- lirler. Organizmacı toplum görüşünü, ilerici görüşe kanıt göstermek isteyenler ise meseleyi bir başka yanıyla ele alırlar. Bir organizmada, her organın işlevinin 'çok önemli 1 olduğunu savunurlar. Bu anlayışa göre; örneğin beyin önemlidir, ama yürek daha öz önemli değildir. Ay- nı biçimde göz ne kadar önemliyse, kulak da o kadar önemlidir. El ne kadar önemliyse, ayak da o kadar önemlidir. Toplumda da aynı şey söz konusudur. Buğ- dayı eken köylü de, ekmeği yapıp pişiren fırın işçisi de o ekmeği pazarlayan tüccar da o ekmeği afiyetle yiyen banka sahibi de aynı derecede önemli ve saygındırlar. Ancak organizmacı dünya görüşü, daha çok tutucu düşünürlerin ilgisini çekmiş bir kuramdır. Zaten bunu bilimsel diyebileceğimiz biçimiyle ilk kez ortaya koyan Platon, bu düşüncenin ışığı altında 'kimsenin sınıf atla- maya' heveslenmemesini savunmuş ve herkesin 'kade- rine rıza göstermesi gereğinin' altını çizmiştir. Ama aşağı sınıfların' üyelerini adamakıllı horlayarak... Daha sonraları aynı dünya görüşü, 'ırkçılığın' da zemi- nmi oluşturacaktır. Kimi ırklar saf ve 'temiz'dir. Kimi ırklar ise karışmıştır' ve 'ikinci sınıf'tır. işte bu karışmış ırklar, elbette saf ve temiz ırkların hükümranlığını kabul etmek zorundadırlar... Toplumumuzda pek çok insan adını koymadan ve bel- ki de hiç adını duymadan bir tür organizmacı' yaklaşım içine girmişlerdir. Ama bunların sloganı "baş ve ayak' değil, 'biz ve onlar'dır. Toplulumuzda biz'den olunca, tüm kapılar ardına ka- dar açılmaktadır. Aslında 'biz' arasına katılmanın çok çeşitli yollan vardır. Ve bu yolların çoğu kirli veyasadışı- dır. Ama biz'e katılabildikten sonra kimse buna bakma- maktadır. İhracat kredisiyle devleti soyan da beyaz zehirkaçakçısı Güneydoğulu ağada bakanlıklarda işta- kibiyle milyarlar vuran ortaokul mezunu i.lçe başkanı da dünyanın en iyi üniversitelerinde ders veren üç dil bileh üniversite hocası da sosyetik randevuevinin güzefser- mayesi de bunun patronu da aynı sofranın etrafında yer alabilmektedirler. Buraya nasıl gelindiği önemli değil- dir. önemli olan, 'biz'den biri olmaktır, buraya gelmiş olmaktır. Geçmişe sünger çekilmektedir, ama geleceğe farklı bakılmaktadır. Bunların çocukları daha ilkokul sıraların- dan başlayan haksız bir yarışla öne geçirilmektedir. Ve uçurum gitgide artmaktadır. Kimilerinin ağzına da bir parmak bal çalınmaktadır. Kendi çocukları kolejlere, Anadolu liselerine, süperlise- lere; başkalarının çocukları normal liselere ve meslek liselerine... Kendi çocukları yurtdışındaki üniversitelere (hem de fukara milletin kesesinden), özel statülü (ayncalıklı) üni- versitelere; başkalarının çocukları (türlü isimler altında) açık öğretime... Vergiyi veren de başkalarıdır, askerlik yapan da. Çev- re kirlenmesine karşı çıkarlar, ama en güzel kıyıları kendileri kirletir, en yeşil ormanları kendileri parseller- ler. Parti liderlerini seçen de onlardır, liderleri seçim öncesinde sınava çeken de... Demokrasiden sık sık söz ederler, ama kendileri de- mokrasinin önündeki en büyük engeldir. örgütsüz bir toplumda, istedikleri gibi at koştururlar. Karşı çıkanın vay haline... Ama bu anlayışları 'organizmaya' terstir. Organları- nın bir kısmı beslenmeyen, pay alamayan hangi orga- nizma ayakta kalabilir? Bu çaba, sadece insan vicdanı- na değil, doğaya terstir. Dengesiz bir beslenme ortaya 'ucubeler' çıkartır. Zaten başka şansı da yoktur. Ve sonunda toplumsal yaşamımızda olduğu gibi, her iktidar bir sonrakine 'enkaz' devreder. Ve bu süreç, bu enkazı kimlerin' ortaya çıkardığı sorulana dek devam eder... Belediye işçileri yine yöpödû • İstanbul Haber Servisi-Dört ayöncede birikmiş alacaklan için açlık grevi yapan Gaziosmanpaşa Belediyesi işçileri, son üç aylık maaşlan, 17 aydır bekleyen toplu sözleşme farklannın bir kısmı, üçikramiye ve sosyai yardımlann içinde bulunduğu kişi başına ortalama 35 milyonluk alacaklan için yeniden eylem yapıyorlar. İşçiler, dün 11 .OO'de "Maaşlanmız ödensin, ödenmezse aİacağız", "Özelleştirmeye hayır" yaalı pankartlar açarak yürüdüler. İşçiler, polisin müdahale etmediği yürüyüşûn ardından belediye binası önünde sorunlannj dile getiren bir basın açıklaması yaptılar. EmelSayınkonseri • Haber Vlerkezi -Emel Sayın, bir hafta sürecek olan Rumelihisan Konserlerinden birini, onur üyesi olduğu Türk Kalp Vakfı yaranna verecek. Türk Kalp Vakfı, 7 eylül salı günü akşamı eldeedilecek tüm gelirleri, Türkiye'de özeliikle çok yaygın, fakat yeterli bakım ve kontrolden mahrum bulunan 6-12 yaş grubu kalp hastası yavrulann tedavisine harcayacak. Türk Kalp Vakfı Başkanı Çetin Yıldınmakm, bu çok onurlu, faydalı vemüstesna bağışın, kalp vedamarhastası birçok yavrunun sağlığına kavuşması ve yüzünün gülmesine neden olacağını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle