27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 EYLÜL 1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN Köşebaşında bedavaya gidensilahlar 4TÇOURRIER B erlin Duvan'nın çöküşünün üzerinden dört yıl geçti. Du- vann çöküşü, banşı değil, dünyada kanşıklıklann başla- masının siragesi oldu. Bugün dün- yada, en ölümcül ve en yıkıa silah- lan edinmek için yanş son bulmak- tan çok öte bir noktada. Soğuk Savaş sonrası ülkeleri, dünyanın toplan ekmekle değiştir- diği bir dönem açmak yerine, silah- lannı yenıleştirmek, Soğuk Savaş sonrası kullanım gereği kalmayan fonlan süahlanmaya ayırmak, ulu- sal savunmaya aynlan büyük harca- malan kamufle etmek için dahice yollar icat ediyor. Bir dizi yeni raporla açıklanan ge- rileme (tüm dünyada savunma har- camalan yüzde 15 geriledi ve geçen yıl Üçüncü Dünya'ya satılan silah- larda yüzde 20 oramnda azalma oldu) o kadar yanlış hesaplar üzeri- ne kurulu ki birçok ülkenin askeri haarhklannı ve bunun temsil ettiği potansiyel tehlikeyi gizleme eğilimi taşıyor. Örneğin bir avuç ülke dün- yadaki toplam silah satışının yüzde 75'inden fazlasını temsil ediyor. Stockholm'deki Uluslararası Banş Üzerine Araştırma Enstitüsü'nden (SIPRI) askeri harcamalar konu- sunda uzman Eva Marie Loofe "İn- san hep daha büyük ve daha etkin si- lahlann peşinde oldu. Silahlanmanın azalması yönûndeki bu yeni eğilim uzun sürmeyecek gözüküyor" diyor. Nükleer silahlann yaran üzerine temel askeri doktrin ve tutum, özünde çok az değişim gösterdi. Bu- güne kadar gerçekleştirilen gelişme- ler, ülkelerin elkin biçimde ve baş- kalannı düşünerek silahsızlanacağı "yeni bir dünya düzeni"ne doğru gi- dişin işaretini vermiyor. ISilah indirimi isteyerek yapılmıyor Savunma bütçelerindeki azalma- nın en büyük nedeni ekonomik. Dış borçlar ve ekonomik durgunluk ne- deniyle, Üçüncü Dünya'nın birçok ülkesi, ağır silah, tank ve savaş uçağı satın alabilmek için yeterince döviz rezervine sahip değil. Bazı sanayileş- miş ülkelerin bile mali açıdan elleri kollan bağlı. Bu arada, Sovyetler Birliği'nin eski müttefıkleri silah alı- mlannıfinanseetme olanaklannı yi- tirdi. Eskiden Moskova bu ülkelerin ucuz ve güçlü silahlara kolayca sa- hip olmalannı sağlayacak krediler açıyordu. Loofe "Hiç kimse isteyerek sUah- lannda indirim yapmıyor. Ekonomi- lerin durumu ivüeşirse silah sabşlan yemden tırmanacaktır" dıyor. Soğuk Savaş'ın sonu, yeni silahla- nn üretimini ve satışını yavaşlatmış olsa bile, son zamanlardaki silah yı- Yalmzca nakit kabul edilir. Soru sonılmaz. ğınını engellemedi. Ashnda. belki de silah transferini kolaylaştırdı. Monterey'deki Uluslararası Ça- lışmalar Enstitüsü'nden silahlanma uzmanı ve Birleşmiş Milletler danış- manı Edward Laurance "Büyük miktarda çok ölümcül silah, son dört yıl içinde neredeyse bedavaya satıldı. Siz bir devletseniz ya da devlet ada- yıysanız, sokak başında, kataloglar- da ve pazarda tonlarca malzeme bu- labilirsiniz. Birçok kişi. yeni devletle- rin ihracatı kontrol için henüz yasa koymamasından vararlanryor" di- yor. Laurance'ın sözünü ettiği ül- keler, eski Sovyetler Birliği cumhu- riyetleri ve büyük politik kanşıklık- lann yaşandığı öteki ülkeler. Avrupah ve Amerikalı uzmanlara göre, Soğuk Savaş sonrasında silah- sızlanmanın tersine bir eğilim izlen- mesinin temel beş nedeni var: Çağlayan etkisi: Büyük ülkeler, yeni antlaşmalar ya da devletlerin parçalanması sonucunda, çok küçük bir bedel karşıbğında ya da bedava küçük ülkelere silah veriyor. Örneğin 1990'da AGİK'in (Avrupa • Soğuk Savaş sonrası dönemde dünya silahlanma yanşından vazgeçmedi. Soğuk Savaş öncesinde aşın silahlanan ülkeler silahlannı yok pahasına küçük ülkelere devrediyor. 80'li yıllarda yüz binlerce ya da milyonlarca dolar değerindeki silahlar, 9O'lı yıllarda hurda demir değerine satılıyor. Güvenlik ve İşbirliği Konseyi) 53 üyesinin imzaladığı antlaşmaya gö- re, tank, savaş uçağı ve öteki savaş gereçlerinin sayısı sınırlanıyor. An- cak, büyük ülkeler silahlannı yok etmektense (bu işin de maliyeü yük- sek) bunlann bir kısmını daha küçük ya dadaha yoksul müttefık- lerine sattı. Ömeğin Almanya yar- dım kapsamında Türkiye'ye 11 tank ve 105 taşıma gereci verdi. Hollan- da, Yunanistan"a 100 tank ve 53 ta- şıma gereci devretti. Bu uygulamanın olumsuz yanı si- lahlann genellikle "sıcak" noktala- ra aktanlması ve çatışma tehlikesinı arttırması. Örneğin Türkiye ve Yu- nanistan hala birbirlerine dost gözle bakrruyor Buna karşın, geçen yıl Almanya, Hollanda ve ABD'den, Yunanistan 592 tank ve 206 taşıma gereci alırken, Türkiye'nin payına 588 tank ve 335 taşıma gereci düştü. Fazlalıklar: Pazarda bir sürü silah dolaşıyor: bu silahlar, Soğuk Sa- vaş'ın sona ermesinden sonra fazla- lık olarak kaldı. 80'li yıllarda yüz binlerce ya da milyonlarca dolar de- ğerindeki bu silahlar, 90"lı yıllarda hurda demir değerine satılıyor. Ör- neğin Armed Forces Joumal dergisı- nin mayıs sayısındakı bir habere göre 1 mıtyon dolara satılan İngiliz tankı Chieftain'in bugünkü değeri 4 bin dolara ınmiş bulunuyor. Bu fı- yat, tankın değerine göre değil, ton başına hurda demirfiyatınagöre be- lirleniyor. Dergiye göre. İngilızler tam donanımlı ve çalışan 800 Chief- tain tankını bu fiyattan satışa çıkar- dı. Modemizasyon: Birçok ülke yeni silahlar satın almak yerine elinde bulunanlan yenileştirmeyi yeğliyor Bu işin maliyeti, yenisini almanın yüzde 20 ile 70'i arasında bir bedele mal oluyor. Uzmanlar. 9O'lı yıllann temel eğilimlerinden birinin hava kuvvetlerinin modernizasyonu ola- cağını behrtiyor. Uzmanlara göre. 9O'lı yıllann en behrgin eğılımlennden biri uçak fı- lolannın modernizasyonu, çünkü ülkelerin büyük bir bÖlümü büyük paralar ödeyerek yeni uçak fılolan satış alacak durumda değil. Değiş-tokuş: Üçüncü Dünya ül- keleri. ekonomik sorunlan silah karşılığı mal değiş tokuş ederek çöz- me yoluna gidiyor. Bu pazarlıklarda silah sunan ülkeler genellikle eski Doğu Bloku ülkeleri. Örneğin Rus- ya, Batı'nın baskılanna karşın, Iran'a petrol karşılığı silah sattı. Yerel üretim: Giderek artan sayı- da ülke çeşitlı silahlann üretimini gerçekleştiriyor. 1990'da Pakistan ağır silah üretmeye başladı, Güney Afnka askeri helikopter üretiyor, gelecek yıldan itibaren kendi tankını yapacak. Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından, Hındıstan daha önce ithal ettiği donanımlan üretmeye karar verdi Bunlann arasında tanklar, helikopterler ve füzeler yer alıyor. Kent devlet Singapur bile eskiden taşınabilir silahlar üretirken şimdi ağır silahlann üretimine geçti. Dikkat çekici bir nokta da, savun- ma harcamalanndaki indirimin her ülke için aynı olmaması. Dünyadaki yüzde 15-oranında indirimin yüzde 50'sı. eski Sovyetler Birliği cumhuri- yetlennde harcamalann azalmasın- dan kaynaklanıyor. Los Angeles Times Robin U right İngiltere Liberal demokratlann ayak sesleri £t Mendt G üneş, mavi bulutlar ve sakın bırdeniz. Burası Liberal Demokrat Partı'nın kongresini yaptığı Torquay kentı. Son birkaç ay içinde alınan başanlı sonuçlar Liberal Demokrat Parti'nin ülke genehnde güçlendiğinin göstergesi olarak ortaya çıkıyor. Kamuoyu araşürmalan partinin gittikçe güçlendiğinı. parti başkanının ülkenin en popüler poliükacısı olduğunu ve Başbakan Jotan Major'ın popülerliğini kaybettiğjni gösteriyor. Tüm olumlu gelişmelere ve başanlara karşın partinin lideri Paddy Ashdovvn temkinli davranıyor. "Hata y apmaya hakkunız yok. Büyük zorluklarla kazandıklarımızı çok kolay kaybedebiliriz" dıyen Ashdovvn bu başanyııktidara dönüştürmek istiyor. Önlem almakta ve halktan gelen desteği politik başanya dönüştürmekte acele etmeİc zorunda olan Ashdovvn, daha önce yapılan hatalann tekrarlanmamasına çalışıyor. Liberal demokratlar daha önce de belediye ve yerel seçimlerde başardı olmuştu ama aynı başanyı genel seçimlerde gösterememişü. Bunun en önemh nedenlerinden biri İngiltere'deki seçim yasalan. Bu seçim sistemiyle ancak iki parti meclise girebiliyor. I Liberal demokratlar I Major'ın kabusu Başbakan Major son haftalarda İngiltere'nin güneyinde başlattığı kampanyada liberal demokratlan bir numarah muhalif, Ashdovvn'u ise devrilmesi gereken adam olarak tanımlıyor. Kampanya 1994 Haziranı nda yapııacak Avrupa Parlamentosu seçimleri göz önüne ahnarak yapılıyor. Liberal demokratlar İngiltere'nin en Avrupa yanlısı partisi olarak tanınıyordu ve bunun bir avantaj olduğunu düşünüyordu. Ama Maastricht Antlaşması'nın hükümet tarafından onaylanması ve Avrupa Para Sistemi'nin getirdiğı düş kınklıklanndan sonra bu imajın hiç de iyi olmadığını anladılar. İngiltere'nin üçüncü partisi olmalanna ve 4 bin 250 yerel yöneticiye sahip olmalanna karşın parlamentoda yalmzca 22 sandalyeleri var. Daha çok sandalye için imajlannı değiştirmek zorundalar. Görüşlerinin birçoğu İşçi Partısi'ninkilere yakın. Ashdovvn'ın başhca yardımcılanndan biri olan Simon Hughes bunu göz ardı etmenin aptalhk olacağını söylüyor. Partinin tabanı da İşçi Partisi ile bir seçim ortakhğma girilmesınden yana tavır koyuyor. Ancak İşçi Partisi Başkanı John Smitfa ve Paddy Ashdown, en azından şu an için buna karşı çıkıyor. Smith, önümüzdeki seçimleri bir yardım olmaksızın kazanabileceğini düşünüyor, Ashdovvn ise hangisi olursa olsun en çok oy alan parüyle pazarlığa oturmak istiyor. Liberal demokratlar ülke çapında hala bir adamın partisi olarak gözüküyor. Paddy Ashdovvn siirekli bir İngiliz Ross Perot'u görüntüsüciziyor: Halkın desteğini alıyor, ama seçimlerde Dyunu alabilecek mi? Lanrent Zecdıini Küba halkı sosyalistolmanınbedelini ödüyor K üba aa çekiyor. Dükkan- lann ve otobüs duraklannın önünde uzayan kuyruklar- da, tarihi nitelemesini hakkeden otomobillerde, 2. Dünya Savaşı'nda kullanılanlara benzer sepetlı moto- sikletlerde, yavaş yavaş çöken bina- lann hüznünde ve neredeyse bom- boş olan otellerde bunu görebilirsı- niz. Yakıt sıkınüsı çeken Havana'da tra- fik sorunu yok, koskocaman bina- lardan hiç ses gelmiyor, park levha- lan boş yere önlerinde bir arabanın konaklamasım bekliyor. Soğuk Savaş'ın ardından yaşanan ekonomik çöküş. Küba'da her yere el atmış. 1989'da Sovyetler Birliğj- nden. 13.3 milyon ton petrol ıthal edilirken, 1992'de bu sayı 5-6 milyo- na düştü. Eskiden, Küba'daki bir ailenin yiye- ceğinin neredeyse yansı sosyalist bloktan gelirdi. Şimdi yiyecek. çok katı kurallarla karneye bağlanmış durumda, ya da korkunç fıyatlarla karaborsa saülıyor. Bir litre sütün fıyaü 20 peso (resmi kurda 1 peso. 1 dolara, yani 11 bin lıraya karşılık geliyor). Bir tavuk 100 peso ve bir şişe çiçek yağı 60 pe- so tutannda. IRusya-Küba ilişkileri bir dönüşüm geçiriyor Herkes, Rusya ile Küba arasında- ki ilişkinin bir dönüşüm geçirdiği konusunda hem fıkir. Şimdikı aske- n işbirlik, askerlerin Sovyet yapımı silahlann kullanımı ve bakımı üzeri- ne eğitilmesi, buna ek olarak _yedek parça sağlammıyla sınırh. Üstelik bu kadarlık bir yardım bile "tama- men tkari bir zeminde" yapılıyor. Küba Savunma Bakanlığı yetkili- leri, Küba'nın bazı yedek parcalan ülkede üretebileceğıni söylüyor. An- cak, sözgelimi özel yağlama madde- lerinin Rusya'dan getirilmesı, bir zorunluluk. Aynca, MIG-29 gibi ağır donammlann, bakım için Rus- ya'ya gitmesi gerekiyor. Ruslann Lourdes'teki elektronık gözlem üssünde (Amerikablann ol- Küba'da yakıt sıkıntısı çekilmesine karşın trafîk sorunu yok. Havana'da yaşayan bu dört kişilik aile utaşım sorununu Küba yapımı iki kişilik bir bisikletle çözmuş. dukça duyarb olduğu bir konu). 2 bin 100 Rus eleman çalışıyor. Geçen kasım ayında Moskova'da, Rusya ve Küba arasında ımzalanan anlaş- mayla ilişkilerin süreklıliği sağlandı. Rus yetkililer üssün START dahil, uluslararası silah kontrolü anlaşma- lanmn işlemesınde önemli bir rol oynadığını ileri sürüyor. Bunun dışında Rusya. 1962'de yaşanan füze krizı döneminde yer- leştirdıği tugayı gen çekti. "Teknik uzman" sıfatlı bazı Ruslar hala ülke- de. ama Kübahlar. sayılannın bir düzineyi bile bulmadığım söylüyor. Kübalı yetkililer, kendi askeri do- narumlannın ekonomik koşullara uydurulması gerçeğini kabul ediyor. 1980'lerin sonunda Küba'mn sa- vunma bütçesi. yılda bir milyar pe- soyu buluyordu. Savunma bütçe- sindeki bu dolgunluk, Angola ve Et- yopya'ya asker gönderildiği ve Kü- ba'nın "uluslararası" olduğu gün- lerde kaldı. Ordunun şimdiki rolü, yalmzca ülke savunmasıyla sı- nırlandınlmış durumda. Kübalı yetkililer. orduda yüzde 30-40 oramnda bir indırime gıdildi- ğini söylüyor. Yetkililer. 150 bin ki- şiden oluşan ordunun, şimdüik ye- terli olduğunu düşünüyor. Buna ek olarak 350 bin yedek kuvvet, kadın ve erkeklerden oluşan 1.5 milyonluk milis güç ve 1400 yöresel savunma bölgesinde yaşayan 4 milyon Küba- lı bulunuyor. Devrimci Silahlı Birlıkler'in Baş- kan Yardıması General Llises Ro- sales del Toro, "Küba kimse için bir tehdit oluşturmuyor ama kendisini savunmaya kararlı" dıyor. Öyle görünüyor ki Küba yönetı- mi, başta Fidel Castro oldukça, ABD politikalannda önemli deği- şiklikler olmasını beklemeyecek. Küba yetkilileri, ABD'nin bölgede haber vermeden gerçekleştirdiği as- keri etkinlıkleri kesinlikle hoş karşı- lamıyor. Küba hükümeti. özellikle de eko- nomik anlamda zorluklann yaşan- dığı şu günlerde. ABD'nin düşman- ca tutumunun (ekonomik ambargo, hükümet destekli radyo ve TV ka- nallanndakı açıklamalar, askeri et- kinlikler) halkın Castro rejimini des- teklemesine neden olduğunu dü- şünüyor. Adanın sorunlan ortaya konduk- tan sonra. ABD'nin ada hakkında yürüttüğü politıkayla Küba'ya de- mokratik bir rejim sunmadığı orta- ya çıkıyor. Jack Mendelsohn Meksika'da demokrasi umutlan bir başka bahara kaldı Carios Salinas'ın amacı demokrasi değil, koltuğunu konımak C umhurbaşkanı Carios Salinas de Gortari'nin gerçekleştirdiği değişim son yıllarda demok- rasi umutlannı arttırmasına karşın. geçen yıl politik reform için vaat et- tıkleri çok sıradan kaldı. Bu vaatle- rin önemli bir kısmı geçen hafta ka- bul edilen yasalarla yerine getirildi. Salinas. politik partilerin fınans- manı için düzenlemeler yapılmasını, seçim kampanyalanndakı harca- malara sınırlama getirilmesi, seçim yetkililennın daha bağımsız olması ve muhalefet partilennin medyada daha fazla yer alması yönünde dü- zenlemeler yapılmasını gündeme ge- tirmışti. Geçen hafta, yasa koyuculann ra- porunu alan Salinas. Meksika'da demokrasinın ilerlediğini beiırtme- dı. Bunun yerine. Kurumsal Dev- rimci Parti'nin üyelenne ve karşıtla- nna yasalann gelecek yılki cumhur- başkanlığı seçimleri öncesinde "'po- litik nezaket"in sağlaması gerektiğı- ni söyledı. Salinas yönetiminde politik ser- bestleşme, partısinin 64 yıllık ikti- dannı riske atmaktansa sağlam- laştırmayı amaçladığı için, en son değişiklikler ne Meksika'da. ne de ulke dışında tepkılere yol açacak. İktidar, muhafazakar muhalefet- ten bu değişimler için destek alırken. solcu lıdcr Cuauhtemoc Cardenas ile ciddı bir pazarlığa girmekten kaçın- dı. Cardenas'ın partisi ülkedeki se- çim sisteminı ağır biçimde eleştiri- yor. Meksikalı yetkililer, değişik- liklerin ABD'nin seçim sistemi üze- rine yaptığı eleştirileri azaltacağını umuyordu. ancak Amerikan Kong- resi'nin NAFTA (Kuzey Amerika sika'daki politik değişimin yavaşlı- ğının bunu daha da arttırdığmı söy- ledi. 1988'de bir kuşku bujutu altında seçilen Salinas (Seçim bilgisayarlan Cardenas öndeyken bozuldu. bir- kaç gün sonra bılgisayarlar yeniden çalıştığında Salinas kazanmıştı), Meksika'da politik rekabetı eşitle- mek için kendisinden öncekilerden Cumhurbaşkanı Carios Salinas. partisinin 64 yıllık iktidannı tehlikeye atmamak için demokrasi yönünde ciddi adımlar atılmasmı engelliyor. Salinas. gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanhğı seçimleri öncesinde makyaj tazelemekten öteye geçmeyen yasa değişikliklerini kabul etti. Serbest Ticaret Antlaşması) üzenn- deki tartışmalan nedeniyle Meksi- ka'daki bu gelışmeler arka planda kaldı. Nevv Jersey'den Demokrat Parti milletvekilı Robert ToriceUi "Politik reform konusunda bizi ciddiye aldık- larını sanmıyorurn" dedi. Temsilciler Meclisi'nın Dış İlışkıler Kurulu'nun Batı Yanmküresi Altkurulu başka- nı olan ToriceUi. NAFTA üzennde- ki kaygılannın arttığını ve Mek- daha çok çaba gösterdi. İktidar. sandık yetkililerinin seçi- minde güçlü etkisini sürdüriırken, lotarya sürecin bir parçası haline geldi. Oy kullananlann pannak izle- rini taşıyan yeni kayıt kartlan, bır- den fazla oy kullamlması olasılığını büyük ölçüde ortadan kaldırdı. Se- çimlerde ilk kez gözlemcilerin yer al- ması kabul edildı. Salinas'ın politik değişıklıklerde- ki öteki çabalarından tarklı olarak. son reform paketi, demokratik ide- allerin göz ardı edildiği kapalı kapı- lar ardındaki toplantılarda yapıldı. Salinas. geçen yıl 1 kasımda yaptığı konuşmasında partisinin geleneksel olarak yararlandığı büyük avantaj- lan ortadan kaldıracağım söylemiş- ti. Yolsuzluklar azalınca. adil reka- bet sorunu. bazı eyaletlerde tartış- malı seçimlerden sonra muhalefet partilerinin şiddetli protesto eylem- leri düzenlemelerine neden olmuştu. Hükümet yetkilileri. iktidardaki partinin uzun zamandır devlet kay- naklanndan büyük ölçüde yarar- lanmasını kısmaya yönelık tartış- malara girmektense, tartışmayı ve muhalefeti bölmeyı tercih etti. Yeni yasalarçıktığı zaman, solun tepkisi tahmin edilebılirdi: Demok- raıik Devrimci Parti'nin liderlerin- den biri olan Ricardo Yalero "Seçim polisi olmak zorunda olmamız üzü- cü" dedı. Ne Valero. ne de öteki par- ti lıderlen bu reform paketiyle se- çimler üzerine düşen gölgenin kal- kacağını umuyor. Valero, gelecek yıl yapılacak seçimlerde pobslik yapmaları gerekeceğıni ve ciddi tartışmalar yaşanmasının kaçını- Imaz olmasından kaygılandıklannı belirtti. The Nevv York Times
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle