Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLÜL1993 PA2ARTESİ
8 DUNYADA GEÇEN HAFTA
Dr. Kimble'ınmuhteşemdönüşü ANELAR-KAMLAR
ECMEL BARUTÇU
EDtPEMİLÖYMEN
LONDRA - BirzamanlarTürk
televizyonu siyah beyazken ve tek
kanalken haftada birgece, Kaçak
gecesiydi. Suçsuzluğunu bir türlü
ispatlayamayan Doktor Richard
Kimble, kaçarha kaçardı. Siyah
beyazkaçışlann ardı sonu gelmez,
Tek Kollu Adam'ın esran çözülmez,
bir türlüdoğru dürüst gündüz
otmayan, hep uğursuz, hiçgüven
vermeyen kuşkulu acayip yerlerde
koca bir saat geçer ve doktor Kimble
bir hafta sonra yeniden kaçmak üzere
ekranı terk ederdi. Kaça kaça birhal
olan Doktor Kimble'ı canlandıran
DavidJanssen, hiçummadığı ve
aslında pek de anlayamadığı bir üne
kavuştu. Türkiye"ye de geldiğinde
neden o kadar muazzam birilgi ile
ağırlandığıru da herhalde
anlayamadı. Tıpkı İspanya'ya
gitti|inde, boğa güreşi seyrederken
halkın farkına vanp da tribüne doğru
"H Fugitiver (Kaçak) diye alkış
tutup boğayı da matadoruda
unuttuklarıru anlayamaması gibi...
INCILTERE
Karabasanh dizi yüzünden olsa gerek
50 yaşında öldüğünde arük bacağı
sakat. midesi ülserli, dertli bir
adarndı. Geçen hafta ise piyasaya
yeni bir Kaçak çıkü. Ama bu, süper
bir Kaçak: Harrison Ford. Şimdiye
kadar gelmiş geçmiş en çok ciro
yapan 10 megafilmindördünde
başrolü kapan Harrison Ford.
Sinema dünyasının "Hazreti tsa'dan
sonra düoyaya gctaıişen önemli ikinci
marangoz" dediği Ford. 28 fılnı
öncesine kadar gerçekten çok
yakışıklı bir marangozmuş. Ama o
artık bir trilyoner. Ve geçen hafta her
yerdeydi. Televizyon kanallannda,
radyolarda, gazetelerde, dergilerde,
heryerde. Hakkmda heryaalan.
özgündü. Çekilen her fotoğrafı da.
Oradan buradan makaslanıaca.
tercüme etmece değildi. Filmi için
gerçek bir piyasa hazırlanıyordu.
Amerika'da sadeceiki haftada 60
milyon dolar para basan filmi,
Londra'da da başladı. Hem deiçi iki
yılda baştan aşağı yıkılıp yeniden
yapılan ve 9 salona bölünen Warner
West End sinemasında.
Daha doğrusu, fîlm merkezinde
demeli. Karşı köşesinde ise
dinozorlu Jurassic Park aynı hızla
sürüyor. Haftada I0 milyon dolar
kazanıyor kasa. Şimdilik 50 milyon
oldu. Ama Kaçak,galiba
dinozorlan geçecek. Çünkü ne de olsa
Jurassic Park, çocukfilmi.Bay
Kaçak iseyılm en pansumanh.
pomath. sargıbezli ve tentürtiyotlu
"avantürivesi" olacak.
DıştaGüçlü
Olmanın Koşulu
Moskova'da
hukuk boşluğu
HAKANAKSAY
MOSKOVA-Rusya'da
"yasal" ve Tıukuksal"
kavramlan arasında aynük
doğmuştur. Yeltsin, halkın
oylanna dayanıyor;
parlamento iseeski rejimden
kaldı yeönemli bölümü
seçimsiz, Komünist Partisi
kontenjanıyJa başageldi. Bu
nedenle Yeltsin'in, halkın
kendisine verdiği yetkiye
dayanarak böyle bir adım
atması belki "hukuksal"
değildir, ama "yasaFdır.
Yeltsin yandaşlan böyle
diyorlar. Muhalefet, hukuku,
zemine yasalardan oluşan
ayaklarla basan birmasaya
benzeterek bu aynma karşı
çıkıyor. Kim ne derse desin,
ülkeninciddi bir hukuk
boşluğuna yuvarlandığı
ortada. Bu boşluk, yalnızca
yasama organının iptal
edilmesinedayanmıyor. Yeni
yasama organı olarak önerilen
FederalMedis (Devlet
Duması) üzerinc hiçbiryasal
belge bulunmuyor. Bu yeni
parlamentonun da Devlet
Başkanı tarafından
lağvedilmeyeceğinin herhangi
birgüvencesi yok. Rusya'daki
politik kamplardan yalnızca
birini oluşturan Yeltsin
grubunun, sadece ıktidan değıl,
medyayı daelinde
bulundurduğu koşullarda
düzenlenecek seçimlerin ne
derecedemokratik olacağı da
şimdiden kuşku uyandınyor.
Aynca seçilen yasama
organında. Yeltsin
yandaşlannın azınlık
durumunadüşmesi halinde, 12
Haziran 1994'teyapılacağı
açıklanan Devlet Başkanîığı
seçimlerinin yazgısı da
belirsizleşecek. Rusya'nın
hukuk devleti olması yolunda
son yıllarda atılan en önemli
adımlardan biri, bağımsız
Anayasa Mahkemesi'nin
olmuşturulmasıydi. Anayasa
Mahkemesi. yargı organı
işlevini yerine getirmekten öte,
yürütme ve yasama organlan
arasında arabuluculuk rolünü
RUSYA
de üstlenmişti. Gelişmeler,
Yeltsin'in parlamentoyu ve
kongreyi dağıtma karannın
anayasa dışı olduğunu
açıklayan Anayasa
Mahkemesi'ni de dağıtmasi
olasılığını güçlendiriyor.
Ülkedeki hukuk karmaşasının
önemli öğelerinden birinin,
yeni anayasanın hazırlanması
çalışmalanndaki tıkanıklık
olduğu görüşü hemen herkesçe
paylaşılıyor. İktidarçevreleri
arasındaki kavga, Brejnev
döneminden kalma anayasanın
değiştirilmesini olanaksız kıldı.
Budurum, yürütme organı
temsildlerinin zaman zaman
"Sosyalist ana> asayla bugünkü
sonmlar çözülemez"
yaklaşırruvla anayasadışı
adımlar atmasıyla daha da
karmaşıklaştı. Ancak herhalde
en önemlisi, 70 yıl "hııkuka
gereksinim duyraadan" yaşayan
ülkede, pekçok yöneticinin hâlâ
konuyu önemsememesi ve
hukuk devletini. "Batı'y* hoş
görünmek için" yapıîması
gereken "hafif makyaj" gibi
değerlendirmeleri. Sıradan
yurttaşlar bir yana, ülke
aydınlan bile soruna fazla
önem vermiyor havasındalar.
9
î î n 9 ^ v i l ı i ^ n ı î t n ı î Mekska'nmbaşkentiMeksikoGıy'deöncekigiin
y Ş U I l 6O» y i i a O n U m i l binlercegenç25>ıIöncegercekleştirilenSessiz
Yürüyüş'ü andı. 24 E>lül 1968'de Meksiko Cit> nin merkezinde toplanan yaklaşık 1 milvon öğrenci ülkedeki anridemokrarik
yönetimi kınamak amacıvla bir banşcıi gösteri düzenlemiş, bu da öğrenci hareketleri tarihine Sessiz Yürüyüş olarak geçmişti.
YolımıışaşıranIsveçlilerserbestbırakıldı
GÜRHANUÇKAN
STOCKHOLM - 384 gündûr Irak'ta
hapis yatan 3 İsveçü'nin serbest
bırakılmalan, geçen haftanın en
önemli olayıydı. 8.5 milyon
nüfuslanna karşın dünyarun her
köşesinde, herolayda var olarak adlan
geçen îsveçliler, bu kezde Iraklılar
tarafından geçen yıl sının geçtikleri için
yakalanan Ericsson'un üç
mühendisine bir yılı aşkın süre sahip
çıkülar. Irak-Kuveytsınınnda,telefon
şirketı tarafından kurulan iki istasyon
arasında giderken yollannı şaşıran
mühendisler, en yakın BM karakoluna
başvurmak için yola çıktıklannda,
kendılerini Irak sınırlan içinde
bulmuşlardı. Bilmedikleri gerçek, BM
karakolunun Irak topraklannda
olduğuydu. Yargılandıktan sonra
uJusal smırlan izinsiz aşma suçuyla 8'er
yıl hapsemahkum edilip Bağdat
yakınlanndaki Abu Ghraip
hapisanesine gönderilmişlerdi.
Hapislik süresince kendilerine son
dereceiyi davranılan Isveçlileri,
yakınlannın ve İsveç Dışişleri'nin
yetkilileri rahatça ziyaret
edebiimişlerdi. Başbakan Carl Bfldt ve
BM Genel Sekreteri BatrosGaH'nin
Saddam Hüseyin'e başvurulan
sonuçsuz kaldı. Bir hafta önce İsveç
Kralı Carl Gustaf, özel bir kuryeyle
Saddam Hüseyin'e birmektup
gönderdi. Kral mektupta.
İSVEÇ
vatandaşlannın herhangi birkötü
amaçgütmeden yanlışlıkla sının
geçtiklerini belirtti, hapisanede
gördükleri iyi muamele için teşekkür
etti ve artık serbest bırakılmalannı rica
etti. Irak TV'si. kuryenin mektubu
verişini canh olarak yayımladı.
Sonunda İsveçlilerözgürlüklerine
kavuştular ve cuma günü.
kahramanlar gibi karşılanarak
Stockholm'e geldiler. Irak'ta sının
geçtikleri için hapis cezasına
çarptınlmış 9 Batılı bujunuyor;
bunlardan 3'ü İngiliz. Öte yandan,
sosyal demokratlann büyük
kongresinin son günü delegeler, parti
yönetiminin geçen yıl koalisyon
hükümetiyle yaptığı ekonomik
anlaşmayı onaylamadılar. Eski
Maliye Bakanı Allan Larsson en
büyük eleştirilere hedef oldu.
Ne var ki Larsson kongreden birkaç
gün önce, partinin ekonomik
konulanndaki sözcülük görevinden
Ingvar Cartsson trafından abnmıştı.
Kongre, bu görevi. büyük çoğunlukta
sevilen Göran Persson'a verdi.
Sosyal demokratlann kongresi, Parti
Başkanı Ingvar Carlsson'un
liderliğinin sağlam temellere sahip
olduğunu kamtladı. Basında çıkan
yorumlarda büyük birçoğunlukla bu
gerçeği vurguladı.
Zola'nınkömür
işçileri beyazperdede
MtŞEL PERLMAN
PARİS- Bir süredir. özellikle
Parismetrosunun birçok
duvannda görmek mümkündü
bir fılmin büyük afîşini.
Üzerinde bir sözcük, sadece bir
tek sözcük: Germinal. Ve de,
öfkeyle ilerleyen kararlı bir
grup. Özetle, 19. yüzyıl sonu
Fransa'sının çilekeş kömür
işçilerinin. ünlü romana Emile
Zola'mn kaleminden çıktıktan
sonra, şimdi de beyaz perdeye
aktanlmış yaşamlan.
özgürlük, saygınlık. adil bir
ücret ve insanlık arayışlan.
Kömürü yeraltında kazıp
"yukanya" iletenlerin sancılı ve
acımasız yaşamının öyküsüdür,
Zola'nın "Germinal'' romanı.
Tarih, edebiyat ve sinema
olmak üzere 3 aşamadan
geçiyorşimdi bu olgu. Şöyle ki
1884'te. Fransa'nın
kuzeyindeki Anzin kömür
madeninde tam 12 bin kişi
gidecektir greve. Zira, ücretin
yeterlilik ilkesinedayanılarak
hesaplanmasına karşıdırlar. Bir
FRANSA
yıl sonra, 1885'te, Zola'nın
"GerminaTi kitapçı
vitrinlerindedir. Bu yapıtın o
dönemdeki önemini belirtmek
için, 19. yüzyüda kömür
sanayiinin gelişme halinde
olduğunu, elektriğin yavaş
yavaş kendini kabul ettirdiğini,
demiryolu ulaşımıyla buharlı
denizcilik kuruluşlannın önem
kazanmakta olduğunu
anımsatmak yeter. Fransız
edebiyaünın "dev"lerinden
Honore de Balzac, nasıl
"tnsanlık Komedisi"ni
oluşturan bir kitapdizisi
yarattıysa. Emile Zola da,
çağını en ince aynntılanna
kadar kapsayan
"Rongon-Macfjuart" dizisi
içine yerleştirmiştir
"Gemıinal"i. "Genniııal"den
sözetmek, onu tamtmak ve
övmek için, şu yeni fılmin
Fransa'nın en başanlı
yönetmen ve
prodüktörlerinden, Claude
Berri tarafından çevrilmesini
beklemek gerekmedi elbette.
Fakat Berri kendialanında
ünlü bir yapıma. Zola, büyük
bir yazar ve insan haklanyla
saygınhğı konulan da
dünyanın birçok ülkesinde
gündemde olduğu için
önümüzdeki çarşamba öğleden
sonradan itibaren gösterime
girecek söz konusu film
merakla bekleniyor. 160
milyon franklık(l Frank= 2
bin Lira) dev bir bütçe. bir
bölümü gerçekten işsiz kalmış
kömürişçilerininfigüranlığıve
ünJü birkaç artistin katılımıyla
ortaya çıkanfilm,acaba
değecek mi harcanan bu
çabalara? Fransa'da 1960'da,
kömür, tüketilen enerjinin
j'üzde 51.5'ini oluştururken,
tam 30 yıl sonra, 1990'da ancak
yüzde 8.9"una ulaşü. Fakat, ne
olursa olsun. Fransızlann
şefkatle "kara suratlar"
(gueules noires)diye nitelediği
vesayılan giderek azalan.
kömür işçilerinin özveri dolu
yaşamını sergiiemiş olacak. en
azından genç kuşaklara...
İLAN
MERSİN 3. ASLfYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1992 693-437
Davacı Erol tçöz tarafından davab Gülsen Esen Içöz aleyhine
açılan boşanma davasının yapılan duruşması sonunda;
Mahkememizin 1992/693-1993/437 sayüı ve 2.7.1993 tarihli karan
ile İçel Merkez Mahmudiye mahallesi. cilt 018/06. sayfa 70, kütük sı-
ra no 544'te nüfusa kayıtlı bulunan Ahmetoğlu Naaye'den olma 20.
5.1951 d.lu davacı Erol Içöz ile Remzihasan kızı, Faıke Süleyman"-
dan olma 25.3.1947 d.lu davalı Gülsen Esen Içöz'ün MK'run 134.
maddesı gereğince şiddetü geçimsizlik tıedeniyle boşanmalanna.
MK'nın 148/1 maddesi gereğince vefiilidurumlar da dikkate alma-
rak taraflann müşterek çocuklan Ahmet Zafer İçöz'ün velayetinin
davaa babasına tevdiine, MK'nın 137. maddesi gereğince ve tarafla-
nn sosyal ve ekonomik dummlanna nazaran dava tarihi olan 14.9.
1992 tarihinden itibaren kaıann kesinleşmesine kadar aylık 100.000
TL. tedbtrnafakasının davacıdan ahnıpdavalıya verilmesine, temyizi
kabil olmak üzere verilen karar davalının adresi tespit edılemediğin-
den ilanen teblıgat yapılmasına karar verilmiş olmakla:
Davalı Gülsen Esen İçöz'ün iş bu ilanın yayunlandığı tanhten iti-
baren (7) gün sonra ilanın yapılmış ve bu tarihten itibaren 15 günlük
yasal süresi içinde temyiz edilmediği takdirde temyiz etmemiş sayıla-
cağınız ve karann kesinleşeceği hususu karann tebliği yerine geçerli
olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın. 51209
ILAN
T.C.
BAYBURTSULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya.\o:1993 99
Davacı Sabri Sağlık vekıli avukat Zeki Çolak tarafından davalı Hacı Esat aleyhine mahkememizde
açılmış bulunan ızale-ı şuvu davasının mahkememizde vapılan açık duruşması sırasında verilen ara karan
gereğınce;
Dava konusu Bayburt ili Merkez Şeyhhayran Mahallesi sınırlan içerisinde kain ada no: 3. parsel no: 13'-
te davalı olan Haa Esat'ın tüm aramalara rağmen açık adresi lesbit edilememi^ ve adına dava dilekcesi
tebliğ edilemediginden gazete ile ilanen tebliğ yapılmasına. bu nedenle duruşmanın 20.10.1993 günü saat
09.00'a btrakılmasına karar verilmiş olup:
Adı gecen Haa Esat'ın duruşmada hazır bulunması vcya kendisini bir vekil ile temsilettinnesi. duruşma-
dahazır bulunmadığı veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmedığı takdirde HUMK'nun 213 veilgili mûtea-
kip maddeleri gereğince duni^manın yokluğunda vapılıp karara bağlanacağı meşruatlı davetiye yerine
kaim olmak üzere ilanen teblıâ olunur.
Basın 51IX7
İLAN
ELAZIĞ ASLİYE 3. HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1990-273
1992'204
Davacılar Hasan Metemirasçılan iledavalı lar HasanYeşil vs.ara-
lanndaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda:
Mahkememizce davanın kabulü iJe Elazığ Tadım köyü 1245 parsel
sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapusunun iptali ile davaalar
Mahmut Mete, Ahmet Mete, Halil Mete, İrfan Mete. Güllü Erdemli,
Penbe Tanm, Ruhiye Mete. Asiye Mete, Huriye Mete, Necla Mete
ve Rasime Mete adlanna tapuya tesciline 26.5.1992 tarihinde karar
verilmiş olup, davablar gösterilen adreste bulunamadıklanndan. ad-
resleri de tespit edilemediginden işbu ilanın yayımlandığı tarihten iti-
baren 15gün içindedavalılar Hasan Yeşil, Çiçek Yeşil, A. Rıza Yeşil,
Faöna Yeşil, Ali Haydar Yeşil, Ali Hıdır Yeşil, Nuri Yeşil ve Nari
Yeşil temyiz etmedikleri takdirde haklannda verilen karann kesinle-
şeceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 51159
İLAN
HAYDARPAŞA GİRİŞ GÜMRÜK
MÜDÜRLÜĞÜ
Gümrügumüzce Nusretiye Mah. 68 Sk. No: 39 Mersin adresinde
mukim Seç Gıda Ticareti ve Müşavırlik Ltd. Şti. adına tesdlli 39316
sayıh, 08,11,1990 tanhli giriş beyannamesi muhteviyaü eşyadan kay-
naklanan 36.580.000.-TL. gümrük vergi ve resimleri ile 9.173.000.-
TL. DFİF için düzenlenen 13502 sayılı 20.8.1993 tarihli 738/1 örnek
yazımız adres yetersizliği nedenıyle tebliğ edilemediginden söz konu-
su yazımız yerine kaim olmak üzere 7201 sayılı kanunun 28 ve 29.
maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur.
HAYDARPAŞA GfRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRÜ
Bastn: 40312
ILAN
İSTANBUL 5. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN DAVALIMUSTAFA
KAYA ÖZGÖZE'YE DUYURUDUR.
1993/95
Davaa Nermin Özgöze vekili Av. İsmail Hakkı Ayık tarafından
İETT Harekât Sitesı, Suna Sok. No:99 Etıler Istanbul adresi belirtil-
mek sureti ile davalı Mustafa Kaya Özgöze aleyhine ikame olunan
boşanma davasında. davalının adresi zabıta marifeti ile tespit edile-
mediginden dava dilekcesi veduruşma günü, adına gazete marifeti ile
ilanen tebliğ edilmiş, yapılan yargılama sonucunda mahkememizce
verilen, taraflann'boşanmalanna ve müşterek çocuk. 17.5.1981 d.lu
Gülşah'ın velayetinin davaa anneye-tevdi olunmasına, davalı baba
ile çocuk arasında şahsi münasebet tesisine, aylık 500.000 TL. işürak
nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine. istenmemesi sebe-
bi ile yargılama giderleri ve ücreünin vekaletle sorumlu tutulmaması-
na ilişkin 14.9.1993 tarih 1993-95 esas. 1993-353 karar sayılı, Yargı-
tay yolu açık olmak üzere verilen karann da aynı şekilde gazete
marifeti ile ilanen tebligine karar verilmiş olmakla: işbu ilanın neşro-
lunduğu tarihten itibaren 7 gün sonra adı geçene tebliğ edilmiş sayıl-
mak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 9639
İLAN
RİZE SULH HUKUK SATIŞ
MEMURLUĞU'NDAN
1993 8
Rize'nin Müftü Mahallesi'nden Osman oğlu Kemal Altun ta-
raflanna
Rıze Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 14.6.1993 tarih. 1992'685 esas,
1993 492 karar sayılı ilamına atfen satışına karar verilen Rize'nin
Müftü Mahallesi'nde kain tapunun 174 ada, 10 parsel sırasında ka-
yıtlı taşınmazın bilirkişi marifetiyle yapılan kıymet takdiri toplam bu
taşınmazın arsa, bina ve dükkân değerlerinin toplamı 5.321.744.261.-
TL. olduğu tespit edilmiştir.
Adresiniz meçhul olması nedeniyle kıymet takdir raporunun ila-
nen tebligine karar verilmiştir.
Karar gereğince ilanın son yayım tarihinden itibaren 15 gün sonra
tebliğ yapılmış sayılacağı. değer takdirineitirazınız varsa bir hafta içe-
risinde de satış memurluğumuzun bağL bulunduğu Rıze Sulh Hukuk
Mahkemesi Hakimliği'ne başvurmanız ilanen tebliğ olunur.
Basın: 51152
(ç siyasetin mahalle kavgasına dönüştuğü bir ortam-
dan geçiyoruz.
Basında manşete çıkan yolsuzluk haberleri ve iddia-
ları siyasi partilerimizi birbirine saldırttı.
Sanki ülkenin başka sorunu yok.
Elbette yolsuzluklarla mücadele edilmeli ve suçlular
cezalandınlmalı. Yargı zaten bunun yollannı göstermiş.
Ama siyasi partilerimizin işi "tencere dibin kara " teker-
lemesine kadar götürmelerinin ne anlamı var?
1946dan beri siyasi partilere işadamlarınca yardım
yapılmıştır. Bunlar bir iş karşıhğı değildi. O dönemde si-
yasi partilere. şimdiki gibi devlet tarafından yardım ya-
pılmazdı ve partiler ayakta durabilmek için iş çevrelerin-
den ve zengin tüccarlardan para yardımı isterlerdi. Bu
çevreler de bu yardımı, hem ileriye dönük düşüncelerle
hem de siyasi partiler olmadan demokrasi olamayacağı
için benimseyip destekledikleri demokratik rejimin ya-
şaması için yaparlardı.
Buna karşılık, iş karşıhğı alınan paralar, daha doğrusu
ihale kazanan kişi ve firmalardan alınan "bağışlar", ya-
pılan açıklamalardan anlaşılıyor ki daha sonraki devir-
lerin yaygın uygulaması haline gelmiş.
Vatandaşın işini yapmak için memurun rüşvet alması
suçtur. Ama, ihaleyi alan birfirmaya "Git bizim partinin
falan teşkilatına şu kadar para yatır" denmesi üzerine
ödenen para rüşvet değildir.
Ya nedir?
O bir bağış.
Ikisinin arasında ne fark var ki? Birinde para peşin, di-
ğerinde ise sonradan ödeniyor.
Şimdi, yeni bir kanun teklifi hazırlığı var. Rüşvet ve-
renlerin, fiillerini itiraf ederlerse, sorumluluktan kurtul-
malarını öngörüyor.
Biraz soğukkanlı olalım.
"Rüşvet vermenin" de "rüşvet alma" gibi suç sayıl-
masının bir gereği olduğu neden düşünülmüyor? Kanun
teklifindekı gibi bir durum rüşveti kamçılayıp onu daha
da yaygın hale getirir.
Ayrıca bunun korkunç bir iftira dalgası yaratacağı hiç
düşünülmüyor mu?
"Efendim, iftiraya uğrayan dava eder" demekyetmez.
insanları gereksiz yere uğraşıya sürükleyen ve hayatı
çekilmez hale getiren hukuk olmaz. Hukuk bunun tersi
için vardır. Hukuk, sadece "koruyucu" değil, "önleyici"
de olmalıdır.
Rüşvet, dereceli şekilde her ülkede vardır. Geçim sı-
kıntısı çekilen fakır ülkelerde daha da yaygındır. Böyle
olunca bu hastalığın tahribatını azaltmanın çaresi belli
oluyordemektir. Bunu kontrol altına almanın yolu, işleri
mümkün olduğu kadar şeffaflaştırmaktan geçer.
Velhasıl, ülkemizde son zamanlarda sergilenen siya-
si manzara hiç de hoş değil.
Içte zayıf olmanın. dışta Türkiye'nin güçlü olmasını
engellediğini düşünen yok.
Türkiye dışarıya karşı güçlü bir birlik görüntüsü vere-
bilseydi, BM Genel Sekreteri Butros Gafi Türkiye ve
KKTC'ye karşı bu kadar celalleşebilir miydi? Kalkmış
Güvenlik Konseyi'ne yeni bir rapor vermiş. Raporda ge-
ne aynı tehdit yer alıyor. Güvenlik Konseyi'nden "gere-
kirse Konsey karariannın uygulanması için alternatif
yollarm gözden geçirilmesini" istemiş. Güvenlik Konse-
yi de, "Peki, öyle yapanz" demiş.
Tam bir senaryo.
Bunu söyleyenler, ilk önce Bosna-Hersek konusunda
ve Ermeni-Azeri çatışmaları ile ilgili olarak aldıkları bun-
ca karan masa üzerine koyup şöyle bir baksmlar, baka-
lım yüzleri kızarıp vicdanlan sızlamadan oturabilecek-
ler mi? Hangisini uygulayabildiler ve bunları uygulamak
için başka hangi alternatif yolları aradılar ki?
Kan akmasını görmekten adeta hoşlanıyorlar diyece-
ği geliyor insanın.
Bunlar, Bosna-Hersek'te yeni bir Filistin meselesinin
tohumunu ekmişlerdir. Yurtları ellerinden alınmış olan-
ların, sakat veyetim kalanların, tevekkül içinde bir kena-
ra çekilip sessiz kalacaklarını zannediyorlarsaçokalda-
nıyorlar.
Adaletsiz çözümü kimse kabul edemez. Zorla uygu-
lansa bile.
Kıbns için de kan akıta-
cak bir çözüm peşindedir-
ler.
Kıbns sorununun hallini
Türkiye de istemektedir,
ama her ne pahasına olur-
sa olsun değil. Hiç kimse-
nin Kıbrıslı Türkler'den iler-
de kendilerinin ve çocuk-
larının kanını tekrar akıtabi-
lecek bir çözüme razı ol-
malarını istemeye hakkı
yoktur. Genel Sekreter But-
ros Gali ve Güvenlik Kon-
seyi'nin daimi üyeleri, Boş-
naklara reva gördükleri fa-
ciadan sonra, Kıbrıs'ta fe-
derasyon formülünün
kalıcı, adil ve eskinin tek-
rarına meydan vermeyen
bir çözüm şekfi oiacağına
inanılmadığını anlamalıdır-
lar. Bunu onlara anlatmak
için, ilk önce KKTC'li siya-
silerin ülkelerinde halen
hüküm süren siyasi krizi
aşmanın yolunu bulmaları
gerekir.
ADALET BAKANLIĞI'NDAN
MÜNHAL NOTERLİKLER
Aşağıda 1992 yılı gayrisafi gelirleri ve ısimlen yazıb bulunan birinci
sınıf noterükler münhaldir.
1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 22 ve müteakip maddeleri gere-
ğince birinci sınıf noterlerden bu noterliklere atanmaya tstek.li olanla-
nn, ilan tarihinden itibaren bir ay içinde bakanlığımıza veya bulun-
duklan yer cumhuriyet başsavcılıklanna başvurmalan gerekmekte-
dir
Posta ile doğrudan bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvur-
ma süresi içinde bakanlığa gelmediği takdirde atama ışlemınde naza-
ra alınmaz.
flan olunur.
Sıra no: Miinhal noterliğin adı: 1992yılı gayrisafi getirieri:
1- Elazığ İkıncı Noterliği 1229.619.629.-TL.
2- İskenderun Üçdncü Noterliği 1.190.392.901 - TL.
3- Kaysen ikinci Noterliği 1.109402.991.-TL.
4- Mersin Üçüncü Noterliği 1 312 685.105.-TL.
T.C.
KAYSERİ3.SULH
HUKUK
MAHKEMESİ
1993'547
Davacı Turan Aslan vekili
avukat Ali.Gengeç tarafından
davab Elif Ünal ve Emine aley-
hine açılan izaleyi şuyu davasın-
da yapılan yargılaması gereğin-
ce, kendisine dava dilekcesi
tebliğ edilemeyen Emine'ye ila-
nen tebligine -karar verilmiş
olmakla. dava konusu Kaysen.
Seyitgaa Mahallesi 41 pafta,
198 ada ve 18 parsel sayılı kârgir
ev bulunan taşınmazın izaleyi
şuyuu istenilmiş olmakla, dava-
lı Keşzade kızı Emine'nin du-
ruşma günü olan 19.10 1993
günü saat 09.00'da mahkeme-
mizde hanr olması ve>a kendini
bir vekille temsil ettinnesi, aksi
takdirde gıyabında karar verile-
ceği hususu dava dilekcesi yeri-
ne kaim olmak üzere ilanen
tebliğ olunur. 17.9.1993
Basın: 51176