20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLÜL1993 PA2ARTESİ 8 DUNYADA GEÇEN HAFTA Dr. Kimble'ınmuhteşemdönüşü ANELAR-KAMLAR ECMEL BARUTÇU EDtPEMİLÖYMEN LONDRA - BirzamanlarTürk televizyonu siyah beyazken ve tek kanalken haftada birgece, Kaçak gecesiydi. Suçsuzluğunu bir türlü ispatlayamayan Doktor Richard Kimble, kaçarha kaçardı. Siyah beyazkaçışlann ardı sonu gelmez, Tek Kollu Adam'ın esran çözülmez, bir türlüdoğru dürüst gündüz otmayan, hep uğursuz, hiçgüven vermeyen kuşkulu acayip yerlerde koca bir saat geçer ve doktor Kimble bir hafta sonra yeniden kaçmak üzere ekranı terk ederdi. Kaça kaça birhal olan Doktor Kimble'ı canlandıran DavidJanssen, hiçummadığı ve aslında pek de anlayamadığı bir üne kavuştu. Türkiye"ye de geldiğinde neden o kadar muazzam birilgi ile ağırlandığıru da herhalde anlayamadı. Tıpkı İspanya'ya gitti|inde, boğa güreşi seyrederken halkın farkına vanp da tribüne doğru "H Fugitiver (Kaçak) diye alkış tutup boğayı da matadoruda unuttuklarıru anlayamaması gibi... INCILTERE Karabasanh dizi yüzünden olsa gerek 50 yaşında öldüğünde arük bacağı sakat. midesi ülserli, dertli bir adarndı. Geçen hafta ise piyasaya yeni bir Kaçak çıkü. Ama bu, süper bir Kaçak: Harrison Ford. Şimdiye kadar gelmiş geçmiş en çok ciro yapan 10 megafilmindördünde başrolü kapan Harrison Ford. Sinema dünyasının "Hazreti tsa'dan sonra düoyaya gctaıişen önemli ikinci marangoz" dediği Ford. 28 fılnı öncesine kadar gerçekten çok yakışıklı bir marangozmuş. Ama o artık bir trilyoner. Ve geçen hafta her yerdeydi. Televizyon kanallannda, radyolarda, gazetelerde, dergilerde, heryerde. Hakkmda heryaalan. özgündü. Çekilen her fotoğrafı da. Oradan buradan makaslanıaca. tercüme etmece değildi. Filmi için gerçek bir piyasa hazırlanıyordu. Amerika'da sadeceiki haftada 60 milyon dolar para basan filmi, Londra'da da başladı. Hem deiçi iki yılda baştan aşağı yıkılıp yeniden yapılan ve 9 salona bölünen Warner West End sinemasında. Daha doğrusu, fîlm merkezinde demeli. Karşı köşesinde ise dinozorlu Jurassic Park aynı hızla sürüyor. Haftada I0 milyon dolar kazanıyor kasa. Şimdilik 50 milyon oldu. Ama Kaçak,galiba dinozorlan geçecek. Çünkü ne de olsa Jurassic Park, çocukfilmi.Bay Kaçak iseyılm en pansumanh. pomath. sargıbezli ve tentürtiyotlu "avantürivesi" olacak. DıştaGüçlü Olmanın Koşulu Moskova'da hukuk boşluğu HAKANAKSAY MOSKOVA-Rusya'da "yasal" ve Tıukuksal" kavramlan arasında aynük doğmuştur. Yeltsin, halkın oylanna dayanıyor; parlamento iseeski rejimden kaldı yeönemli bölümü seçimsiz, Komünist Partisi kontenjanıyJa başageldi. Bu nedenle Yeltsin'in, halkın kendisine verdiği yetkiye dayanarak böyle bir adım atması belki "hukuksal" değildir, ama "yasaFdır. Yeltsin yandaşlan böyle diyorlar. Muhalefet, hukuku, zemine yasalardan oluşan ayaklarla basan birmasaya benzeterek bu aynma karşı çıkıyor. Kim ne derse desin, ülkeninciddi bir hukuk boşluğuna yuvarlandığı ortada. Bu boşluk, yalnızca yasama organının iptal edilmesinedayanmıyor. Yeni yasama organı olarak önerilen FederalMedis (Devlet Duması) üzerinc hiçbiryasal belge bulunmuyor. Bu yeni parlamentonun da Devlet Başkanı tarafından lağvedilmeyeceğinin herhangi birgüvencesi yok. Rusya'daki politik kamplardan yalnızca birini oluşturan Yeltsin grubunun, sadece ıktidan değıl, medyayı daelinde bulundurduğu koşullarda düzenlenecek seçimlerin ne derecedemokratik olacağı da şimdiden kuşku uyandınyor. Aynca seçilen yasama organında. Yeltsin yandaşlannın azınlık durumunadüşmesi halinde, 12 Haziran 1994'teyapılacağı açıklanan Devlet Başkanîığı seçimlerinin yazgısı da belirsizleşecek. Rusya'nın hukuk devleti olması yolunda son yıllarda atılan en önemli adımlardan biri, bağımsız Anayasa Mahkemesi'nin olmuşturulmasıydi. Anayasa Mahkemesi. yargı organı işlevini yerine getirmekten öte, yürütme ve yasama organlan arasında arabuluculuk rolünü RUSYA de üstlenmişti. Gelişmeler, Yeltsin'in parlamentoyu ve kongreyi dağıtma karannın anayasa dışı olduğunu açıklayan Anayasa Mahkemesi'ni de dağıtmasi olasılığını güçlendiriyor. Ülkedeki hukuk karmaşasının önemli öğelerinden birinin, yeni anayasanın hazırlanması çalışmalanndaki tıkanıklık olduğu görüşü hemen herkesçe paylaşılıyor. İktidarçevreleri arasındaki kavga, Brejnev döneminden kalma anayasanın değiştirilmesini olanaksız kıldı. Budurum, yürütme organı temsildlerinin zaman zaman "Sosyalist ana> asayla bugünkü sonmlar çözülemez" yaklaşırruvla anayasadışı adımlar atmasıyla daha da karmaşıklaştı. Ancak herhalde en önemlisi, 70 yıl "hııkuka gereksinim duyraadan" yaşayan ülkede, pekçok yöneticinin hâlâ konuyu önemsememesi ve hukuk devletini. "Batı'y* hoş görünmek için" yapıîması gereken "hafif makyaj" gibi değerlendirmeleri. Sıradan yurttaşlar bir yana, ülke aydınlan bile soruna fazla önem vermiyor havasındalar. 9 î î n 9 ^ v i l ı i ^ n ı î t n ı î Mekska'nmbaşkentiMeksikoGıy'deöncekigiin y Ş U I l 6O» y i i a O n U m i l binlercegenç25>ıIöncegercekleştirilenSessiz Yürüyüş'ü andı. 24 E>lül 1968'de Meksiko Cit> nin merkezinde toplanan yaklaşık 1 milvon öğrenci ülkedeki anridemokrarik yönetimi kınamak amacıvla bir banşcıi gösteri düzenlemiş, bu da öğrenci hareketleri tarihine Sessiz Yürüyüş olarak geçmişti. YolımıışaşıranIsveçlilerserbestbırakıldı GÜRHANUÇKAN STOCKHOLM - 384 gündûr Irak'ta hapis yatan 3 İsveçü'nin serbest bırakılmalan, geçen haftanın en önemli olayıydı. 8.5 milyon nüfuslanna karşın dünyarun her köşesinde, herolayda var olarak adlan geçen îsveçliler, bu kezde Iraklılar tarafından geçen yıl sının geçtikleri için yakalanan Ericsson'un üç mühendisine bir yılı aşkın süre sahip çıkülar. Irak-Kuveytsınınnda,telefon şirketı tarafından kurulan iki istasyon arasında giderken yollannı şaşıran mühendisler, en yakın BM karakoluna başvurmak için yola çıktıklannda, kendılerini Irak sınırlan içinde bulmuşlardı. Bilmedikleri gerçek, BM karakolunun Irak topraklannda olduğuydu. Yargılandıktan sonra uJusal smırlan izinsiz aşma suçuyla 8'er yıl hapsemahkum edilip Bağdat yakınlanndaki Abu Ghraip hapisanesine gönderilmişlerdi. Hapislik süresince kendilerine son dereceiyi davranılan Isveçlileri, yakınlannın ve İsveç Dışişleri'nin yetkilileri rahatça ziyaret edebiimişlerdi. Başbakan Carl Bfldt ve BM Genel Sekreteri BatrosGaH'nin Saddam Hüseyin'e başvurulan sonuçsuz kaldı. Bir hafta önce İsveç Kralı Carl Gustaf, özel bir kuryeyle Saddam Hüseyin'e birmektup gönderdi. Kral mektupta. İSVEÇ vatandaşlannın herhangi birkötü amaçgütmeden yanlışlıkla sının geçtiklerini belirtti, hapisanede gördükleri iyi muamele için teşekkür etti ve artık serbest bırakılmalannı rica etti. Irak TV'si. kuryenin mektubu verişini canh olarak yayımladı. Sonunda İsveçlilerözgürlüklerine kavuştular ve cuma günü. kahramanlar gibi karşılanarak Stockholm'e geldiler. Irak'ta sının geçtikleri için hapis cezasına çarptınlmış 9 Batılı bujunuyor; bunlardan 3'ü İngiliz. Öte yandan, sosyal demokratlann büyük kongresinin son günü delegeler, parti yönetiminin geçen yıl koalisyon hükümetiyle yaptığı ekonomik anlaşmayı onaylamadılar. Eski Maliye Bakanı Allan Larsson en büyük eleştirilere hedef oldu. Ne var ki Larsson kongreden birkaç gün önce, partinin ekonomik konulanndaki sözcülük görevinden Ingvar Cartsson trafından abnmıştı. Kongre, bu görevi. büyük çoğunlukta sevilen Göran Persson'a verdi. Sosyal demokratlann kongresi, Parti Başkanı Ingvar Carlsson'un liderliğinin sağlam temellere sahip olduğunu kamtladı. Basında çıkan yorumlarda büyük birçoğunlukla bu gerçeği vurguladı. Zola'nınkömür işçileri beyazperdede MtŞEL PERLMAN PARİS- Bir süredir. özellikle Parismetrosunun birçok duvannda görmek mümkündü bir fılmin büyük afîşini. Üzerinde bir sözcük, sadece bir tek sözcük: Germinal. Ve de, öfkeyle ilerleyen kararlı bir grup. Özetle, 19. yüzyıl sonu Fransa'sının çilekeş kömür işçilerinin. ünlü romana Emile Zola'mn kaleminden çıktıktan sonra, şimdi de beyaz perdeye aktanlmış yaşamlan. özgürlük, saygınlık. adil bir ücret ve insanlık arayışlan. Kömürü yeraltında kazıp "yukanya" iletenlerin sancılı ve acımasız yaşamının öyküsüdür, Zola'nın "Germinal'' romanı. Tarih, edebiyat ve sinema olmak üzere 3 aşamadan geçiyorşimdi bu olgu. Şöyle ki 1884'te. Fransa'nın kuzeyindeki Anzin kömür madeninde tam 12 bin kişi gidecektir greve. Zira, ücretin yeterlilik ilkesinedayanılarak hesaplanmasına karşıdırlar. Bir FRANSA yıl sonra, 1885'te, Zola'nın "GerminaTi kitapçı vitrinlerindedir. Bu yapıtın o dönemdeki önemini belirtmek için, 19. yüzyüda kömür sanayiinin gelişme halinde olduğunu, elektriğin yavaş yavaş kendini kabul ettirdiğini, demiryolu ulaşımıyla buharlı denizcilik kuruluşlannın önem kazanmakta olduğunu anımsatmak yeter. Fransız edebiyaünın "dev"lerinden Honore de Balzac, nasıl "tnsanlık Komedisi"ni oluşturan bir kitapdizisi yarattıysa. Emile Zola da, çağını en ince aynntılanna kadar kapsayan "Rongon-Macfjuart" dizisi içine yerleştirmiştir "Gemıinal"i. "Genniııal"den sözetmek, onu tamtmak ve övmek için, şu yeni fılmin Fransa'nın en başanlı yönetmen ve prodüktörlerinden, Claude Berri tarafından çevrilmesini beklemek gerekmedi elbette. Fakat Berri kendialanında ünlü bir yapıma. Zola, büyük bir yazar ve insan haklanyla saygınhğı konulan da dünyanın birçok ülkesinde gündemde olduğu için önümüzdeki çarşamba öğleden sonradan itibaren gösterime girecek söz konusu film merakla bekleniyor. 160 milyon franklık(l Frank= 2 bin Lira) dev bir bütçe. bir bölümü gerçekten işsiz kalmış kömürişçilerininfigüranlığıve ünJü birkaç artistin katılımıyla ortaya çıkanfilm,acaba değecek mi harcanan bu çabalara? Fransa'da 1960'da, kömür, tüketilen enerjinin j'üzde 51.5'ini oluştururken, tam 30 yıl sonra, 1990'da ancak yüzde 8.9"una ulaşü. Fakat, ne olursa olsun. Fransızlann şefkatle "kara suratlar" (gueules noires)diye nitelediği vesayılan giderek azalan. kömür işçilerinin özveri dolu yaşamını sergiiemiş olacak. en azından genç kuşaklara... İLAN MERSİN 3. ASLfYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1992 693-437 Davacı Erol tçöz tarafından davab Gülsen Esen Içöz aleyhine açılan boşanma davasının yapılan duruşması sonunda; Mahkememizin 1992/693-1993/437 sayüı ve 2.7.1993 tarihli karan ile İçel Merkez Mahmudiye mahallesi. cilt 018/06. sayfa 70, kütük sı- ra no 544'te nüfusa kayıtlı bulunan Ahmetoğlu Naaye'den olma 20. 5.1951 d.lu davacı Erol Içöz ile Remzihasan kızı, Faıke Süleyman"- dan olma 25.3.1947 d.lu davalı Gülsen Esen Içöz'ün MK'run 134. maddesı gereğince şiddetü geçimsizlik tıedeniyle boşanmalanna. MK'nın 148/1 maddesi gereğince vefiilidurumlar da dikkate alma- rak taraflann müşterek çocuklan Ahmet Zafer İçöz'ün velayetinin davaa babasına tevdiine, MK'nın 137. maddesi gereğince ve tarafla- nn sosyal ve ekonomik dummlanna nazaran dava tarihi olan 14.9. 1992 tarihinden itibaren kaıann kesinleşmesine kadar aylık 100.000 TL. tedbtrnafakasının davacıdan ahnıpdavalıya verilmesine, temyizi kabil olmak üzere verilen karar davalının adresi tespit edılemediğin- den ilanen teblıgat yapılmasına karar verilmiş olmakla: Davalı Gülsen Esen İçöz'ün iş bu ilanın yayunlandığı tanhten iti- baren (7) gün sonra ilanın yapılmış ve bu tarihten itibaren 15 günlük yasal süresi içinde temyiz edilmediği takdirde temyiz etmemiş sayıla- cağınız ve karann kesinleşeceği hususu karann tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın. 51209 ILAN T.C. BAYBURTSULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya.\o:1993 99 Davacı Sabri Sağlık vekıli avukat Zeki Çolak tarafından davalı Hacı Esat aleyhine mahkememizde açılmış bulunan ızale-ı şuvu davasının mahkememizde vapılan açık duruşması sırasında verilen ara karan gereğınce; Dava konusu Bayburt ili Merkez Şeyhhayran Mahallesi sınırlan içerisinde kain ada no: 3. parsel no: 13'- te davalı olan Haa Esat'ın tüm aramalara rağmen açık adresi lesbit edilememi^ ve adına dava dilekcesi tebliğ edilemediginden gazete ile ilanen tebliğ yapılmasına. bu nedenle duruşmanın 20.10.1993 günü saat 09.00'a btrakılmasına karar verilmiş olup: Adı gecen Haa Esat'ın duruşmada hazır bulunması vcya kendisini bir vekil ile temsilettinnesi. duruşma- dahazır bulunmadığı veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmedığı takdirde HUMK'nun 213 veilgili mûtea- kip maddeleri gereğince duni^manın yokluğunda vapılıp karara bağlanacağı meşruatlı davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen teblıâ olunur. Basın 51IX7 İLAN ELAZIĞ ASLİYE 3. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1990-273 1992'204 Davacılar Hasan Metemirasçılan iledavalı lar HasanYeşil vs.ara- lanndaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda: Mahkememizce davanın kabulü iJe Elazığ Tadım köyü 1245 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapusunun iptali ile davaalar Mahmut Mete, Ahmet Mete, Halil Mete, İrfan Mete. Güllü Erdemli, Penbe Tanm, Ruhiye Mete. Asiye Mete, Huriye Mete, Necla Mete ve Rasime Mete adlanna tapuya tesciline 26.5.1992 tarihinde karar verilmiş olup, davablar gösterilen adreste bulunamadıklanndan. ad- resleri de tespit edilemediginden işbu ilanın yayımlandığı tarihten iti- baren 15gün içindedavalılar Hasan Yeşil, Çiçek Yeşil, A. Rıza Yeşil, Faöna Yeşil, Ali Haydar Yeşil, Ali Hıdır Yeşil, Nuri Yeşil ve Nari Yeşil temyiz etmedikleri takdirde haklannda verilen karann kesinle- şeceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 51159 İLAN HAYDARPAŞA GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Gümrügumüzce Nusretiye Mah. 68 Sk. No: 39 Mersin adresinde mukim Seç Gıda Ticareti ve Müşavırlik Ltd. Şti. adına tesdlli 39316 sayıh, 08,11,1990 tanhli giriş beyannamesi muhteviyaü eşyadan kay- naklanan 36.580.000.-TL. gümrük vergi ve resimleri ile 9.173.000.- TL. DFİF için düzenlenen 13502 sayılı 20.8.1993 tarihli 738/1 örnek yazımız adres yetersizliği nedenıyle tebliğ edilemediginden söz konu- su yazımız yerine kaim olmak üzere 7201 sayılı kanunun 28 ve 29. maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur. HAYDARPAŞA GfRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRÜ Bastn: 40312 ILAN İSTANBUL 5. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DAVALIMUSTAFA KAYA ÖZGÖZE'YE DUYURUDUR. 1993/95 Davaa Nermin Özgöze vekili Av. İsmail Hakkı Ayık tarafından İETT Harekât Sitesı, Suna Sok. No:99 Etıler Istanbul adresi belirtil- mek sureti ile davalı Mustafa Kaya Özgöze aleyhine ikame olunan boşanma davasında. davalının adresi zabıta marifeti ile tespit edile- mediginden dava dilekcesi veduruşma günü, adına gazete marifeti ile ilanen tebliğ edilmiş, yapılan yargılama sonucunda mahkememizce verilen, taraflann'boşanmalanna ve müşterek çocuk. 17.5.1981 d.lu Gülşah'ın velayetinin davaa anneye-tevdi olunmasına, davalı baba ile çocuk arasında şahsi münasebet tesisine, aylık 500.000 TL. işürak nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine. istenmemesi sebe- bi ile yargılama giderleri ve ücreünin vekaletle sorumlu tutulmaması- na ilişkin 14.9.1993 tarih 1993-95 esas. 1993-353 karar sayılı, Yargı- tay yolu açık olmak üzere verilen karann da aynı şekilde gazete marifeti ile ilanen tebligine karar verilmiş olmakla: işbu ilanın neşro- lunduğu tarihten itibaren 7 gün sonra adı geçene tebliğ edilmiş sayıl- mak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 9639 İLAN RİZE SULH HUKUK SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN 1993 8 Rize'nin Müftü Mahallesi'nden Osman oğlu Kemal Altun ta- raflanna Rıze Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 14.6.1993 tarih. 1992'685 esas, 1993 492 karar sayılı ilamına atfen satışına karar verilen Rize'nin Müftü Mahallesi'nde kain tapunun 174 ada, 10 parsel sırasında ka- yıtlı taşınmazın bilirkişi marifetiyle yapılan kıymet takdiri toplam bu taşınmazın arsa, bina ve dükkân değerlerinin toplamı 5.321.744.261.- TL. olduğu tespit edilmiştir. Adresiniz meçhul olması nedeniyle kıymet takdir raporunun ila- nen tebligine karar verilmiştir. Karar gereğince ilanın son yayım tarihinden itibaren 15 gün sonra tebliğ yapılmış sayılacağı. değer takdirineitirazınız varsa bir hafta içe- risinde de satış memurluğumuzun bağL bulunduğu Rıze Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliği'ne başvurmanız ilanen tebliğ olunur. Basın: 51152 (ç siyasetin mahalle kavgasına dönüştuğü bir ortam- dan geçiyoruz. Basında manşete çıkan yolsuzluk haberleri ve iddia- ları siyasi partilerimizi birbirine saldırttı. Sanki ülkenin başka sorunu yok. Elbette yolsuzluklarla mücadele edilmeli ve suçlular cezalandınlmalı. Yargı zaten bunun yollannı göstermiş. Ama siyasi partilerimizin işi "tencere dibin kara " teker- lemesine kadar götürmelerinin ne anlamı var? 1946dan beri siyasi partilere işadamlarınca yardım yapılmıştır. Bunlar bir iş karşıhğı değildi. O dönemde si- yasi partilere. şimdiki gibi devlet tarafından yardım ya- pılmazdı ve partiler ayakta durabilmek için iş çevrelerin- den ve zengin tüccarlardan para yardımı isterlerdi. Bu çevreler de bu yardımı, hem ileriye dönük düşüncelerle hem de siyasi partiler olmadan demokrasi olamayacağı için benimseyip destekledikleri demokratik rejimin ya- şaması için yaparlardı. Buna karşılık, iş karşıhğı alınan paralar, daha doğrusu ihale kazanan kişi ve firmalardan alınan "bağışlar", ya- pılan açıklamalardan anlaşılıyor ki daha sonraki devir- lerin yaygın uygulaması haline gelmiş. Vatandaşın işini yapmak için memurun rüşvet alması suçtur. Ama, ihaleyi alan birfirmaya "Git bizim partinin falan teşkilatına şu kadar para yatır" denmesi üzerine ödenen para rüşvet değildir. Ya nedir? O bir bağış. Ikisinin arasında ne fark var ki? Birinde para peşin, di- ğerinde ise sonradan ödeniyor. Şimdi, yeni bir kanun teklifi hazırlığı var. Rüşvet ve- renlerin, fiillerini itiraf ederlerse, sorumluluktan kurtul- malarını öngörüyor. Biraz soğukkanlı olalım. "Rüşvet vermenin" de "rüşvet alma" gibi suç sayıl- masının bir gereği olduğu neden düşünülmüyor? Kanun teklifindekı gibi bir durum rüşveti kamçılayıp onu daha da yaygın hale getirir. Ayrıca bunun korkunç bir iftira dalgası yaratacağı hiç düşünülmüyor mu? "Efendim, iftiraya uğrayan dava eder" demekyetmez. insanları gereksiz yere uğraşıya sürükleyen ve hayatı çekilmez hale getiren hukuk olmaz. Hukuk bunun tersi için vardır. Hukuk, sadece "koruyucu" değil, "önleyici" de olmalıdır. Rüşvet, dereceli şekilde her ülkede vardır. Geçim sı- kıntısı çekilen fakır ülkelerde daha da yaygındır. Böyle olunca bu hastalığın tahribatını azaltmanın çaresi belli oluyordemektir. Bunu kontrol altına almanın yolu, işleri mümkün olduğu kadar şeffaflaştırmaktan geçer. Velhasıl, ülkemizde son zamanlarda sergilenen siya- si manzara hiç de hoş değil. Içte zayıf olmanın. dışta Türkiye'nin güçlü olmasını engellediğini düşünen yok. Türkiye dışarıya karşı güçlü bir birlik görüntüsü vere- bilseydi, BM Genel Sekreteri Butros Gafi Türkiye ve KKTC'ye karşı bu kadar celalleşebilir miydi? Kalkmış Güvenlik Konseyi'ne yeni bir rapor vermiş. Raporda ge- ne aynı tehdit yer alıyor. Güvenlik Konseyi'nden "gere- kirse Konsey karariannın uygulanması için alternatif yollarm gözden geçirilmesini" istemiş. Güvenlik Konse- yi de, "Peki, öyle yapanz" demiş. Tam bir senaryo. Bunu söyleyenler, ilk önce Bosna-Hersek konusunda ve Ermeni-Azeri çatışmaları ile ilgili olarak aldıkları bun- ca karan masa üzerine koyup şöyle bir baksmlar, baka- lım yüzleri kızarıp vicdanlan sızlamadan oturabilecek- ler mi? Hangisini uygulayabildiler ve bunları uygulamak için başka hangi alternatif yolları aradılar ki? Kan akmasını görmekten adeta hoşlanıyorlar diyece- ği geliyor insanın. Bunlar, Bosna-Hersek'te yeni bir Filistin meselesinin tohumunu ekmişlerdir. Yurtları ellerinden alınmış olan- ların, sakat veyetim kalanların, tevekkül içinde bir kena- ra çekilip sessiz kalacaklarını zannediyorlarsaçokalda- nıyorlar. Adaletsiz çözümü kimse kabul edemez. Zorla uygu- lansa bile. Kıbns için de kan akıta- cak bir çözüm peşindedir- ler. Kıbns sorununun hallini Türkiye de istemektedir, ama her ne pahasına olur- sa olsun değil. Hiç kimse- nin Kıbrıslı Türkler'den iler- de kendilerinin ve çocuk- larının kanını tekrar akıtabi- lecek bir çözüme razı ol- malarını istemeye hakkı yoktur. Genel Sekreter But- ros Gali ve Güvenlik Kon- seyi'nin daimi üyeleri, Boş- naklara reva gördükleri fa- ciadan sonra, Kıbrıs'ta fe- derasyon formülünün kalıcı, adil ve eskinin tek- rarına meydan vermeyen bir çözüm şekfi oiacağına inanılmadığını anlamalıdır- lar. Bunu onlara anlatmak için, ilk önce KKTC'li siya- silerin ülkelerinde halen hüküm süren siyasi krizi aşmanın yolunu bulmaları gerekir. ADALET BAKANLIĞI'NDAN MÜNHAL NOTERLİKLER Aşağıda 1992 yılı gayrisafi gelirleri ve ısimlen yazıb bulunan birinci sınıf noterükler münhaldir. 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 22 ve müteakip maddeleri gere- ğince birinci sınıf noterlerden bu noterliklere atanmaya tstek.li olanla- nn, ilan tarihinden itibaren bir ay içinde bakanlığımıza veya bulun- duklan yer cumhuriyet başsavcılıklanna başvurmalan gerekmekte- dir Posta ile doğrudan bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvur- ma süresi içinde bakanlığa gelmediği takdirde atama ışlemınde naza- ra alınmaz. flan olunur. Sıra no: Miinhal noterliğin adı: 1992yılı gayrisafi getirieri: 1- Elazığ İkıncı Noterliği 1229.619.629.-TL. 2- İskenderun Üçdncü Noterliği 1.190.392.901 - TL. 3- Kaysen ikinci Noterliği 1.109402.991.-TL. 4- Mersin Üçüncü Noterliği 1 312 685.105.-TL. T.C. KAYSERİ3.SULH HUKUK MAHKEMESİ 1993'547 Davacı Turan Aslan vekili avukat Ali.Gengeç tarafından davab Elif Ünal ve Emine aley- hine açılan izaleyi şuyu davasın- da yapılan yargılaması gereğin- ce, kendisine dava dilekcesi tebliğ edilemeyen Emine'ye ila- nen tebligine -karar verilmiş olmakla. dava konusu Kaysen. Seyitgaa Mahallesi 41 pafta, 198 ada ve 18 parsel sayılı kârgir ev bulunan taşınmazın izaleyi şuyuu istenilmiş olmakla, dava- lı Keşzade kızı Emine'nin du- ruşma günü olan 19.10 1993 günü saat 09.00'da mahkeme- mizde hanr olması ve>a kendini bir vekille temsil ettinnesi, aksi takdirde gıyabında karar verile- ceği hususu dava dilekcesi yeri- ne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 17.9.1993 Basın: 51176
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle