20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni. Özgen Acar •Genel Ya>in Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya •Genel Yayın Danışmanr Orhan E>inç #Yazı-ışlen Müdürleri: Aydm Engin (Sorumlu), Celal Başiangıç • Haber Merkezi Müdürü. İpek Çauşlar • Görsel Yönetmen Ali Acar •Düzenleme. tbrahim Yüdn Ankara Temsilcısı: Mustafa Balbay • Haber Müdurü Doğuı Ak«ı AtatürkBulvan- • tstanbul Haberlen: Cevher Kantarcı «DışHaberler Ergun Bakı No.125, Kat: 4. Bakanlıkiar-Ankara Tel. 4195020 (7 Hat). Telex: 42344, Fax: - • --- ^ (4)4195027 • tzmir Ternsılcısı: Seniar Kızık, H ZiyaBlv I352S.2 3Tel:4411220Telev 52359,F?\ 4419117»AdanaTemsılcisı:ÇetiııYiğeııoğlulnönüCd. 119S No: 1 Kat: 1. Tel: 35/255O-35226O1-3522492, Telex- 62155, Fax 3522570 tş - Ekonomı. Dinç Tayanç •Yurt Haberlen Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaörcn • Spor Abdûlkadir Yûcetman • Düzeltme Abdullah YazKi Müe&sese Müdüriı: Erol Erkut • Koordinatör Ahmet Konisan •Muhasebe: Bük-nt Vener • îdare Hfceyin Görer • tşletme ÖnderÇelik • Bılgı-lşlem: Nail tnal •Bilgisayar Sıstem: Mörüvet Çiler • Reklam Reha Işıtman Yavml»>uı >e Basaıc Yem Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncıhk A Ş. TürkocafcCad 39'41Cağaloflu34334İst.PK. 246İstanbulTel. 512O5O5Telex 22246, Fax <1)5I3SS95 27EYLÜL1993 İmsak:4 24 Güneş: 5.49 Öğle:12 00 Ikmdi: 15.21 Akşam: 18.01 Yatsı:19 21 Bilgisayar ekram stres yapıyor • NEWYORK(LBA)- Bilgisayarekranı karşısında çalışanlann, sadece radyasyona değil. strese de maruz kaldıklan belirlendi. Iletişım ve haberleşme araçlanyla ilgili yapılan bazı araştırmalar. çağdaş büro çalışanlanrun kullandığı teknik cihazlann, strese neden olduğunu orta>a koydu. ABD'de Avansville Üniversitesı uzmanlan tarafındanvapılan araştırmada, baa bilgisayarlann ekranından çıkan seslerin özellikle kadınlarda stres kaynağı olduğu belirlendi. Araştırmada. kadınlann östrojen hormonlannınjen üst seviyede olduğu zamanlarda sese daha duyarb olduklan ve bu dönemde bilgisayar etkisinin de yoğunlaştığı kaydedildi. Uzmanlar. aynca. gûrültülü bilgisayar monitörlerinin bazı kişilerde başağnsı, yüksek tansiyon, gerginlik ve tedirginlik gıbi duygulara neden olduğunu bildirdi. Uzmanlar, yeni bir bilgisayar satın almadan önce rahatsız edip etmediğini görmek için monıtör başında yanm saat çahşılmasını önerdiler. Sarılık tehlikesi • GAZİANTEP(AA)- Gaziantep Üniversitesı Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ibrahim Baydar. Türkiye'de, gehşmeçağını biürmiş kişilerin yüzde 90"ının hepatit-A'ya. yüzde 10'unun dahepatit-B'ye yakalandığını söyledi. Prof. Dr. İbrahim Baydar, hepatitlerin. 5 ayn virüsün yolaçtığı(A),(B),(C).(D)ve (E) türlerinin bulunduğunu belirtti. Kan ve kan ürünlerinin uygulanması. enjektörlerin steril edılmeden kullanılması vecinsel ilişki yolu ile bulaşabilen hepatitlerin uzun süreli tedaviyi gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Baydar, şunlan söyledi: "Erişkin yaşa gelmiş kişilerin yüzde 90'ı hepatit-A'ya, yüzde 10'uda hepatıt-B'ye yakalanıyor. Hepatit-B'ye yakalananlann yüzde 10-15'inde kronik hepatit, siroz ve karaciğer kanseri gelişiyor. Hepatit-B, Türkiye için çağın vebası olarak adlandınlan AIDS'tendaha tehlikelidir. Hepatit-B"nin getirdiği olumsuz gelışmeleri önleyecek hiçbir yöntem de yok." Prof. Dr. Baydar. kan ve kan ürünlerinin hepatit mikroplan yönünden incelemelerinin yapılmadan kullanılmaması gerektiğini sözlerineekledi. Şimdi hedef Bizans hazineleri • WASHİNGTON(AA)- Nevv York Metropolitan Müzesı'ndeki yaklaşık 200 parça tarihi eserin 6 yıl süren bir mücadele sonucu Türkiye'ye geri verilmesinin kabul edılmesinden sonra dikkatler VVashington'daki Dumbarton Oaks Müzesi ile Boston'daki Güzel Sanatlar Müzesi'nde bulunan Türkiye'den kaçınlmış eserkre çevrildi. Dumbarton Oaks Müzesi'nde Türkiye'den kaçınlan 100 kadar Bizans döneminden kalma gümüş takı ve tarihi eserbulunuyor. Müze yetkilileri. "Siyon Hazinesi' olarak bilinen eserlerin 6O'lı yıllarda müze tarafından satın alındığını savunuyorlar. Höyökler kazılmayı bekliyor • GAZİANTEP(AA)- Gaziantep'te 170 höyük, binlerce yıllık gizemlı tarihlerinin ortaya çıkanlmasını bekliyor. Kültür Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre 70'i tescilli. 100'ütespitliolan höyüklerden Yesemek, Tilmen. Oylum. Zincirli ve Gedikli'de yapılan arkeolojik kazılarda bolgenin, dünyanın en eskı yerleşim merkezlennden biri olduğu ortaya çıkanldı. Bölgenin. eski Mezopotamya sınırlan içerisınde bulunduğuna dıkkat çeken yetkililer, "Gaziantep, tarihte yaşanan bütün medeniyetlerin izlerinin bulunduğu. dünyanın ilk yerleşim merkezlerden biridir. Oylumhöyük'te yapılan kazılarda. MÖ 6 bin yılına ait buluntular gün ışığına çıkanldı" dediler. Kundura atölyesindeçalışan çocuklar en kısazamanda evlerine, aileterininyanına dönmek istiyorlar. (Fotoğraflar: RIZA EZER) Islahevinin geleceğini bilmeyençocııklaıı • Islahevinin amacı hükümlü çocuklan topluma kazandırmak. Yöneticilere göre tahliyedensonra geri gelen çocuk olmuyor. Ama yine de "içerideki'lerin gelecekle ilgili soruya verdikleri yanıt tek 'bümiyorum.' IŞIK KANSU ~ ANKARA - Gözleri. ellerin- de. Ellen. tutkal. Tırnaklan ile parmaklanndaki yapıştıncılan çıkarmaya çalışıyor. Cızırtılı radyodaki ince sazı basünnası gcrek. hafifçe bağjn- yor: "Buradan çıkınca. iş arayaca- ğım. Dtşardan bitirmelere giri- yorum. Maddi dunımum olursa, ûniversiteye devam edeceğim." O, Ankara Çocuk lslahevi'- ndeki 63 çocuktan biri. 17 ya- şında. Islahevindeki kundura atölyesinde çalışıyor. Ustası. kendisinden çok memnun: "Bu çocuk çok becerikli. İ>i bir tamirci olacak. Ona ayrı bir bölüm açtım zaten" diyor. Dikiş makinalannın hırladığı odaya giriyoruz. İnfaz memur- lannın ceketleri dikiliyor. Ma- kinadan kafasını kaldıran ço- cuğa, "Biz nasıl davranıyoruz. Göster bakalım" diyorlar. Duy- ma ve konuşma özürlü çocuk. ıslahevi yöneticilennin taklitle- rini yapıyor. Çocuğun. el kol hareketlerine kahkahalarla gü- lünüycr. Çocuğun yüzünde de gülücükler. 12-17 yaş arasında çocuk hü- kümlülerin kaldığı ıslahevinin yatakhanesi. yemekhanesi ye- nileniyor. Kütüphane yapılmış. Islahevinden çıkıp kendi başla- nna okullanna gidiyorlar. Okullanndaki arkadaşlan. hü- kümlü çocuk olduklannı bilmı- Islahevindeki kütüphaneden isteyen çocuk yararlanabiliyor. yorlar. Ne çare... Adı üzerinde. çocuk. Öz- bakıyor bir an. Sonra, "Bir şey gelmiyor ki cuklar. topluma kazandınlabilıyorlar mı? lemi. ev ve aile. Söyleşiyoruz ıslahevınde aklıma" diyor. Yöneticileri. daha çok dev- İnce yüzlü. kapkara kaşlan olanı. "gele- letparasız vatılıokuluna benzitiyorlar ısla- cek" ile ilgili sorumuzu yanıtlamakta zor- hevini. Amaç. hükümlü çocuklan topluma lanıyor. Uzun uzun "gelecek" sözcüğüne kazandırmak. bir karşıhk bulamıyor, "Bilmiyonun" diye Tahliyeden sonra. geri gelen çocuk olu- geçıştiriyor. "En çok neyi özledin" diye so- yor mu? Yöneticilere göre olmuyor. Aıle- ruyoruz. yanıt hemen geliyor: de, suç kronikleşmemışse çocuk "suç" işle- -En çok ailemi. evimi özledim. - Evinin neresini özledin? mıyor bir daha Çünkü. özgürlüğünden olacağını. daha yaşamının fılızlendıği bir Y'öneticilere göre bu sorunun da yanıtı olumlu. Örnek de veriyorlar: - Yüksekokulu bıtirmış, özel sektörde çalışan 20-25 çocuğumuz var. Hatta, 10 ta- nesi işadamı... Konuştuğumuz çocuklara soruyoruz. "Sizi, mutlu bir gelecek bekliyor mu" di>e. Karşılıklan, "Evet" oluvor. Islahevinin bahçesinden çıkıyoruz. İkı -İçini, bahçesinı özlüyorum. Arkadaş- dönemde deneyerekgörüyor. Kaldıkîsicili çocuk. başlan öneeğik. ellennde kıtaplan. lanmı özlüyorum. Saçlannı düzenle taramış olanı da "ço- cuk cezaevıne gönderiliyorlar. En büyük cuk" dediğimiz zaman takılıyor. Tavana ceza ve korkuda "kapalı"ya gitmek... Ço- bozuk olanlar. uyum sağlayamayanlar. ço- birbirlenyle konuşarak içeri gıriyorlar. Ak- şamüstü bastınyor. Eve gitmek için bir gün daha düştü. Özel radyo-TV yasası sürüncemede • Yeni yasa hazırlama çalışmalan, hükümette görüş aynlığı- na yol açtı. Devlet Bakanı Müftüoğlu, özel radyo-TV işletici- lerinin yasanın çıkmasını istemediklerini bildirdi. HAKKI ERDEM ANKARA - Özel televızyonlann baskısıyla hükümetin gündemine giren "alternatif rad- yo televizyon yasası", hükümette ve DYP'de sıkıntı varatû. DYP-SHP-ANAP'm uzlaş- masıyla oluşturulan yasa. TBMM'de görü- şülmeyi bekîerken Başbakan Tansu Çiller'in girdiği yeni arayış. hükümette ve DYP'de gö- rüş ayrılıklanna yol açtı. Özel televızyonla- nn. işlerine gelmeyen maddeler taşıyan yasa- yı geçirmemek için. bu taktiği uyguladıklan bildiriliyor. Özel radyo ve televizyonlarla ilgili yasa] düzenleme. Başbakan Tansu Çıller ve Devlet Bakanı Yıldırım Aktuna'nın yaklaşımı nede- nıyle gecikıyor. Deviet Bakanı Güneş Müftü- oğlu, yeni bir arayışa girişin. yasanın çıkışını tehlikeye düşüreceğini söyledi. Müftüoğlu, Cumhuriyet'in sorusunu ya- nıtlarken özel radyo ve tv ışletıcılennin yasa- nın çıkmasını ister gibi görünmelerine karşın. ellerindeki avantajlan yitirmemek için tam tersı bir yaklaşım ve istek içınde olduklannı bildirdi. Müftüoğlu. "Şündi yeni bir yasa ha- zırlığına gidilirse yasa hiç çıkmaz, bu da rad- yo-TV işleticilerinin isteklerinin gerçekleşmesi olur. Onlar yasanın çıkmasından çekinivor- larMedi. Özel radyo ve televizyonlarla ilgili olarak partiler arasında uzlaşmayla hazırlanan yasa önerisi. TBMM Genel Kurul gündeminde bekliyor. Ancak Devlet Bakanı Aktuna. bu öneriyi gözardı ederek Başbakan Çiller'in ta- limatı ile yeni bir yasa taslağı hazırlanması için çalışma başlattı. Aktuna'nın. bu çalışma- da özellikle özel radyo-televızyon ışleticilerin- den gelen eleştirileri dikkate aldığı belirtıldi. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindonık'un koordinatörlüğünde hazırlanan ve DYP- AN AP- SHP arasındaki uzlaşmayla son biçi- mi verilmişolan. TBMM gündemindeki yasa önerisinde. özel radyo ve televizyonlann ça- lışma koşullan belirleniyor. Bu öneriye. üst kurulun oluşumu. yayın ilkeleri. başbakanın durdurma yetkısı ve tekelleşmeyi önleyici dü- zenlemeler nedeniyle eleştinler yöneltiliyor. Eleştıriler. özel radyo-TV işleticilerinden geli- yor. Meclis gündeminde önen yasalaştığı takdirde özel radyo ve televizy onlar belirle- nen ilkeler doğrultusunda ve kendilerine tah- sis edılen frekanslardan yayın yapmak duru- munda kalacaklar. Yasa ile özel televizyon- larda tekelleşmenin önlenmesi de amaçlanı- yor ve gazetelerin bu kuruluşlardaki hisseleri- ne sınır getiriliyor. Meclis gündeminde bekleyen yasa önerisi- nın hazırlanmasında, DYP Grup Başkanve- kıh olarak katkıda bulunan Devlet Bakanı Güneş Müftüoğlu. partiler arasındaki. uzlaş- ma ile hazırlanan öneriyi bir yana bırakıp "sdl baştan" yaparak v eni bir taslak hazırlığına gj- rişmenin. olayı çıkmaza sürükleyeceği kaygı- sını dile getirdi. Deviet Bakanı Aktuna'nın yeni bir yasa hazırlama girişiminin iyi niyetli olduğunu bildiren Müftüoğlu. "Ancak orta- da partiler arasında varılan bir uzlaşma var. Bu durumu gözardı etmemeli. Bu girişim daha önce varılan uzlaşmayı da bozabilir. Lzlaşma olmadığı takdirde yasanın çıktna şansı orta- dan kalkar. Bu platformdan uzakta yeni bir yasa yapmamn şansı yok" diye konuştu. Bugün radyo ve televizyon yayınlanndan büyük şikayetler olduğuna dikkat çeken Müftüoğlu, hiçbir denetim olmadan yayın yapıldığını belirtti ve bu boşluğun ortadan kaldınlması gerektiğini vurguladı. Müftüoğ- lu. yasal boşluk nedeniyle özel radyo ve tele- vizyon işleticilerinin ruhsat ve lısans harcı gibi ödemeler yapmadıklannı. vergılendiril- me ortamından uzak kaldıklanna da dıkkat çekerek "Yasanın çıkmaması ve boşluğun sür- mesi. özel radyo ve TV işleticüerine büyük avantajlar sağlıyor" dedi. KÜLTÜR BAKAM FİKRİ SAĞLAR En yaşamsal sorun Türk dilinin geliştirilmesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Süreklı Türk Dili Kunıltayı'nda Türk dilleri ve lchçe- leri için en uygun yazının Latin alfabesi olduğu vurgulandı. Kültür Bakanı Fikri Sağlar. dilin daralması ve kısırlaşmasının toplumun en önemli sorunu olduğunu belirterek. "Türk dili dünyanın en önemli dillerinden birisidir. Kesin- likle geliştirilmesi gerekiyor. Bu, en yaşamsal so- runlanmızdan biridir" dedi. Dar çekişme Kültür Bakanlığı Yayımlar Dairesi'nin dü- zcnlediğj ikinci Türk Dili Kurultayı. dün sona erdi. Kurultay sonunda açıklanan sonuç bildir- gesınde Türkçe kullanan ülkelerin yazı ve ko- nüşma dillerinde ortak sözcük ve terimlerin sayısının artınlmasının, iletişim ve anlaşmayı kolaylaştıracağı ve dilde yakınlaşmanın da be- raberinde sosyal. ekonomik ve kültürel ya- kınlaşmayT getireceği viorgulandı. Türk dilini konuşan halklar arasında pekişti- rilecek dil ve kültür yakınlaşrnasının banşa ve demokratikleşmeye de büyük katkısı olacağı konusunda fikır birliğıne vanlan kurultay Kül- tür Bakanı Fıkn Sağİar'ın yaptığı kapanış ko- nuşmasıyla sona erdi. Sağlar, konuşmasında. "Türk DU Kurumu ile öteki demekkr arasmd-- ki çatışmavı dar bir çekişme olarak görmekt kurtulrnalıyız. Dönemlerin, hele demokra olmayan dönemlerin attığı adımları bir zon luluğa dayanarak sürdürmenin anlamı yok Bunu dil konusunda hiç yapamavız. çünkü yaşamın kendisidir. Değişimin, dönüşümi gücünü dile aktarmalı, dili o güçle bütünleşti meüviz" dedi. Sağlar. "Dille uğraşmak değü uğraşmamak onu tüketir" diye konuştu. Türk Cumhuriyetleriyle dil konusunda ortak çalı- şmalara da değinen Sağlar, önemli aşamalar kat edildiğini söyledi. İkinci Sürekli Türk Dili Kurultayf na Azer- baycan. Başkurdistan. Kazakistan. Kırgızis- tan. Özbekistan. Tataristan, Tuv a. Türkmenis- tan. Yakutıstan, ABD. Almanya, Bosna-Her- sek. Bulgaristan. Çin Halk Cumhuriyeti, Hol- landa. Japonya. Yugoslavya, Norveç. Polonya ve Rusva Federasyonu'ndan 73 Türkolog ve uzman katıldı. 61. YILDÖNÜMtJM)E ANITKABİR'DE TÖREN Türkçe'ye gönül verenlerin bayramı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dil Bay- ramı'nın 61. y ıldönümü nedeniyle dün Anıtka- bir'de ve Şınası Sahnesi'nde törenler vapıldı. Anıtkabir'deki törene Kültür Bakanı Fikri Sağlar. Dil Derneğı Genel Başkanı Prof. Şera- fettin Turan katıldılar. Istanbul'da olduğu için Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın törene katılamadı. Anıtkabir'deki törene Dil Derneğı yöneticileri. kimi eski tabi senatörler ile dılın özleşmesine gönül verenler katıldı. Anıtkabir'- deki saygı duruşundan sonra İsmet İnönü'nün mezannda da saygı duruşunda bulunuldu. Bir süreden beri hasta olan 95 yaşındaki Ömer Asım Aksov, Dil Bayramfna bir ileti gönderdi. Kendi sesinden Şınasi Sahnesi'nde okunan ileti- de. kapatılan Turk Dil Kurumu'nun Genel Yaz- manı Omer Asım Aksoy. şunlan söyledi: "Rahatsızlığım dolavısıyla uzun konuşamava- cağım. Ancak, şunu söyleyeyim ki bir girişim. top- lumsal istence uvgun düşerse kökleşip gelişir. Yok- sa bir iz bırakmadan söniip gider. Atatürk'ün dil ülküsü toplumun istencine ve bi- u'ncine öyle uygun geldi ki yüzydlann kötü alı- şkanlığından sıvrılamayanlar bile bu akımı yerer- ken yeni türetilntiş sözcükleri bol bol kullanmaktaı kendilerini alamıvorlar. Hadıse' demiyor, "olay" diyorlar; müsavi' de mivor, 'eşıt diyorlar; "merasim" demiyor, "tören diyorlar. 'Yakıt" sö/cüğü ortaya atıldıktan sonra 'mahru kat'ı; "seçmen" sözü varken, 'münteyip'i; 'basın dunırken 'matbuat'ı zorlasanız da artık kimseyı kuilandıramazsınız. llus. Atatürk'ün dil ülküsünü öyle bağnnı basmıştır ki yeni türetiuniş sözcükleri yasaklayaı devlet daireleri bile, kısa bir süre sonra bu vasağ kaldırmak zonında kalmıştır. Atatürk'ün dil çalışmalan için vasiyet ettiği pa ranın kesilmesi de akımın hızını durduramamtştır. Kanm Hazinesi Uşak\asergilensm* • Uşaklılar kendi bölgelerinden çıkanlan değerlerin Uşak"ta sergilenmesini istiyor. Tarih yerinde güzeldir" sloganıyla bir kampanya başlatan Uşak Rotary Kulübü üyeleri amaçlanna ulaşmakta kararlı olduklannı söylüyor. TAŞKINÖZLER UŞAK- Karun hazinelerinin ülkeyegetinlmesinin sevinci ya- şanırken Uşaklılar. kendi böl- gelerinden çıkanlan değerlerin Uşak'ta scraılenmesini istiyor- lar. Uşak Rotary Kulübü bu amaçla "Tarih yerinde gü/el- dir" sloganıyla kampanya baş- l.ıttı. Güre'nın İkiztepe höyü- I'ünden 1966yılındaçıkanlarak \BD"ye kaçınlan Karun hazı- olennın ülkeye geri getırilme- nın yankılan sürüyor. Bu arada Uşaklılar, kendi il- lerinde yaşayan bir uygarlığın ürünlerinin aynı topraklarda sergilenmesini istiyorlar. Kül- tür Bdkanı Rkri Sağİar'ın ABD'dcn getirilen eserlerin Ankara Anadolu Mcdeniyetle- ri Müzesı'nde sergileneceğini bclirtnıesıni olumlu karşılama- yan Uşaklılar hazineyi kcntle- nnde sere,ilcmek üzere istiyor- lar Eserlerin ABD'den ıstenme- sinde öne sürülen gerekçelerin kendileri için de dayanak oluş- turduğunu belirtenlerden Uşak Sanayi ve Ticaret Odası Baş- kanı Erhan Akçay şunlan söy- lüyor: Turizm Potansiyeli artacak "1990 yılında hazinenin Uşak'a verilmesi için dönemin başkanı Bush'a mektup yazmış- tık. L \ garlıkların y arattığı eser- lerin kendi topraklarında yaşa- ması gerektiğini söyiemiştik. Bu eserlerin L'şak'ta sergilenmesini istivonız. Bu eserler kentimizin tanıtımında çok anlamlı olacak- tır. Turizm potansiyelimiz arta- caktır. Bu hazinelerin bir başka müzede sergilenmesini garip karşılıyoruz." Akçaş. "güvenlik durumu gö- zetilerek eserlerin Ankara'da sergilenmesi" gcrekçesıne katıl- madıklannı belirterek "Gerek- çe buysa L şak Müzesi daha gü- venlikli hale getirilebilinir. \ a da yeni bir müze yapılabilir. Ör- neğin, kültür merkezimizin yapı- mı sırasında bir böhım de müze için ayrılabilinir" dedi. Bu arada Uşak Rotary Kulü- bü Başkanı Cavit Köksal hazi- nelenn gen getirilmesi için ken- di kuruluşlan arasında "tarih yerinde güzeldir" sloganıyla bir kampama başlattıklannı belir- terek "Şimdi hazineleri kentimi- ze istiyoruz. Bunun için gereken her şeyi yapmakta karaıiıyız. Daha gü- venli bir müze gerekiyorsa o da açılacak bir kampanyayla sağ- lanır" diye konuştu. SSK PRİMLERİNİZİ EMLAK BANKASI'NA YATIRABİLİRSİNİZ... Sosyal Sigortalar Kurumu ik Emlak Bankası Genel Müdürlüği arasında yapılan protokolle; bütür Emlak Bankası şubelerinin SSH primlerini kabul ettiğini, saygıyh duyuruyoruz. EMLAK BANKASI " D a h a U y g a r B i r Y a ş a m İ ç i n "
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle